27 Temmuz 2024 Cumartesi

Şok Gerçekler.. Akıl hastanelerinde savunmasız hastalara tecavüzler, şiddet, istismar ve ölümler vs (PSYH 1)

                                                   Akıl hastanelerinde savunmasız hastalara tecavüzler, cinsel istismarlar ve çeşitli şekillerdeki şiddet, istismar ve ölümler.. Temsili görseller  (Rapes, sexual abuse and various forms of violence, abuse and deaths of defenseless patients in mental hospitals..) Representative images -(1016)(152)(993)

*'PSİKİYATRİ, BİR ÖLÜM ENDÜSTRİSİDİR' serisi (1)

Bu seri 8 bölümden oluşmaktadır. Şu anda siz ilk bölümde (yani 1.bölümde) bulunuyorsunuz. 'Psikiyatri, bir ölüm endüstrisi' serisinin diğer bölümleri ile ilgili bilgi ve linkleri en aşağıda, "uyarılar, notlar'dan önce okuyabilir ve linklere tıklayarak bu bölümlere gidebilirsiniz. Yada blog ana sayfasından da, sayfayı aşağıya kaydırarak ulaşabilirsiniz. "Psikiyatri ve zararlı psikiyatrik tedaviler (psikiyatrik ilaçlar, Elektroşok (ECT) vb gibi uygulamaları içeren zararlı tedaviler) ile ilgili sizlere anlatılmayanları öğrenmek istiyorsanız, mutlaka okumanız gerekir diye düşünüyoruz.. Ve mutlaka "uyarıları"da okumayı unutmayınız.. Teşekkürler..

1.BÖLÜM : ŞOK GERÇEKLER.. Akıl hastanelerinde savunmasız hastalara tecavüzler, cinsel istismarlar (saldırılar) ve çeşitli şekillerdeki şiddet, istismar ve ölümler..

UYARILAR :  Lütfen unutmayın: Hiç kimse doktor kontrolü olmadan psikiyatrik ilaçlardan kurtulmaya çalışmamalıdır. Buradaki bilgilere dayanarak psikiyatrik ilaçlarınızı birdenbire kesmeyiniz, bırakmayınız.. İntihar, cinayet, şiddet vb gibi çok sayıda tehlikeli olan ve olmayan "ilaç yoksunluk belirtilerine (psikiyatrik semptomlarına)" bir/birden fazlasına sahip olabilirsiniz. O yüzden mutlaka doktorunuza danışınız.  Yazımızı okumadan önce en aşağıdaki UYARI kısımlarını mutlaka okuyunuz. Ayrıca ilaç yoksunluk semptomları ile ilgili bilgileri doktorunuzdan öğreniniz. Bununla birlikte 3, 5 ve 7.bölümlerde konuyla ilgili küçük ama önemli bilgiler de görebilirsiniz. Ayrıca her zaman olduğu gibi eğer kalp rahatsızlığı, psikoloji rahatsızlığınız vs varsa, buradaki bilgiler sağlığınız açınızdan iyi olmayabilir ve bu nedenle bu araştırmayı okumamanızı tavsiye ederiz. Yok eğer "Kimse karışamaz lan benim okumama, illa da okuyacağım!" diyorsanız, o zaman bütün sorumluluk size aittir, bunu unutmayın. Tekrar edelim ki, en aşağıdaki UYARI ve NOTLAR kısmını da okuyun. Her şey gönlünüzce olsun ve nice mutlu yıllar, sağlıklar dileriz..

Araştırmanın Açıklaması..

8 bölümlük bu büyük araştırmanın asıl hedefi, psikiyatrik tedavide, oldukça zararlı ve ölümcül olabilen "Psikiyatrik (PS) ilaçlı tedavi ile diğer (örneğin ECT gibi) psikiyatrik tedavi uygulamalarının yasaklanmasını, ilaçsız tedavi yöntemlerinin hayata geçilmesini.. Toplumun akıl sağlığı yasasının "ilaçsız tedavi yöntemleri"ne göre oluşturulması /düzenlenmesini.. Mevcut yatılı akıl hastaneleri ile rehabilitasyon merkezlerinin "ilaçsız bakım, tedavi ve rehabilitasyon" yöntemlerine uygun bir şekilde hale getirilmesini.. Ve şu an aklımıza gelmeyen diğer tüm zararsız akıl sağlığı uygulama ve düzenlemelerin gerçekleştirilmesini" sağlamaktır. Bunun için yani bu durumu daha iyi anlayabilmek için, bu büyük araştırmayı 8 bölüme ayırdık.

-1.bölümde, tek cinsiyetli ve karma koğuş sistemine uygun bir şekilde dizayn edilen yatılı akıl hastaneleri ile rehabilitasyon merkezlerinin, buralarda kalan savunmasız binlerce masum hasta için olası tehlikelerini gözler önüne serdik. Yani buralar da özellikle de "tek cinsiyetli koğuş sisteminin", "karma koğuşlar" kadar (savunmasız binlerce hasta için) oldukça tehlikeli olabildiğini öğrenmek ile kalmamış.. Yatılı akıl hastaneleri ile rehabilitasyon merkezlerinde verilen ilaç tedavilerinin olası zararları ile birlikte... Özellikle de hastalara hem istemsiz hem de gereksiz bir şekilde PS ilaçları verildiği, enjekte edildiğini ve bu gibi nedenlerden dolayı da hastaların oldukça tehlikeli komplikasyonlarla karşı karşıya kalabildiklerini de öğrenmiş olabilmekteyiz.. Ve aklımıza gelmeyen (örneğin hastane ve RM ortamlarının kötü olması, hastaların durumlarının daha kötü hale gelmesi, çeşitli şekillerdeki şiddet, taciz, tecavüz, istismar vb gibi) diğer olumsuzluklar da cabası.. Ve ayrıca bu konular hakkında bazı tahminler, olasılıklar, şüpheler, çözüm ve önerilerden oluşan fikir ve düşüncelerimiz de bulunmaktadır..

-2.bölüm de özellikle de "PS tedavide ilaçsız tedavi, bakım ve rehabilitasyon yöntemleri";
-3.bölüm de özellikle de "PS olan-olmayan reçeteli ilaçların olası zararları, etkileri" (PS ilaçların çeşitli zararları, yol açmış olduğu saldırı, şiddet, cinayet, intihar vb girişimler, tıbbi hatalar, kimyasal dengesizlik teorisi, diğer tüm reçeteli ilaçlarla ilgili  "yanlış /gereksiz ilaç alınması, reçete edilmesi ve olumsuz sonuçları vb gibi" diğer bilinmesi gerekenler vs vs..) ile;
-4.bölüm de özellikle de "Bilimsel Tıp Dergileri, İlaç Firmaları ve Doktorlar arasındaki Kirli (Mali) İlişkiler ve Olumsuz Etkileri" (ilaç firmaları, bilimsel tıp dergileri ve doktorlar arasındaki mali ilişkiler, bilimsel tıp dergilerinde yayınlanan (en azından bazı) klinik araştırmaların sahte/hayali olması (hayalet yazarlar, hayalet veriler), yapılan sahtekarlıklar, sağlıklı insanların hasta edilmesi (hastalık tacirliği) vs vb gibi konular) ele alınmıştır.

-5.bölüm de ise ilk 4 bölümdekilerin nedenlerini açıklayabilecek çok detaylı bir araştırma "psikiyatri bir ölüm endüstrisi" başlığında ele alınmıştır. Bu bölüm de, ayrıca (Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin dahi bilmediği) özellikle de "hem Psikiaytri'nin kendisine hem de ilaç tedavileri, ECT uygulamaları vb gibi zararlı ve öldürücü Psikiyatrik Tedavi Uygulamalarına karşı, dünyanın pekçok yerinde (özellikle de gelişmiş ülkelerde) yapılan bazı önemli ve ciddi protestolara da yer verdik.. Kısaca "psikiyatri neden bir ölüm endüstrisi" ile ilgili  aklınıza takılan ne varsa, büyük ihtimalle cevaplarını burada bulabilirsiniz..

-6 bölüm de, "Psikiyatri, psikiyatri tedavileri, PS ilaçlarının olası zararları" vb gibi konularda, dünya genelinde özellikle de (quora. com gibi sosyal medya sitelerinde) yapılan dikkat çekici "bazı tartışmalar" ile birlikte bu gibi konularda hasta ve hasta yakınlarına yardımcı olabilecek "bazı faydalı siteler" ele alınmış.. Yine PS tedavileri ve özellikle de PS ilaçların olası zararları konusunda yazılmış dikkat çekici "bazı kitaplar" da buraya eklenmiştir..

-7.bölüm de ise bu bölümlerin hepsini okuyamayan okuyucular için kolay anlaşılabilir olması amacıyla hemen hemen tüm bölümlerden (bayağı uzun bir şekilde) aldığımız dikkat çekici "bazı kısa alıntılara" yer verdik. Ayrıca, hemen hemen tüm bölümlerle ilgili "bazı tahminler, olasılıklar, şüpheler, öneriler ve çözümlerden oluşan "kendi fikir ve düşüncelerimizi" de açıklamaya çalıştık..

-8.bölüm ise okuyucuların daha iyi anlayabilmesi için tüm bölümlerde "ne var ne yok" şeklinde, konu başlıklarını tek tek yazıp, "içindekiler" olarak eklemeye çalıştık. "Hangi bölüm de ne var, hangi konular var" vb gibi buradan rahatlıkla öğrenilebilir.. Ayrıca tüm bölümlerde geçen özellikle de "bazı ingilizce kelimelerin anlamların karışıklığı" konusunda, daha iyi bilgi edinebilmek için ayrı bir ("bu kelimenin anlamı ne, aynı anlam ifade eden iki kelime arasındaki fark ne" gibi)  anlam araştırması yaptık ve bunları "sözlük" kısmında yer verdik. Tabii hepsini değil, bazılarını.. Biz elimizden geldiğince birşeyler yapmaya çalıştık ama tabii doğru da olmayabilir, asıl doğrusunu siz kendiniz araştırıp bulabilirsiniz..

Ve en sonda bu bölümde, tüm bölümlerde geçen konu başlıklarının (sözlükler de dahil)
adreslerini "kaynaklar" kısmında verdik.. "Kaynaklar" kısmını bu bölümde verdik, çünkü bunun nedenleri var.. Birincisi araştırma yaklaşık 1180'den fazla kaynak içeriyordu ve karışık bir şekilde başlayıp ve bittiği ve düzen de bu şekilde ele alındığı için, (örneğin bazı konu başlıkları bazı bölümlere uygun olmadığı için, başka bölümlere taşınmak zorunda kalındı ama adreslere dokunulmadı, o nedenle) kaynakların tek bir düzen şekilde tek bir bölümde kalması daha sağlıklı olabilecektir diye düşündük ve böyle yaptık.. Umarız anlayışlı olursunuz.. Teşekkür ederiz..

NOT : 'Psikiyatri bir ölüm endüstrisidir' serisinin tüm bölümlerine BURADAKİ tanıtım sayfasından da gidebilirsiniz..Teşekkürler..😊

ÖN GİRİŞ -Fikir ve Düşünceler

Bölümlere geçmeden önce konu hakkında (bazı tahminler, olasılıklar, şüpheler, öneriler, çözümler vs'den) oluşan bazı fikir ve düşüncelerimiz..

  "Bir an önce toplumun "akıl sağlığı yasası", "ilaçsız bakım, tedavi ve rehabilitasyon" yöntemlerine göre oluşturulmalıdır. Ayrıca başta YATILI "Akıl Hastaneleri" olmak üzere ruh sağlığı ile ilgili tüm YATILI "Rehabilitasyon Merkezleri", ya KAPATILMALIDIR /"ilaçsız bakım, tedavi ve rehabilitasyon" yöntemlerine göre "yatılı sağlık birimleri" olarak  "tek kişilik modern oda sistemlerine" göre dizayn edilerek uygun hale getirilmelidir.  Ayrıca insanlara zorla, zorbalıkla, tehtidle zehirli ve  ölümcül Psikiyatrik İlaçlar ve ECT (elektroşok) gibi PS uygulamalar verilmemelidir. Bunun sonuçları insanlar için ölüm de dahil çok ağır olabilmektedir. 

Psikiyatrik tedavide "ilaçsız tedavi" yöntemlerinin oluşabilmesi için, "psikiyatrik ilaçların bırakılması" gerekmekte olduğu için, PS ilaçların bırakılması sonrası yaşanabilecek (PS ilaçların beyinde "bağımlılık yapma" ve/veya  "tahribat yapma -zarar verme" derecelerine göre, ölüm de dahil) olası ciddi "ilaç yoksunluk semptomlarının (belirtilerinin)" yok edilmesi ve/veya azaltılması gerekmektedir. Bunun için de  yukarıda belirttiğimiz gibi, yatılı akıl hastaneleri ile yatılı rehabilitasyon merkezlerinin bir an önce "ilaçsız tedavi, bakım ve rehabilitasyon" yöntemlerine uygun bir şekilde "tek kişilik modern oda sistemlerine" göre dizayn edilmelidir. 

Toplumun büyük çoğunluğunun bilmediği birşey de, Psikiyatrinin, kurumlar arasında özelllikle de hukuki açıdan öldürücü oranda sınırsız bir güce sahip olmasıdır. Bu sınırsız güç nedeniyle, çok sayıda masum insanın bir şekilde Psikiyatriden ölüm de dahil çok ciddi şekillerde zararlar görmesine neden olabildiğine dair kanıtlar (özellikle de ABD gibi gelişmiş batı dünyasında endişeler ve bu nedenle protestolar dahi) bulunabilmektedir.. Her ne olursa olsun Psikiyatrinin öldürücü sınırsız gücü, kurumlar arasında (özellikle de mahkemeler, yasa ve kanunlar açısından) ya tamamen ortadan kaldırılmalı/çok ciddi bir şekilde sınırlandırılmalıdır. Vs vs." Daha detaylı bilgi için bölümleri okuyunuz..

Özellikle de "akıl hastaneleri" ile ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde, masum savunmasız zihinsel akıl sağlığı hastalarına karşı ihmal sonucu (oluşan /oluşmayan) ölümler de dahil yapılan tecavüz, şiddet, cinsel saldırı, istismarları ele aldık. Ayrıca hem buraların (yatılı akıl hastanelerinin ve yatılı tehabilitasyon merkezlerinin) kaldırılması /değişime uğraması  yönünde detayları da inceledik, ele aldık.  Ayrıca diğer bölümlerde, bazı kısa alıntıları verdik, ardından da bu bölümlerde geçen içeriklerle ilgili tahmin, görüş, olasılık, öngörü vs'den oluşan fikir ve düşüncelerimizi yayınladık. 'Psikiyatri'ye neden bir ölüm endüstrisi diyorlar'ın sebeplerini, nedenlerini, diğer bölümlerde ortaya konan verilerle "tahminler, olasılıklar, öngörüler, eleştiriler ve bazı çözüm önerileri" vb ile irdelemeye çalıştık. Burada asıl amaç, yanlış gittiği görülen bazı tıp uygulamalarının mesela örneğin psikiyatri uygulamalarının "yeniden düzenlenmesini" ve/veya "tamamen ortadan kaldırılmasını"sağlamaktır.. Örneğin zehirli ve ölümcül olduğu ortaya çıkan psikiyatrik (PS) ilaçlarının yasaklanması /sadece "anlık" olarak saldırgan halde olan insanlarda kullanılması ve ECT denen "elektroşok" uygulamalarının ise tamamen yasaklanmasının sağlanması gibi şeklinde düzenlemelerin yapılmasını sağlamaktır ve tabii ki şu an aklımıza gelmeyen diğer yanlış giden "sağlık uygulamaları"da dahil.. Ayrıca 1.bölümde de belirtildiği gibi, toplumun "akıl sağlığının" korunması ve tedavisi yönündeki "akıl sağlığı yasalarının" bu belirtilen özellikler de dahil akla gelmeyen diğer olumsuzlukların ortadan kaldırılması yönünde yeniden düzenlenmesi ve "akıl hastaneleri"nin tek kişilik modern oda sistemleri ile hastaların bakım, tedavi ve rehabilitasyonlarının (bakım, tedavi ve rehabilitelerinde hastaların güvenliğinin ve sağlığının korunması, iyileştirilmesi ve yeniden topluma adapte edilebilmesi vb gibi açılardan ele alınarak) yeniden düzenlenip-oluşturulması da bizlerin asıl amaçlarımızdandır.. Başka hiçbir amacımız, kinimiz, öfkemiz falan yoktur. Yeterki bu yanlış giden ve hastalara son derece zarar veren tıp uygulamalarına bir an önce artık son verilsin..

                                          "DAMGA - Psikiyatrik ilaçlar yalnızca psikiyatrik ETİKET için reçete edilebilir." (1186)

NOT:  Psikiyatrik teşhisler ile "damgalama /etiketleme" nedir, nasıl yapılıyor, bunları diğer bölümler de özellikle de 5.bölüm de ve 7.bölüm de de konuyla ilgili alıntılar ve fikir ve düşünceleri de okuyabilirsiniz..

** Yatılı Akıl Hastaneleri ile Rehabilitasyon Merkezlerinde ve Akıl Sağlığı Yasalarında acilen bir reforma ihtiyaç vardır.. 

-Akıl hastanelerinin ve Rehabilitasyon Merkezlerinin değişimi ve akıl sağlığı yasaları konusunda acilen bir reforma ihtiyaç vardır..
-Hastalar,  akıl hastanelerine 'iyileşmeleri' için değil, 'kontrol altında tutulmaları' için (mi) getirilir?

 "Tek cinsiyetli koğuşlar, karma koğuşlar kadar çok tehlikelidir.. Derhal "tek kişilik modern oda" sistemine geçilmelidir.."

-Akıl Sağlığı Yasalarında, hem toplumun akıl sağlığının korunması açısından hem de hastanelerin ve rehabilitasyon merkezlerinin mevcut kötü durumunun değiştirilmesi yönünde çok ciddi bir reforma ihtiyacı olduğu görülmektedir. 

1) Toplumun ve kişilerin (özellikle de ailenin) akıl sağlığının korunması için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

2) Akıl sağlığının tedavisinde, (sadece saldırgan olmayan hastalar için ) öncelik olarak "ilaçlı tedavi yöntemleri" değil, "ilaçsız tedavi yöntemleri"nin yerini alması sağlanmalıdır. Ziraa akıl sağlığının tedavisi için önerilen psikiyatrik ilaçların, başta beyin hasarı olmak üzere hem ruhsal hem de fiziksel olarak çok sayıda oldukça zararlarının (hastalıklara yakalanmanın) olduğu bilinmektedir.. Bu nedenle dünya genelinde sayıları resmi kayıtlara geçen binlerce /on/yüz binlerce (hatta resmi kayıtlara geçmeyen, gizlenebilen tahmini milyonlarca olabilen) sakat kalan (yaralanan) ve ölen çok sayıda hastanın olduğu tahmin edilmektedir. Buna (psikiyatrik ilaçların da dahil olduğu) "reçeteli ilaçların üçüncü ölüm nedeni" olarak gösterilmesi de dahildir diyebiliriz.. Psikiyatrik ilaçların olası zararlarını (yaralanma ve ölümlere sebep olduklarını- yani "ciddi yan etkilerini") araştırma bölümlerimizde okuyabilirsiniz..

2) Hastalarla ilgilenecek profesyonel sağlık hizmetlileri ile personellerin (doktor, hemşire, psikolog, sosyolog, çalışanlar, görevliler vb gibi sağlık çalışanlarının)  seçimi, eğitimi, davranış şekillerinin düzeltilmesi vs gibi şu an aklımıza gelmeyen "hastalara karşı" çok sayıda hizmet içi eğitim, öğretim ve davranışların düzenlenmesi gerekmektedir. Ve şuan aklımıza gelmeyen diğer "akıl sağlığı" hizmetlerine yönelik eksiliklerin (örneğin hastaların tam güvenliğinin sağlanması, devletin hastane denetimlerini artırması, gerekli tedbirleri alması, sivil bağımsız birimlerin oluşturulmasına ve denetimlerine izin verilmesi, savunmasız hastaların hastanede sağlık çalışanları (doktor, hemşire ve diğer sağlık hizmetlileri) ve/veya diğer hastalar tarafından "şiddet, istismar ve tecavüz" gibi şiddet ve istismarlara maruz kalıp-kalmadığının tespit edilebilmesi için bağımsız sivil birimler tarafından belli periyodlar (günlük /haftalık) halinde muayenelerin yapılması, hastaların kaldıkları ortamların (hastanelerin ve odaların) hijyenliğinin sağlanması vb gibi tüm eksikliklerin) de tamamlanması yerinde olabilecektir..

-Akıl hastaneleri denetleyen "sivil denetim birimleri" artırılmalıdır. Tamamen BAĞIMSIZ olan "doktor, hemşire, avukat, sosyolog, gazeteci" vb gibi çok sayıda ilgili meslek gruuplarından oluşan yeni sivil denetim birimleri oluşturulmalıdır. Mevcut sivil denetim birimi olarak gözüken İHÖ denetimlerinin yetersiz ve işlevsiz olduğu görülmektedir. Hastaların "psikiyatrik istismara" uğrayıp-uğramadığının özellikle de tecavüze ve/veya cinsel saldırı, istismar ve şiddete uğrayıp-uğramadıklarının tespit edilebilmesi için, hastaların her birinin günlük /haftalık olarak bu sivil denetim birimleri tarafından "muayene"lerinin rutin olarak yapılması yerinde olabilecektir..

-Psikiyatrik hastalara "akıl hastası" tabiri yerine "zihinsel engelli hastalar" tabiri kullanılmalıdır.

-Akıl hastaneleri ya KAPATILMALIDIR /buralara çekidüzen verilmelidir. Hastalar için son derece tehlikeli olan Tek cinsiyetli KOĞUŞ SİSTEMİNDEN derhal vazgeçilmelidir. Hastaların mahremiyetine özel hususi tek kişilik tuvalet, banyo gibi özel kişisel ihtiyaçların var olduğu TEK KİŞİLİK MODERN ODA SİSTEMİNE geçilmelidir..

Hasta güvenliği ön planda tutulmalıdır. Hastaların bakım, tedavi ve rehabilitesinin "hastaların güvenliği" açısından çok hassas bir şekilde ele alınmalı ve uygulamalar bu yönde yapılmalıdır. Hastaların tedavilerinde öncelik "ilaçsız tedavi" seçeneklerinde olmalıdır.. Psikiyatrik ilaçların neredeyse tamamı "beyin" için zararlı olan kimyasal özelliklere sahiptir. Bu psikotoprik ilaçlarhastaların durumlarını bırakın iyileşmesini sağlamasını, durumlarının daha da beter hale gelmesine de sebep olabilir düzeydedir.

-Akıl hastanelerine sadece çok ağır (kendilerine ve başkalarına zarar veren ve/veya verebilecek) durumda olan "saldırgan" hastalar getirilmelidir. Akıl hastanelerine "saldırgan olmayan" zihinsel engelli hastalar (bağırıp-çağıran, küfür eden hastalar da dahil) hiçbir şekilde getirilmemelidir. Çünkü bu durum, onların iyileşmesini zorlaştırabilir ve hatta daha beter (kötü) hale gelmelerini sağlayabilir.  (Okumaya devam edin. Ayrıca konuyla ilgili başka bir konu için BURAYA gidip de okuyabilirsiniz..)

-Akıl hastanelerinde "saldırgan" eğilimli hastalar için, sadece "acil saldırganlık durumlarındapsikiyatrik ilaçlar verilmelidir. Hastaların saldırganlığının olmadığı yani sakin oldukları durumlarda, psikiyatrik ilaçlar yerine "diğer ilaçsız tedavi yöntemleri" kullanılmalıdır. Psikiyatrik ilaçlar ve elektroşok kesinlikle hastalara uygulanmamalı, hatta bunların kullanılması (acil durumlar dışında) tamamen YASAKLANMALIDIR..

-Psikiyatrik ilaçlar ve elektroşok tedavileriinsan beyni için son derece çok zararlı ve tehlikelidir. Bu tedaviler, insanların ömürlerini kısaltabildiği gibi, başta beyin hasarı olmak üzere çeşitli türlerde fiziksel yaralanmalara (çeşitli türlerde hastalıklara yakalanmalara) ve hatta ölümlere dahi sebep olabildiğinden dolayı kesinlikle YASAKLANMALIDIR. Zehirli ve ölümcül olduğu kanıtlanan psikiyatrik ilaçlarsadece acil durumlarda (yani sadece hastaların saldırganlığının olduğu durumlarda) kullanılmalıdır. Hastaların normal sakin oldukları durumlarda, bu zehirli psikiyatrik ilaçlar kesinlikle verilmemelidir. Hastalığından dolayı saldırgan olmayan normal tepkileveren hastaların bu tepkilerini, 'sanki saldırganlık yapıyormuş' gibi gösterip-hastalara zorla bu zehirli ve ölümcül psikiyatrik ilaçlar verilmesi bir insan hakları ihlalidir ve ayrıca çok ciddi bir suçtur da.. Bu, hastaların güvenliğine ve canına yönelik çok ciddi bir saldırı girişimidir. Bunu yapanlar kim olursa olsun cezalandırılmalıdır.. Bunun benzerleri başta ABD ve İngiltere gibi gelişmiş batılı ülkelerde olmak üzere, dünyanın pekçok ülkesinde yaşandığına dair haberler bulunmaktadır. Bunları yapanlar tespit edilip-cezalandırılmaktadır.Türkiye'de de buna izin verilmemelidir.. Ayrıca Elektroşok tedavisi ise ne saldırgan ne de sakin hastalarda hiç bir şekilde kullanılmamalıdır. Bu elektroşok tedavisi tamamen YASAKLANMALIDIR.

-"Saldırgan olmayan" ve tüm "zihinsel engelli hastalar" için DEVLETİN KORUMASI, GÖZETİMİ VE YÖNETİMİ altında "Özel Yatılı Rehabilitasyon Merkezleri" kurulmalıdır. Bu hastaların "tedavisi, bakımı ve rehabilitasyonları" bu tür rehabilitasyon merkezlerinde yapılmalıdır. Bu tür hastaların "topluma kazandırılması, tek başlarına faaliyetlerini sürdürebilmesi" vs gibi hayatlarını idame ettirebilmeleri için, devletin kontrolü, denetimi ve yönetimi altında profesyonel (uzman) sağlık çalışanları (doktor, hemşire, sosyolog, psikolog vs gibi uygun sağlık hizmetlileri) tarafından rehabilite edilmeleri gerekir.. 

Ayrıca sürekli olarak devletin gözetimi ve koruması altında olması gereken (saldırgan olan ve olmayan) tüm zihinsel engelli hastalar da olabilmektedir. Bu hastalar, çeşitli ailevi sebeplerden dolayı ailelerin (anne, baba, kardeş vb gibi aile bireylerinin yaşlılıkları, hastalıkları, bakım yeteneklerinin vb olmaması gibi nedenlerden)  bak(a)maması durumlarından dolayı, sürekli olarak (ömür boyu) devletin gözetimi ve koruması altında "bakım, tedavi ve rehabiliteleri"ne muhtaçtırlar. Bunların ömür boyu "bakımı, tedavisi ve rehabilitesi"nin de buralarda yapılması gereklidir. Sadece saldırgan olan hastalar, saldırganlık durumları düzelene kadar "akıl hastaneleri"ne yönlendirilebilir. Saldırgan olmayan diğer tüm hastaların "bakım, tedavi ve rehabiliteleri" devletin gözetimi ve koruması altındaki bu özel yatılı RM'lerde yapılmalıdır.

"Saldırgan" olan hastalar, yatılı akıl hastanelerinde tedavi gördükten sonra, saldırgan davranışları ortadan kalktığında, doktor kararı ve gözetimi altında, bunların da rehabilite edilebilmeleri için, ilk önce akıl hastanelerinin gözetimi altında olan rehabilitasyon merkezlerinde rehabilite edilmeleri ve daha sonra da doktorların kararları sonucunda, özel yatılı rehabilitasyon merkezlerine yönlendirilerek, buralarda rehabilite edilerek, topluma kazandırılmaları da sağlanabilir..

-Hem yatılı akıl hastanelerinde hem de yatılı rehabilitasyon merkezlerinde, hastaların mahremiyetlerine uygun özel kişisel tuvalet, banyo vb gibi kişisel ihtiyaçlarının olabildiği "tek kişilik modern oda" sistemlerine geçilmelidir.. Akıl sağlığı yasaları buna göre düzenlenmelidir. Hiç bir şekilde "tek cinsiyetli koğuş" ortamı olmamalıdır. Tek cinsityetli koğuş ortamları, karma koğuşlar kadar çok tehlikeli ve gereksiz bir sistemdir.. Bu tür koğuş sistemleri, hastaların iyileşmelerini sağlayamadığı gibi tam tersine durumlarının daha da kötü hele gelmesine de sebep olabilmektedir..

-Yukarıda saydığımız bu ihtiyaçların dışında da "akıl sağlığı hizmetleri" konusunda çok sayıda ihtiyaçlarda olabilir. Bunlar sadece birer örnektir, daha iyileri ve daha fazlası da olabilir. Devletin bu konularda gerekli tedbirleri alması yerinde olabilecektir.

   "Milyarlarca lira harcanılarak yepyeni gıcır gıcır modern şehir hastaneleri yapılıyor.. Aynı hassasiyet akıl hastanelerinin "tek kişilik modern oda sistemlerine" göre dizayn edilmesi, yenilenmesi ve yeni modern akıl hastanelerinin yapılması için de gösterilebilir.."

Neden mi? Çünkü bunun pekçok nedeni olabilir ama bunlardan ikisi başı çekiyor gibi görülüyor. Bunlar;  1) Dünyadan gelen akıl hastanelerinde yaşanan çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismar haberleri ile birlikte ülkemizde de aynı üzücü senaryoların yaşanmış olduğuna dair gelen bazı haberlerin olması.. 2) Önümüzdeki kısa süre bir dönemde, ülkemizde dahi dünya genelinde akıl hastalıklarında inanılmaz bir şekilde bir artış yaşanabileceğinin (hatta bunun başladığına dair bazı bilgiler de var) olmasıdır.. Batının özellikle de bazı gelişmiş AB ülkelerinin (İngiltere gibi) bunu öngörüp, bu konuda daha şimdiden hazırlıklarını yapmaya başladıklarını söyleyebiliriz..

Dünyadan gelen akıl hastanelerinde yaşanan çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismar haberleri ile birlikte ülkemizde de aynı üzücü senaryoların yaşanmış olduğuna dair gelen bazı haberlerin olması, aslında akıl hastanelerine yatırılan hastaların 'iyileşmeleri ve rehabilite edilmeleri' için değil, sanki onların "kontrol altına alınmaları ve kontrol altında tutulmaları' gereken 'azılı bir katilmiş, haydutmuş' gibi muamele görmeleri için getirildikleri yönünde bize bir fikir verebilmektedir, diyebiliriz.. Maalesef bunun böyle olabileceğini gösteren çok sayıda kanıt (akıl hastanelerinde çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarla ilgili haber ve bilgiler) ana akım medyada, gazetelerde, tv haberlerinde, sosyal medyada ve hatta bilimsel araştırmalarda dahi yerini almıştır.. (Bunlarla ilgili verileri, elimizden geldiğince yayınlamaya ve irdelemeye çalıştık..) 'Akıl hastanelerinin değişimi' ve hatta 'akıl sağlığı yasaları' konusunda da acilen ciddi bir reforma ihtiyaç olduğu, gelen haberler ve araştırmalardan açıkça anlaşılabiliyor.. Peki, ne gibi değişimlerin ve reformaların olması gerekiyor?

Nedenini yazı boyunca irdelenen araştırma, haber ve diğer bilgileri okuduğunuz da öğreneceksinizdir.. Öyle haberler var ki, (eğer sizler de birer anne, baba, dede, nine /bir amca, dayı, teyze, yenge vb iseniz), bu haberleri okuduğunuz da ağzınız açık kalacak ve inanın çok duygulanacak ve üzüleceksinizdir.. Çünkü, haberlerde akıl hastanelerde yaşayan hastaların ve ailelerinin, kendi ağızlarından çıkan kelimeler, akıl hastanelerinde yaşananların dehşey verici olduğunu ortaya koyuyor.. Akıl hastanelerinde yaşanan skandallara bakılırsa, özellikle savunmasız hastaların hem personellerin hem de koğuşta beraber kaldıkları diğer hastaların kötü davranışlarına maruz kaldıkları, kötü ortam ve şartlarda yaşadıkları vb gibi sorunlarla karşı karşıya kaldıkları görülüyor.  Hastanelerin bu gibi olumsuzlukları "nasıl gizli bir şekilde kamufle edilebildiği" ise akıllara durgunluk veren bir durum gibi gözüküyor. 

Hastanede kalan bazı hastaların, yaşadıkları dramı ailelerine anlatmalarına rağmen, ailelerin buna inanmaması ve "sana kötü davranmıyorlar, senin iyiliğini istisyorlar!" vb gibi aileleri tarafından kendilerine söylenmesi, hastaların artık yaşama umutlarını kaybetmesine hem de ailelerine olan güvenlerinin zedelenmesine yol açmasına sebep olabiliyorken.. Medyanın "hastaların dile getirdiği ama kimsenin inanmadığı" akıl hastanelerindeki sorunu bizzat ortaya çıkartması üzerine, hem aileler hem de toplumlar dehşete düşmüş durumda oldular.. Aileler, hastanede kalan yakınları için, "onlara inanmayarak ve hastanenin çok güzel olduğunu ima ederek, onlara ihanet ettikleri.." gibi buna benzer ifadelerle pişmanlıklarını dile getirmeye başladıklarını görüyoruz.. 

Ve sizler de aynı şeylerin sizlerinde başınıza gelebileceğinizi (hatta kimbilir belki bunları yaşayanlarınız da olabilir) en azından hayal ederek, eğer kendinizin /sevdiklerinizden bir/birden fazla kişilerin akıl hastanelerinde (ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde) iken neler yaşamış olabileceklerine dair bir fikir edinebilir ve bu nedenle, sizler de ülkenizdeki bu tür sağlık birimlerinde (hastanelerde) acilen bir reformun olması gerektiğine dair bir fikire, düşünceye sahip olabilirsiniz.. 

-Peki bu reform ülkemiz için de geçerli midir? Evet.. Nedenini yazı boyunca okuyarak öğrenebilirsiniz.. Haydi şimdi başlayalım..

GİRİS..

Merhaba sevgili dostlar, nasılsınız, umarım iyisinizdir.. Bu haftaki konumuz yukarıdaki başlıkta olduğu gibi, Akıl hastanelerinde ve Rehabilitasyon Merkezlerinde (RM) (aslında ikisi de aynı kapıya çıkıyor, her ikisi de yatılı olabilirken RM'lerde "ayaktan tedavi" seçenekleri de olabiliyor vs vs) savunmasız hastalara karşı yapılan tecavüzler ve cinsel istismarlar (saldırılar) da dahil çeşitli şekillerdeki istismar, şiddet ve ölümlerle ilgili.. Uzun zamandan beri konuyla ilgili araştırma yapmayı düşünüyorduk ama bir türlü imkan vs olmamıştı. Çünkü başka başka ciddi sorunlarla ilgili detaylı araştırmalar üzerindeydik. Onları da bitirmek üzereyiz. Çok dehşet verici gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle, bu çalışma o kadar uzun ve detaylı bir çalışma oldu ki, bunu ikiye bölmek zorunda kaldık.  Bu araştırma çalışması bittiğinde "akıl hastaneleri (ve reheabilitasyon merkezleri (RM))nde yaşanan dehşet verici olaylara, hastanelerin mevcut bozuk düzenlerinin değişime ihtiyacı olduğuna, ilaçların ölümcül taraflarına, sahte ve/veya yanıltıcı bilimsel araştırmalarabilimsel tıp dergilerinin, ilaç ve aşı firmalarının sahtekarlıklarına, doktorlarla olan kirli ilişkilerine" vb ile birlikte "ilaçsız tedavi yöntemleri" ile ilgili çok sayıda bilgilere sahip olacaksınızdır.. Şu an okuduğunuz bu araştırma sayfası ile birlikte, ardından sonra gelecek olan araştırma sayfasını da okuyarak bilgi sahibi olabilirsiniz..

Bu araştırmanın (çalışmanın) asıl amaçları ise genelde şunlardır;
--------------------------
1) Akıl hastanelerindeki (ve Rehabilitasyon Merkezlerindeki) neredeyse her bakımdan çökmüş olan ve masum savunmasız hastaların her yönden zarar görmesine ve hatta ölümlerine dahi sebep olabilen mevcut bozuk düzenin (sistemin) değiştirilmesini sağlamak.. (Bu nasıl olacak? Aşağıda yayınlayacağımız haberler, araştırmalar vb bilgiler ile birlikte konu hakkındaki fikir, düşünce ve önerilerimizi de ekledik..) ve;

2) Zehirli ve ölümcül olabilen neredeyse tüm ilaçların (özellikle de psikiyatrik ilaçların) olası zararlarını (tahmini binlerce on/yüz binlerce hatta belkide milyonlarca insanın yaralanabildiğini ve ölebildiğini) göstermek ve bunlara karşı bitkisel tedavi seçenekleri de dahil diğer alternatif ilaçsız tedavi yöntemlerini ortaya konulmasını sağlamaktır.. Tabii bu konu sadece bunlarla sınırlı değil.. İlaç firmalarının ne türlü sahtekarlıklar yaptığı, ilaç firmaları ile doktorların nasıl bir ilişki içerisinde olduğu gibi çok sayıda bilgileri de bu araştırmada ele aldık..

Şimdi 1.bölümde ele alacağımız konu, başlıkta da olduğu gibi özellikle de akıl hastanelerindeki tecavüzler, cinsel saldırılar ve çeşitli şekillerdeki şiddet, istismar ve ölümler ile ilgili.. Bunlar maalesef günümüz dünyasında halen yaşanabilen üzücü durumlar. Ama nedense tüm bunlar hem devletler hemde toplumlar tarafından hep görmezlikten gelindi. Görmezlikten gelindiği için de akıl hastanelerinde o bahsedilen üzücü durumların yaşanabildiğini medyadan öğrenebiliyorsunuz. Ama tabii bunlar da sadece buzdağının görünen kısmı.. Ya görünmeyen kısmında neler yaşanıyor? Bilemiyorsunuz..Neler yaşandığı ve/veya ne dolaplar döndüğü konusunda bir bilgi sahibi olamıyorsunuz. Çünkü, adam akıllı bir denetim yok. Böyle bir denetimin olmadığını da bize işte bu yaşanan üzücü hadiselerin yaşandığını gösteren manşet haberleri söylüyor.. İşte tüm bunlar denetimsizliğin, vurdumduymazlığın, toplumsal olarak görmezlikten geldiğimizin neticeleri..Hemen neredeyse tüm dünyada hem devletlerin hem de toplumların uzun zamandır (ki on yıllardır süren bir) vurdumduymazlık, görmezlik içerisinde olabildiği bir gerçek olarak karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Yani hem devletler hem de toplumlar olarak ciddi bir ihmalkarlık söz konusu..

Bu ihmalkarlık, günümüz gelişen teknoloji ve insanlık dünyasına baktığımızda neredeyse bir asır/daha fazla (on yıllardır) süren bayağı gözden kaçırılan bir durum. İhmalkarlık insanlığın henüz gelişmediği insanlık tarihi boyunca süregelen bir durum olmuştur. Ve insanlık bu süreç içerisinde hemen neredeyse her yönden gelişmiş durumdadır, sağlık konusunda da öyle.. Ancak sağlık konusunda özellikle de (kendi başına hayatını sürdüremeyecek derece de olan insanlar ile birlikte, psikolojik açıdan diğer problemli insanların da tedavi görmek üzere kalmış oldukları akıl hastanelerin de ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde ki) sağlıkları ve hayatları konusunda ciddi derece de ihmarkarlıkların olabildiğini fark edebiliyorsunuz. 

Aslında bu ihmalkarlıkları genel olarak (dahası da olabilir ama temel olarak) "sağlık, bakım ve güvenlik konusundaki ihmalkarlıklar" şeklinde açıklayabiliriz.. Bunlar daha çok hekim, hemşire ve diğer sağlık personellerinin yetersizlikleri, prosödürlerin yetersizlikleri, hastane ve RM'lerde koğuş sisteminin devam etmesi, güvenlik yetersizliği, ilgisizlik ve diğer malzeme vb gibi yetersizlikler ve eksiklikleri sayabiliriz.. Tüm bunlar, hastaların özellikle de masum savunmasız hastaların hayatlarını tehlikeye atabilen ihmalkarlıklardır. Bunun, böyle olduğunu gösterebilen çok sayıda kanıt (haber, bilgi, makale, araştırma, çalışma vs) bulunuyor. Bunları tek tek vereceğiz.

Peki, bunları neden veriyoruz?

Aslında bunun pekçok nedeni var/olabilir. Ancak bunlardan en önemlisi tabii ki "akıl hastanelerinde (ve/veya RM'inde) yaşanan üzücü gelişmeleri" ortaya koyarak, bir an önce özellikle de akıl hastanelerindeki bu mevcut bozuk düzenin (sistemin) kökünden değiştirilmesini sağlamaktır. Çünkü bu mevcut bozuk düzen de sadece doktor, hemşire ve diğer sağlık personellerin yetersizlikleri vb gibi eksiklikler değil, hem güvenlik hem de sağlık açısından (özellikle de hastaların iyileşme sürelerini uzatabilen hatta hiç iyileşmemesini sağlayabilen ve hatta masum hastaların hemen her yönden zarar görmesine ve hatta ölmelerine dahi sebep olabilen) kalabalık nüfuslu "tek cinsiyetli koğuş" sisteminin olası zararları da bulunmaktadır. (Bu olası zararları, bölümler de hem haber, makale, araştırma vb bilgilerde hem de kendi fikir, düşüncelerimizde tek tek açıklamaya çalıştık, okuyabilirsiniz..) Bu nedenle bir an önce özellikle de akıl hastanelerinde "tek kişilik modern oda" sistemine geçilmesi gerekmektedir.. Hem de elimizi çabuk tutarak.. Neden? Çünkü..

Akıl hastalıklarına yakalanan insan sayısında bir artış var gibi görülüyor.. Günümüzde giderek artan akıl hastalıklarına yakalanan insan sayısında artışın olması.. Bu artışın pek çok nedeni olabilir ve zaten öyle de olduğunu gösteren bazı haber, makale, araştırma vb bilgiler bulunuyor. Bu bilgilerle birlikte bunun covid aşıları ile bağlantısının olduğu yönünde çalışmalar da bulunuyor.. Bu, ne kadar ilginç bir durum değil mi? Aslına bakarsanız, özellikle de konuya dahil olan araştırmalara baktığımız da, "covid aşısına bağlı akıl hastalıklarının çok nadir!" olduğu ve "bunların bir kısmının aşı tereddütü olan kişilerde gerçekleştiği" vb yönünde bilgiler de verilmiş.. (Tıpkı daha yeni (şubat 2024) ortaya çıkan covid aşısına bağlı kalp ve beyin zararlarının nadir olduğu haber ve araştırmaların olması gibi.. Gerçekten çok nadir mi? Kayıtlara geçmeyen zarar gören ve ölen tahmini milyonlarca insana ne oldu? İşte bu "aşıya bağlı nadir zarar" haberi de buna benziyor gibi..)  Hatta bir araştırma da "covid aşısının akıl hastalıklarını azalttığı.." yada buna yakın vb bir bilgi bile verilmiş.. Yani biri "aşıya bağlı psikiyarik bir zarardan" bahsediyor, diğeri "aşının psikiyarik hastalıkları azalttığı" vb yönünde bahsediyor.. Hangisine inanacağız? Ve bir de "aşı tereddütü olmayan hastalarda böyle bir durum yokmuy muş?", bu da merak konusu.. Gerçekten çok ilginç, değil mi! Olayları nasıl da (adeta ilaç ve aşı firmalarının istediği yönde) kendi taraflarına çevirebiliyorlar, di mi? Bunlar da tıpkı (özellikle de coivd aşıları ile ilgili) bilimsel tıp dergilerinde yayınlanan sayısı belirsiz tahmini yüzlerce hatta binlerce sahte ve/veya yanıltıcı olma olasılığı yüksek olabilen bilimsel araştırmalar, çalışmalar gibi gözüküyor.. Gerçekten de böyle olabilir mi? Bilemiyoruz ama bu, bilimsel tıp dergilerinde yayınlanan makalelerin sahte ve/veya yanıltıcı olması (mesela hayalet yazarlar ve verileri) ile ilgili verileri okuduğunuz da aslında "hımm! böyle olmuş olabilirdiyebileceğiniz bir durumla karşı karşıya kalabileceğinizi tahmin edebiliriz.. Herneyse ister aşı olsunlar ister olmasınlar dünyada giderek artan psikiyatrik (akıl) hastalıklarına yakalanan insan sayısında artışın olduğu bir gerçek gibi görülüyor..

Peki bu (akıl hastalıklarına yakalanan insan sayısında artış olması), neden bu kadar önemli? Önemli olmasının sebebi, eğer gerçekten de günümüzde akıl hastalıklarına yakalanan insan sayısında bir artış varsa (ki öyle gözüküyor) bu, devletlerin "akıl hastaneleri ile rehabilitasyon merkezleri (RM)nin sayılarını artırması "anlamına da gelebilir. ABD ve bazı AB ülkelerinin bu yönde şimdiden çalışmalar başlattığı /başlatmak üzere olabildiğini söylemekte fayda var. Ve bunun böyle olabileceğini gösteren en önemli şeyin, ana akım medyada sık sık yer alan "akıl hastaneleri ve/veya RM'ndeki olumsuz üzücü gelişmeler" ile ilgili haber manşetlerinin olduğunu görebiliyorsunuz. Bu, manşetler boşuna verilmiyor. Özellikle de ABD ve bazı Avrupa (örn. İngiltere gibi) ve diğer gelişmiş ülkelerde yaşanabilen bu üzücü gelişmeler ile yataklı akıl hastanelerinde ve/veya RM'nde mevcut bozuk düzenin değiştirilmesi ve "tek cinsiyetli koğuş" sisteminden de vazgeçilmesi ve "tek kişilik modern oda sistemine" geçilmesi yönünde çağrıların yapıldığını fark edebiliyorsunuz.. 

Peki, bu manşetlerin ve çağrıların asıl nedeni ne olabilir? Her ne kadar akıl hastanelerinde ve/veya RM'nde tedavi ve bakım gören savunmasız hastaların durumlarının ortaya konulması ve iyileştirilmesi yönünde olsa da.. Aslında asıl nedeninin önümüzdeki aylarda (/yıllarda) sayıları giderek artması beklenen, akıl hastalıklarına yakalanan insanların tedavi ve bakımlarının yapılabileceği bu gibi yerlerin daha modern şekilde "yeniden inşası, sayılarının artırılması, gerekli prosüdürlerin düzenlenmesi" vb gibi yetersizlikler ve eksikliklerin tamamlanması olabileceğini tahmin edebiliriz.. Yani eğer, yataklı akıl hastaneleri ve/veya RM'lerindeki bu mevcut bozuk düzen devam ederse, sayıları artan insanların tedavi ve bakımlarında ortaya çıkabilecek olası olumsuzlukların yaşanması durumunda, toplumda "nasıl bir tepki verilebileceği, nasıl bir kaos ortamı yaşanabileceği" konusunda bunu kestirebilmek ve tahmin edebilmek oldukça zor olabilecektir, yani kolay olmayacatır. "Akıl hastalıklarında insan sayısının artması demek, bu gibi yerlerde daha çok sorunun yaşanması demektir." Batı dünyası galiba buna hazırlık yapıyor gibi görülüyor.. Bu, olası olumsuzlukları şimdiden ortadan kaldırmaya çalışıyor gibi görülüyor.. Tabii şimdilik bunlar birer olasılık.. Bakalım ilerde olaylar nasıl tezahür edecek? Neyse.. 

   "Ve anlaşılan o ki "akıl hastanelerinde yaşayan masum savunmasız insanların (yaşamış oldukları ızdırapların ve sessiz çığlıklarının) ahı tutmuş" olmalı ki özellikle de batı dünyası bu konularda ayaklanmaya başlamış gibi görülüyor.."

Neler oluyor dünyada? En son geçen senelerde sanmıyorsam (2022 ve hatta 2016-2022 tarihleri arasında dahi) İngiltere'de çıkan "akıl hastanelerinde şiddet" ile ilgili çeşitli skandallar sonrası (bunların bir kısmını haberlerini aşağıda verdik, okuyabilirsiniz), yavaş yavaş (başta İngiliz medyası ve toplumu olmak üzere) araştırmalara da dahil ele alınmaya başladığını söyleyebiliriz.. Bu skandalların 2023 ve hatta bu senede (2024) de devam ettiğini gösteren haberler ile de karşılaşabiliyosunuz.. Gerçi bu seneki haberler, öncekilerden kalan skandallarla ilgili gibi gözüküyor.. Tabii, şimdilik bu süreç yeni ve biraz da hassas bir konu olduğu için yavaş ilerliyor gibi görülüyor. Ama bu adımların atılmasını bile herhalde yeterli olmasa da iyi bir başlangıç olarak görebiliriz. Tabii sadece İngiltere örnekleri değil, diğer ülkelerden de bazı gelişmeler de var bu konuda.. Onları da elimizden geldiğince ele almaya çalıştık..

Neyse, şimdi konuyla ilgili düşüncelerimizi ve çözüm önerilerimizi elimizden geldiğince ele almaya çalışalım.. Daha sonra da konuyla ilgili haber, makale, bilimsel çalışma vb gibi bilgileri bölümlerde verelim..

*Savunmasız hastalara tecavüzler, cinsel saldırılar, şiddetler, istismarlar ve genellikle ihmal kaynaklı ölümler..

Sorun neydi? Akıl hastanelerinde ve Rehabilitasyon merkezlerinde savunmasız hastalara karşı açık ve/veya gizli şekillerde yapılan çeşitli şekillerdeki tecavüzler, cinsel istismarlar (saldırılar), şiddetler, diğer istismarlar ve (genellikle ihmal sonucu gerçekleşen) ölümler..

Kimler tarafından? Doktorlar, hemşireler, diğer sağlık çalışanları (personelleri) ve/veya diğer hastalar tarafından.. "Yok canım daha neler? Olmaz öyle şey, gözlerimle görmeden inanmam!" demeyin, özellikle de bölümler de geçen haber, makale vb bilgilieri, araştırmaları okuyun, öğrenin.. Bakın bakalım gerçekte dünyada neler oluyormuş bu konuda?

**Bir İllüstrasyon.. 
Hadi gelin, şimdi şöyle bir hayal kuralım.. Bir düşünün.. Eşiniz, kızınız, anneniz, kız kardeşinizin veya çok sevdiğiniz bir yakınınız, arkadaşınız vs hastanızın çok ciddi bir psikiyatrik hastalığı olduğunu ve bu hastanızın "tedavi, bakım ve rehabilitasyonun" yapılabilmesi için de bir akıl hastanesine ve/veya rehabilitasyon merkezine vs yatırıldığını hayal edin.. (Veya bu illa da kız/kadın bir hastanız olacak diye bir kaide de yok.. Erkek çocuğunuz, kardeşiniz, babanız, yakınınız vs de olabilir.. Ama genel olarak kız/kadın hastalar daha çok istismara uğradığı için bu yönden ele alırsak..)

- Ve hastanıza tedavi, bakım ve rehabilitasyonun yapılmasını beklerken, gizli bir şekilde tecavüze ve hatta defalarca tecavüzlere uğradığını da hayal edin.. (Bu, çeşitli şekillerde şiddet ve istismar, cinsel istismar (saldırı) ve hatta ölümler şeklinde de olabilir ama en vahim ihtimal olarak tecavüzü ele alırsak..)

- Bu konuda daha da ileriye gidelim.. Bu hastanız eğer "kendisinin ne yaptığının ve kendisine de neler yapıldığının dahi farkında bile olmayan" bir hastanız ise, hastanız dolayısıyla tecavüze uğradığının farkında bile olmayacaktır..

- Eğer hastanız tecavüze uğradıysa, hastanızın hamile kalma olasılığı da olabilecektir. Hastanız, tecavüze uğradığının farkında bile olmadığı gibi hamile kaldığının da farkında bile olmayabilecektir..

Delilleri ortadan kaldırmak.. Hastanelerdeki örtbas kültürü..

- Ama hastanenin /rehabilitasyon merkezinin, suçlanma korkusu ile hastanın tecavüze uğrama ve hamile kalma olasılığını ortadan kaldıracak ve adli tıp birimlerinde bile ortaya çıkarılamayacak bir takım tıbbi müdahaleler yaptığını ve bu tecavüz ve hamile kalma olayını bu şekilde örtbas ettiğini varsayalım..

- Bu hastanız büyük ihtimalle hayatı boyunca burada kalacak.. Eğer bu tecavüz skandalı ortaya çıkartılmazsa, hastanızın hastanede /rehabilitasyon merkezinde defalarca tecavüze uğrama ve hamile kalma olasılığı da olabilecektir.. (Hastanızın tedavi gördükten sonra serbest bırakılması da hastanızın, gerçekte tecavüze uğramadığı ve hamile kalmadığı anlamına gelmeyebilecektir.. Ya tecavüze uğradı ve hamile kaldıysa? Hem de defalarca.. Kimbilir belki de, hastanelerde ve/veya rehabilitasyon merkezlerindeki örtbas kültürü nedeniyle, bunu hiçbir zaman öğren(e)meyebilirsiniz..)

- Veya hastane /rehabilitasyon merkezinin, yine suçlanma korkusu ile hastanın tecavüze uğrama ve hamile kalma olasılığını ortadan kaldıracak bir takım tıbbi müdahaleler yap(a)madığı için hastanın ölümüne sebep olabilecek ve adli tıp birimlerinde bile ortaya çıkarılamayacak bir takım tıbbi müdahaleler yaparak hastanın ölümüne sebep olabildiğini de varsayalım..

- Veya hastanın tecavüze değil de çeşitli şekillerde şiddet ve istismarlara (saldırılara) uğradığını ve hatta öldüğünü ve hastane /rehabilitasyon merkezinin, suçlanma korkusu ile yukarıdaki aynı işlemleri tekrarladığını varsayalım..

* Ve siz bu gerçeği (örneğin eğer bu tecavüz skandalı ortaya çıkartılmadığı sürece), belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceksiniz.. Bu durumda ne yapardınız? Doğal olarak hiç bir şey bilmediğiniz için hiç bir şey yapamayacaksınızdır..

* Veya skandallar ortaya çıktığında, ne yapardınız? Skandallar ortaya çıktığın da, belki hem sizin hastanız hem de diğer hastaların hayatları da bu şekilde kurtulmuş olabilecektir..

Ve aklımıza gelmeyen diğer olasılıklar..
---------------------------

Bu olasılıklar (hadiseler), aslında ne kadar korkunç şeyler öyle değil mi? Ama maalesef bu anlattığımız üzücü olasılıkların (hadiselerin) hepsi/bir kısmı, özellikle de yabancı ülkeler de akıl hastanelerinde ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde yaşanılabilen gerçekler olarak karşımıza çıkabilmiştir.. Bunlarla ilgili haber, makale, araştırma vs bazı bilgileri bölümlerde verdik, okuyabilirsiniz..

Peki ya ülkemizde? 
Hiç düşündünüz mü? Ülkemiz maaleesef bu konuda adeta tam bir sır küpü gibi! Neler olup-bittiğini bil(e)miyoruz.. Bildiklerimiz sadece medyaya yansıyanlar kadar.. Ya yansı(ya)mayanlar? Peki, bu konuda asıl gerçek ne? Ülkemizdeki durum, medyaya yansıyanlar dışında nedir, nasıldır (yeterince bağımsız ciddi araştırmalar olmadığından dolayı herhalde) tam olarak bilin(e)memektedir, diye düşünebiliriz. Yoksa var da biz mi bilmiyoruz? Orasını bilemicez ama umarız ülkemizde, yabancı ülkelerde olduğu gibi akıl hastaneleri ve/veya rahabilitasyon merkezlerinde, gizli-saklı kötü eylemler yapılmıyordur.. "Devlet denetliyor ya!" diye düşünüyorsanız.. Yabancı ülkelerde de devlet denetimi var ama bakın işte skandallar peşpeşe patlayıverdi.. Devletin denetlemesi yetmez, "doktor, sağlık çalışanı, avukat, psikolog, sosyal hizmetler, gazeteci" vs gibi bağımsız uzman birimlerinden oluşan denetleyici sivil toplum örgütlerinin de bu tür denetimlere mudahalede olması gerekir, diye düşünüyoruz.. 'Eee bir insan hakları örgütü var ya, onlar denetliyor, yetmez mi?' Hayır yetmez.. Neden?

* Denetimlerde uluslarası standartlar olabilir ama bu yeterli mi? Değil.. Ülkemizde böyle bir örgüt var mı? Tam olarak emin değiliz ama sanmıyorsam ülkemizde bir insan hakları örgütü bu denetimleri yapıyor gibi.. Ama bu yeterli mi orası tartışılır? Gördüğümüz kadarı ile tıbkı yabancı ülkelerde olduğu gibi klasik bir denetim yapılıyormuş gibi gözüküyor.. Denetimler uluslararası standartlara uygun da olabilir.. Ama bu, hiç birşeyi değiştirmez.. Yani hastaların çeşitli şekillerde şiddet, istismar, cinsel istismar(saldırı) ve tecavüzlere uğrayıp-uğramadığını ve hatta ihmal sonucu gerçekleşen ölümlerin olup-olmadığını ve nedenlerini de bu uluslarası standartlar tespit falan edemez.. Çünkü etseydi, yabancı ülkelerdeki bu yöndeki skandalların hiçbiri ortaya çıkmazdı herhalde.. İşte sıkıntının temel nedenlerinden biri de bu gibi gözüküyor.. Denetimlerde uluslararası standartlar bu gibi nedenlerle yeterli olmayabiliyor..

KAFAMIZ KARIŞTI.. Bir de dikkatimizi çeken bir şey oldu bu konuda.. Örneğin "İHÖ elemanlarının hastane önünde beyaz önlüklerle gülücüklerle poz vermesi gibi.." "Ya bundan daha doğal ne olabilir ki, amma şüphecisiniz ha!' diyebilirsiniz.. Ama bu şahsen biraz garibimize gitti.. Yoksa bize mi öyle geliyor, bilemiyoruz? O beyaz önlüklüler, hastane sağlık çalışanlarından mıdır yoksa İHÖ'nün kendi elemanlarından mıdır, nedir orasını pek çözemedik.. Eğer hastane çalışanları (doktor, hemşire ve/veya diğer personeller) ise, onlarla böyle içli-dışlı olmak ne kadar mantıklı ne kadar sağlıklı? Bu durum, hastane denetiminin de "Bu nasıl denetim?" diye sorgulanmasına neden olmaz mı? İşin ciddiyetinin dışına çıkıldığını hissediyorsunuz.. Tabii İHÖ elemanı da olabilirler ama asıl mesele zaten bu fotoğraf değil..

Örneğin mesela hastane denetimlerini yapacak "Bağımsız Örgütler", devlet destekli olmamalı, devletin atamış olduğu bir örgüt ise hiç olmamalı.. "Devlet, hiç kendini ateşe atacak, suçlayacak sivil bir örgütü iş başına getirir mi? Getirirse bu örgütün yapmış olduğu işler ne kadar sağlıklı ve güvenilir olur?" Tabii ki İHÖ ve bunların elemanları da bağımsız olabilir ve devlet destekli de olmayabilir, bu da ayrı bir konu.. Biz başka bir durumdan bahsediyoruz.. Mesela..Bağımsız denetim mekanizmaları (bağımsız sivil toplum örgütleri), devletten bağımsız olmalıdır. Denetim elemanları (doktorlar, hemşireler, sağlık çalışanları, hukukçular, gazeteciler, sosyal hizmetliler vs) herhangi bir siyasi partiye, görüşe vs bağlı olmamalı, tamamen bağımsız ve hür iradeye sahip olmalıdır.Hastane çalışanları (doktorlar, hemşireler, diğer sağlık çalışanları vs hastane personeli ve yönetimi) ile yakın ilişki içerisinde olunmamalı, aralarında uzak bir mesafe olunmalıdır. Aynı hassasiyet siyasal iktidar, muhalefet, devlet kurumları da (özellikle de Türk Tabipler Birliği (TBB) gibi diğer sağlık birimleri de) dahil diğer tüm kişi ve kurumlar için de geçerlidir.. Denetim ve sorgulamanın temelinde bu olmalıdır.. Tabii bunlar sadece aklımıza gelen olasılıklar, dahası da olabilir.. Bunları da yeri geldiğince ele alabiliriz.. Şimdi araştırmamıza başlayalım..

BAŞLAMADAN ÖNCE.. KULAĞA KÜPE OLSUN.. "Eğer bir doktor, bir uzman ve/veya bir yönetici, siyasetçi vs kalkıp da; "Şimdiye kadar bizim hastanemizde (/rehabilitasyon merkezimizde (RM)) böyle olaylara hiç rastlanmamıştır. Bizim denetimlerimiz tamdır, sıkıdır!" vs gibi bir söz söyleyebiliyorsa, bilin ki o kişi/kişiler ya yalancıdır ya çok saf bir kişiliğe sahiptir /bu hastane/RM vs yeni açılmış olabilir herhalde.. Ama öyle de olsa, doğru söyleme olasılıkları neredeyse sıfır düzeyindedir. Neden, çünkü evet olaylar açığa çıkmamış (medyaya ve/veya adli yargıya yansımamış vs) olabilir ama o olayların örtpas etme kültürü nedeniyle "saklanmış olma ihtimali" de olabilir.. İşte bu yüzden, "bağımsız ciddi sıkı denetimlerin olmadığı bir ortamda, bu sözlerin hiç bir değeri de yoktur", diyebiliriz.."

** Yatılı akıl hastanelerinde ve rehabilitasyon merkezlerinde koğuş sisteminin olması ve hastalara olası zararları..

- Şimdi gelelim, yatılı akıl hastaneleri ve Rehabilitasyon Merkezleri (RM)'ndeki karma ve tek cinsiyetli koğuş sistemlerinin zararlarına..

                                                   Tek cinsiyetli bir koğuş görüntüsü.., Representative images (1126) 

   "Tek cinsiyetli koğuşlar, karma koğuşlar kadar çok tehlikelidir.. Derhal "tek kişilik modern oda" sistemine geçilmelidir.."

Karma ve tek cinsiyetli koğuş sistemlerinin olumsuz gelişmeleri ile ilgili detaylı bilgiyi aşağıda iyice derledik.. Konu ile ilgili bazı haber, veri, araştırma ve/veya bilimsel çalışmaları da verdik.. Okumaya devam edin.. Örneğin, çoğu yatılı akıl hastanelerinde ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde "koğuş sisteminin" olduğu görülebiliniyor. "İster tek cinsiyetli olsun isterse karma olsun, koğuş sistemi, hastalar için uygun değildir.." Bunun pek çok nedeni vardır. 

Bunların en başında gelen neden ise, "hastaların (hem psikolojik hem de genel sağlığı açısından) durumlarının iyileşmemesi hatta daha da kötüye gitmesi" olasılığının olmasıdır.. Bunun nedenin ise tamamen "koğuş sistemi ve hastane ortamı" ile alakalı olduğunu fark edebiliyorsunuz. Örnekler çok sayıda sıralanabilir.. Bunlardan biri ve en önemlisi "başka başka hastalarla karşılaşma, onlarla beraber kalma (aynı koğuşu paylaşma)" vs gibi.. Bu, hasta için neden bu kadar kötüdür? Çünkü.. Hastaneye iyileşmeye ve rehabiliteye gelen bir hasta, 'karşısında garip hareketler yapan çok sayıda hastayı görünce', zaten ip orada kopmuş oluyor.. Hasta iyileşmeye ve rehabiliteye geldiğini düşününce, tüm bu olumsuzlukları görünce, (bir nevi kendisini buraya tıkan ve kendisine bakan kişilerin (örneğin ailesi, çevresi, doktor, hemşire ve diğer personeller vs gibi) kendisini tam bir deli gibi gördükleri ve kendisinin de tıpkı bunlar gibi DELİ olduğu gibi ve hatta "Benim bu delilerin yanında ne işim var?!" gibi bir algıya kapılmasına ve dolayısıyla), hastanın durumunun daha da kötüleşmesine neden olabilmektedir, diye tahminde bulunabiliriz.

Tabii bu "kötüleşme" sadece bununla sınırlı değil.. Zaman içerisinde diğer hastaların, kendisini bir şekilde (kendi kendine konuşma, bağırıp-çağırma, şiddet gösterme, cinsel saldırı (istismar), tecavüz) de dahil çeşitli şekillerde istismarları yapması /yapmaya çalışması da, hastanın durumunun iyileşmemesine ve hatta daha da kötüleşmesine zemin hazırlayabilmektedir, diyebiliriz. Aslında diğer hastaların sadece 'kendi kendine konuşması, bağırıp-çağırması' bile, oraya iyleşmeye ve rehabiliteye gelen bir hastanın durumunu iyice bozabilmesi ve daha da çıkmaz hale getirebilmesi için yeterlidir, diyebiliriz.. Çünkü, oraya iyileşmeye ve rehabiliteye gelen bir hasta, (yukarıda da belirttiğimiz gibi karşısında "normal" bir insan / insan topluluğu görmesi gerekirken, tam tersine) "garip hareketlerde, konuşmalarda vs" bulunan bir/birden fazla hastanın durumuyla karşılaştığında ve üstelik bir de onlarla aynı koğuşu paylaştığını düşündüğünde deyim yerindeyse adeta şok geçirmesine ve bu durumunda bir daha asla düzelmemesine, iyileşmemesine zemin hazırlayabilir olabilmektedir, diye tahminde bulunabiliriz.

  "Bu vb durumların, hastaların, hastane ortamında sağlanması gereken sessizlik ve kendi özel alanlarının olması (örneğin kişiye özel tuvalet, banyo, lavabo vb gibi temel ihtiyaçların olduğu tek kişilik oda siteminin olması) vb gibi bir "HUZUR ORTAMININ" SAĞLANMAMASI (olmaması) ile de alakalı olabileceği ve bunun da diğer tüm sorunların ana kaynağı olabileceğine dair bir tahminde bulanabiliriz.." Ve bunun böyle olabileceğine dair bazı verileri, bazı "akıl hastanelerinde şiddet ve istismar" vb haber ve araştrmalarında okuyabiliyoruz..  Yani tüm bunların benzer örneklerini son dönemlerde yabancı medyadan gelen "akıl hastanelerinde şiddet ve istismar" vb içerikli sosyal medya haberlerinden, içeriklerinden görebiliyorsunuz.. (Onlarla ilgili bilgileri bölümlerde okuyabilirsiniz..)

-'HUZUR ORTAMI' demişken.. Bazı aklıevveller, dar bir çerçeve ve anlayıştan baktıkları için, "Yav onlar zaten hasta, ne yaptıklarının farkında bile değiller, onların tek kişilik odaya, huzur ortamına ihtiyacı yok/olmaz!" gibi buna benzer yanlış bir düşünceye sahip olabiliyorlar. Buna, konuya 'dar bir çerçeve ve anlayıştan baktıkları' için "yanlış düşünce" diyoruz çünkü, onların (bilerek/bilmeden)  anlayamadığı /algılayamadığı tek şey herhalde, bu hastaların da "birer insanolduklarını akıllarına getirememeleri /unutmalarıdır.. Zaten akıl hastası olarak tabir edilen hastaların durumlarında herhangi bir gerçekçi iyileşme ve düzelme görülmemesinin en büyük sebeplerinden biri de bu, 'kendilerinin "birer insan" olarak görülmediği ve bu nedenle de kendilerine bu yönde bir muamele gösterilmemesi' nedeniyledir, diyebiliriz.. Akıl hastanelerinde yaşanan savunmasız hastalara karşı yapılan çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlardan da aslında "hastaların, birer insan olarak görülmediklerini" rahat bir şekilde bunu anlayabiliriz.. 

-Muamele demişken.. Hastaların durumlarının ağırlığına (derecesine) göre, muameleler farklılıklar gösterebilir. Örneğin saldırganlık durumunda, 'saldırganlığın durdurulması, hastanın sakinleştirilmesi' vb yönünde yapılan (fiziksel ve ilaç vb ile kısıtlama gerektiren) bir muamele "anlık" olması gereken bir ivmedir. Bu kısıtlama içeren muameleler, uzun süreli durumlar için geçerli değildir. Uzun süreli durumlarda hastalar genelde sakindir.. Sakinliğin bozulması (örneğin saldırganlığın oluşması gibi), genelde hastaların hastalıkları ile ilişkilendirilir.  Ancak hastanın bulunduğu ortamdaki olumsuzlukların (örneğin diğer hastaların ve/veya (doktor, hemşire ve diğer personellerin) sağlık çalışanlarının, hastaya karşı davranışlarının kötü olması gibi) bu sakinliğin bozulmasına etken olabildiği, olanak sağlayabildiği de yapılan araştırmalarda ortaya çıkan bir gerçek olabilmiştir.. Tabii hastanın kendisinden kaynaklanan bir durumda söz konusu olabilir ama halen akıl hastanelerindeki mevcut "tek cinsiyetli koğuş" sisteminin devam etmeside, hastanın durumunun "stabil olması" yada "kötüye gitmesinin" de bir kaynağı olabilir, diyebiliriz.. Genelde hastalar uzun süreli durumlarda sakindir. Ve bu ortamda hastaya yapılması gereken ise onun iyileşmesine katkıda bulunabilecek olan "rehabilite" içeren muamaleleri gerçekleştirmektir, diyebiliriz. (Tabii bunlar ele alınması gereken çok ayrı bir durumdur. Öneriler ise sadece araştırmalardan öğrendiğimiz tahmini bilgilerdir. Daha iyiside olabilir, farklı da olabilir.. Konunun uzmanları daha iyi bilirler..)

*Hastaların "yalancı iyileşme moduna" girmesi.. Tabii bir de bu durum özellikle de hastanelerde "tek cinsiyetli koğuşlarınolması, bu ortamda yaşayan hastalarda "yalancı iyileşme" denilen bir durumun da ortaya çıkmasına zemin hazırlayabildiği için hastaneden "iyileşti" diye gönderilen bazı hastaların, hastalıklarının yeniden nüksetmesinden dolayı birtakım üzücü olaylara yol açabildiğini sosyal medyadan öğrenebiliyoruz. Tabii bunlar sadece medyaya yansıyanlar olduğu için, "iyileşti" diye gönderilen çok sayıda hastanın akibetinin (yani medyaya yansımayan ve arka planda gerçekleşme ihtimali yüksek olabilen hadiselerle ilgili akibetin) ne olduğu konusunda (en azından devletin dahi) yeterince bir bilgi sahibi olduğunu pek sanmıyoruz, diye tahminde bulunabiliriz..

NOT: (Tabii hem yukarıda hem de aşağıda bunlar sadece birer tahmindir, eksiği, fazlası, yanlışı vs olabilir.. Biz, elimizden geldiğince kaynaklarda geçen haber vb verilere dayalı olarak tahminlerde, öngörülerde vb bulunuyoruz..)

* Tek cinsiyetli koğuşların olası zararları..

Şimdi, kaldığımız yerden devam edersek.. Ne demiştik? İster tek cinsiyetli olsun isterse karma olsun, koğuş sisteminin, hastalar için uygun olmadığını ve bunun da pek çok nedeninin olabildiğini söylemiştik.. Bir kaçını yukarıda anlattık.. Bunlardan biri de, en basit anlatımla.. Dünyadaki akıl hastanelerinin koğuş sistemi genel de tek cinsiyetli koğuşlar şeklinde olduğu için, tek cinsiyetli koğuşların olası zararlarını şöyle kısaca açıklayabiliriz..

- Örneğin özellikle de akşamları, yatma vakti geldiğinde, ne yaptığının farkında olmayan hastalarınbirbirlerinin üzerine (sanki birbirlerine tecavüz ediyorlarmış gibi) çullanmalarını örnek gösterebiliriz.  (Yıllar önce akıl hastanesinde yatmış olan ve şimdilerde hayatta olmayan akrabalarımdan koğuş sisteminde yaşananlardan birinin bu şekilde olduğunu anlatmışlardı bize, oradan hatırladıklarımız..) Tabii şimdilerde durum nasıldır bilemiyoruz ama eskiden çoğu koğuş sistemlerinde bu ve benzeri durumların yaşanmış olabileceğini tahmin edebiliriz..

Tabii bu sadece bir örnek, dahası da var.. Örneğin ağır (kronik), orta ve hafif derecedeki hastaların birlikte, beraber karışık olarak koğuş sisteminde bulundurulması da "çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlar nedeniyle" ciddi bir sorun teşkil edebilir gibi gözüküyor.. Hatta karışık olsa da olmasa da "koğuş sistemin olası zararlarının" her hasta için (belki bazıları için istisna olabilir ama genelde büyük çoğunluğunun ve/veya her hasta için) aynı olabileceğinin bilinmesi gerekebilir.. Bu durum (koğuş sistemi);

-Hastaların birbirlerine karşı olan cinsel istismar ve tecavüzler de dahil çeşitli şekillerdeki "şiddet ve istismarların" oluşmasına da zemin hazırlayabilir. (ki bunların yaşanabildiğini medyadan öğrenebiliyoruz..Tabii bunlar da sadece medyada çıkan haberler.. Bir de medyaya yansımayan (yani buzdağının görünmeyen) kısımları var. Ki bunlar da genel de sır küpü olan ülkelerdeki akıl hastaneleri ve RM'ler.. Buralar da neler yaşandığından, ne olup-bittiğinden bi haberiz?!)

-En önemlisi de hastaların bu ortamda "sağlıklı iyileşme süreçleri" daha da uzayabilir.  Hastane ve koğuş ortamının bozuk olmasından (yani hastalar için uygun bir ortam olmamasından) dolayı 'yalancı iyileşme moduna' giren hastaların "iyileşti" diye gönderildikten sonra hastalıklarının yeniden nüksetmesi ve  tekrar tekrar hastaneye yatış yapmaları vs vs ve/veya;

Hastane ve koğuş ortamının kötü ve ölümcül olabilen durumundan dolayı hastaneye gelmeyen /getirilemeyen ama tedavilerinin kendi bulundukları ortamlarda, şehirlerdeki hastanelerde ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde devam edebilen hastaların da olabilmesi ve/veya;

-Bir de rahatsızlıkları devam ettikleri halde her ikisinde de yer almayan ama durumları giderek daha da kötüye gitmiş hastaların olabilmesinin de bunun göstergesi olabileceğini anlayabiliriz.. (Tabii tüm bunlar bizim tespit edebildiklerimiz, öngörülerimiz, tahminlerimiz.. Dahası da olabilir..)

* Koğuş sistemlerinde gece-gündüz denetim ve kamera sistemleri var mı? Varsa eğer "denetimler" yeterli midir?

Gerçekten de gece-gündüz denetim olunuyor mu ve kameralar var mıdır orasını bilemiyoruz.. Ama varsa eğer bu nasıl gerçekleştiriliyor? Hastane denetimleri nasıl yapılıyor, ne kadar şeffaftır? Kameraların olması yeterli midir? Sivil denetim mekanizmaları (sivil toplum örgütleri /birimleri), buraları nasıl denetliyor? vs vs.. Tüm bunlar sorulması ve cevaplanması gereken sorular..

En son çıkan skandal haberlerden dolayı, buraların "denetimlerin ve hasta güvenliği"nin yeterli olup-olmadığına dair ciddi şüphelerin oluşabileceğine dair bir hisse kapılabiliyorsunuz. Skandal hadiselerde, sağlık çalışanlarının ve/veya personellerin hastalara karşı yapmış oldukları çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlar ile bu çalışanların ve/veya personellerin bu şiddet ve istismarları ortaya koyabilecek (sağlık raporları, reçeteler, belgeler, kamera sistemleri vs gibi) resmi belgeleri tahrif etmeleri ve/veya yeni olmayan "sahte belgeler" düzenleyip-sanki bunlar yapılmış gibi göstermeleri, aslında "koğuş sistemlerinde gece-gündüz denetimin ve kamera sistemlerinin olmasının hiç bir işe yaramayabileceğini" bize gösterebilmektedir, diyebiliriz..

Tabii bu durum, koğuş sistemleri olmayan yerler için de aynıdır diyebiliriz. Ancak koğuş sistemlerinin, tek odalı sistemlerden daha kötü sonuçlarının olabileceğini tahmin etmek zor olmayacaktır ve bunların bir kısmını yukarıda izah etmeye çalıştık ve bunlar da sadece bildiklerimiz. Bilmediğimiz daha fazla olası zararları da olabilir..

* Koğuş sistemlerinde hastaların birbirlerine cinsel istismar ve tacavüz etme durumu.. "Aklı dengesi yerinde olmayan ve etrafında neler olduğunu dahi farkına varamayan bir hasta düşünün.. Hastanedeyken (diğer hastalar /sağlık çalışanları tarafından) tecavüze uğruyor. Ancak bu hasta, tecavüze uğradığının dahi farkında bile değil. Eğer bu hasta bir kadın/kız hasta (ve eğer anal yoldan tecavüz edildi) ise, bu hastanın devamlı olarak anal yoldan tecavüz edilme olasılığı da mümkün hale gelebilir. Eğer ön taraftan (vajinadan) tecavüze uğramış ise hamile kalma ihtimali de yüksektir demektir..

Sağlık çalışanlarının hastalara tecavüz de dahil şiddet, istismar, cinsel istismar vs yapması, tek odalı sistemler için de geçerlidir. Ama bu durum, koğuş sisteminin zararlı olmadığını göstermediği gibi tek odalı sistemlerin, koğuş sistemleri kadar kötü olabildiğini de göstermez. Bu yöndeki bir düşünce, gerçeklerin saptırılmasını da içerebilir.. Tıpkı örneğin sadece kız/kadın hastaların bulunduğu "tek cinsiyetli" koğuş sisteminde, "Ya bunlar kız/kadın, birbirlerine nasıl tecavüz edeceklermiş!" gibi bir algı tutulmasının yaşanması gibi.. Böyle bir düşünce, "hastaların birbirlerine yapabilecekleri çeşitli şekillerdeki diğer cinsel saldırı, şiddet ve istismarların" görmezden gelinmesini içerir ki, böyle bir düşünceye sahip doktor, hemşire, yönetim ve diğer personellerin olduğu bir yerde, hastaların başına neler gelebileceğini kestirebilmek oldukça zor olmayabilecektir..Koğuş sistemleri ile tek odalı sistemler arasındaki fark, hastaların iyileşme oran ve sürelerinin etkisiyle ölçülebilir.. Bu durumu anlayabilmek için, her iki sistemde mevcut ortamın hastalara ne gibi olumsuzlar verdiğinin tespit edilmesi yeterli olabilir. (Tabii bunlar şimdilik sadece birer olasılık, bir tahmin.. Dahası da olabilir..) Bu yönde bazı bilimsel çalışmalar ve haberler bulunuyor. Buralardan alınan veriler, koğuş sisteminin, hastalara olası zararının çok daha fazla olduğu yönünde gibi görülüyor..

* Peki, hastaneler kadın/erkek hastaların tecavüze uğrayıp-uğramadıklarını nasıl tespit edebiliyorlar? Özellikle kadın/kız hastaların gerçekten de tecavüze uğradıklarını tespit ettiklerini ve hastaların hamile kalma olasılığının olduğunu varsayalım.. Bu durumda, nasıl bir işlem gerçekleştiriyorlar? Raporlama yoluna gidiyorlar mı yoksa olayı örtbas etmek için bir takım gizleme çalışmaları mı gerçekleştiriyorlar? Örneğin, hamile kalan hastaların düşük yapmalarını sağlamak için gizlice bazı tıbbi müdaheleler yapılıyor mudur?

Bu hastanın kadın/erkek olması önemli değil ama kadın/kız olması durumu daha da ciddiyetleştiriyor.. Erkek hastaların da anal yoldan tecavüze uğrama ihtimalleri de bulunuyor. Eğer bağımsız sivil toplum örgütlerinden oluşan birimler tarafından, ciddi araştırmalar yapılmazsa, bu erkek hastalar tecavüze uğradıklarının farkında bile olmayabilecekleri için devamlı olarak tecavüze uğrama ihtimalleri de söz konusu olabilir..

* Peki kim araştıracak bunları? Bu durum, o kadar çok hassas bir durum ki, hiçbir hastane sağlık çalışanı ve/veya personeli, örneğin "hastaların birbirlerine tecavüz ettiğini ve/veya hastaların tacavüz edildiğini" rapor etmez. Çünkü, ederlerse başlarının belaya girebileceğini bilirler.. Eğer sağlık çalışanları ve/veya personeller, bu konularda yeterince eğitim-öğretim görmemişler ve/veya yeterince işlerini, görevlerini doğru-dürüst birşekilde yerine getirmiyorlarsa ve/veya bilerek/bilmeyerek görevlerini suistimal edebiliyor ve hatta hastalara (tecavüz ve cinsel istismarlar da dahil) çeşitli şekillerde "gizli şiddetler ve istismarlar" uygulayabiliyorlarsa;

-işte bu gibi nedenlerle, koğuş sistemlerindeki gece-gündüz denetimin ve kameraların olması, hastaların birbirlerine karşı yapmış olabilecekleri "tecavüz, şiddet ve cinsel istismarların" oluşmasının önüne geçemeyecektir.. Ölümler de dahil..

  
"Bu nedenle, koğuş sistemleri olan akıl hastaneleri ile rehabilitasyon merkezlerindeki hastaların, tecavüzlere ve diğer şiddet ve istismarlara uğrayıp-uğramadıklarınıbağımsız sivil toplum örgütleri tarafından muayene ve rapor edilmesi gerekir.."

Devletlerin denetimleri de bu işe çözüm bulamayacaktır. Çünkü, "akıl hastaneleri ve/veya rehabilitasyon merkezleri" kamu kurumlarıdır yani bir nevi devlet hastaneleri gibidir.. Buralarda ortaya çıkabilecek olumsuzlukların sorumlusu da bir nevi devletin kendisi olabilecektir. "Devlet, kendini neden rezil etsin /şikayet etsin!" mantığından dolayı, buralarda olabilecek cinsel istismar ve tecavüz gibi ciddi rahatsızlıkların ortaya çıkarılmasında, devletin görevlilerinin bu tür olayları suistimal ve örtbas etme durumları da olabilecektir..

** Tek cinsiyetli koğuşlarla ilgili veriler.. Tek kişilik modern oda sistemine geçiş..

Aşağıda karma ve tek cinsiyetli koğuşlarla ilgili yapılan bazı verilerde, burada dikkatimizi çeken nokta, verilerin daha çok "karma (erkekler ile kadınların bir arada bulunduğu) ve tek cinsiyetli (erkekler ile kadınların ayrı yerlerde bulunduğu)" koğuşlarla ilgili olması idi.. Çoğu ülkeler "karma koğuş" sisteminden vazgeçmiş, "tek cinsiyetli koğuş" sistemine geçmiştir. Ancak bu "tek cinsiyetli koğuş" sisteminde de, (tıpkı karma koğuş sisteminde olduğu gibi) hastalar için çok büyük olası zararların halen devam ettiğini de görebiliyoruz. Burada "tek kişilik modern oda" sistemin olmaması herhalde en büyük eksikliktir.. (Yada var da biz mi bilmiyoruz /fark edememiş olabiliriz..) Halbu ki, hastaların tek kişilk modern oda sistemlerinde "tedavi ve bakımlarının" yanısıra, rehabilitasyonlarının (topluma kazandırılmalarının) da daha hızlı ve kolay bir şekilde olabilmesi de mümkün olabilir, diye düşünüyoruz.


Tek cinsiyetli koğuşlarda derecesine göre hafif-orta ve ağır hiç farketmez, akıl hastalarının yoğun olduğu ortamlarda, bireysel hastaların iyileşmelerinin ve rehabilitasyonlarının gerçek anlamda hızlı bir şekilde (pozitif yönde) cevaplar verebilmesinin biraz zor olabileceğinin bilinmesi gerekebilir..

- Psikolojik baskının oluşması ve yalancı/aldatıcı iyileşme durumu.. Bunun nedeni (genel izlenimlerimize göre) büyük ihtimalle daha çok, hastaların, diğer hastalar ile ortamlarda bulunmanın getirdiği bir "psikikolojik baskıdan" dolayı, "yalancı /aldatıcı iyileşme" denilen bir durumun (vakaların) ortaya çıkması söz konusunun olabilmesidir, diyebiliriz herhalde.. Sosyal medyada ve bazen de çevremizde de aynı şekilde, "iyileşti" diye gönderilen çoğu sayıda hastanın, hastalıklarının yeniden nüksetmesi ve bunun sonucunda da bazı üzücü olayların yaşanabilmesi de söz konusu olabilmesidir.. Tabii bu durum her hasta için olmasa da, (olayların gidişatının ve hastanenin sorumluluğu konusunda vs rapor edilmediğinden dolayı herhalde) genel anlamda büyük çoğunluğunun, bu durumda olabileceğini tahmin edebiliriz.. Bu durumdaki aileler, devletler tarafından terk edildikleri (yani sorunla ilgili kendilerine yardım edilmedikleri) için, çaresiz bir şekilde kalabiliyorlar.. Burada önemli olan hastaların durumlarının ne olduğu ve ne oranda yani "ağır, hafif ve orta" gibi derecelendirmelerinin yapılıp-yapılmadığı, yapıldıysa eğer ne gibi (kişilerin bakım, tedavi ve rehabilitasyonlarının planlanması, uygulanması) vb gibi konusunda faaliyetlerin yapılıp-yapılmadığıdır.. Aslında bunlar var mıdır yok mudur bilinmez ama sanki varmış gibi gözükmesine rağmen, uygulanması konusunda ciddi sıkıntılar olabildiği kesin gibi görülüyor..

- "Burada bu delilerin yanında benim ne işim var, benim bir an önce buradan kurtulmam gerekiyor.." Tek cinsiyetli koğuşlardaki kalabalık ortamların (diğer hastaların mevcut psikiyatrik durumlarının (anlaşılamayan garip hareketlerde, sözlerde vs bulunmalarının) ve "cinsel istismar ve tecavüzlerde dahil" saldırgan eğilimde olmalarının vb) getirdiği baskılar sonucu, hastalarda ("Burada bu delilerin yanında benim ne işim var, benim bir an önce buradan kurtulmam gerekiyor!") vb düşüncenin getirdiği psikolojik baskının getirdiği "yalancı/aldatıcı iyileşme" pozisyonlarına büründüklerinden dolayı hastaneler hastaları, "iyileşti" denilerek serbest bırakabiliyorlar. Durum böyle olunca da, toplum içine giren hastaların (tabii ki hepsi değil), tam bir iyileşme olmadığından dolayı kendisine ve/veya çevresine vermiş olabildiği zararlar da söz konusu olabiliyor.. Tek cinsiyetli koğuşların en olumsuz etkisinin bu olabileceğini söyleyebiliriz, herhalde.. (Tabii tüm bunlar sadece birer olasılık, gözlem/tahmin.. Eksiği/daha fazlası da olabilir..)

- Hastalar, karşılarında normal insan görmek isteyebilir.. Koğuşlarda oluşan bu psikolojik baskının altında yatan sebep ne olabilir? Araştırılması gereken bir konu.. Bunun altında yatan pekçok neden olabilir. Ancak bunlardan dördünü, "diğer hastaların ve personellerin olumsuz davranışları (anlamsız hareketler, şiddet, istismar vb), hastane ortamının uygun olmaması ve ilaçların ağır gelmesini" genel olarak ele alabiliriz. Bunlardan biri olan yukarıda da belirttiğimiz gibi "hastaların, diğer hastaların anlaşılamayan ve garip davranışlarının" etkisinde olmasının getirdiği psikolojik bir baskının olabildiğini görebiliyoruz. Büyük bir ihtimalle her bir hasta, karşısındaki diğer hastaların bu "anlaşılamayan ve garip davranışları" nedeniyle, onların "normal olmadığını ve deli olduklarını" olarak gördüğünü ancak "kendisinin deli olmadığını" düşünüyor olmasından dolayı, böyle bir psikolojik baskının içerisine girebildiğini tahmin edebiliriz. Bu durumun da, her bir hastanın gerçek anlamda tam bir iyileşme ve rehabilitasyon süreçlerinin hızlanmasını yavaşlatabildiğini hatta daha da kötüye götürebildiğini tahmin edebiliriz herhalde.. (Tabii ağır kimyasalların olduğu ilaç tedavileri de buna etken olabilir.. Hastalar bunları, kendilerine ağır geldiğinden dolayı, kullanmak istemeyebilir. Vs vs.. Bu, ayrı bir mevzu olduğu için bu durum tek cinsiyetli ve tek odalı sistemlerdeki hastalar için de geçerlidir.. İlaçlar ve alternatifleri ile ilgili yazıyı, diğer araştırmada irdeledik..)

Dolayısıyla, her bir hastanın tek kişilik oda sisteminde "bakım, tedavi ve rehabilitasyonları"nın yapılması ve bu yapılma esnasında, aklı başında olan (normal) insanların örneğin, doktorların, hemşirelerin ve diğer sağlık personellerinin her zaman hastaya destek olması, yanlarında bulunması vs gibi hizmetlerin gerçekleştirilmesi gerekir. Ki bu da hastaların iyileşme ve rehabilitasyonlarının hızlıca gerçekleşebilmesine yardımcı olabilecektir, diye düşünebiliriz..

- Hastaların "iyileşti" diye gönderilmesinin altında yatan başka sebepler olabilir (mi?) Aslına bakarsanız, tek cinsiyetli koğuşlu akıl hastanelerinin hastalarını tam bir iyileşme olmadan göndermelerinin altında yatan başka sebeplerde olabilir.. Örneğin, hasta sayısının artması, sağlık personellerinin (doktor, hemşire, personellerin) ve gerekli hizmetlerin yetersiz olması vs gibi sorunlarla birlikte, hastanelerin "iyileşti" denilerek gönderilen hastalar üzerinden bir itibar ve/veya başarı elde etme güdüsü içerisinde olabilmesi de söz konusu olabilir, diye tahminde bulunabiliriz.. (Tabii bunlar ciddi araştırmalar ile ortaya çıkartılması gereken birer olasılıklar, tahminlerdir.. Hastanelerin kendilerine bağlı olan üniversitelerin yapmış olduğu bu yöndeki araştırmaların da doğruları yansıtmayabileceğini de bilinmesi gerekir. "Hangi hastane, kendisini kötüleyecek bir araştırmaya imza atabilir ki?" )

  "Bu tür araştırmaları yapması gerekenler, devletten ve hastanelerden bağımsız "araştırmacılar, doktorlar, diğer sağlıkçılar, hukukçular, insan hakları örgütleri vb"  sivil toplum örgütlerinden oluşan birimlerdir.."

- Tek cinsiyetli koğuşların olası zararları.. Her ne olursa olsun, tek cinsiyetli koğuşların, hastaların iyileşme ve rehabilite süreçlerini yavaşlattığı ve hatta daha da kötüye götürebildiği bir gerçek olarak karşımıza çıkabilmektedir. "Tek cinsiyetli koğuşların, karma koğuşlardan daha iyi bir ortam olduğu" iddia edilse de, tek cinsiyetli koğuşlarda da hastaların birbirlerine karşı tecavüzlerde dahil çeşitli şekillerdeki "şiddet ve cinsel istismarları" da söz konusu olabilmektedir. Ve artı ayrıca, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, her hastanın kendine özgü psikiyatrik (anlaşılamayan ve garip sözleri, hareketleri, davranışları, saldırgan tutumları vs) durumları, hastaların bunlardan psikolojik baskı olarak olumsuz etkilenmesinden dolayı, tam bir iyileşme sürecine girememesi de söz konusu olabilmektedir, diyebiliriz. Artı bir de "yalancı/aldatıcı iyileşme" süreci sonrası gelişen gelişmeler de cabasıdır herhalde..

* Bir an önce "tek kişilik modern oda" sistemine geçilmesi gerekiyor.. 

Dolayısıyla,  asıl yapılması gereken şeyin bir an önce akıl hastanelerinin "tek kişilik modern oda" sistemine geçmesi gerektiğidir. Tek kişilik modern oda sistemlerinde de ilk başlarda ufak tefek ve/veya genel sorunlar çıkabilir ama bunlar, karma ve tek cinsiyetli koğuşlardaki olumsuz durumlardan daha da kötü olmayabileceğini (ve hastaların, iyileşme ve rehabilite süreçlerinin hızlanabileceğini) tahmin edebiliriz. Tabii bunun en başarılı bir şekilde olabilmesinin en büyük katkısı da "hastane ortamının ve hizmet kalitesinin" daha da iyileşitirilmesinin sağlanabilmesi olabilecektir. Hastaların ağır, orta ve hafif derecesine göre kategorize edilerek (/duruma göre edilmeyerek), sosyalleşmesi faaliyetlerine katılması sağlanılabilir. Vs vs..

   "Devletimiz milyarlarca lira harcayarak yepyeni gıcır gıcır modern şehir hastaneleri yapıyor.. Aynı hassasiyet akıl hastanelerinin "tek kişilik modern oda sistemlerine" göre dizayn edilmesi ve/veya yine "tek kişilik modern oda sistemlerine" göre dizayn edilen yepyeni gıcır gıcır modern akıl hastanelerinin yapılması için de gösterilebilir.."

-Yalancı /aldatıcı iyileşme süreci, tek kişilik modern oda sistemlerinde de olabilir mi? Evet, olabilir bu mümkün.. Ama "tek kişilik modern oda" sisteminin, "tek cinsiyetli" koğuşlarda oluşan çeşitli şekillerdeki olumsuz ortamlardan, daha kötü olabileceğini söyleyemeyiz, herhalde..

** Akıl hastanelerinde ve Rehabilitasyon merkezlerinde savunmasız hastalara tecavüzler, cinsel saldırılar, şiddetler ve istismarlar..

Şimdi bu konuya/soruna geçmeden önce, daha yeni geçen yıl (2023) sadece Avustralya'da yüzlerce doktor ve sağlık çalışanının çeşitli şekillerdeki "cinsel istismarları" nedeniyle suçlandığı ve/veya rapor edildiği bir haberden bahsedelim.. Aşağıda bunun haberini verdik.. Tabii bu vb haberler nedeniyle insan, düşünemeden de edemiyor.. Peki, ya diğer ülkelerde durum ne? Ve akıl hastaneleri ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde.. (Bu araştırmaları okumanızı tavsiye ederiz..)  Tabii sadece cinsel istismarlar değil, cinsel saldırılar, tecavüzler ve çok çetrefilli bir durum olan garip bir rızaya dayalıdoktor-hasta (ve hemşire-hastasağlık personeli-hasta) arasındaki sex ilişkileri.. Tabii hastalara karşı çeşitli şekillerdeki "diğer istismarları ve şiddetleri" saymıyoruz bile.. "Hastaneler, akıl hastaneleri ve rehabilitasyon (/terapi) merkezlerinde neler oluyor" dedirtecek vahim olaylar..

İşin özeti şu aslında;
--------------------
-Sağlık çalışanları (doktor,hemşire ve personeller) tarafındansavunmasız hastalara karşı..
-Hastalardan, diğer savunmasız hastalara karşı..
-Hastalardan, sağlık çalışanlarına karşı..

...çeşitli şekillerdeki şiddetler, cinsel istismarlar (saldırılar), diğer istismarlar, tecavüzler ve tabii ki genelde ihmaller nedeniyle gerçekleşen hasta ölümleri..

* Hastane ihmalleri nedeniyle ölen hastalar ve bunların gizlenme ihtimali.. Hastanelerdeki (özellikle de hastalara karşı işlenen) çeşitli şekillerdeki şiddetler, istismarlar, cinsel saldırılar, tecavüzler vs sorunlar elbette önemli ama hastane ihmalleri nedeniyle gerçekleşen hasta ölümleri de en az bunlar kadar önemlidir. İhmaller nedeniyle ölen hastaların durumu, öyle hafife alınacak bir durum değildir. Çünkü, gizlenme ihtimali olabildiğinden dolayı sayı bakımından "ihmaller nedeniyle ölen hastaların" sayısının ne oranda olduğunu bilebilmek oldukça zordur.

Yapılan bazı araştırmalarda özellikle de bazı gelişmiş ülkelerde "ihmaller nedeniyle ölen hasta sayısının" aslında çok daha fazla olduğu ortaya çıkarıldığı görülmüştür. Örneğin sadece bir hastane de ihmaller nedeniyle yüzlerce ölümden bahsedilmektedir. Diğer ülkelerdeki hastanelerde durumun ne olduğu ise (büyük ihtimalle gizlenme ihtimali olabildiğinden ve yeterince üzerinde ciddiyetle durulmadığından (ciddiyetle araştırılma, inceleme vs yapılmadığından) tam olarak bilin(e)memektedir. Dolayısıyla, dünya genelinde gizlenme ihtimali olabilen ihmaller nedeniyle ölen hasta sayılarının kat kat fazla (yüzlerce/ binlerce/ on-yüz binlerce /belki de milyonlarca düzeyde) olabileceğini tahmin etmek hiç de zor olmayabilecektir. Bu durum, ihmaller nedeniyle ölebilen (sayısı belirsiz) hastaların aslında kim vurduya gittiklerinin de birer göstergesi olabilmektedir, diyebiliriz.. Bu durumun olduğunu varsayarsak, ölen hastaların kim vurduya gitmesi bir yana, bunların ölümlerine sebep olan ihmalleri gerçekleştiren doktor, hemşire ve/veya diğer sağlık çalışanlarının deyim yerindeyse ellerini kollarını sallaya sallaya sanki hiçbirşey olmamış gibi görevlerine devam etmeleri ve işlemiş oldukları ihmallerin yenilerini, diğer hastalar üzerinde de gerçeleştirme ihtimallerinin olması da ayrıca ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkabilmektedir.. Dolayısıyla bu, gizlenen ihmaller nedeniyle ölen hasta sayılarının daha da artması anlamına gelebilmektedir..

 "Burada temel sorun ne? Kim bunlara dur diyecek?" vs gibi araştırılması ve incelenmesi gereken sorular ciddiyetle üzerinde durulmadığından dolayı, "cevaplan(a)mayan ve çözümlen(e)meyen havada asılı kalan sorular" olarak karşımızda durmaya devam edebilmektedir.. Ve yukarıda da belirttiğimiz gibi tüm bunların büyük çoğunluğunun gizlenme ihtimalinin yüksek olabilmesi.. Medyaya yansıyan kısımlar, dünya genelindeki gerçekleşme ihtimali olabilen ve gizlenen vakaların yüzdesinin sadece küçük bir kısmıdır diyebiliriz herhalde.. Yani medyaya yansıyanlar (ne ki onlar) herhalde, buzdağının sadece görünen kısmıdır da diyebiliriz..

* Medyaya yansıyan kısımların büyük çoğunluğu neden "sağlık çalışanlarına şiddet" ile ilgili? 

Aslına bakarsanız, özellikle de ülkemizde medyaya yansıyan kısımların büyük çoğunluğunun, sadece "hasta ve hasta yakınlarının sağlık çalışanlarına karşı işlemiş oldukları" iddia edilen çeşitli şekillerdeki "şiddet ve istismarlar" ile ilgili manşetler olduğunu farkedebiliyorsunuz.. Elbette sağlık çalışanlarına yapılan şiddet de önemlidir, kimse bunu desteklemez, şiddet her yerde şiddettir, kötüdür.. Şiddetin çeşitli şekilleri vardır. İstismar, tecavüz vb gibi durumlarda birer şiddeti içerebilir. Şiddeti gerçekleştirenin dini, ırkı, mesleği olmaz.. Sağlık çalışanlarından, savunmasız hasta ve hasta yakınlarına karşı işlenmiş olabilen çeşitli şekillerdeki "şiddetler ve istismarlar"da söz konusu olabilmektedir. Ancak nedense ana akım medyada bu durumun, neredeyse yok denecek kadar az olduğunu farkedebiliyorsunuz.. Peki, medya neden böyle bir şeyi yapıyor? Ters bir algı mı yaratmaya çalışıyor? Yoksa gerçekten de bu yönde vakalar az da o yüzden mi? Yada gizlenme ihtimali yüzünden mi bu yönde haberler yoktur? Bilemiyoruz, herşey olabilir..

- Peki, öyleyse mesela şu konuda neden medyamızda çıt yok? Mesela ülkemizdeki ana akım medya, örneğin dünyanın diğer tüm ülkelerinde özellikle de gelişmiş batı dünyasında (İngiltere, ABD, Avustralya gibi), doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları tarafındanhastalara karşı çeşitli şekillerdeki (istismarlar, tecavüzler, şiddetler ve hatta ihmal sonucu oluşan yüzlerce hasta ölümleri)ni, neden manşetlerine taşımıyor? Yada var da biz mi bilmiyoruz /çok az ve sanki önemsiz gibi bir haber şekilde mi veriliyor? "Mesela 2023 Avustralya vakasında, yüzlerce doktorun (ve/veya sağlık çalışanlarının) hastalara karşı işlemiş oldukları cinsel istismarların medyamızda ya hiç yer almadığını fark edebiliyorsunuz.. (Ki ben araştırdım ama inanın bulamadım eğer varsa bildirsinler haberi, yayınlayalım..)" Ama (özellikle de ülkemizdeki ana akım medyanın) hastalardan, sağlık çalışanlarına karşı işlenen istismar ve şiddetleri ise manşetlere taşıdıklarını anında farkedebiliyorsunuz. Ana akım medya, sanki bu sorunun, tüm dünyada yaşanan bir sorunmuş gibi bir algı yaratmaya çalıştıklarını (evet aslında bu doğru) ama sağlık çalışanlarının, hastalara (ve hasta yakınlarına) karşı işlemiş olabilecekleri çeşitli şekillerdeki istismar, tecavüz, şiddet eylemleri ile ihmal sonucu oluşan hasta ölümlerini ise neredeyse hiç yer vermediklerini ve/veya (görmezden gelebilecek kadar) çok az olarak yer verebildiklerini farkedebiliyorsunuz.. (Yoksa bize mi öyle geliyor?!) Gerçi pandemi döneminde, bu konuda bazı kıpırdanmalar olmuş, haberler yapılmıştı ama neden bu sayı bu kadar azdı? ("Yani çocum ila da çok mu olması gerekiyor? Demek ki medyaya yansıyan kısımlar bunlarmış, az sayıdaki "çürük elmalar"mış vs..") Gerçekten böyle olabilir mi? Bilemiyoruz, olabilir de olmayabilir de ama inşallah öyledir, diyelim.. Medyanın (eğer mantıklı bir gerekçeleri yoksa), aslında buradaki "sorunun kaynağının, hasta ve hasta yakınlarının" olduğunun algısını yaratmaya çalıştığını, gerçek sorunları ve yaşanan diğer üzücü gelişmeleri ise görmezden gelmeye çalıştığını farkedebiliyorsunuz.. (Yoksa bunlar bizim Hüsnü Kuruntumuz olabilir mi?) Olabilir.. Öyleyse eğer bu durum, özellikle de ülkemizdeki sağlık çalışanlarının, hasta ve hasta yakınlarına karşı işlemiş olabilecekleri çeşitli şekillerdeki istismar ve şiddet eylemlerinin neredeyse hiç yok denecek kadar çok az olabildiğini mi gösteriyor? (Olabilir, bu şekilde mantıklı bir gerekçe öne sürülebilir..) Yoksa tam tersi aslında inanılmaz derece de var da bunlar kamuoyuna hiç yansıtılmak istenilmiyor mudur? (Bunlar da olasılık dahilinde, olabilir.. Çünkü gerekli tam bir sivil denetim mekanizmaları olmadığı /yeterince üzerinde ciddi bir şekilde vs durulmadığı için, bunların gizlenme (örtpas edilme) ihtimalleri de olabilir..)

Öyleyse, şu şekilde vb sorular sorulabilir;

-Ülkemizin doktorları, hemşireleri ve diğer sağlık çalışanları (personelleri) gerçekten hiç mi hata yapmamaktadır?
-Yanlışlıkları ve eksiklikleri vs hiç mi olmamaktadır?
-Ve gerçekten hepsi dürüst kişiliklere mi sahiptirler?

Tabii şimdi kalkıp, "Yav doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları da insan, onlar da hata yapabilirler?" diye haklı olarak söyleyebilirsiniz. Evet, bunlar doğru ama asıl mesele bu değil ki? "Hastaneler ve sağlık çalışanlarını kim denetliyor? Ve bu denetimler nasıl oluyor? Sivil denetim birimleri var mıdır? Varsa bunlar denetimleri nasıl gerçekleştiriyor? Madur olan ve olmayan hasta ve hasta yakınları ile nasıl temasa (iletişime) geçiliyor? Madur olan hastalar ve/veya saklanma (gizlenme, örtpas edilme) ihtimali olan sorunlar ile ilgili nasıl yollar izleniliyor?" vs vb gibi daha aklımıza gelmeyen onlarca cevaplanması gereken sorular..

* Psikiyatri hastalarında ve/veya akıl hastalıklarında "rıza" sorunu..

Yabancı ülkelerden gelen skandal verilerden biri de bu yöndeki bir tartışmaydı.. Örneğin yatılı olan/olmayan bir akıl hastanesinde bir akıl (psikiyatri) hastasının, tecavüze uğramasında, hastanın sağlık çalışanı ile cinsel ilişkisinin aslında "hastanın rızası" ile olduğu yönündeydi.. Tartışmalara bakılırsa, "tecavüz ile rıza" arasında bir ayrımın yapılmadığı ve/veya yapılmaya çalışıldığı görülüyor. Hatta sanmıyorsam bazı bilimadamlarının, hasta-personel cinsel ilişkinin olmasından yana bir tavır sergiliyor gibi görüntü içerisinde olduklarını farkedebiliyorsunuz.. Öyle görülüyor ki, bu durum ("rıza dışı olan ve olmayan") tabii burası, "hangi akıl hastalarının rızası kabul edilir/edilmez?" şeklinde çok çetrefilli bir durum.. Yani biraz karışık, tıp dünyası bunu da tartışmaya başlamış durumda, etik açısından vs vs.. buna da değineceğiz.. "Akli dengesi yerinde olmayan bir hastanın, sex istemesi durumunda, sağlık çalışanının, onunla cinsel ilişkiye girmesinin kabul edilebilir bir yanı olabilir mi?" Bu, gerçekten çok korkunç bir durum gibi gözüküyor.. (Konuyla ilgili haberleri vb bilgileri bölümlerde verdik, okuyabilirsiniz.. )

Sağlıkçıları koruma yasalarının, yine sağlıkçılar tarafından suuistimal edilebilme olasılıkları..

Doktorlara, hemşirelere ve diğer sağlık çalışanlarına (sağlıkta şiddet bahane edilerek) verilen inanılmaz derecedeki "koruma yasaları" bulunuyor. Bunlar tamam bir yere kadar olması gerekenler gibi gözükebilir. (Ama asıl mesele, sorun (şiddet), bu koruma yasaları ile çözülebilecek midir? Ve dahası sağlık çalışanlarının bunları suuistimal etmesi olasılıkları olamaz mı?) Koruma yasaları öyle bir katı hale getirildi ki (koruma yasalarının bırakın "şiddeti" çözmesini beklemeyi), bu yasaların sağlık çalışanları tarafından suuistimal edebilmesinin de  önünün açılmasına zemin hazırlamış gibi görülüyor, diyebiliriz.. "Koruma yasalarının suuistimal edilmesi demek sağlıkçıların, hastalara karşı olan çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlarının da söz konusu olabilmesi demektir.." Bunlar da gözardı edilmemesi gereken önemli detaylardır.. Pandemi zamanında buna benzer olayların yaşandığını tv'lerden ve sosyal medyadan da görebilmiştik..

* SON OLARAK..  Madem konu "sağlıkçılara şiddet"e geldi, buradan sorunun içinde olduğu ama farklı bir duruma dikkat çekerek konuyu bitirelim..

** Dünyaca ünlü tıp dergilerindeki makalelerde, psikiyatri hastaları suuistimal mı ediliyor? Ve hastalara karşı işlenen çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarın üstü örtpas mı edilmek isteniliyor? Yoksa bilmediğimiz bir durum mu var?

Şöyle ki, bu dergilerde yayınlanan çok sayıda "hastaların, personellere karşı işlemiş oldukları şiddetler" ile ilgili makaleler, veriler vb bulunuyor. Bunun dışında "personellerin, savunmasız hastalara karşı işlemiş olabilecekleri çeşitli şekillerdeki şiddet, istismar, cinsel saldırı, tecavüzler, ihmal ölümleri ve cinayetler" konusunda ise neredeyse hiç yok /yok denecek kadar çok az sayıda makalelerin olabildiğini görebiliyorsunuz.. Peki neden? 

  (Örnek olsun diye.. Sadece Google teyzenin arama motorunda "akıl hastanelerinde hastalara şiddet"i İngilizce olarak "Violence to patients in mental hospitals" diye aratın, Google teyze karşınıza, arama ile alakasız çok sayıda "akıl hastanelerinde hasta şiddeti" ile ilgili bilimsel çalışmaları çıkartacaktır. İşte bunu bile, hastanelerin /bilimsel dergilerin (hatta Google'in bile) nasıl tek taraflı (yanlı) davrandıklarının bir göstergesi olarak görebiliriz, diyebiliriz..)

- "Bilimsel araştırmalarda psikiyatri hastaları suistimal mi ediliyor?" Dünyaca ünlü tıp dergilerinde, daha çok genelde yatılı psikiyatri hastalarının, hastanelerde ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde sağlık çalışanlarına karşı yapmış oldukları çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlar hakkında bilimsel araştırmaların (makalelerin) olduğunu görüyoruz.. Bu makaleler o kadar çok sayıda idi ki.. İnsan düşünemeden ve hatta şüphelenmeden de edemiyordu..Yani insan, "bu durumun (yani yatılı psikiyatri hastaların, sağlık çalışanlarına karşı şiddet ve istismarlarla ilgili yapılan makalelerin bu kadar çok sayıda olmasının sebebini), aslında hastanelerde ve/veya rehabilitasyon merkezlerindeki savunmasız hastalara karşı olası şiddet, istismar, cinsel taciz (saldırı), tecavüzlerin ve hatta ihmal sonucu gerçekleşen hasta ölümlerin üzerini örtmek (örtpas etmek) için olabilir mi", diye insan düşünemeden de edemiyor.. (Tabii bu bizim Hüsnü Kuruntumuz da olabilir.. Ama yabancı ülkelerde yaşanan skandallar, bu şüphelerin yersiz olmayabileceği konusunda bize bir fikir verebilmektedir, diyebiliriz..)

Durum böyle olunca, akıl hastanelerinde ve/veya Rehabilitasyon Merkezlerinde yaşanan doktorlar, hemşireler, diğer sağlık çalışanları ve/veya personeller ve/veya diğer hastalar tarafından "savunmasız hastalara" karşı yapılan (cinsel istismar ve tecavüzlerde dahil) çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlarla ilgili ortaya çıkan gerçekler sonrası, biz de konuyla ilgili "akademik bilimsel araştırmaların" var olup-olmadığına, yapılıp-yapılmadığına dair bir araştırma yapma ihtiyacı oluşmuştu..

Evet aslında vardı ama "tam tersi araştırmalar" vardı ki şok olduk.. Hastaların, sözde akademik bilimsel araştırmalarda bile nasıl suistimal edildiklerine şahit olduk, desek herhalde yanılmış olmayız.. Aslında bu yöndeki araştırmaların "hastaların ve sağlık çalışanlarının" durumlarının düzeltilmesi, iyileştirilmesi vb için de yapılan çalışmalar olabileceğini de farkında olabiliyorsunuz.. Ve dahası da var/olabilir..

Araştırmalarda, özellikle de "ne yalan söyleyelim!" güvenirliliği sıfır düzeyde olabilen şu dünyaca ünlü tıp dergilerinde yayınlanan bilimsel akademik makalelerde, akıl hastanelerinde ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde yaşanan savunmasız hastalara karşı şiddet ve istismarların hemen hemen neredeyse hiç yok denecek kadar az olduğunu ama tam tersine "hastaların, personele karşı saldırganlıkları"nın ele alınan makale sayısının (araştırmaların) çok sayıda olduğunu gözlemledik, desek yalan olmaz herhalde.. Anlayacağınız bu akademik bilimsel araştırmalarda akıl hastanelerinde /rehabilitasyon merkezlerinde "hastalardan personele şiddet" diye (sanki bu yönde manşetler atılarak) bol bol ele alınmış gibiydi..

Aslında bu çok tuhaf bi durumdu! "Acaba neyi gizlemeye çalışıyorlar?" diye insan şüphelenmeden de edemiyordu yani.. Bilimsel araştırmalarda, akıl hastanelerinde hastaların personele şiddetipersonelin hastalara olan çeşitli şekillerdeki (istismar, cinsel saldırı, tecavüz ve ölümler de dahil) şiddetinden daha fazla gibiydi.. (Belki de bize öyle geliyordur, yeterince tam bir araştırma yapamamış da olabiliriz..) Peki ama, neden böyleydi? 

-Asıl amaç ne olabilir? Araştırmalarda, hastaların personele olan şiddetinin yer almasının asıl amacının büyük ihtimalle, hem hastaların hem personellerin mevcut durumlarını bilimsel olarak "belirleyebilmek ve düzeltebilmek (iyileştirebilmek)" vs olabilirdi. Ayrıca, bu çalışmaların bilimsel tıp dergilerinde yayınlanmasının başka bir nedeni de, aynı durumda olan diğer ülkelerdeki hastanelerde ve RM'lerinde görev yapan doktor vb uzman bilimadamlarına yardımcı olmak amacıyla, paylaşım şeklinde de olabilirdi.. Zaten bilimsel tıp dergilerinde yapılan makale çalışmalarının amaçlarından biri de budur, diyebiliriz.

  "Ama tabii, bu dünyaca ünlü tıp dergilerinde yayınlanan bilimsel makakelelerin sahte, eksik, yanıltıcı ve/veya çok abartılı olabilme ihtimalleri de olabildiği için, bu tür paylaşımların doğruluğu konusunda da pek emin olamayabiliyorsunuz.."

İşte bu vb nedenlerle tüm bunlar çok ayrı bir durumdur. Öyle de olsalar, bu tür makalalelerde personelin, hastalara olan çeşitli şekillerdeki şiddetlerinin olmaması yada çok az sayıda olması, bu yönde biraz kafaların karışmasına ve şüphelerin oluşmasına neden olabiliyordu, diyebiliriz.. Bu durum tıpkı covid aşılarında olduğu gibi çok şüphe verici bir durum gibi gözüküyordu. Çünkü, covid aşılarını o kadar öven yayınlar olmasına rağmen, bu zehirli aşıları eleştiren ve olumsuz taraflarını ele alan araştırmalara yer verilmemesi gibi, bu konuda da ilginç bir şekilde hastanelerdeki personeller tarafından hastalara karşı yapılan çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarların olmadığını ve/veya; hatta tam tersine, sanki akıl hastanelerinde ve/veya RM'lerinde (yatan ve tedavi gören hastaların bizzat kendileri değil de, buralarda görevli doktor hemşire ve/veya personeller tedavi görüyormuşlar gibi), "personellerin, hastalardan şiddet ve istismar gördüklerine" dair sözüm ona bilimsel araştırmalar! yapılmış gibi bir hava verildiğini ve böyle bir algı yaratılmaya çalışıldığını hissedebiliyorsunuz.. Yani hastaların personele şiddeti a-normal bir durum olarak gözükebilirken, personelin hastalara olan çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarları ise neredeyse hiç yok denecek kadar azdı diyebiliriz.. (Tabii yukarıda da dediğimiz gibi, tüm bunlar hastaların ve personellerin mevcut durumlarını iyileştirebilmek için de olunabilirdi..)

Evet, aslında hastalar da personele şiddet uygulayabilir. Bu çok normal çünkü zaten karşınızdaki kişiler hasta, hemde psikiyatrik hasta, bundan daha doğal ne olabilir ki?  Peki ya personelin hastaya şiddeti ve istismarı? Neden hiç yok /çok az sayıda var? Neyi/neleri saklıyor ve gizliyor olabilirler? Yada tüm bunlar bizim Hüsnü Kuruntumuz mu? İllada birşeyler gizliyor, saklıyor mu olacaklar?  Bilimsel araştırmalarda bu yöndeki incelemeler, hastaların mevcut durumlarını bilimsel olarak "belirleyebilmek, düzeltebilmek ve iyileştirebilmek" vs için de olabilir.. Peki, ya tam tersi bir faaliyet içerisinde olabilirler mi? Bilemiyoruz, okumaya devam edelim..

-Peki, burada sorun ne? Bir kere şunda mutabık kalalım ; "Psikiyatri hastaların hepsi saldırgan değildir.." Hastaların hepsinin saldırgan ve ağır olmadığını, "hafif, orta ve kronik" vb olmak üzere çeşitli şekil ve derecelerde rahatsızlıklarda olabileceğinin de bilinmesi gerekir.. Buradaki sorunu (bilimsel araştırmalardaki hastaların, personele saldırgan davranması araştırmasının asıl mantığının ne olabileceği konusunu) 2 şekilde ele alabiliriz; (Tabi biz doktor, uzman falan değiliz, sadece öngörümüzle hareket ederek, kişisel tespitlerimizi veriyoruz. Bunlar doğru da olabilir, yanlış/eksik falan da olabilir..)

1) Garip olan şey, dünyaca ünlü o bilimsel tıp dergilerinde yayınlanan bilimsel araştırmaların! hepsi değil ama neredeyse büyük çoğunluğunun, "hastaların, personele karşı yapmış oldukları şiddetler" ile ilgili olması idi.. Sağlık çalışanlarının ve/veya personelin, hastalara karşı yaptıkları her türlü şiddet ve istismar ise neredeyse yok denecek kadar azdı.. (Bu, aslında samanlıkta iğne aramak gibi zordu.. Ve bu, yine aslında hem çok tuhaf hem de çok şüphe verici bir durum gibi gözüküyordu..) Çünkü, bu durum aslında hastanelerde ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde, sağlık çalışanlarının ve/veya personelin, hastalara karşı yapmış olabilecekleri "çeşitli şekillerdeki gizli şiddet ve istismarın", aslında çok daha vahim boyutlarda olabileceğine dair bir işaretin habercisi gibi de görülebiliyordu. Ve bunun böyle olabileceğine dair yavaş yavaş ortaya çıkan "skandal haberler" ile görebiliyor ve öğrenebiliyorsunuz.. İngiltere örneği gibi..  

Bilimsel araştırmaların, hastaları istismar etmesi.. (Bu, olabilir mi? Olabiliyorsa nasıl olabiliyor? /Mümkün olabilir mi yoksa sadece şüpheden mi ibaret?) Dolayısıyla sadece tek taraflı olarak gözükebilen "bu araştırmaların dahi aslında, psikiyatri hastalarını ciddi şekilde istismar ediyor" olabileceği şüphesine düşebiliyorsunuz.. "Araştırmaların, hastaları istismar etmesi", aslında bu, çok garip bir durum gibi gözüküyor, öyle değil mi? Peki, bu nasıl oluyor? Şöyle ki..
 Akıl hastanelerinde ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde tedavi gören hastaların, personele karşı yapmış oldukları iddia edilen bilimsel araştırmalarda "hastaların istismar edilmesi" durumu, tam tersine bu yerlerde "hastalara karşı yapılan gizli şiddet ve suuistimallerin (istismarların)araştırılmasını ve ortaya çıkarılmasını önlemek/gizlemek/çarpıtmak vb için ortaya konmuş bir "izlenim ve algı yaratma" vb amacı olabileceği şüphesinin oluşması ile ilgili olabilir (mi?) Yani aslında akıl hastaları üzerinden bir "algı operasyonu" yapıyorlarmış gibi bir şüpheden de bahsedebilir miyiz? 

Peki, neden böyle yapsınlar ki? Nitekim, son zamanlarda konuyla ilgili çıkan skandallardan da bunun böyle olabileceği kanısına da varabiliyorsunuz.. Dolayısıyla bu yönde yapılan araştırmaların ya sahte olabileceği yada gereğinden biraz fazla abartılmış olabileceği kanısına da varabilmiş olabiliyorsunuz.. Tıpkı covid ve aşılarında olduğu gibi.. Tabii tek taraflı konuşmak doğru olmaz, "hastalardan personele olan şiddet" konulu araştırmalar, hastaların ve hastanelerin mevcut durumlarını düzeltmek amacı güdüyor da olabilir.. Peki..

- "Hastaların sağlık çalışanlarına ve/veya personele olan şiddetlerini görmezden mi geliyoruz?" Hayır, gelmiyoruz.. Sadece bu yönde yapılan araştırmaların ya sahte ve/veya gereğinden çok fazla abartılıyor olabileceğini tahmin ediyoruz.. Bunun nedeni de yukarıda kısaca yazmıştık.. "Hastalardan personele olan şiddet" konulu araştırmaların yanı sıra (araştırmalar, her ne kadar hastaların ve hastanelerin mevcut durumlarını düzeltmek amacı güdüyor olabilse de), sağlık çalışanlarının ve/veya personellerinhastalara olan çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlar konusunda akademik bilimsel araştırmaların ya hiç olmaması ve/veya hiç yok denecek kadar az olmasının; (hastalar üzerinden yapılan bu tür araştırmaların) asıl amacının, sağlık çalışanları ve/veya personeller tarafından hastalara karşı yapılan çeşitli şekillerdeki "şiddet ve istismarların gizlenmesi" ve bu nedenle bu tür araştırmaların "hastaları suistimal ediyor" olabileceği ve bu yönde çeşitli şüphelere yol açabileceğini tahmin edebiliriz.

2) Yapılan o bilimsel araştırmaların yapılması ve yayınlanması bile sanki "etik dışı" gibi geliyor.. Çünkü, şikayet ettikleri kişiler zaten psikiyatrik hastalar.Saldırganlık göstermeleri gayet normal değil mi? Bu hastalar, niçin hastaneye yatıyor? Tedavi görmeleri ve iyileşmeleri için.. Hastaların şiddet de dahil her türlü olumsuzluklarını (hastaya zarar vermedenengellemek, sağlık çalışanlarının ve personellerinin görevi değil mi? Burada yatarak tedavi gören hastalar kim? Gerçek psikiyatri hastaları mı yoksa personelin kendisi mi? Kanuni olarak yasal güç kimde? Hastalarda mi yoksa personelde mi?

Hastanelere yatan hastalar özellikle de psikiyatri hastaları, (bir nevi kendilerini savunması ellerinden alınmış) "savunmasız hastalardır".. Saldırgan eğiliminde olan hastalar da hemen hemen öyledir. Özellikle de saldırganlığını engelleyecek çeşitli ilaçların verilmesinden sonra.. Dolayısıyla hastaların saldırganlık eylemi göstermesi, birer bahane olarak gösterilmemesi gerekir. Çünkü hastanelerdeki kanunen tanımlı "yasal güç" sağlık çalışanlarının ve personelllerin üzerindedir. Onlar, buraya "bakımlarının yapılması, tedavilerinin görülmesi ve rehabilitelerinin yapılması" vb için gelmişler yada getirilmişlerdir. Bunları yapacak olanlar da en başta devletler ve hastanelerin sağlık çalışanları ve personelleridir.. Bunun imi cimisi yok.. Şikayet etmek yerine sorunların altında yatan nedenler bulunmalı ve düzeltilmeye çalışılmalıdır.. Özellikle de hastane ortamının düzeltilmesi ve sağlık çalışanları ile personellerin eğitimlerinin ve eksikliklerinin giderilmesi gibi..

-Ha tabii şöyle bir durum da olabilir..
Yukarıda belirtmiştik.. Bu tür araştırmaların amacı "hastaların ve personellerin mevcut durumlarını düzeltmek" vb şeklinde olabilir. Bir de, bu tür araştırmaların, bilimsel dergilerde yer alması, aynı durumda olan ama ne yapılacağı konusunda yeterince bir bilgi ve yeteneğe sahip ol(a)mayan dünyadaki diğer bilimadamları ile paylaşmak vb şeklinde de olunabilir. Bunlar olumlu şeyler ama tabii araştırmaların doğruluğu konusunda biraz şüpheler olunabilir. Bazı bilimsel araştırmaların "sahte, yanıltıcı ve/veya çok abartılı" olma olasılıklarının ortaya çıkması gibi, bu yöndeki araştırmaların da aynı akibet içerisinde olabilmesi de mümkündür diyebiliriz.. Tüm bunların doğruluğu ise ancak her hastanenin kendi araştırmaları ile mümkün olabilir, diyebiliriz herhalde, tabii o da belki.. Neyse..

  "Burada temel sorun galiba hastaların, hastane ortamında nasıl bir tedavi ve bakım gördüğü, rehabilite edildiği ve hastane ortamının buna uygun olup-olmadığı ve sağlık çalışanları ile personellerinhastalara karşı davranışlarının olumsuz yönlerde (yani yapmış olabilecekleri gizli şiddet ve istismarın) olup-olmaması ile ilgilidir diyebiliriz.. Tabii dahası da olabilir.."

Ancak gördüğümüz kadarı ile bu konuda yapılan bu araştırmalarda bu temel sorunlar (eksiklikler vs) ele alınmış olsa da, hastaların, personele olan şiddetinin daha çok ele alındığını görebiliyorsunuz.. Araştırmalarda sağlık personellerinin bir nevi hastane ortamında zaten savunmasız hale gelen bu hastalardan şikayetçi olmaları, sanki "hastaların çok tehlikeli oldukları, tedavi görmek istemedikleri" vs gibi buna benzer bir algının yürütülmeye; ve dahası "personelin işlerinin çok güç olduğu, çalışma ortamlarının ağır olduğu ve sanki bu işleri yapmak istemedikleri" vs gibi buna benzer bir havanın da yaratılmaya ve tüm bunlardan da (personele şiddet uygulayan!) hastaların sorumlu olduğu algısının yaratılmaya çalışıldığını görebiliyor ve anlayabiliyorsunuz. Aslında dünyaca ünlü o tıp dergilerinde konuyla ilgili yayınlanan bilimsel araştırmalara baktığınızda, (yukarıda da özetlediğimiz gibi) sanki bir şeyleri saklıyorlar, gizliyorlar gibi bir hisse kapılabiliyorsunuz. Ve bunun, böyle olabildiğini de ortaya çıkan skandallarla (personelin, hastalara yaptıkları çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlar) ile gayet anlayabilmiş olabiliyorsunuz.

Yuarıda da belirttiğimiz gibi, burada temel sorun herhalde, yatılı akıl hastanelerinde ve/veya rehabilitasyon merkezlerinde, tedavi, bakım ve rehabilitasyonların nasıl yapıldığı ve hastane/RM ortamının bunlara uygun olup-olmadığı ve sağlık çalışanları ile personellerin davranışlarının uygunsuz olup-olmadığı, sağlık çalışanlarının ve personellerin eğitimlerinin ve personel eksikliğinin ve de yer, yatak, yemek vs gibi çok sayıda ihtiyaçların eksik /yeterince olup-olmaması gibi görülüyor.. Dahası da olabilir.. Ortaya çıkan skandallardan, hastanelerde ve/veya RM'nde bunlar gibi buna benzer bu tür temel sorunların olabildiğini görebiliyorsunuz.. Tabii yukarıdakiler, sadece bizim tespitlerimiz, öngürülerimiz, tahminlerimiz.. Bu konuda daha konuşulacak ve düzenlenecek çok şeylerin olabildiğini tahmin edebiliriz..

                                                           "Akıl hastanelerinde hastalar neden saldırgan hale geliyor?" Psikiyatri koğuşundan bir hasta.. Temsili görseller-Representative images (1006)  

-Yatılı akıl hastaneleri ve/veya RM'lerinde hastalar neden saldırgan hale gelebiliyor? 

Tabii ki bunun pek çok nedenleri olabilir, araştırılması gereken bir konu.. Şöyle durumlar da olabilir, mesela.. Şöyle düşünün.."Saldırgan olmayan bir hastanın, hastanede saldırgan hale gelmesi.." Saldırgan olmayan hastalar, tedavi gördükleri hastanelerde neden saldırgan hale geliyorlar? Bu, nasıl mümkün olabiliyor? Sorun hastada mıdır (mesela tedavi görmek istemediğitedavinin ağır olmasından vb dolayı mıdır), yoksa bu hastanelerin hastalara karşı olan yanlış davranışları (şiddet, istismar vs) gibi nedenlerden dolayı mıdır? 

Bunları söylüyoruz çünkü, ortaya çıkan skandallardan anladığımız kadarı ile "saldırgan olmayan savunmasız hastalara verilen ilaçların ağır olması, diğer hastaların ve/veya sağlık çalışanları ile personellerin hastalara karşı uygunsuz davranışları (tecavüz ve cinsel saldırılarda dahil çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarların) olması gibi uygunsuz davranışların olması, doğal olarak saldırgan olmayan savunmasız hastalarınkendilerini koruma güdüsü içerisine girmesinden dolayı saldırgan hale gelebildikleri görülebiliyor. Ve bu durum oluştuğunda ise doktor, hemşire ve/veya personeller, bu durumu hastanede "hastanın, saldırgan hale gelmesi" diye raporlayabiliyorlar. Durum böyle olunca da, saldırgan olmayan bir hastanın, saldırgan hale gelmesinin altında yatan nedenin "hastanın kendisi ile alakalı olduğu" algısı oluşabiliyor. (Bu durumun bilimsel çalışmalardaki "hastaların, personellere olan saldırgan hale gelmesi"nin nedeni olarak ele alınıp-alınmadığı da ayrıca soru işareti.. Hep "hastaların saldırganlığı" ele alınmış, olası nedenlere neredeyse hiç değinilmemiş /çok az değinilmiş gibi..) Evet, hasta saldırgan hele gelmiştir, raporlar doğru olabilir. Peki sebep(ler), neler olabilir? Pek çok nedeni olabildiği gibi, bu saydığımız durumlarda söz konusu olabilmektedir;

  "İlaçların çok ağır olması, diğer hastaların, sağlık çalışanlarının, personellerin uygunsuz davranışlarının olması ve hastane ortamının hastanın psikolojisinin düzelmesine katkı sağlayamaması (yani hastane ortamının uygunguz, yetersiz vs olması) gibi etkenler, doğal olarak saldırgan olmayan hastalarınkendilerini koruma güdüsü içerisine girmesine (saldırgan olma halide dahil karşı konuşlara) sebep olabilmektedir, diyebiliriz.. 

-İlaçların ve tedavi şekillerinin ağır olması sorunu, psikiyatri ilaçlarının olası yan etkilerinin (ölümlerde dahil) olmasından dolayı "Psikiyatri ilaçları hastaları yavaş yavaş zehirliyor ve/veya öldürüyor mu?" sorusunun tartışılmasına neden olmuştur. Belki de hastalar, bu durumun farkında olduğu için de bu şekilde (saldırgan) davranıyor da olabilir.. Bu şekilde bir tedavi değil de, başka alternatif tedavi yöntemlerini de istiyor da olabilirler. Yani herşey olabilir.. 

Bu konuya BURADA değindik.. (Psikiyatri hastaları ilaçlar ile değil, kimyasal ilaçların olmadığı, çeşitli alternatif ve bitkisel tıbbi yöntemlerle tedavi edilmelidir..) yazıyı ve diğer fikir ve düşünceleri de okuyabilirsiniz.. Tabii tüm bunlar çok farklı bir durumdur.. Tabii bunlar sadece bizim tespitlerimiz, öngörülerimiz, tahminlerimiz. Dahası da olabilir.. Bunların iyice araştırılması gerekir.. Pas geçilmemesi ve araştırmalarda savsaklanmaması gereken bir durumdur..

*BÖLÜME GEÇİŞ..

1.BÖLÜM 

                                           "Anne, psikiyatri hastanesinin kızının ruh sağlığını kötüleştirdiğini iddia.." Representative images -Temsili görseller (993)

Akıl (sağlığı) hastanelerinde savunmasız hastalara çeşitli şekillerdeki şiddet  ve  istismarlarcinsel saldırı ve tecavüzler.. 

**DÜNYA'DAN VE TÜRKİYE'DEN HABERLER, ARAŞTIRMALAR, MAKALELER, BİLGİLER VS VS..

NOT: Bu bölümde konu hakkında haberler, makaleler, blog yazıları, bilimsel araştırmalar vs vb bilgiler bulunuyor.. Bu bölümde, dünya genelinde (özellikle de İngiltere'de), akıl (sağlığı) hastanelerinde savunmasız hastalara çeşitli şekillerdeki şiddet ve istismarlar, cinsel saldırı ve tecavüzler ile birlikte bazı bilgiler yer alıyor.. İçindekiler kısmında "konu başlıklarını" okuyarak bir fikir, önbilgi edinebilir ve bu haber, makale, araştırma vb bilgilerden oluşan bilgileri, verileri okuyabilirsiniz..

NOT : Yabancı sitelerden alınan haber, makale gibi yabancı dillerin Türkçe çevirilerinde hatalar olabilir. Gerçek çevirileri öğrenmek için kaynaklarına gidip okuyabilirsiniz..

"Yüzlerce doktor ve sağlık çalışanı, cinsel istismarı nedeniyle rapor edildi
Ulusal sağlık gözlemcisidoktorlar, hemşireler ve diğer sağlık profesyonelleri hakkındaki cinsel suiistimal şikayetleriyle dolup taşıyor; hastalar, son iki mali yılda 1766 sınır ihlali bildiriyor. 2022-23'te kaydedilen 841 şikayet, pandemi öncesi 2018-19 yılına göre iki kat daha fazla ve Avustralya Sağlık Uygulayıcıları Düzenleme Ajansı'nı (AHPRA "Australian Health Practitioner Regulation Agency") ek iş yüküyle başa çıkabilmek için araştırma ekibini güçlendirmeye sevk etti.

Anahtar noktaları..
-Sağlık uygulayıcılarının gözlemcisi doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları hakkındaki şikayetlerle dolup taştı.
-AHPRA'ya göre bildirilen vakaların çoğunluğu cinsel istismarı içeriyor.
-Hastalar son iki mali yılda 1766 sınır ihlali bildirdi.
-Sonuç olarak gözlemci, soruşturma ekibini desteklemek için 10 tam zamanlı personeli daha işe aldı.

-"Ulusal sağlık gözlemcisi, sağlık çalışanlarının sınırları ihlal ettiğine ilişkin 800'den fazla şikayet aldı".. Şikayetler arasında sağlık profesyonellerinin, hastalara 'rızası olmadan yakından dokunması, cinsel içerikli ve uygunsuz yorumlar yapması, agresif cinsel saldırılar ve uygulayıcılar ile tedavi ettikleri kişiler arasında uygunsuz ilişkiler' yer alıyor. Yakın zamanda gerçekleşen bir vakada, Viktorya dönemi kadın doğum uzmanı ve jinekolog Dr. Suresh John, bir hastaya bilgilendirilmiş onam almadan vajinal prolapsus onarımı yaptıktan sonra kadına "ortalığı toparladığını... ve kocan çok mutlu olacak” dedi.

Başka bir vakada, hemşire Alberto Yabut'un, özel bir hastanedeki 'klinik dosyasından bir akıl sağlığı hastasının telefon numarasını alıp onu arayıp çıkma teklif etmesi' üzerine kaydı iptal edildi. Yakın bir ilişkiye girdiler ve hasta, ilişkiyi bitirdikten sonra reçeteli ilaçlarını aşırı dozda almaya çalıştı. Tekrar özel hastaneye kaldırılan Yabut, psikiyatristinin sadece kadın hemşireler tarafından tedavi edilmesini istemesine rağmen odasını ziyaret ederek ilişkiyi canlandırmak için mesaj attı. Ve NSW sağlık görevlisi Peter Thistlethwaite'in mahkemenin, "Genç kadın hastaların vücutlarının, klinik olarak gerekli olmayan ve bu konuda eğitim almadığı özel bölgeleri üzerinde değerlendirmeler yapmak için sağlık görevlisi olarak görevini kullandığını" tespit etmesi üzerine kaydı iptal edildi ve beş yıl süreyle diskalifiye edildi.

Ajansın genel müdürü Martin Fletcher, sosyal hizmet uzmanlarının şikayette bulunan hastalara düzenleyici ve mahkeme sürecinde ilerlemelerine yardımcı olmak için görevlendirildiğini söyledi. Gözlemci ayrıca uzman soruşturma ekibini desteklemek için 10 tam zamanlı personeli daha işe aldı. Fletcher, "Sağlık sisteminde herhangi bir cinsel istismar vakasını duymak üzücü olsa da, bu olayların rapor edilmemesi daha da yıkıcı olur" dedi. AHPRA'ya göre 'sınır ihlali, sağlık çalışanı ile hastası arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran bir olaydır ve bu vakaların çoğu cinsel tacizi içermektedir.' En fazla şikayetin kaynağı 359 bildirimle doktorlar olurken, bunu hemşirelere ilişkin 215 bildirim ve psikologlara ilişkin 120 bildirim takip etti. Gözlemci aynı zamanda fizyoterapistler hakkındaki raporlarda istikrarlı bir artış tespit etti ve geçen mali yıl meslek hakkında 33 sınır bildirimi aldı.

Gözlemci daha önce de cinsel taciz soruşturmalarını tamamlamanın çok uzun sürdüğü gerekçesiyle saldırıya uğramıştı. Bu künye, göz doktoru tarafından cinsel tacize uğradığı iddia edilen bir genç olan Cate'in vakasına dikkat çekiyordu. Gözlemci onu uzaklaştırmayı reddetti ve ek eğitim talebinde bulunması 20 ay sürdü. Avustralya Tıp Kurulu'ndan Christine Geecinsel istismara "sıfır toleransgösterdiğini söyledi. "Soruşturma sırasında halkın risk altında olmasından endişeleniyorsak, sıkı koşullar getirilmesi veya uygulayıcının geçici olarak uzaklaştırılması için derhal harekete geçilmesini tavsiye edeceğiz" dedi. Gözlemci, geçen mali yılda 1000'den fazla sınır bildirimini ele aldı ve bazı şikayetler önceki yıldan devredildi. Bu raporların 114'ü disiplin cezası için bağımsız mahkemelere sevk edildi ve 239'u uygulama, uyarı ve eğitimle ilgili kısıtlamalar dahil olmak üzere düzenleyici işlemlere yol açtı. 2021-22'de rekor düzeyde 925 sınır ihlali şikayeti yapıldı. Avustralya Tabipler Birliği başkanı Profesör Steve Robson, 'sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğunun etik davrandığını ve cinsel tacizin "tamamen kabul edilemez" olduğunu' söyledi. "AMA, bu tür davranışları mümkün olan en güçlü şekilde kınıyor" dedi. Robson, derneğin profesyonel ve cinsel davranış arasındaki sınırları açıkça ortaya koyan bir durum beyanı yayınladığını söyledi." (1)

"40'tan fazla NHS akıl sağlığı hastası yeni tecavüz ve cinsel saldırı iddialarında bulundu
 "The Independent'ın soruşturmasının ardından düzinelerce hasta daha istismar hikayeleriyle öne çıktı.. Bu gazetenin Britanya'nın akıl sağlığı koğuşlarında yaptığı soruşturmanın ardından, tecavüz ve hastaların hamile bırakıldığı iddiaları da dahil olmak üzere düzinelerce yeni cinsel saldırı ve istismar iddiası ortaya çıktı." 

Ruh sağlığı bozukluğu olan bir hastabir personelden hamile kaldı. Tecavüz iddiaları ve çocukların sağlık görevlileri tarafından bakıldığı iddiaları, sahtekar NHS Tröstlerine karşı yapılan 40 korkunç yeni istismar raporu arasında yer aldı. The Independent'ın Sky News ile birlikte yürüttüğü soruşturma, 2019'dan bu yana 30'dan fazla NHS İngiltere akıl sağlığı vakfında 20.000'den fazla cinsel saldırı ve taciz iddiasını ortaya çıkardı. Kendi yürek parçalayıcı hikayeleriyle öne çıkan çok sayıda hastanın, şu anda düzenlemeye tabi olmayan sağlık görevlileri tarafından zarar gördüğü iddia edildi. Adı değiştirilen Natalie, 2020 yılında bir çocuk ruh sağlığı servisinde çalışan bir sağlık görevlisinin tedavi ettiği ve cinsel içerikli fotoğraflarını paylaşmaları istenen çok sayıda hastadan biriydi. O sırada 16 yaşında olan Natalie, The Independent'a şunları söyledi:

-“Terhis edildikten sonraki ilk birkaç konuşma çok masumdu. Ancak haftalar ve aylar sonra cinsel içerikli konuşmaya başladı, benden müstehcen fotoğraflarımı göndermemi istedi, kendisinin müstehcen fotoğraflarını yayınladı ve cinsel teklifler için buluşmak istedi, o zaman bunun farkına varmamıştım ama beni tımarlıyordu ; bunların hepsi Snapchat'teydi." “Kendimi çok küçük hissediyorum ve hala da öyle hissediyorum ve [hastane tarafından] bana bir insan olarak bakılmadı ve beni sadece hiçbir duygunun önemi olmayan bir hasta olarak gördüler. Sanki başka bir olaymış gibi hissettim... bu durum halının altına süpürüldü.

Personel, iki kez uygunsuz çocuk resimleri yapma, bir kez ısrarla takip etme ve iki kez geçici cinsel risk kararının ihlali de dahil olmak üzere çok sayıda suçtan hüküm giydi. Ulusal Suç Dairesi'ne göre bir yargıç, ceza duruşmasında onu gözaltından serbest bıraktı. Personel yedi ay tutuklu kalmıştı ve hapishanede rehabilitasyon kurslarına katılamamıştı. Kendisine 25 gün rehabilitasyon, 150 saat ücretsiz çalışma cezası verildi ve kendisine beş yıllık cinsel suçlu bildirim zorunluluğu ve beş yıllık Cinsel Zararı Önleme Kararı verildi.

Sky News ve The Independent'ın tespit ettiği diğer korkunç istismar vakalarında, hastanelerdeki cinsel saldırılardan sonra savunmasız bir hasta hamile kaldı. Avukat Irwin Mitchell tarafından temsil edilen hasta, Surrey'deki Tarikat'ta yatarak tedavi gördüğü sırada hamile kaldı. 2022 yılında bir sağlık çalışanı cinsel saldırı suçundan hüküm giydi ve hapse atıldı. Yasal nedenlerden dolayı ismi verilemeyen mağduru bakımda kalmaya devam ediyor.

Homerton Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi gören bir hasta olan Joy Popock, 2007 yılında karma cinsiyetli bir koğuşta sarhoş bir hastanın göğüslerini ellediğini iddia ettikten sonra odasına gitmesi ve ağlamayı bırakmasının söylendiğini iddia ediyor. Şu anda hastaneyi işleten East London NHS Foundation Trust, iddia edilen olay ve neden olduğu süregelen sıkıntı konusunda "derin endişe duyduğunu" ancak "yetişkin çalışma çağındaki" tüm koğuşların tek cinsiyetli olduğunu söyledi. Vakıf, tüm destek hizmeti kullanıcılarını ve personelini bu tür olayları polise ve olay raporlama sistemine bildirmeye teşvik ettiğini ve NHS cinsel güvenlik sözleşmesine imza attığını söyledi.

Başka bir olayda, hasta Jacqueline Dean, 2017 yılında Doncaster'daki bir psikiyatri hastanesinde iki personel tarafından kendisine sakinleştirici verildiğini ve tecavüze uğradığını söyledi. “Hareket bile edemiyordum, felçliydim. Her şeyi görebiliyordum. Her şeyi hissedebiliyordum. [Ama] Hiçbir şey yapamadım. Hiçbir şey değil” dedi. Tecavüz iddiasının ardından Jacqueline, Akıl Sağlığı Yasası uyarınca cezaya çarptırıldı. Olay polise bildirildi ancak mahkumiyetle sonuçlanmadı. İddialara yanıt olarak Rotherham Doncaster ve South Humber NHS Foundation Trust, altı yıl önce polis tarafından araştırılan bir şikayet aldıklarını doğrulayabileceklerini söyledi. Vakıf, 'bir suçun işlendiğine inanmadığı için daha fazla ilerlememesi gerektiği' sonucuna vardığını söyledi. Dördüncü bir hikayede adı değiştirilen Yorkshire'lı Eleanor, 2008 yılında Leeds ve York Partnership Foundation Trust'taki bir sağlık asistanı tarafından altı hafta boyunca istismara uğradığını söyledi. İddia edilen istismarı 2012 yılında terhis edildikten sonra bildirmesi, vakfın ve polisin soruşturmasını tetikledi. Ancak polise herhangi bir suçlama getirilmedi. The Independent'a vakfın tepkisinin "korkunç" olduğunu söyledi. Dedi ki: "Düşündüğüm her şey şefkatli bakımdı [ve] norm değildi."

Raporlar, iki danışman psikiyatrın birkaç savunmasız kadın hastaya yönelik cinsel istismarına ilişkin büyük bir soruşturmanın ardından geldi. Soruşturmada NHS için çeşitli önerilerde bulunuldu. Eleanor dedi ki: “İstismar, bunun bir kişilik bozukluğunun belirtisi olduğunu söyleyen [personel tarafından] rastgele cinsel ilişki olarak yeniden çerçevelendi. Kendimi intihara meyilli hissetmeme ve ölme isteği duymama neden oldu... Bir bütün olarak NHS'ye olan güvenimi tamamen yok etti.

Leeds ve York Partnership Foundation Trust, 'asıl iddianın farkında olduğunu' söyledi. Vakıf, şu anda bu hafta dikkatine sunulan hastanın iddialarını incelemekte olduğunu ve iddia edilen olayların gerçekleşmesinden bu yana geçen süre nedeniyle şu anda spesifik yorumda bulunamayacağını söyledi. Skandal, cinsel istismarla ilgili bir hafta süren ulusal bilinçlendirme kampanyası sırasında ortaya çıktı. Muhafazakar Parti Milletvekili Sir Charles Walker da dahil olmak üzere politikacılar artık harekete geçilmesini talep ediyor. The Independent'a şunları söyledi: “Hastane koğuşlarının hastalar ve personel için güvenli yerler olması gerekiyor."

-“Pek çok akıl sağlığı yatışlı hasta ortamında durumun böyle olmaması son derece endişe verici. Akıl sağlığı koğuşlarının neden güvenli olmadığını ve cinsel saldırı sorunlarının neden bu kadar belirgin göründüğünü anlamamız gerekiyor. Bunun neden olduğunu bilmemiz gerekiyor.Akıl sağlığı vakfında çalışan kıdemli bir NHS yöneticisi The Independent'a şunları söyledi: “Bazı kuruluşların temelde hastalara inanmadığını düşünüyorum. Bence olup biten gerçekten kötü şeyleri kabul etme konusunda gerçek bir isteksizlik var: ‘Ah, böyle bir şey olamaz.’ Akıl sağlığı alanında çalıştığımız için insanlara her zaman inanıldığını düşünmüyorum."

Fakat benim deneyimlerime göre ruh sağlığı hizmetleri o kadar da iyi olmayan insanları da cezbediyor; Savunmasız insanlarla çalışıyoruz ve dışarıdaki kötü insanlar bunu biliyor." İddialarda bulunulduğunda özel hastanelerin "safları yakınlaştırdığı" için daha kötü durumda olduğunu da sözlerine ekledi. NHS hemşiresi Leanne Patrick The Independent'a şunları söyledi: "Personelin refahı ve hasta güvenliği üzerindeki kanıtlanabilir etkiye rağmen, NHS cinsel şiddeti yeterince ele almakta başarısız oluyor." “NHS'nin tepkisel olmaktan çıkıp sağlam bir önleme stratejisi geliştirmesi ve kadınların ve kızların hayatlarına, refahına ve onuruna değer vererek başlaması gerekiyor. Zarar olduğuna ilişkin kanıtlara rağmen şu anda tek cinsiyetli koğuşlara bile girişemiyor.” Görüş almak üzere NHS İngiltere'ye başvuruldu ve hastanelerin hastaları cinsel saldırıya karşı koruma konusunda nasıl sorumlu tutulduğu soruldu. Mevcut “cinsel güvenlik standartlarının” rehberlik niteliğinde olduğunu ve zorunlu standartların bulunmadığını söyledi. "Tröstlerin rehberliğe uyması bekleniyor ve yasalara uygun hareket etmek, hastaları korumak ve cinsel güvenlik olaylarını bildirmekten sorumlular" dedi." (2)

"NHS istismar skandalının ortaya çıkardığı gibi, akıl sağlığı hastaları 'tecavüze ve cinsel saldırıya uğradı'
The Independent'tan Rebecca Thomas ve Sky News'ten Rob Mulhern tarafından yürütülen büyük bir araştırma, Birleşik Krallık'ın psikiyatri sistemindeki cinsel istismar ve saldırıların korkunç boyutlarını ortaya çıkardı.. NHS'nin işlettiği ruh sağlığı hastanelerinde onbinlerce cinsel saldırı ve olayın rapor edilmesi, psikiyatri servislerindeki hastaların cinsel istismarına ilişkin "ulusal bir skandal" olarak ortaya çıkabilir. The Independent ve Sky News'in ortak araştırması ve podcast'inde ortaya çıkan özel verilere göre, son beş yılda NHS akıl sağlığı vakıflarının yarısından fazlasında neredeyse 20.000 cinsel olay raporu yapıldı. Bir kadının hastanedeki cinsel saldırı sonrasında yaşadığı dramatik kaçış öyküsünün tetiklediği şok edici bulgular, Hasta 11 adlı podcast'te ortaya çıktı; NHS vakıflarının olayların çoğunu polise bildirmediğini ve Birleşik Krallık'ın en savunmasız hastalarını cinsel zarardan korumak için tasarlanan hayati standartları karşılamadığını gösteriyor.

18 aylık soruşturma boyunca çok sayıda hasta ve aileleri, akıl sağlığı birimlerinde kilitliyken yaşadıkları cinsel saldırı ve istismar hikayelerini The Independent'a anlattı. 34 yaşındaki Rivkah Grant, bir NHS personeli tarafından hedef alınıp cinsel istismara uğrarken, 28 yaşındaki Stephanie Tutty de benzer iddialarda bulundu. Eski bir Büyük Britanya yüzme yıldızı olan Alexis Quinn, iki kez cinsel saldırıya uğradığını iddia etti; ilkinde erkekler koğuşunda uyumaya zorlandığında, ikinci kez de karma cinsiyet koğuşunda uyumaya zorlandığında. Kraliyet Psikiyatristler Koleji başkanı Dr Lade Smith, bulguları "korkunç" olarak nitelendirirken, gölge sağlık bakanı Wes Streeting bunun hükümet için bir "uyandırma çağrısı" olduğunu söyledi. Önemli açıklamalar arasında şunlar vardı:

-2019 ile Kasım 2023 arasında 30'dan fazla NHS vakfında en az 19.899 cinsel olay rapor edildi; hastalara personel saldırıları ve hastaların, diğer hastalara saldırması da dahil
-Rakamlar, aynı dönemde hastanelere bildirilen cinsel olayların yalnızca 982'sinin (yüzde 5'ten az) polise sevk edildiğini gösteriyor.
-Kadınlara yönelik 800 tecavüz ve ciddi saldırı iddiası
Karma cinsiyet koğuşları, on yıl önce yasaklanmış olmasına rağmen, 2019'dan bu yana 500'den fazla cinsel saldırı raporuyla NHS akıl sağlığı hizmetlerinde hala kullanılıyor
-50 hastaneden yalnızca altısı, hastaları cinsel zarardan korumayı amaçlayan NHS standartlarını karşıladığını kanıtlayabildi

Dr Smith The Independent'a şunları söyledi: “İnsanların yaşamları üzerinde derin ve uzun süreli olumsuz etkileri olan cinsel şiddete toplumda yer yoktur. Bugünkü korkunç bulgular, hastaların ve akıl sağlığı vakıflarındaki personelin cinsel zararlardan her zaman korunmasını sağlamak için hâlâ yapılacak çok şey olduğunu gösteriyor." "Akıl sağlığı ortamlarında bu kadar çok olayın rapor edilmediğini görmek son derece rahatsız edici."

-"Bir NHS personeli tarafından hedef alınan 'Rivkah Grant, saldırganın odasında, yalnız kalmasına izin verildiğini' söyledi".. Bay Streeting dedi ki: "Bu korkunç suçların en savunmasız durumdaki hastalara karşı işlenmesi her düzgün insanı dehşete düşürecektir. Bunların NHS'de gerçekleşmiş olması tüyler ürpertici.
-“Bu olayların büyük çoğunluğunun neden polisten saklandığını açıklamak zorunda olan hastane yöneticilerine acilen çok ciddi sorular sorulmalı.
-“Muhafazakarlar 2010 yılında karma koğuşları sona erdirme sözü verdiler, ancak karşı cinsten hastalarla birlikte giderek artan sayıda hasta tedavi ediliyor. Hastalar genellikle bunu aşağılayıcı buluyor ve bu araştırmanın da gösterdiği gibi, bu durum özellikle kadınları hastanede savunmasız bırakıyor.
-"Hükümet bu soruşturmayı bir uyandırma çağrısı olarak ele almalı ve bugün NHS'de artan sayıda karma cinsiyet koğuşuna karşı harekete geçmelidir."

Eski kurbanlardan sorumlu komisyon üyesi Dame Vera Baird, savunmasız kişilerle ilgilenmesi gereken kişilerin saldırılarının özellikle rahatsız edici olduğunu söyledi. "Bu soruşturmanın sonuçları ulusal bir skandaldır" dedi. “Personelin hastalara yönelik [saldırı rakamları] endişe verici çünkü bu, hastanelere gelen insanlara yönelik incelemelerin yetersiz olduğu ve yetersiz inceleme yapıldığı anlamına gelebilir."

-"Bu insanlar, bir şey söylediklerinde ifadelerine inanılmayabilecek en savunmasız kişilerin eline bırakılacak".. Hastalara yardım eden National Voices'tan Sharon Brennan, The Independent'ın ortaya çıkardığı örneklerin "duyduğumuz en kötü güven ihlalleri" arasında yer aldığını söyledi. Son açıklamamız, The Independent'ın geçen yıl yayınladığı bir dizi raporun ardından Sağlık Hizmetleri Güvenliği Soruşturma Şubesi'nin İngiltere'deki akıl sağlığı hizmetlerine yönelik ulusal bir soruşturma başlatmaya hazırlandığı dönemde geldi. Bilgi edinme özgürlüğü rakamları, hastaların çok sayıda hastane personeli nedeniyle risk altında olduğunu ve beş yıllık dönemde hastalarla ilgili 300'den fazla vakanın rapor edildiğini gösteriyor. Deneyimini hatırlatan Bayan Grant, 2016 yılında Kuzey Londra'daki Chase Farm Hastanesi'nde bir NHS personeli tarafından nasıl cinsel saldırıya uğradığını anlattı. Personelin başlangıçta onu görmezden geldiğini iddia etti. Daha sonra vakfa şikayette bulunulmasına ve personelin açığa alınmasına rağmen ertesi gece aynı odada uyumaya zorlandığını söyledi. Bayan Grant, daha sonra 'karma cinsiyetli bir koğuşa taşındığında travmasının daha da kötüleştiğini, dışarıdaki erkek hastalar nedeniyle odasından çıkmaktan çok korktuğunu' söyledi. "O zamandan beri travmayla mücadele ediyorum ve [akıl sağlığı hizmetlerinden] yardım istemekten korkuyorum" dedi. “Kendimi kötü hissettiğimde nereye başvuracağımı bilmiyorum. Hastanedeyken güvende olmanız gerektiğine inanırsınız. Akıl hastanelerinde güvenliğin olmadığını öğrendim.” Saldırgan, polis soruşturmasının ardından Haziran 2017'de suçlu bulundu. Şu anda Chase Farm Hastanesi'ni işleten Kuzey Londra Akıl Sağlığı Ortaklığı, Bayan Grant'in başına gelenlerden dolayı "derin üzüntü duyduğunu" söyledi ve kullanıcılarının güvenliğinin en büyük öncelikleri olduğu konusunda ısrar etti.

-"Tecavüz kurbanı Stephanie Tutty, Essex'teki akıl sağlığı hizmetlerinden yardım aldıktan sonra bir personel tarafından beş ay boyunca korkunç cinsel istismara maruz kaldığını söyledi".. İddia edilen başka bir vakada, iki çocuk annesi Bayan Tutty, gençliğinde tecavüze uğradığı için Essex akıl sağlığı hizmetlerinden yardım aradıktan sonra The Independent'a yürek parçalayıcı hikayesini anlattı.

-"Tedavi görmek yerine, bir personel tarafından beş ay boyunca korkunç cinsel istismara maruz kaldığını iddia etti".. Bir yıl sonra, Essex yönetimindeki başka bir birime kabul edildikten sonra yeniden travma yaşadığını, orada bir güvenlik görevlisinin ona cinsel içerikli kısa mesajlar gönderdiğini ve The Independent'ın bunu gördüğünü söyledi. Polis daha sonra iddia edilen cinsel istismarla ilgili olarak kovuşturma açmak için yeterli delil bulunmadığını söyledi. Şu anda 2.000 hastanın ölümüne ilişkin kamu soruşturmasıyla karşı karşıya olan Essex Ortaklık Üniversitesi NHS Foundation Trust, The Independent'ın ciddi iddialarla ilgili sorularını yanıtlamayı reddetti. Araştırmamız, 2019'dan beri tröstlerdeki karma koğuşlarda veya karma cinsiyetli ortak alanlarda en az 500 cinsel saldırı ve olayın kaydedildiğini gösteriyor. Eski bir yüzme yıldızı ve öğretmeni olan Bayan Quinn, erkek kardeşinin ölümünün ardından akıl sağlığı hizmetlerinden destek aldıktan sonra 2013 yılında Kent'teki Littlebrook Hastanesi'ne kaldırıldı. Başvurusundan birkaç saat sonra, tamamı erkeklerden oluşan bir koğuşa yerleştirildikten sonra bir erkek hasta tarafından cinsel saldırıya uğradığını iddia ediyor. Bayan Quinn, kendisini saldırganın kaldığı koğuşa geri göndermeye çalışan personele haber vermek için hemen koştuğunu iddia etti. Sıkıntılı ve paniğe kapılmış bir halde zaptedildi ve ardından hücre hapsine yerleştirildi.

-"Kardeşinin ölümünün ardından akıl sağlığı hizmetlerinden destek arayan Alexis Quinn, tamamı erkeklerden oluşan bir koğuşa yerleştirildikten sonra hastaneye yatırıldıktan birkaç saat sonra bir hasta arkadaşı tarafından cinsel saldırıya uğradı." Bayan Quinn şunları söyledi: “Biliyorsunuz, beni bu duruma soktuğu için, beni korumadığı için sistemi suçluyorum; bu sistemik bir sorun. Bunun sadece bende olduğunu sanıyordum ama sadece ben değil, binlerce kişi var." Trust sonunda özür diledi. Ancak aylar sonra, ikinci bir saldırının kurbanı olduğunu iddia ettiği, karma cinsiyetli bir koğuşta yeniden tehlikeye atıldı. Hastaneyi işleten Kent ve Medway Partnership Trust, hastanenin bakımı sırasında yaşadığı "kabul edilemez davranış" nedeniyle "en içten özürlerini" sunmaya devam ettiğini ve bu durumun tam olarak soruşturulduğunu ve o sırada harekete geçildiğini söyledi. Soruşturmamızın bir parçası olarak The Independent ve Sky News, 2019'dan bu yana 52 NHS akıl sağlığı vakfının 30'undan fazlasında taciz ve tecavüzden cinsel açıdan uygunsuz davranış veya dile kadar değişen binlerce cinsel olay iddiasını ortaya çıkardı. Rakamlara her yıl yüzlerce NHS hastasının gönderildiği özel hastaneler dahil edilmediğinden, skandalın boyutunun daha da kötü olması bekleniyor.

-Bunların arasında, 16 yaşındayken Huntercombe Group hastanesinde bakıma tabi tutulan ve istismara uğrayan Nima Cass Hunt da vardı. İstismarcı bakım çalışanı Marcus Daniell, işlediği suçlardan dolayı 2020 yılında 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bayan Hunt, yeterli sayıda personel bulunmayan ruh sağlığı hizmetlerinin 'hastaları koruma konusunda başarısız olduğu' konusunda uyardı. "Hastanedeki hiç kimse bariz işaretleri görmedi veya dinlemedi" dedi. "Açık işaretlere, göstergelere ve hatta açıklamalara rağmen hastalar hala cinsel istismara maruz kalırken, akıl sağlığı hastanelerindeki hastaları güvende tutmayı amaçlayan protokollerde korkunç bir yanlışlık var." Yorum almak için hastanenin eski sahipleri Eli Investments'a başvuruldu.

-"Nima Cass Hunt, özel bir hastanede yaşadığı taciz deneyimlerinin ardından artık İlk Zarar Verme (First Do No Harm) adlı bir akıl sağlığı güvenliği kampanyasına liderlik ediyor".. Melanie Leahy, The Independent'a, Essex'teki personelin oğlu Matthew'un 2012'de yatarak tedavi gördüğü sırada tecavüze uğradığı iddialarını soruşturmadığını söyledi - sadece iki gün sonra öldü. "Bu beni hasta ediyor" dedi. "Bu olayın onun hayatını kaybetmesine yol açtığını düşünüyorum. Bunun devenin sırtını kıran bardağı taşıran damla olduğuna inanıyorum." Parlamento ve Sağlık Hizmetleri Ombudsmanı tarafından 2019 yılında hazırlanan bir raporda, personelin iddialara yanıt olarak uygun önlemleri almadığı ortaya çıktı. Vakıf yanıt olarak Matthew'un ölümü nedeniyle taziyelerini sunduğunu söyledi. Bu arada, 2014 yılında, gençliğinde tecavüz mağduru olan Gaia Pope, Dorset NHS Hastanesi'nin karma cinsiyet koğuşundayken cinsel tacize uğradığını bildirdi ancak personel herhangi bir güvenlik uyarısı yayınlamadı.

-"PHSO, Essex Partnership University Trust'ın Matthew Leahy'nin tecavüz iddiaları konusunda harekete geçmediğini tespit etti".. Kuzeni Marienna Pope-Weidemann şunları söyledi: “[Endişelerini gidermedeki] başarısızlıkların, o yıl ölümüne doğrudan katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Kesinlikle hiçbir işlem yapmadılar ve 48 saat sonra hiçbir destek almadan taburcu ettiler.” Dorset Sağlık Hizmetleri genel müdürü Matthew Bryant, vakfın, 'Gaia'nın bakımında kendini güvende ve endişelerinin ciddiye alındığını hissetmesini sağlamak için daha fazlasını yapması gerektiğini' kabul ettiğini söyledi. 2020 yılında Bakım Kalitesi Komisyonu'nun ruh sağlığı hizmetlerinde cinsel istismara ilişkin ulusal kaygıları dile getirmesinin ardından NHS, "cinsel güvenlik işbirliklerine" ilişkin yönergeler oluşturdu. Bilinen risklere rağmen, NHS vakıfları standartların gereksinimlerini bugüne kadar karşılayamıyor; sadece altı hastane işbirlikçilerin yönergelerini karşıladıklarına dair kanıt sunuyor. Mind yardım kuruluşunun Politika ve Kampanya Müdürü Gemma Byrne, soruşturmanın bulgularının "korkunç" olduğunu söyledi ve bu tür ciddi cinsel güvenlik olaylarını ele almakta başarısız olan vakıflara daha fazla sorumluluk verilmesi çağrısında bulundu. Birleşik Krallık'ta 'cinsel saldırı ile akıl hastalığı arasındaki ilişkiyi inceleyen' az sayıdaki akademisyenden biri olan Profesör Charlie Brooker, The Independent ve Sky News'e 'akıl sağlığı koğuşlarında cinsel güvenliğe ilişkin bir soruşturma yapılması gerektiğini' söyledi. Dedi ki: “Kaç kişinin öne çıkıp kanıt sunmak istediğini görmek büyüleyici olurdu. Birkaç bin olmazsa hiç şaşırmayacağım.”

-"Çocukluğunda tecavüze uğrayan Gaia Pope'un, karma koğuştayken cinsel tacize uğradığı iddia edildi".. Profesör Brooker, 'akıl hastalığının gelişiminde büyük bir faktörün cinsel travma olduğunu' söyledi ve şunları ekledi: “Bu savunmasız insanların, bu savunmasız kadınların başına gelen şey, onların güvende olmaları gereken bir ortamda meydana geliyormuş gibi görünen yeniden travmatizasyondur. Geldikleri andan daha kötü bir sonları var." Huntercombe Group'un sahibi Eli Investments, iddialardan "üzüntü duyduğunu" ve gruba ait hastanelerin yüksek kaliteli bakım için beklenen standartları karşılayamadığı yönündeki üzüntüyü dile getirdi. NHS İngiltere, 'cinsel saldırıya tolerans gösterilmeyeceğini ve yeni NHS Cinsel Güvenlik Tüzüğü kapsamında daha iyi raporlama mekanizmaları ve personele yönelik eğitim sunacağını' söyledi. Tüm tröstlerin aile içi şiddet ve cinsel saldırı sorumlusu ataması gerekeceğini söyledi. Ancak, yeni kurallara uymayanların hesaplarını nasıl izleyeceğini ve hesap vereceğini belirtmedi. Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı, NHS kuruluşlarının hem personeli hem de hastaları koruma sorumluluğuna sahip olduğunu söyledi. Rızanız dışında başınıza gelen herhangi bir cinsel olayla ilgili destek almak isterseniz haftanın her günü 24 saat 0808 500 2222 numaralı telefondan Tecavüz Krizi'ni arayabilirsiniz." (3)

"Yüzlerce hemşire ve diğer sağlık çalışanı cinsel saldırı veya istismar nedeniyle disiplin cezasına çarptırıldı
-Ayrıcalıklı: Hayır kurumu 'titiz koruma' ve 'uygun' raporlama süreci çağrısında bulunuyor.. The Independent'ın ortaya çıkardığına göre yüzlerce hemşire, sağlık görevlisi, sağlık ve bakım çalışanı, çocukların cinsel istismarı da dahil olmak üzere cinsel saldırı iddiaları nedeniyle disiplin cezasına çarptırıldı. Bu, hükümetin '"morg canavarıDavid Fuller tarafından ölü hastalara cinsel istismarda bulunmasına' ilişkin bir yıl sürecek bir soruşturma başlatmasıyla birlikte geldi. Hayır kurumları, sorunun gerçek boyutunun muhtemelen "çok eksik raporlama" nedeniyle gizlendiğini iddia ederken, koruma uzmanları NHS vakıflarının bu tür vakaları ele alma biçiminde "tekdüzelik" olmadığını söylüyor.

Sağlık görevlileri, mesleki terapistler, psikologlar ve fizyoterapistler de dahil olmak üzere 300.000'den az çalışanı denetleyen Sağlık ve Bakım Meslekleri Konseyi (HCPC), The Independent'ın elde ettiği rakamlara göre 2012 yılından bu yana cinsel saldırı veya istismar iddialarına yönelik yürütülen 293 soruşturmanın ardından 154 kez harekete geçti.. Elli üç klinisyenin işine son verildi, 20'si ihtar aldı ve 29'u da uzaklaştırıldı, çalışmalarına kısıtlamalar getirildi veya kayıttan çıkarılmayı kabul etti. Eylemlerin yarıdan fazlası 'çocuk bir hastaya yönelik cinsel istismar' iddialarının ardından gerçekleşti. Düzenleyicinin bu verileri daha önce sistematik olarak kaydetmemesi nedeniyle vakaların çoğu 2019 yılından itibarendir. 700.000'den fazla kayıtlı hemşire ve ebenin bulunduğu Hemşirelik ve Ebelik Konseyi'nden (NMC "The Nursing and Midwifery Council") alınan ayrı verilermesleki sınırlarını korumayan hemşire ve ebelere karşı son dört yılda 113 kez işlem yapıldığını gösteriyor; bu vakaların yüzde 80'inden fazlasında klinisyen görevden alındı. Doktorları düzenleyen Genel Tıp Konseyi'nin (GMC "General Medical Council") verileri yayınlanmak üzere zamanında mevcut değildi. Tecavüz Krizi İngiltere'nin genel müdürü Jayne Butler The Independent'a şunları söyledi: "Sağlık hizmeti sağlayıcılarından cinsel saldırı raporlarının sayısını duymak son derece endişe verici, özellikle de genellikle son derece savunmasız kişilerin refahından sorumlu oldukları gerçeği göz önüne alındığında.."

Cinsel şiddetin bir suç olarak büyük ölçüde eksik rapor edildiğini biliyoruz, dolayısıyla bu istatistiklerin gerçek rakamı yansıtması pek mümkün değil. Bunun anlamı, sıkı koruma önlemlerinin alınması ve herhangi bir cinsel istismarın raporlanması için uygun bir sürecin gerekliliğidir." İtiraf eden herhangi bir mağdurun veya hayatta kalanın, uzman desteğine erişmesine izin verilmesi ve tüm şikayetlerin ciddiye alınması çok önemlidir.

Kimse cinsel şiddete maruz kalma travmasını yaşamak zorunda kalmamalı, bunu sizi desteklemesi ve önemsemesi gereken kişilerin elinde yaşamak tam bir güven ihlalidir. Bunun olmasına neden ve nasıl izin verildiği konusunda ciddi bir soruşturma yapılması ve nelerin değişeceğine dair net önlemlerin alınması gerekiyor." Güvenlikten sorumlu bir NHS vakfı çalışanı, The Independent'a, 'prosedürler konusunda "tekdüzelik" eksikliği olduğunu ve hastanelerde personele yönelik cinsel iddiaların yönetilmesi konusunda merkezi NHS rehberliğinin bulunmadığını' söyledi.

Kasım ayında The Independent, Bakım Kalitesi Komisyonu'nun (CQC) yakın zamanda bazı özel ambulans sağlayıcıları tarafından tedavi edilen hastalara yönelik cinsel saldırı riskine ilişkin belirli kaygılarını dile getirdiğini ortaya çıkardı. Hastane elektrikçisi Fuller'ın NHS hastanelerinde 'cinsel istismara uğramış cesetlere sahip olduğunun' ortaya çıkmasının ardından cinsel korumaya yönelik ilgi yoğunlaştı. İşlediği suçlardan dolayı ömür boyu hapis cezasını çekiyor. CQC, Ağustos 2020'de cinsel açıdan uygunsuz davranışlardan ciddi cinsel saldırılara kadar uzanan "cinsel güvenlik" endişeleri hakkında veri toplamaya başladı. Rakamlar, verilerin ilk yılında, Ağustos 2021'e kadar bu tür 2.800'den fazla uyarı aldığını gösteriyor. Bu sayının 1.835'i sosyal bakım hizmetlerini, 902'si ise özel akıl sağlığı sağlayıcılarını içeriyor.

HCPC sözcüsü şunları söyledi: “Hastaları ve hizmet kullanıcılarını korumak, çok meslekli bir düzenleyici olarak işimizin merkezinde yer alıyor. Hiçbir şey daha önemli değil. Cinsel taciz son derece ciddi bir konudur ve bu tür iddiaları buna göre ele alıyoruz. Beklediğimiz standartları açıkça ortaya koyuyoruz ve bu standartların karşılandığından emin olmak için işverenler, meslek kuruluşları ve diğerleriyle yakın işbirliği içinde çalışıyoruz."

"Hastaları, hizmet kullanıcılarını, işverenleri ve kayıt yaptıranları, kayıt yaptıranlarımızın uygulama standartlarına ilişkin endişelerini bizimle paylaşmaya teşvik ediyoruz. Tüm bu endişeleri kapsamlı bir şekilde araştırıyor ve uygun şekilde harekete geçiyoruz." HCPC, hükümet reformlarının düzenleyiciler arasında işbirliğini ve veri paylaşımını artırmak ve hasta güvenliğini güçlendirmek için "altın bir fırsat" olduğunu ekledi. CQC sözcüsü şunları söyledi: “Sağlık ve sosyal bakım hizmetlerinin çoğunluğu güvenli bir ortamda sunulurken, hem personelin hem de bakım alan kişilerin cinsel güvenliğini sağlamak için daha fazlasının yapılabileceğini biliyoruz. Bu nedenle konuyu vurgulamak ve sağlık ve bakım alanlarında cinsel güvenlik yaklaşımını iyileştirme çabalarını desteklemek için ortak kuruluşlarla birlikte çalışıyoruz." CQC, hizmetleri kullanan kişilerin ve personelin kendilerini güvende hissetmelerinin ve herhangi bir endişenin hızlı ve etkili bir şekilde takip edileceğine güvenmelerinin "hayati" olduğunu söyledi. NMC'nin mesleki düzenlemeden sorumlu geçici yöneticisi Tom Scott şunları söyledi: “Cinsel istismarın toplumda, sağlık ve sosyal hizmetlerde yeri yoktur ve kayıtlı hemşirelik ve ebelik profesyonelleriyle ilgili iddiaları çok ciddiye alıyoruz. Panellerimiz tarafından cinsel tacizde bulunduğu tespit edilen herkesin kayıtlarımızdan çıkarılması ihtimali oldukça yüksektir." (4)

"Ortaya Çıktı: Hastanelerde 1.374 cinsel saldırı skandalı – ve yalnızca 26 suçlama
-Özel: Son iki yılda ruh sağlığı birimlerinde toplu tecavüzler de dahil olmak üzere yaklaşık 400 tecavüz iddiası polise bildirildi.. Polis, hastanelerde cinsel şiddete maruz kaldığı iddia edilen akıl sağlığı hastaları için adaleti sağlamakta başarısız oluyor; zira yeni rakamlar, yalnızca çok az sayıda şikayetin suç duyurusuyla sonuçlandığını gösteriyor. The Independent'ın ortaya çıkardığı rakamlar, son iki yılda psikiyatri hastanelerinde 1.374'ten fazla tecavüz ve cinsel saldırı raporunun polise iletildiğini, ancak yalnızca 26'sının (yüzde 2'den azı) suçlamayla sonuçlandığını gösteriyor. Bu raporların çoğunluğu, tamamı akli dengesi yerinde olmayan hastalara yönelik saldırı iddialarıyla ilgili ve tecavüz, cinsel saldırı ve röntgencilik gibi suçları içeriyor. Şok edici bulgular, The Independent ve Sky News tarafından yapılan büyük bir ifşanın, NHS tarafından işletilen akıl sağlığı hastanelerinde son beş yılda neredeyse 20.000 cinsel saldırı veya taciz raporunun bildirildiği bir "ulusal skandal"ı ortaya çıkarmasından sonra geldi. Soruşturma yayınlandıktan sonra mağdur olduğu iddia edilenlerin sayısı arttı ve birçoğu The Independent'a iddialarının polis tarafından ileri sürülmediğini söyledi. The Independent artık şunu ortaya çıkarabilir:

-Son iki yılda 340 akıl sağlığı koğuşunda üçü toplu tecavüz olmak üzere 357 tecavüz iddiası polise bildirildi
-Gloucestershire'da akıl sağlığı birimindeki bir kadın, bir yıl içinde beş cinsel saldırı iddiasını bildirdi
-İddiaların ileri sürülmemesinin temel nedenleri arasında “delil zorlukları”, şüphelinin çok hasta olması veya kovuşturmada kamu yararının bulunmaması yer alıyor.

Kıdemli bir polis memuru The Independent'a şunları söyledi: "Memurlar, Akıl Sağlığı Yasası uyarınca hastanede olduğunuz için kanıtlarınızın güvenilmez olacağı anlamına geldiğini varsaymakta çok hızlı davranıyorlar.Tecavüz Krizi adlı yardım kuruluşundan Amelia Handy, rakamlara yanıt olarak şunları söyledi: “Hastaların zarar görmemesi gereken ruh sağlığı koğuşlarında tecavüz ve cinsel istismarın bu kadar yaygın olması ciddi endişe verici." Ciddi akıl sağlığı sorunları olan kişilerin mağdurları suçlamanın keskin ucunda yer alması, adalete erişim olmadan güvenilmez görülmesi kabul edilemez. Bu aynı zamanda cinsel şiddetin cezasız kalabileceği mesajını da veriyor.”

Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası kapsamında 41 polis gücünden elde edilen rakamlara göre, 2021'den 2023'e kadar 340 özel ve NHS hastanesine şikayette bulunuldu. Bunlardan sadece 26'sı suçlama veya celp ile sonuçlandı. Polis verileri, mahkûmiyet sayısını ya da şikayetlerin suçlama kararını veren kurum olan Kraliyet Savcılık Servisi'ne iletilip gönderilmediğini içermiyor. Hukuk firması Leigh Day'in taciz ekibindeki yardımcı avukat Catriona Rubens, 'hükümete doktorlar ve hemşireler için olduğu gibi sağlık çalışanları için de zorunlu bir düzenleme planı getirmesi' çağrısında bulundu. Bayan Rubens, ekibinin, yatan hasta koğuşundaki bir sağlık görevlisinin sahte isim kullanıp kaçtığı, yani polisin onu takip edemediği bir vakayla ilgilendiğini söyledi. The Independent'a şunları söyledi: "Ne yazık ki, akıl sağlığı sorunları olan insanlara ve jürinin onlara inanıp inanmayacağına karşı doğal bir önyargı olabileceğini düşünüyorum." Bunun CPS'nin karar verme sürecini etkileyebileceğini, çünkü savcıların gerçekçi bir mahkumiyet ihtimalinin olup olmadığını değerlendirmesi gerektiğini iddia etti. Şöyle ekledi: "Ayrıca, bu gerçekleştiğinde insanların hayatlarında çok ama çok savunmasız oldukları bir gerçek var ve tüm müvekkillerimiz cezai hükümler peşinde koşmak istemiyor."

-The Independent'ın ortaya çıkardığı rakamlar, son iki yılda psikiyatri hastanelerinde 1.374'ten fazla tecavüz ve cinsel saldırı raporunun polise iletildiğini, ancak yalnızca 26'sının (yüzde ikiden azı) suç duyurusuyla sonuçlandığını gösteriyor.. Geçen yıl, The Independent'ın bir dizi haberinin ardından eski sağlık bakanı Steve Barclay, akıl sağlığı hizmetlerine ilişkin ulusal bir inceleme başlattı. Bu yıl başlayan incelemede artık hastanelerin personelin ve hastaların "cinsel güvenliğini" sağlayıp sağlamadığı da incelenecek. Ancak kampanyacılar ve hastalar, sektör genelinde cinsel saldırı konusunda özel bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu. Kimliğini korumak için adını değiştirdiğimiz Kelly adlı hasta, The Independent'a 'Gloucestershire Sağlık ve Bakım Vakfı Vakfı'nın gözetimindeyken beş kez cinsel saldırıya uğradığını' söyledi. Haziran 2022'de iddia edilen ilk olayda Kelly, 'hastanenin karşısındaki mezarlıkta, bir yabancı tarafından cinsel saldırıya uğradığını' iddia ediyor. Sıkıntılı ve kafası karışmış bir halde, olanlarla ilgili 'onları uyarmak için koğuşunu aradı ama görünüşe göre kendisine geri dönüş yolunu kendisi yapması gerektiği' söylendi. Kelly'nin ailesine göre polis, iddia edilen saldırının ardından birkaç saat boyunca çağrılmadı. 

Kelly, Wotton Lawn Hastanesi'nde personelin önünde dört cinsel saldırıya daha maruz kaldığını iddia ediyor. İki kez, karma cinsiyetli ortak bir avluda erkek hastalar tarafından saldırıya uğradığını iddia ediyor. Koğuştaki kadın hastalar tarafından iki saldırının daha gerçekleştirildiğini söyledi. “Personel bana dikkatli olacakları ve güvende olduğumdan emin olacakları konusunda güvence verdi. Ancak bunu asla yapmadılar... Bunu unutmuş gibiydiler. Koğuşta herhangi bir destek alamadım” dedi. "Her saldırıdan sonra Kelly, 'personelin umursamaz davrandığını ve polisin kendisine, sanık hastaların akıl sağlığının yerinde olmaması nedeniyle muhtemelen hiçbir şey yapamayacaklarının söylendiğini' " söyledi. Kelly ve ailesi vakfa şikayette bulundular ancak henüz herhangi bir soruşturmanın sonucu hakkında bilgi alamadılar.

-Wotton Lawn Hastanesi'ni kapsayan on altı tecavüz veya cinsel saldırı raporu var.. Üvey babası şunları söyledi: "Bazı personel muhteşemdi ancak birçok personel, üçüncü saldırının gerçekleşmesinden sonra bile hastaları güvende tutmayı başaramadı." Gloucestershire Polis Teşkilatı'nın verileri, GHC tarafından işletilen hastaneler için 28 tecavüz veya cinsel saldırı raporunun yapıldığını gösteriyor; bunların 16'sı Wotton Lawn Hastanesi'ndendi. Hiçbir suçlama getirilmedi. Gloucestershire Sağlık ve Bakım, bireysel vakaları tartışamayacağını söyledi ancak "riskleri en aza indirmek" için herhangi bir olayla ilgili incelemeler, raporlama süreçleri ve eğitimler gerçekleştirdiğini iddia etti. Gloucester Polisi, Wotton Lawn Hastanesi'nde bildirilen vakalardan 10'unun şüpheli olmadan sonuçlandırıldığını, 12'sinin yaralı tarafın soruşturmayı destekleyemediğini ve dördünün de delil zorlukları olduğunu söyledi. Güç, 'başarılı bir şekilde kovuşturulan tecavüz vakalarının sayısını artırmak için CPS ile birlikte çalıştığını ve İçişleri Bakanlığı'nın Soteria Operasyonunu ilk benimseyenlerden biri olduğunu' söyledi, Polis güçlerini, akademisyenleri ve politikaları bir araya getiren bu girişim, güçlerin tecavüz ve ciddi cinsel suçlara karşı tepkilerinin güçlendirilmesine yol açıyor (Rasso).

Bir CPS sözcüsü, her yönlendirmenin çok ciddiye alındığını ve tüm tecavüz veya cinsel saldırı vakalarının uzman savcılar tarafından değerlendirildiğini söyledi. Bir kişinin akıl sağlığı sorunu varsa, bu dikkate alınır, ancak bu hiçbir şekilde otomatik bir savunma değildir ve her vaka kendi esasına göre değerlendirilir. 2011 yılında hükümet, karma konaklamaların kullanımını yasaklayan yeni standartlar getirdi. Buna rağmen, NHS ruh sağlığı hizmetlerinde hâlâ kullanılmaktadırlar. Sağlık ve Sosyal Bakım Departmanı, 'hastaların, aynı yatakta kalmaları gerekmediğini, banyo ve tuvaletlerinin ayrı olması gerektiğini' söyledi. Şu anda bununla ilgili yönergeleri güncelliyor, dedi. Görüş almak üzere İçişleri Bakanlığı'na başvuruldu. Rızanız dışında başınıza gelen herhangi bir cinsel olayla ilgili destek almak isterseniz haftanın her günü 24 saat 0808 500 2222 numaralı telefondan Tecavüz Krizi'ni arayabilirsiniz." (5)

"Akıl sağlığı hastalarının NHS bakımında 'tecavüze ve cinsel saldırıya uğradığı' 'ulusal skandal' olarak ortaya çıktı
Sky News ve The Independent tarafından yürütülen yeni bir podcast araştırması olan Hasta 11 (Patient 11), 2019'dan bu yana İngiltere'deki akıl sağlığı kuruluşlarında yaklaşık 20.000 cinsel saldırı, istismar ve taciz şikayetini ortaya çıkardı.. (Stephanie Tutty, Alexis Quinn ve Rivkah Grant, NHS bakımındayken cinsel saldırıya uğradıklarını söylüyorlar.) Akıl sağlığı hastaları, NHS tarafından tedavi edilirken tecavüze ve cinsel saldırıya uğradıklarını iddia ettiler; bu durum "ulusal skandal" olarak tanımlandı. Sky News ve The Independent tarafından yapılan bir araştırma, 2019'dan bu yana İngiltere'deki 30'dan fazla akıl sağlığı vakfında hem hastaları hem de personeli kapsayan yaklaşık 20.000 cinsel saldırı, istismar ve taciz şikayetini ortaya çıkardı. Soruşturma, hikayesi yeni Sky News podcast'i Hasta 11'de anlatılan eski İngiliz genç yüzücü Alexis Quinn'in, erkek hastaların 'cinsel saldırı şikayetleri' üzerine psikiyatrik bakımdan kaçtıktan sonra verdiği ifadeyle alevlendi. Her iki durumda da Alexis'e saldırdığı iddia edilen kişiler herhangi bir cezai işlemle karşılaşmadı. Çok sayıda hasta ve aileleri hikayelerini anlatmak için öne çıktı. Bunlar arasında, karma bir psikiyatri ünitesine nakledilmeden önce 'bir erkek personel tarafından nasıl cinsel saldırıya uğradığını' anlatan bir hukuk mezunu da var. Bu arada iki çocuk annesi bir kadın, 'bir erkek personel tarafından beş ay boyunca "korkunç" cinsel istismara maruz kaldığını' söyledi. Alexis Sky News'e "Sadece benim olduğunu sanıyordum" dedi. "Ama bu sadece ben değilim; [benim gibi] binlerce insan var.

2011 yılında Sağlık Bakanlığı, tüm yataklı tedavi hizmetlerinde karma cinsiyet bakımını ortadan kaldırmayı taahhüt etti. Buna rağmen, 12 yılı aşkın bir sürenin üzerinden Sky News ve The Independent, NHS İngiltere psikiyatri bakımındaki 'karma koğuşlarda ve ortak alanlarda yüzlerce tecavüz ve cinsel saldırı' iddiası tespit etti. NHS İngiltere ruh sağlığı vakıflarına yapılan 50'den fazla bilgi edinme özgürlüğü talebinin ardından, 38 yanıtla şunları ortaya çıkarabiliriz: "-2019 ile 2023 yılları arasında yatan ruh sağlığı servislerinde yaklaşık 20.000 "cinsel güvenlik olayı" rapor edildi - yıllık rakam her yıl artıyorCinsel güvenlik olayı, 'kişiyi rahatsız eden veya güvensiz hissettiren her türlü istenmeyen cinsel davranış' olarak tanımlanır. Buna 'tecavüz, cinsel saldırı, cinsel tacizcinsel içerikli yorumlar veya çıplaklığa maruz kalma' dahil cinsel davranışların gözlemlenmesi dahildir.. ; -Ocak ve Ağustos 2023 arasında yaklaşık 4.000 cinsel güvenlik olayı rapor edildi; bu, hem 2019 hem de 2020'nin yıllık toplamından daha yüksek.. ; -Tröstlerin 2020 hükümet destekli cinsel koruma korumalarını uygulama konusunda büyük ölçüde başarısız olduğu ve yalnızca altı yetkilinin bunu yaptığını gösterdiği.."  The Independent'ın yürüttüğü ayrı bir FOI talebinde şunlar ortaya çıktı: "-2019 ile 2023 yılları arasında 20'den fazla vakıfta kadın hastalara yönelik 800'den fazla cinsel saldırı ve tecavüz iddiası - bunlardan yalnızca 95'i polise bildirildi.. ; -20'den fazla vakıfta, NHS İngiltere'deki karma erkek ve kadın psikiyatrik yataklı tedavi ortamlarında 500'den fazla cinsel saldırı ve tecavüz iddiası.."

Bulgular, eski Mağdurlar Komiseri Dame Vera Baird tarafından "ulusal bir skandal" olarak tanımlandı. Bu arada Kraliyet Psikiyatristler Koleji başkanı Dr. Lade Smith şunları söyledi: "Korkunç bulgular, akıl sağlığı vakıflarındaki hastaların ve personelin cinsel zararlardan her zaman korunmasını sağlamak için hala yapılacak çok şey olduğunu gösteriyor." "Akıl sağlığı ortamlarında bu kadar çok olayın rapor edilmediğini görmek son derece rahatsız edici." İşçi Partisi'nin gölge sağlık sekreteri Wes Streeting, bu "korkunç" iddia edilen suçların NHS'de işlendiğinin bildirilmesinin "ürpertici" olduğunu söyledi. "Bu olayların büyük çoğunluğunun neden polisten saklandığını açıklamak zorunda olan hastane yöneticilerine acilen çok ciddi sorular sorulmalı" diye ekledi. "NHS İngiltere, neden bu kadar az sayıda vakfın hastaları güvende tutmak için tasarlanan cinsel koruma önlemlerini uyguladığını açıklamalıdır." "Hükümet bu soruşturmayı bir uyandırma çağrısı olarak ele almalı ve bugün NHS'de artan sayıda karma cinsiyet koğuşuna karşı harekete geçmelidir."

'Göğüslerime dokunmaya başladı'..
 Öğretmen olarak çalışan bir anne olan Alexis, 2012 yılında erkek kardeşinin ölümünün ardından bakıma alındı. Otizm tanısı konamayan kadın, 2013 yılında Noel Günü Kent'teki Littlebrook hastanesinde tamamı erkeklerden oluşan bir koğuşa yerleştirildikten sonra bir erkek hastanın cinsel saldırısından şikayetçi oldu.. "O kadar kötü durumdaydım ki. . . Noel günüydü ve küçük kızımla birlikte değildim" dedi. "Beni kapıya doğru bastırdı ve üstümü kaldırdı. Göğüslerime dokunmaya başladı ve ardından pantolonumu indirdi." "Tek duyabildiğim onun nefes alışıydı ve her şey yavaştı ve çok gürültülüydü ve [hatırlıyorum] hareket edemediğimi ve sıkışıp kaldığımı." Kent ve Medway NHS Trust, 2014'ün başlarında ailesine yazdığı bir mektupta, Alexis'in "diğer erkek hastalarla birlikte bir koğuşa tek kadın hasta olarak kabul edilmemesi gerektiğini" söyledi ve 'onu korumaya kararlı olduğunu' söyledi. Ancak sadece aylar sonra, 2014'te Alexis, Kent'teki St Martin's Hastanesi'ndeki başka bir karma bakım ortamına taşındıktan sonra ikinci bir şikayette bulundu. Edinburgh Üniversitesi mezunu şunları söyledi: "Bir kadın hemşireyle tedavi odasında tedavi görüyordum." "Koşudan yeni gelmiştim, bu yüzden koşu şortu ve koşu atleti üst giyiyordum ve bir erkek hasta tedavi odasına geldi ve göğüslerime ve popoma el yordamıyla dokunmaya başladı." İkinci şikayetle ilgili Kent ve Medway NHS Trust, "bu gibi olayların koğuşa kabul edilen hastaların akut doğası nedeniyle meydana gelmesinin talihsiz bir durum" olduğunu söyledi. Alexis'e saldırdığı iddia edilen kişiler, annesi Linda'ya göre "polis soruşturmasından geçme ehliyetine sahip olmadıkları" kabul edildiğinden herhangi bir cezai işlemle karşı karşıya kalmadı. Kent ve Medway NHS Trust, Sky News'e 'karma koğuşları ortadan kaldırdığını' söyledi ve şunları ekledi: "Alexis'in bizim gözetimimiz altındayken yaşadığı kabul edilemez davranışlardan dolayı en içten özürlerimizi sunmaya devam ediyoruz." Akıl Sağlığı Yasası uyarınca bölümlenen ve yasal olarak gözaltına alınan Alexis, 'erkek personelin önünde duş almak zorunda olduğunu' söylediği Bedfordshire'daki artık kapalı olan Milton Park Terapötik Kampüsü de dahil olmak üzere büyük ölçüde kilitli bakım ortamlarında neredeyse dört yıl geçirdi.

'Kendimi hasta hissettim.. ve sadece ağladım'. . Alexis gibi otizm hastası Rivkah Grant de depresyonla mücadele ederken NHS'in akıl sağlığı hastanelerinde karma tedavi ortamlarına maruz kaldığını söyledi. Aslen Londra'nın kuzeyindeki Enfield'den olan 34 yaşındaki hukuk mezunu, 2016 yılında Chase Farm Hastanesi'nin 'kadın koğuşundayken bir erkek sağlık çalışanı tarafından cinsel saldırıya uğradığını' söyledi. Sky News ve The Independent'a "Bir personel vardı ve gerçekten iyi ve destekleyici görünüyordu" dedi. "O zamanlar bunun kötü bir şey olduğunu, ben gece tek başımayken, kapı kapalıyken onun odamda olduğunu fark etmemiştim." Personel tarafından cinsel saldırıya uğradığını şöyle anlattı: "Bana 'kimseye söylemeyeceğime söz vermem gerektiğini, aksi takdirde işini kaybedeceğini' söyledi." "Kendimi hasta hissettim ve aniden her şeyi hissettim; ne oldu? Ve sadece ağladım." Olayın ardından Rivkah, personele 'cinsel saldırıya uğradığını' söylemesine rağmen karma cinsiyetli bir koğuşa nakledildiğini söyledi. Saldırgan, polis soruşturmasının ardından Haziran 2017'de suçlu bulundu.

'Akıl sağlığı hastanelerinde güvenlik yok'. . Şu anda Chase Farm Hastanesi'ni işleten Kuzey Londra Ruh Sağlığı Ortaklığı, kullanıcılarının güvenliğinin en büyük öncelik olduğunu ve Rivkah'ın başına gelenler için "derin üzüntü duyduğunu" söyledi. O zamandan beri koruma sürecini güçlendirdiğini söyledi. Rivkah, "Güvenli bir yerde olduğumu sanıyordum" dedi. "Ve hastanedeyken güvende olman gerektiğine inanıyorsun. 7/24 bakımın olduğu bir yerdesin. Ve maalesef akıl hastanelerinde güvenliğin olmadığını öğrendim. Bunu yaşayan tek kişinin ben olmadığımı biliyorum." 2020 yılında, Bakım Kalitesi Komisyonu'nun akıl sağlığı hizmetlerinde cinsel istismara ilişkin ulusal endişeleri dile getirmesinin ardından NHS, "cinsel güvenlik işbirlikleri" kapsamında yeni yönergeler oluşturdu. Yalnızca altı tröst, Sky News'in FOI taleplerine yanıt olarak işbirlikçilerin yönergelerini karşıladıklarına dair kanıt sundu.

'O bir cinsel tacizci'. . Stephanie Tutty, 2015 yılında gençliğinde yaşadığı bir tecavüzün travmasıyla uğraşırken Essex ruh sağlığı hizmetlerinden yardım istedi. 28 yaşındaki iki çocuk annesi, Essex Partnership University NHS Foundation Trust'ın 'bakımı altındaykenbeş aylık bir süre boyunca bir erkek personel tarafından defalarca cinsel tacize uğradığını' söyledi. İki yıllık bir soruşturmanın ardından 2017 yılında polis tarafından kendisine 'mahkumiyet olasılığının düşük olması nedeniyle davasının devam edemeyeceğinin' söylendiğini söyledi. Şöyle söyledi: "[İstismarcı olduğu iddia edilen kişi] ile yaşananlar benim üzerimde her zaman kalıcı bir etki bırakacak, hatta beni ilk etapta rahatsız eden ilk tecavüzden daha da fazla." "O bir yırtıcı, onun için başka bir kelimeye gerek yok; o bir cinsel yırtıcı." Essex Ortaklık Üniversitesi NHS Foundation Trust, Sky News ve The Independent'a, Stephanie'ninki gibi raporların derhal güvenlik ekibine iletildiğini ve tamamen soruşturulduğunu söyledi. Londra Royal Holloway Üniversitesi'nde kriminoloji ve akıl sağlığı fahri profesörü Charlie Brooker, 'cinsel saldırı ile akıl hastalığı arasındaki ilişkiyi' inceledi. Sky News ve The Independent'a 'artık akıl sağlığı koğuşlarında cinsel güvenliğe ilişkin bir soruşturma yapılması gerektiğini' söyledi. Kendisi şunları söyledi: "Eğer akıl sağlığı yataklı hasta koğuşlarında cinsel güvenliğe bakmak için bir soruşturma başlatılsaydı -ki bence öyle olması gerekirdi- kaç kişinin öne çıkıp kanıt sunmak istediğini görmek büyüleyici olurdu." "Birkaç bin olmazsa hiç şaşırmayacağım."

NHS ve hükümet ne dedi? NHS İngiltere yaptığı açıklamada şunları söyledi: "NHS'nin yeni Cinsel Güvenlik Tüzüğü kapsamında daha iyi raporlama mekanizmaları, eğitim ve destek sağlamak da dahil olmak üzere hastaların ve personelin güvenliğini sağlamak için harekete geçiyoruz." "NHS İngiltere, tüm Tröstlere ve yerel sağlık sistemlerine, aile içi istismar ve cinsel şiddete yol açan bir aile içi istismar ve cinsel şiddet vakası atamalarını tavsiye etti; böylece hastaların ve personelin olayları bildirmesi ve desteğe erişmesi konusunda destek olundu; şu anda 300'den fazlası mevcut." NHS İngiltere, yalnızca altı vakfın başvuruda bulunmasına rağmen, 2020 hükümet destekli cinsel güvenlik korumasına olan bağlılığını dile getirmeye devam etti. Sağlık Bakanlığı sözcüsü şunları söyledi: "Cinsel şiddet veya her türlü suiistimal kabul edilemez ve NHS'de yeri yoktur ve NHS kuruluşlarının hem personeli hem de hastaları koruma sorumluluğu vardır." "Bir akıl sağlığı tesisinde tedavi gören herkesin güvenli, yüksek kalitede bakım almasını ve onlara onur ve saygıyla bakılmasını sağlamak için NHS ile yakın işbirliği içinde çalışıyoruz."  NHS psikiyatrik bakımında benzer bir deneyiminiz olduğuna dair bir hikayeniz varsa StoryCast@sky. uk ile iletişime geçin." (995)

"Polis, Kent'teki tek bir psikiyatri hastanesinde bildirilen 24 tecavüz vakasını ve 18 cinsel saldırı olayını araştırdı ancak hiçbiri kovuşturmaya yol açmadı.
 "-Açıklamalar, polisin tecavüzle mücadelede başarısız olduğuna ilişkin endişelerin arttığı ve bu hafta Metropolitan Polisi'nin kadın düşmanlığına ilişkin lanetleyici bir raporun olduğu bir dönemde geldi. -Bir kadın hasta, 'hastanede altı hafta boyunca defalarca tecavüze uğramadan önce, birkaç ay boyunca bir erkek destek görevlisi tarafından bakıma tabi tutulduğunu' iddia ediyor.." Polis, son üç yıl içinde Kent'teki tek bir psikiyatri hastanesinde rapor edilen 24 tecavüz ve 18 cinsel saldırı olayını araştırdı ancak hiçbiri kovuşturmaya yol açmadı. Genç bir kadın hasta, 'hastanenin güvenlik kameraları tarafından izlenmeyen bir bölümündealtı hafta boyuncdefalarca tecavüze uğramadan önce birkaç ay boyunca bir erkek destek görevlisi tarafından bakıma tabi tutulduğunu' iddia ediyor. Dartford'da akut rahatsızlıkları olan hastalara yönelik 106 yataklı bir hastane olan Littlebrook'ta endişe verici derecede yüksek sayıda olay iddiası, sadece bir kurum hemşiresinin görevden alınmasına ve polise ihbar edilmesine yol açtı. Polisin tecavüzle mücadelede başarısız olduğu yönünde artan endişeler ve bu hafta Metropolitan Polisi'nin kadın düşmanlığına ilişkin lanetleyici bir raporun ortaya çıktığı bir dönemde ortaya çıkan açıklamalar, dün soruşturma çağrılarını ateşledi. Rahatsız edici rakamlar, Kanal 4'te yarın yayınlanan ve 'ruh sağlığı sorunlarına mahkûm edilen otizmli hastaların hikayelerini' anlatan 'Kilitli Uzakta - Otizm Skandalımız' belgeselinin yapımcılarının Kent Polisi'ne yaptığı bilgi edinme özgürlüğü talebinde ortaya çıktı. Polis, son üç yıl içinde Kent'teki tek bir psikiyatri hastanesinde rapor edilen 24 tecavüz ve 18 cinsel saldırı olayını araştırdı ancak hiçbiri kovuşturmaya yol açmadı. Kanal 4'te yarın yayınlanan 'Kilitli Yerde - Otizm Skandalımız' belgeselinin yapımcılarının Kent Polisi'ne yaptığı bilgi edinme özgürlüğü talebinde rahatsız edici rakamlar ortaya çıktı. (...) İşçi Partisi'nin ruh sağlığından sorumlu gölge sözcüsü Rosena Allin-Khan, bu iddiaların son derece endişe verici olduğunu ve hastaların 'yataklı akıl sağlığı birimlerinde kendilerini güvende hissetmeyi hak ettikleri için kapsamlı bir şekilde soruşturulması gerektiğini' söyledi. Eğitimli bir hastane doktoru olan Allin-Khan, 'akıl sağlığı hizmetlerinde yaşanan sayısız başarısızlıktan sonra acil bir inceleme yapılması gerektiğini' söyledi. 'Hastalar bazı çok ciddi iddialar bildirdiler; bunun tekrar olmasını önlemek için önleme ve çözümlere ihtiyacımız var.' Bunlar arasında, 'güvenli bir psikiyatri ünitesinde ikinci kez tecavüze uğradığını' iddia ettiği 

Littlebrook'ta neredeyse 'iki yıl boyunca yerde bir yatakta uyuyan ve tecrit altında tutulan' 25 yaşındaki otistik Dannielle Attree de yer alıyor. Hikayesi, otizmli ve öğrenme güçlüğü olan kişilerin kötü niyetli gözaltına alınmasına karşı Mail on Sunday kampanyasında gündeme getirildi ve bu da birçok resmi soruşturmayı ateşledi. Annesi Andrea, 'Korkarım onun davası buzdağının sadece görünen kısmı' dedi. Kent polisi verileri, Littlebrook'ta 'rapor edilen 24 tecavüz vakasının yarısında şüpheliyi tespit edemediklerini, geri kalanının (bildirilen 15 cinsel saldırıyla birlikte) 'delilsel zorluklar' nedeniyle düşürüldüğünü' ortaya koyuyor. İddia edilen bir cinsel saldırı vakasında, başka bir resmi kurum veya kuruluş tarafından 'suç raporunun ardından ilave işlem' başlatıldı. Littlebrook'u yöneten ve 33 tesisiyle ülkenin en büyük akıl sağlığı vakıflarından biri olan Kent ve Medway NHS ve Sosyal Bakım Ortaklığı Vakfı, sağlık gözlemcisi tarafından en son denetim raporunda 'iyi' olarak değerlendirildi. Bakım Kalitesi Komisyonu, vakfın hizmetlerini bakım ve etkinlik açısından 'olağanüstü' olarak övdü, ancak bakım, onarım ve personelin yöneticilerine endişelerini dile getirmesiyle ilgili sorunlar nedeniyle bunu güvenlik açısından 'iyileştirme gerektiriyorolarak nitelendirdi. İcra kurulu başkanı Helen Greatorex, 'bireysel vakaları tartışamayacaklarını ancak hem hastalar hem de personel tarafından endişelerin bildirilmesini teşvik ettiklerini' söyledi. 'Hizmet kullanıcılarımızın, sevdiklerinin ve personelimizin güvenliğini son derece ciddiye alıyoruz ve hiçbir şekilde cinsel tacize veya suiistimale tolerans göstermiyoruz' dedi. 'Polise yapılan ihbarların hiçbiri cezai işlemle sonuçlanmasa da, bir kişiye, bir kurum hemşiresine karşı derhal işlem başlattığımızı doğrulayabiliriz. Onları görevden aldık ve hem polise hem de işverene bildirdik.' Bayan Greatorex, Littlebrook'un uzman desteği eksikliği nedeniyle krizdeki otistik insanlara yardım etmiş olmasına rağmen, hizmetlerdeki göze çarpan boşlukları doldurmak için akut akıl sağlığı hastanelerine güvenmek yerine çok daha fazla uzman hizmeti sağlanması gerektiğini ekledi. Kent Polisi, 'tecavüz ve cinsel suçlarla mücadelenin en önemli öncelik olduğunu ve suçluları mümkün olduğunca mahkemeye çıkarmak için Kraliyet Savcılık Servisi ile birlikte çalıştığını' söyledi. Kent'in Savunmasız Kişileri Koruma Komutanlığı (Protecting Vulnerable People Command)'ndan Dedektif Başkomiser Mark Weller, 'Bize bildirilen her olayla ilgili tam ve kapsamlı bir soruşturma yürütüyoruz' dedi. 'Kurbanların refahı yaptığımız her şeyin merkezindedir.'

Danielle Attree (soldaki resimde annesi Andrea ile birlikte) 25 yaşında, otistik ve hayatının yarısını psikiyatri kurumlarında kilitli olarak geçirdi. Bu süre zarfında 'hücre hapsinde tutuldu, kimyasal maddelerle sarsıldı, yetişkinlerden oluşan ekipler tarafından şiddetle zaptedildi' ve annesi, 'yardım ve destek sağlaması gereken hastanelerde iki kez tecavüze uğradığını' söyledi. VAKA ANALİZİ. . Danielle Attree 25 yaşında, otistik ve hayatının yarısını psikiyatri kurumlarında kilitli olarak geçirdi. Bu süre zarfında 'hücre hapsinde tutuluyor, kimyasal maddelerle sarılıyor, yetişkinlerden oluşan ekipler tarafından şiddetle zaptediliyor' ve annesi, 'yardım ve destek sağlaması gereken hastanelerde iki kez tecavüze uğradığınısöylüyor. Belediye yetkililerinin Kent polisine 'olasılık dengesine göre' meydana geldiğine inandıklarını söyledikleri ilk olay, Midlands'de 'hayır kurumlarının işlettiği büyük bir akıl sağlığı birimindeki kadınlara yönelik bir tedavi ve iyileştirme biriminde' gerçekleşti. İkincisi ise Littlebrook Hastanesi'ndeydi. Çizim ve müzik tutkunu yaratıcı karakter, 551 gün boyunca tecrit altında yerde yatakta uyudu. Annesi Andrea, 'kızının sekiz ay boyunca bir destek görevlisi tarafından bakıma tabi tutulduğunu' söyledi. Bu adam, Dannielle ile arkadaş oldu ve altı hafta boyunca ona defalarca tecavüz etti ve onu 'hastane koğuşlarında kameraların bulunmadığı bir alana' götürdü; hatta 24. doğum gününde, iddiaya göre güvenlik alarmı verildikten sonra bile. Onun bakımını denetleyen Kent belediyesi yetkilileri, 'cinsel istismar olduğuna ve bir şüphelinin uzaklaştırıldığına inandıklarını ' doğruladı; ancak kıdemli bir polis memuru, aileye, 'davanın kapatılmasına 'belirgin zorluklar'ın yol açtığını' söyledi. Üç çocuk annesi Andrea, 'Korkarım onun davası buzdağının sadece görünen kısmı' dedi. Yurt dışında doğan sanığın ülkesine döndüğü anlaşılıyor. Sonunda İngiltere'nin kuzeyindeki otizmli bireylere yönelik uzman bir merkeze nakledilmesine rağmen, travma geçiren genç kadının ruh sağlığı kötüleşti ve yeme bozuklukları yoğunlaştı, bu da ciddi kilo kaybına ve zorla beslenmeye neden oldu. Şu anda yemek yemeyi reddediyor. Dannielle geçenlerde iyi geceler derken annesine "Belki de ölmem daha iyi" diye mesaj attı. 'Umarım bir daha uyanmam.' " (993)

"‘Kimseyi aramama izin vermiyorlar’: Akıl sağlığı koğuşlarındaki kadınların cinsel saldırıya karşı daha iyi korunmaya ihtiyacı var.
-Ruh sağlığı yataklı tedavi üniteleri güvenli ve şifa veren yerler olmalıdır.. Ancak 'bu birimlerde kalan kadınların, erkekler tarafından tehdit ve taciz edildiğini, cinsel ve fiziksel saldırıya uğradığını' gördük. Bunlar çoğunlukla koğuşta kalan erkeklerden oluşuyor ancak ortaklar, eski ortaklar ya da erkek personel de olabiliyor. Victoria'daki akıl sağlığı yataklı tedavi birimlerinde cinsiyete dayalı şiddete ilişkin yakın zamanda yaptığımız araştırma, 'birçok kadının bu ortamlarda kendini güvende hissetmediğini' gösteriyor. Dahası, ruh sağlığı hizmetlerinde kalan kadınların genellikle zaten aile içi şiddet ve cinsel saldırı da dahil olmak üzere travma geçmişi vardır.

-Sorunun kapsamı.. Avustralya'da ve yurt dışında yapılan araştırmalar, 'akıl sağlığı servislerinde cinsel saldırıların meydana geldiğini' doğruluyor. Ancak veri toplama süreci düzensiz ve raporlama eyaletler ve bölgeler arasında tutarsız olduğundan sorunun ne kadar yaygın olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Ve tüm toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olaylarında olduğu gibi, pek çok olay hiçbir zaman bildirilmiyor. Çeşitli araştırmalar, kraliyet komisyonu ve hükümet politikaları sorunu belirledi ancak büyük ölçüde sorunu çözmede başarısız oldu.

-"Ruh sağlığı koğuşları kadın ve erkekler için ayrıydı".. Araştırmamız.. Geçtiğimiz beş yıl içinde Victoria'daki bir akıl sağlığı yatılı tedavi ünitesinde cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan 11 kadınla görüştük. Ayrıca 63 ruh sağlığı uzmanıyla da konuştuk. Kadınlar cinsel ve fiziksel şiddet, korkutma ve taciz olaylarını anlattılar.

-Megan dedi ki: "Güvende olmanız gereken bir yer ama güvende olamama ve şiddete maruz kalma riski de var".. Bazı kadınlar bize 'personelin yetersiz tepkisinin şiddete karşı savunmasızlıklarını artırdığını' söyledi. Bir personele 'üç kez cinsel tacizde bulunduğunu' bildiren Elizabeth daha sonra tecavüze uğradı. O zaman bile endişelerinin en aza indirildiğini söyledi: "Orada bir bayan hemşire vardı ve “saçmalama, şuna bak, orada kanepede uyuyor” dedi. […] Gerçekten oradan çıkıp ondan uzaklaşmak istiyordum. Yaklaşık bir saat sürdü. Başka bir hemşire nihayet beni dinledi […] ama kimseyi aramama izin vermediler […] ve bir süre sonra yatak odama girmeye çalıştı.."

Hem kadınlar hem de akıl sağlığı uzmanları bize, 'kadınlar için güvenli alanların yetersizliği ve güvenlik sistemlerinin etkisiz veya bozuk olması gibi uygun altyapı eksikliği nedeniyle ruh sağlığı hizmetlerinin yatan tedavi ünitelerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemede ve bunlara müdahale etmede başarısız olduğunu' söyledi. Katılımcılar ayrıca 'özellikle çalışma saatleri dışında aşırı kalabalık ve yetersiz personel sayısının kadınlar için riski artırdığını' algıladılar. Personel bize 'mevcut sistemde kadınları, güvende tutmanın neredeyse imkansız olduğunu' söyledi.

-Cinsiyet ayrımı.. 1960'lardan bu yana, Avustralya'da ruh sağlığı tedavisiayrı cinsiyet koğuşları olan uzun süreli akıl hastanelerinden, hastanelere bağlı kısa süreli karma koğuşlara dönüştü. Bazı ülkeler ayrılmış koğuşlara geri döndü. Ancak Avustralya'da karma koğuşlar norm olmaya devam ediyor ve bazı alanlar yalnızca kadınlara özel olarak belirlenmiş.

-"Araştırmamıza katılanlar, 'yetersiz personel sayısının cinsel saldırı riskini artırabileceğini' söyledi".. Ancak yalnızca kadınların girebildiği alanlar, özellikle de yeterince denetlenmiyorsa hâlâ güvensiz olabilir. Zoe, 'kadınlara özel bir bölgede odasında, nasıl cinsel saldırıya uğradığını' şöyle anlattı: "Aslında kilitli kadınlar koğuşunda kalıyordum ama tesisin geri kalanı karma cinsiyetten oluşuyordu […] Ben oradayken, beni oldukça kötü bir şekilde taciz eden bir erkek hasta vardı ve o da izinsiz girmeye devam ediyordu […] kadınlar koridorundan girip, yatak odama gelip beni taciz etti ve bir gün ben odamdayken bana cinsel saldırıda bulundu."

-Hizmet sağlayıcılar, kadınları koruyamıyor.. Yataklı tedavi ünitelerinde çok sayıda kadın, istemsiz olarak gözaltına alınıyor. Bu, 'kendilerini güvende hissetmezlerse ayrılamayacakları ve kendilerini şiddetten korumak için personele güvenmek zorunda kalacakları' anlamına gelir. Ancak araştırmamızda, 'personelinolayın gerçekten olduğuna inanmaması veya olayın bir müdahaleyi gerektirecek kadar ciddi olmadığına karar vermesi durumunda kadınların, bazen polise bildirimde bulunmasının engellendiğini' duyduk. Bu sorunu çözmek için bazı politikalar, 'kadının rızası olsun ya da olmasın her türlü cinsel temasın bildirilmesini' şart koşuyor. Ancak bu, ihbarda bulunup bulunmama konusundaki tercihi kadından uzaklaştırıyor.

-Tecrit ve kısıtlama kadınları yeniden travmatize edebilir.. Akıl sağlığı yataklı tedavi üniteleri bazen 'insanları, yataklarına bağlamak gibi fiziksel olarak veya sakinleştirici ilaçlar kullanarak kimyasal olarak zapteder.' Tecrit odaları aynı zamanda 'ruh sağlığı koğuşlarındaki insanları, tecrit etmek' için de yaygın olarak kullanılmaktadır. Travma geçmişi olan kadınlar bize 'bu zorlayıcı uygulamaların cinsiyete dayalı şiddet deneyimlerini nasıl geri getirdiğini' anlattı. Amanda şunları söyledi: "Geçmişte pek çok travma, saldırı ve tecavüzden kurtuldum ve yaptıkları sanki bunun travmasını tekrarlamaktı çünkü beni yere düşürdüler, beni yere yatırdılar ve sonra beni içinde olmak istemediğim bir odaya zorla götürdüler." Özellikle bunu akılda tutarak, ruh sağlığı hizmetlerinde tecrit ve tespitin kullanımının azaltılmasına daha fazla önem vermemiz gerekiyor.

-Sonraki adımlar.. Bunlar çözülmesi kolay sorunlar değil ama ruh sağlığı koğuşlarını kadınlar için daha güvenli yerler haline getirebiliriz. Öncelikle 'kadınların, ruh sağlığı koğuşlarında cinsiyete göre ayrılmış alanlar seçeneğine' ihtiyacı var. İkincisi, 'bakımın, travma geçmişi, kültürel geçmiş ve cinsiyet kimliği gibi faktörler tarafından şekillendirilebilen bireysel ihtiyaçlarına cevap vermesi' gerekir. Son olarak, 'kadınların, genel toplumda olduğu gibi olayların nasıl ve ne zaman rapor edileceği konusunda seçim ve kontrol sahibi olmaları' gerekir. (Araştırma katılımcılarımızın anonimliğini korumak için isimler değiştirilmiştir. Ulusal Cinsel Saldırı, Aile ve Aile İçi Şiddet Danışma Hattı - 1800 RESPECT (1800 737 732) - Aile içi şiddete ve/veya cinsel saldırıya maruz kalmış veya bu risk altında olan tüm Avustralyalılar için günde 24 saat, haftanın yedi günü mevcuttur.)" (6)

"Psikiyatri koğuşlarındaki cinsel saldırılar, acilen reform yapılması gerektiğini gösteriyor.
-"Birleşik Krallık'ın psikiyatri koğuşlarında cinsiyet ayrımcılığına ilişkin katı bir politikası vardır ve bu da öyle olmalıdır".. Victoria Akıl Hastalıkları İttifakı Konseyi tarafından bu hafta yayınlanan bir rapora göre, 'psikiyatri servislerine kabul edilen kadınlar, yüksek düzeyde şiddete ve cinsel saldırıya maruz kalıyor.' Victoria'da araştırılan 'dokuz farklı psikiyatri hastanesi koğuşunda, yatan kadın hastaların %85'i hastaneye kaldırılmaları sırasında kendilerini güvende hissetmediler, %67'si cinsel veya diğer taciz türlerine maruz kaldıklarını' bildirdi ve yanıt verenlerin '%45'i hastaneye kabulleri sırasında cinsel saldırıya maruz kaldı.' Rapor ayrıca, 'kadın hastaların olayları bildirdiğinde %82'sinin hemşireleri "hiç yardımcı olmadığını" bulduğunu' açıkladı. Rapor iki önemli endişe alanını ortaya koyuyor: Birincisi, 'kadın hastalara yönelik şiddetin, yaygın olarak görülmesi' ve ikincisi, 'bu olayların, uygun şekilde ele alınmaması.'

-Karışık cinsiyetli koğuşlar.. 1960'lardan önce kadın ve erkek hastaların ayrı psikiyatri servislerinde tedavi edilmesi gelenekti. Yatarak tedavi kabulleri genellikle birkaç aydan yıllara kadar sürüyordu. 1960'lı yıllardan bu yana batı dünyasının pek çok yerindeki 'psikiyatri yataklı tedavi ünitelerinde kadın ve erkek hastalar bir arada' barındırılıyordu. Psikiyatri kurumları, uzun yıllar hastaların dünyası haline geldiğindenkarma koğuşların mantığı mümkün olduğunca “normal” toplumu taklit etmekti. 1990'larda Victoria'da psikiyatri koğuşlarının genel hastanelere kaydırılması ve kurumların kapatılmasıyla kurumsallaşma gerçekleşti. Psikiyatri hastaları, gerekirse psikiyatri servislerine kısa süreliğine yatırılarak toplum içinde tedavi ediliyordu. Ortalama olarak, hastalar karma koğuşlarda iki ila üç hafta hastanede yattı. Hastaların bu hızlı değişimi ve topluluk tedavisinin tercih edilmesi, hastane koğuşlarının artık toplum içinde tedavi edilemeyen, akut ve ciddi derecede rahatsız olan kişileri tedavi etmesi anlamına geliyor. Yatan hasta popülasyonunda hem hastaneye kaldırılmadan önce hem de hastaneye kaldırılma sırasında yasa dışı ilaç ve alkol kullanımı düzeyi, bu popülasyondaki davranışsal disinhibisyon düzeyini yükseltmektedir. Bu birleşik faktörler, çoğunlukla zaten cinsel istismar ve diğer travma geçmişi olan, yatan kadınlara karşı daha büyük bir saldırganlık ve saldırı riskine yol açmaktadır.

-Birleşik Krallık reformları.. Yataklı tedavi birimlerinde artan saldırılara yanıt olarak Birleşik Krallık hükümeti, 2006 yılında 'psikiyatri servislerinde katı bir cinsiyet ayrımı politikası' benimsedi. Bu, 'yatan hasta ortamlarında, şiddete ilişkin ulusal bir denetimin' ardından geldi; burada yatan psikiyatri hastalarının üçte birinin (%36) mevcut koğuşlarında/birimlerinde şiddete maruz kaldığı ve neredeyse yarısının (%46) şiddete tanık olduğu ortaya çıktı. Hastalar ve personelşiddet içeren davranışları tetikleyen en yaygın faktörlere ilişkin benzer algılara sahipti: 'yasa dışı ilaç ve alkol sorunları, personel davranışları, alan ve aşırı kalabalık, ilaç ve tedavi, hayal kırıklığı ve can sıkıntısı..'

Birleşik Krallık Ulusal Hasta Güvenliği Ajansı, 2003-2005 yılları arasında 'akut psikiyatri servisindeki şiddet denetiminde, özellikle cinsel güvenliği' incelemiş ve cinsel güvenlikle ilgili 122 vaka rapor edilmiştir. Bunlar arasında vakaların %40'ında fail olduğu iddia edilen kişinin (başka bir hasta) ve %60'ında bir personelin yer aldığı tecavüz iddiaları yer alıyordu; 'rızaya dayalı seks; maruziyet; cinsel ilerlemeler; ve dokunmalar..' Raporda 'kaç olayın, kadınların karıştığı' ayrıntılı olarak belirtilmese de hem erkeklerin hem de kadınların savunmasız olduğu yorumu yapılıyor.

-Avustralya geride kalıyor.. Avustralya hükümetleri son on yılda genel toplumda aile içi şiddeti ve cinsel saldırıyı azaltmak için fon sağladı ve ardından 2003 yılında Kadın Güvenliği Gündemini geliştirdi. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik en son plan, 'birincil önleme, beyaz kurdele kampanyaları, yerli topluluklarla çalışma ve istihdamla' ilgili politikalar konularında önemli programlar ortaya koyuyor. Ancak psikiyatri servislerinde kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yapılması gerekenlerden söz edilmiyor.

-'Peki psikiyatri koğuşlarında kadına yönelik şiddet, neden görmezden geliniyor?'.. Onlarca yıldır, ciddi zihinsel bozuklukları olan kadınların taciz, saldırı ve tecavüz hikayelerini anlattıklarında, inanılmayacak kadar "güvenilmez (too unreliable)" oldukları düşünülüyordu. Çoğunlukla 'aile içi şiddet geçmişi olan, yetkisiz kadın hastalar, kendileriyle ilgilenmesi amaçlanan bir ruh sağlığı sistemi kapsamında şiddete maruz kalıyor.' Psikiyatri koğuşlarında kadına yönelik şiddete karşı yaygın bir pasiflik kültürüyle, aşırı zorlanmış, yetersiz kaynaklara sahip ruh sağlığı sistemleri uzun bir süre bu büyük sorunu inkar etti. Geçtiğimiz yıllarda, ruh sağlığı hizmetlerinde uygulanan raporlama sistemlerinde iyileşme olduğunu ve hastalara karşı şiddetin daha iyi yönetildiğini, yatan hasta birimlerinin kültüründe bir miktar değişiklik olduğunu gördük; ama yine de yeterince iyi değil.

-Reform adımları.. Psikiyatri yataklı tedavi birimlerimizde meydana gelen şiddeti önlemek için yalnızca saldırıların raporlanması ve yönetilmesine yönelik mekanizmalar uygulamak değil, kesin önlemler almamız gerekiyor. Psikiyatri koğuşlarının kadınlar için özel alanlar oluşturacak şekilde geliştirilmiş bina tasarımlarına acilen yatırım yapılması gerekmektedir. Servisler, birçok kadın hastanın travmatik geçmişlerine duyarlı olarak, güvenli iyileşme yerleri olacak şekilde tasarlanmalıdır. Mevcut koğuşların yapısında gizlilik ve güvenlik önlemleri tasarlanabilir ve 'yeni birimler, her hasta için kişiselleştirilmiş, güvenli bir alan' sağlamalıdır. Daha da önemlisi, tüm hastaların güvenliğinin ve mahremiyetinin sağlanması ve aktif olarak sürdürülmesini sağlamak için 'psikiyatri servislerinin kültürünün, personele cinsiyet duyarlılığı eğitimi yoluyla değişmesi' gerekmektedir. Durumun toplum ve hükümetler tarafından yakından izlenmesi, psikiyatri ünitelerinde şiddete tolerans gösterilmemesini sağlayacaktır.  "Psikiyatri kurumlarının tarihi, kadınlara yönelik istismar ve kötü muameleye ilişkin utanç verici hikayelerle doludur." Günümüz psikiyatri servislerimizde kadına yönelik şiddete son vermenin ve bu kadınların ihtiyaç duyduğu tedavi ortamını sağlamanın zamanı gelmiştir." (7)

"Veriler, yüzlerce savunmasız hastanın NHS koğuşlarında cinsel saldırıya uğradığını ortaya koyuyor
-Resmi yönergelerdeki bir boşluk, hastanelerin hala kadın hastaları koğuşlarda, erkeklerle birlikte olmaya zorladığı anlamına geliyor.. 100'den fazla olay o kadar ciddiydi ki polise bildirildi.. Veriler, 'yüzlerce savunmasız kadın ve erkeğin NHS koğuşlarında kalırken, diğer hastalar tarafından cinsel saldırıya uğradığını' ortaya çıkardı; bu oran her gün bir saldırı. Health Service Journal'ın elde ettiği rakamlara göre, Nisan 2017 ile Ekim 2019 arasında 'karma ruh sağlığı servislerinde erkek ve kadın hastalar tarafından en az 1.019 cinsel saldırı' bildirildi. Toplam 491 saldırı o kadar ciddiydi ki güvenlik önlemi alınmasını gerektirdi ve 104 olay polise bildirildi. Karışık cinsiyetli koğuşlardaki saldırıların oranı, aynı dönemde yalnızca 286 vakanın rapor edildiği tek cinsiyetli koğuşlarda bildirilen sayılarla çelişiyor. Toplam 56 akıl sağlığı vakfının 47'sinden elde edilen rakamlar, birçok koğuş güncelliğini yitirmiş olduğundan ve kadın ve erkekleri birbirine karışmaya zorladığından hükümete akıl sağlığı altyapısına yatırım yapma çağrılarını ateşledi. 2016 yılında 30 yaşındaki Rivkah Grant, Barnet, Enfield ve Haringey Mental Health Trust'ta koğuştayken bir erkekNHS çalışanı tarafından cinsel saldırıya uğradı ve daha sonra bu çalışan mahkum edildi.

Koğuş hakkında şunları söyledi: “Bulunduğum oda, ana koridorun girişinin hemen yanındaydı, bu nedenle neredeyse odamın dışında duran adamlar vardı. Karışık bir alandan geçmeden hiçbir yere gidemezdim ve bu da dört, beş, altı adamdan geçmek anlamına geliyordu." "Odamdan çıkmanın hiçbir yolu yoktu; sürekli kendimi odama kilitlemek zorunda kaldım."

Yataklara olan talebin artması, birçok koğuşun kapasitede veya üzerinde çalıştığı anlamına geldiğinden, ruh sağlığı vakıfları artan bir baskı altında. 2018 yılında bakım gözlemcisi Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC), ruh sağlığı servislerinde cinsel güvenliğe ilişkin endişeleri araştırdı ve Nisan ve Haziran 2017 arasında hasta personeli ve ziyaretçilerin dahil olduğu 1.120 cinsel olay tespit etti; 457'si hastalara veya personele yönelik cinsel saldırı veya cinsel taciz olarak kategorize edildi. Her ne kadar bakanlar NHS'deki karma cinsiyet koğuşlarını ortadan kaldırma sözü vermiş olsalar da, kurallardaki bir boşlukerkek ve kadın hastaların yine de 'yönergeleri ihlal etmeden, birlikte çalışabilecekleri' anlamına geliyor. Tek cinsiyetli koğuşlarda 'ayrı uyku alanları, başka bir cinsiyete ait bölgeyi geçmek zorunda kalmadan banyo ve tuvaletlere erişim ve yalnızca kadınlara özel gündüz odaları' olması gerekmektedir. Ancak kurallar aynı koğuşta karma koridorlara ve diğer ortak alanlara izin verebilir. Geçtiğimiz yıl, akıl sağlığı uzmanı Sir Simon Wessely tarafından yapılan bir incelemede, 'tek cinsiyete uyumun daha katı bir tanımının yapılması' çağrısında bulunuldu. HSJ'nin verilerine göre, yanıt veren 47 vakfın toplam 668 karma cinsiyet koğuşu ve 800'den fazla karma cinsiyetli ortak alanı vardı. Çocukluğunda cinsel istismara maruz kalan Andrea Woodside, 'yatarak tedavi gördüğü sırada bir erkek hasta tarafından, kadınlar tuvaletine kadar takip edildiğini' söyledi.

Dedi ki: “Tecrübelerimde hiç kimse bana 'Bu koğuşta kendini güvende hissediyor musun? Yeniden travmaya uğradığınızı mı hissediyorsunuz? Herhangi bir cinsel taciz veya istismara maruz kaldınız mı?' Yıllar boyunca yaşadığım deneyim, bir yatağınız olduğu için şanslı olmanızdı, bu bir nevi 'dilenciler seçici olamaz.'” Akıl sağlığı yardım kuruluşu Mind, 'harekete geçilmesi gerektiğini' belirterek şunları söyledi: “İnsanların tehlikede olmaya devam ettiğini bilerek, tek cinsiyetli alanın teknik tanımını karşılamak, koğuşlar için yeterince iyi değil. Ulusal rehberlik insanlar için yeterli koruma sağlamıyorsa, o zaman hizmetler, insanları en savunmasız oldukları anda yeterince korumak için bunun ötesine geçmelidir." "Yeni hükümet, NHS ruh sağlığı alanını acilen 21. yüzyıla taşımalı." NHS İngiltere, koğuşlarda cinsel güvenliği artırmalarına yardımcı olmak amacıyla vakıflar için gönüllü bir destek planı başlattı. Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı şunları söyledi: "NHS'de cinsel istismara asla tolerans gösterilmeyecektir. Her türlü istismar iddiasını son derece ciddiye alıyoruz ve hastalara veya personele yönelik her cinsel saldırı raporunun vakıflar tarafından derhal soruşturulmasını bekliyoruz." "Erkekler ve kadınlar, hastane konaklamasını paylaşmamalı ve 2010'dan bu yana karma cinsiyetlerin konaklama ihlallerini yüzde 85'in üzerinde azalttık."" (10)

"Akıl hastanelerindeki kadınlar, ciddi istismar riskiyle karşı karşıya
Yeni rakamlar, Victoria'daki psikiyatri servislerinde ankete katılan kadın hastaların neredeyse üçte ikisinin erkek hastalar tarafından cinsel istismara veya tacize uğradığını gösteriyor. Victoria Kadın ve Ruh Sağlığı Ağı tarafından hazırlanan bir rapor da, grup tarafından ankete katılan 'akıl sağlığı personelinin %70'inin istismar ve tacizin devlet hastanelerinin koğuşlarında gerçekleştiğini' bildiğini ortaya çıkardı. Ankete katılan 42 personelin %30'u, genellikle cinsel açıdan çekingen erkek hastalar tarafından gerçekleştirilen istismarın sıklıkla gerçekleştiğini söyledi.

Ağ düzenleyicisi Heather Clarke, "Güvenli Olacak Hiçbir Yer Yok: Kadınların karma psikiyatri koğuşlarındaki deneyimleri (Nowhere to be safe: Women's experiences of mixed-sex psychiatric wards)" başlıklı raporun, 'psikiyatri koğuşlarındaki deneyimleri hakkında ankete katılan 75 kadın hastanın %61'inin bir şekilde istismara veya tacize uğradığını ve kendilerini güvende hissetmediklerini' ortaya koyduğunu söyledi. "Bu kadınlar iyileşmek için hastaneye kaldırılıyor, ardından sağlıklarını olumsuz etkileyen taciz ve istismara maruz kalıyorlar" dedi. "Bu durum, personelin her zaman hazır bulunmadığı koğuşlarda veya hastaların ağır ilaç tedavisine tabi tutulduğu ve onları istismara karşı daha savunmasız hale getirdiği koğuşlarda endişe vericidir."

Bayan Clarke, 'psikiyatri merkezlerindeki her türlü istismarın kadınları yeniden travmatize etme potansiyelinin büyük olduğunu' söyledi. "Kanıtlar, psikiyatrik yataklı tedavi birimlerine kabul edilen kadınların yüzde 70'e yakınının geçmişte cinsel istismara maruz kaldığını gösteriyor" dedi. "Bu kadınlar, güvende olmaları gereken bir yerde, travmanın yeniden tetiklenmesi riskiyle karşı karşıya."

Geçen yıl yatarak tedavi toplantıları sırasında bazı kadınlar, 'cinsel saldırıya uğradıklarını veya rıza gösterecek kadar iyi görünmedikleri halde kadınların, erkeklerle cinsel ilişkiye girdiğini gördüklerini' söyledi. Bir kadın, bir erkek hastanın yatak odasında kendisine cinsel saldırıda bulunmasının ardından yüksek bakım ünitesinden kaçtı. Günler sonra birime döndüğünde, suçlu hâlâ oradaydı. Monash Üniversitesi psikiyatristi Jayashri Kulkarni, 'Victoria'daki kamuya ait yataklı tedavi birimlerinin çoğunun 1960'larda karma koğuşlar haline geldiğini ve bu durumun erkeklerin, kadınlara saldırma potansiyeli yarattığını' söyledi. "Bu, sorunların reçetesi olan bir sistem" dedi. "Yatan hassas durumdaki kadın hastaları , oldukça etkileyebilecek çok sayıda küçük olay her zaman meydana geliyor. Maalesef büyük olaylar da yaşanıyor. Yataklı tedavi ortamlarının çerçevesi bunun olmasına izin verdi." Profesör Kulkarni, 'bazı birimlerin erkekleri ve kadınları mümkün olduğunca ayırmaya çalıştığını, ancak koğuş tasarımının çoğu zaman bu çabalara engel olduğunu' söyledi. "Pek çok koğuşun tavşan yuvası benzeri yapıları var, dolayısıyla personelin göremediği çok sayıda cep var. Bazı tasarımlar artık daha küçük yatak odalarıyla daha iyi, ancak hâlâ ortak banyolara sahip olabiliyorsunuz, bu da her iki cinsiyetin de banyodan yatak odasına dolaşması anlamına geliyor… Bu, kadınların da saldırıya uğrayabileceği bir durum."

Şu anda mahkemelerde görülen bir kamu hastanesi ve bir özel hastaneyle ilgili iki dava olduğunu bildiğini söyledi. Bayan Clarke ve Profesör Kulkarni, Avustralya'nın hasta güvenliği için yeni koğuşları ayırma konusunda İngiliz politikasını izlemesi gerektiğini söyledi. Profesör Kulkarni, "Şu anda olan şey, bu görevin (özen) ihmalidir ve bu konuda hiçbir şey yapılmazsa davaya yol açabilir" dedi. İnsani Hizmetler Bakanlığı'ndan bir sözcü, Hükümetin yeni hastanelerde kadınların güvenliğini artırmanın "yalnızca kadınlara yönelik alanlar yaratmayı da içerebilecek" yollarını aradığını söyledi. Bakanlığın geçen yıl bazı merkezlere toplumsal cinsiyete duyarlı uygulamaları teşvik etmek için 20.000 dolar hibe verdiğini, bunun da ayrı açık hava bahçe alanlarının geliştirilmesini de içerdiğini söyledi. Ancak Bayan Clarke bunun yeterli olmadığını söyledi. "Günün sonunda bu insanların güvenliğiyle ilgili. Eğer Birleşik Krallık ayrımcılık getirebilirse, en azından burada bunun hakkında konuşmaya başlamalıyız" dedi. "Hastanedeki savunmasız kişilerin güvenliği her şeyden önemli olmalıdır."" (11)

"Gözlemci, akıl sağlığı hastalarının karma cinsiyet koğuşlarında cinsel saldırı riski altında olduğu konusunda uyardı
-"NHS Trust, personel baskıları nedeniyle, hizmetleri iyileştiremediğini itiraf etti.. Trust'ın karma cinsiyet koğuşları, kadınları riske atıyor".. NHS gözlemcisi, savunmasız kadın hastaların "amaca uygun" olmadığı düşünülen karma cinsiyetli bir koğuşta cinsel açıdan "maruz kaldıkları" konusunda uyardı. Bakım Kalitesi Komisyonu, Redditch'teki 25 yataklı karma cinsiyet akıl sağlığı birimi olan Hill Crest'te 'erkek ve kadınların riske atılması nedeniyle, cinsel olayların meydana geldiğini' tespit etti. 'Erkek hastaların, kadınların banyolarına ve yatak odalarına girebildiği, bunun da cinsel saldırı ve ilişki risklerine yol açtığı' tespit edildi. Riskler nedeniyle ünitede cinsel olayların yaşandığı tespit edildi. Veriler, 'karma cinsiyetli koğuşlara yönelik saldırı oranının, tek cinsiyetli koğuşlara göre önemli ölçüde daha yüksek olduğunu' gösterdi. Yapılan incelemenin ardından CQC, birimi işleten Worcestershire Sağlık ve Bakım Vakfı Vakfı'na acil bir uyarı bildirimi yayınladı. CQC'ye göre vakıf, 'hastalar arasındaki cinsel olayları "düşük zarar" olarak derecelendirdi ancak bunları tam olarak dikkate almadı veya hastaları güvende tutmak için gerekli önlemleri almadı.' Raporda, "Görüşme yaptığımız bazı hastalar bize, erkek hastaların personelin itirazına uğramadan düzenli olarak bu odaya girdiklerini söyledi" dedi. 

Gözlemci ayrıca Çarşamba günü yayınlanan bir raporda, 'vakfın, hastaların kabulden sonra fiziksel sağlık değerlendirmelerini yapmadığı' konusunda uyardı. Geçen yılın Aralık ayında The Independent'ın yaptığı bir araştırma, 'koğuşlardaki akıl sağlığı hastalarının, yetersiz fiziksel sağlık hizmetleri nedeniyle öldüğünü' ortaya çıkardı. Vakfın 'en ağır hastalara hizmet veren psikiyatri yoğun bakım ünitesinde' gerçekleştirilen incelemede, 'bir hastanın, bir personelin üzerine kaynar su atmaya çalıştığı bir olayın meydana geldiği' ortaya çıktı. Olaya rağmen, 'müfettişler ziyaret ettiğinde, sıcak su bulunan kazanlara hastalar hâlâ ulaşabiliyordu.' Müfettişler ayrıca vakfı, koğuşlarının 'çıplak, mobilyasız ve süpürgelik ve zemin kaplamalarının eksik olduğu' konusunda da uyardı. Yangın söndürücüler eskiydi ve 2009'dan beri değiştirilmemişti. Koğuşlar da düzenli olarak temizlenmedi ve "hasarlı" duvarlarda "dökülen sıva" görüldü. Raporda tuvaletlerin de "gözle görülür şekilde kirli" olduğu belirtildi. Mind yardım kuruluşunun Politika, Kampanyalar ve Halkla İlişkiler başkanı Vicki Nash şunları söyledi: “Akıl sağlığı koğuşunda cinsel olayların yaşanması tiksindirici bir durumdur. Ruh sağlığı hastaneleri, insanların kendilerini güvende hissetme hakkına sahip olduğu ve travmatik cinsel saldırı da dahil olmak üzere hiçbir zarar riskine maruz bırakılmamasıgereken bir yerdir. Worcestershire Sağlık ve Bakım Vakfı Vakfı'nın bu riskleri ele almak ve insanların güvende kalmasını sağlamak için derhal harekete geçmesini bekliyoruz. " "On yılı aşkın bir süredir, hastanın yararına olduğu durumlar dışında, NHS'de karma konaklamanın ortadan kaldırılması bekleniyor." Mind'in akıl sağlığı birimleri hakkında kamu soruşturması yapılması çağrısında bulunduğunu belirterek, "ne yazık ki akıl sağlığı hastanelerimizdeki sorunlar tek bir güvene bağlı değil, sistem derin sorunlarla dolu" dedi.

Haber, The Independent'ın ülke çapında harap durumdaki akıl sağlığı tesislerinin 'kanalizasyon sorunlarını, çöken çatıları ve hastaları onurlarından mahrum bırakan koğuşları' düzeltmek için 677 milyon £ değerinde onarıma ihtiyaç duyduğunu ortaya koymasının ardından geldi. CQC'nin Midlands'deki operasyonlardan sorumlu direktör yardımcısı Craig Howarth şunları söyledi: "Hill Crest'i incelediğimizde, koğuşların güvenliği ve kalitesinin yanı sıra sunulan bakımın da önemli ölçüde kötüleştiğini görmek hayal kırıklığı yarattı." "İnsanların ciddi şekilde zarar görebileceği ciddi olaylardan ders alınmaması endişe vericiydi."Ancak sağlayıcının günlük çalışmalarında eşitliği ve çeşitliliği teşvik etmesi ve kariyer gelişimi için fırsatlar sunması olumluydu." Vakfın ajans personelini aşırı kullandığı konusunda da uyarıda bulunan teftişin ardından, vakfın 'personel baskılarını kabul etmesi, hizmetleri iyileştirmek için çabaladığı' anlamına geliyordu. Yataklara olan talebin artması, birçok koğuşun kapasitede veya üzerinde çalıştığı anlamına geldiğinden, ruh sağlığı vakıfları artan bir baskı altında. Geçtiğimiz yıl yapılan bir ön incelemenin ardından acil sorunları ele aldığını, ancak kalıcı hemşire ve sağlık personeli sayısının "çok düşük" düzeyde olmaya devam ettiğini ve bu nedenle kurum personeline aşırı yük bindirildiğini ve bunun da bakımın kalitesini etkilediğini ekledi. Geçen hafta vakıf, personel baskısını azaltmak için koğuştaki mevcut yatak sayısını azaltmayı kabul etti. Herefordshire ve Worcestershire Sağlık ve Bakım NHS Trust'ın CEO'su Sarah Dugan şunları söyledi: "Geçen Temmuz ayında yapılan denetim sırasında Hill Crest'teki bakım ve profesyonellik standartlarının yeterince iyi olmadığının farkındayız. İlgili hastalardan ve ailelerinden özür diliyorum." "Geçen Temmuz ayındaki teftişin ardından attığımız adımlar, ortaya çıkan acil sorunları ele almış ve koğuşta istikrarın sağlanmasına yardımcı olmuş olsa da, bu iyileştirmeleri yerleştirme ve sürdürme yeteneğimizi etkileyen bazı önemli personel sıkıntısı yaşamaya devam ediyoruz." (12)

"Karma seks koğuşları
Yüzlerce savunmasız hasta NHS koğuşlarında cinsel saldırıya uğradı (...)" (9)

"Yeni Rapor: Sorunlu Bakım Rehabilitasyon Hastanesi, Hastalarının Neredeyse Üçte Birine Zarar Veriyor
Hükümet tarafından yapılan bir araştırma, 'tıbbi krizlerden veya prosedürlerden kurtulmak' için rehabilitasyon merkezlerine gönderilen birçok hastanın bazen 'bakımın kendisinden ek zararlar gördüğü' sonucuna varıyor. Hastalar felç, yaralanma veya yakın zamanda geçirilmiş bir ameliyattan sonra iyileşmek için rehabilitasyon hastanelerine gidebilirler. Ancak bazen bakım işleri daha da kötüleştirir. Perşembe günü yayınlanan bir hükümet raporuna göre, 'rehabilitasyon merkezlerindeki hastaların yüzde 29'u, aldıkları bakım nedeniyle ilaç hatası, yatak yarası, enfeksiyon veya başka türde zararlara maruz kaldı.' Geniş bir rehabilitasyon merkezi örneklemindeki vakaları inceleyen doktorlar, '417 hasta arasında tespit ettikleri 158 olayın neredeyse yarısının açıkça veya muhtemelen önlenebilir olduğunu' söylüyor. Hastalara verilen zararı belirlemek için raporda kullanılan analitik aracı geliştiren, Utah Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bir bulaşıcı hastalık uzmanı Dr. David Classen "Bu, uzun süredir yapılan ve hala yüksek zarar oranlarına sahip olduğumuzu gösteren en son çalışmadır." diyor.

Classen, "İyileşme kaydettiğimizi söylersek kendimizi kandırırız" diyor. "Sağlık hizmetlerinin ilk kuralı 'Zarar verme (Do no harm)' ise başarısız oluyoruz." ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı genel müfettişinin ofisinden yapılan gözetim çalışması, 'hastanelerle bağlantısı olmayan rehabilitasyon tesislerine' odaklandı. Rehabilitasyon tesisleri genellikle hastaların haftada beş güngünde en az üç saat fiziksel ve mesleki terapiye tabi tutulmasını gerektirir. Bu tesislerdeki hastaların daha tipik bir hastane veya bakımevindeki hastalardan daha sağlıklı olduğu varsayılmaktadır. Yine de bulgular, 'hastanelerdeki hastaların dörtte birinden fazlasının ve vasıflı bakım tesislerindeki hastaların üçte birinin bakımlarıyla ilgili olarak zarar gördüğünü' ortaya koyan önceki araştırmaları yansıtıyordu. Rehabilitasyon hastanesi çalışmasının ekip lideri Amy Ashcraft, "Her türlü yatarak tedavi ortamında, zararın meydana gelebileceğini kabul etmek önemlidir" diyor. "Bu, ne tür bir zararın meydana gelebileceği açısından hafife alınması muhtemel ortamlardan biri." Araştırmanın amaçları doğrultusunda, doktorlar ve hemşireler Mart 2012'de ABD rehabilitasyon tesislerinde kalan rastgele seçilmiş 417 Medicare hastasının tıbbi kayıtlarını inceleyerek zararı tespit ettiler. Belirledikleri olayların ciddiyeti, 'geçici bir yaralanmadan, tesiste daha uzun süre kalmayı gerektiren veya kalıcı sakatlık veya ölüme yol açan bir şeye kadardeğişiyordu. Araştırma, 'zarar gören hastaların neredeyse dörtte birinin, analiz edilen ay için yaklaşık 7,7 milyon dolarlık bir maliyetlebir akut bakım hastanesine yatırılmak zorunda kaldığını' gösteriyor.

OIG için vakaları inceleyen doktorlar, zararın büyük kısmının 'standart dışı tedavi, yetersiz izleme ve gerekli bakımın sağlanamamasından' kaynaklandığını söylüyor. Vakaların neredeyse yarısı, yani yüzde 46'sı 'ilaç hatalarından' kaynaklanıyordu ve bunlar arasında 'kan sulandırıcı ilaçlara bağlı mide ülseri kanamaları ve narkotik ağrı kesicilere bağlı bilinç kaybı' da vardı. UT Houston-Memorial Hermann Sağlık Hizmetleri Kalitesi ve Güvenliği Merkezi direktörü Dr. Eric Thomas, 'bu yüksek rakamın, iyileştirme için çok fazla alan olduğunu gösterdiğini' söylüyor. Thomas, "İlaç hatalarını önleme konusunda çok şey biliyoruz" diyor. Hastaların zarar gördüğü vakaların diğer yüzde 40'ının, 'yatak yaralarına, kabızlığa veya düşmelere' yol açan 'rutin izlemedeki eksikliklerden' kaynaklandığı belirlendi. Tüketiciler Birliği Güvenli Hasta Projesi direktörü Lisa McGiffert, 'bu sorunların neredeyse hiçbir zaman hastanın ölümüne katkıda bulunmadığını, ancak fazladan günler veya haftalarca iyileşme, bağımsızlık kaybı veya kalıcı sakatlık anlamına gelebileceğini' söylüyor. Araştırmaya dahil olmayan McGiffert, "Olumsuz bir olay yaşayan herhangi bir kişi için bu bir domino etkisidir" diyor. Genel müfettiş, Medicare ve Sağlık Hizmetleri Araştırma ve Kalite Ajansı'nın, rehabilitasyon hastanelerinde meydana gelen olumsuz olayların bir listesini oluşturarak, hastalara verilen zararı azaltmak için birlikte çalışmasını tavsiye ediyor. Ajanslar rapora verdikleri yanıtlarda bu öneriye uyma sözü verdiler. Rehabilitasyon tesislerini temsil eden ticari grup olan Amerikan Tıbbi Rehabilitasyon Sağlayıcıları Birliği'nden yetkililer, raporu henüz görmediklerini ve şimdilik yorum yapmayı reddettiklerini söylüyor. Güncelleme, 25 Temmuz 2016: Amerikan Tıbbi Rehabilitasyon Sağlayıcıları Birliği Cuma günü geç saatlerde bir bildiri yayınlayarak, 'bakımı iyileştirme fırsatlarını gösteren her türlü çalışmayı memnuniyetle karşıladıklarını' söyledi. Açıklamada, rehabilitasyon sektörünün OIG tarafından incelenen 2012 yılından bu yana tıbbi hataları azaltmak için iyileştirmeler yaptığı ve yüksek kalitede bakım sağlamaya kararlı olduğu belirtildi. Ancak açıklamada, tesislerin hâlâ bakım hızını artırma ve "hastaları daha ucuz ortamlara itme" yönünde baskıyla karşı karşıya olduğu, bunun da "işleri ilk seferde doğru yapmak için zaman ayırma ihtiyacı"na aykırı olduğu belirtildi." (76)

"Akıl hastanelerinde dehşet
Kosova'daki BM Akıl Hastalıkları Enstitüsü, hastalar için bir cehennemi andırıyor. Hastalar aşağılanıyor, tecavüze uğruyor ve fiziksel baskı görüyorlar. BM yetkilileri, gözleri önünde yaşanan bu dehşeti seyretmekle yetiniyorlar. BM yetkililerinin Bosna'da fuhuş ticaretine karıştıkları bilgisinin mahkemeler tarafından onaylanmasının ardından, BM yetkililerinin başka bir skandala daha ortak oldukları ortaya çıktı. Kosova'da bulunan BM Akıl Hastalıkları Enstitüsü'nde tedavi gören hastalara, BM yetkililerinin gözleri önünde fiziki saldırılar yapıldığı ve tecavüz edildiği açıklandı. (...)" (115)

**ABD'DEN

** Gönüllü olarak akıl hastanelerine tedavi (ve/veya rehabilite) görmek için giden ancak daha sonra kendi iradeleri dışında akıl hastanelerinde zorla tutulmak istenen insanların ve onların ailelerinin akıl hastanelerinde yaşadıkları korkunç gelişmeler.. Ebeveynlerin, gönüllü olarak tedaviye giden ama daha sonra kendi iradeleri dışında zorla akıl hastanesinde tutulmaya çalışılan çocuklarını, hastanelerden çıkarmak için verdikleri mücadeleler, kavgalar, suçlamalar, davalar ve hastaların yaşamış oldukları korkunç hastane deneyimleri.. Peki hastaneler neden böyle davranıyor? İşte korkunç detaylar.. Haberin devamını kendiniz okuyun..

"Hastalar Kendi İradeleri Dışında Alıkonuluyor
Kayıt Olduğum Şey Değil.. Yabancılarla dolu, garip bir yerde mahsur kaldığınızı hayal edin. Ayrılmak istediğinizi ve eve gidemeyeceğinizin söylendiğini hayal edin. Oraya isteyerek gittiğinizi hayal edin. Ne yazık ki bu, yatarak psikiyatrik tedaviye gönüllü olarak gittiklerini söyleyen kişilerin defalarca anlattığı bir hikaye, ancak bunun kendileri için işe yaramadığına karar verdiklerinde, kendi istekleri dışında alıkonuldular. Aşağıda Dallas'taki WFAA'dan hastaların ve ailelerin başlarına gelenin tam olarak bu olduğunu söylediği bir haber yer alıyor. Bu hikaye Kasım 2017'ye ait olsa da, Vatandaş İnsan Hakları Komisyonu 'bakıma', hatta 'acil servise' gittiklerini ancak 'kendi istekleri dışında alıkonulduklarını' söyleyen hastalardan haber almaya devam ediyor. Birçoğu psikiyatrik merkezlerden yardım istiyor ama yardım ters gittiğinde ne yaparsınız? Örneğin: doğru şekilde uygulanmayan bir kısıtlama sırasında ciddi şekilde yaralanmak; bazen ciddi yan etkileri olan, isteğiniz dışında veya bilgilendirilmiş onamınız olmadan ilaç almak; sağlıksız veya güvensiz koşullarla karşılaşıyor. Yataklı psikiyatri merkezlerine ilişkin bilgi eksiktir. Texas rutin denetim raporlarını bile kamuya açıklamıyor. Olumsuz çevrimiçi incelemelere inanmak zor olabilir, ancak başka bilgi kaynağı ve alternatif olmadığı için bazıları kendilerini bekledikleri bakımı alamayabilirler. Bulaşıcı ve ölümcül yeni bir virüse yakalanma riski olduğunda doğru ve zamanında bilgi daha da önemlidir. Teksaslılardan bu kadar önemli kararları yetersiz bilgiyle almaları istenmemeli.

Bu sizin veya sevdiğiniz birinin başına mı geldi? Siz veya sevdiğiniz biri kendi isteği dışında bir psikiyatri tesisinde tutuldu mu? Bulaşıcı hastalıklara yönelik güvenlik protokollerini uygulamayan bir psikiyatri tesisi biliyor musunuz?" (985)

"Psikiyatri hastanesine gönüllü olarak başvurmak kolaydır. Kontrol etmek? Çok değil
Teksas'taki özel psikiyatri hastanelerinin sayısı son on yılda neredeyse üç katına çıkarak neredeyse 70'e çıktı. Bazıları bunu olumlu olarak değerlendirirken, diğerleri 'artan genişlemenin hasta istismarının artmasına yol açabileceğini' iddia ediyor. Hastaların gönüllü olarak giriş yaptıklarını ancak çıkış yapmaya çalışırken rahatsız edici engellerle karşılaştıklarını söylüyorlar. Geçtiğimiz Mart ayında Denton, Teksas'taki Mayhill Hastanesi'nde böyle bir durum yaşandı. Kâr amacı güden akıl sağlığı tesisinin internet sitesinde misyonunun "akıl hastalığıyla yaşayan bireylere şefkatli bakım sağlamak" olduğu belirtildi. Bununla birlikte, hastane incelemeleri için internette gezinildiğinde, daha az gurur verici sözler ortaya çıkıyor. YELP'teki bir anne, kızının kalışıyla ilgili şunları yazıyor: "Kızının sağlığı ve güvenliği, ortalamanın altındaki bakım nedeniyle aslında tehlikeye atılmıştı... " WFAA o anne ve kocasının yerini tespit etti. Ve ortaya çıktı ki, ailenin deneyimi Denton Şehrinden elde ettikleri videoya kaydedildi. Çift: Jason ve Govinda Hough, Austin yakınlarındaki Red Rock, Teksas'ta yaşıyor. Ergenlik çağındaki kızları Madison, bir Cuma gecesi depresyon nedeniyle gönüllü olarak Mayhill'e girdi. Ertesi gün personele ayrılmak istediğini söyledi. Ancak personel 'onun isteğini yerine getirmek yerine onu tehdit etti.' 'Tamam, işte burada, formu imzalayabilirsiniz' dediler. 'Ancak 24 saat boyunca hücre hapsinde tutulacaksınız' diye hatırladı Madison. Teksas yasaları, 'gönüllü hastaların dört saat içinde serbest bırakılmaları' için bir AMA (Tıbbi Tavsiyeye Karşı) mektubunu imzalayarak check-out yapmalarına izin veriyor. Tabii doktor onların ayrılmaya uygun olmadığını beyan etmediği sürece. Daha sonra hastanenin mahkemeye giderek 'hastanın, kendi isteği dışında istemsiz olarak işlendiğinin' kanıtlanması gerekiyor. Yasa aynı zamanda personeli "bireyin yazılı olarak ayrılma talebinde bulunmasına yardımcı olması" konusunda da uyarıyor. Böyle bir talep yerine getirilmelidir.

Olayla ilgili Denton Polisi raporu, Madison'ın endişelerini doğruluyor gibi görünüyor ve "Madison'ın o gün bir AMA imzalamasına izin verilmedi ve Mayhill'den serbest bırakılmadı." Madison 'önümüzdeki birkaç gün içinde taburcu olmayı talep etmeye devam ettiğini' söyledi. Tıbbi kayıtlar, 'doktorunun, Pazartesi günü sabah 9'da taburculuğunu imzaladığını' gösteriyor. Ama o zaman bile serbest bırakılmadı. Beş saat sonra, WFAA tarafından elde edilen Mayhill gözetim videosu, Hough'ları Madison ve çalışanlarıyla birlikte küçük bir hastane konferans odasında gösteriyor. Doktorun, Madison için 'taburcu kararı vermiş olabileceğinden' habersiz olan Hough'lar, 'endişelerini dile getirmek için personelle görüşmeyi kabul ettiklerini' söyledi. Kızlarının üç gün hastanede kalmasından dolayı giderek daha fazla hayal kırıklığına uğramışlardı. Hatta geriatri koğuşuna yerleştirilmesi de dahil olmak üzere tedavisini bile sorguladılar. Konferans odasına girmeden dakikalar önce Madison, 'serbest bırakılmasını' talep eden bir mektubu imzaladı. Ancak video, Hough ailesinin çabalarının başarılı olmadığını gösterdi; hastane personeli, tesisin 'taburcu olmadan önce bir doktorun, onu değerlendirmesi için 24 saat beklemeye çalıştığını' söyledi. Govinda, kızının 'bilek bandının fotoğrafını çekmeye çalıştığında' toplantı şiddete dönüştü. Personel ayağa fırladı ve HIPAA endişelerini gerekçe göstererek onun başka bir cep telefonu fotoğrafı çekmesini engelledi. İşte o zaman Jason bıktığını söyledi ve ayağa kalkmaya başladı. Lisanslı bir barış görevlisi olan Jason, "O noktada niyetim bir avukat bulmaktı" dedi. "Eğitimim ve deneyimim bana bu tesisin yasaları çiğnediğini söyledi." Govinda, "Jason ayağa kalktı ve işçi ona doğru koştu, bileğinden yakaladı ve onu kapıdan uzaklaştırmaya başladı, aynı zamanda da kapıyı kapatmaya çalışıyordu" dedi.

Jason, "Onu (personeli) kapıdan uzaklaştırmaya çalıştım ve ailemi o odadan çıkarmaya çalışıyordum ve sonra bu şiddetli bir çatışmaya dönüştü" dedi. Govinda, "O (işçi) ayağa kalkıp Jason'ı yakalayıp kapıyı kapatmaya çalıştığında onu odaya çekip ona tutundu, kolları her yere savruldu ve ardından onun çığlıklarını duydu" dedi. "İşte o zaman kızımın burada güvende olmadığını anladım." Aile mücadele etti, ardından koridordaki kapıdan hastane lobisine kaçtı. Personel “Kod 10 psikiyatrik acil durumunu aramıştı. Personel onları kapının önünde bekliyordu. Jason, lobi kapısında bir görevlinin 'anahtarlarını bir kenara bırakıp ona baktığını gördüğünü' söyledi. “Ben de onu uzaklaştırdım” dedi. Videonun yavaşlatılmış versiyonunda personelin Madison'ın kolunu tutmaya çalıştığı görülüyor. Jason, "Karım ve Madison, arkadan başka bir personel beni yere yatırdığında o kapıdan çıkmaya başladılar" diye hatırladı. "Ve sonra. . . üzerimde üç kişi var." Govinda, "Madison'ı bir bakıma korumak için önüme çekmeye çalışıyorum çünkü bize veya ona başka kimin saldıracağını bilmiyorum" dedi. "Saldırıya uğruyor." Govinda, "Bir numaralı endişem Madison'ı bu deli insanlardan uzaklaştırmak" diye ekledi. "Onlar kesinlikle deli." Govinda, 'hastanenin Madison'ı alıkoymaya devam etme girişiminin arkasında artık para olduğuna inandığını' söyledi. "Madison'ı alıkoymalarının nedeni harika sigorta avantajlarımız olması ve günde 1000 dolardan fazla fatura kesebilmeleri ve onu en fazla 30 gün tutabilmeleri mi?" dedi Govinda. 

Bu yaz başka bir akıl sağlığı hastanesi olan Garland'daki Sundance Behavioral Healthcare'de WFAA, Annie Breitling'in yetişkin oğlunu serbest bırakma mücadelesini takip etti. Breitling "Sadece üzgün" dedi. "Rehin tutuluyormuş gibi hissediyor." Oğlu dört gün önce Sundance'e gönüllü olarak kayıt yaptırmıştı. Cuma günü Breitling, oğlunun 'ayrılmak istediğini' söyledi ve tahliye talebini imzaladı. Ancak cumartesi sabahı geldi ve o hâlâ içerideydi. Bu, görünüşünün "neşeli" ve "uyumlu" olduğunu söyleyen tıbbi kayıtlara rağmen. Breitling, Sundance'in onu 'serbest bırakmayacağını' veya 'doktor tarafından çıkış muayenesine tabi tutulmasına izin vermeyeceğini' söyledi. Pazartesi sabahı, oğlunun ilk tahliye talebinden 48 saat sonra Breitling öfkelendi ve hastane yetkililerinden defalarca 'oğlunun serbest bırakılmasını' istedi. Breitling, WFAA'ya "Cuma gecesi talep evrakını imzaladıktan sonra 24 saat içinde bir doktor tarafından muayene edilmesi gerekirdi, ancak bir doktor tarafından muayene edilmedi" dedi. "Cumartesi günü doktoru hiç görmediğini ve daha fazla para toplayabilsinler diye hafta sonu burada hastaneye bırakıldığını söyledi." Beş gün süren çabanın ardından nihayet akşam 4. 17'de Breitling oğluyla birlikte ortaya çıktı ve kaçmak için otoparkta yarıştı. Bu, Madison Hough'un Mayhill hastanesinden kaçarken hissettiğinin aynısı bir duygusal rahatlamaydı. Madison, "Ayrılamayacağımı, ailemi bağlayacaklarını düşündüm" dedi. "Düşündüm ki, kahretsin, bu hastaneden ayrılamayacağım.Travmaya ek olarak babası Jason da Denton İlçe Bölge Savcısı tarafından kabahatli saldırı ile suçlandı. Gelecek ay mahkemeye çıkacak. Hough ailesi tarafından sunulan polis raporlarına rağmen Denton yetkilileri, 'aile üyelerinden hiçbirinin konferans odasında veya lobide Mayhill personeli tarafından saldırıya uğramadığını' tespit etti. Mayhill yetkilileri, ailenin onlara 'konuşma izni vermediğini' söyleyerek Hough'un iddiaları hakkında yorum yapmayı reddetti. Mayhill, Hough'larla yaşanan tartışma sırasında iki personelin yaralandığını belirten bir açıklama yaptı. Hastane açıklamasında ayrıca hastaların "ihtiyaçlarını belirleyen ve tedavi sürecini denetleyen klinik ekip tarafından değerlendirildiği" belirtildi. Mayhill'in CEO'su Nichol Attar'ın gönderdiği açıklamaya göre, 'tesisten her taburcu, belirlenen parametrelere göre tahliyeyi reddetme yetkisine sahip bir doktorun iznini gerektiriyor.' "Örneğin, kendisine veya başkalarına zarar verme riski altında olduğu düşünülen bir hastanın taburculuğu reddedilebilir."

Açıklamada şunlar kaydedildi: "Mayhill Hastanesi, rahat ve güvenli bir ortamda yüksek kalitede hasta bakımı ve tedavisi sağlamaya kendini adamıştır." Avukat Martin Cirkiel, 'gönüllü hastaların taburcu olmakta zorluk çekebileceğine dair benzer endişelerin farkında olduğunu' söyledi. Geçtiğimiz Aralık ayında Mayhill'in Arlington'daki kardeş hastanesi Millwood'a karşı bir dava açtı. Dava, müvekkilinin hastanenin "kendi kendine hizmet eden mali ihtiyaçları" nedeniyle "kendi isteği dışında tutulduğunu" iddia ediyor. Millwood iddiaları yalanladı ancak yine de davayı sonuçlandırdı. Cirkiel, "Motivasyon paradır, sadece paradır" dedi. "Ve bana göre bu konuda özellikle mide bulandırıcı derecede harika olan şey, burada bir dolara ve orada bir dolara dayalı olması." Sundance Behavioral Healthcare yetkilileri, Annie Breitling'in oğlunun deneyimi hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Breitling oğlunun şu anda iyi olduğunu söyledi. Madison Hough, 'yardım etmek için orada olduğunu düşündüğü bir hastaneden kaçmak zorunda kaldığı için hâlâ kızgın olduğunu' söyledi. Madison, "Hala tam anlamıyla bir anksiyete kriziyle uyanıyorum çünkü bundan kaçamıyorum" dedi. "Geceleri uyumak bile çok korkutucu çünkü hâlâ çok gerçekçi geliyor." Mayhill'in açıklamasının tamamını aşağıda okuyabilirsiniz: "Hasta mahremiyeti kanunları nedeniyle, herhangi bir hastanın bakımı ve tedavisini izinsiz olarak tartışamıyoruz. Ancak aile bir feragatnameyi imzalamayı kabul ederse, bu özel durumda ortaya çıkan gerçekleri ortaya koyma fırsatını memnuniyetle karşılarız. Mayhill Hastanesi'ndeki iki personelin 27. 03. 2017 tarihinde bir tartışmada yaralandıktan sonra polise rapor verdiğini doğrulayabiliriz. Genel anlamda, bir hasta doktor emriyle bir davranışsal sağlık tesisine (Mayhill Hastanesi veya başka bir yer) kabul edildiğinde, ihtiyaçlarını belirleyen ve tedavi sürecini denetleyen klinik ekip tarafından değerlendirilir. Tesisten her taburcu, belirlenen parametrelere göre tahliyeyi reddetme yetkisine sahip bir doktorun iznini gerektirir. Örneğin, bir hastanın kendisine veya başkalarına zarar verme riski altında olduğu düşünülürse taburculuğu reddedilebilir. Mayhill Hastanesi, rahat ve güvenli bir ortamda yüksek kalitede hasta bakımı ve tedavisi sağlamaya kendini adamıştır. Denton ve çevre bölge halkına gururla hizmet ediyoruz." Scribd'de wfaachannel8 tarafından hazırlanan Denton Polis Raporu.." (986)

"Onların İradesine Karşı: Koparma
Size Hough ailesini ve kızlarını kendi isteği dışında tutan Kuzey Teksas'taki bir akıl hastanesinden çıkarmak için verdikleri mücadeleyi - kelimenin tam anlamıyla - anlattık. İşte kızlarıyla birlikte ayrılmaya çalışırken yaşananları gösteren güvenlik kamerası videosu.. Ayrıca aileden olup bitenlerle ilgili yeni ilk elden anlatımları da ekledik. Not: Bu videodaki tesis olan Denton'daki Mayhill Hastanesi, Hough ailesinin tedavisiyle ilgili herhangi bir yanlışlık yapıldığını reddetti." (987)
 
"Milletvekilleri, WFAA'nın akıl hastanelerinde tutulan gönüllü hastalarla ilgili hikayeleri sonrasında harekete geçti
DALLAS — WFAA soruşturmasının eyalet düzenleyicilerinin 'psikiyatri hastanelerini sorumlu tutmadaki rolüne' ilişkin soruları gündeme getirmesinin ardından Teksas, 'gönüllü olarak zihinsel yardım arayan aileleri korumaya bir adım' daha yaklaştı. Bu oturumun başlarında milletvekilleri, eyalet düzenleyicilerinin, 'hastaları yasa dışı olarak sigortalarından çalmak için alıkoyan' psikiyatri hastanelerine ceza vermesini gerektiren bir yasa tasarısı sundular. Tasarının tamamını buradan okuyun.. Tasarının sponsoru Eyalet Temsilcisi Bill Zedler, "Artık kötü davranışlara tolerans göstermeyeceğiz" dedi. Geçen yıl WFAA eyalet çapında düzinelerce insanı bir araya getirdi. Hepsi ayakta tedavi hizmetleri gibi yardım almak için Teksas psikiyatri hastanelerine isteyerek gittiler. Ancak 'mahkeme kararı olmadan kilit altında tutulduklarını ve kendi iradeleri dışında günlerce, hatta haftalarca yasadışı bir şekilde alıkonulduklarını' söylüyorlar. WFAA'nın görüştüğü tüm hastalar, 'hastanelerin sigortalarını ödeyebilmesi için yasadışı olarak tutulduklarına inandıklarını' söyledi.

Temsilci Zedler daha önce WFAA muhabiri Charlotte Huffman'a "Eğer bu konuyu açmasaydınız asla bilemeyecektik" demişti. "Büyük bir sorun var." WFAA'nın incelemesi, Teksas'ta psikiyatrik bakım sağlayan yaklaşık 130 tesisin bulunduğunu ortaya çıkardı. Geçtiğimiz üç yıl boyunca eyalet düzenleyicileri, 'hastaları kendi istekleri dışında alıkoydukları' için bunlardan birini cezalandırmadı; ancak WFAA, benzer yasa dışı alıkonulma hikayeleri olan hastalarla dolu bir stüdyoyu doldurmayı başardı. Birçoğu 'devlete şikayette bulunduklarını ve şu anda yasal yollara başvurduklarını' söyledi. Kanun Tasarısı 1274, 'gönüllü hastaları kendi istekleri dışında yasa dışı olarak alıkoyan psikiyatri hastanelerine karşı cezaları' zorunlu kılıyor ve artırıyor. Şu anda eyalet yasaları, düzenleyicilerin hastanelere "ceza verebileceğini" söylüyor. Önerilen yasa, düzenleyicilerin hastaneleri cezalandırma seçeneğini ortadan kaldırarak bunun yerine bunu zorunlu kılıyor. Tasarı, ceza tutarını 25.000 dolardan 100.000 dolara çıkarıyor. “Sanırım nihai sonuç, (hastaların) ayakta tedavi düzenlemesi yapacakları, ayakta tedavi düzenlemesi alacakları beklentisiyle (hastanelere) gitmeleri olacak. Mülakatı tamamladıklarında bir şekilde bir hafta sonu veya belki daha uzun süre orada kalmaya zorlanmayacaklar” dedi Temsilci Zedler. Tasarı şu anda Halk Sağlığı Komisyonu'nda bekliyor. Eğer oylanarak yasalaşırsa, Eylül ayında yürürlüğe girebilir. Bu arada WFAA, yardıma ihtiyacı olan insanlardan çağrı ve e-postalar almaya devam ediyor çünkü bu kişiler aile üyeleri kendi istekleri dışında alıkonuluyor." (988)

"Kuzey Teksas psikiyatri hastanesi suç ihlalleriyle sarsıldı.
Sundance Behavioral Healthcare, Tarrant İlçesi büyük jürisi tarafından, dört hastayı şirketin Arlington tesisinde istemsiz olarak tutmak da dahil olmak üzere dokuz suçla suçlandı. Tarrant Bölge Savcısı Sharen Wilson'a göre iddianame, mahkemeden koruyucu gözaltı kararı almadan, Sundance'in 'hastaları yasal maksimum 48 saatlik süreden daha uzun süre gözaltında tutarak eyalet ruh sağlığı yasasını nasıl bilerek ihlal ettiğini' ayrıntılarıyla anlatıyor. Wilson, yaptığı açıklamada, "İnsanlar güvenilir bir tıbbi tesis olduğunu düşündükleri yere başvurdular ve yasaların gerektirdiği şekilde ayrılmalarına izin verilmedi" dedi. "Bu suçlar kurumsal bir başarısızlıktır ve şirket sorumlu tutulmalıdır." Sundance gibi tesislere yönelik suçlamaların cezası, suçların işlendiği iddia edilen her gün için 100.000 dolara kadar para cezasıdır. WFAA, geçtiğimiz yıl Sundance'teki ve diğer kâr amacı güden psikiyatri merkezlerindeki hastaların endişelerini vurgulayan bir dizi hikaye yayınladı. Hikayeler, 'tesisten ayrılmak için yazılı talepte bulunmalarına rağmen gönüllü hastaların nasıl kendi istekleri dışında alıkonulabileceğini' ayrıntılarıyla anlatıyor. Aslında WFAA, "Onların İradesine Karşı" bir belediye binası toplantısı düzenledi ve akşam haberlerinin tamamını onların endişelerine ayırdı. Birkaç düzine eski hasta ve aileleri, Kuzey Teksas'ta kâr amacı güden akıl hastanelerinde kendi istekleri dışında alıkonulma deneyimlerini anlatmak için WFAA stüdyosuna geldi. WFAA hikayelerini anlatmalarına izin verdi. 12 dakikalık TV bölümümüze sığdıramadıklarımız daha sonra tamamı internette yayınlandı. Ailelerden biri, videoya kaydedilen görüntülerde, 'kızlarının gönüllü olarak serbest bırakılmasını sağlayamadıklarında Kuzey Teksas'taki bir tesisten nasıl kaçmak zorunda kaldıklarını' anlattı. Hem yaşlılar hem de küçük çocuklar, özellikle iyi maaşlı sigortaları varsa tahliye alamadıklarını anlattılar. Eyalet Temsilcisi Zedler ve Temsilci Stephanie Klick, "Onların İradesine Karşı" panel tartışmamıza katılmalarının ardından WFAA'ya, kar amacı gütmeyen özel huzurevleri ve akıl sağlığı tesislerine karşı sıkı önlemler alacak bir yasa çıkarmayı planladıklarını söyledi. Her iki yasa koyucu da Teksas'ın, 'gönüllü hastaları mahkeme kararı olmadan alıkoyarak yasayı ihlal eden tesislere karşı daha iyi korumaya sahip olması gerektiğine inandıklarını' söyledi. Sundance Davranışsal Sağlık Sistemini temsil eden Varghese Summersett yanıt olarak aşağıdaki açıklamayı yaptı: "Bu cezai kovuşturma yerel ve ulusal ölçekte eşi benzeri görülmemiş bir olaydır. Aynı zamanda, tıbbi profesyonellerin tedavide ve sonuçta iyi niyetli taburcu etme kararında takdir yetkisine sahip olmasına olanak tanıyan, yasal olarak kabul edilen genel dokunulmazlığı da göz ardı ediyor. İddia makamı, teknik ve mevzuata ilişkin şikayetleri etkili bir şekilde ceza davalarına dönüştürerek, bu eylemin hastaneler ve tıp uzmanları üzerinde yaratacağı son derece caydırıcı etkiyi göz ardı ediyor. Bu soruşturmaya şiddetle karşı çıkılacak ve algılanan herhangi bir ihlal agresif bir şekilde savunulacaktır. Sundance, profesyonellerinin iyi niyetli eylemlerinin hastalarının yararına olduğu, uzun süredir akredite olan bir akıl sağlığı ve psikiyatri tesisidir." Teksas Eyaleti ile SAS Helathcare Inc. DBA Sundance Hastanesi arasındaki mücadele wfaachannel8 tarafından Scribd'de.." (989)

"Hastalar 'ganimet suyu' olarak bilinen sakinleştiricinin kendi istekleri dışında enjekte edildiğini söylüyor
Kuzey Teksas'ta kar amacı güden psikiyatri hastanelerine gönüllü olarak kabul edilen giderek artan sayıda çocuk ve genç, WFAA'ya 'ebeveynlerinin bilgisi dışında kendilerine güçlü sakinleştirici ilaçlar enjekte edildiğini' söyledi.. Genç hastalar ve ebeveynleri, çeşitli psikiyatri hastanelerindeki personelin, uygulamayı hastalara "ganimet suyu (booty juice)enjekte etmek olarak tanımladığını söyledi. Enjeksiyonların çoğunlukla 'en küçük disiplin nedenlerine bile tepki olarak yapıldığını' iddia ettiler. WFAA'nın temas kurduğu avukatlar ve hasta savunucuları, eyalet düzenlemelerinin, 'enjeksiyonların, yalnızca hastaların kendilerine veya başkalarına zarar verme riskinin yakın olduğu tıbbi acil durumlarda yapılmasını zorunlu kıldığını' söyledi. Enjeksiyondan önce hastanenin 'hastadan, hastanın ebeveyninden veya mahkeme emrinden' onay alması gerekir. 16 yaşındaki bir hasta WFAA'ya, 'doktora görünmek istediği için kalçasına "ganimet suyu" enjekte edildiğini' söyledi. İsmini vermek istemeyen hasta, "Beni odama aldılar ve 'Eğil' dediler" dedi. “…Beni bir sandalyeye oturtup kollarımdan tuttular…(Onlar) yanağıma koydular. ” Tedavi gördükten sonra kendi istekleri dışında alıkonulduklarını WFAA'ya söyleyen düzinelerce gönüllü özel psikiyatri hastası arasında yer alıyor. Genç, "Orada sadece bir gece kalmam gerekiyordu ve beni sekiz gün orada tuttular" dedi. “…Böyle bir tesiste kimse sana ulaşamaz. İşin korkutucu kısmı da bu. . . Kendimi umutsuz hissettim.” Hasta ayrıca 'ilacın, kendisine enjekte edildiğinde hamile olduğunu' ve 'bunun kendisini saatlerce bayılttığını' söyledi. Dallas Avukatı Ramez Shamieh "ganimet suyu" terimine aşina olduğunu söyledi. Bunun nedeni, 'çocukları, yasadışı bir şekilde boyunduruk altına almaları' nedeniyle psikiyatri hastanelerine dava açmasıydı. Shamieh, "Bu (ganimet suyu) çok güçlü bir ilaçtır" dedi. WFAA kaynakları, 'enjeksiyonların sıklıkla güçlü antipsikotikler içerdiğini' söyledi. Ramez, 'bu tür enjeksiyonlara başvurulduğunda yasanın açık olduğunu' söyledi. Hastanelerin 'reşit olmayan çocuğuebeveynlerinden veya bir hakimden izin alması gerektiğini 'söyledi. "O zaman bile tesisler bunu yalnızca tıbbi acil durumlarda kullanabilir" dedi. Eğer gencin aldığını iddia ettiği 'enjeksiyon gerçekten de antipsikotik içeriyorsa', FDA bunun 'doğmamış bir çocuğa zarar verebileceği' konusunda uyarıyor. 

Garland'daki Sundance Hastanesi, genç hastanın iddialarıyla ilgili kameraya yapılan bir röportajı hasta gizliliğini gerekçe göstererek reddetti. Ancak hastanenin yöneticisi Soni Helmicki, bir e-posta bildiriminde, çalışanlarının "en güvenli ve en yüksek kalitede bakım" sağlamaya kararlı olduğunu söyledi. Helmicki, "Sundance Hastanesi, hastaların tehdit edilmesine veya bir disiplin biçimi olarak ilaç kullanımına göz yummuyor" dedi. Helmicki, bu tür ilaçların "yalnızca kendine veya başkalarına zarar verme riski yakın olduğunda. . . diğer tüm daha az kısıtlayıcı önlemler başarısız olduğunda" kullanıldığını söyledi. WFAA, “Onların İradesine Karşı” serisinde “ganimet suyu” teriminden haberdar oldu. Görüşmeler sırasında, 'çeşitli psikiyatri hastanelerine gönüllü olarak kabul edilen çeşitli çocuk ve gençler, hastane personeli tarafından kendilerine "ganimet suyu" enjeksiyonu yapıldığını veya tehdit edildiklerini' söyledi. Mason Johnson, annesi onu gönüllü olarak bir psikiyatri hastanesine yatırdığında 11 yaşındaydı. Oda arkadaşının "ganimet suyu" aldığını söyledi. "Kıçınıza koyuyorlar. . . ve sonra vücudunuz uyuşuyor" dedi. “Vücudunuzu hiç hissedemiyor veya hareket edemiyorsunuz.” WFAA, 'bu tür ilaçların uygunsuz şekilde uygulanması nedeniyle hastanelerin, eyalet düzenleyicileri tarafından cezalandırıldığı' hiçbir örnek bulamadı. Hasta savunucuları, 'rapor veya ceza eksikliğinin iki faktörün birleşiminden kaynaklandığına inandıklarını' söyledi. Texas Engelli Hakları'ndan Cindy Gibson, "Birincisi, çok az sayıda hasta aslında bir düzenleyici kuruma şikayette bulunuyor" dedi. Hastalar şikayet etse bile Gibson, hastanelerin şüpheli "ganimet suyu" kullanımını belgelemediğini söyledi. Gibson, "Dolayısıyla, doğru ya da yanlış akıl hastalığı teşhisi konulan bir kişinin hastaneye karşı söylediği sözlerle karşı karşıya kalıyorsunuz" dedi. "Ve çoğu zaman hiçbir önlem alınmıyor." TEXAS Hasta Hakları, Scribd'de wfaa kanal 8'den.." (990)

"Editoryal: Akıl hastanelerindeki şiddeti durdurun
Florida'nın ruh sağlığına yönelik cimri fonu devlet çalışanlarını tehlikeye atıyor ve akıl hastanelerinde kilitli kalan işkence gören ruhlara şiddetli zararlar veriyor. Tampa Bay Times ve Sarasota Herald-Tribune tarafından bir yıl süren "Çılgın. Görünmez. Tehlikede" araştırması, yasa koyucuların 'harcamaları kıstığı, hastanelerin personelin içini boşalttığı' ve Vali Rick Scott'ın yönetiminin 'kamuya açık raporları arındırdığı' sırada 'hastalara ve personele yönelik saldırıların ve yaralanmaların' neredeyse iki katına çıktığını anlatıyor . Bu affedilemez şiddet, Scott ve Yasama Meclisi bunu sona erdirmek için hızla harekete geçmediği takdirde, Scott'ın son zamanlardaki akıl sağlığı girişimlerini gölgede bırakacaktır. Son sayıma göre 'Florida, kişi başına düşen ruh sağlığı harcamasında 49. sırada' yer alıyor. Hapishaneler ve evsiz barınakları psikotik, depresif ve bağımlı insanlarla dolu. Rahatsız olan babalarçocuklarını köprülerden atarken ve genç yetişkinler ebeveynlerini öldürürken, Tallahassee cüzdanını kapatıyor ve silah kısıtlamalarını gevşetiyor. Scott, yakın zamanda akıl sağlığı hizmetlerini koordine etmek için takdire şayan adımlar attı ve gelecek yıl için mütevazı bir bütçe artışı önerdi. Ancak bu yeterli değil ve yönetimi Florida'daki akıl hastanelerinde ortaya çıkan korkunç şiddete çözüm bulmadıkça hiç kimse bu reformlara değer vermeyecek. Hastalar ya intihara eğilimli ya da tehlikeli oldukları için ya suç bakımından delidirler ya da medeni bir şekilde suç işlemişlerdir. Hastaneler bir zamanlar 'bir hasta yaralandığında veya tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyduğunda olay raporlarını' Yasama Meclisine sunmak zorundaydı. Soruşturma, Çocuk ve Aile Bakanlığı'nın yeni kurallarının, 'raporları yalnızca en şiddetli saldırılarla (hastalar veya çalışanlar "kalıcı hasar veya yaşam kaybıyla" karşı karşıya kaldığında) sınırlayarak, akıl hastanesi güvenliğini kağıt üzerinde nasıl artırdığını' ortaya koyuyor. Muhabirler Leonora LaPeter Anton, Michael Braga ve Anthony Cormier, mahkeme kayıtlarını, polis raporlarını ve otopsileri inceleyerek ve aile üyeleriyle ve devlet çalışanlarıyla röportaj yaparak vahşetin gerçek boyutunu titizlikle ortaya çıkardı. Akıl hastanelerindeki saldırılar ve yaralanmalar 2009'dan bu yana neredeyse iki katına çıktı; ancak DCF'nin abartılmış raporlarından bunu kimse bilemez. Soruşturma, DCF sayısının iki katından fazla olan yaklaşık 1000 saldırı veya yaralanmayı ortaya çıkardı. Yasama Meclisine bildirilmeyen "olaylar" arasında: 'Bir hastanın, çalışanını merdivenlerden aşağıya ve bir tuğla duvara atması. Üç hasta, bir başkasını baş aşağı tutuyor ve kafası şişene kadar ona yumruk atıyor. Bir hastanın kavgadan sonra yüzüne dikiş atılması gerekiyor.'

Bir ana nedeni ayırt etmek zor değil. Bu beş yıl içinde Florida, akıl hastanesi finansmanını 100 milyon dolar veya DCF'nin soruşturmaya yanıt olarak bu hafta sunduğu işkenceli muhasebeye göre en az 50 milyon dolar kesti. Danışmanlar, hemşireler, güvenlik görevlileri ve görevliler de dahil olmak üzere hastane personeli üçte bir oranında azalırken, hasta popülasyonu nispeten sabit kaldı. İşçilerin anlattığı yankılar derindi. Kadın hademeler bazen ellerinde bir güvenlik görevlisi bulunmayan 15 kadar erkeği denetlediler; aralarında ev yapımı bir stiletto kullanan bir hasta yüzünden yüzü yaralanan Tonya Cook da vardı. Aşırı çalışan personelin güvenlik kontrollerini kaçırması veya diğer hastane kurallarını ihlal etmesi sonucu en az yedi kişi öldü veya intihar etti; bir hasta da 30 dakika boyunca kaynar su dolu küvette bırakıldı. Bir hemşire 'kendini hiçbir zaman güvende hissetmediğini' söyledi. "Erkekler kavga etmeye başladığında bunu unutabilirsiniz. Bu adamlar her an koğuşu ele geçirebilirler." Hükümette para her zaman bir sorundur, ancak hasta insanları ve devlet çalışanlarını barbar yerleşim bölgelerine terk etmek kabul edilemez. Florida, eyalet çapında asgari personel standartlarını ve bunları ihlal eden hastanelerin cezasını çekmeli. DCF, şiddet konusunda net bir tavır sergilemeli ve önceki raporlama kurallarını yeniden uygulamalı, böylece tüm kavgalar ve yaralanmalar kamuya açık hale getirilmelidir. Vergi mükellefleri, hükümetlerinin kapalı kapılar ardında gerçekleşmesine izin verdiği dehşetlerden korunmamalı çünkü insanları güvende tutmak için yatırım yapmak çok ucuz." (991)

"MIA Araştırması: Eski Hastalar Amerika'nın Akıl Hastanelerindeki Güç, Travma ve Cinsel İstismarı Anlatıyor
Amerika'da Deli (Mad In America)'da akıl hastanelerinde hasta olan insanlarla yapılan bir ankette, yaklaşık 500 katılımcı genellikle travmatik olan ve sıklıkla 'yasal haklarının ihlali, zorla ilaç tedavisi ve fiziksel veya cinsel istismarla' karakterize edilen bir deneyimden bahsetti. Sadece %17'si aldıkları "psikiyatrik tedavinin kalitesinden" "memnun" olduklarını söyledi. En son 2013 yılında Kaliforniya'da bir hastanede yatan bir kadın katılımcı, "Eğer gücüm dahilindeyse, bir daha asla bu yerlerden birine gitmeye zorlanmama izin vermeyeceğim" dedi. "Tanrım, oralarda ne kadar korkunç şeyler oluyor.” Anketi gerçekleştirmek için MIA, 20 Ekim'den 5 Kasım'a kadar Facebook, Reddit ve Mad In America kullanıcılarından yanıt istedi. Anket, eski hastalardan rastgele bir örnekleme içermediğinden ve bunun yerine anketi yanıtlamayı seçen katılımcılara dayandığından, anket bulgularının, eski hastalardan seçilmiş bir gruptan geldiği anlaşılmalıdır. Ancak bu ankette bildirilen deneyimler, 2009 Adalet Bakanlığı raporu, 2016 Buzzfeed soruşturması ve Birleşmiş Milletler Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu'nun 2016 tarihli beyanı da dahil olmak üzere akıl hastanelerinde hastaların tedavisine ilişkin diğer araştırmalardan elde edilen bulguları yansıtıyor. MIA anketinin en dikkat çekici bulguları şunlardır: "-Katılımcıların yarıdan fazlası psikiyatri koğuşu deneyimlerini “travmatik” olarak tanımladı.. ; -Yüzde 37'si bir şekilde fiziksel istismara maruz kaldıklarını söyledi (fiziksel istismara örnek olarak zorla muamele de dahil).. ; -Yüzde 7'si cinsel istismara uğradığını söyledi.. ; -Sadece %27'si psikiyatri koğuşundayken kendilerini "güvende ve emniyette" hissettiklerini söyledi.. ; -Sadece %17'si aldıkları "psikiyatrik tedavinin kalitesinden memnun" olduğunu söyledi." Anket, bariz sınırlamalarına rağmen, her zaman mevcut olan bir soruyu hatırlatıyor: 'Psikiyatri hastanelerinin tarihi neden 'birçok hastanın sakıncalı bulduğu “tedavilerden” bu kadar sık' söz ediyor ve neden bu kadar çok hasta 'psikiyatri hastanesine yatırılmayı “travmatik” olarak' deneyimliyor? Anket sorularına yanıt vermenin yanı sıra, katılımcılara deneyimleri hakkında genel olarak yorum yapmak isteyip istemedikleri soruldu. Anket sonuçlarının sunumundan sonra yorumlarının bir örneğini bulabilirsiniz. Ayrıca, tam açıklama amacıyla, Mad in America için çalışırken ve bu anketi Mad in America editörleriyle işbirliği içinde tasarlarken, iki psikiyatri koğuşunda eski hasta deneyimim var. Bu, diğer psikiyatri koğuşu hastalarını araştırmak ve onların düşüncelerini duymak isteme motivasyonumun bir parçasıydı. (....)" (1000)

"Eski sevgilisini 'hasta' gibi gösterip akıl hastanesine kapattı! ABD'nin konuştuğu görüntüler...
ABD'li bir polis memuru, eski kız arkadaşını şiddet kullanarak alıkoyduğu ve sahte iddialarla bir akıl hastanesine kapattığı gerekçesiyle hapis cezasıyla karşı karşıya. Pensilvanya Bölge Savcılığı, 37 yaşındaki Ronald Davis'in eski kız arkadaşını uygunsuz bir şekilde akıl hastanesinde tutmak için yetkisini kötüye kullandığı gerekçesiyle tutuklandığını doğruladı.(....)" (116)

**ÇİN'DEN

"Çin Psikiyatri Hastanesine Düşmek Çok Kolay, Dışarı Çıkmak Çok Zor
Shaanxi Eyaleti, Xi'an'ın eteklerindeki Dazhong Akıl Hastaları Bakım Merkezinde bir psikiyatri hastası yemek yerken, başka bir hasta arkasındaki duvara çömeliyor, 8 Ekim 2006.. Temmuz ayı başlarında Dong Yaoqiong adlı Çinli bir kadın, Çin lideri Xi Jinping'in portresine mürekkep fırlatırken çekilmiş bir videosunu yayınladı. Videoda Dong, bu jestin amacının "Xi Jinping'in diktatörlüğünün zulmüne ve Çin Komünist Partisi tarafından uygulanan beyin kontrolü baskısına karşı olduğumu açıkça söylemek" olduğunu açıklıyor. Bir aydan biraz daha uzun bir süre sonra Dong farklı bir beyin kontrolü sorunu yaşadı. Radio Free Asia'nın haberine göre kendisi, memleketi Hunan'daki bir psikiyatri hastanesine kapatıldı. Çin'de 'her gün yüzlerce kişi, bazıları ceza davalarına karıştıkları için, çok daha fazlası da hükümetin sivil taahhüt süreçleri aracılığıyla, istemsiz olarak akıl sağlığı tesislerine kapatılıyor.' Ciddi akıl hastalarının gözaltında tutulup tutulmayacağı, nasıl ve ne kadar süreyle tutulacağı elbette dünya çapında giderek artan bir ciddiyet sorunudur. Hükümetin birçok türde gözaltı uyguladığı Çin'de bu konuların özellikle sıkıntılı olduğu ortaya çıktı. Geçen yıl, Çin'in ilk ruh sağlığı yasasının yürürlüğe girmesinden dört yıldan fazla bir süre sonra, bir kurbanın uzun süredir acı çeken adaletsizliğe karşı kazandığı nihai zaferin hikayesi Çin medyasında yayınlandığında ve daha sonra ödüllü bir kısa hikayeye dönüştürülüp film için seçildiğinde bu durum kamuoyunun dikkatini çekti. 50 yaşında bir adam olan Xu Wei, Şangay'daki 'bir psikiyatri hastanesinde, psikiyatri tedavisi için 15 yıl boyunca istemsiz olarak hapsedildikten' sonra özgürlüğüne kavuştu. Xu'nun savaşı kolay değildi. Ailesi onu ilk olarak '2001 yılında bir yıl zorunlu yatış için bir psikiyatri kliniğine' gönderdi. Tutukluluğun gerekçesialgılanan adaletsizlikler nedeniyle çeşitli devlet kurumlarına karşı dilekçeler vermekteki olağandışı ısrarıydı. Xu, babasının gözetiminde hastaneden taburcu edildikten bir yıl sonra, ailesi onu kendi isteği dışında yeniden bakımevine yerleştirdi ve hastane ona şizofreni teşhisi koydu. Hastanedeyken babası vefat etti ve vesayet, Xu'nun yeniden taburcu olmaya uygun hale gelmesinin ardından onu eve götürmeyi reddeden Xu'nun erkek kardeşine devredildi. Bir hastane doktoruna göre Xu, bir vasinin gözetimi ve reçete edilen ilaçların yardımıyla normal hayatına devam edebildi. Ancak Xu'nun veya onun adına açtığı dört davaüç psikolojik değerlendirmeyi daha tetiklerken, bu ikinci tutuklulukta 14 yıl kaldı. Son olarak, Şangay'ın 2015 yılında kendi ruh sağlığı düzenlemesini yayınlamasının ve Ulusal Halk Kongresi'nin Mart 2017'de Medeni Hukukun Genel Kurallarını yürürlüğe koymasının hemen ardından, üçüncü bir tıbbi değerlendirme, Xu'nun medeni hukuki ehliyetini tamamen geri kazandığını ve bu nedenle vasi olmadan taburcu edilebileceğini belirledi.. Xu gibi, tutuklu Çinli psikiyatri hastalarının çoğu, uygun ilaçlarla normal hayatlar yaşayabiliyor, ancak bunun yerine yıllarca, hatta ömür boyu psikiyatri koğuşlarında mahsur kalıyorlar. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2001 tarihli bir raporunda "dünyadaki dört kişiden birinin, hayatının bir noktasında, zihinsel veya nörolojik bozukluklardan etkileneceği" tahmininde bulunuldu. 2016 yılında Çin Komünist Partisinin resmi gazetesi Halkın Günlüğü (People's Daily), 'yaklaşık 100 milyon Çinlinin çeşitli düzeylerde akıl hastalığına sahip olduğunu' belirtti. Bu kadar büyük sayıların doğru şekilde nasıl tedavi edileceği zorlu bir iştir. Çin Ruh Sağlığı Yasasına göre insanlar, bir psikiyatri hastanesine iki yolla kabul edilebilir: genellikle gönüllü kabul yoluyla ve istisnai olarak gönülsüz kabul yoluyla. Her iki durumda da, kişiye ciddi bir zihinsel bozukluk tanısı konduğunda ve 'kendisine veya başkalarına zarar vermiş veya verebilecek durumdaysa', yatılı tedavi zorunludur.

Gönüllü bir hasta, istediği zaman resmi olarak taburcu olmayı talep edebilir ve sağlık kuruluşunun da buna izin vermesi gerekir. Bununla birlikte, eğer bu taahhüt gönülsüzse, hastalar, Xu'nun nihayetinde olduğu gibi, 'medeni hukuki ehliyetlerini tamamen geri kazandıklarının tespit edildiği ' nispeten nadir durumlar dışında, yalnızca vasilerinin gözetimi altında serbest bırakılabilir. İstemeden bu duruma düşen psikiyatri hastaları, özellikle de başkaları için tehlikeli olabileceği düşünülen hastalar, taburcu edilmeden önce, velilerinin engelleri de dahil olmak üzere birçok engeli aşmak zorundadır. Öncelikle ruh sağlıklarının tıbbi açıdan sağlıklı ve taburcu olmaya uygun olduğunun kanıtlanması gerekiyor. İkincisi, çoğunun birikmiş sağlık faturalarını ödeyebilecek ve gelecekte bakım ve gözetim sorumluluğunu üstlenebilecek bir vasiye sahip olması gerekiyor. Evsizler ve yoksullar için bu gereksinimin karşılanması çok zor olabilir. Ruh Sağlığı Kanunu ve yeni yayımlanan Medeni Kanun Genel Kuralları, 'kırsal köy komitelerinin ve kentsel sokak ofislerinin, vasisi olmayan akıl hastalarının vasisi olarak hareket edebileceğini' öngörse de, bu yerel yetkililer genellikle sınırlı mali durum ve kapasiteye sahipler ve çoğu zaman karışmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Üçüncü ve muhtemelen en yaygın engel, ironik bir şekilde, aile üyelerinin çeşitli nedenlerle 'hastanın iyileşip taburcu olmaya uygun olduğu yönündeki profesyonel karara' sıklıkla karşı çıkmasıdır. Çoğunlukla ya hastaneye gitmeyi reddediyorlar ya da taburculuk teşhisini çürütmeye çalışıyorlar. Normal yaşamlarının kesintiye uğramasını istemeyebilirler veya bazen, örneğin miras davalarında, 'gözaltına alınan kişiye ait olan mallardan yararlanmayadevam etmek isteyebilirler. Bu, keyfi gözaltı olasılıklarının büyük olduğu bir alandır ve Çin, bireylerin özgürlük haklarını korumak için çok daha fazlasını yapabilir. Her ne kadar Ceza Muhakemesi Kanunu ve Güvenlik İdaresi Ceza Kanunu hükümleri yetersiz olsa da, en azından sırasıyla suçlu ve hafif suçlulara yönelik bazı temel korumalar sağlama iddiasındadır. Psikiyatri tecrit sisteminden tamamen ayrı olan yeni ve korkutucu Denetim Yasası bile, yeni bir devlet kurumuna yetkilileri ve hükümetle ilgili yöneticileri 'çok çeşitli şüpheli suiistimallerden dolayı tutuklama yetkisi' veriyor, kimseyle görüştürülmeden gözaltında tutulan kişileri tutmak için uzun da olsa süre sınırlamaları getiriyor. Ancak Çin hükümeti, 'psikiyatri koğuşlarını ve ilaç ve fuhuş rehabilitasyon merkezleri, "siyasi yeniden eğitim" kampları ve "kara hapishaneler" gibi diğer düşük görünürlüklü kurumları keyfi gözaltı uygulamak için büyük ölçüde düzenlenmemiş yöntemler olarak kullandığı' için geniş çapta eleştirildi.

İstemsiz psikiyatrik müdahaleye ilişkin mevcut prosedürde gerçekten tarafsız bir üçüncü tarafın rolü yoktur. Ruh Sağlığı Kanunu'na göre, iki sertifikalı psikiyatri hekiminin kararı, 'bir hastanın potansiyel olarak hayatının geri kalanı boyunca bakımevinde kalması' için yeterlidir. Duruşmaya ve yargı onayına gerek yoktur. Böylece, Sovyet modeli izlenerek, yetkililerin talebi üzerine istemsiz olarak bir psikiyatri hastanesine kapatılmanın'siyasi muhaliflerin ve insan hakları aktivistlerinin bastırılması' için uygun bir araç olduğu kanıtlanmıştır. Çinli STK Sivil Haklar ve Geçim İzleme Örgütü'nün en son raporuna göre, Çin'in tıp mesleği "hükümeti eleştirenlerin psikiyatrik hapsedilmesi konusunda yetkililerle gizli anlaşmaya devam etti." Ruh Sağlığı Kanununun kendisi düzgün bir şekilde uygulanamayacak kadar geniştir. Ele alınan hastalık “akıl hastalığı”dır. Ne yazık ki, yasa belirsiz bir şekilde bunu "algı, duygu, biliş veya diğer zihinsel faaliyetlerde herhangi bir nedenden kaynaklanan ve bariz zihinsel acıya veya sosyal uyum gibi yeteneklerde eksiklikle sonuçlanan bir rahatsızlık veya anormallik" olarak tanımlıyor. Bu tanımın genişliğine rağmen, şüphesiz, belli düzeyde akıl hastalığından muzdarip olduğu bildirilen 100 milyondan fazla Çinlinin tamamının istemsiz olarak hastaneye kaldırılması gerekmiyor. Ancak bu kadar önemli karar alma süreçlerinde yasal sürecin eksikliği, 'milyonlarca insanın keyfi gözaltına alınmama konusundaki temel hakkını' tehlikeye atıyor. Xu Wei'nin durumu alışılmadıktı. Başını belaya sokan 'diğer adaletsizliklere karşı dilekçe verirken gösterdiği gayretin' aynısını 'kendi hapsedilmesine itiraz etme konusunda' da göstermemiş olsaydı, yine de hapsedilecekti. Üstelik, çok az sayıda Çinli avukat bu alanda uzman olmasına ve çoğu insanın herhangi bir avukata erişimi olmamasına rağmen Xu, Xu'nun tutukluluğunun son beş yılını özgürlüğünü kazanmak için çalışarak geçiren yetenekli bir avukat olan Yang Weihua'nın yardımını almayı başardı. . Xu'nun 'kişisel özgürlük hakkını ihlal ettiği' gerekçesiyle kardeşine karşı açtığı daha önceki bir dava, bu tür davalarda davacıların karşılaştığı hukuki engellerin karmaşıklığını ortaya koyuyordu. Mahkeme, Xu'nun hastanede yatan bir psikiyatri hastası olarak hukuki ehliyetinin zayıf olması nedeniyle dava açmaya uygun olmadığı gerekçesiyle Xu'nun iddiasını reddetti. Bu görüş, elbette, yasa dışı olarak hapsedilmiş birçok insanın rahatlamasını engelleyecektir. Sonuçta Yang, diğer hakimleri Xu'nun serbest bırakılmasıyla sonuçlanan üçüncü tıbbi değerlendirmeyi zorunlu kılmaya başarıyla ikna etti.

Yeni Medeni Hukuk Genel Kuralları'na rağmen, vasi 'hastanın çıkarına en uygun şekilde hareket etmediğinde' tutuklu bir hastanın ne gibi bir başvuru hakkı olduğu hala belirsizdir. Yeni yasa, istemsiz hastaya, vasisine dava açma yetkisi vermiyor. Bunun yerine, yalnızca potansiyel vasi olarak uygun olabilecek diğer kişi veya kuruluşlar, ihlalde bulunan vasiye karşı dava açma hakkına sahiptir. Ayrıca, istemsiz hastaları keyfi idari gözetim altına alma konusunda mahkemelere mutlaka güvenilemez. Çin'deki bazı akademisyenlerÇin yargısını 'uzun süredir, bilim adamlarının mahkemeler tarafından, karara bağlanması gerektiğine inandıkları konuların, tıbbi ve adli değerlendirmelerine abartılı bir saygı göstermesi' nedeniyle eleştirdiler ve Çin yargıçlarının kararları, herkesin bildiği gibi, 'Komünist Parti yönlendirmesine ve yolsuzluğun çarpıtılmasına' tabidir. Çin'in hızlı ekonomik büyümesine rağmen Ulusal Ruh Sağlığı Çalışma Planı (2015-2020), 'her 100 bin kişiye karşılık yalnızca 17,1 yatılı psikiyatri yatağı ve 1,49 sertifikalı psikiyatrist bulunduğunu' bildirmektedir. Bu tür kamu sağlığı kaynaklarının yetersizliği nedeniyle hastaneler, gerektiği kadar psikiyatri hastasına hizmet veremeyebilir. Aynı zamanda, daha önce de belirtildiği gibi, hastanede yatan birçok hasta, ödenmemiş sağlık faturaları nedeniyle hak ettikleri şekilde taburcu olamıyor ve acilen daha fazla sigorta kapsamına ve toplum ruh sağlığı hizmetlerine ihtiyaç duyuluyor. Bu zor sorunlarla uğraşırken Çin Hükümeti uluslararası yükümlülüklerini göz önünde bulundurmalıdır. Uzun zaman önce hem Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme'yi hem de Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'ni onayladı; bunların her ikisi de Çin'in şu anda gözlemlediğinden daha yüksek usul ve esas standartlarına bağlı kalmayı gerektiriyor. On yıl önce, akıl hastalarına ilişkin daha ayrıntılı kurallar getiren Engelli Hakları Sözleşmesi'ni onayladı. 1998 yılında, keyfi gözaltına alınmama gibi evrensel bir hakkı güvence altına alan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ni de imzaladı. Pekin'in nihayet bu temel insan hakları belgesini onaylayacağını ve istemsiz psikiyatrik karantinaya eşlik eden suiistimalleri ortadan kaldırmak için daha ileri adımlar atacağını umuyoruz. Xu Wei nihayet yetişkin yaşamının yaklaşık yarısını geçirdiği psikiyatri hastanesinden çıktığında, bazı Çin medyası onun gecikmiş zaferini "'Guguk Kuşu Yuvasının Üzerinde Uçtu'nun Çin versiyonu" başlığıyla bildirdi. Eğer Xu'nun hikayesi gerçekten bir filme dönüşürse, bu durum kesinlikle halkın hem ülkenin akıl sağlığı hem de adalet sistemlerinde daha fazla reform yapılmasının önemi konusunda farkındalığını artıracaktır." (994)

**İNGİLTERE'DEN..

**Bazı İngiltere örnekleri..

"Gizli Hastane: Risk Altındaki Hastalar
BBC Panorama'nın gizli soruşturması, güvenli bir NHS psikiyatri hastanesinin savunmasız hastaların bir kısmını korumada başarısız olduğuna dair kanıtlar buldu. Gizli çekimler, toksik personel kültürünün, hastalara sataşıldığının ve zorbalığa maruz kalındığınınkısıtlamanın uygunsuz şekilde kullanıldığının ve önemli tıbbi evraklarda sahtecilik yapıldığının kanıtlarını ortaya çıkarıyor. Panorama'nın bulgularını inceleyen uzmanlar, kanıtların hastanenin temel tedavi misyonunun bozulduğunu gösterdiğini söyleyerek hastanenin güvenliğini sorguladı. (...)" (151)

* Detaylar aşağıda.. Ve daha fazlası.. Akıl hastanelerinde ve/veya Rehabilitasyon Merkezlerinde doktorlar, hemşireler ve/veya personel tarafından hastalara karşı yapılan her türlü istismar ve şiddet ile ilgili haberler, makaleler ve araştırmaları okuyunuz..

**"Aşağılandı, istismar edildi, izole edildi - soruşturmanın tamamını okuyun"..

"Akıl sağlığı hastanesindeki istismarın 'zehirli kültürü (Toxic culture)' BBC'nin gizli çekimiyle ortaya çıktı..
  "BBC Panorama, haftalarca aşağılanan, istismar edilen ve izole edilen hastaların, İngiltere'nin en büyük akıl sağlığı hastanelerinden birinde "toksik kültür" nedeniyle risk altına girdiğini ortaya çıkardı.."

Edenfield Merkezi'ndeki gizli bir muhabir, personelin uygunsuz bir şekilde kısıtlama uyguladığını ve hastaların küçük, çıplak odalarda uzun süre inzivaya çekildiğini filme aldı. Personelin hastalara küfrettiği ve zaman zaman onları tokatladığı ya da çimdiklediği görüldü. Hastane patronları, hastaları korumak için derhal harekete geçtiklerini söyledi. Orta güvenlikli birimi işleten Greater Manchester Mental Health NHS Foundation Trust, iddiaların "çok ciddiye" alındığını söyledi. Bazı personel açığa alındı ve vakıf, "bu hizmetlerin güvenliğini sağlamak için" Büyük Manchester Polisi, bağımsız sağlık hizmetleri düzenleyicisi Bakım Kalitesi Komisyonu ve NHS İngiltere ile birlikte çalıştığını söyledi. Büyük Manchester Polisi ceza soruşturması başlattığını söyledi. BBC'nin gizli muhabiri Alan Haslam, Manchester yakınlarındaki Prestwich'teki Edenfield Merkezi'nde üç ay destek görevlisi olarak çalıştı. 150'den fazla hasta kapasitesiyle, cezai adalet sisteminden bazı hastalar da dahil olmak üzere, kendilerine veya başkalarına zarar verme konusunda ciddi risk altında olan Ruh Sağlığı Yasası kapsamında tutulan kişilere bakım sağlanması amaçlanıyor. İhbarcılar hastanedeki kötü personel davranışları ve hasta güvenliğiyle ilgili iddialarda bulunmuştu. Gizli kamera takan muhabir şunları gördü:

-Personelin hastalara küfretmesi, hassas durumlarda (örneğin soyunurken) onlarla alay etmesi (mocking) ve alay ederek kışkırtması (taunting) ve hastaların kendilerine zarar vermesi konusunda şaka yapması..

- Görüntüleri inceleyen uzmanlara göre hastalar, gereksiz yere zaptediliyor ve bazı durumlarda personel tarafından tokatlanıyor veya çimdikleniyor..
-Bazı kadın personelin, erkek hastalara yönelik cinsel içerikli davranışlarda bulunması..
-10 hasta, ani zararları önlemek amacıyla kısa süreli tecrit için tasarlanmış küçük tecrit odalarında günlerce, haftalarca hatta aylarca, yalnızca kısa aralarla tutuluyor..

-Önemli bir güvenlik önlemi olan hasta gözlemleri, düzenli olarak gözden kaçırılıyor ve kayıtlar tahrif ediliyor..

Danışman psikiyatrist Dr. Cleo Van Velsen, BBC'nin görüntülerinin personel arasında "yolsuzluk, sapıklık, saldırganlık, düşmanlık, sınır tanımama" gibi "zehirli bir kültür (toxic culture)" gösterdiğini ve bunun da hastaların iyileşmesini olumsuz etkilediğini söyledi. Leeds Üniversitesi'nden ruh sağlığı hemşireliği uzmanı Prof John Baker şunları söyledi: "Güvenli gelmiyor. Zehirli personeli oldukça açık bir şekilde görüyorsunuz. Tüm koğuşlarda hastalara karşı çok fazla düşmanlık var ve bu da gerçekten endişe verici."

"Uyarı: Bu hikaye son derece rahatsız edici bir dilin tekrar tekrar kullanımını içeriyor".. Gerçek adı olmayan Claire'in kendine zarar verme geçmişi var ve tuvalete giderken yardıma ihtiyaç duyduğu için bir kadın destek görevlisi tarafından aşağılanırken filme alındı. Personel, yüzüne karşı "biyolojik tehlike arz eden atıkların çıktığı kıç deliğine bakmak zorunda kaldığından" şikayet etti. Başka bir sefer Claire, hastalarla personel arasındaki sınırların kalktığını gösteren bir işaret olarak aynı destek görevlisinin kucağına oturdu ve şöyle dedi: "Eğer osurursan seni gerçekten öldürürüm." Destek görevlisi daha sonra hastanın elbiselerini kenara çekti ve çıplak cildine defalarca tokat attı. Claire'e tokat atılırken izleyen, gülen ve alay edenler arasında kıdemli bir hemşire de vardı. Çoğu zaman hemşireler koğuşlardan sorumludur. Bir hemşirenin, kendine zarar veren ve defalarca kendini öldürmeye çalışan Olivia adında ağlayan bir hastayı kontrol etmeyi reddettiği görüntülendi. BBC yalnızca kendilerinin ve ailelerinin onay verdiği hastaları tespit ediyor. Personel, Olivia'nın "sadece ağladığını" ve "boğazını kesseydi bunu bilirdin" çünkü "bunu herkese anlatırdı" diyerek güldü ve şaka yaptı. Personel, hastalarla vücutları hakkında konuşurken aşağılayıcı bir dil kullandı ve çoğu zaman bunu şaka olarak algıladı. Ancak hastalar gizli görevdeki muhabire zorbalığa maruz kaldıklarını ve insanlıktan çıkarıldıklarını hissettiklerini söyledi.

-"Uzmanlar, kimliğinin açıklanmasına izin veren Harley gibi hastalara uygulanan kısıtlamanın uygulanmasını eleştirdi..".. Olivia, şaka yaptıklarını iddia etmeden önce personelin kendisine "şişman amcık (fat cunt)" dediğini söyledi. 22 yaşındaki çocuğun annesi, Olivia'nın geçmişte aşırı kilolu olduğuna inandığı için yemeyi ve içmeyi bıraktığını söyledi. Olivia, "Komik değil, şaka değil" dedi. Başka bir sefer, Claire haftalık enjeksiyon zamanı geldiğinde başını bir battaniyenin altına sakladı. Destek çalışanları ve yanlarındaki kıdemli hemşire, onu uymaya ikna etmeye çalışmadı, bunun yerine onubileğinden, bir sandalyeden, koridorun aşağısındaki bir odaya sürüklerken filme alındı. Destek çalışanlarından biri, personel onu yatağa yatırıp iğne için vücudunu açığa çıkardığında Claire ile bir kez daha alay etti, "sanki kıçını görmeyi seçiyormuşuz gibi" dedi ve itiraz ederken ona "arsız bir kaltak" dedi. Enjeksiyonu yaptıktan sonra personel Claire'i odaya kilitledi ve kapıdaki camdan ona gülerken onu bir saat orada tutacaklarını söyledi ve birkaç dakika sonra onu dışarı çıkardı.

Dr Van Velsen, personelin "bir grup sağlık çalışanı değil, bir çete gibi" davrandığını söyledi. "Bu, bunu yaparken kısıtlama konusunda şimdiye kadar gördüğüm herhangi bir politikaya aykırı" dedi. Akıl sağlığı çalışanlarına yönelik uygulama kuralları, kısıtlama ve diğer "kısıtlayıcı müdahalelerin" yalnızca tehlikeli durumları kontrol altına almak ve herhangi birinin zarar görmesini önlemek için kullanılması gerektiğini söylüyor; cezalandırmak için değil..

BBC Panorama'nın gizli soruşturması, güvenli bir NHS psikiyatri hastanesinin savunmasız hastaların bir kısmını korumada başarısız olduğuna dair kanıtlar buldu. Ancak BBC, hastane yöneticilerinin bağırdığını ve sözlü tacizde bulunduğunu söyleyen bir hastanın zaptedilmesini filme aldı. Kendine zarar verdiği için Edenfield'da bulunan 23 yaşındaki otistik kadın Harley yerde oturuyordu ve en az sekiz personel onu kaldırıp çığlıklar atarak, sürükleyerek götürdü. Harley, onu zaten iki haftadan fazla zaman geçirdiği inzivaya geri götürmek için zaptediliyordu. Bir noktada bir hemşirenin, personelin "ondan biraz uzaklaşmaya ihtiyaçları olduğu" için onun tecritte tutulmasını istediğini söylediği filme alındı. Olayın görüntülerini inceleyen Dr Van Velsen şunları söyledi: "Personel ondan bıktı diye kimseyi özgürlüklerinden mahrum edemezsiniz. "

-"Bazı hastalar haftalarca küçük, boş tecrit odalarında tutuldu".. Hastaların yalnızca bir odaya kapatılmaları ve diğer insanlara zarar verme olasılıkları nedeniyle "acil bir zorunluluk" olduğunda kısa süreliğine diğerlerinden izole edilmeleri gerekiyor. Kılavuzlar, bunun bir ceza veya tehdit olarak ya da personel eksikliği nedeniyle kullanılmaması gerektiğini söylüyor. Personel, BBC'nin gizli muhabirine, personele saldıran hasta olan Alice'in (gerçek adı değil) bir yıldan fazla bir süre inzivaya çekildiğini söyledi. Psikiyatri hastanelerinin yönergeleri, koğuşlardaki diğer kişileri korumak için hastaları uzun süre ayrı tutabileceklerini söylüyor. Ancak hastanenin uzmanlardan oluşan bir ekibin onayını alması, mümkünse hastanın ailesine danışması ve hastaya dış alana erişim de dahil olmak üzere ek alan sağlaması gerekiyor. Edenfield'ın inziva odaları küçüktüryatak, duş ve tuvalet içerir ve bunların tümü personel tarafından bitişik odadan gözlemlenebilir. Bazılarında küf, soyulmuş boya, lağım kokusu ve açılmayan pencereler vardır. Alice, inzivaya 30 dakikalık bir mola sırasında, tecrit başlamadan önce kendisine izin verilen konforlar olan battaniyesini ve oyuncak ayılarını istedi. Bir destek görevlisi şunu söyleyerek reddetti: "Orada kahrolası bir hasır yatağın olmadığı için şanslısın. Sana ineklerin uyumak zorunda olduğu gibi bir hasır yatak verirdim." Başka bir olayda personel, iletişimdeki bariz bir bozulma nedeniyle Alice'e anti-psikotik ilacı Clozapine'iki kez vermeye çalışırken filme alındı.

İlacın çok fazla alınması durumunda ne olacağı sorulduğunda bir hemşire, "Muhtemelen ölürdü" dedi. Personel tarafından kötü muameleye maruz kalırken filme alınan hastaların çoğunluğu kesitlere ayrılmış ve kendine zarar vermiş kadınlar olsa da, Edenfield'da tutulan bazı hastalar şiddet içeren suçlardan mahkum edildi. Uzmanlar, personelin bu hastalarla bile endişe verici bir sınır eksikliği gösterdiğini söyledi. Cinayet suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bir hasta, bir kadın destek görevlisinin onunla boğuşması ve onu gıdıklaması sırasında yerde ve yatakta kıvranırken filme alındı. Daha sonra şunları söyledi: "Burada cinayetten sıyrılıyorsunuz, değil mi? Patronlara yakalandığımı hayal edebiliyor musunuz? "

-"Güvenli birimin amacı, kendilerine ve başkalarına zarar verme riski taşıyan kişilere bakım sağlamaktır".. Farklı bir kadın destek görevlisi başka bir erkek hastaya karşı dans ederken görüntülendi. Dr Van Velsen, "Kendisini savunmasız hale getirmenin yanı sıra, hastaların da savunmasızlığını artırıyor" dedi. "Hastalarla yapmamanız gereken tek şey, onlarla bir tür cinselleştirilmiş ilişki kurmaktır." Savunmasız kadın hastaların da erkek personel tarafından kötü muameleye maruz kaldığı görüldü. Bir erkek destek görevlisi, soyunurken kendine zarar verme geçmişi olan bir kadınla alay etti ve "Bir daha zihinsel olarak yaralanmak istemiyorum" diye sırtını döneceğini söyledi. Destek görevlisinin onu iki kez çimdiklediği, ikincisinde ise kolunu geriye doğru büktüğü görüntülendi.

Dr Van Velsen görüntüleri izlerken "Bu bir saldırı" dedi. Personelin en önemli görevleri arasında hasta gözlemleri veya "obs" yer almaktadır. Bunlar, hastaların güvende olduğundan emin olmak için her 15 dakikada bir veya daha yüksek risk altındaki hastalar için daha sık yapılan kontrollerdir. Gözlem kayıtları, bakımla ilgili kararları etkiler ve kendilerine ya da başka birine zarar vermeleri durumunda, hastalara uygun şekilde bakıldığını gösterebilir. Gözlemler, sıklıkla kaçırıldı veya yetersiz bir şekilde gerçekleştirildi.  

  "Bir hemşirenin, destek görevlisine kayıtları tahrif etmesini söylediği görüntülendi. "İşte, bunlardan bazılarını imzalayın, bunları yaptığınızı söyleyin" dedi. Ayrıca muhabirin sahtekarlığa katılmasını istedi. O sordu."Göz muayenesi yapıyormuş gibi davranmak ister misin?""

-"BBC muhabiri Alan Haslam, Edenfield'da sağlık destek görevlisi olarak üç ay çalıştı".. Hastane çalışanları personel yetersizliğinden ve tükenmişlikten şikayetçiydi. Bazen destek çalışanları koğuşta hemşire olmadan kendi başlarına bırakılıyordu. Panorama tarafından görülen, Edenfield'ı işleten vakfın kayıtlarına göre, beş haftalık bir dönemde, 58 kez, yetişkinlere yönelik güvenli koğuşlarda hemşire sıkıntısı yaşandı.  Prof Baker, koğuşta kayıtlı bir hemşire olmadan asla vardiya yapılmaması gerektiğini söyledi ancak akıl sağlığı bakımında işe alım sorunlarının "görüntülerde gördüğümüz istismar için mazeret olmadığını" ekledi.

BBC'nin gizli muhabiri yedi personelin, vardiyada uyuduğunu gördü. Bir hemşire görevdeyken, diğer personelin ve hastaların gözü önünde, yaklaşık bir saat boyunca dışarıda, güneşin altında uyumaya gitti. BBC, gizli soruşturmasının bulgularını hastane yönetimine ve Bakım Kalitesi Komisyonu'na bildirdi. Greater Manchester Mental Health Foundation Trust, kıdemli doktorların etkilenen hastalar üzerinde klinik incelemeler yaptığını ve ayrıca Edenfield Merkezindeki hizmetlerin bağımsız bir klinik incelemesini yaptırdığını söyledi. Vakıf, "Hastalarımıza, onların ailelerine ve bakıcılarına, kamuya ve personelimize, hizmet ettiğimiz tüm topluluklara her gün en iyi bakımı sağladığımızdan emin olmak için bu iddiaların tamamen soruşturulmasını borçluyuz" dedi. Daha önce Edenfield merkezini "iyi" olarak değerlendiren Bakım Kalitesi Komisyonu, derecelendirmenin "şu anda askıya alındığını" ve Panorama tarafından sağlanan "bilgilerin incelendiğini" söyledi." (152)

                                                       Akıl hastanesinde istismar, Representative images (153)

* "Hastanede tecrit: 'Hayvan muamelesi gördüm'..

"Harley zaptedildi ve bir akıl sağlığı hastanesindeki tecrit odasına sürüklendi.
BBC Panorama, güvenli bir akıl sağlığı hastanesinde savunmasız hastalara kötü muamele ve uygunsuz muamele yapıldığına dair kanıtları ortaya çıkardı. Genç bir kadın 17 gün boyunca tecrit odasında kilitlendi, ardından bir günlüğüne dışarı çıkmasına izin verildi, ancak 10 gün daha geri götürüldü. 24 saat bakım sağlamak için maaş alan personel, onu "iyi bir şekilde dövülmesi gereken" bir "kanser" olarak tanımladı. O ve ailesi hikayelerini paylaşmayı kabul etti.

Uyarı: Bu hikaye kendine zarar vermeyle ilgili referanslar içermektedir.. Hastane personeli birbiri ardına kapıdan içeri girdiğinde, Harley pembe pijamalarıyla yerde oturuyordu, saçları düzgün örgülerle toplanmıştı. İki erkek hemşire onu kollarından yakaladı. "Bana seninle çalışma şansı vermiyorsun" diye bağırdı. "Bırak kalkayım." Ama işe yaramadı. Güvenli akıl sağlığı hastanesinin yöneticileri, kendi deyimleriyle "müzakere yapılmamasına" karar vermişlerdi. O mücadele ederken diğer hemşireler ve destek personeli de ona katıldı. Kolları, bacakları ve başı sabitlenmiş halde, yüzü aşağı bakacak şekilde yere sabitlendi. BBC Panorama'nın gizli çekimi, 23 yaşındaki çocuğun Manchester yakınlarındaki Prestwich'teki Edenfield Center'da bir tecrit odasına zorlandığı anı yakaladı. Gizli kamera, personelin eylemlerini haklı çıkardığını ve bu sefer onunla mantık yürütmeye çalışmayacaklarını kabul ettiğini zaten kaydetmişti. Harley, "Bunu tekrar yaptığına inanamıyorum" diye hıçkırdı. "Bana bir şans bile vermedin. "

-"Harley inzivaya çekildi".. Geçtiğimiz on iki haftanın çoğunu, yerde bir şilteden başka bir şey olmayan çıplak bir odada kilitli olarak geçirmişti. Duvarlar keçeli kalemle çizilmiş. Bir tarafta doğal ışığın içeri girmesine izin veren ancak temiz havanın girmediği kilitli bir pencere var. Diğerinde ise neredeyse yerden tavana kadar uzanan bir gözlem penceresi var. Giderek artan bir sıkıntı içinde olan Harley, bir defasında kalın camın arkasından, "Beni kırmak için bunu yapıyorlar" demişti. Daha sonra bir destek görevlisine "İğrençti, beni oraya attılar" dedi. "Bana sanki bir hayvanmışım gibi davranıldı."

BBC Panorama'nın gizli soruşturması, güvenli bir NHS psikiyatri hastanesinin savunmasız hastaların bir kısmını korumada başarısız olduğuna dair kanıtlar buldu. Panorama'nın gizli muhabirine, Harley'nin daha önce personele karşı saldırgan davrandığı söylendi - ancak bu sefer onun çığlık attığı ve sözlü tacizde bulunduğu için tecrit edildiğini söylediler. "Kılavuzlara göre tecrit, yalnızca başkalarına zarar verebilecek davranışların kontrol altına alınması "acil gereklilik" olduğunda ve hastaların gereken en kısa süre boyunca kilitlenmesi durumunda kullanılmalıdır." İngiltere'nin bağımsız sağlık hizmetleri düzenleyicisi Bakım Kalitesi Komisyonu, bunun yalnızca aşırı durumlarda kullanılması gerektiğini söylerken, hükümet hastanelerde kısıtlayıcı yöntemlerin kullanımının azaltılması gerektiğini söyledi. Ancak BBC News'in araştırması sayıların giderek arttığını ortaya çıkardı. 2016-17'de tecrit 7.720 kez kullanıldı. Bu sayı 2020-21 itibarıyla %80'den fazla bir artışla 14.164'e yükseldi. NHS verilerine göre, bir ila üç ay arasında değişen daha uzun süre inzivada kalma süreleri de artıyor gibi görünüyor.

Harley, ciddi ve sürekli kendine zarar verme nedeniyle Ruh Sağlığı Yasası uyarınca güvenli bir birimde gözaltına alınmıştı. Edenfield, ailesi için güvenli bir ortamda yüksek kaliteli, kişiye özel bakım vaadi sunmuştu. Sonucun onun rehabilitasyonu ve serbest bırakılması olacağını umuyorlardı. Harley ilk kez ilkokulda kendine zarar vermişti ve bazen duygularını ve davranışlarını kontrol altına almakta zorlanıyordu. Daha sonra doktor otizm teşhisi koydu. Gelişimsel engellilik, insanları farklı şekillerde etkiler ancak sosyal iletişimde zorluklar yaratabilir ve bazı durumları bunaltıcı hale getirebilir. 12 yaşından itibaren psikiyatri hastaneleri, özel okullar ve yurtlar arasında gidip geldi. Ancak kötü zamanlar arasında çok sevilen çocukluk anları da vardı.

-"Harley, annesi Michelle ve kız kardeşi Tiana".. Kız kardeşi Tiana, Harley'nin açık hava maceralarına yönelik sınırsız enerjisini hatırlıyor: ağaçlara tırmanmak ve deniz kenarı gezilerinde denizyıldızı bulmak için kıyıyı taramak. Kız kardeşler çarpıcı bir şekilde birbirine benziyordu ve yatak odası da dahil olmak üzere neredeyse her şeyi paylaşıyorlardı. Tiana, "İnsanlar her zaman ikiz olduğumuzu söylerdi çünkü tamamen aynı parlak mavi gözlere sahibiz" diyor. Bu aksamaya rağmen, ailesiyle alışveriş gezileri, makyaj yapmak ve selfie çekmek için harcanan saatler ve hatta gösterişli bir balo elbisesiyle baloya gitmek gibi tipik ergenlik deneyimlerine dair kısa görüntüler vardı. Aile onun bir gün eve döneceği konusunda umutluydu ve ergenlik çağındaki terapiyle şansları artıyor gibi görünüyordu.

-"Harley ve Tiana bir arada"..
 Ancak 18 yaşına gelip diğer yetişkinlerle birlikte hastaneye taşındığında işler hızla kötüleşti. Ailesi, geçişin ve destek eksikliğinin bir krizi tetiklediğine inanıyor. Michelle, "Sanki tüm dünyam yeniden yıkılmış gibiydi" diyor. "Eve dönmeye hazırdı ama artık gerçekten bu bir seçenek değil." Edenfield'a transfer yeni umutlar verdi. Michelle'e buranın "bölgedeki en iyi doktorlardan birinin" olduğu, "şarkı söyleyen, dans eden" bir hastane olduğu söylendi. "Daha iyi bir insan olacaksın" diye güvence verdi kızına. Ancak Harley, çok geçmeden hemşire ve destek personelinin kötü muamelesinden şikayet etmeye başladı. BBC Panorama'nın çekildiği üç ay boyunca Harley üç kez inzivaya çekildi. 28 günlük bir süre içinde, bazen kısa aralar vererek ve ilk 17 günden sonra yalnızca bir gün dışarıda olmak üzere 27 gününü tecrit odasında geçirdi. Harley, kendisine sıklıkla, kasıtlı olarak düşmanlık yapıldığına inanıyordu. "Personel hastayı kışkırtıyor ve tepkim, bana karşı kullanılıyor" diyor. "O iğrençti."

Ailesine şunları söyledi: "Bunu yapıyorlar çünkü hepsi benden nefret ediyor." Annesi Michelle'i imkansız bir duruma soktu. Kızına mı yoksa 24 saat bakım sağlamak için para ödeyen profesyonellere mi inanmalı? Harley'e yanıldığını söyledi. "Senden nefret etmiyorlar... sana yardım etmek için oradalar." Artık Panorama'nın delilleri ışığındakızına ihanet ettiğini düşünüyor.

-"Harley'nin annesi, Edenfield'ın "şarkı söyleyen, dans eden" bir hastane olduğuna inanıyordu".. Gizli çekimde personelin sürekli olarak Harley'i aşağılayıcı terimlerle tartıştığı ve onu en aşırı küfürlerle tanımladığı görüldü. Bir destek çalışanı meslektaşlarına kendisinin "koğuşun kanseri" olduğunu söyledi. Durumunu tartışan bir hemşire şunu öneriyor: "Onu hapishaneye gönderin, yakında bir iki çıkmaza girecek." "İyi bir dayağa ihtiyacı var" diye ekliyor. Bir keresinde, başka bir hemşire gizli görevdeki muhabire, personelin "herkes onunla çalışmayı reddettiği için" yöneticilerden Harley'i inzivaya çekmelerini istediğini söyledi. "Kulağa ne kadar kötü gelse de ondan biraz uzaklaşmaları gerekiyor."

-"Harley yaklaşık iki yıldır Edenfield'da tutuluyordu".. İki uzmana gizli görüntüleri gösterdik ve her ikisi de bize endişelerini anlattı. Danışman psikiyatrist Dr. Cleo Van Velsen, "Personel ondan bıktı diye kimseyi özgürlüklerinden mahrum bırakamazsınız" dedi. Olanlar "tecritle ilgili her türlü politikaya tamamen aykırıydı." Leeds Üniversitesi'nde ruh sağlığı hemşireliği profesörü olan John Baker, personelin "Harley'i günlerce kilit altında tutmak dışında başka bir planı olmadığını" hissettiğini söyledi. Her ikisi de görüntüleri izledikten sonra Harley'in nasıl zaptedildiğini sorguladılar. Dr Van Velsen, "Bunun güvenli bir kısıtlama olduğunu düşünmüyorum" dedi. "Kaotik bir durum. Ben orada değildim, dolayısıyla söyleyebileceğim tek şey, eğer bunun gerekli olduğuna karar verdilerse, bunu pek iyi yapmamışlar demektir." Prof Baker şunları ekledi: "Şu anda buna gerek olduğunu düşünmüyorum. Kendine ya da başkalarına zarar vermiş gibi bir hali yok."

-Çekimin başka bir noktasında Harley daha fazla destek için haykırıyor. .

-"Düşüncelerimle boğuşuyorum... ve bununla tek başımayım" dediği duyuluyor.
-"Kimse bana yardım etmiyor." Daha sonra bir hemşire, herhangi biriyle konuşmayı deneyip denemediğini sorar. Harley;
-"Bu konuda konuşmanın hiçbir anlamı yok" diye yanıtlıyor.
-"Bu yerle baş edemiyorum... beni öldürüyor." Kız kardeşi Tiana da aynı fikirde. "Her ne kadar onu daha da kötüleştirenler [personel] olsa da, onların bunu umursamadığı görüntülerden açıkça görülüyor" diyor.

-"Tiana, Edenfield'ın kız kardeşini daha da kötüleştirdiğine inanıyor".. Edenfield'ı yöneten Greater Manchester Mental Health NHS Foundation Trust, iddiaları "çok ciddiye" aldığını ve hasta güvenliğini korumak için acil önlemler aldığını söyledi. Bazı personel açığa alındı ve vakfın Büyük Manchester Polisi, NHS İngiltere ve Bakım Kalitesi Komisyonu ile birlikte çalıştığı belirtildi. Hastanenin bağımsız bir klinik incelemesi de başlatıldı. Trust şunları söyledi: "Hizmet ettiğimiz tüm topluluklara her gün en iyi bakımı sağladığımızdan emin olmak için bu iddiaların tamamen soruşturulmasını hastalarımıza, ailelerine ve bakıcılarımıza, kamuya ve personelimize borçluyuz." Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı yaptığı açıklamada, tecrit de dahil olmak üzere güç kullanımının "her zaman orantılı olarak, yasalara uygun olarak ve yalnızca son çare olarak kullanılması gerektiğini" söyledi.

Panorama'nın çekimleri sırasında Tiana, kuralları ihlal ettiğini iddia ederek uzun vadeli tecrit ve tecrit uygulamalarının aşırı kullanımından resmi olarak şikayette bulundu. Birkaç gün içinde Harley başka bir hastaneye nakledildi. Ancak Tiana, kız kardeşinin Edenfield'da yaşadığı deneyimin kalıcı etkiler yaratacağından, hastane personeline karşı güvensiz kalmasına ve daha fazla tepki göstermesine neden olacağından endişe ediyor. "Ona karşı davranışlarından dolayı travma geçirdi." (153)

"Analiz: Yıllar süren skandallar ve hastalar acı çekerken verilen sözler.. Panorama'nın bulgularını inceleyen uzmanlar, kanıtların hastanenin temel tedavi misyonunun bozulduğunu gösterdiğini söyleyerek hastanenin güvenliğini sorguladı.

"Yıllar süren skandallar ve hastalar acı çekerken verilen sözler
  "22 yaşındaki Olivia'nın ruh sağlığı, yetkililerin hasta bakımını iyileştirme sözü verdiği on yıl boyunca kötüleşti.."

-"Buradaki her şey beni daha da kötüleştirdi".. 22 yaşındaki Olivia, Edenfield NHS akıl sağlığı hastanesinde yaşadığı bakımın başarısızlığını bu birkaç kelimeyle özetliyor. Panorama'nın gizli çekimleri, personelin maruz kaldığı zorbalık, küfür ve alayları gösteriyor. Onun sıkıntısı 23 yaşındaki Harley'in "Burası beni öldürüyor" demesiyle de yankılanıyor. Gizli kamera onun zaptedildiğini ve haftalarca inzivaya çekildiğini gösteriyor. Ancak her ikisinin de genç yaşamları, akıl sağlığı sisteminde çok daha derin bir başarısızlığın olduğunu gösteriyor.

-Trajedi şu ki, uzun zamandır bildiğimiz bir trajedi.. On yıldan fazla bir süredir Panorama'nın gizli kameraları farklı akıl sağlığı hastanelerindeki arızaları ortaya çıkardı. Düzenli olarak aşırı zorlanmış ve yetersiz kaynaklara sahip ruh sağlığı hizmetlerinin resmini çizen bu hikayeleri ve diğerlerini bildirdim. Sevdikleri kişiye yapılan muamele karşısında yaşadıkları şoku, çoğu zaman gözyaşları içinde anlatan ailelerle oturdum. Her durumda, o kişi o kadar zorlayıcı hale gelmişti ki, aileleri baş edemiyordu. Ebeveynler ayrıca, genellikle ergenlik çağına gelen çocukları öngörülebilir bir krize doğru ilerlerken, erken yardım almaya çalışırken karşılaştıkları mücadeleyi de anlattılar. Birçoğunun Harley gibi otizm veya öğrenme güçlüğü tanısı vardı. Olivia gibi diğerlerinin zihinsel sıkıntılarına net bir teşhis koymak zaman aldı. Ancak deneyimleri, bir skandalın ardından verilen sözler ile çok fazla hastaya bakım verilmesi gerçeği arasındaki uçurumun altını çiziyor.

-"Olivia, Edenfield personelinin hakaret ve alaycılığının ruh sağlığına zarar verdiğini söylüyor".. Resmi raporun ardından gelen resmi rapor, Edenfield gibi akıl sağlığı birimlerinin Harley gibi otistik spektrumdaki biri için yararlı olmadığı sonucuna vardı. Bakım iyi olsa bile, güvenli bir ruh sağlığı biriminin gürültüsü ve yoğunluğu, kaygıyı ve hastaneye kabul edilmelerine yol açan zorlayıcı davranışları tetikleyebilir. Uzmanlar, yüksek çitler ve kilitli kapıların zorlukları arttırması nedeniyle duyuların aşırı yüklendiğini söylüyor. Ancak Harley, İngiltere'de şu anda yatılı tedavi ünitelerinde yaşayan 2000'den az otizmli ve/veya öğrenme güçlüğü olan kişiden biri.

BBC Panorama'nın gizli soruşturması, güvenli bir NHS psikiyatri hastanesinin savunmasız hastaların bir kısmını korumada başarısız olduğuna dair kanıtlar buldu... Panorama, 2011 yılında Bristol yakınlarındaki Winterbourne View özel hastanesinde hastalara uygulanan kötü muameleyi açığa çıkardı. Ulusal bir haykırış vardı. Öğrenme güçlüğü çeken veya otizmli kişilerin hastanelere uygunsuz şekilde yerleştirilmesine son verileceği sözü verildi. Daha da önemlisi, insanları hastanelerden uzak tutmaya yönelik yeterli kriz müdahalesi de dahil olmak üzere topluma daha iyi hizmetler vaat edildi. Bu aynı zamanda koalisyon hükümetinin, zihinsel sağlık ve fiziksel sağlık hizmetleri arasında saygınlık eşitliğini sağlamak için iddialı bir strateji olarak adlandırdığı şeyi ortaya koyduğu yıldı. Sonraki hükümetler de ruh sağlığı hizmetlerini iyileştirme sözü verdi. O zamanlar Harley 13 yaşındaydı, zaten mücadele ediyordu ve zaten yatan hasta ünitelerinde vakit geçiriyordu. 2011 yılında Olivia 10 yaşındaydı. Aynı zamanda günlük hayatta da zorluk çekiyordu. Okulda zorbalığa maruz kaldı ve ergenlik çağının ortalarında kendine zarar vermeye başladı. Davranışları, kendi canını almaya çalışana kadar arttı. Annesi Diane, artık evde baş edemeyecek noktaya geldiğini söylüyor. Ve toplulukta yeterince yardım yoktu. Diane, "Onun yaptığı şeyleri yönetemedim." diyor. "Olivia'nın akıl sağlığı hastanesinde olması nedeniyle ihtiyaç duyduğu yardım ve desteği alacağını düşündüm."

-"Olivia'nın annesi Diane, kızının hastanede ihtiyaç duyduğu yardımı almasını umduğunu söyledi".. Aralık 2018'de Olivia, 18 yaşında Edenfield'daki yetişkinlerin koğuşlarına geldi. Ondan önce başka birkaç birimdeydi. Olivia'ya o zamandan beri duygusal açıdan dengesiz kişilik bozukluğu (EUPD "Emotionally unstable personality disorder") teşhisi konuldu. Diane, "Oraya, oraya ve her yere itilip kakılıyor" diyor. "Sanki kimsenin umurunda değilmiş gibi." Bu aynı zamanda hükümetin bakım düzenleyici kurum olan Bakım Kalitesi Komisyonu'ndan (CQC), zihinsel sağlık sorunları, öğrenme güçlüğü veya otizmi olan kişiler için kısıtlama, tecrit ve tecrit uygulamalarının gözden geçirilmesini talep ettiği yıldı. Bu, ileri derecede otistik olan ve iki yılını akıl sağlığı biriminde tecrit altında geçiren 15 yaşındaki Bethany'nin vakasıyla ortaya çıktı. Hikayesi BBC'nin Dörtteki Dosya (File on Four) programında vurgulandı. CQC'nin ertesi yıl yayınlanan sonuçları çok yıkıcıydı. Müfettişler, bazı kişilerin gördüğü muamelenin insanlık dışı olduğu ve "amaca uygun olmadığı" sonucuna vardı. Bazı hastalar bir yıldan fazla bir süredir diğerlerinden ayrı tutulmuştu. Panorama, 2019 yılında County Durham'daki bir uzman hastane olan Whorlton Hall'daki kültürü açığa çıkarmak için gizli göreve gitti. Dönemin Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanı Matt Hancock bunu bozuk bir sistem olarak nitelendirdi ve bir kez daha değişim sözü verdi.

-Üç yıl sonra, Edenfield'daki gizli çekimler başka bir zehirli kültürü ve kısıtlama ve inzivanın sıradan göründüğü bir yeri gösteriyor.. Bu Olivia ve Harley'in dünyasıydı. Aileleri yaşadıkları kısıtlama, inziva ve mekan kültürünün sorunlarını arttırmasından korkuyor. Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı, kısıtlayıcı müdahalelerin yalnızca son çare olarak kullanılması gerektiğini ve son mevzuatın uygunsuz güç kullanımını azaltmayı ve hesap verebilirliği sağlamayı amaçladığını söylüyor. Bir kez daha, ardı ardına gelen raporlar, personele hastaları, özellikle de otizmlileri uygun şekilde desteklemek için gerekli bilgi ve becerileri sağlamanın öneminin altını çizdi. Bu personelin ne tür bir eğitim aldığını bilmiyoruz ancak Panorama'nın gizli muhabiri işe başlamadan önce bir günlük çevrimiçi kursa katıldı. Otizmi kapsamıyordu.

-"Pek çok akıl sağlığı hastanesi gibi Edenfield de personel bulmakta zorlanıyor".. Bir sağlık çalışanı olarak kendisine asgari ücret (saatte 9,50 £) ödeniyordu. Neredeyse tüm süpermarketler rafları istiflemek için insanlara daha fazla para ödüyor. Hastane halihazırda yeterli personeli işe almakta zorlanıyor ve yaşam maliyeti krizinin, başka yerlerde daha iyi ücret teklifleriyle bu sorunu daha da ağırlaştırması muhtemel. Edenfield'da bir hastanın bakımının yıllık maliyetinin 200.000 £ civarında olduğunu belirtmekte fayda var. Toplum temelli hizmetlere ve uygun olduğu durumlarda insanların hastanelerden çıkarılmasına yatırım yapıldı ancak bu yılın başlarında CQC ilerlemenin sınırlı olduğunu söyledi. Edenfield'ı yöneten Greater Manchester Akıl Sağlığı Vakfı Vakfı, Panorama'daki iddiaları çok ciddiye aldığını ve hastaları korumak için bazı personelin uzaklaştırılması da dahil olmak üzere harekete geçtiğini söylüyor. Ayrıca şunları söylüyor: "Hizmet ettiğimiz tüm topluluklara her gün en iyi bakımı sağladığımızdan emin olmak için bu iddiaların tamamen soruşturulmasını hastalarımıza, onların ailelerine ve bakıcılarına, kamuya ve personelimize borçluyuz." Olivia şu ana kadar Edenfield'da üç buçuk yıl geçirdi. Orada iki yıl geçirdikten sonra Harley başka bir hastaneye nakledildi. İkisi de çok rahatsız ve davranışları hala zorlayıcı. Olivia buranın, onu daha da kötü hale getirdiğini ve Harley de onu öldürdüğünü söylediğinde bize bunun işe yaramadığını söylüyorlar. Bu, tek bir hastaneden çok daha geniş bir soruyu gündeme getiriyor: "On yıldan fazla bir süre önce verilen sözler, ilk ihtiyaç duyduklarında daha fazla yardıma yol açmış olsaydı, genç yaşamlarında ne gibi bir fark yaratabilirdi?" (154)

"Hastalar onlarca yıldır güvenli hastanelerde kilitli kaldı
-"Fraser Malcolm'un (solda) ailesi onun hastaneden taburcu edilmeyeceğinden korkuyor".. BBC'nin araştırması, öğrenme güçlüğü çeken ve otizme sahip İskoçların onlarca yıldır güvenli hastanelerde ve psikiyatri koğuşlarında kilitli tutulduğunu ortaya çıkardı. İskoç bakanların 22 yıl önce topluluk içinde bağımsız yaşamaları gerektiğini söylemelerine rağmen hala dışarı çıkamıyorlar. BBC Açıklama (Disclosure), öğrenme güçlüğü olan ve 25 yıldır hastanede kilitli kapılar ardında kalan bir kişiyi buldu. Bir diğerinin sekiz yıl önce serbest bırakılmasına izin verildi ama hâlâ hastanede. Bazı aileler ise yakınlarının çürümeye terk edildiğini söyledi. İskoç hükümeti, bulguların kabul edilemez olduğunu ve yerel hizmetlerin insanları kendi evlerine götürmek için daha fazlasını yapması gerektiğini söyledi. BBC Açıklama belgeseli (BBC One Disclosure) kapsamında yapılan Bilgi Edinme Özgürlüğü talepleri, öğrenme engelli ve otizmli 15 İskoç'un 20 yılı aşkın süredir hastanede yaşadığını ortaya çıkardı. Ayrıca en az 40 kişinin 10 yıldan fazla süredir hastanede, 129 kişinin ise bir yıldan fazla süredir hastanede olduğu belirlendi. Buna ek olarak, otizmli ve öğrenme güçlüğü olan dokuz kişi şu anda İskoçya'nın en ciddi suçlularından bazılarını barındıran Güney Lanarkshire'daki yüksek güvenlikli bir devlet psikiyatri hastanesi olan Carstairs'te bulunuyor. Öğrenme güçlüğü olan bu hastaların hiçbiri oraya gönderilmeden önce bir suçtan mahkum edilmemişti.

-13 yıl boyunca Carstairs'de mahsur kaldı.. "Öğrenme güçlüğü ve otizm hastası olan Kyle Gibbon, 13 yıldır yüksek güvenlikli bir psikiyatri hastanesinde tutuluyor.".. Şu anda 34 yaşında olan Kyle Gibbon, 13 yıldır Carstairs'te çalışıyor. Öğrenme güçlüğü ve otizm hastası olan Kyle bundan önce Aberdeen'deki bir hastanede yatıyordu ancak üniversiteye gidiyordu ve düzenli olarak bowlinge ya da sinemaya gidiyordu. Hafta sonları eve dönmesine izin veriliyordu ve kendi dairesine taşınmaya hazırlanıyordu. Ancak annesi Tracey'nin yeni evine teslim edilen kanepeyi görmek için onu hastaneden almaya gittiği gün her şey değişti.

-"Kyle gençken ata binerdi".. Tracey, "Oraya vardığımda bana, onun dışarı çıkmayacağı söylendi" dedi. Hemşireler nedenini bilmiyordu ve Tracey, Kyle'la birlikte yan odaya yerleştirildi. Oğlunun sorunun ne olduğunu bilmediğini, çok duygusallaştığını ve üzüldüğünü söyledi. Onu tuttu ve onu bırakmamasını istedi. Tracey, "Sonra bildiğim şey, bu odaya en az 10 personelin yığıldığı, beni Kyle'la birlikte yere indirdikleri ve ona önümde , enjeksiyon yaptıklarıydı" dedi. "Kesinlikle dehşete düşmüştüm. İnanamadım." Kyle odasını dağıtmakla ve bir doktora saldırmakla suçlanıyordu.

-"Kyle, Carstairs'e kabul edilmeden önce kendi dairesine taşınmak üzereydi".. Annesi onu bir dahaki sefere gördüğünde, İskoçya'nın özellikle şiddet içeren suçlar işleyenlerin tutulduğu tek maksimum güvenlikli hastanesi olan Carstairs'deydi. Kyle 2009 yılında hastaneye kabul edildiğinde, herhangi bir suçtan hüküm giymemişti. Yedi yıl sonra bir hemşireye saldırdığı için mahkemeden zorlama kararı aldı. Karara özel önlemler eklenmiş, bu da onun artık süresiz olarak Carstairs'de tutulabileceği anlamına geliyor. Kyle defalarca dışarı çıkarılmayı istedi ancak annesi, Carstairs'e geldiğinden beri davranışlarının kötüleştiğini ve artık çok yüksek riskli olarak değerlendirildiğini söyledi. Carstairs web sitesi "temel amacının hastaları rehabilite etmek ve uygun daha düşük güvenlik seviyelerine güvenli transfer sağlamak olduğunu" söylüyor. Ancak BBC, orada birincil otizm tanısı veya öğrenme güçlüğü tanısı olan ve ortalama sekiz buçuk yıl boyunca Carstairs'de kilitli kalan dokuz hastanın bulunduğunu tespit etti.

Devlet Hastanesi Zihinsel Engelliler Servisi danışman psikiyatristi Dr. Jana de Villiers, BBC'ye herhangi bir özel vakayı tartışamayacağını ancak ortalama kalış süresinin, bazılarının çok daha kısa, bazılarının ise daha uzun süre kalacak geniş bir insan yelpazesini kapsayacağını söyledi. Gördükleri kişilerin sıklıkla epilepsi veya diğer rahatsızlıklar gibi birden fazla zihinsel ve fiziksel sağlık ihtiyacına sahip olduğunu söyledi. Dr Villiers, "Yaptığımız şey, en iyi sonuçları elde ettiğimizden emin olmaya odaklanmak ve bunda oldukça iyi bir başarı elde etmek" dedi. "Ancak herhangi bir sağlık durumunda olduğu gibi, onların ilerlemesine yardımcı olmak için elimizden gelen her şeyi yaptığımız insanlar var, ancak onların bozukluklarının doğası, bunların çok daha uzun vadeli olduğu ve değiştirilmesinin son derece zor olabileceği anlamına geliyor."

Dr Villiers, hastaların ve ailelerin sağlanan bakım ve tedaviyi bağımsız olarak inceleyebilmeleri ve gözaltılara itiraz edebilmeleri için birçok yol bulunduğunu söyledi. Başka bağımsız psikiyatrik incelemeler isteyebileceklerini söyledi. Dr Villiers "Ayrıca pek çok ailenin Devlet Hastanesi'nde sunulan bakımdan çok memnun olduğunu ve herhangi bir hastanın, bu ihtiyaçların Devlet Hastanesi'ndeki şekilde karşılanamayacağını düşündükleri bir yere taşınması konusunda endişe duyacaklarını söyleyebilirim." dedi. Öğrenme güçlüğü olan kişilere yönelik yerel topluluk hizmetlerinin eksikliği konusunda hemfikir olduğunu ancak bunun Carstairs'te tutulan ve maksimum güvenlik altında tutulması gerekenlerden farklı bir sorun olduğunu söyledi.

-Herkes topluluk içinde yaşayabilir.. "Bethany o kadar yüksek riskli kabul edildi ki 15 yaşındayken hastanede tecrit hücresine kapatıldı".. Jeremy'nin kızı Bethany, gençliğinde o kadar yüksek riskli kabul ediliyordu ki, 15 yaşındayken neredeyse üç yıl boyunca hastanede tecrit hücresinde kilitli kaldı. Durumu ancak davasının BBC Dörtte Dosyası tarafından vurgulanmasının ardından değişti. Jeremy, "Beth'i o kadar tehlikeli görüyorlardı ki, beş personeli olmadığı sürece kapıyı açmıyorlardı" dedi. Beth otistik. O sırada doktorlar, kendisi ve başkaları için çok fazla risk oluşturduğu için inzivadan çıkamayacağını söyledi. Dört yıl sonra köpek yürüyüşlerine ve balık tutma gezilerine çıkabiliyor. Aylar içinde kendi evine taşınacak.

-"Bethany'nin babası Jeremy, kızının nelerin başarılabileceğinin bir örneği olduğunu söylüyor".. 
Birmingham City Üniversitesi'nde klinik psikolog ve otizm çalışmaları profesörü olan Prof Andrew McDonnell, otizmli ve öğrenme güçlüğü olan kişilerin doğru düzeyde destek ve uzmanlıkla, toplumda güvenli bir şekilde yaşayabileceğini söyledi. Ve sadece birkaç ay boyunca hastaneye kaldırılmaları gerektiğini söyledi. Duyusal sorunları olan kişileri, gürültülü bir psikiyatri koğuşuna gitmeye zorlamanın, çoğu zaman insanların davranışlarını kötüleştirdiğini söyledi. Prof McDonnell, insanların hapsedildiğini ancak bunun yaptıkları bir şeyin cezası olarak olmadığını söyledi. "Bunlar sadece uymayan insanlar" dedi. "Ve bu uyumsuz kişiler, genellikle personeli en çok korkutan kişilerdir." Prof McDonnell, bu ortamları yalnızca geçici olarak kullanmamamız gerektiğini söyledi.

-Hayatın israfı.. Bunun insanlık dışı olduğunun kabul edildiği 1990'lı yıllardan önce binlerce öğrenme güçlüğü olan kişi, uzun süreli hastanelerde yaşıyordu. İskoç hükümeti Seninle Aynı mı? Öğrenme güçlüğü olan herkesin kendi evlerinde ve topluluklarında yaşama hakkını tesis eden 2000 tarihli rapor. "İnsanların evleri hastanelerde olmamalıdır" denildi. Ancak öğrenme güçlüğü ve/veya otizmi olan yüzlerce kişi hâlâ ailelerinden uzakta, psikiyatri koğuşlarında veya diğer birimlerde kilitli yaşıyor. FoI, NHS Lothian'ın 25 yılı aşkın süredir hastanede yatan bir hastası olduğunu gösteriyor. NHS Forth Valley'de 19 yıldır yatan bir hasta var ve NHS Grampian'da 18 yıldan fazla süredir güvenli bir ünitede kalan biri var. En uzun gecikmeli tahliye (birinin tahliyesi onaylandı) Lothian'da gerçekleşti ve 8,9 yıl oldu. Üç sağlık kurulu, hasta gizliliği nedeniyle bireysel vakalar hakkında yorum yapamayacaklarını söyledi. Mümkün olan en iyi bakımı sağlamak için çalıştıklarını ve en karmaşık ihtiyaçları olan kişiler için topluluk yerleri bulmanın zor olabileceğini söylediler.

-"Dr Anne Macdonald, klinik bir neden olmadığında, insanların hastanede yaşamasının kabul edilemez olduğunu söyledi".. İskoç hükümetinin öğrenme güçlüğü danışmanı Dr. Anne MacDonald, insanların 10 veya 15 yıl boyunca hastanede kalmasının "israf" olduğunu ve bunun "bir hayat olmadığını" söyledi. İnsanların, karmaşık destek ihtiyaçları olan kişiler için en iyi yerin hastane olduğunu düşünebileceğini ancak durumun böyle olmadığını söyledi. "İnsanların orada bulunmalarını gerektirecek klinik bir neden yokken hastanede yaşamaları kesinlikle kabul edilemez" dedi. "Öğrenme güçlüğü olan insanlar hastanede yaşamamalı." Dr MacDonald, bir eve sahip olmanın ve ailenizle bağlantı kurabilmenin bir insan hakları meselesi olduğunu söyledi. "Bunu sadece statüko olarak kabul etmemeliyiz" dedi. "Bu konuda daha çok çalışmamız ve daha iyisini yapmamız gerekiyor." Dr MacDonald, bir hastanın 25 yıldır hastanede tutulduğunun ortaya çıkmasının kendisini şok ettiğini söyledi. "Bu korkunç bir istatistik" dedi. "Bu, bir hayata sahip olma fırsatının boşa harcanmasıdır. "

-Bölüme ayrılmak.. "Fraser Malcolm'un ailesine, durumunun stabilleşmesine yardımcı olmak için kısa bir süreliğine hastaneye gönderileceği söylendi".. Fraser Malcolm'un gelişimini etkileyen nadir bir genetik rahatsızlığı var. Öğrenme güçlüğü var ve konuşması sınırlı. İki yıl önce Fraser 17 yaşındayken ailesine karşı saldırgan olmaya başladı. Sosyal hizmetlerden ve polisten yardım istediler. Durumunun stabilleşmesine yardımcı olmak için kısa bir süreliğine hastaneye gönderileceği söylendi. Ancak Fraser, Akıl Sağlığı Yasası uyarınca bölümlere ayrılmıştı. Bu, bakımıyla ilgili kararların artık ailesi tarafından verilemeyeceği ve doktorlar tarafından verileceği anlamına geliyordu.  Ayrshire'daki Woodland View Hastanesi'ne, ciddi akıl hastalıkları olan insanlarla birlikte bir psikiyatri koğuşuna nakledildi. Şimdi 18 aydır orada. Annesi Karen Malcolm, "Ailenin yaptığı her şeyi Fraser bizimle yaptı" dedi. "Harika bir hayatı vardı, yelkene gidiyordu, ata biniyordu, okulu seviyordu, aile içinde her zaman biraz şakacı biriydi, gerçekten harika bir hayatı vardı, çok sosyal bir küçük adamdı. Müziği seviyordu."

-"Fraser'ın annesi Karen, orada kalıcı olarak sıkışıp kalmasından korktuğunu söylüyor".. Fraser, İskoçya'da hastane koğuşlarının kilitli kapıları ardında yaşadığı tahmin edilen öğrenme güçlüğü veya otizm hastası yaklaşık 300 kişiden biri. Yaklaşık 70'i gecikmeli taburcu olarak kaydedildi. Birçoğu Ruh Sağlığı Yasası uyarınca gözaltına alındı. Fraser'ın annesi Karen, kısa bir süredir hastanede olmasına rağmen, orada kalıcı olarak sıkışıp kalmasından korktuğunu söyledi. Hastaneye gittiğinde ihtiyacı olan yardımı almanın, kendi çıkarına olacağını söyledi. "Ne kadar yanılmışız?" dedi.  Karen, Fraser'ın bu süre içinde fiziksel ve zihinsel olarak kötüleştiğini söyledi. "Onu bir ilaç kokteyli ile büyük bir yolculuğa çıkardılar" dedi. Ailenin Fraser'ı her gün ziyaret ettiğini ancak koğuşa girmelerine izin verilmediğini ve bu nedenle onunla yalnızca pencereden konuşabildiklerini söyledi. NHS Ayrshire ve Arran, bireysel hastalar hakkında yorum yapamayacağını söyledi. Şöyle dedi: "Öğrenme güçlüğü olan bireylerin değerlendirme ve tedavi için hastanede kaldıktan sonra uygun şekilde taburcu edilmesi karmaşıktır." "Hastaların, toplumda uygun desteğe sahip olmasını ve bazen de bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için özel bakım paketlerini almasını gerektiriyor." Hastaneye kabulleri önlemek için yerel halkın sağlanması üzerinde çalıştığını söyledi.

-Kanundaki değişiklikler.. 
Fraser'ın ve otizmli ve öğrenme güçlüğü olan çoğu kişinin gözaltına alınıp alıkonulduğu yasa şu anda inceleniyor. Ulusal inceleme İskoç hükümeti tarafından oluşturuldu."Profesör Colin Mckay, birisi gözaltına alındığında, çok az önlem alındığını söyledi".. Edinburgh Napier'de ruh sağlığı ve ehliyet hukuku profesörü Colin McKay, inceleme ekibinin bir üyesidir. Ruh Sağlığı Yasası'nda endişe olarak dile getirdikleri şeylerden birinin, güvenlik önlemlerinin gözaltına alındığınız noktada geçerli olma eğiliminde olması olduğunu söyledi. "Gözaltına alındığınızda korumalar azalır" dedi. Prof McKay BBC'ye, bu yaz inceleme ekibinin, yetkilileri ve bakanları insanları belirli bir süre içinde hastaneden çıkarıp, topluma sokmaya zorlamak için akıl sağlığı mahkemelerine daha fazla yetki verilmesi yönünde planlar önereceğini söyledi.

-Daha ucuz bir seçenek değil.. Uzmanlar, birini hastanede gözaltına almanın da daha ucuz bir seçenek olmadığını söylüyor. Birini hastanede tutmak genellikle toplumda desteklenen bir yer yaratmaktan daha pahalıdır. Dr MacDonald, paranın sıklıkla orada olduğunu ancak yanlış yerde olduğunu söyledi. Genellikle birinin hastanede kalmasının maliyeti doğrudan NHS bütçesinden gelir. Bir topluluk yeri oluşturmak için yerel finansmanın bulunması gerekir.

BBC'ye şunları söyledi: "Sistemde karmaşık ihtiyaçları olan insanları destekleyen para var; belki biz parayı gerektiği gibi kullanmıyoruz." "Belki de finansmanın bir kısmı konusunda biraz daha esnek olmamız gerekiyor." Dr MacDonald, ilk başta pahalı destek paketlerine sahip insanların örneklerini gördüğünü ancak toplumdaki yeni yaşamlarına alıştıkça bunların azaldığını söyledi. "İnsanlara toplumda daha iyi bir yaşam kalitesi sunabilirsek, daha az davranışsal zorluk göreceğiz" dedi.

Prof McDonnell, yatılı hastane bakımının yılda 900.000 £'a varan maliyetle karşılaştığını söyledi. Bunun toplumda daha ucuz ve etkili bir şekilde sağlanabileceğini söyledi. "Aslında insanları bu ortamlarda depolamak pahalıdır, muhtemelen o kadar da tedavi edici değildir ve insanlar bu yerlere girdiklerinde sistemde sıkışıp kalıyorlar" dedi. "Güvenli bir yatağa çok kolay girebilirsiniz. Dışarı çıkmak başka bir konudur." Ruh Sağlığı ve Sosyal Bakım Bakanı Kevin Stewart BBC'ye şunları söyledi: "Şu anda alan dışı yerleştirmeler açısından mevcut olan paketlerden bazıları son derece maliyetli." "Halkın doğru destekle eve getirilmesi aslında kamu bütçesinde bir tasarruf olabilir."

-Sonra ne olur? Bakan, BBC'ye sorunun çözümüne yardımcı olacak yeni bir yasa tasarısı planladığını ve ilerlemeyi denetlemek üzere bir komisyon üyesi atayacağını söyledi. Zaten çoğu insanı Mart 2024'e kadar eve götürme sözü verdi. Bazı kişilerin sistemde "kaybolması" nedeniyle ulusal bir kayıt oluşturuluyor. İskoç hükümetinin önümüzdeki iki yıl içinde 20 milyon £ yatırım yapacağını söyledi. Onlarca yıldır hastanelerde tutulan insanlarla ilgili olarak BBC'ye şunları söyledi: "Bu durum kabul edilemez." "Burada çok daha iyi şeyler yapacağımıza kararlıyım." "Bireyler için bunu doğru yapmamız hayati önem taşıyor, çünkü ailelerinden, arkadaşlarından ve topluluklarından uzak kaldıkları her gün kayıp bir gündür."  BBC Açıklaması: Locked in the Hospital, 15 Ağustos saat 20. 00'de BBC One İskoçya'da yayınlanacak." (155)

"Hastanede Kilitli
Açıklama.. Muhabir Lucy Adams, dört gencin neden yıllardır güvenli hastanelerde kilitli tutulduğunu araştırıyor. Sevdiklerini eve götürmek için çabalayan ailelerle tanışıyor ve anlamadıkları bir sistemden çaresizce kurtulmaya çalışan otizmli ve öğrenme güçlüğü olanların hikayelerini dinliyor. Kimsenin hastanede yaşamaması gerektiğine dair anlaşmanın üzerinden 20 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, yüzlerce insanın neden hala bazen onlarca yıl boyunca kilitli kapılar ardında sıkışıp kaldığını araştırıyor. Bakanlar çoğu insanı Mart 2024'e kadar evlerine göndereceklerine söz verdiler, ancak bu gerçekleşecek mi? " (156)

"'Otizmli kızım iki yıl boyunca hücrede tutuldu'
-"Otistik çocuğun babası, hükümeti 'korkunç' gözaltıların durdurulması için harekete geçmeye çağırıyor."
-"Onu bir tecrit hücresine yerleştirdiler ve orada iki yıl boyunca tek başına, 7/24 korkunç bir şekilde bıraktılar."

Jeremy, 15 yaşındaki kızı Bethany'ye ancak diz çöküp küçük bir kapaktan tecrit odasına uzanarak dokunabildiğini söylüyor. Jeremy BBC'ye, Bethany'nin ileri düzeyde otistik olduğunu ancak hastanede gözaltındayken hiçbir tedavi görmediğini söyledi. Artık milletvekilleri ve meslektaşları, öğrenme güçlüğü veya otizmi olan gençlere bu tür muamelenin onların insan haklarını ihlal ettiğini söylüyor. İnsan Hakları Ortak Komitesi, akıl sağlığı hastanelerinin "gözaltındakilere korkunç acılar yaşatabileceğini.. perişan haldeki ailelerine acı yaşatabileceğini" söylüyor. Raporunda İngiltere'deki ruh sağlığı yasalarının ve hastane denetimlerinin elden geçirilmesi çağrısında bulunuluyor. Komiteye başkanlık eden Harriet Harman, "Devam etmesine izin verilmemeli" dedi.

Ebeveynlerinin kampanyasının ardından Bethany, babasına göre kısa süreliğine Staffordshire'da "harika işler" yapan bir ergenler birimine gönderildi. "Toplumun içindeydi. Kilitli değildi. Evcil köpekleri alıp bahçede yürüyüşe çıkabilirdik. Harikaydı." Ancak babası, 18 yaşına geldiğinde artık bir ergen biriminde kalamayacağını ve bu nedenle transfer edildiğini ancak benzer desteği olan benzer bir birime aktarılmadığını söylüyor. "Onu, otizm konusunda uzmanlaşmayan, yetişkinlere yönelik orta güvenlikli bir birime yerleştirdiler." Victoria Derbyshire programına verdiği demeçte, Bethany'nin otizm biçiminin onun aşırı kaygı yaşadığı anlamına geldiğini ve uygun bakım olmadan yönetilmesinin zor olabileceğini söyledi. "Büyük ölçüde kötüleşti. Korkunç bir şey, yine hücrede" diyor. "Daha önce elini tutabileceğim bir kapağım vardı. Şimdi o bile yok. Kızımı tutamıyorum."

-"Yasaya göre, zihinsel sağlık hastanelerinde tutulan öğrenme engelli veya otizmli gençlerin gerekli, uygun ve mevcut tedaviye sahip olması gerekiyor".. Ancak Ocak ayında başlatılan soruşturmada, "özellikle tecrit ve kısıtlamanın kullanıldığı yerlerde, gözaltına alınanların sıkıntılarında önemli bir artış ve semptomların kötüleştiğine" dair kanıtlar duyuldu.  Komite, "'Uygun tıbbi tedavi' gerekliliğine yönelik çok geniş bir yaklaşımın benimsendiğinden endişe duyuyoruz.. ve yaklaşım, bakımın en temel koşulunun bu testi karşıladığı yönünde görünüyor" dedi. "Öğrenme engelli ve/veya otizmli birçok kişinin, insan haklarının akıl sağlığı hastanelerinde ihlal edildiğini düşünüyoruz."

-'Kemik kırıldı'.. Genç bir adam soruşturmaya şunları söyledi:  ""Ne olduğunu bilmiyordum.", "Şimdi geriye dönüp baktığımda gerçekmiş gibi gelmiyor. Bir tür kabus gibi geliyor.", "Güvenli bir yer değildi. Tedavi odası değildi. Herhangi bir değerlendirme veya tedavi yaptırmadım.", "Hiç umursamadım. Bu odaya yerleştirildim, orada yatıp uyudum." Annesine göre bir başkasının kolu bağlama sırasında kırılmıştı..

-"Kemik kırılana kadar kolu, arkadan büküldü. Daha sonra kolu, tamamen şişmiş olmasına rağmen 24 saat boyunca kazaya ve acil servise götürülmedi" dedi.

Başka bir anne, oğlunun dokuz saate kadar tecrit altında tutulduğunu söyledi. Soruşturmaya "Kural, sessiz kalana kadar ayrılamamasıydı" dedi. "Kaygısı ve duyusal sunumuyla bunun mümkün olmasına imkan yoktu."

-"Çaresizlikten kafasını duvara vurmaya ve kapı çerçevesindeki tahtayı ısırmaya başladı".. Raporda çoğu zaman ailelerin, karar verme sürecinden dışlandığı ve müdahale etmeye çalıştıklarında düşmanca ve bir sorun olarak görüldüğü, bunun da kabul edilemez olduğu belirtiliyor. Ailelerin "insan hakları savunucularıolarak tanınması gerektiği belirtiliyor. Komite, "sistemin söylediği şeyi yaptığına dair güvenini kaybettiğini", suiistimallere karşı bir "siper" olması gereken düzenleyicinin ise başarısız olduğunu ve acilen reforma ihtiyaç duyduğunu söylüyor. BBC'nin Panorama programının Whorlton Hall akıl sağlığı hastanesinde personelin, hastalara uyguladığı kötü muameleyi ortaya çıkarmaya yönelik çalışmasının altını çizen raporda, "İnsan hakları savunucusu olmak çoğu zaman medyaya bırakılıyor" deniyor.

-'Çarpıcı netlik'.. Milletvekilleri ve meslektaşları ayrıca hükümetin akıl sağlığı hastanelerindeki öğrenme güçlüğü veya otizmli kişilerin sayısını azaltmaya yönelik hedeflerinin karşılanacağına güvenmediklerini söylüyor. Talep ediyorlar: "Öğrenme engelli ve otizmli gençlerin insan haklarını korumaya yönelik özel bir 10 No'lu birim.. Gizli gözetimi ve gece ve hafta sonları habersiz ziyaretleri içerecek şekilde denetimlerin elden geçirilmesi.. Sadece tedaviden yararlanacak kişiler akıl hastanesinde tutuluyor.. Aileler kararlara tamamen katılıyor"

Bayan Harman, "Bu soruşturma, ihtiyaç duyulan acil değişikliği net bir şekilde gösterdi ve biz de tam olarak bunun için basit öneriler hazırladık" dedi. "Acil olarak ileriye doğru itilmeleri gerekiyor." İngiltere'de sağlık ve sosyal bakım hizmetlerini düzenleyen Bakım Kalitesi Komisyonu'nun genel müdürü Ian Trenholm, raporun gözlemciye ilişkin tavsiyelerinin çoğunun halihazırda yolda olduğunu, ancak "hala yapılacak çok şey olduğu konusunda net olduğumuzu" söyledi. Bay Trenholm, CQC'nin akıl sağlığı hastanelerine ilişkin düzenlemesine ilişkin bağımsız bir incelemenin başlatıldığını ve bulguların bu çalışmayı güçlendirmek için kullanılacağını söyledi. "Zihinsel sağlık, öğrenme güçlüğü ve/veya otizm hizmetlerini düzenleme şeklimizi geliştirmemiz gerektiğini biliyoruz, böylece yetersiz bakımı tespit etmede ve insanların bize verdiği bilgileri kullanmada daha iyi olabiliriz" dedi. "Gelişmek için çok çalışıyoruz ve bunu doğru yaptığımızdan emin olmak için insanları, aileleri, bakıcıları ve paydaş kuruluşları dahil etmek istiyoruz." (157)

"'O kadar çaresizdi ki diş fırçasını yuttu'
 "Ayla'nın annesi, güvenli ünitesinde kafasını vurarak beyin hasarına yol açmış olabileceğine inanıyor." ; "Her şeye son vermek için o kadar çaresiz ki, şu anda içinde bir diş fırçası var." Jane Haines, yedi yıldır öğrenme güçlüğü olan kişiler için güvenli birimlerde tutulan kızı Ayla'dan bahsediyor. Kampanyacılar, bir istismar skandalının ardından insanları, bu birimlerden çıkarmaya yönelik hükümet programının başarısızlıkla sonuçlandığını söylüyor. Hükümet 2015 yılında İngiltere'de yatan hasta sayısını en az %35 oranında azaltmayı taahhüt ettiğini ancak şu ana kadar yalnızca %20'sinin yerini değiştirdiğini söyledi. Bu, 2.000 hastanın kaldığı anlamına geliyor ve hükümet Mart 2019'daki orijinal son tarihi 2020'ye kadar uzattı.

-'Beyin hasarı'.. Jane'in kızı, anoreksi ve diğer akıl sağlığı sorunlarıyla mücadele ettikten sonra 19 yaşında bir Değerlendirme ve Tedavi Birimi'ne (ATU "Assessment and Treatment Unit") kabul edildi. Bu güvenli birimler, kendileri için tehlike oluşturduğu düşünülen savunmasız gençleri tedavi ediyor. Hastaların dokuz ila 18 ay süreyle kabul edilmesi gerekiyor ancak ortalama kalış süresi beş yıldan fazla. Ayla son yedi yılını yatılı hasta olarak geçirdi ve şu anda Carmarthen'deki evinden 200 mil uzakta Northamptonshire'da yaşıyor.. Jane, BBC'nin Victoria Derbyshire programına bu durumun, 10 ay sonra hâlâ vücudunda olan diş fırçasını yutmak gibi çaresiz davranışlara yol açtığını anlatıyor. "Kafasında, yaptığı onca kafa vuruşundan dolayı saçlarının bir daha asla uzaymayacağı kocaman bir kel bölge var" diyor. "Doktorlardan biri muhtemelen daha fazla beyin hasarına yol açtığını" söyledi. Ayla'nın büyükannesi Judy Haines, "Güçsüzüz ve arkamıza yaslanıp onun acı çekmesini izlemek zorundayız" diyor. "Bu onun için de bizim için de bir işkence." Jane, Ayla'nın tedavi gördüğü yeri değil, sistemi eleştirdiğini söylüyor. Kaldığı ATÜ, bireysel bir vaka hakkında yorum yapamayacağını söyledi. Ancak, "onları güvende tutmak ve topluma geri dönmelerine yardımcı olmak için, etraflarında bir bakım paketi tasarlamak için her bireyle birlikte çalışır" dedi.

-'Kapatılmalı'.. ATU'lar, 2011 yılında BBC'nin Panorama programının Winterbourne View'da hastalara yönelik korkunç istismarı ortaya çıkarmasından sonra inceleme altına alındı. Hükümet, 10 milyon sterline mal olan  Bakım Dönüştürülüyor (Transforming Care) adlı bir program aracılığıyla, uygun destekle toplumda yaşayabilecek durumda olanların kullanımına son verme sözü verdi.

-"Linda Hutchings'in kızı, East Midlands'ta güvenli bir birimde bulunuyor".. Mencap politika sorumlusu Dan Scorer şunları söyledi: "İnsanlar orada uzun yıllar geçiriyor, öyle olmamalı. Orada insanların başına korkunç şeyler geliyor ve bunların olmaması gerekiyor." "Aynı şekilde akıl hastaneleri de kapatıldı, bu yerlerin de kapatılması ve insanların toplum içinde desteklenmesi gerekiyor." NHS rakamları, hastalarla ilgilenirken ilaç tedavisine, izolasyona ve hatta kısıtlamaya başvuran personelin sayısında bir artış olduğunu gösteriyor. Yalnızca geçen yılın Aralık ayında bildirilen 2.500 olaydan 800'ü 18 yaşın altındaki çocuklara yönelikti.. Linda ve Chris Hutchings'in 27 yaşındaki kızı, East Midlands'ta güvenli bir birimde yaşıyor. Yeme bozukluğu ve depresyonla mücadele ettikten sonra 14 yaşında kesitlere ayrıldı. Annesi Linda şöyle diyor: "Gece yarısı uyanıyorum ve çok üzgün olduğum için ağlıyorum." "Hastanelerden birinde (şu anda bulunduğu hastanede değil) dokuz hafta boyunca bir odada kilitli kaldı ve bu onun için çok kötüydü çünkü duvardaki yüksek bir brakette bulunan televizyondan başka hiçbir şey yoktu."

Chris şöyle diyor: "Bir insanın suçluluk karinesi nedeniyle kilitli kaldığı başka bir durumu hayal edebiliyor musunuz? Kendine veya başkalarına yapabilecekleri konusunda mı? Özgür olma temel hakkını kaybedersiniz." Kızlarının bakımından sorumlu olan Birmingham Kent Konseyi de bireysel vakalar hakkında yorum yapamayacağını belirterek, "Birinin özgürlüğünün hastalık veya engellilik nedeniyle sınırlandığı durumlarda, her zaman koruyucu önlemlerin mevcut olduğunu" belirtti.

-'Kargaşa- (Bedlam) kurumları'.. Uzmanlar, bir kişiyi ATU'da tutmanın ortalama yerleştirme maliyetinin haftada 3.000 £'dan fazla olduğunu söylüyor. "Shahana Hussain, güvenli birimden ayrıldığından beri, yeğeninin bakımının değiştiğini söylüyor.." İşçi Partisi'nin gölge bakım bakanı Barbara Keeley, hükümetin özel şirketlerin milyonlar kazanmasına izin verdiğini, çünkü ATU'ların topluluk yerleştirmesinin beş katı maliyeti olduğunu söyledi. "Viktorya dönemindeki Bedlam kurumları gibiler" dedi. 

 "Bu gizli bir korku. 2015 yılında bu birimlerde 40 ölüm yaşandı, bunların dokuzu 35 yaşın altındaki kişilerdi.

Hükümetin bunları kapatmak için yeni bir taahhütte bulunması gerektiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı sözcüsü şunları söyledi: "Akıl sağlığı hastanelerinde otizm spektrumunda yer alan, öğrenme güçlüğü olan kişilerin sayısını azaltmaya kararlıyız ve toplum desteğine yapılan önemli yatırımlar şimdiden %20'lik bir azalmaya yol açtı." "NHS, yatan hasta sayısını 2020 yılına kadar %35 oranında azaltmaya kararlıdır." Ancak bazı ebeveynler, doğru destekle hükümetin dönüşüm bakımı programının işe yarayabileceğini söylüyor. Tourette ve otizm hastası olan Fauzia Hussain, 22 ayını güvenli bir ünitede geçirdi. Ailesi, kendisine anti-psikotik ilaçlar da dahil olmak üzere yüksek dozda ilaç verildiğini ve çoğunlukla tecrit altında tutulduğunu söylüyor. O gittiğinden beri hayatı değişti. Teyzesi Shahana, "Umutsuz bir yerdi. Ben çocuk psikiyatristiyim ve doğru desteğe ulaşamadım" diyor. "Bu kadar şanslı olmayan pek çok ailenin farkındayım. Fauzia'nın tekrar böyle bir yere düşebileceği korkusuyla yaşıyorum." (158)

"St Andrew's Healthcare: Kız, tazminat almak için psikiyatri ünitesi 'hücresine' kilitlendi.
Kuruluşlar Bethany'yi "ısmarlama" bir yerleşime taşımak istediklerini söylediler.. Belediye ve sağlık patronları, babasının 'psikiyatri ünitesinde "hücrede" tutulduğunu' söylediği otizmli ve aşırı anksiyete hastası bir kızın tazminat alacağını söyledi. 18 yaşındaki Bethany, neredeyse iki yıl boyunca Northampton'daki St Andrew's Healthcare inziva odasında kilitli kaldı. Birminghamlı babası Jeremy, onun taşınması için yasal işlem başlattı. St Andrew's, Walsall Konseyi ve klinik görevlendirme grubu ve NHS İngiltere aileden özür diledi. Soyadı yayınlanamayan aile, daha önce Bethany'nin saldırgan ve kendine zarar verdiği için St Andrew's Hastanesi'nde 21 ay boyunca inzivaya çekildiğini söyleyerek durumunu BBC File 4'e açıklamıştı. Geçtiğimiz Ekim ayında babası, Walsall Konseyi'nin, kızının birimdeki tedavisi hakkında konuşmasını engellemek için Yüksek Mahkeme'nin istediği konuşma yapma emrini başarıyla karşılamıştı. (....)" (159)

"Otistik kızın babası, Walsall Konseyi'nin konuşma yasağı kararını görmezden geldi
Bethany, Northampton'daki St Andrew's Hastanesi'nin güvenli bir birimi olan St Andrew's Healthcare'de gözaltında tutuluyor.. Bir baba, konseyin, kızının psikiyatri ünitesinde tedavisi hakkında konuşmasını engelleyen bir ağız tıkama kararı alma teklifini geri çevirdi. Otizmi ve aşırı kaygısı olan 17 yaşındaki Bethany, neredeyse iki yıldır tecrit odasında kilitli tutuluyor. 50 yaşındaki babası Jeremy, Walsall Konseyi'nin, kendisinin içinde bulunduğu kötü durumu tartışmasını yasaklayan tedbir kararına karşı çıkıyordu. Konsey, Bethany'nin kimliğini gizleyerek onu korumak istediğini söyledi. Soyadı yayınlanamayan ailesi, BBC File'a 4'te kendisinin 21 ay boyunca Northampton'daki St Andrew's Hastanesi'nde tecrit altında tutulduğunu söyledi. (....)" (160)

"Kız, babasının kampanyasından sonra yeni birime taşınmak için inzivaya çekildi
Kuruluşlar Bethany'yi "ısmarlama" bir yerleşime taşımak istediklerini söylediler.. Neredeyse iki yıldır tecritte tutulan otizmli ve aşırı kaygılı bir kız taşınacak. Birminghamlı babası Jeremy, soyadı yayınlanamayan Bethany'nin Northampton'daki St Andrew's Healthcare'de bir "hücreye" kilitlendiğini söyledi. Ekim ayında St Andrew's, Walsall Konseyi ve klinik görevlendirme grubu ile NHS İngiltere aileden özür diledi ve tazminatın ödeneceğini söyledi. Bethany, 15 Aralık'ta Whalley, Lancashire'daki bir hastaneye taşınacak. Babasının da uygun olmadığını söylediği St Andrew's'tan ayrıldığından beri Galler'de orta güvenlikli bir birimde bulunuyor.

-Tweet : "Beth'in taşınma günü 15 Aralık Pazar olarak onaylandı. Yani, Abergavenny ile Preston bölgesi arasında herhangi bir yerdeyseniz ve otoyolda çılgın, sırıtan aptallarla dolu bir minibüs görürseniz.. Endişelenmeyin.. Bu sadece Beth Otobüsü.." Bethany's dad,@JeremyH09406697,4 Ara 2019 (161.2)

Jeremy, sonunda kızının daha uygun bir ortamda olmasından memnun olduğunu ve kızıyla birlikte "gerçek bir aile Noeli" geçirmeyi sabırsızlıkla beklediğini söyledi. "Gerçekten çok mutluyum" dedi. "Personel, kısıtlayıcı önlemlere başvurmadan ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını tam olarak anlıyor." "Son birkaç haftadır onunla çalışıyorlar ve onunla tanıştıktan bir saat sonra onu bahçede yürüyüşe çıkardılar." Jeremy daha önce BBC '4'teki Dosya (File on 4)''te Bethany'nin saldırgan ve kendine zarar verdiği için 21 ay boyunca tecritte tutulduğunu söylemişti. Geçen yıl, Walsall Konseyi'nin, kızının birimdeki tedavisi hakkında konuşmasını engellemek için Yüksek Mahkeme'nin istediği konuşma yapma emrini başarıyla karşılamıştı. Jeremy, 'Noel'de kızıyla vakit geçirmeyi sabırsızlıkla beklediğini' söyledi.. " (161)

"Öğrenme güçlüğü olan kişilerin erken ölümlerinin nedeni, hastane bakımının yetersiz olmasıdır.
Hükümet tarafından yapılan büyük bir araştırmadan elde edilen ara rakamlar, öğrenme güçlüğü olan kişilerin erken ölme olasılığının yüksek olduğunu öne sürüyor ve eleştirmenler, hastanelerin öğrenme engelli hastaların ihtiyaçlarına yanıt veremediğini iddia ediyor. Ocak 2009'da Tina Papalabropoulos hastalandı. Derin öğrenme güçlüğü çeken 23 yaşındaki çocukta aspirasyon zatürresi gelişti, bu da ciğerlerine yiyecek kaçtığı anlamına geliyordu. Annesi Christine'in tekrarlanan taleplerine rağmen hastaneye kaldırılması birkaç gün sürdü. Tina büyürken Basildon Hastanesi'nde iyi bir bakım görmüştü ancak hastanenin yetişkinler bölümüne nakledilmek zorunda kalınca annesi, alabileceği tedavi konusunda endişeliydi. Hastane onun için bir "geçiş planı" uygulamaya söz verdi, böylece hastalanır kalmaz hastaneye yatırılacak ve Tina'nın ihtiyaçlarını bilen doktorlar tarafından tedavi edilecekti. Ama bu asla olmadı. Tina nihayet bir koğuşa yerleştirildiğinde bile ihtiyacı olan intravenöz antibiyotikleri alamamıştı ve ciğerlerine yiyecek girmesine rağmen beslenmeye devam ediyordu.

Radyo 4'ün "Dörtteki Dosya (File on 4)" programına konuşan Christine Papalabropoulos, "Aslında kızımızı öldürüyorduk çünkü tüm yiyecek ve içeceklerin bir kısmı ciğerlerine gidiyordu" diyor. "Doktorların bunun farkında olması gerekirdi çünkü pratisyen hekim biliyordu."

-"Christine Papalabropoulos'un kızı Tina, Basildon hastanesindeki başarısızlıklar nedeniyle hayatını kaybetti".. Tina Papalabropoulos hastaneye kaldırıldıktan beş gün sonra hayatını kaybetti. Christine Papalabropoulos, "Tanrı'dan başka hiç kimsenin o hastaneye girmemesini ve kızımızın hayatına mal olan kızımızın tedavi edildiği gibi tedavi görmemesini umuyorum" diyor. "Kızımıza nasıl davranıldığı... bu aklımdan asla çıkmayacak bir anı." Christine Papalabropoulos, kızının rahatsızlandığında aldığı sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğundan ve yalnız olmadığından şikayet etti. 2003 yılında hayatını kaybeden 17 yaşındaki Kirsty Pearce'in aileleri; 2004 yılında ölen 21 yaşındaki Lisa Sharpe; ve 2006 yılında ölen 20 yaşındaki Kyle Flack, Basildon hastanesindeki bakımın kötü olduğundan şikayetçiydi. Hastane aynı zamanda soruşturmalarda ve kamu denetçisinin raporlarında da eleştirildi ve bir vakada (Kyle Flack'in vakası) Sağlık ve Güvenlik İdaresi tarafından dava açıldı.

-Hastanede 'hizmet hatası'.. 4'teki dosyada ayrıca Tina Papalabropoulos'un davasına ilişkin başka bir kahrolası kamu denetçisinin raporunun taslağı da yer alıyor. Diyor ki: "Güven müşteri odaklı değildi, çünkü taahhüdünü yerine getirmedi... ilgi, geçerli standardın o kadar altına düştü ki, bu bir hizmet hatasıydı." Üstelik: "Tina'nın doktorları, ne kadar küçük olursa olsun, daha erken ve daha yoğun tedavi sağlayarak onun hayatını kurtarmak için olabilecek her fırsatı kaçırdılar." Basildon Hastanesi yaptığı açıklamada BBC'ye, öğrenme güçlüğü olan kişilerin bakımında iyileştirmeler yaptığını ve son olarak gençlerin, yetişkin hizmetlerine geçmesi için geçiş düzenlemeleri yaptığını söyledi. Hastane, "Herkese elimizden gelen en iyi bakım ve tedaviyi sağlamaya çalışıyoruz. Basildon, Doğu İngiltere bölgesinde özel öğrenme engelli hemşire danışmanına sahip tek hastanedir" dedi.

Öğrenme güçlüğü olan kişilerin, daha genç yaşta öldükleri uzun zamandır bilinmektedir çünkü yaşamı sınırlayan tıbbi durumlardan muzdarip olmaya daha yatkındırlar. Ancak Bristol Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırma, insanların nasıl ve neden öldüğüne dair ilk kez kanıt sunuyor. Öğrenme güçlüğü olan kişilerin ölümlerine ilişkin bu gizli soruşturma, tüm bulgularını önümüzdeki baharda yayınlayacak, ancak Dosya 4'te görülen bir ara rapor, bu savunmasız grubun hastalandıklarında aldıkları tedaviyle ilgili endişeleri artırıyor. Soruşturma ekibi iki yıllık bir süre boyunca öğrenme güçlüğü olan yaklaşık 240 kişinin ölümünü inceledi; bunların hepsi İngiltere'nin Güney Batısındaki beş Birinci Basamak Bakım Vakfı bölgesinde yaşıyordu. Ekibin ilk 93 ölümü temel alan geçici raporu, ölümlerin yarısının, gerçekleşmeden 24 saat önce beklenmedik olduğunu ortaya çıkardı. Prematüreliğin ayrı bir ölçüsü olarak, ölenlerin yarısının en az bir ila iki yıl daha yaşaması bekleniyordu. Çalışma döneminde meydana gelen ölümlerin sayısı, beklenenden iki ila üç kat daha fazlaydı; ancak akademisyenler bunun, bölgede öğrenme güçlüğü olan çok sayıda insanın varlığına işaret edebileceğine inanıyor. 93 ölümün üçte biri 55 yaş altı kişilerden meydana geldi; genel nüfusta 55 yaş altı ölüm oranı %10 civarında.

-'Acı çekme modeli'.. Gizli soruşturma ekibi yöneticisi Dr Pauline Heslop, "Bunun bilgimizde büyük bir boşluk olduğunu düşünüyorum; öğrenme güçlüğü olan insanların neden öldüğüne dair yeterince bilgi sahibi değiliz" diyor. "Bunun bir fark yaratacağından emin olmalıyız." Dr Heslop, 'bulgulardan kesin sonuçlara varmak için henüz çok erken olduğunu' söylüyor; nihai sonuçlar, öğrenme güçlüğü olmayan 60 kişiden oluşan bir karşılaştırma grubunun sonuçlarıyla birlikte Mart 2013'te yayınlanacak. Ancak soruşturma ekibi hükümetten, öğrenme güçlüğü olan kişilerin ölümleri hakkında ulusal bir inceleme kurulu oluşturmasını, rastgele seçilmiş ölümlerin ve ayrıca genç yaşta ölen veya beklenmedik şekilde ölen kişilerin ölümlerini incelemesini istedi. Önerilen ulusal incelemenin oluşturulması üzerinde dikkatle düşüneceğini söyleyen Bakım Hizmetleri Bakanı Norman Lamb, "Bu çok ciddi bir endişe" diyor.

"İnsanların erken öldüğü ve bunun öğrenme güçlüğüyle ilgili olduğu yönündeki herhangi bir iddia şok edicidir ve ele alınması gerekir." "Öğrendiğimiz dersler beni şok etti; bunu sadece retorikle değil, somut eylemlerle çözmeye kararlıyım." Bay Lamb, BBC'ye "Öğrenme güçlüğü çeken insanlar kendileri için doğru bakımı almalı" dedi. Araştırmada yer alan en son açıklamalar, öğrenme engelli yardım kuruluşu Mencap'ın bir kampanyasını takip ediyor. 2007 yılında hayır kurumu, öğrenme güçlüğü olan altı kişinin ölümünün ayrıntılarını içeren Kayıtsızlıktan Ölüm adlı bir rapor yayınladı. O tarihten bu yana hayır kurumu, ölmeden önce kötü sağlık hizmeti aldığına inandığı 85 kişinin ölümlerini katalogladı. Mencap'ın politika yöneticisi Beverley Dawkins, gizli soruşturmanın hayır kurumunun yıllardır söylediklerini doğrulayacağını söyledi. "İyi birinci basamak bakımının sağlanamamasının, kötüleşen ve çok uzun süren koşulların öyküsünü anlatıyor." Bayan Dawkins, "Ve öğrenme güçlüğü olan kişilerin ihtiyaçlarına cevap veremeyen hastanelerin hikayesini anlatıyor" diyor. "Tüm bu başarısızlıkların toplamı, NHS genelinde devam eden önlenebilir acı ve ölüm modelidir ve bu kesinlikle değişmeli." Raporun tamamını '4'teki Dosya (File on 4)''te BBC Radyo 4'te 6 Kasım Salı 20:00 GMT ve 11 Kasım Pazar 17:00 GMT'de dinleyin. Radio 4 Radio 4 web sitesi veya '4'teki Dosya (File on 4)' podcast'i aracılığıyla tekrar dinleyin." (162)

"Otizm istismarı skandalını açığa çıkaran ihbarcı hemşire, NHS personeli tarafından şiddetli bir şekilde zaptedilen ve BOYNUNU kıran bir kurbanı görene kadar 12 yıl boyunca nasıl güçsüz hissettiğini ortaya koyuyor.
 "- Kıdemli bir akıl sağlığı ekibi lideri, personelin öğrenme güçlüğü olan bir hastayı 'felç edecek kadar zorla zapt etmesiüzerine kendisinden 'bu olayın örtbas edilmesine yardım etmesinin istendiğini' söyledi.. -Elaine'in ortaya çıkardığı korkunç hikaye, altı yıl önce Güney İngiltere'deki bir NHS psikiyatri biriminde yaşandı.. -Bu gazete, 'çocukları uygun olmayan güvenli birimlerde mahsur kalan' iki düzineden fazla perişan aileyle konuştu.." Bir akıl sağlığı hemşiresigüvenli bir psikiyatri birimindeki 'personelin, öğrenme güçlüğü olan bir hastayı, boynunu kıracak kadar şiddetli bir şekilde dizginlediğini' ve ardından onu 'bir hafta sonu boyunca kendi çöplüğü içinde yatarken bıraktığını gördüğünü' açıkladı. Adam, doktorların müdahalesi sonrasında ancak iki gün sonra hastaneye kaldırıldı ve felçli olduğu anlaşıldı. Adının açıklanmasını istemeyen ancak Elaine'i arayacağım kıdemli ekip lideri, daha sonra 'kendisinden NHS hastanesinde bir örtbas etmeye yardım etmesinin istendiğini ancak bunu reddettiğini ve bunun yerine işini bıraktığını' söyledi. Pazar günü The Mail'e "Bu olay ve sonrası inandığım her şeye aykırı olduğu için ayrılmak zorunda kaldım" dedi. ‘Bu yerler korkunç, barbar; biz sadece istismara yönelik bir sistem yarattık.’ Dört Hastane çalışanı bir hastayla mücadele ediyor. Bir akıl sağlığı hemşiresi, güvenli bir psikiyatri birimindeki 'personelin, öğrenme güçlüğü olan bir hastayı boynunu kıracak kadar şiddetli bir şekilde dizginlediğini gördüğünü' açıkladı. Kısıtlama teknikleri konusunda uzman olan ihbarcı hemşire, otizmli ve öğrenme güçlüğü olan gençlerin ve genç yetişkinlerin, 'rutin olarak kilit altına alınmasını durdurmak' için kampanyamızın ardından öne çıktı. Geçen hafta, diğer iki hemşire ve kıdemli bir bakıcı, Devon'da NHS tarafından finanse edilen özel olarak işletilen bir birim olan Meadow Lodge adlı farklı bir kurumun kilitli kapıları ardında gerçekleşen ve 'utanç verici kurumsallaşmış istismar' olarak adlandırdıkları olayın kapağını açığa çıkardı. Ian Summers, Broadmoor yüksek güvenlikli hastanesinde 'katillere ve psikopatlara bakarken, savunmasız genç kızların tutulduğu birimde çalışırken, hastaların daha sık şiddet yoluyla bastırıldığınıintihara teşebbüs ettiğini ve zorla uyuşturulduğunu gördüğünü' söyledi. Bu gazete, 'çocuklarının, yıllarca kendilerinden nasıl alındığını ve yalnızca zihinsel bozulmaya yol açacak şekilde uygun olmayan güvenli birimlerde sıkışıp kaldıklarını' anlatan, bazıları ağız tıkama emirlerini ihlal eden iki düzineden fazla perişan aileyle konuştu. Öfkelerinin büyük bir kısmı, özel şirketlerin 'her hasta için, yılda 730.000 £ ücret almasına' odaklanmıştı; ancak Elaine'in ortaya çıkardığı çirkin hikaye, altı yıl önce Güney İngiltere'deki bir NHS psikiyatri biriminde gerçekleşti. Kurban, hafif derecede öğrenme güçlüğü olan 36 yaşında bir adamdı. 30'lu yaşlarının sonlarında olan Elaine, 'Doğru şekilde davranılırsa çok hoştu' dedi. 'Fakat personelden onu sevmeyen dört kişi vardı, bu yüzden onu yaraladılar ve o da buna karşılık olarak tacizde bulundu.' Bakıcıların onu 'küçük bir tecrit hücresine atmadan önce onu yerde tuttuğunu' söyledi. 'Normalde orada bir aşağı bir yukarı dolaşıyordu ama kendi dışkısı ve idrarıyla yerde yatıyordu. Takacağını söylediler ve onu iki gün orada bıraktılar.' (...)" (992)

"Winterbourne View, yeni bakım güvenliği uyarılarındaki hastalar
Winterbourne View kapanmış olabilir ancak bazı eski hastaların bakımıyla ilgili hâlâ endişeler var.. BBC Panorama araştırmasının ardından kapatılan özel bir hastanede kötü tedavi gören birçok hastanın güvenlikleri konusunda yeni korkular ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta, Bristol Winterbourne View'da altı eski personel, hastaları, kötü tedavi etmek ve ihmal etmekten hapse atıldı. NHS rakamları, 51 eski hastasının en az 19'unun başka bakım evlerine taşınmasından bu yana koruma uyarılarının yayınlandığını gösteriyor. Hükümet, kötü muamelenin "hiçbir mazeretiolmadığını söyledi. Güvenlik uyarısı verilen hastalardan en az biri saldırıya uğradı ve bir ceza soruşturması da sürüyor. Ancak uyarıların tümü birinin zarar gördüğü anlamına gelmiyor. Kampanyacılar Panorama'ya 'savunmasız yetişkinlerin kendilerine ihtiyaç duydukları desteği sağlamayan bir sistemde depolanmasından korktuklarını' söyledi.

-Titreyerek ve titreyerek.. Panorama, 2011 baharında gizli bir muhabir kullanarak destek çalışanlarının hastalara tokat attığını, onları sandalyelerin altına sıkıştırdığını ve Winterbourne View'da onlara soğuk ceza duşları yaptırdığını gizlice filme aldı. Geçtiğimiz hafta Bristol Kraliyet Mahkemesi'nde 11 kişi hastanede hastalara kötü muamelede bulunmaktan dolayı mahkum edildi. Dokuz hastaya kötü muamele yaptığını itiraf eden elebaşı Wayne Rogers (32) da dahil olmak üzere altı kişi hapse atıldı ve iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Simone, Panorama'nın gizli muhabirinin 2011'in başlarında en sık istismara uğradığı hastaydı.. O zamanlar henüz 18 yaşında olan Simone Blake, Winterbourne View'da suya batırılmak ve dışarıdaki dondurucu zeminde titremeye bırakılmak da dahil olmak üzere en rahatsız edici tacizlerden bazılarıyla karşı karşıya kaldı. Simone, istismar iddiaları ortaya çıkar çıkmaz Wiltshire'daki Postern House adlı NHS hastanesine taşındı. Postern House, Simone'un ebeveynlerine arabayla sadece 40 dakika uzaklıktaydı ve bu onların onu haftada birkaç kez ziyaret etmelerine olanak sağlıyordu. Bu yılın haziran ayında ebeveynleri, Postern House'u işleten sağlık vakfı Ridgeway Partnership'ten, kendisinin bir güvenlik uyarısına konu olduğunu ve dört personelin açığa alındığını bildiren bir mektup aldı.

Annesi Lorna Blake şunları söyledi: "Bize neyi yanlış yaptıkları söylenmedi... Her ne kadar bu Winterbourne View ile aynı olmasa da, o yine de bir yanlış yaşadı; ister yanlış bir kısıtlama olsun, ister başka bir şey olsun, yine de yanlış." Postern House'u yöneten Ridgeway Partnership, aileye soruşturma hakkında daha fazla bilgi verilmesi gerektiğini kabul ediyor. Wiltshire belediyesi, Postern House'un iyi bakım sağladığından şüphe etmek için hiçbir neden olmadığını söylüyor. Hem Wiltshire Belediyesi hem de Ridgeway Ortaklığı, olayın Winterbourne View ile karşılaştırılamayacağını söylüyor. Simone şimdi 200 mil ötedeki başka bir hastaneye nakledildi; iki yıl içinde dördüncüsü. Sekiz saatlik gidiş-dönüş yolculuk, ebeveynlerinin kat edemeyeceği kadar uzun bir yolculuk. Bayan Blake, "Onu göremiyoruz ve haftada üç kez ziyarete giderdik... Çocuğunuzu görmemek pek hoş değil" dedi. Araştırma "Bakım Kalitesi Komisyonu'nun himayesinde 2010 yılında yapılan "Beni de dahil edin" araştırması, 'İngiltere ve Galler'de hastanede yatan öğrenme güçlüğü olan 20 hastadan birinin son üç ayda en az 10 kez saldırıya uğradığını' söylediğini ortaya çıkardı."

-'Çöplük Alanı'.. 
Bakım ve Destek Bakanı Norman Lamb yaptığı açıklamada, Panorama programının "uygunsuz ve düşük kaliteli bakımı vurgulamaya devam ettiğini" söyledi. "Bunun hiçbir mazereti olamaz" dedi. Bay Lamb, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan bir incelemede "yatılı engelli öğrenme hizmetlerinde çok fazla kişinin bulunduğunu ve birçoğunun orada çok uzun süre kaldığını gösteren açık kanıtlar bulduğunu" söyledi. Şöyle devam etti: "İnsanlar genellikle önlenebilir veya insanlara evlerinde veya toplum ortamlarında doğru destek verildiğinde yönetilebilecek krizler nedeniyle bu tesislere gidiyor."  Bay Lamb ayrıca, Winterbourne View ile ilgili nihai raporun, bakıcıların ve hükümetin sorumluluklarını belirleyen bir anlaşmayla birlikte "kısa süre içinde" yayınlanacağının altını çizdi. Öğrenme güçlüğü çeken yardım kuruluşu Mencap'ın genel müdürü Mark Goldring, Simone'unki gibi vakaların zorlayıcı davranışlara sahip zor hastaları depolamaya başvuran bir sistemi vurguladığını söyledi. "Winterbourne View ve buna benzer yerlerin gelişmesini sağlayan şey, bu yerlerin önceden planlama yapmayan kamu kurumları tarafından etkin bir şekilde çöplük alanı olarak kullanılmasıydı.Öğrenme güçlüğü olan kişilerle ilgili ulusal kılavuz, bu kişilere kendi toplumlarında bakım verilmesini gerektirmektedir, ancak Sağlık Bakanlığı (DoH), İngiltere'de zorlu davranışları olan 1.500 kişinin şu anda hastanelerde olduğunu tahmin etmektedir. Margaret Flynn, Winterbourne View'da neyin yanlış gittiğini en kapsamlı rapor olan Ciddi Vaka İncelemesi'nde inceledi. Bunun değişmesi gerektiğini söyledi: "Winterbourne View Hastanesi skandalından başka bir sonuç çıkmazsa, umarım bu, insanları piyonmuş gibi hareket ettiren bir uygulamanın incelenmesidir. Çok daha iyi bir şey yapabiliriz ve yapmalıyız." Panorama: Bakımı Durduran Hastane, BBC One, 29 Ekim Pazartesi 20:30 GMT'de ve ardından Birleşik Krallık'ta BBC iPlayer'da izlenebilecek." (163)

"Winterbourne View: Bakım çalışanları istismar nedeniyle hapse atıldı
Winterbourne View'daki işçiler hastaları sıkıştırıp döverken görüntülendi.. Özel bir hastanede hastaları ihmal veya istismar ettiği toplam 38 suçlamayı kabul eden 11 bakım çalışanından altısı hapse atıldı. Bristol yakınlarındaki Winterbourne View'da çalışan diğer beş işçiye, istismar eylemlerinin BBC Panorama tarafından ortaya çıkarılmasının ardından ertelenmiş cezalar verildi. Dokuz hastaya kötü muamelede bulunduğunu itiraf eden 32 yaşındaki elebaşı Wayne Rogers, iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıç Neil Ford QC, bakımevinde bir "zulüm kültürü" bulunduğunu söyledi.

-'İğrenç ve affedilemez'.. Yargıç Ford, 'şefkatli bir ortam sağlamak için hiçbir girişimde bulunulmadığını ve istismarın, BBC tarafından ortaya çıkarılmaması durumunda devam edeceğini' söyledi. Ceza duruşmasında evin "hastalara ve personele skandal derecede saygısızlıkla yönetildiğini" söyledi. "Yaşanan büyük bir güven ihlalidir" dedi. Kingswood'dan 25 yaşındaki Alison Dove, Patchway'den 26 yaşındaki Graham Doyle gibi 20 ay hapis cezasına çarptırıldı. Her ikisi de yedi suistimal suçlamasını kabul etti. Yargıç Ford, Dove'a hitaben şunları söyledi: "Uzun vardiyalarda yaşanan can sıkıntısından kaynaklandığını ve hastaları oyuncak olarak gördüğünüzü söylediniz." Ayrıca Doyle'un kendisine yazdığı ve sanığın kendi davranışını "iğrenç, aşağılık ve affedilemez" olarak tanımladığı bir mektuba da atıfta bulundu.

-'Yüzünü ısır'.. Yargıç Ford daha sonra Doyle'a şunu söyledi: "Gerçekten pişman olduğun ve suçluluk duygusuna kapıldığın düşünülüyor." Baş Müfettiş Louisa Rolfe, Avon ve Somerset Polisi: "Bu savunmasız insanlar en aşırı ve ısrarlı tacize maruz kaldı." "Fakat Simone Blake'e olan muameleniz genellikle zalimce, duygusuz ve aşağılayıcıydı. Her zaman tamamen haksızdı." Savcı Kerry Barker QC, 'bakım gözlemcilerinin, hastalara "insanlık dışı, zalimce ve nefretle beslenen muamele" konusunda defalarca yapılan uyarılar karşısında harekete geçmediğini' söyledi. "Sözde kısıtlama teknikleri, hastalara acı vermek, aşağılamak ve onları bakıcılarının taleplerine uymaya zorlamak için kullanıldı" dedi. Bir hafta süren ceza duruşmaları sırasında mahkemeye gösterilen görüntülerde, evde beş sakine kötü muamele yapıldığı görülüyor.

Saatlerce süren sansasyonel görüntüler arasında, destek çalışanı Rogers'ın hasta Simon Tovey'nin yanağına tokat attığı ve ardından ona şunları söylediği görülüyor: "Bir kırıntı mı istiyorsun? Kavga mı istiyorsun? Devam et, ben de senin kanlı suratını ısırırım." Duruşmanın ardından mahkeme önünde okunan açıklamada, istismara uğrayan hastaların aileleri görüntüleri izlemenin "üzüntü verici ve son derece üzücü" olduğunu söyledi.

-Gizli çekimde hastaların, destek çalışanları tarafından sürüklenip tokatlandığı görüntüler ortaya çıktı.. "Suçlular yalnızca Panorama programında gösterilen suçlarla suçlandılar ve bu canavarca davranışın çok uzun süredir devam etmediğine inanmak saflık olur" dediler. 17 aileyi temsil eden avukatlar, Winterbourne View'un sahibi Castlebeck'e karşı açılacak hukuk davasında tazminat davası açacaklarını söylüyor. İki taciz suçlamasını kabul ettikten sonra ertelenmiş hapis cezasına çarptırılan sanık Jason Gardiner, davranışlarından dolayı özür dilemek istediğini söyledi. Mahkeme dışında "Yaptığım her şeyin tüm sorumluluğunu alıyorum" dedi.

-'Büyük kusurlar'.. "Çalışması çok zor bir yerdi, zorlu bir yerdi. Personelimiz yetersizdi ve günde 12 saat ara vermeden çalışıyorduk.", "Yapabileceğim tek şey, olanlar için herkesten özür dilemek." Gardiner'ı cezalandıran Yargıç Ford, onun pişmanlık ve pişmanlığıyla "zor başa çıktığını" duyduğunu söylemişti. İnsan hakları kampanyası grubu Liberty'nin hukuk direktörü James Welch, bazı cezalardan "hayal kırıklığına uğradığını" ancak hakimin adil olduğunu düşündüğünü söyledi.

-Gardiner'e tacizden dört ay ertelenmiş hapis cezası verildi.. Evin sahipleri Castlebeck, "yönetim kurulu ve yönetimde kapsamlı değişiklikler" yapıldığını ve bunun bir daha yaşanmamasını sağlamak için yeni önlemlerin alındığını söyledi. İhbarcı Terry Bryan'ın evde meydana gelen istismar hakkında kendilerini bilgilendirme girişimlerini görmezden gelmesi nedeniyle ağır şekilde eleştirilen Bakım Kalitesi Komisyonu, istismarın sorumluluğunun ev sahipleri Castlebeck ve bireysel çalışanlara ait olduğunu söyledi. CQC'nin görevden ayrılan başkanı Dame Jo Williams şunları söyledi: "Koşulları onları savunmasız bırakan insanları korumak için elimizden geleni yapmaya kararlıyız - ve Winterbourne View'daki istismar ortaya çıktığından beri, istismarı önlemek için daha iyi bir konumda olduğumuzdan emin olmak için değişiklikler yaptık." Bakım ve Destek Bakanı Norman Lamb şunları söyledi: "Bu korkunç vaka, bazı sözde bakım çalışanlarının yapabileceği suç ve insanlık dışı eylemleri ortaya çıkardı.", "Bu aynı zamanda sistemdeki ele alacağımız önemli kusurlara da ışık tuttu. Nihai önerilerimizi çok yakında yayınlayacağız."

-11 eski bakım çalışanından altısı hapse gönderildi.. Suçlu bulunanların cezaları aşağıda ayrıntılı olarak verilmiştir:

-Kingswood'lu 32 yaşındaki Wayne Rogers, dokuz kötü muamele suçlamasını kabul ettikten sonra iki yıl hapis cezasına çarptırıldı.
-Kingswood'lu 25 yaşındaki Alison Dove, yedi taciz suçundan 20 ay hapis cezasına çarptırıldı;
-Patchway'den 26 yaşındaki Graham Doyle, yedi taciz suçundan 20 ay hapis cezasına çarptırıldı;
-Downend'den Hemşire Sookalingum Appoo (59), hastaları kasten ihmal ettiği için altı ay hapis cezasına çarptırıldı;
-Middlesbrough'lu 33 yaşındaki Hemşire Kelvin Fore da hastaları kasten ihmal ettiği için altı ay hapis cezasına çarptırıldı;
-Mangotsfield'den 24 yaşındaki Holly Laura Draper, iki taciz suçlamasını kabul etti ve 12 ay hapis cezasına çarptırıldı;
- Downend'den 27 yaşındaki Daniel Brake, iki suistimal suçlamasını kabul etti ve iki yıl süreyle ertelenen altı ay hapis cezasına çarptırıldı ve 200 saat ücretsiz çalışma cezasına çarptırıldı;
-Yate'den 22 yaşındaki Charlotte Justine Cotterell, bir taciz suçlamasını kabul etti ve iki yıl süreyle ertelenen dört ay hapis cezasına çarptırıldı. Cotterell'e 150 saat ücretsiz çalışma ve 12 aylık denetimi tamamlama emri verildi;
-Batı Londra'daki Shepherds Bush'tan 29 yaşındaki Michael Ezenagu, iki suistimal suçlamasını kabul etti ve iki yıl süreyle ertelenen altı ay hapis cezasına çarptırıldı ve 200 saat ücretsiz çalışma cezasına çarptırıldı;
-Emerson Green'den 28 yaşındaki Neil Ferguson, bir kez tacizde bulunduğunu itiraf etti ve altı ay hapis cezasına çarptırıldı, iki yıl ertelendi ve 200 saat ücretsiz çalışma cezasına çarptırıldı;
-İki taciz suçlamasını kabul eden Hartcliffe'li 43 yaşındaki Jason Gardiner'e dört ay hapis cezası verildi, iki yıl ertelendi ve 200 saat ücretsiz çalışma cezası verildi." (164)

"Operose Health: Bir pratisyen hekimin muayenehanesinde gizli görevde çalışırken gördüklerim.
Altı hafta boyunca Birleşik Krallık'ın en büyük pratisyen hekim zinciri Operose Health'e ait bir pratisyen hekim muayenehanesinde gizli görevde resepsiyonist olarak çalıştım. İngiltere'deki çoğu muayenehane pratisyen hekim (GP "general practitioner") ortaklarının mülkiyetindedir, ancak 2007'deki bir kural değişikliği, daha büyük şirketlerin ortak liderliğindeki ameliyatları satın almasına izin verdi. Operose Health son yıllarda hızla büyüdü; GP muayenehanelerini satın almak için milyonlar harcadı. Şu anda yaklaşık 600.000 hastayla 70 ameliyat gerçekleştiriyor ve bu da onu NHS'nin en büyük pratisyen hekim sağlayıcısı yapıyor. Birleşik Krallık genelinde pratisyen hekim sıkıntısı var ve genel pratisyenlik benzeri görülmemiş bir baskı altında. Panorama'ya konuşan eski Operose çalışanları (bir düzine doktor, hemşire, eczacı ve diğer personel) hasta güvenliğinin, riske atıldığına inandıklarını söyledi. Araştırmamız, şirketin yeterli denetim olmaksızın doktorlar yerine, daha az vasıflı personelin, hastaları görmesine izin verdiğini ortaya çıkardı. Operose, kârınhasta bakımından önce önceliklendirildiğini reddediyor ve açık bir denetim sürecine sahip olduğunu söylüyor. Bu, Londra'daki yoğun bir Operose GP muayenehanesinde çalıştığım zamanların günlüğü.

-7 Nisan Perşembe - 'Yerel noktalar üzerinde koşuyoruz'.. Bu muayenehanedeki ikinci vardiyam ve şimdiden ciddi bir şikayetle uğraşıyorum. Bir hastam geldi ve bana doktorunun ortalıkta bulunmadığını ve akıl sağlığı sorunları nedeniyle ulaşılamadığını söyledi. Geçen yıl pratisyen hekimiyle görüşmüştü ancak bu randevudan sonra muayenehaneden herhangi bir etkileşim almamıştı. Yeni reçetesini alamadığını ya da pratisyen hekimiyle bir akıl sağlığı planı oluşturamadığını söyledi. Hasta kendisini tamamen terk edilmiş hissettiğini söyledi. Diğer resepsiyon görevlileri bana bu uygulamanın "yerlerde çalıştığını" söylüyorlar, bu da burada çalışan pratisyen hekimlerin çoğunun, serbest çalışanlar gibi olduğu anlamına geliyor - sadece orada veya burada vardiyada çalışıyorlar.

-11 Nisan Pazartesi - 'Ucuz' doktor ortakları.. Bugün doktor yardımcısı (/asistan doktor(PA "physician assistant") olarak bilinen daha az nitelikli klinisyenlerden biriyle tanıştım. Bir sonraki randevusuna giderken onunla sadece birkaç dakika konuşabildim ama kendisine tam bir pratisyen hekim gibi davranıldığını hissettiğini hemen anlattı. Stresli görünüyordu ve bana, eğitimden sonraki ilk işi olmasına rağmen, işinin ilk gününden itibaren sanki bir pratisyen hekim deneyimine sahipmiş gibi atıldığını söyledi. Bundan önce PA diye bir şey duymamıştım. Yöneticime sordum ve bana pratisyen hekim gibi olduklarını ancak reçete yazamayacaklarını söylediler. 'Neden daha fazla doktorumuz yok' diye sordum ve yöneticilerim bana her PA'nın bir pratisyen hekimin yarısından daha az maliyetli olduğunu ve dolayısıyla daha ucuz olduğunu söylediler.

-20 Nisan Çarşamba - 'Gözden geçirme' ekibi.. Çalıştığım muayenede yaklaşık 30 Operose GP muayenesinin evraklarını işleyen bir ekip var. Pratisyen hekim muayenelerinde tıbbi olmayan personelin raporlar, test sonuçları ve hastane mektuplarıyla ilgilenmesi yaygın bir durum olsa da, bu ekibin soruları olması durumunda doktora kolay erişimi yoktur. Hangi belgelerin dosyalanması gerektiğine ve hangilerinin bir pratisyen hekim veya eczacı tarafından işlem yapılması gerektiğine kendileri karar vermek zorundadırlar. Merkezi yönetici ekibindeki personel, bazen kendilerine karmaşık tıbbi belgeleri işlemeleri söylendiğini söylüyor. Bana hata yapacaklarından endişe duyduklarını ama yönetimin onlara hedeflerine ulaşmalarını söylediğini söylediler. Baktıkları bilgiyi anlamasalar bile bana hızlıca okuduklarını söylüyorlar. Bu ekip, bu belgelerin okunduğu ilk noktadır ve bir şeyin gözden kaçırılmasıhayati önem taşıyan hasta bakımının geciktirilmesi veya riske atılması anlamına gelebilir.

-26 Nisan Salı – Pratisyen Hekimleri Sıkıştırmak.. Muayenedeki normal yerel pratisyen hekimlerden biriyle biraz zaman geçirmeyi başardım. PA'ları soruyorum. Bana KA'ların pratisyen hekimlerle aynı olmadığını ve aslında yardıma ve denetime ihtiyaçları olduğunu söyledi. Doktor bana bunun muayenede bir sorun olduğunu ve vakalar hakkında konuşmak ve KA'ların klinik lideri olarak bilinen resmi amirine destek olmak için günlük vardiyaları dışında zaman istediğini söyledi. Bunun, hastalar için mümkün olan en fazla randevuyu "sıkıştırmak" amacıyla yönetim tarafından reddedildiğini söyledi.

-29 Nisan Cuma - GP direktörü 'her zaman burada'.. Bugün bir hasta geldi ve aynı zamanda pratisyen hekim yöneticisi olan kendi adını taşıyan pratisyen hekimini hiçbir zaman göremediğinden şikayet etti. Bu doktorun muayeneye gelmediğini, onu hiç görmediğimi ve diğer personelin bana nadiren geldiğini söylediğini anlatmaya başladığımda, resepsiyondan uzaklaştım. Diğer resepsiyon görevlilerinden biri bana, bu doktorun muayenehanede olmadığını veya hastaların hizmetine açık olmadığını, hastalara asla söylemememi söyledi. Uygulama müdürüne "hatamı" anlatmaya gittim. Bana bu doktorun "her zaman burada" olduğu, fiziksel olarak muayenede bulunmamasına rağmen telefonla ulaşılabilir olduğu söylendi.

"Resepsiyon görevlilerinden biri bağırarak, neden doktor olmadığını sordu.."

-3 Mayıs Salı - Randevunun olmadığı gün.. Bugün muayenede randevulu hastalarla ilgilenebilecek bir doktor veya doktor arkadaşı yoktu. Ben ve iş arkadaşlarım paniğe kapıldık. Saat 08:00'de 40'tan kısa süre sonra düzinelerce çağrının yığıldığını gördük. Resepsiyonistlerden biri arkadan bağırarak, 'neden doktor olmadığını' sordu. Yanımdaki meslektaşım bunun bir şaka olduğunu ve açık olmamamız gerektiğini söyledi. Alışılmadık bir şekilde, bazı hastaları ertesi gün için rezerve edebileceğimiz söylendi. Ama bunun zincirleme etkisi oldu. Ertesi günün randevularının çoktan alınmış olması, ertesi sabah saat 08:00'den itibaren randevu almayı bekleyen kişilerin de hayal kırıklığına uğraması anlamına geliyordu. Onlara ancak ertesi gün tekrar denemelerini söyleyebiliriz.

-6 Mayıs Cuma - Kötü bir haftanın sonu.. Bu hafta, 20.000 hastalı bir muayene için ikiden fazla tam zamanlı doktorun randevu alabileceği tek bir günümüz bile olmadı. Aynı hastaların her gün, bazen birkaç kez aradıklarını ve herhangi bir çözüm konusunda daha çaresiz hale geldiklerini fark ettim. Ertesi gün saat 08. 00'de tekrar denemelerini söylemek zorunda kaldım. Tüm pratisyen hekim muayeneleri baskı altında, ancak NHS verileri, benim muayenemde bu büyüklükteki ortalama bir NHS muayenesinde bulunan tam zamanlı eşdeğer doktor sayısının yaklaşık yarısı kadar olduğunu gösteriyor. Her sabah muayenedeki ilk temas noktası olarak biz resepsiyonistler, hastaların hayal kırıklıklarını bizden çıkarmasına saatlerce katlanmak zorunda kalıyorduk. Hiçbir şey beni hastaları geri çevirmeye hazırlayamazdı. Birkaç doktor daha olsaydı çoğu şeyin çözülebileceğine inanıyorum.

-9 Mayıs Pazartesi - Altı aydır görülmemiş belgeler.. Yaklaşık 30 Operose ameliyatı için tıbbi belgeleri işleyen merkezi yönetim ekibindeki çalışanlar bana, doktorların ilgilenmesi gereken 1.000'den fazla belgeden oluşan birikmiş iş yığını olduğunu söyledi. Bana evrakların bilgisayar sisteminde işlem için işaretlendiğini ancak henüz bir doktor veya eczacı tarafından görülmediğini söylediler. Belgeler, elektronik olarak yerel muayenelere gönderiliyor ancak merkez ekip, hangi taleplerin yerine getirilmediğini hâlâ görebiliyor. Bazı yazışmaların altı aydır görülmeyi beklediği söylendi. Personel bana bunların teşhisler, reçete değişiklikleri ve pratisyen hekimlerin bilmesi gereken acil bilgiler de dahil olmak üzere önemli belgeler olduğunu söyledi. Yönetici ekip bana hastaların güvenliğinden endişe duyduklarını söyledi. Bana bir örnek gösterdiler; 'bir hastanın ilacının değiştirilmesi talebi. Beş aydır bakılmamıştı, bu da hastanın yanlış ilaç kullanıyor olabileceği' anlamına geliyordu.

-11 Mayıs Çarşamba - Son gün.. Sabah çağrılarını yanıtlarken, hayal kırıklığına uğramış hastaların telefonuna son kez cevap vermek zorunda kaldığım için kendimi rahatlamış hissettim. Ama elimden geldiğince onlara yardım etmek için elimden gelenin en iyisini yapmak istediğim için onları terk ettiğimi de hissettim. Altı hafta gizli görevde çalıştıktan sonra, hastaların haksız bir anlaşmaya vardığını hissederek muayenehaneden ayrıldım.

-Kısa sunum gri çizgisi.. BBC Panorama, gizli görevdeyken gördüklerim ve bana söylenenleri Operose Health'e bildirdi. Yazılı bir açıklamada şirket, hasta tedavisinden önce kârın ön planda tutulduğunu reddetti. Çalıştığım muayenede GP çalışan sayısının şimdiye kadarki en yüksek seviyeye çıktığı söyleniyor. Operose, 3 Mayıs Salı günü (randevuların olmadığı gün) klinik sistemlerinin muayenede "o gün beş pratisyen hekimin çalıştığını" gösterdiğini ve bunlardan birinin "ek uzaktan bakım sağladığını" söyledi. Ancak bu doktorların, randevu almaya müsait olup olmadıklarını sorduğumuzda şirket yanıt vermedi. Operose, tüm uygulamalarında son 12 ayda 38 pratisyen hekimi işe aldığını ve 14 pratisyen hekimi daha işe alma sürecinde olduğunu söylüyor. Operose, belge iş akışının klinisyenlerin doğru ve iyi kodlanmış belgeleri zamanında almasını sağlamaya yardımcı olduğunu, sürecin kalite ve güvenlik açısından aylık olarak denetlendiğini söylüyor. Operose, İngiltere'deki en büyük maaşlı Pratisyen Hekimlerin (GP'ler) işvereni olduğunu ve pratisyen hekimler ile diğer klinik ve klinik dışı personelin işe alınması, eğitimi ve ödüllendirilmesine büyük yatırım yaptığını söylüyor. Çalıştığım muayenede Operose, hekim ortaklarının (PA'lar) sorularını yanıtlamaya yardımcı olacak klinik bir ipucunun mevcut olduğunu ve açık bir denetim sürecine sahip olduğunu ve PA eğitimine yoğun yatırım yaptığını söylüyor. Operose, doktor ortaklarına aşırı bağımlı olmadığını ve PA kullanımının NHS'nin uzun vadeli planına uygun olduğunu söylüyor. Uygulamalarının yüzde 97'sinin Bakım Kalitesi Komisyonu tarafından "iyi" veya "olağanüstü" olarak derecelendirildiğini ve "en yüksek kalitede bakıma erişim sağlayarak hastaların yararına" çalıştığını söylüyor." (165)

"Southern Health, iki hastanın ölümü nedeniyle 2 milyon £ para cezasına çarptırıldı
Connor Sparrowhawk ve Teresa Colvin, Southern Health NHS Foundation Trust'ın bakımındayken öldüler.. Bakımı sırasında biri banyoda ölen iki hastayı ihmal ettiğini kabul eden NHS vakfı, 2 milyon £ para cezasına çarptırıldı. 18 yaşındaki Connor Sparrowhawk, 2013'te Oxford'da boğuldu. 45 yaşındaki Teresa Colvin, 2012'de Hampshire'da öldü. Southern Health, "sistemik başarısızlıkları" kabul etti ve 2017 yılında sağlık ve güvenlik yasalarını ihlal etme suçunu kabul etti. Oxford Kraliyet Mahkemesi'nde cezayı veren Yargıç Stuart-Smith, her ölümün "gereksiz bir insanlık trajedisi" olduğunu söyledi. Vakıf, Bayan Colvin'in ölümü için 950.000 £, Connor Sparrowhawk'ın ölümü için ise 1 milyon £'un biraz üzerinde ödeyecek. Hakim, cezanın "Vakıf'ın işlediği suçun ciddiyetini, bu suçun korkunç sonuçlarını ve belirttiğim diğer maddi faktörleri gösteren adil ve orantılı bir sonuç" olduğunu söyledi. (....)" (166)

"Southern Health'in icracı olmayan tüm yöneticileri istifa etti
Yeni geçici başkan Alan Yates dört aylığına atandı.. Yüzlerce ölümün doğru şekilde soruşturulmaması nedeniyle eleştirilen bir NHS vakfının icracı olmayan tüm yöneticileri istifa etti. Dört kurul üyesi, önümüzdeki hafta yayınlanacak olan Southern Health NHS Foundation Trust'taki hizmetlerin gözden geçirilmesi öncesinde çekildi. Vakıf, Connor Sparrowhawk'ın Oxford'daki Slade House tesisinde boğulmasının ardından ateş altında kaldı. Patronu Katrina Percy, kamuoyunun baskısı nedeniyle Ekim ayında istifa etti. Önceki geçici başkan Tim Smart da Bayan Percy'ye yeni bir iş yarattığı için eleştirilmesinin ardından görevinden ayrılmıştı. Mevcut geçici başkan Alan Yates şunları söyledi: "Güven liderliğinin, hastaların ve hizmet kullanıcılarının yanı sıra paydaşların ihtiyaçlarını karşılamak için oldukça farklı görünmesi gerekecek." "İcracı olmayan dört yönetici bu hafta ortaklaşa görevlerinden istifalarını sundular, böylece yöneticiler benim yardımımla beş yeni icracı olmayan yöneticiye duyulan ihtiyacı karşılayabilecekler." (....)" (167)

"Hasta istismarının ardından dört tutuklama kameraya yansıdı
Winterbourne View'daki gizli çekimde hastaların fiziksel ve sözlü tacize uğradığı görülüyor.. Bristol polisi, BBC Panorama'nın gizli çekimlerinde bir yatılı hastanede ciddi taciz örneklerinin ortaya çıkmasının ardından dört kişiyi tutukladı. Winterbourne View, öğrenme güçlüğü olan ve otizmli kişileri tedavi ediyor. Zihinsel engelli yetişkinlerle çalışan Andrew McDonnell, filmlerde görülen bazı örnekleri "işkence" olarak nitelendirdi. Dördü de polis kefaletiyle serbest bırakıldı. Hastanenin sahibi Castlebeck özür diledi ve 13 çalışanı uzaklaştırdı. Bakım Hizmetleri Bakanı Paul Burstow, hükümetin düzenleyicisi olan Bakım Kalitesi Komisyonu'ndan (CQC) acil bir soruşturma yürütmesinin istendiğini söyledi. Avon ve Somerset polisi, hastanede devam eden soruşturma kapsamında yaşları 42, 30 ve 25 olan üç erkek ile 24 yaşında bir kadının tutuklandığını doğruladı. Gizli görevde geçen beş hafta boyunca Panorama'nın muhabiri, hastanenin en savunmasız hastalarından bazılarının 'tekrar tekrar sıkıştırıldığı, tokatlandığı, tamamen giyinik haldeyken duşlara sürüklendiği, alay edildiği (taunted ;"zarar vermek, kötü niyetli" vs olarak dalga geçmek) ve alay edildiği (teased ;"sadece eğlenmek için dalga geçmek vs") görüntülerini yakaladı. (....)" (168)

"Hastanın ölümüyle suçlanan hastane, güvenlik yasası ihlalini kabul etti
Kyle Flack'in annesi, oğlunun ölümünün kendisini tamamen hayal kırıklığına uğrattığını söylüyor.. Ağır engelli bir adamın öldüğü Essex'teki bir hastane, sağlık ve güvenlik yasasını ihlal ettiğini itiraf etti. Şiddetli serebral palsi hastası olan Stanford-le-Hope'tan 20 yaşındaki Kyle Flack, 12 Ekim 2006'da Basildon Üniversitesi Hastanesi'nde ölü bulundu. Bir soruşturmada, kafasının, yatağının etrafındaki parmaklıklara sıkıştığı duyuldu. Sağlık ve Güvenlik İdaresi (HSE), hastaneyi hastanın güvenliğini sağlamamakla suçlayarak dava açtı. Sağlık ve Güvenlik İdaresi (HSE) adına soruşturma yürüten Matthew Taylor, hakimlere Bay Flack'in mide sorunları nedeniyle hastaneye yatırıldıktan iki gün sonra hastanede öldüğünü söyledi. (...)" (169)

"Down sendromlu hasta yeniden canlandırma düzenine meydan okuyor.
Down sendromlu bir adam, bir hastanenin sakatlığını gerekçe göstererek hayata döndürmeme kararı vermesi nedeniyle NHS vakfına dava açıyor. Kalp veya solunum durması durumunda canlandırma girişiminde bulunulmaması talimatı, ailesinin bilgisi olmadan verildi. Avukatları, kararı "açık ayrımcılık" olarak nitelendirdi. East Kent Hastaneleri Üniversitesi NHS Foundation Trust, profesyonel kurumların rehberliğine tamamen uyduğunu açıkladı. Mahkeme kararı nedeniyle kimliği yalnızca AWA olarak belirlenebilen adamın ailesi, adam hastaneden bakım evine dönene kadar hayata döndürmeme (DNR "Do not resuscitate") kararından habersizdi. Bir yıl önce Margate'teki hastanedeyken düzenlenen DNR formu, süresiz bir karar olarak listelenmişti; bu, onun hastanede kalış süresini kapsayacağı ve incelemeye tabi olmayacağı anlamına geliyordu. Gerekçe olarak "Down sendromu, yutkunamama (Peg [perkütan endoskopik gastrostomi] ile beslenme), yatağa bağımlı olma, öğrenme güçlüğü" gösterildi. 51 yaşındaki AWA'ya demans hastası ve beslenmesine yardımcı olması için özel bir tüp takıldı. (....)" (170)

"Bakım evi ihbarcılarının sayısı artıyor.
Bakım Kalitesi Komisyonu, ihbarcıların akrabalar ve personelden oluştuğunu söyledi.. Son 16 ayda 4. 300'den fazla ihbarcı, bakım altındaki yaşlı ve engelli kişilere yönelik muameleyle ilgili şikayette bulunmak için öne çıktı. İngiltere'deki bakım evleri ve hastaneleri düzenleyen Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC), şikayetlerden bazılarının bakım evi sakinlerinin fiziksel saldırıya uğramasıyla ilgili olduğunu söyledi. Şikayetler Aralık 2010'da ayda 22 iken Mart 2012'de 556'ya yükseldi. CQC, ihbarcıların akrabalar ve personelden oluştuğunu söyledi. Komisyon, dile getirilen sorunlar arasında personelin, 'vatandaşlara saldırması, sakinleri tuvalete götürmeyi reddetmesi, yaşlı ve engelli hastalara bağırması ve çağrı zillerine cevap vermemesinin' yer aldığını söyledi. Ayrıca personel sayısıyla ilgili şikayetler de vardı. CQC'den Amanda Sherlock, artışın kısmen Bristol yakınlarındaki Winterbourne View özel hastanesinde hastaların kötü muamelesini ortaya çıkaran BBC Panorama programının ardından artan farkındalıkla bağlantılı olduğunu söyledi. (....)" (171)

"Bakımevindeki istismar ulusal bir skandaldır - Norman Lamb
Winterbourne View özel hastanesindeki taciz olaylarından dolayı altı kişi hapse atıldı.. Sağlık bakanı Norman Lamb, milletvekillerine, Winterbourne View gibi bakımevlerindeki istismarın "bitmesi gereken" "ulusal bir skandal" olduğunu söyledi. Geçen hafta, BBC Panorama'nın yaptığı bir soruşturmanın ardından, Bristol yakınlarındaki özel hastanede hastalara kötü muamelede bulundukları gerekçesiyle altı kişi hapse atılmıştı. Lamb, Avam Kamarası'na "Panorama'nın açığa çıkardığı şey kesinlikle kabul edilemez ve sona ermesi gerekiyor" dedi. Altı eski hastayla ilgili hâlâ güvenlik endişelerinin bulunduğunu söyledi. Gölge sağlık bakanı Liz Kendall'ın gündeme getirdiği acil bir soruya yanıt olarak milletvekillerine, hükümetin Winterbourne View'daki istismara tam yanıtının Kasım ayında yayınlanacağını söyledi. Hükümetin eski Winterbourne View hastalarının artık etkili bakım almasını sağlamak için "gerekli tüm adımları" atıp atmadığı konusunda "ciddi endişelerin" devam ettiğini söyledi. (....)" (172)

"Sağlık bakanı: Bakım hizmetindeki başarısızlıklar için 'mazeret yok'
Winterbourne View kapanmış olabilir ancak bazı eski hastalarının bakımıyla ilgili hâlâ endişeler var.. Sağlık bakanı Norman Lamb, Winterbourne View bakım evinden taşınan hastalara daha fazla kötü muamele yapılmasının "hiçbir mazereti" olmadığını söyledi. Pazartesi günkü BBC Panorama raporu, bazı eski hastalar için yeni güvenlik uyarılarının yayınlandığını ortaya çıkaracak. Liberal Demokrat bakan, bunun bakım hizmetini hâlâ sekteye uğratan "kabul edilemez başarısızlıkların" altını çizeceğini söyledi. Rapor, altı işçinin şu anda kapalı olan hastanede hastaları kötü tedavi ettiği ve ihmal ettiği gerekçesiyle hapse atılmasının ardından geldi. Beş eski destek çalışanı daha Bristol Kraliyet Mahkemesi'nde hastalara kötü muamelede bulundukları gerekçesiyle mahkum edildi. (....)" (173)

"Altı çizelgede engellilik hizmetlerinin öğrenilmesindeki başarısızlıklar
2011'de BBC Panorama araştırması, Winterbourne Görüş Değerlendirme ve Tedavi Birimi'nde (ATU "Assessment and Treatment Unit") öğrenme engelli ve otizmli kişilere yönelik korkunç istismarı ortaya çıkardı. Şimdi, sekiz yıl sonra Panorama, County Durham'daki başka bir ATU olan Whorlton Hall'da savunmasız hastalara kötü muamele yapıldığına dair kanıtları ortaya çıkardı. Hastane, İngiltere'de öğrenme güçlüğü olan ve otizmli insanlara bakım sağlayan çok sayıda birimden biri. Birçoğu Akıl Sağlığı Yasası uyarınca tutuklu bulunuyor. Hükümet bu birimlerdeki yatan hasta sayısını azaltma hedefine ulaşamadı. 2015 yılında Mart 2019'a kadar rakamları %35 ile %50 arasında azaltma sözü verdi. Ancak Nisan ayında İngiltere'deki ATU'larda hâlâ 2.245 öğrenme güçlüğü veya otizm hastası bulunuyordu. Sayının 1.300 ila 1.700 arasında olması gerekiyordu.

Oğlu Stephen 17 yaşında ATU'ye götürülen Leo, BBC'ye şunları söyledi: "Kendi kendime bunun olamayacağını düşündüm, bu bir üçüncü dünya ülkesi gibi; oğlum bir üçüncü dünya ülkesinde yaşıyor." Bunun "ulusal gizli bir skandal" olduğunu hissettiğini ekledi. Leo, bir çocuğun ATU'ye götürülmesinde yalnız değil. ATU'lerde toplam yatan hasta sayısı bir miktar azalırken, kabul edilen çocuk sayısında artış yaşandı. ATU'lere yönelik 2015 planı, birçok birimin kapatılmasının ardından "hala ihtiyaç duyulan sınırlı sayıdaki yatağın daha kaliteli ve insanların evlerine daha yakın olması gerektiğini" belirtiyordu. Ancak Nisan 2019'da evden 50 kilometre uzaktaki ATU'larda hâlâ 915 hasta bulunuyordu. Evden uzakta tutulmak yatan hastalar için travmatik olabilir ama aileler için de zor olabilir. Leo Londra'da yaşıyor ama Stephen'ın ilk ATU'su Northampton'daydı. "Orayı ziyaret etmek için 80 mil yol kat ederdik, sonra ön kapıya vardık ve ziyaret rezervasyonu yapılmış olmasına rağmen ziyaret etmemize izin verilmedi" dedi. "Ya da bizi ararlardı, geleceğimizi biliyorlardı ve bir sonraki, diyelim ki biz gelmeden 10 dakika önce bizi arayıp 'gelmeyin' derlerdi." Stephen ATU'larda toplam altı yıl tutuldu. Bu kulağa olağanüstü gelse de ortalama kalış süresi hala beş buçuk yıldır. 2015 yılında NHS, "Genel kalış süresini azaltmak için sağlayıcılar, komisyon üyeleri ve klinisyenlerle birlikte çalışacağız" dedi.

Sağlık Bakanlığı BBC Panorama'ya şunları söyledi: "Otistik insanlar ve öğrenme güçlüğü çekenler mümkün olan en iyi bakımı almalı ve kendi toplumlarında yaşamaları için desteklenmeli." "Daha fazla insanın tedavileri biter bitmez hastaneden eve dönmesini sağlamak için çalışıyoruz ve toplum desteğine yapılan önemli yatırımlar, bu akıl sağlığı hastası sayısında azalmaya yol açtı." BBC Panorama ayrıca ATU'larda öğrenme güçlüğü ve otizmi olan kişilere uygulanan fiziksel kısıtlamaların sayısının arttığını gösteren verilere de ulaştı. Fiziksel kısıtlamalar yalnızca hastanın kendisine veya başkalarına zarar vermesini önlemek için kullanılmalıdır.

Kısıtlamalar, güçlü ilaçlarla sedasyonu (kimyasal kısıtlama)davranış kontrolü için kemerlerin, manşetlerin ve kısıtlamaların kullanımını (mekanik kısıtlama) ve göğüs aşağı pozisyonda yere yatmaya zorlanmayı (yüzüstü kısıtlama) içerebilir. ATU'larda diğer yaş gruplarına göre daha az çocuk bulunsa da, 18 yaş altı çocuklar en çok zaptedilecek yaş grubudur. Leo'nun oğlu 23 yaşındayken nihayet ATU'lardan serbest bırakıldı ve Londra'daki yerel topluluğa taşındı ve burada yaklaşık yedi ay boyunca özel bir evde bakımla yaşadı. Leo, eve ilk geldiğinde saatlerce çığlık atıp ağladığını söyledi ancak "son iki buçuk aydır... çok iyi gidiyor. Bazı sorunlar var… ama hiçbir şey ilk dört aydaki gibi değil. Durumu iyi ve şimdi gülüyor, gülümsüyor.."" (174)

"En savunmasızlar için 'bozuk' bakım sistemi
Bir rapor, zihinsel sağlık sorunları, otizm ve öğrenme güçlüğü olan hastaların "bozuk" bir bakım sistemi nedeniyle hayal kırıklığına uğradığı konusunda uyarıyor. Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC), akıl sağlığı hastanelerinde uzun süredir tecrit altında yaşayan en az 62 yetişkin ve çocuğun bulunduğunu bildiğini söylüyor. Çalışmayı yaptıran Sağlık Bakanı Matt Hancock, üzücü hikayelerden dehşete düştüğünü söyledi. Davaların inceleneceği sözünü verdi.

-İzole edilmiş, ayrılmış.. Rapor, CQC'nin çocuklar ve gençlere yönelik ruh sağlığı koğuşlarında ve öğrenme güçlüğü veya otizmi olan kişilere yönelik koğuşlarda uzun vadeli ayrımcılığın kullanımına ilişkin ilk bulgularını sunuyor. CQC şu ana kadar tecrit altındaki 39 kişiyi ziyaret etti ve bakımını değerlendirdi; çoğuna otizm tanısı konuldu.

-"Tespit edilen 62 vaka (89 kayıtlı bakım sağlayıcıyla iletişime geçildikten sonra), bazıları 11 yaşında kadar genç olan 20 çocuk ve genci içeriyor. Hastaların çoğu evlerinden kilometrelerce uzaktaki hastanelere yerleştirildi. Bazıları yıllarca hastanede diğer hastalardan ve personelden ayrı kalmıştı. Hastalar tecritte sıkışıp kalma riskiyle karşı karşıya."

Ayrılmanın en yaygın nedeni, diğer hastaları güvende tutmak ya da hastanın, başkaları yanında baş edemeyeceği inancıydı. CQC, bazı koğuşların otizmli kişiler için uygun ortamlar olmadığını ve birçok personelin karmaşık ihtiyaçları ve zorlayıcı davranışları olan hastalarla çalışmak için gerekli eğitim ve becerilerden yoksun olduğunu tespit etti. Ziyaret edilen hastanelerin bir kısmı "kapalı ve hatta cezalandırıcı bir kültür geliştirme riski taşıyan kurum özellikleri" taşıyordu. 39 kişiden 26'sında personel, genellikle şiddet ve saldırganlık endişeleri nedeniyle onları ana koğuş ortamına yeniden entegre etme girişimlerini durdurmuştu. Çoğu zaman, toplu yerleştirme gibi uygun bir alternatif bakım yeri bulunamıyor.

CQC'den Dr Paul Lelliott şunları söyledi: "Ziyaret ettiğimiz kişilerin uzun yıllardır sağlık, bakım ve eğitim hizmetleriyle temas halinde olması, gidecek başka yer olmadığı için kriz anında hastaneye kabul edilmelerini engelleyen fırsatların kaçırıldığına işaret ediyor." "Bu insanlar mevcut bakım sistemi yüzünden başarısızlığa uğradı ve bu sistemin değiştirilmesi gerekiyor."

Bay Hancock şunları söyledi: "En iyi ihtimalle, sağlık ve bakım sistemi, özel bir işgücünün desteğiyle insanlara mükemmel destek sağlıyor." "Ancak toplumdaki en savunmasız kişilerin küçük bir kısmı, kendileri için çalışmayan bozuk bir sistem yüzünden başarısızlığa uğruyor. Onlar daha iyisini hak ediyorlar." Hükümetin ailelerle çalışacak, hizmetleri birleştirecek ve insanları en az kısıtlayıcı bakıma ve ardından topluma taşımaya çalışacak uzman, bağımsız savunuculara fon sağlayacağını söyledi. Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan Rebecca Hilsenrath şunları söyledi: "CQC'nin acil eylem çağrısını memnuniyetle karşılıyoruz ve en savunmasız durumda olanların ihtiyaç duydukları bakımı evlerinin yakınında almalarını sağlamak için daha fazla neler yapabileceğimize bakıyoruz." "Bu, akıl sağlığı hastanelerinde yatan öğrenme engelli ve otizmli kişileri de içermelidir."" (175)

"Öğrenme güçlüğü 'evden uzakta' bakımı
Tracey engelli oğlunun Carstairs'den serbest bırakılmasını istiyor.. BBC İskoçya'nın elde ettiği yeni rakamlar, öğrenme engelli ve otizmli kişilerin hâlâ ailelerinden uzakta yaşamaya zorlandığını gösteriyor. Bu, İskoç hükümetinin beş yıl önce uygulamayı sona erdirme sözü vermesine rağmen gerçekleşti. BBC ayrıca hastane birimlerinden çıkamayan öğrenme güçlüğü çeken kişilerin sayısının arttığını da tespit etti. İskoç hükümeti, boşlukları tespit etmek için çalışmalar yapıldığını ve sorunun çözülmesi konusunda kararlı olduklarını söyledi. 2013 yılında hükümet, "2018 yılına kadar şu anda İskoçya dışındaki tesislerde bulunan öğrenme güçlüğü, otizm ve karmaşık bakım ihtiyaçları olan kişilerin İskoçya'daki ailelerine daha yakın yaşamalarının desteklenmesi gerektiğini" söyledi.

-Dr Anne MacDonald konuyu İskoç hükümeti adına inceledi.. Ancak BBC'nin elde ettiği veriler, İskoçya'dan gelen 79 kişinin hâlâ İngiltere ve Galler'deki bakım evleri ve hastanelerde bulunduğunu gösterdi. Rakamlar, İskoç hükümetine, hâlâ hastane birimlerinde ve ayrıca ailelerinden çok uzaklarda mahsur kalan kişilerin sayısını değerlendirmek üzere görevlendirilen Dr. Anne MacDonald'ın yürüttüğü bir araştırmadan geliyor. Birleşik Krallık genelindeki politikanın yönü, öğrenme güçlüğü olan herkesi ailelere yakın topluluk hizmetlerine veya kendi evlerinde desteklenmeye taşımaktır.

-İyi örnekler.. Ancak araştırma, 400'den fazla kişinin hâlâ kendi bölgeleri dışındaki bakımevlerinde ve hastanelerde bulunduğunu, bunun kendi tercihleri olmadığını ortaya çıkardı. Bunlardan 109'unun öncelikli olarak evlerine getirilmesi gerektiği belirtildi. Keys to Life Projesi'nin proje lideri Dr MacDonald, BBC'ye 109 gruptakilerin özellikle endişe verici olduğunu söyledi. Şöyle söyledi: "Öğrenme güçlüğü olan herkesin kendi yerel topluluğunda olabileceği ve aslında olması gerektiği kesinlikle açıktır." "Bu hizmetlerin bireyler için doğru şekilde sağlanmasıyla ilgilidir." Dr MacDonald, öğrenme güçlüğü olan ve karmaşık bakım ihtiyaçları olan bireylerin doğru hizmetleri evlerine yakın bir yerde almaları konusunda ülke çapında birçok iyi örnek bulunduğunu söyledi.

-Olumlu yöntemler.. Ancak şunları söyledi "Bunun gerçekleşmediği birçok örnek olması da talihsiz bir durum; ve bunlar, tüm insanların geri dönüp kendi yerel topluluklarında yaşayabilmelerini ve geri kalanımız gibi başarılı yaşamlar sürdürebilmelerini sağlamak için daha iyi neler yapabileceğimizi görmek için ileriye dönük olarak odaklanmak istediklerimizdir." Dr MacDonald ayrıca ailelerinin yakınına getirilmesi gereken 109 kişi için uygulanan kısıtlama kullanımını da inceledi. Yüzde 21'inin fiziksel kısıtlamaya, yüzde 11'inin tecrit altına alındığını ve yüzde 44'ünün davranışlarının sakinleştiricilerle kontrol altına alındığını buldu. Doktor, kısıtlama yerine daha olumlu yöntemlerin kullanılmamasından dolayı hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Kimyasal kısıtlamanın etkisiz olduğuna ve fiziksel kısıtlamanın uzun vadeli hasara neden olabileceğine dair kanıtlar bulunduğunu söyledi. İnsanları kurumsal bakımdan çıkarıp aileye yakınlaştırma politikası, öğrenme güçlüğü olan kişileri büyük hastane kurumlarından alıp topluma kazandırma yönünde onlarca yıldır verilen sözleri takip ediyor, ancak bazılarının sistemde sıkışıp kaldığı görülüyor.

-'Bize eve gelmek istediğini söyleyip duruyor'.. Louis, ailesinden arabayla dört buçuk saat uzaklıktaki Hartlepool'daki bir bakım tesisine gönderildi.. Kate Sainsbury, oğlu Louis'in mükemmel doğduğunu söylüyor. Ancak daha birkaç günlükken menenjite yakalandı. Louis'in beyni hasar gördü. Bunun sonucunda öğrenme güçlüğü çekiyor ve iletişimi bozuluyor. "Louis uzun boylu, güçlü ve çekici" dedi. Bir yatılı okula gitti ve hafta sonları eve gitti, ancak okulun sonunda mücadele etti ve sonunda bir hastanenin yatan hasta ünitesine kaldırıldı.

-'Umutsuz bir durum'.. Kate, "Bundan sonra Louis için uygun bir yerleştirme bulmak gerçekten zor oldu" dedi. Ve bu yılın başında altı yıllık pozisyonunu kaybetti. "Geçen yaz biyolojik babası öldü ve Louis anlaşılır bir şekilde harekete geçti. Yerinden çıkarıldı ve sonra ona hiçbir yer bulamadık ve sosyal hizmet görevlisinin bulabildiği tek yer Hartlepool'du." "Onun için bu hareket gerçekten korkutucuydu. Bildiği her şeyin kaybıydı." "Çaresiz bir durum. Her iki haftada bir arabayla oraya gidiyorum ama oraya varmak dört buçuk saat sürüyor."Louis'i destek alabileceği yakınımızdaki bir daireye taşımak istiyoruz ama bunun gerçekten zor olduğu kanıtlandı. İletişim kurabiliyor ve bize eve gelmek istediğini söyleyip duruyor."

Zihinsel Refah Komisyonu'nun (MWC) genel müdürü Colin Mackay, 1980'lerde ve 1990'larda insanları kurumsal bakımdan çıkarmak için büyük bir ivme olduğunu ancak bunun durduğunu söyledi. Şöyle dedi: "Şu anki endişem, bu hırs ve dürtü duygusunu kaybetmiş olmamız ve şu anda olanların kabul edilebilir olmaması ve bunu çözmek için bir şeyler yapmamız gerektiğidir." BBC'ye, sıkışıp kalan ve hastane birimlerinden çıkamayan öğrenme güçlüğü olan kişilerin sayısının azalması gerektiğini, ancak aslında arttığını söyledi. Zihinsel Refah Komisyonu'ndan Colin Mackay ivmenin durduğunu söyledi. Komisyonun 2016 yılında gerçekleştirdiği bir rapor, yatılı bakımdan ayrılmaya hazır olduğu değerlendirilen ancak toplumdaki hizmet eksikliği nedeniyle taburculuklarının bazen aylarca, hatta yıllarca ertelendiği öğrenme güçlüğü ve otizmi olan yaklaşık 58 kişinin bulunduğunu ortaya çıkardı.. Yakın zamanda yapılan bir kontrolde bu rakamın 78'e çıktığı görüldü. İskoç hükümetinin en son Hükümet Programı 2013 hedefinden bahsetmiyor ancak 2018 sonbaharından itibaren bölge dışına yerleştirmelerin azaltılmasından bahsediyor.

-Hasta bakımı.. Dr. MacDonald'ın çalışmasının, hizmetlerdeki boşluklar konusunda çok daha iyi bilgilendirilmeleri ve bunları giderebilmeleri anlamına geldiğini söyledi. Ruh Sağlığı Bakanı Clare Haughey şunları söyledi: "Yerel hizmetlerin devreye alınması, toplum hizmetlerinin geliştirilmesi, geçiş planlaması ve uzmanlık becerileri ile ilgili olarak Sağlık ve Sosyal Bakım Ortaklıkları ile bunun tartışılması da dahil olmak üzere, Dr MacDonald'ın bulgularına dayanarak çalışmayı en iyi şekilde nasıl ileriye götürebileceğimizi düşünmeye kararlıyız." BBC'nin '4'teki Dosya (File on 4)' radyo programı, İngiltere'deki yataklı tedavi ünitelerinde tespit kullanımının keskin bir şekilde arttığını ve öğrenme güçlüğü olan binlerce kişinin hâlâ Birleşik Krallık genelinde kurumsal bakımda sıkışıp kaldığını ortaya çıkardı." (176)

"Öğrenme güçlüğü olan kişilerin aileleri, bakımın 'ulusal bir skandal' olduğunu söylüyor
İngiltere'de öğrenme güçlüğü olan kişilerin bakımına ilişkin bir incelemenin yazarı, bunu yayınladığından bu yana "herhangi bir somut ilerlemenin olmadığını" bildirdi. Etkilenenler bu haber hakkında ne düşünüyor?

  "Bir gün banyoda bana alt dudağının büyük bir parçasını sundu. O an beni hiç bırakmadı, elinizde çocuğunuzun bir parçasını tutarken o sizi asla bırakmadı. Profesyonel olarak ona evde sağlayamayacağımız ekstra bakıma ihtiyacı olduğunu fark ettik."

Phil Wills, neredeyse 3 yıl önce, otizmli 11 yaşındaki oğlu Josh Wills'e artık bakamayacağını fark ettiği günü anlatıyor. O zamandan bu yana zorlayıcı davranışlar sergileyen Josh, Cornwall'daki aile evinden 260 mil uzakta, Birmingham'da bir NHS değerlendirme ve tedavi merkezinde yaşıyor. Josh kendine şiddet uyguluyordu ve Phil, oğlunun hayatının tehlikede olduğunu fark etti. "Dudağını ve dilini ısırdı ve dilinin üçte birini aldırmak için defalarca ameliyat oldu. Sürekli bağırıyordu, doğru düzgün yemek yemiyordu, kilosu düşüyordu. Gözünüzün önünde kalbinin olduğunu görmek -kırılıyor" diyor.

-Josh şu anda evinden 260 mil uzakta.. Yaşadığı bölgede Josh'a bakacak uygun bir yer olmadığından Midlands'ta bir yer görevlendirildi. Aile, bakımın mükemmel olduğunu söylese de bu, onu ziyaret etmek için binlerce kilometre yol kat etmek anlamına geliyordu. Josh'u Eve Getir kampanyası başlatıldı ve gerçek ilerleme ancak eski Bakım Bakanı Norman Lamb'in müdahalesinden sonra gerçekleşmeye başladı. Ailenin kaygısı daha da derinleşti çünkü Josh'u değerlendirme ve tedavi hastanesine gönderme kararı, ilk etapta bunun altı aylık geçici bir yerleştirme olması gerektiği gerçeğine dayanıyordu. O hala orada. Ancak önümüzdeki hafta içinde Josh'un sonunda Cornwall'a dönebileceğini ve aile evinin yakınındaki özel olarak uyarlanmış bir evde yaşayabileceğini ve burada otizm ve zorlayıcı davranışlar konusunda uzmanlaşmış bakım personeli tarafından bakılacağını umuyorlar. . Bu, yerel konseyden ve NHS'den komisyon üyelerinin güçlerini birleştirmesinden sonra geldi. Phil Wills bunun herkese zarar verdiğini söylüyor.

-Josh'un ailesinin ekstra yardıma ihtiyacı vardı ama onun evden bu kadar uzağa yerleştirilmesini beklemiyorlardı.. "Bir çocuğun aile hayatı hakkının bedeli nedir, ailenin hakkının bedeli nedir? Kendi hatası olmasa da çocuğu evde yaşayamaz. Merak ediyorum, bir futbolcunun 47 milyon sterlinlik rakamlarına baktığınızda, bunun farklı olduğunu fark ediyorum ama bazen bu dünya gerçekten çılgınca bir yer" diyor. Aile, Josh Wills'in Birmingham'da gördüğü bakımın mükemmel olduğunu belirtmekte zorluk çekiyor. Ancak durum her zaman böyle değildir. Dr Shahana Hussein, bir NHS doktoru ve Fauzia adında genç bir kadının teyzesidir. İki buçuk yıl önce otizm, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) hastası olan 15 yaşındaki Fauzia, otizm konusunda uzmanlaşmış bir okula gittiği evde kendisine bakılamıyordu.. Fauzia'nın özel olarak işletilen bir değerlendirme ve tedavi birimine gönderildiği Dr Hussain'e göre Fauzia hemen tecrit altında tutuldu. Dr Hussain, yeğeni kabul edilene kadar tam zamanlı eğitim gördüğünü ve hayatı boyunca hiçbir zaman kısıtlanmadığını söylüyor. "Hiç kas içi enjeksiyona ihtiyaç duymamıştı, her zaman tablet alıyordu. Ancak kabul edildiği andan itibaren zaptedildi, tecrit altına alındı ve çoğu zaman, özellikle de ilk altı ay veya iki yılda, günde birçok kez tekrar tekrar zaptedildi." Fauzia, çıplak olarak izolasyonda önemli bir zaman geçirdi. Dr Hussain, bunun kendisine yönelik herhangi bir talepten kaçınma yolu olduğunu söylüyor.

-Personelin Fauzia'yı bir risk ve şiddet yanlısı biri olarak gördüğüne inanıyor. . Cevaplarının sadece onu kontrol altına almak olduğunu iddia ediyor. Sonuç olarak Fauzia saçını yoldu ve elbiselerini çıkararak durumu kontrol etmeye çalıştı. 11 ay önce aile Fauzia'yı başka yere taşımayı başardı. Hüseyin şöyle açıklıyor: "Onu dışarı çıkarmamız Mencap ve Zorlu Davranış Vakfı hayır kurumları sayesinde tamamen şans eseri oldu." "Diğer tüm şikayet sistemleri işe yaramadı. 10 aydır dışarıda ve o zamandan beri hiç zaptedilmedi. Bu kız 2 yıldır hastane alanını hiç terketmedi ama 24 saat içinde topluma çıktı."

-Fauzia artık tamamen farklı bir insan.. Hayatı dolu ve yapılandırılmıştır. Eğitimine geri döndü, tablet ilaçlarına geri döndü ve bir daha asla iğne yapılmadı. Hüseyin, "Gece ile gündüz gibi, bakım farkı" diyor. İnsanların hastanelerdeki bu kurumsal Değerlendirme ve Tedavi birimlerinden, toplumsal ortamlara taşınmasında kaydedilen ilerlemeyi özetleyen en son resmi rapor bu hafta yayınlandı. Sir Stephen Bubb, Winterbourne View - Zaman Tükeniyor adlı raporunu bir "uyarı çağrısı" olarak tanımlıyor.

-Winterbourne View'daki taciz BBC'nin gizli çekimleriyle ortaya çıktı.. Sir Stephen Bubb, NHS İngiltere CEO'su Simon Stevens'ın gösterdiği liderliği överken aynı zamanda değişimin hızını "yavaş" olmakla eleştirdi. "21. yüzyılda öğrenme engelli ve otizmli insanlara hala bu korkunç şekilde - tecrit, kısıtlama, enjeksiyon - muamele etmemiz çok çirkin. Bu kabul edilemez" diyor. Yaşadıklarını anlatan aileleri ve akrabaları dinleyen Sir Stephen, durumun kendisini çok kızdırdığını söyledi. Geçtiğimiz yıl, Bristol yakınlarındaki Winterbourne Görüş Değerlendirme ve Tedavi biriminde öğrenme güçlüğü olan kişilere yönelik istismarı ortaya çıkaran BBC Panorama programının ardından Winterbourne Görüşü - Değişim Zamanı'nı yazdı.

-Bazı personel suçlu bulunarak hapse atıldı.. Hastane kapatıldı. Ancak hem NHS hem de özel şirketler tarafından yürütülen değerlendirme ve tedavi birimlerinin yaygın kullanımına ışık tuttu. Birçoğu haftada yaklaşık 3.000 £ ücret alıyor. Bazılarının haftada 12.000 £'dan fazlaya mal olduğu biliniyor. Winterbourne View skandalından sonra önceki hükümet mümkün olduğu kadar çok insanı birimlerden çıkarma sözü verdi. Öğrenme Engellilik Sayımı başlatıldı. Bu, tahliye edilenlerden daha fazla kişinin birliklere kabul edildiğini gösterdi. Ayrıca yüzlerce kişinin yıllardır hapsedildiği ve birçok kişinin ailesinden veya arkadaşlarından yüzlerce kilometre uzakta yaşadığı ortaya çıktı. Hükümet, Haziran 2014'e kadar 'binlerce insanı hastanelerden çıkarıp topluma kazandırmaya hazırlanacağına' söz vermişti, ancak bu süre geldi ve geçti. Şubat 2015'te Ulusal Denetim Ofisi gecikmelerle ilgili bir rapor yayınladı ve Bakanların gecikmelerin boyutunu ve karmaşıklığını hafife aldıkları sonucuna vardı. Ayrıca, yeni yasaya göre, bakanların artık sağlık ve sosyal hizmetleri, ihtiyaç duyulan yeni özel bakımın sağlanması ve finanse edilmesi konusunda zorlama yetkisinin bulunmadığına, çünkü bu yetkinin yerel düzeye devredildiğine de işaret edildi.

Aileler iletişime geçerek durumla ilgili görüşlerini bildirdi. İşte onların görüşlerinden bir seçki:

-"Uygun bakımı bulmak ve bunun yerel otoriteniz tarafından ödenmesi, en kararlı ve kendini adamış ebeveyni zorlayacak çetin bir mücadeledir ve bu mücadele, otizmli yetişkin oğluma bakmanın, devam eden zorluklarının da üstündedir."

-"Bu mücadele şu anda dördüncü yılına yaklaşıyor. Toplumda bakım hedefimize ancak oğlumuzun hak kazandığı ücretsiz adli yardımla ulaşmaya yaklaşıyoruz."

-"Son 20 yılımızı ülkenin her yerindeki bakım evlerinde kızımı ziyaret ederek geçirdik. Bu, bir ebeveyn olarak hayatınızı ele geçiriyor. Tüm aile için çok stresli bir durum. Kaliteli özel bakım yok gibi görünüyor. Tartışmak çok üzücü. Duyduklarım çok tanıdık. Şu anda yerel akıl sağlığı ekibinin ona destek olmayı reddettiği geçici bir bakım evinde bulunuyor. Yakınımızda bir yerleştirme bekliyoruz, ancak uzmanlık gerektiren bir şey yok, bu nedenle Sosyal Hizmetler'in bir daire bulması söz konusu ve sonrasında onunla işaret dili aracılığıyla iletişim kurabilecek ona destek olacak personel bulmakta zorluk yaşanacak."

-"Bu ulusal bir skandaldır. Vergi mükelleflerinin parası uygunsuz yerleştirmeler, tedavi ve değerlendirmeler için milyarlarca dolar israf ediliyor, özel hastaneler ve müşterilerin hayatları, Winterbourne View skandalından sonra bile bu tür yerlerde yıllarca boşa harcanıyor. Hükümet raporunda hiçbir müşterinin tedavi ve değerlendirme merkezlerinde 6 aydan fazla kalmaması gerektiğini söyledi. Kızım Eylül 2011'den Ağustos 2014'e kadar yaşam kalitesi olmayan bir cezaevinde tutuldu. O da 17-20 yaşları arasında bir cezaevinde kaldı."

-İngiltere Baş Hemşirelik Sorumlusu ve Dönüşen Bakım Sunumu Kurulu Başkanı Jane Cummings şunları söyledi: "Bu çalışmaya dahil olan tüm kuruluşlar, büyük ilerleme kaydedilmesine rağmen, öğrenme güçlüğü olan insanlara yönelik bakımı dönüştürmek ve iyileştirmek için hala yapacak çok şeyimiz olduğu konusunda açık." "Değişiklikleri hızlı ama güvenli bir tempoda gerçekleştirmeye kararlıyız, bunu yapma yolunda ilerliyoruz ve daha önce duyurulduğu gibi Ekim ayında kapatma ve yeniden tedarik planlarını hazırlayacağım." (177)

"Engelli hastalara yönelik kısıtlamaların 'utanç verici' kullanımı
-Yüz aşağı kısıtlama insanların nefes almasını kısıtlayabilir.. Rakamlara göre, İngiltere'deki hastane birimlerinde öğrenme güçlüğü olan yetişkinlere uygulanan kısıtlamalar 2016 ile 2017 yılları arasında %50 arttı. 2017 yılında emniyet kemerleri her yarım saatte bir olmak üzere 22.000'den fazla kez kullanıldı. Bu sayı 2016'da 15.000'e yükseldi. Eski Sosyal Bakım Bakanı Norman Lamb, kısıtlamanın "utanç verici" olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı, hastanelerde kısıtlayıcı güç kullanımını azaltmaya kararlı olduğunu söyledi.

-'Kesinlikle şok edici'.. BBC Radyo 4'ün '4'teki Dosya (File on 4)' programı aracılığıyla NHS dijitalden elde edilen, hem yetişkinleri hem de çocukları kapsayan veriler ayrıca şunları da buldu: "Aynı dönemde saldırıya uğrayan hasta sayısı 3.600'den 9.000'in üzerine çıktı ve bu yılın Ocak-Mayıs ayları arasındaki rakamlar, bu sayının artmaya devam ettiğini gösteriyor. Hükümet kurallarına göre artık kullanılmaması gereken yüzüstü veya yüzükoyun kısıtlama örnekleri de 2.200'den 3.100'e çıktı." Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'daki yetkililer tam karşılaştırmalı veri sağlamanın mümkün olmadığını söyledi. 2014 yılında hastanelerde güç kullanımını azaltmaya yönelik yönergeler sunan Liberal Demokrat Milletvekili Norman Lamb, yüz üstü kısıtlama kullanımının "kesinlikle şok edici" ve "olağanüstü derecede aşağılayıcı" olduğunu söyledi. "Sonuç olarak, kısıtlama kullanımında önemli bir düşüş görmek istemiştim ve görmeyi bekliyordum ama bu gerçekleşmedi." "Pek çok vakada, yatan hasta ortamlarındaki insanlara daha sofistike bir yaklaşımla kısıtlama kullanımından kaçınmanın mümkün olduğunu bildiğimizde bunun gerçekten utanç verici olduğunu düşünüyorum."

-'Kesinlikle kabul edilemez'.. İleri düzeyde öğrenme güçlüğü olan kişileri destekleyen bir hayır kurumu olan Zorlu Davranış Vakfı'ndan Viv Cooper şunları söyledi: "İnsanları sıkıntıya sokan ve onlara zarar veren durumlara sokuyoruz ve bu kesinlikle kabul edilemez." Artışlar, hükümetin yatan hasta yataklarındaki öğrenme güçlüğü olan kişilerin toplam sayısının düştüğünü söylediği bir dönemde meydana geldi. Ancak BBC araştırması, hükümetin Mart 2019'a kadar öğrenme engelli ve otizmli kişilerin yüzde 35 ila yüzde 50'sini hastanelerden alıp topluma taşıma taahhüdünün yerine getirilmesinin pek mümkün olmadığını da ortaya çıkardı. Son rakamlar, yatan hasta ünitelerindeki yetişkin sayısının 2.600'den 2.400'e düştüğünü, ancak bu ünitelerdeki çocuk sayısının neredeyse iki katına çıktığını gösteriyor. Öğrenme Engelliler eski ulusal müdürü Rob Greig, hükümetin Dönüştürücü Bakım programı hakkında şunları söyledi: "Olan tek şey, bir kişinin taşınması ve bir başkasının da taşınmaya hazır olmasıydı, çünkü bir başkası toplum hizmetlerinin onları gerektiği gibi desteklememesi nedeniyle hayal kırıklığına uğramıştı." Ancak Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı'ndan bir yetkili, 2015 yılından bu yana yaklaşık 5.500 kişinin taburcu edildiğini ve 410'dan fazla yatan hasta yatağının hizmet dışı bırakıldığını söyledi. Yetkili şunları ekledi: "Öğrenme engelli ve otizmli insanlar en iyi desteği ve bakımı hak ediyor." "Her türlü kısıtlamanın yalnızca son çare olarak kullanılması gerektiği konusunda netiz ve kısıtlayıcı müdahaleleri azaltmak ve gelişmiş izleme ve eğitim yoluyla hasta güvenliğini artırmak için çalışıyoruz." Konseyleri temsil eden Yerel Yönetim Derneği, insanlara toplumda ihtiyaç duydukları hizmetleri sunmaya çalıştıklarını ancak yetişkinlere yönelik sosyal bakım hizmetlerinin 2025 yılına kadar 3,5 milyar £'luk bir fon açığıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Bir temsilci şunları söyledi: "İnsanların etkili ve güvenli destek alabilmesi için sosyal bakımın mali açıdan sürdürülebilir olması gerekiyor."" (178)

"Öğrenme güçlüğü tedavi bakımı 'şok edici'
Winterbourne View'da istismarın ortaya çıkması, öğrenme güçlüğü olan kişilere yönelik bakımın gözden geçirilmesine yol açtı.. İngiltere'de sektör üzerinde yapılan bir inceleme, öğrenme güçlüğü olan bazı kişilerin hastanelerde ve bakım evlerinde tedavisinin "katlanılamaz" olduğunu ortaya çıkardı. Sir Stephen Bubb, 2011 yılında Winterbourne View bakım evinde yaşanan istismar skandalından sonra insanların topluluk bakımına ve haklar sözleşmesine taşınmasını tavsiye etmişti. Nihai raporunda ilerleme eksikliğini eleştirdi ve reformu yürütmek üzere bir komisyon üyesinin atanması gerektiğini söyledi. Hükümetin tüm tavsiyeleri dikkate aldığı anlaşılıyor. 2011 yılında BBC'nin Panorama programı, Bristol yakınlarındaki Winterbourne View özel hastanesinde ciddi hasta istismarı ve ihmalini ortaya çıkardı. Daha sonra NHS İngiltere, Gönüllü Kuruluşların İcra Kurulu Başkanları Birliği'nin genel müdürü olan Sir Stephen'dan, öğrenme güçlüğü olan kişilere verilen destekteki "ciddi eksikliklerin" nasıl giderileceğini incelemesini istedi. Kasım 2014'te Sir Stephen, birçok kişinin evlerinden uzaktaki hastanelerde çok uzun süre tutulduğunu belirten Winterbourne View - Değişim Zamanı adlı raporunu yayınladı. Kendi toplumlarındaki insanlara yönelik bakım hizmetleri lehine büyük "uygun olmayan yataklı hasta tesislerinin" kapatılması ve onlar ve aileleri için yasal bir haklar sözleşmesinin getirilmesi de dahil olmak üzere 10 tavsiyede bulundu. Ancak daha sonra "somut bir ilerlemenin bulunmadığını" bildirdi.

-'Değişimin savunucusu'.. BBC Radio 4'ün Bugün (Today) programında konuşan ve Pazartesi günü nihai raporunu yayınlayan Sir Stephen şunları söyledi: "İnziva, aşırı ilaç tedavisi ve fiziksel kısıtlama kullanımı hakkında duyduklarım karşısında gerçekten şok oldum."Öğrenme güçlüğü olan insanları tedavi etmenin kabul edilemez bir yolu." "İnsanlar için doğru yer, ailelerinin yanı ve düzgün bir şekilde desteklenen toplumdur." Ancak Sir Stephen, ele alınması gereken şeyin "sadece kurumları kapatmak değil", aynı zamanda 'toplumun eğitim ve sağlık sistemlerindeki insanlara nasıl davrandığıyla' da ilgili olduğunu söyledi. "Bu nedenle bugünkü en büyük tavsiyem, öğrenme engelliler için bir komisyon üyesinin kurulmasıdır; değişimin ve daha fazla ilerlemenin savunucusu olarak hareket edecek ve hareket edecek biri" dedi.

-Sir Stephen Bubb: "Öğrenme güçlüğü çeken insanların bırakın ölümlerini, hayatlarına bile değer vermiyoruz".. Değişim Zamanı - Önümüzdeki Zorluklar başlıklı son rapor, yaklaşık 3.500 korunmasız engelli insanın hâlâ kurumlarda olduğunu söylüyor; bu sayı, düşünülenden %30 veya 900 daha fazla. Kendi topluluklarındaki insanları desteklemek için 10.000 ekstra personele ihtiyaç duyulacağı ve bu personelin, yerleşik bir standarda göre eğitilmesi gerektiği öne sürülüyor. 2019 yılına kadar en az 1.300 kişinin hastane bakımından ayrılmasının beklendiği raporda ayrıca, Sir Stephen'a göre önerilen konut yardım tavanlarından muaf tutulması gereken savunmasız insanlar için konut geliştirmeye "kritik bir ihtiyaç" olduğu belirtiliyor.

-'Çok az ilerleme var'.. Sağlık Bakanlığı'nın, bir komiserin kurulması da dahil olmak üzere Sir Stephen'ın tüm tavsiyelerini dikkate aldığı anlaşılıyor. Sağlık Bakanı Alistair Burt şunları söyledi: "NHS İngiltere kısa bir süre önce öğrenme güçlüğü olan kişileri hastanelerden alıp kendi toplumlarına taşımak için büyük bir program duyurdu..." "Bu, hemşireler de dahil olmak üzere uzman personeldeki artışla birleştiğinde bakımı dönüştürecek." "Biz kayıtsız değiliz ve planlarının yerine getirilmesini sağlamak için NHS, yerel yönetim ve diğerleriyle birlikte çalışacağız." İşçi Partisi'nin ruh sağlığından sorumlu gölge bakanı Luciana Berger, Winterbourne skandalından bu yana "çok az ilerleme" kaydedildiğini söyledi. "Muhafazakar bakanlar hatalarını tekrarlamaktan kaçınmalı, bu önerileri kabul etmeli ve öğrenme engellilik hizmetlerimizde acilen gerekli olan dönüşümü sağlamalıdır" dedi. Zaman Çizelgesi: Winterbourne View skandalı.. Winterbourne View'daki taciz BBC'nin gizli çekimleriyle ortaya çıktı.. (....) " (179)

"Rapor, öğrenme güçlüğü olan kişilere yönelik bakımın 'başarısız' olduğunu söylüyor.
-Phill Wills: "Cornwall'da sağlanan bakımı almak için dişimiz ve tırnağımızla mücadele ettik".. Bir inceleme, İngiltere'de öğrenme güçlüğü olan kişilerin evlerinden uzaktaki hastanelerde çok uzun süre tutulduğunu söylüyor. Sir Stephen Bubb tarafından yazılan rapor, öğrenme güçlüğü olan kişiler için bir haklar sözleşmesi ve daha fazla toplumsal olanak sunulmasını tavsiye ediyor. Ayrıca bazı "uygun olmayan" yataklı tedavi tesislerinin kapatılması gerektiği de belirtiliyor. Rapor, 2011 yılında Bristol'deki Winterbourne View bakım evinde istismarın ortaya çıkmasından sonra geldi. Gönüllü Kuruluşların Baş Yöneticileri Derneği'nin (ACEVO "Association of Chief Executives of Voluntary Organisations") genel müdürü Sir Stephen'a, NHS İngiltere tarafından öğrenme güçlüğü olan kişilere destek konusunda "ciddi eksikliklerin" nasıl ele alınacağı soruldu. Winterbourne View - Değişim Zamanı (Winterbourne View - Time for Change) adlı rapor, NHS, yerel yönetim, düzenleyiciler ve hükümet için 10 öneri sunuyor.

-'Dinlenmiyorduk'.. Oğlu Josh'un öğrenme güçlüğü ve ileri düzeyde otizmi olan Phill Wills, onu Birmingham'daki bir tedavi hastanesinde görmek için Cornwall'dan 300 mil uzakta bir yere gitmek zorunda kalır. BBC News'e Josh'un bakımının evine daha yakın bir yerde sağlanması için "dişiyle tırnağıyla mücadele ettiğini" söyledi. "Dinlenmediğimizi hissettiğimizde Josh'un dinlenmediğini hissettik" dedi.

-Leo Andrade oğlunu görmek için 80 mil yol kat etmek zorunda.. 19 yaşındaki oğlu Steven'ın da ileri derecede otizm hastası olduğu ve Northampton'daki bir hastanede yaşadığı Leo Andrade raporu memnuniyetle karşıladı. Bayan Andrade Londra'da yaşıyor ve oğlunu görmek için dört saate kadar yolculuk yapıyor. "Sisteme hiçbir şekilde güvenmiyorum" dedi. "Oğlumu bir daha hiçbir kurumda istemiyorum" dedi. "Ayrıca oğlumun bizden uzak olmasının bizi bir aile sahibi olmaktan mahrum bıraktığı fikrini de buluyorum."

-'Acil eylem'.. Diğer tavsiyeler arasında öğrenme güçlüğü olan ve otizmli kişilerin hastanelerden topluma taşınmasını destekleyecek bir çerçeve yer alıyor. Diğer tavsiyeleri arasında şunlar yer alıyor:

-Öğrenme güçlüğü ve/veya otizmi olan kişiler ve aileleri için bir haklar sözleşmesinin uygulamaya konması
-Öğrenme güçlüğü olan kişilere ve ailelerine kararlara "itiraz etme hakkı" ve kişisel bütçe talep etme hakkı verilmesi
- Yerel karar vericilerin, hangi hizmetlerden kimin sorumlu olduğunu ve bunlardan nasıl hesap sorulacağını belirleyen zorunlu bir çerçeveyi izleme zorunluluğu
-"Uygunsuz" yatan hasta tesislerinin planlı bir kapatma programı
-NHS, yerel yönetim ve hizmet sağlayıcı personeli için geliştirilmiş eğitim ve öğretim
-Toplum temelli hizmetler oluşturmak için bir sosyal yatırım fonunun kurulması

Sir Stephen, Winterbourne View "skandalının" "ulusu şok ettiğini" ve bunun böyle bir vakanın tekrar yaşanmasını önlemek için baskıya yol açtığını söyledi. Bristol yakınlarındaki Winterbourne View özel hastanesinde hastalara yönelik ihmal ve kötü muamelesi BBC Panorama tarafından ortaya çıkarıldı. 2012'de altı kişi hapse atıldı, beşi ise ertelenmiş cezalara çarptırıldı. Sir Stephen şunları söyledi: "Winterbourne tarzı tüm kurumları kapatmak ve toplumsal yardımları artırmak için acil eylem çağrısında bulunuyoruz."

-Sir Stephen Bubb: "İnsanlara yardım etmek yerine zarar veren kurumları kapatabilmeliyiz".. "Öğrenme engelli insanları ve ailelerini güçlendirmek ve onlara sisteme meydan okuma hakkı vermek için yeni bir haklar sözleşmesine ihtiyacımız var. Bu sistemin bu tavsiyelere göre hareket etme cesaretine sahip olmasına ve başka bir sahte şafak vaat etmemesine ihtiyacımız var."Konuşma zamanı bitti. Artık öğrenme engelli veya otizmli insanlar ve ailelerine öncelik vermenin zamanı geldi."

-'Yapılacak daha çok şey var'.. Başbakan David Cameron şunları söyledi: "İnsanları hastanelerden çıkarıp toplumdaki sevgi dolu ve şefkatli evlere götürmek için daha fazlasını yapmalıyız." İşçi Partisi lideri Ed Miliband, 'öğrenme güçlüğü olan kişilerin bakıma alınanların sayısının, ayrılanlardan daha fazla olduğunu' söyledi. Öğrenme güçlüğü olan People First England adlı savunuculuk grubundan Gary Bourlet şunları söyledi: "Rapor güzel sözlerle dolu. Ancak burada daha önce söylenmemiş pek bir şey yok." "Değişimi gerçekleştirme sorumluluğunu üstlenecek birine ihtiyacımız var. Ve bu kişinin öğrenme güçlüğü olan biriyle birlikte çalışması gerekiyor. Biz buna ortak çalışma diyoruz. Ayrıca bir takvime de ihtiyacımız var." NHS İngiltere genel müdürü Simon Stevens, öğrenme güçlüğü olan kişilerin bakımında "radikal değişiklikler" çağrısında bulundu ve bunun "kurumsal bakımın eski modellerine meydan okumak" anlamına geleceğini söyledi. "NHS İngiltere'nin öğrenme güçlüğü olan insanlarla yaptığı son çalışmalar ve bu yeni rapor, artık NHS ve sosyal bakımda radikal değişikliklere ihtiyaç olduğunu kanıtlıyor" dedi.

-'Aktif rol'.. 
İngiltere'nin baş hemşire sorumlusu Jane Cummings şunları söyledi: "Bu rapor, sistemin her parçasından yanıt vermesini istiyor. Önerilerin uygulanmasında tam ve aktif bir rol oynamaya kararlıyız ve diğerlerini de aynısını yapmaya çağırıyoruz." Önerilerin uygulamaya konulması için çalışmaların zaten yapıldığını ve hastaneden taburcu edilenlerin sayısının arttığını söyledi. Ancak insanların kabul edilmesini engellemek için daha fazlasının yapılması gerektiğini kabul etti. NHS İngiltere, artık tüm yerel NHS liderlerinin bilgilendirilmiş yerel bakım planları oluşturabilmeleri için öğrenme güçlüğü ve otizmi olan yatan hastaların kayıtlarına sahip olmaları gerektiğini söyledi. Ayrıca hastanın doğru yerde doğru bakımı alıp almadığına bakan ve hastanın isteklerini dikkate alan bakım ve tedavi incelemeleri de gerçekleştiriyor. NHS İngiltere, yıl sonuna kadar klinisyenlerin yanı sıra NHS ve yerel yönetim komisyon üyelerinin de desteklediği yaklaşık 1000 incelemenin gerçekleşmesini bekliyor." (180)

*"Ailem parçalandı. Oğlumun tek suçu otizm."

"Psikiyatrik bakım 'bizi bir aileden mahrum bırakıyor'
Leo Andrade, oğlunun evinden kilometrelerce uzakta bakılmasının kendisine büyük sıkıntı yaşattığını söylüyor.. Öğrenme güçlüğü olan kişilerin bakımıyla ilgili bir rapor, bu kişilerin genellikle evlerinden uzaktaki kurumlarda çok uzun süre tutuldukları için hükümet tarafından başarısızlığa uğradıklarını söylüyor. Bir anne, ailesinin nasıl etkilendiğini anlatıyor. Leo Andrade'nin 19 yaşındaki oğlu Steven'ın ciddi otizmi ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu var. Geçen yıl Northampton'daki St Andrew's psikiyatri hastanesine yollandı. Londra'nın Islington kentinde yaşayan Bayan Andrade, bu konuda çok az seçeneği olduğunu iddia ediyor ve oğlunun bakımı konusunda hiçbir söz hakkı yokmuş gibi hissetmeye devam ediyor. Her hafta sonu Northampton'a gidiş-dönüş yolculuğunun genellikle dört saate kadar sürdüğünü ve Steven'la bir seferde yalnızca bir saat birlikte olmasına izin verildiğini söylüyor. Evli ve iki çocuk babası olan Bayan Andrade, "Mesafe yaklaşık 80 mil uzakta; oraya ulaşmak saatler sürüyor" diyor. "Her Pazar Steven'ı görmeliyiz ama şu anda bu gerçekleşmiyor." "Onu üç haftadır görmüyorum. Bir keresinde onu üç ay boyunca görmedim çünkü hastane onu rahatsız ettiğimi söylemişti." Karşılaştığı zorluklar "sisteme hiçbir şekilde güvenmediği" anlamına geliyor. "Oğlumu bir daha hiçbir kurumda istemiyorum. Ayrıca oğlumun bizden uzak olmasının bizi bir aile sahibi olmaktan mahrum bıraktığı fikrine de kapılıyorum."

-Noel iptal edildi.. St Andrews hastanesi, bazı çok savunmasız insanlara bakım sağladığını ve "mümkün olan en iyi ortamda en uygun bakımı sağlamak için elinden gelen her şeyi yaptığına dair güvence verebileceğini" söyledi. Bristol'deki Winterbourne View bakım evinde yaşanan taciz skandalının ardından NHS İngiltere tarafından hazırlanan bir rapor, hükümete Steven gibi insanlara ve ailelerine daha fazla hak verme çağrısında bulunuyor. BBC'nin Panorama'sı, 2011 yılında Bristol yakınındaki Winterbourne View özel hastanesinde hastaların ihmal ve istismarını ortaya çıkardı. 2012'de altı kişi hapse atıldı ve bunun sonucunda beş kişi hapis cezasına çarptırıldı. "Winterbourne Görüşü - Değişim Zamanı" raporunun yazarları, bakım görenlerin ve ailelerinin isterlerse sisteme meydan okuyabilmesini istiyor. Bayan Andrade raporu memnuniyetle karşılıyor ancak tavsiyelerin uygulanmasının o kadar kolay olmayacağından endişe ediyor; bu da karar vericilerin çoğunlukla büyük bir fark yaratabilecek riskli kararlardan kaçındığını gösteriyor. Onun için Noel, oğlu eve yakın ve mutlu olmadığı sürece asla kutlanacak bir zaman olmayacak. "Noel yapmıyoruz. Burada bir yemek odam vardı. Masaya oturmak çok zor olduğundan ve oğlum orada olmadığından onu elimden aldım." "Ailem parçalandı. Oğlumun tek suçu otizm." " (181)

"Engelli bakımını öğrenmek 'daha kötü'
Mencap engelli hastaların bakımını öğrenmek için bir yönetmelik geliştirdi.. Bir hayır kurumuna göre öğrenme güçlüğü olan kişiler, bazı doktor ve hemşirelerin inandığı gibi nüfusun geri kalanından daha kötü sağlık hizmeti alıyor. Mencap, 1.084 kişiyle yapılan ankette doktorların neredeyse yarısının ve hemşirelerin üçte birinin durumun böyle olduğunu düşündüğünü ortaya çıkardı. Sağlık vakıflarını, öğrenme güçlüğü olan kişilerin haklarını ve hastanelerin sorumluluklarını belirleyen bir tüzük imzalamaya çağırıyor. Hükümet eşitsizliklerin giderilmesinin bir öncelik olduğunu söylüyor. Mencap'ın ICM tarafından geçen ay 1.000'den fazla doktor ve hemşire arasında gerçekleştirilen araştırması, doktorların %45'inin ve hemşirelerin üçte birinin 'öğrenme güçlüğü olan bir hastanın ihmal edildiğine veya onurunun reddedildiğine tanık olduğunu' ortaya çıkardı. Ankete katılan 10 doktordan dördü ve hemşirelerin üçte biri 'öğrenme güçlüğü olan kişilerin NHS'de ayrımcılığa uğradığını' düşünüyordu. Araştırma, 'yasal korumadan yararlanmasına rağmen engelli kişilerin öğreniminin, sağlık çalışanlarının üçte birinden fazlasının uygun eğitim almaması nedeniyle başarısız olduğunu' ortaya çıkardı. Ancak doktorların ve hemşirelerin çoğunluğu 'engelli hastaların, öğrenme ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı konusunda özel rehberliğe ihtiyaç duyduklarını' kabul etti.(.....)" (182)

"CQC raporu: Öğrenme güçlüğü olan kişilerin bakımı 'insanlık dışı'
- "County Durham'daki uzman hastane Whorlton Hall, BBC'nin Panorama'nın oradaki taciz kültürünü ortaya çıkarması üzerine kapatıldı.." İngiltere'deki bakım düzenleme kurumu, 'öğrenme engelli veya otizmli insanlara yönelik çok sayıda hastanenin kötü bakım sağladığını, bunun zaman zaman onursuz ve insanlık dışı olduğunu' söyledi. Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC), 'bazı yerlerde fiziksel kısıtlamanın kültürün bir parçası olduğunu ve hastaların 13 yıl boyunca izole (/tecrit) edildiği veya ayrılaştırma yapıldığını (seclude and segregated)' tespit etti. İnceleme, BBC News'in yaptığı bir soruşturmanın ardından başlatıldı. Bakım Bakanı Helen Whately, bulguların "derinden endişe verici" olduğunu söyledi. "Kimse bu kadar kötü bakım görmemeli" dedi. "Toplum hizmetlerine yatırım, uzun vadeli tecrit altındaki kişilerle ilgili bağımsız vaka incelemeleri ve Barones Hollins tarafından denetlenen devam eden çalışmalar da dahil olmak üzere halihazırda harekete geçiyoruz." "Bu düzeyde bir bakımın artık sağlık sistemimizde yeri olmaması gerektiğine kararlıyım ve bu rapordaki önerileri dikkatle değerlendireceğim." CQC, insanların "boşluklardan düşmesini" önlemek için ulusal değişime ihtiyaç olduğunu söyledi. NHS, uzman hastanelerdeki insan sayısını azalttığını söyledi. Bir sözcü, 2015'ten bu yana kabul edilen sayının neredeyse üçte bir oranında azaldığını ve NHS'nin toplum desteğine daha fazla yatırım yaparken ve yatan hasta bakımının kalitesini artırırken bunu daha da azaltmaya kararlı olduğunu ekledi. CQC'nin incelemesi, 2018'de engelli hastalarda kısıtlamaların kullanımını vurgulayan BBC '4'teki Dosya (File on 4)' programı tarafından başlatıldı. Bu raporun ardından düzenleyici kurum, Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanı Matt Hancock tarafından otistik kişilerin tespit, tecrit ve ayrıştırma (seclusion and segregation) uygulamalarına bakması için görevlendirildi. 2019'daki Panorama programı da Whorlton Hall Hastanesi sakinlerine kötü muameleyi ortaya çıkardı. County Durham'daki uzman hastane, personelin öğrenme güçlüğü veya otizmli hastaları korkuttuğunu, alay ettiğini ve dizginlediğini gösteren gizli çekimlerin ardından kapatıldı.

 -"Whorlton Hall'da öğrenme güçlüğü olan hastalarla alay edildi ve korkutuldu." CQC müfettişleri, öğrenme güçlüğü veya otizmi olan kişilere yönelik 43 hastane koğuşunu, uzman çocuk ve ergen ruh sağlığı servislerini ve diğer tesisleri ziyaret etti. Akıl sağlığı koğuşlarının çoğunun tedavi edici ortamlar olmadığını ve "gürültülü, kaotik ve öngörülemez" olabileceğini buldular. Raporda, insanların "bir durum veya bir dizi olumsuz davranış olarak" görüldüğü ve sonuçların çoğunlukla kısıtlama, tecrit veya ayrıştırma (seclusion or segregationolduğu ortaya çıktı.

-Bethany'nin hikayesi.. Raporda, neredeyse iki yıl boyunca tecritte tutulan otizmli ve aşırı kaygılı bir kız çocuğu olan Bethany'nin vakası vurgulandı. BBC 4'teki Dosya'da açıkladığı üzere, babası Jeremy'nin Northampton'daki St Andrew's Healthcare'de "hücre" olarak tanımladığı yerde tutuluyordu. Jeremy, CQC raporuna, 'normal personelinin onun teşhisi konusunda herhangi bir eğitim veya anlayışa sahip olmadığını ve davranışlarının daha zorlayıcı hale gelerek kendine zarar vermeye yol açtığını' söyledi. "Bu öfke ve kendine zarar verme, düzenli kısıtlamalarla karşılandı; dört saate kadar birçok kişi tarafından zaptedildi" dedi. Bazen onu zapt etmek için kelepçeler ve bacak kayışlarının yanı sıra "boğucu tükürük başlıkları" da kullanılıyordu. St Andrew's Healthcare NHS İngiltere Walsall Konseyi ve Walsall Klinik Görevlendirme Grubu'nun, bakımının her zaman akıl sağlığı uygulamalarına uymadığını ve "Bethany'nin kendisi için uygun olmayan bir yerleşimden taşınmasında talihsiz gecikmeler yaşandığını" kabul etmesinden sonra, sonunda Bethany'ye tedavisi için tazminat ödenmesine karar verildi. Babası rapora 'kendisinin artık tam eğitimli personelden oluşan, kendi katkılarıyla oluşturulmuş bir ortamda olduğunu' söyledi. Şöyle dedi: "Gereksiz tıbbi deli gömleği kaldırıldı ve yerini şefkat, anlayış ve Beth'i üretken, tatmin edici bir hayata taşıma arzusu aldı."

-Hastaların erken dönemde bakım alamadıkları için "sıklıklakısıtlayıcı uygulamalara maruz kaldıkları ortaya çıktı.. Düzenleyici ayrıca, 'ihtiyaçlarının karşılanmamasının saldırganlığa katkıda bulunmuş olabileceği, bazı kişilerin personeli yaralamaktan dolayı yargılanmasından endişe duyduğunu' da belirtti. İncelemede ayrıca şunlar da bulundu:

-Çocuklara ve gençlere yönelik 313 koğuşun çoğu (%81) önceki ay fiziksel kısıtlama kullanmıştı.
-İnsanların uzun süreli tecritte geçirdikleri süre üç günden 13 yıla kadar değişiyordu.
-Toplumda uygun bakım eksikliği, inceleme sırasında gördüğü kişilerin %60'ının taburcu edilmesini engelliyordu.
- İnzivaya çekilen bazı kişilerin kendi kıyafetlerini giymelerine izin verilmedi, bazılarının ise temiz bir ortamdan, tabak, çatal-bıçak ve tuvalet kağıdından yoksun olduğu görüldü.

 "Bir vakada, koğuş personeli, uzun süredir tecritte kalan 24 yaşındaki bir çocuğun annesinin beş ay boyunca ziyaretini engelledi, hastanın ara sıra tuvaleti kullanmasını engelledi ve onu kolundan yaralanarak aylarca acı içinde bıraktı.."


-Bu rapor değişime yol açacak mı? (Analiz, Alison Holt, Sosyal işler muhabiri).. Bugünkü raporun arkasında yatan trajedinin bir kısmı, öğrenme engelli ve otizmli insanlara yönelik uzun vadeli hastane bakımındaki başarısızlıkların, istismar skandallarında, değişiklik çağrısında bulunan ardı ardına raporlarda ve bunların kapatılması için hükümetin kaçırdığı son tarihlerde iyi bir şekilde belgelenmesidir. Ancak sorunlar, insanlar hastaneye ulaşmadan çok önce başlıyor. 'Çocuklarının davranışları ilk kez zorlayıcı hale geldiğinde (genellikle ergenlik döneminde) yeterli uzman yardımı olsaydı, bir krize ulaşmayabileceklerini' söyleyen ailelerle konuştum.  Çocuklarını hastaneden uzak tutmak için gereken toplumsal desteği almakta zorlandılar, ancak bireye odaklanan yerel yardımın maliyeti muhtemelen yatarak tedavi için ödenen devasa meblağlardan daha az olacak. Bu rapor birçok sorunun öngörülebilirliğinin altını çiziyor ve net çözümler ortaya koyuyor. Şimdi soru şu: "Bu sefer değişime yol açacak mı?"

CQC, koğuş ortamının, uzman eğitim ve personel desteği eksikliğinin, hastaların bakımının her zaman ihtiyaçlarını karşılamaması anlamına geldiğini ve toplum temelli hizmetlerde çalışan kişilerin, daha iyi bir yaşam kalitesi yaşadığını tespit etti. "Gözden Uzak raporu - Kimin Umrunda?" daha erken bakım sağlamak ve insanların hastaneye kabul edilmesini önlemek için toplumda, eğitim, sağlık ve bakım alanlarında daha iyi kapasite sağlanması çağrısında bulundu. CQC'nin hastanelerden sorumlu baş müfettiş yardımcısı ve akıl sağlığı sorumlusu Dr. Kevin Cleary, 'tecrit ve tespitin yalnızca aşırı durumlarda kullanılması gerektiğini' söyledi. "İnsanların gereksiz kısıtlamalara maruz kaldığı ve insanların insan haklarının ihlal edilme riskiyle karşı karşıya olduğu örnekleri çok fazla gördük." İnsanların "erken dönemde doğru desteğe sahip olmadıkları" için sıklıkla hastaneye kaldırıldığını ekledi ve hastaneye kaldırıldıktan sonra insanların genellikle uzman tedavisi görmediğini ve ayrılmak için hiçbir desteği olmadığını söyledi.

-"Bunun hiçbir mazereti olamaz" dedi. Öğrenme engellilere yönelik yardım kuruluşu Mencap'ın genel müdürü Edel Harris, bulguların "şok edici olduğunu ancak ne yazık ki şaşırtıcı olmadığını" belirterek, "insanların hastanelerde değil, evlerde yaşamayı hak ettiğini" ekledi. Bir NHS sözcüsü, "NHS'nin Kraliyet Psikiyatristler Koleji tarafından yürütülen kısıtlayıcı bir uygulama programını finanse ettiğini" ve "zaten fiziksel kısıtlama ve izolasyonun azaltılmasıyla sonuçlandı" ve bunun "kısıtlama kullanımının en yaygın olduğu 20 gencin yataklı tedavi hizmetlerine yoğun destek" ile destekleneceğini söyledi." (183)

"Rapora göre akıl sağlığı hastanelerinde çok fazla çocuk var
Bir rapora göre İngiltere'de çok fazla çocuk gereksiz yere akıl sağlığı hastanelerine yatırılıyor. İngiltere Çocuk Komiseri'nin araştırması, 'çocukların çoğu zaman okulda ve toplumda uygun desteği alamadıklarını' ortaya çıkardı. Rapora göre bu durum çocukların bazen aylarca veya yıllarca kurumlarda kalmasına neden oluyor. Öğrenme güçlüğü olan veya otizmli çocukların sistem tarafından özellikle hayal kırıklığına uğratıldığı da belirtildi. Çocuklardan Sorumlu Komisyon Üyesi Anne Longfield'ın raporunda, ardı ardına gelen hükümetlerin sorunu çözmeye çalıştıkları ancak akıl sağlığı hastanelerindeki çocuk sayısının "kabul edilemeyecek kadar yüksek" olduğu belirtiliyor. Raporda, araştırmaların "yatılı bakıma kabul edilmeden önce, çocukların yolculuklarına odaklanmanın" açık bir ihtiyaç olduğunu gösterdiği belirtiliyor ancak çoğu zaman bu gerçekleşmiyor. "Çocuklar, aileler ve bu alanda çalışan personel, okuldayken, toplumda yaşarken ve özellikle kriz noktasına ulaştıklarında çocuklara uygun desteğin sağlanamamasınınuygunsuz hastaneye kabullere ve taburculukta gecikmelere neden olduğunu defalarca dile getirdi." diyor. İnceleme, Mart 2015'teki 110 çocukla karşılaştırıldığında Şubat 2019'da İngiltere'deki akıl sağlığı hastanelerinde öğrenme güçlüğü veya otizm hastası olarak tanımlanan 250 çocuğun bulunduğunu belirtiyor. Rapora göre NHS İngiltere, 110 rakamının geçmişte bu çocukların eksik tanımlanmasından kaynaklandığını söyledi. Ancak raporda, NHS İngiltere'nin düzeltilmiş rakamlarına rağmen sayının son dört yılda hala düşmediği belirtiliyor.

-'Korkutucu ve bunaltıcı'.. Bu bulguların, NHS İngiltere'nin, öğrenme güçlüğü veya otizmi olan kişilerin bakımının kalitesini artırmayı amaçlayan Dönüşen Bakım programından sonra gelmesinin "özellikle endişe verici" olduğu belirtiliyor. Bayan Longfield şunları söyledi: "Onlar, çok karmaşık ihtiyaçlara sahip, genellikle aile evlerinden uzaktaki kurumlarda büyüyen, en savunmasız çocuklardan bazıları." "Birçoğu için bu korkutucu ve bunaltıcı bir deneyim. Ailelerinin çoğu için bu bir kabus." Bayan Longfield, çocukları "aylardır bir dizi odada kilitli tutulan" ailelerle konuştuğunu söyledi. "Diğerleri, kurumlar tarafından çocuklarına zaptedilmesi ya da zorla sakinleştirici enjekte edilmesi gerektiği söylenenleri dinlemek zorunda" dedi. "Kendilerini güçsüz hissediyorlar ve açıkçası ne yapacakları konusunda akıllarının ucundalar." Bayan Longfield ulusal bir strateji olarak "NHS, eğitim ve yerel yönetim genelindeki daha geniş sistemin değerlerini ve kültürünü ele alarak, daha erken yardım sağlamadaki başarısızlığın kabul edilemez olmasını ve bazı çocuklar için hastaneye ya da yatılı özel okula kabul edilmenin artık neredeyse kaçınılmaz görülmemesini sağlama" çağrısında bulunuyor.  Ulusal Çocuklara Zulmü Önleme Derneği'nin (NSPCC) bir sözcüsü, en savunmasız çocuklardan bazılarının "korkunç derecede başarısızlığa uğradığını" söyledi. Şöyle dedi: "Hiçbir çocuk tek başına çürümeye bırakılmamalı ve hükümetin, çocukların güvenli hastanelere yerleştirilmesi ihtiyacını önleyebilecek yüksek kalitede, toplum temelli bakım sağlamak için acil harekete geçmesi önemlidir."

Ulusal Otistik Derneği'nin politika başkanı Tim Nicholls, otistik çocukların ve yetişkinlerin "bozuk bir sistem yüzünden başarısızlığa uğradığını" söyledi. Mümkün olan her yerde, otistik kişilerin ihtiyaç duydukları zihinsel sağlık desteğini kendi toplumlarından almaları gerektiğini de sözlerine ekledi. Hükümet, akıl sağlığı hastanelerinde yatan otizmli veya öğrenme güçlüğü olan kişilerin sayısını azaltmaya kararlı olduğunu söyledi. Bir sözcü şunları söyledi: "NHS, Mart 2020 sonuna kadar zihinsel sağlık hastanelerinde yatan öğrenme güçlüğü olan kişilerin ve otistik kişilerin sayısını %35 oranında azaltmaya kararlıdır, Uzun Vadeli Plan aracılığıyla, uzman hizmetlere ve toplumsal kriz bakımına yatırım yaparak ve kaçınılabilir kabulleri azaltmak ve daha kısa kalış süreleri sağlamak için yerel bölgelere bütçeleri üzerinde daha fazla kontrol vererek sayıları daha da azaltacağız." "CQC [Bakım Kalitesi Komisyonu] ayrıca sistem genelinde standartları iyileştirmek amacıyla tecrit, tecrit ve kısıtlamanın (yalnızca son çare olarak kullanılması gereken) kullanımına ilişkin derinlemesine bir inceleme yürütüyor."" (184)

"Akıl sağlığı: Dört genç kadından biri mücadele ediyor
İngiltere'deki rakamlar, neredeyse her dört genç kadından birinin akıl hastalığından muzdarip olduğunu ve depresyon ve anksiyete gibi duygusal sorunların en sık görüldüğünü gösteriyor. Resmi NHS raporu, '17 ila 19 yaşları arasındaki genç kadınların sorun yaşama olasılığının, genç erkeklere göre iki kat daha fazla olduğunu ve %23,9'unun bir bozukluk bildirdiğini' ortaya çıkardı. Genç yaş gruplarında sorunlar daha az görülüyor ancak yavaş da olsa artıyor. 13 yıl önce inceleme yapıldığında 10'da 1 olan bu oran, 5 ila 15 yaş arasındaki çocuklarda dokuzda birinde bozukluğa sahipti. Bulgular 9.000'den fazla gençle yapılan bir ankete dayanıyor. Sonuçlar, istatistik kuruluşu NHS Digital tarafından toplandı ve yalnızca teşhis edilebilir koşulların dahil edildiğinden emin olmak amacıyla uzmanlar tarafından değerlendirildi. Kraliyet Psikiyatristler Koleji'nden Dr Bernadka Dubicka, sorunları olan genç kadınların sayısının "endişe verici" olduğunu söyledi. 'Beden imajı baskıları, sınav stresi ve sosyal medyanın olumsuz etkilerinin kızları orantısız bir şekilde etkileyebileceğini, aynı zamanda istismar ve cinsel saldırı mağduru olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu' söyledi. "Sadece spekülasyon yapabiliriz. Bunu hâlâ tam olarak anlamış değiliz; tek bildiğimiz, kliniklerimizde daha fazla kız çocuğu gördüğümüz. " "Hizmetlerin onlara uygun olduğundan emin olmalıyız."

Bu, İngiltere Çocuk Komiseri'nin NHS ruh sağlığı desteğinde "büyük bir boşluk" olduğu konusunda uyardığı sırada geldi. Anne Longfield'ın raporu, çocuklara yönelik uzman toplum hizmetlerinin iyileştirilmesinde kaydedilen yavaş ilerlemeyi eleştirdi. Bekleme sürelerinin çok uzun olduğunu ve bazı bölgelerde numaraların hizmetler tarafından reddedilmesinden endişe duyduğunu söyledi. Ergenlik çağındaki ve akıl sağlığı sorunları olanların neredeyse yarısı kendine zarar vermiş veya intihar girişiminde bulunmuştur. Daha genç gençler için bu oran yaklaşık dörtte birdi.

-"Hayatımın çoğunu kaçırdım".. Kötü zihinsel sağlık "hayatımın çoğunu benden aldı".. 18 yaşındaki Emma Blezard, zihinsel sağlık sorunlarının onu ergenlik yıllarından mahrum bıraktığını söylüyor. 13 yaşındayken zorluklar yaşamaya başladı, yeme bozukluğu geliştirmeden önce kaygı ve panik atak geçirdi. Ailesine açıklamadan bir yıl önceydi. Sonunda intihar düşünceleri oluştu ve bir noktada hastaneye kaldırıldı. "Bu hastalık yüzünden hayatımın çoğunu kaçırdım; arkadaşlarımı kaybettim, doğum günlerini ve tatilleri kaçırdım." "Keşke her şeyi yeniden yapabilseydim." 'Tedavi görürken bile bunu hak etmediğini' düşünüyordu. "Gerçekten yalnızlaştım. Okulda dersler dışında hemşireyle çok zaman geçirdim. Çok zordu." 'Tedavi için ülkenin her yerini dolaştığını ve sorunlarının artık daha kolay yönetilebilir olmasına rağmen hala mücadele ettiğini' söylüyor. "Hiçbir zaman gideceklerini sanmıyorum."

-Ruh sağlığı hakkında nasıl konuşmalıyız?.. 'Gençlerin karşılaştığı sorunların sorumlusu sosyal medya mı?' Bunu söylemek zor olsa da bir faktör olabilir. NHS Digital incelemesi, '11 ila 19 yaşları arasındaki zihinsel sağlık sorunu olan çocukların sosyal medyayı kullanma olasılığının daha yüksek olduğunu' ortaya çıkardı. Neredeyse üçte biri günde dört saatten fazla sosyal medyada vakit geçiriyor. Akıl sağlığı sorunu olmayanların bu kadar zaman harcama olasılıkları iki ila üç kat daha azdı. Akıl sağlığı sorunları olan gençlerin, ruh hallerinin aldıkları "beğeni" sayısından etkilendiğini söyleme olasılıkları daha yüksekti ve kendilerini sosyal medyada başkalarıyla karşılaştırma olasılıkları da daha yüksekti. Raporda siber zorbalığın da bir sorun olduğu belirtildi. Ancak bu, sosyal medyanın olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini düşündürse de, suçlunun sosyal medya olduğunu kanıtlamaz. Akıl sağlığı sorunları olan kişilerin, ilk etapta sorunlarına neden olmasından ziyade, kendilerini bu durumda bulma olasılıkları daha yüksek olabilir. Aslında destek için sosyal medyayı bile kullanıyor olabilirler.

-Ergenlik anahtardır.. Özellikle ileri yaş gruplarında bildirilen sorunların çoğunluğu duygusal bozukluklarla bağlantılıdır. Bunlar artıyor, oysa inceledikleri diğer bozukluklar (davranışsal ve hiperaktivite) zaman içinde nispeten sabit kaldı. Londra Üniversitesi Koleji psikiyatristi Dr Michael Bloomfield şunları söyledi: "Ergenlik, kişinin gelişimi için kritik bir dönemdir, özellikle de ergenlik yıllarımızda beynimiz önemli değişiklikler geçirdiğinden." "Önlemek tedavi etmekten daha iyi olduğundan, toplumdaki hepimizin bunun neden olduğunu birlikte anlaması ve gençlerde ruhsal bozukluk oranlarını azaltmaya başlaması gerçekten önemli."

-Kaç çocuk yardım alıyor? NHS sorun yaşayan gençlerin yalnızca bir kısmını tedavi ediyor. Çocuk Komiseri'nin 2017-18 NHS rakamlarına ilişkin analizi, 325.000 çocuğun toplum hizmetleri tarafından tedavi edildiğini, 5.000 çocuğun ise hastanede bulunduğunu gösteriyor. Bu nüfusun yüzde 3'ünden az. Rakamlar, toplum hizmetlerine başvuran gençlerin üçte birinden fazlasının geri çevrildiğini gösterdi. Bunun nedeni, ihtiyaçlarının yardıma ihtiyaç duyacak kadar şiddetli olmaması ve okul veya hayır kurumları ve belediyenin sosyal bakım ekipleri gibi diğer hizmetler aracılığıyla giderilebilmesi olabilir. Ancak Bayan Longfield, hizmetlerin onları görmeye zamanı olmadığı için çocukların geri çevrilmesinden endişe duyduğunu söyledi. Raporu ayrıca bekleme süreleriyle ilgili endişeleri de dile getirdi. 2017-18'de sevk sonrasında tedavi gören kişilerin yarısından biraz azı altı haftadan uzun süre beklemişti. Ortalama bekleme süresi neredeyse iki aydı.

-Ne olması gerekiyor? Komiser, çocuklara yönelik hizmetlerin yeterince finanse edilmediğine inanıyor. Çocuk ve ergen ruh sağlığı hizmetlerine (CAMHS) ve yeme bozuklukları desteğine yaklaşık 700 milyon £ harcanıyor. Karşılaştırıldığında, çocukların nüfusun %20'sini oluşturmasına rağmen yetişkinlere yönelik hizmetler 15 kat daha fazla alıyor. Komiser, çocuklara yönelik hizmetleri düzene koymak için fazladan 1,7 milyar £ yatırım yapılması gerektiğini söyledi. Bunun, örneğin okullardaki NHS danışmanlarına fon sağlayarak daha erken yardım için ödeme yapılmasına yardımcı olabileceğini söyledi. Genç Zihinler (Young Minds) yardım kuruluşunun genel müdürü Emma Thomas, çocuklara yönelik destek eksikliğinin olduğunu söyledi. Yardım kuruluşunun, yardım bekleyen veya yardımı reddedilen çocuklarla ilgili "her gün telefon aldığını" söyledi. "Bunun yıkıcı sonuçları olabilir; bazı durumlarda çocuklar ihtiyaç duydukları yardımı beklerken kendilerine zarar vermeye, intihara meyilli olmaya veya okulu bırakmaya başlar." 'Erken müdahalenin ve daha iyi finansmanın şart olduğunu' kabul etti.

-Hükümet ne yapıyor? Hem NHS İngiltere hem de Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı, çocukların ruh sağlığı bakımının iyileştirilmesini bir öncelik haline getirdi. Aslında komiserin raporu, yatırımın arttığını ve yeme bozukluklarıyla mücadelede yeni hizmetler ve katı erişim hedefleri açısından iyi ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Şansölye geçen ay bütçesinde, 2023 yılına kadar NHS'ye ayrılan ekstra 20 milyar sterlinin en az 2 milyar sterlininin akıl sağlığına ayrılacağını açıklamıştı. CAMHS'ye erişim için dört haftalık yeni bir hedef de yakında pilot olarak uygulamaya konulacak ve NHS İngiltere, önümüzdeki yıllarda 70.000 çocuğun daha desteğe erişebileceği sözünü verdi. Ulusal ruh sağlığı direktörü Claire Murdoch, NHS Digital tarafından tespit edilen sorunun boyutunun, hizmetlere erişimin "artırılmasının" önemini gösterdiğini söyledi. Yakında yayınlanacak olan NHS uzun vadeli planının gelecekteki yatırımlarla ilgili daha fazla ayrıntıyı ortaya koyacağını söyledi. "Gençlerin ruh sağlığını korumak istiyorsak, kamuda, özel sektörde veya gönüllü sektörde çocuklar ve gençlerle çalışan herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor." Bakanlar ayrıca sosyal medya şirketlerine çevrimiçi ortamda siber zorbalık ve saldırgan davranışlar konusunda daha fazla çaba göstermeleri konusunda baskı yapıyor. Göz önünde bulundurulan seçeneklerden biri internet için yeni bir düzenleyicidir." (185)

* Çocuklar 'yardım alabilmek için intihara meyilli olmalı'..

"Çocuk ruh sağlığı: Camhs 'amaca uygun değil'
-14 yaşındaki Jess, ortaokulda kendine zarar vermeye başladı.. Doktorlar BBC'ye, zihinsel sağlık sorunları olan çocukların krize girene ve bazen intihara meyilli olana kadar tedavi görmediklerini söyledi. Panorama'ya sızdırılan bir mektup, en az bir bölgedeki çocuk ve ergen ruh sağlığı hizmetinin (Camhs "child and adolescent mental health service") bakımı, karneye bağladığını ortaya koyuyor. Önde gelen psikiyatrist Jon Goldin, hizmeti "amaca uygun değil" olarak nitelendirdi. Hükümet, çocukların ruh sağlığına fazladan 1,4 milyar £ yatırım yapacağını söyledi.

-'Korkunç' iki yıl.. 14 yaşındaki Jess, ilk kez üç yıl önce, ortaokula başladıktan kısa bir süre sonra kaygılı hissetmeye başladı. "Herkesin beni sürekli yargıladığını hissettim... Gittikçe daha fazla değersizliğe dair korkunç, korkunç duygular hissetmeye başlıyorsun." Annesi Claire, Camhs'tan yardım almaya çalıştı ama reddedildi ve Jess'in sağlığı kötüleşti. Claire, onu güvende tutmak için kızının yanında uyumaya başladı. Jess'in annesi Claire, kendisinin ve Jess'in uzun süredir "yardım ve destek için haykırdıklarını" söylüyor.. "Jess'in 'Seni seviyorum anne' demesiyle uyandım... Bunun alarm zilleri olduğunu biliyordum ve yatak odamın kapısından dışarı koştum [ve] o boynunda ilmikle duruyordu." Jess tedavi için A&E'ye götürüldü ve sonunda Camhs kriz ekibi tarafından görüldü. Ancak bu sırada sağlığı çok kötüydü. Annesi, kızının ne kadar hasta olduğunu kanıtlamak için doktorlara göstermek amacıyla psikotik dönemler geçirdiğinin videolarını çekti. Jess psikoz geliştirdikten sonra güvenli bir çocuk ruh sağlığı hastanesine götürüldü ve daha sonra kesitlere ayrıldı.. Jess 'bu bölümlerin nasıl hissettirdiğini' anlatmaya çalışıyor; "Geçen hafta boyunca olan tüm olumsuz düşünceleriniz ve tüm berbat şeylerinizin hepsi bir saate sığıp çöküyor, sanki sizi bir şişeye koyup sarsıyor ve sonra tekrar dışarı salıveriyormuşsunuz gibi." Sonunda Jess, kendi güvenliği için Sussex'teki uzman bir çocuk akıl sağlığı hastanesi olan Chalk Hill'de gözaltına alındı. Dokuz ay yatarak tedavi gördü ve 'bir personel tarafından saldırıya uğradığını' söyledi.

"Psikotik bir dönem geçiriyordum, bu yüzden yerde koşuyor gibiydim, bacaklarımdan tuttu, beni geri çekti, bunu yaptı ve beni baş aşağı salladı." Hastaneyi yöneten Sussex Partnership NHS Foundation Trust, tedaviyle ilgili kaygıların "son derece ciddiye alındığını" ve "acil bir konu olarak" soruşturulduğunu söyledi. Bu yılın başlarında Jess serbest bırakıldı ve şu anda evinde iyileşme sürecinde. Hastanede 'otizmli olduğu' söylendi. "Sanırım yıllar önce teşhis edilmiş olsaydı, muhtemelen bu yolculuğa asla çıkamayacaktım. 'Tamam, Asperger hastalığı için biraz terapiye ihtiyacım var, çünkü bu düşüncelerimi kontrol etmeme yardımcı olacakderdim.'" Annesi de aynı fikirde. "Çok çok uzun zamandır yardım ve destek için haykırıyorduk ve onun bu seviyeye düşmemesi gerekiyordu."

-Çocuklar 'intihar girişiminde bulunmak zorunda kalıyor'.. Akıl sağlığı sorunları için yardım arayan 18 yaşın altındaki kişilerin sayısı artıyor ve 10 çocuktan en az birinin teşhis edilebilir bir duruma sahip olduğu düşünülüyor. Camhs hizmetlerine olan talep artıyor ve bazı bölgeler talebi karşılamakta zorlanıyor. Panorama'nın Londra'daki Waltham Forest hizmetinden sızdırılan bir mektubunda, bu yılın başlarında altı ay boyunca tedavi eşiğinin yükseltildiği, böylece psikozu olanlar gibi yalnızca en ciddi hastaların tedavi edildiği belirtiliyor. Waltham Forest Camhs personeline Ocak ayında 'yalnızca 'en ağır vakaları' tedavi edebilecekleri' söylendi.. Waltham Forest Camhs'ı işleten North East London Foundation Trust, eşiği yeniden düşürdüğünü belirterek şunları söyledi: "Karşılaştığımız zorluğun düzeyini hafife almıyoruz." Panorama, diğer hizmetlerde çalışan personelden de benzer hikayeler duydu. Şu anda akıl sağlığı sorunu olan dört çocuktan yalnızca biri tedavi görüyor. Görüşülen bir kadın onlarca yıldır Camhs'ta çalışıyordu ancak sunabileceği bakımın kalitesiyle ilgili endişeleri nedeniyle yakın zamanda ayrıldı. "Son sekiz ila 10 yıldaki deneyimim, çocukların ve gençlerin hizmetlere erişim becerilerinde gerçek bir bozulma olduğunu gösterdi; eşikler önemli ölçüde değişti." Çocuk Psikoterapistleri Derneği, 'çocukların bakıma erişebilmek için birden fazla intihar girişiminde bulunmak zorunda kaldıklarını duyduğunu' söylüyor.

-Nick Waggett Panorama'ya şunları söyledi: "Çocukların ve gençlerin askere alınmadan önce birçok kez intihara teşebbüs etmek zorunda kaldığına dair hikayeler duyuyoruz." "Sorun şu ki, çok hasta oluyorlar ve onlara etkili bir tedavi sunmak giderek zorlaşıyor." Hükümet, çocuk ruh sağlığı hizmetlerine fazladan 1,4 milyar £ yatırım yaptığını ve hizmeti "2020-21 yılına kadar yılda 70.000 çocuğun daha uzman ruh sağlığı hizmetlerine erişebilmesini sağlayacak şekilde" "dönüştürdüğünü" açıkladı. Ancak sağlık ve sosyal bakım komitesinde yer alan İşçi Partisi milletvekili Luciana Berger, NHS hizmetlerinin fazladan parayı, başka yerlere harcadığına inanıyor. "Birçok durumda para ön saflara ulaşmıyor. Acilen bu paraların korunmasını ve etrafının çevrilmesini görmemiz gerektiğine inanıyorum." Bakım Kalitesi Komisyonu'na göre kanıtlar, ruh sağlığı tedavisi için A&E'yi ziyaret eden çocukların sayısının 2010'dan bu yana iki kattan fazla arttığını gösteriyor. Pek çok hizmet, NHS'nin mesai saatleri dışında kriz hizmetine ilişkin yönergelerini karşılayamıyor. BBC Panorama'nın Bilgi Edinme Özgürlüğü talebi, 'İngiltere'de 18 yaşın altındaki en az 1,5 milyon kişinin 7/24 çocuk ruh sağlığı krizi bakımının bulunmadığı bölgelerde yaşadığını' ortaya çıkardı. Kraliyet Psikiyatristler Koleji'nden Dr Jon Goldin, sistemin talebi karşılayamadığını söyledi: "Ülkenin her yerinde çalışan meslektaşlarım var. . . mükemmel işler yapıyorlar, sorun şu ki hizmetler çok kısıtlı. İhtiyacı karşılayamıyoruz, dolayısıyla bu anlamda amaca uygun değil." " (186)

"Ani Çocuk Ölümleri: Cevap Arayışı..
-Bu bir ebeveynin kabusu.. Görünüşte sağlıklı bir çocuk, hiçbir uyarı yapılmadan ölüyor ve neyin yanlış gittiğine dair bir açıklama yok. Ancak Birleşik Krallık'ta bir yaşın üzerindeki çocuklarda açıklanamayan ölümler neredeyse haftada bir yaşanıyor. Bazen ebeveynlerin haksız yere çocuklarına zarar vermekle suçlanmasıyla sonuçlanır. Muhabir Richard Bilton, çocuklarda görülen bu açıklanamayan ani ölümleri araştırıyor ve bunların neden olduğunu öğrenmek için yapılan araştırmalara bakıyor. (Panorama)" (187)

*Winterbourne View skandalından bazı haberler..

"Winterbourne Görüntüsü: Kötüye kullanım görüntüleri ülkeyi şok etti
"Gizli çekimde hastaların, destek çalışanları tarafından sürüklenip tokatlandığı görüntüler ortaya çıktı.." -Milleti şok eden programdı.. BBC One'ın Panorama'sı, Bristol yakınlarındaki bir yatılı bakım evindeki hastaların 'tokatlandığını ve sandalyelerin altında zaptedildiğini, saçlarının çekildiğini ve ağızlarına zorla ilaç verilirken aşağı doğru tutulduğunu' gösterdi. Ciddi öğrenme güçlüğü çeken kurbanların gözle görülür şekilde üzgün oldukları ve çığlık atıp titredikleri görüldü. Bir kurbana 'tamamen giyinikken duş verildi ve gözlerine gargara döküldü.' Gizli kayıtlar, Winterbourne View'daki kıdemli bir bakım çalışanının, hastaya "peynir rendesi alıp yüzünü rendelemesini" isteyip istemediğini sorduğunu gösteriyor. İstismar o kadar kötüydü ki, ikinci katın penceresinden atlamaya çalışan bir hastayla daha sonra personel alay etti. Zihinsel engelli yetişkinlerle çalışan Andrew McDonnell, filmde görülen bazı örnekleri "işkence" olarak nitelendirdi. Kraliyet Hemşirelik Koleji başkanı Dr Peter Carter şunları söyledi: "Bu programda ortaya çıkan mide bulandırıcı istismar, hayal edebileceğimiz her şeyden daha şok edici."

-'Bu nasıl olabilir?'.. Kurbanlardan biri olan Simon Tovey'in bakım çalışanları tarafından defalarca saldırıya ve zihinsel tacize uğradığı görüldü. Annesi Ann programa şunları söyledi: "Sadece eğleniyorlar (amusement ;eğlenmek vs) ve eğleniyorlar (fun ;"kızdırmak, dalga geçmek vs). Bunun olmasına nasıl izin verilir?"

-"11 bakım çalışanı, BBC'nin Panorama programının Bristol yakınlarındaki Winterbourne View'da yaptığı gizli çekim sonrasında tutuklandı".. Bu, yetkililerin cevaplayamadığı bir soru. Program, eski Winterbourne View hemşiresi Terry Bryan'ın asla anlatamayacağı bir hikaye anlattı. İstismarla ilgili olarak özel hastanenin patronları ve düzenleyici Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC) ile temasa geçti ancak endişeleri göz ardı edildi. "Nasıl çalıştığını biliyorum, diğer insanlar bu bilgiye sahip değil. Bu yüzden CQC'deki kişilerden bir şey öğrenemezsem, başkalarının onlara yaklaşamayacağından endişeleniyorum" dedi.

-'Saf korku'.. 11 bakım çalışanı, 38 ihmal ve istismar suçlamasını kabul ettikten sonra mahkum edildi. Altısı iki yıldan altı aya kadar hapis cezasına çarptırılırken, diğerleri ertelenmiş cezalara çarptırıldı. Bakım evinin sahipleri Castlebeck özür diledi ve yeni genel müdür, istismarın yaşandığı bir şirketle ilişkilendirilmekten "utandığını" söyledi. CQC, Bay Bryan'ın endişelerinin araştırılmamasının "yanlış bir karar" olduğunu söyledi.

-"Winterbourne View o zamandan beri Glenside Manor Sağlık Hizmetleri tarafından satın alındı".. Ev artık kapandı ve binanın yeni sahipleri onu tamamen soydu. Yaşanan istismara dair tek bir hatırlatma bile yok. Korkunç olmasına rağmen program, başkalarını özel hastanelerin endişelerini dile getirmeye teşvik etti. CQC, son 20 ayda 4.300'den fazla ihbarcının 'bakımdaki yaşlı ve engelli kişilere yönelik muameleyle' ilgili şikayette bulunmak için öne çıktığını söyledi. Bunun kısmen programın etkisine bağlı olduğunu ekledi.

-'Gözden ırak olan gönülden de ırak olur'.. Mencap'ın derin ve çoklu öğrenme bozukluklarından sorumlu ulusal müdürü Beverley Dawkins, yardım kuruluşunun bu tür istismarlarla ilgili endişe duyan ailelerden gelen sorularda bir artış fark ettiğini söyledi. "Giderek daha fazla kötü şeyin yaşandığını düşünmüyorum, ancak farkındalık arttı." "İnsanlar kiminle iletişim kuracaklarını ve endişe duyduklarında bunu mümkün olan en kısa sürede yapmaları gerektiğini biliyor." 'Daha önce dikkate alınmayan endişelerini bildirmiş olabilecek ailelerin artık bunları tekrar gündeme getirme zamanının geldiğini bildiklerini' söyledi. "Winterbourne'un ayıltıcı yanı, gerçekte neler olup bittiğini öğrenmek için gizli bir kameranın kullanılmasıydı." "İstismarın tespit edilmesinin oldukça zor olabileceğini biliyoruz ve artan habersiz denetimlere rağmen bu tür olayların bir kısmı kapalı kapılar ardında yapılıyor."

Zorlu Davranış Vakfı (Challenging Behaviour Foundation)'ndan Vivien Cooper şunları söyledi: "Program belirli bir hizmet türüne ışık tuttu ve gizlenmiş, gözden ve akıldan uzak bireylerin profilini yükseltti." O ekledi: "Program yayınlandığında insanlar gördükleri istismar karşısında çok şok oldular. Halk için şok ediciydi ama öğrenme güçlüğü olan aileleri olan insanlar için durum daha da kötüydü, çünkü 'bu benim oğlum ya da kızım olabilir' diye düşünürlerdi." İki hayır kurumu şu anda öğrenme güçlüğü olan kişilerin yerel topluluklarda ailelerine yakın yaşamalarının desteklenmesi için kampanya yürütüyor. Bağımsız bir rapor, savunmasız yetişkinlerin bakımının nasıl görevlendirileceği ve izleneceği konusunda temel değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı'nın Winterbourne View'a sunduğu geçici bir raporda, sağlık ve bakım hizmetlerinde devreye almanın tedavi ve değerlendirme merkezlerindeki insan sayısını azaltmayı amaçlaması gerektiği belirtildi. Raporun tamamı yayınlanacak. Parlamentoda, Coatbridge Chryston & Bellshill'in İşçi Partili Milletvekili Tom Clarke, mevcut bakım modelinin ve buna ilişkin düzenlemelerin bu suiistimallere yol açtığını söyledi ve hükümeti Winterbourne View gibi büyük değerlendirme ve tedavi merkezlerini kapatmaya ve bunun yerine bireylerin kendi topluluklarında yaşamaları için destek sunmaya çağırdı.. "İstismarın nerede ve ne zaman gerçekleştiğine dair kanıtları silemeyiz" dedi. "Öğrenme engelli insanların katlandığı acıyı, ıstırabı ve aşağılayıcı deneyimi geri alamayız ve bu tür suiistimallerin bir daha asla yaşanmamasını sağlama işini kesinlikle yekpare bürokratik makineye bırakamayız." " (188)

"Zaman Çizelgesi: Winterbourne View istismar skandalı
"Winterbourne View'daki taciz BBC'nin gizli çekimleriyle ortaya çıktı".. 1 Haziran 2011.. BBC Panorama'nın Bristol yakınlarındaki Winterbourne View özel hastanesinde ciddi taciz olaylarını ortaya çıkarması üzerine dört kişi tutuklandı. Program, eski hemşire Terry Bryan'ın kendisine ulaşmasının ardından gizli çekime başladı. Hastanenin sahibi Castlebeck özür diledi ve 13 çalışanı uzaklaştırdı. NHS Güney Batı "dehşete düştüğünü" söyledi ve Bakım Kalitesi Komisyonu daha önceki istismar iddialarını soruşturmamanın "affedilemez bir değerlendirme hatası" olduğunu söyledi.

-"Joe Casey, tacizi filme almanın yaptığı en zor şey olduğunu söyledi"..

7 Haziran 2011.. Winterbourne View'da taciz iddiaları nedeniyle beş kişi daha tutuklandı.
8 Haziran 2011.. Bir hastane yöneticisinden gelen bir e-posta, Panorama'nın orada çekilmesinden önce Güney Gloucestershire Konseyi'ne hastaneyle ilgili beş güvenlik endişesinin dile getirildiğini gösterdi.
9 Haziran 2011.. Yerel milletvekili Jack Lopresti hastanenin kapatılması çağrısında bulunurken iki kişi daha tutuklandı.
10 Haziran 2011.. Winterbourne View'da yaşananlarla ilgili ciddi bir vaka incelemesi için tarih belirlendi.
17 Haziran 2011.. İki hemşire, Sookalingum Appoo ve Kelvin Fore, istismar iddiaları araştırılırken hemşirelik kayıtlarından uzaklaştırıldı.

20 Haziran 2011.. Winterbourne View'un kapatılacağı duyuruldu. Castlebeck, hastaları transfer edeceğini ve dahili bir soruşturma yürüteceğini söyledi. Jack Lopresti Milletvekili şunları söyledi: "Hastanenin kapatılması çağrımın arkasındayım ve Castlebeck'in de aynı sonuca varmasından memnunum." "Winterbourne View'da meydana gelen korkunç olaylar göz önüne alındığında, gelecekteki işleyişinin savunulamaz olduğuna inanıyorum."

24 Haziran 2011.. Winterbourne View kapanıyor ve 86 kuruluştan oluşan bir grup, iddia edilen suiistimallerin tekrarını durdurmak için harekete geçme çağrısında bulunuyor. Başbakana yatılı hastanelerin kullanımının durdurulmasını talep eden bir mektup yazdılar. Sağlık Bakanlığı, ciddi bir vaka incelemesinin dile getirilen hususları dikkate alacağını söyledi.

19 Temmuz 2011.. Bakım Kalitesi Komisyonu raporu, Winterbourne View'da "insanları korumada sistematik bir başarısızlık" olduğunu tespit etti. Raporda "bazı personelin alternatifleri düşünmeden kısıtlama yöntemlerini kullanmaya fazlasıyla hazır olduğu" belirtildi. CQC'nin operasyon direktörü Amanda Sherlock, Castlebeck'in onları "yanılttığını" iddia etti. Castlebeck şunları söyledi: "Winterbourne View'da hastaların maruz kaldığı korkunç kötü muameleye yol açan başarısızlıklar için gerçekten üzgünüz." Hastanedeki taciz iddiaları nedeniyle 12. kişi tutuklandı.

-"Ian Biggs, Bakım Kalitesi Komisyonu: "Uygun kontroller yapılmadan yanlış personel atandı""..

28 Temmuz 2011.. Winterbourne View'daki işçiler, Panorama'nın orada çekilmesinden önce Güney Gloucestershire Konseyi'ne personelin davranışlarıyla ilgili endişelerini 19 kez dile getirdiler.

8 Kasım 2011.. Bir NHS Güney Batı raporu, Winterbourne View sözleşmelerinin nasıl hazırlandığını eleştiriyor. BBC Batı sağlık muhabiri Matthew Hill, raporun sözleşmelerde kalitenin nasıl güvence altına alınabileceğini gösterecek yerleşik mekanizmaların bulunmadığını gösterdiğini söyledi.

28 Kasım 2011.. Winterbourne View'da on kişi kötü muamele ve hastaların ihmal edilmesiyle ilgili olarak suçlanıyor. 10 kişi, Zihinsel Kapasite Yasası kapsamında dört hastaya karşı toplam 40 suçlamayla karşı karşıya bulunuyor.

19 Ocak 2012.. On birinci kişi Winterbourne View'daki taciz iddialarıyla suçlanıyor.

9 Şubat 2012.. Üç kişi Winterbourne View sakinlerine kötü muamele edildiğini itiraf etti. Her ikisi de Kingswood'lu olan 31 yaşındaki Wayne Rogers ve 24 yaşındaki Allison Dove, dokuz ve yedi suçlamayı kabul ederken, 23 yaşındaki Holly Draper ise iki suçlamayı kabul etti.

16 Mart 2012.. Dört kişi daha Winterbourne View sakinlerine kötü muamele edildiğini itiraf etti. Patchway'den Graham Doyle yedi suçlamayı kabul etti; Her ikisi de Bristol'den Danny Brake ve Jason Gardiner iki suçlamayı kabul ederken, Bristol'den Sookalingum Appoo da üç suçlamayı kabul etti.

18 Nisan 2012.. Winterbourne View'da iki kişi daha suistimal suçlamalarını kabul etti. Middlesbrough'dan 33 yaşındaki Kelvin Fore ve Bristol yakınlarındaki Emersons Green'den 27 yaşındaki Neil Ferguson, geçen yılın Mart ayında aynı hastayı taciz etmekten suçunu kabul etti.

23 Nisan 2012.. Winterbourne View, burayı 2013 yılında nörolojik rehabilitasyon merkezi olarak yeniden açacaklarını söyleyen Glenside Manor Sağlık Hizmetleri tarafından satın alındı.

24 Temmuz 2012.. Winterbourne View'daki olaylar sonucunda iki konsey yöneticisi görevden alındı. BBC'nin anladığı kadarıyla her iki yönetici de savunmasız yetişkinlerin korunmasından sorumluydu.

6 Ağustos 2012.. Winterbourne View'da beş hastaya kötü muamele yapmakla suçlanan 11 kişiden sonuncusu davadan dolayı suçunu itiraf etti. Londra White City'den 28 yaşındaki Michael Onyema Ezenagu, Bristol Kraliyet Mahkemesi'nde yargılanacaktı ancak bir hastaya kötü muamele etmekle ilgili iki suçlamayı kabul etti.

7 Ağustos 2012.. Winterbourne View'da yayınlanan bağımsız bir rapor, savunmasız yetişkinlerin bakımının nasıl görevlendirileceği ve izleneceği konusunda temel değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Raporun yazarı Margaret Flynn, mülk sahipleri Castlebeck'in "sorumluluk olmadan mali ödül" aldığını söyledi. Güney Gloucestershire Konseyi bulguları "tamamen kabul ettiğini" söyledi. Castlebeck, rapordaki eleştirilerin "aktif olarak ele alındığını" söyledi.

-"İnceleme yazarı Margaret Flynn: ''Hastaların travma geçirdiğine şüphe yok''"..

22 Ekim 2012.. BBC'nin Winterbourne View'da daha önce yaşanan taciz iddialarını ortaya çıkarmasıyla Bristol Kraliyet Mahkemesi'nde 11 bakım çalışanının cezalandırılması başladı.

24 Ekim 2012.. Avon ve Somerset Polisi, BBC soruşturmasının hasta Ben Pullar'ın iki dişinin kırıldığını göstermesinin ardından soruşturmaları yeniden başlattı.
10 Aralık 2012.. Hükümet, Winterbourne View istismar skandalının ardından hastanelerdeki öğrenme güçlüğü çeken kişilerin sayısında "dramatik bir azalma" planlıyor." (189)

"Winterbourne View: Hastanede daha önce yaşanan taciz tespit edildi
-"Winterbourne View o zamandan beri Glenside Manor Sağlık Hizmetleri tarafından satın alındı".. Bristol'de özel bir hastanede hastayken yüzüne yumruk atılan adamın ailesi, olayın yeniden soruşturulması çağrısında bulundu. Winterbourne View'da beş hastaya kötü muamele ve ihmalden dolayı 11 bakım çalışanı daha sonra cezalandırılacak. Ancak BBC Inside Out West soruşturması, farklı personelin karıştığı iddia edilen istismara dair kanıtlar buldu. Polis, Ben Pullar'a yapılan saldırının "kabul edilemez" olduğunu kabul etti ancak davayı yeniden açmayacaklarını söyledi. Bay Pullar otistik ve iki kutuplu olup ciddi öğrenme güçlükleri yaşamaktadır ve 18 yaşındayken Temmuz 2009'dan itibaren neredeyse bir yılını Winterbourne View'da geçirmiştir.

-Yüzüne darbe aldığında iki dişini kaybetti.. İkizi Tom, 'hastaneye gittikten sonra davranışlarının büyük ölçüde değiştiğini ' söyledi. 21 yaşındaki oyuncu, "Bana ağlamaya başladı ve Winterbourne View hakkında konuşmak istedi - ve bu, Winterbourne View'dan iki yıl sonra - yani bu onu bugün hala etkiliyor" dedi.

-'Dişler geriye itildi'.. BBC, Bay Pullar'ın hastaneye gelişinden sadece birkaç hafta sonra "dişleriyle ilgili bir kaza geçirdiğini" belirten, hastanede kaldığı zamana ait günlük bakım notlarını gördü. Ailesi, olanlarla ilgili kendilerine karışık mesajlar verildiğini ve bir noktada onun "yeri ısırdığı" söylendiğini söyledi. Winterbourne View personeli tarafından acil hasta olarak Bristol Diş Hastanesi'ne götürüldü ve oradaki iki doktor, 'yaralanmalarının ciddiyeti' nedeniyle yetkililere alarm verdi.

-"Diş hekimleri, 'yaralarının, yumruklanmayla tutarlı olduğunu' söyledi".. Kıdemli diş hekimi danışmanı Dr Jane Luker şunları söyledi: "Sanırım uğradığı yaralanmanın kendilerine söylenenlerle tutarlı olmadığını düşünüyorlardı." "İddiaya göre bir bakıcıyı ısırmıştı ve yaralanmalar onun bakıcıyı ısırmasından kaynaklanmıştı." "[Fakat] dişler damak yönünde, ağzın arka kısmına doğru itildiği için bu, yüzün ön kısmına gelen bir yumruk veya darbe ile tutarlı olacaktır." Yetkililer, Bay Pullar'ın saldırıya uğramasından birkaç gün sonra toplandı ancak ailesi davet edilmedi. Tom Pullar şunları söyledi: "Bakım personelinin hastalara yumruk atması değil, onlarla ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum."

-'İçgüdüsel davranıldı'.. Inside Out'un elde ettiği notlarda, hemşirenin parmaklarını çıkarmak için ısırıldığı ve misilleme yapıldığı, daha sonra da parmaklarını çıkarmak için itip çektiği belirtildi. Olaya karışan hemşire Maxwell Nyamukapa açığa alındı ve daha sonra görevine iade edildi. Bay Nyamukapa ile defalarca iletişime geçme girişimlerine rağmen yorum yapmayı reddetti. Polis bunu bir saldırı olarak kaydetti ve 'hemşirenin içgüdüsel ve nefsi müdafaa amacıyla hareket ettiğini' söyledi. Güney Gloucestershire Konseyi tarafından yönetilen yerel koruma kuruluna üç yılı aşkın bir süre içinde hastalarla ilgili kırk endişe dile getirildi. Ayrıca polisle 29 kez temasa geçildi; bunların dokuzu, Bay Pullar da dahil olmak üzere hastalarla şiddet içeren olaylara karıştığından şüphelenilen bakıcılarla ilgiliydi. 

Avon ve Somerset Polisi'nden Det Ch Supt Louisa Rolfe şunları söyledi: "Winterbourne View'daki olaylarla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürüttük ve çevrilmemiş taş kalmadı." "Alabileceğimiz eylemler konusunda CPS ve ortaklarımıza danıştık." "Şimdi geriye dönüp baktığımızda o olaya baktığımızda ve o yatılı hastanede olup bitenlerin genel gidişatını anladığımızda bunun kesinlikle kabul edilemez olduğunu görüyoruz." "Ancak o sırada memur, hastalardan ve bakıcılardan gelen ve bu alandaki diğer uzmanlardan gelen güvenilir bilgilerle uğraşıyordu. Ve belki de bu bilgilere çok fazla güveniyorlardı." Şöyle ekledi: "Kuruluş olarak bizim için öğrenmenin olduğunu kabul ediyoruz ve gelecekte bazı şeyleri farklı yapacağız."

Det Ch Supt Rolfe, gücün hastanedeki olaylarla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürüttüğünü ve öğrenme güçlüğü olan insanlarla ilgilenme şeklini iyileştirdiğini söyledi. Konsey Bay Pullar'ın davası hakkında yorum yapmayı reddetti. Hastanenin o zamanki sahibi Castlebeck, yeni yönetim kurulu ve yönetiminin Winterbourne View'da olanları titizlikle incelediğini ve incelemeye devam edeceğini söyledi. Firma, başka bir konunun ortaya çıkması durumunda derhal harekete geçileceğini ve ilgili makamlara bilgi verileceğini söyledi. Ayrıca Bay Nyamukapa'yı iki kez Hemşirelik ve Ebelik Konseyi'ne havale etti ancak o da yorum yapmayı reddetti. Inside Out West, Pazartesi günü saat 19. 30'da BBC One West'te veya sonraki yedi gün boyunca iPlayer'da." (190)

"Winterbourne View: İlaçlar hastalara zorla veriliyordu
-"Sanıkların hastalara kötü muamele ettiği panoramik görüntüler mahkemede gösteriliyor".. Ceza duruşmasında, BBC Panorama'nın hastalara kötü davrandığını ortaya çıkardığı özel bir hastanedeki üç bakım çalışanının, hastanın ağzına zorla ilaç verirken filme alındığı söylendi. 25 yaşındaki Alison Dove, 26 yaşındaki Graham Doyle ve 24 yaşındaki Holly Draper, 19 yaşındaki Simone Blake'i sıkıştırırken, 59 yaşındaki Sookalingum Appoo ona zorla parasetamol aldırdı. Bunlar, Winterbourne View, Bristol'de ihmal veya istismar nedeniyle cezaya çarptırılan 11 bakım çalışanından üçü. Hepsi toplam 38 suçlamayı kabul etti. Artık yeni yönetime tabi olan özel hastane, ciddi öğrenme güçlüğü çeken kişilere bakıyor. Mahkeme, aralarında Bayan Blake'in de bulunduğu beş sakinin sanıklar tarafından taciz edildiğine dair delilleri zaten dinlemişti. Bristol Kraliyet Mahkemesi, 'Bayan Blake'in bir olay sırasında, rahatsız edici bir ciyaklama sesi çıkardığını' duydu.

-'Kendini ıslat'.. Bayan Blake'in tabletleri tükürdüğünü gösteren görüntüler mahkemede izlenmişti. Personel, Bayan Blake'in burnunu tutarak ve ona su içirerek ilacı zorla ağzına vermeye devam ederken, Appoo şaka yaptı: "... her yerde su var ve içecek tek bir damla bile yok." Mahkeme, Bayan Blake'e parasetamol ve anti-psikotik ilaç verildiğini ve bunların her ikisinin de kendisine reçete edildiğini duydu. Başka bir olayda, Bayan Blake'in üzerine Doyle ve Dove tarafından su döküldü.

-"Winterbourne View o zamandan beri Glenside Manor Sağlık Hizmetleri tarafından satın alındı".. Görüntülerde Doyle onu itiyor ve şunu ekliyor: "Şuna bak, kendini ıslatmışsın." Appoo içeri girer, Bayan Blake'in sırılsıklam olduğunu görür ve destek çalışanlarına sorar: "Bunu neden yaptı?" Vurulan Draper şöyle yanıt veriyor: "Altını ıslattı. Her yeri sıvandı." Doyle da katılıyor: "Elleriyle yaptı. Amuda kalktı... İzlemesi muhteşemdi, filme alınabilirdi ama yasa dışı yani..." Appoo'nun uzaklaşmadan önce güldüğü görülüyor. Görüntülerde ayrıca Wayne Rogers'ın Bayan Blake'i sandalyeyle zapt ettiği görülüyor. Appoo hiçbir şey söylemeden birkaç kez yanından geçiyor.

-'Hastalara meydan okuyoruz'.. Savcı Kerry Barker şunları söyledi: "Görüşme sırasında Appoo, daha önce kimseye zorla ilaç vermek zorunda kalmadığını ve bu uygulamayı gördüğü ilk yerin Winterbourne View olduğunu söyledi." "Simone'un üzerine su döküldüğünü ve onu bir sandalyenin altına sıkıştırıldığını gördüğünü yalanladı. Ancak film görüntülerini izledikten sonra bu tür şeylerin her zaman devam ettiğini söyledi." "Uygunsuz kısıtlamalarla ilgili olarak harekete geçmediği için pişmanlığını dile getirdi ancak hafifletmek amacıyla, bu kadar zorlu hastalarla hiç çalışmadığını ve hastanede nispeten yeni olduğunu söyledi." Başka bir olayda, Bayan Blake bahçede yerde titriyor ve gözle görülür şekilde ıslak oturuyor. Görüntülerde Rogers'ın, 33 yaşındaki Kelvin Fore'a Bayan Blake'in kendisine tükürmesinden bıktığını ve bu yüzden kafasına bir sürahi su döktüğünü anlattığı görülüyor.

-Sanıkların tam listesi şöyle: Londra'nın batısındaki Shepherds Bush'tan Michael Ezenagu (29); Alison Dove, 23, Kingswood'dan; Patchway'den Graham Doyle (25); Hartcliffe'den 44 yaşındaki Jason Gardiner; Downend'den Daniel Brake, 27; Mangotsfield'dan Holly Laura Draper, 23; Yate'den Charlotte Justine Cotterell, 21; Emerson Green'den Neil Ferguson (27); ve Wayne Rogers, 31, Kingswood'dan. Hepsi kendi bakımlarında kötü muamele gören hastaları kabul ediyor. Downend'den Sookalingum Appoo, 58; ve Middlesbrough'dan 33 yaşındaki Kelvin Fore; bakımlarındaki hastaları kasten ihmal etmekten suçunu kabul etti. Dove ve Rogers gözaltında kalmayı talep etti ancak geri kalan dokuz sanık, Bristol Kaydedici Yargıç Neil Ford QC tarafından kefaletle serbest bırakıldı. Duruşma, Yargıç Ford'un cezayı vereceği Cuma gününe ertelendi." (191)

"Winterbourne View: Bakım görevlisinin kurbanı 'acıyı seviyordu'
-"11 bakım çalışanı, BBC'nin Panorama programının Bristol yakınlarındaki Winterbourne View'da yaptığı gizli çekim sonrasında tutuklandı".. Özel bir hastanede hastalara kötü davrandığı ortaya çıkan bir bakım çalışanının, bir meslektaşına kurbanlarından birinin "acıyı sevdiğini" söylediği görüntülendi. Bristol Kraliyet Mahkemesi'ne Kingswood'lu 25 yaşındaki Alison Dove'un aynı hastaya vurduğu görüntüler gösterildi. Dove, Bristol yakınlarındaki Winterbourne View'da ihmal veya istismar nedeniyle hapis cezasına çarptırılan 11 eski bakım çalışanından biri. Artık yeni yönetime tabi olan bakım eviciddi öğrenme güçlüğü çeken insanlara bakıyor. Mahkeme beş sakinin - Simone Blake, Simon Tovey, Louise Bissett, Louisa Deville ve Lorraine Guildford - sanıklar tarafından tacize uğradığını duydu.

-'Yüzüne yumruk at'.. Dove, Bayan Blake'e atıfta bulunarak BBC Panorama muhabiri tarafından şöyle dedi: "Acıyı seviyor, değil mi? Bunun komik olduğunu düşünüyor." Daha sonra Bayan Blake'e şunları söyledi: "Simone, buraya gel, yüzüne yumruk atacağım." Mahkeme daha sonra Dove'un sırtı ona dönük olarak yerde oturan Bayan Blake'e doğru koştuğu ve düz avucuyla sırtına sert bir şekilde vurduğu görüntüleri gördü. Bayan Blake iki kez acıyla bağırdı. Gazeteci Joseph Casey tarafından kaydedilen görüntülerden bir başka sahnede Dove'un lavabodan sürahilere su doldurduğu ve Bayan Blake'in üzerine su döktüğü görüldü.

-Yüzüne su sıçradı ve bağırdı: "Üşüyorum anne".. Görüntülerde Dove ve meslektaşı Graham Doyle'un Bayan Blake'i ıslak bir şekilde dışarı çıkmaya teşvik ettiği görüldü. Dove ayrıca Bayan Blake'in yüzüne duş jeli sıktı. Bakım görevlisi ona şunu sordu: "Bir duş daha ister misin?" Daha sonra çekilen görüntülerde Miss Deville, Miss Blake'e şunu söylüyor: "Simmie, Ali'ye bulaşma, yoksa seni tekrar duşa sokar. Evet, seni duşa sokar." Bayan Guildford'la yaşanan başka bir olayda, Dove yerde yatarken onun üzerine bindi ve şöyle dedi: "Dinle, bana bir şeyler fırlatamazsın, bunu biliyorsun."

-'Yap da görelim'.. "Bunu yanına bırakmana izin vermiyorum. Sen özür dileyene kadar her şey yoluna girecek, tamam mı çünkü sana giyinmeni ve akşam yemeğini yemeni söylemek dışında hiçbir şey yapmadık." Bayan Guildford ona küfrettikten sonra Dove şu cevabı verdi: "Hadi, asama tükür. Sana meydan okuyorum. Al, kendi yatağına tükür, bunu yapmayacaksın değil mi?" Gösterilen diğer görüntüler arasında Bayan Bissett tarafından bir sandalyenin kırıldığı ve Dove'un kendisine "bir sandalyeyi hak etmediği" için gelecekte yere oturmak zorunda kalacağının söylendiği bir olay yer alıyordu. Dove ve Doyle daha sonra Bayan Bissett'i, kavga etmeleri umuduyla Bayan Blake'in yanına götürmek için tüm ışıkların kapalı olduğu bir odaya taşıdılar. Dove sallanan bir yumruk hareketi yaptı ve Bay Casey'ye şunu söyledi: "Ben kavga ediyordum, ikisi de gidiyordu ve işte o zaman..." Gizli görevdeki gazetecinin yakaladığı başka bir sahnede Gardiner, Bay Tovey'i boynundan yakaladı ve onu agresif bir şekilde bir kapıya doğru itti. Daha sonra Bay Casey, o sırada iletişim kuramayan ve sakin görünen Bay Tovey'nin boynunda kırmızı izler gördü.

-'Bakımdan önce kâr'.. Gizli görevde geçen beş hafta boyunca Panorama muhabiri, hastanenin en savunmasız hastalarından bazılarının "tekrar tekrar sıkıştırıldığı, tokatlandığı, tamamen giyinikken duşlara sürüklendiği, alay edildiği (taunted ;"zarar vermek, kötü niyetli" vs olarak dalga geçmek) ve alay edildiği (teased ;"sadece eğlenmek için dalga geçmek vs") görüntülerini yakaladı. Bristol Kaydedici Yargıç Neil Ford QC, ceza duruşmasının beş güne kadar sürebileceğini söyledi. Ağustos ayında yayınlanan ciddi bir vaka incelemesi, hastanenin sahibi Castlebeck'i, karı, bakımdan önde tuttuğu için kınadı. Castlebeck, rapordaki eleştirilerin "aktif olarak ele alındığını" söyledi.

-Sanıkların tam listesi şöyle: Michael Ezenagu, 29, Batı Londra'daki Shepherds Bush'tan; Alison Dove, 23, Kingswood'dan; Patchway'den Graham Doyle (25); Hartcliffe'den 44 yaşındaki Jason Gardiner; Downend'den Daniel Brake, 27; Mangotsfield'dan Holly Laura Draper, 23; Yate'den 21 yaşındaki Charlotte Justine Cotterell ve Emerson Green'den 27 yaşındaki Neil Ferguson, Kingswood'dan Wayne Rogers (31), hepsi de kötü muamele gören hastaların bakımlarına alındığını kabul ediyor. Downend'den 58 yaşındaki Sooaklingum Appoo ve Middlesbrough'dan 33 yaşındaki Kelvin Fore, bakımlarındaki hastaları kasten ihmal etme suçunu kabul etti. Dove ve Rogers gözaltında kalmayı talep etti ancak geri kalan dokuz sanık, Bristol Kaydedici Yargıç Neil Ford QC tarafından kefaletle serbest bırakıldı. Ceza duruşması devam ediyor." (192)

"Winterbourne View Hastanesi: İki kişi daha tacizi kabul etti
-"Winterbourne View bakım evi, BBC Panorama'nın gizli çekim yapmasının ardından kapatıldı".. İki kişi daha Bristol yakınlarındaki özel bir hastanede sakinlerin kötü muamele gördüğünü itiraf etti. Dava, BBC Panorama'nın Castlebeck'e ait Winterbourne View Hastanesi'nde yaptığı gizli çekimin ardından geldi. Middlesbrough'dan 33 yaşındaki Kelvin Fore ve Bristol yakınlarındaki Emersons Green'den 27 yaşındaki Neil Ferguson, geçen yılın Mart ayında aynı hastayı taciz etmekten suçunu kabul etti. Yedi eski bakım çalışanı da benzer suçlamaları kabul ederken, iki kişi daha Bristol Kraliyet Mahkemesinde yargılanacak. Fore ve Ferguson yaz aylarında görülecek duruşmanın ardından cezaya çarptırılacak. Çifte Zihinsel Kapasite Yasası (Mental Capacity Act) kapsamında suçlamalar yöneltildi. BBC soruşturmasının ardından Hambrook yakınlarındaki Winterbourne View'den 24 hasta nakledildi ve ev geçen Haziran ayında kapatıldı." (193)

"Winterbourne View Hastanesi istismardan sonra satın alındı
Bristol yakınlarında, sakinlerinin tacize uğradığının gizlice filme alındığı özel bir hastane satın alındı ve nörolojik rehabilitasyon merkezi haline getirilecek. Glenside Manor Sağlık Hizmetleri, 2013 yılında Glenside Bristol olarak yeniden açılması beklenen Winterbourne View'un yenilenmesi için 1,5 milyon £ yatırım yapacağını söyledi. Dokuz kişi, BBC Panorama'nın çekimlerinin ardından bölge sakinlerine kötü davrandığını itiraf etti. İki kişi daha Bristol Kraliyet Mahkemesi'nde yargılanacak. İstismarın yaşandığı sırada hastanenin sahibi Castlebeck'ti.(....)" (194)

"Winterbourne View: Aileler Panorama'dan beş yıl sonra harekete geçilmesini talep ediyor
-"Oğlu Sam'in orada tutulduğu Steve Sollars, hükümetin 'kendisinden utanması gerektiğini' söyledi".. Winterbourne View skandalının kurbanlarının aileleri başbakana, modası geçmiş bakım evlerinin kapatılmasını talep eden bir mektup yazdı. Bristol yakınındaki eski özel hastanede yaşanan istismarın BBC Panorama tarafından ifşa edilmesinden beş yıl sonra, "acı verici derecede yavaş bir değişim eksikliği" yaşandığını söylediler. Öğrenme güçlüğü olan yaklaşık 3.500 korunmasız kişi hâlâ yataklı tedavi ünitelerinde kalıyor. NHS İngiltere, bakımlarını gözden geçirmenin hâlâ çok uzun sürdüğünü itiraf ediyor.

-'Hayatlar kaybedildi'.. Gizli çekimler, şu anda kapalı olan Winterbourne View Hastanesi'nde öğrenme güçlüğü olan ve otizmli insanlarla alay edildiğini, zorbalığa ve istismara uğradığını gösterdi. "BBC'nin Panorama programının Bristol yakınlarındaki Winterbourne View'da yaptığı gizli çekim sonrasında yaklaşık 11 bakım çalışanı tutuklandı." (.....)" (195)

"Winterbourne View: Otizm toplumu yumruk soruşturması istiyor
- "Diş hekimleri, 'yaralarınınyumruklanmayla tutarlı olduğunu' söyledi".. Bir otizm grubu, özel bir Bristol hastanesinde yumruklanan bir hastanın iki dişini kaybettiği iddialarının ardından yeni bir soruşturma çağrısında bulundu. Winterbourne View'da beş hastaya kötü muamele ve ihmalden dolayı 11 bakım çalışanı daha sonra cezalandırılacak. BBC soruşturması ayrıca eski hasta Ben Pullar'a yönelik taciz iddialarına ilişkin kanıtlar da buldu. Ulusal Otistik Derneği davanın "tamamen soruşturulması" gerektiğini söyledi ancak polis davayı yeniden açmayacağını söyledi. Bay Pullar otistik ve iki kutuplu olup ciddi öğrenme güçlükleri yaşamaktadır ve 18 yaşındayken Temmuz 2009'dan itibaren neredeyse bir yılını Winterbourne View'da geçirmiştir. Olaya karışan hemşire Maxwell Nyamukapa açığa alındı ve daha sonra görevine iade edildi. Bay Nyamukapa ile defalarca iletişime geçme girişimlerine rağmen yorum yapmayı reddetti. Polis bunu bir saldırı olarak kaydetti ve hemşirenin içgüdüsel ve nefsi müdafaa amacıyla hareket ettiğini söyledi. Ulusal Otistik Derneği'nden Sarah Lambert şunları söyledi: "Yatılı bakımda yaşayan ve ciddi yaralanmaya maruz kalan herhangi bir engelli kişinin durumu tam olarak araştırılmalıdır." (....)" (196)

"Winterbourne View: Bakım çalışanlarına ceza verilmeye başlandı

-"11 bakım çalışanı, BBC'nin Panorama programının Bristol yakınlarındaki Winterbourne View'da yaptığı gizli çekim sonrasında gözaltına alındı".. Özel bir hastanede hastalara kötü muamelede bulunduğunu itiraf eden 11 bakım çalışanının cezası Bristol Kraliyet Mahkemesi'nde başladı. Sanıklar, BBC Panorama'nın Bristol yakınlarındaki Winterbourne View'da yaptığı gizli çekimin ardından gözaltına alındı. Ağır öğrenme güçlüğü çeken kişileri ihmal veya kötü muameleye tabi tutmaktan 38 suçlamayla karşı karşıyalar. Bristol Kaydedici Yargıç Neil Ford QC, ceza duruşmasının beş güne kadar sürebileceğini söyledi. Daha önce mahkeme yalnızca suçlanan en kıdemli destek çalışanı olan Kingswood'dan 31 yaşındaki Wayne Rogers'la ilgileniyordu. Rogers, beş hastaya kötü muamelede bulunmakla ilgili dokuz suçlamayı zaten kabul etti. Kefaletinin iptal edilmesini talep ettikten sonra şu anda hapiste. Mahkemede Rogers'ın avukatı Giles Nelson, 'müvekkilinin davranışının hiçbir mazereti olmadığını ve "çatışma atmosferinin bir hastalık gibi yayıldığınıkabul ettiğini' söyledi. Rogers'ın "mümkün olan en kısa sürede" suçunu kabul ettiğini ve mahkemeye gösterilen görüntülerde müvekkilinin "gerçekten kendisini tanımadığını" söyledi. (....)" (197)

"Winterbourne View: Konseyin bakım yöneticileri görevden alındı
- "Winterbourne View o zamandan beri Glenside Manor Sağlık Hizmetleri tarafından satın alındı".. Özel bir hastanede öğrenme güçlüğü çeken yetişkinlere kötü muamele yapılmasının ardından iki meclis yöneticisi görevden alındı. Güney Gloucestershire Konseyi'nde çalışan ikili, Bristol yakınlarındaki Winterbourne View'da yaşanan olaylar sonucunda işten çıkarıldı. BBC'nin anladığı kadarıyla her iki yönetici de savunmasız yetişkinlerin korunmasından sorumluydu. Kötü muamele, BBC Panorama'nın Castlebeck'e ait bakım evinde yaptığı gizli çekim sırasında ortaya çıktı. Görevden alınan ilk kişi, bölgede 16 yıldır çalışan deneyimli ekip yöneticisi Kevin Haigh oldu ve Mart ayında görevden alındı. Konseyin 10 yıllık deneyime sahip yetişkinleri koruma müdürü Brian Clarke, Nisan ayında görevden alındı. (....)" (198)

"Winterbourne View bakım evi skandalı 'tekrar yaşanabilir'
Kampanyacılar, hükümet tarafından harekete geçilmediği takdirde yeni bir Winterbourne View bakım evi skandalının yeniden yaşanabileceği konusunda uyardı. Mencap ve Zorlu Davranış Vakfı, hastaları yüzlerce kilometre uzağa taşımanın risklerinden bahsetti. Uyarı, Bristol yakınlarındaki özel hastanede hastalara yönelik kötü muameleye ilişkin ciddi bir vaka incelemesinin sonuçlarının açıklanacağı dönemde geldi. İstismar, BBC Panorama programının gizli çekimleri sırasında ortaya çıktı. On bir kişi, istismarla ilgili kötü muamele ve ihmal suçlamalarını kabul etti. Güney Gloucestershire Yetişkinleri Koruma Kurulu (SAB), bağımsız bir uzman tarafından yürütülen incelemeyi yaptırdı. Mencap ve Zorlu Davranış, Panorama programının geçen yıl mayıs ayında yayınlanmasından bu yana ailelerden kurumsal bakımda istismar ve ihmale ilişkin 260 rapor aldıklarını söyledi. (....)" (199)

"Winterbourne View hastanesindeki istismar raporu yayınlanacak
-"Winterbourne View, BBC'nin Panorama programının gizli çekimlerinin ardından kapatıldı".. Hükümet, Bristol yakınlarındaki özel bir hastanede hastalara uygulanan kötü muamele sonrasında öğrenilen derslere ilişkin bir ilk rapor yayınlayacağını söyledi. Rapor, BBC Panorama'nın Castlebeck'e ait Winterbourne View'da yaptığı gizli çekimleri takip ediyor. Öğrenme güçlüğü olan kişilerin gelecekte istismar edilmesine karşı korunmak için "eylemler ve çözümler"i kapsayacaktır. Dokuz kişi istismar suçlamalarını kabul etti. Diğer iki kişi yaz aylarında Bristol Crown Court'ta yargılanacak. BBC soruşturmasının ardından Hambrook yakınlarındaki Winterbourne View'den 24 hasta nakledildi ve hastane geçen Haziran ayında kapatıldı. O zamandan beri, burayı nörolojik rehabilitasyon merkezi olarak yeniden açacak olan Glenside Manor Sağlık Hizmetleri tarafından satın alındı. Sağlık Bakanı Paul Burstow, Avam Kamarası'na yaptığı yazılı açıklamada, ciddi bir vaka incelemesinin yılın ilerleyen aylarında yayınlanacağını söyledi. Ancak "sorunun ciddiyeti dikkate alınarak" parlamentonun yaz tatilinden önce bir ara rapor yayınlanacak." (200)

"Raporda Winterbourne View bakım sözleşmeleri eleştirildi
-"Winterbourne View, Panorama'nın hastaların sıkıştırılıp tokatlandığını göstermesinin ardından kapandı".. Bristol bakım evi Winterbourne View'a ilişkin bir raporun, 'NHS'nin bakımın kalitesinden çok sözleşme fiyatıyla ilgilendiği' sonucuna varması bekleniyor. BBC'nin edindiği bilgiye göre, NHS Güney Batı sağlık yetkililerinin özel hastane hizmetlerini devreye alma şekline ilişkin incelemesi imzalanmak üzere. Ev, altı ay önce Panorama'nın öğrenme güçlüğü çeken hastalara yönelik istismarı filme almasından sonra kapatıldı. NHS, raporun içeriğine ilişkin iddiaların "yanıltıcı" olduğunu söyledi. Açıklamada, "NHS incelemesinin henüz sonuçlanmamış bulguları hakkında spekülasyon yapmak için henüz erken" denildi. Raporun, birinci basamak sağlık hizmetleri vakıfları ile Castlebeck arasındaki sözleşmelerde ayrıntı eksikliğine ilişkin endişeleri artırması bekleniyor. BBC West sağlık muhabiri Matthew Hill'e göre raporda, sözleşmelerde kalitenin nasıl güvence altına alınabileceğini gösteren yerleşik mekanizmalar bulunmadığı belirtildi. Sahibi Castlebeck, "ders öğrenmeye kararlı" olduğunu söyledi. "Raporu şu aşamada görme fırsatımız olmadı, dolayısıyla içeriğinden haberimiz yok." "İhtiyaç duyulan her yerde hizmetlerde iyileştirmeler yapmak için bu derslere göre hareket edeceklerini" eklediler. Program, Winterbourne View'daki hastaların sıkıştırıldığını, tokatlandığını ve alay edildiğini gösterdi. (.....)" (201)

"Winterbourne View hastanesi soruşturması: 10 kişi suçlandı
-"Suçlamalar, BBC'nin Panorama programının gizli çekimlerinin ardından geldi".. Bristol yakınlarındaki özel bir hastanede hastaların kötü muamelesi ve ihmaliyle ilgili olarak on kişi suçlandı. Suçlamalar, BBC'nin Panorama kanalının Winterbourne View'da yaptığı ve o zamandan beri kapalı olan gizli çekimin ardından geldi. 10 kişi, Zihinsel Kapasite Yasası kapsamında dört hastaya karşı toplam 40 suçlamayla karşı karşıya bulunuyor. Hastaneyi işleten firma Castlebeck de bir iç soruşturma yürütüyor. Tamamı yerel bölgeden olan 25, 26, 28, 30, 32, 42 ve 58 yaşlarındaki yedi erkek ve 21, 22 ve 24 yaşlarındaki üç kadın, 15 Aralık'ta Bristol hakimlerinin huzuruna çıkacak. Zihinsel Kapasite Yasası uyarınca kötü muameleye neden oldukları şüphesiyle tutuklanan 25, 27 ve 41 yaşlarındaki üç erkek, daha sonraki soruşturmalara kadar polis kefaletiyle serbest bırakıldı. Ortak saldırı şüphesiyle tutuklanan 40 yaşındaki adam, suçlama olmaksızın serbest bırakıldı. 31 Mayıs'ta yayınlanan programda, öğrenme güçlüğü olan sakinlerin sıkıştırıldığı, tokatlandığı, suya batırıldığı ve alay edildiği görülüyordu. Winterbourne View'un 24 hastası, Güney Gloucestershire'daki Hambrook'taki hastanenin haziran ayında kapanmasıyla nakledildi." (202)

"Bakımı Dönüştürmek - Çalışıyor mu?
Winterbourne View skandalının ardından hükümet, öğrenme engelli ve otizmli kişileri uygun olmayan hastane yerleşimlerinden destekli topluluk yaşam ortamlarına nakletme sözü verdi. Önemli bir dönüm noktası, Mart 2019'a kadar yatan hasta yataklarının azaltılması ve daha önce kurumsal ortamlarda "sıkışıp kalan" insanların hayatlarının dönüştürülmesiydi. Ancak Dörtteki Dosya'da hedefin kaçırılacağı ve ulaşılamaz olduğu söylendi. İnsanlara kendi evlerinde veya topluluk ortamlarında bakım sağlama kapasitesinin gerekli şekilde genişletilmemesi durumunda, birçoğu hala güvenli ve uygun olmayan barınma yerlerinde çürüyor ve başka bir yere gitme ihtimalleri çok düşük. Sistemde sıkışıp kaldıklarını ve çıkış yolu olmadığını söyleyen insanlar için bunun sonuçları nelerdir? Çocuklarının daha uygun ortamlara taşınması için mücadele eden ebeveynler, güvenliklerinden korktuklarını söylüyor. Aşırı gerilmiş ve kırılma noktasına gelmiş bir sistemin resmini çiziyorlar. Sakinlerin ihtiyaç duyduğu birebir bakımı sağlayacak yeterli personel bulunmadığından bazıları ciddi yaralanma, zarar görme veya istismara maruz kaldı. Winterbourne View'dan yedi yıl sonra gerçekten yeterince değişti mi?" (203)

*Whorlton Hall skandalından bazı haberler..

"Whorlton Hall: Hastane savunmasız yetişkinleri 'istismar etti'
-"BBC'nin gizli çekimlerinde, personelin otizmli ve öğrenme güçlüğü olan hastalara küfür ettiği, alay ettiği ve sataştığı görülüyor".. Uzman bir hastanede savunmasız yetişkinlere yönelik istismar ve kötü muamele, BBC'nin Panorama programı tarafından ortaya çıkarıldı. BBC'nin gizli çekimlerinde, County Durham'daki Whorlton Hall'da personelin öğrenme engelli ve otizmli hastaları korkuttuğu, alay ettiği ve dizginlediği görülüyor. Uzmanlar, özel olarak işletilen NHS tarafından finanse edilen birimde kültürün "psikolojik işkence" kanıtlarıyla sapkın olduğunu söyledi. Polis soruşturması başlatıldı ve 16 personel açığa alındı. 17 yataklı hastane, İngiltere'de öğrenme güçlüğü ve otizmi olan 2.300'den az yetişkine bakım sağlayan çok sayıda birimden biri. Birçoğu Akıl Sağlığı Yasası uyarınca tutuklu bulunuyor. Kent Üniversitesi Tizard Merkezi'nde klinik psikoloji ve engellilik profesörü Glynis Murphy, Panorama'nın bulduğu şeylerin çoğunun iyi bakımın "mutlak antitezi" olduğunu söyledi.

-"Bu açıkça çok sapkın bir kültür".. Üniteyi işleten firma Cygnet, "şok olduklarını ve derinden üzüldüklerini" söyledi. Şirket ancak yılın başında merkezin yönetimini devraldı ve polis soruşturmasıyla "tam işbirliği" yaptığını söyledi. Cygnet, tüm hastaların başka servislere nakledildiğini ve hastanenin kapatıldığını söyledi.

-Küfür ve zihinsel işkence: Ortaya çıkanlar.. "Personel, hastalar hakkında küfürlü bir dil kullanarak filme alındı".. BBC muhabiri Olivia Davies, Aralık ve Şubat ayları arasında iki ay boyunca gizli olarak vardiyalı çalıştı. Personelin hastaları tanımlarken saldırgan bir dil kullandığının duyulduğu, bir diğerinin ise hastaneyi "köle evi" olarak nitelendirdiği şok edici sahneler çekti. Başka bir vakada ise bakım görevlisi hastaya ailesinin "zehirli" olduğunu söylüyor. İki erkek personel, bir kadın hastayı özellikle istismar nedeniyle seçiyor. 'Erkeklerden korktuğunu' bildikleri için ona sessiz kalması için odasının erkeklerle dolup taşacağını söylerler. Buna "adam tuşuna basmak" diyorlar, bu da onu büyük sıkıntıya sokuyor. Bu, Prof Murphy tarafından "psikolojik bir işkence" olarak tanımlandı.

-Peki ya şiddet?.. "Hastane bulgulardan derin üzüntü duyduğunu söyledi".. Kesinlikle şiddet tehdidi vardı. Bir keresinde, bir erkek bakım görevlisi, bir hastayı "katlamakla (/güvertelemek,destelemek,üst üste istiflemek vs-"deck") tehdit ederken, başka bir hastaya "yere yatırılacağı" söylendi.  Altı bakım görevlisi ayrıca gizli görevdeki muhabire hastalara kasten zarar verdiklerini söyledi; bunlardan biri hastanın kafasını yere vurduğunu anlatıyor, diğeri ise "çamaşır astarı" olarak adlandırdığı bir şeyle hastayı uzatılmış kolla, yere sermekten bahsediyor. Muhabir, yalnızca hastanın kendisine veya başkalarına zarar vermesini önlemek için kullanılması gereken bir dizi fiziksel kısıtlama olayına tanık oldu. Kısıtlamanın bir bölümünde, hasta yaklaşık 10 dakika boyunca yerde tutuldu ve bir personel onu zapt ederken meslektaşlarına sakız dağıttı.  Birmingham City Üniversitesi'nde otizm uzmanı olan ve tespit kullanımını azaltmak için eğitim geliştiren Prof Andrew McDonnell, bunun "acımasız bir ceza" olduğunu söyledi. "Kısıtlama anlık olmalı. Kısa olmalı. Mümkün olduğu kadar az personelle, seyirci olmadan olmalı."

-Düzenleme ne olacak?.. Öğrenme güçlüğü olan kişilere yönelik hizmetler Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC) tarafından düzenlenir. CQC, Whorlton Hall'u 2017'de inceledikten sonra iyi bir puan verdi. O zamandan beri hastaneyi 'personel eğitimi, uzun çalışma saatleri ve kurum personelinin aşırı kullanımı' konusunda uyardığını söyledi. CQC'deki hastanelerin baş müfettiş yardımcısı Dr. Paul Lelliott Panorama'ya şunları söyledi: "Bu vesileyle Whorlton Hall'da meydana gelen suiistimalleri fark etmediğimiz oldukça açık." "Yapabileceğim tek şey, ilgili kişilerden derin bir özür dilemek." Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı, istismar iddialarını "son derece ciddiyetle" ele aldığını ancak polis soruşturması nedeniyle daha fazla yorum yapamadığını söyledi.

-İlk skandal değil.. Panorama bulguları, Bristol yakınlarındaki Winterbourne View adlı öğrenme güçlüğü olan kişilere yönelik başka bir hastanede istismarın ortaya çıkarılmasından sekiz yıl sonra geldi. Bu programın ardından dönemin başbakanı David Cameron, hastalara kötü muamelenin bir daha asla yaşanmayacağına söz verdi. Winterbourne View kapatıldı ve hükümet, bakımın toplumda sağlanması gerektiğini söyleyerek diğer uzman hastaneleri de kapatmayı taahhüt etti. Yatak sayıları İngiltere'de 2012'den bu yana 3.400'den 2.300'ün altına düşürüldü, ancak bu, hükümetin bu yılın Mart ayına kadar yatak sayısını 1.700'ün altına düşürme hedefinin gerisinde kalıyor. Winterbourne View davasına ilişkin resmi soruşturmada aşırı kısıtlama kullanımına ilişkin uyarılar da yapıldı. Ancak rakamlar "kısıtlayıcı uygulamalarındaha yaygın hale geldiğini gösteriyor; Panorama'nın Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası kapsamında elde ettiği rakamlara göre tecrit ve tespit uygulamaları son iki yılda neredeyse iki katına çıktı. Sağlık Bakanı Matt Hancock geçen yıl vakalarla ilgili bir soruşturma yapılmasını emretmişti ve Bakım Kalitesi Komisyonu tarafından bu hafta yayınlanan bir ara raporda sistem "bozuk" olarak tanımlandı ve hastaneye kaldırılan kişilerin başarısızlığa uğradığı belirtildi. Meydana gelen bazı ölümler nedeniyle sektör de ateş altında kaldı.

-"Öğrenme güçlüğü ve epilepsi hastası olan Connor Sparrowhawk, 2013 yılında banyoda yalnız bırakıldıktan sonra hayatını kaybetti".. Son yılların en dikkat çeken vakası, öğrenme güçlüğü ve epilepsi hastası olan ve 2013 yılında Oxford'daki bir NHS ünitesinde banyoda tek başına nöbet geçirerek hayatını kaybeden Connor Sparrowhawk'tı. Southern Health NHS Foundation Trust, sağlık ve güvenlik yasasını ihlal ettiğini kabul etti ve 2012 yılında Hampshire'da ölen Bay Sparrowhawk ve başka bir hasta olan 45 yaşındaki Teresa Colvin'in ölümleri nedeniyle 2 milyon £ para cezasına çarptırıldı. Öğrenme güçlüğü olan kişilerin ölümleri artık rutin olarak izleniyor. Yine bu hafta yayınlanan son rapor, '10 vakanın birden fazlasında sağlanan bakımla ilgili endişelerin bulunduğunu' ortaya çıkardı. Kraliyet Hemşirelik Koleji'nden Jonathan Beebee, Panorama'nın sektörün "karanlık bir köşesine" ışık tuttuğunu söyledi. 'Bulunan şeyin ölçeğinin her yerde gerçekleşmeyeceğini ancak yine de hizmetlerin durumuyla ilgili endişeleri olduğunu' söyledi. "Sektör, yüksek boşluk oranları ve uygun şekilde eğitilmiş personel eksikliği nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Başka yerlerde sorunlar olacak. " BBC Panorama: Gizli İstismar Skandalı'nı 22 Mayıs Çarşamba günü saat 21.00'de BBC One'da izleyin.." (204)

"Whorlton Hall'un istismarı: 'Sinsi personel' müfettişleri yanılttı
-"Whorlton Hall, öğrenme güçlüğü çeken ve otizmli yetişkinlere yönelik 17 yataklı bir üniteydi".. Bir inceleme, 'bakım gözlemcisinin başarısızlıkları ve "zehirli kültür (toxic culture)"ün "sinsi personelinsavunmasız hastane sakinlerini istismar etmesine izin vermiş olabileceğini' ortaya çıkardı. County Durham'daki Whorlton Hall, Panorama araştırmasının öğrenme güçlüğü çeken hastalara kötü muamele edildiğini göstermesinin ardından kapatıldı. Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC), Barnard Castle sahasına ilişkin denetimleri ve düzenlemeleri nedeniyle eleştirildi. İncelemede, küçük bir personel grubunun müfettişleri "kasıtlı olarak yanılttığı" belirtildi. CQC, müfettiş Barry Stanley-Wilkinson tarafından hazırlanan kritik 2015 raporunu yayınlamaması da dahil olmak üzere, ihbarcıların endişeleri doğrultusunda düzgün hareket etmediği için zaten eleştirildi. Ağır öğrenme güçlükleri ve otizmi olan hastaları tedavi eden Whorlton Hall'da, Panorama programının yayınlandığı 2015 ile 2019 yılları arasında yedi CQC denetimi yapıldı.

Klinik psikolog Profesör Glynis Murphy'nin incelemesi, "atölyede (/mağaza katı-"shop floor")" bulunan ve Whorlton Hall'daki küçük bir personel grubu arasındaki "zehirli kültür" hakkında konuşan personelden dinlendi. İnceleme şöyle devam etti: "Bu sözde "alfa grubu" personel Whorlton Hall'da uzun yıllar çalışmıştı ve üst düzey personelin çeşitli şekillerde uygunsuz davrandıklarını, kendi aralarında uygunsuz konuşmalar yaptıklarını ve hem iş'te hem de iş dışında yakın bir şekilde sosyalleştiklerini fark ettikleri görülüyordu."

"İhbarcılara göre, elebaşı olarak kabul edilen iki personel, üst düzey yöneticiler tarafından 2014 ile 2016 yılları arasında, her biri aylarca olmak üzere iki kez Whorlton Hall'dan farklı servislere taşınmıştı." "Görüşme yapılan kişiler, onların yokluğunda hizmetin iyileştiğini ancak her seferinde disiplin cezasına çarptırıldıktan sonra geri dönmelerine izin verildiğini, çünkü görünüşe göre onları işten çıkarmak için yeterli gerekçe bulunmadığını bildirdi." İncelemede, Whorlton Hall'da kullanılan kısıtlama seviyelerinin "bazen çok yüksekolduğu ve istismardan şikayetçi olan bazı sakinlere "vicdansız personel" tarafından onları geri çekmeleri için baskı yapıldığı yönünde öneriler olduğu belirtildi.

-Gizli CCTV.. İnceleme şunu ekledi: "Hem denetim hem de düzenleme süreçlerinde yer alan kişileri kasıtlı olarak yanıltan küçük bir grup dolandırıcı personelin olduğu yerde, özellikle hizmet kullanıcılarının çok savunmasız olduğu ve iletişim becerilerinin sınırlı olduğu durumlarda, onların eylemlerini tespit etmek çok zordur." "Geçmişe bakıldığında, özellikle akşamları ve hafta sonları yapılan habersiz ziyaretler, hizmetteki aksaklıkların tespit edilmesine yardımcı olmuş olabilir." İncelemede, gizli CCTV'nin daha fazla kullanılması da dahil olmak üzere başka öneriler de yer alıyor. CQC CEO'su Ian Trenholm şunları söyledi: "Akıl sağlığı, öğrenme güçlüğü ve/veya otizm hizmetlerini, bu hizmetleri kullanan kişiler için doğru şekilde sunmak amacıyla düzenleme şeklimizi geliştirmek amacıyla önerileri yeni stratejimize dahil edeceğiz." "Kısıtlama, tecrit ve ayrıştırma (restraint, seclusion and segregation) konusundaki incelememizde yaptığımız çalışma devam ediyor ve nihai rapor, CQC ve daha geniş sistem için, öğrenme güçlüğü olan kişiler ve otistik kişiler için bakımı ve sonuçları iyileştirmek amacıyla pratik önerilerde bulunacak." Danshell Group, 17 yataklı hastane birimini 2015 yılında işletti ve 2018 yılında Cygnet tarafından devralındı. Cygnet, istismar iddiaları karşısında "şok olduğunu ve derinden üzüldüğünü" söyledi." (205)

"Whorlton Hall hastanesindeki istismar nasıl ortaya çıkarıldı?
-"BBC'nin gizli çekimlerinde, personelin otizmli ve öğrenme güçlüğü olan hastalara küfür ettiği, alay ettiği ve sataştığı görülüyor".. Sekiz yıl önce BBC One'ın Panorama programında bir ekiple birlikte çalışarak Bristol'ün eteklerinde savunmasız yetişkinlere yönelik Winterbourne View adlı bir hastanede korkunç fiziksel istismarı ortaya çıkardım. Öğrenme engelli veya otizmli kişiler, gizli görevdeki muhabirimiz tarafından, onlara bakmak için para ödenen kişiler tarafından 'tekmelenirken, yumruklanırken, alay edilirken ve kötü muameleye maruz kalırken' filme alındı. O filmin yapımcısı olarak delil toplamak için ihbarcılarla çalıştım, gizli muhabiri tuttum ve çekimlerini denetledim. Daha sonra Winterbourne View'da çalışan bir düzineye yakın kişi, delillerimiz sonucunda dava edildi. Güvene ihanet kadar istismar da korkunçtu.. Filmimiz yayınlandıktan sonra dönemin Başbakanı David Cameron, dönemin bakım bakanı Norman Lamb ve Muhafazakarlar, İşçi Partisi ve Liberal Demokratlar, 'uzman hastaneleri kapatma ve insanları, ailelerine daha yakın hale getirme' taahhüdünde bulundular. Bu, bazı hizmetlerin davranışlarıyla mücadele ettiği öğrenme güçlüğü veya otizmi olan binlerce insanın hayatının sonsuza dek değiştiği an olmalıydı. Ancak bunun yerine bize siyasi vaadin önce sulandırıldığı, sonra da yerine getirilmediği söylendi. Öğrenme güçlüğü veya otizmi olan yaklaşık 2.300 kişi hâlâ bu tür hastanelerde, genellikle 'evlerinden uzakta ve uygun olandan çok daha uzun süre' kalıyor. Hastaneler, insanların yaşaması gereken yerler değil ama bugün hâlâ öyleler.

-'Psikolojik işkence'.. Geçtiğimiz yıl, bir dizi yeni ihbarcı BBC Panorama'ya başvurarak Durham County'deki Whorlton Hall adı verilen savunmasız yetişkinlere yönelik farklı bir hastanede çalışan bir grup bakım çalışanının kültürü, tutumu ve davranışları hakkında şikayette bulundu. Bize 'bakım çalışanlarının hastalara zorbalık yaptığını ve kötü muamele yaptığını' söylediler. Bu tür davranışlar hiçbir hastanede asla yaşanmamalı, özellikle de Winterbourne View'dan sonra verilen sözlerden sonra. Daha da kötüsü, sekiz yıl önce özel olarak işletilen ancak NHS tarafından finanse edilen Whorlton Hall, Winterbourne View ile aynı şirkete aitti. Winterbourne View'dan etkilenen ailelerden biri bize, eskiden aynı gruba ait olan bir hastanenin de istismarcı olabileceği konusunda şok olduklarını söyledi.

-"Olivia Davies iddiaları araştırmak için gizli göreve gitti".. Daha önce iki kez BBC'de gizli görevde bulunan Olivia Davies adında yetenekli bir genç gazeteciyle temasa geçtim. Bir yandan hastanede bakım görevlisi olarak çalışmaya, bir yandan da BBC için kanıt toplamaya hazır olup olmayacağını sordum. Olivia bunu kabul etti ve üst kısmına gizli bir kamera takarak iki aydan fazla bir süre boyunca genellikle arka arkaya 12 saatlik vardiyalarda çalıştı. Olivia'nın bakımlarını - ve çoğu zaman ihmal veya zulmünü - belgelediği hastalar, ülkedeki en savunmasız ama aynı zamanda zorlu insanlar arasında yer alıyor. Olivia hastalarla vakit geçirmeyi seviyordu ama bu onu Whorlton Hall'daki personel arasında alışılmadık kılıyordu; çoğu, bakmak için para aldıkları insanları görmezden geliyor gibi görünüyordu. Çok fazla bakım çalışanı hastaları aktif olarak 'ağırlaştırdı, onlara eziyet etti ve onlar hakkında en korkunç şekillerde konuştu.' Hastaların alay edilmesi ve kasıtlı olarak sona erdirilmesine, dil ve tutuma tanık olmak neredeyse dayanılmazdı. Görüntülerimizi inceleyen uzmanlar, bir vakada Olivia'nın çektiği şeyin 'psikolojik işkencenin kanıtı' olduğunu söyledi. Başka bir hasta, sıklıkla personel tarafından kasıtlı olarak kışkırtıldı. Olivia hastaların fiziksel olarak zaptedildiğine tanık oldu. Son çare olması gereken bir şey çok sık kullanılıyor ve NHS rakamları bu kullanımın arttığını gösteriyor. Sıkıntılı insanları genellikle yerde ve bazen uzun süreler boyunca yerde tutma uygulamasına tanık olmak korkunç ve katlanmak daha da kötüdür.

-'Şok oldu ve üzüldü'.. Bunun bir daha yaşanmaması gerekirdi. Hükümetin bu sorunları sekiz yıl önce çözmesi gerekirdi. Sağlık Bakanı Matt Hancock'tan daha geniş konularla ilgili bir röportaj istedik ancak basın ofisi bize şunları söyledi: "Her türlü istismar iddiasını son derece ciddiyetle ele alıyoruz." "Durham Polis Teşkilatı şu anda iddialarla ilgili bir cezai soruşturma yürütüyor ve devam ederken soruşturma hakkında yorum yapamayız. Whorlton Hall sakinlerinin güvenliğini sağlamak için adımlar atıldı." "Otistik insanlar ve öğrenme güçlüğü çekenler mümkün olan en iyi bakımı almalı ve kendi toplumlarında yaşamaları için desteklenmeli."Daha fazla insanın tedavileri biter bitmez hastaneden eve dönmesini sağlamak için çalışıyoruz ve toplum desteğine yapılan önemli yatırımlar, 2015'ten bu yana akıl sağlığı alanında yatan hasta sayısında %22'lik bir azalmaya yol açtı."

Şu anda Whorlton Hall'un sahibi olan Cygnet şunları söyledi: 
-"Cygnet'in yakın zamanda satın aldığı Danshell Group'un bir parçası olan Whorlton Hall'daki personele karşı yapılan iddialar bizi şok etti ve derinden üzdü.
-"Bu iddiaları son derece ciddiye alıyoruz. Olaya karışan tüm personeli görevden uzaklaştırdık, polis de dahil olmak üzere ilgili tüm yetkilileri aynı anda bilgilendirdik, onlar da şu anda bir soruşturma başlattı ve soruşturmalarında tam işbirliği yapıyoruz."
-"Tüm hastaları başka hastanelere nakletme girişiminde bulunduk.
-"Hastalarımızın ve sakinlerimizin güvenliği ve bakımı büyük önem taşıyor ve onlara karşı profesyonel olmayan davranışlara sıfır tolerans gösteriyoruz."
-"Bu programa dahil olanlar, yalnızca toplumun en savunmasız insanlarından bazılarına değil, aynı zamanda bakımları altındaki insanlara bakmak için her gün özveri ve şefkatle çalışan Cygnet'teki binlerce insana da ihanet ettiler."
-"Bu korkunç davranış, Cygnet Health Care'in değerleri ve yüksek standartlarıyla tamamen tutarsızdır ve hastalarımızın ve sakinlerimizin beklediği ve hak ettiği en yüksek kalitede sağlık hizmetini sunmaya kesinlikle bağlıyız."" (206)

"Whorlton Hall'un istismarı: Watchdog teftişi savundu
"Whorlton Hall, öğrenme güçlüğü çeken ve otizmli yetişkinlere yönelik 17 yataklı bir ünitedir".. Bakım gözlemcisi, istismar iddialarının merkezinde yer alan County Durham hastanesinde yaptığı incelemeyi savundu. BBC Panorama'nın gizli çekimleri, Whorlton Hall'daki hastaların alay edildiğini ve korkutulduğunu gösteriyordu. Parlamentodaki bir duruşmada Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC), herhangi bir suiistimalden haberdar olduğunu reddetti ve 2015 yılında bakımın bazı yönlerini eleştiren bir rapor yayınlamama kararını savundu. Ancak CEO'su "metodolojisini değiştirmek zorunda kalacağını" söyledi. (....)" (207)

"Whorlton Hall istismarı: Bakım gözlemcisi soruşturma başlattı
Sağlık gözlemcisi, Whorlton Hall hastanesine ilişkin endişeleri dile getiren 2015 tarihli bir raporu nasıl ele aldığına ilişkin bir inceleme başlatıyor. Eski Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC) müfettişi Barry Stanley-Wilkinson, raporu BBC Panorama'nın hastalara yönelik istismar iddialarını ortaya çıkarmasından dört yıl önce yazdığını söyledi. CQC, 2015 ve 2019 yılları arasında County Durham hastanesine ilişkin düzenlemelerinin de gözden geçirileceğini söyledi. On işçi tutuklandı. BBC Panorama'nın gizli çekimleri, öğrenme güçlüğü çeken hastalarla alay edildiğini, korkutulduğunu ve zaptedildiğini gösteriyordu. Site, istismarın keşfedilmesinden önceki yıl resmi kurumlar tarafından en az 100 kez ziyaret edilmişti. (....)" (208)

"Whorlton Hall: Taciz iddiaları nedeniyle on kişi tutuklandı
Uzman bir hastanede öğrenme güçlüğü çeken hastalara kötü davranıldığı iddiasıyla on işçi tutuklandı. Barnard Castle, Bishop Auckland, Darlington ve Stockton'daki adreslerde yedi erkek ve üç kadın tutuklandı. BBC Panorama'nın County Durham'daki Whorlton Hall'da yaptığı gizli çekimde, hastaların alay edildiği, korkutulduğu ve zaptedildiği görülüyor. Site, istismarın keşfedilmesinden önceki yıl resmi kurumlar tarafından en az 100 kez ziyaret edilmişti. Durham Polisi, tutuklananların özel olarak işletilen NHS tarafından finanse edilen birimde istismar ve ihmalle ilgili suçlar hakkında sorgulandığını söyledi. Bir sözcü, soruşturmaların biraz zaman almasının beklendiğini söyledi ancak gücün "acil önceliğinin, iddiaların merkezinde yer alan mağdurları ve ailelerini korumak için diğer kurumlarla birlikte çalışmak olduğunu" tekrarladı. Gözaltına alınanların, soruşturmanın devamına kadar soruşturma kapsamında serbest bırakılacağını da sözlerine ekledi. (....)" (209)

"Whorlton Hall: Eski müfettiş uyarıların dikkate alınmadığını söyledi
Bakım Kalitesi Komisyonu'ndaki eski bir müfettiş, Whorlton Hall hastanesine ilişkin 2015 yılında "uyarı zilleri" sunan bir raporun yayınlanmadığını söyledi. Barry Stanley-Wilkinson, raporu BBC Panorama'nın öğrenme güçlüğü ve otizmli hastalara yönelik istismar iddialarını ortaya çıkarmasından dört yıl önce yazdığını söylüyor. CQC, taslak raporun kötü niyetli uygulamalara ilişkin herhangi bir endişeye yol açmadığını söyledi. İddialar, ihtisas hastanesindeki 10 çalışanın tutuklanmasının ardından geldi. Geçen hafta yedi erkek ve üç kadın Barnard Castle, Bishop Auckland, Darlington ve Stockton'daki adreslerde hastalara kötü davrandıkları iddiasıyla tutuklandı. Öğrenme güçlüğü çeken ve otizmli yetişkinlere yönelik 17 yataklı bir birim olan County Durham'daki özel hastane hakkında yapılan gizli BBC Panorama araştırması, hastaların alay edildiğini, korkutulduğunu ve zaptedildiğini ortaya çıkardı. Öğrenme güçlüğü çeken ve otizmli yetişkinlere yönelik 17 yataklı hastane ünitesini işleten firma Cygnet, iddialar karşısında "şok olduğunu ve derinden üzüldüğünü" söyledi. Şirket ancak yılın başında merkezin yönetimini devraldı ve polis soruşturmasıyla "tam işbirliği" yaptığını söyledi. (....)" (210)

"Whorlton Hall: Bakan, hastanedeki istismardan dolayı 'çok üzgün'
-"BBC'nin gizli çekimlerinde, personelin otizmli ve öğrenme güçlüğü olan hastalara sataştığı, küfür ve alay ettiği görülüyor".. BBC'nin Whorlton Hall uzman hastanesinde ortaya çıkardığı istismar, bir hükümet bakanı tarafından "korkunç" olmakla kınandı. Bakım Bakanı Caroline Dinenage Avam Kamarası'na "bunun olmasından dolayı çok üzgün olduğunu" söyledi. Gizli BBC Panorama çekimleri, öğrenme güçlüğü çeken ve otizmli yetişkinlerin alay edildiğini, korkutulduğunu ve zaptedildiğini gösterdi. Polis soruşturması başlatıldı ve 16 personel açığa alındı. BBC Panorama, County Durham'da özel olarak işletilen, NHS tarafından finanse edilen hastaneye yönelik soruşturmanın görüntülerini Çarşamba günü yayınladı. Bu, gizli muhabir Olivia Davies'in iki ay süren gizli çekimlerinin sonucuydu. Görüntülerde bazı personelin hastaları tanımlarken, saldırgan bir dil kullandığı, bir diğerinin ise hastaneyi "kötülerin evi" olarak adlandırdığı şok edici sahneler yer alıyordu. İstismarın bir kısmı uzmanlar tarafından "psikolojik işkence" olarak tanımlandı. (.....)" (211)

"Whorlton Hall: En az 100 resmi ziyarete rağmen hastanedeki istismarlar kaçırıldı
BBC'nin edindiği bilgiye göre, Whorlton Hall Hastanesi'nde, orada yatan hastalara yönelik kötü muamelenin ortaya çıkmasından önceki yıl, resmi kurumlar tarafından en az 100 ziyaret yapılmıştı. Müfettişler, konsey yetkilileri ve NHS personelinin tamamı Durham İlçesi birimini ziyaret etti; bazen birkaç gün boyunca iki veya üç kişilik ekipler halinde. Ancak orada öğrenme engelli ve otizmli insanlara yönelik kötü muamelenin boyutu fark edilmedi. Kampanyacılar, 'yetkililerin işlerinde başarısız olduklarını' söyledi. BBC'nin çarşamba günü yayınlanan Panorama programının gizli çekimlerinde, 17 yataklı ünitedeki hastaların alay edildiği, sataşıldığı, korkutulduğu ve defalarca zaptedildiği görülüyor. Görüntülerde ayrıca bazı personelin hastaları tanımlarken saldırgan bir dil kullandığı, bir diğerinin ise hastaneyi "kötülerin evi" olarak nitelendirdiği şok edici sahneler de yer aldı. Polis soruşturması başlatıldı ve 16 personel açığa alındı.(....)" (212)

"Bakım firmasının liderliği Bakım Kalitesi Komisyonu tarafından eleştirildi
Müfettişler, BBC'nin bir akıl sağlığı hastanesindeki taciz iddialarını ortaya çıkaran bir firmanın yöneticileriyle ilgili endişelerini dile getirdi. Mayıs ayında yayınlanan Panorama soruşturması, County Durham'ın öğrenme engelliler birimi Whorlton Hall'da yapılan gizli çekime dayanıyordu. Bakım Kalitesi Komisyonu (CQC), bunu Cygnet Health Care'in yönetimine ilişkin bir soruşturmayla takip etti. Firma, dile getirilen endişeleri ele aldığını söyledi.(....)" (213)

* Connor Sparrowhawk vakasından bazı haberler..


"Rapor, engellilik ölümlerini öğrenmede başarısızlıklar olduğunu ortaya koyuyor.
"Öğrenme güçlüğü ve epilepsi hastası olan Connor Sparrowhawk, 2013 yılında banyoda yalnız bırakıldıktan sonra hayatını kaybetti".. NHS İngiltere tarafından öğrenme güçlüğü olan kişilerin ölümlerine ilişkin bir inceleme, bu kişilerin bakımıyla ilgili önemli endişelerin altını çizdi. Temmuz 2016 ile Kasım 2017 arasında yaklaşık 1.311 vaka inceleme için kabul edildi ve şu ana kadar yalnızca 103'ü (%8) tamamlandı. Bunlardan Öğrenme Engelliliği Ölüm Oranı İncelemesi, sekiz ölümden birinde istismardan tedavideki gecikmelere kadar başarısızlıkların meydana geldiğini ortaya çıkardı. NHS İngiltere, daha fazla incelemeyi tamamlamak için bu yıl 1,4 milyon £ harcanacağını söyledi. "Erken derslerin" hastanelerin ve toplum hizmetlerinin çalışmalarına bilgi sağlayacağını da sözlerine ekledi. Rapor Connor Sparrowhawk'ın ölümünün ardından geldi. Öğrenme güçlüğü ve epilepsi hastası olan Bay Sparrowhawk, 2013 yılında NHS bakım ünitesindeki banyoda tek başına nöbet geçirdiğinde hayatını kaybetti. Southern Health NHS Foundation Trust, sağlık ve güvenlik yasasını ihlal ettiğini kabul etti ve 2012 yılında Hampshire'da ölen Bay Sparrowhawk ve diğer bir hasta olan 45 yaşındaki Teresa Colvin'in ölümleri nedeniyle 2 milyon £ para cezasına çarptırıldı.

-"Dr Sara Ryan, 'İşler aslında on yıl öncesine göre daha da kötüleşti' diyor".. Cuma günkü haberin ardından BBC News'e konuşan Bay Sparrowhawk'ın annesi Dr. Sara Ryan, yetkililerin bazı insanlara "sistematik bir umursamazlık" gösterdiğini söyledi. "Bazı insanlar sayılmaz; bunu başka bir şeymiş gibi gösteremezsiniz" dedi. "Artık öğrenme güçlüğüyle etiketlenen insanların, insani özelliklerinin tamamen reddedildiğine dair o kadar çok kanıtımız var ki...  Aslında bu durumun devam ettiği ve hükümetin bu konuda hiçbir şey yapmadığı bir toplumda yaşamak istemiyorum."

Öğrenme Engelliliği Ölüm Oranı İncelemesi, yıllık raporunda acil bir "daha fazla eyleme ihtiyaç duyulduğunu" söyledi. İncelenen 103 vakanın 13'ünde hastanın sağlığının 'tedavi gecikmeleri, hizmet sunumundaki boşluklar, organizasyonel işlev bozukluğu veya ihmal veya istismar' gibi faktörlerden "olumsuz şekilde etkilendiği" belirtildi. Bir örnekte, 'bir adam taburcu olduktan sonra olası idrar sepsisi nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Kateter bakımı konusunda eğitimi olmayan personel tarafından kateterle evine gönderilmişti.' Raporda, "Bakıcılarla kateter bakımı konusundaki bilgi ve becerileri konusunda iletişim kurulamaması, güvenli olmayan taburculuğa, yeniden kabule ve sağlıkta hızlı düşüşe katkıda bulundu" denildi. İncelemede belirtilen başka bir örnekte, '18 yaşına kadar bir üroloğun bakımı altında olan bir adamın, sonraki sekiz yıl boyunca takip bakımı alamadığı görüldü. Bu süre zarfında, ölümünün ana nedeni olarak kabul edilen büyük bir böbrek taşı geliştirdi.' Raporda ayrıca 'personelin, hastanın özel ihtiyaçlarına ilişkin kayıtlara kolayca erişemediği durumlar da olduğu' belirtildi. Verilen örneklerden biri, 'merdivenlerin olduğu yerlerde, hizmetlere erişme konusunda endişe duyan ve bunun sonucunda randevuların kaçırılmasına neden olan, öğrenme güçlüğü olan bir kişiyle' ilgiliydi. Raporda, 'bunun düzgün bir şekilde kaydedilmesi halinde makul düzenlemelerin yapılabileceği' belirtildi.

-"Connor Sparrowhawk'ın annesi Dr Sara Ryan, bazı insanlara yönelik "sistematik bir ihmalolduğunu söyledi".. Raporda, tamamlanan incelemelerle ilgili olarak 'farklı kurumlar arasında daha iyi iletişim ihtiyacını, öğrenme güçlüğü olan kişilerin ihtiyaçlarına ilişkin farkındalığı ve Zihinsel Kapasite Yasası'nın anlaşılmasını ve uygulanmasını vurgulayan 189 tavsiyede' bulunuldu. Özel öneriler şunları içeriyordu:

-Öğrenme güçlüğü olan bir kişinin hastaneye kaldırıldığında halihazırda bir sağlık pasaportu yoksa sağlık pasaportunun oluşturulması
-A&E departmanlarında bekleme sürelerine ilişkin tabelaların iyileştirilmesi
-Hastaneden kötü veya güvenli olmayan taburculukları ele almak için kalite inceleme grubu toplantıları
-Pratisyen hekim muayenehaneleri yıllık sağlık kontrollerine gelmeme nedenini takip edecek

Raporda şunlar belirtildi: "Bireysel düzeydeki öğrenme noktalarının uygun şekilde ilgili hizmet iyileştirmelerine aktarılmasını sağlamak için ailelere ve diğerlerine karşı bir sorumluluğumuz var." Taburcu sürecindeki değişiklikler ve öğrenme güçlüğü olan kişiler için makul düzenlemelerin sağlanması da dahil olmak üzere bazı iyileştirmelerin halihazırda yapılmış olduğunu ekledi. Winterbourne View istismar skandalıyla ilgili raporu yazan Sir Stephen Bubb, incelemenin "yaygın kurumsal istismar"ı vurguladığını söyledi. Şöyle dedi: "Başbakan görevinin yakıcı adaletsizlikle mücadele etmek olduğunu söyledi. Öğrenme güçlüğü olan insanlar ve aileleri kadar istismar ve ihmal edilen bir topluluk olamaz." "Bu adaletsizliğin üstesinden gelene kadar daha kaç ölüm var?" Sağlık Bakanlığı, her NHS Trust'ın önlenebilir ölümlerle ilgili verileri yayınlaması ve Haziran ayından itibaren iyileşmelere dair kanıt sunması gerektiğini söyledi. NHS İngiltere'nin "bu incelemenin tavsiyelerini dikkate alması gerektiğini ve önlenebilir her ölümden ders alarak bu trajedilerin gelecekte sona ermesi gerektiğini" söyledi.

"Açıkçası yapılacak daha çok iş var" dedi. Öğrenme Engellilik Ölüm Oranını İnceleme Programı, Bristol Üniversitesi tarafından yürütülmekte ve NHS İngiltere adına Sağlık Hizmetleri Kalite İyileştirme Ortaklığı tarafından görevlendirilmektedir. NHS İngiltere sözcüsü şunları söyledi: 

-"Öğrenme Engellilik Ölüm Oranı İnceleme programından gelen ve dünyada türünün ilk örneği olan bu geçici raporu memnuniyetle karşılıyoruz.
-"Bu ilk dersler, önemli ilerlemelerin olduğu sepsis semptomlarının erken tespiti, zatürrenin önlenmesi, kabızlık ve epilepsi dahil olmak üzere hastane ve toplum hizmetlerinin çalışmalarına katkıda bulunacaktır.
-"Bristol Üniversitesi ve ulusal düzeydeki HQIP'nin yanı sıra yerel sorumluların da önümüzdeki yıl inceleme hızını ve sayısını artırabilmesi için bu yıl 1,4 milyon £ daha harcanacak." " (214)

"Connor Sparrowhawk: Anne NHS vakfının 'kültürünü' sorguluyor
-"Connor Sparrowhawk, NHS vakfının bakımındaykensara nöbeti geçirdikten sonra banyoda boğuldu".. NHS Vakfı'nın bakım ünitesinde ölen bir gencin annesi, onun ölümünden dolayı suçluluk duyduğunu kabul etmesine rağmen "kültürünün" değiştiğine inanmıyor. 18 yaşındaki Connor Sparrowhawk, 2013 yılında Oxford'daki Slade House'da Southern Health NHS Foundation Trust'ın bakımında öldü. Vakıf o zamandan beri bunun "tamamen önlenebilir" olduğunu kabul etti ve sağlık ve güvenlik yasasını ihlal etme suçunu kabul etti. Ancak annesi Dr Sara Ryan, 'tutumların değiştiğini düşünmediğini' söyledi. Dr Ryan, "Ses çıkardık, ışık tuttuk ve bu aşamaya gelmeyi başardık ama bunun vakıf kültürünü değiştirdiğini düşünmüyorum" dedi. Öğrenme güçlükleri ve otizmi olan Bay Sparrowhawk, sara nöbeti geçirdikten sonra banyoda boğuldu ve soruşturma, ölümüne "ciddi başarısızlıkların" katkıda bulunduğu sonucuna vardı. Onun boğulması, vakfın yalnızca kendi gözetimindeki 722 kişinin açıklanamayan 272 ölümünü gerektiği gibi araştırdığının keşfedilmesine yol açtı. Dr Ryan, öğrenme güçlüğü çeken insanlara nasıl davranıldığını sorguladığı Gülen Çocuk İçin Adalet (Justice for Laughing Boy: Connor Sparrowhawk) adlı bir kitap yazdı. Açıklanamayan ölümlerle ilgili soruşturmanınbazı insanların nasıl erken öldüğünü ve "kimsenin gerçekten umursamadığını" gösterdiğini söyledi. Southern Health, 12 Ekim'de Oxford Kraliyet Mahkemesi'nde Bay Sparrowhawk'ın davasında sağlık ve güvenlik yasasını ihlal etmekten hapis cezasına çarptırılacak Vakfın bu ayın başlarında Banbury Sulh Ceza Mahkemesi'nde suçunu kabul etmesinden sonra, geçici genel müdür Julie Dawes, Connor'ın ölümünün "önemli değişikliklere ve iyileştirmelere" yol açtığını söyledi. Artık tüm ailelerin ve hizmet kullanıcılarının vakfın "daha şefkatli bir yaklaşım" deneyimlemesini umduğunu da sözlerine ekledi. Southern Health, Dr Ryan'ın sözleri hakkında yorum yapmak istemediğini söyledi." (215)

"Connor Sparrowhawk'ın ölümü: Sağlık vakfı sorumluluğu kabul ediyor
Southern Health NHS Foundation Trust, 2013 yılında Oxford'daki bir akıl sağlığı tesisinde boğulan Connor Sparrowhawk'ıölümünün tüm sorumluluğunu üstlendi. Sağlık vakfı, tesislerinden birinde banyoda boğulan 18 yaşındaki bir gencin ölümünün tüm sorumluluğunu üstlendi. Southern Health, Temmuz 2013'te Connor Sparrowhawk'ın ölümüne "neden olduğunu" kabul etti ve ailesine 80.000 £ tazminat teklif etti. Genç, Oxford'daki Slade House'ta tedavi gördüğü sırada epilepsi krizi geçirdikten sonra boğuldu. Ailesi, vakfın başarısızlıklarını kabul etmesinden "memnun" olduklarını söyledi. Vakıf, yaptığı basın açıklamasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca "Connor'ın yaşam hakkını ihlal ettiğini" kabul etti. (...)" (216)

"Connor Sparrowhawk: Gencin ölümünden önce gözden kaçan işaretler
Connor Sparrowhawk'ın annesi Sara Ryan duruşmada kendi endişelerinin dikkate alınmadığını söyledi Bir doktor, 'epileptik bir gencin NHS bakım ünitesinde nöbet geçirdikten sonra banyoda boğulmasından haftalar önce, uyarı işaretlerinin gözden kaçırıldığını' itiraf etti. Dr Valerie Murphy, Temmuz 2013'te Oxford'daki Slade House'da ölen 18 yaşındaki Connor Sparrowhawk'ın tedavisinden sorumlu psikiyatrdı. Mahkemeye, daha önce banyoda yaşadığından şüphelenilen bir krizden sonra neden harekete geçilmediğini "açıklayamadığını" söyledi. Dr Murphy bir dizi başarısızlığı kabul etti ancak suiistimalleri reddetti. Mahkeme, Bay Sparrowhawk'ın annesi Sara Ryan'ın, kriz geçirme ihtimaline karşı banyo yaparken "yakından gözlemlendiğine" inandırıldığını ancak personelin, onun üzerindeki kontrollerinin her 10 veya 15 dakikadan bir saate indirildiğini söyledi. duyulmuş. 20 Mayıs 2013'te gencin dilini ısırdığı ve uyuşuk olduğu tespit edildi; bu, olası bir nöbetin işaretleriydi. İki hafta sonra, başka bir açıklanamayan yaralanmayla bulundu; burnu kanıyordu, banyo yaparken acı çekiyordu ve başka bir krizden kaynaklandığı düşünülüyordu. (.....)" (217)

"Connor Sparrowhawk: Gencin ölümünden önce risk değerlendirmesi yapılmadı
Connor Sparrowhawk'ın annesi Sara Ryan duruşmada kendi endişelerinin dikkate alınmadığını söyledi. Bir tıp mahkemesi, 'bir doktorun NHS bakım ünitesindeki banyoda boğulan epilepsi hastası bir genç için risk değerlendirmesi yapmadığını' tespit etti. Dr Valerie Murphy, Temmuz 2013'te Oxford'daki Slade House'da ölen 18 yaşındaki Connor Sparrowhawk'ın tedavisinden sorumlu psikiyatrdı. Toplamda 30 başarısızlığı kabul etti, ancak suiistimalleri reddetti. Tıp Pratisyenleri Mahkemesi Hizmeti (MPTS "Medical Practitioners Tribunal Service"), dokuz başarısızlığın daha kanıtlandığını ve 18'inin kanıtlanmadığını tespit etti. MPTS, gerçekleri tespit ederken şunları söyledi: "Mahkeme, Slade House'da danışman bir psikiyatrist olarak risk değerlendirmelerini yürütme ve kaydetme göreviniz olduğuna ve bunların nihai olarak sizin sorumluluğunuz olduğuna karar verdi." Mahkeme tarafından kanıtlanan diğer iddialar arasında, risperidon ilacı ve daha genel olarak psikotrop ilaç almanın riskleri ve yan etkilerinin açıklanamaması da vardı. (....)" (218)

"Southern Health NHS Trust, Connor Sparrowhawk'ın ölümüyle ilgili suçunu kabul etti
Connor Sparrowhawk epilepsi hastasıydı ve Güney Sağlık tesisinde öldü. Bir NHS vakfı, bakımı sırasında banyoda boğulan genç bir hastanın ölümüyle ilgili suçunu itiraf etti. Southern Health Trust, 2013 yılında Oxford'daki Slade House'da ölen 18 yaşındaki Connor Sparrowhawk'ın davasında Banbury Sulh Ceza Mahkemesi'nde sağlık ve güvenlik yasasını ihlal ettiği gerekçesiyle suçunu kabul etmişti. Onun ölümü, vakfın yalnızca kendi gözetimindeki 722 kişinin açıklanamayan 272 ölümünü gerektiği gibi araştırdığının keşfedilmesine yol açtı. Cezanın 12 Ekim'de Oxford Crown Court'ta verilmesi bekleniyor. Vakıf, bakımı altındaki bir hastanın ölümüyle ilgili soruşturmanın ardından, 1974 İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın 3. Maddesi uyarınca Sağlık ve Güvenlik İdaresi (HSE) tarafından dava edildi. (.....)" (219)

"Connor Sparrowhawk soruşturması: Bakım ünitesinin ölümü 'ihmalden kaynaklandı'
Connor'da öğrenme güçlüğü ve otizm vardı. Jüri soruşturması, NHS bakım ünitesindeki banyoda boğulan Oxfordlu bir gencin ölümüne ihmalin katkıda bulunduğuna karar verdi. 18 yaşındaki Connor Sparrowhawk, Temmuz 2013'te Headington, Oxfordshire'daki Slade House'da epileptik nöbet geçirdikten sonra boğuldu. Southern Health NHS Foundation Trust tarafından yönetilen öğrenme engelli birimi o zamandan beri kapatıldı. Jüri ayrıca, banyo düzenlemeleri de dahil olmak üzere vakfın "ciddi kusurları" olduğu sonucuna vardı. (....)" (220)

**VE DİĞERLERİ

"Akıl Sağlığı Yasası kapsamında gözaltında tutulduğu sırada 'fiziksel şiddete ve sözlü tehditlere' maruz kalan akıl hastası raporu bulundu
‘Doğal güç dengesizliği, tutuklu hastaların olası zorlayıcı kötü muameleye, istismara ve insan haklarından yoksun bırakılmaya karşı savunmasız olduğu ve bunun da fiziksel ve psikolojik zarara yol açabileceği anlamına geliyor.’ Akıl sağlığı bozukluğu olan kişilerin değerlendirilmesini, tedavisini ve haklarını kapsayan 1983 tarihli Akıl Sağlığı Yasası, mevzuat uyarınca giderek artan sayıda kişinin gözaltına alındığının ortaya çıkmasıyla inceleme altına alındı.. Hükümet tarafından yaptırılan bir inceleme, akıl hastası kişilerin, Ruh Sağlığı Yasası kapsamında gözaltında tutuldukları sırada fiziksel şiddet ve sözlü tehditler de dahil olmak üzere "üzüntü verici deneyimlere" maruz kaldıklarını ortaya çıkardı. Geçtiğimiz Ekim ayında Theresa May tarafından yaptırılan incelemenin geçici bulgularına ilişkin bir rapor, yasa kapsamında tutulan kişilerin, fiziksel ve psikolojik zarara yol açabilecek "potansiyel zorlayıcı kötü muameleye" karşı savunmasız olduğu konusunda uyarıyor. Akıl sağlığı bozukluğu olan kişilerin değerlendirilmesini, tedavisini ve haklarını kapsayan 1983 tarihli Akıl Sağlığı Yasası, mevzuat uyarınca giderek artan sayıda kişinin gözaltına alındığının ortaya çıkmasıyla inceleme altına alındı. (....)" (996)

"Akıl hastalarına kötü muamele ve istismar ulusal bir rezalettir
"Lanet olası yeni bir rapor, Ruh Sağlığı Yasası uyarınca gözaltına alınan hastaların kötü muameleye maruz kaldığını ortaya çıkardı.. Ciddi ruh sağlığı sorunları olan kişilerin, Ruh Sağlığı Yasası uyarınca gözaltında tutulduklarında kötü muameleye maruz kalmaları ("fiziksel şiddete ve sözlü tehditlere maruz kalan akıl hastaları") dehşet vericidir. Ruh sağlığı birimleri şefkatli ve tedavi edici ortamlar olmalıdır, ancak en savunmasız kadın ve kızların çoğu da dahil olmak üzere bazıları için durum böyle değildir. Ruh Sağlığı Yasasına ilişkin bağımsız incelemenin ara raporu, gözaltı sürecinin istismara maruz kalanlar için nasıl yeniden travmatik olabileceğine dikkat çekiyor. Ruh sağlığı sorunu olan kadınların yarısından fazlası şiddet ve istismara maruz kalıyor. Ancak bu durum, gözaltına alındıklarında genellikle dikkate alınmıyor; bu da bakım hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılayamaması ve hatta durumu daha da kötü hale getirebilmesiyle sonuçlanıyor; kısıtlamaların kullanımı özellikle endişe verici bir durum. Raporda endişe verici bir şekilde aile üyeleri tarafından istismara uğrayan ruh sağlığı hastalarına da dikkat çekiliyor. Gündem, Ruh Sağlığı Yasası uyarınca bu istismarcıların hastaların bakımında söz sahibi olabileceğinden endişe ediyor. Bu, kadınları ve kız çocuklarını riske atıyor ve acilen sona erdirilmesi gerekiyor. Ruh Sağlığı Yasası kapsamında gözaltına alınan hastaların ihtiyaç duydukları desteği alabilmeleri için travma ve istismar deneyimlerini dikkate alan bir özen görmemiz gerekiyor. Kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaç duydukları yardımı, ihtiyaç duydukları anda ve kriz noktasına ulaşmadan alabilmeleri için ruh sağlığı hizmetlerine yatırım da hayati önem taşıyor." -Katharine Sacks-Jones – direktör, agenda (....)" (997)

"Psikiyatri hastanelerindeki koşullar 'korkunç': doktorlar
Psikiyatristler, koşulların "korkunç" olduğunu söyledikleri devlet ruh sağlığı hastanelerinin elden geçirilmesi çağrısında bulundu. Gauteng'de 100'den fazla akıl sağlığı hastasının ölümüyle ilgili raporun ardından SA Psikiyatristler Derneği (Sasop), devlet akıl sağlığı hastanelerinin koşullarını incelemek için ülke çapında seyahat etti. Tüm bölgelerden gelen raporlar 10 Haziran'da tartışıldı ve ulusal düzeydeki akıl sağlığı hastanelerinin vahim durumunu yansıtan bir rapor derlenip Salı günü yayınlandı. Raporda Sasop, “tüm illerdeki ruh sağlığı sisteminin elden geçirilmesi” çağrısında bulundu. Sasop başkanı Prof Bernard Janse van Rensburg, raporun Limpopo ve Doğu Cape'in en ciddi kaynak eksikliğinden muzdarip olduğunu gösterdiğini söyledi. “Limpopo'nun tamamına yalnızca altı kamu sektörü psikiyatristi hizmet veriyor; çoğunlukla genel hastanelerden. 2016 yılında bir psikiyatri hemşiresinin yatan bir hasta tarafından öldürüldüğü 390 yataklı ruh sağlığı uzman hastanesi Hayani Hastanesi'nde şu anda psikiyatrist bulunmuyor. “Doğu Cape ve Limpopo eyaletinde çocuk ve ergen psikiyatrisi bakımı mevcut değil ve tüm eyaletlerde psikiyatristler çocukları ve ergenleri yasa dışı bir şekilde yetişkin psikiyatri koğuşlarına kabul etmek zorunda. Şu anda hiçbir ilde toplum temelli organize bir psikiyatri servisi bulunmuyor” dedi Janse Van Rensburg. (....)" (998)

"Pek çok mahkûm iyileşmelerine rağmen devletin akıl sağlığı merkezlerinde mahsur kaldı... (999)

"'Bağlandı, Zorla İlaç Verildi': İnsan Hakları İhlalleri Zihinsel Alanda 'Çok Yaygın'
Uluslararası Engelliler İttifakı (International Disability Alliance)'ndan Jarrod Clyne, Pazartesi günü akıl sağlığı ve insan haklarına ilişkin bir kılavuzun uluslararası lansmanında "Bağlandım, bağlandım, zorla ilaç verildi ve tecrit hücresine yerleştirildim" dedi. Clyne, Dünya Sağlık Örgütü (WHO " World Health Organization") ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi (OHCHR "Office of the High Commissioner on Human Rights") tarafından geliştirilen kılavuzun lansmanı sırasında bunun Yeni Zelanda'da "manik bir dönemde bipolar bozukluk tanısına dayanarak" gerçekleştiğini söyledi. "Uluslararası Engelliler İttifakı'ndan Jarrod Clyn (sağda) bir akıl hastanesinde istismara maruz kaldı." Dünya Sağlık Örgütü'nün bir açıklamasına göre, 'ruh sağlığı hizmetlerinde istemsiz hastaneye kaldırma ve tedavi de dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri ve zorlayıcı uygulamalar' hâlâ "çok yaygın". DSÖ Genel Direktörü Dr Tedros Adhanom Ghebreyessus, Salı günü Dünya Ruh Sağlığı Günü arifesinde lansmanında “Dünya çapında tahminen sekiz kişiden biri zihinsel sağlık sorunuyla yaşıyor. Ancak yine de çoğu ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine erişemiyor. Akıl sağlığı sorunları olan kişiler sıklıkla damgalanma ve ayrımcılığın yanı sıra bakımda zorlama, istismar veya ihmal dahil olmak üzere insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalır” dedi. Tedros, "Bugün başlattığımız kılavuz, ülkelerin ruh sağlığını ve insan haklarını koruyan ve geliştiren yasaları geliştirmesi, uygulaması ve değerlendirmesi için bir yol haritası görevi görüyor" diye ekledi. "Mevzuat reformunu hızlandırabilir, kişi odaklı, hak temelli ve iyileşme odaklı bakım ve hizmetlere kapı açabilir." (....)" (1001)

"Yatan Hasta Psikiyatrisinde Hasta Güvenliği: Sağlık Politikasında Kalan Sınır
Soyut.. Davranışsal sağlık hizmetleri, hasta güvenliğini artırmaya yönelik güçlü çabalara girişme konusunda yavaş davrandı. Bu gecikme özellikle fiziksel ve psikolojik zarar riskinin bulunduğu yatan hasta psikiyatrisinde belirgindir. Son zamanlardaki araştırmacı gazetecilik, istismar, ihmal, personel yetersizliği, cinsel saldırı, uygunsuz ilaç kullanımı, hastanın kendine zarar vermesi, kötü temizlik ve uygunsuz kısıtlama ve tecrit iddiaları konusunda kamuoyunda endişe uyandırdı. Ancak güvenli olmayan deneyimlerin kapsamını açıklayan ampirik kanıtlar sınırlıdır. Kanıta dayalı yatan hasta psikiyatrisi, bakımın travmaya yönelik olmasını gerektirirken, piyasa başarısızlıkları ve hasta merkezli bakımla ödeme uyumu eksikliği, hastaları zarara karşı savunmasız bırakıyor. Mevcut düzenleyici mekanizmalar hesap verebilirliği sağlamaya çalışmaktadır; ancak bu mekanizmalar kusurludur. Ayrıca araştırmalar oldukça azdır. Çok az sayıda sağlık hizmeti araştırmacısı, yatan hasta psikiyatrisi üzerinde çalışmaktadır; bu konu, araştırma fon sağlayıcıları arasında bir öncelik haline gelmemiştir ve yatan hasta psikiyatrisine ilişkin veriler, ulusal kalite araştırmalarının dışında tutulmuştur. Bu eksiklikleri gidermeye yönelik çeşitli politika araçları başlayabilir. Bunlar arasında teşviklerin hasta odaklı bakımla uyumlu hale getirilmesi, travmaya dayalı bakımın akreditasyon ve izleme kapsamına alınması, kritik olayların trend analizlerinin yapılması ve araştırma kapasitesinin geliştirilmesi yer alıyor. (....)" (1002)

*Bazı bilimsel araştırmalar (çalışmalar), haberler, bilgiler vs vs..

** Konuyla ilgili bazı bilimsel çalışmalar, makaleler..

** Doktorların /hemşirelerin /diğer sağlık personellerinin /diğer hastaların, savunmasız hastalar ile cinsel ilişkiye girmesi, cinsel temasta bulunması, cinsel şiddet, istismar, saldırı yapması vs vs..  Yani 'Doktor+hasta, Hemşire+hasta, Sağlık personeli+hasta, Hasta+hasta' sex ilişkileri, cinsel istismarları (saldırıları) Ve bulgular, sonuçlar, çözümler, öneriler, tavsiyeler vs vs..

"'Noel Baba'nın tecavüzüne uğradım': Akıl sağlığı tedavi merkezlerindeki cinsel saldırı iddialarına yanıt
-Soyut.. Cinsel şiddetakıl hastalığı olanlarda nüfusun geri kalanına göre önemli ölçüde daha yüksektir. Yatan hasta kabulleri sırasında hastaların maruz kaldığı cinsel şiddet riski de artık fark edilmeye başlanıyor, ancak zorlu bir uygulama alanı olmaya devam ediyor. Bu makale, ciddi psikoz akıl hastalığı olan kişiler tarafından cinsel şiddetin ifşa edilmesine yanıt vermek için, saldırılara ilişkin tutarlı açıklamalar sağlayamayan ve/veya değişen derecelerde deneyimleyebilen bireylerin bakımının karmaşıklığını hesaba katan, travmaya dayalı bir bakım yaklaşımı sunmaktadır.

Akıl sağlığı tesislerinde meydana gelen cinsel şiddetin ifşa edilmesinin anlaşılması ve bunlara yanıt verilmesi için bir çerçeve açıklanmakta; bu tür ifşaatların, güncel travmatik deneyimlerin tetiklediği geçmiş istismarların ifşa edilmesinin yanı sıra yakın zamandaki cinsel şiddete ilişkin makul ve mantıksız açıklamalar da dahil olmak üzere birçok biçime sahip olduğu kabul edilmektedir. . Vaka çalışmaları ile örneklendirilen, çerçevede açıklanan her bir açıklama türüne yönelik uygulama sonuçları, araştırma, bakım planlaması ve önleme ile ilişkili olarak araştırılmaktadır.

-Giriş.. Burada 'kişinin iradesi dışında, fiziksel güç kullanmak, korkutma, zorlama ya da buna yönelik herhangi bir girişimde bulunmak suretiyle gerçekleştirilen cinsel nitelikteki eylemler' olarak tanımladığımız cinsel şiddet, toplum genelinde yaygındır. Avustralya'da yaklaşık beş kadından biri ve 20 erkekten biri 15 yaşından itibaren fiziksel cinsel saldırıya maruz kalıyor (Avustralya İstatistik Bürosu 2013). Toplumun geri kalanına kıyasla akıl hastalığı olanlarda her türlü mağduriyet oranı önemli ölçüde daha yüksektir (Goodman ve diğerleri. 2001; Spataro ve diğerleri. 2004), bir çalışmada akıl hastalığı olan kişilerin %88'inin yaşamları boyunca bir veya daha fazla mağduriyet deneyimine sahip olduğu bulunmuştur (McFarlane ve diğerleri. 2006). 

Psikiyatri yatan hasta ortamları artık hastalara, özellikle de kadınlara yönelik cinsel saldırı açısından yüksek riskli yerler olarak tanınmaya başlıyor. (Burdekin ve diğerleri 1993; Clarke ve Victoria Kadınları ve Ruh Sağlığı Ağı, 2008; Davidson 1997; Ulusal Hasta Güvenliği Ajansı 2006). Avustralya ve ABD araştırmalarına göre, yatarak tedavi gören ruh sağlığı hastalarının yüzde 5 ila yüzde 45'i, hastaneye kabul sırasında cinsel şiddete maruz kalıyor (Clarke ve Victoria Kadınları ve Ruh Sağlığı Ağı, 2008; Frueh ve diğerleri 2005; Grubaugh ve diğerleri 2007; Victoria Akıl Hastalıkları Farkındalık Konseyi 2013). Saldırıların çoğu başka hastalar tarafından gerçekleştirilse de, bir araştırma akıl sağlığı hastalarının %3'ünün hastaneye kabul sırasında bir personel tarafından cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya çıkardı. (Grubaugh ve diğerleri 2007). (....)" (8)

"Yatan psikiyatri kliniğinde cinsel saldırı.
-Soyut.. Yatarak tedavi gören psikiyatrik ortamlarda cinsel saldırıciddi ve kalıcı sonuçları olan önemli bir sorundur. Psikiyatri sağlayıcılarının, bu zorlu senaryolarla karşı karşıya kaldıklarında uygun bir yanıt verebilmeleri ve önleyici tedbirlerin uygulanmasını savunabilmeleri için bu sorunun doğasını ve büyüklüğünü takdir etmeleri önemlidir. Bu makale, yatan hasta psikiyatri birimindeki cinsel davranışlara ilişkin mevcut literatürün bir incelemesini sunmakta, bu ortamlardaki cinsel saldırıların epidemiyolojisini tanımlamaktadır ve hem mağdurların hem de faillerin özelliklerini, özellikle yatan hasta psikiyatrik hasta popülasyonunu ilgilendiren faktörlere odaklanarak araştırmaktadır. Yatan psikiyatrik ortamlarda uygunsuz cinsel davranışlar yaygındır, ancak literatürde bunun değişen tanımı, belirli davranışların sıklığının açıkça belirlenmesinde zorluk teşkil etmektedir. Mevcut literatür, 'yatan bir psikiyatri biriminde hangi hastaların cinsel açıdan uygunsuz davranışlarda bulunma olasılığının en yüksek olduğunu güvenilir bir şekilde tahmin etmenin bir yolunu' tanımlamamaktadır. Bu tür vakaların ortaya çıkardığı tıbbi, etik ve yasal zorluklar tanımlanmakta, ardından mevcut yönetim ve önleme stratejileri gözden geçirilmekte ve araştırma için gelecekteki öneriler önerilmektedir.

-Giriş.. Ciddi akıl hastalığı geçmişi olan yetişkinlerin, cinsel şiddete maruz kalma riski genel nüfusa göre iki ila sekiz kat daha yüksek. Bu artan risk ve kalıcı sonuçlar göz önüne alındığında, cinsel şiddet, psikiyatrik bozukluğu olan kişilere bakım sağlayanlar için ciddi bir endişe alanı oluşturmaktadır. Araştırmalar, 'toplum ruh sağlığı alanında ayakta tedavi gören hastaların %40'ının yetişkinliklerinin bir noktasında cinsel saldırıya maruz kaldığını ve akıl sağlığı alanında yatan hastaların %5 ila 45'inin yatarak tedavi gördükleri sırada cinsel şiddete maruz kaldıklarını' göstermektedir. Toplumdaki cinsel saldırı vakalarında olduğu gibi, yatan psikiyatrik ortamlarda cinsel saldırı prevalansı, hem hastaların hem de personelin karşılaştığı çok çeşitli zorluklar nedeniyle muhtemelen eksik rapor edilmektedir.

Hastalar 'damgalanma, suçluluk, güçsüzlük, güvensizlik, inanmama veya misillemeyle' karşılanma kaygısı veya 'failden duyulan korku' nedeniyle bildirimde bulunmaktan çekinebilirlerPersonel, 'hukuki sonuçlar, iddiaların güvenilirliği, sessizlik kültürü veya böyle bir olayın meydana gelebileceğine inanmama konusundaki endişelerden dolayı' tereddüt edebilir. Yatarak tedavi gören psikiyatri ortamındaki cinsel saldırı, hizmet sağlayıcılar için tıbbi zorluklardan (örneğin, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon ve istenmeyen hamilelik), etik zorluklara (örneğin, görünüşte sanrısal bir cinsel saldırı raporuna nasıl yaklaşılacağı), hukuki zorluklara (örneğin, yatarak tedavi gören cinsel davranışlardan kaynaklanan hukuki sorumluluk ve ceza davaları). Bu makale sorunun büyüklüğünü vurgulamayı, olası sonuçlarını göstermeyi ve önleme ve yönetim stratejilerine yönelik gelecekteki yönelimleri özetlemeyi amaçlamaktadır. (....)

-Yönetim ve önleme.. Cinsel saldırıyı önlemeye yönelik çabalar büyük ölçüde ikincil ve üçüncül önleme ile sınırlı kalmıştır. Cinsel suçluların tekrar suç işleme literatüründeki ilerlemelere rağmen, 'ilk kez cinsel suçun işlenmesine neyin sebep olduğu' hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu tür bilgilerin yokluğunda tarama ve birincil korunma engellenmiş olur. Bu sınırlamaları anladığımızda, cinsel şiddeti yönetmeye çalışan diğer toplu ortamlardan neler öğrenebiliriz? 2003'te Federal Hapishanede Tecavüz.

-Tartışma.. Psikiyatri alanı paternalist köklerinden, kişi merkezli bakıma doğru gelişmeye devam ederken, hasta cinselliği konusu karanlıkta kalmaya devam ediyor. Sağlıklı cinsellik konusunda hastalarla yapılan tartışmalar psikiyatride rutin bir uygulama değildir. Pek çok psikiyatrist cinsel öykü alma veya hastanın cinsel sağlığını değerlendirme konusunda eğitim almamıştır veya yetkin değildir. Sonuç olarak hastalarla cinsel ihtiyaçlara ilişkin tartışmalar gerçekleşmez. Benzer şekilde yataklı tedavi ünitelerinde cinsel davranış konusu.. (....)" (13)

"Yataklı ruh sağlığı birimlerinde cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi
Bu proje, bu ortamları kadınlar için güvenli hale getirmek amacıyla politika ve uygulamaların nasıl geliştirilebileceğine dair öneriler sunmak amacıyla, ruh sağlığı yatan hasta birimlerinde meydana gelen toplumsal cinsiyete dayalı şiddet deneyimlerini araştırdı ve belgeledi. Proje, akıl sağlığı alanında yatarak tedavi gören hastaların cinsiyete dayalı şiddete maruz kaldığı koşulları ve şiddetin meydana gelmesini nelerin engelleyebileceğini araştırdı. Araştırma, şiddete maruz kalmış kadınların katılımını temel olarak kullanmış ve onların bilgilerinden yararlanarak gelecekteki önleme önerileri sunmak ve kadınların çıkarlarını ve güvenliğini desteklemek amacıyla yapılmıştır. Proje iki araştırma sorusuyla bilgilendirildi: "Yetişkin ruh sağlığı yataklı tedavi birimlerinde kalan kadınların, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet deneyimleri nelerdir? Bu deneyimler politika ve hizmet sunumunu nasıl bilgilendirebilir ve geliştirebilir?" Araştırma raporu, ruh sağlığı yataklı tedavi birimlerinde kadınların güvenliğinin sağlanmasına yönelik Kılavuzlar içermektedir. (...)" (14)

"Ruh sağlığı yataklı tedavi birimlerinde cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi
-Temel bulgular ve gelecek yönelimler.. ANROWS Araştırma politika ve uygulama belgeleri, ANROWS'un araştırma programı kapsamında üretilen araştırmalar da dahil olmak üzere kadınlara ve çocuklara yönelik şiddete ilişkin araştırmaların temel bulgularını özetleyen ve politika ve uygulamaya yönelik çıkarımlar konusunda tavsiyeler sunan kısa makalelerdir. Bu, yatan hasta ruh sağlığı birimlerinde cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi ANROWS araştırma projesinin önemli bulgularının düzenlenmiş bir özetidir. (...)

-ÖNEMLİ BULGULAR; "Ruh sağlığı ve tedavi ünitelerinde kalan kadınlar, cinsiyete dayalı şiddetin birçok biçimine maruz kalıyor. Kadınlar karma cinsiyet alanlarında güvende değildir ve hatta cinsiyete özgü alanlar bile her zaman güvenli değildir. Travma konusunda bilgilendirilmiş bakım, hizmet sunumuna tutarlı bir şekilde dahil edilmemektedir. Kurumsal şiddet ve zorlama (kısıtlama ve tecrit dahil) cinsiyete dayalı şiddet olarak deneyimlenebilir.."

-UYGULAYICILAR VE HİZMET SAĞLAYICILAR İÇİN ÇIKARIMLAR; "Bakımın travmaya yönelik olduğundan emin olun. Kısıtlama uygulamasının cinsiyete dayalı şiddet olarak deneyimlenebileceğini kabul edin. Cinsiyete dayalı şiddet olaylarına yönelik klinik müdahaleleri, soruşturma müdahalelerinden ayrı tutun."

-POLİTİKA YAPICILAR İÇİN ÇIKARIMLAR; "Yalnızca kadınlara yönelik tedavi ayarları gereklidir. Rıza ve bilgi paylaşımı, aile içi ve aile içi şiddet anlayışıyla desteklenmelidir. Veri toplama ve izleme gereklidir."

-Ruh sağlığı yataklı tedavi ünitelerinde cinsiyete dayalı şiddet.. Kadınların ruh sağlığı yataklı tedavi ünitelerinde güvende olmadığı yaygın olarak kabul edilmektedir. Ruh sağlığı alanında yatan hastaların yaklaşık yarısı istemsizdir, yani 'insanlar, kendilerine veya başkalarına zarar verme riski taşıdığının belirlenmesi nedeniyle kendi istekleri dışında' kabul edilmektedir. Ruh sağlığı yataklı tedavi birimlerinin zor olabilecek koşullarda bu artan riski yönetmesi gerekmektedir. Çoğu ruh sağlığı birimi karma cinsiyetli koğuşlardır ve kadın ve erkeklerin bu birlikte yerleşimi, erkek tüketiciler tarafından uygulanan cinsiyete dayalı şiddete katkıda bulunmaktadır. Bazı tesislerde yalnızca kadınlara özel alanlar vardır, ancak orada bile kadınlar, 'personel ve yakın partnerleri ve eski partnerleri' gibi tanıdıkları diğer erkekler tarafından uygulanan cinsiyete dayalı şiddete maruz kalabilir. İstemsiz tedavi süreci travmatik olabilir ve artan yanal şiddete yol açabilir. Kısıtlama ve tecrit gibi uygulamalar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olarak deneyimlenebilir ve mevcut travmayı şiddetlendirebilir. Son yıllarda Avustralya'da, özellikle Victoria'da, akıl sağlığı yataklı tedavi birimlerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddet sorununu ele almak için bazı çabalar olmuştur. Avustralya'nın bazı yargı bölgeleri (Victoria, Tazmanya ve Queensland dahil), akıl sağlığı yatarak tedavi birimlerinde şiddetin azaltılmasına yönelik uluslararası bir yaklaşım olan Güvenli Servisler modelini benimsemiştir. Ancak Güvenli Servisler modelinin cinsiyet perspektifinden yoksun olması dikkat çekicidir. Modelin başarısını yansıtan çok sayıda çalışmaya rağmen, ruh sağlığı yatan hasta ünitesi ortamında cinsiyete dayalı şiddetin doğasına ilişkin çok az araştırma yapılmıştır. Ruh sağlığı yataklı tedavi ünitelerinin toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemek için daha fazlasını yapması ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakalarına meydana geldiğinde uygun şekilde müdahale etmesi gerekmektedir. Geliştirilecek her stratejinin merkezinde kadınların sesi yer almalıdır. (....)" (15)

"CİNSEL SALDIRIYA SIFIR TOLERANS: Kadınlar için güvenli giriş
-İleri.. İnsanoğlu olarak hepimiz “alışkanlık yaratıklarıyız.'Bir şeyi yeterince sık yaparsak, onu düşünmeden yaparız. Bir şeyi yeterince sık görürsek onu görmeyi bırakırız. Bir şeyi yeterince sık duyarsakdinlemeyi bırakırız ve bir şeyi yeterince sık düşünürsek, onu sorgulamadan düşünürüz.' Bu alışılmış görme, dinleme, düşünme ve yapma biçimi hepimizin içindedir. Toplumda, hükümette, bürokraside, yönetimde ve çalışan düzeyinde var olur ve yalnızca aldığımız kararları değil aynı zamanda bu kararları nasıl aldığımızı da etkiler. Ek olarak, genellikle yalnızca 'bizden daha az güce sahip olduğunu gördüğümüz kişilerin haklarını ihmal eder veya kötüye kullanırız' ve sevdiğimiz birinin başına gelmediği sürece istismarcı veya ihmalkar davranışları durdurma veya engelleme çabalarına karışmama eğilimindeyiz. Basitçe söylemek gerekirse, "uygulama alışkanlıkları" iyi insanların pek de iyi olmayan şeyler yapmasına olanak tanır.

Ne yazık ki, yatan psikiyatri birimlerinde geliştirilen "uygulama alışkanlıklarının" bunları kullanan kadınlar üzerinde son derece olumsuz bir etkisi olduğu görülüyor. Ek olarak, kadınların sorunlarını çözmek için geliştirilen ve kullanılan "uygulama alışkanlıkları" sorun çözme tekniklerinin olumlu etkisi çok az oldu veya hiç olmadı. Artık işleri yapma şeklimizi yeniden düşünmenin zamanı geldi çünkü Özen Görevimizzarar vermemek olmalıdır. Zarar vermemek ve “uygulama alışkanlıklarının” olumsuz etkisini azaltmak, her zaman soruyu sormak demektir! Bu benim veya sevdiğim birinin başına gelseydi ne beklerdim ve ne olmasını isterdim? (....)" (16)

"Akut psikiyatri servislerinde yatan cinsel davranışlar
-Soyut.. Çalışmanın amacı, hastaların akut psikiyatri ünitelerine kabullerinin ilk 2 haftasında sergiledikleri cinsel davranışların türlerini ve sıklığını ve bunların diğer zorlayıcı hasta davranışlarıyla ne gibi ilişkileri olduğunu değerlendirmektir. Kullanılan yöntem, İngiltere'nin Güneydoğusundaki 31 hastanenin 84 koğuşunda ilk 2 hafta içinde 522 hasta tarafından gerçekleştirilen 'cinsel davranışlar, çatışma ve kontrol altına alma olaylarının' bir araştırmasıydı. Cinsel davranış olayları yaygındı; hastaların %13'ü en az bir olaydan sorumluydu. Bu davranışlar arasında en sık maruz kalma olmasına rağmen, rıza dışı cinsel dokunma 20 hastadan 1'inde tetiklendi.  Tek cinsiyetli ve karma cinsiyetli koğuşlar arasında cinsel olay sayısında herhangi bir fark yoktu. Faillerin demografik özellikleriyle çok az ilişki bulundu, ancak kamusal alanda mastürbasyon yapanların tümü erkekti ve erkek hastaların, rızası olmadan bir başkasına cinsel olarak dokunma olasılıkları daha yüksekti. 'Tek cinsiyetli koğuşların potansiyel olarak savunmasız mağdurlara önemli bir koruma sağlaması pek mümkün görünmüyor.' Failler önceden tahmin edilebilir gibi görünmüyor ve cinsel bir olayın meydana gelmek üzere olduğunu gösteren herhangi bir ortak dizi veya rahatsız edici davranış modeli de mevcut değil. (....)" (17)

"Açıkça görülüyor: İngiliz psikiyatri hastanelerinde açık kapılar, karma koğuşlar ve cinsel istismar, 1950'ler-1990'ların başı
-Soyut.. Bu makale, savaş sonrası dönemde psikiyatri koğuşlarının kilidinin açılmasının ve kadın ve erkek hastaların ve personelin özgürce kaynaşmasına izin vermenin sonuçlarını araştırıyor. Cinsiyetlerin birbirleriyle sosyalleşmesine öncelikle erkek hastaların yararına izin verildiğini ve özellikle de açık koğuşlara kabul edilen erkek 'cinsel psikopatların' sayısının giderek arttığı göz önüne alındığında bazı yöneticilerin, kadın hastaların maruz kaldığı cinsel istismarın tehlikeleri konusunda 'kör' olduğunu ileri sürüyorum. 1960'ların ortalarında erkek hemşireler, karma koğuşlardan şikayetçi olsa da hastanelerdeki cinsel istismar ve şiddetin boyutu ancak feminizmin ve hasta aktivizminin yükselişine kadar on yıl sonra ortaya çıkmaya başladı. 1980'lere gelindiğinde, ayrı yaşamaya dönüş çağrılarına rağmen, psikiyatri hastaneleri artık tek cinsiyetli koğuşları finanse edemiyordu, bu da birçok kadını cinsel tehlikeye maruz bırakıyor ve onları yatılı hasta olarak yardım aramaktan caydırıyordu. (....)" (18)

"NDIS'te çok büyük bir cinsiyet yanlılığı var ve inceleme bunu ele almıyor.
Geçen ay yayımlanan Ulusal Engellilik Sigorta Programı'nın (NDIS "National Disability Insurance Scheme") incelemesi, İlk Uluslar (First Nations) halkını daha iyi desteklemek, kültürel açıdan farklı engellilik ve bakım kavramlarını anlamak ve LGBTIQ+ bireylere yönelik savunuculuğu sağlamak için hoş karşılanan tavsiyeleri içeriyordu. İnceleme, engelli kadınların desteğe erişimde engellerle karşılaştığını ve onların deneyimlerini anlama çabalarının hızlandırılması gerektiğini kabul ediyor. İnceleme geri bildiriminin bir parçası olarak, önemli engelli örgütleri bir toplumsal cinsiyet stratejisine ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Ancak NDIS'deki yoğun toplumsal cinsiyet eşitsizliğine rağmen, nihai önerilerde cinsiyet konusunda büyük ölçüde sessiz kalınıyor. Bu aynı zamanda Kraliyet Engelli Komisyonu tavsiyeleri için de büyük ölçüde doğruydu. İşte değişime neden ihtiyaç duyulduğu.

-Kadınların güvenlik hakkını korumak.. Engelli kadınların üçte birinden fazlasının yakın partner şiddetine maruz kalma olasılığı yüksektir; engelli olmayan kadınlarda bu oran %21, engelli erkeklerde %15 ve engelli olmayan erkeklerde ise %7'dir. NDIS incelemesi, katılımcıların "korunması" konusuna güçlü bir vurgu yapıyor ve bu amaçla, yalnızca kayıtlı sağlayıcıların kullanılması yönünde tartışmalı bir tavsiyede bulunuyor (bazı katılımcılar bunun seçimlerini ve kontrollerini sınırlayacağını söylüyor). Ancak engelli kadınların orantısız bir şekilde deneyimlediği şiddet ve istismarın ele alınması söz konusu olduğunda, inceleme, daha önce yayınlanmış engelli kraliyet komisyonu tavsiyelerine atıfta bulunmaktan çok daha ileri gitmiyor. 222 engelli kraliyet komisyonu tavsiyesinden yalnızca üçü açıkça kadınlara odaklanıyor. Bunlar arasında tedavi amaçlı olmayan kısırlaştırmanın yasaklanması (bazı engelli kadınların hamile kalmasının engellenmesi), eylem planları geliştirme planları ve aile içi ve aile içi şiddete ilişkin ulusal düzeyde tutarlı, engelliliği de kapsayan tanımların benimsenmesi yer almaktadır. (....)" (19)

"Cinsel güvenlik
Baş Psikiyatrist'in ruh sağlığı ve refah hizmetlerinde cinsel güvenliğin iyileştirilmesine ilişkin kılavuzu.. Bu Baş Psikiyatrist kılavuzu, belirlenmiş ruh sağlığı hizmetlerine ve gözaltı ortamlarındaki ruh sağlığı ve refah hizmeti sağlayıcılarına tavsiyelerde bulunur. Ancak bu tavsiye Victoria'daki ruh sağlığı ve refah sistemi genelinde de uygulanabilir. Bu kılavuz ilgili mevzuatı ve politikayı ortaya koymakta ve aşağıdakiler için asgari standartları belirlemektedir: "cinsel güvenliğin teşvik edilmesi.. insan haklarını desteklemek.. riskleri değerlendirmek ve yönetmek.. Olayları tanımlama ve bunlara müdahale etme.. cinsel güvenlik olaylarını bildirmek."(PDF) : Ruh sağlığı ve refah hizmetlerinde cinsel güvenliğin artırılması-"Improving sexual safety in mental health and wellbeing services" (...)"  (20)

"Ruh sağlığı ve refah hizmetlerinde cinsel güvenliğin artırılması
-Amaç.. Bu Baş Psikiyatrist kılavuzu, ilgili mevzuatı ve politikayı ortaya koyar ve aşağıdakiler için asgari standartları belirler: "cinsel güvenliğin teşvik edilmesi.. insan haklarını desteklemek.. riskleri değerlendirmek ve yönetmek.. olayları tanımlama ve bunlara müdahale etme.. cinsel güvenlik olaylarını raporlamak." Bu kılavuz, yönetişim gereklilikleri, önleme stratejileri ve cinsel güvenlik olaylarına verilecek yanıtlara ilişkin ilkeleri ve minimum standartları sağlar. Aynı zamanda akıl sağlığı hizmetleri 'yöneticilerine, klinik yöneticilerine, deneyimli çalışanlara, klinik personele ve diğer destek personeline' güvenli, tedavi edici bir kültür ve ortamı teşvik etme yükümlülükleri konusunda yardımcı olacak takip eylemleri de önerir. (....)

-Giriş.. Akıl sağlığı ve refah hizmetlerinde cinsel güvenlik, sürekli kalite ve güvenlik iyileştirmesini teşvik etmek ve insan haklarını geliştirmek için klinik liderlik ve rehberlik sağlama konusunda yasal yükümlülüğü bulunan Victoria Baş Psikiyatristinin önceliğidir. (Baş Psikiyatristin rolü, 2022 Ruh Sağlığı ve Refah Yasası'nın (Yasa) 266. bölümünde ayrıntılı olarak açıklanmıştır). Cinsel güvenlik olaylarını Baş Psikiyatrist'e bildirmek bu işin önemli bir parçasıdır. Bu bilgilerin toplanması ve analizi, önemli cinsel güvenlik ihlallerini inceleme fırsatı sunar ve sistem genelindeki cinsel güvenlik sorunlarının ayrıntılı bir resmini sunar. Bu bilgiler, ruh sağlığı ve refah hizmetlerinde cinsel güvenliğin sağlanmasına yönelik daha iyi yaklaşımlar sağlamak için kullanılabilir. (....)"

-Cinsel güvenlik nedir? Tüm tüketiciler, personel ve ziyaretçiler ruh sağlığı ve refah hizmetlerinde olma ve kendilerini güvende hissetme hakkına sahiptir. Bunu başarmak için ruh sağlığı ve refah hizmetlericinsel taciz ve cinsel saldırı da dahil olmak üzere cinsel zararlardan ve bu tür bir faaliyetin zarar verme potansiyeline sahip olduğu durumlarda cinsel faaliyetten arınmış bir ortam sağlamalıdır. Tüm hizmetlerin cinsel güvenliğin sağlanmasına yönelik özen yükümlülüğü bulunmaktadır. Bunu desteklemek için hizmetlerin cinsel güvenliği teşvik edecek ve meydana gelen cinsel güvenlik olaylarına uygun şekilde yanıt verecek açık süreçlere sahip olması gerekir. (....)

2. Yasaklanmış cinsel aktivite.. 'Cinsel aktivite, rızaya dayalı gibi görünse bile, neredeyse tüm yataklı ruh sağlığı hizmeti ortamlarında uygun değildir ve yasaktır.' (Bazı durumlarda cinsel aktiviteye izin verilebilen hizmet ortamlarının ayrıntıları için 1. 1. Farklı ortamlarda cinsel güvenlik olayı nedir bölümüne bakın. ) Personelin, tüm cinsel güvenlik olaylarına, faaliyetin rızaya dayalı olduğuna inanıp inanmadıkları konusunda yargılama yapmadan müdahale etmesi gerekir. Yataklı hizmetler tüm tüketiciler için güvenli bir tedavi ortamı sağlamalıdır. Bazı ortamlarda, özellikle de keskinlik düzeyinin yüksek olduğu veya tüketici değişiminin hızlı olduğu durumlarda, cinsel aktivitenin, dahil olan veya tanık olan kişilere zarar vermemesini sağlamak mümkün değildir. Göz önünde bulundurulması gereken diğer faktörler şunlardır: (....)" (21)

"Personel-hasta cinsel ilişkisinin önlenmesi
-Soyut.. Son yıllarda ensest ve çocuklukta cinsel istismara ilişkin farkındalığın artması gibi hastaların, 'psikoterapistler ve diğer ruh sağlığı profesyonelleri tarafından cinsel istismarına' ilişkin bilgiler de arttı. Ancak neredeyse hiç kimse bu sorunun, hastane ortamındaki yaygınlığını tartışmadı. Yazarlar, kendi kurumlarında bildirilen olayları, kapsamlı bir şekilde inceleyen ve eğitimin şu anda mevcut en iyi önleyici tedbir olduğu önerisini getiren bir çalışma grubunun üyeleriydi. Yazarlar böyle bir çalışmada yer alan temel konuları tartışıyor, cinsel ilişkiye karşı savunmasız olabilecek hastaların ve personelin profillerini özetliyor ve önleyici bir eğitim yaklaşımının ana bileşenlerini tanımlıyor. (....)" (22)

"Psikologların hastalarla erotik ve erotik olmayan fiziksel temasa ilişkin tutum ve uygulamaları.
-Soyut.. Psikoterapistlerin, hastalarıyla fiziksel temasa ilişkin inanç ve uygulamalarını araştırmak için ülke çapında bir araştırma yapıldı. 1974 Amerikan Psikoloji Derneği İnsan Gücü Araştırması'na katılanlar arasından seçilen 1.000 doktora lisanslı psikoloğa anketler posta yoluyla gönderildi; yanıt oranı %70 idi ve analizde 347 erkek ve 310 kadın S'den elde edilen veriler kullanıldı. Sonuçlar, 'erkeklerin %5,5'inin ve. Kadın S'lerin %6'sı hastalarla cinsel ilişkiye girdiğinibildirdi; erkeklerin ilave %2,6'sı ve. Kadınların %3'ü tedavinin bitiminden sonraki 3 ay içinde bu hastalarla cinsel ilişkiye girdiğini bildirdi. Hastalarla cinsel ilişkiye giren S'lerin %80'i bunu tekrarladı. Erkekler, kadınlardan daha fazla hastalarla erotik temas bildirdi (%10,9'a karşı %1,9), ancak 5 terapi yönelimindeki terapistler arasında bu değişkende neredeyse hiçbir fark yoktu. Erotik olmayan temasta cinsiyet farklılığı yoktu, ancak terapi yönelimi farklılıkları vardı. Sonuçlar doktorlar için daha önce bildirilen sonuçlarla karşılaştırılarak, hastaların istismarına ilişkin çıkarımlar tartışılmıştır. (PsycINFO Veri Tabanı Kaydı (c) 2016 APA) (....)" (23)

"Psikiyatri hastanesi personeline yönelik cinsel istismar iddiaları
-Soyut.. Hastaların, psikiyatri hastanesi personeline yönelik cinsel istismar iddialarının yaygınlığını ve özelliklerini belirlemek ve iddiaların bir birim üzerindeki etkisini göstermek amacıyla 255 psikiyatri birimi yöneticisiyle anket yaptık. Bir veya iki olayın ayrıntılı açıklamasını talep ettik ve klinik bir hikaye rapor ettik. Programların yüzde otuz altısı, 1985-1991 yılları arasında hastaların, bir personel tarafından cinsel istismara uğradığına ilişkin iddiaları bildirdi. İddialar çok çeşitli ünite tiplerini ve hasta özelliklerini temsil ediyordu. Hastaların, personelin cinsel istismarına ilişkin iddialarının, ilgili kişiler üzerinde güçlü etkileri olduğu, münferit, nadir olaylar olmadığı sonucuna varıyoruz. İddiaların ele alınmasına yönelik usuli önerilerde bulunulmuştur. (...)" (24)

"Hastalarla cinsel ilişki
-Soyut .. Hastalar ve personel arasındaki üç cinsel aktivite vakası sunuldu ve bu tür eyleme geçme davranışının belirleyicileri ve sonuçları tartışıldı. Hastaların cinsel davranışları kısmen yalnızlık ve endişe duygularından 'kaçınma ihtiyacından' kaynaklanıyordu ve cinsel davranışın bir sonucu olarak başvuru sırasında fark edilen semptom ve davranışların tekrarlaması ortaya çıktı. Personelin cinsel davranışın ardından 'kendi kendine daha fazla meşgul olduğu' ve hem personel hem de hastalarla daha az ilgilendiği kaydedildi. Servis psikiyatristinin bu tür hasta-personel etkileşimlerini önlemedeki rolü, 'personelin eğitim ve denetim ihtiyaçlarının sorumluluğunu üstlenmesini, servisin ahlaki kurallarının oluşturulması ve sürdürülmesinde yer alması ve açık personel iletişimini engelleyebilecek grup ve organizasyonel faktörlere' ilişkin farkındalığını içerir. (...)" (25)

"Doktor-hasta cinsel ilişkilerinde etik sorunlar.
-Soyut.. Psikiyatristler ile 'hastalar, eski hastalar, hasta yakınları ve süpervizyon alan kişiler' arasındaki cinsel ilişkilerdeki klinik ve etik konular gözden geçirilmektedir. Tartışmayı güçlendirmek için vaka örnekleri sunulmaktadır. Amerikan Psikiyatri Birliği'nin risk önleme ve müdahalesi tartışılmaktadır. (....)" (26)

"Psikiyatri Hastanelerinde Hemşire-Hasta Cinsel Temas
-Soyut.. Psikiyatri hastanelerinde 'hemşireler ile hastalar' arasındaki cinsel temaslar sistematik olarak araştırılmamıştır. Bu çalışmanın amacı, bir yandan hemşire-hasta cinsel ilişkilerinin sıklığını ve öne çıkan özelliklerini, diğer yandan hemşirelerin bu temaslara yönelik tutumlarını belirlemektir. İki psikiyatri hastanesinde çalışan 714 hemşireye anket gönderildi. Her ne kadar 279 katılımcının %94'ü cinsel temasın ("hasta ile hemşire arasında, hemşirede cinsel uyarılma meydana gelen fiziksel temas" olarak tanımlanır) uygunsuz olduğunu düşünse de, yanıt veren 'hemşirelerin %17'si ve kadınların %11'i hastalarla, bu tür temaslarda bulunduğunu' bildirdi. (....)" (27)

"Psikoterapide cinsel istismar. Epidemiyolojik ölçüm olanakları.
-Soyut.. Hastaların, terapistleri tarafından cinsel istismarına ilişkin araştırmalar bir dizi ampirik çalışmayla sınırlıdır. İki farklı yöntem uygulanmıştır: (1) hastalarıyla cinsel ilişkiye girdiğini doğrulayan terapistlerin araştırılması ve (2) daha önceki terapilerde cinsel istismara uğramış hastaları tedavi eden terapistlerin araştırılması. Şu ana kadar mağduriyete ilişkin ciddi bir istatistiksel veri eksikliği vardı. Bu çalışma, yayınlanan çalışmaların sonuçlarını birleştiriyor ve görülme sıklığına ilişkin en iyi minimum tahmini veriyor: Yılda 1000 terapist başına 5-24 yeni istismara uğramış kadın hasta vakası.. (....)" (28)

"Terapide kadınların cinsel istismarı
-Soyut.. Terapist-hasta cinsel ilişkisinin görülme sıklığı rahatsız edici derecede yüksektir ve cinsel istismarcı bir terapiste karşı hukuki tazminat aramanın önündeki engeller çoktur. Rızanın savunulması en ciddi engellerden biridir. Genellikle hiçbir fiziksel zorlama söz konusu değildir; ve hasta, çoğu zaman cinsel ilişkinin gerçekleştiği anda rıza gösterdiğine inanır. Yazar, 'rıza savunmasınınkadınların cinsel istismarcı terapistlere karşı yanlış tedavi ve cinsel saldırı davalarında, başarılı olmalarını engellemek için nasıl yorumlandığını' araştırıyor. Tezi, terapötik ilişkinin doğasını ve dinamiklerini anlamanın, bu bağlamda özgür ve bilgilendirilmiş onamın mümkün olmadığı sonucuna varmasıdır. Yazar, 'terapistlerin, mevcut bir hastanın eski bir terapistle cinsel ilişkiye girdiğinin farkına vardıklarında ilgili ruhsatlandırma yetkililerine rapor vermesini gerektiren zorunlu bir raporlama yasasının arzu edilir olup olmayacağına dair' bir tartışma ile bitiriyor. (...)" (29)

"Psikoterapistlerin cinsel istismarı: Tek tip ceza kanunu çağrısı
-Soyut.. Son araştırmalar, 'hastaların, psikoterapistler tarafından cinsel istismarının endişe verici bir oranda olduğunu' gösteriyor. Bu tür davranışlar çoğunlukla rızanın savunulmasına izin veren tecavüz kapsamının dışında kaldığından, psikoterapist hakkında dava açılmaz. Her ne kadar terapist ile hasta arasındaki her türlü cinsel ilişki, mesleki etik kuralları tarafından yasaklanmış olsa da, bu kuralları uygulayan ruhsatlandırma kurulları bu davranışı caydıracak yeterli güce sahip değildir. Dahası, profesyonel inceleme kurullarının, hastalarına cinsel tacizde bulunan lisanssız terapistler üzerinde kesinlikle hiçbir yetkisi yoktur. Sonuç olarak, 'bir eyalette sansürlenen lisanslı terapistler, başka bir eyalette lisanssız terapist olarak çalışabilir ve hastalara cinsel istismarda bulunmaya devam edebilir.' Tek etkili caydırıcı, benzersiz terapist-hasta ilişkisinin bu şekilde istismar edilmesini suç sayan, tüm eyaletlerde kabul edilen tek tip bir yasa olacaktır. Böyle bir yasa, 'lisanssız terapistleripotansiyel suçlular olarak içermeli ve cinsel ilişkiye rıza gösterilmesi bir savunma olmamalıdır.' Tüzük aynı zamanda 'mağdurların bilgilendirilmesi ve korunmasına yönelik çabaların arttırılmasını' da sağlamalıdır. Bu Notta, bu davranışı caydırmak amacıyla halihazırda yürürlükte olan hükümlerin tamamını göstermek amacıyla, öncelikle mevcut dokuz ceza kanunundan altısı incelenmektedir. Bu Not daha sonra tek tip bir yasa için örnek hükümler önermektedir. (....)" (30)

"Cinsel istismarcı psikoterapistlerin zorunlu olarak rapor edilmesi
-Soyut.. Ruh sağlığı uzmanları arasında psikoterapist-hasta cinsel temasının etik olmayan yönü konusunda fikir birliği olmasına rağmen, daha sonra tedavi gören psikoterapistlerin, eski bir terapistin istismarını bir ruhsatlandırma kurumuna bildirmesinin gerekip gerekmediği konusunda anlaşmazlık vardır. Bu tür bir raporlamanın hasta üzerinde ve hastanın terapistle ilişkisi üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Ancak bu aynı zamanda asıl istismarcı terapistin daha fazla istismarını da engelleyebilir. Üç eyalet, hastaları bu tür istismarlardan korumak için tasarlanmış raporlama yasalarını kabul etti. Kaliforniya, Wisconsin ve Minnesota'nın mevcut yasal düzenlemeleri, soruna farklı yaklaşımları açısından karşılaştırılmaktadır. (....)" (31)

"Cinsel istismar mağdurları terapistin ihmalini iddia ediyor
-Soyut.. Yakın zamanda açılan iki davada, cinsel istismardan sağ kurtulan yetişkinler, 'mevcut semptomlarının, ruh sağlığı uzmanlarının uygun tedaviyi sağlayamamasıyla bağlantılı olduğunu' iddia etti. Ruh sağlığı pratisyenlerinin kabul edilebilir tedavi standartlarını sağlamaktan sorumlu tutulması gerekiyorsa, bu standartların tedavi metodolojilerinin etkinliğine ilişkin ampirik kanıtlara dayanması gerekir. Bu makale profesyonel literatürün bir incelemesini sunmakta ve cinsel istismardan kurtulan bazı kişilerde semptomları azalttığı görülen, zaman sınırlı grup tedavisi dışında, tedavinin etkinliğine dair açık bir kanıt bulunmadığını tespit etmektedir. Diğer veriler, tedaviden tüketici memnuniyetinin düşük olduğuna, cinsel istismar mağdurlarında standart tedavi yaklaşımlarını karıştıran tutarlı bir semptom sunumuna ilişkin kanıt bulunmadığına ve bazı tedavi biçimlerinin iatrojenik etkilerine işaret etmektedir.  Yazarlar, şu anda çocukluğunda cinsel istismara uğrayan kadınların tedavisine yönelik uygulama standartlarının geliştirilmesini destekleyecek çok az ampirik verinin bulunduğu sonucuna varmıştır. (....)" (32)

"Terapötik ilişkilerde cinsel saldırılar: yaygınlık, risk faktörleri ve sonuçları
-Soyut.. Almanya'da terapistlerin, hastalarıyla cinsel ilişkiye girmesini yasaklayan bir yasa (madde 174c StGB) kabul edildi. Bu, Becker-Fischer ve Fischer tarafından 1995 yılında tamamlanan önceki çalışmanın takip araştırması için arka plan sağlar. Bu araştırmanın sonuçları burada, terapötik ilişkilerde cinsel saldırıların yaygınlığı ve risk faktörlerine ilişkin araştırmaların mevcut durumuna dayanarak tartışılmaktadır. Araştırmanın odak noktası, 'psikoterapi ve psikiyatride cinsel saldırıların spesifik durumlarını, terapistlerin ve hastaların risk değişkenlerini, hastalar üzerindeki etkilerini ve yol açtığı hukuki sonuçları' belirlemektir. Verilerin karşılaştırılabilirliğini sağlamak için Psikoterapi ve Psikiyatride Cinsel Temas Anketi'nin (SKPP; Becker-Fischer, Fischer & Jerouschek) çevrimiçi bir versiyonu oluşturuldu ve etkilenen N = 77 hastayla bir anket yapıldı. Araştırmaya katılanların çoğunluğu, 'olayın ardından, genel sağlık durumlarında ciddi bir düşüş olduğunu' bildirdi. Ancak çok az kişi yasal adımlar attı; yalnızca üç vakada yasal prosedüre gelindi. 'Psikoterapide cinsel temasın, hastalar için son derece zararlı sonuçlara yol açtığı varsayımı doğrulandı.' Değişen yasal duruma rağmen, Almanya'daki terapistler hâlâ 10 yıl öncesine göre daha sık yasal olarak sorumlu tutulmuyor. Bu sonuçlara dayanarak 'hastaların, yasal hakları konusunda daha yoğun bir eğitim almaları' önerilmektedir. (....)

-6. ÇÖZÜMLER.. Terapistlerin, hastalara yönelik cinsel saldırıları ve ilgililer için yarattığı feci sonuçlar sorunu, zaman içinde sabit bir olgu olarak varlığını sürdürüyor ve açıklanan sonuçlar da bunu gösteriyor. Aşağıdaki sonuçların tümü mesleki istismar travmasında bulunan sonuçlar arasındadır. Doksanlı yılların ortalarında yapılan ilk araştırmalarda psikoterapi ve psikiyatride cinsel istismarın durumsal koşullarına ilişkin ulaşılan bulgular da doğrulandı. Anketlerin yapıldığı koşullar, farklılık göstermektedir. Bununla birlikte, terapistler ve hastalar arasında aynı stereotip etkileşim kalıpları, terapistlerin aynı risk faktörleri ve hastaların kırılganlık faktörlerinin yanı sıra ilgili kişiler için aynı sonuçlar bulunmuştur. Sonuçlar, ilgili kişiler için daha etkili 'bilgi, önleme ve yardıma' ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. Özellikle Alman hukuk pratiğinin zaman aşımı, ifadelerin psikolojisine göre gerçeklik ve doğruluk kriterleri (bkz. ) veya birçok ceza davasının fail odaklı doğası (bkz. ) gibi hususlar açısından yeniden düşünülmesi gerekmektedir. Hastaların, terapistler tarafından cinsel istismarının önlenmesinde belirleyici öneme sahip olan, terapötik ilişkide cinsel istismarın doğasında var olan sorunlar konusunda uzmanların ve kamuoyunun eğitilmesidirBu, ilgili tematik içeriğin psikoterapötik eğitim ve öğretim müfredatına kalıcı olarak entegre edilmesini içerir. Önleme açısından en azından potansiyel mağdurların, yani psikoterapi hastalarının eğitimi de bir o kadar önemlidir. Amerikalı yazarlar, örneğin hasta haklarına ilişkin bilgilerin yanı sıra, etik ve etik olmayan davranışların ayrıntılı örneklerini içeren etik kılavuzlar içeren broşürler önermektedir. Bu usuli yöntemler Almanya için de anlamlı olacaktır. Psikoterapinin sınırlarının yanı sıra mesleki amaç ve hedeflerin gerçekçi bir izlenimini aktararak medya tarafından daha fazla katkı yapılabilir. (....)" (33)

"Profesyonellerin Cinsel Suiistimali: Yeni Bir Anlayış Paradigması

-İllüstrasyonlar.. Aşağıda gerçek vakaların derlenmesinden alınan birkaç kurgusal örnek yer almaktadır:  "Çok çalışan evli bir çocuk doktoru, muayenehanesindeki bekar bir anneden etkilendi. Dostça davrandılar ve bir gün evde tamir edilmesi gereken bir şey olursa yardım etmeyi teklif etti. Sonunda aradı ve sızdıran musluğu tamir etmesi için gelmesini istedi. Bu birkaç ay sürecek bir ilişkiyi başlattı. Karısı, ilişkiyi öğrendiğinde ilişkiyi kesti. Anne sinirlendi, sömürüldüğünü hissetti ve bir avukat tuttu."

-Yorumlar ; "- Özellikle 'çocuklarıyla birlikte ebeveynlerin de hasta olarak kabul edildiği pediatride, hasta ailesinin de hasta olarak kabul edilebileceğinin' farkına varmak önemlidir. Bir genel cerrah, aynı zamanda hastası olan bir çalışanını, yaşadığı bir sorundan dolayı ağlayarak yanına geldiğinde öptü. Haber ofise yayıldı ve sağlık kuruluna resmi bir şikayette bulunuldu. ; -Bir çalışanı, komşuyu ya da başka birini tedavi etmek, o kişinin hasta olması anlamına gelir. Bir aile hekimi sonunda kendisini yüzsüzce baştan çıkaran baştan çıkarıcı bir hastaya teslim oldu. ; -İlişkininhastanın hatası olduğunu iddia etmek işe yaramaz. Sınırları belirlemek ve profesyonelce hareket etmek tamamen doktorun sorumluluğundadır. Baştan çıkarıcı bir hastadan rahatsız oluyorsanız, ona başvurun."

-Profesyonel Cinsel Suiistimal.. İhanet ve istismar, insani suçların en ağırları arasındadır ve bir sağlık çalışanının savunmasız bir hastayı hedef alması söz konusu olduğunda en temel etik ilkeler ihlal edilmiş olur. 'Hasta-hekim ilişkisi istismar edildiğinde ve Profesyonel Cinsel Suiistimal (PSM "Professional Sexual Misconduct") meydana geldiğinde, bu durum özellikle sorunludur çünkü mesleğin temel ruhuna' zarar vermektedir. 'PSM ile ilişkili güven zedelenmesi hastaya, sağlık profesyoneline ve genel olarak tıp mesleğine' zarar vermektedir. Bu, 'istismar edilen ve bir daha asla bir sağlık profesyoneline güvenemeyecek olan hastaya' zarar verir. Bu durum, 'sıklıkla itibarlarını kaybeden, mali durumlarının yağmalandığını, lisanslarının iptal edildiğini ve iki düzineden fazla eyalette kendilerini cezai suçlamalara ve hapis cezasına maruz bulan sağlık profesyonellerine' zarar veriyor. Son olarak, bu durum 'her gerçekleştiğinde, mesleğin algılanan meşruiyetinin bozulması nedeniyle tıp mesleğine' genel olarak zarar veriyor. (....)

Psikiyatrik hastalık, 'alkol ve/veya madde bağımlılığı bozukluğu, parafili, kişilik bozukluğu, duygudurum bozukluğu, cinsel kompülsivite veya bağımlılık ve/veya yetersiz destek, denetim, gözetim veya sorumluluk' gibi hekimi etkileyen önceden var olan hassasiyetler, PSM'nin meydana gelme olasılığını artırır. Doktoru PSM'ye yatkın hale getirebilecek diğer faktörler arasında 'evlilik/aile sorunları, orta yaş veya orta yaş sonu yaşam krizi ve tükenmişlik' yer alır. Bir hastayı etkileyen benzer önceden var olan güvenlik açıkları da riski artırabilir. Cinsel istismar geçmişi olan hastalar özellikle savunmasız görünmektedir. Her doktorun 'PSM'nin etik olmadığını ve ağır sonuçlar doğurabileceğini' bilmesi önemlidir. Hekimler, hastalara yönelik duygusal çekimleri nedeniyle uygunsuz davranışları tanımalı ve uygunsuz davranışlarda bulunmamalıdır. Sonuçta endişeye neden olan hastayıbaşka bir hekime yönlendirmek en doğrusudur. Bir hastayla ilişki kurmadan önce, bunun etik ve güvenli olduğundan emin olmak için daha fazla kılavuz almak üzere uzmanlık derneğiniz ve/veya Missouri Şifa Sanatları Kurulu ile iletişime geçin. Herhangi bir harekete geçmeden önce iyi bir terapiste danışmak da iyi bir fikirdir. Biz hekimler aynı zamanda meslektaşlarımızı korumak konusunda etik açıdan da sorumluyuz. Başka bir hekimde sınır sorununun geliştiğine dair kırmızı bayraklar görürsek, müdahaleyi düşünmeliyiz. Müdahale etmek bir uzmanı kurtarabilir ve bir hastayı koruyabilir. Bu tavsiyelere uymamak büyük olasılıkla katılan herkes için maliyetli olacaktır. (...)" (34)

"Hastalarımızı Hekimin Cinsel İstismarından Koruma Görevimiz

-Soyut.. The Journal'ın bu sayısında MacIntyre ve Appel, hangi eyaletlerin cinsel istismarcı psikiyatristlerin özellikle 'tedavi sırasında istismarı ortaya çıkarması durumunda rapor edilmesini gerektirdiğini' belirlemek için eyalet yasalarını ve sağlık kurullarının politikalarını inceledi. Bu tür davranışları rapor etme konumunda olan hekimlerin, karşı karşıya olduğu birbiriyle yarışan etik görevleri vurgular ve söz konusu olan çatışan etik ilkeleri dengelemeye yardımcı olmak amacıyla raporlama yasalarının gelecekte geliştirilmesi için rehberlik sağlar. Bu yorumda, zorunlu raporlama yasalarının artılarını ve eksilerini tartışıyorum ve yasal bir yetki olmasa bile, 'diğer doktorların cinsel suiistimallerini bildirmenin, doktorların etik görevinin öneminin altını' çiziyorum. Tıbbın kendi kendini düzenlememesi başarısızlığını gösteren son yüksek profilli vakaların ışığında, doktora cinsel suistimalin rapor edilmesi konusu, rapor etme görevinin merceğinden değil, mesleğimizde kültürel bir değişim için dava açıyorum ama bu koruma görevidir. MacIntyre ve Appel, eyalet yasaları ve sağlık kurulları üzerinde yaptıkları araştırmada, eyaletlerin çoğunluğunun, bilgi tedavi seansları sırasında öğrenilmiş olsa bile, 'doktorların, diğer cinsel istismarcı doktorları rapor etmesini zorunlu kılan yasalara sahip olmadığını' tespit etti ancak bu eyalet sağlık kurulları genellikle bu raporlama zorunluluğuna sahiptir. Söz konusu çelişkili etik ilkeleri dengelemeye yardımcı olmak amacıyla raporlama yasalarının gelecekte geliştirilmesi için rehberlik sağlarlar. MacIntyre ve Appel'in makalesi, 'psikiyatristlerin cinsel istismarına ilişkin göze çarpan bir sorunun düzenlenmesiyle ilgili karmaşık zorlukların' altını çiziyor. Bu kaygı, yalnızca psikiyatristlerin mesleki rollerinindiğer birçok disiplinden terapistlerinkiyle kısmen örtüşmesi nedeniyle değil, aynı zamanda etik görevlerinin diğer uzmanlık alanlarından doktorlarınkilerle örtüşmesi nedeniyle daha da karmaşık hale gelmektedir. Her ne kadar iç içe geçmiş olsa da, bu çok çeşitli yasal ve etik yükümlülüklere ilişkin herhangi bir tartışma, öncelikle sorunun kendisinin bir ölçüsünü almakla başlamalıdır. (....)

-Çözüm.. 'Hekimlerin cinsel istismarının , hastalara verdiği zarar onlarca yıldır biliniyor' ancak sorun devam ediyor. Uzaktan çalışmalar, psikiyatristlerin daha yüksek oranlarda disipline tabi tutulduğunu gösteriyor; ancak diğer uzmanlık alanlarındaki doktorlarla karşılaştırıldığında, psikiyatristlerde cinsel suiistimal vakalarının daha yüksek olup olmadığı belirsiz. Hekimlerin cinsel suiistimal vakalarını ölçmenin önündeki temel engellerden biri, hem mağdurlar hem de bu tür olaylardan haberdar olan diğer doktorlar tarafından eksik bildirimde bulunulmasıdır. Hekimler olarak hastaları zarardan korumak gibi bir görevimiz var. Çok sayıda rapor ve uyarı işaretine rağmen hastalarını cinsel açıdan istismar etmeye devam eden doktorlar Larry Nassar ve George Tyndall'ın son zamanlardaki yüksek profilli vakaları, meslek olarak bu görevi yerine getirmekte başarısız olduğumuzu gösteriyor. Buna yanıt olarak, birçok çevreden tanık olunan veya şüphelenilen 'doktor cinsel istismarının, zorunlu olarak bildirilmesi' yönünde çağrılar geldi. Bazıları, 'tıp alanının, hasta çıkarlarının üzerinde kişisel çıkarları koruyacak şekilde kendi kendini düzenlediğini' ve belki de Roma Katolik Kilisesi'nin cinsel skandala tepki olarak yürürlüğe koyduğu 'düzenlemelerin, artık tıp alanında da uygulanması gerektiğini' savundu. Bu yorumda tartışıldığı gibi, 'doktorlar tarafından cinsel suiistimallerin rapor edilmesini zorunlu kılan yasaların çıkarılması' zordur, raporlama için 'belirsiz eşikler sağlar, gizliliğin tehlikeye atılması riskini taşır ve rapor eden doktoru tehlikeli bir duruma sokabilir.' Ancak yasal yetki her zaman raporlama için bir ön koşul mudur? Yani 'doktorlar, cinsel istismarda bulunan bir meslektaşınıbunu yapmadığı için sadece ceza tehdidiyle mi rapor edecek?' Hekimlerin büyük bir çoğunluğu, prensipte 'etik olmayan davranışların zararlı olduğu ve bildirilmesi gerektiği' konusunda hemfikir, ancak pek çoğu bu durumu açıkça ortaya çıksa bile bildirme konusunda başarısız oluyor. Her ne kadar son yıllarda sınır ihlalleri ve giriş seviyesinde ihbar konusunda stajyerlerin eğitimini iyileştirmek için çaba sarf edilmiş olsa da, etik olmayan davranışların raporlanmasını iyileştirmek için yapılması gereken çok şey var. Açıkça zararlı davranışların, özellikle de cinsel tacizin örtbas edilmemesi veya eyleme geçilmeden göz ardı edilmemesi için mesleğimizdeki kültürü değiştirmek için kolektif çaba gösterilmesi gerekmektedir. 'Hekimlerin cinsel istismarına maruz kalan hastaların güçlendirilmesi' önemlidir ancak aynı zamanda 'mesleğimize olan güvenin erozyona uğramasının, yakın geçmişte diğer asil mesleklerde olduğu gibi dış kurumlar tarafından yoğun kamu incelemesine ve düzenlemesine konu olmaması için vicdanımızı doğru olanı yapmak için gereken cesaretle donatmamız' da önemlidir..(...)" (35)

"Psikiyatri hastanelerindeki tecavüz suçlamaları: Krizdeki kurumsal dinamikler
-Çözüm.. Bu makale yalnızca, yatan bir psikiyatri hastasının tecavüz suçlamasının ardından ortaya çıkabilecek bazı psikososyal ve idari sorunları anlamaya yönelik bir başlangıç girişimini temsil etmektedir. Suçun ciddiyeti ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bildirilen tecavüz vakalarının artması nedeniyle, hastane psikiyatristlerinin ve yöneticilerinin, tecavüz iddiasına yol açan ve bundan kaynaklanan psikolojik, sosyal ve yönetimsel sorunlar konusunda daha bilgili olmaları gerekmektedir. Pek çok sorunun yanıtlanması gerekmesine rağmen, daha fazla araştırma ve çalışma şu konulara odaklanabilir: (a) yatan psikiyatri hastalarındaki tecavüz suçlamalarının yaygınlığının ve özelliklerinin belirlenmesi, (b) bu iddiaların psikodinamiklerinin anlaşılması, (c) iddiaların soruşturulmasına yönelik prosedürlerin iyileştirilmesi, ( d) bu suçlamaların diğer personel ve hastalar üzerindeki etkilerini öğrenmek, (e) sanık bireyin yasal haklarını geliştirecek yöntemler geliştirmek, (f) bu iddiaları önceden tahmin etmenin yollarını keşfetmek ve (g) tecavüze uğramayı önlemenin yollarını bulmak hastaneye kaldırılan bireyler. Sosyal baskılar ve mesleki etik, bu konunun akademik forumlarımızda açık bir şekilde tartışılmasından artık kaçınmamamızı gerektiriyor. (...)" (36)

"Koğuşlarda seks: Klinisyenler için bilmece
-Soyut.. "'Yatan psikiyatri hastalarının cinsel faaliyetlerde bulunmasına izin verilmeli mi?' Klinisyenlerin onların bunu yapmasını engelleme hakları var mı? Eğer öyleyse, cinsel etkileşim ne zaman kısıtlanabilirHemşireler için ne tür klinik sorunlar ve sorunlar ortaya çıkıyor ve psikiyatristlerin ve yöneticilerin bunlara nasıl tepki vermesi gerekiyor?" Bu ve ilgili sorular, psikiyatride yatan hastaların, hayatlarını etkileyen diğer konulara yönelik kapsamlı analizlerle ve özellikle kültürümüzün cinsiyetle ilgili medya mesajlarıyla dolup taşmasıyla keskin bir tezat oluşturarak, tıp veya hukuk akademisyenlerinden çok az ilgi gördü. Bu makale, 'hastanede yatan hastalar arasındaki cinsel etkileşimler, yatan hastalarla çalışan psikiyatristlerin karşılaştığı klinik ve idari sorunlar ve yatan hastaların cinsel aktivitelerinin yaratabileceği potansiyel adli hukuki sorunlarla ilgili mütevazı bilimsel çalışmaları' özetlemektedir. Klinisyenlerin yatan hastaların cinselliğinden kaynaklanan sorunlara çözüm bulmak için kullanabilecekleri kavramsal bir çerçeve ile son bulmaktadır. Amerikan kültürü, gençlerini seksle ilgili medya mesajlarıyla dolduruyor. Ancak, yatan psikiyatri hastalarının cinsel faaliyetleri konusu, zihinsel engelli kişilerin yaşamlarını etkileyen diğer konulara yönelik kapsamlı analizlerin tam tersine, tıp ve hukuk akademisyenleri tarafından yalnızca mütevazı bir ilgi görmüştür. Yatan hastaların cinsel aktivitesinden herhangi bir önemli psikiyatri ders kitabının indeksinde bahsedilmemektedir. Ancak yazarların deneyimleri ve ruh sağlığı uzmanlarıyla olan temaslarımız, yatan hastaların cinsellik ifadelerine yanıt vermenin klinik uygulamada yaygın bir sorun olduğunu kuvvetle göstermektedir. (....)" (37)

"Psikiyatri hastanesi koğuşlarındaki hastalarda cinsel aktivite
-Soyut.. Psikiyatri hastanelerinde hastalar arasındaki cinsel aktivite, rıza konusunda özel zorluklar yaratmaktadır. Cinsel aktivitenin doğasını ve sıklığını belirlemek için üç hastanenin ruh sağlığı birimlerinde yatan hastalarla anket çalışması yaptık. Hasta raporlarını doğrulamak amacıyla eş zamanlı bir personel anketi kullanıldı. Katılan 100 hastadan (yanıt oranı %60), 10'u cinsel ilişkide bulunanlar da dahil olmak üzere 30'u bir tür cinsel aktivitede bulunduğunu bildirdi. Tüm cinsel ilişkiler rızaya dayalıydı, ancak yalnızca 2 katılımcı prezervatif kullandı. Personel anketleri, hasta raporlarıyla uyumlu cinsel aktivite seviyelerini öne sürdü. Bu araştırma, 'bireyin cinsel ifade hakkı ile hassas durumdaki hastaların korunması ihtiyacı arasındaki çelişkinin' altını çiziyor.

-GİRİŞ.. Psikiyatri birimlerindeki hastalar arasında cinsel aktiviteye ilişkin kanıt eksikliği var, ancak personele dayalı raporlar bunun 'oldukça yaygın olabileceğini' öne sürüyor. Her ne kadar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. 1 maddesi, rıza gösteren yetişkinler arasında yaygın olarak cinsel ifade hakkı olarak yorumlanan bireyin 'özel hayata saygı hakkını' vurgulasa da, 'psikiyatri koğuşlarının ortamının, daha kısıtlayıcı olması' muhtemeldir. Sağlık hizmeti sağlayıcıları, rıza verebilecek yetişkinlerin cinsel ifade özgürlüğünü, 'cinsel istismar, takas, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve istenmeyen gebelik risklerine' karşı dengelemek zorundadır. Aktivite seviyeleri bilinene kadar sağlık hizmeti sağlayıcıları ve klinisyenler, hastalara güvenli ortamlar sunamayacaktır. Üç hastanede yatan psikiyatri hastalarının temsili bir örneği arasındaki cinsel aktivite düzeylerini belirlemeyi amaçladık. (....)

-TARTIŞMA.. Anketin ortaya çıkardığı 'cinsel aktivite miktarı oldukça yüksekti.' Her ne kadar tüm cinsel ilişkiler katılımcılar tarafından rızaya dayalı olarak değerlendirilse de, bazı cinsel aktiviteler rızaya aykırıydı. 'Kalış süresi, teşhis veya koğuş türü' ile 'cinsel aktiviteye davet veya katılım düzeyleri' arasında bir ilişki bulamadık. Bu durum örneklemin küçüklüğünü yansıtıyor olabilir ancak aynı zamanda 'tüm hastaların, cinsel istismara karşı savunmasız olabileceğini' de gösterir. Bu tür anketlerin doğrulanması zordur: Bazı kişiler mahremiyet endişesi nedeniyle eksik bildirimde bulunurken, diğerleri abartabilir. Yalnızca personelin raporlarına dayanan cinsel aktiviteye ilişkin önceki tahminler daha düşüktü. Akhtar ve arkadaşları tarafından yapılan retrospektif bir araştırmada 'psikiyatri hastalarının yalnızca %3'ünün herhangi bir tür cinsel aktivitede bulunduğuna' inanılıyordu. Yine personel üzerinde yapılan 2 yıllık ileriye dönük bir araştırmada Keitner ve arkadaşları, 'hastaların yaklaşık %8'inin fiziksel ilişkilerde bulunduğunu' buldu. Kendi tahminimizin güvenilirliği, hasta ve personel yanıtları arasındaki uyumla güçlendirilmektedir. Akhtar ve Keitner'in araştırmalarını 1970'li ve 1980'li yıllarda yapmış olmaları dikkat çekicidir. Personel anketimizde tespit edilen 'hastaların, cinsel aktivite düzeylerinin çok daha yüksek olması', cinsel meselelerin tartışılmasında daha fazla açıklık olduğunu, hemşireler arasında daha fazla dikkatli olunduğunu veya hastaların davranışlarındaki bir değişikliği yansıtıyor olabilir.

Bu anket küçüktür ve düşük yanıt oranı nedeniyle zayıflamıştır. Hastaların %40'ının katılmayı reddetmesinin nedeni, 'çalışmayı, kişisel olarak anlamlı bulmamaları' olabilir. Ayrıca, 'durumu ağır olan ve araştırmaya onay veremeyecek kadar az sayıda hastaya ulaşamadık; ancak bu grup istismara uğrama riski daha yüksek' olabilir. Katılımcıların anonimliğinden başka bir zorluk daha ortaya çıktı. Bunun, çalışmanın başarısı açısından çok önemli olduğuna karar verdik, çünkü katılımcılar, yanıtların 'klinik ekiplere geri gönderilebileceğini düşündüklerinde, sansürden korkmuş veya yanlış bilgi vermiş' olabilirler. Yine de bu, her ne kadar çalışma kısa bir zaman diliminde yürütülmüş olsa ve mümkün olduğu ölçüde tek bir araştırmacı belirli bir koğuştaki her katılımcıyla görüşse de, teorik olarak katılımcıların anketi birden fazla tamamlamış olabileceği anlamına geliyordu. Katılımcıların ve katılmayı reddedenlerin klinik veya demografik özelliklerini karşılaştıramadık. Mevcut anketten elde edilen tahminleryanıltıcı derecede yüksek olsa bile, örneklemin temsili olmaması nedeniyle cinsel aktivitede bulunan hastaların mutlak sayısı dikkat gerektirmektedir. Bunlardan bazıları için, özellikle de rıza veremeyenler veya 1983 Ruh Sağlığı Yasası uyarınca gözaltına alınanlar için, cinsel aktivite yasa dışı olabilir ve sağlık hizmeti sağlayıcılarının onları cinsel istismardan koruma yükümlülüğü vardır. Ayrıca sağlık vakıfları, 'bakımları altındaki bir hastanın cinsel faaliyette bulunması ve bunun sonucunda hamile kalması veya cinsel yolla bulaşan bir hastalığa yakalanması durumunda' sorumlu tutulabilir. Ancak diğerleri için herhangi bir polislik girişimi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal edebilir. Kapasitenin değişken doğası göz önüne alındığında, sağlayıcılar bu sorunları dengeleme konusunda neredeyse imkansız bir görevle karşı karşıyadır. 'Hastaneleri 'seks yasağı' politikalarını gözden geçirmeye, seksin psikiyatri ünitelerinde yapılmasını kabul etmeye ve prezervatif ve doğum kontrol tavsiyelerinin mevcut olmasını' sağlamaya çağırıyoruz. (....)" (38)

"Psikiyatri Merkezlerinde Cinsel Şiddetle Mücadele
-Soyut.. Psikiyatri merkezlerinde cinsel şiddetin önlenmesi, araştırmacıların ve düzenleyicilerin yalnızca sınırlı ilgi gösterdiği, uzun süredir devam eden bir sorun olmuştur. Hasta, personel, tesis ve sağlık sistemi düzeyindeki çok sayıda faktör, bu tesislerdeki cinsel saldırılara ve mağdurlar için adaletin sağlanmasındaki zorluklara katkıda bulunmaktadır. #MeToo hareketinin ardından toplumdaki cinsel şiddete karşı önemli adımlar atıldı. Bu çabaları 'psikiyatri tesislerinin yalıtılmış dünyalarına yaymak' mantıklı bir sonraki adımdır; Psikiyatrinin kronik olarak gözden kaçan bu hasta ve iş yeri güvenliği sorununu daha iyi ele almasının zamanı geldi. #MeToo hareketinin ulusumuzun dikkatini ABD kültüründe uzun süredir ihmal edilen ancak yaygınlaşan cinsel şiddet sorununa çekmesinin üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçti. Sonrasında birçok mağdur, travmalarını kamuoyuyla paylaşmak için cesurca öne çıktı ve çeşitli toplumsal ortamlarda cinsel güvenliği artırmak için düzeltici müdahaleler uygulandı. Ancak bu ilerlemeye rağmen hastaları ve personeli cinsel şiddetten korumak, ülkemizin psikiyatri tesisleri açısından hâlâ zorlu bir görev olmaya devam ediyor.

Psikiyatri merkezlerindeki cinsel şiddet, akıl hastaneleri döneminden beri bir endişe kaynağı olmuştur. Bu tür şiddetin büyük bir kısmı hasta-hasta arasında gerçekleşse de, personel ve ziyaretçiler de mağdur veya fail olabilir. Sorunun ısrarına rağmen, psikiyatri profesyonel toplantılarında nadiren gündeme geliyor veya uzmanlık programlarında ele alınıyor. Yatarak tedavi gören hastalardaki cinsel şiddete ilişkin sınırlı bilgi birikimi ve bunun psikiyatri literatürüne geç girmesi de alanımızın konuyla ilgilenme konusundaki isteksizliğini gösteriyor. Yatan psikiyatri hastalarına yönelik cinsel şiddet konusu, 1976 yılında “Psikiyatri Hastanelerinde Tecavüz Suçlamaları: Krizin Kurumsal Dinamikleri (Rape Accusations in Psychiatric Hospitals: Institutional Dynamics in Crisis)” başlıklı makalenin yayımlanmasına kadar literatürde yer almamıştı. Yazarları çalışmalarına şu ifadeyle başladılar: "En azından bildiğimiz kadarıyla, hastanede yatan psikiyatri hastalarına tecavüz konusunun profesyonel literatürde yer almaması şaşırtıcı." Daha sonra 'hastalara, personel tarafından tecavüz edildiği' iddiasını anlattılar ve bu tür iddiaların ele alınmasına yönelik kurumsal yaklaşımları tartıştılar. Makaleyi sonlandıran yazarlar şunları kaydetti: "Toplumsal baskılar ve mesleki etik, bu konunun akademik forumlarımızda açık bir şekilde tartışılmasından artık kaçınmamamızı gerektiriyor." Neredeyse 45 yıl sonra, bu samimi öneriye uymak psikiyatri için hala bir mücadele olmaya devam ediyor. (....)  Psikiyatri merkezlerinde cinsel şiddetin önlenmesine yönelik savunuculuk çabalarının geliştirilmesine güçlü bir ihtiyaç vardır. Profesyonel kuruluşlar, sağlayıcıların öncülük ettiği bu tür çabalar için olası bir kanal sağlar. Akıl Hastalıkları Ulusal İttifakı ve Tecavüz, İstismar ve Ensest Ulusal Ağı gibi gruplar, hastalara ve hasta müttefiklerine 'kendi çabalarını başlatma konusunda' yardımcı olabilir veya bu taraflar bağımsız örgütler kurmayı düşünebilir. Ruh sağlığı hizmeti sağlayıcıları olarak psikiyatri merkezlerindeki cinsel şiddeti en etkili şekilde nasıl önleyebileceğimiz konusunda öğrenilecek çok şey var. Bu konuda daha fazla araştırma yapılması ve reformların uygulanması için kaynak ayrılması artık geciktirilemez. Psikiyatrik krizdeki hastalar ve onların bakıcıları için cinsel güvenliği sağlamanın ilk adımı, 'psikiyatri merkezlerinde cinsel güvenliğe yönelik engellerin bulunduğunu' açıkça kabul etmektir. İkinci adım anlamlı bir değişime kararlı olmaktır#MeToo hareketinin ardından, uzun süredir devam eden bu klinik zorluk, artık her zamankinden daha fazla düşünceli düşünmemizi gerektiriyor. (....)" (39)

**BAZI VIDEOLAR;

"Akıl sağlığı hastaları NHS bakımındayken 'istismara uğradı'

Sky News ve The Independent tarafından yapılan bir araştırma, NHS İngiltere akıl sağlığı vakıflarında yaklaşık 20.000 cinsel saldırı ve taciz şikayetine ilişkin kanıtları ortaya çıkardı. İddialar arasında 800'den fazla tecavüz veya cinsel saldırı iddiası yer alıyor ancak yalnızca 95 vakanın polise bildirildiğine inanılıyor. Şimdi aralarında psikiyatrik bakımdan kaçan iki çocuk annesi bir annenin de bulunduğu düzinelerce hasta ve ailesi deneyimlerini paylaşmak için öne çıktı. Sky'ın sağlık muhabiri Ashish Joshi'nin hikayesi var.. (...)" (VIDEO) (1003)

"ÖZEL: NHS bakımında akıl sağlığı hastaları 'tecavüze uğradı ve cinsel saldırıya uğradı'
Sky'dan Ashish Joshi'nin bildirdiğine göre, akıl sağlığı hastaları, NHS tarafından tedavi edilirken tecavüze ve cinsel saldırıya uğradıklarını iddia ettiler; bu durum "ulusal skandal" olarak tanımlandı. Sky News ve The Independent tarafından yürütülen yeni bir podcast araştırması olan Hasta 11, 2019'dan bu yana İngiltere'deki akıl sağlığı kuruluşlarında yaklaşık 20.000 cinsel saldırı, istismar ve taciz şikayetini ortaya çıkardı.(...)" (VIDEO) (1004)

"Akıl sağlığı merkezleri gençlere 'hayvanlardan daha kötü' davrandı
Sky News'in araştırması, 'akıl sağlığı merkezlerinde gençlere kötü muamele yapıldığına' dair kanıtlar buldu. 20'den fazla eski hasta veya yakını 'aşırı kısıtlama ve yetersiz personel bulunduğunu' kanıtladı. Hastalardan birinin annesinin "hayvanlardan daha kötü muamele gördüğünü" söylemesiyle, 'kendilerine zarar verme' riskinin arttığını iddia ediyorlar. Tesisleri işleten şirket Huntercombe Group'a, sağladığı bakım standardına yönelik defalarca yapılan eleştirilere rağmen NHS tarafından 2015 yılından bu yana yaklaşık 190 milyon £ ödeme yapıldı.  Bu hikayede dile getirilen sorunlardan herhangi birinden etkilendiyseniz 116 123'ü arayarak veya jo samaritans. org adresine e-posta göndererek Samaritans ile iletişime geçebilirsiniz." (VIDEO) (1005)

"Çalışmak İçin En Tehlikeli Yerler: Psikiyatri Koğuşunda Yaşam | Ücretsiz Belgesel
ABD Hapishanesinde Hapishane Gardiyanı Olarak Çalışmak: Adli Hizmetler'in koğuşları çalışmak için en tehlikeli yerler arasında yer alıyor; bu gizli dünyaya ilk kez kameraların girmesine izin veriliyor. Bu program, neden oldukları travmayla yüzleşen ve bir şans daha umut eden insanların dokunaklı bir anlatımıdır. Koğuşlarda 100'den fazla hasta bulunuyor ve bu hastaların çoğu ciddi şiddet eylemleri gerçekleştirmiş ve cezaevine giremeyecek kadar zihinsel engelli olduğu düşünülüyor. Hastalar eninde sonunda serbest bırakılır ama geçmişte korkunç şiddet eylemleri gerçekleştirmiş bir kişiyi taburcu etmeye nasıl karar verirsiniz? Belgesel, on yıllar boyunca kilit altında kaldıktan sonra taburcu olma ihtimaliyle karşı karşıya kalan hastaları konu alıyor.

YORUM; "Bu belgeseli çok etkileyici buldum. Bu tesislerde çalışan herkese şapka (Chapeau). Benim de yüreğim hastalarla birlikte. Herkesin böyle hissetmediğini biliyorum - bu harika - belgeselin gerçekten iyi yaptığı şey, bu özel hastalarla yapılan çalışmaları ve bakımları altındakiler serbest bırakıldığında onların da ne kadar tehlikede olduğunu göstermek. Şuna bir izle. Buna değer ve sizi bir şekilde değiştirecek belgesellerden biri. Yarın Topluluk'ta yayınlanacak olan bu anket hakkında ne düşündüğünüzü soran anket."  (a)" (VIDEO) (1006)

**Yataklı psikiyatrik tedavi kurumlarında şiddet ve istismarlar..

"Geçici rapor: Akıl sağlığı sorunu, öğrenme güçlüğü ve/veya otizmi olan kişilere yönelik kısıtlama, uzun süreli tecrit ve tecritin gözden geçirilmesi.
Bu rapor, 'zihinsel sağlık sorunları, öğrenme güçlüğü ve/veya otizmi' olan kişilere bakım sağlayan yerlerde kısıtlayıcı müdahalelerin kullanımına ilişkin incelememizden elde edilen ara bulguları sunmaktadır..

-Genel bakış.. 2018'in sonunda Sağlık ve Sosyal Bakımdan Sorumlu Dışişleri Bakanı Matt Hancock bizden kısıtlayıcı müdahalelerin kullanımına bakmamızı istedi. Bu ara rapor, bir öğrenme engelli koğuşunda veya çocuklar ve gençlere yönelik bir ruh sağlığı koğuşunda ayrı ayrı bakım gören 39 kişiye odaklanmaktadır.

-Yaptığımız.. Bu rapor, 39 kişinin bakımını değerlendirdiğimiz 35 koğuşa yaptığımız ziyaretlerden elde edilen bulguları paylaşıyor. Raporda ayrıca zihinsel sağlık sorunu, öğrenme güçlüğü ve/veya otizmi olan kişilere yönelik hizmet veren 92 kayıtlı hizmet sağlayıcısına gönderilen talepten toplanan bilgiler de kullanılıyor.

-Ön bulgularımız.. Ziyaretlerimizde bulduklarımız: " -Ziyaret ettiğimiz pek çok kişi çocukluğundan beri sıkıntılarını ve ihtiyaçlarını zorlayıcı bulabilecekleri bir şekilde aktarıyor ve hizmetler, onların ihtiyaçlarına cevap veremiyordu. ; -Ayrımdaki insanların büyük bir kısmında otizm vardı. ; -Bazı koğuşlarda otizmli bireylere uygun yapılaşma ortamı yoktu. ; -Pek çok personel gerekli eğitim ve becerilere sahip değildi. ; -Ziyaret ettiğimiz birçok kişi kaliteli bakım ve tedavi alamıyordu. ; -39 kişiden 26'sında personel, onları ana koğuşa yeniden entegre etme girişimlerini durdurdu. Bunun nedeni genellikle şiddet ve saldırganlıkla ilgili endişelerdi. ; -Bazı insanlar, hastane dışı ortamlarda uygun bir bakım paketinin mevcut olmaması nedeniyle hastaneden taburcu edilmede gecikme ve dolayısıyla tecritte uzun süre kalma sorunu yaşıyorlardı." Geçici rapor, yalnızca çocuklar ve gençlere yönelik bir akıl sağlığı koğuşunda veya öğrenme güçlüğü veya otizmi olan kişilerin kaldığı bir koğuşta, ayrı ayrı bakılan kişilerin deneyimlerine odaklanıyor. CQC de dahil olmak üzere sağlık ve bakım sistemi için bir dizi öneride bulunur.

-Sonraki adımlar.. İncelemenin bir sonraki aşamasında, düşük güvenlikli ve rehabilitasyon ruh sağlığı koğuşları ve yetişkinlere yönelik sosyal bakım hizmetleri de dahil olmak üzere daha geniş bir ortamda kısıtlayıcı uygulamaların kullanımına bakacağız. Çocuklara yönelik konaklama hizmetlerinde ve güvenli çocuk evlerinde kısıtlayıcı müdahalelerin kullanımını değerlendirmek için Ofsted ile birlikte çalışacağız. Mart 2020 raporumuzda Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı'na ve daha geniş sisteme daha fazla öneride bulunacağız. (...)" (48)

"Yataklı psikiyatrik tedavi kurumlarında şiddet ve istismar: Güney Afrika perspektifi
-Soyut.. Güney Afrika'nın apartheid döneminde psikiyatri hastalarının kurumsallaştırılması yaygın bir tedavi yaklaşımıydı. Bu dönemde hastalara yönelik şiddet ve istismar iddiaları sıklıkla ortaya çıktı. Apartheid sonrası Sağlık Bakanlığı, diğerlerinin yanı sıra, 'hastaların, kurumdan çıkarılması ve topluma yeniden entegre edilmesini' önererek ruh sağlığı hizmetlerinde iyileştirmelere öncelik verdi. On yıl sonra, bu müdahalelerin uygulanmasının zor olduğu ortaya çıktı ve birçok hasta hâlâ hastanede yatıyor. Bu çalışma, halihazırda hastanede yatan hastaların şiddet ve istismara maruz kalmaya devam edip etmediğini araştırdı. Bu, hem niteliksel hem de niceliksel verilerin toplandığı, keşfedici, doğal bir çalışmaydı. Araştırmayı tamamlayan 127 kişiden %50'den fazlası istismar deneyimi bildirdi. Personelin şiddet uyguladığı bildirilse de asıl failler diğer hastalardı. Psikiyatri hastanelerinde kurumdan çıkarma uygulamasının gecikmesinin ve devam eden şiddet ve istismarın yaygınlığının nedenleri karmaşıktır. Demokrasi öncesi sistemden miras alınan faktörlerle birlikte artan kentsel şiddet ve mali kısıtlamalar, akıl sağlığı hizmeti kullanıcılarının hastaneye yatırılmaya devam eden bağımlılığının ana nedenlerinden bazıları gibi görünüyor. Bu çalışma ruh sağlığı hizmetlerinde iyileştirmelerin uygulanmasının aciliyetini vurgulamıştır.

-Giriş.. Özellikle psikiyatri merkezlerindeki kurumsal şiddet ve istismarın uzun ve karmaşık bir geçmişi vardır (Rice, Harris, Varney ve Quinsey, 1989). Bu şiddetin karakteri normalde personele karşı hasta düşmanlığıyla karakterize edilir. Bu tür vakalar uluslararası alanda iyi bir şekilde belgelenmiştir ve özellikle saldırganlığın yükünü çeken hemşireler için olağanüstü derecede yüksektir (Haller & Deluty, 1988). Personel üyelerinden sonra, hastalar tarafından yapılan saldırıların en yaygın hedefi muhtemelen diğer hastalardır (Noble & Rodger, 1989). Kadın hastalar, yaşlılar ve kronik hastalar (psikiyatrik hastalar dahil) en savunmasız olanlardır (Newbern, 1989). Ancak hastaların kurumsal istismarına ilişkin raporları değerlendirmek için daha az resmileştirilmiş araştırma yapılmıştır. Sundram, 1984'te bu konuyla ilgili literatürün az olduğunu yazdı ve bugün de dergi araştırmaları bunu doğrulamaya devam ediyor. Newbern (1989) bu eksikliği raporlama yöntemlerine ve disiplin prosedürlerine bağlamaktadır. İlgili araştırmaların çoğu personel veya tedavi tesisleri tarafından yürütülmüştür ve saldırıların resmi koğuş kayıtlarına dayanmaktadır (Rice ve diğerleri 1989) ve olayın yaygınlığı ve türü neredeyse kesinlikle eksik tahmin edilmektedir (Haller & Deluty, 1988).

Güney Afrika'da Apartheid yıllarında kurumsal hasta istismarından sıklıkla bahsediliyordu (örn. Haysom, Strous ve Vogelman, 1990) ve medyada sıklıkla alıntı yapılıyordu ancak çok az nesnel bilgi mevcuttu (Jewkes, Abrahams ve Mvo, 1998). Bu dönemde kurumsal bakım ağırlıklı olarak velayete dayalıydı ve ırksal sınırlara göre düzenlenmişti. 1994 yılında Güney Afrika'da demokrasinin gelişiyle birlikte, bu iddialar nihayet 1995 yılında (Ulusal Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan) Ruh Sağlığı ve Madde Bağımlılığı Komitesi tarafından araştırılmış ve özellikle psikiyatri kurumlarında desteklenmiştir (Haysom ve ark. 1990). Modiba ve Dartnall, 1999). Ulusal düzeyde, apartheid sonrası Sağlık Bakanlığı, tüm vatandaşlara erişilebilir, adil, yeterli ve uygun hizmetler sağlayarak sağlık sistemindeki yetersizlikleri gidermeyi planladı. Akıl sağlığı hizmetlerinde bunun sonucunda yapılan değişiklikler arasında 'kurumsallaşmanın kaldırılması, daha önce kurumsallaşmış kişilerin toplum yaşamına yeniden entegrasyonu, ruh sağlığının birinci basamak sağlık sistemine dahil edilmesi ve ruh sağlığı hizmeti kullanıcılarının uygun ve ilgili bakıma erişim haklarını iyileştirmek için Ruh Sağlığı Yasası'nın gözden geçirilmesi' yer alıyordu..

Bu iyileştirmelerin uygulanması, birçok kurumsal şiddet ve istismar sorununu otomatik olarak çözebilirdi; ancak on yıl sonra, Sağlık Bakanlığı tarafından öne sürülen 'müdahalelerin, toplumsal tesislerin, yetersiz eğitimin ve uygun finansmanın bulunmaması' nedeniyle uygulanmasının zor olduğu ortaya çıktı. (Dartnall ve diğerleri 1999, Emsley, 2001, Stein ve diğerleri 1999). Tarihsel olarak akıl hastalarını kapatan hastaneler, uzun süreli kronik hastaların büyük bir kısmını barındırmaya devam ediyor, ancak artık artan sayıda akut hasta var. (Emsley, 2001, Stein ve diğerleri 1999). Hastalar topluma geri taburcu edilse bile, hastalığın tekrarlaması nedeniyle yeniden kabul edilme olasılığı yüksektir.  "Yeni Akıl Sağlığı Yasası, maksimum 5000 Rupi para cezası ve/veya altı ay hapis cezasıyla hastaların istismar ve suistimal edilmesini özellikle yasaklıyor, ancak yasa daha yeni imzalanarak yürürlüğe girdi."

Mevcut araştırma projesinin amacı, Güney Afrika psikiyatrisi bağlamında hastalara yönelik mevcut şiddet ve istismar durumunu, insan haklarına ilişkin önemli anayasal değişiklikler ancak bu değişikliklerin ruh sağlığı alanında taban düzeyinde uygulanmasındaki büyük zorluklar ışığında araştırmaktı.. Hakemli dergilerde çok az spesifik ilgili veri mevcuttur, ancak Witwatersrand Üniversitesi Toplum Sağlığı Departmanı tarafından üstlenilen yayınlanmış bir rapor (Porteus ve diğerleri, 1998) hasta istismarı hakkında yorum yapmaktadır. Güney Afrika'nın Gauteng kentindeki altı psikiyatri hastanesindeki hastalarla ve personelle, kötü muamele de dahil olmak üzere çok çeşitli konularda görüşmeler yaptılar. Gayri resmi olarak toplanan bilgilerin sonuçları, görüşülen kişilerin (hastalar ve personel) %60'ının hastalara herhangi bir fiziksel istismar yaşanmadığını düşündüğünü, %20'sinin ise devam eden hastaya saldırı olaylarını tanımladığını ortaya çıkardı.

-Bölüm parçacıkları.. Yöntem.. Bu, esasen, hem niteliksel hem de niceliksel verilerin toplandığı, keşfedici, doğal bir çalışmaydı. -Sonuçlar.. Çalışmaya toplam 129 hasta katıldı. Üç erkek koğuşundan 36, 39 ve 32 hasta vardı. Geriye kalan 22 hasta ise kadınlar koğuşundan geldi. Az sayıda hasta, hastane sahasında şartlı tahliye ile Ergoterapiye katılım da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle koğuşlardan kayboluyordu.  Yalnızca bir hasta katılmayı reddetti, ancak iki hastanın sonuçları süslü sanrısal inançlar nedeniyle hariç tutuldu. -Tartışma.. Güney Afrika Ruh Sağlığı Yasası, bir kişinin kendisi veya başkaları için tehlike oluşturması veya akıl hastalığının tedavisini reddetmesi durumunda psikiyatrik tesislere istem dışı hapsedilmesinin uygun olduğunu belirtmektedir. Böylece psikiyatri hastaları, yasal olarak kendi başlarının çaresine bakamayacak durumda oldukları düşünüldüğünde tedavi için devletin gözetimine veriliyor. Bu bakım güvenlik kavramını da içerir. Tipik tedavi yaklaşımı ağırlıklı olarak hastaneye yatış olmaya devam ediyor.. (....)" (50)

"Hastaların psikiyatrik ortamda travmatik veya zararlı deneyimlere ilişkin raporları
-Soyut.. Amaç: Bu çalışma, kamu sektörü ruh sağlığı sistemi tarafından hizmet verilen, ağır akıl hastalığı olan kişiler arasında psikiyatrik ortamlarda meydana gelen potansiyel olarak travmatik veya zararlı deneyimlerin sıklığını ve bununla ilişkili sıkıntıyı inceledi. -Yöntemler: Katılımcılar, bir günlük hastane programı aracılığıyla çalışmaya alınan, rastgele seçilmiş 142 yetişkin psikiyatri hastasıydı. Katılımcılar, zihinsel sağlık bakımları sırasında meydana gelen travmatik ve zararlı olaylarıyaşam boyu travmaya maruz kalmayı ve travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını değerlendirmek için bir dizi öz bildirim ölçümünü tamamladılar. -Sonuçlar: "Veriler, fiziksel saldırı (yüzde 31), cinsel saldırı (yüzde 8) ve travmatik olaylara tanık olmak (yüzde 63) dahil olmak üzere 'psikiyatrik ortamlarda meydana gelen yaşam boyu travmaların' yüksek oranlarda olduğunu ortaya çıkardı." Korkutucu veya şiddet uygulayan hastaların yanında bulunmak (yüzde 54) gibi potansiyel olarak zararlı deneyimlerin rapor edilen oranları da yüksekti. Son olarak, tecrit (yüzde 59), kısıtlama (yüzde 34), aşağılama (yüzde 29) ve kelepçeli taşıma (yüzde 65) gibi son çare olarak başvurulan kurumsal önlemlerin bildirilen oranları da yüksekti. İlaçların tehdit veya ceza olarak kullanılması, psikiyatrik ortamda istenmeyen cinsel yaklaşımlaryetersiz mahremiyet ve bir personel tarafından cinsel saldırıya maruz kalma, yetişkinlikte cinsel saldırıya maruz kalma geçmişiyle ilişkilendirildi. -Çözümler: Bulgular, psikiyatrik ortamlardaki travmatik ve zararlı deneyimlerin daha fazla dikkat gerektirdiğini göstermektedir. (...)" (49)

**NOT: Bu çalışmanın uzun bir özeti aşağıda..

"Tecrit ve Tecrit Özel Bölümü: Hastaların Psikiyatri Ortamındaki Travmatik veya Zararlı Deneyimlerine İlişkin Raporları
-Soyut.. AMAÇ: Bu çalışma, kamu sektörü ruh sağlığı sistemi tarafından hizmet verilen, ağır akıl hastalığı olan kişiler arasında psikiyatrik ortamlarda meydana gelen potansiyel olarak travmatik veya zararlı deneyimlerin sıklığını ve bununla ilişkili sıkıntıyı inceledi. -YÖNTEMLER: Katılımcılar, bir günlük hastane programı aracılığıyla çalışmaya alınan, rastgele seçilmiş 142 yetişkin psikiyatri hastasıydı. Katılımcılar, zihinsel sağlık bakımları sırasında meydana gelen travmatik ve zararlı olaylarıyaşam boyu travmaya maruz kalmayı ve travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını değerlendirmek için bir dizi öz bildirim ölçümünü tamamladılar. -SONUÇLAR: "Veriler, fiziksel saldırı (yüzde 31), cinsel saldırı (yüzde 8) ve travmatik olaylara tanık olmak (yüzde 63) dahil olmak üzere 'psikiyatrik ortamlarda meydana gelen yaşam boyu travmaların' yüksek oranlarda olduğunu ortaya çıkardı." Korkutucu veya şiddet uygulayan hastaların yanında bulunmak (yüzde 54) gibi potansiyel olarak zararlı deneyimlerin rapor edilen oranları da yüksekti. Son olarak, tecrit (yüzde 59), kısıtlama (yüzde 34), aşağılama (yüzde 29) ve kelepçeli taşıma (yüzde 65) gibi son çare olarak başvurulan kurumsal önlemlerin bildirilen oranları da yüksekti. İlaçların tehdit veya ceza olarak kullanılması, psikiyatrik ortamda istenmeyen cinsel yaklaşımlaryetersiz mahremiyet ve bir personel tarafından cinsel saldırıya maruz kalma, yetişkinlikte cinsel saldırıya maruz kalma geçmişiyle ilişkilendirildi.

-SONUÇ: Bulgular, psikiyatrik ortamlardaki travmatik ve zararlı deneyimlerin daha fazla dikkat gerektirdiğini göstermektedir. Kamu sektörü ruh sağlığı kliniklerinde hizmet veren, ciddi akıl hastalığı olan 500'e kadar kişiyle yapılan geniş çaplı araştırmalar, travma mağduriyetinin (yüzde 51 ila 98) ve travma sonrası stres bozukluğunun (PTSD) (yüzde 43'e kadar) yüksek yaygınlık oranlarını göstermiştir. Şiddetli akıl hastalığı olan kişiler, psikiyatrik ortamlarda meydana gelen ek travmatik veya iatrojenik deneyimlere karşı da savunmasız olabilirler. Örneğin tecrit ve tespit gibi kontrol prosedürlerinin kullanılması önceki travmatik deneyimleri özetleyebilir ve dolayısıyla TSSB veya diğer akıl hastalıklarının semptomlarını şiddetlendirebilir. Ulusal Devlet Ruh Sağlığı Programı Direktörleri Birliği gibi ulusal akıl sağlığı kuruluşları bu konuyla ilgili endişelerini dile getirdi ve Medicare ve Medicaid Hizmetleri Merkezleri tecrit ve tespitin sınırlı kullanımını teşvik eden düzenlemeler yayınladı. Ayrıca, Güney Carolina, New Hampshire ve diğer eyaletlerdeki eyalet travma girişimleripsikiyatri ortamlarındaki travma ve zararlı uygulamaları eyalet ruh sağlığı sistemleri tarafından daha fazla araştırma ve dikkat gerektiren konular olarak tanımlamıştır.

Şu anda, yatan hasta psikiyatri birimlerinde yıkıcı davranışları yönetmek için kullanılan son çare önlemlerinin görülme sıklığını azaltmaya yönelik çabalar devam etmektedir. Bu çabaların hedefi, öncelikli olarak 'hasta ve personel güvenliği, personel eğitimi ve mevzuata' odaklanan tecrit ve tespit olmuştur. Bazıları, 'yatan hasta ünitelerindeki rutin klinik prosedürlerin, kontrol kaybı nedeniyle hastalar için oldukça sıkıntılı bir deneyim oluşturabileceğini' öne sürdü. Kanıtlar, 'acil servisteki psikiyatri hastalarının psikotrop ilaçları (yüzde 64) tecrit ya da tespite (yüzde 36) tercih ettiğini' gösteriyor. Başka bir araştırma, 'psikiyatri hemşirelerinin vakaların yüzde 98'inde kısıtlamayı uygun olarak değerlendirmesine rağmen hastaların vakaların yalnızca yüzde 35'inde bunu gerekli olarak algıladıklarını' buldu. Ayrıca, hastaların istemsiz bağlanmanın gerekliliğine ilişkin algıları, bağlanma zamanından takibe kadar değişse de, tecrit ve tespite ilişkin olumsuz algılar zaman içinde sabit kalmaktadır (N=433). Ne yazık ki politika çabaları açısından, psikiyatrik ortamlarda meydana gelen travmatik deneyimleri ve zararlı uygulamaları inceleyen geniş ampirik çalışma sayısı azdır. Çeşitli çalışmalar 'psikotik semptomların ve istemsiz bağlılığın TSSB ile ilişkili göründüğünü' bulmuştur. Diğer veriler, 'tedavi sonrası TSSB semptomlarının çoğunun gerçek tedavi deneyimlerinden ziyade psikotik semptomlarla ilişkili olduğunu' göstermiştir; bu da 'psikotik semptomların, bunları kontrol etmek için kullanılan önlemlerden daha travmatik olduğunu' düşündürmektedir.

Diğer çalışmalar 'hastalarınpsikiyatrik ortamlardaki saldırganlığa ilişkin algılarına' ışık tutuyor. Kadın hastalarla yapılan bir çalışmanın sonuçları,'istismar geçmişi olan çoğu kişinin (yüzde 85) karma cinsiyetli birimlerde kendilerini güvende hissetmediklerini belirttiklerini' gösterdi. Hastalar üzerinde yapılan bir araştırma, 'hastaların yüzde 57'sinin, yaşamları boyunca bir psikiyatri biriminde saldırganlığa tanık olduğunu' ortaya çıkardı. Başka bir çalışmanın sonuçları, 'hasta ve personelin algıları arasında farklılıklar bulunduğunu, personelin saldırganlık olaylarını hastanın hastalığına bağlama ve ilaç tedavisindeki değişiklikleri uygun görme olasılığının, hastalardan daha yüksek olduğunu' ortaya koydu; hastalar, personel-hasta iletişiminin iyileştirilmesini ve ünite kurallarının daha esnek olmasını talep etti. Son araştırmalar, 'psikiyatrik ortamlarda, yaşam boyu yüksek oranda travmatik ve potansiyel olarak zararlı deneyimlerin meydana geldiğini' ileri sürmektedir. Her ne kadar bu çalışmalar psikiyatri hastanesine yatırılma deneyiminin bazı hastalar için üzücü, zararlı veya travmatik olabileceğini öne sürse de, metodolojik sınırlamaları vardır ve dar bir şekilde odaklanmışlardır. Ayrıca, bir istisna dışında, numuneler 19 ila 100 arasında değişen küçüktü.

Psikiyatrik ortamlarda meydana gelen ve travmatik bir olay (kutsal travma) için DSM-IV kriterlerini karşılayan olaylara ilişkin ampirik veriler eksiktir. Aşağıdaki olaylara ilişkin ampirik veriler de eksiktir, DSM-IV'ün travma kriterlerini karşılamamasına rağmen 'ruh sağlığı personeli veya yetkilileri tarafından yapılan duyarsız, uygunsuz, ihmalkar veya istismarcı eylemleri' içerir ve 'hastalar arasında korku, çaresizlik, sıkıntı, aşağılanma veya personele olan güven kaybı (kutsal zarar)' tepkisine yol açar. Psikiyatri Hizmetleri'nin bu sayısındaki tamamlayıcı makalede, kamu ruh sağlığı sisteminden bir hasta örnekleminde psikiyatrik ortamlarda meydana gelen potansiyel olarak travmatik veya zararlı deneyimlerin sıklığını ve bununla ilişkili sıkıntıyı değerlendirmek için kesitsel bir çalışmayı açıklıyoruz. Bu tamamlayıcı çalışmada aynı zamanda bu deneyimler arasındaki ilişkileri ve bunlara verilen öznel tepkileri ve daha sonra psikiyatrik bakıma katılmaya ilişkin öz bildirim derecelendirmelerini de inceledik. (....)

-Sonuçlar.. Katılımcılar.. Başlangıçta yüzde 91'lik bir katılım oranı için 142'si katılmayı kabul eden 156 rastgele belirlenmiş hastaya yaklaştık. Katılmamayı seçen 14 hastadan sekizi ilgisiz olduğunu belirtti ve dördü katılımın çok sıkıntılı olacağına inanıyordu. Katılımcıların ortalama±SS yaşı 46,2 ± 11,6 yıldı. Bu kişilerin 62'si (yüzde 44) kadın, 6'sı (yüzde 4) evli, 109'u (yüzde 77) lise ve altı eğitime sahip, 106'sı (yüzde 75) işsiz ve biri (yüzde 1) tam zamanlı çalışıyordu. Otuz ikisi (yüzde 23) beyaz, 109'u (yüzde 77) Afrika kökenli Amerikalıydı.

-Toplam örnek için öğe ve kategoriye göre PEQ sonuçları.. PEQ için bireysel madde sonuçları Tablo 1'de sunulmaktadır. Örneğin kelepçeli nakil bildiren hastalar arasında (92 katılımcı veya yüzde 65); bu olay ortalama 3,4 ± 4,6 kez meydana geldi ve yanıt verenlerin 47'si (yüzde 51), olayın en üzücü olayından sonraki hafta şiddetli veya aşırı düzeyde sıkıntı bildirdi. Seksen dört hasta tecrit altına alındı; bu ortalama 4,0 ± 5,7 kez gerçekleşti. "Bu hastaların 40'ı (yüzde 48), olayın en üzücü olayından sonraki hafta şiddetli veya aşırı düzeyde sıkıntı yaşadığını belirtti. En az onaylanan olaylar arasında 'başka bir hastanın (yüzde 8) ya da personelin (yüzde 3) cinsel saldırısı ve başka bir hastanın (yüzde 6) ya da personelin (yüzde 5) cinsel saldırısına tanık olmakyer alıyor." Bu olaylar sadece birkaç hasta tarafından yaşanmış olsa da oldukça üzücüydü. Diğer hastaların saldırıları ile personelin saldırı kategorileri birleştirildiğinde, sonuçlar, 44 katılımcının (yüzde 31) psikiyatrik bir ortamda en az bir fiziksel saldırı ve 12'sinin (yüzde 8) en az bir cinsel saldırı bildirdiğini gösteriyor. Bir olaya tanıklık etmeyle ilgili beş madde birleştirildiğinde, sonuçlar 90'ının (yüzde 63) en az bir travmatik olaya tanık olduğunu bildirdiğini gösteriyor. (.....)

-Tartışma.. Bu çalışma, psikiyatrik ortamlarda hasta güvenliği konusunda tüketici ve savunuculuk grupları tarafından dile getirilen endişelere güçlü ampirik destek sağlamaktadır. "Kamuya ait bir akıl sağlığı kliniğinde hizmet veren ağır akıl hastalığı olan hastalardan oluşan bir örneklemde, psikiyatrik ortamlarda meydana gelen, fiziksel saldırı (yüzde 31), cinsel saldırı (yüzde 8) ve travmatik olaylara tanık olmak (yüzde 63) dahil olmak üzere yüksek oranda yaşam boyu travma rapor edilmiştir." Travma için DSM-IV kriterlerini karşılayan olaylara ek olarak, ilaçların tehdit ya da ceza olarak kullanılması (yüzde 20), personel tarafından isimlerle anılması (yüzde 14) ya da personelin, diğer hastalara isimler takması (yüzde 19) ve hastaların korkutucu ya da şiddete maruz kalması (yüzde 54) gibi yüksek oranda potansiyel olarak zararlı deneyimlede rapor edildi. Ayrıca, tecrit (yüzde 59), kısıtlama (yüzde 34), aşağılama (yüzde 29) ve kelepçeli taşıma (yüzde 65) dahil olmak üzere son çare olarak başvurulan kurumsal önlemlerin oranları da yüksekti. Bu veriler aynı zamanda hem travmatik hem de zararlı deneyimlerin psikolojik sıkıntıyla ilişkili olduğunu göstermektedir.

Ailesel hatanın düzeltilmesinden sonra, cinsiyet, ırk veya yaş gibi bireysel demografik değişkenlere göre sığınak olaylarının sıklığında neredeyse hiçbir istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. "Ancak analizler, TAA'da bir yetişkin olarak yaşam boyu cinsel saldırı öyküsü bildiren hastaların, 'istenmeyen cinsel yaklaşımlar, yetersiz mahremiyet ve psikiyatri personeli tarafından cinsel saldırı' da dahil olmak üzere PEQ'da bazı potansiyel olarak zararlı olayları bildirme olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı." Bu hastalar ayrıca psikiyatrik ortamlarda 'kişisel güvenlik ve çaresizlik, korku ve sıkıntı duygularıyla' ilgili önemli düzeyde daha yüksek düzeyde endişe bildirdilerİlginç bir şekilde, olası TSSB kriterlerini karşılayan hastalar ile karşılamayan hastalar arasında sığınma olaylarının sıklığı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı, ancak olası TSSB kriterlerini karşılayanlar 'psikiyatrik ortamlarda, kendilerini daha az güvendedaha fazla korkulu ve daha fazla sıkıntılı hissettiklerini' bildirdiler.. Bu bulgular çeşitli nedenlerden dolayı endişe yaratmalıdır. Öncelikle bu nüfus savunmasızdır. Bu hastaların hepsinde, yüksek oranda yaşam boyu travmaya maruz kalma (yüzde 87) ve olası TSSB (yüzde 19) ile birlikte ciddi akıl hastalıkları vardı. İkincisi, bir yetişkin olarak psikiyatri ortamı dışında cinsel saldırıya travmaya maruz kalmakpsikiyatri ortamının kutsal alanı içindeki spesifik travmatik ve zararlı olaylarla ilişkilendirilmiştir. Üçüncüsü, 'olası TSSB'ye sahip olmak, yetişkinlikte cinsel saldırı geçmişi ve fiziksel saldırı geçmişi, psikiyatrik ortamlarda tehlike altındaki güvenlik, korku ve sıkıntı algılarıyla' ilişkilendirildi.

Dördüncüsü, potansiyel olarak zararlı bir sığınak olayı olan yetersiz mahremiyet, bildirilen psikiyatrik tavsiyelere uyumun azalmasıyla ilişkilendirildi. Ve son olarak veriler, hastaların son çare olarak uygulanan yaptırımlardan isim takma ve fiziksel saldırılara kadar çeşitli personel davranışlarıyla ilişkili ciddi sıkıntı bildirdiklerini gösteriyor. Bulgular nedenselliği ele almasa da, bu çalışmada belgelenen deneyimlerin bu savunmasız nüfusun ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğine inanmak için nedenler var. Bu, katılımcıların yaşamları boyunca herhangi bir noktada meydana gelen olayları inceleyen ve son olayları özel olarak değerlendirmeyen, kesitsel, geriye dönük bir çalışmaydı. Bu nedenle, psikiyatri hastalarının şu anda bu olayları ne ölçüde yaşadıkları bilinmemektedir. Bu bulguların genellenebilirliği de bir miktar sınırlı olabilir. Katılımcıların tümü tek bir toplum ruh sağlığı programındandı. Dahası, veriler nedensel ilişkileri ele almıyor ve bir tür sistematik hatırlama veya yanıt önyargısının devrede olması muhtemel. Hastalar belirli deneyimlerini veya tepkilerini bildirme konusunda isteksiz olabilirler veya tam tersine, deneyimlerini veya tepkilerini şikayet etme veya yanlış sunma fırsatını değerlendirmiş olabilirler. Irk ve cinsiyetle ilgili konulara ilişkin anlayışımızı geliştirmek ve psikiyatrik ortamlarda bu olayların ne sıklıkta meydana geldiğine dair anlayışımızı geliştirmek ve kaliteyi iyileştirmeye yönelik stratejiler konusunda bu olayların şu anda psikiyatrik ortamlarda ne sıklıkta gerçekleştiğine dair anlayışımızı geliştirmek ve ırk ve cinsiyetle ilgili konulara dair bir anlayış geliştirmeye başlamak için bu bulguları çoğaltmak ve diğer ilgili gruplarla genişletmek için ek hipoteze dayalı araştırmalara ihtiyaç vardır.

-Çözümler.. Sonuçlar.. Psikiyatri ortamlarındaki travmatik ve zararlı deneyimlerin, ruh sağlığı yöneticilerinin, denetçilerinin ve klinisyenlerinin artan ilgisini gerektirdiğini göstermektedir. Kamu sektörü ruh sağlığı sistemlerindeki kilit paydaşları politikalar, prosedürler ve eğitim çabaları hakkında tartışmalara katılmaya teşvik ediyoruz; tüketici girişimlerine duyarlı olmak; Tecrit ve tespite ilişkin idari politikaların yeniden gözden geçirilmesi; Psikiyatri ortamlarının güvenli, onurlu ve insani bakım sunmasını sağlamak için travmayla ilgili konulara duyarlı olmak. (...)" (51)

**NOT: 
Aşağıdaki makalede yer yer "hizmet kullanıcısı" olarak geçen deyim, "yatan hasta" anlamında kullanılıyor olabilir..

"Güvenli yerler mi? Akut ruh sağlığı tesislerinde korku ve şiddet: Personel ve hizmet kullanıcılarının bakış açılarına ilişkin geniş kapsamlı, nitel bir çalışma
-Soyut.. Amaç.. Akut ruh sağlığı birimlerinde uygulanan şiddetin, personel ve hizmet kullanıcılarının bakış açıları ve deneyimlerine göre anlaşılması. -Arka plan.. Akut yatan ruh sağlığı ortamlarında şiddetin ikincil zararları geniş kapsamlı olup, personelin ve hizmet kullanıcılarının sağlığını ve refahını etkilemekte ve zihinsel olarak iyi durumda olmayan kişilerle ilgili kamuoyu algısını zedelemektedir. Konuyla ilgili uluslararası araştırmalara rağmen, psikiyatri birimindeki şiddeti hem personel hem de hizmet kullanıcısı perspektifinden inceleyen çok az çalışma vardır. -Yöntemler.. Yeni Zelanda'da dört yetişkin akut ruh sağlığı yatan hasta ünitesinde 85 kişiyle (42 personel, 43 hizmet kullanıcısı) derinlemesine görüşmeler yaptık. Birimdeki şiddetin sonuçlarına ve katkıda bulunan faktörlere ilişkin bakış açılarının tematik bir analizini yaptık.

-Sonuçlar.. Hem personel hem de hizmet kullanıcılarışiddetin akut yatan tedavi ünitelerinde sık görülen bir sorun olduğunu belirtti. Şiddetin nedenlerine ilişkin dört tema ortaya çıktı: bireysel hizmet kullanıcısı faktörleri, 'yapılı çevre, organizasyonel faktörler ve birimin genel sosyal ortamı.' Personel sıklıkla 'sistemin karmaşıklığını' nedensel faktörler olarak vurguladı. Bunlar arasında, yetersiz ve güvensiz bir yapılı çevrede 'hizmet kullanıcılarının çeşitli hastalıklarını yönetmenin zorlukları, bir yandan da personel sorunları ve kuralların uygulanmasıyla ilgili özel durumlar ile uğraşma zorunluluğu' yer alıyordu. Buna karşılık hizmet kullanıcıları, 'bakım ve özerklik ihtiyaçlarının paternalizm ortamında karşılanmamasınıkısıtlamalardan kaynaklanan can sıkıntısını ve anlamlı aktivitelerin olmayışını, zorunlu ilaç tedavisinin ve fiziksel izolasyonunşiddete yol açan faktörler olduğunu ifade etti. Her ikisi de empatiyle ilgili olan daha geniş iki tema da ortaya çıktı. Hem personel hem de hizmet kullanıcılarıileri derecede hasta bireylere karşı (derin bir empati eksikliğiyle karakterize edilen) 'ötekileştirme (othering)' sergilediler. Birimdeki şiddet içeren davranışlara ilişkin açıklamalar gruplar arasında farklılık gösteriyordu; hizmet kullanıcılarının istenmeyen davranışları bağlamsal faktörlere bağlama olasılıkları daha yüksek ve personelin, akıl hastalığını 'suçlama (blame)' olasılığı daha yüksekti. Şiddetin sonuçları arasında 'stres, fiziksel yaralanma ve korku ve damgalanma kültürü' yer alıyordu.

-Çözüm.. Yeni Zelanda'da yatan akut ruh sağlığı birimlerindeki şiddet, bu ortamların tedavi edici misyonunu olumsuz yönde etkileyen önemli, karmaşık ve çözülmemiş bir sorundur. Hizmet kullanıcıları tarafından neyin şiddet olarak deneyimlendiği, şiddetin nasıl oluştuğuna ilişkin görüşleri, korku ve güç ilişkilerinin rolü ve yapılı ve örgütsel çevrenin tüm birim kullanıcıları için her türlü şiddete katkıları konusunda daha derinlemesine nitel araştırmalara acilen ihtiyaç duyulmaktadır. . Akut ruh sağlığı biriminin temel işlevlerinden biri, en savunmasız durumdaki bireylere tedavi edici bir ortam sunmaktır. Bunun gerçekleşmesi için birimin çalışmak için ödüllendirici ve güvenli bir yer olması gerekir.

-Giriş.. Ciddi akıl hastalıklarının şiddet ile ilişkisi tartışmalıdır. Kamuoyunun algısı genellikle ikisi arasında amansız bir bağın var olduğunu savunurken, ciddi akıl hastalığı olan kişilerin çoğu şiddete başvurmaz. Aslında, literatürde ve medyada daha az ilgi çekse de, 'akıl hastalığı olan kişilerin şiddet mağduru olma olasılığı, şiddet uygulayanlara göre daha yüksektir.' Ciddi akıl hastalıkları ile şiddet arasındaki ilişkiyi araştıran birçok çalışma, 'iki değişken arasında pozitif bir ilişki tespit etmiştir.' Ancak 'şiddetin tanımları ve ölçümlerine, çalışma tasarımına, bireysel ve bağlamsal faktörlere ve ortamabağlı olarak oranlarda büyük farklılıklar vardır. Akut ruh sağlığı yatarak tedavi ünitesi, sürekli olarak yüksek riskli bir ortam olarak oluşturulmuş ortamlardan biridir.

-Akut yatan hasta (/yatarak tedavi) ortamında şiddet.. Akut yatan psikiyatrik ortamda, toplum ortamlarıyla karşılaştırıldığında 'hizmet kullanıcıları tarafından uygulanan şiddet riski' daha yüksektir. Bununla birlikte, akut psikiyatri birimlerine başvuran kişilerin çoğunun şiddete başvurmadığı açıktır. Yüksek gelirli ülkelerdeki akut psikiyatri birimlerindeki şiddet oranlarına ilişkin bir meta-analiz, 'hizmet kullanıcılarının %17'sinin (%95 GA %14-20) tehdit altında olduğunu ya da başvuruları sırasında şiddet içeren bir davranışta (başkalarına fiziksel şiddet) başvururken, kabul edilenlerin %83'ünün şiddet uygulamamış olduğunu' ortaya çıkardı. Bildirilen oranlar büyük farklılıklar göstermektedir; 'alkol kullanım bozuklukları, erkek cinsiyeti, şizofreni ve zorunlu tedavi gören' kişilerin oranının daha yüksek olduğu çalışmalarda, hizmet kullanıcıları tarafından daha yüksek oranda yatarak şiddet rapor edilmektedir. 'Genç yetişkinlik, bekarlık durumu ve geçmiş şiddet ve kendine zarar verici davranışlar geçmişi' de hizmet kullanıcıları tarafından daha yüksek oranda yatan hasta şiddeti ile ilişkilendirilmiştir. Araştırma ayrıca sigara içmenin yatan hasta ünitelerindeki şiddete katkıda bulunan bir faktör olarak rolünü de değerlendirdi.

Birleşik Krallık'ta yatan hasta birimlerinde yapılan ulusal şiddet denetiminde, yatan psikiyatri hastalarının üçte biri (%36) mevcut yatışları sırasında şiddete maruz kalmış ve neredeyse yarısı (%46) şiddete tanık olmuştur.  Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan başka bir geriye dönük araştırmada, hizmet kullanıcılarının üçte biri, yatılı tedavide şiddet mağduru olmuş ve yaklaşık üçte ikisi travmatik olaylara tanık olmuştur. Yüzde 13'ü bir personel tarafından fiziksel saldırıya uğradığını (vurma, yumruklanma, tokatlanma, tekmelenme, boğulma veya yanma olarak tanımlanıyor) ve %26'sı başka bir hasta tarafından saldırıya uğradığını bildirdi. Yüzde 18'i bir personelin başka bir hizmet kullanıcısına fiziksel olarak saldırdığına tanık olduğunu ve %39'u bir hizmet kullanıcısının birine saldırdığına tanık olduğunu bildirdi. Yüzde sekizi psikiyatrik bir ortamda en az bir cinsel saldırı bildirdi ve %3'ünün faili bir personeldi. Kadın hastalar özellikle savunmasız olabilir; Avustralya'da yapılan bir araştırma, dokuz farklı yatan hasta biriminde yatan kadın hastaların %85'inin hastaneye yatış sırasında kendilerini güvende hissetmediklerini, %67'sinin cinsel veya diğer taciz türlerine maruz kaldıklarını ve %45'inin yatarak tedavi sırasında cinsel saldırıya maruz kaldıklarını ortaya koymuştur..

Genel olarak, yatan hasta birimlerindeki şiddet deneyimleri farklı yargı bölgelerinde ortak görünmektedir; bu deneyimler, 'hizmet kullanıcısından personele şiddet, hizmet kullanıcısından hizmet kullanıcısına şiddet ve personelden hizmet kullanıcısına şiddet' biçimini almaktadır. Psikiyatri ortamında şiddetin diğer uzmanlık dallarına göre daha yaygın olduğunu gösteren bazı kanıtlar vardır. İşgücündeki şiddete ilişkin hemşirelik literatürü incelendiğinde, psikiyatrik ortamlardaki personelin işyerinde fiziksel şiddete maruz kalma olasılığı en yüksek olan sağlık profesyonelleri olduğu, %55'lik insidans oranlarıyla bunu sırasıyla %50 ve %46'yla acil ve geriatri ortamlarındaki personel takip ettiği ortaya çıkmıştır.. (....)

-Sonuçlar.. Şiddet algısı.. Şiddetin, dört akut ruh sağlığı biriminin tamamında hem personel hem de hizmet kullanıcıları için önemli bir sorun olduğu bildirildi. Katılımcılar, 'saldırıların düzenli olarak gerçekleştiğini ve bazılarının yaralanmayla sonuçlandığını' bildirdi: "Hemşirelerden biri banyolardan birinin önünden geçiyordu. Ve bu hasta izliyordu ve yanından geçerken... kapıyı açtı ve kapıya çarptı. (a1 personeli)"

Personel ve hizmet kullanıcıları, 'şiddetten kimin sorumlu olduğu ve bunun neye benzediği konusunda' farklı bakış açılarına sahipti. Ayrıca, dört birimin tamamında 'hizmet kullanıcıları, başkaları hakkında bilgi verme konusunda isteksizdi'; personelin dahil olduğu saldırılarhizmet kullanıcıları arasındaki saldırılardan daha sık kaydediliyordu (nedeni belirsiz olmasına rağmen): "Hemşireler ve hastalar arasındaki sorunlu etkileşimlere ilişkin daha fazla kayıt alıyoruz, çünkü bunları deftere kaydediyorlar. Ancak hastalar arasında yaşanan olaylar kayıt altına alınacaksahastalardan birinin bunu bir hemşireye bildirmesi gerekecek ve olayın olay kayıt sistemine kaydedilecek kadar ciddi olduğu düşünülüyor. Yani personel… aslında bunu rapor etmeyebilir. (B13 personeli)"

-Şiddetin nedenleri.. Dört geniş tema (bkz. Tablo 2) hem personel hem de hizmet kullanıcıları tarafından şiddetten sorumlu olarak belirlendi: 'bireysel hizmet kullanıcısı faktörleri, yapılı çevre, organizasyonel faktörler ve birimin sosyal ortamı..' Bunların içerisinde bireysel faktörler altında psikoz gibi alt temalar belirlendi. Hizmet kullanıcısı ve personelin bakış açıları bazı alanlarda tutarlı, bazılarında ise farklıydı. (......)

-Tartışma.. Tarihsel olarak, yatan akut ruh sağlığı birimlerinde uygulanan şiddet iyi bir şekilde belgelenmiştir ve çalışmamız, bu alanlarda yaşayan tüm insanları olumsuz yönde etkileyen, çözülmemiş bir sorun olmaya devam ettiğine dair daha fazla kanıt sunmaktadır. Birimde şiddetin nedenleri olarak dört ana tema bulduk: 'bireysel hizmet kullanıcısı faktörleri, yapılı çevre, organizasyonel faktörler ve birimin genel sosyal ortamı..' Alt temalarda daha incelikli veriler bulduk. Personelkendilerini ve korunmasız hizmet kullanıcılarını yetersiz kaynaklarla güvende tutmaya çalışırken, bir yandan da yetersiz bir ortamda akut rahatsızlıkları yönetmek gibi neredeyse imkansız bir teklifle karşı karşıya kaldıklarına inanıyor. Personel, 'akut psikoz, disinhibisyon, sigara içme ve hizmet kullanıcılarının ihtiyaçlarının karmaşıklığı' da dahil olmak üzere şiddete yönelik pek çok katalizör tespit etti. Ayrıca personel, 'yapılı çevredeki kör noktalar, çıkış eksikliği, kapalı alanlar ve ısıtma ve havalandırma sorunları' gibi belirli sorunların güvenliği tehlikeye attığına inanıyordu.'Personel yeterliliği, beceri, deneyim ve cinsiyet karışımına' ilişkin personel sorunlarının da şiddete katkıda bulunduğu görüldü.

Buna karşılık, hizmet kullanıcıları, özellikle 'sigara içme ve aktivite eksikliğinden' kaynaklanan can sıkıntısının, sıkıntılarını artırdığı konusunda tutarsız kurallardan dolayı hayal kırıklığını ifade ederek, hassasiyet ve bakım ihtiyacı hissini tanımladılar. Ayrıca bakım istasyonunun 'akvaryum (fishbowl)' tasarımıyla örneklenen personel ayrılığının 'daha fazla risk yarattığını, öfkeye yol açtığını ve görmezden gelindiğini ve terkedildiğini ' hissettiler. Hizmet kullanıcıları, 'kendilerini hapsedilmiş' hissetmenin, 'özerklik ihlallerinin, diğer kısıtlamaların ve (kısıtlama, tecrit ve zorla tedavi dahil) zorlayıcı muameleninşiddete katkıda bulunduğunu ve hatta provokasyon yaptığını ifade etti. Bazı hizmet kullanıcıları 'kontrolleri, personelden kaynaklanan şiddet biçimleri' olarak deneyimlediler. Hizmet kullanıcılarını 'kısıtlayıcı bakım modelleri' aracılığıyla 'yönetmeye ve kontrol etmeye' yönelik yasal yaptırımlar, 'personelinhizmet kullanıcılarına uyguladığı şiddetin göz ardı edilebileceği, kabul edilebilir, gerekli ve herkesin çıkarına olacak şekilde göz ardı edilebileceği' anlamına gelir. Örneğin, bu çalışmada 'hizmet kullanıcılarını tecrit kanadına 'sürüklemek (dragging)'ten bahseden personel, bunu şiddet uygulamaktan ziyade şiddeti önlemek açısından' değerlendirdi. Bu zorlayıcı çerçeve'güç mücadelelerinin, yatan hasta birimlerinde nasıl şiddete yol açtığını' ortaya koyan Hamrin ve arkadaşları tarafından vurgulandı ve Omérov ve arkadaşlarının, 'hastaların çoğunluğunun, şiddet içeren olaylardan önce, çoğunlukla personel tarafından kışkırtıldıklarına inandıkları' bulgusu ortaya çıktı. "Her ne kadar bireysel hizmet kullanıcısı özelliklerinin (hastalık veya kişilik), şiddetin temel nedenleri olduğu yaygın bir anlatı olsa da, eleştirel bir incelemede bunun abartıldığını düşünüyoruz."

Bu, damgalayıcı stereotiplerden yararlanıyor ve şiddeti, ruh sağlığı birimleri üzerinde anlamlandırma girişimi olabilir. Aynı zamanda kişisel sorumluluğu da azaltır. Daha önce de belirtildiği gibi, 'şiddet ile akıl hastalığı arasındaki bağlantı abartılmıştır' ve 'akıl hastalığı olan kişilerin, şiddet mağduru olma olasılıklarışiddet uygulayanlardan çok daha fazladır.' Ayrıca, yatan hasta şiddetini açıklamak için bireysel faktörlerin kullanılmasının, bu alanda niceliksel olarak baskın olan araştırmaların çoğunda baskın söylem olmasına rağmen; 'Bu çalışma ve görüş, hizmet kullanıcılarının şiddet deneyimlerine ve ruh sağlığı birimlerinin örgütsel, sosyal ve yapılı çevrelerine ilişkin ciddi bir araştırma eksikliği nedeniyle güncelliğini yitirmiştir.' Hizmet kullanıcısı ve personelin şiddete ilişkin bakış açılarını karşılaştırmamız, her ikisi de empatiyle ilgili olan iki meta temayı da vurguladı. Personelin hoşlanmadıkları davranışlarla ilgili empatik açıklamaları genellikle akıl hastalığı semptomlarına odaklanma eğilimindeydi. (....)

-Çıkarımlar.. Diğer çalışmalara benzer şekilde, hizmet kullanıcı katılımcılarımız ünitedeki güç dengesizliklerini kurumsal şiddete katkıda bulunan faktörler olarak tanımladılar. Çevresel faktörler, diğer çalışmalarla da uyumlu olan temel belirleyiciler olarak tanımlandı. Önceki araştırmalar, ruh sağlığı birimlerine yönelik şiddet konusuna terapötik ortamlar yaratarak erdem etiği paradigması aracılığıyla yaklaşmayı önermişti. Bu, kurallara dayalı yaklaşımlardan uzaklaşmayı ve terapötik ilişkileri teşvik eden alanlar yaratmayı gerektirir. Bulgularımız bu mantığı desteklemektedir. Bu sonuçlar aynı zamanda 'personel ve hizmet kullanıcıları arasında anlamlı bir etkileşimin yaratılması, zorlayıcı uygulamaların azaltılması ve personel eğitiminin geliştirilmesi' gibi önceden belirlenen pragmatik konuların önemini de doğrulamaktadır. Çevresel ve sistemik konular daha fazla dikkat gerektirir. Bu çalışmanın sonuçları, bu seviyelerdeki müdahalelerin en fazla faydayı sağlayabileceğini göstermektedir. Hizmet kullanıcılarına, iyileşmeyi teşvik etmek üzere tasarlanmış, amaca daha uygun bir ortam sağlanabilir. Bu, 'bina kullanıcılarının, personelin, hizmet kullanıcılarının ve ailenin' görüşleri ve ihtiyaçları doğrultusunda bilgilendirilmelidir. Bu muhtemelen personel ve hizmet kullanıcıları arasında olumlu etkileşimi teşvik etmek için 'mevcut tesislerin daha küçük, ev tarzı ortamlara' göre yeniden tasarlanmasını içerecektir, 'hemşireleri hizmet kullanıcılarının yanına yerleştiren, görünür hemşire istasyonları olmayan açık tasarımlar ve hizmet kullanıcıları için daha fazla terapi seçeneği, anlamlı aktivite, görüş alanı ve kişisel güvenlik sağlayacak tasarımlar; (yatak odalarının kapısında bir kilit ve kişisel eşyaları saklayacak güvenli bir yer veya bir dolap). Hizmet kullanıcı şiddetinin 'ne kadarının korkudan kaynaklandığını' anlamak için hizmet kullanıcısının yatan hasta ünitesindeki şiddete ilişkin görüşleri acilen araştırılmalıdır. Ayrıca şiddet sorununa yönelik çözümlere ilişkin hizmet kullanıcısı görüşleri de araştırılmalıdır; 'yapılı çevre, personel ve hizmet kullanıcı ilişkilerinde ve şikayetlerin ele alınması ve izlenmesine' yönelik bir sistemde yapılacak değişikliklere işaret eden bu alanda ilk çalışmalar yapılmıştır.

-Çözüm.. Hem personelin hem de hizmet kullanıcılarının deneyimi, yatan hasta ruh sağlığı birimlerinin şiddetin kesintiye uğradığı değişken alanlardırPersonel, 'güvenlik sorunlarının kronikliği' hakkında dramatik bilgiler sunarak, bunun iş gücü üzerindeki olumsuz etkisini vurguladı. Bu, 'korkmuş ve güçsüz olanlar, psikotik semptomları olanlar ve suç geçmişi olan, şiddet kullanımıyla övünen bireyler' de dahil olmak üzere hizmet kullanıcılarının akut ihtiyaçları ile yan yana gelmektedir. Hepsi bir arada yatan bir akut tedavi ünitesinin yanıcı ortamında barındırıldığında, araştırmamız, 'tüm tarafların, tüm taraflara karşı uyguladığı şiddet eylemleriyle sonuçların genellikle zararlı olduğunu' kanıtladı. "Yatarak tedavi ünitelerinin ihtiyaç sahibi kişilere güvenlik ve bakım sağlama yönündeki kararlı hedefiyle birlikte, bu bulgular bizi buraların şifa yerleri mi yoksa gözaltı merkezleri mi olduğu konusunda sorgulamaya bıraktı." Akut ruh sağlığı alanında yatan hasta birimlerine yönelik şiddet, bu ortamların tedavi hedeflerini olumsuz yönde etkileyen önemli ve karmaşık bir konudur. 'Yetersiz kaynaklar, kötü tasarlanmış ortamlar, zorlayıcı çerçeveler ve hizmet kullanıcısı perspektiflerinin eksikliği ve bakım modelleri ve yapılı çevre ile ilgili girdiler' gibi sorunlar, benimsememiz gereken zorluklardır. 'Yönetimin, personel hizmet kullanıcılarının ve ailelerinin işbirliği yaptığı bütünleştirici ve bütünsel çözümler' bulunmalıdır. Bu, personelin ve hizmet kullanıcılarının, yönetimin 'temel seviyede' daha fazla zaman harcadığı ve personelin, hizmet kullanıcısı deneyimi hakkında fikir sahibi olmak için bir hizmet kullanıcısı olarak ünitede yaşayarak zaman geçirmek üzere bazı başlangıç eğitimlerine sahip olduğu durumlarda, fon tahsisinde daha fazla girdi elde edilebilir. Bir diğer zorunluluk ise birimlerin amaca uygun olacak şekilde yeniden tasarlanmasıdır." (52)

"Hemşireler neden hastalara kötü davranıyor? Güney Afrika kadın doğum hizmetlerinden yansımalar
-Soyut.. Hemşire-hasta ilişkileri ampirik araştırmaların büyük ölçüde ihmal edilmiş bir alanıdır; gelişmiş ülkelerden ziyade gelişmekte olan ülkelerde bu durum daha da fazladır. Hemşirelik söylemi genellikle “bakım”ı vurgulasa da, hemşirelik uygulaması genellikle oldukça farklıdır ve daha çok 'hastaların, aşağılanması ve fiziksel istismarla' karakterize edilebilir. Bu makale şu soruyu araştırıyor: 'Güney Afrika doğum hizmetlerinin bir bölümünde sağlık arama uygulamalarına ilişkin araştırma bulgularının sunumu ve tartışılması yoluyla hemşireler, hastaları neden istismar ediyor?' Araştırma nitelikseldi ve hizmetlerdeki hastalar ve personel ile gerçekleştirilen 103 minimal yapılandırılmış derinlemesine bireysel görüşmeye ve dört grup tartışmasına dayanıyordu. Hastaların çoğu, 'hemşirelik personelinin bazen tepkisel, bazen de doğası gereği ritüelleştirilmiş klinik ihmalini, sözlü ve fiziksel istismarını' bildirdi. Her ne kadar hemşirelerin kendilerine yönelik muamelesini 'fıçıdaki birkaç çürük elma' ile açıklasalar da, verilerin analizi, 'örgütsel sorunlar, profesyonel güvensizlikler, algılanan çevre üzerinde “kontrol” sağlama ihtiyacı ve bunu yapmak için zorlayıcı ve cezalandırıcı önlemlerin kullanılmasının onaylanması ve hastanın aşağılık duygusunun temelini oluşturan bir ideoloji' dahil olmak üzere karmaşık bir kaygılar etkileşimini ortaya çıkardı.

Bulgular, 'hemşirelerin profesyonel ve orta sınıf kimliklerini öne çıkarmak için sürekli bir mücadele içinde olduklarını ve bu süreçte sosyal mesafe oluşturma ve kimlik ve güç fantezilerini sürdürme aracı olarak hastalara karşı şiddeti uyguladıklarını' göstermektedir. Hizmetlerin 'yerel düzeyde hesap verebilirliğinin olmayışı ve yöneticilerin ve mesleğin üst düzeylerinin hastaları istismar eden hemşirelere karşı önlem almaması' nedeniyle şiddetin uygulanması olağan hale geldi. Aynı zamanda hasta bakımı ve hemşirelik etiği konusunda birbiriyle rekabet eden güçlü ideolojilerin eksikliği nedeniyle hemşirelik uygulamalarında da “normal” olarak yerleşmiştir. Makale, personel-hasta ilişkilerini geliştirmeye yönelik müdahale yollarını tartışarak sona ermektedir. (....)" (53)

"Ruh sağlığı servislerinde şiddet ve gözetim..
-Suki Desai, bunun savunmasız insanlar üzerindeki olumsuz etkisini değerlendiriyor.. Britanya'da şu anda dört milyondan fazla kapalı devre televizyon (CCTV) kamerasının her hareketimizi izlediği tahmin ediliyor. Kamusal alanlarda CCTV izleme ve gözetim kullanımının artması, araştırmaların ilgisini çekmiştir ve artık kentsel ve sokak ortamlarında bu tür izlemenin sonuçlarına ilişkin kritik bir gözetim literatürü bulunmaktadır. Yeni koalisyon hükümetinin 'CCTV kullanımını sınırlama ve kamusal alanlarda CCTV'nin daha iyi düzenlenmesi yönündeki açıklamasına' rağmen, CCTV kameraları 'suç önleme ve güvenlik önlemi' olarak yerleşik bir araç haline geldi. Bunlar artık 'suçun önlenmesinde, hem yerel otoriteler ve polis gibi kamu otoriteleri hem de özel vatandaşlar tarafından' geniş çapta benimsenmektedir. Bu, İçişleri Bakanlığı'nın kendi araştırmasının, CCTV kameralarının "amaç genel suç oranlarını azaltmak ve insanların kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlamaksa etkisiz bir araç" olduğunu öne sürmesine rağmen. (Gill ve Spriggs, 2005) Kamuoyunun ilgisi ve araştırması, büyük ölçüde 'kentsel alanlarda CCTV gözetiminin kullanımına' odaklanma eğilimindeydi ve bu yeni gözetleme teknolojisinin kullanımına ve bunun kuruluşlar içindeki etkilerine çok az ilgi gösterildi. CCTV kameraları artık 'okullarda, çocuk yuvalarında ve oyun gruplarında, bakım evlerinde, denetimli serbestlik yurtlarında ve akıl sağlığı hastanelerinde' bulunuyor. CCTV kameraları bu kuruluşlara şaşırtıcı derecede az zorlukla sızdı. Bu mekanlarda kameralar 'yabancıları' izlemek için yerleştirilmemiştir, ancak bu onun zorunluluklarından biri olabilir; öncelikle kendi korumaları ve güvenlikleri için bilinen ve izlenmesi gereken kişileri veya çocukları izlemek için görevlendirilirler. Önemli bir işlevi yerine getiren kameraların fedakar algısı, onları iyi niyetli araçlar haline getiriyor; 'Sonuçta kim çocuğunun anaokulunda veya okulda güvende olmasını istemez ki?'

-CCTV'ye izinsiz giriş mi?.. CCTV kameraları 2002'den bu yana 'akıl sağlığı hastanelerinin koğuşlarında, bir gözetim aracı' olarak kullanılıyor. İlk kullanımları, NHS öğrenme engelliliği ve akıl sağlığı hastanelerinde çalışan personele yönelik şiddet içeren saldırıların sayısını azaltmak amacıyla sıfır tolerans kampanyasının bir parçası olarak Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış gibi görünüyor. Bu tür bilgileri saklayan tek bir kurum bulunmadığından kaç hastanenin 'koğuş ortamlarında CCTV gözetimini kullandığını' tam olarak söylemek zordur. Temmuz 2008'de gerçekleştirilen bir ön araştırma (alıntı: Desai, 2009), bu süre zarfında hastaların erişebildiği alanlarda CCTV kullanan yaklaşık 34 NHS Ruh Sağlığı Vakfının bulunduğunu ileri sürmektedir. Bu da 85 hastanenin 157 koğuşuna denk geliyor. Kameralar 'hasta yatak odaları, tecrit odaları, hasta erişimli tuvaletler, hasta dinlenme alanları, hasta yemek odaları, eğitim odaları, aktivite odaları ve görüntüleme odalarında' bulunuyordu. CCTV kullanan akıl sağlığı hastanelerinin türleri arasında 'güvenli ortamlar sağlayan hastaneler, akut yatarak tedavi birimleri, uzman yeme bozukluğu birimleri, zihinsel sağlık sorunları ve öğrenme güçlüğü olan çocuklara ve genç ergenlere bakım veren birimler ve psikiyatri yoğun bakım birimleri' yer alıyor. Bu bilgiler tüm NHS vakıflarını ve ayrıca özel/bağımsız hastaneleri içermemektedir; dolayısıyla koğuş ortamlarında CCTV'nin fiili kullanımının daha yüksek olması muhtemeldir.

-Şüpheli davranış.. Kameraların kullanım amacı 'personel, hastalar ve ziyaretçiler için güvenli bir ortam' sağlamaktır ve bu amaç basit gibi görünse de gerçek kullanımlarında bir takım zorluklara neden olur. Hastane koğuşlarında CCTV kameralarının kullanımı karşılıklılığa dayalı değildir ve hastaların izlenip izlenmeme konusunda bir seçeneği yoktur. Gözetlemeye direnmenin bir yolu olarak 'muhalefet ve kameralardan kaçınmak, akıl sağlığı ortamlarında hastalık belirtileri' olarak yorumlanabilir. Gerçekten de, 'izlemenin bağlam dışı olması ve güvenlik görevlileri gibi hastayı çok iyi tanımayan personel tarafından gerçekleştirilmesi durumunda, hastanın davranışını daha şüpheli gösterme' gibi ek bir dezavantaja da sahiptir. Akıl sağlığı hastanelerinin koğuşlarındaki hastaların farklı algı ve biliş düzeylerinde faaliyet göstermesi, onların kameralara nasıl tepki vereceğini de etkiliyor ve bazı hastalar için kameraların varlığı muhtemelen şiddetli bir tepkiyi teşvik ediyor, özellikle de zihinsel sağlık sorunları paranoya duygularıyla bağlantılıysa. Kameraların kullanımına ilişkin hastalardan bilgilendirilmiş onam alınmasını sorunlu hale getiren de işte bu hususlardır. Hastaların, personele yönelik şiddet içeren saldırıları ciddi bir sorundur.. Ulusal Denetim sonuçları (Sağlık Hizmeti Komisyonu ve Kraliyet Psikiyatri Koleji, 2005), yalnızca 2004-2005 döneminde öğrenme güçlüğü ve akıl sağlığı hastanelerinde çalışan personel tarafından yaklaşık 43.000 saldırı rapor edildiğini göstermektedir. 'Şiddet tek yönlü olarak ortaya çıkmaz' ve ruh sağlığı araştırmalarında 'hastalara yönelik şiddete' pek önem verilmese de, kameraların 'personelden hastaya şiddeti de yakalayabildiği' gerçeği göz ardı edilemez. Esmin Green ve Wang Xiuying'in YouTube'da yayınlanan ölümleri, bu kadınların hayatlarını kurtarmasa da, onların ölümlerinden etkilenen yakınları için bir dereceye kadar adalet sağlanmasına olanak tanıyor. Akıl sağlığı koğuşlarında tecavüz gibi ciddi suçlar işleyen hastalar tarafından iddialarda bulunulmuştur ve bu hastane koğuşlarının hem personel hem de hastalar için güvensiz yerler olmaya devam ettiği açıktır. CCTV gözetiminin şiddete çözüm olup olmadığı tartışmalıdır.

-Kameraların etkisi.. Hastane koğuşlarında şiddetin azaltılmasında CCTV izlemenin etkinliği henüz tam olarak değerlendirilmemiştir. Bazı yerel çalışmaların dışında (örneğin bkz. Warr ve diğerleri, 2005) kameraların hastalar ve hemşirelik uygulamaları üzerindeki etkisini değerlendiren çok az araştırma vardır. CCTV'nin 'insan davranışını kontrol etme ve düzenlemepotansiyeli, gözetim çalışmalarının merkezi bir özelliği olmuştur. Orwell'in açıklamaları, 'hiyerarşik sosyal kontrolün sürdürülmesi yoluyla bu tür gözetim uygulamalarını' vurgularken, Foucault'nun analizi, Foucault'nun (1977) 'uysal bedenler (docile bodies)' olarak adlandırdığı şeyin üretiminde, gözetimin disipliner yönünü tanımlamak için Bentham'ın panoptikan (/panoptikon) modelinden yararlanır. Ancak bu açıklamalar ruh sağlığı koğuşu ortamlarına kolaylıkla uymamaktadır. Örneğin 'koğuşlarda sosyal kontrolün sürdürülmesi sadece hastalar için geçerli değildir' ; Ön saflarda görev yapan personel de izleniyor ve bu, hastalarla etkileşimlerini değiştirme potansiyeline sahip, bu da hemşirelik uygulamalarını olumlu yönde olmasa da etkiliyor.

Benzer şekilde, akut rahatsızlık yaşayan hastalar için 'kameraların panoptik uygulamaları', onların davranışlarını etkilemeyecektir. Bu hastaların şiddete başvurma olasılığı daha yüksektir ve olumlu hemşirelik uygulamaları etkilenmektedir. Personel belirli bir bilgi ve bilgiye ihtiyaç duymadığını hissedebilir; örneğin hastanın şiddet davranışını tetikleyebilecek şeyler. Çünkü kameralar bu güvenlik önlemini sağlıyor. Burada etkilenme potansiyeli olan yalnızca personel ve hastalar arasındaki ilişkinin yatırımı değildir; kapsamlı ve düzenli hasta değerlendirmelerinin yapılması gibi belirli hemşirelik uygulamaları için gereken özenin de olumsuz etkilenme potansiyeli vardır. Bazı hastalar için kameralar anlayabilecek kapasiteye sahip olsun veya olmasın bir güvenlik önlemi değil, cezalandırma olarak algılanabilir ve ruh sağlığı koğuşlarındaki tecrit kullanımı gibi diğer uygulamalarla birlikte bunun da davranışları üzerinde olumsuz bir etkisi olması muhtemeldir. Akıl sağlığı hastanelerinde iyileşme büyük ölçüde personel ve hastalar arasındaki olumlu etkileşime ve temasa dayanır. CCTV, koğuş personeli ile hastalar arasındaki yakınlığı ve terapötik ilişkiyi zayıflatma ve yüz yüze teması azaltma potansiyeline sahiptir ve bu da Lyon'un (2001) 'kaybolan bedenler (disappearing bodies)' olarak adlandırdığı duruma yol açmaktadır. 'Hastaların iki boyutlu bir gerçeklik aracılığıyla gözlemlenmesiyle yaratılan bedensizleşmehastalar ve personel arasındaki temas ve sosyal etkileşim eksikliğiyle birleştiğinde, hasta davranışını bağlam içinde görememe potansiyeline sahiptir ve bu da koğuş ortamının yaşanılan bir mekan olarak görülememesine yol açar.'

-Avantajlar ve sınırlamalar.. Hastaların ve personelin görüşlerini içeren kapsamlı bir araştırma olmadan, koğuş ortamlarında CCTV gözetiminin faydalarını ve sınırlamalarını değerlendirmek zordur. Kameraların etki araştırması tek başına ölçülemez ve hastaların bire bir veya yakından gözlemlenmesi gibi servisteki diğer gözetim uygulamalarıyla birlikte değerlendirilmesi gerekir. CCTV kameralarının uygulanmasının ruh sağlığı hizmetlerinde önemli bir tartışmaya maruz kalmamış olması muhtemeldir çünkü kameralar 'terapötik' bir araç olarak algılanmamaktadır ve 'hasta gözlemleri' gibi koğuşlardaki hasta davranışlarını yönetmenin bir yolu olarak görülmektedir. Ancak deliliğin yönetimi 'terapötik' bir sürecin parçasıdır; Bu, deliliği kontrol etmede tek hakem olarak psikiyatrinin tarihinde ve yükselişinde çok açık bir şekilde görülmektedir. Son olarak, akıl sağlığı hastanelerindeki şiddet sorunu, akıl hastaneleri ve hastane bakımının başlatılmasından bu yana gündemde. Hastanelerdeki şiddetin en aza indirilmesine yönelik tartışmanın hem personelin hem de hastaların sesini içermesi gerekiyor. Şu anda, yeni kamu yönetimine dayalı uygun müdahaleler, personel ile bakım sorumluluğu olan hastalar arasında daha fazla ayrım yapılması potansiyelini yaratmıştır. " Suki Desai, Gloucestershire Üniversitesi'nde Kıdemli Öğretim Görevlisidir. Daha önce Ruh Sağlığı Kanunu Komisyonu'nda bölge müdürü olarak çalışmıştır." (54)

"Karşıt ihtimaller: Sosyal bakım, ücretli süpermarketlerle rekabet etmekte nasıl zorlanıyor?
-"'Yakınlarda Aldi'nin açıldığını duymaktan korkuyorum... Çalışanlarımı kaybedeceğimi biliyorum..'" Geçen ay Avam Kamarası Sağlık ve Sosyal Bakım Komitesi'nin sağlık ve bakım işgücüne ilişkin raporunda alıntılanan bu alıntı, yetişkin sosyal bakımı alanındaki birçok kişiye tanıdık geliyor. Diğer benzer kanıtların yanı sıra, komitenin 'sosyal bakım sağlayıcılarına perakende ve konaklama sektörlerinin sürekli olarak daha yüksek teklifler verdiği' sonucuna varmasına yol açtı. "Peki bu rekabetin boyutu nedir?" Bunu öğrenmek için, Haziran 2022'de en büyük 10 süpermarketin çalışanlarına ödediği asgari ücretlere baktık ve bunları, (bakım çalışanlarının büyük çoğunluğunu istihdam eden, toplam 790.000 civarında) bağımsız sektördeki bakım çalışanlarına ödenen ücretlerle karşılaştırdık.) Sonuçlar şaşırtıcı olmasa da cesaret verici.. Sosyal bakım için Haziran 2022'de 23 yaşın üzerindeki personel için asgari oran 9,50 £ idi; bu, ulusal geçim ücreti tarafından belirlenen yasal asgari miktardır. Bakım çalışanlarının yaklaşık yüzde 50'sinin (ki bu 790.000 çalışanın 395.000'ine denk geliyor) ulusal geçim ücreti düzeyinin 30 peni dahilinde kazandığı tahmin ediliyor. Ne yazık ki sosyal bakım ve hizmet verdiği insanlar açısından Haziran 2022'de en büyük 10 süpermarketten dokuzu bundan daha fazlasını ödüyordu. Personelin, sektör değiştirme isteği açıktır ve en düşük ücret alan kesim için bu eğilim en güçlü olmalıdır. Bakım çalışanlarının yüzde 30'unun (790.000 çalışanın 237.000'inin) asgari ücretin dokuz peni veya altında ücret aldığı tahmin ediliyor. Bu oranda maaş alan bir bakım çalışanı Haziran 2022'de Tesco'da iş bulabilseydi, maaşında en azından anında yüzde 6,3'lük bir artış görecekti. Bu hamleyle birlikte bazı yararlı avantajlar da gelebilirdi. Tesco, 'personeline alışverişte minimum yüzde 10 indirim' sunuyor ve ortalama bir hanenin süpermarket faturası 2021'de haftada yaklaşık 50£ idi, yani eski bakım çalışanımızın cebinde maaşına ek olarak ayda 20£ civarında bir miktar daha olacaktı. . Tesco'nun söylediği gibi, her küçük şey yardımcı olur; özellikle de yaşam maliyeti krizi sırasında.

Her zaman böyle değildi. 2012/13'e geri dönersek, perakende satış asistanlarının bakım çalışanlarından ortalama olarak saat başına 16 peni daha az ücret aldığını görüyoruz. Ancak 2020/21 itibarıyla onlara saatte 21 peni daha fazla ödeme yapılıyordu. Bu değişikliğin temel nedeni, yetişkin sosyal bakım sağlayıcı sektörünün yerel otoriteler tarafından bakım için ödenen ücretlere bağlı olması ve son on yılda mali açıdan sıkıntı çekmesidir. Devlet teşvikleri ve yerel vergilerden elde edilen yerel yönetim geliri, 2009/10 ile 2019/20 yılları arasında reel olarak yüzde 15 düştü ve bu da belediye harcamalarında reel olarak yüzde 18'lik bir düşüşe yol açtı. Bu, bakım için ödenen oranları etkiledi ve oranlar son zamanlarda reel anlamda artmış olsa da, Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı bu oranların sürdürülemez seviyelerde olduğunu kabul ediyor. Elbette sosyal bakım ve süpermarketler arasındaki karşılaştırma bazı açılardan adil değil: bu sektörlerdeki rollerin zorlukları ve ödülleri çok farklı. Pek çok bakım çalışanının, insanların hayatlarında gerçek ve anında bir fark yaratabildikleri için işlerini sevdiğini biliyoruz. Peki, bakım çalışanlarının maaşını, hastanedeki sağlık asistanı gibi benzer bir rolle karşılaştırırsak ne olur? 2020/21'de (verilere sahip olduğumuz son yıl), ortalama bakım çalışanı 17.900 £ kazanıyordu, ancak bir NHS sağlık asistanının (Değişim Gündemi, Grup 2) başlangıç maaşı bile 18.005 £ idi. Ve bu fark, sağlık görevlisinin ne kadar süredir görevde olduğuna bağlı olarak artıyor. NHS'de iki yıl çalıştıktan sonra 19.337 £ kazanıyorlardı, halbuki tipik bir bakım çalışanı sektörde beş yıl geçirdikten sonra saat başına yalnızca altı peni daha fazla kazanmayı bekleyebilirdi. Sağlık asistanının ayrıca yetişkin sosyal bakımındaki meslektaşlarına göre eğitim, gelişim ve kariyer fırsatlarına daha fazla erişime sahip olması muhtemeldir. Ücretin yanı sıra kariyer gelişiminin de sosyal bakım personeli için önemli bir konu olduğunu biliyoruz. O halde Sağlık ve Sosyal Bakım Komitesi'nin, sosyal bakımda ihtiyaç duyulan şeyin yalnızca saatlik ücret oranlarında bir iyileşme değil, aynı zamanda "uzun vadeli, sürdürülebilir bir strateji" olduğu sonucuna varmasına şaşmamak gerek. Bu, 'maaş ilerlemesi, mesleki gelişim, eğitim ve kariyer yolları' olasılığını içerir. Ancak yetişkinlere yönelik sosyal bakım alanında böyle bir stratejinin hayata geçirilmesi konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmedi ve hükümetin bu stratejiyi geliştirmekle ciddi olarak ilgilendiğine dair bir işaret de yok. Hükümetin yetişkinlere yönelik sosyal bakım reform programına ilişkin etki beyanında, 'ücret' kelimesini bir kez bile kullanmaktan kaçınmayı başaran işgücüne ilişkin tam bir bölüm var. Yakın gelecekte yeni bir Aldi'nin açılması yerel alışveriş yapanlar için iyi bir haber, ancak yerel sosyal bakım sektörü ve onun hizmetlerinden yararlananlar için kötü bir haber olacak.. (....)" (55)

"Hastaları, güvenli hastanelerden serbest bırakmak ne zaman güvenlidir?
Danışman psikiyatrist Dr Tim McInerny, 'birinin, serbest bırakılmasının güvenli olup olmadığına karar verildiğini' açıklıyor.. Akıl hastalığından muzdaripken şiddet içeren suçlar işleyenler için, güvenli bir hastanede tedavi çoğu zaman hapis cezasının yerine geçmektedir. Hastalar iyileşirse gözetim altında topluma salınabilirler ama bu her zaman karmaşık bir karardır. Adalet Bakanlığı, 'suç işleyen güvenli bir hastane hastasının serbest bırakılmasına' yönelik sürecin her adımını onaylıyor. İlk olarak, bir personel ile hastane arazisinde geçirilen zaman vardır. Daha sonra yalnız geçirilen zaman, daha sonra topluluk içinde geçirilen zaman vb. Akıl sağlığı mahkemeleri genellikle 'bir kişinin nihayet taburcu edilip edilemeyeceğine' karar verir. Bütün bunlarda doktorların tavsiyeleri çok önemlidir. Güney Londra ve Maudsley NHS Trust'ın bir parçası olan Bethlem Royal Hastanesi, Londra'nın güneyinde büyük bir alanı kaplıyor; yaklaşık 300 dönümlük bahçe, park ve ormanlık alana dağılmış alçak binalar. Geçtiğimiz yüzyıllarda hastaların zengin ziyaretçilere şaşkınlıkla bakabileceği Avrupa'nın ilk psikiyatri kurumu olan kalabalık "Bedlam" olarak Londra'nın merkezindeki kuruluşundan çok farklı. Hastanede çeşitli hastalıklara sahip ayaktan ve yatan hastalar tedavi edilmektedir. 2008'den bu yana, 100'den fazla hasta için de güvenli yataklar bulunuyor; bunlar genellikle akıl hastasıyken ciddi suçlar işleyen erkekler. Bunlar, genellikle paranoid şizofreni veya psikoz gibi ciddi hastalıkların pençesindeyken cinayet veya tecavüz gibi şiddet içeren suçları içerir. Birçoğu yıllarca bu birimlerde kalacak, ilaç tedavisi ve terapi görecek. Daha küçük olan Chaffinch House, hastaların dış dünyaya açılan kapısıdır. Durumları stabil hale geldiğinde oraya naklediliyorlar ve doktorlar 'serbest bırakılmalarının güvenli olabileceğini' düşünüyor. Bu aşamalı bir süreç, her adımı Adalet Bakanlığı tarafından onaylanıyor. Her şey yolunda giderse kalıcı olarak taburcu edilebilirler.

Bir adli tıp hastası yeniden suç işlerse bu kaçınılmaz olarak manşetlere çıkar. Babasını öldürdükten sonra iki yılını güvenli bir birimde geçiren ve annesini öldüren Liverpool'daki Leslie Gadsby'nin durumu da böyleydi. Bethlem Royal'de şu ana kadar böyle bir olay yaşanmadı. 2008'den bu yana taburcu edilen 150 hastadan 20'si tekrar hastalandı ve hastaneye geri dönmek zorunda kaldı; dördü bir suça karışmıştı, ancak danışman psikiyatrist Dr Tim McInerny'ye göre "saldırıdan daha ciddi bir şey yok". Hastaların asıl suçları, hastalıkları ve hassasiyetleri göz önüne alındığında bu rakamları bir başarı olarak görüyor. Bir perşembe sabahı Chaffinch Ward'da küçük bir konferans salonu doktorlar, psikologlar, hemşireler, sosyal hizmet uzmanları ve terapistlerle doluyor. Bu, ekibin hastaların ilerlemesini değerlendirdiği haftalık koğuş turudur. Kameralar var. Ayrıca kırmızı bir panik butonu ve duvarda nasıl yardım çağırılacağını bildiren notlar var. Masanın üzerinde bir yığın çikolatalı çörek var; bu, her vakanın ayrıntılı olarak ele alındığı uzun ve meşakkatli bir toplantı. McInerny, yaklaşımlarının temkinli ve dikkatli olduğunu, hastaları taburcu ederken endişelenmediğini söylüyor.

-Bir personel haftalık koğuş turuna katılıyor.. "Davranış, zihinlerinde olup bitenleri izlemenin en iyi yoludur" diyor. "Neredeyse 24 saatlik izleme ve gözlemimiz, bize onların olgunluk sorumluluğuna ve güvenliğe ulaşıp ulaşmadıklarına dair en iyi göstergeyi veriyor." İncelemeye alınan ilk hastalardan biri, uzun bir süre kaldıktan sonra taburcu edilecek olan bir erkek. Serbest bırakılmadan önce memleketindeki bir pansiyona taşınmıştı. Bu, hastanenin benimsediği kademeli yaklaşımın bir parçası. Ancak hasta başka bir asistanla birlikte eroin ve kokain içmişti ve personel tarafından "parlak gözlerle" dans ederken görüldü. Şimdi birime geri döndü. Son derece özür diliyor. Utangaç bir tavırla kapıdan içeri doğru yürürken, "Çok üzgünüm Dr Tim, söz veriyorum bir daha olmayacak" diyor. İlaç (/uyuşturucu) ve alkol, hastaları hastaneye getiren birçok durumun tetikleyicisidir; tahliye koşulu olarak bunlardan kaçınmak gerekir. Hastaya önümüzdeki hafta ilaçtan uzak durması gerektiği, ardından 'pansiyonda bir gece daha deneyebileceği' söylendi. McInerny, hastanın 'gerçekten ayrılmak istemediğinden' şüpheleniyor. Güvenli hastanelerde ortalama kalış süresi dört yıldır ve bazı hastalar cezaevinden nakledilmiştir. Kurumdan ayrılmak göz korkutucu olabilir. Ancak ünitede özellikle cezaevinde hastalanan hastalar için çok büyük yatak talebi var. Dört buçuk yılını hastanede geçiren ve tahliyeye hazırlanan "Fred" adında bir hastayla konuşuyorum. Yoğun grup terapisinin 'duygularının "kilidini açmasına" yardımcı olduğunu' söylüyor; "onları kafamda bir kutuya koyar ve unuturdu. Ya da onları gizlemek için ilaç ve alkol kullanırdım." Artık üzgün insanlarla "empati kurabildiğini" söylüyor ki bunu daha önce yapamıyordu.

-"Fred" serbest bırakılmaya hazırlanıyor.. "Fred" hastanedeki yoğun terapi ve destek olmadan idare edebileceğini söylüyor. Ona toplumdaki diğer kişiler için "güvenli" olup olmayacağını soruyorum. "Umarım öyledir" diyor. "Tamamen normal bir kişilik olacağımı söyleyemem çünkü kimse normal değil." Alaycı bir tavırla şunu ekliyor: "Normal bir insan bulursan bana haber ver." Doktorlar, kamu güvenliği riski nedeniyle hizmetlerinin - özellikle diğer bazı psikiyatri hizmetleriyle karşılaştırıldığında - nispeten iyi finanse edildiğini söylüyor. Ancak talep, özellikle hayır kurumlarının akıl sağlığı konusunda yeterli donanıma sahip olmadığı konusunda uyarılarda bulunduğu, intihar ve kendine zarar verme oranlarının arttığı hapishanelerden geliyor. Bir hasta Chaffinch'ten ayrıldığında yatağı çok çabuk doluyor." (56)

"Rıza olmadan tedavi için ruh sağlığı yasalarını yeniden düşünmenin zamanı geldi

-"Ciddi akıl sağlığı sorunları olan kişileri, özgürlüklerinden mahrum bırakmanın gerekçelerini sorgulamaya devam etmeliyiz." Shanon Wise.. Her Avustralya eyaleti ve bölgesinde, ciddi akıl sağlığı sorunları olan kişilerin, 'rızaları olmadan gözaltına alınmasına ve tedavi edilmesine' olanak tanıyan bir Ruh Sağlığı Yasası vardır. Kriterler farklılık gösterse de genel olarak 'kişinin akıl hastası olduğunun, tedaviye ihtiyaç duyduğunun ve kendine ya da başkalarına zarar verme ihtimalinin olduğunun gösterilmesi' gerekir. Kimin "kararlı" olacağı ve tedavi edileceğine psikiyatristler karar veriyor ve mahkemeler bu tür kararları belirli bir süre sonra gözden geçiriyor. Dolayısıyla bu yasalar, psikiyatristlerin danışman ve hizmet sağlayıcı olarak değil, vekil karar verici olarak hareket etmesinin gerekli olduğu bir yapı oluşturmaktadır. Zorunlu gözaltı ve tedaviye ilişkin kriterler ve süreçler şu anda Avustralya Başkent Bölgesi, Tazmanya, Victoria ve Batı Avustralya'da, bu kriterlerin nasıl çerçevelenmesi gerektiği konusunda farklı görüşlerle gözden geçiriliyor. Ayrıca ayrı ruh sağlığı yasalarına ihtiyaç olup olmadığını da değerlendirmemiz gerekiyor. (....)" (57)

"Akıl sağlığı tesislerinde izolasyon ve kısıtlamanın hedeflenmesi
-Ciddi ruh sağlığı sorunları olan kişiler, rızaları alınmadan gözaltına alınabilmektedir.. Gelişmiş ülkelerin çoğunda, ciddi ruh sağlığı sorunları olan bireylerin rızaları olmadan gözaltına alınmasına ve tedavi edilmesine izin veren yasalar bulunmaktadır. Kısıtlama ve hücre hapsi (genellikle "tecrit" olarak anılır) gibi uygulamalar bazen belirli davranışları yönetmek için kullanılır. Bu yılın başlarında Birleşmiş Milletler işkence özel raportörü Juan E. Méndez şu çağrıda bulundu: "Psikiyatri ve sosyal bakım kurumları da dahil olmak üzere, özgürlükten yoksun bırakılan her yerde, psikolojik veya zihinsel engelli kişilerin... kısıtlanması ve tecrit edilmesi de dahil olmak üzere, tüm zorlayıcı ve rıza dışı önlemlerin mutlak olarak yasaklanması." Açıklama Avustralya'da yasal olarak bağlayıcı olmasa da insan hakları açısından bu uygulamaların artık kabul edilemez olduğunu gösteriyor.

-Farklı kısıtlama türleri.. Ruh sağlığı mevzuatında tecrit, 'kişinin özgürce çıkamayacağı bir oda veya alana kasıtlı olarak tek başına kapatılması ' olarak tanımlanmaktadır. Avustralya'daki akıl sağlığı tesislerinde tecrit oranları önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Kısıtlama terimini tanımlamak daha zordur çünkü aşağıdakilere atıfta bulunabilir:

-Fiziksel kısıtlama: Bir kişinin hareket özgürlüğünü kontrol etmek için bedensel gücün kullanıldığı yer
-Kimyasal kısıtlama: İlaçların zihinsel sağlık sorununu veya fiziksel durumu tedavi etmek için değil, öncelikle kişinin davranışını kontrol etmek için verildiği yer
-Mekanik kısıtlama: Bir kişinin hareket özgürlüğünü kontrol etmek için bir cihazın (kayışlar, güvenlik yelekleri veya eldivenler gibi) kullanıldığı yer. (.....)" (58)

"Ruh sağlığı hizmetlerinde tecrit ve kısıtlama
-İnziva, kişinin bir odaya tek başına yerleştirilmesi ve kendi başına çıkamamasıdır. Bir örnek, dışarıdan kilitlenen ve kilidi açılan bir kapısı olan bir odadır.
-Kısıtlama, bir kişinin vücudunu hareket ettirmesini engellemek için tutulmasıdır.
-Mekanik kısıtlama, ellerde veya kollarda kemer veya kayış gibi nesnelerin kullanılmasıdır.
-Fiziksel kısıtlama, personelin bir kişinin serbestçe hareket etmesini engellemek için ellerini veya vücudunu kullanmasıdır. Bu sayfada Avustralya kamu hastanesindeki ruh sağlığı hizmetlerinde tecrit ve tespit kullanımına ilişkin veriler gösterilmektedir. Yalnızca akut birimler (kısa süreli bakım sağlayan) kapsanmaktadır. (....)" (59)

"Tecrit Raporu: Hastanem ne kadar güvenli?
VMIAC, hastane temelli 23 ruh sağlığı hizmetini 'izolasyonu' ne sıklıkta kullandıklarına göre en iyiden en kötüye doğru sıralayan bir rapor yayınladı. "İnziva nedir? Tecrit, ruh sağlığı hizmetlerinde kullanılan, sıkıntılı hastaları izole bir odaya kilitlemeyi içeren 'kısıtlayıcı' bir uygulamadır." -Rapordaki önemli veriler.. "Victoria'nın durumu Avustralya'nın geri kalanıyla karşılaştırıldığında pek iyi değil. Avustralya genelinde tecrit 10 yıldır düşüş eğiliminde. Victoria, dört yıl öncesine kadar bu eğilimi takip ediyordu; o zamana kadar Victoria döneminde tecrit oranları yeniden artmaya başlamıştı.. Bazı hastaneler insanları, diğerlerinden çok daha yüksek oranlarda tecrit ediyor. Barwon'daki insanların gözlerden uzak kalma olasılığı Traralgon'daki insanlara göre 18 kat daha fazla. Box Hill'deki insanların tenha olma olasılığı Cranbourne'daki insanlara göre 12 kat daha fazla. Bunun hiçbir gerekçesi yok.. Uzun inziva süreleri. Ortalama olarak, Victoria hastaneleri insanları 8,3 saat süreyle tecrit altına alıyor; bu, ulusal ortalama olan 5,1 saatten çok daha yüksek.."

Neden Tecrit Raporu'nu yazdık
-----------------------------------------
1. İnzivaya ilişkin bilgilerin tüketiciler için daha erişilebilir olmasını sağlamak.. Yerel hastanemizin ne kadar güvenli veya güvensiz olabileceğini bilmeyi hak ediyoruz. Bu bilgiyi bulmak veya anlamlandırmak genellikle çok zordur, bu yüzden bu işi sizin için yaptık.

2. Değişim için ekstra baskı yaratmak.. Hastanelerin, özellikle ruh sağlığı yataklı tedavi ünitelerinde, insanlara zarar verebilecek yollardan yeterince sorumlu tutulduğunu düşünmüyoruz. Bu bilgiyi herkese açık ve anlaşılması kolay hale getiriyoruz, böylece daha fazla insan değişim çağrısında bize katılıyor.

3. Hayatta kalanları anmak ve hepimizi açıkça konuşmaya teşvik etmek.. İnzivadan kaynaklanan duygusal travma yaşayan binlerce insan olduğunu biliyoruz. Daha da kötüsü, hizmetlerin bize neler yaptığını konuştuğumuzda pek çok kişi bize inanmıyor. Tecrit, kısıtlama, zorla tedavi veya diğer travmalara maruz kalan herkesi Kraliyet Ruh Sağlığı Komisyonu ile konuşmaya çağırıyoruz. Bir konsültasyona gidin. Bir gönderi yazın. İhtiyacınız olursa destek için VMIAC'a kaydolun. Hikayelerimizin duyulması önemli. Bu, fark yaratmak için nesilde bir kez karşılaşılabilecek bir fırsattır.

İnziva fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığa zararlı olabilir. Artık araştırmalardan inzivanın aşağılanma, utanç, yetkisizlik, korku ve daha birçok duyguya neden olabileceği iyi biliniyor. Pek çok insan için tecrit edilmek, ruh sağlığı çalışanlarına olan tüm güvenimizi kaybetmemize neden olabilir. Birçok insan yıllarca devam eden travmayla yaşıyorTecrit Victoria'da yasal olabilir ancak bu, uluslararası hukuk kapsamındaki haklarımızın ihlalidir. İlgili haklar şunları içerebilir: "-Özgürlük hakkı ; -Beden bütünlüğü hakkı ; -İşkenceye, zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz kalmama hakkı." VMIAC'ın görüşü, her türlü kısıtlamanın (fiziksel, mekanik, psikolojik ve kimyasal) yanı sıra tecritin de ortadan kaldırılması gerektiği yönündedir."  (60)

"Tımarhanelerden pratisyen hekim kliniklerine: ruh sağlığı hizmetlerinde eksik olan orta nokta.
Yeni bir yaklaşım, 'yaşam becerileri ve barınma ve iş bulma' konusunda yardım gibi sosyal destekleri içermelidir.. Geçtiğimiz günlerde hükümetin Ulusal Ruh Sağlığı Komisyonu'nun ruh sağlığı hizmetlerine ilişkin incelemesiyle ilgili olarak parlamentoda sorgulanan sağlık bakanı Sussan Ley, bu yılın sonundan önce ruh sağlığı konusunda "güçlü açıklamalar" yapacağını söyledi. Umalım ki öyle olsun. Yalnızca 2006 ile 2012 yılları arasında ruh sağlığına ilişkin 32 rapor ve soruşturma vardı. Nisan ayında raporunu yayınlayan Ruh Sağlığı Komisyonu da dahil olmak üzere ortak bulgu, Avustralya'nın ruh sağlığı sisteminin krizde olduğu yönündeki tanımlamadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri “eksik orta”dır. Avustralya'daki akıl hastanelerinin çoğu 1990'larda kapatılmıştı, ancak Avustralya Sağlık ve Refah Enstitüsü, uzman psikiyatri hastanelerinde (genel hastanelerin aksine) hâlâ 1.831 akut ve subakut yatağın bulunduğunu ve bunların yıllık maliyetinin yarım milyar dolardan fazla olduğunu bildiriyor. . Avustralya'nın akıl hastanelerini kapatırken alternatif bir toplum ruh sağlığı bakımı modeline yatırım yapmadığı yaygın olarak kabul ediliyor. Bu, zihinsel sağlık yardımı arayan kişiler için pratisyen hekimin muayenehanesi ile hastanenin acil servisi arasında çok az alternatif olduğu anlamına gelir. (.....)" (61)

**Karma ve tek cinsiyetli koğuşlarla ilgili veriler..

"Tek cinsiyetli koğuşların ruh sağlığına etkisi
-Soyut.. Arka plan: Akıl sağlığı vakıflarında tek cinsiyetli konaklama ihtiyacı, NHS Yönetiminin belgelerinde ve ulusal ve yerel politikalarda geniş çapta ifade edilmiştir. Bu vaka çalışması, iki karma cinsiyetli koğuşun, tek cinsiyetli koğuşlara dönüştürülmesinin etkilerini açıklamaktadır. -Yöntemler: İki karma cinsiyetli yatan hasta koğuşu, iki tek cinsiyetli koğuş halinde yeniden düzenlendi. Personel görüşlerine ilişkin nitel veriler yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edildi ve toplandı. -Sonuçlar: Personel ve hastalar, karma koğuşlardan tek cinsiyetli koğuşlara nispeten daha az sorunla geçiş yapmış gibi görünüyor. Personel, erkek ve kadın koğuşları arasında farklılıkların ortaya çıktığını, erkek koğuşunun daha sakin hale geldiğini, kadın koğuşunun ise daha rahatsız edici hale geldiğini anlattı. -Çözümler: Genel olarak uygulama başarılı oldu. Genel olarak 'tek cinsiyetli koğuşların, karma cinsiyetli koğuşlar kadar etkili olduğunu ve bazı açılardan daha iyi olabileceğini' öneriyoruz. (.....)" (62)

"Karışık cinsiyetli koğuşlar ve hasta onuru: hemşirelerin ve hastaların bakış açıları
-Soyut.. Uzmanlaşmış birimler haricinde, Birleşik Krallık'ta yetişkinlere tarihsel olarak tek cinsiyetli hastane koğuşlarında bakılmıştır. Ancak son yirmi yıldır karma cinsiyet koğuşlarıyla ilgili endişeler rapor ediliyor. Yüksek kalitede sağlık hizmeti sunmak için saygı ve haysiyet şarttır. Bu makalede hastaların mahremiyetinin ve onurunun karma cinsiyetli koğuşlar tarafından tehlikeye atılıp atılmadığı konusu ele alınmaktadır. Koğuştaki saygınlığı etkileyen faktörlerle ilgili bireysel bakış açıları elde etmek için, üroloji alanında uzmanlaşmış, karma cinsiyetli bir cerrahi servisindeki hem hemşirelerden hem de hastalardan niteliksel veriler elde edildi. Hemşireler 'bölmeleri, tek cinsiyetli tutmak' için çok çabaladılar, ancak yatak sıkıntısı nedeniyle bölmeleri, karıştırmaları konusunda sürekli baskı altındaydılar. Her iki cinsiyetten ve farklı yaşlardan bazı hastalar, 'karma cinsiyetli bakım ortamının onurlarını tehdit ettiğini' algıladılar. 'Mahremiyet eksikliği yaşadılar, bedensel maruz kalma konusunda endişelendiler ve kendilerini rahatsız hissettiler.' Hemşireler hastaların rahatsızlıklarını azaltmak için çeşitli stratejiler kullandılar. Karma konaklama, yatak sıkıntısına kabul edilemez bir çözümdür. (.....)" (63)

"Tek cinsiyetli koğuşlar için bir durum var mı?
"Yatarak tedavi birimlerinin çoğu... politika gereği karma koğuşlar sağlıyor. Fakat ... kadınlar tek cinsiyetli koğuşları tercih edecekleri konusunda ısrar etmeye başladılar... Komisyon, karma koğuşlara ilişkin tüm politikanın zamanı gelince gözden geçirilmesi gerekebileceğine inanmaktadır." (Akıl Sağlığı Yasası Komisyonu, 1993) -İlk etapta neden koğuşlar karıştı? 1960'larda eski uzun süreli konaklama koğuşları boşalmaya başladığında, hakim ideoloji, 'karma cinsiyet kurumlarının tek cinsiyetli kurumlardan daha sağlıklı yerler olduğu' yönündeydi. Okullarda ve hatta daha önce erkek olan Oxbridge kolejlerinde karma cinsiyet eğitimi artıyordu. Psikiyatride karma cinsiyetli yataklı hasta üniteleri, öncelikle Maxwell Jones tarafından geliştirilen terapötik topluluk hareketi (therapeutic community movement) tarafından tanıtıldı (örn. Jones, 1982). 1963'te Dingleton Hastanesi'nde bir tedavi topluluğunun ilk yılı hakkında yazan Jones, 'kuralların gevşetilmesinin cinsel ruhsata yol açacağı konusunda personelin endişelerini, hastalara kademeli olarak daha fazla özgürlük verme sürecinde aşılması gereken bir engel' olarak görüyor ve bunu sorumlu bir şekilde kullanacaklar. (.....) Normalleşmeye gelince, ilk bakışta sosyal çevreyi normalleştirmek için cinsiyetlerin karıştırılmasının önemi, uzun süreli konaklama koğuşları için daha önemli görünüyor. Ancak etnik ve dini azınlıklar açısından cinsiyetler arasındaki sosyal etkileşim düzeyindeki kültürel farklılıkların akılda tutulması gerekir; Birçok Müslüman ve Ortodoks Yahudi için 'karşı cinsiyetten akraba olmayan kişilerin yakınlığı, alışılmadık ve rahatsız edici' bir durumdur. Ulusal Sağlık Hizmeti genelinde tek cinsiyetli psikiyatri koğuşlarına toptan bir geçişi tavsiye etmesek de, kadınların, yataklı hasta ortamlarının bu yönünü seçebilmesi gerektiğini savunuyoruz. Psikiyatri hastalarının seçeneklerinin oldukça kısıtlı olduğunu sıklıkla görüyoruz; coğrafya danışmanın kararını belirleyebilirken, maliyet de tedavi ve barınma seçeneklerini etkileyebilir. İstatistikler ne olursa olsun, eğer 'bazı kadınlar zaman zaman tek cinsiyet ortamında kendilerini daha güvende hissediyorsa, bunu sağlamanın şüphesiz tedavi edici bir faydası vardır.' Gerçekten de, onların hassas yetenekleri, tedavi için tek insani ortam olarak tek bir cinsiyet koğuşu gerektirebilir. (...)" (64)

"Kadınlara yönelik bakımın güvenliğini ve kalitesini artırmak için psikiyatri servislerinde yalnızca kadınlara yönelik alanlar oluşturmak.
-Soyut.. Amaç: Amacımız, karma cinsiyetli yataklı psikiyatri servisinde 'yalnızca kadınlara özel bir alan yaratmanın kadın hasta güvenliği ve bakım deneyimi üzerindeki etkisini' değerlendirmekti. -Yöntem: Alfred Hastanesi, iki psikiyatri servisinden birini yalnızca kadınlara özel bir alanı içerecek şekilde yeniden yapılandırdı. Yenilemeyi takip eden 6 ay içinde her koğuşta 'kadınların güvenliğini tehlikeye atan' belgelenmiş olaylar karşılaştırıldı. Ayrıca, her iki koğuşta yatan kadın hastalara algılanan güvenlik ve bakım deneyimini değerlendiren bir anket uygulandı ve personelden geri bildirim de alındı. -Sonuçlar: Kadınların güvenliğini tehlikeye atan belgelenmiş olayların meydana gelmesinin, yalnızca kadınlara özel bir alan içeren koğuşta önemli ölçüde daha düşük olduğu tespit edildi. Bu koğuşta kalan kadınlar, 'algılanan güvenlik ve bakım deneyimlerini, cinsiyet ayrımının bulunmadığı yerlerde kalan kadınlara göre önemli ölçüde daha olumlu' olarak değerlendirdi. Ayrıca, ankete katılan personelin çoğunluğu tarafından, kadın hastalara daha güvenli bir ortam sağlamak amacıyla yalnızca kadınlara özel alan belirlendi. -Çözümler: Psikiyatri koğuşlarında yalnızca kadınlara özel alanlar oluşturmak, kadın hastaların güvenliğini ve bakım deneyimini iyileştirmenin etkili bir yoludur. (....)" (65)

"Akut bakımda karma cinsiyete uyum: Başka bir 'talihsiz deneyi' bitirmenin zamanı geldi
-Özet.. Son yıllarda Avustralya hastanelerine nüfuz eden karma cinsiyet koğuşlarının uygulamaya konması, kötü tasarlanmış bir deney olarak başlamış olabilir, ancak 'hastaların dile getirdiği arzulara rağmen', bunların varlığını sürdürmesi, modern sağlık hizmeti sunumuna bir hakarettir. Birleşik Krallık, karma cinsiyet koğuşlarının yasaklanmasıyla sonuçlanan bir kargaşaya tanık olurken, Avustralya hizmetleri bu eğilime tepki vermekte yavaş davrandı. Özellikle personel ve hastalar tarafından yapılan değerlendirmelere odaklanarak, karma cinsiyetli koğuşların kullanıma sunulduğunu belgeleyen literatürü inceliyoruz. Karma cinsiyet koğuşlarının faydalarını gösteren neredeyse hiç kanıt yok ve araştırmalar bunların 'temel insan haklarına ve kişi merkezli bakıma aykırı olduğunu' gösteriyor. Görünen o ki, bunların ortadan kaldırılmasının önündeki engel, finansal 'fizibilite'ye kısa vadeli odaklanmadan biraz daha fazlası. -Giriş.. Hastane içi akut sağlık bakımı bölümü, hastanın bakıma veya tedaviye ihtiyaç duyduğu ve hastanenin bu bakımın sorumluluğunu kabul ettiği klinik bir kararı takip eder. Hastanın bu deneyimine genellikle, üzerinde çok az kontrolü olan veya hiç kontrolü olmayan bir bakım sistemi içinde bir hastane yatağının tahsis edilmesiyle başlayan güçsüzlük duygusu eşlik eder. Bir hastane odasını tamamen 'yabancı kişilerle paylaşma fikri, hastaneye yatmayla ilişkili güçsüzlük, utanç, gariplik ve korku duygularına' katkıda bulunur. Bir hastane odasını ve banyoyu, 'karşı cinsten tamamen yabancı kişilerle paylaşmak zorunda kaldığınızda' bu duygular daha da artar. Karma konaklama, 'artan hastane yatağı talebini ve artan sağlık bakım maliyetlerini karşılamanın bir yolu olarak' sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından başlatılmıştır (Rogers, 2006) ve 'hem erkeklerin hem de kadınların aynı koğuşu, bölümü, odayı veya banyo olanaklarını paylaştığı yer' olarak tanımlanmaktadır (Aynı Cinsiyete Uygun Konaklama Politikası Kılavuzu, Güney Avustralya, 2014, s. 16). (....) -Çözüm.. Akut hastane ortamında karma cinsiyetlerin konaklaması konusunda ikna edici bir ekonomik argüman olabilir; eğer maliyet tasarrufunun öncelikli sağlık hizmeti sağlama prensibimiz olmasına izin verirsek.. Bununla birlikte, hastanın mahremiyetini ve onurunu koruyarak insan haklarını desteklemek, kaliteli hasta bakımının tartışmasız daha zorlayıcı temelleridir. Karma cinsiyete dayalı konaklama, sağlık hizmetlerinin yoksullaştığı yatak sıkıntısına kabul edilemez, yaratıcı ve kanıta dayalı olmayan bir çözümdür (Kennedy & Kennedy, 2009). (....)" (66)

"Akut hastane ortamında hasta onuru: Bir vaka çalışması
-Soyut.. Arka plan.. Hemşirelerin hastaların onuruna saygı gösterme konusunda mesleki bir görevi vardır. Akut hastane ortamlarında hastaların onuru hakkında çok az araştırma var. Amaç.. Çalışma, akut hastane ortamlarında hasta onurunun anlamını, hasta onuruna yönelik tehditleri ve hasta onurunun nasıl desteklenebileceğini araştırdı. (.....) -Bulgular.. Hasta onuru, 'duyguları (rahat, kontrol altında ve değerli hissetmeyi), fiziksel sunumu ve davranışı' içermektedir. 'Çevre, personel davranışları ve hasta faktörleri' hastanın onurunu etkiliyor. Çevresel mahremiyetin olmayışı, onurunu tehdit ediyordu. 'Elverişli bir fiziksel çevre, saygınlığı teşvik eden kültür ve diğer hastaların desteği', saygınlığı artırdı. Personelin 'sert, otoriter ve mahremiyetini ihlal etmesi' onurunu tehdit ediyordu. Personel, hastaların kendilerini 'rahat, kontrollü ve değerli hissetmelerini' sağlayan 'mahremiyet ve etkileşimler' sağlayarak saygınlığı destekledi. Hastaların 'bozulmuş sağlığı ve ileri yaşları', onları onur kaybına karşı savunmasız hale getirdi. Hastalar 'tutumlarıyla (rasyonelleştirme, mizah kullanımı, kabul), personelle ilişkiler geliştirerek ve yetenek ve kontrolü koruyarak' kendi onurlarını yükselttiler. -Çözüm.. 'Hastalar, hastanelerde onurlarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.Personel davranışları ve hastane ortamı, hastaların onurunun kaybedilmesini veya korunmasını etkileyebilir. (...) - Çözüm.. Onurun desteklenmesi hümanist hemşirelik teorisinin merkezinde yer alır ve hemşirelerin, hastaların onurunu yükseltme konusunda mesleki bir görevi vardır. Birleşik Krallık sağlık politikaları hasta onurunun önemini giderek daha fazla vurgulamaktadır. Akut hastane ortamlarında hasta onuru hakkında çok az araştırma yapıldığından, bu çalışmanın bulguları bu sınırlı bilgi birikimine katkıda bulunmuştur. Hastanedeki hasta onurunun duyguları, fiziksel görünümü ve davranışları içerdiği ve teşvik ya da tehdit edilebileceği bulunmuştur. (...)" (67)

"NDIS: karanlıktan bir adım
-Birçok engelli insan, toplu konut ortamlarında kendini yalnız hissediyor.Kariyerimin başlarında engellilere yönelik büyük ölçekli kurumların kapatılması sürecinin bir parçasıydım. Kurumlarla ilgili ilk deneyimim öğrenciyken oldu. Engelli insanlar için büyük bir eğitim kurumu olan Pyrton'un şefi olan amirim Bob Jackson ile Batı Avustralya'daki Swanbourne Hastanesini ziyaret ettim. Bob, 'kurumların yerini toplumsal tesislerin almasına' kararlıydı. Bunun neden önemli olduğuna dair bir fikir edinmem için gerçekten Dickens tarzı bir akıl hastanesini görmemin benim için iyi olabileceğini düşündü. Swanbourne, psikogeriatrik rahatsızlıkları ve ciddi zihinsel engelleri olan çok sayıda yaşlı insanı barındırıyordu. Yaşamlarında neredeyse hiçbir anlamlı şey olmayan, baştan savma klinik bakımın sade, ıssız bir ortamında başıboş dolaşan, ağır engelli yüzlerce insan arasında olduğum için yaşadığım şoku tarif etmek zor. O gün, garip davranan sakinler bana yaklaştıkça Bob'un yakınında kaldım, çoğunlukla sadece kısmen giyinmişlerdi. Bob'un onlardan rahatsız olabileceğinden endişelenen personel tarafından hızla uzaklaştırıldılar. (....)" (68)

"NHS koğuşlarında açlık ve ihmalden ölen akıl sağlığı hastaları
-Soruşturma: Ruh sağlığı birimlerindeki çok sayıda hasta, önlenebilecek fiziksel hastalıklardan dolayı hayatını kaybetti. Rebecca Thomas, 'sağlık hizmetlerinde uzmanların savunmasız kişilerin ihmal edilmesine yol açtığını' söylediği sistemik sorunları ortaya çıkarıyor.. Uzmanlar, 'zayıf eğitim ve finansman eksikliğinin' savunmasız hastaların ihmal edilmesindeki faktörler olduğu konusunda uyarıyor.. The Independent'ın ortaya çıkardığına göre, son on yılda adli tıp görevlilerinin çok sayıda uyarısına rağmen, NHS ruh sağlığı servislerinde 'temel fiziksel bakımın sağlanmasındaki sistematik başarısızlık', ülke çapındaki hastaların ölümüne neden oluyor. Bir soruşturma, 2012'den bu yana, 26 NHS vakfı ve özel sağlık hizmeti sağlayıcısını kapsayan - adli tıp görevlileri tarafından 'sağlık hizmetlerini yaygın arızalar konusunda uyarmak' için kullanılan - en az 50 "gelecekteki ölümün önlenmesi" raporunu ortaya çıkardı. Vakalar arasında 'yetersiz beslenme, egzersiz eksikliği ve akıl sağlığı tesislerinde tutulan hastalarda açlıktan kaynaklanan ölümler' yer alıyor. Uzmanlar, zayıf eğitim ve finansman eksikliğinin savunmasız hastaların ihmal edilmesindeki faktörler olduğu konusunda uyarıyor. 

Araştırmamız şunu ortaya çıkardı: "-Kan pıhtılaşması riskinin değerlendirilmesi gibi temel sağlık kontrollerini yerine getirmeyen personel ; -Yeterli CPR eğitimi olmayan hemşire ve bakım asistanlarının vakaları ; -Doktorlar acil müdahale prosedürlerini yerine getiremiyor ; -Antipsikotik ilaçların yan etkileri nedeniyle tedavi edilmeyen hastalar ; -Hızla bozulan sağlık durumu fark edilmiyor ve tedavi edilmiyor"

Adli tabipler, genel hastanelerde yetersiz tedavi gören, hastalıklarının psikiyatrik bir sorunla karıştırıldığı çok sayıda ruh sağlığı hastası vakasını açığa çıkardı. Independent, Hasta Sonuçları ve Ölümüne İlişkin Ulusal Gizli Soruşturma tarafından hazırlanan bir rapora göre, ülke çapındaki 'ruh sağlığı birimlerindeki hastaların beşte birininhastaneye kabulde temel fiziksel sağlık kontrollerinden geçmediğini' ortaya çıkarabilir. Bu yıl gerçekleştirilen raporda, sağlık hizmetlerinin ruh sağlığı hastalarındaki fiziksel sağlık koşullarını tespit ve tedavi etme konusunda "kaçırılan önemli fırsatlarkonusunda uyarıda bulunuldu. İncelemede, 'fiziksel sağlıktaki bozulmanın çoğunlukla yatan hasta ünitelerine kabul sonrasında gerçekleştiği' açıklandı. Bu, NHS İngiltere'nin ulusal ruh sağlığı klinik direktörünün 'hastanelere, fiziksel sağlık kontrolleri yapılması gerektiği' konusunda uyarıda bulunmak zorunda kaldığı bir dönemde geldi. İşçi Partisi'nin gölge ruh sağlığı bakanı Dr. Rosena Allin-Khan, 'yatan ruh sağlığı hizmetlerinin hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi' çağrısında bulundu. The Independent'a şunları söyledi: “Hükümetin akıl sağlığı hastanelerinde devam eden krizi kavraması gerekiyor; mevcut koşullar insanlık dışı. Hastalar daha iyisini hak ediyor.

-'Bir sürü soruyla baş başa kaldım'.. 
Yvonne Eaves, 2020 yılında Greater Manchester Mental Health NHS Foundation Trust'ta yatan hasta sırasında 'birimdeki personelin, kan pıhtılarına ilişkin bir risk değerlendirmesi yapmaması' üzerine kan pıhtısından öldü. Büyük Manchester adli tabibi Nigel Meadows, onun ölümünü "ona, temel tıbbi bakımın sağlanmasındaki büyük başarısızlık" olarak nitelendirdi. Onunki, adli tıp görevlilerinin 'yatan hasta ünitelerindeyetersiz kan pıhtısı değerlendirmesi ve tedavisi konusunda' uyardığı dört vakadan biri. 69 yaşındaki genç yaştan itibaren akıl hastalığından muzdaripti. Ocak 2020'de Greater Manchester akıl sağlığı vakfı tarafından yönetilen bir birime kabul edildi ve "uzun süredir devam eden ciddi, derin enfeksiyonlu ülser ve yaralara" sahip olduğu kaydedildi. Eaves bir hastaneye nakledildi ve kendisine venöz tromboembolizm (VTE) veya kan pıhtılaşmasına karşı önleyici ilaçlar verildi ve ardından tekrar akıl sağlığı birimine taburcu edildi. Ancak ruh sağlığı birimine götürüldüğünde tedavisine devam edilmedi. The Independent'a konuşan kız kardeşi Lorraine Fallon şunları söyledi: "Yvonne'un ölümüyle ilgili pek çok soruyla karşı karşıya kaldım; sanki Yvonne doğru değerlendirmelere ve ilaçlara sahip olsaydı hâlâ burada olur muydu?" “Bu kadar komik, eksantrik bir karakteri kelimelere dökmek imkansız. Yvonne'un etkileyici bir kişiliği vardı ve tanıştığı herkes üzerinde bir izlenim bıraktı. Oğlum Sam'in ikinci annesiydi. O büyük bir kayıp ve onu varlığımın her zerresiyle özlüyorum."

Greater Manchester Mental Health NHS Foundation Trust'tan Gill Green, fiziksel sağlık hizmeti sunumunda, yeni bir strateji ve fiziksel sağlık odaklı yeni iş rollerinin getirilmesi de dahil olmak üzere iyileştirmeler yapıldığını söyledi. Geçen yıl Cambridgeshire ve Peterborough NHS Foundation Trust tarafından yönetilen bir birimde 47 yaşında kan pıhtısından ölen Jonathan Kingsman'ın soruşturmasında Adli tıp görevlisinin Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı'na 'kan pıhtısı değerlendirmelerine ilişkin ulusal kılavuzların antipsikotik ilaçlarla ilişkili riskleri hesaba katmadığı' konusunda uyarıda bulunmasını talep etti. Kingsman'ın eşi Lara The Independent'a şunları söyledi: "Akut zihinsel sağlık sorunları olan biri varsa, onun daha güvende olduğunu veya umarım [hastanede] güvende olduğunu hissedersiniz. Johnny'ye bakan hiç kimseyi kesinlikle suçlamıyorum. Bu insanların ne kadar baskı altında olduklarını ve kendilerine verilen kurallar çerçevesinde çalışmaları gerektiğini biliyorum. Bir arkadaşım risk değerlendirmelerine baktı ve 'Kan pıhtılaşması açısından bu risk değerlendirmesini kamyonla bile yapabilirsiniz' dedi."

-'Daha fazlasını yapmamız gerektiğini biliyoruz'.. Kraliyet Psikiyatristler Koleji'nden eşitsizliklerin öncüsü Dr. Lade Smith şunları söyledi: "Eğer ciddi ve kalıcı bir akıl sağlığı sorununuz varsa, genel nüfustaki birinden 15 ila 20 yıl daha erken ölme olasılığınız yüksektir. Adil değil." Dr Smith, The Independent'ın ortaya çıkardığı adli tıp görevlilerinin uyarılarının, 'psikiyatristlerin, hastaların uygun fiziksel sağlık hizmetlerine erişmesini sağlamakta zorlandığı "bakımın parçalanmasının" yol açtığı sorunları vurguladığını' söyledi. Şöyle dedi: "Bir psikiyatrist olarak daha fazlasını yapmamız gerektiğini biliyoruz. Ancak bunu kendi başımıza yapamayız. Uzak ortaklarımızın, fiziksel sağlık meslektaşlarımızın bu konuda ortak olmasına ihtiyacımız var.

Öğrenme engelli yatan hastalara yönelik korkunç istismarı ve kötü muameleyi ortaya çıkaran Winterbourne View skandalına ilişkin 2011 tarihli incelemeye başkanlık eden Margaret Flynn, 'savunmasız kişiler kabul edildiğinde' şunları söyledi: “Deli ya da kötü oldukları için orada oldukları görülüyor. Bu yüzden insanların fiziksel sağlığına bakmıyorlar.” Bayan Flynn, incelemesi sırasında 'hastaların, bazen "aşırı beslendiklerini" ve kilo almanın "büyük bir sorun" olduğunu' bulduğunu söyledi. Down sendromlu Ben King, Norfolk'taki Cawston Park özel akıl sağlığı hastanesinde hayatını kaybetti. Geçen yıl yapılan bir soruşturmada 'onun "yetersiz kilo yönetimi nedeniyle öldüğü"obeziteyle bağlantılı bir durumun teşhis edilememesinin yanı sıra ilaç tedavisinin "yetersiz dikkate alınması" nedeniyle öldüğü' ortaya çıktı. King'in ölümü, hastanede büyük bir inceleme yapılmasına yol açan üç kişiden biriydi. Geçen yıl yayınlanan bir başka önemli NHS incelemesinde, 10 yıl boyunca akıl sağlığı birimlerinde tutuklu bulunan Clive Treacy'nin ölümüyle ilgili olarak raporun başkanı Beverley Dawkins şunları söyledi: "İnsanlar bu birimlerdeki ekiplerin, insanların fiziksel sağlık hizmetlerini yönetmek için gerekli tüm becerilere sahip olduğunu varsayıyordu, ancak kanıtlar çoğunlukla bunun tersini gösteriyor. Bu birimlerdeki pek çok kişinin egzersiz yapmak için dışarıya ve yürüyüşe çıkmadığını, hatta bazen yerden kalkmadığını kaydetti.” 'On yıldan fazla bir süredir başarısızlıkların vurgulanmasına rağmen, yönetim organlarının hâlâ yetersiz finansman ve odaklanma gösterdiğini' söyledi.

-'Erken yaşta ölüme gönderildi'.. Ruh Sağlığında İntihar ve Güvenlik Ulusal Gizli Araştırması'na göre, 'sağlıkta ciddi bozulma belirtilerini tespit etmeyi amaçlayan bir önlem olan "erken uyarı puanı", bundan fayda görebilecek hastaların dörtte biri için kullanılmadı.' The Independent'ın incelediği adli tabip raporları, 'personelin, hastanın fiziksel sağlığının ne zaman kötüleştiğini tespit edemediği' konusunda defalarca uyarıda bulunuyor. Genç bir anne olan Roxanne Brown, Bakım Kalitesi Komisyonu'nun (CQC) kritik bir raporunun ardından kapatılan Surrey'deki Shrewsbury Court özel hastanesinin "ihmali" nedeniyle 31 yaşında öldü. The Independent ile paylaşılan bir soruşturma raporuna göre Brown, Mart 2019'da kabul edildi. Yedi ay sonra yüksek ateş ve yüksek nabız belirtileri göstermeye başladı ve bir destek görevlisi tarafından pratisyen hekime götürüldü. 'Sağlığı kötüleşen hastalar değerlendirilerek “modifiye erken uyarı puanı” veriliyor.' Ancak Brown'ın puanı, daha sonra göğüs enfeksiyonu teşhisi koyan pratisyen hekimle paylaşılmadı. Soruşturma sırasında incelenen deliller, 'eğer pratisyen hekim onun puanını görseydi onu A&E'ye yönlendireceklerini' ortaya çıkardı. Dahası, doktorun 'durumu kötüleşirse acil servise götürülmesi' yönündeki tavsiyesi not edilmedi veya personel tarafından dikkate alınmadı. Brown'un ailesini temsil eden avukat Matthew Turner, 'personelin, kötüleşmeyi tespit edememesinin "akıl sağlığı hastanelerindeki hastaların fiziksel sağlık hizmetlerinin kötü olmasıyla ilgili daha geniş bir sorunun parçasıgibi göründüğünü' söyledi. Brown'un annesi Ruby Brown şunları söyledi: "Her gün onun öldüğü gün gibi geliyor. Hepsinden kötüsü, ihtiyaç duyduğu tıbbi yardımı almak, onu rahatlatmak ve işleri düzeltmek için elimden gelen her şeyi yapacağımı bildirmek için orada değildim. Ne yazık ki onun başına gelenlerin hiçbirinden haberdar olmadım; bu benden saklandı."Eğer henüz 31 yaşına girecek kadar erken bir yaşta ölüme gönderilmeseydi bugün hala hayatta olacaktı ve şimdi 14 yaşında olan kızıyla ilişkisi ne olurdu?"

-‘Acil önlem alınması gerekiyor’.. Yardım kuruluşu Inquest, önemli bir sorunun sağlık hizmetlerinin zihinsel ve fiziksel sağlık arasında bölünmesi olduğunu söyledi. Inquest'ten Lucy McKay The Independent'a şunları söyledi: "Hizmetler arasındaki bağlantıyı ve iletişimi artırmak ve zihinsel sağlık birimlerinin, fiziksel hastalıkları izleyip tedavi edebilen profesyonellerle daha iyi entegre olmasını sağlamak için NHS genelinde acil eyleme ihtiyaç var." 2019'da CQC, ruh sağlığı hizmeti sağlayıcılarının fiziksel sağlığı değerlendirmeleri ve izlemeleri için gereklilikleri yayınladı. CQC'den Jemima Burnage The Independent'a şunları söyledi: "Akıl sağlığı ortamlarındaki personelin, öncelikli olarak hastaların hem fiziksel hem de zihinsel sağlık ihtiyaçlarını karşılaması esastır." "Sağlayıcıların, yatan hasta ruh sağlığı hizmetlerinde bakım gören kişilerin fiziksel sağlıklarının uygun değerlendirmelerini ve düzenli izlemelerini üstlenmeleri gerektiği konusunda açıkız." Ruh Sağlığı Merkezi yardım kuruluşunun başkan yardımcısı Andy Bell şunları söyledi: “Akıl sağlığı hastanelerinde fiziksel sağlık uzmanlığına erişim sağlamak zor olabiliyor. Genel olarak mevcut olanın bir parçası değil ve akıl sağlığı hastanelerinde yatak doluluğu yüksek.” Bir NHS sözcüsü, 'tüm zihinsel sağlık ve öğrenme engellilik hizmetleri sağlayıcılarının hastalara fiziksel sağlık kontrolleri sunmak için "sözleşmeye bağlı olarak" gerekli olduğunu' söyledi. Şunları eklediler: "NHS yakın zamanda yerel bölgelere bunu hatırlattı ve hastanelerdeki mesleki terapistler ve akran destek çalışanları da dahil olmak üzere çok disiplinli personelin sayısını artırmak için ek finansman sağladı." Sağlık ve Sosyal Bakım Bakanlığı sözcüsü şunları söyledi: "Yatarak tedavi gören bir akıl sağlığı tesisinde tedavi gören herkes güvenli, yüksek kalitede bakım almalı ve onlara onur ve saygıyla bakılmalıdır. Akıl sağlığı yatarak tedavi için daha geniş konularda neyin gerekli olduğunu düşünüyoruz ve zamanı gelince güncelleyeceğiz."" (69)

"Psikiyatri koğuşu tasarımı saldırgan davranışları azaltabilir
-Öne Çıkanlar.. "-Stresi ve saldırganlığı azaltmak için psikiyatri koğuşlarının tasarlanmasına yönelik kavramsal bir model anlatılmaktadır. ; -Model, saldırganlığın azaltılmasına yardımcı olabilecek on koğuş tasarım özelliğini tanımlar. ; -Az sayıda tasarım özelliğine sahip birkaç hastaneyle karşılaştırıldığında saldırganlığın hastanelerde daha düşük olacağını varsaydık. ; -Dokuz özelliğe sahip yeni bir hastanede saldırganlık amaçlı enjeksiyonlartek özelliğe sahip hastanelere kıyasla azaltıldı. ; -Yeni hastanede kısıtlama kullanımı, yerini aldığı eski tesise kıyasla %50 azaldı."

-Soyut.. Makalede, 'psikiyatrik tesislerdeki saldırganlığın, fiziksel çevrenin kanıta dayalı on stres azaltıcı özellik ile tasarlanmasıyla azaltılabileceğini' öne süren kavramsal bir model anlatılmaktadır. Model, İsveç'te on özellikten dokuzunun bulunduğu koğuşlara sahip daha yeni bir hastanede test edildi. Agresif davranışın iki klinik göstergesi olan 'zorunlu enjeksiyonlar ve fiziksel kısıtlamalara' ilişkin veriler, yalnızca tek bir stres azaltıcı özelliği olan eski bir tesisten (yerini yeni hastane aldı) alınan verilerle karşılaştırıldı. Çalışma süresi boyunca özelliği değişmeyen başka bir hastane ise kontrol görevi görmüştür. Enjeksiyon gerektiren hastaların oranı, eski tesisle karşılaştırıldığında yeni hastanede azaldı (p<0,0027), ancak kontrol hastanesinde değişmedi. Enjeksiyon yapılan hastalar arasında, eski tesisle karşılaştırıldığında, yeni hastanede ortalama enjeksiyon sayısı çok az azaldı, ancak kontrol hastanesinde %19 arttı. Yeni hastanede eskiye kıyasla ortalama fiziksel kısıtlama sayısı (en az bir tane uygulanan hastalar arasında) %50 azaldı. Bu bulgular, 'gerekçeli teoriyi ve mevcut en iyi kanıtları kullanarak daha iyi psikiyatri binaları tasarlamanın, saldırgan davranışların oluşturduğu büyük hasta ve personel güvenliği tehdidini azaltabileceğini' göstermektedir.

1 Giriş.. Psikiyatri merkezlerindeki hastaların saldırgan davranışları ciddi ve dünya çapında artabilecek bir sorundur (Bowers ve diğerleri, 2011). Şiddet vakaları endişe verici derecede yaygındır ve hastalara ve personele psikolojik zarara ve sıklıkla fiziksel yaralanmaya neden olur. 11 ülkede (diğerlerinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Avustralya, İsveç, Almanya, Hollanda) yürütülen 122 çalışmanın gözden geçirilmesi, 'psikiyatri merkezlerine kabul edilen hastaların %32,4'ünün saldırgan davranış veya şiddet uyguladığını' ortaya çıkardı (Bowers ve diğerleri, 2011).). Rastgele örneklenen 100 hasta başına uluslararası şiddet olaylarının ortalama görülme sıklığı 224 idi. Oranlar farklı ülkeler arasında biraz benzerdir ancak psikiyatrik tanı türüne ve tedavi ortamına göre farklılık göstermektedir (Bowers ve diğerleri, 2011). Farklılıklar ayrıca 'klinik raporlama ve çalışmalarda saldırganlık ve şiddete ilişkin farklı tanım ve ölçümlerin kullanılmasından' da kaynaklanmaktadır. Uluslararası psikiyatri merkezlerinde kaydedilen tüm saldırgan olayların yaklaşık %50'si fiziksel şiddet içermektedir. Farklı ülkelerdeki hemşirelerin ortalama %62'si bir yıl boyunca fiziksel şiddete maruz kaldıklarını belirtmektedir (Bowers ve diğerleri, 2011). Benzer şekilde, İsveç'teki psikiyatri personeli (731 hemşire, 320 psikiyatrist) üzerinde yapılan bir araştırma, bunların %57'sinin son 12 ay içinde fiziksel şiddetin hedefi olduğunu ortaya koymuştur (Soares, Laoko ve Nolan, 2000). Uluslararası veriler, şiddet içeren veya saldırgan olayların %37'sinin personelin fiziksel yaralanmasıyla sonuçlandığını göstermektedir (Bowers ve diğerleri, 2011), bu, personel olarak saldırganlığın ciddiyetinin yanı sıra hasta güvenliği tehlikesinin de altını çizen endişe verici bir rakamdır. (....)"

2. Psikiyatri koğuş tasarımı ve saldırgan davranış üzerine araştırma.. İki çalışma, psikiyatri servislerinde çevresel özellikler ile saldırganlık arasındaki bağlantıya ilişkin araştırma ihtiyacını gidermeye yönelik bir başlangıcı temsil etmektedir. Hollanda hastanelerindeki 199 koğuşta yapılan kesitsel bir çalışma, 'belirli tasarım faktörlerinin, tecrit riskinin azalmasıyla ilişkili olduğunu' bildirdi (iyi görüş hatları ve genel bakış gibi (“koğuş görünürlük” özellikleri); diğerleri artan riskle karşı karşıyadır (geciken açılan kapı kilitleri gibi “özel güvenlik önlemleri”) (van der Schaaf, Dusseldorp, Keuning, Janssen ve Noorthoorn, 2013). Bununla birlikte, 'tek kişilik yatak odalarına karşı ortak yatak odalarının oranı (%93,6'sı tek kişilikti)' gibi belirli tasarım özelliklerine göre tesisler arasında farklılık olmamasıfaktörlerin inziva riski üzerindeki olası etkisini muhtemelen gizlemiştir. İngiltere'de yapılan bir araştırma, eski bir psikiyatri bakım ünitesindeki saldırganlığı, örneğin tek kişilik odalar ve artan görünürlük ("net görüş hatları") gibi çevresel iyileştirmelere sahip yeni bir ünitedeki saldırganlık düzeyleriyle karşılaştırdı (Jenkins, Dye ve Foy, 2015) ). Bulgular, 'saldırgan olayların ve tecrit oranlarının azalmasıyla' kanıtlandığı üzere, eski koğuşa kıyasla 'yeni koğuşta saldırganlığın daha düşük olduğunu' ortaya koydu.

2.1. Koğuş kalabalıklığı ve saldırganlık.. Kalabalıklık, psikiyatri servislerindeki saldırgan davranışlarla ilgili birçok çalışmada dikkat çeken 'tek çevreyle ilgili değişkendir.' Bazı araştırmacılar, 'koğuşların kalabalıklaşmasının, hastaları daha yüksek uyarım seviyeleri, koğuş kargaşası ve mahremiyet eksikliği gibi olumsuz veya stresli koşullara maruz bırakarak, artan saldırganlığı teşvik etmesi gerektiğini' öne sürmüştür (Brooks ve diğerleri, 1994, Chou ve diğerleri, 2002, Daffern ve diğerleri, 2004, Palmstierna ve diğerleri, 1991). Ne yazık ki, psikiyatri merkezlerinde yapılan çalışmalar, 'kalabalıklığı, çevresel faktörleri açıkça dikkate alan ve nadiren koğuşların fiziksel ortamlarının tanımını içerecek' şekilde ölçmemiştir. Psikiyatrideki bazı saldırganlık çalışmaları, 'kalabalıklaşmayı, yüksek koğuş yatak doluluk oranı' olarak tanımlarken (Brooks ve diğerleri, 1994, Virtanen ve diğerleri, 2011), diğerleri ise kalabalıklık, 'koğuş alanı, küçülme, hasta yoğunluğu veya koğuş yoğunluğu' gibi farklı terimleri karıştırmıştır (Flannery ve diğerleri, 1997, Nijman ve Rector, 1999, Snyder, 1994). Pek çok rapor “yoğunluk”tan söz ediyor ancak kavramı açıkça tanımlamıyor. Fiziksel çevrenin terimlerinin ve özelliklerinin tanımlanamaması, diğer alanlardaki araştırmacıların ve sağlık mimarlarının psikiyatri merkezlerindeki kalabalık ve saldırgan davranışlara ilişkin bulguları yorumlamasını zorlaştırmıştır. Psikiyatri merkezlerinde yapılan araştırmalarda, 'yüksek koğuş doluluğu olarak tanımlanan kalabalıklaşma ile saldırganlık/şiddet arasında tutarlı bir ilişki yoktur.' Bazı araştırmalar saldırgan davranışlarla orta ila güçlü arasında olumlu bir bağlantı olduğunu bildirirken, diğerleri hiçbir korelasyon bildirmemiştir (Brooks ve diğerleri, 1994, Hardie, 1999, Lanza ve diğerleri, 1993, Ng ve diğerleri, 2001, Nijman ve Rector, 1999, Palmstierna ve Wistedt, 1995, Palmstierna ve diğerleri, 1991, Virtanen ve diğerleri, 2011). (....)

3. Saldırganlığı azaltmak için psikiyatri koğuşlarının tasarlanması için kavramsal model.. Modelin geliştirilmesindeki en önemli husus, hem araştırmacıların çoğaltmasına hem de tasarımcıların pratik kullanımına imkan verecek kadar iyi tanımlanmış tasarım özelliklerini belirlemekti. Bir tasarım özelliğinin dahil edilmesi için, değişkendeki değişikliklerin stres veya saldırganlıktaki açıkça ölçülebilir değişikliklerle bağlantılı olduğunu gösteren güvenilir ampirik kanıtların olması gerekir. Model makul ve mantıksal olarak tutarlı akıl yürütmeye dayanmalı ve gelecekteki çalışmalar için yanlışlanabilir tahminler üretmelidir. (....)

4.1.1. Özel banyolu tek kişilik hasta odaları. . 'Özel banyolu tek kişilik yatak odalarıyatan hastaların psikiyatri koğuşlarında mahremiyet erişimini kolaylaştırmak ve kalabalık stresini ve saldırganlığı azaltmak için en önemli tasarım müdahalesi olabilir.' Apartmanlar ve cezaevleri üzerinde yapılan önemli araştırmalar, 'bir yatak odasını veya hücreyi paylaşan kişi sayısının, 'daha yüksek kalabalık stresi, azalan mahremiyet, daha saldırgan davranışlar, hastalık şikayetleri ve sosyal geri çekilme' ile güvenilir bir şekilde ilişkili olduğunu' göstermiştir. (Baron ve diğerleri, 1976, Baum ve Valins, 1977, Cox ve diğerleri, 1984, Paulus, 1988, Schaeffer ve diğerleri, 1988). Bu bulgular, çalışmalar mekansal yoğunluğu veya yatak odaları veya hücrelerde 'kişi başına düşen alan miktarını kontrol ettiğinde' ortaya çıkıyor. Psikiyatri servislerinde yapılan araştırmalar, 'çok yataklı odalar ile sosyal geri çekilme arasında güçlü bir ilişki olduğunu' ortaya koyuyor. (Ittelson, Proshansky ve Rivlin, 1972). Stolker ve meslektaşları, 'çok yataklı odaların, psikiyatri hastalarını mahremiyet ve dinlenmeden mahrum bıraktığını' ileri sürmüşlerdir ve bu, 'aynı odayı, diğer hastalarla paylaşan hastaların, tek kişilik odalarda kalan hastalara göre tecrit veya tecrit konusunda daha az olumsuz olduğu' bulgusunu açıklamaktadır. (Stolker, Nijman ve Zwanikken, 2006). İngiltere'de 92 yatan hasta koğuşunda yapılan bir araştırma, 'hastalara, tek kişilik oda ve özel banyo sağlanmasının, çalışanların yapılı çevreden daha yüksek memnuniyet duymasıyla ilişkili olduğunu' ortaya çıkardı (Sheehan ve diğerleri, 2013). Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bazı araştırmacılar ve mimarlar, psikiyatrik tesislerde 'bir oda arkadaşının varlığının, intihar riski taşıyan hastaların denetimini artırdığını' savunurken (Shepley ve diğerleri, 2016), İsveç dahil birçok Avrupa ülkesindeki ulusal yönergeler, 'bu tür hastalarınsürekli olarak gözetim altında tutulmasını' gerektirir. Kalifiye bir personel tarafından izlenir. Bu, 'tek kişilik odaların hem kendine zarar vermenin önlenmesi hem de kalabalığın azaltılması için kullanılmasına' olanak sağlar.

4.1.2. İlişkileri düzenlemek için hareketli oturma yerleri ve geniş alana sahip ortak alanlar.. Kavramsal model, hastaların kişisel alanlarını ve başkalarıyla etkileşimlerini düzenlemelerine olanak sağlamak için 'hareketli oturma yerleri, oturma seçenekleri ve geniş alana sahip ortak alanlara' sahip olmanın da önemli olduğunu öne sürüyor. (....)

6. Sonuçlar.. 6.1. Enjeksiyonlar (kimyasal kısıtlamalar) (...) 6.2. Fiziksel kısıtlamalar (....)

7. Tartışma.. Psikiyatri tesislerinin fiziksel ortamının saldırganlık davranışını azaltacak şekilde tasarlanmasına yönelik bir teori eksikliği mevcut olup, koğuş tasarımı özelliklerinin saldırganlık ve diğer sonuçlar üzerindeki olası etkisini inceleyen çok az araştırma bulunmaktadır. Makalenin ilk kısmı, 'stresin, saldırganlığı teşvik ettiğini ve tetiklediğini' öne süren koğuşların tasarımına yönelik kavramsal bir modeli tanımlamaktadır. Model, 'koğuşların stresi azaltan çeşitli çevresel özelliklerle tasarlanması durumunda, mimarinin saldırganlığın azaltılmasına yardımcı olabileceğini' ileri sürüyor. Makalenin ikinci kısmı, modeldeki tasarım özelliklerine göre büyük farklılıklar gösteren üç İsveç psikiyatri hastanesindeki saldırgan davranışın bildirilebilir iki klinik göstergesine (zorunlu enjeksiyonlar ve fiziksel kısıtlama) ilişkin verileri karşılaştırarak kavramsal modelin ampirik bir değerlendirmesini sunmaktadır. Ancak saldırganlığı etkilediği bilinen çevresel olmayan faktörler açısından benzerdi. (.....)

7.1. Araştırma ihtiyaçları ve yönleri.. Modeldeki bazı çevresel faktörlerin stresi ve saldırganlığı azaltmak açısından diğerlerinden daha önemli olması muhtemeldir ve bazı özellikler etkileşime girebilir. Özel tuvalet ve duşlara sahip tek kişilik odalar gibi bazı tasarım özelliklerinin uygulanması, maliyetli yenileme veya yeni inşaat gerektirmekte ve ileriye dönük randomize çalışmaların yürütülmesinde pratik engeller yaratmaktadır. (Ayrıca, çok yataklı odalar ve ortak tuvaletler tahsis edilenlerde enfeksiyon kapma riskinin artması gibi, hastaların tek kişilik odalar yerine çok yataklı odalara rastgele atanması konusunda etik itirazlar da olabilir.) Bununla birlikte, modeldeki diğer çevresel müdahaleler nispeten ucuzdur, yıkıcı inşaat gerektirmez ve hemen hemen her psikiyatri veya diğer sağlık kuruluşunda sağlanabilir. Örnekler arasında 'hareketli mobilyalar, doğa resimleri ve ses emici tavan döşemeleri ve duvar panelleri' sayılabilir. Gelecek araştırmalarda, ses emici yüzeyler gibi stres azaltıcı bazı özelliklerin koğuşlarda yokluğu/varlığı sistematik olarak değiştirilerek ileriye dönük kontrollü çalışmalar yapılması mümkün olacaktır. Bu yaklaşım, özel tasarım müdahalelerinin hasta ve personel sonuçları üzerindeki etkilerini açıklığa kavuşturmak için genel hastaneler üzerine yapılan araştırmalarda başarıyla kullanılmıştır (Blomkvist ve diğerleri, 2005, Hagerman ve diğerleri, 2005). (....)" (70)

"Bilgi ve destek; Sıkıntı veya umutsuzluk yaşıyorsanız, yardım ve desteğin ayrıntılarını burada bulabilirsiniz.
BBC EYLEM HATTI; Ana içerik - Bilgi ve Destek: Ruh Sağlığı ve Kendine Zarar Verme (....)" (71)

"Yasal rehberlik: Ruh Sağlığı Birimleri (Güç Kullanımı) Yasası 2018
İngiltere'deki NHS hastaneleri ve bağımsız hastaneler (NHS tarafından finanse edilen bakım sağlayan) için kanunun gerekliliklerine nasıl uyulacağı konusunda rehberlik. -Ruh Sağlığı Birimleri (Güç Kullanımı) Yasası 2018: İngiltere'deki NHS kuruluşları ve İngiltere ve Galler'deki polis güçleri için yasal rehberlik.. -Detaylar.. Şunlar için geçerlidir: İngiltere (ve Galler'deki polis kuvvetleri).. Ruh Sağlığı Birimleri (Güç Kullanımı) Yasası Kasım 2018'de yasalaştı. Yasanın amacı ve yasal yönerge şu şekildedir: "-Uygunsuz güç kullanımını önlemek için gerekli önlemleri açıkça ortaya koymak.. ; -Ruh sağlığı birimlerinde güç kullanımına ilişkin hesap verebilirliğin ve şeffaflığın sağlanması.." Güç kullanımı şunları içerir: "-Hastanın fiziksel, mekanik veya kimyasal olarak kısıtlanması.. ; -Tecrit ve tecrit dahil olmak üzere bir hastanın izolasyonu.." Bu yasal kılavuz, İngiltere'de zihinsel bozukluğu olan hastalara bakım ve tedavi sağlayan NHS hastaneleri ve bağımsız hastaneler (NHS tarafından finanse edilen bakım sağlayan) tarafından kullanılmak üzere tasarlanmıştır. -Kapsamı: "-kanunun kendilerine yüklediği yasal yükümlülükleri nasıl yerine getirmeleri gerektiği.. ; -en iyi uygulama tavsiyesi.. ; -İngiltere'deki ruh sağlığı birimlerinde Galler'den gelen polis memurlarının yükümlülükleri.." Bu yasal kılavuz, 2018 tarihli Ruh Sağlığı Birimleri (Güç Kullanımı) Yasası'nın 11. bölümü kapsamında hazırlanmıştır. Hükümetin buna bir yanıt yayınladığı kamuya açık bir istişarenin ardından nihai hale getirilmiştir. (7 December 2021) (....)" (72)

"Ruh Sağlığı Birimleri (Güç Kullanımı) Yasası 2018
-2018 27. BÖLÜM.. Akıl sağlığı birimlerindeki kişilerle ilgili olarak uygun güç kullanımının gözetimi ve yönetimi hakkında hüküm getiren bir Kanun; polis memurlarının ruh sağlığı birimlerindeki kişilerle ilgili görevleri sırasında vücut kameralarını kullanmalarına ilişkin düzenleme yapmak; ve bağlantılı amaçlar için. [1 Kasım 2018].. Kraliçe'nin En Yüce Majesteleri tarafından, toplanan bu Parlamentoda bulunan Ruhani, Dünyevi ve Avam Kamarası Lordlarının tavsiyesi ve rızasıyla ve aynı otoritenin yetkisiyle aşağıdaki şekilde yasalaştırılmış olsun: 1-Anahtar tanımlar.. (1) Bu bölüm, bu Kanunun amaçları açısından geçerlidir. (2)“Akıl hastalığı”, 1983 tarihli Ruh Sağlığı Yasası ile aynı anlama sahiptir. (3)“Akıl sağlığı birimi” şu anlama gelir: (a) İngiltere'de amacı akıl hastalığı nedeniyle yatan hastalara tedavi sağlamak olan bir sağlık hizmeti hastanesi veya bir sağlık hizmeti hastanesinin bir kısmı veya (b) İngiltere'de bağımsız bir hastane veya bağımsız bir hastanenin parçası - (i) amacı ruhsal bozukluk nedeniyle yatan hastalara tedavi sağlamak olan ve (ii) bu tedavinin en azından bir kısmının NHS'nin amaçları doğrultusunda sağlandığı veya sağlanmasının planlandığı durumlarda. (4) Alt bölüm (3)(b)(ii)'de NHS'nin amaçları doğrultusunda sağlanan tedaviye yapılan atıf, 2006 Ulusal Sağlık Hizmeti Yasası uyarınca bu amaçlara yönelik sağlanan bir hizmet olarak okunmalıdır. (.....)" (73)

"Akıl sağlığı olmadan sağlık olmaz
-Her yaştan insan için hükümetler arası bir ruh sağlığı sonuçları stratejisi.. -Önsöz.. Başbakan David Cameron ve Başbakan Yardımcısı Nick Clegg, Koalisyon Hükümeti'nin başarısının sadece ekonominin durumuyla değil, ülkenin refahıyla da ölçüleceğini açıkça belirttiler. Halk sağlığı Beyaz Kitabı Sağlıklı Yaşamlar, Sağlıklı İnsanlar, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığa eşit ağırlık veren ilk halk sağlığı stratejisidir. Bu Hükümet, 'ruh sağlığımızın yaşam kalitemizin merkezinde yer aldığınıkabul etmektedir, ekonomik başarımızın merkezinde yer alır ve eğitim ve istihdam sonuçlarını iyileştirmedeki ve evsizlik, şiddet ve istismardan ilaç (/uyuşturucu) kullanımı ve suça kadar toplumumuzu yaralayan bazı kalıcı sorunların üstesinden gelmedeki başarımıza bağlıdır. (....)" (74)

"Öğrenme Engellilik Hizmetleri Aylık İstatistikleri, AT: Ağustos 2022, MHSDS: Haziran 2022 Finali
-Resmi istatistikler, Deneysel istatistikler.. -Özet.. Dönüşümün Garantilenmesi (AT) koleksiyonundan ve Ruh Sağlığı Hizmetleri Veri Kümesinden (MHSDS) Öğrenme Güçlüğü ve Otizm (LDA) hastalarına ilişkin en son aylık istatistikler. Öğrenme güçlüğü ve/veya otizmi olan yatan hastalara ilişkin veriler hem AT koleksiyonunda hem de MHSDS'de toplanmaktadır. AT ve MHSDS veri setleri arasında yatan hasta rakamlarında farklılıklar bulunmaktadır ve bunların daha iyi anlaşılması için çalışmalar devam etmektedir. MHSDS'den alınan LDA verileri deneysel istatistiklerdir. Ekim 2021'den itibaren LD MHSDS verileri MHSDS sürüm 5 kapsamında toplanmıştır. Koleksiyonlar arasındaki raporlama farklılıklarını değerlendirmek için her ay bir dizi karşılaştırıcı yayınlanmaktadır. Bunlar MHSDS veri kümeleri bölümünde bulunabilir. 1 Temmuz 2022 tarihinden itibaren Entegre Sağlık Sistemleri verileri kapsamında Entegre Bakım Kurulları oluşturularak Sürdürülebilirlik ve Dönüşüm Planlarının (STP) yerini aldı. Klinik Devreye Alma Gruplarının yerini alt Entegre Bakım Kurulları almıştır. AT koleksiyonuna ilişkin veriler artık alt Entegre Bakım Kurulları tarafından sunulmaktadır. Bu, tablolarda bazı yeniden adlandırmalara ve organizasyon sunularak hasta dökümüyle birlikte yeni bir Tablo 5. 1b'nin eklenmesine yol açtı. Kaynak kuruluşa ve görevlendirme türüne göre hastalar hâlâ Tablo 5. 1a'da mevcuttur. Tablolardaki veriler artık mevcut organizasyon yapılarına göre sunulmaktadır. Herhangi bir zaman serisinde eski organizasyon yapıları yeni yapılara eşlenmiştir. Koronavirus hastalığı (COVID-19) ile ilgili aksaklıklar bazı istatistiklerimizin kalitesini ve kapsamını etkilemiştir, bu nedenle veriler COVID-19 dönemine ilişkin dikkatle yorumlanmalıdır.

-Ayın sonunda 1.970 öğrenme güçlüğü ve/veya otizm hastası vardı. Bunlardan 1.115'i (%57) 2 yıldan fazla toplam konaklama süresine sahip. Toplam kalış süresi, bu sürekli yatarak bakım döneminin bir parçası olarak herhangi bir hastaneye ilk kabul tarihinden itibaren geçen süredir. "-70 kişi hastaneye kaldırıldı. Bunların 40'ı bir yıl içinde ilk kez kabul edildi, 15'i önceki taburculuktan sonraki bir yıl içinde yeniden kabul edildi ve 15'i diğer hastanelerden transfer edildi.m (Kaynak: AT veri seti) ; -140 kişi hastaneden taburcu edildi. Bunlardan 115'i (%81) topluma geri gönderildi (Kaynak: AT veri seti) ; -Hastanede öğrenme güçlüğü ve/veya otistik spektrum bozukluğu (LDA) olan 3.370 kişi vardı. (Kaynak: MHSDS) ; -1.040 kişi hastaneye kaldırıldı. (Kaynak: MHSDS) ; -1.210 kişi hastaneden taburcu edildi. (Kaynak: MHSDS) (....)"" (75)

**Hastalardan personele şiddetle ilgili bazı veriler....

"Ruh sağlığı çalışanlarına yönelik şiddet ve çalışma ortamında güvenlik
-Soyut.. Arka Plan.. Bir üniversitenin psikiyatri bölümünde personele yönelik artan sayıda şiddet vakası kaydedildi. Sorunu çözmek için psikiyatristler, biyoistatistikçiler, psikologlar, hemşireler, yöneticiler, veri yöneticileri, sosyal hizmet uzmanları, güvenlik hizmetleri, kişisel güvenlik eğitimcileri ve bir avukattan oluşan multidisipliner bir komite oluşturuldu. -Amaç.. Ruh sağlığı çalışanlarına, klinisyenlere ve klinisyen olmayanlara yönelik şiddetin yaygınlığını, şiddetin zaman içindeki eğilimini belirlemek, şiddet olayları, etkilenen personelin kişisel mücadelesi hakkında daha fazla ayrıntı toplamak ve müdahale önerileri oluşturmak. -Yöntemler.. Bir işyerinde şiddet anketi, personelin tehlikeye atma, tehdit, saldırı, yaş, cinsiyet ve disiplin deneyimlerini, sahada geçirdiği yılları, tedavi ortamını, güvenlik duygusunu ve dava açma eğilimini sorgulamak için tasarlandı.

-Sonuçlar.. Dağıtılan 742 anketten 380'i yanıt verdi (yanıt oranı %51). Ankete katılanların yüzde kırk üçü tehdit edildiğini ve %25'i saldırıya uğradığını bildirdi. Poisson regresyon analizine göre sorgulanan tüm zaman dilimlerinde tehditler ve saldırılar önemli ölçüde arttı (P<0. 001). İş deneyimi koruyucu bir faktördü (P<0. 001), ancak şiddet olaylarına karşı bir garanti değildi.  -Çözüm.. Ruh sağlığı çalışanlarına yönelik tehdit ve saldırılar ciddi bir yaygınlığa sahiptir ve psikiyatri popülasyonumuzda giderek artmaktadır. Çalışmamızdan elde edilen ancak onaylanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulan pratik öneriler şunlardır: (1) ekip oluşturmayı geliştirmek, iletişimi geliştirmek ve şiddet içeren olayların önlenmesine yardımcı olmak için çok disiplinli kişisel güvenlik eğitimi ve (2) personele yardımcı olmak için olay sonrası protokollerin oluşturulması. Mağdurlar ve yöneticiler şiddet içeren olaylardan sonra ortaya çıkan karmaşık sorunlarla baş etmeye çalışıyor. (....)" (77)

"Akut psikiyatrik ortamlarda hemşirelerin yaşadığı işyerinde şiddet olaylarının yaygınlığı
-Soyut.. İşyerinde şiddete maruz kalan hemşireler, bakım kalitesinde bozulma ve iş moralinde düşüş sergiliyor, bu da işten ayrılma oranlarını artırabiliyor. Bu çalışma, kuzey Tayvan'daki akut psikiyatri ortamlarında şiddeti önlemek için işyerinde şiddetin yaygınlığını, mağdurların tepkisini ve benimsenen işyeri stratejilerini araştırdı. Uluslararası Çalışma Ofisi, Uluslararası Hemşireler Konseyi, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Kamu Hizmetleri tarafından geliştirilen İşyerinde Şiddet Anketi Anketi'nin Çince versiyonunu dolduran 429 hemşireden oluşan kesitsel bir çalışma gerçekleştirildi. Fiziksel ve psikolojik şiddet oranları sırasıyla yüzde 55,7 ve yüzde 82,1 oldu. İşyerinde şiddetin faillerinin çoğunu hastalar oluşturuyordu. Mağdurların çoğu, faile durması talimatını vererek ve ardından olayı arkadaşlarına, ailelerine ve meslektaşlarına anlatarak karşılık verdi. Mağdurların yalnızca %4,9 ila %12'si olay veya kaza formunu doldurdu ve bu şiddet olaylarını bildirmemenin temel nedeni, bu tür olayların bildirilmesinin yararsız veya önemsiz olduğu inancıydı. İşyerlerinin şiddeti önlemek için benimsediği başlıca stratejiler güvenlik önlemleri, hasta protokolleri ve eğitimdi. Kurumlar, personelini şiddetle başa çıkma konusunda eğitmeli, tedavi edici bir ortam sağlamalı, raporlama sürecini basitleştirmeli ve her türlü şiddetin raporlanmasını teşvik etmelidir. (....)" (78)

"Psikiyatri personelinde işyerinde şiddetin görülme sıklığı ve risk faktörleri
-Soyut: ARKA PLAN: Hesketh ve arkadaşları tarafından yapılan bir araştırma, psikiyatri hemşirelerinin %20'sinin fiziksel saldırıya uğradığını, %43'ünün fiziksel saldırı ile tehdit edildiğini ve %55'inin tek bir çalışma haftası boyunca en az bir kez sözlü saldırıya uğradığını buldu. 2005'ten 2009'a kadar ABD Adalet Bakanlığı, akıl sağlığı mesleklerinin yıllık ortalama işyerinde şiddet oranının ikinci en yüksek olduğu meslek olduğunu, 16 yaş ve üzeri çalışan 1000 kişi başına 21 şiddet suçu olduğunu bildirdi. -AMAÇ: Sekiz kilitli psikiyatri birimindeki hemşirelik personeline yönelik hasta saldırganlığıyla ilişkili risk faktörlerinin değerlendirilmesi. -KATILIMCILAR: Eylül 2007 ile Eylül 2010 arasında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Gaziler Sağlık İdaresi'nin sekiz akut kilitli psikiyatri biriminde iki yüz seksen dört hemşire. -YÖNTEMLER: Oranlar, vaka sayısının tüm hemşirelerin çalıştığı toplam saat sayısına bölünmesi ve ardından 40 (haftada 40 saatlik çalışma başına hemşire başına olay birimi) ile çarpılmasıyla hesaplandı. Bu oranlarla ilişkili risk faktörleri, Poisson modeliyle genelleştirilmiş tahmin denklemleri kullanılarak analiz edildi.

-SONUÇLAR: Tüm hastaneler ve haftalardaki veriler birleştirildiğinde, hemşire başına haftalık sözlü saldırganlık vakaları için genel oran 0,60 ve fiziksel saldırganlık için 0,19 oldu. Fiziksel olaylar açısından, akşam vardiyası (15:00 - 23:00) gündüz vardiyasına (07:00 - 15:00) göre önemli ölçüde daha yüksek bir saldırganlık oranı gösterdi. Kişilik bozukluğu olan hastaların daha yüksek oranda olduğu vaka karışımının olduğu haftalar, daha yüksek sözel ve fiziksel saldırganlık riskiyle anlamlı şekilde ilişkiliydi.  -ÇÖZÜM: Psikiyatri ortamlarındaki sağlık çalışanları hastalardan kaynaklanan saldırganlığa karşı yüksek risk altındadır. (....)" (79)

"Amerika Birleşik Devletleri'nin yatan hasta psikiyatri hastanelerinde sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sıklığı: Literatürün sistematik bir incelemesi.
-Soyut.. Bu sistematik derlemenin amacı, Amerika Birleşik Devletleri'nde yatan psikiyatrik ortamlarda sağlık çalışanlarına yönelik şiddet veya saldırgan davranışların sıklığını belirlemektir. Bu amaca ulaşmak için, yatan psikiyatrik ortamlarda personele yönelik şiddet veya saldırganlığın yaygınlık veya görülme sıklığı verilerini bildiren İngilizce niceliksel çalışmaları bulmak için beş veri tabanı araştırıldı. Yayınlanma tarihine göre herhangi bir sınırlama getirilmedi ve müdahale çalışmaları yalnızca temel veriler sağlandığı takdirde dahil edildi. Bulunan toplam 335 çalışmadan 38'i tam metinli makale dahil etme ve hariç tutma kriterlerine göre tam metin analizine uygun bulundu ve 14'ü son incelemeye dahil edildi. Veri toplama yılları 1986'dan 2018'e kadar değişiyordu ve küçük özel hastane birimlerinden büyük adli tıp kurumlarına kadar çeşitli psikiyatri tesisleri temsil ediliyordu. Araştırmacılar, çalışanların işteki deneyimleriyle ilgili verileri toplamak için anketlerden, gerçek zamanlı olay raporlama araçlarından ve devlet veritabanlarından veya çeşitli stratejilerden yararlandı. Dahil edilen araştırmalar, ABD'de yatan psikiyatrik ortamlarda işyerinde şiddetin yaygın bir sorun olduğunu, ankete katılanların %25-85'i anketten önceki yıl içinde bir fiziksel saldırganlık vakası bildirmiştir ve eyalet çapındaki işçi tazminatı bulguları, 100.000 çalışan saati başına saldırı nedeniyle 2-7 tazminat talebinde bulunulduğunu göstermektedir. Ölçüm stratejisine dayalı bulgular arasında önemli farklılıklar vardır ve bu da ulusal düzeyde tek bir yaygınlık tahminine ulaşmayı zorlaştırır. Bu kalıcı sorunun yönetimi paydaşların sürekli ilgisini çektikçe, sorunu en uygun araçlarla tanımlamak ve ölçmek giderek daha önemli hale geliyor. (....)" (80)

"Güvenli yerler mi? Akut ruh sağlığı tesislerinde korku ve şiddet: Personel ve hizmet kullanıcılarının bakış açılarına ilişkin geniş kapsamlı, nitel bir çalışma
-Soyut.. Amaç.. Akut ruh sağlığı birimlerinde uygulanan şiddetin personel ve hizmet kullanıcılarının bakış açıları ve deneyimlerine göre anlaşılması.. (...)" (81)

"Psikiyatri hastanesinde şiddet ve öngörüsü
-Soyut. . Psikiyatri alanında yatan hastalardaki saldırgan davranışlar, personele yönelik bir eğitim kursu öncesinde ve sonrasında değerlendirildi. Zaman içindeki saldırgan davranışları raporlamak ve değerlendirmek için Sosyal İşlev Bozukluğu Saldırganlık Ölçeği (SDAS) ve tekli agresif olayları raporlamak ve değerlendirmek için Personel Gözlem Saldırganlık Ölçeği (SOAS) kullanıldı. Ayrıca kurs öncesi ve sonrası dönemde yaralanma nedeniyle hastalık iznine ayrılan hemşire sayıları da kayıt altına alınarak karşılaştırıldı. Agresif hasta sayısında veya hastalık iznine ayrılan personel sayısında istatistiksel olarak anlamlı bir azalma bulunamadı. İlginç bir bulgu, eğitim kursundan sonra algılanan agresif olayların SOAS'ına ilişkin, SDAS raporlarıyla karşılaştırıldığında daha düşük bir raporlamaydı. Nesnelere yönelik yönlendirilmiş sözel saldırganlık ve şiddetin şiddetin yordayıcıları olduğu bulunmuştur. (....)" (82)

"Akut kabul edilen hastalar için yeni bir koğuşta kontrol edilebilir şiddet
-Özet. . Hem klinik deneyim hem de önceki araştırmalar, psikiyatri koğuşundaki şiddet olaylarının sayısının artmasının yeni personel alımıyla güçlü bir şekilde ilişkili olabileceğini göstermiştir. 1991 yılında önemli sayıda personel, ciddi hastaların bulunduğu bir koğuşa çağrıldı. Sonraki 12 aylık dönemde şiddet olayları kaydedildi. Bu çalışmanın sonuçları daha önceki bir ortamda erken kaydedilen şiddet olaylarıyla karşılaştırıldı. Yeni duruma rağmen şiddet olaylarının sıklığının düşük ve istikrarlı bir seviyede tutulabildiği tespit edildi. Sonuç olarak, bir takım faktörlerin sonuçları etkilemesi beklenebilir: akut psikoz tedavisinde spesifik farmakoterapi, koğuşun fiziksel ortamı ve özellikle personel eğitimi.. (....)" (83)

"Psikiyatri servislerinde saldırganlık: Sistematik bir derleme

-Soyut.. Psikiyatri hastalarında oldukça sık görülen saldırganlık/şiddet atakları çoğunlukla sözel saldırganlıkla sınırlı olmakla birlikte ancak şiddet olaylarına 'sık' maruz kaldıklarını bildiren hemşirelerin genel sağlık düzeyi önemli ölçüde daha düşüktür ve bu olayların öngörücüleri konusunda hastalar ve personel arasında anlaşmazlık vardır. Pubmed, Embase ve PsychInfo veritabanlarında 1 Ocak 1990 ile 31 Mart 2010 tarihleri arasında yayınlanan İngilizce, İtalyanca, Fransızca veya Almanca dillerindeki makaleleri “saldırganlık (aggress)” (saldırganlık veya agresif "aggression or aggressive") “şiddet (violen)” (şiddet "violence" veya şiddetli "violent") ve “yatılı hasta (in-patient)” veya “psikiyatri servisleri (psychiatric wards)” ve yetişkin nüfusun dahil edilme kriteri, (psikoz dışındaki belirli bir psikiyatrik tanı, ergenler veya yaşlılar, yalnızca erkekler/kadınlar, kişilik bozuklukları ve zeka geriliği gibi seçilmiş örneklemlerle ilgili tüm çalışmalar hariç) anahtar kelimelerini kullanarak araştırdık. (....)" (84)

"Psikiyatri servisinde saldırganlık: Yaygınlık ve risk faktörleri. Literatürün sistematik bir incelemesi.
-Soyut.. Giriş.. Psikiyatri servislerinde hastaların saldırgan davranışları yaygın ve sorunludur. Saldırganlığın gelişimiyle ilişkili faktörleri anlamak, önleme ve hedefe yönelik müdahaleler için olanaklar sunar. Bu derlemede psikiyatri servislerinde saldırganlığın gelişmesine katkıda bulunan faktörler tartışılmaktadır. (....)" (85)

"Psikiyatri yatarak tedavi gören hastalarda şiddet vakaları
-Soyut.. 18 aylık bir süre boyunca İsveç'in Stockholm kentindeki Danderyd Hastanesi'nin psikiyatri bölümündeki iki psikoz koğuşunda saldırgan olayların sistematik bir envanteri yapıldı. Agresif olayların kaydedilmesi ve değerlendirilmesi için Personel Gözlem Saldırganlığı Ölçeği (SOAS) kullanıldı. Şiddete maruz kalan veya şiddet tehdidine maruz kalan personelle yarı yapılandırılmış bir anket kullanılarak görüşmeler yapıldı. Araştırmanın bir bölümünde aynı anketin biraz kısaltılmış bir versiyonu kullanıldı ancak bu kez personel isimsiz olarak yanıt verdi. Agresif olaylar 24 saate yayıldı ancak sabah ve akşam olmak üzere iki ayrı zirveye ulaştı. Agresif olaylar çoğunlukla bir tür psikotik tanısı olan hastalarda, çoğunlukla da şizofrenik psikozlarda meydana gelir. Kadın personel erkeklere göre daha fazla şiddete maruz kalıyordu. Kadın hastalar aynı zamanda kadın personele erkek personele göre daha fazla şiddet uyguluyor. Kadın ve erkek çalışanların saldırganlık sonrası verdikleri duygusal tepkiler arasında anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Personelde erkekler daha çok korkarken, kadınlar şaşırma eğilimindedir. Yine de her iki cinsiyetten personel de kendilerini hakarete uğramış ve kızgın hissediyor. "Araştırma" görüşmeleri personel tarafından terapötik tartışmalar olarak deneyimlendi. (....)" (86)

"Tayvan'daki akut yatan hasta psikiyatri birimlerinde hastaya yönelik saldırgan davranış ve saldırı ile ilgili faktörler
-Soyut.. Bu makalenin amacı, akut psikiyatri ünitelerinde yatan hasta saldırılarını araştırmak ve hastalar arasındaki etkileşimi ve saldırılarla ilgili çevresel personel faktörlerini incelemektir. Saldırı olaylarını kaydetmek için bir kayıt sistemi kullanıldı. Dört eğitimli araştırma görevlisi, dört hastanede ayrı ayrı bir tablo incelemesi gerçekleştirdi ve açık saldırganlık ölçeğini, personel gözlem saldırganlık ölçeğini ve çevresel değerlendirme anketini doldurmak için hemşirelik personeliyle görüştü. Veriler 287 hastadan 855 saldırı olayı gösterdi. Saldırı olayı yoğunluğu 1.000 hasta günü başına 1,11 ila 1,95 arasında değişiyordu. Hasta faktörleri (tanı, saldırı davranışı öyküsü, yatış süresi ve sigara içme öyküsü), çevresel faktörler (hasta/hemşire oranı ve alan yoğunluğu) ve personel faktörleri (yaş, iş deneyiminin uzunluğu, saldırı önleme ve yönetimi konusunda alınan eğitim programı) hastaların saldırgan davranışlarına katkıda bulunan değişkenlerdir. Bu durum, yatan psikiyatri hastalarındaki saldırıları öngörmede kullanılan modellerin karmaşıklığını güçlendirmektedir. (....)" (87)

"Akut psikiyatri yatan hasta ünitesinde koğuş kalabalığı ve şiddet olayları
-AMAÇ.. Psikiyatri koğuşlarında şiddet yaygın ve artıyor. Bu çalışma, Yeni Zelanda'nın kırsal kesimindeki bir akut yatan hasta ünitesinde koğuş doluluk düzeyi ile personel-hasta oranı ve hem fiziksel hem de sözlü saldırgan davranış olayları arasındaki ilişkiyi inceledi. -YÖNTEMLER.. Koğuşun olumsuz olaylar günlüğünden ve 12 aylık bir süre boyunca koğuş sayımından toplanan verileri analiz etmek için lojistik regresyon kullanıldı. Fiziksel bir olay, istenmeyen fiziksel temas veya mülke kasıtlı zarar verilmesi olarak tanımlandı. Kendine zarar verme olayları hariç tutulmuştur. Sözlü saldırganlık, herhangi bir fiziksel veya cinsel zarar tehdidiydi.

-SONUÇLAR.. Çalışma dönemi boyunca başvuran 381 vakanın 58'i kaydedildi; 25'i sözlü saldırı, 33'ü ise fiziksel şiddetti. Lojistik regresyon, doluluk düzeyinin her türlü şiddet olayının meydana gelmesiyle pozitif yönde ilişkili olduğunu gösterdi. Bir olay meydana geldiğinde ortalama doluluk seviyesi yüzde 77 iken, herhangi bir olay yaşanmadığında bu oran yüzde 69'du. Sözlü olaylar meydana geldiğinde ortalama doluluk düzeyi (yüzde 80), fiziksel olaylar meydana geldiğinde (yüzde 70) önemli ölçüde daha yüksekti. Şiddet ile personel/hasta oranı arasında herhangi bir ilişki bulunamadı. Olayların öğleden sonra vardiyalarında (15:00 - 23:00 arası) meydana gelme olasılığı önemli ölçüde daha yüksekti. -ÇÖZÜM.. Kalabalıklığın saldırgan olaylarla, özellikle de sözlü saldırganlıkla önemli ölçüde ilişkili olduğu bulundu. (....)" (88)

"Hastanenin küçülmesi ve hastaların personele saldırıları
-Soyut.. Devlet akıl hastanelerinin küçültülmesi ve kapatılması ülke çapında giderek artan bir sıklıkla meydana gelse de, devlet hastanelerinin küçültülmesinin klinik etkilerine ilişkin yalnızca bir vaka çalışması olduğu görülmektedir.  Bu çalışmada Snyder7 hastane sayımı azaldıkça personele yönelik saldırıların sıklığının dört kat arttığını bildirdi. Bu makale, personele yönelik saldırı sıklığının %63 oranında azaldığı devlet hastanesinin küçültülmesi ve kapatılmasına ilişkin ikinci bir vaka çalışmasıdır. İki farklı sonuca ilişkin olası açıklamalar dikkate alınmakta ve devlet hastanelerinin küçültülmesi ve kapatılmasına ilişkin bazı genel ilkeler önerilmektedir. (...)" (89)

"Çocuk Psikiyatri Hastanesine Yatış Sırasında Saldırganlık ve Karşı Saldırganlık
-SOYUT. . Makale, çocuk psikiyatrisi yatan hasta ünitesinde saldırgan olaylar ve personelin karşı saldırgan stratejilerine ilişkin 1 yıllık tanımlayıcı bir çalışmayı rapor etmektedir. Doksan dokuz çocuk/ergen hastada, 12 aylık çalışma dönemi boyunca toplam 887 raporlanabilir agresif olay meydana geldi. Tecrit, aktivite kısıtlaması, fiziksel kısıtlama ve p. r. n ilacının uygulanması hasta saldırganlığıyla ilişkili olarak incelenmiştir. Araştırmanın sonuçları, tanımlanmış klinik bağlamlarda çoğu hasta saldırganlığının doğrudan kişiyle ilgili tahmin kalıplarına uyduğu hipotezini doğrulamaktadır; ve çevresel değişkenler ve tecrit ve kısıtlama gibi saldırganlığa karşı koyma stratejilerinin birincil değeri, uzun vadeli terapötik işlevlerde değil, saldırgan çocukların akut yönetiminde yatmaktadır. Makalede bu genel alanda yapılacak yeni araştırmalara yönelik bazı önerilerin yanı sıra bu yöntemlerin klinik uygulamalarına yönelik öneriler sunulmaktadır. (....)" (90)

"Yatan Hasta Çocuk Popülasyonunda Saldırgan Davranış, Tecrit ve Fiziksel Kısıtlama
Çocukların saldırgan davranışlarına yanıt olarak tecrit ve fiziksel kısıtlamanın kullanımı, yatan bir psikiyatri tesisinde incelenmiştir. Sonuçlar, çocuk saldırganlığına klinik tepki olarak hem tecrit hem de fiziksel tespitin orta düzeyde kullanıldığını göstermektedir. Çocuk psikiyatrisi ortamında tecrit ve fiziksel kısıtlamayı hızlandıran çeşitli çevresel değişkenler kaydedildi. Bu daha aşırı klinik önlemlere ilişkin anlayışımızı ve uygulamamızı geliştirme ihtiyacı tartışılmaktadır. (...)" (91)

**BUNLARDA "PEDOFİLİ" DOKTORLAR VE/VEYA SAĞLIK ÇALIŞANLARI HAKKINDA..

* Bu bölümde pedofili doktorların sayısının artması ile ilgili endişeler, haberler ile bu durumların irdelenmesi yer alıyor..

"GMC, çocuk pornografisi web sitelerine erişmekle suçlanan doktorların sayısında artış görüyor
Birleşik Krallık doktorları düzenleme organı Genel Tıp Konseyi, çocuk pornografisine erişim sağlamakla suçlanan doktorların sevklerindeki hızlı artış nedeniyle yaptırım kılavuzunu değiştirmek zorunda kaldı. 1980 ile 2002 yılları arasında çocuk pornografisiyle ilgili yalnızca bir vaka GMC'ye havale edildi. Ancak 2003 yılında konseyin Mesleki Davranış Komitesi sekiz davayı dinledi; bunun sonucunda altısı uzaklaştırıldı ve iki doktor kayıttan çıkarıldı. Bu yıl şu ana kadar iki doktorun işine son verildi ve iki doktor açığa alındı. Genel rakamlar küçük olsa da, Birleşik Krallık polisinin internetteki pedofilileri avladığı Cevher Operasyonu'nun sonuçlarının da etkisiyle yükseliş eğilimi devam edecek gibi görünüyor. Operasyonda şu ana kadar 6000 şüpheli araştırıldı. Şüphelilerin ayrıntıları, ABD'deki pedofili faaliyetlerini izleyen ABD Posta Denetleme Hizmetleri tarafından iletildi. Birleşik Krallık'ta 3500'den fazla kişi tutuklandı ve 1230 kişi mahkum edildi. Yaklaşık 1300 vakanın araştırılması bekleniyor.

GMC'nin Uygulamaya Uygunluk Komitesi, çocuk pornografisi vakalarının ele alınmasında açık ve tutarlı bir yaklaşım sağlamak amacıyla “gösterge niteliğindeki yaptırımlar” rehberinde değişiklik yapılması çağrısında bulundu. Değişiklikler, diğer profesyonel ve hasta organlarıyla olağan istişare öncesinde geçen ayki konsey toplantısında önerildi; ancak rehberin Mayıs ayı ortasında yürürlüğe girmesinden önce onların görüşleri alınacak. Ancak toplantı tutanaklarının açıkça ortaya koyduğu gibi: "Rehberliğin mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde mevcut olmasını sağlamak için... hızlı hareket etmemiz gerekiyor." Önerilen değişiklikler, 'bir doktorun çocuk pornografisine karışmaktan suçlu bulunması durumunda, "büyük olasılıkla tek orantılı yaptırımın silme olacağını" kabul ediyor.' Ancak GMC, "herhangi bir istisnai hafifletici faktörün" en az 12 aylık uzaklaştırma gerektirip gerektirmeyeceği de dahil olmak üzere her vakanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Hiçbir örnek verilmemiştir, ancak kılavuz, 2002 yılında davaları ciddiyetine göre 1'den 5'e kadar derecelendiren ve daha az ciddi suçlar için para cezasına veya şartlı tahliyeye izin veren Temyiz Mahkemesine atıfta bulunmaktadır. Mahkûmiyet kararı, otomatik olarak en az beş yıl boyunca cinsel suçluların siciline dahil edilmesini sağlar. Konsey, bu dönemde 'hastalarla, doğrudan temasın yasaklanması' dikkate alınarak, bu durumlarda kısıtlı GMC kaydının uygulanması gerektiğini şart koşuyor. Ulusal Çocuklara Zulmü Önleme Derneği'nin özel soruşturma başkanı Colin Turner, 'doktorların, çocuk pornografisine erişerek çocuk istismarının devam etmesine yardımcı olduklarını fark edemeyecek kadar akıllı olduklarınısöyledi. 'Bu doktorların çocuklara yönelik tutumlarını araştırmak için otomatik olarak bağımsız risk değerlendirmesine tabi tutulması gerektiğini' söyledi. Bir GMC sözcüsü, önerilen değiştirilmiş kılavuzun şu anda bunu sağlamadığını ve hala istişare için dışarıda olduğunu söyledi. Konsey bu sürecin bir parçası olarak önerileri memnuniyetle karşılayacaktır. (....)" (40)

"GMC, çocuk pornografisi web sitelerine erişmekle suçlanan doktorların sayısında artış görüyor.
Hızlı cevap: 'Doktorlar pedofili mi?' Haber bu izlenimi veriyor ama son 23 yıldaki orana bakarsak; 8 doktor vardı ama 6000 genel insan vardı. Yani 'doktorların pedofiliye bulaşma olasılığıgenel insanlara göre 1000 kat daha az' görünüyor. Bu, 'doktorların pedofiliye düşkünlükleri lehine bir anlam ifade etmiyor'; bu her bakımdan kınanabilir bir durumdur. "'Peki doktorların, dünyanın geri kalanıyla aynı teknolojiye maruz kaldığını düşünmüyor muyuz? Dünyanın geri kalanıyla aynı toplumda doktorlar da yaşamıyor mu?  Doktorların pedofili kadar kötü bir şeye bulaşması neden büyük bir haber oluyor?'" Cevap, tıp uzmanlarından gerçekçi olmayan beklentilerimizdir. Her zaman onların 'iyi niyetli, nazik ve dünyevi kötülüklerden uzak' olduklarını varsayarız, ancak bazı nadir durumlarda durum böyle olmayabilir. Çözüm? Doktorların onurlarını korumaları ve ayartmalara direnmeleri gerekiyor. Eğer yapamıyorlarsa profesyonel yardım alın. 'Çocuklara karşı, cinsel çekiciliğin neden geliştiğini ' bilmiyoruz ama Freud'un terimleriyle bu bir tür saplantıdır.

Bir çalışma, 'pornografi sitelerini ziyaret eden erkeklerin yüzde 75'inden fazlasının 'reşit olmayan kızlarla seks yapmak istediklerini' ifade ettiğini' gösterdi. Başka bir çalışma, '17 yaşın altındaki çocukların (cinsiyetlerine bakılmaksızın) %40'a kadarının sekse maruz kaldığını ' gösterdi; çoğunlukla 'amca, kapıcı, öğretmen' vb. tanıdıkları kişiler oluyor. 'Peki son 23 yılda 8 vakanın bildirilmesi haber sayılır mı?' Aklıma gelmiyor. Ancak o zaman dikkatli olunmalı, en yüksek itibara, sahip çıkılmalı ve toplumun tıp mesleğine hâlâ ne kadar önem verdiğinin her zaman farkında olunmalıdır. Örneğin 'kadın hemşirelerin, erkek doktorlara cinsel açıdan ilgi duymanın cazibesine nasıl direnecekleri' düşünülüyor, ancak 'tıp doktorlarına, kendi hastalarına aşık olma cazibesine nasıl direnecekleri' asla anlatılmıyor. Böyle bir durumda olmaktan nasıl kaçınılacağı konusunda bazı forumlarda 'doktorlar arasında açık tartışmaların yapılmasının faydalı olacağını' düşünüyorum. Pedofili de elbette bunlardan biri; çünkü çocuklar 'kolay kolay aldanabiliyorve 'çok küçük yaşlarda cinsel ilişkiye maruz kalmanın uzun vadeli psikolojik ve sosyal sonuçlarıoluyor. Ve eğer çocuğu yok eden kişi muhtemelen bunu bilen bir doktorsa; suç ağırlaşır." (41)

"Doktorlar ve Çocuk Pornografisi
GMC her yıl, doktorun internetten yasa dışı çocuk pornografisi görüntüleri indirdiği şüphesiyle doktorların evlerine baskın düzenleyen Birleşik Krallık polisinden bir takım şikayetler almaktadır (yılda yaklaşık 5 ila 8 yönlendirme) (resmi olarak çocuk istismarı görüntüleri veya uygunsuz çocuk görüntüleri olarak anılır). GMC'nin polisten bilgi alması üzerine, Geçici Kararlar Mahkemesi (IOT) duruşmasının toplanması için düzenlemeler yapılacak. Bir doktora karşı güvenilir delillerin mevcut olduğu durumlarda (ya da suç duyurusunda bulunulduğunda), GMC genel olarak doktoru kayıttan uzaklaştırır. Alternatif olarak, polis soruşturmasının erken aşamada olduğu ve GMC'nin elinde çok az bilgi bulunan uygulama koşulları da getirilebilir. Bazı işverenler kaydın askıya alınmasını bir doktorun işine son verilmesini haklı çıkarmak için kullanıyor ve bu nedenle potansiyel sıkıntıya dair kanıtların ortaya konulması önemlidir. Ele geçirilen bilgisayarların, telefonların ve diğer elektronik cihazların adli analizinin analitik çalışmayı üstlenecek özel bir uzman gerektirmesi nedeniyle polis soruşturmalarının tamamlanması aylar sürebilmektedir. "Doktorlar, Çocuk Pornografisi, Uygunsuz Çocuk Görüntüleri, Çocuk İstismar Görüntüleri ve GMC – Doktorlar için Hukuki Danışmanlık" (....)" (42)

"Çocuk Doktoru Pedofil Olduğunda
70'li yılların sonlarına doğru çocuklara yönelik cinsel istismarın son derece nadir olduğu düşünülüyordu. Ancak son zamanlarda yapılan retrospektif araştırmalar 'erkeklerin yüzde 3 ila 6'sının ve kadınların yüzde 12 ila 38'inin çocukluklarında cinsel mağduriyet yaşadığını' göstermektedir (Finkelhor 1979; Russell 1983). İnsidans tahminlerinde çalışmadan çalışmaya farklılıklar olmasına rağmen, sorunun büyüklüğü açıktır. Geçtiğimiz birkaç yılda çocukların cinsel istismarı vakaları arasında 'kreşler, önde gelen aileler ve saygın kurumlar' yer aldı (Trainor 1984).  Çocuklarla cinsel ilişkide bulunan yetişkinler hakkında çok az şey biliniyor. Eldeki veriler, 'kız çocuklarına yönelik cinsel istismarın yüzde 95'ininerkek çocuklarına yönelik cinsel istismarın ise yaklaşık yüzde 85'inin, çoğu çocuğun tanıdığı erkekler tarafından gerçekleştirildiğini' gösteriyor. Suçlular tüm etnik ve gelir gruplarından geliyor ve çocuklara erişim sağlamak için prestijli konumlarını istismar eden toplum liderleri olabilirler. Dıştan dindar olma ve cinsel adetler konusunda katı olma olasılıkları genel nüfusa göre daha fazladır (Finkelhor 1984) (....)

-'KİMİN ÇIKARLARINA HİZMET EDİLİYOR?' ÇOCUK DOKTORU PEDOFİLİ VAKA.. Cinsel istismarla, özellikle de güçlü bir profesyonelin istismarıyla karşı karşıya kaldığımızda, çoğunlukla 'çocuğun çıkarları dışındaki her çıkar öncelikli' görünüyor. Bu, Dr. Smith adını verdiğimiz bir çocuk doktoru için geçerli gibi görünüyor. Dr. Smith, eyalet tıp kayıt kurulu önünde disiplin soruşturmasına konu oldu. Çocuk doktoru toplumun saygın, prestijli ve güçlü bir üyesidir. Evli ve yerel bir kilisenin aktif bir üyesidir.

14 yaşında bir erkek çocuğunun rutin fizik muayenesi sırasında, Dr. Smith 'çocuğun iç çamaşırını çıkarırken çocuk muayene masasına uzandı ve cinsel organlarını okşamaya ve penis yaralanması, sperm rengi ve boşalma sorunları' hakkında sorular sormaya başladı. . Çocuğa boşalana kadar mastürbasyon yaptıktan sonra doktor, "Ben çok tatlı bir adamımdiyerek çocuğa sarıldı ve ardından onu boynundan öptü. Bu zamana kadar çocuk, çok gergin ve kafası karışık hale geldi. Muayene odasından çıkmadan önce birkaç kez daha sarıldıÇocuk ve annesi doktorun muayenehanesinden çıktıktan sonra olanları ona anlattı. Kısa süre sonra çocuğun ailesi polisi aradı. İlk temas kurulmasına rağmen, görünüşe göre polis soruşturması daha sonra durduruldu. Hiçbir suç duyurusunda bulunulmadı ve olayla ilgili hiçbir zaman kamuya açıklama yapılmadı. Aksine, konu altı ay sonra eyalet tıp kayıt kurulunun kapalı duruşmasında ele alındı. Kurul, kendi soruşturmasını yürütecek ve şikâyetçi, diğer tanıklar ve doktorun hazır bulunacağı kapalı toplantıda savcı olarak görev yapacak özel bir avukat tuttu.

Kapalı soruşturma sırasında doktor, 'erkek çocukların, fizik muayene sırasında sıklıkla boşaldığını' iddia etti ve diğer iki erkek çocuğunun adını da açıkladı. Kayıtları, olayların özel bir kısaltmasını ve oğlanların, bedenlerinin cömert açıklamalarını gösteriyordu. Ayrıca 'gençlerde cinsellik konusunda sık sık ve ücretsiz olarak ders verdiğini, hem okulda hem de kamp doktoru olarak çalıştığını ve erkek çocukların cinsel organlarına ilişkin muayenelerinin genellikle beş dakikadan fazla sürdüğünü' söyledi. 'Yaptığının hiçbir sakıncası olmadığını' ısrarla savundu. Doktorun ruhsatı 30 gün süreyle askıya alındı ve kendisine 10 yıl süreyle denetimli serbestlik verildi; bu süre zarfında psikiyatrist tarafından taburcu edilene kadar psikiyatrik yardım alması gerekiyordu. Dr. Smith'e, 'deneme süresi boyunca, hastalarının muayenesinde üçüncü bir kişinin hazır bulunması' talimatı verildi. Üçüncü kişinin ayarlanması sorumluluğu ise doktora bırakıldı.

Dr. Smith'in hastalarının ebeveynlerine duruşma veya bulguları hakkında bilgi verilmedi ve kamuya açık iletişim yerel gazetede yapılan küçük bir duyuruyla sınırlıydı. Özellikle doktorun herhangi bir yanlış davranışı kabul etmemesi göz önüne alındığında, kendi kendini izleme ve sınırlı halkla iletişim, Dr. Smith'in muayenehanesi üzerindeki kontrollerin etkinliğini sorgulanabilir hale getirdi. Dr. Smith, bir değerlendirme sürecinin ardından psikiyatrik tedaviyi bıraktı. Bu arada geçmişteki iki istismar vakası daha ortaya çıktı. Kurbanlar, cinsellik konusunda endişe duyan çocukları 'kendisine danışmaya davet ettiği bir seks eğitimi dersinden sonra' Dr. Smith'e sorunlarıyla yaklaşan erkek çocuklardı. Bir oğlanın eşcinsellikle ilgili endişeleri vardı; diğeri zührevi hastalık ve kız arkadaşını hamile bırakıp bırakmadığı konusunda endişeliydi. Bu açıklamalar Dr. Smith'in davasının eyalet kayıt kurulu tarafından yeniden açılmasına yol açtı. İlk açıklamadan 18 ay sonra yapılan ikinci duruşmadaki müzakereler, Dr. Smith'in tıp mesleğini icra etme ruhsatını kalıcı olarak kaybetmesiyle sonuçlandı. Dr. Smith bir kez daha yanlış yaptığını kabul etmeyi reddetti. Bu sürenin en azından bir bölümünde genç hastalarını taciz etme fırsatı sürekli olarak vardı.

-Dr. Smith pedofilinin bazı klasik özelliklerini göstermektedir (Lanning 1984): "Failler erkektir.. Mağdurun belirli bir yaşını ve cinsiyetini seçerler.. Tercih ettikleri çocuklarla sürekli (ve doktorun durumunda yakın) temas için meşru nedenler sunan meslekleri (tıp) ve uzmanlık alanlarını (ergen pediatri) seçerler.. Failler, mağdurları hakkındaki materyalin hızlı bir şekilde alınmasına olanak tanıyan kişisel bir kayıt tutarlar.. Kendilerini korurlar.."

Bu vakanın çeşitli yönleri özellikle ilginçtir. İlk olarak, istismarı ilk kez bildiren çocuğun ebeveynleri ile temasa geçen polis, daha doktorla iletişime geçmeden çocuğun okuluyla temasa geçti. Okul sekreterinden çocuğun kayıtlarını kontrol etmesi istendi ve sekreter dört küçük disiplin ihlali buldu. Bunun çocuğun mu yoksa ailenin izniyle mi yapıldığına dair polis kayıtlarında herhangi bir bilgi yer almıyor. 'Polis eylemindeki örtülü ifade, çocuğun okuldaki davranışının polisin suçlamaya nasıl tepki vereceğiyle ilgili olacağıdır.' Bu, en azından 'sanığın, profesyonel topluluğun güçlü bir üyesi olduğu' durumlarda, soruşturmanın ilk hattının eylemden ziyade mağdur olduğu anlamına gelir. İkinci olarak, Dr. Smith'in ifadesine göre, kendisine, 'Amerikan Pediatri Akademisi'nin eyalet ve ulusal ofisleri ile Amerikan Tabipler Birliği tarafından, bu suçla mücadeleye yönelik hiçbir yönergenin bulunmadığı' bilgisi verilmiştir. 'Çocuklara yönelik cinsel istismarın yaygınlığına, istismarcının tanınıp güvenildiğine ve sübyancıların mağdurlara erişebilecekleri pozisyonları seçme olasılıklarına' ilişkin yeni tahminler ışığında, bu kuruluşların açıkça ifade edilmiş değerler ve prosedürler oluşturma yükümlülüğü vardır.

Üçüncüsü, kısa bir süre sonra gizli polis soruşturması durduruldu. Herhangi bir suç duyurusu ya da kamuya açıklama yapılmadı. Doktor muayenehanesine devam ederken, tıp kayıt kurulu altı ay sonra kapalı duruşmayla sonuçlanan bir soruşturma yürüttü. 'Bu prosedürler hekimi ve mesleğini korumaya hizmet etti, ancak halkı korumayı başaramadı.' Bu davalarda öne çıkan son nokta, Dr. Smith'in davranışının kurul tarafından 'uygunsuz, yersiz ve profesyonelliğe aykırı' bulunmasıdır. Bu, onun "kötü çocuk" olduğunu söylemekle eşdeğerdir ve suçlamaların ciddiyetini ve istismarın mağdurlar üzerindeki etkilerini hak etmemektedir. Kamuya herhangi bir açıklama yapılmadığı için Dr. Smith bir ay tatile çıkabildi ve böylece uzaklaştırma cezasını kamufle edebildiKendi refakatçiliğini ayarladı. Önceki iki hastanın ortaya çıkmasının ardından dava yeniden açıldığında, ifadesinde 'tedaviye ihtiyacı olduğuna inanmadığını, yaptığının yanlış olmadığını ve eylemlerinin çocuklar üzerinde hiçbir etkisinin olmadığını' ifade etti.

-DR. SMITH VAKASININ AHLAK ANALİZİ.. Ahlak meselesi sadece cinsel mağduru ilgilendiren bir mesele değil, aynı zamanda mağduriyete tepki veren sistem ve bireyleri de ilgilendiren bir meseledir. Özellikle 'güçlü yetişkinlerin çıkarları, çocukların haklarını ve ihtiyaçlarını gölgede bırakmakla' tehdit ettiğindekamusal ve özel davranışları yönlendirecek ahlaki seçim çerçevesini nasıl ifade edebiliriz? Çocuğun cinsel istismarına ilişkin mesleki uygulamaları ve politikaları incelediğimizde 'kişisel çıkar ile sorumluluk ile adalet ile bakım arasında ahlaki gerilimler ve çatışmalar' mevcuttur. Çocukların cinsel mağduriyetiyle ilgili kafa karışıklığı ve çatışmaların bir kısmı, kamusal sorumluluğu ne ölçüde üstlenmemiz gerektiğini hissettiğimiz ve bunu yaptığımızda adalet ahlakının mı yoksa bakım ahlakının mı uygun tepki olduğu üzerine yoğunlaşıyor. (....)

-DR. SMITH VAKASINDA SORUMLULUĞA DOĞRU.. Dr. Smith'in hastalarını mağdur etmesine, çocukları daha fazla istismardan koruyacak ve müdahalenin hem adil hem de kişiselleştirilmiş olmasına izin verecek bir tepkiyi tanımlayabilir miyiz? İlk adım olarak, bu vakada dört temel kesim için müdahale hedeflerini belirliyoruz: toplum, tıp mesleği, mağdurlar ve Dr. Smith.

1) Seçim bölgesi.. 2) Hedefler
-------------------------------------
1) Toplum.. 2) -Başkalarını caydıran ve suçlar için adil tazminat sağlayan yasaları sürdürmek.. -Yasayı adam kayırmadan uygulamak.. -Nüfusunu zarardan korumak için..
1) Tıbbi meslek.. 2) -Zarar vermeme yönündeki etik zorunluluğu desteklemek.. -Halkın güvenini ve özgüvenini korumak..
1) Kurbanlar (geçmiş ve gelecek).. 2) -İstismardan kurtulma fırsatına sahip olmak ve istismarın onların hatası olmadığını bilmek.. -Cinsel istismardan korunmak için..
1) Dr.Smith.. 2) -Başkalarına cinsel istismarda bulunabileceği durumlardan uzaklaştırılması.. -Eylemlerinin sorumluluğunu üstleneceğinden ve başkalarına cinsel tacizde bulunmayacağından emin olmak için rehabilite edilecek..

Müdahale eden kurumların görevi, tüm bu hedefleri mümkün olduğunca tam olarak karşılayacak esnek ve gerçekçi seçenekleri belirlemektir. Bizim tercihimiz, bu tür vakaları değerlendirmek için ruh sağlığı, kolluk kuvvetleri, hukuk ve tıp topluluklarından üyelerin yer aldığı disiplinler arası bir uygulama sistemidir. Çocukların korunması öncelikli konu olmalı, suçluların ve kurumların ihtiyaçlarının korunması ise ikinci planda olmalıdır. Kanaatimizce, doktorun özel bir durum olarak gördüğü tedavi, adaleti sağlamamış ve Dr. Smith tarafından çocuğun cinsel istismarı riski konusunda ebeveynlere bilgi verilmemesi nedeniyle çocukların bakımı ihlal edilmiştir. Ayrıca, Dr. Smith'in değişim ihtiyacını reddetmesi karşısında, ruh sağlığı tedavisinin reçetelenmesi rehabilitasyon hedefine hizmet etmemiştir. Bu durumda, Dr. Smith'in davranışının ciddiyetini etkilemesi için cezai işlem yapılmasına izin verilmiş olabilir. Asgari düzeyde iç onay karşısında, en azından başlangıçta güçlü dış kontroller gerekli olabilir. Her ne kadar Dr. Smith'in tıp mesleğini icra etme ruhsatının nihai olarak ortadan kaldırılması, çocukları cinsel açıdan istismar etme fırsatlarının ortadan kaldırılması anlamına gelse de, bu eylem tıp mesleğini çocukları Dr. Smith'ten koruduğundan daha fazla koruyabilir. Artık çocuk doktoru olarak çocuklara erişimi olmayacak, ancak bu durum çocuklara başka yollarla erişimi engellemez. 'Pedofillerde cinsel arzu ve tercihlerin gücü son derece güçlüdür ve pedofiller sıklıkla çocuklarla iletişim kurmalarını sağlayan halkalar ve ağlar oluştururlar.' Bu bağlamda Dr. Smith öncelikle pedofil, ikinci olarak da çocuk doktorudur. Ona, başıboş bir çocuk doktoru gibi değil, çocuklar için tehdit oluşturmaya devam eden bir pedofil gibi davranılmalıdır." (43)

"Pedofili doktor 21 yıl boyunca şüpheleri üzerine çekti. Kimse Onu Durduramadı.
Federal hükümetin Indian Sağlık Servisi, tekrarlanan uyarı işaretlerine rağmen Yerli Amerikalı erkek çocuklarını Pat Weber'in cinsel istismarından korumayı başaramadı.. Bu makale Frontline PBS ve The Wall Street Journal arasındaki ortak bir araştırmadır. İlgili bir belgesel 12 Şubat'ta PBS'de yayınlandı.. İlk başta, ABD Indian Sağlık Servisi'ndeki yetkililer, evli olmayan yeni doktorlarının, rezervasyon sırasında bodrumunda biriktirdiği çocuk oyuncakları da dahil olmak üzere tuhaflıklarını gözden kaçırdılar. Browning, Mont'taki hastanelerinde acilen bir çocuk doktoruna ihtiyaçları vardı. Üç yıl sonra, 1995'te Stanley Patrick Weber'in sübyancı olduğuna ikna oldular ve devlet hastanesinden uzaklaştırılması için baskı yaptılar. O zamanki klinik müdürü Randy Rottenbiller, 'bir çocuk hastanın, geceyi evinde geçirdiğini' öğrendikten sonra doktora "Gitmeniz gerekecek" dediğini hatırladı.

-"Stanley Patrick Weber, Montana'daki savcılar tarafından delil olarak sunulan 1990'lara ait bir vesikalık fotoğrafta".. Ancak Indian Sağlık Servisi Bay Weber'i kovmadı. Bunun yerine onu Pine Ridge, S. D. 'deki başka bir hastaneye nakletti. 21 yıl daha orada Kızılderili çocuklarını tedavi etmeye devam etti ve arkasında bir dizi cinsel saldırı iddiası bıraktı. Bilinen ve iddia edilen kurbanlarının çoğu o zamandan beri bağımlılıkla mücadele ediyor ve hapishaneye girip çıkıyor. Erkek çocukları olarak özellikle savunmasız ve sorunluydular. Amerika'nın en fakir topluluklarından bazılarında, sağlık sorunlarının yaygın olduğu ve bakkal gibi temel hizmetlerin kıt olduğu izole ve ıssız yerlerde yaşıyorlardı. The Wall Street Journal ve PBS dizisi Frontline tarafından yapılan bir araştırma, 'IHS'nin uyarı işaretlerini defalarca gözden kaçırdığını veya görmezden geldiğini, ihbarcıları susturmaya çalıştığını ve Bay Weber'in emir komuta zincirinin üst ve alt kademelerindeki meslektaşlarının şüphelerine rağmen çocukları tedavi etmeye devam etmesine izin verdiğini' ortaya çıkardı.

Soruşturma ayrıca, 'kurumun sağlık personeli sıkıntısı nedeniyle bazı sorunlu doktorlara tolerans gösterdiğini ve buradaki yöneticilerin, istismar şüphelerini takip etmeleri halinde misillemeyle karşılaşabileceklerine inandıklarını' da ortaya çıkardı. Federal kurum, Yerli Amerikalılara yetersiz bakım sağladığı için uzun süredir eleştiriliyor. IHS dışındaki bir kabile savcısının nihayet suçlarını soruşturmasının ardından Bay Weber, 2017 ve 2018 yıllarında Montana ve Güney Dakota'da altı hastaya cinsel tacizde bulunmakla suçlandı. Mahkeme belgeleri ve eski hastalarla yapılan görüşmeler, Bay Weber'in 'genç erkek çocuklara para, alkol ve bazen de opioidlerle' baskı yaptığını ve onları hastane muayene odalarında ve hükümet konutlarında, kendisiyle oral ve anal seks yapmaya zorladığını' gösteriyor. Pine Ridge bölgesinde sosyal hizmet çalışanı olan Pauletta Red Willow, "Buradaki yerel halk IHS, yaşananları unutmak istiyor" dedi. "Birinin çocuklarımıza nasıl yanlış yaptığını ve gelecek nesiller için bizi nasıl etkilediğini asla unutamazsınız." ABD Kamu Sağlığı Hizmet Komisyonu'nda görevli ve IHS'nin başkan vekili olan Tuğamiral Michael Weahkee, bir röportajda teşkilatın başarısızlıklarından duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve Bay Weber'in 'teşkilatın gözetimi altındaki çocukları nasıl avlayabildiğine' dair bir soruşturma sözü verdi. Amiral Weahkee, "Bunun gibi bir şeyin bir daha yaşanma olasılığını gerçekten azaltmak istiyoruz" dedi.

-"2006 yılında gençler, Bay Weber'e Pine Ridge bölgesinde bulunan evinde saldırdılar".. Mayıs 2016'da kolluk kuvvetleriyle yapılan bir görüşmenin kaydına göre, 70 yaşındaki Bay Weber, araştırmacılara 'hastalarıyla hiç seks yapmadığını' söyledi. Eylül ayında Montana'da iki çocuğa cinsel saldırıda bulunmaktan suçlu bulunmuştu (karara itiraz ediyor) ve 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu yılın sonlarında Rapid City, S. D. 'de başka bir federal duruşmayla karşı karşıya kalacak. Tıp lisansını kaybetti. Kendisi ve avukatları bu yazı için yorum yapmayı reddetti. IHS, çoğunun başka sağlık hizmetlerine erişimi olmayan 2,3 milyon Yerli Amerikalıya tıbbi bakım sağlıyor. Kurumun, özellikle uzaktan rezervasyonlarda tıbbi personel ve deneyimli liderleri işe almakta zorlanması nedeniyle yetkililer, muhtemelen başka yerde iş bulmakta zorlanacak doktorlara ikinci şans verdiklerini söyledi. Journal-Frontline araştırmasına göre bu kişilerin arasında 'uyuşturucu sorunları, cezai hükümler ve şiddet geçmişi' olan bazı kişiler de yer alıyor. Ajansın eski müdürü Bob McSwain, "Pozisyonları doldurmaya olan mutlak ihtiyaç nedeniyle, gerçekten en iyinin en iyisini elde edemediğimizi söylemek doğru olur" dedi. "'Ah, tamam, adam kadın avcısı, adam şöyle, adam şu ama hastaları görmeye geliyor' diye garip bir tolerans seviyesi var" dedi.

-"Joe Four Horns, 1994 yılında, Montana'daki savcıların sunduğu bir fotoğrafta, Bay Weber'in kendisine cinsel saldırıda bulunduğu sıralarda".. Bay Weber'in Montana'da ifade veren kurbanlarından biri, '11 yaşlarındayken, babasının kendisini öldürdüğü sıralarda, doktorun hastane muayene masasında kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu' anlattı. "Her gün aklımda. Tacize uğradım." Artık hüküm giymiş bir banka soyguncusu olan Joe Four Horns, "Ben küçük bir çocuktum" diye ifade verdi. Başka bir eski hasta, kendisi 'yaklaşık 8 yaşındayken IHS muayene odasında doktorun, anüsüne parmağını soktuğunu' ifade etti. Doktor bir sonraki ziyaretinde iki parmağını, daha sonra da penisini kullandı. Şu anda 32 yaşında olan adam, yıllar sonra öğrendiği bir röportajda Bay Weber'in 'tek kurbanının kendisi olmadığını' söyledi. Arkadaş çevresindeki 'diğer kişilerin de saldırıya uğradığını' ve bazen sarhoş toplantılarda bu konuda hikayeler anlattıklarını' söyledi. 'Olayların hayatını mahvettiğini' söyledi. Dergi, cinsel saldırı mağdurlarının isimlerini izinleri olmadan açıklamaz. Pat olarak bilinen Bay Weber, tıp mesleğine Yeşil Bereli doktor olarak başladı. 1983'te tıp fakültesini bitirdikten sonra IHS'ye katıldı ve 1992'de Blackfeet rezervasyonunun merkezi olan Browning'e inmeden önce Oklahoma ve New Mexico'da çalıştı. Hastanenin o zamanki CEO'su Mary Ellen LaFromboise, başlangıçta Bay Weber'i memnuniyetle karşıladığını söyledi. “Bir süredir çocuk doktorumuz yoktu” dedi. Bay Weber hakkındaki ilk şüpheleri gözden kaçırdığını söyledi. Personel müdürü onu Pizza Hut'ta 'erkeklerle takılırken gördüğünü' söyledi.  Doktorlardan biri, Bay Weber'in kendisine 'gelecekteki hastalarıyla bir kamp gezisi ayarlayabilmek için Browning'e erken geldiğini söylediğini' söyledi.

-"Bir Facebook fotoğrafında görülen Bay Four Horns, şu anda banka soygunu nedeniyle hapis cezasını çekiyor".. Bayan LaFromboise'a göre, Bay Weber, 'çocuğun, doktorun evinde vakit geçirmesinden' rahatsız olan bir çocuğun akrabası tarafından saldırıya uğradı. O zamana kadar bazı yöneticiler 'onun pedofili olduğu sonucuna vardıklarını' söyledi. Bayan LaFromboise 'o kadar emin olmadığını ancak harekete geçmesi gerektiğini kabul ettiğini' söyledi. Kendisi, '"sorunları olsa bile kovulan" bir IHS doktorunu tanımadığını' söyledi. IHS bölge yetkililerini uyardı. Oradaki bir yetkili, Bay Weber'in o zamanki patronu olan Dr. Rottenbiller'e, onu Browning hastanesinden çıkarmasını emretti. Dr. Rottenbiller, Bay Weber'le karşılaştığında 'çocuk doktorunun tehdit aldıktan sonra yine de ayrılmayı planladığını söylediğini' söyledi. Personel kayıtlarına göre, 8 Haziran 1995'te, Montana'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Bay Weber, Pine Ridge IHS hastanesinde çalışmaya başladı.

-"Pine Ridge koruma bölgesinin nüfusunun yarıdan fazlası yoksulluk içinde yaşıyor. Yaşam beklentisi ülkenin diğer bölgelerine göre daha düşüktür".. O zamanlar IHS'nin Güney Dakota bölge ofisinde baş doktor olan Sara Dye, 'işteki ilk aylarında bir ebeveynin Bay Weber'in davranışından şikayetçi olduğunu' söyledi. Dr. Dye, 'hastane personelinin konuyu kolluk kuvvetlerine ilettiğini ve Bay Weber'i idari görevlere yeniden atadığını' söyledi. Konuya aşina bir kişi, 'Federal Soruşturma Bürosu soruşturmasının, suçlamalara yol açmadığını' söyledi. Dr. Dye, Bay Weber'in 'normal işine döndüğünü' söyledi. O dönemde Pine Ridge'de IHS yöneticisi olan Kathey Wilson, 'Bay Weber'in Browning'de soruşturulduğunu öğrendiğini' söyledi. Yine de 'antrenman yapmasına izin verildiğini çünkü hiçbir zaman suçlanmadığını ya da mahkum edilmediğini' söyledi. Ek soruları yanıtlamayı reddetti. Pine Ridge'de, evini sık sık ziyaret eden genç oğlanlarla ilgili fısıltılar yayıldı. Bay Weber daha sonra araştırmacılara 'onları, sadece bahçe işleri için kiraladığını' söyledi. 'Hemşireler, çocukları istasyondan en uzaktaki hastane odasına yerleştirdiğini' söyledi. Bay Weber'in hastalarından biri, şu anda 31 yaşında Güney Dakota eyaleti mahkûmu, bir dizi röportajda, 'çocuk doktorunun kendisini, 1990'ların sonlarından itibaren, kendisi yaklaşık 11 yaşındayken hastanenin muayene odalarında taciz ettiğini' söyledi.

-"Browning, Mont.'u kapsayan rezervasyonlar Amerika'nın en fakir topluluklarından bazıları ve orada yaşayan pek çok erkek çocuk özellikle savunmasız veya sorunlu durumda".. Mahkûm, bir kavga sırasında kafasının kesildiği sırada Bay Weber'in evinde 'ona dikiş attığını ve ona bir şişe narkotik ağrı kesici verdiğini' söyledi. Mahkum, bu olaydan sonra 'doktorun, onu seks yapmaya zorlamak için sıklıkla ağrı kesici haplar ve para kullandığını' söyledi. Mahkum, 14 Kasım 2006 gecesi geç saatlerde 'intikam almaya karar verdiğini' söyledi. O ve diğer iki genç oğlan, yüzlerine bağlı gömleklerle Bay Weber'in kapısını çaldılar. Bay Weber kapıyı kırdığında çocuklardan biri olan Henry Red Cloud kapıyı tekmeleyerek Bay Weber'in suratına vurdu. Bay Red Cloud, 'doktoru dövüp birkaç yüz dolaçaldıklarını' söyledi. Mahkum, 'bunun "yaşadıklarımın" karşılığı olduğunu' söyledi. O gece orada bulunan üçüncü bir adam, sonunda Bay Weber'in 'kendisine de cinsel saldırıda bulunduğunu' ifade ederek, Bay Weber'in onu 'bodrumunu temizlemeye yardım etmesi için evine davet ettiğini, ona bira verdiğini ve kendisine oral seks yapmasını istediğini' söyledi. Daha sonra 13 yaşında bir çocuk, mahkemede 'buna uyduğunu ve 100 doları alıp gittiğini' söyledi. Pine Ridge IHS hastanesinin 2003'ten 2011'e kadar CEO'su olan Bill Pourier, bir röportajda Bay Weber'i 'saldırının olduğu gece acil serviste sedyede yüzü kanlar içinde otururken bulduğunu' söyledi. Bay Pourier, doktorun sorularını yanıtlamayı veya kolluk kuvvetleriyle konuşmayı reddettiğini söyledi.

-"Tuğamiral Michael Weahkee, IHS'nin şu anki başkanıdır. Mary Ellen LaFromboise, Bay Weber'in çalıştığı Montana'da bir IHS hastanesini işletiyordu".. Bay Pourier, teşkilatın Aberdeen, S. D. 'deki bölge ofisindeki patronunun, 'herhangi bir endişeyle ilgili olarak kolluk kuvvetleriyle iletişime geçmek için kendisinden izin almasını istediğini' söyledi. Bay Weber'in olayından sonra bunu yapmak istediğini ancak kendisinden geri dönüş alınamadığını söyledi. Polisle iletişime geçmek için emir komuta zincirinin dışına çıkıp çıkmaması gerektiği sorulduğunda Bay Pourier, "O dönemde işimi kaybetme riskini göze alamazdım" dedi. Journal o sırada Bay Pourier'in patronuna ulaşamamıştı. Mevcut IHS direktörü Amiral Weahkee, yönetimin hiç kimsenin potansiyel suiistimalleri kolluk kuvvetlerine bildirmesini asla engellememesi gerektiğini söyledi. 2 Aralık 2008'de, Pine Ridge'deki başka bir çocuk doktoru olan Mark Butterbrodt, Journal and Frontline'a açıklanan şikayetin bir kopyasına göre, Bay Weber'in "klinikte genç ergen oğlanları (young teenage boys) seçici olarak seçtiğini" iddia ederek Güney Dakota tıp kuruluyla temasa geçti. . Kurul araştırdı. Bulguları hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Ertesi yıl, Dr. Butterbrodt iddiaları, aralarında o zamanlar hastanenin klinik direktörü olan Jan Colton'un da bulunduğu IHS patronlarına yazdığı bir mektupta belgeledi. Soruşturma için bir heyet görevlendirdi. Artık emekli olan diş hekimi Dr. Colton, "Şüpheler vardı ama somut bir kanıt bulamadılar" dedi. IHS bu sıralarda Bay Weber'i uzaklaştırdı ve konuyu bölgesel bir IHS yöneticisi olan Ronald Keats'e havale etti. Bay Pourier'e göre, IHS soruşturması hiçbir sonuç vermediğinde Bay Weber işine geri döndü.

-"Mark Butterbrodt, Bay Weber'e yönelik iddialarını IHS patronlarına yazdığı bir mektupta belgeledi. (Günlük tarafından vurgulanan pasajlar.)".. Yaklaşık bir yıl sonra Bay Keats, çocuk pornografisi suçlamasıyla tutuklandı. Soruşturma, onun hükümet binasının asansöründe bulunan bir kompakt diskte, 'çocukların cinsel içerikli resimlerini sakladığını' ortaya çıkardı. 2012 yılında çocuk pornografisi bulundurmaktan suçlu bulunmuştu. Bay Keats yorum taleplerine yanıt vermedi. Bay Weber ile yaşanan bir çatışmanın ardından Dr. Butterbrodt bir yöneticinin ofisine götürüldü ve birkaç hafta içinde Kuzey Dakota'daki uzak bir tesise nakledildi, personel kayıtlarına ve Dr. Butterbrodt'a göre yıllık maaşının yaklaşık üçte biri tutarındaki ikramiye maaşına el konuldu. Kısa süre sonra emekli olan Dr. Butterbrodt, "Bir sübyancı ve onu benim yerime seçen insanlar tarafından kovuldum" dedi. Teşkilatın o zamanki Aberdeen'deki en iyi bölge doktoru Rod Cuny, Dr. Butterbrodt'un 2011'deki transferini incelediğini ve onun 'haksız yere cezalandırıldığı' sonucuna vardığını söyledi. Dr. Cuny, Bay Weber'in davranışıyla ilgili soruları da takip ettiğini söyledi. Ancak Teşkilat'ın 2009'da doktoru temize çıkaran dahili soruşturmasının daha önceki bulgularına dayanarak, bu soruşturmadan vazgeçti. Dr. Cuny, birçok IHS hastanesinin sağlık personelinin zayıf olduğunu ve bu durumda 'doktorların birbirlerini denetlemelerinin istendiğini' söyledi. Bir hastane CEO'su 2013 yılında Oregon'daki bir acil servis doktorunu işe almak istediğinde Dr. Cuny, çalışanlarından doktor John F. Lindberg'in 'reşit olmayan bir fahişeyle seks yaptığına dair mahkemede ifade verdiğini öğrendiğini' söyledi. Dr. Lindberg, 'fahişenin, 19 yaşında olduğunu düşündüğünü' söyledi.

-"Bay Weber, cinsel saldırı suçlamasıyla suçlanmasının ardından 1 Kasım 2017'de Rapid City, S.D.'deki federal mahkemeye duruşma için geldi".. Dr. Cuny, "Ben sadece geri çekildim ve devam ettim ve bu adama ikinci bir şans verdim" dedi. Dr. Lindberg yorum taleplerine yanıt vermedi. IHS ayrıca, mevzuat ve mahkeme kayıtlarına göre, daha önce 'uygunsuz bir şekilde narkotik ağrı kesici hapları dağıttığı' için kurumdan men edilen bir aile hekimi ve daha önce kendisini 'genç bir kıza ifşa etmek' de dahil olmak üzere çeşitli suçlardan hüküm giymiş bir doktoru işe aldı. Amiral Weahkee, yöneticilerin boşlukları doldurmak yerine 'hastaları korumaya öncelik vermesi gerektiğini' söyledi. Dr. Butterbrodt, Bay Weber'i devirmek için son bir çaba gösterdi. O zamanlar Pine Ridge IHS hastanesinin yeni CEO'su olan Wehnona Stabler'ı 'aradığını ve isimsiz bir şikayette bulunduğunu' söyledi. Bayan Stabler, Nisan 2017'de Journal'a gönderdiği bir e-postada, Bay Weber hakkındaki 'çağrıyı hatırladığını ancak şikayetçinin ayrıntılara girmediğini' söyledi. Bu e-postadan iki ay sonra Bayan Stabler, federal mahkemede, 2013 yılında Bay Weber'den bir hükümet etik formu hakkında rapor vermediği için 5.000 dolarlık bir hediye kabul etmesi nedeniyle suçlandı. Suçunu kabul etti ve bir yıl denetimli serbestlik cezasına çarptırıldı. Hediyeyle ilgili yorum taleplerine yanıt vermedi. 2015 yılında Bay Weber nihayet tuzağa düşürüldü; kolluk kuvvetleriyle temasa geçen IHS yetkilileri tarafından değil, kabile müfettişleri tarafından. O zamanlar kabile savcısı olan Elaine Yellow Horse, 'ilgisiz bir seks suçları davasının kendisine yıllar önce Dr. Butterbrodt'tan duyduğu iddiaları hatırlatması üzerine' davayı incelemeye karar verdi. Kabile araştırma kayıtlarına göre, Bay Weber'in (kendisine yapılan saldırıya katılan mahkum) 'potansiyel bir kurbanını' tespit etti ve patronu federal ajanlarla temasa geçti.

-"Kabile savcısı Elaine Yellow Horse, Bay Weber aleyhindeki iddiaları incelemeye karar verdi".. IHS'yi yöneten Sağlık ve İnsani Hizmetler Departmanı genel müfettişi ceza soruşturması başlattı.  Doktor daha sonra kolluk kuvvetlerine yaptığı açıklamada, Mayıs 2016'da yerel IHS yetkililerinin Bay Weber'e kendisinin soruşturulduğu bilgisini verdiğini söyledi. Ertesi Pazar akşamı, ertesi günden itibaren geçerli olmak üzere istifa etti. Bay Weber'in geçtiğimiz Eylül ayında Montana'da mahkum edilmesinin ardından Journal ve Frontline, IHS'ye teşkilatın konuyu ele alış biçimi hakkında yazılı sorular gönderdi. İki hafta sonra yetkililer, Bay Weber'in ajanstaki otuz yılını araştırmak için dışarıdan bir yüklenici aramaya başladı. Amiral Weahkee, "Bir şeyler olduğunun farkında olan ancak sesini yükseltmeyen kişiler varsa, o zaman siz temelde suçlusunuz ve bu eylemlerde suç ortağısınız" dedi. Bay Weber'le yolları kesişen bazı yetkililer, bu 'olasılığın akıllarına gelmediğini' söylüyor. Browning hastanesinin eski CEO'su Bayan LaFromboise, "İçimdeki hislerden biri, birinin yanıma gelip beni korumadığınızı söylemesiydi" dedi. "Onu işe aldın, hastanende çalıştı ve bize bir şeyler yapmasına izin verdin." "IHS, Bay Weber'in Browning, Mont'ta geçirdiği süre de dahil olmak üzere ajanstaki otuz yılı hakkında bağımsız bir inceleme yapılmasını emretti." Lisa Schwartz bu makaleye katkıda bulunmuştur.. 9 Şubat 2019 tarihli basılı baskıda 'Pedofil Doktor Şüphelerin ve İstismarın İzinde Kaldı' başlığıyla yer aldı.." (44)

"Eski çocuk doktoru şimdiye kadar görülen en büyük çocuk pornografisi koleksiyonlarından biri nedeniyle hapse atıldı
-"Shaw, 2005'ten bu yana çocuklara yönelik cinsel istismar görselleri indirdiğini itiraf etti.. Eski pratisyen hekim ve çocuk doktoru iki yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı".. Eski bir çocuk doktoru, Ulusal Suç Teşkilatı'nın (NCA) şimdiye kadar gördüğü en büyük çocuk pornografisi saldırılarından biriyle yakalandı. 48 yaşındaki David Shaw iki yıldan fazla bir süredir hapiste. Shaw, Şubat 2019'da NCA memurları tarafından Maidstone'daki eski evinde tutuklandı. Eşler arası paylaşım ağı Freenet'te "anonimleştirme teknikleri" kullanarak 'çocukların uygunsuz resimlerini' indirdi ancak NCA müfettişleri onun kimliğini tespit etmeyi başardı. Cihazlarına el konuldu ve adli tıp incelemesi, bunların 16'sında 1.278.256 çocuğa yönelik cinsel istismar görüntüsü bulunduğunu gösterdi. Eski pratisyen hekim ve çocuk doktoru, Guy's Hastanesi Tıp Fakültesi'nde eğitim gördü ve 2004 yılında mezun oldu. Genel Tıp Konseyi'ne (GMC) kayıtlıydı ve 2005 ile 2013 yılları arasında pratisyen hekim olarak görev yaptı. Ancak GMC üyeliği sona erdi ve artık doktor olarak çalışmıyordu. En son Somerset'te yaşayan Shaw röportaj yaptığında, 'bu görüntüleri 2005'ten beri indirdiğini ve bir noktada kolluk kuvvetlerinin ziyaretini beklediğini' itiraf etti. Kendini "suçlu" ve "kötü" biri olarak tanımlayan kişi, 'ergenlik öncesi kızlara cinsel çekim duyduğunu' da itiraf etti. Çocuğa yönelik cinsel istismar görüntülerini izlemeyi bırakmaya çalıştığında depresyona girdiğini ve bu noktada pratisyen hekim olarak çalışmayı bıraktığını ekledi. 

Kendisi, 'uygunsuz çocuk resimleri yapmak ve bulundurmak' suçlamasıyla üç kez suçlandı ve geçen yıl 18 Ekim'de Maidstone Kraliyet Mahkemesi'nde suçunu kabul etti. Dün (22 Şubat) aynı mahkemede 2 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hakim Saxby, Shaw'a ceza verirken aynı zamanda Shaw'a 10 yıllık cinsel zararı önleme emri de verdi. Hakim ayrıca 'Shaw'un pediatri alanında uzmanlaşması nedeniyle eski pratisyen hekimin indirdiği görsellerinçocuklara verdiği zararı diğerlerinden daha iyi anlayacağını' söyledi. NCA Kıdemli Araştırmacısı Tony Smith şunları söyledi: "Bu, NCA'nın şu ana kadar ele aldığı en büyük çocuk cinsel istismarı görselleri koleksiyonlarından biri ve ölçeği şok ediciydi." Shaw sadece güven konumunu kötüye kullanmakla kalmadı, aynı zamanda her çocuğu yeniden mağdur eden bu materyali indirerek çocuklara yönelik cinsel istismar görsellerinin mide bulandırıcı ticaretini körüklemeye yardımcı oldu. Trajik bir şekilde, bu görüntülerin arkasında sırf pedofilileri tatmin etmek için sömürülen savunmasız çocuklar var." "NCA, Shaw gibi suçluları takip etmeye, onları eylemlerinden sorumlu tutmaya ve çevrimiçi çocuklara yönelik cinsel istismar mağdurlarını korumaya devam ediyor." Kendinizin veya tanıdığınız birinin çocuklara yönelik cinsel istismar mağduru olduğunu düşünüyorsanız, durumu 101'i arayarak yerel polise bildirmelisiniz. Acil bir durumda daima 999'u arayın. NCA'nın CEOP Eğitim Ekibinden çocuklar, ebeveynler ve bakıcılar için yardım ve tavsiyelere buradan ulaşabilirsiniz." (45)

"Polis, pedofili doktorun yeniden suç işlemesini 'durduramamayı' değerlendirdi
ITV News Meridian'dan Kit Bradshaw, kriminal doktoru durdurmak için 'kaçırılan fırsatlar'ı anlatıyor.. Scotland Yard, 'bir çocukla seks amacıyla buluşmaya teşebbüs ettiği için hapse atılmadan üç yıl önce Londra'da bir parkta teşhircilik yaparken yakalanan bir adamla, polis memurlarının uygun şekilde baş edemediği' iddiaları üzerine inceleme başlattı. Hornchurch'ten danışman çocuk doktoru Dr. Salman Siddiqi, ilk olarak Haziran 2019'da bir doğa koruma alanında 'kendisini kadınlara teşhir ettikten' sonra gözaltına alınmıştı. Kurbanlardan birinin polise 'mahkemeye gitmeye hazır olduğunu' söylemesine rağmen, memurlar ona polis uyarısı vermeyi tercih etti. O zamandan bu yana, doktorların çalışmaya uygunluğunu düzenleyen NHS'yi veya Genel Tıp Konseyi'ni de bilgilendirmedikleri ortaya çıktı. Siddiqi'nin Tower Hamlets Mezarlığı Parkı'nda görüntülediği kadınlardan biri olan Susan Clapp, ITV News'e şunları söyledi: “Mahkemeye gideceğini ve onunla ilgileneceğini düşündüm. Ama onu sadece uyardılar, serbest bıraktılar ve bir daha yapmamasını söylediler." “Polis tarafından ihtiyatla halının altına süpürüldü. O da istediğini yapmak için kendi araçlarıyla baş başa kaldı." "İğrenç. Eğer polis en başından harekete geçseydi bu olmazdı.

Dr Salman Siddiqi, bir vatandaşın parkta kendini teşhir ettikten sonra tutuklanması sırasında 'çok üzgün' olduğunu söyledi.. Bu yıl 8 Ocak'ta Siddiqi, o sırada çalıştığı Kent'teki bir hastanenin arazisinde '14 yaşında bir erkek çocuk olduğunu düşündüğü biriyle seks yapmak için buluşmaya' çalıştı. İnternette konuştuğu kişi aslında sözde 'sübyancı avcısı'ydı ve onu polis gelene kadar Kraliçe Elizabeth Kraliçe Anne Hastanesi'nde alıkoydu. 44 yaşındaki Siddiqi tutuklandı ve daha sonra mahkemede 'bir çocukla cinsel ilişkiye girme ve çocuklara yönelik cinsel suçların işlenmesini düzenlemeye veya kolaylaştırmaya teşebbüs etme suçlamalarını' kabul etti. Geçen ay Canterbury Kraliyet Mahkemesi'nde iki yıl dört ay hapis cezasına çarptırıldı. Susan Clapp, yeniden suç işlemesine izin verildiği için "şok olduğunu" ve başına gelenler nedeniyle "hiçbir zaman gerçekten adalete ulaşamadığını" hissettiğini söylüyor. Susan, Siddiqi'yi daha erken durdurma konusunda başarısız olan yetkili birinin "sorumlu tutulacağı" umuduyla olup bitenler hakkında konuşmak için anonimlik hakkından feragat etti.

-Susan Clapp, Siddiqi'nin Tower Hamlets Mezarlığı Parkı'nda görüntülediği kadınlardan biriydi.. Met Polisi, memurların bir bireyi, grubu veya genel olarak toplumu "korumak" amacıyla "acil bir sosyal ihtiyaç" olduğunu düşünmeleri halinde, Siddiqi'nin işverenine ve düzenleyici kurumuna 2019 yılında flaş yapma uyarısı konusunda bilgi verebileceklerini doğruladı. Bir sözcü, "bu durumda açıklama yapılmadı ve bu konuda bilgi sahibi olduğumuz için bu kararla ilgili koşulları gözden geçiriyoruz" dedi. Siddiqi'nin, Haziran 2019'da meydana gelen suç sırasında Londra'daki hastanelerde çocuk doktoru olarak çalıştığı anlaşılıyor. O zamandan beri, mecbur olduğu halde Genel Tıp Konseyi'ne polis uyarısını bildirmediği ortaya çıktı. Bunu yapmaya yetkisi olmasına rağmen polis de bunu yapmadı. GMC ancak Mart 2021'de Siddiqi'nin konuyu kıdemli bir meslektaşıyla yanlışlıkla tartıştıktan sonra kendinden bahsetmesiyle farkına vardı. Bundan önce, Ocak 2021'de Siddiqi, Margate, Kent'teki Queen Elizabeth the Queen Mother Hastanesi'nde (QEQM) vekil vardiyaları yürütmeye başladı. Bu işi özel işe alım ajansı ProMedical aracılığıyla aldı. ProMedical'in veya QEQM'yi yürüten East Kent Hospitals Trust'ın Gelişmiş DBS olarak bilinen Siddiqi hakkında ayrıntılı bir sabıka kaydı kontrolü yapıp yapmadığı bilinmiyor. Eğer öyleyse, polis uyarısının ortaya çıkması gerekirdi. Doğu Kent Hastaneleri, Sıddıki'nin önceki uyarısını tespit etmek için "kaçırılan fırsatlar" olduğunu kabul etti ve "bunun bir daha olmamasını sağlamak için adımlar attıklarını" söyledi.

-Ocak 2023'te Siddiqi, 14 yaşında bir erkek çocuk olduğunu düşündüğü biriyle seks için buluşmaya çalıştı.. Temmuz 2022'de Siddiqi, açığa çıkması ve polis uyarısını GMC'ye bildirmemesi nedeniyle nihayet Tıp Pratisyenleri Mahkemesiyle karşı karşıya kaldı. Mahkeme, doktorluktan bir ay uzaklaştırma cezası verdi. GMC tarafından uzaklaştırılmasının ardından Doğu Kent Hastaneleri, Siddiqi'nin QEQM'deki işine dönmesine izin verdi. ProMedical ayrıca onun kendi ajans doktorlarından biri olarak çalışmasına izin vermeye devam etti. Beş ay sonra Siddiqi, Margate hastanesinde '14 yaşında bir çocuk olduğunu düşündüğü biriyle seks yapmak için buluşmaya çalışırken' yakalandı. ITV Haber'in olayların bu zaman çizelgesinden haberdar olmasının ardından, ilgili çeşitli kamu ve özel kurumlar bize yazılı açıklamalar gönderdi.

-Eski Scotland Yard dedektifi Peter Bleksley, Siddiqi'nin ifşa nedeniyle suçlanması gerektiğini söyledi.. Metropolitan Polisi dahili bir inceleme başlattığını doğruladı. Scotland Yard sözcüsü bize şunu söyledi: "Genel Hukuk Polisi Açıklaması, bir kamu koruma riski olduğunda, polisin işverene veya düzenleyici kuruma, herhangi bir riski azaltmak için hızlı bir şekilde harekete geçmelerine olanak sağlayacak bilgileri iletmesini sağlar." “Ulusal Polis Şefleri Konseyi kılavuzuna göre genel varsayım, polisin kişisel bilgilerin gizliliğini koruması gerektiği yönünde. Ancak polis, 'acil bir sosyal ihtiyacın' ortaya çıkabileceği durumlarda, kişisel hassas bilgileri üçüncü taraflarla paylaşma konusunda ortak hukuk yetkisine sahiptir. Acil bir sosyal ihtiyaç, bir bireyin, bir grup bireyin veya genel olarak toplumun korunması veya zarardan korunması olabilir." “'Acil sosyal ihtiyaç' kararı, vakayı araştıran memurun, bireysel vakanın ve koşulların risk ve hassasiyetine ilişkin değerlendirmesine dayanmaktadır. Bu durumda açıklama yapılmadı ve bu konuda bilgi sahibi olduğumuz için bu kararla ilgili koşulları gözden geçiriyoruz." Doğu Kent Hastaneleri Baş Sağlık Sorumlusu Rebecca Martin bize şunları söyledi: "Olayın ardından [Siddiqi'nin QEQM'de tutuklanması], Dr. Siddiqi'yi derhal Genel Tıp Konseyi'ne bildirdik." "İncelememiz, süreçlerimizde bu suç teşkil eden suçu doğrudan önleyecek herhangi bir hasta katılımını veya başarısızlığı tespit etmedi. Önceki uyarısını tespit etmek için kaçırılan fırsatlar vardı ve bunun tekrarlanmamasını sağlamak için adımlar attık." Bu vakaya yanıt olarak Doğu Kent Hastaneleri, geçici işçilerden sorumlu klinik liderlerine ek eğitim ve rehberlik de sağladı. Bunun, bir kurum aracılığıyla işe alınan geçici işçiler için DBS kontrollerinin standartlaştırılmasını ve koşulları, uyarıları veya uyarıları içeren tüm DBS ve GMC kontrollerinin üst düzey inceleme için üst kademeye yükseltilmesini içerdiği anlaşılmaktadır.

-Polis, Tower Hamlets Mezarlığı Parkı'nda insanlara ateş açan Siddiqi'yi uyarmak için geldi.. Merkezi Brentwood'da bulunan ProMedical, yaptığı açıklamada 9 Ocak olaylarını "tek kelimeyle korkunç" olarak nitelendirdi. Sözcü şunu ekledi: “İşe alım öncesi kontrolleri, klinik yönetimi ve hastaların korunmasını çok ciddiye alıyoruz. Bir kuruluş olarak, son 16 yıldır NHS'ye ve sağlık camiasına hizmet vermekten ve işe alım öncesi kontrollerimizin NHS İşverenleri ve yönetim çerçevelerimiz ile uyumlu olmasını sağlamaktan gurur duyuyoruz."  “En zorlu zamanlarda, en çok ihtiyacı olanlara özverili bakım sağlamaya devam eden tüm sağlık iş gücü topluluğumuzla aynı derecede gurur duyuyoruz. Topluca öğrenmek ve bu tür eylemlerin bir daha asla yaşanmamasını sağlamak için Trust, GMC, LADO ve Polis teşkilatı ile işbirliği içinde çalışırken, süreç boyunca tam desteğimiz ve işbirliğimiz sağlandı." Genel Tıp Konseyi yaptığı açıklamada şunları söyledi: "23 Mart 2021'de Dr Salman Siddiqi, 1 Haziran 2019'da Tower Hamlets Mezarlık Parkı'nda cinsel organlarını kasıtlı olarak açığa çıkardığı için Metropolitan Polis Teşkilatının uyarısını kabul ettiğini GMC'ye bildiren bir kendi kendine yönlendirme yaptı." "GMC olayı araştırdı ve Ekim 2021'de Dr Siddiqi'yi kanıtları bağımsız olarak değerlendirmek üzere bir tıbbi mahkeme için MPTS'ye sevk etme kararı aldı. Duruşma, mahkemenin Dr Siddiqi'nin görevi kötüye kullanma ve tedbir nedeniyle mesleğine uygunluğunun bozulduğu sonucuna vardığı Temmuz 2022'de gerçekleşti. Mahkeme 1 ay uzaklaştırma kararı verdi." "Dr Siddiqi'nin Ocak 2023'te tutuklandığını öğrenir öğrenmez GMC derhal harekete geçti. Soruşturma başlattık ve kısıtlamaların gerekli olup olmadığını değerlendirmesi için doktoru MPTS'ye yönlendirdik."

Ceza davasının sonuçlanmasının ardından GMC'nin soruşturması devam ederken, Dr. Siddiqi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bir NSPCC sözcüsü şunları söyledi: “Çocukları istismarcılardan korumak için kurumların birlikte çalışması ve bilgileri uygun şekilde paylaşması hayati önem taşıyor. Polisin bir olaydan sonra işverene bilgi aktarması ya da yeni bir işverenin işe alım kontrolleri yapması olsun, koruma tüm karar alma süreçlerinin merkezinde yer almalıdır." "İfşa ve Engelleme Hizmetinin (DBS) gerekliliklerinin işverenler tarafından tam olarak karşılanması gerekiyor ve kurumlar, bakımları altındaki çocuklara kimlerin erişebileceği konusunda sağlıklı kararlar verebilmeleri için bilgilere zamanında erişebilmelidir." "Çocukların Cinsel İstismarına İlişkin Bağımsız Soruşturma'nın geçen yılki raporu, Birleşik Krallık sistemlerinin, veri yönetimini iyileştirerek çocukları, istismarcılardan korumak için birlikte daha etkili bir şekilde çalışması gerektiğini gösterdi." "Hükümetin IICSA tarafından yapılan tavsiyelere göre hareket etmesi ve çocukların ve gençlerin cinsel istismarını önlemek için gerekli değişiklikleri yapması esastır." (46)

"Met Polisi, çocuk doktorunun gözaltında bulunduğunu NHS'e söylememeyi savundu

Metropolitan Polisi, bir çocuk doktorunun çocuklara yönelik cinsel suçlar nedeniyle hapse atılmasından dört yıl önce tutuklanması ve uygunsuz teşhir nedeniyle uyarılması üzerine NHS'ye bilgi vermeme kararını savundu. Hornchurch'ten danışman Dr Salman Siddiqi, halk tarafından yakalanmadan önce 2019 yılında Tower Hamlets'teki bir parkta kendisini birkaç kadınla teşhir etmişti. Polis uyarısı aldı ancak memurlar, yasal olarak mümkün olmasına rağmen hastane patronlarına bunu söylememeyi tercih etti. Haziran ayında Siddiqi, Margate'teki Queen Elizabeth the Queen Mother (QEQM) Hastanesi'nde 'bir çocukla cinsel ilişkiye girdiği ve çocuklara yönelik cinsel suç işlenmesini düzenlemeye veya kolaylaştırmaya çalıştığı' gerekçesiyle iki yıl dört ay hapis cezasına çarptırıldı. (....)" (47)

**Türkiye'de durum ne? : Akıl hastanelerinde şiddet ve istismar ile ilgili..

"Akıl hastanesinde skandal
Samsun'da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gören kadına tecavüzle suçlanan hastabakıcı tutuklandı. Samsun'da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde hasta bakıcı olarak çalışan 50 yaşındaki Coşkun H., hastanede tedavi gören 29 yaşındaki C.K. adlı kadına tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. (....)" (92)

"Ahlaksızlığın böylesi! Akıl hastanesinde hastaya tecavüz!
Samsun İlkadım Hastanesi'nde bulunan Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde çalıştığı hastanede tedavi gören bir bayan hastaya tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanan 2 çocuk babası hasta bakıcının yargılanmasına başlandı. (...)" (93)

"Hastanenin bahçesinde tecavüz şoku
Çocuk Esirgeme Kurumu'nda çalışan M.Ü. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bahçesinde, bıçak zoruyla tecavüze uğradı. Çocuk Esirgeme Kurumu istanbul- Bahçelievler Yurdu'nda bakıcı olarak çalışan 37 yaşındaki M.Ü.'ye, işyerine gitmek isterken yolunu kesen eli bıçaklı bir kişi tarafından götürüldüğü hastane bahçesinde tecavüz edildi. (....)" (94)

"Akıllara durgunluk veren olay Türkiye'de yaşandı! Ünlü psikiyatrist çocuk hastaları manipüle etti, tecavüz edildiklerine inandırdı
Eski İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, çocuk hastalarına uyuşturucu ilaç verip manipüle ederek ailelerini tecavüzle suçlattığı iddiasıyla tutuklandı. İddiaya göre; Prof. Dr. Salih Zoroğlu, Bakırköy’deki özel kliniğine getirilen onlarca çocuğa disosiyatif (Çoklu kişilik bozukluğu) teşhisi koydu. (...)" (95)

"Tecavüz travmasını ispatlamak isterken, çok daha büyük bir travma yaşadım
Tek derdim, uğradığım tecavüz nedeniyle yaşadığım travmayı ispatlayabilmekti. Ama yattığım ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde çok daha büyük bir travma yaşadım. Sevgili Güzin Abla, uzun zaman önce tecavüze uğradım. Bir süre sonra bana zarar veren o şahısla karşılaştım ve karakolluk olduk. Aleyhime dava açtı. Benim davamda ise zaman aşımı vardı, gösterebileceğim bir delil ve şahidim de yoktu. Karşı taraf deli olduğumu iddia etti.(....) Olay, bu şahıstan bağımsız bir hale getirildi ve doğrudan kişiliğime yöneltildi. Bu arada hastanede çalışan bir sağlık memuru ve hemşirenin hastalara çok kötü muamele yaptığına, onlara şiddet uyguladığına şahit oldum. Hastaneye yattığım ilk gece bana da öyle davrandılar, kendimi inanılmaz derecede kötü hissettim. (...)" (96)

"Hastanede Tacize Uğrayıp İşkence Görmüş: Akıl Hastanesinde Yatmış Bir Kadının "Yok Artık!" Dedirten Hikâyesi
Sizleri Dilek Karabulut ile tanıştıralım. Youtube Yer6 Film kanalına konuk olan Dilek; akıl hastanesinde 1 sene geçiren ve bu 1 sene içerisinde yaşadıklarını anlattığında bizi şok eden, 'akıl hastanesinin asıl gerçeklerini' öğrendiğimiz 21 yaşındaki üniversite öğrencisi. 18 yaşında bipolar hastası olduğunu öğreniyor ve kendinde olan değişiklikler sebebiyle tekrar doktora gittiğinde aynı zamanda disosiyatif hastası olduğu ortaya çıkıyor. Bunun üzerine akıl hastanesine yatırılan Dilek'in hayatı o kadar değişmiş ki ailesi ve 1-2 arkadaşı dışında ona destek verebilecek hiç kimse kalmamış çevresinde. Dilek, 'Akıl hastanesinden daha hasta çıktım!' derken her şeyi anlatıyor aslında bizlere. Gelin, hep birlikte 5 kez akıl hastanesinde yatan Dilek Karabulut'un yaşadıklarına ve akıl hastanelerinin asıl gerçeklerine bir göz atalım. 1. Dilek'in anlattıklarına göre hastanede günlük kıyafetler giymek yasakmış. (....)" (97)

"Göz göre göre skandal! İlk kurban konuştu ihmaller zinciri ortaya çıktı
Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastanesi'nde yatarak tedavi gören Sultan Güner'in (57) iki gözünü parmaklarıyla oyan şizofreni hastası N.K.'nin (36), 2 yıl önce Manisa'da tedavi gördüğü hastanede dış fırçasıyla gözlerini oymaya çalıştığı Burcu Ş. (34), yaşadığı korku dolu anları anlattı. Burcu Ş., N.K.'nın kontrol altında tutulmasını, gerekli önlemlerin alınmasını istedi. Burcu Ş.'nin annesi Birgül İ. (61) ise bu olayın ihmal sonucu yaşandığını ifade edip, hastane görevlilerini suçladı. (....)" (98)

"Akıl hastanesinde tedavi gören hasta yatağını yaktı
Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde, çevreye ve kendine zarar vermemesi için yatağa bağlanan bir hasta, bir başka hastanın yardımıyla cebinden çıkardığı çakmakla yatağını tutuşturdu. Durumu fark eden hemşireler ile güvenlik görevlileri alevlere müdahale ederken, bu anlar hastanenin güvenlik kamerasına yansıdı. (....)" (99)

"Akıl hastanesinde delirten işkence!
Adana Doktor Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ndeki ‘dayak’ ve ‘uyuşturucu’ skandalı tüyler ürpertti. Hasta bakıcılar yaşlıları ve çocukları dövüyor, tedavi için hastaneye yatan bağımlılara uyuşturucu satıyor. (....)" (100)

"Akıl hastanesinde ‘dayak’ ‘uyuşturucu’ skandalı
STAR TV'de yayınlanan ‘Deşifre’ programında, Adana Doktor Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ndeki ‘dayak’ ve ‘uyuşturucu’ skandalı ortaya çıkarıldı. HASTANEDE DAYAK GÖRÜNTÜLERİ.. Günün her saatinde şiddet uygulanan hastanede hasta bakıcıların küçük çocukları tekme ve yumruklarla acımasızca dövmelerine, izleyiciler büyük tepki gösterdi. Görüntülerde tedavi için hastaneye başvuran bağımlılara, hasta bakıcıların uyuşturucu satmaları ise insanın kanını donduruyor.(....)" (101)

"Ruh sağlığı hastanesinde dehşet! Oda arkadaşının gözlerini oydu (VİDEO)
Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastanesi’nde yatarak tedavi edilen Sultan Güner’in (57) 2 gözünü, aynı odada yatan kadın hasta parmaklarını sokarak oydu. 2 gözünü de kaybeden Güner'in ailesi hastane yönetiminden şikayetçi olurken, Adana Valiliği, başlattığı soruşturma kapsamında başhekim yardımcısının da aralarında olduğu 7 personeli açığa aldı. (...)" (102)

"İki başhekime kötü muamele davası
Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde 'hastalara kötü muamele ettikleri ve görevlerini ihmal ettikleri' iddiasıyla iki başhekim hakkında iki yıl hapis istemiyle dava açıldı. (...)" (103)

"Akıl hastanesinde inanılmaz skandal! 'Ağabeyinizi kaybettik'
Cemalettin Cankaloğlu tedavi gördüğü Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde rahatsızlanınca yanına refakatçi vermeden, ambulansa bindirilip hastaneye gönderildi. 63 yaşındaki adam, Salihli Devlet Hastanesi’nde kayıplara karıştı. (....)" (104)

"Akıl hastanesinde 13 gün: Orada herkes canlı cenazeydi
Ağır depresyon teşhisiyle Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 13 gün kalan Ebru Esen yaşadıklarını, “Prodüksiyonu çok iyi olan bir korku filmi yaşadım” diye özetledi. Yakın bir arkadaşının vefat etmesinin ardından, depresyona giren Ebru Esen, kendi rızasıyla Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatış kararı aldı. 13 gün boyunca farklı ruh ve sinir hastalıkları tanısı olan çok ağır düzeyde hastayla bir arada kalan Esen, depresyon hastası olarak girdiği hastaneden artan krizler ve nöbetlerle çıktı. (...)" (105)

"Akıl sağlığında 'başka bir hastane' mümkün mü?
Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gören Ebru Esen’in aktardığı tanıklıklar tartışma yarattı. Hastanede 13 gün kalan Esen, yaşadıklarını, “bir korku filmi" diye özetlemişti. Gazete Duvar’da yayımlanan, "Akıl hastanesinde 13 gün: Orada herkes canlı cenazeydi" başlıklı haberin ardından hastanede yaşananlar, yeni tartışmaları ve eleştirileri de beraberinde getirdi. Haberin ardından daha önce Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yatan başka hastalar da gazetemize ulaşarak kendi benzer tanıklıklarını anlattı. (....)" (106)

"Depo: Akıl Hastanesinde Hayat  (VİDEO)
Foucault, modern iktidarların güçlerini kanıtlamak için marjinal unsurları kontrol altında tutmak istediğini ve bunu doğrudan bedenleri kuşatarak yaptığını söyler. elini kolunu sallayarak köyün sokaklarında gezen veya Orta çağ’ın aylaklık eden delileri, artık tehlikeli sayılmaya başlamış, devletin sınırladığı alanlara kapatılmış ve normal olanla aralarına yüksek duvarlar çekilmiştir, tıpkı hapishaneler gibi. Artık akıl hastaneleri iyileştirmeyi amaçlayan kurumlar değil, sadece akıl hastalarının zaten iyi olandan uzak tutulduğu yerler, depolardır. Depo: Akıl Hastanesinde Hayat 2014 Türkiye’sinde çeşitli akıl hastanelerinin içine davet ediyor bizi. Fakat bu gezinti deliliğin fantastik dünyasından çok, deliliği tanımlayanların acımasız dünyasına doğru yapılıyor. (...)" (107)

"YÜZLEŞME! Akıl Hastanesinde Yatmış Birisi (Hücrede Elimi Kolumu Bağladılar!) (VİDEO)
Herkese Selamın Aleyküm.. Çok sevilen serilerimizden biri olan yüzleşme serimizle karşısınızdayız. Bu hafta akıl hastanesinde yatmış olan “Dilek Karabulut” ile yüzleşiyoruz. Kendisi defalarca hastaneye yattığını totalde ise 1 seneye aşkın hastane de vakit geçirdiğini bizlere aktardı. Hastanede yaşamış olduğu deneyimleri, ilginç olayları bizlerle paylaştı. Akıl hastanesinde kimlerin yer aldığını, orada yer alan hastaların birbiriyle olan tutumu ve davranışlarını bizlere söyledi. Hastaların ne tür karşılandığını, hastanede ne şartlar altında yer aldığını aktardı. İntihar olayları, ölümler, psikolojik travmalar vb. olayların yer aldığını, kendisinin bile ilaç kullanır iken intihara teşebbüs ettiği hatta ve hatta 3 kere intihar ettiğini söyledi. Kendi şahsi yorumu ile hastaların orada pis yemekler yediğini ve çay zamanları bile bardağın pis ve iğrenç olduğunu söyledi. Hastane de yer alan kavgalarda hastaları yatağa bağladıklarını hatta bir keresinde kendisinin de bir kavgadan sonra hücreye atıldığını bir gün hücre de yatağa bağlı yattığını ve o bir günlük süreçte kişisel ihtiyaç ( tuvalet vb.) , yeme ve içme gibi ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını bize aktardı. Kendisinin halen günde 11 ilaç içtiğini ve tedavisinin devam ettiğini bizlere aktardı. "Bir insanın cehennemi yanması değildir,  acı çekmesi de değildir, cehennem insanın acı çektiği yerin kimsenin bilmediği yerdir!" Dedi; Dilek Karabulut. (...)" (108)

"Ruh Sağlığı Hastaneleri “Depo Hastaneler” mi? (VİDEO)
Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği kurucularından Zafer Kıraç’a göre ruh sağlığı hastanelerini birer “depo hastane. Kıraç, ''Ruh sağlığı alanında sıkıntıları olan insanların belirli süre için tedavi amaçlı gittikleri bir yer olması gerekir. Ama 30 yıldır orada yaşayan insanlar var'' diyor. (....)" (109)

"Ruh sağlığı hastaneleri... Depo hastaneler ve Covid-19 sürecinde durum
Kapalı kurumlar içerisinde en az hapishaneler kadar ilgiye muhtaç olan Ruh Sağlığı Hastaneleri-Depo hastanelerdir. Eski binalar, yetersiz personel ve çok kalabalık olma hali en benzer noktalarıdır. Bu ve sonraki iki yazımda Covid-19 sürecinde ruh sağlığı hastanelerinin ne durumda olduğuna ve bu hastanelerde kalan hastaların ve çalışanların bu süreci nasıl deneyimlediklerine bakmaya çalışacağım. İnsan hakları açısından nasıl bir manzara var ve nasıl çözümler üretilmiş, enine boyuna ortaya koymak amacındayım. (...)" (110)

"Ruh sağlığı hastaneleri... Depo hastaneler ve Covid-19 sürecinde durum-2
Uluslararası platformlarca da teyit edilen, kimsenin reddetmediği bir insan hakları ihlalleri gerçeği var kapalı kurumlarda. Covid-19 sürecinde ruh sağlığı hastanelerinin ne durumda olduğuna ve bu hastanelerde kalan hastaların ve çalışanların bu süreci nasıl deneyimlediklerine bakmaya, insan hakları açısından nasıl bir manzara var ve nasıl çözümler üretilmiş, enine boyuna ortaya koymaya devam ediyoruz. Depo hastaneler, ruh sağlığı hastaneleri başlıklı dizi yazımın ilk bölümü geçen hafta yayınlandıktan sonra oldukça ilginç tepkiler aldım. (....)" (111)

"Manisa Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde Hastalara Yapılan Şiddete Dur de!!!
Bu kampanya neden önemli? Öncelikle Başımdan Geçenleri Usanmadan ve Bıkmadan Okumanızı Rica Ederim. Ölümden döndüğüm ve diğer hastalara da aynı şekilde yapılan sadist ve kaba eylemler hakkında kısa bir yazı özeti sunacağım. Manisa Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesine Yatırıldığımda Kullandığım Hapların Yan Etkisi Baskın Çıkmış ve Yerinde duramama can sıkıntısı baş göstermiş bunun sonucunda dışarı çıkma isteği uyanmıştır. İçimdeki duygu ya dışarı çıkıp özgür olmalıyım ya da ölmeliyim şeklindedir. Ancak yine de sabır et az kaldı telkinleri yaparak avuttuğum beynim çalışanların daha ilk dakikadan itibaren yaptıkları despot,saldırgan tehditvari ve sadist tavırları beni kaçmam konusunda teşvik etmiştir. (....)" (a) Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine Yaşanan Olayların Devamı.. Yaşadıklarımı kare kare hatırlıyorum malesef çünkü beynime o kadar çok darbe aldım ki unutkanlık başladı başlaması çok normal çünkü darbelerden sonra hiçbir doktor kontrolüne götürülmedim. İlk geldiğimiz günlerde önümüze koyulan yemek sanki 2,3 günlük kalmış bozmuşç iğren bir görüntüsü var ilk 2 gün boyunca bu yemeği yedik. (....)" (b)" (112)

"6 yıl istismar, taciz, şiddet... Gördüler sustular
Elazığ’da yurttan kaçan 4 kızın ifadeleri dehşete düşürdü. 6 yıl boyunca istismara uğradıklarını söyleyen kızlar, yaşadıklarını anlatmalarına rağmen işlem yapılmadığını savundu. Yurdun müdür yardımcısı ve psikoloğunun da tacizleri raporladığı ama yetkililerin ‘sessiz’ kaldığı ortaya çıktı.(...) İddia üzerine inceleme başlatan jandarma, merkeze rehabilite amacıyla getirilen kız çocuklarının, 2007-2013 yıllarında cinsel istismar, taciz ve şiddete maruz kaldığı bilgisine ulaştı. (....)" (113)

"Elazığ'da yurtta cinsel istismar iddiasıyla ilgili 7 kişi hakkında iddianame
Savcılık cinsel istismar suçunu 3 şüphelinin gerçekleştirdiğini, ancak olayı 2 müdür, 1 müdür yardımcısı ile 1 psikoloğun gizlediğini bildirdi. Elazığ'da kimsesiz ve bakıma muhtaç çocukların kaldığı ve 2013 yılında kapatıldığı öğrenilen yurtta 15 yaşından küçük 2 çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen 3, olayı bilerek gizleyen 4 kişi olmak üzere 7 şahıs hakkında iddianame hazırlanarak ağır ceza mahkemesine gönderildiği bildirildi. (...)" (114)

* VE DİĞERLERİ..

-Bilimsel olan/olmayan çalışmalar, araştırmalar, haberler vs vs..

"'Akıl hastanelerinde, hastalara işkence ediliyor'
Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi tarafından hazırlanan rapora göre hastalar, saatlerce yatağa bağlanıyor, dövülüyor ve toplu halde çırılçıplak banyo yaptırılıyor. Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi (RUSİHAK), 3 yıl boyunca ruh ve sinir hastalıkları hastanelerini izleyerek bir rapor hazırladı. Eylül 2011-Mart 2014 arasında Türkiye’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı en büyük psikiyatri hastanelerinin bulunduğu ve 3 bin 631 hastanın kaldığı, İstanbul, Manisa, Elazığ, Adana, Samsun ve Ankara’daki altı hastane izlenerek hazırlanan ‘Ruh sağlığı alanında insan hakları 2013 Türkiye’ raporunun bulguları ürkütücü. Raporda, “Hastalar, saatlerce yatağa bağlanıyor, dövülüyor ve toplu halde çırılçıplak banyo yaptırılıyor” denilirken, Erenköy RSHH’de görevli psikolog olmadığı ortaya çıktı. (...)" (117)

"Bu hastanelerde sinirler bozulur, akıl sağlığı yitirilir!
Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi tarafından 3 yıl akıl hastaneleri izlenerek hazırlanan rapor korkutucu. Hastalar, saatlerce yatağa bağlanıyor, dövülüyor ve toplu halde çırılçıplak banyo yaptırılıyor. (....)" (118)

"Akıl Hastanelerinde Terapi Yok, İşkence Var
RUSİHAK, iki yıl boyunca Türkiye'deki ruh sağlığı hastanelerini ziyaret etti; yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdı. Bu mekanların düzelmesi için tek çözüm, hastaları birey olarak görmeyen zihniyetin değişimi. Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği (RUSİHAK), Türkiye’deki ruh sağlığı hastanelerinde yaşanan hak ihlallerini anlattı. Hastanelerdeki hiyerarşik yapılanmanın altını çizen RUSİHAK, “Bu hiyerarşide en şanssızlar, bu hastanelerden hizmet alanlar” dedi, “Özgürlükler mahrum bırakıldıklarını biliyoruz. Ama bunun da ötesinde insanlık onurunu zedeleyici koşullarda tutuluyorlar. Hastanelerin bazı servislerinde tüm insan hakları ihlalleri aynı anda mevcut”.(...)" (119)

"CPT: Hastanede Elektroşokla Kötü Muamele Var
Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi, Bakırköy ve Adanadaki hastanelerde aşırı oranda elektroşoka başvuruluyor. Anestezisiz, kas gevşeticisiz uygulanıyor. Kaynakları artırın, yazılı politika gerek; Türkiye Uygulama Kılavuzu hazırlıyoruz dedi. (...)" (120)

"İşkenceyi Önleme Komitesi Türkiye Raporunu Açıkladı
CPT 2006'da ruh sağlığı hastanelerine ve rehabilitasyon merkezlerine yaptığı ziyaretlerin raporunu açıkladı. Türkiye'nin hâlâ ruh sağlığı yasasının olmamasına dikkat çekti. (...) CPT'nin tavsiyeleri arasında bütün ruh sağlığı merkezlerindeki personele hastalara -sözlü istismar da dahil- kötü muamele edilemeyeceğinin açıkça belirtilmesi, hastalar için sağlanan yaşam koşullarının iyileştirilmesi, açık hava egzersizlerine olanak tanınması, yardımcı personeline ve ruh sağlığı hemşire kadrosunun güçşendirimesi var.(...)" (121)

"Akıl hastaneleriyle ilgili dehşete düşüren rapor
 Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi akıl hastanelerini masaya yatırdı. Hazırlanan rapor dehşete düşürdü. Üç yıl boyunca izlenen hastanelerde bir çok hastaya kötü muamele yapıldığı belirlendi.‘Tedavi edildi’ diye taburcu edilen hastaların yüzde 60'ı geri döndü. Bazı hastanelerde psikolog bile yok. (....)" (122)
 
"Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde "sözlü şiddet iddiaları" incelendi; hastalar 1-2 saat kalması gereken tespit odasında 6 saat tutuluyor
Kamera görüntüleri, defter kayıtlarıyla eşleşmiyor.. TİHEK, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde hastaların sözlü şiddete maruz kalmasına yönelik iddiaları araştırdı. Hastane kayıtlarında hastaların “1-2 saat" kaldığı tespit odasında 6 saat tutulduğu da ortaya çıktı. (...)"
-"Sözlü şiddet sürüyor"(...)
-Hastaların 1-2 saat kalınması gereken tespit odasında 6 saat tutulabiliyor. (...)
-Kız çocuklarına iğne vurulurken erkek görevliler odada (...)" (123)

"Rapor, akıl hastalarının Türkiye'deki hastanelerde insanlık dışı muameleye maruz kaldığını ortaya koyuyor
Rapor, altı ruh sağlığı bozukluğu hastanesinde üç yıl süren gözlemlerin ardından hazırlandı.. Yakın zamanda yayınlanan bir STK raporu, Türkiye'deki tüm akıl hastalıkları hastanelerindeki kötü koşulların, hastaların hep birlikte banyo yapmaya zorlandığı, günlerce tecrit altında kaldığı, yataklarına bağlı kaldığı ve gerekli rehabilitasyon hizmetlerinden mahrum bırakıldığı ortaya çıktı. Ruh Sağlığında İnsan Hakları İnisiyatifi (RUSİHAK), geçtiğimiz üç yılda İstanbul, Manisa, Elazığ, Adana, Samsun ve Manisa'da bulunan altı ruh sağlığı hastanesinde yaptığı gözlemlerin ardından “Ruh Sağlığında İnsan Hakları 2013”​​raporunu hazırladı. Ankara, Eylül 2011 ile Mart 2014 tarihleri​​arasında toplamda 3.600'den fazla hastanın kaldığı yer. (...)" (124)

"Psikiyatri hastanelerinde fiziksel kötü muamele
Bir Avrupa heyeti, 2006 yılında Türkiye'ye yaptıkları ziyaret sonrasında üç ruh sağlığı hastanesinde kötü muamele ve hastalar arası şiddet olaylarını bildirdi. Raporda, İstanbul'daki Bakırköy Hastanesi'nin Anadolu'nun Elazığ ve Samsun illerindeki hastanelerden daha iyi durumda olduğu belirtiliyor.(...)" (125)

"Akıl Hastanelerindeki Askeri Kurum Mantığı
Türkiye’deki akıl hastanelerinde yaşananları anlatan Depo: Akıl Hastanesinde Hayat belgeseline katkı sağlayanlardan sosyolog- insan hakları aktivisti Can Feyzioğlu ile bu hastanelerde yaşanan sorunları konuştuk. (....) Feyzioğlu, hastanelerde çalışan insanların hastaneleri depo olarak adlandırdığını belirtiyor ve ekliyor: “Bu hastalar köşeye attığımız, kullanmadığımız eşyalar gibi görülüyor.” (....)" (126)

"Ruh sağlığı hastaneleri hapishane gibi
Ruh Sağlığı Alanında İnsan Hakları Raporu’na göre, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde ruh sağlığı hizmetlerinin temelini “kapatma” anlayışı oluşturuyor. Denetimin olmadığı ortamlarda şiddet yaygın. Devlete ait yurt ve bakım evlerinden getirilen çocuk ve kadın hastaların çoğu ise cinsel taciz mağduru.(....)" (127)

"Ruh sağlığı hizmetinin temeli: tecrit ve kötü muamele
Ruh Sağlığı Alanında İnsan Hakları Raporu’na göre, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde ruh sağlığı hizmetlerinin temelini “kapatma” anlayışı oluşturuyor. Denetimin olmadığı ortamlarda şiddet yaygın. Devlete ait yurt ve bakım evlerinden getirilen çocuk ve kadın hastaların çoğu ise cinsel taciz mağduru.(...)" (128)

"Akıl hastanesine yatışların %80’i istemsiz
‘Türkiye’de Akıl Hastaneleri’ söyleşisinde konuşan Şehnaz Layıkel, ‘Akıl hastanesi modelini terk edip, insan hakları modeline geçmemiz lazım’ dedi. “Türkiye'de Akıl Hastaneleri ve İnsan Hakları” söyleşisi, ruh sağlığı alanında hizmet veren devlet kurumlarının iç yapılarına dair gözlemler sunabilmeyi, bu kurumlarda kalanların yaşadıkları sorunları görünür kılabilmeyi ve varolan açmazlara dikkat çekerek mevcut sisteme alternatif olası modelleri tartışmaya açabilmeyi amaçlayan Depo: Akıl Hastanesinde Hayat belgeselinin fragman gösterimiyle başladı. (....)" (129)

""Türkiye'de de akıl hastaları zincire vuruluyor" iddiasına yanıt: Hastanelerde 40 yıldır yok
HRW'nin yeni raporunda akıl hastalarının zincirlendiği 60 ülke arasında Türkiye'de sayıldı ama detay verilmedi. Psikiyatristler, hastanelerde 40 yıldır böyle bir uygulama olmadığını söylerken, geriye hastaya evde bakmaya çalışan aileler ihtimali kaldı. Uzmanlar, Türkiye'de de akıl hastalarının zincire vurulduğu iddialarının doğru olmadığını öne sürdü .. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nce (HRW) yayımlanan yeni rapora göre 60 ülkede yüz binlerce kişinin ruh sağlığı sorunları nedeniyle zincire vurulmuş halde yaşadığı iddia edildi. (....)" (130)

"Akıl hastanesinde bir bayram günü!..
70’li yıllar... Yapımcı-yönetmen ve sunucu olarak çalıştığım TRT İstanbul Televizyonu’na, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde korkunç insanlık suçlarının işlendiği yönünde ihbarlar geliyor. (....)" (131)

"CHP'li Ayhan Barut'tan skandal iddialara sert tepki
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, Adana Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yaşanan skandallara sert tepki gösterdi. Cumhuriyet Halk Partisi, Adana Milletvekili Ayhan Barut, Adana Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yaşanan skandallara çözüm bulunmamasına sert tepki göstererek; '30 Ekim 2019 tarihinde Türkiye’deki Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinde tedavi gören hastalara yönelik psikolojik ve fiziksel şiddet ile baskıların araştırılıp önlem alınması amacıyla Meclis Araştırması istemiştik. Meclis Araştırması beklerken hastanelerimizde vahşetler yaşanıyor ama bir türlü önlem alınmıyor' dedi. (....)" (132)

"Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinde Hastalara Şiddet mi Uygulanıyor!
Türkiye'de faaliyette bulunan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinde tedavileri devam eden hastalara yönelik olarak psikolojik ve fiziksel şiddet ile baskıların olup olmadığına dair araştırma yapılması için Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut TBMM araştırması istedi. (...)" (133)

"“Hastalara Yönelik Şiddet ve Baskı İddiaları Araştırılıp Önlem Alınsın” Başlıklı Haber İle İlgili Basın Açıklaması
T.C. ADANA VALİLİĞİ, İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, BASIN AÇIKLAMASI.. Bazı basın-yayın organlarında yer alan “Hastalara Yönelik Şiddet ve Baskı İddiaları Araştırılıp Önlem Alınsın” başlıklı haberde İstanbul, Adana, Manisa, Elazığ, Samsun ve Ankara’daki ruh sağlığı ve hastalıkları hastanelerine dair bazı iddialara yer verilmiş olup konuyla ilgili açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. (....)" (134)

"Akıl hastanesinde boş yatak kalmadı
İnsanların artık yardım alma konusunda zorlanmadığını vurgulayan Ayer, “800 yataklı hastanemiz dolu. Devlet büyüklerini devreye sokanlar oluyor ama bir şey yapamıyoruz” dedi (...)" (135)

"Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinde Artan Sorunlar Acilen Çözüm Bekliyor!
Ülkemizde yatarak psikiyatrik tedavi uygulanabilen yatak kapasitesinin yaklaşık yarısı ruh sağlığı hastanelerinde bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı 2019 İstatistik Yıllığına göre 11 Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde toplam 3912 yatak bulunmaktadır. (....)" (136)

"Şiddet uygulayan akıl hastanesine (MHP'nin teklifi)
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, dünkü grup toplantısında gündeme getirdiği ruh sağlığı yasasının ayrıntıları: Her şehre kurul, ilaçlar ve çocuklara ücretsiz, eğitimli polisler...(....)" (137)

"Şiddet uygulayan akıl hastanesine!
Her şehre Ruh Sağlığı İzlem ve Denetim Kurulu kurulacak. Üç hafta sürecek tedavide ilaçlar ücretsiz olacak. 18 yaşının altındaki çocuklar ücretsiz faydalanacak. Ruhsal problem yaşayanlara eğitimli polisler müdahale edebilecek. (....)" (138)

"Türkiye'de Akıl Hastalığı Olan Hastalarda Zorla Yatırma ve Zorla Tedavi/ Hukuki ve Etik Sorunlar
Soyut.. Tıbbi girişimlerden önce kişilerin onamlarının alınması beden bütünlüklerine ve gelecekleri ile ilgili karar alma haklarına saygının gereğidir. Ancak bazı istisnai hallerde kişilerin onamı olmadan beden bütünlüklerine girişimlerde bulunulması hem etik açıdan hem de yasal açıdan kabul görebilmektedir. (....)" (139)

"Çözümlenmemiş Bir Konu: Psikiyatrik Bozukluğu Olan Hastanın Gönülsüz/Zorla Tedavi Edilmesi
ÖZET.. Gönülsüz/zorla tedavi etme veya hastaneye yatırma özellikle psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Hastanın zor- la tedavi edilmesine yönelik gerekçe, hastaların hastalığı ve tedaviye ge- reksinimi olduğunu kabul etmemelerine bağlı olarak aydınlatılmış onam veremeyecek durumda olmalarına dayandırılmaktadır. (....)" (140)

** Türkiye’de antidepresan kullanımında artış..

"Türkiye’de antidepresan satışındaki artış toplumda ruh sağlığının bozulduğunun bir göstergesi mi?
Türkiye’de antidepresan kullanımı artıyor. Sağlık Bakanlığı’nın verileri, 2020’ye kadarki 11 yılda antidepresan kullanım miktarının yaklaşık yüzde 70 arttığını gösteriyor. Bakanlığın, 2020 yılına ait son sağlık istatistiklerine göre, 2009 yılında 1000 kişi başına günlük 29 antideprasan ilacı düşerken, bu oran 2020’de 49’a çıktı. CHP milletvekili, eczacı ve iktisatçı Burhanettin Bulut’un paylaştığı verilere göre de, 2017’den 2021’e geçen 5 yılda satılan antidepresan kutu sayısı 11,5 milyon arttı. 2017’de 48 milyon kutu antidepresan satılırken, 2020’de bu sayı yaklaşık 55 milyona, 2021’de ise yaklaşık 60 milyona çıktı. BBC Türkçe’ye konuşan Bursa’daki bir eczacı teknisyeni, “Eczanede psikiyatri ilaçlarının rafı uzaktaydı, daha yakına çektik. Ağrı kesiciler gibi çok sayıda satılıyor” dedi. Peki antidepresan ilaçlarının satışının artması, Türkiye’de ruh sağlığı bozukluklarının arttığı anlamına gelir mi? (.....)" (141)

** Türkiye'deki akıl hastanelerinde "tek cinsiyetli koğuş" sistemi var mı? Bundan pek birşey anlayamadım..

"MANİSA RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HASTANESİ ZİYARETİ
(Rapor No: 2019/25), (Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu’nun 17.12.2019 tarih ve 2019/73 sayılı kararında oy çokluğu ile kabul edilmiştir.) (....) 
B. GENEL BİLGİLER
B.1. HASTANE HAKKINDA GENEL BİLGİLER
9. 400 yıllık bir tarihe sahip olan Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, günümüzde bölge hastanesi olarak Ege Bölgesi’ndeki 12 ile hizmet vermektedir.
10. Hastane, Ana Yerleşim Yeri Merkez Bina, Ahmetli Şubesi ve TRSM birimlerinden oluşmaktadır. Hastanede, yetişkin erkek ve kadın servislerinin yanı sıra adli servis (erkek), ergen ve çocuk servisi, AMATEM ve mahkum koğuşları bulunmaktadır.
11. B1-B2-B3 erkek adli servislerinde, adli kontrol amaçlı gönderilen hastaların yatışları yapılmaktadır.
12. C1-C2 servislerine hekim kararı ile yatışı uygun görülen kadın hastaların yatışı yapılmaktadır. Kadın adli servisi olmadığından adli kadın hastaların da yatışı C1-C2 servislerine yapılmaktadır.
13. D1-D2 servisleri, hekim kararıyla yatışı uygun görülen erkek hastaların yattığı servislerdir.
14. Hastaneye başvuran çocuk ve ergen hastaların, uygun görüldüğü takdirde Çocuk Kız/Çocuk Erkek Servislerine cinsiyetlerine göre yatışı yapılmaktadır.
15. AMATEM servisinde hastanın isteği ve talebi ile kimyasal ve davranış bağımlılığı olan erkek hastaların yatışı yapılmaktadır.
16. Ahmetli Ek Binasında bulunan 151 yataklı servislerde ise dahili riski olmayan kronik ve tedaviye uyum sağlayan erkek hastaların yatışı yapılmaktadır.
17. Hastane, poliklinik hizmetleri de vermektedir. Günlük poliklinik sayısı 37’dir. Poliklinikler 09. 00-16. 00 arasında hizmet vermekte olup günlük ortalama 750 kişi polikliniklerden faydalanmaktadır. TRSM’ye kayıtlı hasta sayısı ise 598’dir
vs vs.. (....)" (142)

** Yabancıların gözünden Türkiye'deki akıl hastaneleri..

"Türkiye'deki Akıl Hastanelerinde İstismarın Yaygın Olduğu Söyleniyor
APA komitesi, Türk Psikiyatri Birliği'nden, Washington merkezli bir savunuculuk grubunun yakın tarihli bir raporunda dile getirdiği, Türkiye'deki kamu psikiyatri merkezlerindeki insan hakları ihlallerine ilişkin iddiaları açıklığa kavuşturmasını istiyor. "İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde hastalar vakitlerini pek az harcayarak ortalıkta yalan söylüyorlar." Uluslararası Zihinsel Engelli Hakları "Mental Disability Rights International"(2005)

Eski bir APA başkanı ve Harvard'da Touroff-Glueck Hukuk ve Psikiyatri Profesörü olan Dr. Alan Stone, Psychiatric News ile yaptığı röportajda "Sağladıkları bakımın kalitesi, hastalar için sahip oldukları etik ve diğer korumalar ve bu konuda bir şeyler yapmalarına nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda endişe duyan meslektaşlarımız olarak [Türk psikiyatristlere] yaklaşıyoruz." dedi. Uluslararası Zihinsel Engelli Hakları (MDRI "Mental Disability Rights International") tarafından Eylül ayında yayınlanan rapor, elektrokonvülsif tedavinin (ECT "electroconvulsive therapy") ceza olarak "yaygın" kullanımını, çocuklarda ve ergenlerde kullanımını ve kas gevşeticiler, anestezi veya oksijenasyonla "değiştirilmeden" kullanımını tanımladı. Hastaları keyfi gözaltından koruyan akıl sağlığı yasalarının eksikliğine dikkat çekti. MDRI ekibi ayrıca rehabilitasyon merkezlerini ve yetimhaneleri de ziyaret etti ve kısıtlamaların ve tecritin uygunsuz kullanımını, rehabilitasyon ve tıbbi bakım eksikliğini ve engelli çocukların "açlıktan ölmek üzere olduğunu" gözlemledi. Raporda "İnsanlık dışı ve aşağılayıcı tecrit koşullarının Türk ruh sağlığı sistemi genelinde yaygın olduğu" belirtildi. "Kilit altında tutulan ve kamuoyunun gözü önünde olmayan psikiyatrik rahatsızlıkları olan kişiler ile zeka geriliği gibi zihinsel engelleri bulunan kişiler, işkenceyle eşdeğer tedavi uygulamalarına maruz bırakılıyor."

Psikiyatri Derneği Yanıtlıyor.. Türk Psikiyatri Birliği ve Türk Tabipleri Birliği, yanıt olarak yaptıkları açıklamada, MDRI raporundaki bazı bilgilerin anekdot niteliğinde olduğunu ancak bulgulara büyük ölçüde katıldıklarını söyledi. İki dernek, "Belirtilen eksiklik ve eksikliklerin gerçeklerle tutarlı olduğunu üzülerek kabul etmek zorundayız" dedi. "Türkiye'de psikiyatri hizmetlerinin gelişmiş ülkelerin, hatta ülkemizdeki genel sağlık standartlarının oldukça gerisinde olduğu bilinen bir gerçektir." Ancak bir Türk hükümet temsilcisi MDRI'nin Türkiye'deki koşullara ilişkin değerlendirmesine karşı çıktı. "Rapor Ankara'da ciddiye alındı ancak hükümet bunu doğru bulmuyor" diyen Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Birinci Sekreteri Fatih Yıldız, raporun mevcut durumu yansıtmadığını söyleyerek keyfi gözaltı iddialarını reddetti. ECT reşit olmayanlar üzerinde yapılmadı ve ceza olarak kullanılmadı, dedi ve Sağlık Bakanlığı'na göre, “ECT alan tüm hastalara anestezi sağlamak her zaman tıbbi olarak mümkün değildir.” MDRI araştırmacıları, Nisan 2005 ve Temmuz 2005'te Türkiye'deki tesisleri ziyaret ettiklerini ve raporlarında yer alan ifadelerin arkasında durduklarını söyledi. APA'nın Psikiyatrinin Kötüye Kullanımı ve İstismarı Sorumlu Komitesi (Corresponding Committee on the Misuse and Abuse of Psychiatry), MDRI tarafından rapor edilen uygulamalar hakkında daha fazla bilgi arıyor ve Türk Psikiyatri Birliği'nin Türkiye'deki bakım standartları ve kalitesinde reform yapma arzusunu desteklemenin yollarını arıyor ve mevcut kaynakların yetersiz olduğunu kabul ediyor. Stone, "Benim anladığım kadarıyla Türkler 1997'den bu yana bu kaygıların farkındaydı ancak o günden bu yana koşullarda değişiklik yapmadılar" dedi. "Meslektaşlar olarak bakımla ilgili sorularla, neler yapılabileceğiyle ve onlara nasıl yardımcı olabileceğimizle ilgileniyoruz."

MDRI araştırmacıları arasında Amerikalı ve Türk üyeler de vardı. MDRI Peru, Kosova, Paraguay ve Meksika'da zihinsel engelli kişilerin durumuna ilişkin benzer raporlar hazırladı. San Francisco'daki Kaliforniya Üniversitesi'nde klinik psikiyatri profesörü, San Francisco Genel Hastanesi'nde psikiyatri şefi ve ekipteki tek doktor olan araştırmacı Robert Okin (MD), "Sorun kaynak eksikliği gibi görünmüyor" dedi. . Okin, MDRI adına kendisinin de ziyaret ettiği ve mevcut kaynaklar az olmasına rağmen değiştirilmemiş EKT'nin kullanılmadığı Meksika örneğine değindi. Okin, "Türkiye'de tanık olduğumuz insan hakları ihlalleri, Türk psikiyatristlerin kişisel veya mesleki ihlallerinin değil, hükümet politikalarının sonucudur" dedi. "ABD'deki psikiyatristlerin sorunun kaynağına odaklanmak için müttefik ve meslektaş olarak onlarla bir araya gelmeleri önemli." Etki Yaratma Şansı MDRI direktör yardımcısı ve raporun ortak yazarlarından biri olan Laurie Ahern bir röportajda “Türkiye'yi seçtik çünkü en etkili olabileceğimiz yer orasıydı” dedi. Şu anda ilgi odağında olan Türkiye, Avrupa Birliği'ne (AB) katılım başvurusunu bekliyor. Brüksel'deki AB sözcüsü Krisztina Nagy, AB Genişleme Komisyonu'nun Türkiye'nin kaydettiği genel ilerlemeye ilişkin bir raporu 9 Kasım'da yayınlayacağını söyledi. “Bu aşamada söyleyebileceğimiz, komisyonun aday ülkelerdeki, zihinsel engelliler de dahil olmak üzere hassas grupların durumunu çok yakından takip ettiğidir. Komisyonun uzmanları Uluslararası Zihinsel Engelli Hakları'nın raporunu detaylı olarak inceleyecek ancak şu aşamada bu spesifik raporun içeriği hakkında özel bir yorumumuz yok.” İki yıllık bir soruşturmanın ardından MDRI, psikiyatrik bakımın çeşitli yönlerinde insan hakları ihlallerini tanımladı. Zihinsel engelli Türklerin çoğu aile üyeleriyle birlikte yaşarken, mevcut sosyal veya zihinsel sağlık hizmetleri toplumdaki tedavi veya desteği karşılamaya yeterli değildir. Toplum temelli bakımın eksikliği, devlet psikiyatri tesislerini kronik hastalarla doldururken, psikiyatrik krizler nedeniyle akut bakıma ihtiyaç duyan kişilerin kaynaklarını tüketiyor. Devlet tesislerinde bakım büyük ölçüde gözetim altındaydı. Ortak yazarlar Ahern ve Eric Rosenthal, J. D'nin belirttiğine göre İstanbul'daki Bakırköy ve Erenköy hastanelerinde "insanlar yataklarda veya sandalyelerde oturuyordu ya da tesisin içinde dolaşacak çok az şey vardı."

Raporda, Türkiye'de akıl hastalarına yönelik yasal korumaların neredeyse yok olduğu belirtiliyor. Hapsedilme tehlikesiyle karşı karşıya kalan kişiler keyfi olarak psikiyatri tesislerinde alıkonulabilir, taahhütlerine itiraz etme hakları yoktur ve bilgilendirilmiş onam alma veya tedaviyi reddetme hakları reddedilir. Bir röportajda Okin, ülkenin akıl hastalarına yönelik resmi yasal korumalardan daha fazlasına ihtiyacı olacağını söyledi. Halihazırda Türkiye'de yasaları uygulayacak yargı yapıları (duruşma görevlileri veya özel mahkemeler gibi) ve insan hakları konusunda eğitimli yargıçlar bulunmamaktadır. Raporda, beş kamu psikiyatri hastanesindeki 5.500 yatağa toplam 359 personel psikiyatristin hizmet verdiği belirtildi. Tedavi minimaldir ve esas olarak ilaçlar ve EKT'den oluşur. Yazarlar, “Türkiye'nin ruh sağlığı sisteminde gözlemlenen en yaygın ve ciddi insan hakları ihlali MDRI'nin, anestezi, kas gevşetici veya oksijenasyon olmadan elektrokonvülsif terapinin (EKT "electroconvulsive therapy") 'değiştirilmemiş' formlarda kullanılmasının yaygın uygulamasıdır” dedi. EKT çocuklar ve yaşlılar için ve Türkiye Sağlık Bakanlığı'nın 1997'de Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi ile mutabakata vardığı dört endikasyondan daha uzun bir endikasyon listesi için kullanıldı. Ahern, "ECT'nin suiistimallerinin insanlık dışı ve aşağılayıcı olduğu biz ortaya çıkmadan önce zaten tespit edilmişti" dedi. MDRI'ye, yüksek düzeyde EKT kullanımının, kurum yetkililerinin hastaları taburcu etmesine ve yenileri için yatak açmasına olanak tanıdığı söylendi. Çoğunlukla EKT bu hastaların aldığı tek tedaviydi. EKT sonrası evlerine gönderilen hastalar, ya paraları yetmediği için ya da bu tür ilaçların bulunmadığı ya da mevcut yönetmelikler gereği sık sık reçete yazacak psikiyatristlerin bulunmadığı kırsal bölgelerde yaşadıkları için psikiyatrik ilaçlara erişimleri sıklıkla çok azdı. Okin, "Bunu Türk kültürüyle veya Türk psikiyatristleriyle ilişkilendirmiyorum çünkü üniversite hastanelerinde olmuyor" dedi. "Türk hükümeti açısından bunun gerçek bir insan hakları ihlali olduğu konusunda bir miktar farkındalık eksikliği var."

Raporda, bulguların yanı sıra MDRI'nin Türkiye'nin ruh sağlığı sistemini iyileştirmeye yönelik tavsiyelerine de yer veriliyor. Bunlar arasında “ECT'nin kötüye kullanılmasına son verilmesi; kurumlardaki insanlık dışı ve onur kırıcı koşullara karşı koruma; [ve] uygunsuz ve keyfi gözaltıların sona erdirilmesi.” MDRI ayrıca, Türk Psikiyatri Derneği tarafından hazırlanan ruh sağlığı yasası teklifinin bir değerlendirmesini sunarak, yasanın hedeflerini övdü ancak algılanan eksikliklerden duyduğu endişeyi dile getirdi ve iyileştirilmesi için önerilerde bulundu. Ahern, “Türkiye'nin bu konuları önemseyen profesyonellere ve değişiklik yapabilecek kaynaklara sahip olduğuna inanmak için nedenlerimiz var” dedi.“ "Türk avukatlardan, psikiyatristlerden ve insan hakları avukatlarından destek aldık. Amacımız Türkiye’deki reformları desteklemek.”  APA komitesi bir soruşturma mektubu hazırlayarak Türkiye'yi ECT'ye yönelik uluslararası normları derhal uygulamaya koymaya, çocuklarda ECT kullanmamaya ve bakım standartlarını yayınlayıp bunları halkın, hastaların ve hekimlerin kullanımına sunmaya çağırıyor. Stone, belki de Temmuz 2006'da İstanbul'da düzenlenecek Dünya Psikiyatri Birliği kongresinin Türkiye'yi reformlar yapmaya teşvik edeceğini söyledi. Okin, "Türkiye'nin asıl yapması gereken toplumsal alternatifler, yasal çerçeve ve hukuki yapı oluşturmak, kurumlarında değişiklik yapmaktır" dedi. "Eğer Avrupa Birliği Türkiye'nin bazı bölgelerindeki insan hakları ihlallerinin düzeltilmesi konusunda ısrarcı ve kararlı olursa, o zaman Türkiye gerekli değişiklikleri yapacaktır."

Bu rapor, “Kapalı Kapılar Ardında: Türkiye Psikiyatri Kurumları, Yetimhaneler ve Rehabilitasyon Merkezlerinde İnsan Hakları İhlalleri (Behind Closed Doors: Human Rights Abuses in the Psychiatric Facilities, Orphanages, and Rehabilitation Centers of Turkey)” olarak <1> adresinde yayınlanıyor. (....)"  (143)

"Türkiye'deki Akıl Hastanelerinde Elektroşok İstismarına Bulunuldu
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım için resmi müzakerelere başlamasından sadece birkaç gün önce, Çarşamba günü İstanbul'da yayınlanan bir insan hakları raporuna göre, Türkiye'nin psikiyatri hastaneleri, bir ceza biçimi olarak ham elektroşok kullanımı da dahil olmak üzere korkunç suiistimallerle dolu. Washington merkezli bir grup olan Uluslararası Zihinsel Engelli Hakları (Mental Disability Rights International) tarafından hazırlanan rapor, geçen yıl grubun araştırmacılarının psikiyatri hastanelerine ve gelişimsel veya zihinsel engelli kişilere yönelik diğer tesislere yaptığı birkaç ziyaretin ardından geldi. Raporda birçok suiistimal türü ayrıntılarıyla anlatılırken, en rahatsız edici olanın yetişkinlerde ve çocuklarda çok çeşitli hastalıkların tedavisinde anestezi olmadan elektrokonvülsif tedavinin kullanılması olduğu belirtildi. Dünya Sağlık Örgütü, tedavinin "değiştirilmemiş" veya "doğrudan" kullanımının yasaklanması çağrısında bulundu ve çocukların hiçbir şekilde bu tedaviye maruz bırakılmaması gerektiğini belirtti.

Beynin içinden elektrik akımının geçirildiği terapi, 1930'larda geliştirildi ve ana akım psikiyatride sınırlı sayıda rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaya devam ediyor. Ancak normalde anestezi ve kas gevşeticilerle birlikte uygulanır. Onlar olmadan acı verici, korkutucu ve tehlikeli olabilir. Hastaların tetiklenen nöbetler sırasında çeneleri kırılabilir veya omurları çatlayabilir. Raporda, İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yatan 28 yaşındaki bir hastanın "Ölecek gibi hissettim" dediği aktarılıyor. Psikiyatri hastanelerinden sorumlu Sağlık Bakanlığı, raporu henüz okumadığını ve yorum yapmaktan kaçındığını söyledi; ancak Bakırköy'deki elektrokonvülsif tedavi merkezi müdürünün burada değiştirilmemiş elektroşok uygulandığını reddettiğini söyledi.

Ancak raporda, Nisan ayında bir gün hak grubu personelinin merkezi ziyaret ettiği sırada 24 kişinin bu tür tedaviler gördüğü belirtildi.  Merkezdeki teknisyenler gruba yalnızca muhtemelen önceki tedavilerden dolayı kemikleri kırılan hastalara anestezi verildiğini söyledi. İnsan hakları grubu, hükümet tarafından işletilen hastanelerde psikiyatrik kriz geçiren hastaların yaklaşık üçte birinde (9 yaşındaki çocuklar da dahil olmak üzere) değiştirilmemiş şok tedavisinin kullanıldığını tahmin etti. Tedavi aynı zamanda doğum sonrası depresyon gibi uluslararası psikiyatri topluluğu tarafından genellikle elektroşok gerektirmediği düşünülen birçok hastalık için de uygulanıyor. Müfettişler ayrıca tedavinin ceza olarak kullanıldığını da tespit etti. Raporda, hastaların deli gömleği giyerek elektroşok tedavisine sürüklendiği ve işlem sırasında zorla tutulduğu anlatılıyor.

Raporda, elektrokonvülsif terapi merkezinin (electroconvulsive therapy center) yöneticisinin "Anestezi kullanırsak E. C. T o kadar etkili olmayacak, çünkü kendilerini cezalandırılmış hissetmeyecekler" dediği aktarılıyor. Haklar grubunun kurucusu Eric Rosenthal, İstanbul'dan yaptığı telefon görüşmesinde bu açıklamaya ilişkin, "Bu, 12 yıldır bu işi yaptığım süre boyunca duyduğum en korkunç ifadelerden biriydi" dedi. Türkiye daha önce de değiştirilmemiş elektroşok kullandığı için eleştirilmişti. 1997 yılında Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi Türkiye'ye uygulamayı durdurma çağrısında bulundu ve Sağlık Bakanlığı da bunu yapma sözü verdi. Artık yeni raporun, örgütün üyelik için katı insan hakları gereklilikleri nedeniyle Türkiye'nin Avrupa Birliği ile müzakerelerini karmaşık hale getirmesi muhtemel.

Avrupa Parlamentosu'nun İngiliz üyesi ve Avrupa Birliği-Türk parlamento ortak komitesinde yer alan Richard Howitt, "Raporda anlatılanların Avrupa sözleşmesi kapsamında işkence sayıldığına ve Türkiye'de ya da Avrupa'nın hiçbir yerinde olmaması gerektiğine dair hiçbir şüphe yok" dedi.. Raporu üyelik müzakerelerinin bir parçası olarak gündeme getireceğini, çünkü üye olmak için bir ülkenin demokratik ilkelere uyduğuna, insan haklarına saygı duyduğuna ve belirli ekonomik ve kurumsal standartları karşılama yolunda ilerlediğinin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Eski hastaların ifadelerinin ve bazı kurumlarda çekilen videoların yer aldığı raporda başka suistimaller de rapor edildi. Belgelenen istismarların çoğu yetimhanelerde ve gelişimsel ya da zihinsel engelli çocuklara yönelik rehabilitasyon merkezlerinde gerçekleşti. Bay Rosenthal, müfettişlerin, birçoğunun önceden var olan bir hastalıktan ziyade muhtemelen kötü muamelenin sonucu olan davranış sorunları olan zayıflamış ve ihmal edilmiş çocuklar gördüğünü söyledi.

"Aslında terk edilmiş, aç bırakılmış, yataklarına bağlanmış çocukları gördük" dedi ve müfettişlerin en kötü koğuşları görmesine izin verilmediğini ekledi. Türkiye'nin devlet tarafından işletilen rehabilitasyon merkezlerinin en büyüğü olan Saray Rehabilitasyon Merkezi'nde çekilen fotoğraf ve videolar, bazılarının parmaklarını ısırmalarını önlemek için ellerine plastik su şişeleri bantlanmış olan iskelet çocukları gösteriyor. Sadece hafif engeli olan diğer çocuklar da diğerlerinin arasına karışıyor. Merkez herhangi bir ölüm kaydı tutmamasına rağmen, rapordaki bir dipnotta, yeterli sayıda taburcu olmadan çok sayıda hastaneye kabul edilmesinin, merkezde çok sayıda çocuğun öldüğüne işaret ettiği belirtiliyor. Bay Rosenthal, "Bu tesislerde çok yüksek bir ölüm oranının olduğuna inanıyoruz" dedi. Yorum yapmak için Türkiye Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yetkililerine ulaşılamadı.

Raporda, Türkiye'de akıl hastası kişileri keyfi gözaltı veya zorla muameleden koruyacak uygulanabilir yasaların bulunmadığı ve onları kurumlardan uzak tutacak neredeyse hiçbir toplumsal hizmetin bulunmadığı belirtildi. Sonuç olarak rapora göre binlerce kişi ömür boyu bakımevlerinde kalıyor. Sayın Rosenthal, 1993 yılında Uluslararası Zihinsel Engelli Hakları'nı kurdu. Şu anda biri Türkiye'de olmak üzere dokuz kişilik bir kadroya sahip." (144)

"Türkiye'deki Akıl Hastanelerinde İstismarın Yaygın Olduğu Söyleniyor
Soyut.. APA komitesi, Türk Psikiyatri Birliği'nden, Washington merkezli bir savunuculuk grubunun yakın tarihli bir raporunda dile getirdiği, Türkiye'deki kamu psikiyatri merkezlerindeki insan hakları ihlallerine ilişkin iddiaları açıklığa kavuşturmasını istiyor. Bir APA komitesi, keyfi gözaltı ve elektrokonvülsif tedavinin “insanlık dışı” kullanıldığı iddialarının Türkiye'deki psikiyatristler ve sağlık yetkilileri tarafından ele alınması gerektiğini ileri sürüyor.(....)" (145)

"Türkiye'de akıl hastalarına kötü muamele bildirildi
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım için resmi müzakerelere başlamasından sadece birkaç gün önce, Çarşamba günü İstanbul'da yayınlanması planlanan bir insan hakları raporuna göre, Türkiye'deki psikiyatri hastaneleri, bir ceza biçimi olarak ham elektroşok kullanımı da dahil olmak üzere korkunç suiistimallerle dolu. Washington merkezli bir savunuculuk grubu olan Uluslararası Zihinsel Engelli Hakları (Mental Disability Rights International)'ın hazırladığı rapor, AB müzakerelerini karmaşık hale getirmesi muhtemel çünkü pek çok Avrupalı yetkili halihazırda Türkiye'nin Birliğe katılmasına izin verme konusunda ihtiyatlı davranıyor ve üyeliğine karşı çıkmak için ülkenin Avrupa standartlarının gerisinde olduğuna dair her türlü delili kullanacak. Ancak raporun yazarları, baskının en kötü suiistimallere hızla son vereceğini umuyor. (...)" (146)

"Türkiye hastalara elektrik şoku 'işkence' uyguluyor
Washington merkezli bir insan hakları grubu, Türk psikiyatri hastanelerindeki hastaların anestezi olmadan tutulduğunu ve elektrik şoku tedavisi uygulandığını belirterek, uygulamayı bir tür işkence olarak nitelendirdi ve Avrupa Birliği'ni buna bir son verilmesini talep etmeye çağırdı. (...)" (147)

"Türkiye hastalara elektrik şokuyla tacizde bulunmakla suçlanıyor
WASHINGTON merkezli bir insan hakları grubu, Türkiye'yi akıl sağlığı hastalarını anestezisiz elektrik şoku tedavisi de dahil olmak üzere ciddi istismarlara maruz bırakmakla suçladı ve Avrupa Birliği'ni bu uygulamalara son verilmesini talep etmeye çağırdı. (...)" (148)

"KAPALI KAPILAR ARKASINDA: Türkiye'deki Psikiyatri Kurumları, Yetimhaneler ve Rehabilitasyon Merkezlerinde İnsan Hakları İhlalleri
Bu rapor, Uluslararası Zihinsel Engelli Hakları (MDRI "Mental Disability Rights Internationa") tarafından Türkiye'de iki yıl süren bir araştırmanın bulgularını anlatıyor ve zihinsel engelli çocuklara ve yetişkinlere yönelik insan hakları ihlallerini ortaya koyuyor. Kilit altında tutulan ve toplumdan uzak tutulan zihinsel engellilerin yanı sıra psikiyatrik rahatsızlıkları olan kişiler de işkenceyle eşdeğerde tedavi uygulamalarına maruz kalıyor. İnsanlık dışı ve aşağılayıcı tecrit koşulları Türk ruh sağlığı sisteminin tamamında yaygındır.  Bu rapor, Türkiye'nin Avrupa İşkenceyi Önleme Sözleşmesi (ECPT "European Convention for the Prevention of Torture"), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS /ECHR "European Convention on Human Rights"), BM Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS /CRC "Convention on the Rights of the Child") ve uluslararası kabul görmüş diğer insan hakları ve engelli hakları standartlarını ihlal ettiğini belgeliyor. Türkiye'de zihinsel engelli kişilerin keyfi olarak gözaltına alınmasına veya akıl hastanelerinde yatan kişilere zorla muamele edilmesine karşı koruma sağlayan uygulanabilir bir yasa veya yasal süreç bulunmamaktadır. Neredeyse hiçbir topluluk desteği veya hizmeti yok ve dolayısıyla desteğe ihtiyacı olan insanlar için kurumların alternatifi yok. MDRI tarafından ortaya çıkarılan en ağır insan hakları ihlallerinden bazıları şunlardır: çocuklar ve ergenler üzerinde bir ceza biçimi olarak elektrokonvülsif veya “şok” tedavisinin kullanılması; açlık ve dehidrasyon; ve rehabilitasyon ve tıbbi bakım eksikliği. (...)" (149)

"KAPALI KAPILAR ARKASINDA: Türkiye'deki Psikiyatri Kurumları, Yetimhaneler ve Rehabilitasyon Merkezlerinde İnsan Hakları İhlalleri
ULUSLARARASI ZİHİNSEL ENGELLİLİK HAKLARI RAPORU.. Bu rapor Açık Toplum Enstitüsü, Ford Vakfı, Kamu Refahı Vakfı ve John D. ve Catherine T. MacArthur Vakfı tarafından finanse edilmiştir. Uluslararası Zihinsel Engelli Hakları (Mental Disability Rights International).. Mental Disability Rights International (MDRI), insan haklarına ve dünya çapında zihinsel engelli kişilerin toplumuna tam katılımına adanmış bir savunuculuk kuruluşudur. MDRI insan hakları ihlallerini belgeliyor, zihinsel engelli hakları savunuculuğunun geliştirilmesini destekliyor ve zihinsel engelli kişilerin haklarına ilişkin uluslararası farkındalığı ve denetimi teşvik ediyor. MDRI, hükümetlere ve sivil toplum kuruluşlarına etkili hakların uygulanmasını ve hizmet sistemi reformunu sağlayacak stratejiler planlamalarını tavsiye eder. Avukatların, ruh sağlığı uzmanlarının, engelli kişilerin ve ailelerinin beceri ve deneyimlerinden yararlanan MDRI, dünya çapında zihinsel engelli kişilerin karşılaştığı ayrımcılık ve istismara meydan okuyor. (....)" (150)

**VE DİĞERLERİ;

"Herkesin bildiği sır: Sağlıkçılar arasında anestezik ilaç bağımlılığı (VIDEO)
Türkiye'de Acil Tıp Uzmanları Derneği’nin raporuna göre 2009-2019 arasında aşırı doz ilaç sebebiyle 50 sağlık çalışanı odasında ölü bulundu. BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar sağlık çalışanları arasında bağımlılık sorunlarının, pandemide zorlaşan çalışma koşulları, tükenmişlik ve şiddet gibi nedenlerle arttığını söylüyor. Haberi hazırladığımız Haziran - Ekim arasında ilgili bölümlerdeki en az 6 sağlık çalışanı daha ölü bulundu. BBC Türkçe'den Fundanur Öztürk ve Efe Öç'ün haberi..." (776)

"Bebeğin Öleceği Zaten Belliydi..." Yenidoğan Skandalında Kan Donduran Ses Kayıtları! (VIDEO)
İstanbul ve Tekirdağ'da hasta bebekleri anlaştıkları özel hastaneye sevk eden çetenin telefon konuşmaları büyük bir vicdansızlığı ortaya çıkardı. " (777)

""Yenidoğan" Servisinde Kan Donduran Diyalog (VIDEO)
Hastanede kan donduran olay. BEBEKLERİ BİLE BİLE ÖLDÜRDÜLER!" (778)

'Yenidoğan' servislerinde neler oluyor? 14 doktor ve 17 hemşire gözaltında!
İstanbul ve Tekirdağ'da düzenlenen operasyonda, bebekleri özel hastanelerin yenidoğan servislerine naklederek ve burada usulsüzlükler yaparak haksız kazanç sağladığı öne sürülen aralarında 14 doktor ile 17 hemşirenin bulunduğu 41 kişi gözaltına alındı. Operasyon kapsamında 6 hastanede arama yapıldığı öğrenilirken 102 sayfa usulsüz tıbbi işlemlere ilişkin doküman ele geçirildi.(....) Operasyon kapsamında 6 hastanede arama yapıldığı öğrenilirken 102 sayfa usulsüz tıbbi işlemlere ilişkin doküman ele geçirildiği kaydedildi. Şüphelilerin "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "nitelikli dolandırıcılık", "kasten öldürmenin ihmali davranışlarla işlenmesi" ve "rüşvet" suçlarından emniyetteki işlemlerinin devam ettiği kaydedildi." (780)

"'Yenidoğan' servisinde kan donduran diyalog: "Çocuğu öldür!"
İstanbul ve Tekirdağ’da hasta bebekleri para karşılığında anlaştıkları özel hastanelerin yeni doğan servislerine sevk eden çeteyle ilgili soruşturmada ismi geçen doktor ve hemşirelerin diyalogları kan donduruyor. Hasta bir bebekle ilgili görüşmede hemşire H.B. “Çocuğu öldür” ifadelerini kullanıyor. Hemşire M.S.’nin cevabı “Öldüreceğim de, öldürsem de bir dert biliyor musun” cevabını veriyor. Bir diğer vakada ise doktor ve hemşire, ihmali gizlemek için hayatını kaybeden bebeğin hastaneye entübe olarak geldiğini kayıtlara geçiriyor. Yeni Şafak'tan Şahin Şen'in özel haberi... İstanbul ve Tekirdağ’da anlaştıkları hastanelere yeni doğmuş hasta bebekleri sevk ederek devleti milyonlarca lira zarara uğratan ve bazı bebeklerin ölümüne neden olan şebekeye yönelik soruşturmada kan donduran gerçekler ortaya çıktı. Başını tutuklu doktor Fırat Sarı’nın çektiği şebekeyi 6 ay boyunca dinleyen polis ekipleri skandal telefon konuşmaları tespit etti. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma dosyasına giren konuşma tapeleri bebeklerin nasıl ölüme terk edildiğini ortaya koydu.

YİNE BİR BEBEK ÖLÜMÜ.. 19 Ekim 2023 günü şebekenin anlaştığı bir hastaneye İstanbul dışından sevk edilen ve yeni doğan yoğun bakım servisine yatışı yapılan bir bebek hayatını kaybetti. Polisin 6 aylık dinleme yaptığı dönemde meydana gelen ölüm olayında, hastanede görevli hemşireler yoğun bakım doktoruna bebeğin solunum yoluna gıda kaçması sonucu hayatını kaybettiğini söylüyor. Görüşmede doktorun, “Aspirasyondan mı öldü?” sorusuna hemşire, “Öleceği zaten belliydi. Hemşire arkadaş yemeğini yedirmiş. Gazını almış bir sonraki bebeğe geçtiğinde ölmüş. Fark ettiğinde geri döndürme şansı yokmuş” yanıtını veriyor.

ENTÜBE EDİLMİŞ GİBİ GÖSTER.. Konuşmanın devamında ise bebeğin ihmalden ötürü hayatını kaybettiğini gizleme çabaları yer alıyor. Kayıtlarına göre hemşire doktora, “Dosyada kötüleşen entübe olmuş gibi göstereyim. Bu şekilde ölüm kaydı düşelim” diyor. Hemşirenin önerisine olur diyen doktora hemşire tekrar, “Diğer günlerde stabil, yani entübe edecek bir durum yok ama öldü bir kere ne yapalım” derken doktor ise skandal bir şekilde, “Diğer günlerden yani hastaneye geldiği günden itibaren entübe olarak göster. Hayırlısı olsun. Üzüldüm bu çocuğa. Zaten ölecekti. Kurtuldu” talimatını veriyor. Öte yandan bebek hayatını kaybettiğinde yoğun bakımda görevli doktorun o esnada hastanede olmadığı, hemşirelerin telefonla ulaştığı başka bir doktor tarafından müdahale için yönlendirildiği de tespit edildi.

BİLE BİLE ÖLÜME TERK ETMİŞLER.. Tapelere hastanelerde görevli hemşirelerin doktorlarla ve kendi aralarındaki skandal konuşmalar da yansıdı. Hemşire Ç.D.’nin telefonda görüştüğü doktor İ.G.’ye hasta bir bebek hakkında, “Bu bir 80-82 oluyor, sonra 98 oluyor. Artık ben bıraktım. Ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın ya” dediği konuşma kayıtlarında belirlendi. Yine hastanelerin birinde görevli iki hemşirenin hasta bir bebek hakkında yaptığı konuşma kan dondurdu. Hemşire H.B.’nin “M.S., çocuğu öldür” sözüne hemşire M.S. “Öldüreceğim de, öldürsem de bir dert biliyor musun” şeklinde yanıt verdiği kaydedildi.

BAŞKA BEBEĞİN GRAFİSİNİ KOYMUŞLAR.. Hastanede entübe haldeyken hayatını kaybeden bir bebeğin ölümünden sonra ölüm dosyası hazırlayan hemşirelerin, hayatını kaybeden bebeğin dosyasında akciğer grafisi olmadığını fark ettiği tapelere yansıdı. Durumu yeni doğan yoğun bakım doktoruna bildiren hemşirelere doktorun, “Entübe durumdaki başka bir bebeğin akciğer grafisini çekin ve ölen bebeğin dosyaya koyun” dediği de telefon kayıtlarına yansıdı." (779)

SOURCES & CONTENTS (Kaynaklar & İçindekiler)

***

*'Psikiyatri, bir ölüm endüstrisidir' serisi diğer bölümler..

**NE YAPIYORUZ? ANA KONUMUZ NE?

-İLAÇSIZ TEDAVİ VE BAKIM YÖNTEMLERİNE NEDEN ACİLEN GEÇMELİYİZ?
-TIP sektörünü bize hiç böyle anlatmamışlardı. Tıp sektörünün ÖTEKİ yüzü..

-"İlaçsız Tedavi ve Bakım Yöntemlerine Neden Acilen Geçmeliyiz? ve Tıp sektörünün ÖTEKİ yüzü" ile ilgili çok sayıda detayları öğrenebilmek için aşağıdaki (DİĞER BÖLÜMLER) altındaki diğer sayfalarda bulunan bölümler ve konulara gidip-okuyabilirsiniz.. Ne demek istediğimizi daha iyi anlayabilmek ve bilgi sahibi olabilmek için, bu bölümlerdeki konuları da mutlaka okumanızı tavsiye ederiz..(Bu bölümler, bu sayfada değil başka sayfalardadır. Bu sayfadaki konuyu bitirdikten sonra en sondaki BÖLÜM'lere tıklayıp-konulara gidebilirsiniz..)

   "PSİKİYATRİ'YE NEDEN BİR 'ÖLÜM ENDÜSTRİSİ' DİYORLAR? A'DAN Z'YE PSİKİYATRİ HAKKINDA BİZLERE ANLATILMAYAN GİZLİ GERÇEKLER NE?"

DİĞER BÖLÜMLER;
1.BÖLÜMŞok Gerçekler.. Akıl hastanelerinde savunmasız hastalara tecavüzler, cinsel istismarlar (saldırılar) ve çeşitli şekillerdeki şiddet, istismar ve ölümler.. (ŞİMDİ BURADASINIZ)
2.BÖLÜMİlaçsız Bakım, Tedavi ve Rehabilitasyon Yöntemleri.. (Kimyasal içerikli ilaçların yerine ilaçsız alternatif tedavi yöntemleri ve çözümler vs vs..)
3.BÖLÜMPsikiyatri olan ve olmayan reçeteli ilaçların olası zararları, etkileri vs vs.. (Sağlıklı olan ve olmayan insanlar, (doğru /yanlış /gereksiz olan) bir/birden fazla PS ilacı alırsa ne olur? vs vs..)
4.BÖLÜMBilimsel Tıp Dergileri, İlaç Firmaları ve Doktorlar arasındaki Kirli (Mali) İlişkiler ve Olumsuz Etkileri (Bilimsel Tıp Dergilerinin, Doktorların, İlaç Firmalarının Kendi Aralarındaki Bağlantılar, Mali İlişkiler (Kazançlar) ve Çeşitli Türlerdeki Sahtekarlıklar... İlaçların Zararları, Sahte Hastalıklar ve Tedaviler Üretme vs vs.. )
5.BÖLÜMPsikiyatri bir Ölüm Endüstrisi.. (Psikiyatri'ye neden bir ölüm endüstrisi diyorlar? Psikiyatri hakkında bize anlatılmayanlar ne? Sahte Hastalıklar ve Tedaviler Üretme vs vs..)
6.BÖLÜMBazı Tartışmalar, Faydalı Siteler ve Kitaplar (Psikiyatri ve İlaçları vb Hakkında)
7.BÖLÜM; Bazı Kısa Alıntılar ve Fikir ve düşünceler (bazı öneriler, çözümler, tahminler, olasılıklar, şüpheler vs vs)..
8.BÖLÜM; İçindekiler, Sözlük, Kaynaklar

NOT : Bu araştırmaların (çalışmanın) tamamı yaklaşık 1,5 - 2 sene falan sürdü.. Tüm araştırmaların "İçerikleri ve Kaynakları", 8.BÖLÜMDE'dir.. 1190'den fazla kaynaktan derlenerek hazırlanan çalışmalarımızdan, umarım çok faydasını görürsünüz.. 

"PSİKİYATRİNİN SİZİNLE BİR İLGİSİ OLMADIĞINI MI DÜŞÜNÜYORSUNUZ? TEKRAR DÜŞÜNÜN.." (1021)

"Herkese psikiyatrik tanı koymak her zaman mümkündür." (1162)

NOT: Yukarıdaki alıntıları hafife almayın. Dünyada yürüyen her sağlıklı insanınyüzlerce (hatta belki de binlerce /on/yüz binlerce olabilen) hayali (sahte) psikiyatrik hastalıktan muaf olmadığını biliyor musunuz? Kendinizi bir anda "akıl hastası" olarak bulabilir (fişlenerek etiketlenebilir), "hem de bazen polis zoruyla, mahkeme kararı ile" bir/birden fazla psikiyatrik ilaç kullanmak zorunda kalabilir ve hatta bir akıl hastanesine dahi yatırılabilirsiniz. Akıl hastası değilsiniz ama ilaç kullanarak bir "akıl hastası" haline dönüştürülebilirsiniz.. Bilerek/bilmeden yada zorla.. Nasıl mı? Daha fazla bilgi için daha detaylı olan diğer sayfalardaki bölümlerin içeriklerini de okumanızda fayda vardır..

NOT : Psikiyatrinin bir ölüm endüstrisi olup-olmadığını, psikiyatrik teşhislerin hayali (sahte) olup-olmadığını vb gibi "psikiyatri" hakkında yazılıp-çizilen hemen her türlü bilgi ve belgelerle birlikte, belgeselleri de uluslararası insan hakları komisyonu olan CCHR verilerini 5.bölümde okuyabilirsiniz.. Ve aklınıza hayalinize gelmeyen Psikiyatri hakkında sizlere anlatılmayanları hem bu bölüm de hem de diğer sayfa bölümlerinde de okuyabilirsiniz.. Psikiyatri hakkında yazılıp-çizilenler, ortaya çıkarılan olumsuz veriler ışığında,  bazı öneri, çözüm, tahmin, olasılık ve şüphelerden vb oluşan fikir ve düşüncelerimizi de, tüm bölümlere ait "kısa kısa alıntılar"dan sonra 7.bölümde okuyabilirsiniz..  Eğer tüm bölümleri okumaya fırsatınız yoksa, bu bölümdeki "kısa kısa alıntıları" okuyarak da belki bir fikir edinebilirsiniz..

NOT: Psikiyatriden /psikiyatristlerden, çeşitli türlerdeki "psikiyatrik istismarlar"dan bir/birden fazlasına maruz kaldıysanız, faydalı siteler (6.) bölümünde "CCHR -İnsan hakları komisyonu"nun sayfasına giderek, "psikiyatrik tanı bildirim istismar form" başvurusu yapabilirsiniz.. Yanlış/yanıltıcı bilgi vermemek adına, başvuru yapmadan önce CCHR'nin ne olduğunu, ne işe yaradığını ve Form başvurusunun nasıl yapılması gerektiğini öğrenmenizde fayda vardır. Ve CCHR ve form başvurusu için daha fazla geniş bilgi için faydalı Siteler kısmına bakınız.. Ve yönergedeki linke tıklayarak, form başvurusu yapmadan önce bilgi sahibi olabilirsiniz..  İngilizce bilmiyorsanız ve/veya bu konuda yeterince deneyimli değilseniz, kendinize bu konuda deneyim sahibi olabilecek birini örneğin İngilizcesi olan ve başvuru şartlarını iyice öğrenebilen yakınlarınızdan birinden yardım alabilirsiniz.. Veya konu hakkında uzman olan birisinden yardım alabilirsiniz, örneğin varsa eğer avukatınızdan.. Kolay gelsin..

UYARILAR, NOTLAR;

UYARI : En yukarıda belirttiğimiz gibi, bu blogdaki bilgilere dayanarak psikiyatrik ilaçlarınızı birdenbire kesmeyiniz, bırakmayınız.. Mutlaka doktorunuza danışınız. Zaten bölümlerde de "ilaçların birdenbire bırakılması"diye birşey yoktur. İlaçların birdenbire bırakılması hastalarda tehlikeli olabilecek çeşitli yoksunluk belirtilerine sebep olabilir. Bu belirtiler hastalara (ve çevresindekilere) zarar verici olabilir. Hayati tehlikelerle karşı karşıya kalınabilir. O yüzden, ilaç bırakma girişimi daima doktor gözetiminde birlikte gerçekleştirilmelidir..Kendi başınıza bu işi yapmamalısınız..Kendinize ve/veya başkalarına faydadan çok zarar verebilirsiniz.. Sağlıklı günler, mutlu yıllar dileriz..😊

UYARI: Bu sitede bulunan hastalıklar ve tedavilerle ilgili her türlü bilgi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve asla doktorunuzun veya diğer nitelikli sağlık profesyonellerinin vereceği tavsiyelerin yerine geçmemelidir. Tıbbi durumunuzla ilgili sorularınız için daima doktorunuzun veya diğer nitelikli sağlık uzmanının tavsiyesine başvurun. Ayrıca kendi başınıza bitkisel ilaçlar /tedaviler hazırlayıp-kullanmayınız. Bu işi, işin uzmanları olan uzaman fitoterapistler ile birlikte yapınız.. Fitoterapi (bitkilerle tedavi) anlamına gelir, fitoterapist ise, bu işin eğitimini görmüş fitoterapi hekimleridir.. Fitoterapistler, sizin vücudunuz, bünyeniz, hastalığınız vb gibi kriterleri değerlendirdikten sonra, size uygun bitkisel tedavi seçeneklerini sunacaktır..

UYARI :  Yukarıda bölümlere kadar olan içeriklerin sadece fikir ve düşüncelerden ibaret olan sadece bilgi vermek amaçlı bilgiler, düşünceler olduğunu ve bölümlerde geçen haber, makale, araştırma vb gibi içeriklerin de doğruluğu /yanlışlığı ile ilgili fikrimizin olmadığını ve sadece bilgi vermek amaçlı olduğunu unutmayın. . Bu içeriklerin (veriler, bilgiler, fikir ve düşünceler vs) hemen hepsi, bilgi vermek amaçlıdır. Tıbbi tavsiye /sağlık yönlendirmesi şeklinde verilmemiştir. Buradaki veriler, içerikler, fikir ve düşünceler, size teşhis, tanı koymaz, tedavi seçeneği sunmaz, sizi tedavi etmez. Eğer kendinizi rahatsız hissediyor ve/veya hasta iseniz, kendi doktorunuza /yakınınızdaki sağlık birimine başvurunuz. Daha geniş bilgi ve genel uyarılar için BURADAKİ bilgileri okuyunuz.. Teşekkürler..😊

NOT : Hem bu sayfadaki hem de diğer sayfalardaki araştırmalarda her ne kadar "doktorları" eleştiriyormuş gibi görünse de, (evet aslında eleştiriyoruz bu doğru ama), bu eleştirilerimiz "doktorları sevmedğimiz, doktorlardan nefret ettiğimiz" vs için değildir.. Bir yerde bir /birden fazla yolunda gitmeyen yanlış işler, yanlış şeyler varsa, bizim de bunları ortaya koyma ve yapılanları eleştirme ve hatta kendimizce faydalı olabilecek bir takım çözüm önerileri sunma gibi yasal ve insanı görevlerimiz de vardır. Bu görev aslında her insan için geçerlidir. Her insan mutlaka bir yerde bir/birden fazla yolunda gitmeyen işler, şeyler görürse /fark ederse, bunları yetkililere bildirebilmeli ve/veya en azından tıpkı bizim yaptığımız gibi blog yazılarında yayınlayarak, kamuoyunu bilgilendirebilmelidir.. (Tabii bu yanlış şeyler, özellikle insanların ve hayvanların canlarına ve mallarına kasedilen, zarar verilen bir durum ise, delillerle birlikte yetkililere bildirilmelidir. Bunların dışındakiler ise yerine göre değişebilir.. Şu an bizim yaptığımız gibi genel anlamda yapılan bir/birden fazla yanlışlıklar, kaynakları ile birlikte fikir ve düşüncelerden ve çeşitli çözüm önerilerden oluşan bilgilerle, kamuoyu bu şekilde blog vb yazılarla bilgilendirilebilir..)

Her zaman doktorlarımıza güvendik ve güvenmeye devam edeceğiz. İşini düzgün yapan, ahlaklı ve dürüst her meslek ahbabına olduğu gibi, doktorlarımızın da başımızın üzerinde yeri vardır.. Allah bu dürüst doktorlarımızı ve diğer dürüst meslek sahibi insanlarımızı başımızdan eksik etmesin.. Askerlerimiz, polislerimiz, hakimlerimiz, savcılarımız, gazetecilerimiz vs de bunlara dahildir.. Allah devletimizi, meclisimizi, hükümetimizi, muhalefetimizi ve diğer tüm siyasilerimizi de başımızdan eksik etmesin.. Nasıl ki ülkemizin güvenliğini sağlayan askerlerimize, polislerimize ihtiyaç varsa, hayat kurtaran, insanların acılarını dindirmeye çalışan doktorlarımıza da o şekilde ihtiyaç vardır. Aynı şekilde diğer meslek ahbaplarına da "çeşitli ihtiyaçlarla" ihtiyaç vardır. Çünkü herkesin (en azından işini düzgün yapan, ahlaklı ve dürüst olan her meslek ahbabına) ihtiyacı vardır. Herkesin mutlaka birbirlerine ihtiyacı olduğu gibi.. Biz bunları biliyoruz, farkındayız.

İnsanlık tarihi boyunca insanlık ve tabii ki ülkeler, sayısı belirsiz çok sayıda genelde "faydalı" olan meslekler ile hayatta kalabilmişlerdir. "Faydasız" olarak görülebilen bazı meslekler bile hem ülkelerin hem de insanlığın gelişmesine ve hayatın devamına olanak sağlayabilmiştir, diyebiliriz. Ve bu faydasız olarak görülebilen mesleklerden biri de işte bu "blog" tabanlı yazılarınıda içerir.  Bizim yaptığımız da aslında bir nevi "araştırmacı blog gazeteciliği" gibi birşey. Aslında devletler, bu yönde olan insanları "gazetecilik" kapsamında "araştırmacı blog yazarlığı"ni bir meslek haline getirse ne güzel olurdu.. Bence buna ihtiyaç var..  Sağlıklı günler, mutlu yıllar dileriz..😊

NOT : Maalesef Google Çeviride İngilizce'den Türkçe'ye özellikle de "Tıbbi terimler" ile ilgili çevirilerde çok büyük yanlışlıklar ve eksiklikler var.  Google Çevirilerin İngilizce'den Türkçe'ye özellikle de "Tıbbi terimlerin" çevirilerinde çok büyük yanlışlıklar ve eksikliklerin olduğunu görüyoruz.  Çeviriler düzeltilmeye çalışılmasına rağmen yine de İngilizce'de farklı anlamları olan kelimelerin çoğu çevirilerinde yine alakası olmayan farklı anlamlarda da kullanılmış olunabilir.  Daha fazla bilgi için SÖZLÜK kısmına bakınız ve çevirilerin gerçeğini öğrenmek isteniliyorsa, yazıların kaynağına gidilebilir, oradan gerçeği öğrenilebilir..

✔Researchs and Reviews Author by Ertuğrul Yıldırım 🙂💓

4 yorum:

  1. Merhaba Ertuğrul bey.. Uzun zamandır yoktunuz ama yine muhteşem bir eser çıkarmışsınız. Yazı çok uzun tam okuyamadım biraz göz gezdirdim. Akıl hastanelerini ben sakin biliyordum, demek ki bilmediğimiz şeyler var. Yabancılarda varsa ülkemizde de var mıdır bilemiyorum, sıkı denetimlerin olması lazım. Bence de dediğiniz gibi olmalı, akıl hastaneleri ve diğer akıl sağlığı sistemleri vs baştan aşağı değişmeli. Psikiyatrist ilaçların zararlarını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum, herkesin bilmesi öğrenmesi gereken bilgiler. Diğer bölümleri sonra okurum Ertuğrul bey elinize emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası üstteki yorumda sorduğunuz konuda bir bilgim yok. Kimler akıl hastanesine gönderiliyor, kimler gönderilmiyor hiç bilmiyorum ancak her konuda Allah herkesi iyilerle karşılaştırsın. Yamuk bir adama denk gelince hayatınız zindana dönebiliyor.

      Sil
  2. Hz. Allah kimsenin eline düşürmesin diye dua ediyorum. Her yerde iyi insanlar da vardır kötüler de.

    YanıtlaSil
  3. Allah herkesin yardımcısı olsun diyeyim elinize sağlık Ertuğrul Bey...

    YanıtlaSil

YORUM UYARISI : Yorumlara link ve telefon numarası bırakmak,küfür,hakaret vb gibi suç unsuru olabilecek ve herhangi bir sorunda yasal soruşturma sözkonusu olabilecek bir isim vermek vb gibi yazılar yazmak yasaktır.Özellikle de bunları Unknow olarak yayınlayan yorumlar dikkate alınmayacaktır.Tespit edilirse yayınlanmaz yada silinir..