Covid-19 aşılaması başlarken Prof.Dr.Luc Antoine Montagnier'in yaptığı uyarısını ve aşı sonrası yaşanan ölümleri gösteren bir tabloyu mizahi yönden gösteren bir illustrasyon. Illistrasyonun Türkçesini ve daha detaylı manasını (anlamını) aşağıda bölümlere giriş yapmadan önce verdik. (The warning made by Prof.Dr.Luc Antoine Montagnier when the Covid-19 vaccination started and an illustration humorously showing a chart of post-vaccine deaths. We have given the Turkish version of the illustration and its more detailed meaning (meaning) before entering the sections below.) Representational illustration(temsili illustrasyon)-Illustration :E.Y
"Bismillahirrahmanirrahim.. Oku! Yaratan rabbinin adıyla oku! O, insanı bir (alaktaki) kan pıhtısından yarattı. Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir." Alak suresi 1-5 (388)
UYARI : Okumaya başlamadan önce şu uyarıları vermek istiyoruz. Bu araştırma sadece "covid-19 (özellikle de mRNA) aşılarının viral dökülmeye sebep olabileceği" değil, "covid aşılarının, aşıyı olan insanlarda ilerde nasıl zararları olabileceğine" dair çeşitli kaynaklardan alınan haber,bilgi,belge,araştırma,görüş,tahminler,öngörüler vb ile ortaya koymak için ele alınmış olduğundan, bu araştırmadaki veriler, sadece aşılı insanları değil, aşısız insanları da biraz rahatsız edebilir. (Yani covid aşıları hakkındaki bazı gerçekleri öğrenmek, bazı hassas insanların psikolojilerini bozabilir.) Eğer covid aşısı olduysanız ve/veya aşı olmasanızda psikolojik açıdan rahatsızsanız, kalp problemi vb gibi rahatszlıklarınız varsa, bu araştırmada yazan gerçekleri kaldıramayabilir ve rahatsız olabilirsiniz. Ve bu nedenle bu araştırmayı okumamanız, sizin sağlığınız açısından iyi olabilir. Lütfen okumadan bu sayfadan hemen ayrılın. Ama eğer aşıyı (özellikle de mRNA asısını) olduysanız, aşısız olan aile bireyleriniz ve diğer aşısız sevdikleriniz ile yakın temasdan kaçınmanızı ; eğer aşı olmadıysanız, aşılı olan aile bireyleriniz ve diğer aşılı sevdikleriniz ile yakın temasdan kaçınmanızı tavsiye ederiz. Bu, hem sizin hem de onların hayatlarını tehlikeye atmamanız için önemlidir.
Ayrıca bu araştırmayı "komplo teorisi" olarak adlandıranlar da varsa ki olacaktır, onlara da tavsiyemiz, sizler de okumayı hemen bırakın. Çünkü,okusanız da hiçbirşey anlamayacaksınızdır. Herşeyi komplo teorisi olarak görenlerin akılları,nedense biraz tersten çalışıyor gibi görülüyor. Psikolojik rahatsızlık mıdır nedir,bilemedik.. Tabii bir yerlerden nemalanan,kazancı olan ve aşı tereddütü olan insanları "aşı karşıtı" diye yaftalayan zombi trol konumunda değilseler.. Bunlar zaten bilinçli olarak aşı tereddütü olan insanlara saldırıyorlar ve onları "aşı karşıtı,komplocu,hain" vb gibi suçlayarak, efendilerine hizmet ediyorlar.. Bunların dışındakiler de maalesef, onların kuklaları durumuna düşmüş insanlar..Zaten en çok da onlar zarar görüyor,bu covid aşılarından..Kandırıldıklarından dolayı,tıpkı hepimiz gibi..
Twitter Bombalarını da izleyebilir ve okuyabilirsniz.. Bu arada bu araştırmaya "covid-19 ve aşıları" hakkında tereddütü olan, aralarında dünyaca ünlü yerli ve yabancı hekimler,araştırmacılar,gazeteciler,siyasilerin de bulunduğu çok sayıda twitter kullancısının muhteşem içeriklerini de eklemeyi düşünmüştük ancak o kadar çok sayıda değerli içerikler vardı ki, bunların hepsini buraya eklememiz mümkün değildi. O yüzden bu değerli içerikler için ayrı sayfalar oluşturduk. 11 sayfanın içerisinde onlarca,yüzlerce içerik bulunuyor. Neden böyle yaptık? Çünkü, buradaki içerikelrin hiçbirini tvlerde,gazetelerde vb ana akım medyada görmeniz mümkün değil. Çünkü covid-19 ve aşıları hakkında arka planda neler yaşandığını,gerçeklerin ne olduğunu insanlara göstermiyorlar. En basiti aşı sonrası ölümler ve yaralanmalar,çeşitli komplikasyonlar hemen neredeyse dünyanın hiç bir ülkesinde gösterilmiyor. Ve daha bir sürü bilinmeyenler. Sadece covid ve aşıları yok, küresel ısınma,orman yangınları,küresel planlar vs vs.. İşte özellikle de twitter kullanıcıların bu yöndeki içerikleri öneme sahip. Bunları sizlerde görün,okuyun,izleyin ve gerçekleri öğrenin diye böyle yaptık.. Hepsini dikkatlice izleyin ve okuyun. Özellkle de videoları izleyin deriz,çünkü aklınıza takılan sorulara cevaplar bulabilrsiniz. İsmine twitter bombaları dedik,çünkü bilinmeyenler ve sizlere anlatılmayanları okuyacak,görcek,izleyeceksiniz.. Twitter bombalarına gitmek için numaralara tıklayabilirsiniz..
Haydi başlayalım..
Covid-19 aşılarının ucundaki şeytan : "Dünya'daki salgın, aşı kaynaklı bir salgın" olabilir. Şimdiye kadar aşılı yüzbinlerce insanın öldüğü tahmin ediliyor. Ancak aşılılardan kaptıkları aşı kaynaklı viral yükler nedeniyle ölen aşısız insanlarda olduğu için bu sayı tahmini milyonlarca olabilir. Lütfen aşılamaları derhal durdurun. Milyarlarca insanın ölmesine sebep olacaksınız. (ARAŞTIRMA)
SORULAR;
----------------
- "Aşılılar, birer saatli bomba gibi etrafta dolaşarak gizli kitlesel salgına mı sebep oluyor? Aşısızların hayatları tehlikede mi?"
- "Aşılılar, "salgın bitsin!" diye gidip aşı oldular ama salgının hiç bitmemesine mi sebep oldular? Salgının kaynağı aşılılar mı?
- Sahte salgını, Covid-19 aşılarıyla nasıl gerçek salgına dönüştürdüler? "Aşılı insanları" kullanarak, "aşısız insanları" nasıl hasta ettiler ve nasıl öldürdüler? Oynanan kirli ve kanlı oyun ne?
- Aşı sonrası şimdiye kadar (aşılı-aşısız) 100 milyona yakın (hatta daha fazla) insan ölmüş olabilir mi? 3 ile 10 sene içerisinde 2.1 milyar insan daha mı ölecek? İnsan nüfusunu gerçekten azaltmaya mı çalışıyorlar? Bu kışın (2021-2022) toplu ölümler mi bekleniyor? Neler oluyor?
* "Aşı olan büyükannemle takıldım ve hastalandım. / Adetlerim bozuldu ve aniden çok ağır bir dönem geçirdim. Her zaman çok düzenli oldum." (17)
* "Aşılanmış insanlardan kaçının!" (106)
* "Aşılılar karantinaya alınmalı." (438),(394)
NOT : Covid-19 (özellikle de mRNA) aşılarıyla ilgili yaptığımız bu son araştırmamızda, covid aşılarının viral dökülmeye sebep olduğunu ve bu nedenle dünya genelinde binlerce aşısız insanların, aşılı insanlarla yakın temas içerisinde olduklarından dolayı hastalandıklarına dair haberler nedeniyle,(korkarız ki,aşısızların aşılılarla yakın temas içinde olup-koronaya yakalanıp-ölmesi ile ilgili haberler de buna dahil olabilir), bir tavsiye olarak, aşağıdaki önerileri vermek de pek sakınca görmedik. Bunlara uyup-uymamak size kalmış birşey ancak bu durum öyle hafife alınacak bir durum olmadığı için o yüzden çok dikkatli olmanızda fayda vardır. Lütfen eğer covid aşısı olduysanız, aşısız sevdiklerinizle özellikle de aşısız aile bireylerinizle,aşısız komşularınız,akrabalarınız,arkadaşlarınız vb ile çok yakın temas içerisinde bulunmaktan kaçının. Onlara zarar vermek istemiyorsanız, mecbur kalmadığınız sürece bunu yapmayın. Ve bu viral dökülmenin nasıl gerçekleştiğini ve covid aşılarının ileride nasıl zararları olabileceğini öğrenmek istiyorsanız, vaktiniz,zamanınız varsa bu araştırmayı sonuna kadar okumanız gerekir.
Aşısız bireyler için önemli bir tavsiye;
------------------------------
Özellikle de başta aşısız öğrenciler,öğretmenler,sağlık çalışanları ve hastalar olmak üzere, diğer kalabalık ortamlarda bulunan çalışan aşısızlar, hiç bir şekilde aşılı kişilerle yakın temas içerisinde olmamalıdır. Aşılı ebeveynler, aşısız çocuklarından uzak durmalı ve aşılı-aşısız her ebeveyn, aşısız çocuklarını, aşılı öğrencilerin ve öğretmenlerin bulunduğu okul ortamına kesinlikle göndermemelidir. Yoksa çocuklarınızın hastalanmasına ve hatta ölmesine dahi sebep olabilirsiniz. Aşısız öğretmenler de aynı şekilde aşılı öğrencilerden uzak durmalıdır. (Bu tavsiyeleri boşuna vermiyoruz. Okullarda yapılan aşılama kampanyaları sonrası artan çocuk vaka ve ölüm haberleri buna ilk örnektir. Araştırmayı okuduğunuz da nedenini anlayacaksınız.)
"Yapılabilecek en iyi şey, büyük tehlike geçene kadar devletler, okul ortamını "aşılı ve aşısız sınıflar" diye ikiye ayırmalı; aşısız öğretmenler, aşısız öğrencilere; aşılı öğretmenler de aşılı öğrencilere ders vermelidir ve bunlar (aşılılar ve aşısızlar) hiç bir şekilde birbirleriyle yakın temas içerisinde olmamalıdır. Bunların hiçbiri ol(a)muyorsa, yüzyüze eğitime derhal son verilmedir." şeklinde düşünüyoruz..
Aynı tedbirler hastane ortamı için de geçerlidir. Aşısız sağlık çalışanları (doktorlar,hemşireler,diğer sağlık çalışanları) ile aşısız hastalar, hiç bir şekilde aşılı sağlık çalışanları, aşılı hastalar ve aşılı hasta yakınları ile temasa geçmemelidir ve sağlık birimlerinde de tehlike geçene kadar "aşılı ve aşısız birimler" oluşturulmalıdır.. Aynı tedbirler diğer tüm çalışma ortamları için de geçerli olmalıdır.
"Eğer zorunlu nedenlerden dolayı (aşılı ebeveynler aşısız çocukları ve ailenin diğer aşısız bireyleri ile ve diğer tüm aşısızlar da diğer tüm aşılı kişiler ile) temas içerisinde bulunmak zorundaysanız, o zaman tehlikeyi en az düzeye indirebilmek adına tedbir olarak MASKE kullanın ve çok yakın temastan kaçının. Unutmayın,bu tedbirler bile aşısızların hastalanmasına ve hatta ölmesine engel olmayabilir. Çünkü,aşılılardaki aşı kaynaklı (virüs gibi davranan) patojen, çok tehlikeli bir patojendir. Çok dikkatli olunmalıdır." ("Bu patojen ne? Nasıl bir tehlike arzediyor? O büyük tehlike ne ve tehlikenin geçebilmesi için neler yapılmalı?" Bunların hepsini bu araştırmada en ince detaylarına kadar irdeledik özellikle de 2.bölümde okuyabilrsiniz. Lütfen okuyun ve ciddiye alın,şaka yapmıyoruz.)
NOT : Tüm bu tavsiyeler, (aşılıların, aşısızların hayatlarını riske atmaları ile ilgili haber,araştırma vb bilgilerle birlikte, aşılıların, aşı kaynaklı "viral dökülme" yapabilmesi nedeniyle) de yaptığımız bizim kişisel tavsiyemizdir.Dikkatli olmanızda fayda vardır.
"Ama ben aşısızım, aşılı olan aile bireylerimle, arkadaşlarımla vs beraber oldum. Bana hiçbir şey olmadı." diye düşünenler için de (bunun için yanılıp-yanılmadıklarını,ileriki zamanlarda sağlıklarında bir değişiklik olup-olmayacağını ve nedenlerini) araştırma yazısı boyunca irdeledik,okuyun ve öğrenin.. Böyle riskler de var. Dünya genelinde sayısı belirsiz (tahmini milyonlarca) aşısız insanların, aşılılarla yakın temastan sonra çeşitli hastalıklara,rahatsızlıklara yakanlandıklarına dair haberler,bilgiler yer alıyor. Sizler bunlardan haberdar değilsiniz çünkü, ana akım medyada bunların hiçbiri (kasıtlı olarak) gösterilmiyor. Aşısız insanlardan ölenlerde var ama bunlar da aynı şekilde ana akım medyada ya gösterilmiyor yada "aşı olmadı, koronaya yakalanadı ve öldü" gibi yanıltıcı bilgilerle servis edilerek başlıklar şeklinde veriliyor. Yani insanlar kasıtlı olarak kandırılıyor,yanıltılıyor ve aldatılıyorlar. Yani tüm bunlar planlı şekilde yapılıyor. Zehirli ve ölümcül covid aşılarını korumak pahasına, insanların ölmesine göz yumuyorlar bu şekilde..
Dünyadaki açılmalar : Son sinsi vuruş mu?
Dünya,giderek daha tehlikeli hale gelmeye başladı. Çünkü,başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede covid kısıtlamaları birden bire kaldırılmaya başladı. Kimileri özellikle de aşı tereddütü olanlar, bunun "dünyanın artık gerçeği öğrenmeye başladığını ve bir başarı olduğunu" düşünmeye başladı..Ancak durum hiç de öyle gözükmüyor gibi. Çünkü, sebebini düşündüğünüzde,ortaya korkunç sinsi bir planın çıktığını görüyoruz.
Dünyanın neredeyse yarısı aşılanmış durumda. Bu,aşı olmayı rededen dünyanın diğer yarısını enfekte edebilmek için yeterli bir sayıdır. Ve özellikle de mRNA aşılarının, viral dökülmeye sebep olduğunu ve bununla ilgili vaka haberlerinin geldiğini ve özellikle de bu kış döneminde olabilecekleri düşündüğünüzde, aslında bu açılmaların hiç de hayırlı olmayacağını söyleyebilmemiz gerekir. Öyle görülüyor ki, bu açılmalar planlı yapılmış ve sinsi bir son vuruş gibi görülüyor. Bu kış döneminde büyük ihtimalle, özellikle de açılmaların olduğu ülkelerde, çok büyük sayıda vaka ve ölüm haberlerinin gelmesi çok yakın demektir. Bu vaka ve ölümlerin altında yatanın tek nedeninin, covid aşıları olabileceğini şimdiden tahmin etmek hiç de zor olmayacaktır. Ancak, yine aynı kirli oyunlar oynanacak ve suçlu, yine aşısızlar olarak gösterilecek. Zaten açılmaların en önemli nedeni,amacıda bu; "aşısız insanları ve özellikle de aşı karşıtlarını suçlamak ve onlara karşı çeşitli ciddi yaptırımlarda bulunmak." İşte bu nedenle, bu sinsi şeytani plan devreye sokulmuş gibi görülüyor.. Ama Allah(cc) büyüktür ve onların bu tuzaklarını boşa çıkarır diye umuyoruz.
Seçilmiş kimselere covid aşılarının yapılmamış olma ihtimali.. Ve bunun yanısıra ayrıca gerçek covid aşılarını seçilmiş kimselere yapılmadığına dair şüphelerde bulunuyor. Ekranlardaki seçilmiş siyasilerin,sanatçıların,ünlülerin vs vs seçilmiş kişilerin "aşılanma tiyatrolarına" kimse pek inanmıyor. Barkodlu ve/veya seri numaralı covid şişelerinin "hepsinin gerçek covid aşıları olmayabileceği" ve "herkesin zehirli ve ölümcül covid aşısı almamış olabileceği"gibi şüphelerde var. Kimlere zehirli ve ölümcül gerçek covid aşıları verildi kimlere insanlara bir zararı olmayan (plasebo gibi) sahte aşılar verildi ve hatta kimlere sanki verilmiş gibi gösterildi? Devletler ve/veya aşı firmaları haricinde kimse bunları bilmiyor gibi gözüküyor. "Seçilmiş elit kimselerin" zehirli ve ölümcül gerçek covid aşılarını olmadığı, bunlara yaptırılmadığı konusunda da çok ciddi şüphe ve endişeler vardı,bunları da ekledik, okuyabilirsiniz.
Dünyada yaygınlaşmaya başlayan genel kanı; "Sağlıklı aşısızların hiç kimseye zararı yoktur ama aşılı her bireyin aşısızlar için potansiyel bir tehlikesi vardır. Çünkü, bu zehirli covid (özellikle de mRNA) aşılarını alarak, çevrelerine potansiyel bir tehtid haline gelmişlerdir. " Bunları da biz değil, dünyaca ünlü bilim adamları,diğer uzmanlar,araştrımacılar,politikacılar vs söylüyor. Bunların hepsini ve daha fazlasını bu araştırmada okuyabilirsiniz..
Eğer bunlar doğruysa ki öyle gözüküyor, bu nedenlere baktığımızda, artık "sağlıklı aşılı birey" diye bir şeyin olmadığını" da anlayabiliriz. Bunu da zaten çoğu bilimadamı da kendileri doğruluyorlar. Dünyaca ünlü pataologlar mesela Luc Montaignier,Scrhait bahdi gibi bir sürü aşı uzmanı,patolog,virolog vs vs..Dünyaca ünlü virolog Luc Montaignier, hemen tüm hayatını virüslerle geçirmiş nobel ödülü almış biri olarak covid aşıları hakkında "aşılar varyantalra sebep olur. Aşı eğrisini ölüm eğrisi izler vs vs" dediği halde, onun zıttına bu zehirli ve ölümcül covid aşılarını birer deneme tahtası ve kobay faresi olarak insanlara enjekte ettiler. Ve aşı sonrası ölen binlerce insan oldu. Bazı devletler bu ölümleri binlerce,onbinlerce olarak gösteriyor , bazıları ise hiç göstermiyor. Halbuki gerkeçte yüzbinlerce aşılı insanların bu zehirli covid aşıları nedeniyle öldürüldüğü tahmin ediliyor. DSÖ ve CDC başta olmak üzere pek çok kurumun verilerle oynadığı,sahtekarlık yaptıkları haberleri veriliyor. .Bu verilere bir de, dünya genelinde devletler tarafından verilmeyen ölüm verilerini eklediğinizde sayı ürkütücü olabilir. Ki bir de bunlara aşılı insanlardan aşı kaynaklı viral yük kapıp,ölen aşısız insanları da katarsanız bu sayı daha da korkunç boyutlara ulaşabilir. Tahmini olarak 100 milyona yakın (belki de daha fazla) insan ölmüş olabilir.. Ve 3 ile 10 sene içinde de 2.1 milyar insanın daha bu zehirli covid aşılarından ölebileceği de hesaplanmış. Aşısızlarda buna dahil mi bilmiyoruz. Hepsini irdeledik.
İÇİNDEKİLER
---------
ÖN GİRİŞ
ÖNSÖZ
GİRİŞ - DÜŞÜNCELER
-OYUN İÇİNDE OYUN..Bakın işin gerçeği ne?
*AŞILILARIN PANDEMİSİ..
....
--VS VS
BÖLÜMLER
NOT: Özellikle de 2.bölümde,viral bulaşmayla (aşı viral dökülme) birlikte ölümde dahil her türlü kalıtsal hastalıklara sebep olduğu düşünülen başak (spike) proteini ile ilgili bazi lab.araştirmaları,haberler,bilgiler,öngörüler,endişeler vb bulunuyor..Konunun uzmanları da dahil herkes okuyup-öğrenmeli.. 1.bölümdeki bilgiler ise yukarıda da belirttiğimiz gibi "covid aşıları ve aşılılar" ile ilgili yapılan bazı bilimsel araştırmaların, gerçekleri dolaylı yollardan (sanki virüsün kaynağının "başka yerler hatta aşısızlarmış gibi" gösterilmeye çalışılması) anlatılması ile ilgilidir. 3.bölüm ana akım medyanın "psikolojik manipilasyon"unu gözler önüne seren örnek haberlerden oluşuyor. 4.bölüm ise bilimsel araştırmalar ve tıp dergilerindeki sahtekarlıklar,aldatmalar,hileler,dolandırıcılıkları ve nüfus azaltma ve diğer gelişmeler ile ilgili..
--------
1.BÖLÜM
AŞILANMIŞ İNSANLAR VİRAL YÜK TAŞIYOR VE YAYIYOR
-Dolayli yollardan verilen haber ve araştirmalarda büyük itiraflar
-Aşı ölümleri..
2.BÖLÜM
COVİD-19 AŞISI VİRAL DÖKÜLME VE DİĞER OLUMSUZLUKLARLA İLGİLİ ŞÜPHELER, ENDİŞELER,
-Araştirmalar,makaleler,raporlar,endişeler,haber ve bilgiler..
-Bazı psikolojik manipülasyonlar..
-Covid-19 ölüm vakaları böyle mi şişiriliyor?
-Ve Digerleri
-Prof. Luc Montagnier ve Prof. Dr. Sucharit Bhakdi..
-Dünyaca ünlü bilim adamlarının, biyolojik silahlar covid aşılarına karşı birleşmesi..
-Dr.Vernon Coleman köşesi..
-KARŞI GÖRÜŞLER
3.BÖLÜM
AŞILILARIN VE AŞISIZLARIN KORONAYA YAKALANMASINDAKİ (ANA AKIM MEDYADAKİ) PSİKOLOJİK MANİPÜLASYONLAR VE DİĞER OLASI GELİŞMELER..
-DOLAYLI YOLLARDAN ANLATILAN GERÇEKLERİN ÖĞRENİLMESİ
-AŞILILARIN CORONAYA YAKALANMASI
-AŞISIZLARIN CORONAYA YAKALANMASI
-"AŞISIZLAR PANDEMİSİ, SALGINI AŞISIZLAR YAYIYOR!!"
-Bunlar da diğerleri
4.BÖLÜM
BİLİMSEL ARAŞTIRMALARDA VE TIP DERGİLERİNDE SAHTEKARLIKLAR,HİLELER,ALDATMALAR,DOLANDIRICILIKLAR VE NÜFUS AZALTMA
*"Covid-19 ve aşıları konusunda yapılan bilimsel araştırmalara ve bunların yayınlandığı dünyaca ünlü tıp dergilerine neden güvenilmemelidir?"
-Bilimsel araştırmalar ve Tıp dergilerinde sahtekarlık, dolandırıcılık, aldatma ve hileler..
-İstatistik ve diğer bilimsel verilerle nasıl yalan söylenir; nasıl sahtekarlık,dolandırıcılık,aldatma ve hileler yapılır? Bilimsel açıdan bir bakış..
-Aşı şirketleri ve bilimsel tıp dergileri ile ilgili sorunlar ve bunlara karşı açılan davalar..
*Dünya nüfusunu azaltma projeleri..
-Dünya nüfusu gerçekten azaltılıyor mu? Covid aşılarının bundaki rolü ne?
-Covid aşılarından ölümler başladı mı? Kimler, insan nüfusunun azaltılmasını istiyor?
-Ölümcül kara kışta gribin geri dönmesi. Covid aşılarının burada yeri ne?
-Nüfuz azaltmada bazı örnek kanıtlar (olabilir mi?) : mRNA aşılarının gıdalara eklenmesi ve insanlara bulaştırılsın diye lab.virüsler elde edilmesi..
-BAZI TIBBİ SÖZLÜK BİLGİLERİ
-KISA KISA
-Covid Varyant Adları
-VİDEOLAR
-DİĞER GELİŞMELER
-Covid-19'dan önce yayınlanan bir video..
-"AŞI OLDUK!" HİLELERİ Mİ? (Videolar)
-mRNA vaccine ve 5G
-İLGİNÇ : mRNA aşıları ile erkeklerin kız gibi olma, kızların da erkek gibi olma istekleri mi kamçılanıyor?
-ABD'de covid kısıtlamalarına karşı silahlanma yarışı mı? Bir iç savaş mı bekleniyor? Amerikalılar neden silahlanmaya başladı?
-References (Sources)
-Notlar ve Uyarılar
-Dua
ÖN GİRİŞ
Başlarken, Besmele ve bir ayeti kerime ile başladık. Çünkü,bunun bir nedeni var. Bu ayeti kerimeyi iyi okuyun ve iyi anlayın. Bu araştırma, size bu zehirli ve ölümcül covid-19 aşılarının, "Allah(cc)ın yarattığı varlıkların içerisinde en şereflisi olarak görülen "insanın, yaratılış fıtratını nasıl değiştirmeye ve insan nüfusunu nasıl yok etmeye (en azından azaltmaya)" çalıştığını" çok sayıda bilgi,belge ile ispat etmek için hazırlanılmıştır.. Bu araştırmada "insan nüfusunun azaltılması gerektiğini" söyleyen insan suretindeki varlıkların sözlerini okuduğunuzda dehşete düşecek ve uzun yıllardan beri insan nüfusunun azaltılması için çalışmalar ve planlar yapıldığını da okuyacaksınız.. Sadece aşılar yoluyla değil, artık gıdalar yoluyla da ("tüm gıdalara mrna aşılarını ekleyerek "mrna'lı gıdalarla") insanın fıtratını değiştirip,insan nüfusunu yok edeceklerine dair bilgilerde geliyor. Bununla ilgili çalışmalarda başlamış ve yakında mrnalı gıdalarla karşı karşıya kalacağız gibi görülüyor.
NOT: (Daha şimdiden buna bir "komplo teorisi" olarak görmeye başladıysanız o zaman bu araştırmayı okusanız da size bir faydası olmayacaktır. Allah(cc) yardımcınız olsun,ne diyelim! En iyisi bu durumda olanlar uzay gemilerine binip,hemen uçup gitsinler buradan..Biz kaldığımız yerden devam edelim..)
Bunları anlatıyoruz çünkü..Daha şimdiden dünya genelinde resmi olmayan kaynaklara göre aşı sonrası yüzbinlerce (hatta bu sayı aşısızları da araya kattığınızda milyonlarca dahi olabilir) insanın ölmüş olabileceği bilgileri geliyor. Sadece ABD'de aşı sonrası ölü sayısının 200.000 (74) olarak tahmin ediliyor. (Kimilerine göre ise bu sayı milyonlarca olabilir ile ifade ediliyor) Dünya genelinde yaşanan ölümleri de buna dahil ettiğiniz de aşı sonrası ölümlerin sayıları gerçekten çok korkunç boyutlarda olabilir.. Kişisel tahminimize göre dünya çapındaki aşı sonrası ölü sayısı (aşısızlarla birlikte) 100 milyon civarında (hatta daha fazla da) olabilir. Ve yapılan bir hesaplamaya göre de, 3 ile 10 sene içerisinde 2.1 milyar insanın daha aşı nedeniyle ölebileceği de hesaplanmış. (420) Tabii buna aşısızlarda dahil mi bilemiyoruz. Bir de 6 milyar insanın ölmesinden de bahsediliyordu,aşısızlar belki bunun içerisinde olabilir.. (İşte tüm bunlarla ilgili tüm detayları bu araştırmada okuyabilirsiniz. Tabii fırsatınız, boş zamanınız varsa, çünkü yazı çok uzun olduğu için buna dayanabilir misiniz, bilemiyorum. Ne diyelim, okuyabilene aşk olsun! :)
Şimdi size işin detaylarına geçmeden önce, çok basit şekilde anlayabilmeniz için "covid aşıları" ile yapılan şeytani planın kısa bir özetini verelim.Ondan sonra yavaş yavaş,işin detaylarına gireceğiz..
Aşı kaynaklı salgın, işte böyle yaydırıldı.. (Çocuklara anlatır gibi basit şekilde anlatıyoruz, çok kolay anlayasınız diye..)
NOT: "Bu anlatım,birer teori /komplo teorisi olarak görülebilir. Ancak bu birer öngörüdür. Ve bu öngörüler, Covid-19 özellikle de mRNA aşılarının viral dökülmeye sebep olabileceğine dair ciddi haber ve bilgilerin olması ve bu haber ve bilgileri doğrulayıcı, (örneğin aşılılarla yakın temasa geçip,sonra hastalanan ve çeşitli rahatsızlıklara yakalanan insanlarla ve dünya genelinde aşılı-aşısız artan vaka,varyant ve ölümlerle ilgili) haber ve bilgilerin çok sayıda olması nedeniyle, yapılan bir öngörüdür. Bu daha çok eldeki kanıtlara,verilere,bilgilere bakılarak yapılan "tahmine dayalı analitik" öngörülerdir. Yani kafadan atılan öngörüler değildir. Bunlarla ilgili bilgiyi en aşağıda "uyarılar" kısımında okuyabilirsiniz."
ÇOK SİNSİ ŞEYTANİ PLAN : "Zehirli covid aşıları ile insanları enfekte ettiler. Enfekte olan aşılı insanları kullanarak (viral dökülmeyle), başka aşısız insanları enfekte ettiler. Enfekte olan o aşısız insanlarla birlikte silsile yolu ile diğer başka aşısız insanları da enfekte ettiler. Enfekte olan aşılı-aşısız insanlar arasında ağır hastalananlar (ciddi kalıcı-kalıcısz yan etkilere yakalananlar) ve ölenler oldu. İşte aşı kaynaklı salgını böyle yaydırdılar. Aşılı-aşısız insanları bu şekilde hasta edip-öldürdüler..
Böyle yaptılar,çünkü insanlar (zehirli covid aşıları ile) "enfekte olup-ölmeye başladığında", aşılı-aşısız herkesin suçu, "birbirinin üzerine atmasını" (bu oldu), "birbirine düşman olmasını" (bu da hemen hemen oldu gibi) ve "birbirini bu nedenle öldürmesini" (bu da olacak gibi görülüyor) istediler . Sahte bilim anlayışı nedeniyle, hiç kimsenin aklına, (buna sebep olanın asıl kaynağının) covid aşıları olduğu gelmeyecek ve hiç kimse bu (zehirli) covid aşılarını suçlayamayacaktı. Öyle de oldu. Yapılmak istenen sinsi şeytani oyun, sadece zehirli covid aşıları ile "insanları hasta ve enfekte etmek ve öldürmek" değil, ayrıca "insanların suçu birbirlerinin üzerine atıp,birbirlerine düşman olmasını ve öldürmesini" sağlamak olarak da görülüyor.
İşte bu araştırma, bu "üzücü gelişmelerin olmaması ve bir daha yaşanmaması" için "zehirli covid aşı gerçeğini" ortaya çıkarmak için de hazırlanmıştır. Yani asıl suçlunun, aşılılar ve aşısızlar olmadığını, "covid aşılarının kendisi" olduğunu ve insanları (yanıltıcı tıbbi verilerle kandırarak ve korku,tehtid,baskı ve şantajlarla) bu zehirli ölümcül covid aşıların olmasını sağlayan küresel elitlerin olduğunu çok sayıda bilgi,belgelerle ispat etmek için de hazırlanılmıştır.."
"Ortada gerçek anlamda bir virüs yokken, zehirli covid aşıları ile gerçek bir virüs (hem de öldürücü bir virüs) icat ettiler. Ve bu virüs, bildiğiniz anlamda bir virüs değil, "insanlarda kalıcı hastalıklara ve ölümlere" sebep olabilen ve kendisini bir virüsmüş gibi taklit edip-hareket eden, durdurulamayan bir şekilde sınırsız çoğalıp-tüm organlara yerleşen, aşı kaynaklı mRNA tabanlı programlanabilen bir viral yüktür. Ve bu öldürücü viral yükü öyle bir ayarladılar ki, covid aşılarının test edilmesinde ortaya çıkmayacak, sadece "insanın hücresine girdikten sonra (anında /daha sonra) ortaya çıkabilecek" şekilde tasarladılar. Ve bu öldürücü viral yük, sadece aşıyı olan insanları değil, aşısız diğer insanları ve hatta hayvanları bile enfekte edebiliyor ve öldürebiliyor." Yapılmak istenenin ne olduğunu ve gerçekleri öğrenmek istiyorsanız, araştırmayı sonuna kadar okumanızı salık veririz..
"Covid (mRNA) aşıları, viral dökülmeye sebep olmaz!" diyen dünyanın en büyük yalancısıdır..
Dünya çapında yapılan en büyük aldatıcı söylemlerden biri bu. Hatta bazıları kurnazlık yapıp,bunu ifade ederken "çocukluk aşıları" olarak da bilinen "kızamık,çiçek" vb gibi geleneksel aşıları örnek göstererek, "Aşı dökülmesi, "canlı bir virüs" aşıda bulunursa olur. Covid aşılarında canlı bir virüs yok. Bu nedenle covid aşıları, viral dökülmeye sebep olmaz!" diye insanları yanıltabiliyorlar. Bu tamamen aldatıcı bir bilgidir. "Bir aşının "viral dökülme"ye sebep olabilmesi, canlı virüslere bağlı olan bir özellik değildir.." "Aşı dökülmesi" olarak da bilinen "viral dökülme" olayı, covid (mrna) aşılarında bulunuyor ve bunlar tüm insanlığın gözü önünde gerçekleşiyor. Tüm dünyadan "aşı olmamış bireylerin, aşı olmuş tanıdıklarıyla yakın temasdan sonra korkunç derecede rahatsızlıklar yaşadıklarına" ait bilgiler sosyal medyada çığ gibi büyümeye başladı. Hatta ABD VAERS sisteminde dahi bu yönde ciddi bilgi ve veriler bulunuyor. (427) ABD'de bazı işletmeciler ve dükkan sahipleri bile işin gerçeğini anladıkları için, "aşısız ve hamile olan çalışanlarını koruyabilmek" adına artık "dükkanlarına aşılı müşterileri almayacaklarını" dahi ilan etmişler..(436.9),(437) Sadece bunlar da değil, aşı firması Pfizer bile "covid aşılarının dökebileceğini" itiraf etmiş ve bu belgelenmiş.(432, 433, 434) * (Tüm bunlarla ilgili haber ve bilgileri Türkçeye çevirerek,bu araştırmada yer verdik,okuyabilirsiniz..)
Zaten covid (özellikle de mRNA) aşılarının "viral dökülmeye" neden olabileceğini ve bundan çok sayıda "aşısız insanların zarar göreceğini" aylar öncesinden dünyaca ünlü patolog,biyoloji vb konunun uzmanları tarafından dile getirilmiş ama ana akım medya başta olmak üzere, aşı lobisine hizmet eden ulusal ve uluslararası sağlık birimleri ve hekimleri tarafından bu sözler "saçmalık,komplo teorisi" olarak görülmüş ve bunları söyleyen bu uzmanlar için "aşı karşıtı" yaftalaması yapılmıştı. Ama işler, hiç de aşı lobisinin istediği şekilde gitmedi ve tüm dünyadan "aşı dökülmesi" nedeniyle artan şikayetlerle birlikte dünya çapında aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerinde peş peşe gelmesi, covid aşılarında "viral dökülme" gerçeğini gözler önüne serilmesine neden oldu ve bazı ülkeler artık covid aşılarından vazgeçmeye ve/veya kısıtlamaları kaldırma kararı almaya başladılar bile. Ama nedense ana akım medya bu gerçeği bile,hiçbir şekilde yayınlamıyor. (Neden? Çünkü,önceki foyaları,yalanları ortaya çıkacak diye korkuyorlar.. "Aman kimse öğrenmesin" diye yayınlamıyorlar.. Aşı lobisi köşeye sıkıştığı için, Dünya Sağlık Örgütünü kullanarak, şimdi başka başka yeni virüsleri piyasaya sokmaya çalıştıklarını görebiliyoruz..)
Bu iş artık şakayı hatta tartışmayı bile kaldırabilecek ortamı aşmış durumda..Çünkü,insanlar aşı sonrası herkesin gözü önünde ölüyorlar ve ciddi yan etkilere maruz kalıyorlar. Üstelik sadece aşılılar değil, aşısızlarda aşılılardan kaptıkları viral yüklerle hastalanıyor ve hatta ölebiliyorlar.. (Tüm dünyada aşı sonrası aşılı-aşısız artan vaka,varyant ve ölümler,bize bunu gösteriyor.) Yani bu işin şakası kakası kalmadı.. Artık bu salgının adını koyalım. Bu salgın, bal gibi de "aşı kaynaklı bir salgın" olarak gözüküyor. (Yukarıda küçük bir özetini verdik zaten, aşağıda da araştırmanın tamamında hepsini çok sayıda bilgi,belge ve kanıtlarla bulabilirsiniz..)
"Virüsün kaynağı, covid aşısının kendisi" gibi gözüküyor..
"Dünya da hiç kimse aşılı ve aşısız insanlardaki virüsün kaynağını WUHAN /başka bir yer olarak iddia ve ispat edemez. Buna karşılık aşılı insanlardaki virüsün kaynağının "covid aşısı" olduğu çok basit bir test ile kolay bir şekilde ispat edilebilir. "
(Bu test nedir,nasıl yapılmalıdır,neler gereklidir,bu testlerde kimler yer almalıdır gibi ve diğerleriyle ilgili bilgileri,yazı boyunca irdeledik..) Hem yukarıda hem de aşağıda uzunca irdelediğimiz ve Bölümlerde yayınladığımız bilgi,belge,haber vbden oluşan kaynak bilgilerden de anlaşılacağı gibi salgının (virüsün) asıl kaynağının "covid aşısı" olabileceğini gösteren 2 (iki) büyük etken söz konusudur;
1) Aşı olanların etraflarına viral yük (virüs) dökmesiyle olumsuz etkilenen aşısız bireylerin olmasıdır. Bunu anlatan en güzel örnekte;
2) Dünya çapında artan vaka,varyant ve ölümlerde neredeyse aşılılarla birlikte başabaş giden aşısızların olmasıdır.
Peki,bu 2 etken "covid aşısı"nın virüsün kaynağı olduğunu gösterir mi?
Evet,gösterir. Neden? Çünkü dünyada covid özellikle de mRNA aşıları ile ilgili tereddütleri olan çok sayıda tanınmış bilimadamları, bu aşıyı olan insanların vücudunda (aşı kaynaklı) oluşan "spike (başak) protein"in, virüsü taklit ederek aşılı insanın vücudunda bazı olumsuz reaksiyonlara neden olabileceğini ve bu olumsuz reaksiyonlar nedeniyle aşılı kişinin anında /daha sonra ölümde dahil çeşitli kalıcı hastalıklara yakalanmasının ve "viral dökülme" nedeniyle de aşısız insanlara da bu zararlı proteini bulaştırabileceklerinin" söz konusu olabileceği üzerinde duruyorlar. Ayrıca bilimadamları, bu olumsuz reaksiyonlardan dolayı,aşılı insanların dışarıdan gelebilecek en küçük virüslere (enfeksiyon,örneğin gribal bir enfeksiyona) dahi daha duyarlı hale gelebileceğini de belirtiyorlar.
NOT : (Bu bilgileri 2.bölümde çokça kaynaklı olarak ekledik,hepsini okuyabilirsiniz. Ayrıca ÖNSÖZ kısımda yazı boyunca bu konuyla ilgili daha detaylı bilgileri de ekledik,bunları da okuyabilirsiniz..Bunları okumadan "covid aşısının" virüsün asıl kaynağı olup-olmadığını pek anlayamaz olabilirsiniz.)
Yani düşünün bir kere,bırakın bu bilimsel detayları sadece gözlerimizin önünde cereyan eden "aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümler" bile bize herşeyi çok iyi bir şekilde anlatabiliyor aslında.. Bir insan, bunu dahi anlayamayacak kadar çok saf olabilir mi? Ya "panik pornosu ve yalan dünyası"na dönen tıp bilimine ne demeli? Bu bilim, "gerçek bilim" değil, insanlara gerçek bilimmiş gibi gösterilen "sahte bilimdir." Bilimi ele geçiren "sahte bilim anlayışı", insanları adeta hipnoz etmiş durumda. Bu durum, "sürü halde hareket eden koyunların, takip ettikleri lider bir koyunun, kendini yüksek bir tepeden uçuruma atlaması ile birlikte atlamalarına" benziyor. Adeta hipnotize edilmiş bir toplum düşünün ki, bilimi ele geçiren sahte bilim anlayışının peşine takılmış ve onun her dediğini yapıyor ve sonunda kendini ölümcül bir tuzağın içerisinde buluyor. Sahte bilim anlayışının peşine takılan toplumların sonu, Kur'an'da helak olan toplumların kaderine benzeyecek gibi görülüyor..
"Biyolojik silahlar covid aşıları nedeniyle şimdiye kadar (gizlenen ölümlerde dahil) 100 milyona yakın insan ölmüş olabilir. (Kişisel tahmin) Ve dahası yapılan hesaplamalara göre 3 ile 10 yıl içerisinde 2.1 milyar insanın daha bu zehirli ölümcül covid aşıları nedeniyle ölebileceği de hesaplanmış.."
(Bu hesaplamalar nasıl yapıldı ve toplumlardan aşı sonrası bu yüzbinlerce/milyonlarca ölümler neden gizleniyor, küresel çeteler insanlığa nasıl kirli ve kanlı oyunlar oynuyorlar, bunların hepsini bu araştırmada ele aldık..)
Ve diyoruz ki; "Dünya'daki salgın, "aşı kaynaklı bir salgın" gibi gözüküyor. Covid aşılamalarını derhal durdurun ve aşılı insanları karantinaya alarak, onlara aşıların olumsuz ölümcül etkisini en aza indirebilmek için "destekleyici tedaviler" sunmaya hemen başlayın. Aksi taktirde aşılı-aşısız milyarlarca insanın ölümünden sorumlu olacaksınız. Bu nedenle Corona (mRNA) aşılarının biyolojik bir silah olduğunu farkedin artık.."
Bu salgın ancak iki (2) şekilde son bulabilir;
1) Ya devletler salgın tiyatrosuna (aşılamalara) son verip- aşılıları karantinaya alıp-destekleyici tedaviler sunarak hem onların hayatlarını kurtarmaya çalışacaklar hem de bu şekilde yaparak diğer aşısız insanlara da viral yük bulaştırmalarına engel olmuş olacaklar.. (Bunlar olmak zorunda..Hem de hemen şimdi. Yarın çok geç olabilir. (Çünkü KIŞ geldi.) Eğer olmazsa o zaman salgın 2.korkunç senaryo ile son bulabilecektir.)
2) Yada o zaman aşılılar, özellikle de mRNA aşılarının zehirli ve ölümcül etkisiyle zamanla ve tabii ki etraflarına bulaştırmış oldukları viral yükler nedeniyle de onlarla temas içerisinde olan aşısız insanlarla birlikte ölüm de dahil sağlık açısından çok ciddi şekilde zararlar göreceklerdir (kalıcı hastalıkların oluşması gibi) Bunun başka alternatifi, başka senaryosu yok gibi görülüyor.
Son söz olarak.. Karar devletlerindir. Ya bu salgın tiyatrosuna son verirler ve gerekli önlemleri alarak, aşılı-aşısız kendi insanlarını korumaya çalışırlar yada bu işin sonu hiç de iyi bitmeyecek gibi gözüküyor. Bizden söylemesi. Allah(cc) sonumuzu hayr eylesin. KIŞ'ın geldiğini söylemiştik..
Bu dönem (2021-2022) kış aylarında çok korkunç şeyler mi olacak?
-Bunun "covid aşıları" ile bağlantısı ne?
-Bu kışın "toplu ölümler" mi bekleniyor?
Evet,olacak gibi görülüyor. Aslına bakarsanız salgın ve aşılar piyasaya çıktığından beri yaptığımız araştırmalarda, aşı tereddütü olan pek çok bilim adamı olsun, diğer araştırmacılar olsun, onlardan "aşıların asıl olumsuz etkisi bu sonbahar-kış döneminde yaşanabileceğine hatta bu dönemlerde toplu ölümlerin dahi olabileceğine" dair buna benzer haber,bilgi ve endişeleri okumuştuk. Bunları daha önce olduğu gibi yayınlamak da biraz çekinmiştik bu nedenle sadece küçük bir haber şeklinde sıkıştırarak vermiştik. Çünkü, haber/bilgiler her ne kadar doğru/ilginç/çekici şekilde gözükse de, bu "2021-2022 kış döneminde bu endişeler (toplu ölümler) gerçekleşmeyebilir" diye de düşünmüştük ve ayrıca "aşı tereddütü" hekimler,araştırmacılar ve diğer kişiler ana akım medya tarafından "aşı karşıtı" diye düşünüldüğü için, açıkçası bunun üzerinde pek durmamıştık.
Ancak "aşı yanlısı" hekimler ile birlikte "aşı firmaları"na çalışan/çalıştığı bilinen bazı çalışan uzmanlar tarafından, "bu kış döneminde gribin agresif şekilde geri gelebileceği ve üzücü şeyler olabileceğine" dair bilgiler, ana akım medyada yer alınca , aşı tereddütü hekimlerin aylar öncesinden haber verdikleri "2021-2022 kış döneminde yaşanabilecek ölümlerin asıl sebebinin covid aşıları olabileceğine" dair endişelerin doğru olabileceği ihtimalinin yüksek olduğunun farkına varmış olduk. Aşı yanlısı hekimler bunun nedenini yeniden geri döneceği düşünülen "gribe" bağlıyorlar.Ve "bu kış, gribin çok agresif olacağını" söylüyorlar. Yani iyi şeyler söylemiyorlar, bir nevi "aba altından sopayı" gösteriyorlar.. Kısaca "bu kış çok korkunç şeyler olacak!" demeye getiriyorlar. Peki, neden? Asıl sebep, gribin tekrar sahneye çıkması mı? Hiç sanmıyoruz! Aşı tereddütü hekimler, bundan aylar öncesinden "bu kış döneminin hem aşılılar hem de aşısızlar için iyi olmayabileceğini, çünkü kış aylarında gribal enfeksiyonlarında (viral dökülmeyle) artış göstermesi nedeniyle, aşılı bireylerin de "viral dökülme"yi kış ortamında daha çok yapabilmesi endişesini" taşıyorlardı. Ve bu endişelerini, aşı yanlısı hekimlerin "bu kış ayında olabilecek üzücü gelişmelerin arkasındaki sebebin grip olabileceğini" söylemeleriyle, yeniden dile getirmeye başladılar..
Bu kış ayında gribin geri gelmesi biraz tuhaf değil mi? Çünkü, grip, zaten hiç gitmemişti ki? Grip, o bahsedilen sahte corona pandemisnde de vardı ve dünyadaki tüm sağlık birimleri, grip vaklalarını, corona vakası diye fişleyerek bir nevi "evrakta sahtecilik" yapmışlardı. Bu, artık bilinmeyen birşey değil. Şimdi ne değişti? Çok şey değişti. Viral dökülmenin ve salgının kaynağı olan zehirli ve ölümcül covid (mrna) aşılarını insanlığın yarısına /yarısından az bir kısmına yapmış durumdalar ve bu da, (aşı sonrası yaşanan "viral dökülmeler ile birlikte ölümler ve ciddi yan etkilerin" olması nedeniyle de), aşı tereddütü hekimleri, bu kış ayında olabilecekler konusunda bayağı endişelendiriyor. Ve büyük olasılıkla, aşı yanlısı hekimler ve aşı firmaları da bu gerçeği çok iyi biliyorlar ve bu nedenle olmalı ki "bu kış ayındaki olabileceklerinin suçlusu olarak daha şimdiden gribi" göstermeye başladılar bile. Bu ne kadar mantıklı? Bize pek mantıklı gelmiyor. (Dünyadaki sağlık sistemi gerçekten kokuşmuş durumda.) Bu kış ve grip konusunu da iyice irdeledik,aşağıda okuyabilirsiniz..
Şimdilerde bazı aşı yanlısı hekimler diyorlar ki,"Bu kış, aşı olmayanlar için çok zor olacak! Bu kış aşısızlar için çok zor geçecek!" Yani aslında ne demek istiyorlar? "Bu kış aşısızlardan çok kişi ölecek!" mi demek istiyorlar? Ne söylerlerse söylesinler,hedeflerinde "aşısızlar" olduğu çok açık. Aşısızları hedef alarak böyle söylüyorlar (güya uyarı yapıyorlarmış!) ama tam olarak doğruyu söylemiyorlar. İnsanları kandırıyor,yanıltıyor ve aldatıyorlar. Çünkü.. Aşı tereddütü olan pek çok bilimadamı ve diğer araştırmacılar, bunun tam tersini aylar öncesinden söylüyorlardı. Bu kış ayı, sadece aşı olan insanlar için değil aşısız insanlar için de çok riskli olabileceğini dile getiriyorlardı. Aşısız insanların, bu kış ayında riskli duruma düşmesinin nedeni, (bu aşısız insanların), aşılı insanlarla yakın temas içerisinde bulunduklarından dolayı ,aşılılardan kaptıkları aşı kaynaklı viral yükler nedeniyle olacaktır. Yani, aşı olmadıklarından dolayı değil, aşılılardan kaptıkları aşı kaynaklı viral yükler nedeniyle, bu kış aylarında hayatları tehlike içerisinde olacaktır.
İşte bu gerçeği bilen hem ülkemizde hem de dünyada aşı yanlısı hekimler tarafından kasıtlı olarak ve adeta dalga geçercesine, aşı tereddütü olan bu bilimadamlarının bu uyarılarını adeta (kopyala-yapıştır yaparak sözlerini) "tersine çevirip" "Bu kış, aşı olmayanlar çok pişman olacak!" dercesine insanlara aldatıcı bilgileri veriyorlar. Neye dayanarak veriyorlar? Doğru olma ihtimali düşük olan bir takım bilimsel verilere dayanarak yapıyorlar. Düşük olmasının nedeni,aşı tereddütü olan bilimadamlarının ve araştırmacıların aylar öncesinden yapmış oldukları (yukarıdaki) uyarılarının olmasıdır. Bu bilimsel veriler, büyük olasılıkla tüm bu uyarıları dikkate almadan yapılan ve bu nedenle doğrulukları da çok düşük hatta yok denecek kadar seviyede olan veriler gibi gözüküyor.. Aslında ne yapmak istiyorlar? Ama aslında çok yakında kendileri bu söylediklerine çok pişman olacaklar. Çünkü artık gerçekler ortaya çıkmaya ve herkes uyanmaya başladı..
Bu kış ayında gerçekten de hem ülkemizde hem de dünyada aşılı-aşısız toplu ölümler başlarsa (ama inşallah olmaz diyelim ama bir kötü ihtimal olursa) eğer, zaten herşey günbegün ortaya çıkacaktır ve bu toplu ölümlerde en başta ölü sayısının fazlalığı açısından aşı olanların olacağı çok belli olacak gibi görülüyor. Ama devletler ve/veya hastaneler covid pandemisinin başından beri yaptıkları ("covid vaka ve ölüm sayısını çeşitli hilelerle şişirme,indirme" vb gibi sahtekarlıklarla doğru olmayan sonuçları verdikleri) gibi, bu kış ayında gerçekleşebilecek toplu ölümlerdeki aşılı insanların ölümlerini dahi sanki bu ölenlerin aşısızlarmış gibi gösterebileceklerini şimdiden anlayabilmemiz gerekebilir. Tabii bir de suçu "aşısızların" yani "aşı olmayanların" üzerine atılması da gündeme gelebilir,haksız bir şekilde. İşte, bu araştırma bu soykırımı biran önce durdurmak için de yapıldı..
Ana akım medya'da "ölüm sessizliği" hakim..
-Medyadaki bu ölüm sessizliğin sebebi nedir?
-Medya,2021-2022 kış döneminde gerçekleşebilecek toplu ölümleri mi bekliyor?
-2021-2022 kış döneminde toplu ölümler başladığında ne yapacaklar?
-Bunun suçunu kimin üzerine atacaklar? Gribin mi yoksa yine aşısızların üzerine mi?
Farkettiniz mi bunu,sadece yerel,ulusal medya değil, uluslararası medyada da "covid ve aşıları" konusunda bir sessizlik hakim. Eskiden çok saldırırlardı, "Çooook korkunç ölümler ,vakalar, varyantlar vaaar., aşısızlar vürüs bulaştırıyoooo, aşınızı olun yoksa ölürsünüz, işte aşısız biri aşı olmadı hastalandı ve öldü, eyvah da eyvah!, aşı karşıtları şöyledir,böyledir" vb diye çok bağırıp,çağırırlardı. Şimdi bunların hiçbiri yok. Bıktılar mı acaba yoksa herşey normale dönmeye mi başladı yoksa gerçekten medya bu 2021-2022 kış dönemindeki "toplu ölümleri" mi bekliyor?
Evet,medya 2021-2022 kış döneminde yaşanabilecek "toplu ölümleri" bekliyor gibi görülüyor. Çünkü,aşı lobisi ve aşı yanlısı hekimler, ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar ve "bu kış döneminde hiç iyi şeyler olmayacağına" dair endişelerini paylaştılar. "Bu kışın grip agresif bir şekilde geri gelecekmiş!" Evet,bu olacak gibi görülüyor ama söyledikleri gibi "bu grip nedeniyle mi olacak",orası meçhul? Covid (özellikle de mRNA) aşıları ile ilgili çok ciddi sıkıntılar var ve kış ayında yaşanabilme olasılığı olan "toplu ölümler"in en büyük nedeninin, bu zehirli covid aşıları olabileceğini aşı yanlısı hekimler,, özellikle de aşı firmalarına çalışan o çalışan uzmanlar,araştırmacılar büyük ihtimalle biliyorlar. Ama aşıları suçlamak yerine daha şimdiden gribi suçlayıcı bahane etmeye başladılar ama eğer bu tutmazsa öyle görülüyor ki, aşısızlar yine hedef tahtasına konulabilir..Ama yemezler, işin gerçeği artık çıkmaya başladı. Artık herkes uyandı. Bakalım bu kış döneminde gerçekten de "toplu ölümler" yaşanacak mı? Yaşanırsa eğer ne olacak? Grip suçlanmaya devam edecek mi yoksa bu tutmadı, aşısızları da suçlayalım mı diyecekler? Bekleyip göreceğiz..
Bu kış dönemi yaşanabilecek toplu ölümler sonrası, aşı karşıtları "terör yapılanması" olarak mı suçlanacak?
Eğer bu kış döneminde gerçekten de toplu ölümler (ki aşı lobisi hekimler bile buna yakın ifadelerde bulunduğu için) yaşanırsa, büyük olasılıkla suçu "gribin" üzerine atacaklar /bu tutmazsa eğer "aşısızları" suçlamaya devam edeceklerdir. Burada eğer bu toplu ölümler yaşanırsa büyük olasılıkla bu olanların suçlusu olarak sadece grip ve/veya aşısızlar olarak gösterilmeyecek, "aşı karşıtı" eylemlerde bulunan kişileri de "terör yapılanması" olarak suçlayabilmek için de onlara karşı çeşitli tuzak hazırlıklarının yapıldığı yönünde bilgiler de gelmeye başladı. Özellikle de aşı lobisinin devletsel güçleri (özellikle de ABD ve bazı AB ülkelerinin devletlerinin) istihbarat servisleri tarafından "aşı depolarına,aşı yanlısı kişilere vb" karşı yapılacak olan çeşitli saldırılardan bahsetmeye başladılar bile. Bu durum yaşanırsa (ki öyle görülüyor), bunu yapanların "aşı karşıtları" olduğu izlenimi verilerek, aşı karşıtlarının "terör yapılanması" ile suçlanması sağlanmış olacak. Hatta sadece aşı karşıtlarına değil, aşısızlara da "terörist" muamelesi yapılma olasılığını dile getirenler de oldu. Bu konularla ilgili haber ve bilgileri bölümlerde ekledik,okuyabilirsiniz.
ÖNSÖZ
"Aşısızların pandemisi" mi demiştiniz? Buyrun,alın size "AŞILILARIN PANDEMİSİ."
NOT : Bu araştırma,yukarıda da belirttiğimiz gibi,"aşılı insanları gerçek suçluymuş" gibi göstermek amacıyla değil, "zehirli covid aşı gerçeği"ni ortaya çikarabilmek amacıyla hazırlanılmıştır. Bu araştırma, aşılı insanların, (tabii ki kandırıldıklarından dolayı) "aşıların bulaşıcı özelliğinin olduğunu bilmeden, etraflarına viral yükleri saçıp, aşısız insanları enfekte ettiği ve hatta onların ölümlerine sebep olduğu" gerçeğini bilgi ve belgelerle ortaya koymak için hazırlanılmıştır. Artık bu gerçeği öğrendikten sonra, hem aşılı hem de aşısız insanların birbirleri ile yakın temas içerisinde olurken biraz daha dikkatli olmaları gerecektir.. Hadi şimdi başlayalım..
Bu araştırma yazısı, covid aşılarının son derece tehlikeli (ve hatta ölümcül) aşılar olduğunu, özellikle de mRNA aşılarını alanların birer viral yüklü fabrikalara dönüştürülüp-hem kendilerini hem de aşısızların hayatlarını tehlikeye attıklarını ve aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerde aşılılarla birlikte aşısız olanlarında yer alması üzerine, küresel elitlerin "Bu aşısızlar pandemisidir. Aşısızlar, salgını yayıyor!" algı operasyonunu deşifre etmek ve gerçekte bu söylenilenin tam tersine "salgını yayanın bizzat aşı olan insanların kendileri olduğunu ve bu nedenle bu salgının "AŞILILARIN SALGINI" olduğunu bilgi,belge ve bilimsel kanıtlarla göstermek için yazılmıştır.. Örneklemeler,hikaye/kurgular da var..Örneğin bir Anne,Baba ve iki evlattan oluşan 4 kişilik bir ailenin trajik hikayesini,(kurgusunu) vereceğiz. Aşı olan ebeveynler ve viral bulaştırdıkları aşısız evlatlarının ölümleri..(Ana akım medya bu tür haberleri "işte aşı olmadı hastalandı,öldü" şeklinde veriyor kasıtlı olarak ama işte gerçekler öyle değil..) Ve daha bir sürü şey.. Ve tabii yazıyı okuduktan sonra en aşağıda "NOTLAR,AÇIKLAMA VE UYARILAR"ıda okuyabilirsiniz..
" mRNA aşıları programlanabilen aşılardır. Aşı geliştiricileri, mRNA aşılarını öyle bir programladılar ki, bu aşıyı olan insanları, birer viral yüklü yürüyen canlı virüs fabrikalarına dönüştürdüler. "
Bu, zombi korku filmlerini andıran etkileyici bir komplo teorisi olarak gözüküyor,öyle değil mi? Peki,ya değilse? Gerçekse ve şu an bunu gerçekten de yaşıyorsak! Ve maalesef bu doğru olabilir,"görünen köy klavuz istemez misali" yaşadığımız bu zamanda covid aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlere baktığımızda, aslında bunun böyle olabileceğine dair çok çarpıcı işaretler var. Bunların hepsine tek tek değineceğiz.
Bunları biliyor muydunuz?
- "Yakın geçmiş dönemde çok değil 90'lı yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarda, dünya nüfusunun 1-2 milyar azaltılması gerektiğini ve hatta bunun için bir tarih bile belirlendiğini ve hatta da hatta kadınların doğurganlığını engelleme adı altında özel bir aşının üzerinde dahi çalıştıklarını biliyor muydunuz?" ( O özel aşı,günümüzde kullanılan doğum kontrol iğnesi olabilir mi? Zaten hali hazırda kullanılıyor olmalı ama nüfusda bir patlama var. Demek ki işe yaramamış olmalı ki, herhalde covid aşılarına yönelmiş olabilirler,kimse çakmadan.. Olabilir mi? Nüfus azaltma ile ilgili bilgileri de ekledik..)
- "Aşı şirketlerine "aşı güvenliği konusunda test sonuçlarını ve risklerini sakladıkları /yeterli test yapılmadığı" vb yönünde davalar açıldığını, dava dilekçelerine "aşıların viral dökülmeye sebep olduğu,vaka,varyant ve ölüm sayılarının artmasının nedeninin arkasında bunun olabileceği ve aşıların ilerde insanları çeşitli olumsuz etkiler bırakabileceği" vb gibi bilimsel verilerin,bilgilerin eklendiğini biliyor muydunuz?" (İki tane dava konusunu inceledik,Türkçeye çevirerek buraya ekledik..)
- "Yapılan bilimsel araştırmalarda ve bunların yayınlanmış olduğu bilimsel tıp dergilerinde sahtecilik,dolandırıcılık,aldatma, hileler yapma vb gibi suçların işlendiğini, makalelerin yayınlandığı bilimsel tıp dergilerine karşı (ilaç ve aşı şirketleri tarafından fonlanması,covid-19 virüsü ile ilgili gerçekleri sakladıkları) vb gibi suçlamaların olduğunu ve dava(lar) açıldığını da biliyor muydunuz?" (Bir tanesine denk geldik ve bu suçlama/davayı Türkçeye çevirerek buraya ekledik..)
- Araştırmacıların, mRNA aşılarını artık GIDALARIMIZA da ekleyebilmek için üzerinde çalışmalar yaptıklarını biliyor muydunuz? (Çok yakın zamanda, sadece tüm insanlığı değil, dünyadaki tüm canlı varlıkları, GIDALARI yolu ile mRNA aşıları ile aşılayacaklar ve böylece dünyada "aşı karşıtları" problemi de çözülmüş olacak. :( Tabii dünyada insan ve hayvan nüfusu kalırsa..)
* İşler bunların hepsini ve daha fazlasını,bu araştırmada yer verdik..
ÖYLE DEĞİL Mİ?
"Hes kodları" ve "aşı pasaportları" gibi uygulamalar, insanların sağlığını düşünen uygulamalar değildir. Tam tersine insanların vücuduna enjekte edilen zehirli ve ölümcül mRNA aşılarının, insanların vücudunda olup-olmamasını gösteren küresel çapta bizzat devletler tarafından sergilenen "büyük sessiz soykırımın" fişleme uygulamalarıdır. Hitlerin Yahudilere yaptığı soykırımı hor görenler, şimdilerde bizzat kendileri bu soykırımın en kötüsünü ve en büyüğünü yapıyorlar. Ki bu soykırımın büyüklüğü, sadece Hitlerin yaptığı soykırımdan değil, dünyada yapılan diğer soykırımların toplamından bile çok daha büyük bir soykırım olarak tarihe geçecektir."
"Aslında Covid-19 ve aşıları hakkında "aşı yanlısı" olanlar ne söyledilerse, söylediklerinin tam tersi gerçekleşmiş.. "Aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerin sorumluluğunun, aşısızların (ve aşı tereddütü olanların) üzerine atılmaya çalışılmasını" buna örnek gösterebiliriz. Halbuki, aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerin tek sorumlusu bu zehirli covid aşılarından başka birşey değil ve bunu "aşı yanlısı" olan hekimler de çok iyi biliyorlar."
"Aslında özellikle de covid-19 ve aşıları konusunda tereddütü olanlara atılan suçlamalara bakınca, bu suçlamaların tam tersinin gerçekleşmiş (yani bu suçlamaları yapanların bizzat kendileri /aşı yanlısı olan başka kişilerin yapmış) olduğunu/olabileceğini anlayabiliyor ve fark edebiliyorsunuz. Örneğin aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerin tek sorumlusu covid aşıları olmasına rağmen, bu suçu aşısızların ve hatta aşı karşıtları olarak görülen aşı tereddütü olanların üzerine atılması gibi.. Yani bir nevi "işlenmiş olan bir suçun başkalarının üzerine atılması" taktiği sağlanılıyor. Bu taktik, sadece ülkemizde değil hemen hemen tüm dünyada en çok uygulanan bir taktiktir. Mantık şöyle ; "Arkanda devletsel olan/olmayan küresel güçler varsa, suç işle ve bu suçu sana karşı çıkan kişilerin üzerine at." Dünyada en çok kullanılan bu "suç işle ve bu suçu düşmanlarının (başkalarının) üzerine at" taktiğini, covid-19 sürecinde en çok "aşı yanlısı hekimlerin ve devletlerin" işlemiş olduğunu görebiliyorsunuz. Ve bunu yaparken de ana akım medyayı da hiç çekinmeden kullanabiliyorlar.."
GİRİŞ-DÜŞÜNCELER
NOT : "Ön giriş,Önsöz ve Giriş" kısmındaki yazılar, "covid aşıları" ile ilgili yaptığımız düşüncelerimiz, elde ettiğimiz bilgi ve belgelere dayalı olarak ortaya koyduğumuz bilgi,araştırma,veriler,haber vb gibi gelişmelerle birlikte olasılıklar,tahminler,öngörülerden oluşan tahmine dayalı düşüncelerimizdir. İsterseniz bunları komplo teorisi olarak da görebilirsiniz,bu size kalmış. Biz sadece yaptığımız araştırmalarda elde ettiğimiz bilgi ve belgelere dayalı olarak, endişelerimizi,öngörülerimizi ve uyarılarımızı dile getirip,sizleri bilgilendirmeye çalıştık. Aşı olup-olmamak size kalmış birşey. Yanlız aşı olursanız, hem kendinize hem de başkalarına bulaştırmamaya dikkat etmelisiniz. Umarım, bu araştırmadan çok faydalanırsınız..Bununla ilgili en aşağıda "notlar,açıklama ve uyarılar " kısmını okuyun. Hadi size iyi okumalar..
OYUN İÇİNDE OYUN..Bakın işin gerçeği ne?
"Aşısızlar, enfekte olmaması veya enfekte olsalar bile hastalığı çok hafif atlatmaları için (covid) aşılarını olmaları gerekmektedir."
Bu aldatıcı ve öldürücü sözcükler, hemen her ülkenin sağlık bakanları, aşı lobisi hekimler ve ana akım medyada sürekli dönüp-duruyor. İnsanları enfekte eden şeyin asıl kaynağının "zehirli covid aşıları" olduğunu bildikleri halde,böyle davranmalarının mantığı ne olabilir? Aslında doğru söylüyorlar, aşısız insanların enfekte olmaması için bu covid aşılarını olmaları gerekiyor. Çünkü, aşı kaynaklı viral yükle enfekte olan aşılı insanlardan bu bulaşıcı viral yükleri alan aşısız insanlar, doğal olarak (kendi vücut savunma mekanizmaları aşı kaynaklı bu güçlü ve öldürücü viral yükle istediği verimli bir şekilde savaşamıyor ve bu nedenle) ciddi bir şekilde hastalanabiliyorlar. İşte bu nedenle bunun önüne geçilebilmesi için de, aşısız insanların da bu aşı kaynaklı viral yüklere sahip olması için aşılanmaları gerekiyor. Peki ya sonra? Zehirli ölümcül covid aşılarını oldukları zaman, kısa/uzun vadede "ölmeyeceklerinin veya kalıcı rahatsızlıklara yakalanmayacaklarının ve bu viral yükleri başkalarına bulaştırmayacaklarının" garantisi var mıdır? Hayır,yok. Öyleyse, sırf aşılı insanlardan aşı kaynaklı viral yük kapmamak için, durup-dururken bu zehirli ölümcül covid aşılarını olup da, hem kendi hayatlarını hemde aşısız başka insanların hayatlarını neden tehlikeye atsınlar?
"İnsanları hem zehirli covid aşıları ile zehirleyip-enfekte ediyorlar hem de enfekte olan kişileri kullanarak aşısızların hasta olmasına ve hatta ölmesine sebep oluyorlar, sonra da kalkıp "aşısızlar, hasta olmaması ve ölmemesi için aşı olsun!" diye dalgalarını geçiyor ve işin gerçeğini hiç anlatmıyorlar. Oh,ne ala memleket!"
"Aşısızlar, virüs yayıyor, salgının yayılmasına sebep oluyor! Aşısızlar, aşı olmayarak kamu sağlığını tehlikeye atıyor, bilmem ne Hıfzısıha kanuna göre suç işliyor!" diye nasıl aşısızları suçladıklarını hatırlamışsınızdır? Asıl "kamu sağlığını tehlikeye atan ve Hıfzısıha kanununa göre suç işleyenlerin, "insanları bu ölümcül covid aşılarına zorlayan ve bu nedenle aşılı-aşısız insanların hastalanmasına ve ölümlerine sebep olan" kendilerinin olduğunu acaba biliyorlar mı? Hayır,bilmiyorlar çünkü onlar da tıpkı hem aşılılar hem de aşısızlar gibi yani hepimiz gibi kandırıldılar. Ama şimdi öğrenecekler ve bunun için ciddi mücadele vereceklerine inanmak istiyoruz.
** "Aşı olan büyükannemle takıldım ve hastalandım. / Adetlerim bozuldu ve aniden çok ağır bir dönem geçirdim. Her zaman çok düzenli oldum." (17) Bu yöndeki bilgi ve şikayetler "Ph.D., Fizyoloji ve Biyoloji' Bilim adamı Dr. Madeline Weld , "Toksik Miras, Weedkiller Glifosat Sağlığımızı ve Çevremizi Nasıl Yok Ediyor" kitaplarının yazarı olan MIT'nin Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarı'nda Kıdemli araştırma bilimcisi olarak görev yapan Dr. Stephanie Seneff" gibi bilimadamları tarafından sosyal medyada çok sık karşılaştıkları yönünde bilgiler var. Aslında bu tip hikayelerin gerçek olabileceğine dair yeni yeni gelişmeler hatta araştırma sonuçları bile ortaya çıkmaya başladı. Bunların hepsini tek tek ele alacağız..Hadi gelin şimdi başlayalım..
AŞILILARIN PANDEMİSİ..
"mRNA aşıları programlanabilen aşılardır. Aşı geliştiricileri, mRNA aşılarını öyle bir programladılar ki aşı olan insanları, birer viral yüklü yürüyen canlı virüs fabrikalarına dönüştürdüler.."
(Nasıl yani?) Bu nedenle bu aşılar, sadece aşıyı alan insanların değil, bunlarla yakın temas içerisinde olan aşısız insanların da hayatlarını tehlikeye atan (hasta eden,yaralayan hatta öldüren) bir özelliğe sahiptir. Gelecekte nasıl bir sonuçla karşı karşıya kalınma olasılığı ise ayrı bir tehlike. Kısaca bu aşıların ucunda ölüm vardır. (En azından şimdilik kimilerine göre,ölenler için..Sağ kalanlara ne olacağını bilemiyoruz;"bekleyip-göreceğiz" ama umarız inşAllah birşey olmaz..) Ve artık bunu anlayın lütfen. İşte bu araştırma yazısı bunu ispatlamak için hazırlanmıştır..
* Aşı olan insanların coronaya yakalanması (hastalanması) hatta ölmesini..
* Aşı olan insanların temas ettikleri aşısız yakınlarının hastalanması hatta ölmesini..
* Aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerin olmasını..
* Aşı olan inanların ciddi yan etkilere sahip olmasını (yaralanmalarını)..
Halen anlayamadınız mı? Bunların hepsinin "aşı kaynaklı" olabileceği hiç aklınıza gelmedi mi? Tüm bunların tesadüf olduğunu ve "aşı" kaynaklı olmayıp-başka sebeplerden dolayı bunların yaşandığını düşünüyorsanız bir kez daha düşünün.. İnsanlara, bazı insanlar aşı olduktan hemen sonra /birkaç gün/hafta sonra öldüğünde "altta yatan bilmem ne hastalıktan, rahatsızlıktan dolayı öldüğü" söylenirken, bazı insanların aşı olduktan aylar sonra ölmeleri durumunda söyleyecekleri şey, "eğer aşı kaynaklı olsaydı, bu aşı anında /kısa sürede gerçekleşirdi ama aylar sonra ölüm olduğu için bu ölüm aşı kaynaklı olamaz." benzeri söylemlerden başka birşey olmayacaktır.. Aşı olanların ve bunlarla yakın temas içerisinde olan aşısızların neden hastalandıklarını ve hatta öldüklerini belki anlamışsınızdır..Eğer anlamadıysanız, o zaman bu araştırma yazısını sonuna kadar okumanız da fayda vardır..
-Hem ülkemizde hem de dünyada aşı sonrası hayatını kaybeden insanların gerçek ölüm sayısının ne olduğunu biliyor musunuz?
-Ya aşı sonrası yaralanan insanların sayısını? Hayır bilmiyorsunuz. Çünkü,ölen ve yaralanan insanların hiç biri tam anlamıyla kayıt edilmiyor. ABD ve AB'de ölüm ve yaralanmalar yarım yamalak (yanıltıcı bilgi ve eksik sayılarla) kayıt edilirken, Türkiye gibi bazı ülkeler de ise hiç kayıt edilmiyor. Bu aşıların ne kadar tehlikeli olduğunu anlayabilmeniz için daha ne olması lazım, daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor?
"Ben aşıyı oldum, bana birşey olmadı,annem babam,ninem,dedem aşı oldu, onlara da birşey olmadı!" diye düşünüyorsanız,bunun ciddi bir yanılgı olabileceğini zamanla öğreneceksiniz. Ama bu yanılgının ne olabileceğini ve ileride nasıl sorunlarla karşılaşabileceğinizi, bu araştırma yazısını okuyarak, dünyaca ünlü tanınmış bilim insanlarından öğrenebilirsiniz..(Zaten daha önce bunlarla ilgili bazılarını vermiştik,şimdi yeni bilgileride okuyabilirsiniz..) Artı ayrıca, siz ve aileniz aşıyı olsanız (ve size birşey olmasa) da, sizinle temasa geçen masum aşısız insanlara, sizdeki "aşı kaynaklı viral yükleri bulaştırmış" ve bu nedenle bu aşısız kişilerin hastalanmasına ve hatta ölmesine dahi sebep olmuş olabileceğinizi bilmeniz, sizi oldukça şaşırtabilir ve bu nedenle üzebilir. Bunun nasıl gerçekleşebileceğine dair bilgileri yine bu araştrıma yazısında okuyabilirsiniz..
"Artık insanların buna alışmasını sağlamak için bu ilk engeli aştıklarına göre, bu şeyi vücuduna enjekte etmenin sorun olmadığını düşünecekler. Umarım çok büyük bir şey olur, çok belirgin hale gelir, böylece insanlar bu deliliği durdurur. İnsanlar uyanmadan önce bir sürü kötü şey olması çok üzücü. Araştırma literatüründe ne olduğunu zaten biliyor olmaları gerekirdi. Bunu yapmamaları gerektiğini bilmelilerdi." (17)
"Bence bireyler böyle bir enjeksiyonun kendilerine ne derece uzun süreli zarar verebileceğini bilmiyorlar. "Bu sadece bir aşı. Buna katlanacağım çünkü onlar da bunu yapmamı istiyor." Gerçekten istemeseler bile, sırf hükümet onlara baskı yapıyor diye. Bunu yapmamalılar. Gerçekten yerlerini sağlam durmalılar." (17)
"Bu aşıların ne kadar tehlikeli olabileceğini, aşıyı olmak isteyenlere karşı yapılan haksız ve hukuksuz çeşitli kısıtlamalardan,baskı,tehtid ve şantajlardan da anlayabilmek mümkün hale gelmiştir.."
Dünya genelinde covid aşı sonrası milyonlarca insan ölmüş ve daha korkuncu dünya nüfusu 1 milyar azalmış olabilir mi?
(Kaydedilmeyen,gizlenen,yanlış raporlanan ölümler)
Covid aşılarına karşı tereddütleri ve endişeleri olan milyarlarca insanın hislerine tercüman olan doktor bir yazarın "Korumalı konuşma, bunu sansürlemek istiyorsan siktir git.." (83) dediği gibi eğer "bu sayfayı provakete etmek" ve "covid aşılarının ne kadar faydalı olduğunu" söylemek için buraya geldiysen, hemen başka kapıya yönel.. Çünkü, dünya genelinde bu covid aşıları alıp da hayatını kaybeden (ölen) insanların sayısının belirtilen resmi rakamlardan daha fazla olabileceğine dair ciddi endişeler var. (Kişisel tahminim, bu sayı 100 milyona yakın hatta belki de daha fazla da olabilir,yönünde.)
Çünkü, bu endişelerin olmasının en büyük nedeni ise, sadece "ABD'de aşı sonrası hayatını kaybeden insanların sayısının 200.000'e yakın olabileceği" (74) yönündeki endişelerdir.. ABD resmi rakamları,bu sayının 6.000 civarında olduğunu söylüyor.. Ancak bu çok sayıda uzmanın CDC,VAERS gibi ABD'nin resmi sağlık kuruluşlarının, aşı sonrası ölen insanların sayıları konusunda verdiği istatistiklerin "doğru olmadığı" ve bunların "yanıltıcı bilgi ve istatikler" olduğuna dair vermiş oldukları veriler ve endişeleri bulunuyor. (81,80) Yani,ABD'de verilen bu resmi istastiklere ve dolayısıyla ABD'nin bu resmi sağlık birimlerine pek güvenilmediği ortaya konuluyor..
Dolayısıyla, eğer ABD'de resmi olmayan (aşı sonrası 200.000'e yakın ölü) rakamları gösteren bu endişeler doğruysa (ki doğru olması çok büyük bir olasılık), bunu Türkiye'de dahil dünya geneli ülkelerin durumları ile ele aldığımızda, toplamda tahmini 100 milyona yakın insanın bu covid aşı sonrası ölmüş olabileceğine dair bir teori,öngörü yürütebiliriz. Neden? Çünkü, dünya nüfusunun yaklaşık 8 milyar ve dünya nüfusunun %40,2'sinin (yaklaşık 3 milyara yakın /daha fazla insanın) en az bir doz aldığını ve dünya genelinde toplamda 5,44 milyar doz (276) civarında olduğunu düşünürsek, 100 milyona yakın (belkide daha fazla) insanın, covid aşı sonrası ölmüş olma ihtimalini öngörebiliriz.... (Bu sayı iyimser bir ihtimalle en az 1 ile 10 milyon arasında da olabilir (ki 3 milyara yakın insanın aşı olduğunu düşünürsek) bu olasılık çok daha düşük düzeyde kalabilir..)
ABD'de aşı sonrası veri istatistiklerinin "yanıltıcı ve doğru olmayabileceğini" düşünürsek, aynı yanıltıcı veri istatistiklerini ,diğer dünya devletlerinin de yapmış olabileceğine dair bir sonuca varabiliriz ve kaldı ki, tıpkı Türkiye gibi "aşı sonrası hayatını kaybeden (ölen) insanların hiç kaydedilmediği" çok sayıda dünya ülkelerinin de olması nedeniyle, dünya genelinde aşı sonrası ölen insanların sayısının 100 milyona yakın hatta daha fazla olabileceğine dair bir endişeye sahip olabilmemizi sağlayabilir..
- Tabii unutmadan, bu aşı sonrası ölen insanların yanına, "aşılılarla temasa geçtikten sonra hastalanıp-ölen aşısız insanları"da katarsak, bu sayı korkunç derecede çok daha fazla da olabilir.. "Yok canım daha neler?" diye düşünenler, bu araştırma yazısını sonuna okurlarsa, o zaman ne demek istediğimizi anlayabilirler.. Aşılılarla temasa geçtikten sonra viral bulaş alan aşısızlar da, tıpkı "covid aşısı almış" gibi ölebiliyor.. "Aşılıların viral bulaş yayabileceğine" dair yapılan araştırmalar ve söylemler bulunmaktadır..
- Tabii artı ayrıca, aşı sonrası hafif ve ağır ciddi yan etkiye sahip olan aşılı insanların sayısı ile aşılılarla temasa geçtikten sonra hastalanan aşısız insanların durumlarını da unutmamak gerekir.. Bu rakamların, öngörülen insanların sayısından çok daha fazla olabileceğini akıllardan çıkarmamız lazım..
- Tüm bunlara baktığımızda, aşı sonrası ölen insanların saysıını iyimser bir tahminle 1 ile 10 milyon /kötümser bir tahminle 100 milyona yakın (/daha fazla) olabileceğini söylemiştik. Ama bu covid aşı sonrası yaralanmalarda dahil ölümlerle ilgili bilgilerin dezanformasyonu çok sayıda olduğu için ve küresel elitlerin bu covid ve aşı pandemsini kontrol ettiklerini düşünürsek, dünya nüfusuyla ilgili resmi bilgilerini de rahat bir şekilde kontrol ediyor olabileceğini anlayabiliriz..Ve bu şüpheler, bize covid aşılamalarının 3 milyar /aşmış olduğunu düşündüğümüzde, "acaba dünya nüfusu 1 milyar kadar azalmış olabilir mi?" endişelerini de beraberinde getiriyor. Doğruyu nasıl bileceğiz? Ya dünya nüfusu ile ilgili resmi bilgiler de küresel elitlerin kontrolündeyse?
Bilim adamlarının "kanıt yok!" yanılgısı içerisinde bocalanması..
Bununla yanı bilim adamlarının "kanıt yok!" heyezanı içerisinde olmasını aşağıda uzunca açıkladık. Kısaca burada da bir özet verelim.. Pandeminin başından beri (aşı öncesinde) tüm dünyada küresel elitler tarafından "sahte covid" tiyatrosunda, dünyadaki ülke devletleri kullanılarak, "güvenirliliği son derece zayıf ve hatta yok denecek kadar yetersiz olan PCR testleri kullanılarak sahte covid hastaları türetilmiş, bu türetilen sahte covid hastalarına ölümcül ilaçlar verilmiş, hastane raporlarına sahte covid hasta ve ölümler işlenerek, covid vaka ve ölümler bu şekilde olabildiğince şişirilmiş, böyle yaparak hem evrakta sahtecilik yapılmış hem de (kasıtlı-kasıtsız tıbbi hatalarla insanlar yanlış tedavilerle yaralandırılmış ve ölmelerine sebep olunmuş) cinayetler işlenmiş" vb gibi çok ciddi suçlar işlenmiştir.." Tüm bunların yaşandığını zamanla ortaya çıkan covid gerçekleri ile öğreniyoruz. Küresel elitlerin, aşı öncesi gerçekleştirdikleri bu sahtekarlıkların ve suçların bir benzerini de "aşıların yapılması döneminde" yani bu şu yaşadığımız dönemde yapmaya devam ettiklerini görüyoruz. Hem de devletleri ve sağlık birimlerini,hekimleri ve ana akım medyayı kullanarak..
Küresel elitlerin bu "sahtekarlıkları ve ciddi ölümcül suçları" bu denli çok rahat bir şekilde yapabilmesinin tek nedeni, kontrolleri altında olan, (DSÖ,BM,CDC gibi ülkelerin ve uluslararası sağlık kuruluşları tarafından tanınan) dünyaca ünlü tanınmış üniversitelerin /sağlık birimlerinin tıp dergilerinde yayınlanan dünyadaki bilim adamlarının labaratuvar çalışmalarının sözde "bilimsel çalışmalar,makaleler"in referans alınmasıdır,diyebiliriz. Küresel elitlerin kontrolleri altında olan bu sözde bilimsel tıp dergilerinde yayınlanan araştırma makalelerin hiç birinde direkt olarak "aşıları suçlayıcı" bir yayına rastlanmamaktadır. Bunun nedeni, küresel elitlerin (kontrolündeki) bu tıp dergilerinde, yayınlamasını istenen araştırma makalelerini bizzat seçiyor olmasıdır..Direkt olarak aşıları suçlayıcı (bilimsel çalışmaları işleyen) yayınların bu dergilerde hiç bir şekilde yayınlanmadığı ve hatta daha önce bu konuda yayınlanmış bazı araştırma makalelerin ise yayından kaldırıldığına dair uluslararası bilim camiasında endişeler bulunuyordu..
Küresel elitlerin kontrolündeki bu tıp dergilerinde yayınlanan özellikle de covid aşıları ile ilgili araştırma makalelerin hemen hepsinde, direkt olarak aşıları suçlayıcı veriler yerine, "aşılanan insanların enfeksiyon sonrası yaşadıkları viral yüklerin gelişimi ile birlikte, araya bilinçli olarak aşısızlar da katılarak ,sanki aşısızlar bundan 1.derece sorumluymuş gibi gösterilerek, covid aşılarının aslında ne kadar masum olduklarının" imajının verilmeye çalışıldığını anlayabiliyorsunuz..İşte hem ülkemizde hem de dünyadaki özellikle de aşı yanlısı bilim adamları, covid aşıları ile ilgili gelişmeler hakkında söyledikleri sözlerin arkasında da hep bu (güvenirliliği son derece zayıflamış ve hatta güvenilirliğini kaybetmiş) tıp dergilerinde yayınlanan "saptırılmış,yanıltıcı bilgilerle doldurulmuş, sözde bilimsel araştırma sonuçları" bulunuyor. İşte, bilim adamlarının "bununla ilgili herhangi bir kanıt yok!" deme yanılgısı/heyezanı içinde olmasının sebebi budur.. Evet,gerçekten de covid aşıları ile anlatılan şüphelerle ilgili herhangi bir kanıt yok. Yok çünkü bu konuda hazırlanan araştırma makaleleri yayınlanmıyor ve daha önce yayınlanmış araştırma makaleleri de kaldırılmış..Şimdi, "kanıt yok!" heyezanında olunmasını sebebini de böylece anlamış oluyoruz..
"Aşı olmayana virüs, aşılılardan geçiyor." mantığının perde arkası.. (Aslında bakın nasıl oyun oynanıyor?)
Bir prof demiş ki,"Aşı olmayana virüs, aşılılardan geçiyor." (277) Ee hadi buyrun,"aşılar koruyor, aşısızlar virüs bulaştırıyor, aşısızlar salgını yayıyor!" diye bağıranlar nerede,buna ne diyecekler bakalım? Biz bunu blogda aylardır yayınlıyoruz,ünlü uzmanların "aşılılar etrafa virüs yaydırıyor." diye feryatlarını dile getiriyoruz ama işte "vay efendim sen misin bunu diyen", hemen saldırmaya başladılar, "asıl aşısızlar virüs yayıyor, başkalarının ve kendi ailelerinin hayatlarını tehlikeye atıyor." diye,söylemediklerini bırakmadılar.. Biz bu gerçeği aylar önce dile getirmiştik. Sadece bunu değil, diğer endişeleri de dile getirdik tabii,insanları uyarmaya çalıştık.
Bu aşıların ölüm de dahil ciddi yan etkilerinin olabileceğini söyleyen dünyadaki uzman kişilerin endişelerine yer verdik. Ama bu uyarılara rağmen, gittiler koşa koşa ucunda ölüm olan bir aşıyı kendi vücutlarına enjekte ettiler ve böyle yaparak hem kendi hayatlarını hem de aşı olmayan başkalarının hayatlarını ciddi anlamda tehlikeye atmış oldular.. (Tabii zorunlu olarak "işten atılma" vs korku ve tehtidler nedeniyle, bu zehirli aşıları olanlar ayrı,onların farkındayız.. Ama bu iş daha bitmedi.. Yine de hakkınızı arayabilirsiniz..Hukuk yolları her zaman açıktır..)
"Şimdi umarım anlamışsınızdır, aşı olduktan sonra etrafınızdaki aşısız yakınlarınızın neden hastalandıklarını ve hatta öldüklerinin farkına varmışsınızdır. Allah(cc) insana akıl vermiş kullansın,yanlışı doğruyu ayırt etsin diye..Halen akıl etmeyecek misiniz?"
Daha bitmedi..Devam edelim..
"Aşı olmayana virüs,aşılılardan geçiyor." tezini zaten pek çok uzman "aşı olsanız da etrafınıza virüs yayabilirsiniz." diye uzun zamandır söylüyor. Aslında bu yeni birşey de değil ancak bunlar, "aşılıların etrafa virüs yaydırdığı ve aşısızlara virüs bulaştırabileceği" söylemleri, öyle "aşısızları düşündükleri için söylenen sözler değildir." Bunlar bilinçli olarak yapılıyor. Aşılı-aşısız insanlar,zannediyorlar ki; "Ya bunlar bizi ne kadar çok düşünüyorlar? Bizim iyiliğimizi istiyorlar! Allah razı olsun bunlardan.." diye onların, iyi niyetli kurtarıcı hekimler olarak görüyorlar.. Halbu ki gerçekler öyle değil,sürekli yanıltıcı bilgilerle aldatılıyorlar..
Amaçları, "ucunda ölüm olan ve etrafa viral yük yaydıran bu aşıları tüm insanların vurulmasını sağlamak" Bu aşılarla, "aşılıları viral yüklü canlı virüs fabrikalarına dönüştürerek, vurulmayan aşısızları da buna dahil etmek" istiyorlar.. (Nasıl mı? Bunun bilimsel yanıtlarını öğrenmek istiyorsanız, okumaya devam edin..) Sadece aşısızlar değil, bunlara inanıp aşıyı olan aşılı insanları da yanıltıcı bilgilerle kandırdılar ve halen de kandırmaya devam ediyorlar. Aşılılar, aşıyı olduktan sonra garip bir şekilde "Aşılılar, etrafa virüs yaydırıyor. Aşısızlar, aşılılar yüzünden virüs kapıyor." vs denmeye başlandı. Ve aşı olanlar, böylece kandırılmış olduklarını anlamış oldular. Tabii hepsi değil,bazıları bu gerçeğin farkına vardı, bazıları ise halen onlara inanmaya devam etti ve koşa koşa gidip diğer doz aşılarını tekrar oldular ve böylece hem kendi hayatlarını hemde başka aşısızların hayatlarını daha da riskli,tehlikeli hale getirdiler..
Aşılı-aşısız kişilerin salgını nasıl yaydığı yönündeki "aşı kaynaklı salgın yayılımı" teorisi..
"Salgın, aslında anlatılanların tam tersine bakın nasıl yayılıyor?"
Bunun küçük bir örneğini,küçük bir ipucunu zaten yukarıda verdik..Şimdi geniş anlamda anlatmaya çalışalım ve daha sonra da bununla ilgili bilimsel verileri,kanıtları ve görüşleri aktaralım..Şimdi;
- "Elinizde salgını aşılıların yaydırdığına dair bir kanıtınız var mı?" sorusuna;
- "Peki, aşısızların salgını yaydığına dair bir kanıt var mı?" diye karşılık veriyoruz ve diyoruz ki;
A) Küresel elitlerin ellerinde bu "salgını, aşısızların yaydığına" dair bunu destekleyecek herhangi ciddi bir bilimsel kanıt yoktur ve sadece "hastaneye yatan ve ölen aşılı insanların içinde aşısızların da olması"nı (tabii bu bilgilerde çok şüpheli olabilir,buna rağmen bunları) bahane ederek, "salgını aşısızların yaydığı" yalanını bir algı operasyonu olarak ortaya attılar. Böyle yaptılar, çünkü "daha çok insanın aşılanmasını ve aşılamalar yoluyla daha çok insanın viral yükle dolmasını" sağlamak istediler.. Ve istediklerini de yaptılar ve sonuç,daha çok insanın hastalanması ve ölmesi..
Aşı kaynaklı mutasyon ve varyantlar da bu işin bahanesi oldu..Onlara göre,varyantlar "virüsün,aşılı -aşısız semptomlu (covid vrüslü,hasta olan) insanların içinde mutasyona uğramasından kaynaklanıyormuş!" , "Peki,mutasyona uğramasının ana kaynağı neymiş?" Buna hep dolambaçlı cevaplar veriyorlar. Araya aşıyı hiç katmıyorlar. Dünyaca ünlü işin uzmanları, "varyantları yaratan aşıdır!" diyor, bunlar dolambaçlı yollardan, varyantların kaynağını aşılılara ve onlardan (aşının ürettiği/çoğalttığı bulaşıcı özelliği olan) viral yükler alan aşısız hastalara bağlıyorlar..Ve sorunun asıl kaynağının "aşı" olduğunu ise hiç kabullenmiyorlar..(Ya bu konuda gerçekten bilgisizler yada bunu biliyorlar ama söylemiyorlar, okumuş cahil numarasına yatıyorlar..)
B) "Salgını aşılıların yaydırdığına" dair ciddi bir bilimsel kanıt da yoktur (bunun nedenini zaten yukarıda kısaca "kanıt yoktur! özetinde verdik,daha detaylısını okuyarak öğrenebilirsiniz) ancak yanıltıcı bir şekilde verilen ama dolaylı yollardan da olsa buna yönelik gerçeğin ortaya konduğu yapılan araştırmalar bulunuyor ve ayrıca bu konuda dünyaca ünlü tanınmış hekimlerin endişeleri de bulunuyor. Bunların bazılarını (bazı araştırmaları) bu araştırmada verdik.. Tabii, "aşısızların, aşılılardan virüsü kaptığı!" dolambaçlı yollardan anlatılan sözlerde var.. Zaten bunlar da, bu sözleri söylerken, bu tarif ettiğimiz ve aşağıda bazılarını verdiğimiz "aşılıların viral yüklerle dolu olduğunu ve etrafa viral yük bulaştırabildikleri" araştırmalarına dayanarak söylüyorlar. Yani kafadan attıkları birşey değil. Ancak bunları söylerken, sanki tüm bunların 1.derece sorumlusu aşısızlarmış gibi , dolambaçlı yollardan yanıltıcı bir şekilde "aşısızları da araya katarak" veriyorlar..
Bunun nedeni de büyük ihtimalle, covid aşılarıyla ilgili yapılan araştırmaların neredeyse hemen hepsinde, yine bu şekilde "aşısızlarda araya katılarak" ele alınarak hazırlanan araştırma makalelerin yayınlandığı dünyaca ünlü tıp dergilerinde yayınlanmış olmasıdır..Hiç birinde covid aşılarına karşı en ufak bir eleştiri ve olumsuz bir görüş dahi bulunmuyor. Bulunmuyor çünkü, buna izin verilmiyor..Bunlarla ilgili endişelerimizi de aşağıda belirttik..
Başından beri söyledikleri şey şu; "Aşısızların, aşılılardan aldıkları virüse karşı savunmasız olduğu, aşılılar buna karşı korunurken, aşısızların korunamadığı" tezi sunuluyor. Evet,bir bakıma bu doğrudur ama asıl anlatmadıkları şeyler vardır. Örneğin, zaten bu aşısızların hastalanmasına (korumasız kalmasına) sebep olan şey, aşılı insanların almış oldukları (ve aşılı insanları birer canlı virüs fabrikalarına dönüştüren) aşıların bizzat kendisidir..
Şimdi siz, (insanları yürüyen canlı virüs fabrikalarına dönüştüren) bu aşıları insanlara enjekte ediyorsunuz ve onları etrafa salıyorsunuz, onlar da aşısızları viral yüklerle enfekte edip-hasta ediyorlar ve hatta ölümlerine sebep oluyorlar. Ve siz şimdi kalkıp, bunları bildiğiniz halde dalga geçer gibi "aşısızlara virüs aşılılardan geçiyor, aşılılar korunuyor ama aşısızların korumasız olduğunu" söylüyorsunuz..Resmen insanlarla dalga geçiyor ve onların hayatlarıyla oyun oynuyorsunuz..(Tabii daha öncede dediğimiz gibi, büyük olasılıkla bunlar, bu söylemlerini "dolambaçlı (dolaylı) yollardan yapılarak anlatılan "aşısızlarıda araya katarak,sanki aşısızlar bunlardan 1.derece sorumluymuş" gibi gösterilerek yanıltıcı bilgilerle süslenen ve ünlü tıp dergilerinde yayınlanan araştırma sonuçlarını içeren sözde bilimsel makalelere göre yapıyorlar..Bunun başka mantıklı açıklaması da yok zaten..Kendi kafalarına göre attıklarını pek sanmıyoruz. Dalga geçmelerinin altında bu mantık yatıyor olmalı..)
Dahası söylemedikleri şeylerden bir diğeri de "aşı sonrası insanların ölüp-ölmeyecekleri, yaralanıp-yaralanmayacakları ve gelecekte nasıl ciddi hasar ve hastalıklarla mücadele edecekleri" gibi aşı kaynaklı yan etkilerdir. Aslında söylüyorlar ama insanları "sanki bu konuda çok şey biliyorlarmış gibi bunların hiçbirinin olmayacağı /eğer size birşey olursa, sizin altta yatan herhangi bir rahatsızlıktan dolayı olabileceği" vb gibi yanıltıcı bir şekilde veriyorlar,insanları bu şekilde aldatıyor ve kandırıyorlar.. Tüm insanlığın gözleri önünde aşı sonrası ölen ve yaralanan binlerce insan olduğu halde,bunları rahat bir şekilde söyleyebilmeleri de ayrıca tuhaf bir yaklaşım..Tabii aşı sonrası ölen ve yaralanan insanların "kayıt edilmediğini,gizlendiğini" düşünürsek, bu tuhaflık hem ahlaki hem de hukuki açıdan bambaşka bir kapıya açılıyor.. Şimdi tüm bunlar göz önündeyken, "Bir insan neden ucunda ölüm olan bir aşıyı olsun?"
"Aşısız bir insan, covid aşılarının ölümde dahil aşı anında /sonrasında yaşanabilecek ciddi yan etkilerle birlikte, gelecekte kendisi ve gelecek nesillerinde nasıl kalıtsal yan etkilerle karşılaşıp-karşılaşmayacağını dahi bilemeyen ve/veya bu konuda ciddi endişelerini dile getiren hekimlerin olduğu bir ortamda, ne diye gidip bu ölümcül aşıları olsun?"
Akıl mantık alıyor mu? Aşısızların, aşılılardan viral bulaş almasına sebep, aşıların bizzat kendisidir. Bu, resmi olarak bilimsel bir kanıt olarak elde edilmesiyse de, bunun böyle olabileceğine dair özellikle de mRNA aşılarıyla ilgili daha önce yapılan "araştırmalar ve görüşler" mevcuttur. Artı ayrıca (aşsızları da araya katarak ve aşılıların enfeksiyon almış oldukları yönünde yanıltıcı bir şekilde verilse de),bazı bilimsel makalelerde de "mRNA aşılarını alan aşılı insanların, viral yükle dolu oldukları ve ciddi bulaşa sahip oldukları" vb gibi bu gerçeği dolaylı yollardan anlatan bilgilerde yer almaktadır. İşte bu nedenle, bunların olmayacağını söyleyen hekimler varsa, bilin ki onlar dünyanın en büyük yalancılarıdır.. Bunların bu yönde sadece "yanıltıcı bilgi" verdiklerini söylemek isterdik ama gerçek bu. Çünkü, bu covid aşıları uzun yıllardır kullanılan aşılar değildir, deney aşılarıdır, yan etkileri konusunda ciddi endişeler şüpheler vardır artı ve aşı sonrası binlerce insanın öldüğü ve yan etkilerle karşılaştığı durum ortadayken,bunların rahat bir şekilde bunların olmayacağını söyleyebilmeleri, onların ne kadar büyük yalancılar olduklarını gösterir..
"Aşılı insanlar, covid aşıları yoluyla "viral yükle" dolu yürüyen canlı virüs fabrikalarına mı dönüştürüldüler?"
Virüsün oluşmasına sebep olan şey ne,ana kaynağı ne? Bununla ilgili de doğru bilgiler verilmiyor. Bu virüsün ana kaynağının aşı olduğu gerçeğini söylemiyorlar ve dolaylı yollardan, yanıltıcı bilgilerle insanların yanlış yönlendirilmeye çalışıldığı görülebiliyor.. Aşı tereddütü olan dünyaca ünlü uzman hekimlerin vermiş oldukları bilimsel görüşlere,kanıtlara vb endişelere ve aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlere baktığımızda, bu covid salgınının şu şekilde oluşmuş olabileceğini "aşı kaynaklı salgın yayılımı teorisi" ile tahmin edebilir,öngörebiliriz;
AŞI KAYNAKLI SALGIN YAYILIMI TEORİSİ..
"Aşılılardaki viral yük hiç kuşkusuz aşı kaynaklıdır. Dış ortamdan gelen bir şey değil. Dış ortamdan gelen viral yük, daha çok aşısız insanlarda görülüyor ancak bu viral yükün geldiği yer ve aşısızlardan aşısızlara viral yük bulaşmasının ana kaynağı da yine aşılı insanların kendisidir.. Çünkü aşılıdan viral yükü alan ilk aşısızdan diğer aşısızlara viral yük bulaşmış ve bu silsile yolu ile etrafa yayılmıştır. Burada ilk bakışta "salgını etrafa yayanın aşısızlar olduğu" algısı ortaya çıkıyor ancak salgının (viral yükün) asıl kaynağı aşılılar olduğu için, dünya genelinde salgının yayılmasını sağlayan yine aşılıların kendisidir.. Yani salgının yayılmasını asıl aşılı insanlar sağlıyor. (tabii bilmeden) "Salgın gerçeği ve salgının yayılımı böyledir",diyebiliriz..
Küresel elitlerin "aşısızlar,salgını yayıyor" tezinin arkasında durmalarının dayanağı da, bu terorinin asıl "viral yükün ana kaynağının viral yüklü aşılı insanlar "olduğu gerçeğine değil, arka plandaki "aşılılardan viral bulaş alan aşısızları" bahane ederek, yanıltıcı bir şekilde kullanılmalarından kaynaklanıyor olmasıdır.. Dünyada 3 milyara yakın insanın aşı olduğunu ve bu insanların ellerini kollarını sallaya sallaya etrafta dolaştıklarını düşünürsek, salgını yayanın asıl aşılılar olduğunu ve aşısız insanların ne kadar bir tehlike içerisinde olduklarını kolaylıkla anlayabiliriz..
Dolayısıyla, küresel elitler "aşılı insanları, covid aşılarıyla "viral yükle" dolu, canlı virüs fabrikalarına dönüştürdüler." Burada amaç, "tüm insanları viral yükle dolu olan birer yürüyen virüs fabrikalarına dönüştürmekti." Ancak bunu başaramadıkları için de bu tür "aşısızlar, salgını yayıyor" propagandasını başlatarak, "aşısızlarında bu viral yükten nasibini almasını sağlamaya" çalıştılar ve bunu neredeyse başarmak üzereler... "
Tüm bunlara geniş pencereden baktığımızda,öyle görülüyor ki,burada asıl gerçek amacın aslında,"insan nüfusunu azaltmak" olduğunun farkına varabiliyoruz.. Bu her ne kadar kulağa "artık bayatlamış komplo teorisi" gibi gelse de,aşı sonrası yaşanan artan vaka,varyant ve ölümlere baktığımızda bunun bir komplo teorisi olmaktan artık çıktığını ve özellikle de "aşılılar, aşısızlara virüs bulaştırıyor" mantığı ile birlikte bu konuda yapılan dolaylı bilimsel araştırmaların da, bu "insan nüfusunu azaltma" teorisini dolaylı yollardan desteklediğini anlayabiliyoruz..
Küresel elitler, "insan nüfusunu azaltma" projesini gerçekleştirebilmek için, neden "aşı" yolunu tercih etti?
İsteselerdi, çok hızlı bir şekilde nükleer bomba gibi, çok hızlı ve herkesi öldürücü bir şekilde yayılan bir salgın gibi, hatta yiyecek ve içecek gibi ortamları rahat bir şekilde kullanabilirlerdi. Ama bunları yapmadılar,çünkü böyle olsaydı, tüm insanlarla birlikte kendileri ve diğer seçilmiş kimseler de öleceklerdi. Bunun için başka yolları denediler ve "aşılarla deneyler yaptılar" ve kimleri öldürebilecek kimleri yaşatabilecek bir ortamı aşılarla buldular ve kimsenin bundan şüphelenmemesi için "sahte bir salgın" yarattılar ve bu sahte salgının gerçeğe dönüşmesi için de "dizayn ettikleri aşıları" kullandılar. Aşıları öyle bir programladılar ki..
"Aşı geliştiricileri, bu "ölümcül covid aşılarını olmayan insanların olabileceğini" düşünerek, covid aşılarını "aşıyı olan insanların viral yükle dolu canlı virüs fabrikalarına dönüşmesi"ni sağlamak için öyle bir şekilde programladılar (dizayn ettiler) ki, bu aşıları alan alıcılar (aşılı insanlar), (tabii şin gerçeğini bilmeden) çevrelerine "ter,tükürük,nefes" vb gibi dış temas ortam yollarıyla viral yükleri salgıladılar ve bunlarla yakın temas içerisinde olan aşısız insanları da bu yolla viral yüklerle enfekte ettiler ve onlar da silsile yolu ile başka aşısızları aynı yollarla enfekte ettiler. Aralarında ölenler oldu,ölmeyenler ciddi bir şekilde hastalandı. Ve onlara "işte aşı olmadığınız için böyle oldu!" yanıltıcı bilgisi verildi ve bu bilgi kamuoyuna bilinçli olarak servis edildi ve "aşısız insanlar salgını yayıyor" yaygarası kopartıldı ve aşısızların, biran önce aşı olmaları baskısı oluşturuldu."
"Unutmayın; özellikle de "mRNA aşıları, aşı geliştiricileri tarafından istenildiği şekilde proglamlanabilen aşı özelliklerine sahiptir.. Yani, mRNA AŞILARI PROGRAMLANABİLEN AŞILARDIR.."
Aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlere ve dolaylı yollardan mesajlarla verilen bilimsel araştırmalara ve bunlara aften söylenilen "aşısızlar,virüsleri aşılılardan kapıyor!" söylemlerine baktığımızda, bu salgın yayılımı teorisinin hiç de mantıksız olduğunu söyleyemeyiz. Zaten bu salgın yayılı teorisine, en azından bunun böyle olabileceğine dair bir şüpheye,endişeye sahip bilim insanı olan-olmayan çok sayıda aşı tereddütü insanın olduğunu söyleyebiliriz.. İşte covid senaryosunda, silsile yolu ile salgın yayılımı teorisinde bu vardır..
İTİRAF GİBİ SÖZLER : "Aşısızların virüsü, aşılılardan aldıkları" söylenirken, aslında "aşıların, aşı olan insanları viral yüklerle dolu fabrikalara dönüştüren" bir itirafı da dolaylı yollardan dile getirmiş oluyorlar.."
İşin ilginç yanı; dikkat ederseniz "salgını aşısızların yaydığı" yönündeki iddia ve kanıtlar, "salgını aşılıların yaydığı" yönündeki iddia ve kanıtlarla hemen hemen aynıdır. Her iki tarafın destekçileri, bu "iddia ve kanıtları" kendi tezleri için kullanıyor. Buradan anlaşılıyor ki, küresel elitler, bu tür kafa karışıklığı ile covid ve aşıları konusundaki "asıl gerçeğin" ne olduğunu kimsenin öğrenmesini istemiyorlar ve devreye soktukları şeytani planın, bu kafa karışıklığı ile devam etmesini umuyorlar ve bunu da neredeyse hemen hemen başarmış gibiler..
"Salgını aşılıların yaydırdığına" dair (yukarıda da anlattığımız gibi) temel kaide şu; "Aşılılar, aşısızlara viral yük yükleyerek, onların hastalanmasına ve hatta ölmelerine ve hatta silsile yolu ile onlarda başka başka aşısız insanların viral yüklerle yüklenmesine sebep oldular..Bu da silsile yolu ile "GERÇEK KİTLESEL BİR SALGIN VE GERÇEK KİTLESEL BİR SOYKIRIM"a neden oldu.. Bu,gerçekten çok şeytani bir plandı ve maalesef gerçekleşti. İnsanlar tek tek hastalanmaya ve hatta ölmeye başladı.."
"GERÇEK KİTLESEL BİR SALGIN" NASIL OLUŞTURULDU?
* Küresel elitler,aşı öncesinde gerçekte var olmayan sahte pandemiyi, aşılamalar yoluyla gerçek bir pandemiye dönüştürdüler.
* Bunu yaparken, bilimsel tıp dergilerinde yayınlanan özenle hazırladıkları covid ve aşıları konusundaki (çarpıtılımış,yanıltıcı bilgilerle dolu) sözde araştırma sonuçlarını kullandılar ve bu sözde araştrıma sonuçlarını "bilimsel kanıtlar" olarak dünyaya servis ettiler ve ülkelerin devletlerini,seçilmiş hekimlerini ve ana akım medyayı olabildiğince "aşı propaganda malzemesi" olarak (bu sözde bilimsel kanıtlarla) kullandılar. Bu aşı destekçileri, bilerek/bilmeden etrafa korku saldıkça, onların destekçileri de bilinçsiz bir şekilde çoğaldı. Böylece ölümcül aşıların çok sayıda destekçisi olmuş oldu. Küresel elitlerin nasıl bir şeytani planı başardığını, aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerde görebiliyoruz..
* Küresel elitler, sahte salgını gerçek salgına dönüştürebilmek için, aşı geliştiricilerini özellikle de mRNA aşılarının bulaşıcı özelliğinin olabilmesi yönünde programlamaları" konusunda kullandılar. Aşı geliştiricileri, mRNA aşılarını (alan insanlar yoluyla) başkalarına viral yük bulaştırabilmesi özelliğinde, yeniden programladılar.
* Küresel elitler, bu etrafa viral bulaş salgılanmasını sağlayan özellikte olan yeniden programlanan mRNA aşılarını alan (aşılı) insanları da olabildiğince kullandılar.. Aşılıları kullanarak, "silsile yolu ile bulaşma terosini" gerçekleştirdiler. Böylece aşılı-aşısız daha çok insanın viral yükle yüklenmesini,hastalanmasını ve ölmesini sağladılar. (Gerçekten bu çok büyük şeytani bir plandı. Ve neredeyse bunu yarı oranda başarmış durumdalar..)
* Bu "viral yüklenme (bulaşma),hastalanma ve ölme" durumunu da yanıltıcı bir şekilde ""Aşısızların salgını yaydığı" yalanını bir algı operasyonu olarak etrafa yaydılar ve bunu kullandılar ve aşılı-aşısız insanların birbirlerine düşman olmalarını sağladılar. Bütün suçu aşısızların üzerlerine attılar ve aşısızlar üzerinde "korku,tehtid,şantaj,baskı ve çeşitli kısıtlamalar" uygulamaya başladılar..
Tabii bunlar sadece bazıları.. İşin sadece özeti.. Daha fazlası da var ve bunları okumaya devam ederek öğrenebilirsiniz..
- Küresel elitlerin şeytani planı neydi?
- Sahte salgın, nasıl gerçek salgına dönüştü?
- Küresel elitler aşılıları nasıl kullandı?
- Aşılılar,salgını nasıl yaydırdı? Aşısızlara virüsü (viral yükü) nasıl bulaştırdı?
- Aşısızlar da viral yükleri,diğer aşısızlara nasıl bulaştırdı?
- Silsile yolu ile bulaşma ne demek? Silsile yolu ile bulaşmaya kim sebep oldu?
- Aşı olupta ciddi hastalıklara,rahatsızlıklara maruz kalan ve hatta ölen insanların durumları ne?
- Sağ kalan ve sağlıklı görülen aşılılara ne olacak? Yaşayacaklar mı ölecekler mi?
- Aşılılarla temasa geçipte hastalanan ve ölen aşısızların durumları ne?
- Aşılılarla temasa geçipte hiç bir şey olmayan,sağlıklı görülen aşısızların durumları ne? Onlar da yaşayacaklar mı ölecekler mi?
- Kısıtlamalar, aslında savunmasız aşısızları, viral yüklü aşılılardan korumak için mi? Gerçek ne?
- Aşılılardan PCR testi istenmemesinin asıl nedeni, aşılıların viral yüklü olduklarını gizlemek için mi?
- Vs Vs bunlar ve daha fazlasını bu araştırmada ele aldık ve değerlendirdik..
Şimdi bu gerçeklere geçmeden önce,bir yerden başlayalım dedik.."Aşılıların,aşısızların hayatını nasıl tehlikeye atıyor?" olabileceğine dair,bir teori yürüttük. Zaten bunun bir örneğini yukarıda verdik..Şimdi biraz daha detaylı verelim..Tabii aşılılar bunu bilmeden yapıyor,bunu biliyoruz,farkındayız, çünkü aşılı olan insanlar, aşılarla ilgili işin gerçeğini bilmiyorlar ve işte biz, onlara bu gerçeği anlatmaya gayret edeceğiz..
"Aşılılar, aşısızlara virüsü nasıl yaydırıyor" mantığı..
Hadi başlayalım..
* "Aşılanmış insanlardan uzak durun!" (106)
* "Aşı olan büyükannemle takıldım ve hastalandım" (17)
"mRNA aşı deney dökümantasyonu'na göre, American frontline doktor ve mRNA teknolojisinin kurucu ortağı ve öncüsü Luigi Warren, mRNA aşıları için ""viral bulaşma oluyor! Bu, aşılı kişilerin vücutlarından bir miktar protein partikülünün salınacağı ve aşısızlara “cilt teması” ve “solunum” yoluyla otoimmün hastalıklara yol açabilecek şekilde aktarılacağı anlamına gelir. Dikkatli olun ve aşılanmış insanlardan kaçının!(....)" (106) dediği halde, aşı olmayanlar ona inanmadı ve onun söylediklerini "Aşı olanlar bizim kardeşimiz,yakınımız,evladımız,anne ve babamız vs neden onlardan uzak duralım, bu deli saçması!" diye eleştirdiler ve onu dinlemediler.
Aşı olan en sevdikleri aileleri,yakınları,komşuları,akrabaları ve her türlü arkadaşları ile yakın temasa geçtiler,onlarla konuştular,gülüştüler,koklaşıp-öpüştüler. Sonra ne mi oldu? Hastaneler ve mezarlıklar, aşısızlarla dolup taştı. (Bunu biz değil devletler,ana akım medya ve seçilmiş hekimler bizzat söylediler. Hastanelerde yatan vakaların ve ölen insanların büyük çoğunluğunun "aşısız kişiler" olduğunu söylediler. Sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinden aynı haberler geldi ve gelmeye de devam ediyor..)
BİLGİ : "Aşılılarla temasa geçipte,hiç bir şey olmayan ve sağlıklı görülen aşısız bireyler "de bulunuyor. Onlara ne olacak? Gerçekten sağlıklılar mı? Yaşayacaklar mı ölecekler mi? Onların durumlarını da yazı devamında irdeledik.. "
"Virüsü kim(ler) yayıyor?" Paradigması..
Buna rağmen yine de halen "hastalanan ve ölen aşısız insanların, bu hastalığı aşılı insanlardan kapmış olabilecekleri" akıllarına bile gelmedi ve bunların "hastalığı düğün,cenaze,avm gibi kalabalık ortamlardan kapmış olabilecekleri" yanılgısına girdiler. Yanılgı diyoruz çünkü,düğün,cenaze,avm gibi ortamlarda da aşılılar bulunuyor (olabilir ve aşılılar olmasa bile) ve sadece aşısızlar olsa bile, bu aşısız kişilerin de bir şekilde başka yerlerde "aşılı kişilerle temasa geçmiş olabileceği" de akıllara gelmeyen bir durumdu. (Tabii bu olasılık kimsenin aklına bile gelmeyen bir durumdu. Aslında bu bilinen bir şeydi ve buna "silsile yolu ile bulaşma" deniyordu..)
"Durup dururken evinden dışarıya çıkmayan aşısızlar,covid virüsünü nasıl kapıyor?"
Silsile yolu ile bulaşma; "Viral yülü bir aşılının (/bir kişinin), bir /birden fazla aşısız kişiyle temasa geçip, viral yükleri bunlara yüklemesi (bulaştırması) ve bulaş (viral yük) alan bu aşısızların da, silsile yolu ile başka başka aşısız kişilere de bulaştırabilme olasılığıdır.."
Tabii yine de "silsile yolu bulaşma"nın sorumlusunun da yine "aşısızlar" olduğu yanılgısı içerisine girdiler. Girdiler çünkü, "viral yük" taşıyan aşısızların, bu viral yükü (aşılılardan değil de) nereden kaptıkları muamması yaratıldı ve ilk şüpheli olarak "aşısızlar" hedef seçildi,suçlandı. Ancak "Aşısızlar,durup dururken covid virüsünü nasıl kaptılar?" Buna mantıklı cevap veremediler ve aslında şöyle bir tahmin yürüttüler; "Aşı öncesinde zaten virüs vardı,yaygındı,her tarafa yayılmıştı ve aşısızlar, aşı olmadığı için bu virüsü kaptı ve aşılı olanlara da bulaştırdılar!" Acaba öyle mi?
Peki, "Ailesinde aşılı olan aile bireylerinin olduğu ve evinden hiç dışarı çıkmayan aşısız bir bireyin covide yakalanmasını nasıl açıklayabiliriz?" Bu cevapda aynı şekilde verilebilir; "Aşılı bireyler,dışarıdan covidi kaptı ve aşısız bireye bulaştırdı." İyi de,bu durumda olup da "covid olmayan aşılı bireyler"in olduğu da söyleniyor. Bu nasıl oluyor?
SORU : "Covide yakalanmayan aşılı bireylerin olduğu bir ortamda, evinden hiç dışarı çıkmayan aşısız bir birey nasıl oluyor da covide yakalanıyor?" Bunun mantıklı açıklaması olabilir mi?
Dahası aşağıda en son yapılan bir araştırma var, bu araştırmaya göre "tam aşılı olan kişilerin çok sayıda viral yük taşıdığı tespit edilmiş."(19) Peki,bunu nereye koyacağız? Tabii şimdi buna da kılıf uydurabilirler; "Aşısızlardan kapmış olabilirler!" diye.. *(Araştırmayla ilgili bilgileri aşağıda okuyabilirsiniz..) Yani tüm bunlara mantıklı bilimsel kanıtlar,cevaplar veremiyorlar ve veremedikleri için de diretk olarak yine aşısızları suçluyorlar. Küresel elitlerin covid aşı taraftarları, bu yönde yanıltıcı bilgileri vermeye devam ettiler ve insanları bu şekilde kandırdılar..
İşin ilginç yanı küresel elitlerin covid aşı taraftarları, "aşılıların da viral yük taşıyabileceğini" kabul ettiler ve bunu "aşı olsanız da virüs alabilir ve bulaştırabilirsiniz" diye desteklediler ancak "bu viral yüklerin, aşı kaynaklı olduğunu" kabul etmediler ve bunu halka söylemediler. "Aşılıların, virüsü aşısızlardan kapmış olabileceği" yanıltıcı bilgisini sürekli pompaladılar, insanları bu şekilde yanıltıp-kandırmaya devam ettiler..
Aşılarla ilgili sorunların dolaylı yollardan bilimsel araştırmalarla anlatılması....
(Ve "Kanıt Yok!" Paradigma Aldatması..)
Tabii küresel elitlerin covid aşı taraftarları, tüm bu yanıltıcı bilgileri topluma, kendi kafalarına göre söylemediler. Bu yönde yapılan sözde bilimsel araştırmalara ve DSÖ,CDC gibi tanınmış sağlık kuruluşlarının vermiş oldukları yanıltıcı bilgi,belge ve sözde bilimsel kanıtlara dayanarak yaptılar. Araştırma makalelerin yayınlandığı tanınmış tıp dergilerinin büyük çoğunluğunun (belkide tamamının), dünyayı yöneten "küresel sermaye ve küresel güçlerin" kontrolünde olduğunu ve bu nedenle onların talimatları ile burada yayınlanmasına izin verilen bilimsel araştırmaların çalışma makalelerinin yayınlanabilindiğini artık herkes biliyor. Bu dergilerde yayınlanmasına izin verilmeyen istisnalar vardır,bunlardan biri de "aşı lobisinin aşıları"na karşı olumsuz görüş bildirilenlerdir.. Özellikle de covid aşıları konusunda..
"Aşı lobisinin aşıları özellikle de covid aşıları konusunda, dünyada hiç bir bilim adamı bu aşılarla ilgili olumsuz bir araştırma sonucunu, direkt olarak "aşıları suçlayıcı" bir şekilde bu dergilerde yayınlayamaz ve yayınlanmasına izin verilmez ve verilmiyor da zaten.." Ancak..
Ancak özellikle de "Covid aşıları,aşılılar ve viral yükler" konusunda yapılan o sözde bilimsel araştırmaların neredeyse hemen hepsinin, aslında covid aşılarıyla ilgili (olumsuz yöndeki) gerçeklerin verilmeye çalışıldığı ancak bunu yaparken (aşısızları da araya katarak,sanki aşısızlar bu viral yüklerden 1.derece sorumluymuş gibi ve sanki aşılılara başka yollardan gelen bir enfeksiyon varmış gibi gösterilerek), dolaylı yollardan anlatılmaya çalışıldığını görebiliyoruz.."
Yani aşılar özellikle de covid aşıları konusunda yapılan araştırmalara bakıldığında, "covid aşıları ve aşıları alan kişiler" ile ilgili OLUMSUZ yöndeki bilgilerin, yukarıda da söylediğimiz gibi (aşısızları da araya katarak sanki aşısızlar bundan 1.dereceden sorumluymuş ve sanki aşılılar başka yerlerden enfeksiyon kapmışlar gibi gösterilerek), gerçeğin yanıltıcı bir şekilde dolaylı yollardan ima edilerek verildiğini görebiliyorsunuz. * (Bu araştırmalardan bazılarını aşağıda verdik, okuyabilirsiniz..Okuduğunuzda ne demek istediğimizi anlayabilirsiniz..)
"Covid aşılarıyla ilgili çok sayıda bilimsel araştırmalar, covid aşılarının olumsuz yönleriyle ilgili verileri ele alırken (aşısızlarda araya katılarak ve enfekte olmayı başka ortamlara bağlayarak yanıltıcı bilgilerle) dolayli yollardan verilerek ele alınıyor ve bu haliyle bilimsel dergilerde yayınlanıyor.. Yani bu araştırmalarda direkt olarak, aşıları suçlayıcı bir bilgi bulunmuyor.."
Neden? Tabii ki,"covid aşılarıyla ilgili bir/birden fazla problemin olduğunu ve bu nedenle salgını aşılıların yaydığı gerçeğini" kimse öğrenmemesi için.. Yani covid aşılarında gerçekten çok ciddi problemler var gibi gözüküyor ama tabii bunu direkt olarak açıklayamıyorlar. Bunun yerine dolaylı yollardan imalarda bulunarak gerçekleri (aşılardaki sorun/sorunları) açıklamaya çalışıyorlar ve bunu yaparken de, aşılarla ilgili bir şüphenin oluşmaması için, aşısızları da araya katarak, sanki viral yüklerden aşısızlar 1.dereceden sorumluymuş gibi bir algı yaratılarak, yanıltıcı şekilde ele alıyorlar..
SORU : "Çok sayıda viral yüklü aşılıların, az sayıda viral yüklü başka aşılılara fazla olan viral yükleri yüklemeleri mümkün olabilir mi?"
Aşılılarla temasa geçen "sağlıklı aşısızların" durumları..
"Sağlıklı aşısızlar", yine de itiraz ediyor ;"Aşılılarla sürekli temas içerisindeyim. Ama bana birşey olmadı!" diye.. Bu büyük bir yanılgı mı? Gerçek ne?
Özellikle de sağlıklı aşısızlar, "aşılıların, viral yüklerini başkalarına özellikle de kendilerine bulaştırabileceği" gerçeğine pek inanmıyor gibi.. Küreselci hekimler bile bunu dolaylı yollardan söylemelerine rağmen.. Sağlıklı aşısızların, buna inanmamalarının en büyük sebebi, kendilerinin de "aşılı aileleri ve diğer yakınlarıyla,arkadaş ve dostlarıyla vb sürekli temas içerisinde olması ve bundan dolayı kendilerine hiç bir şey olmadığı ve sağlıklı olarak görülme" düşüncesi ve/veya yanılgısı içerisinde olmalarıdır..
Bu konuda yani "aşılılarla temas içerisinde olup da sağlıklı görülen aşısızlar"ın olmasının nedenini, dünyaca ünlü tanınmış patolog Dr.Roger Hodkinson'un "çan eğrisi" tezine bakarak açıklayabiliriz.. Dr.Hodkinson; "aşılarla ilgili bir çan eğrisinde bazı insanların bu aralığın en uç noktasında olduğunu ve bu çan eğrisinin zayıf ucundakilerin aşıyı olumsuz bir şekilde ele alabileceğini" (41) söylüyor ve "Çoğu biyolojik işlevin "çan şeklindeki eğriyi" takip ettiğini veya bazı insanların tedavileri iyi, bazılarının tedaviyi kötü ve çoğunun ortalarda bir yerde olduğu fikrini düşünün. Ne yazık ki, aşı durumunda olumsuz bir sonuç alacak olanlar tahmin edilemez.(....)" (41) diye de ekliyor.
Ünlü patalog Hodkinson, "bazı insanların bu aralığın en uç noktasında" olma olasılığını, "aralığın uç noktasında olan aşıyı alan bireylerin bu aşıya olumsuz bir şekilde tepki verebileceğine" bağlıyor. Bu, çan eğrisi içerisinde olan "bir aşılı bireyin, etrafa viral yük salgılayabileceği" olasılığını güçlendiriyor,anlamına gelebiliyor.
Buradan anladığımız şey,Hodkinson'nun tezine göre bakarsak; "aşılı bir bireyin etrafına viral yük bulaştırma olasılığı, bu aşılı bireyin çan eğrisi içerisinde olup-olmamasına bağlıdır",diyebiliriz.. Yani, anladığımız kadarı ile bu çan eğrisi içerisinde olup-olmama olasılığı, büyük ihitmalle, aşılı bireylerin "kendi savunma mekanizmalarının, bu aşıların olumsuzluklarına dayanabilecek seviyede ne kadar kuvvetli olup-olmadığına bağlı" olabilir,diyebiliriz...(Tabii o da belki,bu varsayım kanıtlanmış bir veri değil,bir olasılık.. )
Yani,belki de "kimi insanların bünyeleri çok kuvvetlidir, covid aşılarına karşı savunma mekanizmaları olumlu tepki vererek, viral yükü ortadan kaldırmış" olabilir..Böylece hem kendilerini korumuş hem de viral yükün bulaşmasını engelleyerek başkalarını koruyor, olabilirler.." (Tabii o da belki,bunun tam tersi de olabilir.. )
Şöyle ki, çünkü tüm şüpheler, "aşıların, insanlara viral yük aşılayabileceği ve insanların buna olumsuz tepki verebileceği" yönünde..Ve bunun böyle olabileceğine dair giderek artan bir sayıda hem aşılılar hem de aşısızlarla ilgili vaka,varyant ve ölümlerle ilgili haberler geliyor ve bu durum, yukarıda anlatılan şüphelerin olasılığını daha da güçlendiriyor..
Aynı olasılığı, "bünyeleri çok kuvvetli olan aşısız bireyler" içinde söyleyebiliriz herhalde. Kimbilir belki de, "aşısız bireylerin bünyesi kuvvetli olduğu için, aşılı bireylerden viral yük almıyor olabilir /alsalar bile bunlarla kendi vücut savunma mekanizması ile başa çıkabiliyor"da olunabilirler.. (O da belki..Peki..)
3. ve 4. dozdan sonra nasıl olumsuz bir etkiyle karşılaşılabilir?
SORULAR;
------------
* "Bünyesi yani vücut savunma mekanizması çok kuvvetli olan aşısız bir birey, 3. ve 4.doz aşıyı olmuş diğer aşılı kişilerle yakın temasa geçerse, "sağlıklı aşısız bir birey" olarak kalmayı koruyabilecek midir? "
* "Acaba bünyesi çok kuvvetli olan aşılı bireyler, 3. ve 4.doz aşılarını aldıklarında, buna nasıl bir tepki verebilecektir? Olumlu mu olumsuz mu? Yaşayacaklar mı yoksa ölecekler mi? "
Çünkü,aşıların miktarı arttıkça, insanların savunma mekanizmalarında ciddi anlamda bir zayıflık gösterebilir. Bu covid aşıları, çocukluk aşıları gibi tek/çift dozla işi biten aşılar değil. 3. ve 4.doz aşılarının da alınma olasılığı olursa, bünyesi kuvvetli olan insanların da, bünyelerinin yani kendi öz vücut savunma mekanizmalarının da büyük olasılıkla zayıflayabileceği ve aşıyı olan kişiye zarar verebileceği gibi, artık savunma (bünye) zayıf düşebileceği için, vücutlarında viral yüklerin oluşmasına ve etrafındaki aşısız bireylere de bu viral yükleri vücut salgılarıyla salgılayarak yükleyebilecekleri (bulaştırabilecekleri) anlamına da gelebilir.. (Tabii bu da diğerleri gibi bir olasılık,kimse ilerde durumun ne olacağını bilmiyor..)
3. ve 4. dozlardan sonra süper viral bulaş ile kitlesel bir soykırım olabilir mi?
Ama 1. ve 2. dozdan sonra yaşanan ve giderek artan covid vaka,varyant ve ölümlere bakılırsa, 3. ve 4.dozdan sonra herşeyin güllük gülüstanlık olarak kalabileceğini pek sanmıyoruz.. "Tahminimize göre, 3. ve 4.dozlardan sonra hem aşılılarda hem de kitlesel bulaş nedeniyle aşısızlarda vaka,varyant ve ölüm oranlarında inanılmaz derece çok yüksek artışlar olunabilir.." Tabii durum böyle olursa, yine küresel çeteler,"suçu aşısızların üzerine atacak ve ölümcül covid aşılarını hep masum olarak göstermeye devam edecekler" gibi görülüyor..
"Kitlesel bir soykırım" yaşanıyor ama kimse farkında bile değil..
(İşte şimdi "gerçek kitlesel bir salgın ve gerçek kitlesel bir soykırım" yaşaniyor..)
Amaç ne? ; "Aşısızları da bu ölümcül aşılara dahil ederek, kitlesel bir soykırıma sebep olmak mı?"
Zaten, aşısızlar o illet aşıyı olmasalar da, bir şekilde aşılıların viral yük bulaşı sayesinde viral yükü alıyorlar ve covide yakalanıp-ölüyorlar. Bu "kitlesel soykırım" zaten yapılıyor ve devam ediyor ama durum yavaş seyrettiği için, kimse buna "soykırım" diyemiyor. Aşılıların 3. ve 4.dozu aldıklarından sonra viral bulaşlarının "süper viral bulaş" haline dönüşmesi olasılığında ise daha çok sayıda aşılı ve aşısızın hastalanması ve ölmesine sebep olabilir ki, bu gerçekten ciddi anlamda GERÇEK KİTLESEL BİR SOYKIRIM olarak tarihe geçebilir..
"Küresel sermaye ve küresel güçlerin kontrol ettiği WHO,UN,CDC gbi dünyaca ünlü sağlık kurumları başta olmak üzere,ülkelerde bilimsel araştırmaların yapıldığı dünyaca ünlü tanınmış üniversiteler,resmi ve özel labarotuarlar ve bunların yapmış olduğu araştırmaları yayınlayan dünyaca ünlü tıp dergilerinde, bunun böyle olduğuna (yani "aşılıların etrafa virüs bulaştırdığına") dair direkt olarak aşılıları suçlayıcı bir araştırma yok. Yok çünkü bu yönde yapılan araştırmalar bu dergilerde olduğu gibi hiç yayınlanmamış ve buna izin verilmemiştir. Fakat.. (Bunu nereden anlıyoruz?)
Aslına bakarsanız bu yönde yapılan araştırmalar gerçekte var ve hatta yayınlanmış ama bir farkla yayınlanmış. Yukarıda da anlattığımız gibi bu yayınlarda, "aşılıların, etraflarına virüs bulaştırdığı" gerçeği,"enfeksiyona maruz kaldıkları için" şeklinde dolaylı yollardan anlatılarak verilmiş. Ve bu gerçek verilirken, hep aşısızları da araya katarak, yani "aşılılarla aşısızların birlikte etrafa bulaşı sağlıyorlamış" gibi bir algı oluşturarak vermişler..
Yani, "aşılıların, viral virüse sahip olmasının nedeni olarak, dışarıdan almış olabilecekleri viral bulaş nedeniyle" olduğu algısı, garip bir şekilde hemen hemen "aşılar,aşılılar ve viral virüs" ile ilgili yapılan tüm araştırmalarda dile getirilmiş. Sanki yukarıdan bir yerden talimatlar alınmış gibi,tüm araştırmalarda bu algılar yaratılmaya çalışılmış gibi görülüyor.. Yani direkt olarak "aşılar" suçlanmamış, sanki aşısızlar bundan 1.derece sorumluymuş gibi bir algı yaratılmış.. İşte bu nedenden dolayı da, bu dolaylı yolardan gerçeklerin anlatıldığı yanıltıcı yöndeki bilimsel araştırmaların, tıp dergilerinde vs yayınlanmasına izin verilmiş, gibi görülüyor.. Tabii ki bunu böyle yapmalarının sebebi de kontrolü altında oldukları "küresel sermaye ve küresel güçlerin" emir ve talimatlarından kaynaklanıyor olmasıdır,diyebiliriz.. (Tabii bir de dikkat ettiyseniz Ana Akım Medya(AKM)da özellikle aşı yanlısı görevlendirilmiş seçilmiş hekimlerde aynı şekilde bu gerçeği (yapılan bu dolaylı araştırmaları kanıt göstererek) "aşı olsanızda virüs yaydırabilirsiniz." diye dolaylı yollardan anlatmaya çalışıyorlar. Onlarda direkt olarak aşıları "aşılar virüs yaydırıyor" diye suçla(ya)mıyorlar.)
Yani aslında işin özü şu;
"Aslında bilimadamları, "aşılıların virüse sahip olduğu ve etraflarına bu virüsü silsile yoluyla yaydırdığı" gerçeğini, (yaptıkları araştırmalar nedeniyle de) biliyorlardı. Araştırmalarda bu gerçeği ortaya çıkarmışlardı ancak, bu gerçeği olduğu gibi (küresel sermaye ve küresel güçlerin ellerinde bulunan) dünyaca ünlü tanınmış bilimsel tıp dergilerinde yayınlayamazlardı. Çünkü zaten buna hiç bir şekilde izin verilmezdi. Bu nedenle, bu gerçeği "aşısızları da içine katarak ve aşılıların enfeksiyonu başka yerlerden kapmış gibi gösterilerek, dolaylı yollardan anlatmaya" çalışarak, bu çalışmaların bilimsel dergilerde yayınlanmasını sağlamışlardı.. Ve yapılan araştırmalarda geçen bilgilere baktığımızda anladığımız gerçek bu yöndeydi.."
Aşılamalar yoluyla kitlesel bir salgına sebep olmak..Bu "Kitlesel Bir Soykırım" aslında..
"Aşılıların, kitlesel bir salgına sebep olduğunu/olabileceğini" gösteren çok önemli bir çalışma yapılmış ve bunu aylar öncesinden destekleyen bilgiler de vardı.. Aslına bakarsanız dolaylı yollardan anlatılarak verilen "aşılıların virüs yaydırıyor olabileceğine" dair araştırmalardan biri de "Prestijli Oxford Üniversitesi Klinik Araştırma Grubu'nun 10 Ağustos'ta The Lancet'te yayınlanan bir ön baskı raporu, aşılı bireylerin burun deliklerinde aşısızlara kıyasla 251 kat daha fazla COVID-19 virüsü taşıdığını bulmuş" (19) olmasıdır.. *(Bununla ilgili detaylı bilgiyi aşağıda okuyabilirsiniz.. Ve bu araştırmayı destekleyen bazı dolaylı yollardan yapılan araştırmaları ve "aşılıların neden ve nasıl etrafa virüs yaydırdıyor" olabileceğine dair destekleyici bilgileri de vereceğiz..)
Buna benzer bir araştırmada CDC'den gelmiş; "enfeksiyona yakalanan tam aşılı bireylerin burun pasajlarında enfekte olan aşılanmamış bireyler kadar yüksek bir viral yüke sahip olduğu bulunduğu" bilgisi verilmiş ki "bu, aşılananların aşılanmamışlar kadar bulaşıcı olduğu anlamına geldiği" de belirtilmiş.."(81)
CDC'nin verdiği araştırma ile Oxford araştırmasında da "aşıszlar araya katılarak ve sanki aşılıların başka yerlerden enfeksiyon kapmış olabileceği" iması verilerek, dolaylı yollardan anlatılarak tasvir edilmiş. Bu araştırmayı, diğerlerinden ayıran özellik, araştırmaya konu olan "aşılı kişilerin 251 kat viral yük taşıdıklarının" ortaya konmuş olmasıdır..Yani aşısızlarla birlikte anılmasına rağmen, "aşılıların etraflarına virüs yaydırabileceği" gerçeği gözler önüne serilmiş,bu araştırmayla..
Bu aslında "tam aşılı sağlık çalışanlarının 251 kat viral yük taşıyor" olması, bu aşılı sağlık çalışanlarının, "aşısız hastalara ve iş arkadaşlarına tehdit oluşturuyor." anlamına da geliyor,demektir. (Bunu biz değil,yine bu araştırmayı yapanlar ve medya ortaya koyuyor..)
Tabii bu bilgiler verilirken de, "enfeksiyona maruz kalan aşılılar" şeklinde verilmiş olması,bize bu araştırmalarda direkt olarak "aşıları" suçlayıcı bir dilden kaçındıkları ve yanıltıcı bir şekilde ama dolaylı yollardan anlatılarak verilen bir araştırma olabileceği düşüncesine sevk etmiştir.. Aynı durumun, dolaylı yollardan ve yanıltıcı bir şekilde anlatım yapılan diğer araştırmalarda da olduğunu görebiliyoruz.. Bunu yukarıda izah etmiştik.. Buna rağmen, gerçekler dolaylı da olsa dile getirilmiş..
Aşılı-aşısız sağlık çalışanlarının covide yakalanması ve ölmesinin perde arkası ne?
Hatırlarsanız dünyada ve hatta ülkemizde de ekranlarda,sosyal medyada aşılı-aşısız sağlık çalışanlarının "covide yakalandığı ve hatta öldüğü" haberleri vardı. İşte asıl gerçek sebebin bu yukarıda anlatılan "tam aşılı sağlık çalışanlarının çok sayıda viral yüke sahip olması" gerçeği olabilir gibi gözüküyor.. Tabii "enfeksiyona maruz kalma" yanıltıcı bilgisini saymazsak.. Aslında, evet enfeksiyona maruz kaldıkları doğru,bu bir gerçek..Ama peki,bu enfeksiyonu nereden kapmışlar? Bununla ilgili herhangi bir detay yok. Her zaman yaptıkları gibi, suçu aşısızların üzerine atma olasılıkları çok yüksek gibi gözüküyor.. Ama ne olursa olsun..
"Aşılı sağlık çalışanları, covid aşılarını alarak (tabii bilmeden) sadece kendi hayatlarını değil, temas halinde oldukları aşısız diğer meslek arkadaşlarının, aşısız hastalarının ve diğer aşısız sağlık çalışanlarının da hayatlarını da riske atmış oldular.." Maalesef durum böyle gibi gözüküyor..
"Aşılı insanları kullanarak, silsile yolu ile kitlesel salgına sebep olmak.."
Kitlesel gerçek bir salgın üretmek.. "Sahte salgın nasıl gerçek salgına dönüştü?"
Ve tabii ki aynı şey ve en korkuncu da, dünya genelinde yapılan milyarlarca aşılı insanlar için de geçerlidir. "3 milyara yakın aşılı insanın, çevrelerinde birer zaman ayarlı saatli bomba gibi dolaştıklarını bir düşünün.." Etraflarındaki aşısız insanlara, vücutlarındaki bu bulaşıcı viral yükleri bulaştırıyorlar ve o aşısız bireyler de, aşılılardan kapmış oldukları bulaşıcı viral yükleri, aşısız olan kendi ailelerine,komşularına,akrabalarına,dostlarına,iş arkadaşlarına vs vs bulaştırıyorlar..
Bu durum, corona virüsü olduğu tahmin edilen (ki yakalananların hemen hepsinin corona olması bunun en güzel kanıtıdır) bu "viral yükün silsile yoluyla tüm insanlığa bulaşması" anlamına da geliyor ki, bu "Kitlesel gerçek bir salgın,kitlesel gerçek bir bulaşmadır." ve "Kitlesel gerçek bir soykırımdır" aslında..Çünkü aşılı-aşısız insanlar resmen aşılamalar sonrası hastalanıyor ve ölüyorlar.."
Aşı kaynaklı salgın yayılımı teorisine göre; "Corona virüs denen şey aslında, insanlar covid aşısı olana kadar ilk başlarda gerçekte tam anlamıyla yoktu. Aşılamalardan önceki vaka ve ölümlerin hemen hepsinin sahte olduğu,artık bilinen bir gerçektir.. (Güvenirliliği olmayan PCR testleriyle sahte hastaların türetilmesi gibi..) Zaten aşı öncesi ve aşı sonrası vaka,varyant ve ölümlerle ilgili veri ve istatistileri karşılaştırdığınızda, aralarındaki karmaşıklığı,düzensizliği ve en önemlisi de tutarsızlığı fark ediyor olma ihtimaliniz çok mümkündür..
Asıl gerçek corona virüsü, covid aşılamaları yapıldıktan sonra yayılmaya başladı.. Tüm dünyada ne zaman covid aşılamaları yapılmaya başlandı, işte o zamandan beri "Gerçek kitlesel bir salgın"ın oluşması sağlandı. Ve küresel sermaye ve küresel güçler, aşılı insanları kullanarak, tüm dünyada "Gerçek kitlesel bir bulaş"ı oluşturdular ve böylece "Gerçek kitlesel bir dalgın"a sebep oldular.. Ve maalasef bu durum yaşanıyor. -Cek, -Cak'la konuşulacak zamanı aşmış durumdayız. Resmen kitlesel bir salgın yaşanıyor, hem de aşılılar kullanılarak yapılıyor tüm bunlar.. Aşılı insanlar kullanılarak,silsile yolu ile kitlesel bir salgın ve kitlesel bir bulaş dünyayı kasıp-kavurmaya başladı bile.. Buna olasılık/teori demek isterdik ama bu bir gerçek ve yaşanıyor..
Peki,bu nasıl oluyor?
Aşılılar, virüsü nereden alıyor ve nasıl yaydırıyorlar?
NOT : (Verilen bilgilerin daha detaylısını bu yazı sonrasında ARAŞTIRMA,MAKALE,HABER vb kaynak verilerde en aşağıda okuyabilirsiniz. CTRL+F yapıp,kaynak numarasını (1) gibi aratarak hızlıca ulaşabilirsiniz..)
"İsviçreden,Knopf geologist olan Eva Dust,"Yeni aşılarda aşılananların nefes, tükürük ve idrar yoluyla spike proteinleri salgıladığı kanıtlandığını" söylüyor ve "Aşılı kişiler tarafından salgılanan başak proteinleri doğaya ve çevreye uzun vadede ciddi zararlar verebilir mi?" diye sorarak endişesini dile getiriyor,doktorların tartıştığı bir araştırma sitesinde..(16)
NOT : Aslında özellikle de "covid aşıları ile aşılananların nefes, tükürük ve idrar yoluyla spike proteinleri salgılaması" ki buna genel olarak "viral bulaşma" deniyor,yeni bir şey değil gibi gözüküyor. Çünkü bunu aylar öncesinden bilindiğine dair bilgiler var ve özellikle de doktorların hele de biyoloji,pataloji vb gibi virüs ve enfeksiyonlarla,aşılarla ilgili çalışmalar yapanların bunu bildiğinden eminiz.. Bunu bilen dünyaca ünlü hekimler var ve bunları aylar öncesinden açıklamışlar mesela..İşte bunlardan bazıları..
"Viral bulaşma, vücudun viral partikülleri içerdiği ve daha sonra çevreye yayılan ve öksürme, hapşırma, konuşma, yemek yeme ve nefes verme yoluyla başkalarına bulaştırma sürecidir." (106)
"MRNA teknolojisi öncüsü Luigi Warren, "enjekte edilen insanların spike proteini dökebileceğini"(40) söylüyor. Ve (karşı görüşlü bir sitede) Warren için "viral bulaşma oluyor! Bu, aşılı kişilerin vücutlarından bir miktar protein partikülünün salınacağı ve aşısızlara “cilt teması” ve “solunum” yoluyla otoimmün hastalıklara yol açabilecek şekilde aktarılacağı anlamına gelir. Dikkatli olun ve aşılanmış insanlardan kaçının!(....)" (106) diye söylediği verilmiş.. Yukarıdaki gibi aşılardaki /aşı sonrası oluşan/oluşturulan spike (başak) proteini ilgili bir sorunun buna sebep olabileceği yönünde bir tezden bahsediliyor ve bu tezi destekleyen başka araştırmacılarda hemen hemen aynı endişelere sahipti;
"Tanınmış patolog Dr. Roger Hodkinson; "Bazı insanlar bu aralığın en uç noktasındadır ve tüm amaç olan çok lenfoid sistem tarafından silinemeyen muazzam miktarda başak proteini üretir. Çok fazla üretiliyor - ve bu nedenle genel dolaşıma giriyor ve bu aslında kaçtığı ve tanımlandığı gerçeği olarak gösterildi. Trombozlar ve diğer sorunlarla ilgili tüm bu sorunlara girdiğiniz yer burasıdır." diyor ve "Çin'in Wuhan şehrinde bulunan bilim adamları tarafından ironik bir şekilde yürütülen bir çalışmada, araştırmacılar, "aşırı spike proteinin ter bezlerinde deriden kaçabileceğini ve soluma yoluyla aktarılabilen aerosol haline gelebileceğini" buldular. Çalışmanın “aşı değil, enfeksiyonun kendisini” ele aldığını vurguluyor." (Öyleyse varsayımsal olarak, aşılı kişilerde terleme bir aktarım yöntemi olabilir mi? Ve eğer öyleyse, buharlaşan ter spike proteinlerin aerosol haline gelmesine ve potansiyel olarak aşılanmamış insanlara bulaşmasına izin verebilir mi?) Dr. Hodkinson, bulaşıcı aşının nasıl işe yaradığını açıklamak için yalnızca bir “yol” aradığını vurguluyor. Patolog, "Durumun bu şekilde gösterilmediğini vurgulamak istiyorum" dedi. "Bu kanıtlanmadı, ancak burada bu etkilerin açıklanabileceği bir yol bulmaya çalışıyorum" diye devam etti. Dr. Hodkinson kesinlikle incelenmesi gereken olası bir senaryoyu ortaya koymak. Ne yazık ki, gündemi olmayan gerçek araştırmalar, bu son derece partizan iklimde genellikle bir kayıptır.(....)" (41)
Ph.D., Fizyoloji ve Biyoloji Bilim İnsanı Madeline Weld, "Dr. Roger Hodkinson bir çan eğrisi olacağını söylüyordu. Çan eğrisinin ortasından sağ tarafa, sistemlerinin temizleyebileceğinden daha fazla spike proteini üretecek insanlar olurdu. Bu yüzden bu insanlar onu nefeslerinde ve terlerinde dökecek ve bu, yakınlardaki insanlar için uzun bir süre risk oluşturabilecektir.(...)" (17)
"Ph.D., Fizyoloji ve Biyoloji Bilim İnsanı Madeline Weld aracılığı ile tanınmış MIT Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarı'nda Kıdemli araştırma bilimcisi Bilim İnsanı Dr. Stephanie Seneff, Dr. Roger Hodkinson'un çan eğrisi konusunda; "(...)Eksozomları bir aşılama şekli olarak kullanmayı öneriyorlar. Bu inanılmaz çünkü bu bağışıklık hücrelerinde olan bitenin son aşaması. O dalağın içindeyken ve çılgınca başak proteini yaptıklarında, o hücre için çok toksiktir ve hayatta kalmaya çalışır, bu yüzden; “Bu şeyden kurtulmam gerek” der ve tüm bunları zorlar. küçük topaklar dolaşıma girer. Ve vücudun her yerine giderler. Vagus siniri boyunca beyne kadar giderler ve orada her türlü belaya neden olurlar. Ama sonra doğrudan doğruya çıkıyorlar.. Sanırım anne sütüyle bitiyorlar. Aslında aşılanmış olan annesinden emzirmekten kaynaklanan trombozdan ölen bir bebek vardı. Şaşırdım ama mantıklı çünkü bu eksozomlar ciğerlerden, deriden ter yoluyla dışarı çıkacaktı. Vücutları, başa çıkmakta olduğu bu zehirli şeyden kurtulmaya çalışıyor. Ve bunu yapmanın yolu onu dökmektir.
Böylece yakınlardaki biri deri teması yoluyla veya soluyarak alabilir. Sanırım kolayca alabilirler. İnsanların "Aşı olan büyükannemle takıldım ve hastalandım" dediğini duydum. "Adetlerim bozuldu ve aniden çok ağır bir dönem geçirdim. Her zaman çok düzenli oldum." Böyle hikayeler alıyordum. İlk başta bu gerçekten deliceydi ama bu eksozomlara dayanan mükemmel bir açıklama." (.....)" (17)
"Aşı uzmanı Geert Vanden Bossche, "yoğun küresel toplu aşılama programının neden olduğu virüs üzerindeki karantinalar ve aşırı seleksiyon baskısı, kısa vadede vakaların, hastaneye yatışların ve ölümlerin sayısını azaltabilir, ancak nihayetinde daha fazla mutant endişe verici. Bu, aşı şirketlerini, seçim baskısını azaltmayacak, artıracak ve daha da bulaşıcı ve potansiyel olarak ölümcül varyantlar üretecek aşıları daha da rafine etmeye teşvik edecektir. Seçim baskısı, virüsün insan vücuduna girmek için kullandığı yol olan hava yollarımızın mukozal yüzeylerini parçalamaktan sorumlu olan virüsün, kritik spike proteinini etkileyen mutasyonlarda daha fazla yakınlaşmaya neden olur ve Virüs, dolaşımdaki varyantlara bağlı olarak, kullanılan ve ince ayar yapılan son derece spesifik antijen bazlı aşıları etkili bir şekilde geride bırakacak ve bu, ciddi ve potansiyel olarak ölümcül vakalarda hokey sopası benzeri bir artışa yol açabilir (....)" (79)
"Fransız Virolog ve Nobel Ödüllü Prof. Luc Montagnier, "varyantları yaratanın aşı olduğunu" iddia ediyor. (.....) Önde gelen virolog, "aşı tarafından oluşturulan antikorlar olduğunu" ve virüsü "başka bir çözüm bulmaya" veya ölmeye zorladığını açıkladı. Varyantların oluşturulduğu yer burasıdır. "Bir üretim olan ve aşılamadan kaynaklanan" varyantlardır. "(Toplu aşılama) Bu çok büyük bir hata, değil mi? Bilimsel bir hata olduğu kadar tıbbi bir hata. Kabul edilemez bir hatadır. Tarih kitapları bunu gösterecek, çünkü varyantları yaratan aşıdır. Çin virüsü için aşının oluşturduğu antikorlar var. Virüs ne yapar? Ölüyor mu yoksa başka bir çözüm mü buluyor? Yeni varyantlar bir üretimdir ve aşılamanın sonucudur. Bunu her ülkede görüyorsunuz, aynı: aşı eğrisini ölüm eğrisi takip ediyor. Bunu yakından takip ediyorum ve Enstitü'de aşı olduktan sonra Corona'ya yakalanan hastalarla deneyler yapıyorum. Size aşıya dirençli varyantlar yarattıklarını göstereceğim. (Pandemi döneminde aşı) Sessizler… Bunu birçok insan biliyor, epidemiyologlar biliyor. Bir enfeksiyonun güçlenmesini sağlayan, virüsün ürettiği antikorlardır. Bu, antikorların belirli bir enfeksiyonu desteklediği anlamına gelen Antikor Bağımlı Geliştirme (ADE) dediğimiz şeydir. Antikor virüse yapışır, o andan itibaren alıcılara, antikorlara sahiptir, bizde onları makrofajda vb. Virüsü dürtüyor ve tesadüfen değil, antikorlarla bağlantılı oldukları gerçeğinden dolayı. Yeni varyantların, aşılama nedeniyle antikor aracılı seçimle oluşturulduğu açıktır. TAMAM?" (94)
** Ve bunlar da diğerleri..
"Aşısız kişiler, tüm Sars-CoV-2 varyantlarıyla başa çıkabildikleri için daha güvenilir korumaya sahiptir. Korumaları, yalnızca, güçlü (ama yetersiz!) bağışıklık seçilim baskısı uygulayanlar, yani aşılar tarafından uyarlanması ve yayılması teşvik edilen daha bulaşıcı varyantların artan dolaşımı tarafından tehdit edilir. Aşılanmamış kişilerin enfeksiyon önleme önlemlerine daha fazla bağlı kalmaları ve -en azından- aşılananlarla yakın temastan kaçınmaları ölçüsünde, ciddi şekilde hastalanma olasılıkları oldukça düşük (ancak pandeminin ilk 10 ayında olduğu gibi açıkça daha yüksek) hiçbir varyantın dolaşımda olmadığı yerlerde).(....)"(88)
"Kendi vücutlarında oldukça bulaşıcı süper suşların oluşumunu hızlandıran deneysel bir aşı enjekte edilecek kadar cahil insanlar, biyolojik saatli bombalarda yürüyorlar ve toplum için bir tehdit. Küreselciler bunu biliyorlar ve küresel kitlesel imha hedefleriyle tutarlı olarak, en tehlikeli ve en bulaşıcı insanlara “aşı pasaportları” veriyorlar, böylece toplumda özgürce dolaşıp süper tür virüslerini çok uzaklara yayabiliyorlar.(....)" (89)
"" Fauci, NIH ve CCP, nihai soykırım biyolojik silahlarını hızlandırmak için milyarlarca insanın biyolojik silah fabrikaları olarak hizmet etmesine ihtiyaç duydu. Fauci, NIH ve CCP'nin insanlığı yok edecek ölümcül bir biyolojik silah inşa etmekte gerçekten başarılı olamadığı ortaya çıktı. Yaptıkları silah - SARS-COV-2 - sadece milyarlarca insanı kendi vücutlarını biyo-silah fabrikalarına dönüştürecek aşıları almaya ikna etmeyi amaçlıyordu, böylece mutasyon gelişimi küresel olarak ilerleyebilecekti.(....)" (89)
""İnsanları aşıya dönüştürdüler, böylece aşılanmamışların aşıya ihtiyacı yok mu? Bugünün aşılarının kasıtlı olarak kendi kendini kopyalayan aşılar olarak işlev görecek şekilde tasarlandığını duymak en hafif tabirle biraz şok edici." Kendi kendine yayılan veya kendi kendini kopyalayan aşılar gerçekten ciddi riskler içerebilir ve bunları kullanma olasılığı zorlu soruları gündeme getirir. Kendi kendine yayılan aşılar, esasen, bulaşıcı hastalıklarla aynı şekilde popülasyonlar arasında hareket etmek üzere tasarlanmış, genetik olarak tasarlanmış virüslerdir, ancak hastalığa neden olmaktan ziyade koruma sağlamaları beklenir.(....)" (86)
"Araştırmacılar, düşük ve yüksek saflaştırılmış spike protein konsantrasyonlarına maruz bırakılan kültürlenmiş insan hava yolu hücrelerinin, hücreler maruz kaldıktan sonra bile kalan gen ifadesinde farklılıklar gösterdiğini buldular. En iyi genler, inflamatuar yanıtla ilgili olanları içeriyordu. Bu nedenle, Dr. Lee Merritt gibi iyi bir doktorun, aşılanmış insan hücrelerinden yapılan spike proteinlerinin, bulaşıcı olduğuna inanmaya başlaması şaşırtıcı değildir.(....)" (86)
"İnsan hücrelerini kendi başlarına minyatür aşı fabrikaları haline getirmek için kullanıyorlar. Aşılar, virüs proteinleri yerine, vücudun onları üretmesini sağlayan genetik talimatlar içerir. Bu talimatlar, haberci RNA veya mRNA aracılığıyla taşınır. Pasif transfeksiyon için solunan RNA'nın uygulanabilirliği çeşitli çalışmalarda kanıtlanmıştır. Pasif bağışıklama için bir araç olarak Messenger RNA (mRNA), yıllardır kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Solunan RNA, hücre transfeksiyon makinesi kullanılarak bulaşıcı olmayan sivri proteinlerin pasif sentezine yol açabilir. Ne anlama geliyor? İnsan vücudunun aşı olduktan sonra ürettiği COVID spike proteininin solunum yoluyla kaçabileceği ve aşısız insanlara bulaşabileceği anlamına mı geliyor? Virüsü fonksiyon kazanımı deneyi yoluyla yaratan delilerin, sivri proteinleri insan popülasyonlarının daha derinlerine yaymak için aşılarını kullanacak olan ilaç sektöründeki benzer delilerle birlik içinde olmaları korkunç bir düşünce mi?(....)" (86)
"Bununla birlikte, aşılarda daha bulaşıcı ve daha anti-S antikorlarına dirençli varyantların üremesi, aşılılarda viral replikasyonu ve bulaşabilirliği kaçınılmaz olarak artıracak, böylece bulaşıcı baskıyı artıracak ve aşılanmamış deneklerin doğal/doğal/ doğuştan gelen antikorlar (Ab'ler), kısa ömürlü S'ye özgü Ab'ler (önceki asemptomatik enfeksiyonun bir sonucu olarak ortaya çıkan) tarafından bastırılır. Yani, 'evet', bazı aşılanmamış insanlar hastalığa duyarlı hale gelecek ve daha sonra bu varyantların daha fazla yayılmasına katkıda bulunacaktır. Bununla birlikte, bunun virüsün gelişmiş evriminin kaynağı değil, bir sonucu olduğunu belirtmek önemlidir. Bu nedenle, aşılanmamış bireyler değil, aşılananlar artık Sars-CoV-2 evrimsel dinamiklerini harekete geçirmekten sorumludur.(....)" (88)
"< mRNA teknolojisinin öncüsü olan Luigi Warren, spike proteinin mRNA aşıları ile aşılanan insanlar tarafından dökülüp dökülmediği konusundaki görüşlerine değinince,twitter onun hesabını hemen askıya aldı> "mRNA teknolojisi öncüsü, Covid-19 aşılı kişilerin spike protein dökebileceğini söylüyor, Twitter bunu sil diyor. MRNA teknolojisinin öncülerinden Luigi Warren'ın Twitter hesabı şimdilik askıya alındı.Luigi Warren, mRNA tabanlı aşı ile aşılanan kişilerin spike proteinleri dökebileceğini tweetledi. (....)"(100)
"Twitter, mRNA teknolojisinin öncülerinden birinin, bir "aşı nedeniyle vücudun viral partikülleri serbest bırakma sürecine atıfta bulunan ve potansiyel olarak başkaları için enfeksiyon riskine neden olan" bir kavram olan "viral dökülme" hakkındaki bir tweet'ini sildi. Platform, tweet'in silinmesi ve mRNA teknoloji uzmanının kısıtlanması için bir neden sunmadı. “Dökülme fikrinin, aşılanmış proteinin virüs değil, saç dökülmesi olduğuna inanıyorum. Ve mRNA aşıları ile aşılanan kişilerin spike proteini döktüğü kesinlikle doğru, ancak çok küçük miktarlarda, neredeyse kesinlikle başkalarında hastalığa/huzursuzluğa neden olamaz” diye yazdı Luigi Warren, 26 Mayıs'ta Twitter'da. (....)" (75)
"Sayın MHRA Müşteri Hizmetleri, Lütfen klinik araştırmalardaki spesifik kanıtları belirtin. MRNA öncüsü Luigi Warren, miktarın muhtemelen hastalığa neden olmak için çok küçük olduğunu söylese de sizinle aynı fikirde değil. Yine de; Yakın zamanda aşılanmış kadınlarla yakın kişisel temasta bulunan, ardından düzensiz adet döngüleri, kötü kramplar ve normalden daha ağır akıntı yaşayan aşılanmamış kadınlara ilişkin çok sayıda anekdot raporu vardır. 8...)" (101)
"Tanınmış Alman virolog Dr. Sucharit Bhakdi,"....asemptomatik insanların birbirleri için hala tehlikeli olduğu önermesinin "yanlış raporlama ve yanlış model hesaplamalarıyla yaratıldığını" ancak yalanın "hükümette ve medyada iktidardakilerden" sürdürülmeye devam ettiğini açıklıyor. Bu, bu noktada "kesin bir statü olmadığını, ancak çelişkili çalışmalar olduğunu" iddia eden bir "gerçek denetleyicisinin" derisinin altına girdi.(....) "COVID-19 hastalığından dolayı asemptomatik bir bulaşıcılık yok", ancak aşının "son derece tehlikeli" olduğunu söyleyen Yetkili, insanların bundan "çoktan öldüğünü" iddia etti. Şöyle devam ediyor: Gençler bu aşıdan öldü. Bu gizleniyor, örtbas ediliyor ve kimse bu konuda konuşmak istemiyor. Ben her zaman şeffaf olan biriyim. Söylemek zorunda kaldığım şeyi söyledim çünkü bilimsel olarak kanıtlandı.(....)"(96)
"Virolog Sucharit Bhakdi Ebeveynleri Uyardı: "Çocuklara atışı (iğneyi) yapmayın çünkü kesinlikle kendilerini savunma ihtimalleri yok, çocuğunuza o iğneyi yaparsanız suç işlemiş olursunuz." (98)
** Ve bunlarda covid aşılarının insana ne çeşit zarar verebileceği yönünde ele alınan bilgilerin kısa bir özeti..*(Daha fazlasını yazı numarasına giderek okuyabilirsiniz..)
"Bir grup bilim insanı tarafından elde edilen araştırmalar, COVID aşısı spike proteininin enjeksiyon bölgesinden hareket ederek dalak, kemik iliği, karaciğer, adrenal bezler dahil olmak üzere organ ve dokularda ve yumurtalıklarda “oldukça yüksek konsantrasyonlarda” birikebileceğini gösteriyor." (...)" (93)
"Kanadalı viral immünolog ve aşı araştırmacısı Dr. Byram Bridle,"Kesinlikle, bunu aşılanmamışların pandemisi olarak adlandırmak doğru değil. Ve kesinlikle doğru değil ... aşılanmamış olanın bir şekilde yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olduğunu. Bu, anladığımız her bilimsel ilkeye aykırıdır. Gerçek şu ki, şu anda kullanmakta olduğumuz aşıların doğası ve bunları kullanıma sunulma şeklimiz, yeni varyantların ortaya çıkmasını teşvik etmek için bu virüse seçici baskı uygulayacak. Yine, bu sağlam ilkelere dayanmaktadır. (...) Aşılanan insanlar hala enfekte oluyorlar, sadece hastalığı köreltmede özellikle iyi görünüyor ve bu nedenle size insanların büyük çoğunluğundaki bu aşıların tek bir proteine dar bir şekilde odaklanan ölümcül olmayan bir basınç uyguladığı ve aşı dağıtımının uzun bir süre boyunca gerçekleştiğidir. Bu, sürüş varyantlarının tarifidir.(....)"" (81)
"Kanadalı viral immünolog ve aşı araştırmacısı Dr. Byram Bridle, "doğal bağışıklığın neden tüm varyantlara karşı sağlam bir koruma sunduğunu, aşı kaynaklı bağışıklığın ise sunamadıklarını açıkladı. Enfeksiyonu doğal olarak elde ettiğinizde, vücudunuz TÜM viral proteinlere karşı antikor geliştirirken, COVID atışları sadece birine, yani spike proteinine karşı antikorları tetikler. Yukarıda belirtildiği gibi, viral proteinlerden sadece birine karşı antikorlarınız olduğunda, virüsün bağışıklık sisteminizden kaçmak için sadece bir proteini mutasyona uğratması gerekir. Doğal bağışıklığa sahip olduğunuzda, diğer taraftan, antikorlarınız virüsün tüm kısımlarını tanıyacaktır, bu nedenle spike proteini mutasyona uğrasa bile, vücudunuz virüsün diğer kısımlarını tanıyacak ve bunlara karşı bir saldırı yapacaktır.(....)" (81)
"Ingraham tarafından Haziran 2021'de bildirildiği gibi (yukarıdaki video), Muller's Ratchet adlı evrimsel bir genetik teorisi var, "bir salgın ortaya çıkmaya başladıkça, virüsün daha aktarılabilir bir forma dönüşme eğiliminde olduğunu, ancak aynı zamanda daha zayıflayarak çok daha az ciddi enfeksiyona neden olduğunu" belirtiyor. Epidemiyolog ve kardiyolog Dr. Peter McCullough'a göre, "gördüğümüz tam olarak bu". Ingraham'a dedi ki: "İyi haber 18 Haziran'da, Birleşik Krallık mutasyonlarla ilgili 16. Aslında, hem İngiltere [Alfa] hem de Güney Afrika [Beta] varyantlarından çok daha zayıf bir virüstür.(....)" (81)
"Çocuk Sağlığı Savunma baş bilimsel subayı Brian Hooker, Ph.D., McCullough,"Delta varyantı, hepsi spike proteininde olmak üzere üç farklı mutasyon içerir. Bu varyantın COVID iğneleri alanlarda bağışıklık tepkilerinden kaçınmasına izin verdiğini, ancak yine çok daha geniş olan doğal bağışıklığa sahip olanlarda olmadığını açıklıyor.(....)" (81)
"Harvard ve Stanford profesörlerine göre, COVID-19'dan ölen veya COVID-19 ile ölen Amerikalıların gerçek sayısı aslında tüm zamanların en düşük seviyesinde , bu yüzden alarmizm için yersiz. Ve doktorların ve hemşirelerin hastanelerin aşılanmamış COVID hastalarıyla dolup taştığını iddia eden viral sosyal medya paylaşımlarına gelince, bunlara inanmayın. Çoğu bot. Korku salmaların gerçek insanlar tarafından değil, yapay zeka tarafından yönetilen sahte hesaplar tarafından yayıldığına dair kanıtlar defalarca gördük. Buna mavi çek hesapları da dahildir. İşte herkesi korkutmaya çalışan son bot çiftliği tweet'lerinden bir örnek:(....)" (81)
"Çocuk Sağlığı Savunma baş bilim sorumlusu ve Simpson Üniversitesi biyoloji profesörü Brian Hooker,"Aşı, spike proteinine odaklanırken, doğal bağışıklık tüm virüse odaklanır. Daha çeşitli antikorlar ve T hücresi reseptörleri dizisine sahip doğal bağışıklık, virüse saldırmak için daha fazla hedefi olduğu için genel olarak daha iyi koruma sağlayacaktır, oysa aşıdan türetilen bağışıklık virüsün yalnızca bir kısmına odaklanır, bu durumda, başak proteini. Virüsün bu kısmı yeterince mutasyona uğradığında, aşı artık etkili olmaz.(....)” (79)
"Kanadalı immünolog ve aşı araştırmacısı Byram Bridle, Ph.D., Japon düzenleyici kurumundan Pfizer'in biyolojik dağıtım çalışmasına erişim sağladı. Daha önce görülmeyen araştırma, tüm COVID-19 aşılarında büyük bir sorun olduğunu gösteriyor.
*Aşı geliştiricilerinin üzerinde çalıştığı varsayım, "aşılardaki mRNA'nın öncelikle aşı bölgesinin içinde ve çevresinde kalacağıdır." Bununla birlikte, Pfizer'in verileri, "mRNA'nın ve ardından gelen spike proteinin, vücutta saatler içinde geniş çapta dağıldığını" gösteriyor.
*Spike proteinin kardiyovasküler ve nörolojik hasara neden olduğu gösterilen bir toksin olduğu için bu ciddi bir problemdir. Ayrıca üreme toksisitesine sahiptir ve Pfizer'in biyolojik dağılım verileri kadınların yumurtalıklarında biriktiğini göstermektedir.
*Kan dolaşımınıza girdikten sonra, spike protein trombosit reseptörlerine ve kan damarlarınızı kaplayan hücrelere bağlanır. Bu olduğunda, trombositlerin bir araya toplanarak kanın pıhtılaşmasına ve/veya anormal kanamaya neden olabilir.
*Avrupa İlaç Ajansı'na sunulan Pfizer belgeleri, şirketin "klinik öncesi toksikoloji çalışmaları sırasında endüstri standardı kalite yönetimi uygulamalarını takip etmediğini ve önemli çalışmaların iyi laboratuvar uygulama standartlarını karşılamadığını" da gösteriyor.(....)" (83)
"Kanadalı immünolog ve aşı araştırmacısı Byram Bridle,"aşılar sonucunda vücudun ürettiği spike proteinlerin dağılımıdır. Teoride, aşı alıcılarının kollarına yapılan enjeksiyonlar, sivri proteinleri lokalize ederek vücudun Covid-19 ile savaşacak antikorlar üretmesine izin verecek. Ancak son zamanlardaki hakemli çalışmaların gösterdiği şey, spike proteinlerin amaçlandığı gibi lokalize kalmadığıdır. İlaçların Big Pharma distribütörleri tarafından beklenmeyen diğer yan etkilerin yanı sıra pıhtılaşmaya neden olabilecekleri kan dolaşımına giriyorlar. Kan pıhtılarında, kalp iltihabında, Aşıya bağlı Trombotik Trombositopenide (VITT) ve birisine enjekte edildikten kısa bir süre sonra ortaya çıkan ölüm dahil diğer rahatsızlıklarda böyle bir artış görmemizin nedeni neredeyse kesinlikle budur. Durumu daha da kötüleştiren şey, spike proteinlerin koldaki dokudan ne zaman “çıkacağını” söylemenin bir yolu olmamasıdır. Yan etkilerin ortaya çıkması aşıyı aldıktan sonra günler, haftalar hatta aylar alabilir.(....)" (83)
"Bridle, "Büyük bir hata yaptık" diyor. “Spike proteinin harika bir hedef antijen olduğunu düşündük; spike proteinin kendisinin bir toksin ve patojenik bir protein olduğunu asla bilmiyorduk. Bu yüzden insanları aşılayarak, istemeden onları bir toksinle aşılamış oluyoruz.” Bridle, bu toksinin kardiyovasküler hasara ve kısırlığa neden olabileceğini belirtiyor - bu konular hakkında görüştüğüm Stephanie Seneff, Ph.D. ve Judy Mikovits, Ph.D. gibi araştırmacılar tarafından yinelenen bir iddia(....)" (83)
"Viral İmmünoloji Profesörü Dr Byram Bridle: Covid aşılarındaki spike proteini çok tehlikeli bir toksindir. Bu 7 dakikalık video hayatınızı, çocuklarınızın ve torunlarınızın hayatını kurtarabilir.(....)" (90)
"Dr. Byram Bridle,"Pfizer, lusiferaz proteini üretmek üzere programlanmış mRNA'nın yanı sıra radyoaktif bir etiketle etiketlenmiş mRNA'yı kullanarak, mRNA'nın çoğunluğunun başlangıçta enjeksiyon bölgesinin yakınında kaldığını, ancak saatler içinde vücutta geniş çapta dağıldığını gösterdi. Spike proteinin patojenik bir protein olduğunu uzun zamandır biliyorduk. Bu bir toksindir. Dolaşıma girerse vücudumuzda hasara neden olabilir. mRNA kan dolaşımınıza girer ve başta dalak, kemik iliği, karaciğer, böbrek üstü bezleri ve kadınlarda yumurtalıklar olmak üzere çeşitli organlarda birikir. Spike proteini ayrıca, bunun sonucunda kanama ve/veya kan pıhtılarının oluşabileceği kalbinize, beyninize ve akciğerlerinize gider ve anne sütüne geçer. Bu bir problemdir, çünkü kas hücrelerinize spike proteini (antikor üretimini tetikleyen antijen) üretme talimatı vermek yerine, spike proteini aslında kan damarı duvarlarınızda ve çeşitli organlarda üretilir ve burada çok fazla hasar verebilir.(....)" (83)
"Bridle, doğrudan kan dolaşımına SARS-CoV-2'den saflaştırılmış başak proteini enjekte edilen laboratuvar hayvanlarının kardiyovasküler problemler ve beyin hasarı geliştirdiğini gösteren araştırmalardan alıntı yapıyor. Japon verilerine aşının ve onun ürettiği spike proteinin kan dolaşımına girdiğine dair "kesin kanıt" diyen Bridle'a göre spike proteinin dolaşım sistemine girmeyeceğini varsaymak "büyük bir hata"ydı. hayati organlarda birikir. Bridle ayrıca, başak proteininin insanların kan dolaşımında 29 gün boyunca kaldığını gösteren son araştırmalardan da alıntı yapıyor. Kan dolaşımınıza girdikten sonra, spike protein trombosit reseptörlerine ve kan damarlarınızı kaplayan hücrelere bağlanır. Bridle tarafından açıklandığı gibi, bu olduğunda, birkaç şeyden biri meydana gelebilir:
1."Trombositlerin bir araya toplanmasına neden olabilir - (Trombositler, yani trombositler, kanınızdaki kanamayı durduran özel hücrelerdir. Kan damarı hasarı olduğunda, bir kan pıhtısı oluşturmak için bir araya toplanırlar. Bu nedenle hem COVID-19 hem de aşılarla ilişkili pıhtılaşma bozuklukları görüyoruz.)
2.Anormal kanamaya neden olabilir
3.Kalbinizde, kalp sorunlarına neden olabilir
4.Beyninizde nörolojik hasara neden olabilir
Daha da önemlisi, COVID-19'a karşı aşılanmış kişiler, hem aşının hem de spike proteinin nasıl aktarıldığını görerek kesinlikle kan bağışında bulunmamalıdır. Kan alan kırılgan hastalarda hasar ölümcül olabilir. Emziren kadınların hem aşının hem de spike proteinin anne sütüne geçtiğini ve bu durumun bebekleri için öldürücü olabileceğini bilmeleri gerekir. Antikor aktarmıyorsunuz. Çocuğunuzda kanamaya ve/veya kan pıhtılaşmasına neden olabilecek spike proteininin yanı sıra aşının kendisini de aktarıyorsunuz. Tüm bunlar, özellikle çocuklar ve gençler olmak üzere COVID-19 için düşük risk altındaki bireyler için bu aşıların risklerinin faydalarından çok daha ağır bastığını gösteriyor.(....)" (83)
"SARS-CoV-2'ye karşı aşı olan 86 yaşında bir huzurevinde ikamet eden bir erkek hakkında rapor veriyoruz. Geçmiş tıbbi öykü, sistemik arteriyel hipertansiyon, kronik venöz yetmezlik, demans ve prostat karsinomasını içeriyordu. 9 Ocak 2021'de adam, 30 mg'lık bir dozda lipid nanoparçacık formüllü, nükleozid modifiyeli RNA aşısı BNT162b2 aldı. O gün ve takip eden 2 hafta içinde hiçbir klinik semptom göstermedi.(....)" (83)
"Virüsün kendisi değil, sivri(spike-başak) proteinlerle ilgili araştırma, neden bazı COVID-19 hastalarının (COVID uzun taşıyıcıları olarak anılır) enfeksiyonu temizledikten çok sonra nefes darlığı ve baş dönmesi gibi semptomlar yaşadığını açıklamaya başlıyor. Bulgular, bunun doğanın bir tesadüf olmadığı, en kötü türden bir genetik mühendisliğinin ürünü olduğu şüphesini güçlendiriyor. British Medical Journal'a göre, vücut tarafından üretilen sivri proteinler, aşı raporlama sistemlerine bildirilmeyen bu kadar çok kadının neden menstrüasyonda dramatik değişiklikler yaşadığını da açıklayabilir. Ayrıca, başak proteinleri, aşılı kadınlara maruz kalan aşılanmamış kadınların bile neden benzer sorunlar yaşadığını açıklayabilir.(....)" (86)
"Pediatrik romatolog Dr. J. Patrick Whelan, Aralık ayında ABD Gıda ve İlaç Dairesi'ni (FDA) mRNA aşılarının güvenlik denemelerinde değerlendirilmeyen şekillerde beyin, kalp, karaciğer ve böbreklerde mikrovasküler hasara neden olabileceği konusunda uyardı. Halka açık bir sunumda Whelan, FDA'yı SARS-CoV-2 spike proteinine karşı bağışıklık oluşturmak için tasarlanan aşıların bunun yerine yaralanmalara neden olma potansiyeli konusunda uyarmaya çalıştı. Whelan, Pfizer ve Moderna tarafından kullanılan mRNA aşı teknolojisinin "güvenlik denemelerinde değerlendirilmeyen şekillerde beyin, kalp, karaciğer ve böbreklerde mikrovasküler hasara (iltihap ve mikrotrombi adı verilen küçük kan pıhtıları) neden olma potansiyeline sahip olduğundan" endişe duyuyordu.(....)" (93)
"Massachusetts Institute of Technology'de kıdemli araştırma bilimcisi olan Stephanie Seneff, "aşı içeriğinin yumurtalıklar ve böbrek üstü bezleri de dahil olmak üzere dalağa ve bezlere iletildiğinin ve besiyerine döküldüğünün ve sonunda kan dolaşımına ulaştığının" artık net olduğunu söyledi. sistemik hasara neden olur. “ACE2 reseptörleri kalpte ve beyinde yaygındır” diye ekledi. "Ve başak proteini kardiyovasküler ve bilişsel sorunlara bu şekilde neden olur."" (....)" (93)
"Northeastern Üniversitesi'nden Dr. Lee Makowski, hipotezini Virüsler dergisinde yayınladı, "virüsün yüzeyinde bulunan spike proteinin, kan damarlarını düzenleyen ve kan pıhtılarının oluşumunu kontrol eden proteinleri taklit edebileceğine" inanıyor.(....)"(86)
"UCLA'dan Dr. J. Patrick Whelan,"FDA'ya aşıda kullanılan Covid-19 spike proteininin ciddi sorunlara yol açtığını söylüyor. Bu nedenle, bu SPIKE proteinini aşı yoluyla enjekte ederek, herhangi bir aşının güvenlik araştırmalarında dikkate alınmayan popülasyon problemlerinde bir dizi devam eden problem yaratabiliriz.(....)" (86)
"...bu profesörlerin yaptığı açıklamalar hiçbir bilimsel gerekçeye dayanmamakta ve filogenetik temelli doğal seleksiyon analizinden elde edilen en son gözlemlerle çelişmektedir. Meslekten olmayanların artık büyük isimlere ve unvanlara güvenememeleri, ancak yaydıkları ucuz tek astarlar için sağlam bilimsel kanıtlar sunmayan profesörlerin ve uzmanların güvenilirliğini sorgulamaları talihsiz bir durumdur.(....)" (88)
"Ph.D., Fizyoloji ve Biyoloji Bilim adamı Madeline Weld aracılığı ile tanınmış MIT Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarı'nda Kıdemli araştırma bilimcisi Bilim İnsanı Dr. Stephanie Seneff;
- Aşıyla anında bağlantılı olmayacak uzun süreli hasar olacağını öngörüyor. Oto-immün ve nörodejeneratif hastalıklarda artış gibi gelişmeler kendini göstermeden önce 10 ila 15 yıl sürebilir." "Yolun aşağısında büyük bir sürprizle karşılıyoruz," diye öngörüyor.
- Aşının Parkinson'luların semptomlarını şiddetlendireceğine inanıyor.
- MRNA'nın DNA'yı etkilemeyeceğini iddia edenler "yanılıyor."
- Spike proteini "gerçekten virüsün en zehirli parçası haline geldi" ve Covid gittiğinde var oluyor. (...)" (17)
"...proteini normalde olduğundan daha prion benzeri hale getirmek için yeniden tasarladılar. Çünkü protein yapısını birbirine yakın bir çift proline vermek için karıştırdılar. İki satır çizgisi. Aşının ani protein tasarımını zara giremeyecek şekilde modifiye ettiler. Bu yüzden kalmasını istediler. Yani temel olarak "protein, bu hücreler tarafından aşının talimatıyla yapılır ve daha sonra serbest bırakılır ve zarlarına maruz kalır. ACE-2 reseptörlerine bağlanır. Ve sonra bağışıklık hücrelerine maruz kalmalı ki antikorlarını yapabilsinler. Bütün mesele, bu hücrelerin birbirleriyle işbirliği yapması ve bir hücrenin (proteini) açığa çıkarması, diğerinin antikorları yapmasıdır." Ve membrana girmesine izin vermemenin gerçekten iyi bir fikir olduğunu düşündüler, çünkü o zaman kendini açığa çıkaracaktı. Antikorların görmesini istediği kritik bir kısım var. Ve proteini parçaladılar, böylece yerine yapışıp zara giremez. Bu yüzden ACE-2 reseptörlerine yapışmaya devam ediyor, ki bence bu gerçekten çok kötü, çünkü onları bastırıyor. Birçok makale spike proteininin, ACE-2 reseptörlerini baskıladığını göstermiştir.
Ve bu gördüğümüz diğer semptomların çoğuna neden oluyor, kalp sorunları ve kan problemleri, tromboz, trombosit kaybı. Tüm bunlar ACE-2 reseptörünün kapatılmasına tepki olarak gerçekleşiyor." (...) Ve böylece spike proteini, aşıyı alan, öfkeyle spike proteini yapan, kendilerini durduramayan bağışıklık hücreleri olan bu dendritik hücreler tarafından paketlenir, çünkü RNA çok sağlam olacak şekilde tasarlanmıştır. Normalde vücuda RNA enjekte edersen RNA parçalanır. Bu yüzden bu polietilen glikol, reaktif olması için yüzeyin etrafına bu katyonik lipit koydular ve sonra RNA'yı farklı bir RNA'ya dönüştürdüler, nükleotitlerden birini değiştirerek gerçekten sağlam hale getirebilirler, bu yüzden kolayca parçalanamaz. Bir sürü numara yaptılar. Bu korkunç çünkü bu hücreler kendilerini spike proteini yapmaktan alıkoyamıyorlar. (.....) ..vücudumuzun bu toksini üretmeyi durdurup kapatmayacağını bile bilmiyoruz.. Sağ. Bunun tam olarak ne kadar süreceği hakkında bilgi bulamadım. Altı ay kadar sürebileceğini söyleyen bir kağıt buldum. Dna'ya dönüştüğü vakada sonsuza kadar olabileceğini düşünüyorum ve bu da gazetemizde tartıştığımız başka bir şey. (.....)(17)"
"Çalışmayı California San Diego Üniversitesi'nden (UCSD) araştırmacılarla birlikte yürüten Salk Enstitüsü sözcüsü, "Koronavirüsteki (ve Salk çalışmasındaki) spike protein, aşılardaki spike proteinden farklı davranıyor" dedi. "Aşı spike proteini vücutta dolaşmayacak ve enjeksiyon bölgesinde (enjekte edildiği kas hücrelerine "bağlı") kalacak şekilde tasarlanmıştır ve yalnızca kısa bir süre devam eder." Boston araştırmasında bulunan sivri proteinlere gelince, ortalama zirve seviyeleri, mililitre plazma başına 68 pikogram (bir gramın trilyonda biri) idi. Salk-UCSD çalışması, başak proteininin mililitre başına 4 mikrogram (gramın milyonda biri) veya Boston araştırmasında bulunandan 55.000 kat daha fazla bir konsantrasyonda toksik olduğunu buldu. British Columbia Üniversitesi ve B.C. ile birlikte çalışan bir immünolog ve bağımsız danışman olan Dr. Yanet Valdez Tejeira. Çocuk Hastanesi Araştırma Enstitüsü, spike protein seviyeleri daha yüksek bir konsantrasyonda olsa bile, vücut üzerindeki etkilerinin SARS-CoV-2 ile karşılaştırılamayacağını söyledi. "Virüs hücreye giriyor, hücre patlıyor ve şimdi virüs her yerde dolaşıyor" dedi. "Karşılaştırma değil." (.....)" (104)
"Dünya Sağlık Örgütü'ne güvenilebilir mi? : Dr. Hodkinson, “güvenilemez” dediği Dünya Sağlık Örgütü'nü (WHO) küçümsediğini ifade etti. Dr. Hodkinson tarafından onaylandığı ve daha önce RAIR'de bildirildiği üzere, Çin Komünist Partisi'nden ajanlar DSÖ'de “ipleri elinde tutuyor”(....). (41)
Gerçek Kitlesel Soykırım'ın sorumluları konuşuyor ve kendilerini ele veriyorlar..
"Salgını aşısızlar yayıyor!" algısını yaratmak..
ABD Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci,Delta varyantı uyarısı için; "Daha da kötüleşecek… Salgını aşı olmayanlar yayıyor" (115,116) demiş. Doğru söylüyor olabilir ama bir farkla. Yukarıda bu salgının, araştırmaya istinaden gerçekte nasıl yayılmış olabileceğini anlattık. Fauci, bu salgının ana kaynağının "aşı" olduğunu çok iyi biliyor olmalı..
Peki bu "aşılıların salgını yaydığı" gerçeğini kimler biliyor?
Tabii ki bu salgının arkasındaki kişiler.. Onlar bu gerçeği çok iyi biliyorlar..Fauci'de öyle.. Fauci, "salgını aşılıların yaydığını ve aşısızların haberi olmadan aşılılarla temasa geçtiğinden dolayı bu virüsü kaptığı" gerçeğini çok iyi biliyor ve işte bu nedenle bu gerçeği dolaylı yollardan anlatarak söyleyebiliyor.. Tıpkı,yapılan bilimsel araştırmaların, araştırmalar gerçek anlamda olduğu gibi değil de, dolaylı yollar kullanılarak bilimsel tıp dergilerinde yayınlanması gibi..
"Fauci'nin "daha da kötü olacak,salgını aşısızlar yayıyor!" sözünün perde arkasında aslında (yukarıda da anlatıldığı gibi), aşılıların çevrelerine özellikle de aşısız insanlara virüsü bulaştırarak, bir çeşit "silsile yoluyla kitlesel bulaşma"ya sebep olduğu gerçeği yatıyor ve bu gerçeği Fauci'nin bildiğinden de eminiz...."
Yani,"Aşılılar, aşısızlara virüs bulaştırarak, (aşılılar ve aşısızlarla birlikte) silsile yoluyla "kitlesel bir bulaşmaya" sebep oluyorlar.." Bu gerçeği zaten artan covid vaka,varyant ve ölümlerden anlayabiliyorsunuz. Suçu aşısızların üzerlerine atmalarının perde arkasında, "aşısızların da bu zararlı covid aşılarına maruz bırakmak" var gibi gözüküyor.. Aşısızlar, zaten aşı olmasalarda, aşılılar sayesinde, bu covid virüsüne bir şekilde maruz kalıyorlar.İşte Fauci'nin bildiği ama söyleyemediği ama dolaylı yollardan aşısız kişileri suçlamasının arkasında da bu gerçek yatıyor gibi.. (Hastalığın ağır /ölümcül olup-olmaması konusunda, işin uzmanları, "doğal bağışıklığa sahip olan aşısız insanların, bunu hafif atlattıklarını söylüyor. Küreselci hekimler de bunun tam tersi "ağır geçtiğini ve ölümcül olduğunu" söylüyor. Tabii küreselci hekimler, başından beri yalan,yanlış/yanıltıcı bilgiler verdikleri için, onların söyledikleri bu olasılık, pek inandırıcı da gelmeyebilir..)
Yanıltıcı bilgilerle insanlara virüs bulaştırmak ve onları öldürmek..
Şimdiye kadar covid vaka,varyant ve ölümlerle ilgili bilgilerin aslında yalan,yanlış /yanıltıcı bilgiler olduğu çok açık bir şekilde görülebiliyor ve küresel elitlerin bu bilgilerin gerçeklerinin ortaya çıkmasını engelleyebilmek için, sürekli olarak "aşısızlar pandemisi,aşısızlar salgını yayıyor" vb gibi sözlerle algısını yaratmaya çalışıyorlar. Ve söyledikleri o yanıltıcı bilgilerin gerçeğe dönüşmesini sağlamak için de ,insanları aşılayarak (aşılı insanları) etrafa salarak, üzerlerindeki bulaşıcı viral yükleri, aşısızlara bulaştırmalarını sağlıyorlar..
Durum böyle olunca, aşılılardan viral yük alan aşısızlar, bilmeden bunu kendi çevrelerine de yayıyorlar. ve işte durum, "aşısızlar hastalanıyor ve ölüyor" algısını, yanıltıcı bir şekilde yaydırılıyor ve böylece söyledikleri o yanıltıcı bilgilerin gerçeğe dönüşmesini sağlamış oluyorlar ve kendilerinin haklı olduğu tezini bu şekilde doğrulamış oluyorlar..Yapılan şey,hileler bundan ibaret gibi görülüyor..
"Tüm insanların aşılanmasını istiyorlar çünkü yalanlarının ortaya çıkmasını istemiyorlar. Söyledikleri yanıltıcı bilgilerin gerçeğe dönüşmesi için, aşılıları birer saatli bomba gibi etrafa salıyorlar ve aşısızlara virüsün bulaşmasını bu şekilde sağlıyorlar.Ve işte sonuç, aşısızlar covide yakalanıyor ve ölüyor.. Gerçek mi sahte mi,bilinmiyor? Ama gerçekse, bunun "gerçek kitlesel bir salgın" ve "gerçek kitlesel bir soykırım".. olduğu çok açık.."
Küresel elitlerin ve kullandıkları (ucunda ölüm olan covid aşı yanlısı) devletlerin,şöhretli seçilmiş hekimlerin ve ana akım medyanın, kamuoyuna sundukları "covid ve aşıları" ile ilgili yanıltıcı bilgilerin perde arkasında,daha önce de söylediğimiz gibi, küresel elitlerin kontrolündeki tıp dergilerinde vb makale yayınlanan ortamlarda, çarpıtılmış ve yanıltıcı bilgilerle dolu özenle hazırlanılıp-yayınlanmış "sözde bilimsel araştırma sonuçları" bulunuyor..Bu çarpıtılmış,yanıltıcı bilgilerle dolu araştırma sonuçlarına dayanarak kamuoyuna bu yanıltıcı bilgiler verilerek, toplumlar ve devletler yönlendirilmeye çalışılıyor..
Aşı olan insanlara sorular..
SORULAR;
---------------
- "Covid aşısını aldıktan sonra, coronaya yakalanan insanlar vardı. Sizler de yakalandınız mı?"
Eğer yakalandıysanız;
- "Nasıl yakalandınız? Bunu hiç düşündünüz mü? Sorguladınız mı? Aşıdan kaynaklı olabileceği hiç aklınıza geldi mi?"
- "Sizler de "Eğer aşı olmasaydım, şimdi daha kötü durumda olabilirdim!" diye bir yanılgı içerisine girdiniz mi? Size bunu söyleten kim/kimlerdi?
Nedense "aşı olup da coronaya yakalanan insanlar" tarafından AKM'de ve tvlerde bu tür sözler, sanki bir yerlerden talimatlar alıyorlarmışcasına sürekli papağan gibi tekrar edilip-duruluyor. Artık bu bayatlamış olacak ki, corona zamanındaki "sedyede,yatakta yatan kötüleşmiş hasta" sahnesini yeniden ortaya koymaya başladılar. (Tabii halk bu,yer mi,kimse inanmıyor böyle aldatıcı sahnelere..Ama işte aşıya koşa koşa giden insanlar hariç. Onlarda tabii korktukları için gidiyor,ekranlarda korku ve tehtid bir olunca, duygusal yönden zayıf insanlar dolayısıyla korkuyor ve hemen aşıya koşuyor. Ve durum böyle olunca sadece kendi hayatını değil aşısız başka insanlarında hayatını tehlikeye atmış da oluyorlar.. Ve bunlardan en önemlisi de kendi aileleri.. Yakın temas da oldukları aşısız çocukları,anne-babaları,kardeşleri ve tabii ki komşuları,akrabaları,arkadaşları..Ve kalabalığın yoğun olduğu otobüsler,AVM'LER ve diğer mekanlar,yerlerdeki aşısız yüzlerce,binlerce insanlar..)
- "Covid aşısını aldıktan sonra, aşısız aile bireyleriyle hiç yakın temas içerisinde oldunuz mu?"
Bunu soruyoruz,çünkü Ana Akım Medya(AKM)'de ve tvlerde sürekli olarak "aşısızlar coronaya yakalanıyor ve ölüyor; ailesi aşı oldu,kendisi olmadı coronaya yakalandı ve öldü" vb gibi haberler tek taraflı, yanıltıcı bir şekilde veriliyor. Halbuki işin perde arkasında çok farklı şeyler var gibi gözüküyor. (Yukarıdaki araştırmayı okudunuz, daha detayını aşağıda okuyabilirsiniz ve buna ek olarak bu araştırmayı destekleyen bazı bilgileri de verdik ve detayını da şağıda okuyabilirsiniz..)
- "Covid aşısını aldıktan sonra, aşısız aile bireyleriyle hiç yakın temas içerisinde oldunuz mu?" sorusuna gelince..Şu soruyla devam edelim;
- "Covid aşısını aldıktan sonra, temas ettiğiniz ailenizde coronaya yakalanan oldu mu?"
- "Yakalanan olduysa, bu nasıl oldu?" Sorguladınız mı? Sizden mi virüsü kaptı yoksa dışarıdan mı kaptı? Dışarıdan kaptıysa, kimlerle temasa geçmiş? Aşılı olanlarla mı aşısız olanlarla mı?
Bunu söylüyoruz çünkü;
- Sosyal medyada, özellikle de "sadece evinde kalan,hiçbir yere gitmeyen" vb gibi toplumla temas içerisinde olmayan bazı aşısız aile bireylerinin durup-dururken coronaya yakalandığı yönünde bilgiler vardı.. Bu durum maalesef "aşılı aile bireylerinin, aşısız diğer aile bireylerine virüsü bulaştırmış olabileceği" olasılığını güçlendiriyor gibi gözüküyor..Buna karşılık;
- AKM'de ve tvlerde "aşısız bireylerin en çok da "düğünler,cenazeler,AVM'ler" vb gibi kalabalık ortamlarda virüsü kaptığı bilgileri vardı. Tabii AKM'nin vermiş olduğu bilgiler doğru da olsa,yanıltıcı bir şekilde verildiği için, aşısız bireylerin koronaya yakalanmasının perde arkasında ne var kimse gerçek anlamda bilmiyor gibi.. Bunu ancak aşısız olanların kendilerinin ve/veya yakınlarının kendi kendilerine sorgulamaları gereken ciddi bir durum..
Şimdi neden "aşılılardan test istemediğini" anladınız mı?
"Bu makaleyi hazırlarken, aşı yanlısı bir prof. "PCR testleri aşılılara da yapılsın"(281) demiş. Başka aşı yanlısı bir profda, "PCR zorunluluğu aşılanma hızını arttırabilir" (282) demiş.. Şimdi "PCR testlerinin ne kadar güvenilmez olduğunu" herkes biliyor. Şimdi bunu bu profda biliyor büyük olasılıkla..
Sorun şu; "Tüm dünyada "aşıları uygulayan ve zorlamaya çalışan ile PCR testlerini uygulayan" da devletlerin kendisi. Devletler, aşı sonrası ölüm ve yaralanmaları kaydetmediği /bu bilgilerle oynayabildiği gibi PCR testlerinde de sahtekarlıklar yapabiliyor. Bunu sahte covid salgının da gördük. PCR testleriyle sahte covid hastası türettiler.. Öyleyse, şimdi PCR testlerinin aşılılarda istenmesinin anlamı ne olabilir? Viral yüklü olan aşılıları, "sanki viral yüksüzmüş gibi göstermek"de bu işin bir parçası olabilir mi? Bu yapılabilir,devletler için bu zor olmasa gerek." "PCR zorunluluğu, aşılanma hızını artırabilir." mantığına baktığımızda ise, baskı,korku,tehtid ve şantajlarla ele alınan bir covid aşısının, aslında "ne kadar güvensiz ve çok tehlikeli ölümcül aşılar" olabildiğini şimdi çok daha iyi anlayabiliyorsunuz. "
Eğer gerçek bir hukuk devletinde yaşanmış olunsaydı ve aşılılardan test istenmiş olunsaydı, bu gerçek (aşılılardaki çok sayıdaki viral yükler) ortaya çıkmış olunacaktı. Ama tabii devletlerin "verilerle oynayabildiğini, hileler yapabildiğini" düşünürsek, buna da bir çözüm bulabilirler,herhalde!! Örneğin; "aşılılardan da test isteyerek,şu bilgiyi "Test yaptık,aşılılarda viral yüke rastlamadık ama aşısızlarda çok sayıda viral yük tespit ettik!" diye AKM'ye servis edebilirler.. Bu, covid ve aşıları çıktığından beri ortaya konan sahte veriler nedeniyle devletler için hiç zor olmasa gerek.. Ama tabii zamanı geldikçe tüm gerçeklerde tek tek ortaya çıkıyor,orasıda önemli.."
Şimdi bu araştırmaya istinaden bir gerçekte ortaya çıkmış oldu. Bu sadece biri.. Ve dedik ya tüm gerçekler zamanla tek tek ortaya çıkıyor,diye. İşte bunlardan biri de şu gibi gözüküyor: Bu tabii sadece "bulaşıcılık" özelliğiyle ilgiliydi..Bir de gelecekte kısa/uzun vadede bu covid aşılarının nasıl bir olumsuz etki bırakabileceğine dair bir veri yok ve kimse bu konuda birşey bilmiyor. Sadece bu konuda (daha önce mRNA aşılarıyla ilgili yapılan bilimsel araştırmalara dayalı) olumsuz endişeleri olanlarla birlikte, olumlu pozitif görüşler ortaya koyanlar var. Var ama bunların büyük çoğunluğu özellikle de "pozitif görüşler" sadece birer öngörüden ibaret.. Bu belirsizlikler nedeniyle, aşılı kişiler, ne üdüğü güdüğü belli olmayan covid aşılarını alarak da "kendi hayatları"nıda bir şekilde çok ciddi riske de atmış oldular..Tabii
"Aşı olmadı coronaya yakalandı öldü, aşı olsaydı yaşayacaktı.." algı operasyonun çökmesi..
* "Covid-19 mRNA aşısı olanlar, gerçekten aşısız kişilerin hayatlarını tehlikeye mi atıyor?
* "Aşısızların hastalanmasına ve ölümlerine sebep olanın da yine bu covid aşılarının olabileceği aklınıza hiç gelmiş miydi?"
"Belki de siz de bilmeden "o ne idüğü güdüğü belli olmayan bu covid aşılarını alarak",sadece kendi hayatınızı tehlikeye atmakla kalmamış, aşı olmayan başkalarının hastalanmasına ve hatta ölmelerine dahi sebep olmuş da olabilirsiniz." Bu hiç aklınıza gelmemişti,öyle değil mi? "Aşısızlar nasıl covide yakalanıyor ve hatta ölüyor?" Yukarıda tüm bunları bir teori şeklinde anlatmıştık..
Sosyal medyada özellikle de ana akım medyada "aşı olmadı coronaya yakalandı öldü,aşı olsaydı yaşayacaktı, /annesi babası aşı oldu,kendisi aşı olmadı covide yakalandı ve sonra öldü" vb gibi haberleri duymuşsunuzdur.. Bunun vb örnekleri hem ülkemizde hem de dünyada inanılmaz sayıda çok fazla. Hemen hergün bir covid vaka,varyant ve ölüm haberleriyle ana akım medyaya servis edilerek karşımıza çıkartılıyor ve "aşı aşı" diye direten devletler,hekimler ve ana akım medya, bu vaka,varyant ve özellikle de ölümler konusunda "hastaneye yatanların ve ölenlerin en çok aşısızlar olduğu" ve işte "aşı olmadı öldü,ailesi aşı oldu kendisi olmadı hastalandı ve sonra öldü" vb gibi bilgileri bilinçli olarak çarpıtıp-yanıltıcı bilgilerle kamuoyuna sunuyorlar..
Yanıltıcı bilgilerle verdikleri bu vaka,varyant ve ölümlerle ilgili bilgilerin aslında perde arkasında neler yaşandığı ise hiç açıklanmıyor, Açıklanmadığı gibi araştırılmıyor ve/veya araştırmak isteyenlere de izin verilmiyor. Ve bu vaka,varyant ve ölümlerin "perde arkasında neler yaşanmış olabileceğine" dair herhangi bir şüphe bile kimsenin aklına dahi gelmiyor. Bu sadece ülkemizde değil, dünya genelinde de bu şekilde.
Aslına bakarsanız yabancılarda batı dünyasında özellikle de Avrupa ve ABD'de bu konuda çok sayıda şüphe oluştu bile. Dünyaca ünlü hekimler,bu konuda bilimsel verilerle bas bas bağırıyor ve halkları,toplumları bilinçlendirmeye çalışıyorlar..Ama sanki bunlar yokmuş gibi "aşı aşı" diye direten devletler,hekimler ve ana akım medya, bunları "komplo teorisi,saçmalık,böyle olduğuna dair kanıt yok!" vb gibi bahanelerle yayınlamıyorlar. Yayınlamadıkları gibi bu bilgileri "yanlış bilgi" diye karalamaya çalışıyorlar,insanları tehlikeli bir şekilde yanlış yönlendiriyorlar ve onların ölümlerine sebep oluyorlar..(Sanki bilerek/bilmeden hem devletlerin hem hekimlerin hem de ana akım medyanın aşı lobisine hizmet ediyorlarmış gibi bir durum var ortada. Ama işte ister aşılı olsun ister aşısız olsun insanlar göz göre göre hastalanıyor ve ölüyor,hem de bu ne idüğü güdüğü belli olmayan covid aşıları yüzünden..)
Konu başlığında olduğu gibi araştırmamız özellikle de "covid-19 mRNA aşısı olanların, covid aşısı olmayanların hayatlarını tehlikeye atmış ve halen de atıyor olabileceğine" dair hem ülkemizden hem de dünyadan çok ciddi vaka,varyant ve ölümlerle ilgili şüphe ve endişelerle karşılaşmıştık. Hatta bu tehlikenin sadece mRNA aşıları için değil,inaktif ve vektör bazlı aşılar içinde geçerli olabileceğine dair şüphelerde bulunuyordu. Bu şüphe ve endişelerin doğru olabileceğine dair çok önemli kanıtlarda (vaka,varyant ve bireysel ve toplu ölüm oranlarıda dahil olmak üzere), ana akım medya tarafından (tabii yanıltıcı bir şekilde) verilmeye başlayınca, anladık ki bu şüphe ve endişelerin gerçek olabileceğine ve araştırdıkça bu şüphe ve endişelerin hiç de safsata ve komplo teorisi /yanlış bilgi olmayabileceğine kanaat getirdik..
Yeri gelmişken..
Ana akım medya gerçek "kitlesel bir soykırımdan" sorumludur...
Ana akım medyanın ve sosyal medya platformlarının "Doğru bilgiyi, yanlış bilgi; Yanlış bilgiyi de doğru bilgi" olarak kamuoyuna sunması, aslında yaklaşan kıyametin zamanında yaşadığımızın bir kanıtıdır..Bir hadiste kıyamet zamanın da "deccalin insanlara "doğruyu yanlış,yanlışı da doğru; cenneti cehennem,cehennemi de cennet" olarak göstereceğine" dair rivayetler vardı..
Dünya genelinde covid aşılarıyla kainatın en büyük insan soykırımı yaşanıyor ve bu medya platformları bu soykırıma bilerek /bilmeden yardımcı (sebep) oluyorlar..Sosyal medyada "covid ve aşılarıyla ilgili gerçekleri" açıklayanlara "Yanlış Bilgi" diye çeşitli yaptırımlar uygulayan facebook,youtube ve twitter gibi sosyal medya platformaları başta olmak üzere ana akım medyada da sıkça geçen "fact check - doğruluk kontrolü" uygulamalarda da yapılan "yanlış bilgi doğruluk kontrolü" diye sunmaları;
- aslında yaptıkları şey bilinçli ve kasıtlı olarak "doğru bilgiyi yanlış bilgi" olarak damgalamaları ve "yanlış bilgiyi de doğru bilgi" olarak kamuoyuna servis etmeleridir.. Böyle yapmalarının dayanakları yani sebepleri "covid aşıları nedeniyle sosyal medyada yanlış bilgi diye gördükleri bilgiler nedeniyle insanların aşı olmayarak ölmesi vb" şeklinde bir bahaneleri var..Ancak "görünen köy klavuz istemez!" misali aşı sonrasında artan vaka,varyant ve ölümler, bunların "yanlış bilgi" diye görüp-yaptırım uyguladıkları "doğru bilgiler"in tam tersine, kendilerinin servis ettiği "doğru bilgilerin aslında yanlış bilgi" olabileceğine dair en önemli kanıtlar olarak gözükmektedir..
Yani bir nevi aslında ana akım medya ve sosyal medya platformları, covid ve aşıları konusunda "yanlış bilgi" olarak gördükleri (aşılar hakkında tereddütleri olan insanların bilgi ve çalışmalarına ait bilgiler olan) "doğru bilgiler"i kısıtlayarak,onları göstermeyerek, dünya genelinde artan vaka,varyant ve ölümlerinden de yani "yaşanan covid aşı soykırımlarından da birinci derecede sorumludurlar"da, diyebiliriz. (Tabii bunu kendi kafalarına göre yapmıyorlar. Aşı lobisinin ayakta kalabilmesi için küresel güçlerin talimatlarıyla bu kirli uygulamaları gerçekleştiriyorlar. Belki bilerek belki bilmeden.. )
Covid-19 mRNA aşı dökülmesi ile aşısız kişilerde vaka ve ölümlerin artması olasılığı..
"Aşı dökülmesi" terimi daha çok içinde "canlı virüs" içeren aşılar için kullanılıyor ve bu aşıyı alan kişilerin etraflarına bulaşıcı özelliği olan bir viral salgılayarak, viral bulaşmaya neden olabiliyor. Vikipedi sayfasında bu tarif,yanıltıcı bir şekilde şöyle verilmiş;
"Aşıyla indüklenen viral bulaşma (hatalı olarak aşı dökülmesi olarak adlandırılır), atenüe bir aşının ("canlı virüs aşısı" olarak da bilinir) uygulanmasını takiben sıradan viral bulaşmadır. canlı bir virüs formu. Ancak aşıların ezici çoğunluğu zayıflatılmış (canlı virüs) aşılar değildir ve bu nedenle aşının neden olduğu viral saçılmaya neden olamaz. Hatalı ve belirsiz "aşı atma" teriminin özel kullanımı (hatalı çünkü aşının kendisi dökülmez, saçılan virüslerdir) son zamanlarda COVID-19 ile ilgili yanlış bilgilerle bağlantılı aşı karşıtı aktivistlerin genel tabiri haline geldi. dünya çapında geliştirilen birçok COVID-19 aşısının hiçbiri canlı virüs aşısı teknolojisini kullanmıyor. (....)" (18)
Burada verilen yanıltıcı bilgi,"aşının (neden olduğu) viral saçılmaya neden olmadığı,(aşının kendisinin dökülmediği),saçılanın virüsler olduğu" yönündedir.Bunun yanıltıcı olduğunun en güzel kanıtını,aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerden anlayabiliyoruz.Özellikle de aşısız bireylerin durup-dururken coronaya yakalanması ve hatta bundan dolayı ölmelerine bakarsak,bu verilen bilginin çok büyük yanıltıcı bir bilgi olduğunu görebiliyoruz.. Bir de sizinde okuduğunuz gibi,burada sanki bir kelime oyunu da var gibi gözüküyor.. "aşının neden olduğu viral bulaşmaya neden olamaz." ne demek? Yani burada "canlı virüs içeren aşılardan" mı bahsediyor yoksa başka aşılardan mı? (Neyse ama anlaşılıyor ki,internet alemindeki facebook,twitter,youtube gibi önemli sosyal medya sitelerinde olduğu gibi wikipedi sayfasının kontrolünü de küresel çeteler ele geçirmişler ve istedikleri gibi at koşturuyorlar ve insanları sürekli yanıltıcı ve yanlış bilgilerle yanıltmaya ve aldatmaya devam edebiliyorlar..Ama işte verdikleri bu yanıltıcı bilgilerden dolayı da insanlar ölüyorlar..)
Yanıltıcı bilgiyi nasıl anlamalıyız?
"Aşılar viral saçılmaya neden olmuyor (aşının kendisi dökülmüyor) ama etrafa saçılan virüsler" ise eğer bunun anlamını nasıl yorumlamamız gerekir?
Vücudunda hiç corona virüs olmayan birisine bu covid aşısının yapıldığını ve covid aşısını alan bu kişinin vücudundan etrafa viral dökülmenin başladığını varsayalım..
1) Etrafa saçılan viral dökülme eğer virüs ise,vücudunda corona virüs olmayan birisine bu coronavirüs nasıl geldi,nasıl oluştu? Eğer saçılan virüs ise,bu aşılarda bir şekilde virüs /bu virüsü sonradan oluşturabilecek bir aşı meteryalinin olduğunu göstermez mi?
2) Etrafa saçılan viral dökülme eğer aşı meteryallerinden biri (örneğin spike proteini gibi) ise, bu o zaman "aşıların viral saçılmaya neden olmadığı" tezini çürütmez mi?
Aslında bir 3. olasılık daha var ve bu olasılık pek bilinen birşey değil /en azından sadece (virolog,biyolog,epideolog vb gibi) işin uzmanları biliyor olabilirler..
3) Etrafa saçılan viral dökülme aslında vücudun kendisinin ürettiği spike proteini vb meteryaller olabilir. Bazı uzmanlar, "bunların dışarıya salınımın (dökülmenin) nedeninin, aşıdaki meteryallerin baskılaması /vücudun doğal savunma mekanizmasının buna vermiş olduğu tepki sonucu olduğu" görüşündeler..Yani bir çeşit "oluşan/oluşturulan spike proteini vb meteryallerin fazlalığın aşı baskısı /vücudun savunma pozisyonuna geçmesi sonucu dışarıya atılması" gibi birşey de diyebiliriz herhalde..
- Salgılanan bulaşıcı spike proteini mi,virüs mü yoksa başka bir bulaşıcı meteryal mi?
- Salgılanan bulaşıcı spike proteiniyse, bu protein aşı kaynaklı mı değil mi?
- Salgılanan bulaşıcı spike proteiniyse, bu protein vücut sistemine mi ait yoksa virüse mi?
"Salgılanan spike proteini, aşılama sonrası aşıdaki meteryallerce üretilen meteryaller mi yoksa aşı baskısı sonucu vücudun kendi ürettiği spike proteini mi?", bu tam olarak bilmiyoruz. Ama bir şekilde bu nedenden dolayı insanların hastalandığı ve öldükleri kesin gibi görülüyor..İnsanlar hastalanıyor ve ölüyorlar ve işin uzmanı bilim adamları ise sus-pus..İşin uzmanı olmayan yada satılmış virolog,biyolog,epideolmolg vb olan-olmayan bilim adamlarınca yanlış/yanıltıcı bilgilerle insanlar kandırılıyor,doğrular,gerçekler halka söylenmiyor,anlatılmıyor gibi de görülüyor..
Özellikle de Covid-19 mRNA aşılarında aşı dökülmesinde, etrafa saçılanın virüs değil de spike/diken proteini olduğu söyleniyordu.. Şöyle ki "aşıların etkisiyle insan vücudunda oluşan/oluşturulan çok sayıda spike (başak) proteinin (/fazlalığının) kendisini vücut dışına, ter ve nefes gibi yollarla atması (salgılaması) sonucu oluşan aşı dökülmesinde dışarıya atılan spike proteininin özellikle de aşısız insanlar için çok tehlikeli bir yapıya sahip olduğu" vb söyleniyordu..
"Yani eğer aşısız kişiler, (vücutlarından dışarıya salgıladıkları spike proteinini, o dışarıya atma durumu anında) aşılı kişilerle yakın temas halinde olurlarsa, bu aşısız kişilerin hastalanma,komaya girme ve hatta bundan dolayı ölme olasılıkları da çok yüksek olabilir demektir.."
Covid-19 aşılarının yapılmaya başladığından beri hemen hemen tüm dünyada garip bir şekilde artan vaka,varyant ve ölümlerin arkasında da bu aşı dökülmesinin olabileceği şüpheleri de var.Özellikle de hem aşılı hem de aşısız kişilerin durup-dururken coronaya yakalanması ve hatta hayatlarını kaybetmeleri de bunun en önemli kanıtı olarak görülebiliyor.
Ancak ne gariptir ki hem ülkemizde hem de tüm dünyada resmi yetkililer,"Bunun böyle olduğuna dair bilimsel resmi bir kanıt yok!" safsatasını söylemeye devam ediyorlar..Evet,aslında doğru söylüyorlar,"böyle bilimsel resmi bir kanıt yok!" Yok çünkü, o kanıtı hiç bir zaman ortaya çıkarmaya çalışmadılar. Ortaya çıkartıkları bu yöndeki gerçek kanıtları ise hiç bir zaman resmi bir kanıt olarak kaydetmediler ve bunu kamuoyuna sunmadılar. Ve bunu ortaya çıkartıp kamuoyuna sunanları ise hem kendilerini hem de ailelerini çeşitli şantaj ve ölüm tehtidleriyle yıldırmaya çalıştılar. Ve bu maalesef günümüzde bile halen devam eden bir durum..
Durup-dururken aşısız bireylerin coronaya yakalanma hikayesi....
"Aşısız bireylerin durup-dururken nasıl koronaya yakalandığını ve hatta bu nedenle öldüklerini" en iyi anlatan bir öykü/kurgu anlatalım size..Ondan sonra bunlarla ilgili bilimsel gelişmeleri verelim..Aslında bakarsanız bu kurgu, sadece ülkemizde değil hemen hemen tüm dünyadan gelen "işte aşı olmadı coronaya yakalandı ve öldü,anne-baba aşı oldu,kendisi olmadı ama korkonaya yakalandı ve sonra öldü" gibi çeşitli ama çok büyük yanıltıcı haberlerin arka planınında aslında neler yattığını gösterebilmek için, gerçek haberlere dayanarak oluşturulan bir kurgudur..Yani aslında kafadan atılan bir kurgu değil de,diyebiliriz..
Şimdi size Anne,Baba ve iki evlattan oluşan 4 kişilik bir ailenin trajik hikayesini,yani daha doğrusu kurgusunu verelim.
"Ne bu 4 kişilik ailede nede çevrelerinde bu corona denen hastalık var. Bırakın coronayı en küçük rahatsızlıkları bile yok bunlarda. Öyle bakımlılar ki,temizliğe çok önem verdiklerinden evleri bile bir hafta temizlik yapmasalar dahi sanırsınız ki "bunlar hergün temizlik yapıyor!" ve evleri her zamanki gibi tertemiz duruyor. Bu evde insanlara ve aile bireylerine zarar verebilecek kötü şeylere ait bir şey bulmanızda neredeyse olanaksız gibidir. Ama işte gel zaman git zaman evlerinde gül gibi aile ortamında geçiniyorlarken,bir de bakıyorlar ki tvdeki haberlerde başta devlet yetkilileri olmak üzere prof vb ünvanlı kişilerce sahte coronanın korkusuyla karşı karşıya kalıyorlar.Tabii aile hiçbirşey bilmedikleri için ne yapacaklarınıda şaşırıyor.. Corona aşıları piyasaya sürüldüğünde ailede anne ve baba tvdeki bu korku paranoyası nedeniyle aşı olmayı kabul ediyor ama iki evlat bunu kabul etmiyor çünkü bu aşılara güvenmiyorlar. Anne ve baba evlatlarını aşıya ikna etmeye çalışırken, iki evlatta anne ve babasına aşı olmamaları hususunda uyarıda bulunuyor.
Anne ve baba,"biz aşımızı olsak yeter,bağışıklığımız çocuklarımızı da korur" düşüncesiyle herhalde kendi mRNA aşılarını olurlar. Bu vuruldukları ilk doz aşıydı. Anne ve baba çocuklarını "evlatlarım bakın koranaya yakalanırsınız sonra kötü olur,gelin şimdi sizde aşınızı olun hayatınızı kurtarın!" diye tekrar ikna etmeye çalışır ama çocuklar yine "olmayacaklarını" tekrarlarlar. Anne ve baba daha sonra 2.doz aşılarını da olur. Evlerine gelirler aşısız çocuklarıyla yakın temasa geçerler.Ardından birkaç gün sonra çocuklar hastalanır ve hastaneye kaldırılırlar. Ve çocuklara corona teşhisi konur. Çocuklardan biri ölür,diğeri komaya girer,daha sonra o da ölür. Anne ve baba "Ah evlatlarım,niçin sözümüzü tutmadınız,neden aşılarınızı olmadınız da hayatlarınızı böyle tehlikeye attınız!" diye feryat etmeye başlarlar."
- Halbuki işin aslı öyle mi acaba?
- Çocuklar aşı olmadıkları için mi coronaya yakalanıp-öldüler?
- Peki bu nasıl oldu? Çocuklar,durup-dururken nasıl oldu da coronaya yakalandılar ve öldüler?
- Bırakın coronayı yıllardır evlerine girmeyen herhangi bir hastalık dahi yokken,durup-dururken bu çocukların coronaya yakalanması biraz tuhaf değil mi? Hem de tüm bunlar anne ve babanın aşıyı yaptırmalarından sonra gelişiyor..
- Aile bireylerinin aşılarını yaptırdıktan sonra coronanın eve girmesi, aslında herşeyi açıklamıyor mu?
- "Anne ve baba (tüm dünyada aşı olan diğer milyarlarca insan gibi işin aslını bilmedikleri için), aslında aşısız çocuklarının coronaya yakalanmalarına ve ölümlerine sebebin kendileri olduğunu, belki de hiçbir zaman bilemeyecek ve bunu öğrenemeyeceklerdir.. "
Ama tabii ki birileri gerçekleri açıklayana kadar..Ve bu gerçekler tüm dünyada yavaş yavaş ortaya konmaya başlandı bile. İşte burada size vereceğimiz bilgiler de bunlardan ibaret..
"Bilinen geleneksel tüm aşılar sadece aşıyı olan insanları değil, çevrelerindeki insanları da koruyan bir özelliğe sahip olmasına rağmen (bu covid aşı sonrasında hem ülkemizde hem de tüm dünyada artan vaka,varyant ve ölümlere bakılırsa), bu covid aşıları sadece aşı olanları değil aşısız insanların da hayatlarını tehlikeye atan bir özelliğe sahip olabildiği görülüyor.. "
Hatta öyle ki bazı çevrecilerin de, özellikle de mRNA aşılarını alanlar için, "bu aşılı kişilerin çevreye salgıladıkları viral dökülmelerin (viral yüklerin), çevreye ve doğaya zarar verip vermeyeceği" endişesini de taşıyor,olabildiğini görebiliyoruz..Yani,aslında bu aşıların ne kadar tehlikeli olabileceğini, bu endişelerden de rahatlıkla anlayabiliriz..Sadece insandan insana değil, doğa ve çevreye de ciddi zararları olabilir, bu aşıların, özellikle de bu programlanmış mRNA aşılarının..
SORU;
* Madem covid aşıları koruyucu bir özelliğe sahipti, neden çevrelerinde kendileriyle yakın temas içerisinde olan aşısız insanları da korumuyor? ("Aşı olsanız da virüse yakalanabilir ve başkalarına bulaştırabilirsiniz." haberlerine aften..) Aslına bakarsanız bu sorunun gerçek cevabını bilen devletler ve ekrana özellikle çıkartılan "aşı aşı!" diye direten şöhretli hekimler, bu sorunun dolaylı yollardan cevabını; "Aşı sizi korur ancak aşı olsanızda etrafınıza virüs bulaştırabilirsiniz!" şeklinde veriyorlar. Bu şu demektir aslında..Aslında doğru söylüyorlar, aşı (en azından belli bir süreliğine) onları koruyacaktır ama tabii kamuoyuna bildirilmeyen yan etkisini ağır geçirenler ve ölenleri ve ileride ne gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceklerinin söylenmediğini saymazsak..
Ve "..aşı olsanızda etrafınıza virüs bulaştırabilirsiniz!" mantığı.. Bu da doğru. Çünkü özellikle de corona mRNA aşısını olanlar hiç şüphesiz ki etraflarına bir şekilde ter,nefes vb gibi yollarla viral salgılıyorlar ve bu da doğal olarak aşısız insanların da hayatlarını tehlikeye atmaları anlamına geliyor..İşte bu gerçeği bilen devletler ve şöhretli hekimler, "Aşı sizi korur ancak aşı olsanızda etrafınıza virüs bulaştırabilirsiniz!" sözünü dolaylı yollardan anlatarak veriyorlar.. "Aşılıların virüsü aşıdan değil de dışarıdan aldıklarını" içeren (enfeksiyon kapmaları halinde)" anlatmaları gibi.. Çünkü sonradan oluşabilecek suçlamalardan kurtulabilmenin tek yolu bu vb yanıltıcı dolaylı bilgiler gibi görülüyor..
"Kısıtlamalar, savunmasız aşısız insanları, viral yüklü aşılı insanlardan korumak için mi?"
Bu soruya hem evet hem hayır diyebiliriz.. Çünkü, hani "aşısız kişilere getirilen bir takım yasaklamalar, kısıtlamalar, tehtidler,şantajlar.." vardı ya..Aslında bu kısıtlamalar her ne kadar haksız ve hukuksuz gibi gözükse de aslında aşısız insanlar için olumlu sayılır. Çünkü,eğer kısıtlamalar olmazsa ,aşısız kişiler aşılı insanlarla temasa geçerek hasta olacaklar ve kimbilir belki de hayatlarını kaybedeceklerdi. Ancak işin bu şekilde olmadığını anlayabilmek pek zor olmadı.. Keşke şimdi devletlerin "aşısız kişileri korumak için kısıtlamalar getirilmesini" bu nedenle istediklerini düşüyor olsaydık..Yaptıkları şey, aslında "aşısız insanları, aşılı insanlardan korumak", yönünde değil, "sırf aşısız insanlar bu ölümcül aşıları olsunlar" diye bu kısıtlamaların getirildiğini, "PCR testleri ile insanları bıktırarak insanları aşıya zorlamaya çalışmalarından" anlayabiliyorsunuz.. Ve zaten bunu, bizzat kendileri de söylediler,"bizim amacımız da budur." diye.. Yani samimi olduklarını pek sanmıyorum. Her ne kadar ekranlarda "aşılı insanları,aşısız insanlardan korumak" şeklinde verilse de,aslında gerçek bu şekilde olmayabilir.. Bunu devletler de biliyor o ekrana çıkartılan şöhretli hekimler de..
Covid aşılarında,aşılılardaki varyant,vaka ve ölümlerin gizlenen hikayesi ne?
- Covid aşıları,bu aşıları alan insanlarda bulaşıcı özelliği olan bir virüs mü oluşturuyor?
(Aşı sonrası oluşan ve artan çeşitli varyant,vaka ve ölüm oranlarına bakılırsa,bu bilgi gözardı edilemeyecek bir durum olabilir.)
- Virüs oluşturuyorsa ve bulaştırıyorsa,bu nasıl oluyor?
- Aşılardaki ölü virüslere ait meteryaller (parçacıklar,patojenler/spike proteini vb gibi aşı meteryalleri),buna sebep oluyor olabilir mi?
- Yani örneğin bulaştırma, aşılı olan insanların etrafa salgıladıkları ve içinde virüse ait olan/olmayan herhangi bir parçacık,patojen/spike protein vb gibi aşı meteryallerinin olduğu bir salgı nedeniyle olabilir mi? (Bununla ilgili de çok ciddi şüpheler vardı..)
Referans alınan çarpıtılmış,yanıltılcı bilgilerle dolu sözde bilimsel araştırmalar ve sonuçları, insanlığa karşı işlenen kitlesel soykırımdan 1.dereceden sorumludur..
Dünyaca ünlü tanınmış ve kabul edilmiş,referans alınan tıp dergilerinde yayınlanan çarpıtılmış,yanıltıcı bilgilerle dolu sözde bilimsel araştrıma sonuçlarını, aslında dünya genelinde covid döneminde ve aşı sonrası yaşanan trajidilerin,yaralanma ve ölümlerin de 1.dereceden en büyük sorumlusu olarak da görebiliriz..Çünkü, tüm dünya ülkeleri bu sözde araştırma sonuçlarını referans almışlar ve covid hastalarına yanlış tedavilerin verilmesinden,ölümcül covid aşılarının "masummuş gibi" gösterilmesine ve bunların illegal olarak insanlara uygulanmasına ve insanların bu nedenle yaralanmasına,ölmesine ve hatta gelecekte nasıl sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalacaklarının bilinmemesine kadar bir dizi ciddi hukuki sonuçların oluşmasına sebebiyet verilmiştir.. Burada suçlu aranması gerekiyorsa, 1.dereceden en büyük sorumlu olarak, çarpıtılmış,yanıltıcı bilgilerle dolu bu sözde bilimsel araştırma sonuçlarını delil ve kanıt olarak gösterebiliriz..Bu sözde bilimsel araştırmalar ve sonuçları aslında, bilim dışı yanıltıcı bilgilerin (tıbbi hataların) ana kaynağıdır..
Bilim dışı yanıltıcı bilgiler; "sağlıkta malpraktis - tıbbi hatalar"
Daha öncede vurguladığımız gibi sadece ülkemizde değil dünyanın dört bir yanında,"İşte aşı olmadı,korona oldu /koronadan öldü!"diye şeklinde haberler,bilinçli olarak medyaya servis ediliyor..Ve ekranlara özellikle çıkartılan hekimlerin yanıltıcı bilgilerle bu durum daha da körükleniyor. Hem ülkemizde hem de dünyada prof,doçent vb ünvanlı bilim adamlarının kasıtlı/kasıtsız olarak en çok yaptığı şeylerden biri de bu yanıltıcı bilgileridir.. Özellikle de covid-19 ve aşıları konusunda bu sanki kasıtlı yapılıyormuş gibi görülüyor. (Tabii yukarıda da dediğimiz gibi, bunları kendi kafalarına göre yapmıyorlar, çarpıtılmış,yanıltıcı bilgilerle dolu sözde bilimsel araştrıma sonuçlarına dayanarak yapıyorlar..)
Bilim dışı yanıltıcı bilgileri,"malpraktis - yani tıbbi hatalar" olarak da görebiliriz. Çünkü buna benzer tıbbi hatalar,covid öncesinde de dünyadaki tüm sağlık birimlerinde çok yaygındı. "Sadece ABD'de 200 ile 400 bin kişinin tıbbi hatalardan dolayı öldüğüne" dair bilgiler vardı. Bazı ülkeler tıbbi hataları rapor edip,kamuoyu ile paylaşırken, bazı ülkelerdeyse hiçbir şekilde kayıt edilmemekte /sadece çok ciddi olmayan tıbbi hataları, tıbbi hata olarak kayıt edilmekte,asıl önemli ve çok ciddi olan tıbbi hatalar ise maalesef kayıt edilmemektedir..
"Tıbbi hatalar konusunda sağlık birimlerinde en çok yapılan şey ise kasıtlı/kasıtsız olarak yapılan tıbbi hataların yanlış/yanıltıcı bilimsel veri ve bilgilerle rapor edilerek, tıbbi hataların bu şekilde örtbas edilebilmesidir..Bunu, başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere tıbbi hatalar konusunda açılan binlerce hukuki davalardan anlayabiliyoruz.." Bilim dışı yanıltıcı bilgilerden maksatın tıbbi hatalara benzediğini söylemiştik. Bunun açılımını "Bazı bilimsel verileri yanıltıcı şekilde kullanarak, olmayan birşeyi sanki varmış gibi /olan birşeyi ise böyle olmadığı halde sanki böyle olmuş gibi göstererek, bu yolla insanları yanıltmak,aldatmak" şeklinde anlayabiliriz..Maalesef bilim adamları bunu çok yapıyor..Yaparken de,sözde bilimsel araştırmaları ve sonuçlarını kanıt olarak gösterebiliyorlar..İşte, bu sözde bilimsel araştırma sonuçlarının ne kadar tehlikeli olduklarının (yanıltıcı bilgilerle dolu olduğunu gösteren güzel) bir kanıtıdır.. Tıbbi hataların büyük çoğunluğunun dayanağı, hep bu sözde araştırma ve sonuçlarıymış gibi gözüküyor. Tabii tıbbi hatayı yapan işin ehli bir hekim,hemşire değil ise orası ayrı bir mesele, sorun bilimsel araştırma ve sonuçlarından değil de, sağlık çalışanlarından kaynaklanan bir durum olabiliyor.. Ancak bu durum, özellikle de covid ve aşıları ile ilgili çarpıtılarak, yanıltıcı bilgilerle ele alınan sözde bilimsel araştırma ve sonuçlarını etkilemez. Çünkü, bu sözde bilimsel araştırma ve sonuçlarının "yanlış ve yanıltıcı" olduğu, çok açık bir şekilde görülebiliyor.. Bunu covid döneminde ve aşı döneminde artan vaka,varyant ve ölümlerden anlayabiliyoruz.. Kaydedilmeyen ve tahtrif edilen özellikle de aşı sonrası yaralanma ve ölümler de bu işin başka hukuki yanı..
Bu daha çok "Gerçeği olduğu gibi değil de gerçeğin etrafından dolanarak gerçeği dolaylı yollardan anlatmaya çalışılmasına" benziyor.. İşte bilim adamlarının insanlığa oynadıkları tiyatro da buna benziyor. Gerçekleri ve doğruları,olduğu gibi anlatmıyorlar çünkü aslında gerçek,kendi kurgulayıp-anlattıkları o dolaylı yollardan çok daha farklı..Sadece mevcut o sözde bilimsel verileri kullanarak kendi kurguladıkları bilgileri gerçekmiş gibi,böyleymiş gibi insanlara sunmaya çalışıyorlar..Yaptıkları şey sadece bu.. Aslında amaçları belli,(yalanları ortaya çıkmadan aşısız insanların aşılanmasını sağlayarak, kendi bilim dışı yanıltıcı bilgilerinin gerçeğe dönüşmesini sağlamak..) Aslında kimsenin bilmediği ve sadece onların bildiği işin özü şu ; "Ne kadar çok kişi aşılanırsa vaka,varyant ve ölüm sayıları da o kadar çok artar.." Ve bu gerçeği onlar çok iyi biliyorlar ve kamuoyuna bunu hiçbir zaman açıklamadılar çünkü istediklerini elde etmek için buna ihtiyaçları vardı.. Ve gerçekten de bunların istedikleri şimdilerde tek tek gerçekleşmeye başladı. Dünya genelindeki yoğun aşılamalar sonrasında vaka,varyant ve ölüm sayılarında inanılmaz derecede artışlar oluştu ve bu artışlarla beraber aşı kaynaklı varyantlarda söz konusu oldu. Bununla beraber vaka,varyant ve ölüm sayılarına baktığımzda,bu oranların aşı olan bireylerin sayısından bile fazla olduğunu görebiliyoruz.. Çünkü bunun böyle olmasının tek nedeni de,büyük olasılıkla aşılı kişilerin salgıladıkları bulaşıcı spike,diken proteini vb nedeniyle bunlarla yakın temasa geçtikleri için aşısız bireylerin de hastalanması ve ölmesi olarak görülebilmesi olasılığıdır. Tüm dünyada vaka,varyant ve ölüm sayılarının bu denli artmasının tek sebebinin bu olabileceğine dair şüphelere dünyaca ünlü bilimadamları da sahip..
Buradan vardığımız sonuç şu; "Aşısız insanların covide yakalanması /covidden ölmesi, aşısız kişilerin, özellikle de aşılı insanlarla yakın temas içerisinde olmasıdır." diyebiliriz. Hastanelere kaldırılan vakaların ve ölenlerin büyük çoğunluğunun aşılı insanlar olması,bu şüpheyi güçlendiriyor. Buna rağmen,halen bile "suçu,aşısızların üzerine atmaya" devam ediyorlar.Neden böyle yapıyorlar? Gördüğümüz kadarıyla 2 nedeni var gibi gözüküyor.. Bu yanıltıcı bilgiye devam ediyorlar çünkü;
1) Aşılanmamış insanları,aşılamak için bu yanıltıcı bilgiyi sürekli olarak kullanıyorlar..
2) Doğruları söyleselerdi eğer,yalanları ortaya çıkacaktı..
Vaka,varyant ve ölüm sayıları ne kadar doğru?
Aslına bakarsanız hastanelerdeki vaka,varyant ve ölüm sayılarının tam olarak doğru olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü özellikle de mRNA aşılarla ilgili olumsuz gerçekler ortaya çıktıkça, büyük olasilikla hekimler /devletler bu vaka,varyant ve ölüm oranlarınıyla oynuyorlar ve kamuoyuna yanıltııcı bilgi veriyorlar gibi görülüyor. Bunu,şimdiye kadar verilen vaka,varyant ve ölüm oranlarındaki çarpık ve birbirini doğrulamayan istatistik verilerinden anlayabiliriz.. Yani aslında bu verilerin bu şekilde verilmesi, "duruma göre şerbet içme" deyimine benzer şekilde gerçekleşiyor gibi görülüyor.Yani medyaya servs edilen vaka,varyant ve ölüm oranlarının gerçek olduğunu pek söyleyemeyiz.Ama yine de bu şekilde vermeleri bile vaka,varyant ve ölümlerin asıl nedeninin ne olabileceği konusunda bize çok iyi bir fikir verebiliyor..Örneğin.. Sorulması gereken soru şu;
- "Aşı olan insanlarla yakın temasa geçen aşısız kişiler, neden hastalanıyor ve ölüyorlar?" Bu soruyu daha önce sormuştuk.. Bu soruya ne ülkemizde ne de dünyada hiçbir hekim mantıklı bir cevap veremiyor. Sürekli olarak kendilerine verilen talimatlar doğrultusunda hep aynı şeyi söylüyorlar; "Aşısız insanlar aşı olmadıkları için hastalanıyor!" Şimdi de "aşısızlar, aşılılardan virüs kaptıkları için hastalanıyor." diyorlar.. Halbuki işin aslı (perde arkası) öyle değil gibi gözüküyor ve büyük ihtimalle bu gerçeği de bu hekimlerin bunu bildiklerini sanıyoruz. İşin aslı,"aşılı insanlar,oldukları aşılar nedeniyle vücutlarından etrafa salgıladıkları bir çeşit bulaşıcı salgı nedeniyle, aşısız insanlar hastalanıyor ve bu nedenle hayatlarını kaybediyor" gibi görülüyor. Bunu biz değil,aylar öncesinden bu gerçeği haber veren dünyaca ünlü hekimler veriyor.
Daha bunlar gibi çok sayıda kafa karıştıran soruları sorabiliriz. Bu kadar kafa karışıklığının olmasının tek nedeni,ekranlara çıkartılan o seçilmiş şöhretli hekimlerin "covid virüsü ve aşıları" hakkında yeterince bir bilgi birikimine sahip olmadan yaptıkları ve bir dedikleri diğerleriyle uyuşmayan kafa karıştırıcı açıklamalardır. Bu gayet çok belli oluyor ki,bu hekimler dsö,cdc gibi dış kaynaklı sağlık birimleri ve bazı parayla makale hazırlatılan bilimsel tıp dergilerinden aldıkları o sözde bilimsel araştırma sonuçlarını referans alarak, sanki bunlar gerçekmiş ve doğruymuş gibi ana akım medyaya servis ediyorlar.. Tabii bu durum sadece kendi ülkemizle alakalı değil,hemen hemen tüm dünyadaki sağlık birimlerinde de aynı yol izleniyor..Kimi bilerek kimide bilmeden /korktukları,tehtid edildikleri için bu aşı lobisine hizmet ettikleri çok belli oluyor.Neyse,bu tartışılması gereken çok ayrı bir konu..Biz konumuza geri dönelim.
Şimdi bunlardan anladığımız şey şu;
Aşılanmış insanlar, covide yakalanıyor ve başkalarına covid bulaştırıyorsa, bunun sebebi,aşısız insanlar değil, oldukları aşı kaynaklıdır,diyebiliriz. Hani derler ya "görünen köy klavuz istemez!" misali, işte o hesap..Dahası bir de "durup dururken insanlara aşılarla virüs bulaştırmak" da cabası herhalde.. Bakar mısınız dünyadaki covid aşı sonrası gidişata..Ülkemizdeki hekimlerde dahil dünyadaki hemen hemen tüm doktorlar özellikle de virolog ve epidomologlar, "aşıların yeni yeni varyantlara sebep olduğunu" gayet çok iyi biliyorlar. Ama nedense dünyadaki özellikle de devlet kontrolündeki hastanelerde,sağlık birimlerindeki hekimlerin hiçbiri bu gerçeği söyle(ye)miyor.. Normalde aşı sonrası oluşan varyantların bulaşıcılık ve öldürücülük etkisi zayıflar,ünlü virolog ve epidomloglar bunu bu şekilde söylüyorlardı zaten.
Peki covid aşı sonrası varyantların bulaşıcılık etkisi nasıl yüksek oluyor ve bunun sebebi ne olabilir?
Anladığımız kadarıyla Covid aşılarından kaynaklanan bir durum bu..
Covid aşılarının bazılarında covid virüsüne ait bazı meteryaller (parçacıklar,patojenler) olduğu söleniyordu.Bunlar ölü virüse ait meteryaller ve büyük olasılıkla,bu meteryaller, vücutta bir virüs gibi davranıyor /vücut savunması,bunları bir virüs gibi algılılıyor ve meteryale saldırmaya başlıyor. Bu saldırı esnasında,vücut savunmasız kalıyor ve bünye zayıflamaya başlıyor. Aşı sonrası oluşan halsizlik vb gibi etkilerde,bunun nedeni gibi gözüküyor.
Ancak vücut savunması,virüs meteryallerle savaşırken,savunmasız ve zayıf düşen vücuttan, tam olarak algılayamadığımız ve içinde covid virüs meteryaline ait bir salgı üretiyor (gibi gözüküyor) ve bu salgı, özellikle de aşı olmayan (aşılanmamış) insanlar için çok tehlikeli hale geliyor ve aşılanmamış insanlar,bu esnada eğer aşılanmış insanların yanında bulunuyorlarsa, aşılanmamış insanlara da bulaşıyor.
Buna "Aşılanmış bireylerin yanında, aşısız bireylere virüs bulaşması ve hatta ölmesi" haberlerini örnek gösterebiliriz.Bu durum,aşısız insanların önceden virüse sahip olmadığını,aşılanmış insanların yanındayken virüse yakalandığı"gerçeğini bize gösterebilir.. Aşılanmamış insanların,aşılanmış insanlardan daha fazla zarar görmesi,belki bu nedenlerden dolayı olabilir. Ancak aşılanmış insanların,aşısız insanlardan daha fazla zarar görmesi ve hatta ölmeleride gözden kaçan bir durum değildir..Aslında işin aslı şu şekilde olabilir..Şöyle ki.. "İster aşılı olsun isterse aşılı olmasın,her iki taraf için de virüsün zarar verme olasılığı,insanların kendi bünyelerinin buna ne kadar kuvvetli dayanıp-dayanamayacağı ile alakalıdır,diyebiliriz..Aşılanmış insanların bünyeleri kuvvetliyse,büyük olasılıkla bu "vücut savunma mekanızmasının virüs meteryaline karşı başlattığı saldırı esnasında oluşan büyük halsizlik vb gibi yan etkilere (komplikasyonlara) karşı bir direnç gösterecek ve hafif seyirlele atlatacaktır. Bünyesi kuvvetli değilse, büyük olasılıkla ya ciddi yan etkilere sahip olacaktır yada ölecektir. Kaldı ki,dünya genelinde aşı sonrası hayatının kaybeden insanların sayısı maalesef az değildir..Türkiye'de de aşı sonrası ciddi zarar gören ve hatta hayatını kaybeden insanların olduğunu, hemen hergün sosyal medyadan okuyoruz..
"Dünya'daki salgın, aşı kaynaklı bir salgın" gibi gözüküyor. Ve corona (mRNA) aşıları biyolojk bir silahtır..
"Covid (özellikle de mRNA) aşıları yolu ile insanlara, (insanların genetiğinin değişmesine ve kalp krizi geçirme gibi çeşitli ölümcül olabilen rahatsızlılara neden olan genetiği değiştirilmiş, kodlanmış) yeni tür (tasarlanmış) proteinler (spike(başak) proteinleri gibi) enjekte ederek, insanlığın (yarısından fazlasının) genetiğini değiştirdiler, sağlıklarını bozdular ve ölümlerine sebep oldular. Ve tüm bunlar maaalesef gerçekleşti. Ve dahası tüm dünyada "aşı kaynaklı" kalp krizi vakalarının arttığına dair haberler gelmeye başladı. Gerçekten çok korkunç gelişmeler yaşanıyor.. "
Bu, komplo teorisi falan değildir. Gerçekten insanlığın birebir yaşadığı korkunç bir gelişmedir. Halen bunu "mantık dışı,komplo teorisi" olarak gören bazı ahmaklar var. Üstelik bu ahmaklar bunu tv dizilerine bile yansıtmışlar,"aşısızlarla bir virüs gibi mücadele edeceklerini" söyleyecek kadar..Sadece ABD'de aşı sonrası 200 bine yakın insanın öldüğü söyleniyor ve bunu dünyadaki diğer aşı kampanyaları (ile aşılanan insan sayısını (yaklaşık 2 milyar /daha fazla) ile hesaplayın, şimdiye kadar aşı sonrası ölenlerin sayılarında "açıklanan ve gizlenen" ölümleri dahil etiğinizde, tahmini olarak en az 10 milyon (hatta daha fazla yaklaşık 100 milyona yakın) insanın ölmüş olabileceğini hesaplayabilirsiniz. Kayıt altına alınmayan aşı sonrası ölüm oranları , kayıt edilinenlerle birlikte 100 milyona yakın olabilir.. Ve dahası bu ölenler arasında sadece aşılılar değil, aşılıların bulaştırdıkalrı aşısız insanların ölümleri de dahildir..SİZ BU COVİD AŞILARININ MASUM OLDUĞUNU MU SANIYORSUNUZ? Öyle ki dahası, (dünya genelindeki aşı olan insanların saysıına göre yapılan hesaplamalara göre) 3 ile 10 yıl içerisinde 2.1 milyar insanın daha ölebileceği de hesaplanmış. Türkiye'deki aşı sonrası ölümler nasıl gizleniyorsa, dünya genelinde de çok ciddi bir şekilde aşı sonrası ölümler tüm toplumlardan gizleniyor..
Bu ahmaklar nasıl bir tehlike ile karşı karşıya kaldıklarının farkında bile değiller? Bu tehlikenin nasıl bir tehlike olduğunu, bu araştırmada detayları ile açıklamaya çalıştık.. Maalesef bunlar gerçekleşti, covid aşıları ile neredeyse insanlığın yarısının genetiği değiştirildi, sağlıkları tamamen bozuldu (bildirilen ve bildirilmeyen yan etkiler) ve ölenler (bildirilen,bildirilmeyen) oldu ve geri kalan insanlığın tamamını da, insanların genetiğini değiştirme özelliğine sahip bu zehirli covid aşıları ile aşılamaya devam edecekler gibi görülüyor.
Bazı doktorlar, aşı sonrası yaşanan kalp krizlerini corona virüsüne bağlıyorlar. Bu, doğru olabilir,aşı sonrası yaşanan kalp krizleri coronavirüsle yakından ilgili (gibi gözüküyor). Ancak doktorların hesaba katmadıkları ve bilerek/bilmeyerek söyle(ye)medikleri birşey var ki o da,aşı sonrası yaşanan corona virüsün, aşılı insanlarda bulunmasının nedeninin de (yani corona virüsün ana kaynağının) yine o aşıların bizzat kendisinin olmasıdır..Yani corona aşıları özellikle de mRNA aşıları, hem aşıyı olan insanları hem de çevrelerindeki aşısız bireyleri (aşı dökülmesiyle) corona virüse yakalanmasına sebep oluyor,diyebiliriz.." Tabii hepsi bunlar değil..
Corona aşıları, biyolojik bir silah olabilir.. "Aşı kaynaklı bu virüs, doğal corana virüsü gibi gözükmüyor."
Aslına bakarsanız, aşı sonrası yaşanan aşılı-aşısız kişilerin corona virüse yakalandıkları söylenilen virüs, tam olarak bildiğimiz "gerçek corona virüs" değil. Bu virüs dedikleri şey, aşı ile (insan vücudunda) indüklenen (oluşan/oluşturulan) spike(başak) proteininin yanlış işlemesi sonucu, birer zehirli proteine dönüşmesidir. Ki, bu da insan vücudunun savunma mekanizmasının bu zehirli proteinlerle savaşmasının sonucu olarak da,bu zehirli proteinler, kalp ve beyin de dahil vücudun her tarafına yayılmasının getirdiği (kalp krizi geçirmeler, beyin rahatszılıklarına sebep olması vb gibi) olumsuz etkilere sebep olabiliyor. İşte, aslında corona virüs dedikleri şey, bu zehirli başak proteinlerinden başka birşey değil gibi gözüküyor.
Bazı uzmanlar bu zehirli başak proteinine "viral yük" diyor. Bazıları ise bu viral yükü "virüs" olarak değerlendiriyor. Bunun nedeni de büyük ihtimalle "corona virüsün de bir çeşit spike proteinin(/özelliklerin)den oluştuğu" için bu viral yükü "virüs" olarak tanımlamış olabilirler. Büyük olasılıkla hekimlerde buna dayanarak "kalp krizi vakalarının corona virüsle ilgili olduğunu" söylüyor olabilirler..Bu nedenle söyledikleri doğru olabilir ama söyle(ye)medikleri şey de bu virüsün kaynağının ise bu covid aşıları olduğu gerçeğidir ki bu da çok açık bir şekilde görülebiliyor.." Ancak ortada çok kafa karışıklığına sebep olan başka bir şey daha var;
"Bu virüs, doğal corona virüs değil, aşı ile oluşan/oluşturulan yapay bir virüs/viral yük gibi gözüküyor"
Ortada ciddi bir sorun var gibi.. Aşılı-aşısız kişilerde görülen bu virüs (viral yük), aşı sonrası ortaya çıkan "aşı kaynaklı bir (spike) protein"den oluşan bir virüs/viral yük olduğu için, bu virüsün doğal virüs olduğu konusunda ciddi soru işaretleri bulunuyor. Aşı kaynaklı bu virüs/viral yük hiç de doğal bir virüse benzemiyor. Aşı ile ortaya çıkan bu virüs, "yapay virüs/viral yük'ten başka birşey değil" gibi gözüküyor. Bu aşı kaynaklı yapay virüs/viral yük, gerçek doğal corona virüsün özelliklerine benzediği için büyük ihtimalle bu yapay virüsü/viral yükü, corona virüs olarak tanımlamış olabilirler. Bunun başka bir açıklaması olamaz herhalde.
"Eğer, aşı kaynaklı bu yapay virüs/viral yük, "gerçek doğal corona virüs" olarak görülüyorsa (ki öyle gözüküyor gibi), o zaman bu corona aşılarını, "bulaşıcı corana virüs özelliğine uygun" özellikte tasarladıkları anlamına gelir.. Böyle bir durumda, corona (özellikle de mRNA) aşılarının, insan vücudunda "yapay corona virüs üretmeye programladığını" rahatlıkla söyleyebilir ve bu nedenden dolayı, bu corona aşılarını, "insan ırkının ve insanın, insan olma özelliklerini ortadan kaldırılmasını" sağlayan kitle imha silahı "BİYOLOJİK BİR SİLAH" olarak görebilmek de mümkündür, diyebiliriz. Corona aşılarının, biyolojik bir silah olduğunu gösteren en önemli kanıt ise aşı sonrası artan corona virüs vaka,varyant ve ölümlerin olmasıdır.."
Bu artan vaka,varyant ve ölümlere sebep olan corona virüsün kaynağının "dış ortam" olduğunu söyleyenler ya bu konuda hiç birşey bilmiyorlar (ki işin uzmanları için bu olasılık çok düşük,bilmemelerine imkan yok) /bunun aşı kaynaklı olduğunu biliyorlar ama çeşitli baskılardan dolayı söyle(ye)miyorlar /onlar da bu işin içerisinde çıkar çatışmalarından dolayı virüsün kaynağının, "dış ortam" olduğunu söyleyerek insanları yanıltabiliyorlar...
Aşı kaynaklı virüs olduğu nasıl ispat edilebilir? Çok kolay..
" Bu işin uzmanı da olsa dünyada hiç bir hekim, aşı sonrası ortaya çıkan bu virüsün, ana kaynağının "dış ortam" olduğunu gerçekçi bir şekilde İSPAT EDEMEZ. Ama aşı sonrası ortaya çıkan bu virüsün, aşı kaynaklı olduğu, çok basit yöntemler ve lab. testleriyle bile ortaya çıkarılıp-İSPAT EDİLEBİLİR.." (Not 5)
Ama işte bu basit yöntemler ve lab. testleri bile gerçek anlamda yapılmıyor /yaptırılmıyor. Bu basit yöntemler ve lab testleri yapılırken, bağımsız arge araştırmacılarına,uzman hekimlere ihtiyaç olacaktır. Bu, sadece "covid aşı yanlısı" hekimlerin,arge insanlarının yapabileceği bir şey değildir. Aşılılar (aşı olan insanlar) üzerinde yapılan ve dünyaca ünlü bilimsel tıp dergilerinde yayınlanan bilimsel araştırmalara bile gölge düştüğü açık bir şekilde görülebiliyor. Artık onlara güven kalmamıştır. Tüm bunlarla ilgili gelişmeleri bu araştırmada detaylıca irdeledik,okumaya devam edin..
NOT : "Aşı sonrası oluşan bu zehirli proteinlerin yanlış işlemesinden dolayı sadece insandan insana değil, insandan hayvana da bulaşabilen bir özelliğe de sahiptir. (Hayvanlarda yapılan testlerde havanlarında koronaya yakalandıkları ve bu coronanın "insandan hayvana geçtiği" ortaya çıkmıştı.) Tabii bu zehirli proteinler, sadece bulaşıcı özelliğe sahip değil, ayrıca insanlarda anında ve/veya daha sonraki zamanlarda oluşabilecek kalp krizleri geçirmesinden tutun,çeşitli kalıcı olan ve olmayan hastalıklara da sebep olan bir özelliğe sahip olabildiği de bildiriliyor."
Covid (ve aşı) senaryosu nasıl gelişti?
-------------------------------------
-Sahte virüs ve buna bağlı olarak sahte vakalar,ölümler ürettiler.
-Sahte pandemi(salgın) ilan ettiler.
-İnsan genetiğini değiştiren ve bulaşıcı gerçek virüs(viral yük) oluşturan aşılar ürettiler.
-İnsanları bu zehirli ve bulaşıcı covid aşıları ile aşılamaya başladılar.
-Aşılıları kullanarak, aşısızlara da virüs(viral yük) bulaştırdılar.
-Aşılı-aşısız (aşı kaynaklı) vaka,varyant ve ölümler artınca, suçu aşısızların üzerine attılar.
-Tüm insanlık aşılanana kadar bunların hepsini bu şekilde kullanmaya devam ettiler ve halen de devam ediyorlar.
-Ve işte sonuç : Genetiği değiştirilmiş, sağlıkları bozulmuş ve nüfusu azaltılmış (öldürülmüş) insan ırkı..
Hiç düşündünüz mü? WHO (DSÖ),CDC gibi dünyaca ünlü sağlık kuruluşları ile birlikte ana akım medyaya özellikle çıkartılan "aşı yanlısı" o seçilmiş hekimlerin ikide bir,insanların aklı ile alay edercesine;
- Covid aşısı olsanız bile başkalarına bulaştırabilirsiniz.
- Aşılılarda, 251 kat virüs olduğu tespit edilmiş.
- Aşılılar, aşısızlara virüs bulaştırıyor ve onların hastalanmasına ve hatta ölmesine sebep oluyor.
- Aşısızlar, aşı olmadığı için aşılılardan virüs kapıyor ve hastalanıyor hatta ölebiliyor.
- Vs vs Vzzzz Vzzzz
..diye bunları neden söylediklerini (hiç düşündünüz mü)? Tabii ki "herkes aşılansın, aşısızlar da aşılansın" diye bir algı yürütüyorlar. Bunu zaten biliyorsunuz. Ve bu anlatımları yapaken bizlere "aşı gerçeklerini" tam olarak anlatmadıklarını da biliyorsunuz. Bizlere sadece olmuş olayları, basit anlatımlarla korku vermek amacıyla dolambaçlı yollardan sanki aşısızlar bunlardan 1.derece sorumluymuş gibi bir algı yürüterek bunları anlatıyorlar ve o anlattıkları olmuş olayların asıl perde arkasında neler yaşandığını ise hiç anlatmıyorlar,bunları saklıyorlar,gizliyorlar..
Aslında bunları yaparak "insanların aklıyla resmen alay da ediyorlar." Çünkü,dünyaca ünlü o sağlık kuruluşları ile ana akım medyadaki o seçilmiş hekimler, bu cümleleri bilinçli olarak söylüyorlar ve aşıların kendisi, aşılılar ve aşısızlar ile ilgili söyledikleri bu cümlelerin hiçbiri yukarıda da söylediğimiz gibi tam olarak doğru değil, tamamen yanıltıcı bilgilerden oluşan cümleler. Ekranlarda ve sosyal medyada söylemedikleri,gizlemiş oldukları "aşı gerçekleri" vardır ki onları söylemiyorlar. Daha doğrusu üstelik bu aşı gerçeklerine de karşı çıkıyorlar "saçmalık,komplo teorisi" diye itiraz ediyorlar, bilimsel geçerliliği şüpheli olan bazı bilgileri, sanki "bilimsel olarak kanıtlanmış" gibi sunarak, kendi kurguladıkları (/güvenirliliği şüpheli olan o dünyaca ünlü sağlık birimlerinden /yine güvenirliliği şüphelli olan bazı araştırma verilerini kullanarak) senaryolarını desteklemeye ve böyle yaparak da insanları yanıltmaya,kandırmaya çalışıyorlar..
Nedir bu gizlenen aşı gerçekleri?
1) Aşı dökülmesi (Daha çok insanı aşılamak için aşı dökülmesini fütursuzca kullandılar ve halen de kullanmaya devam ediyorlar ; Aşı dökülmesi ile aşısız bireylerin hastalanması ve ölmesini sağladılar.)
2) Aşı sonrası ölümler,yaralanmalar (Hem aşılılarda hem de "aşı dökülmesi ile" aşısızlarda ölüm ve yaralanmalarda artış..Özellikle de aşılılardaki artan kalp krizi vakaları buna örnektir..)
3) Aşı sonrası gelecekte oluşabilecek olası kalıcı rahatsızlıklar (Kalp,beyin,kısırlık,otoimmun vb gibi soydan soya geçebilecek kalıcı rahatsızlıklar)
4) İnsan genetiğinin değiştirilmesi (Gelecekte oluşabilecek rahatsızlıklarla bağlantılı ciddi bir sorun..)
"Aşı dökülmesinde, "canlı virüs"e kafayı takmış yanıltıcı bilim.."
"Sanki aşı dökülmesine sadece aşılardaki "canlı virüsler" sebep oluyormuş gibi insanlara bu şekilde bir algı operasyonu yapılıyor ve insanlar yanlış yönlendiriliyorlar.."
Algı operasyonu,yanıltıcı bilgi : "Covid aşıları viral dökülmeye sebep olmaz,çünkü bu aşılarda canlı virüs yoktur!" Bir hekime "Covid aşıları, aşı dökülmesine sebep olur mu?" diye sorduğunuzda, doğal olarak size bu yukarıdaki cevabı verecektir. Zaten sosyal medyada ve ana akım medyada da aynı ifadeler, sürekli olarak yanıltıcı bir şekilde dönüp-duruyor. Ya bu hekimler gerçekten çok cahil,hiçbir şey bilmiyorlar (ki bu olasılık çok düşük) / aslında gerçeği biliyorlar ama (sanki hiç birşey bilmiyorlarmış gibi "okumuş cahil" numarasına yatmaya çalışıyorlar ve) insanları "Covid aşıları, aşı dökülmesine sebep olmaz!" diye sanki covid aşıları hakkında çok deneyimlilermiş gibi "yanıltıcı bilgiler" ile insanları yanıltmaya ve kandırmaya devam ediyorlar.. Onlar işin gerçeğini anlatmasalar da,işin özünü,gerçeğini biz elimizden geldiğince kısaca anlatmaya çalışalım..
NOT: Bu anlatım, kafamızdan attığımız bir anlatım değil, covid aşılarının özellikle de mRNA aşılarının "viral dökülme"ye sebep olduğuna dair yazılıp-çizilen bilimsel veriler olan/olmayan bilgilere bakıp-değerlendirerek, yapılan bir anlatımdır..Eksik /yanlışlıklar olabilir ama tam olmasa da aşağı yukarı bu şekilde diyebiliriz,gerçeğini ise araştırmamızda verdiğimiz bilgileri aşağıdaki bölümlerde okuyabilirsiniz..)
Covid aşılarının,viral dökülmeye sebep olması.. (Basit anlatım)
"Aşılıların, aşısızlara virüs bulaştırması" yani "aşısızların, aşılılardan virüs kapması" ve hatta "aşısızların,diğer aşısızlara virüs bulaştırması"nın tek bir nedeni vardır, o da "aşı kaynaklı bir viral yükün (/virüsün), aşılılar yoluyla aşısızlara bulaştırılmasıdır.."
Aşı kaynaklı viral yük (/virüs), aşının kendisinin, aşıyı olan insanda "aşı dökülmesi" dediğimiz "viral dökülme"ye sebep olan sağlık sorununun (aşılıların vücudunda) oluşturmasıdır ki bu viral yükler çeşitli solunum yollarıyla dışarı atılmaya çalışılır (ki buna da "aşı dökülmesi" denir). Aşı ile indüklenen (ortaya çıkarılan) bu viral yükler, aşının etkisiyle (aşıyı olan insanın vücudunda) çoğalmaya başlayan zehirli proteinlerin (spike"başak" proteini gibi) fazlalığından başka birşey gözükmüyor gibi. (Proteinlerle birlikte antikorlarında oluştuğu ve arttığı da söyleniyor ancak bu artan antikorlardan kasıt proteinler mi yoksa başka birşey mi orası pek bilinmediği gibi artan antikorların da insana zarar verdiği de söyleniyor..) Yani, bu viral yük denilen şey, aslında insan vücudunda (aşının etkisiyle) yanlış işlemesinden dolayı "zehirli bir (spike-başak) proteinine" dönüşmesinden başka birşey değil.. Ayrıca bu zehirli proteinler /viral yükler, sadece aşılı insanlara değil, aşı dökülmesi ile aşısız insanlara hatta diğer canlı varlıklara (hayvanlara)da zarar verebilecek son derece çok tehlikeli bulaşıcı bir özelliğe de sahiptir.. Bu nedenle onlara "viral yükler" deniyor ama bazı hekimlerse buna "bulaşıcı virüs" diyor.
Aşı ile oluşan/oluşturulan antikor ve/veya proteinlerin viral yüke (virüse) dönüşmesi.. (Basit anlatım)
NOT : "Bazı uzmanlar, aşı kaynaklı oluşan spike proteinlerinin hücre zarlarına girmeme özelliğinde tasarlandığını bazıları ise zarar vermek için organlara girdiğini dile getiriyor. Biz,(eğer yanlış anlamadıysak), bu "zehirli proteinlerin, hücrelere/organlara girdiği" şeklinde anladığımız için, bu açıdan bakarak aşı kaynaklı viral yükün nasıl bulaş sağladığını aşağı yukarı anlatmaya çalıştık. Aslında ACE2 resöpterine bağlandığı ve bu nedenle sorun oluştuğuda söyleniyor.. Tabii, bizimki sadece basit ve anlaşılabilir bir anlatım,bunlarda da eksiklikler,yanlışlıklar olabilir..Tabii en doğrusunu kaynağında okuyabilirsiniz.. Burada sadece örnek vermek istedik. Ama nasıl olursa olsun, bu covid (özellikel de mRNA) aşılarının, bir şekilde bulaşıcı özelliğe sahip olduğunu anlayabiliyoruz.. Bizim burada anlatacağımız anlatım,olasılıktan ibaret.."
"Aşı ile insan vücudunda oluşan/oluşturulan ve çoğalmaya başlayan bu (spike) proteinler, vücudun hücrelerine (ve/veya diğer tüm organlarına) destekleyici takviye şeklinde giderek yerleşirler. Ancak aşı ile indüklenen bu proteinlerin çoğalması (durdurulamadığı için) sürekli (çoğalmaya) devam eder ve vücudun ihtiyacından fazla çoğalırlar ve bu çoğalma hiç durmaksızın devam edince, vücut (hücreler/organlar) artık bu çoğalan protein fazlalıklarını alamamaya başlar. Vücudun ihtiyacından fazla çoğaldıkları için hücrelere/organlara giremezler ve böylece dışarıda kalırlar (ve kalp ve beyin de dahil vücudun her tarafına dağılmaya başlarlar.) Dışarıda kalınca, vücudun savunma mekanizması devreye girer ve bunları "başıboş dolaşan yabancı düşmanlar (bir çeşit virüs)" olarak tanımlar ve onlara baskı yapıp-onları yok etmeye (saldırmaya) çalışır. (Bu, proteinlerin zehirli bir proteine dönüşmesi anlamına da gelir ki,bu proteinlerin zehirli proteinlere dönüşümü "aşının kendi özelliğinden (aşı kaynaklı) mi,yoksa vücuttaki savaştan sonra mı olduğunu pek anlayamadık..) Bu yok etme esnasında aşı olan insanda çeşitli halsizlikler,terlemeler,titremeler vs oluşur. Vücut içerisinde ciddi bir savaş başlamış ve aşılı kişide bu savaşın olumsuz etkileri oluşmaya başlamıştır.
Bu baskı(saldırı)dan kaçıp,saklanacakları yer aramaya başlayan zehirli protein fazlalıkları, artık kaçacak,saklanacak yer bulamadıkları için en son sınır uç merkezlerine (deriye,solunum yollarına vb) giderler. Buradan kurtulabilmelerinin tek yolu da, aşıyı olan insanın "konuşması,ter dökmesi,solunum alıp-vermesi(nefes)" vb gibi deri ve solunum yollarını kullanması ile mümkündür. Aşılı kişi, konuşurken etrafa görülmez tükürük parçaları saçar; nefes (alıp-)verirken içerideki karbondioksitli havayı dışarı atar; ter dökerken vücudun artık sıvısını ter şeklinde dışarı atar.. Bunlar gerçekleşirken buralara (tükürük parçaları,nesef,ter) yerleşen zehirli proteinlerde, bunlarla birlikte dışarı atılır ve etrafa saçılırlar. Artık dışarı ile temasa geçtikleri için bunlar "bulaşıcı özelliği" olan birer "viral yük/virüs" haline dönüşürler ve dışarıdaki diğer canlı varlıklar için son derece tehlikeli bir özelliğe sahip olurlar.."
İşte aşısız bireylerin, aşılı bireylerden bu viral yükleri alarak hastalanması ve hatta ölmelerinin tek nedeni de budur;(Aşı dökülmesi)(Anlatım tam doğru olmasa da,aşağı yukarı bu şekildedir,diyebiliriz.) ;Dolaylı anlatımla yapılan bilimsel araştırmalarda, "aşılıların burunlarında ortaya çıkan çok sayıda virüsün (viral yükün) olmasının" sebebi de budur ama bunu dolaylı yollardan anlattıkları için, sanki bu viral yükler başka yerlerden (özellikle de aşısızlardan) gelmiş gibi bir algı yürütüldüğü görülüyor..
Şimdi siz sanıyor musunuz ki, bu virüs "doğal bir virüstür"! Hayır,bu virüs "doğal bir virüs değildir." "Aşı kaynaklı bir virüstür" daha doğrusu, "Aşı kaynaklı bir viral yüktür." Bu viral yük, viral yüke dönüşmeden önce, (yukarıda da anlattığımız gibi) insan vücudunda aşı ile indüklenen (oluşan/oluşturulan) zehirli proteinler (spike"başak" proteini gibi proteinler)den oluşur. Ki özellikle de spike proteinleri sadece (dış temasa geçtiğinde) bulaşıcı bir viral yüke dönüşmüyor, ayrıca insan genetiğini değişmesine çok önemli bir etkiyi de yaptığı biliniyor. Ayrıca spike proteinleri, aşı sonrası yaşanan ölümler de dahil kalp krizleri vb gibi yaşanan sağlık sorunlarından ve ileriki dönemlerde yaşanabilecek kısırlık,oto-immün ve nörodejeneratif hastalıklar vb gibi kalıcı sağlık sorunlarından da ciddi anlamda sorumlu olduğu da bilinen başka bir gerçek..
SONUÇ : "Dünya'daki salgın, aşı kaynaklı bir salgın" gibi gözüküyor"
Daha bitmedi..Bir senaryoya göre;
Aslında dünyada, "covid salgını" diye gerçek anlamda gerçek bir salgın yok(tu). En azından ölümcül covid aşılarının insanlara enjekte edilene kadar.. Bunun böyle olmuş olabileceğine dair çok ciddi (virüsün izole edilmediğine yani olmadığına dair) kanıtlar var. (NOT 2) Ne zaman bu lanet aşıları insanlara enjekte etmeye başladılar, işte o saatten itibaren de gerçek salgının oluşmasını sağlamış oldular. (Salgın yayılımı teorisinde farklı iki olasılık da var : NOT 6) Bu salgın için insanları birer deney faresi gibi kullandılar. Hem aşıyı olan insanları aşılarla zehirlediler hem de bu aşılı bireyleri kullanarak, aşısız bireylere de bu zehirden birer parça bulaştırmalarına sebep oldular. İşte böylece, "aşı kaynaklı bir salgını" etrafa bu şekilde yaydırdılar ve olmayan bir salgını, gerçek bir salgına dönüştürdüler. Bu nedenle dünya'daki covid-19 salgının, aşı kaynaklı bir salgın olabileceğine dair kesin bir fikir yürütülebilir.
Bu araştırma, biraz da dünyadaki covid-19 salgınının aslında "aşı kaynaklı bir salgın" olabileceğini bilgi ve belgelerle ispat etmek için hazırlanılmıştır. Şu an dünyada bulunan salgın, Wuhan kaynaklı salgın değil, aşı kaynaklı bir salgın gibi gözüküyor." (NOT 1) Daha detaylısına geçmeden önce, daha basit bir şekilde anlatarak, bu aşı kaynaklı salgın yayılımının kısa bir mantığını izah edelim. Çocuğa anlatır gibi anlatmaya çalışalım, bakalım anlayabilecek misiniz?
Biraz mantık yürütelim;
------------------
- Aşı sonrası giderek artan vaka,varyant ve ölümlere baktığınızda..(SEBEP)
- Dünya'da "2 tür salgının" var olduğunu anlayabiliyorsunuz..(SONUÇ) "Nasıl yani?"
1) Biri Çin'in Wuhan şehrinden çıkttığı iddia edilen "Wuhan salgını" (sahte salgın);
2) Diğeri ise bu (sahte) salgın bahane edilerek yapılan ve insanlara enjekte edilmeye başlanan "aşı kaynaklı salgın"dır.. (gerçek salgın) * Buna "kitle imha silahı (biyolojik silah aşılarla yapılan) biyolojik salgın"da denebilir.
Aşı öncesindeki salgının sahte olduğunu, sadece "güvenirliliği olmayan PCR testleriyle sahte covid hastaları ve sahte covid ölümleri türetilmiş olmasına" bakarak bile kolayca anlayabilirsiniz. Kaldı ki daha anlatılmayan, gizlenen o kadar çok şey var ki, aşı öncesindeki salgın hakkında.. (NOT 2) İşte o yüzden;
"Şu an dünyadaki salgın, Wuhan kaynaklı salgın değil, aşı kaynaklı salgındır."
Aşısız insanlardaki virüsün kaynağı da aşının kendisidir. Bunun aksini kimse ispat edemez. Eğer (ispat değil,bunu hiçbir zaman yapamazlar ama),aksi durum ortaya konursa, o zaman aşısız insanlardaki virüsün kaynağının "Wuhan" olduğu öngörülebilir. Bu da sadece bir öngörüden öteye gitmez çünkü virüsün, Wuhan kaynaklı olduğu dahi çok şüphelidir.
Peki ya aşılı insanlardaki virüsün kaynağı?
Aşılı insanlardaki virüsün kaynağı hiçbir zaman "Wuhan" olarak ispat edilemez. Çünkü, bunu çok basit bir örnekleme ile anlatalım..
---------------------------------
- "2 tane sağlıklı bir birey düşünün.. Bunlar ayrı ayrı yerlerde yaşıyorlar ve bu sağlıklı bireylerin dışarı ile hiç temasları yok. Kendilerine gelen ziyaret falan da yok, kimseyle görüşmüyorlar ve dışarı da çıkmıyorlar.
a) Bu sağlıklı bireylerden biri aşıyı oluyor, diğeri olmuyor. Aşılı bireyin vücuduna, aşının etkisiyle viral yük yükleniyor. Vücudun savunma mekanizması, bu dış kaynaklı viral yükle mücadele etmeye başlıyor. (NOT 3) Aşılı birey, (büyük ihitmalle) bünyesi kuvvetsiz olduğu için hastalanıyor ve ölüyor. Aşısız bireyde ise hiç birşey yok. Çünkü o, aşı olmamıştı.
b) Eğer aşılı bireyin bünyesi kuvvetli olsaydı, büyük olasılıkla aşılı birey, aşı kaynaklı bu viral yüke dayanıklı ve sağlıklı görünüyor olacaktı. Ancak viral yükün bulaşıcı özelliği olduğu için bu aşılı birey, aşısız bireyler için çok tehlikeli bir konuma gelmiş oluyor. Aşılı birey, bu viral yükü dış ortama (ter,nefes gibi yollarla) salgılayarak "aşı dökülmesi" yaymaya başlayacaktı.(NOT 4)
Böyle bir durumda, bir örnekleme daha verelim;
"DAHA YENİ AŞI OLMUŞ AŞILI BİREYİN ZİYARETİ, AŞISIZ BİREYİN ÖLÜMÜNE SABEP OLDU AMA HİÇKİMSE BUNU ANLAMADI"
c) "Aşı olan ve olmayan bu iki bireyin 2 ayrı dairede oturduklarını ve komşu olduklarını varsayalım. Her ikisi de bekar,evli değiller. Aşılı bireyin (aşıyı olduktan sonra) vücudunun savunma mekanizması, bu viral yüklerle savaşırken ve dış ortama da bu viral yükleri salgılarken, aşılı bireyin canı birden kahve çekmiştir. :() Aa o da ne? Evde kahve kalmamış! "Ne yapsam acaba?" derken, aklına aşı olmayan komşusu gelir. Hemen komşusunun yanına gider, komşusunu görünce, sanki çook uzun yıllardır görüşmüyorlarmış gibi tokalaşmaya, birbirlerine sarılmaya, öpüşüp-koklaşmaya başlarlar.. Sonra "ya komşu, kahvem bitmiş, bana biraz kahve verir misin?" der. Tabii hem yakın temaslı selamlaşma faslında hem de konuşurken etrafa gözle görülmeyen tükrük parçacıklarını da saçar. Aşısız birey de, "Aa ne demek komşu, hatta buyur içeri gir beraber içelim, sohbet falan ederiz." der. Aşılı birey de "Hay hay,seni mi kırıcaz komşu!" der ve içeri girerler, kahveler hazırlanır, sonra bir koltuğa oturup sohbet etmeye ve kahvelerini içmeye başlarlar..
Aşılı birey, aşısız komşusuna "Yav komşu bak, şimdi sen aşı olmadın dimi ama bak seni uyarıyom, coronaya moronaya yakalanırsan sonra çok kötü olur, görüyorsun işte sedyede insanlar ölüyor, yoğun bakımdaki hastaların hallerine bak nasıl da can çekişiyolar, televizyonlarda koca koca profesörler "aşı olun" diye bas bas bağırıyorlar, boşuna bağırmıyorlar komşu bak sonra demedi deme sakın, sen bir an önce aşını ol komşu!" der. Der ama konuşurken yine sağa sola etrafa gözle görülmeyen o tükürük parçacıklarını da saçar. O gözle görülmeyen tükürük parçacıkları, aşısız bireyin ağzına,yüzüne ve hatta içtiği kahvesinin içine bile sıçrar. Aşısız birey, hiç birşeyin farkında olmadan kahvesini yudumlar ve "Ohh mis gibi kahve, iyiki geldin komşu!" der. Ve komşusu aşılı birey, izin ister, dairesine gider..
Aşısız birey, komşusu aşılı bireyi gönderdikten kısa bir süre sonra, kendisinde halsizlik başlar ve ateşi çıkar, hastaneye gider ve korona olduğu ortaya çıkar, "Allah Allah bu nasıl oluyor ya, ben dışarı hiç çıkmam, komşumda aşı olmuştu, nerden geldi bu meret!" diye düşünür ancak durumu daha sonra iyice ciddileşir ve sonra da ölür. Komşusu aşılı birey ise aşısız bireyin cenazesine gelir ve der ki kendi kendine ; "Yav komşu, ben sana demedim mi aşı ol diye, bak bütün millet aşı oluyor, bilim adamları bas bas bağırıyor "aşı olun, aşı olun, aşı sizi korur!" diye, yazık ettin kendine. Allahtan öldün be komşu, ya ölmeseydin sonra virüsü başkalarına bulaştıracaktın, sonra da onlara zarar verecektin, kim bilir kan can yakacaktın!"
SONUÇ : "Aşısız birey, kim vurduya gitti.." Aşı kaynaklı salgın yayılımının açılımı,mantığı işte bu kadar basittir.. "Aşısızlar, salgını yayıyor!" yalanı tutmayınca, "Aşılılar, aşısızlara virüs bulaştırıyor!" gerçeği söylenmeye başlandı ancak o da dolambaçlı yollardan sanki aşısızlar bundan 1.derece sorumluymuş gibi anlatılarak yapılıyor. Tabii yukarıdaki bu gerçeği yine anlamak istemeyeceklerdir. Bunu gerçekten anlamak isteyen dürüst insanlar, anlayabilir. Anlamayana zaten "anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna bile az!" misali gibi bir durum söz konusudur, diyebiliriz..
Dolayısıyla, eğer bu konuda illa da gerçek kanıt isteniliyorsa ve gerçek kanıtlardan yola çıkarsak;
Aşısız bireylerdeki virüsün/viral yükün ana kaynağının, "Wuhan" olduğu öngörülebilir. Ama aşılı bireylerdeki virüs/viral yükün ana kaynağının "Wuhan" olduğunu hiç kimse iddia ve ispat edemez. Şu an dünyada yaşanılan salgının ana kaynağı, aşının kendisi ve bu nedenle "salgının, aşı kaynaklı bir salgın olabileceğini söyleyebiliriz.." Bu nedenle aşılı ve aşısız bireylerdeki virüs/viral yükün ana kaynağının da aşı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz..
Bunlar, çok basit bir şekilde yukarıdaki örnekleme ile kolaylıkla tespit edilebilir ama bunun için görevlerini layıkıyla yerine getiren konusunda uzman DÜRÜST araştırmacılara, uzman hekimlere ihtiyaç var.. Tüm bunlar ispat edilebilir gerçeklerdir. "İspat edilemez" diye birşey yok.. (NOT 5)
"Virüsün kaynağı, covid aşısının kendisi" gibi gözüküyor.
Hem yukarıda hem de aşağıda uzunca irdelediğimiz ve Bölümlerde yayınladığımız bilgi,belge,haber vbden oluşan kaynak bilgilerden de anlaşılacağı gibi salgının (virüsün) asıl kaynağının "covid aşısı" olabileceğini gösteren 2 (iki) büyük etken söz konusudur;
1) Aşı olanların etraflarına viral yük (virüs) dökmesiyle olumsuz etkilenen aşısız bireylerin olmasıdır. Bunu anlatan en güzel örnekte;
2) Dünya çapında artan vaka,varyant ve ölümlerde neredeyse aşılılarla birlikte başabaş giden aşısızların olmasıdır.
Peki,bu 2 etken "covid aşısı"nın virüsün kaynağı olduğunu gösterir mi?
Evet,gösterir. Neden? Çünkü dünyada covid özellikle de mRNA aşıları ile ilgili tereddütleri olan çok sayıda tanınmış bilimadamları, bu aşıyı olan insanların vücudunda (aşı kaynaklı) oluşan "spike (başak) protein"in, virüsü taklit ederek aşılı insanın vücudunda bazı olumsuz reaksiyonlara neden olabileceğini ve bu olumsuz reaksiyonlar nedeniyle aşılı kişinin anında /daha sonra ölümde dahil çeşitli kalıcı hastalıklara yakalanmasının ve "viral dökülme" nedeniyle de aşısız insanlara da bu zararlı proteini bulaştırabileceklerinin" söz konusu olabileceği üzerinde duruyorlar. Ayrıca bilimadamları, bu olumsuz reaksiyonlardan dolayı,aşılı insanların dışarıdan gelebilecek en küçük virüslere (enfeksiyon,örneğin gribal bir enfeksiyona) dahi daha duyarlı hale gelebileceğini de belirtiyorlar. (Bu bilgileri 2.bölümde çokça kaynaklı olarak ekledik,hepsini okuyabilirsiniz.)
Olasılıklar..
Ancak bu zararlı proteinin hem aşıyı olan insana hem de bu aşılının etrafındaki aşısız kişilere zarar vermek için "virüsü taklit etmeye başlamasının zamanı" konusunda biraz kafa karışıklığı bulunuyor. Bu "virüsü taklit etmeye başlama zamanı" olarak 2 olasılıktan bahsedilebilir. Aşı sonrası aşı kaynaklı oluşabilecek olumsuz reaksiyonların hareket ve yayılma hızı, aşılı insanların kendi vücut doğal savunma sistemlerinin (bünyelerinin) ne kadar kuvvetli (yani olumsuz reaksiyonlara ne kadar direnç gösterebilecek seviye de) olup-olmadığına bağlı olarak "hızlı ve yavaş reaksiyon seyretmesi" şeklinde ele alınabilir. (Bu kanıtlanmış bir veri değil, bir olasılık) Bu durum bize, aşı sonrası oluşan olumsuz reaksiyonların hızlarının, neden bazılarında anında, bazılarında daha sonra seyrettiğini (ortaya çıktığını) çok açık bir şekilde açıklayabilir. Hızlı ve yavaş olumsuz reaksiyonların "insanı olumsuz etkileyebilecek şekilde" ortaya çıkış zamanları, insanın (aşıyla alakalı olmayan) kendi doğal savunma sisteminin buna ne kadar direnç göstermesi ile alakalı olarak "anında, daha sonra ve dışarıdan gelen başka bir virüs" belirteçleri ile kendini belli edebilir. Bu 3 ortaya çıkış belirteçlerini şu şekilde düşünebiliriz;
A) Anında ortaya çıkabilen olumsuz reaksiyonların nedeni büyük olasılıkla aşılının kendi vücut doğal savunma sisteminin çok zayıf olmasından kaynaklanıyor olabilir. Burada reaksiyon hızı, hızlı seyrediyor olabilir.. (Olasılık)
B) Daha sonra ve dışarıdan gelebilecek başka bir virüs ile ortaya çıkabilecek olumsuz reaksiyonların nedeni ise burada tam tersi, aşılının kendi vücut doğal savunma sisteminin çok güçlü olmasıdır. Burada reaksiyon hızı ise ilk başlarda yavaş seyrederken, (daha sonra ise yavaş seyreden olumsuz reaksiyonların oluşturduğu herhangi bir sağlık probleminin vücutta (enfeksiyon) oluşan (1.tetikleyici) ile veya dışarıdan gelen başka bir virüsün (enfeksiyonun) etkisi ile oluşan (2.tetikleyici)" tetikleyici değişiklikler nedeniyle) daha sonra hızlı seyrettiğini düşünebiliriz. (Olasılık)
1) Daha sonra ortaya çıkabilen olumsuz reaksiyonlar; Aşılıların bünyelerinin (vücudun kendi doğal savunma sistemlerinin) kuvvetli olması, ilk dozlarda alınan aşının olumsuz reaksiyonlarına karşı bir savunma duvarı görmüş olabilir. Yani burada aşıyı olan insanları koruyan zehirli aşının kendisi değil, kişinin kendi doğal savunma mekanizmasıdır.. Ancak zehirli spike proteinin vücutta ve organlarda kalıcı olarak kalması nedeniyle ileriki zamanlarda nasıl sonuçlar çıkarabilir, bu tam olarak bilinemiyor. Diğer dozların devam etmesi durumunda ise vücudun kendi doğal savunma sisteminin artık virüs gibi davranan bu zehirli proteine karşı güçlü bir savunma gösterebilmesi neredeyse imkansız gibi olabilir. Bunun nedeni de, zaten ilk dozlarda alınan aşının etkisiyle oluşan zehirli spike proteinin olumsuz reaksiyonları nedeniyle, proteinin sürekli olarak kendini kopyalaması ve tüm organları istila etmesi ve sürekli olarak hiç durmadan antikor üretimini sağlamasının etkisiyle, vücudun kendi doğal savunma sisteminin hiç durmadan bu zehirli proteinle savaşması ve hızla çoğalan antikorlar nedeniyle de savunma sisteminin allak bullak olması olasılığıdır.. Diğer aşı dozlarının alımında, olabilecekleri artık siz düşünün..
2) Anında ve dışarıdan gelebilecek başka bir virüsle ortaya çıkabilen olumsuz reaksiyonlar, yukarıda "daha sonra ortaya çıkabilecek olumsuz reaksiyonlar"da anlattığımız süreçle aynıdır.
"Dışarıdan gelebilecek başka bir virüsün olması, aşılıdaki virüsün kaynağının "dış kaynaklı" olduğunu göstermez. Bu durumda dışarıdan gelen bir virüs, burada sadece aşı kaynaklı olumsuz reaksiyonların hızlanmasını sağlayan tetikleyici bir görev üstlenir."
Aşı sonrası ortaya çıkan olumsuz reaksiyonlardan dolayı vücut, dışarıdan gelebilecek en küçük virüslere (enfeksiyon,örneğin gribal bir enfeksiyona) dahi daha duyarlı hale gelir ve vücudun kendi doğal savunma sistemi, dışarıdan gelen başka bir virüsle karşılaştığında büyük olasılıkla bu sefer (eğer virüs,farklı bir virüs ise) 2 farklı virüsle mücadele etmek zorunda kalacaktır. Bir yandan sürekli kendini kopyalayan ve tüm organları istila eden milyarlarca zehirli spike proteini ile mücadele edecek, öte yandan da başka bir virüs enfeksiyon ordusu ile mücadele edecek. Bir de bunlara sürekli hiç durmadan çoğalan antikorları da ekleyin, vücut savunma sisteminin tamamen allak bullak olması kaçınılmaz olamaz mı?
Sonuç olarak; Bu yukarıda bilimadamları tarafından veilen bilimsel veriler ve öngörülen olasılıklar ile birlikte bunları doğrulayıcı dünya çapında "özellikle de artan vaka,varyant ve ölümlerin aşı sonrası gelişmesi" ile devam eden salgının (virüsün) asıl kaynağının "covid aşısı" olma ihtimalinin yüksek olabildiği çok net bir şekilde anlaşılabiliyor. Ve bunu gösterebilecek (2.bölümde) yeterli sayıda bilgi,belge de vardır. Sadece aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümler bile bunun için yeterlidir,diyebiliriz..
* "Covid (mRNA) aşıları, aşı dökülmesine sebep olmaz!" yalanının çökmesi..
"Covid (özellikle de mRNA) aşıları, aşı dökülmesine sebep olmaz!" diyenler, dünyanın en büyük yalancılarıdır. Aşılı insanların, aşısız insanları nasıl hasta ettiklerini ve onların ölümlerine sebep olduklarını bildikleri, gördükleri /duydukları halde, bu yalanı halen bile sürdürebilmeleri hayret vericidir. Ve bu yalanlarını desteklemek amacıyla başka yalanlarla örneğin "aşılılar, virüsü başka yerlerden kapıyor!" yalanı ile desteklemeye çalışıyorlar. Halbu ki, "aşılılardaki virüs/viral yük, tamamen aşı kaynaklıdır" ve bunu onlar çok iyi biliyorlar ve kimse öğrenmemesi için bu gerçekleri işte bu şekilde üzerini kapatmaya,saklamaya çalışıyorlar. Bunlar bu nedenle sadece yalancı değil, sahtekar, ikiyüzlü ve (özellikle aşısız) insanların ölümlerine bile bile sebep olan katillerdir.."
* Sadece aşılarla değil maskelerle de salgını yaydırdılar..
İşin formülü şu.. Mantık şöyle işliyor;
"İnsandan insana bulaş sağlayan bir özelliğe sahip covid aşılarının "aşı dökülmesini" kullanarak, sahte bir salgın ortaya attılar. (2019) Tedavi edilebilir düzeyde olan çok az sayıdaki hasta sayısını tedavilerle azaltmak yerine, tam tersine artırabilmek için güvenilirliği olmayan PCR testleriyle sahte hastalar türeterek sahte bir pandemi ilan ettiler. Çeşitli solunum yolu rahatsızlıkları, kalp ve beyin de dahil olmak üzere pek çok rahatsızlıklara sebep olan ve bu nedenle hasta ve vaka kayıplarını daha çok artmasına sebep olan maskeleri, "korunma" bahanesi ile insanlara zorla taktırmaya başladılar. Ve böylece hem PCR testleriyle hem de maskelerle (insanları hasta ederek) sahte corona vakalarını daha da çok artırmış oldular.
Ve aşı dökülmesini kullanarak vaka,varyant ve ölüm sayılarını artırabilmek için Aralık 2020'den itibaren tüm insanları aşılamaya başladılar. Vaka ve ölümler bu şekilde artırıldı ve "aşılara ve ilaçlara dirençli mutasyona uğramış yeni virüsler (varyantlar)" ortaya çıkarıldı. Mutasyonlu virüsler ortaya çıkınca, insanlara, "sürü bağışıklığının olması için tüm insanların aşılanması gerektiği" söylendi. Ve aşılamalara hızla devam ederek "mutasyonlu virüslerin" daha da mutasyona uğramasını sağladılar ve bunlar olurken de daha çok insanın hastalanması ve ölmesine sebep oldular ve halen de sebep olmaya devam ediyorlar.. "
SONUÇ : Bu, tüm insanların nasıl birer "kobay faresi" gibi kullanıldıklarının bir özetidir aslında..
* Sahte bilimi, gerçek bilimmiş gibi göstermek..
* "Gerçek bilim, gerçek kanıtlara(verilere) dayalı bir bilimdir. Ancak covid pandemisi,virüs ve aşı tiyatrosundaki bilim, "gerçek bilim" değildir. "Sahte veriler" ile "Sahte bilim" ön plana çıkarılmıştır.."
"Gerçek Bilim", gerçek kanıtlar ile, "Sahte Bilim" ise sahte kanıtlar ile hareket eder. Sahte bilimi, gerçek bilimmiş gibi göstermek, (bu işin ustası bilim adamları "hekimler,doktorlar,uzmanlar,araştırmacılar vb" tarafından) hiç de zor değildir. Bilim'de "sahte kanıt" üretmenin "gerçek kanıtlara dayalı olan ve olmayan" 2 yolu vardır. Gerçek kanıtlara dayalı olan ve olmayan "sahte veriler" üretilirse, her ikisinde de bu "üretilen verinin, gerçek kanıtlarla ilişkisinin ne oranda olduğuna bağlı olarak ya çok kolay /çok zor anlaşılabilir." Eğer bu sahte veriyi üretenler bu işin ustaları ise üretilen bu sahte verinin sahte olup-olmadığı çok zor anlaşılabilir. Bu üretilen sahte verinin, sahte olup-olmadığını anlayabilmek için bu işin ustası başka dürüst bilim adamlarına daha ihtiyaç bulunur. Dünya genelinde bile böyle dürüst bilim adamlarının sayısı parmakla sayılacak kadar az olduğu için, gerçek bilim dünyasında "gerçek /sahte kanıtlar" ile "sahte veriler" üretmek ve bunları sanki "gerçek kanıtlara dayalı gerçek verilermiş gibi göstermek" artık sıradan hale gelen bir uygulama olmuştur. Sahte bilimi, gerçek bilimmiş gibi göstermenin pratik yollarından biridir bu..
İşte covid pandemisi, virüs ve aşıları ile ilgili üretilen çok sayıdaki "sahte kanıt ve sahte verilerin" arka planında da bu "sahte bilim" anlayışı vardır. "Gerçek /sahte kanıtlar" ile "sahte veriler" üretilerek, bunların sanki "gerçek kanıtlara dayalı gerçek verilermiş" gibi gösterilmesi, sahte bilimin dünyaya nasıl yayıldığının bir göstergesidir.
"Sahte bilimi, gerçek bilimmiş gibi gören ve bunu dünyaya yayanın da yine DSÖ (WHO),CDC gibi dünya tarafından tanınmış uluslararası sağlık kurumları/birimleri ve bunların izinden gitmeye çalışan (almış oldukları kararları uygulamaya çalışan) ve bunlara bağlı küreselci hekimler, devletler ve ana akım medyanın olduğunu görebiliyorsunuz."
* Sahte verileri kim/kimler üretiyor?
"Gerçek /sahte kanıtlar" ile "sahte veriler" üretmeyi en çok yapan tabii ki bilim adamlarının kendileridir. Özellikle tıp dünyasındaki bilimsel araştırmalarda AR-GE çalışması yapabilecek seviyedeki devletlere bağlı/bağımsız üniversiteler ve araştırma labarotuvarlarında görev yapan bilim adamları tarafından işin usulüne uygun yapılan! bilimsel lab. araştırmalarından çıkan sonuç verileri, özel/özel olmayan üniversitelerdeki akademik çevrelerindeki heyetler tarafından onay alarak,bu bilimsel araştırma makalelerini yayınlayan dünyaca ünlü tıp dergilerine gönderilerek yayınlanması sağlanılıyor ve böylece bu veriler, dünyadaki diğer akademik çevrelerle paylaşılmış olunuyor.
İşte covid pandemisi,virüs ve aşıları konusunda yapılan arge çalışmalarından çıkarılan sahte sonuç verileri bu şekilde dünyaya yaydırılıyor. WHO,CDC gibi uluslararası sağlık birimleri de, (UA ARGE verilerini dikkate aldıkları için), bu çıkan sahte verileri, gerçek verilermiş gibi görerek, bu verileri kullanıyorlar ve dünyanın diğer ülke devletleri de ("WHO,CDC gibi dünyaca tanınmış sağlık birimleri kullanıyor, biz niye kullanmayalım?!" diye düşünerek herhalde) aynı şekilde onlarda bu sahte verileri, gerçek verilermiş gibi kullanmaya başlıyorlar. Ve böylece her ülkenin devletleri, kendi halklarını bu sahte verilerle kandırıp-yanıltmaya ve onları plandemi kısıtlamalarına ve bu ne idüğü güdüğü belli olmayan zehirli covid aşıları ile zehirlemeye başlıyorlar. İşte yapılan şey budur.
NOTLAR:
-------
NOT 1 : Her zamanki gibi kendi dogmatik düşünceleri dışındaki düşünceleri komplo teorisi olarak görenler,bunları da komposto teorisi olarak görmeye devam edeceklerdir. Sorun yok,önemli değil ama eğer aşıyı (özellikle de mRNA aşısını) oldularsa, "aşısız insanlardan uzak durmalarını" tavsiye ederiz. Nedenini araştırmayı okursanız anlarsanız.. Yukarıda bunu daha basitinden başlayarak daha kolay bir şekilde anlaşılabilir şekilde mantık yürüterek kısaca anlatmaya çalıştık. Tabii okumuş cahiller zaten bırakın detaylarını, bu basit mantığı bile kasıtlı olarak anlamak istemeyeceklerdir.
NOT 2 : Daha detayını zaten daha önceki blog araştırmalarımızda eklemiştik,onlara da bakarak birşeyler öğrenebilirsiniz artı ayrıca bu araştırmada yenilerini de ekledik,gerçekten çok dehşet verici bilgiler var ve ayrıca "aşı tereddütü" olan binlerce bilimadamı,araştırmacı,yazar vs bunların araştırmalarına da göz atabilirsiniz.. Çoğu "salgını kabul ediyor" ama aşılar konusunda endişeliler..
NOT 3 : "Bu viral yük, bir çeşit aşı kaynaklı (dışarıyla temas ettiğinde) bulaşıcı özelliği de olan bir patojen,spike proteini vb gibi bir bileşen. Viral yüklenme, ya aşının kendisinde olan yada aşının etkisiyle vücutta oluşmaya başlayan bir bileşenin (spike proteini gibi) etkisiyle oluşan ve bulaşıcı özelliği de olan bir viral yüktür. Bu viral yükün de spike proteinin kendisi olduğu da söyleniyor. Ancak aşı sonrası coronaya yakalanan hem aşılı hem de aşısız insanlara konan tespitlerde, bu viral yükün corona virüsü olduğu da belirtiliyor. Tabii bu tespit, aşı yanlısı hekimlerce (dolaylı yollardan anlatılarak) yapılıyor. Doğruluğu ise çok tartışmalı olan bir şey. Ancak eğer spike proteini özelliği olan bu viral yük, corona virüsü olarak görülüyorsa (ki öyle görülüyor), o zaman bu aşıların, gerçekten de aşılı-aşısız insanlara gerçek corona virüsü yükledikleri anlamına da gelebiliyor. (Aşı dökülmesi) Aksini (yukarıda da dediğimiz gibi) kimse doğru ve mantıklı bir şekilde ispat edemez herhalde.
NOT 4 : "Aşılı birey, aşıyı aldıktan sonra, vücudun savunma mekanizması, bu dış kaynaklı viral yükle mücadele ederken (saldırırken), kendini baskı altında hisseden viral yükler, bu baskıdan kurtulabilmek için kaçmaya çalışır ve sonunda vücutta kaçıp-saklanacak sağlam bir yer olmadığı için ,vücuttan dış ortama kaçmaya ve nefes,ter,tükürük vb gibi dış temas (salgı) yollarıyla kendini dışarı atmaya çalışır. (Aşı dökülmesi ile SALGILAMA) " (Konuyla ilgili daha detayını,doğrusunu aşağıdaki araştırmalarda okuyabilirsiniz..)
NOT 5 : "Aşılı-aşısız insanlarda virüsün kaynağı nasıl tespit edilir?"
Basit örnekleme ile bir deney..
----------------------
Gerekli olanlar :
Sağlıklı oldukları tespit edilen;
a) İki sağlıklı birey..
b) Bunları test edecek, her sağlıklı birey için ayrı ayrı yer alacak konusunda uzman sağlıkçılar,arge uzmanları ve diğer yardımcı elemanlar..
c) Dezenfekte edilmiş gıdalar, lab.malzemeleri ve diğer ihtiyaçlar..
d) Test deneyinin yapılacağı dezenfekte edilmiş lab.ortamı ; Sağlıklı bireylerin kalacağı dezenfekte edilmiş 2 ayrı oda ve test kontrolerinin yapılacağı dezenfekte edilmiş 2 ayrı lab.çalışma alanı..
Sağlıkçılarda dahil, bunların hiçbiri, hiç kimseyle temasa geçmeyecek ve en az 1/2 hafta karantinada kalarak,kendilerini izole edecekler. İlk 3 gün boyunca test çalışması yapılmayacak, 3.gün sonunda deneye katılan herkesin tekrar test edilerek, "daha önceden dışarıdan almış oldukları bir virüs vs var mı" diye kontrol edilerek, sağlıklı oldukları garantilenecek. Bunun nedeni, virüsün, insanda ortaya çıkmasının "bekleme süresi"ne bağlı olmasıdır. Virüs, vücuda girdiği anda ortaya çıkabileceği (kendini hissettirebileceği) gibi, bir kaç gün (hatta bazen bir kaç hafta) sonra da çıkabilir. Bu nedenle ilk 3 gün (/bu 1 hafta da olabilir) bekleme süresi geçtiğinde,"temiz testi"onaylandıktan sonra gerçek deney çalışmalarının başlaması yerinde olur..
-Önemli bir not olarak, deneye katılacak konusunda uzman olan sağlıkçıların, arge uzmanlarının "aşı yanlısı" bir görüş içerisinde olmaması ve herhangi bir politik,ekonomik vb çıkar peşinde koşmaması gereken, kendi alanında bağımsız çalışan,dürüst ve temiz sicile vasıf kişiler olmalıdır. Aksi taktirde, bu test deneyinin sonucunun akibeti de son derece tartışmalı bir hal alacaktır.
-Artı ayrıca deneye tabii olacak olan covid aşılarının özellikle de mRNA aşılarının, gerçekten de "gerçek mRNA aşıları" olup-olmadığının bilinmesi gerekiyor. Çünkü,etrafta dolanan dedikodulara göre, insanlara (özellikle de seçilmiş kişilere) vurulan aşıların çoğunun gerçek covid şişelerine doldurulmuş ve insanlara ciddi anlamda bir zararı olmayan "plasebo" vb gibi sıvıların olabileceği şüpheleri vardı. Eğer öyleyse, deney testlerinde kullanılacak özellikle de mRNA aşılarının, gerçek mRNA aşıları olup-olmadığının bilinmesi son derece önem arz etmektedir. Bunun için yine deneye katılacak tarafsız ve dürüst uzman sağlıkçıların, bu aşıları kontrol etmeleri yerinde olacaktır..
-Testin yapılması aslında çok basittir. Sadece bu kolay basit testi DOĞRU ve HAKKANİYETLİ bir şekilde yapabilmek için,yukarıdaki tedbirleri almak biraz zor gözükebilir. Bu zor tedbirleri, doğru bir şekilde aldıktan sonra, kolay basit test deneyin sonucu doğru bir şekilde ortaya çıkarılabilir.
Yapılması gereken; 2 sağlıklı bireyden birine bu mRNA aşısını vurmak, diğerine vurmamak ve onları en az 1/2 hafta izole etmek. İzole edilirken, sağlıkçılarda kendilerini izole edecekler. Temas içerisinde bulunmayacaklar. Ve test için numuneler alacaklar ve bunları lab.ortamında test edecekler.
- Tabii covid aşılarının oluşturabileceği olumsuz reaksiyonların, tetikleyicilerle ortaya çıkmasını umutmamak yerinde olur. Buna bağlı olarak sonuçlar da değişiklik olabilir. Aşı alıcılarının bünyeleri kuvvetliyse, ya beklenecektir /tetikleyicilere ihtiyaç olacaktır. Bünye zayıfsa büyük olasılıkla anında /kısa bir süre(birkaç saat/gün) sonra bu kendini belli edecektir. Tetikleyiciler, virüsün kaynağının dış kaynaklı olduğunu göstermez, tam tersine aşı kaynaklı olduğunu bize gösterebilir. Bu nedenle lab.testlerinde, 1.tetikleyici olan "aşı kaynaklı sağlık probleminin aşılının vücudunda oluşmasını" bekleyerek (doğal sonuç) yada 2.tetikleyici olan "dış ortamdan başka bir virüsü" vücuda vererek (yapay sonuç), doğru sonuçlar alınmaya başlanabilir.
- Tabii eğer aşılılarla ilgili bu örnekleme kullanılarak testler yapılmak istenilirse, aşılı sayısının tek bir kişi ile değil de "en az 100(yüz), en fazla 1000(bin) kişi" arasında olması da gerekebilir. (Kişisel tahminimize göre özellikle de "mRNA aşılarını vurulan her insanda bu viral yükler oluşuyor") Bu mantığa göre hareket etsek de,aşıyı alan insanda bu bahsedilen viral yüklerin aşı anında /daha sonra (aşı sonrasında /bir kaç gün içinde) oluştuğu gözlemlenebilir. Ancak viral yüklerin dökülmesi ve kişinin buna karşı dayanabilmesi olasılıkları, aşıları vurulan insanların bünyelerinin kuvvetli olup-olmamasına bağlı olarak, kişiler arasında farklılıklar gösterebilir.. Bu nedenle "en az 100(yüz), en fazla 1000(bin) kişi" arasında yapılan test ve analizler daha doğru sonuçlar verebilir..
NOT 6 : Covid salgın yayılımı teorisine göre;
1) Virüs izole edilmemişti,çünkü o virüs hiç bir zaman olmamıştı. Tamamen hayal ürünüydü ve 2019 öncesindeki sars-cov-2 virüs araştırmalarından örnekler gösterildi, Wuhan lab. merkezi hedef seçildi,virüs lab. sızıntısı ortaya atıldı ve sahte pandemi (salgın) oluşturuldu. Aşılarla pandemi daha da azdırıldı. (Bu olasılık, aşı tereddütü olanların en çok üzerinde durdukları bir olasılık)
2) Aslında önceden üzerinde yıllardır çalışılan ve aşı dökülmesinin bol bol gerçekleştiği (özellikle de mRNA) aşıları Kasım/Aralık 2019'da kullanılarak sahte bir salgın yaratıldı. O dönemlerde tedavi edilebilir düzeyde olan hastaları, tedavi etmek yerine, onlara yanlış tedaviler verilerek ölmeleri sağlandı ve böyle yaparak "covid salgının ne kadar çok tehlikeli olduğu" yalanını yaydırmaya başladılar. Maske ve PCR testleri ile sahte hastalar türetildi ve covid pandemisinde kısıtlamalarla insanların daha da sağlık sorunlarına girmelerine ve hatta ölümlerine dahi sebep oldular ve onları da covid diye fişleyerek, covid vaka ve ölüm sayılarını daha da şişirdiler.. Aşılamalar başladığında ise, aşı dökülmesinden faydalanarak, aşı olmak istemeyen insanların da hastalanmasına ve hatta ölmelerine sebep oldular ve bunu "aşısızlar aşı olmadığı için hastalanıyor ve ölüyor!" yalanı ile süslemeye başladılar.
*Okullarda isteyen bazı öğrencilere covid aşısı yapılması,son derece tehlikeli ve ciddi sonuçları olabilecek bir durum olabilir.. Özellikle de aşısız öğrenciler için..
Okullarda (isteyen) bazı öğrencilere, ailelerin haberi olmadan aşı yapıldığına dair haberler almaya başladık. (379) Eğer bu haberler doğruysa, aslında aşağıda verilen bilgileri okuduğumuzda, bu okullarda yapılan bu aşılamaların ne kadar tehlikeli olabileceğine dair bize bir fikir verebiliyor. Aşıyı olan bazı (aşılı) öğrenciler ile aşı olmak istemeyen bazı (aşısız) öğrencilerin, aynı okulda beraber olmaları son derece çok tehlikeli bir durum olabilir. Çünkü,aşılıların, viral dökülmeye sebep olduğunu düşünürsek, aşısız bireylerin, aşılı bireylerle yakın temas içerisinde olmasından dolayı, aşılıların etrafa salgıladıkları bu viral yükleri alarak, aşısızların hastalanmalarına ve hatta ölümlerine dahi sebep olabilir. Eğer aşılı öğrenciler, aşısız öğrencilerle yan yana temas içerisinde olurlarsa, aşısız öğrencilerin, arkadaşları olan aşılı öğrencilerin salgıladıkları viral yükleri alarak hastalanmaları ve hatta ölmeleri çok mümkündür demektir..
Kaldı ki bu durum, sadece aşılı ve aşısız öğrencilerin viral yüklü olmaları,hastalanmaları (ve hatta ölmeleri) ile kalmayacak, viral yüklü bu öğrencilerin okul dışında örneğin, aileleri ile yakın temasa geçtiklerinde, ailelerindeki aşısız bireylerinde aynı şekilde viral yüklenmelerine ve onların hastalanmalarına ve hatta ölmelerine dahi sebep olabilirler de.. Tüm bu olasılık risklerinin heaplamalarının gözardı edilmesi, korkarım ki bu nedenle çok sayıda vaka,varyant ve ölümlerinde yolunu açabilir. Ve bu durumun suçu da yine büyük olasılıkla "aşı olmayan, aşısız öğrencilerin" üzerine atılacaktır.. Ama aslında gerçek böyle değil,yukarda okuduğunuz gibi.. Bunun böyle olabileceğine dair araştırmamız da işte tam bu noktada size çok önemli bir fikir verebilir..Okuyun ve öğrenin..
TAVSİYE : "Aşılılar, aşısız bireylerden; aşısızlarda aşılı bireylerden kesinlikle uzak durmalı,yakın temas içerisinde olmamalıdır..Çünkü aşısız bireyler çok büyük tehlike altında olabilir."
Şimdi siz büyük olasılıkla buna inanmayacak ve bunun "saçmalık,komplo teorisi" olarak göreceksiniz. Peki,tamam,öyle olsun,siz böyle düşünmeye devam edin ama sizden ricamız,tavsiyemiz , eğer aşı olduysanız, aşılı bir bireyseniz, "kesinlikle aşısız bireylerle beraber olmayın ve onlarla yakın temas içerisinde bulunmayın." Eğer bunun tam tersini yaparsanız, onların hastalanmalarına ve hatta ölmelerine dahi sebep olabilirsiniz. Hadi daha önce bilmiyordunuz,bu suç sizin olmayabilir ama şimdi öğrendiniz ve bunu bile bile yaptınız ve aşısız bireylerin hastalanmasına ve ölmesine bile bile sebep oldunuz, çok hoşunuza gider mi? Hele de bu hastalanan ve hatta hayatını kaybeden aşısız birey sizin en sevdiğiniz yakınınızdan biri ise,o zaman bu durum daha da üzücü hale gelebilir.. "Aşılıların,aşısızları hasta etmesi ve hatta onların ölümlerine sebep olmasını" biz değil ekrana çıkan o şöhretli hekimler,WHO vb hekim ve kurumlar söylüyor; "aşısızların hastalanmasına aşılılar sebep oluyor" diye.. O yüzden diyoruz ki,(yukarıda anlattığımız risklerden dolayı) "Lütfen,eğer aşılı bir bireyseniz, aşısız insanlardan uzak durun veya hiç değilse, onlarla yakın temas içerisinde bulunmayın." Ve aşısız bireylere de tavsiyemiz, onların da mutlaka "aşılı bireylerden uzak durmaları, onlarla yakın temas içerisinde olmamaları" yönündedir..
AŞILI-AŞISIZ İNSANLAR İÇİN BU KIŞ, "ÖLÜMCÜL AŞI KIYAMETİ" OLABİLİR Mİ?
Aşı lobisinin kontrolündeki covid aşı yanlısı hekimler, ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar : "Bu kış, covid aşısı olan insanlardan çok kişi ölecek!"
Tabii ki bu şekilde söylemediler. (Söyleyip de başlarını belaya mı alsınlar?) Ama bunu ima eden ciddi sonuçları olabilecek garip açıklamalar da bulunmaya başladılar. Örneğin "bu kış ayında vakaların daha da artabileceği, bu kışın çok agresif geçebileceği" yönünde ciddi uyarılar, aşı lobisi hekimlerce çok garip bir şekilde peş peşe verilmeye başlandı. Bu uyarılardan en ilginci eski FDA Komiseri ve Pfizer'in yönetim kurulunda görev yapan Dr.Scott Gottlieb'in "bu yıl ki grip mevsiminin çok agresif bir şekilde geri döneceğini,çünkü birkaç yıldır grip bağışıklığı pek olmayan bir nüfusa sahip olacaksınız, bu yüzden buna dikkat etmemiz gerektiğini." (424,425) söylemesiydi. Gottlieb, "bu kış ayında neler yaşanabileceğine" dair bir ipucu veriyor ancak bunu her zamanki gibi "aşıya" bağlamıyor, "iki grip arasındaki boşluğu" bahane ediyor.
Bu uyarıları sadece aşı lobisine yakın hekimler yapmıyor, bunların ağzıyla konuşan "aşı yanlısı" olarak gözüken diğer sıradan hekimlerde yapıyor. (Ve o sıradan hekimler de koca koca profesör ve doçentlerden başka kimse değil. Onlar sıradanlar çünkü,aşı lobisinin gözünde onlar sadece kullanılabilecek birer meta!) Tabii bunlar da aynı şekilde bu uyarıları, dolambaçlı yollardan yanıltıcı bir şekilde veriyorlar. Hepsi adeta ağız birliği yapmışcasına, "Bu kış, grip geri gelebilir ve geri geldiğinde çok korkunç olabilir!" diye buna benzer garip açıklamalarda bulunuyorlar.
"Aşı lobisi hekimler, bu kışta (aşı kaynaklı) olabilecek korkunç gelişmeler için neden gribi hedef göstermeye başladılar?"
Aşı lobisi hekimler "kış aylarındaki oluşabilecek vakaların grip kaynaklı olabileceğine" söylüyor. Anlaşılan covid aşılarından dolayı hastalanan ve ölen aşılı ve aşısız insanları da yine, "sanki gripten hastalanmış ve ölmüşler" gibi göstereceklerinin sinyallerini şimdiden vermeye başladılar. Bu tür hileler, zaten yapılmayan birşey değil. Hem covid aşılama kampanyasından önceki "pandemi döneminde" hem de aşılama döneminde bu tür hileler çok yapıldı. (vaka ve ölümler hakkında yalan,yanlış/yanıltıcı raporlar hazırlama, (vaka-ölüm) sayılarını göstermeme /az gösterme,sahte covid hastası türetme vb ) Dünya, zaten bu nedenlerle çalkalanıyor.
Ölümcül aşı lobisi, bu kış'ın suçlusunu tahmin etti ; GRİP
Neymiş,"grip, son 1-2 senedir gelmiyormuş da ondan bu kış, daha agresif olabilirmiş!" Yani aslında "(gribe bağlı) vaka ve ölümler de artış olabilir" demeye getiriyorlar.. Daha önceleri vaka artışları olunca "aşısızları" suçluyorlardı, şimdi araya ölümcül "kış" girince, "gribi" günah keçisi yapmaya başladılar. Ve bunlar gerçekten, toplumları iyice salak yerine koyuyorlar. Gripin, son 1-2 senedir neden gelmediğini, herkes çok iyi biliyor. Çünkü "grip vakalarını, covid hastası diye fişlediler, PCR testleriyle milyonlarca sahte covid hastası türettiler", sayıları bu şekilde iyice patlattılar. Yetmedi ölümcül covid aşıları ile insanları aşıladılar,ölenler oldu, yüzbinlerce (hatta milyonlarca) ölen insanı gizlediler. Covid aşı öncesindeki vaka ve ölümlerin pek çoğu "sahte vaka ve ölüm" (olması büyük ihtimal) olmasına rağmen, yine de çoğu vaka ve ölümlerin nedeninin "gripal enfeksiyon" olabilmesi de çok kuvvetli bir ihtimaldir. Ancak bu durum "aşı öncesi" için geçerliydi. "Aşı sonrası" ise durum tamamen "aşı aleyhine" dönmüştür. Çünkü,sadece aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümler (gizlenenlerde dahil) bile bize herşeyi çok açık bir şekilde açıklayabiliyor. Artı ayrıca..
"Covid aşılarının olumsuz sonuçları kış ayında görülebilir.." tezi, aşı lobisi tarafından da dolaylı yollardan doğrulandı..
Sonbahar-kış ayları dünyada grip ve gribe bağlı vaka ve ölümlerin en çok olduğu dönemler olarak bilinir. Bu covid aşılarının ne kadar tehlikeli olduğunu bilen çok sayıda (covid aşı tereddütü) uzman, daha önceleri "mRNA aşıları üzerinde çalışılmış verilere" dayanarak, "covid aşılarının en ölümcül etkisinin "sonbahar ve/veya kış" ayları olabileceğine" dair uyarılarda bulunuyorlardı. Mesela,Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Avrupa Bağışıklama Uzmanları Danışma Grubu'nun eski başkanı Prof. Christian Perronne, "tam aşılı insanların kış aylarında karantinaya alınmaları gerektiği" (394) konusunda uyarılarda bulunuyordu. Dr.Vernon Coleman ise "Önümüzdeki sonbahar ve kış aylarında ölümler arttığında, yarı zeki ve titreyen kişilere daha fazla iğne yapmaları ve daha fazla maske takmaları gerektiğini söyleyecekler.(....)" (426) diyordu. NOT:(Dr.Vernon Coleman'ın tespit,öngörü ve tezlerini daha önce BURADA yayınlamıştık.Tekrar buraya gidip okuyabilirsiniz.) Ve daha önce yaptığımız araştırmalarda da aşı tereddütü pekçok hekiminde bunlara benzer şüphelerinin olduğunu okumuştuk. Aşı lobisi hekimler de dolaylı yollardan anlatsalarda,bunu ima edercesine "kış" aylarınaa dikkat çekmeleri, demek ki "sonbahar-kış" aylarında ciddi birşeyler olacağına dair birer ipuçları veriyor bize..
Yani aşı tereddütü olan bazı hekimler, "Covid aşılarının işe yarayıp-yaramadığının tam olarak netleşebilmesi için bu kış aylarında belli olabileceği ve mRNA aşıları ile ilgili şüpheler olduğundan bu aşılarla ilgili en ölümcül dönemlerinin kış ayları olabileceği" yönünde buna benzer uyarılarda bulunuyorlardı.Yani, bu sonbahar-kış ayları, covid aşılarının işe yarayıp-yaramadığını bize gösteren en önemli etken olacaktır. ( Tabii ölümcül aşı lobisi hekimler, her zaman olduğu gibi bu dönemlerde yaşanabilecek (aşı kaynaklı olabilecek) vaka ve ölümleri örtbas etmezlerse..Zaten şimdiden bunu yapmaya başladılar; bu kış ayında yaşanabilecek (muhtelem olası aşı kaynaklı) vaka ve ölümleri, gribin üzerine atmaya başladılar.. Tabii, bir de hiç vaka ve ölümleri göstermeyip /az gösterip bir de üstüne "Ee hani, sonbahar-kış dönemlerinde çok ölüm olacaktı? Hiç bir şey olmadı!" diye bir numara çevirmeleri de söz konusu olabilir. Çünkü,bu tür numaralar, onlar için hiç zor değil. En iyi yapabileceği numaralardan biri.. ) Neyse,biz devam edelim..
Covid aşı tereddütü olan hekimlerin bu (covid aşısı için) "kış tezlerini", ana akım medya "saçmalık, komposto teorisi" olarak görmüştü. Ancak bunların bu tezlerinin doğru olabileceğini gösteren en önemli gelişme, aşı lobisi hekimler tarafından "bu kış ayının çok agresif geçebileceğine" dair uyarıları olmuştur. Her ne kadar aşı lobisi hekimler, bu kış ayında olabilecek "vaka ve ölümler"den dolayı, gribi suçlasalar da; covid aşılarının tehlikelerini bilen "covid aşı teredütü hekimlerin, kış ayında yaşanabilecek olası "vaka ve ölüm" sayılarının artmasının nedeni olarak covid aşılarını" işaret ettikleri tezlerinin ne kadar doğru olabileceğine dair bize ipuçları verebilmektedir. Yani, aşı lobisi hekimler bile dolaylı yollardan da olsa, "covid aşılarının bu kış ayında çok daha agresif olabileceğine" dair imalarda bulunarak, bir nevi bu tezi doğrulamış oldular.. İmi cimi yok, bu kış ayında olabilecek üzücü gelişmelerin tek suçlusunun "covid aşıları" olacağı çok açık bir şekilde görülebiliyor..
"Dikkat ederseniz, aşı lobisi hekimlerin konuşmalarında covid aşılarını suçlayıcı tek bir cümle dahi yok. Neredeyse hemen her şeye çok rahat bir şekilde bir kılıf uydurabiliyorlar ve daha şimdiden ölümcül covid aşılarını koruyabilmek ve kış ayındaki "aşı kıyameti"nin üzerini örtebilmek için bile buna da hemen kılıfı hazırlayarak suçu, hemen gribin üzerine atmaya başladılar.. (Ama tabii her an fikirlerini değiştirebilirler, yine suçu aşısızların üzerine atabilirler, bunlardan her şey beklenir.. Anlaşılan bu kış ayında gerçekten çok ciddi gelişmeler yaşanacak gibi görülüyor..)"
"Biyolojik silahlar covid aşılarının bulaştırıcı özelliği de vardır. Ve bunu da gizliyorlar, saklıyorlar. Bu nedenle milyarlarca insanın hayatı tehlikede olabilir."
Yukarıda da değinildiği gibi, covid aşılarının tehlikelerini bilen çoğu (covid aşı tereddütü olan) hekim, mRNA aşılarının piyasaya sürülmesiyle aylar öncesinden "kış aylarının özellikle de aşılı insanlar için çok tehlikeli olabileceği ve covid aşılarının ölümde dahil ciddi olumsuz yan etkilerinin en çok kış aylarında yaşanabileceği" vb buna yakın uyarılarda bulunuyorlardı. Ve bu uyarılar, aşı lobisi hekimlerin dolaylı yollardan "bu kış, gribin geri dönmesiyle daha agresif geçebilir!" uyarıları ile iyice belirginleşmeye ve doğrulanmaya başlamış oldu. Aşı lobisi hekimlerin dolaylı yollardan anlattıkları (ama gizledikleri) bu uyarıların perde arkasında, "covid aşılarının olduğu" çok açık görülebiliyor. Aşı lobisi hekimler de kış aylarına dikkat çektiklerine göre bu kış ciddi şeyler olacak gibi görülüyor. Ama onlar farklı konuşsa da kış aylarında gerçekleşebilecek çok sayıdaki (covid/grip olarak kaydedilmesi muhtemel) "vaka ve ölümler", aslında "aşı kaynaklı vaka ve ölümler" olacak gibi görülüyor.
Bu vaka ve ölümler sadece aşılılarda değil, aşısızlarda da gerçekleşecek. Çünkü,zaten aşı sonrası artan vaka ve ölümlerin içerisinde aşılılarla birlikte, aşısızlarda bulunuyordu. Bunun nedeni de bu ölümcül "covid aşılarının bulaştırıcı özelliğinin" olmasıydı.. Yani, aşılıların,(tabii bilmeden) aşısızları hasta etmesi ve hatta ölmelerine sebep olmasının tek nedeni de budur. "Aşısızlara, aşılılardan virüs bulaşıyor!" söylemler boşuna söylenmiyor. (Ancak bu söylemler, tam olarak doğru şekilde değil, aldatıcı bir şekilde söyleniyor. Bu aldatıcı söylemlerin perde arkasını, bilimsel verilerle kanıtlayarak iyice araladık. Tüm bunlara tek tek değineceğiz.. Toplumlara bilerek/bilmeden nasıl yalan söylüyorlar, nasıl toplumları kandırıyorlar, hepsini irdeledik..)
Ne yapılması gerekiyor?
Eğer, gerçekten de bu "kış"dönemi, hem aşılılar hem de aşısızlar için ölümlerde dahil çok ciddi sonuçları olabilecek bir özelliğe sahipse, yani özellikle mRNA aşıları hakkındaki şüpheler gerçekten doğruysa (ki doğru olması çok büyük bir olasılık,çünkü aşı sonrası ölümler ve yaralanmalar gizleniliyor ve aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümler de bunun işareti), yapılması gerekenler aslında çok basit olabilir;
"Kış aylarında aşı kaynaklı olması muhtemel "vaka ve ölüm" sayılarını en az düzeye indirebilmek için, bir an önce aşılılar, karantinaya alınmalı ve aşılı insanlara, ölümcül covid aşılarının olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için "destekleyici tedaviler" verilmeye başlanmalıdır.."
Yapılması gerekenler aslında çok basit;
1) İlk önce zehirli ölümcül covid aşılamaları derhal durdurulmalıdır.
2) Aşılı insanlar, etraflarındaki aşısız insanları hasta etmemesi ve ölümlerine sebep olmaması için karantinaya alınmalıdır. Karantina süresinin bitimi, aşılıların aşı kaynaklı etrafa yaymış olabilecekleri bulaşıcı viral yüklerin ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Bunun için;
3) Ölümcül ve zehirli covid aşılarının olumsuz etkilerini (aşılılarda) en aza indirilebilmesi için aşılılara "destekleyici tıbbi ve alternatif tedaviler" acilen verilmelidir. Bu tedaviler, hem onların hem de aşısızların hayatlarını kurtarılabilmesi açısından son derece önemlidir..
Tüm bunların yapılması özellikle de aşılıların hayatlarının kurtulabilmesi açısından son derece önem arz etmektedir. Bu uyarıları ciddiye almayıp, gıcıklığına aşılıları değil de, "aşısızlar karantinaya alınsın!" heyezanı içerisine girilirse, bundan en çok aşılılar zararlı çıkacaktır. Çünkü, bu zehirli ve ölmücül covid aşılarını olanlar onlar ve şu an ölümde dahil her türlü hayati zarara uğramaya (kalıcı hastalıklarla başbaşa kalmaya) müsait durumdalar. Bu işin şakaya /tartışmaya /gıcıklık kapma lüksü kalmadı. Bu tedbirler uygulanmazsa, korkarız ki aşılıların büyük çoğunluğu, ne olduğunun farkına bile varamadan ölecekler ve ölmeyenler ise çok büyük ciddi kalıcı rahatsızlıklarla başbaşa kalacaklar, gibi görülüyor..
Tabii, hem aşılıları hem de aşısızları karantinaya ve aşılılarla ilgili gerekli tedbirleri almayacaklarını düşünürsek, bu bahsedilen "aşı kaynaklı (ölümcül) zararlardan" sadece aşılılar değil, aşısızlar da ciddi bir şekilde olumsuz etkilenecektir. Bu, (aşı kaynaklı) vaka ve ölüm sayısının daha çok artması demektir. Zaten, gördüğümüz kadarı ile yapılmak istenen kirli ve kanlı oyun da bu gibi görülüyor. Amaç, aşılıları kullanarak, hem aşılıları hem de aşısızları "hasta etmek ve öldürmek." Böylece tüm insanları bu zehirli ölümcül covid aşıları ile aşılamaya zorlayarak, aşılamayı düşünüyorlar. Sonuç ne olabilir? Tabii ki "genetiği değiştirilmiş ve insan ırkı azaltılmış bir dünya nüfusu.." Bunun başka mantıklı açıklaması olabilir mi? Gerisi hepsi hikaye.
Covid aşıları ile ilgili ciddi şüphelerden biri de, "aşılılar yoluyla viral bulaşa sebep olunabileceği" yönündeydi. Aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlere bakılırsa, bu şüphenin (/tezin) doğrulanmış olabileceğini de öyleyebiliriz. Aşıların etkisinin aşıyı alan insanlarda bir 5-6 ay vs devam edebileceğine dair bilgiler vardı. Ancak hiç değilse, (aşılıların en azından aşı olduktan hemen sonra en az 2 hafta(14 gün) boyunca karantinada kalmaları gerekiyordu) ama bu yapılmadı ki bu viral bulaşın (salgının) yayılmasının sebeplerinden biri olduğu için "aşılılar, hemen evlerine,işlerine ve kalabalık ortamlara gönderildi ve böylece viral bulaş olabildiğince bu şekilde yayılmış oldu." tezinin oluşmasına neden olundu. Keşke aşılılar, hiç değilse en az 2 hafta kanatinaya alınmış olsalardı? Belki de bu üzücü hadiseler yaşanmazdı..
Küresel elitler, "Aşılıları, neden aşısız toplumların üzerlerine saldılar?"
Bunu yukarıda kısaca anlattık ama yine de soralım; "Bunu hiç düşündünüz mü?" Cevap : Aşı kaynaklı ""vaka ve ölümleri" daha çok artırabilmek ve suçu aşısızların üzerine atabilmek" için yaptılar. Ve bunu gerçekten de yaptılar. (Hiç Allah korkusu yok bunlarda.) "Aşılıların etrafa aşı kaynaklı viral dökülme yaptıklarını" bile bile aşılıları etrafa saldılar,aşısızların yanlarına gönderdiler ve aşısızları (viral dökülme nedeniyle) hasta edip,onların ölümlerine sebep oldular. Ve sonra da tüm bunların suçlusu olarak, yüzsüzce ve şerefsizce aşısızları gösterdiler. (Yani tekrar edersek, Covid (özellikle de mRNA) aşılarındaki "aşı dökülmesi" gerçeğini bildikleri halde (bunu gizlediler), aşılıları birer saatli bomba gibi aşısızların etrafına yolladılar ve aşılıları (kendi çirkin emellerinde) kullanarak, aşısızları, bu viral yüklerle hasta edip,onların ölümlerine sebep oldular ve sonra da suçu, yine aşısızların üzerine atmaya çalıştılar..)
Aşı öncesindeki yalanları artık herkes biliyor. Aşının ilk çıktığı dönemlerde, aşı olmayı rededen insanlara karşı "Aşısızlar, etrafta birer saatli bomba gibi dolaşıyor, etrafa virüs yayıyor; Aşısızlar, salgını yayıyor; Aşısızlar, aşılıların ölümlerine sebep oluyor!" diye kara bir propaganda yapmaya başlamışlardı. Ama "aşılıların çok sayıda viral yüke sahip oldukları" ortaya çıkınca, hemen laflarını; "Aşılılar, aşısızlara virüs bulaştırıyor; Aşısızlara virüs aşılılardan bulaşıyor!" diye değiştirmeye başladılar. (Ama tabii tüm bunları söylerken, tıbbi verileri dolambaçlı yollardan, aldatıcı bir şekilde vererek yapıyorlar. Bunu en çok yapan da "aşı lobisi hekimler ve ana akım medya.." Tüm bunlarla ilgili gelişmeleri ,aşı lobisi hekimlerin "tıbbi verileri nasıl dezanformasyon yapıp-kamuoyuna sunduklarını" bu araştırmada iyice irdeledik.)
Her zaman yaptıkları gibi aşı lobisi hekimler (ve ana akım medya) "covid aşıları, aşılılar ve aşısızlar" hakkındaki gerçeklerin üzerlerini örtebilmek için bunlara "sahte kılıflar" hazırlayabiliyor ve "bilimsel veriler" üzerinden yanıltıcı mesajlar vererek insanları kandırmaya,aldatmaya ve bu nedenle yanlış yönlendirmeye çalışabiliyorlar. Ve gerçekten de bunlar yaşandı ve bu yanıltıcı bilgilerle çok sayıda insanın ölmesine sebep oldular ve eğer buna bir son vermezlerse daha da çok insanın ölümlerine sebep olacaklar gibi görülüyor. Buna artık son verilmelidir. Aksi taktirde milyonlarca hatta milyarlarca aşılı ve aşısız insanların ölümlerine sebep olacaklardır..
Covid aşıları, hiç şüphesiz birer kitle imha aracı biyolojik silahlardır..
"Zehirli ve ölümcül covid aşıları (özellikle de mRNA aşıları), sadece aşılı insanları değil, aşılı insanları kullanarak (tabii onların haberleri olmadan), aşısız insanları da hasta etmek ve öldürmek amacıyla çok şeytani bir planla sinsice tasarlanmış aşılardır. Ki bu zehirli ve ölümcül covid aşıları, bu nedenlerle birer "kitle imha aracı biyolojik bir silah" özelliğine sahip olarak görülmektedir."
Bu biyolojik silahlar covid aşıları nedeniyle şimdiye kadar (gizlenenlerde dahil) 100 milyona yakın (belki de daha fazla) insanın ölmüş olabilme ihtimalidir.. Bu ihtimalin öngörülmesinin nedeni, dünya genelinde aşı sonrası ölen (ve hatta yaralananlar da dahil) insanların kayıtları tutulmaması ve bazı batılı ülkelerde tutulan ölüm kayıtlarının örtpas edildiği,verilerle oynandığı,silindiği,sahtekarlık vb yapıldığına dair ciddi suçlamaların olmasıdır. Ki bu ucu açık şüpheler, aşı sonrası ölen insanların sayısının bu tahminlerden çok daha fazla da olabileceğini de bize gösterebiliyor.
Tüm dünyada "aşı kaynaklı kalp krizi salgını" var gibi görülüyor..
Ve dahası bu tahminlerin en korkuncu ise (dünya genelinde covid aşısı olan ve ölen-yaralanan insan sayısı üzerinden yapılan hesaplamalara göre) 3 ile 10 sene içerisinde 2,1 milyar insanın daha covid aşıları nedeniyle ölebileceği üzerinde duruluyor. Bu tahmini ölenlerin içerisinde, çok şeytani bir planla tasarlanmış bu bulaşıcı ve ölümcül covid aşıları olan aşılılardan virüs kapan aşısız insanlarında hesaba katılmadığını düşünürsek, bu vahim tablo daha da korkunç bir hal alabilir, gibi görülüyor..
Halen dünya genelinde aşı sonrası hayatını kaybeden (hem aşılı hem de aşısız) insanların olduğu haberlerine her gün yenileri ekleniyor. Türkiye'de dahil dünyanın pek çok ülkesinde covid aşısı olup-da kalp krizi geçirip hayatını kaybeden çok sayıda insanların hatta çocuk ve gençlerin olduğu haberleri de gelmeye başladı. 3.dünya ülkeleri olarak görülen Afrika,Asya ve güney Amerika ülkelerinde ise durum daha da vahim olabilir. Oralarda covid aşı sonrası ölümler hiç kayıt edilmiyor bile.. Açıkçası öyle görülüyor ki, tüm dünyada küresel elitler tarafından gizlenen ve adı konmamış "aşı kaynaklı kalp krizleri salgını" başlamış gibi görülüyor. Bu, böyle devam ederse, aşı sonrası (gizlenen) ölüm oranlarının ürkütücü boyutlarda olması ve buna bağlı olarak tüm toplumların ayaklanmaya kadar gidebilmesi de söz konusu olabilir..
"Bu nedenlerle bu zehirli ve ölümcül covid aşılarının aslında birer "kitle imha aracı, biyolojik bir silah" olduğu çok açık bir şekilde görülebiliyor ve bu konu dünyada en çok tartışılan konular arasında yer almaya başladı bile.."
mRNA aşıları her türlü gıdalara da mı eklenecek?
Ve dahası artık "mRNA aşılarının, tüm insanların (ve hatta hayvanların) GIDALARINA da ekleneceğine" dair haberler de gelmeye başladı. Gerçekten korkunç gelişmeler yaşanıyor. "İnsanın yaratılış fıtratını değiştirmeye ve hatta insanlığı yok etmeye" kararlılar gibi görülüyor.. Tabii sadece insanları değil, dünyadaki tüm canlı varlıkları da hedef almış durumdalar.. Hayvanların da yaratılış fıtratını (kimyasını) değiştirmek için, bu mRNA zehirli aşıları kullanacaklar hatta kullanıyorlar bile.(Hayvanlara da covid aşılarının yapıldığı haberleri geliyor.) Şimdi sıranın "tüm canlıların gıdalarına geldi" gibi görülüyor. (Bu konuyla ilgili haber ve bilgiyi araştırmada okuyabilirsiniz..)
İşte, sadece bu durum bile, zehirli ve ölümcül covid aşılarının ne kadar tehlikeli (ve aslında insanı ve hatta tüm canlıları da hedef alan "insanı, insan olmaktan çıkaran ve insan nüfusunu azaltan hatta yok eden") birer "kitlesel imha aracı biyolojik bir silah" olduğunu bize gösterebilmektedir..
"Anlaşılan, 90'lı yıllarda "dünya nüfusunun en az 2 milyar azaltılması gerektiği" yönündeki araştırmalar, görüşler ve politikaların (alınan kararların) planlaması, 2000'li yıllarda tamamlanmış ve Kasım-Aralık 2019'da kitle imha aracı biyolojik silahlar covid aşıları ile devreye sokulmuş görülüyor.." (Bunlarla ilgili araştırmayıda bu yazıda okuyabilirsiniz. Gerçekten çok dehşet verici gelişmeler var..)
Başka bir teori,olasılık,öngörü ve tahminler..
Covid aşıları ile Orman yangınları arasında nasıl bir ilişki olabilir?
Bu biraz uçuk bir teori olarak gözükse de,yine de ele alınması ve değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyoruz..Çünkü, devam edersek.. Türkiye'de orman yangınlarının 28 Temmuz'da başladığı (283) bilgisi vardı. Şimdi starling uydularının 1 Ağustos'da faaliyete geçeceği söleniyordu. Starlink uyduları ile 5g ve covid aşıları arasındaki bağlantılarla ilgili çok sayıda bilgi vardı. (Orman yangınlarını düşününce, insan ister istemez yoksa 1 Ağustosta geçeceği söylenen bu starlink uydularının habersiz daha da erkene mi aldılar da orman yangınları dünyanın dört bir yanında başladı, diye düşünemeden edemiyor..) Eğer öyleyse akla şöyle şüpheler de geliyor; "Ülkemizdeki ormanlar,Yönlendirilmiş Enerji Silahları (Directed Energy. Weapons) ile yakılmış olunabilir mi?" (Bu yönde de bir araştırma yapılırsa çok iyi olabilir.Çünkü farklı noktalarda ama aynı zamanlarda çıkan bu yangınlar,bu şüpheyide akıllara getiriyor.)
Orman yangınlarının asıl nedenleri üzerine..Uzaydan yönlendirilen küresel iklim savaşları mı?
Bu yangınlar doğal yangınlar değil gibi gözüküyor. Ülkenimizin ormanlarının pekçok noktasında ve üstelik aynı zamanlarda yangın çıkması,bu yangınların normal yollardan çıkan yangınlar olmadığını bize gösteriyor. Küresel iklim değişikliği mi? Sanmıyorum,neden bu yangınlar ABD,AVRUPA ve ABD'de daha çok? Eğer küresel iklim değişikliği olsaydı,orman nüfusuna en çok sahip olan Afrika'da /Amazon'da durum daha beter olmaz mıydı? Bu işte bir tuhaflık var? Terör örgütleri de yapmış olabilir? Terör örgütlerine emirler verdirerek,ormanlar yakılmaya çalışılmış olunabilir. Ama bu tür yangınların ABD ve Avrupa'da da olması,aklımıza bu yangınların arkasında küresel bazı güçlerin olabileceğini getiriyor.
Bu küresel güçlerin ormanları yakabilmek için pekçok nedeni olabilir. ABD,AB ve Türkiye'de ormanların yakılması,bu orman güzergahlarında nasıl planlar yapılmış olabileceği ile alakalı olabilir. Örneğin ABD'de kalifornia'daki orman yangınlarında,Rostchillerin parmağı olduğu ve bu orman güzerganhlarına demir yolların döşenmesi vb gibi faaliyetler için yapıldığı yönünde teoriler,iddialar vardı. Peki bu nasıl mümkün olabilir?Ormanların yakılması hangi yöntemler kullanıılmış olunabilir? ABD'de sıkça tartışılan bir konu/iddia.Yönlendirilmiş Enerji Silahları-(Directed Energy. Weapons (DEW)) ile ormanları uzaktan yakabilmenin mümkün olduğu söyleniyor. Yani aslında ormanlar uzaydaki uydular yoluyla da yakılmış olunabilir. Yani birilerin ormanları yakabilmesi için,illa da ormanların içine girmesine gerek yok. Ormanları yakabilmenin uzaktan YES (DEW) ile 2 yolu olabilir;
1) Ormandan uzak bir yerde bulunan bir kişi elindeki DEW ile ormanları yakabilir. (Bu bir çeşit bildiğimiz silah/tabancaya benzer bir mekanizma)
2) DEW ile donatılmış uzaydaki uydu sistemleri ile bunu yapabilmek de mümkün.
Her ikisinin de ortak noktası,nokta atışları ile hedefi yok etmesidir. ABD'de neredeyse birkaç yıldır devam eden orman yangınlarında çok sayıda teoriler üretildi. Bunlardan biri de uzaydaki uyduların laser teknoljilerine sahip olmasıydı.Yani DEW ile donatılmış bir uzay uydusu ile nokta atışları ile herhangi bir hedefi yok edebilmenin mümkün olduğu söyleniyor. Bu hedefler,sadece ormanları yakabilmek için değil, istenilmeyen hedefleri (insanları vb) ortadan kaldırmak kullanılabilir. (Uzaydan yapılan nokta atışlı suikastlar) Artık devir,uzay teknojileri devri.5G,Starling vs vs. Unutmadan,ABD'de orman yangınlarının arkasında Rostchiller olduğuna inanılıyor. Türkiye'de bu hedeflerden biriyse eğer,neden ormanlarımız? Ülkemizdeki olumsuz olaylarda hep ABD'den şüpheleniyordu ama bu iş artık küresel bir iklim savaşı haline gelmiş gibi görünüyor. Uzay tabanlı laser (DEW) silahlarına ABD,Rusya,Çin ve İsrail'in sahip olduğu söyleniyordu. Başka başka ülkelerde bu tür DEW silahlarına sahip olabilir mi? Örneğin Türkiye ile anlaşmazlık yaşayan Yunanistan,Rum yönetimi,Ermenistan ve diğer ülkeler. Özellikle de turizm bölgelerimizin hedef alınması,çok dikkat çekici değil mi? Bunların iyice araştırılması lazım.
Bir de merak ettiğimiz başka bir konu. Eğer gerçekten ormanlarımız uzay tabanlı laser silahlarıyla yakılmış ise,bu laser silahlarının nokta atışlarını tespit edebilecek herhangi bir teknolojiye sahip olup olmadığımızdır? ABD'de orman yangınlarına baktığımızda,ABD gerçekten de ya buna sahip değil /buna sahip ama hiçbirşey yapmıyor olabilir.Bu da akıllara ABD'de halen bile gündem de olan,ABD'deki orman yangınlarının arkasında Rostchillerin olduğu yönündeki teorilerin gelmesine neden oluyor? Ülkemizdeki orman yangınlarının çok yönlü araştırılması lazım. Terör örgütleri de yakmış olabilir ama uzaydaki laser tabanlı uyduları da pas geçmemek lazım. Nokta atışları uzaydan,ormanlarımız hedef alınmış olunabilir.Tüm bunların enine boyuna iyice araştırılması ve ele alınması lazım.Aklıma başka birşey gelmiyor.
"Reuters,ABD'de 2020 yılında çıkan orman yangınlarıyla ilgili "ormanları yakanın,uydulardaki güçlü lazer silahları olduğu" yöndeki paylaşmların FactCheck(doğruluk kontrolü) ile gerçeği yansıtmadığını söylemişti." (284) Acaba öyle mi?Okuyun bakalım,aslında size aslında ne anlatmaya çalışıyor?
Dünyadaki ormanları,covid aşıları için mi yaktılar? Yaktılarsa neden ve nasıl yaktılar?
Öyle ki küresel güçlerin asıl amacının, aşı lobilerini (ve tabii ki ana akım medyayı,sosyal medya platformlarını) kullanarak, "insanlığın nüfusunu azaltarak yeni dünya düzenine geçişi hızlandırmak" gibi görülüyor. Varolan şüphelere göre; "Aşılarla insanların büyük çoğunluğunu öldürecekler ama bunu yavaş yavaş ve kimse çakmadan yapacaklar. Bir nükleer bomba kullanmadılar çünkü kendileri de göt altına girerdi ve insanlıktan hayatta kalanların hedefinde olurlardı. Bu yüzden kimsenin şüphelenmemesi için "salgın ve aşı" yolunu tercih ettiler. İsteselerdi aşı yoluyla da insanları hızlı bir şekilde öldürebilirlerdi ama bunu da tercih etmediler. Çünkü öyle olsaydı aşı sonrası çok sayıda insanın ölmesinden dolayı, kimse aşı olmayacağı için planları başarıya ulaşamazdı.. Herşey yavaş yavaş olacaktı,covid aşıları bunun için özel olarak ayarlanmıştı."
Ancak buna rağmen dünya genelinde açıklanmayan rakamlarla birlikte Covid aşısı aldıktan sonra ölen insanların sayısında inanılmaz bir artış var gibi görülüyor. Açıklanan rakamlar bile korkunç boyutta iken, açıklanmayan rakamların çok daha fazla olabileceğine dair şüphe ve tartışmalarda başlamış durumda.. Aslına bakarsanız devasa boyutta olabilen ama saklanan, açıklanan ve açıklanmayan covid aşı ölümleri ile ciddi ağır yaralanmalara baktığımızda, bu covid aşılarının , şu an aşıyı yaptıran sağlıklı olarak görülen bireyler için de gelecekte son derece tehlikeler arz edebileceği yönünde bizlere önemli bir fikir verebilmekte ve bunları birer ikaz ve uyarı şeklinde anlayabiliriz.
-Ormanları kışın gecıktırılmesı ıçın mı yaktılar? Gecıktırılen o kış gelene kadar herkes aşılanacak mı?
-Yoksa tam tersi kışın daha erken gelmesi için mi yaktılar? Bazı uzmanlar daha dondurucu kış ayları tamamen gelmeden, havanın birkaç derece birden düşeceği uyarısında bulunmaya başladılar.
- Eğer öyleyse sonbahar-kış dönemlerı aşılılar ıçın son derece çok krıtık olabılır mı? Aşısızlar da, aşılılardan kaptıkları aşı kaynaklı viral yükler nedeniyle tehlike altında olabilir mi?
Covid aşısı alıp da sağlıklı görülen bireyler için tehlikeli dönemlerden birinin hemen yaklaşmakta olan önümüzdeki sonbahar-kış dönemleri olduğuna dair teoriler ve şüphelerde bulunuyor.. Covid aşılarının ölümcül etkisinin "kış aylarına" özel olarak ayarlanmış olabileceğine dair şüpheler var. Bunun böyle olabileceğine dair ilk temel örnek kanıt, "ormanların yakılması" olarak görülebilir. Çünkü "dünya genelindeki ormanların yakılması ile küresel ısınmayı azdırıp, kış aylarını herkes aşılanana kadar geciktirmeye /daha erken gelmesine çalıştıkları" şüpheleri de bulunuyor. Teoriye göre; "Ormanların yakılması, küresel ısınmayı azdırır ve kış döneminin gelmesi geciktirilir /daha erken gelmesine neden olabilir.." Bu gecikmeyi, "artık kış hiç gelmeyecek, küresel çöl dönemine gireceğiz!" şeklinde değerlendirenler de var ama bu şimdilik bir olasılık. Küresel güçler isteseler herhalde bunu da yaparlar ama sonra kendileri de göt altına girebilirler,çünkü evdeki hesap çarşıya uymayabilir..
Kış döneminin geciktirilmesinin sebebi ise, "daha henüz insanların büyük çoğunluğunun bu öldürücü covid aşılarını olmaması" olarak değerlendiriliyor. Daha erkene alınması ise aşılanan insan sayısı milyarları (en az 3 milyara yakın insanı) bulduğu için, bu sayı, sadece aşıyı olanları değil, aşılılarla temasa geçip viral yük alan aşısızların da olması nedeniyle, yeterli olarak görüldüğü yönünde. Bu nedenle ormanları bilerek,bilinçli olarak yaktıkları, hem de uzaydaki laser teknolojisine sahip uydularla yaptıkları şüpheleri bulunuyor.. Dikkat edilirse, Kalifornia'daki orman yangınları ne gariptirki neredeyse 2-3 senedir devam ediyor ve bu yangınların çekilmiş görüntülerine bakıldığında, ormanlar içinde yatay olarak uzunlamasına giden devasa bir ateş çizgisinin olduğu görülüyor. Bu devasa ateş çizigisini yapabilecek bir canlı türü yoktur herhalde,yeryüzünde. Bunu yerde yapabilmek için binlerce insanın bir araya gelip, yatay olarak uzunlamasına bir koridor şeklinde sıralanmaları ve ormanları ateşe vermeleri gerekir ki, bu bile, görüntülerdeki ateş çizgisini birebir oluşturabilmeleri çok mümkün gözükmüyor gibi. Çünkü görüntülerdeki o ateş çizgileri öyle belirgin ki, bunun insan eliyle yakıldığını söyleyebilmek çok zor bir tahmin.. Bunu yapabilecek tek bir kaynak olabilir ki,o da "tek bir noktaya odaklanan çok güçlü ışık kaynağına sahip lazer teknolojisidir.." Bu tür lazer teknolojisi ile sadece değil ormanları yakmak, istemediğiniz kişileri bile hedef yapıp-yok edebilirsiniz.. Yani istediğiniz kişilere, kolaylıkla suikastlar yapabilirsiniz,hem de uzaydan uydularla,kimse çakmadan.. Böyle bir silaha sahipseniz, bunu kolaylıkla yapabilirsiniz..
Bu tür lazer teknolojisine "Yönlendirilmiş enerji silahı (Directed energy weapon-DEW)" deniyor ve bu uzaydaki uydulardan ve yerden özel olarak yapılmış cihazlarla elde edilebiliyor ve bunlara sahip olan ülkelerin olduğu da biliniyor. Ancak bu teknolojiye sahip şirketler ve ülkeler, bu tür "yönlendirilmiş enerji silahlarına (dew)", "silah" yerine "temiz enerji aktarımı" ismini veriyor. Böylece "ormanların yakılması, insanlara suikastlar düzenlenmesi" vb gibi suç şüphelerinden de kurtulmuş oluyorlar.. Öyle görülüyor ki küresel güçlerin kontrolünde olan şirketler ve devletler aracılığı ile uzaydaki yönlendirilmiş enerji silahına sahip olan uydulardan gönderilen lazer silahları ile dünyadaki ormanları tek tek yakmaya başladılar ve bu "kış dönemi gelene kadar tüm insanların aşılanması" gerçekleşene kadar da ormanları yakmaya devam edecekler ve böylece "tüm insanlar aşılanana kadar kış döneminin geciktirilmesi" sağlanmış olunacak,gibi görülüyor..Yada tam tersi bu yangınlar, dondurucu ayların erken gelmesine sebep olabilir ve bu kış ayında "toplu ölümler" başlayabilir..
Aşı olan tüm insanlar kış geldiğinde ölecek mi? Ne olacak?
Yani bu covid aşılarının faydalı mı yoksa zararlı mı,ölümcül mü olup-olmayacağı ancak sonbahar-kış dönemleri geldiğinde belli olacak gibi görülüyor. Bazı şüpheler, "sonbahar-kış dönemlerinde, (özellikle de mRNA) aşı olan insaların hemen hepsinin pat pat diye ölecekleri" konusunda bir düşünceye sahip..
Peki neden sonbahar-kış dönemi?
Çünkü,sonbahar-kış dönemleri tüm dünyada "grip vakaları ve buna bağlı ölümlerin" en çok olduğu dönemler olarak biliniyor. Covid'de gribin başka bir vesiyonu olduğu için, eğer covid aşılarında covid gribi ile bir ilişki varsa (ki aşı sonrası artan covid vaka,varyant ve ölümlere bakılırsa var gibi görülüyor),büyük ihtimalle bu sonbahar-kış dönemleri, bu aşıyı alanlar için çok kritik dönemler olarak görülebilir. Sonbahar-kış dönemleri gerçekten çok kritik dönemler olabilir.. Bu aşıların işe yarayıp-yaramadığını bu dönemlerde görebilmek en mantıklısı. Çünkü covid'de dahil tüm gripler nerdeyse kış dönemlerinde ortaya çıkıyor ve insanlar bu nedenle ölüyor. Bakalım covid aşısını alanlar için bu sonbahar-kış dönemleri ne derece kritik olacak? Bu olasılığı, "aşı sonrası ölen ve zarar gören insanların olması ve aşı sonrasında insanları gelecekte neler beklediği, ölecekler mi,ölmeyecekler mi,kalıtsal herhangi bir hastalığa,rahatsızlığa yakalanıp-yakalanmayacaklarının, belirsizliğinin korunması yani bilin(e)memesi nedeniyle anlayabilmek hiç de zor olmayacaktır."
"Ancak tabii ki bizim de umudumuz,duamız bu covid aşılarını alan tüm masum insanların hiç birine birşey olmaması ve şüphelerin tam tersine bu aşıların onlar için yüce Allah(cc) izniyle şifa olması" yönündedir.. Allah(cc) ne derse o,O'nun dediği olur.."
Gerçek zehirli ve ölümcül covid aşılarını herkes olmadı mı?
Olasılık..Ve bir şüphe..
-Her covid şişelerin içerisinde bulunan maddeler, gerçek zehirli ve ölümcül covid aşıları içeren maddeler olmayabilir. Neden,çünkü.. Covid şişelerinin hemen hepsi barkodlu ve/veya seri numaralı. Yani her bir kişiye ayrı ayrı zimmetlenebilen bir özelliğe sahiptir. Bu barkodlu ve/veya seri numaralı covid şişelerinin hangisinde gerçek zehirli ve ölümcül covid aşı maddeleri var, hangisinde plasebo aşı maddeleri var ve hangisinde başka insana zararı olmayan aşı maddeleri var, bunları ancak "aşı firmaları ve/veya devletler"in bildiğini tahmin ediyoruz.
Neden böyle yapsınlar? ; Aklını kullanan insanlar için bu çok basit bir durumdur. Bu gerçek zehirli ve ölümcül covid aşılarını milyarlarca kişiye yaptığınız da, (ortaya anında çıkabilecek) yüz milyonlarca hatta milyarı aşan bir insan topluluğunun bir anda, ölümde dahil zarar görmesi, ne ilaç firmalarının nede devletlerin işine gelir. Bu nedenle, covid şişelerinin hepsinde bu gerçek zehirli ve ölümcül olabilen covid aşı maddelerinin olabileceğini sanmıyoruz.
Peki nasıl hareket ediyorlar? ; Aşı firmaları ve/veya devletler, büyük olasılıkla barkodlu ve/veya seri numaralı sahte ile gerçek covid aşılarını, her insana ayrı ayrı zimmetleyerek, kimlere sahte zararı olmayan covid aşısı, kimlere gerçek zehirli ve ölümcül covid aşısı yapıldığını, kendi sistemlerine kaydederek, özellikle de gerçek zehirli ve ölümcül covid aşısı olanları kendi sistemlerinden bu şekilde takip ederek, onların ölümde dahil herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaştıklarında, bunu kendi sistemlerine kayıt ettiklerini ancak bunu yaparken halkın öfkesini çekmemek için bunu çok gizlilik içerisinde yaptıklarını tahmin ediyoruz.
Bu olasılık, "Ben aşı oldum bana birşey olmadı!" diyen çok sayıda insanın yanısıra, aşı sonrası hayatını kaybeden ve zarar gören (yaralanan) ama devletler tarafından gizlenen yüzbinlerce (hatta milyonlarca) insanın olmasından dolayı çok kuvvetli bir olasılıktır. Tabii,bu tek başına yeterli bir geçerlilik olmayabilir ve başka nedenler de olabilir,bu ayrı bir konu..
"Seçilmiş kişilere gerçek covid aşısı yapılmamış olması" olasılığı.. Eğer öyleyse bu seçilmiş kişiler kim?
"Açıkçası özellikle de mRNA aşılarının tehlikelerini bilen ve "aşı yanlısı" olarak gözüken dünyadaki siyasilerin,devlet başkanlarının,seçilmiş hekimlerin,sanatçıların,sporcuların,aydınların,gazetecilerin vs vs seçilmiş kişilerin ve ailelerinin, bu gerçek covid aşısını almadıklarını ve medyaya servis ettikleri "aşı olmayı" gösteren foto ve video görüntülerinin ise birer aldatmacadan ibaret olduğunu tahmin ediyor ve bunların gerçek covid aşısı aldıklarına hiç bir şekilde inanmadığımızı belirtmek istiyoruz.."
İşte bu yüzden,şu soruların doğru olarak cevaplanması gerekiyor,diye düşünüyoruz..
- Kimler gerçek covid aşısı oldu, kimler olmadı, kimler olmuş gibi gösterildi?
- Kimlere plasebo aşısı yapıldı? Kimlere gerçek covid aşısı yapılmadı,torpil geçildi?
"Hep aklımızı kurcalar. Deneysel Gen Terapisi altındaki bu gerçek covid aşılarını kimlere yaptılar,kimlere yapıyor gibi gösterip,plasebo aşısı yaptılar/hiç yapmadılar? Kimlere torpil geçildi,kimlere kobay faresi gibi davranıldı? Artık gerçekleri bilmek istiyoruz çünkü ölenler var.."
Acaba tüm insanların aşılanması mı sağlanılıyor yoksa sadece (seçilmiş elitler aşı olmayıp-gözden çıkarılmış seçilmiş sıradan topluluklara mı aşıyı yapıyorlar? Bu şekilde) kandırılıyor muyuz?
Ortalıkta dolaşan büyük şüphelerden biri de,bu covid aşılarının özellikle de mRNA aşılarının tehlikelerini bilen "dünyadaki siyasi liderlerin,devlet adamlarının ve ailelerinin bu ölümcül covid aşılarını gerçekte olmadıkları ve medyaya servis ettikleri foto ve video görüntülerinin ise hileli ve aldatmacalı görüntüler olduğu ve insanların kandırıldıkları" yönündedir. Ve aynı şekilde devletlerin özellikle de özel olarak seçilmiş bazı "hekimlerin,sanatçıların,gazetecilerin ve diğer aydın kesiminin büyük çoğunluğunun" sosyal medyada "aşı yanlısı" diye görünmelerine karşılık hem kendilerinin hem de ailelerinin bu ölümcül covid aşılarını almadıkları ve devletler tarafından "covid aşısı almış gibi kaydedildikleri" ve hileli ve aldatmacalı foto ve video görüntüleri ile insanların ölümcül covid aşılarına maruz kalmaları sağlandığı şüpheleri de bulunuyor..
"Ve inanıyorum ki onlar ve bu sahtekarlığa karışan diğer herkes, aşıları olmadığı için tamamen güvende olacaklarını varsaydılar. Seçkinlerin çoğuna ve daha önemli ünlülere deneysel aşılardan biri yerine plasebo verildiğinden şüpheleniyorum. Hiçbir zaman aşı tarafından öldürülme, aşı tarafından ciddi şekilde yaralanma veya patojenik priming geliştirme riski altında olmadılar ve daha sonra virüs enfeksiyonuyla bir sonraki temaslarında inanılmaz derecede savunmasız hale geldiler. Bence seçkinler güvende olduklarını düşündüler. Milyonlarca ölümle sonuçlanacak ama kendilerine zarar vermeyecek bir plan yaptıklarını düşünüyorum. " dr. vernon coleman (443)
"Bazıları diyebilir… ama annemle (ya da her kimseyle) sıkıldıktan sonra birçok kez birlikte oldum ve bana böyle bir şey olmadı!" Lütfen herkesin deneysel bir vax almadığını unutmayın. Başkan Trump, "şişelerin çoğunu salinle değiştirmek için orduyla anlaşmıştı!" Yani, herkes sahip olduğunu düşündüklerini almamıştır." dr marilynj williams (428)
"Sahte başkan Biden kısa süre önce arkasında sahte bir Oval Ofis seti ile sağlam bir sahnede otururken sahte bir aşı güçlendirici çekimi aldı ve şu soruya başladı: Sahte bir aşı güçlendirici fotoğrafı için Beyaz Saray'ı neden taklit etmeleri gerekiyor? sahte salgın? Olay yerinden bazı fotoğraflara göz atın, her şeyin sahte pencerelerle ve her şeyle sahnelendiğini ortaya koyuyor: Şu soruyu soruyor: Eğer Joe Biden (o bile o mu?) Beyaz Saray'a gerçekten erişebiliyorsa, neden daha fazla aşı propagandası yapmak için sahte bir tane inşa etmek zorunda olsunlar?" (452)
Aslında "dünya genelinde uygulandığını düşünülen devletler tarafından özel olarak seçilmiş kişilere ve ailelerine bu ölümcül covid aşılarının yaptırılmadığı, sanki yaptırılmış gibi kaydedildiği ve insanların büyük çoğunluğunun hileli ve aldatmacalı foto ve video görüntüleri ile aldatıldıkları ve bu nedenle ölümcül covid aşılarına maruz bırakıldıkları" gibi bu tür şüpheler bize;
- dünya genelinde bilinçli olarak "insan ayrımı" yapıldığını gösteriyor ve sonbahar-kış dönemi geldiğinde, gerçek covid aşısını alan insanların öleceği, sanki olmuş gibi gösterilen seçilmiş kişilere ise hiçbirşey olmayacağı kuşkusunu da beraberinde getiriyor. Devletlerin özel olarak seçtikleri kişiler, bir nevi küresel güçlere itaat eden "yeni düzenin kölesi kişiler" olarak yerini alacaklar ve kış döneminden sonra ölen milyarlarca insanın ardından, bu seçilmiş kişiler ve aileleri hayatta kalacaklar ve küresel güçlere hizmet etmeye başlayacaklar ve "yeni düzenin modern köleleri" olarak tarihe geçecekler.. Olasılık, devletlerin bu seçilmiş insanları "tüm insanlığı kandırdıkları" nedeniyle tehtid ve şantajlarla köle yapacakları yönünde.. Evet, tüm insanlar! aşılandıktan sonra kış dönemi geldiğinde olacaklar belki çok korkunç olabilir. Covid aşılarının yaptırılıp-yaptırılmadığı yönünde "insan ayrımı" yapıldıysa eğer(ki yapıldığına dair şüpheler var), kış dönemi geldiğinde gerçek covid aşısını alanlar bir şekilde pat pat diye ölecekler ve sanki almış gibi görülenler ise hayatta kalacaklar gibi görülüyor..Ama tabii bunların hepsi birer şüphe,teori..Umarız gerçekte böyle birşey olmaz..
SORU : Sonbahar-Kış dönemleri grip ve gribe bağlı ölümlerin çok olduğu dönemler. "Peki, covid aşılarında ısrar etmelerinin sebebi, aşısızların da biran önce geciktirilen sonbahar-kış dönemi gelene kadar aşı olmalarını sağlamak için olabilir mi? " Aşı sonrası artan vaka,varyant ve ölümlerden neyi anlamamız gerekiyor?
"ABD,AB,Rusya ve ÇİN'in bu gerçek covid aşılarını, kendi toplumlarına yaptırmadıkları" şüpheler arasında..Peki,neden?
Covid aşılarının tehlikelerini bilen ABD,AB,RUSYA ve ÇİN'in bu gerçek covid aşılarını, kendi toplumlarına yaptırmadıklarına dair ciddi şüpheler de bulunuyor. Dünya genelinde covid aşılarının ne kadar tehlikeli olduğunu bilen insanların sayısı,aşı aşı diye direten insanların sayısından az değildir. Kaldı ki aşı lobisinin bilmeden reklamını yapan kişilerin içinde bile covid aşılarına ve pandemiye inanmayan milyarlarca insanda vardır. Bunlar da aşı tereddütü olan insanlarla birleşir ve aşı lobisine hizmet eden yönetimlere karşı bir mücadele başlatırlarsa,bu yönetimlerin ayakta kalması pek mümkün olmayabilir.. Yani dünya çapında aşı lobisine kul köle olan yönetimlerin hiçbiri bu insan gücüne dayanamaz,yok olup gider.
ABD ve AB yönetimlerinin kendi halkına karşı yaptıkları aşı dayatmaları tamamen gerçekçi olmayabilir. Covid aşılarının tehlikelerini bilen ABD,AB gibi batılı devletler hiçbir şekilde bu aşıları kendi halkına, ordusuna ve hele de çocuklarına yapmaz. Yapıyor gibi gösterip,dış dünyaya bunu bu şekilde göstererek,başta Türkiye gibi kendilerine rakip olan müslüman ülkelerle birlikte diğer ülkelerin nüfus yapısını aşılamalarla değiştirmek (nüfuslarını azaltmak) ve asker ve polisleri de aşılayarak ülkeleri işgale hazır hale getirebilmek,batılıların kanlı hileli bir stratejesi olabilir. Terör örgütlerinin neden aşı aşı diye direttiklerini halen akletmez misiniz? Ülkelerin hele de ülkemizin işgal edilmesinin en kolay yollarından biri,covid aşılarıyla ordumuzun ve polisimizin etkisiz hale getirilmesi gibi gözüküyor. Tabii Çin ve Rusya'yıda unutmamak gerekiyor. Bu ülkelerin de kendi toplumlarına gerçek covid aşısı yaptırmadıkları söyleniyor..Dikkat ederseniz bunların hepsi de aşı tedarikçisi ülkeler..
* Afrika nüfusu tehtid altında mı? Afrikayı işgal etmek için milyonlarca Afrikalıyı aşılar ve diğer araçlarla (zehirli gıdalar,çevre ekonomik kıtlıklar,eksiklikler vb yollarla) öldürecekler mi?
ABD ile AB ülkeleri,uzun yıllardan beri Ortadoğu ve Afrika coğrafyasında ciddi faaliyetler gösteriyor ve aslında bu topraklarda yaşamayı dahi düşünüyorlardı. Çünkü, bu topraklar kendi ülkelerinin topraklarına göre daha bereketli topraklar ve kendi ülkelerinin "küresel ısınma" vb gibi küresel iklim değişiklerinde artık neredeyse yok olma eşiğine kadar kullanılamaz topraklar haline geleceği öngörülerden biridir. Aynı tehlikeli olasılığın, Rusya ve Çin'in bulunduğu Asya toprakları için de geçerli olabileceği endişeleri de bulunuyor.. ABD ve AB zaten uzun yıllardan beri özellikle de Afrika topraklarına göz dikmiş, buralar da ciddi anlamda yatırımlar ve faaliyetler yapmaya başlamıştı. Bu küresel iklim değişikliğinde kendi ülkelerinin de yok olma olasılığını bilen Rusya ve Çin'in de son zamanlar da özellikle de Afrika topraklarına yatırım yaptıkları ve faaliyetler içerisinde olduklarını görebilmek mümkündür..
Aşı üretici ülkeler olan ABD,AB ülkeleri,Rusya ve Çin'in ,"sahte salgın pandemi"sini oluşturarak, aşılamalar yoluyla yerleşmek istedikleri özellikle de Türkiye'ninde dahil olduğu hem Ortadoğu hem de Afrika ülkelerinin nüfuslarını azaltmaya çalıştıkları, şüpheleri bulunuyor..Bu şüpheler, aşı üreticisi ülkelerin, neden kendi toplumlarına gerçek covid aşılarını gerçek anlamda yaptırmadıkları olasılığı ile eşitleniyor.. Küresel elitlerin, neden "aşı aşı" diye bu kadar acele ettiklerini ve aşı terddütü olan insanlara adeta savaş açtıklarını şimdi çok daha iyi anlayabiliyoruz? Amaçlarının, istenmeyen seçilmiş bazı ülkelerin nüfuslarını azaltmak olduğunu rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz.. Peki, bu covid aşı soykırımı sonunda hangi ülkelerin toplumlarında ciddi bir anlamda azalma olacaktır? Bunu, bekeleyip göreceğiz. Herşeyi zaman gösterecktir.
"Aşı tereddütü olan insanlar yeni terör tehtidi olarak mı fişlenecek?"
"Covid aşılarına tereddütü olanlar yeni "terör tehtidi" olarak fişlenip, "terör yapılanması" adı altında onlara çeşitli operasyonlar mı düzenlenecek?"
Bu gelişme/haber, batı dünyasında özellikle aşı tereddütü olanlar arasında flash haber olarak verildi. En son gelen bir haber nedeniyle, aşı tereddütü olanlara karşı "ülkelerin istihbarat servislerinin, aşı karşıtlarına karşı çok ciddi sonuçları olabilecek yeni planları olabileceği" yönünde endişelerin oluşmasına neden oldu.. Endişenin kaynağı, "İsviçre istihabarat servisi tarafından, Kovid-19 aşı bölgelerine yönelik terör saldırılarına karşı uyarıda bulunduğuna" dair haberdi.. (238,239,240)
Peki, eğer bu doğruysa, bu ne anlama geliyor? Yani ne yapacaklar? Aşı karşıtlarına bir tuzak hazırlayarak, onları "illegal terör yapılanması" olarak mı suçlayacaklar? Bu yönde bir endişe mi var? Öyle gibi gözüküyor ancak haber yeni olduğu için, henüz bu konuda sessizlik hakim.. İşte o haber ve yorumlar..
"İsviçre, Kovid-19 aşı bölgelerine yönelik terör saldırılarına karşı uyardı
Lozan'daki bir aşı merkezinde sağlık çalışanları. İsviçre'nin aşı teslimatları İsviçre ordusu tarafından yürütülmektedir. NZZ Sonntag gazetesinin 29 Ağustos Pazar günkü haberine göre, İsviçre Federal İstihbarat Servisi "aşı merkezleri, ulaşım ve üretim tesisleri de dahil olmak üzere koronavirüs aşısı altyapısına yönelik potansiyel terör saldırıları konusunda" uyarıda bulunuyor. Daire sözcüsü Isabelle Graber NZZ'nin sorularına verdiği yazılı yanıtta, "Bu tür hedeflere yönelik saldırılar hem büyük kalabalıkları vuracak hem de medyada yoğun bir haber oluşturacaktır." dedi.
Gazetenin haberine göre, daire militan grupların saldırılarından endişe duyuyor. Daireye göre, şu ana kadar planlı saldırılara dair somut bir belirti yok. İsviçre'nin aşı teslimatları İsviçre ordusu tarafından koordine edilir ve yürütülmektedir. Dozlar gizli yerlerde saklanır. Moderna'nın aşı üreticisi Lonza Group'un bir sözcüsü gazeteye verdiği demeçte, şirketin "bu tür hassas konular hakkında" yorumda olmayacağını söyledi. İsviçre'de son haftalarda Covid-19 vakalarında ve hastaneye yatışlarda önemli bir artış yaşandı. Alp ülkesi, nüfusun yüzde 55,6'sını karşılamaya yetecek kadar 9,51 milyon aşı dozu dağıttı. Bu, Avrupa'nın büyük ekonomileri arasında en düşük aşı oranlarından biridir. NZZ ayrıca, Sağlık Bakanı Alain Berset'in bir röportajda mobil aşılama çabalarının artırılması gerektiğini söylediğini bildirdi. Bay Berset, "Kantonlar çok daha fazla mobil aşı ekibi göndermeli." dedi. Federal meclis üyesi, geri dönen yolcular için zorunlu karantinalar gibi seyahat kısıtlamalarının yeniden getirilebileceği konusunda da uyardı." (238)
"James Corbett | Kırmızı Alarm: Yanlış Bayrak Geliyor 2 Eylül 2021
İstihbarat servisleri bir sonraki terör saldırısını tanımlamaya başladığında bu ne anlama geliyor.. Bu konuda hiçbir zekası olmamasına rağmen mi? Peki eski kabine yetkililerinin bedensel özerklik savunucularını intihar bombacılarıyla karşılaştırmaya başlaması ne anlama geliyor? Sahte bir bayrak geliyor. Ve bunu başardıklarında inanmayın.(...) bu İçeriğin Yansıtıldığı (...) Lütfen orijinal oluşturucuyu destekleyin. Bu videonun orijinal kaynağı sayesinde tüm kredi, telif hakları ve samimi." (239)
"Kırmızı Alarm: Yanlış Bayrak Geliyor!
İstihbarat servisleri bir sonraki terör saldırısını tanımlamaya başladığında bu ne anlama geliyor. . . Bu konuda hiçbir zekası olmamasına rağmen mi? Peki eski kabine yetkililerinin bedensel özerklik savunucularını intihar bombacılarıyla karşılaştırmaya başlaması ne anlama geliyor? Sahte bir bayrak geliyor. Ve bunu başardıklarında buna inanma." (240)
NOT : Sitedeki yorumları okumanızda fayda var. Çok ilginç tespitler yapılmış..
BİLGİ : Şu gerçeği de unutmayalaım,eğer bu haber doğruysa ve gerçekten de "aşı tereddütü olan insanlara karşı böyle kirli planlar hazırlanmışsa", demek ki bu durum "aşı tereddütü olan insanların ,tereddütlerinde ne kadar haklı ve covid aşılarının ne kadar tehlikeli olduğunun da bir kanıtıdır" diyebiliriz.. Ülkelerin istihabarat servislerinin, illegal terör ve mafya örgütlerini,çete yapılanmalarını ve her türlü yasadışı örgüt yapılanmalarını, nasıl kendileri için kullandıklarını artık herkes biliyor. CIA'nın El-Kaide,İŞİD,Boko Haram gibi terör yapılanmalarını kurması,geliştirmesi ve kontrol emesi gibi örnekler çok sayıdadır..Bunlar sadece ABD CIA ile sınırlı değildir,diğer ülkelerin de aynı faaliyetlerde olduklarını artık herkes biliyor..Ülkelerin istihbarat servislerinin, bu illegal yapılanmaları kullanarak, aşı tereddütü olanlara karşı kirli planlar yapabilmesi hiç de olmayacak birşey değil..Bakalım,dediklerini yapacaklar mı? Bekleyip göreceğiz..
EĞER GERÇEK BİR PANDEMİ OLSAYDI
Eğer gerçekten bir pandemi(gerçek salgın) olsaydı,dünya nüfusunun en az yarısı ölürdü. Aynı şey Türkiye için de geçerli,nüfusun en az yarısı yok olurdu herhalde. 80 milyonun 40 milyona düştüğünü hayal edin. Bunun 5 milyon olduğunu söyleyenlerde vardı. Ne kadar korkunç öyle değil mi?
Eğer gerçekten bir pandemi(gerçek salgın) olsaydı,ekranlara çıkartılan o şöhretli hekimleri belki de göremeyecektik, o zaman hepsinin salgından ölme ihtimali %99 mümkün olurdu herhalde..
Eğer gerçekten bir pandemi(gerçek salgın) olsaydı,ekranlara çıkan siyasiler,şöhretli hekimler,gazeteciler ve diğerleri MASKESİZ olarak kameralara bol bol poz vermezlerdi herhalde .Akıl mantık alıyor mu hiç,gerçek salgın olacak ve bunlar maskesiz hareket edecekler..
Öyle görülüyor ki,Covid aşılarının asıl hedefinde çocuklar var gibi görülüyor.Amaç Covid aşılarını,tıpkı çiçek ve kızamık gibi çocuk dönemi aşılarının hemen her yıl okullarda yapılması gibi sıradan hale getirmek ve her yıl çocuklara bu menet aşıların yapılmasını sağlamak olabilir. Eğer tabi ki bu yapılana kadar çocular,insanlar sağ kalırsa.. Yaşayıp-yaşayamacakları bile belli değil.. Çiçek ve kızamık gibi çocukluk dönemi aşılamaları ile bu bulaşıcı hastalıkların tarihe karıştığı söyleniyor. Bunun ne kadar düzmece olduğu,her sene çocuklar üzerinde yapılan bu aşılamalardan anlıyoruz. Madem bulaşıcı hastalıklar tarihe karıştı,öyleyse niçin bu aşılar yapılmaya devam ediliyor? Çiçek-kızamık aşılamaları ile bu bulaşıcı hastalıklar tarihe karıştıysa bile,dünya genelinde heryıl yapılan bu aşılamalar sonrasında ölen-zarar gören binlerce çocuğun durumlarının ne olduğu ise belli değil.Bu çocukların ölüm-yaralanma raporlarına ne yazıyor olabilir? Tahmin?
"Eskiden çocukluk aşıları olarak da bilinen çiçek,kızamık gibi aşılar okullarda yapılırdı.Aşı sonrası ölen ve yaralanan çocukların kayıtları ise tutulmazdı. Covid aşı sonrası yan etkiler gibi saklanırdı. Çocukluk aşıları da masum değildir. Bu aşılar çiçek,kızamık gibi hastalıkları bitirmemiştir. Aşı sonrası hayatta kalan çocukları örnek göstermek yanlıştır. "Aşı sonrası hiç kimse ölmemiştir." diyenler doğru söylüyor. Çünkü aşı sonrası ölen ve yaralananların kayıtları hiç bir şekilde tutulmuyor."Aşı sonrası yan etki" bildirimlerine bildirilen bildirimler bile açıklanmıyor."
"İnsanları aşıya zorlamak ve aşı olmayanlara kısıtlamalar getirmek IRKÇILIKTIR. Nefret ve ayırımcılık suçu, 5237 sayılı TCK’nın 122. maddesinde “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde de düzenlenmiştir."
HADİSLERLE AHİR ZAMAN GELECEĞİ.. (Covid döneminde yaşadıklarımıza ne kadar çok benziyor)
Naim Hz. Ali’den (ra) rivayet etmiştir;
* “ Çok yaygın ve sona ermesi mümkün görülmeyen bir fitne çıkacak ve bu fitne semadan üç kez “ Emir Mehdi’dir, gerçek O’dur” şeklindeki nidaya kadar sürecektir."
* “ O günün alameti; Semadan bir el uzanacak ve insanlar ona bakacak ve göreceklerdir”
Rivayetlere göre, Deccal çıktığı gün bütün dünya işitir.
* “Deccal zamanında haberleşme araçları… O derece terakki edecek ki, bir hadise bir günde umum dünyada işitilecek. Rayda ile bağırır, doğu-batı işitir ve gazeteler okunur… Diye zuhurundan on asır evvel telgraf, telefon, radyodan mucizâne haber verilmektedir.”
* “Ne zaman, adaletsiz hakimlerin eliyle zulüm ve haksızlık, hile ve dolandırıcılık, tüm insanları ezmeye başlarsa, benim temiz ailemden, benim isim ve nişanımı taşıyan Semavi bir kurtarıcı kıyam edecek ve huzur her yere yayılacaktır.” (285)
Son zamanlarda uzayda çoğalan uydular ve bunların uzaydan gönderdikleri çeşitli türdeki sinyaller;
----------------------------------------------------------------------
- Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır: zaman daralacak ve vasıtalarla mesafeler kısalacak.. (Buhari, Fiten, 25; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/313)
- O günün alâmeti:Semadan (gökyüzünden) bir el uzanacak ve insanlar ona bakacak ve göreceklerdir... (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar, s. 53)
- O günün alâmeti,semada (gökyüzünde) uzatılmış ve insanların kendisine bakıp durduğu bir el'dir.. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 69)
Son zamanlarda artan iklim değişiklikleri
----------------------------------------
- Zaman kısalıp;sene,ay,ay hafta,hafta gün,gün saat,saat de ateş tutuşturacak kadar az bir zaman olmadıkça kıyamet kopmaz.. (Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 95)
Son zamanlarda artan binalar ve yeni şehircilik faaliyetleri..
---------------------------------------------
- Yüksek yüksek binalar inşa edilmedikçe kıyamet kopmaz..(Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 468)
- Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır:yüksek binalar yapmada insanlar birbirleriyle yarışacak... (Buhari, Fiten, 25; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/313)
Dünyada son zamanlarda artan depremler..
-------------------------------------
-Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır:depremler çoğalacak.. (Ramuz-El Ehadis, 476/11)
-Kıyametten önce bir büyük hadise vardır:zelzeleli yıllar... (Ramuz-El Ehadis, 187/2)
-Büyük şehirler,sanki dün yokmuş gibi helâk olur.. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38)
Son zamanlarda artan iç savaşlar,kargaşalar,anarşiler,suikastler,yargısız linç ve idamlar,aşılarla gelen ölümler,katliamlar..
------------------------------------------------------
- Kıyametin hemen yakınında,anarşi ve kargaşa günleri vardır.. (Suyuti, Cami'üs Sagir, 3/211; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 2/492)
- Dünya hercü merc içinde kaldığında,fitn eler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde,bazıları bazılarına hücum ettiğinde.. (Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 454)
- Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır:ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek… (Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392)
- Cinayetler artmadıkça kıyamet kopmaz.. (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 468)
Son zamanlarda artan yapay zeka,klonlama insanlar vb artması..
-------------------------------------------
Kişiye (kendi) sesi konuşmadıkça…kıyamet kopmaz.. (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 471)
Son zamanlarda ilim adı altında insanların kandırılmasının artması..
-----------------------------------------
- Kıyametin yaklaşmasına doğru okuryazar çoğalır.. (Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 93; Ramuz-El Ehadis, 1/121)
- Alimler,ilmi sırf para kazanmak için öğrendiğinde,dini dünyalık karşılığında sattıklarında..hükmü sattıklarında…k ıyamet yaklaşmış olacaktır... (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 480)
- Ahir Zaman'da öyle adamlar çıkacak ki;dinlerini dünya menfaatleri karşılığında satacaklardır..Bunlar yumuşak görünmek için koyun postuna bürünecekler..dilleri şekerden tatlı,fakat kalpleri kurt kalbi gibi katı olacaktır... (Tirmizi, Zühd, 60)
- Sığırların dilleriyle yalayarak yediği gibi,dilleriyle geçimlerini temin eden birtakım insanlar ortaya çıkmadıkça kıyamet kopmaz.. (Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 101)
- Ahir Zaman'da kurt okuyucular olacak..Kim o zamana yetişirse, şerlerinden Allah'a sığınsın..Onlar çok kokmuş insanlardır..Riyakarlık (ikiyüzlülük) hakim olacak;riya (ikiyüzlülük) ve gösterişten utanılmayacak.. (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 470)
- Dedikoducuların,gıybetçilerin ve alaycıların artması kıyamet alâmetlerindendir... (Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 93)
- Kıyamet yaklaşınca o devrin en itibarlıları,yaltaklık ve dalkavukluk yapanlardır.. (Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 97)
- Peygamber şöyle dedi:"İlim insanlardan alınacak." Ziyad şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, biz Kuran'ı okuduk ve okuyoruz; hanımlarımıza ve çocuklarımıza da okutuyoruz.Bu ilim bizden nasıl alınacak?" Peygamber şöyle buyurdu: "Yahudilerin Tevrat'ı ve Hıristiyanların İncil'i hakkında bilgin yok mudur?..Onlar o kadar Tevrat ve İncil okudular,hani onlarda bundan birşey kaldı mı?.." (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 483)" (286)
"Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcılık yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler." Ahzab Suresi, 60. ayet: (287)
* Yüce Allah(cc), "bunların yaşanacağını" asırlar öncesinden Kur'an'da bize ayetlerle açıklıyordu.
Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah(cc), "insanı, bir hanif olarak din fıtratına göre yarattığını" söylüyor ve "yaratılışında bir değişme olmadığını ve insana, bu fıtrata yönelmesini" konusunda uyarıyor ve şeytanla mücadele de çok önemli bir ipucu veriyordu;
"Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler." Rûm Suresi 30 (389)
- Ve başka bir ayette, şeytanın bu konuda "nasıl tuzaklar kuracağına" dair başka ipuçları da veriyordu;
"Allah şeytanı lânetlemiştir, o da “Kullarından belli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara kaptıracağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” demiştir. Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinen kimse elbette apaçık bir ziyana düşmüş olur." Nisâ Suresi 118-119 (390)
- Ve başka bir ayette de, din fıtratı üzere yarattığı insana "tuzak kuranlara, kendisinin tuzaklar kurup,bu tuzakları boşa çıkarttığını ve tuzak kuranların en hayırlısının kendisi olduğunu" söylüyerek, "insanın, yüzünü din fıtratına döndürmesi" karşılığında, şeytanla mücadele de başka bir ipucu daha veriyordu.
"İnkar edenler seni tutup bağlamaları (etkisiz hale getirmeleri), öldürmeleri, ya da (yurdundan) sürmeleri için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. (ki kurulan tuzakları bozuyordu) Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. (O, kendisine karşı tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirir). Enfâl Suresi 30 (391)
- Bu ayette de Allah(cc), "mülk ve hükümranlığın ,tek ve Kahhar (kahreden) olanın sadece kendisinde olduğunu" söyleyerek, insanlara "şeytanla mücadele"de başka ipuçları ile önemli mesajlar veriyordu..
"O gün onlar kabirlerinden meydana fırlarlar. Kendilerinin hiçbir şeyi Allah’a karşı gizli kalmaz. "Bugün mülk(hükümranlık) kimindir?" "Tek ve (her şeyi kudret ve hâkimiyeti altında tutan) kahhar olan Allah’ındır." Mü'min suresi 16 (392)
KISACA SONUÇ
Covid-19 aşılaması başlarken Prof.Dr.Luc Antoine Montagnier'in yaptığı uyarısı ve aşı sonrası yaşanan ölümleri gösteren bir tabloyu mizahi yönden gösteren bir illustrasyon. - Temsili Illustration :E.Y
Illistrasyon anlamı,manası;
Kısaca ; "İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü"nü keşfinden dolayı "Fizyoloji" veya "Tıp" dalında Nobel Ödülü sahibi olan bilim insanı ve hayatını virüslere (onların çalışma prensibine vb) adamış Prof.Dr.Luc Antoine Montagnier, daha önce "Aşılama eğrisini ölüm eğrisi izler. Yeni varyantlar aşının ürünüdür ve aşılamadan kaynaklanmaktadır. Aşıdan sonra daha fazla insan enfekte oluyor. Doktor gibi davranın koyun gibi değil." diye uyardığında, ana akım medya ve kuklaları onunla "Kapa çeneni! Aşı karşıtı! Komplocu! Hain!" dercesine dalga geçtiler ve onu susturmaya çalıştılar. Daha sonra ise Prof.Dr.Luc Antoine Montagnier'in dedikleri tek tek gerçekleşti. Ne dediyse hepsi gerçekleşti. Aşılama sonrası daha çok insan enfekte oldu, aşıya bağlı varyantlar arttı ve insanlar tek tek ölmeye başladı. Ama kimse bu olumsuzlukların "aşı kaynaklı" olduğunu söyle(ye)medi. Söyleyenler ise susturuldu,susturulmaya çalışıldı. "Aşı karşıtı,komplocu,hain" vb ile suçlandılar ve hatta ilerde "terörist" diye itham bile edilebilirler. İnsanlar, aşı sonrası tek tek ölmeye başladığı için, bunu bilen, duyurmaya çalışan insanları bu şekilde susturmaya çalıştılar ve halen de çalışıyorlar. Adeta tüm insanların ölmesini bekliyorlar gibi.. İşte bu illüstrasyon,bu üzücü tabloyu ifade etmek için ele alındı.
Peki bu bekleyenler ve kuklaları kim? Yani en baştaki tepe başındakiler..Yöneticiler.. Ve diğerleri..
Kimileri bunlar için "Illüminati güçler" diyor.Yani "Yeni Dünya Düzeni"ne hizmet eden ve dünyayı yöneten güçler (Küresel çeteler). Diğerleri de "Psikolojik Manipülasyoncular ve cezalandırıcılar". Bunlar da daha çok "kuklalar" olarak tabir ediliyor.
Yeni Dünya Düzenine hizmet eden ve dünyayı yöneten güçler (The powers that serve the New World Order and rule the world)
* Ana akım küresel organizasyonlar (Mainstream global organizations)
Küresel çeteler,Psikolojik Manipülasyoncular ve cezalandırıcılar (Global gangs,Psychological Manipulators and Punishers))
A) Uluslararası ve gizli örgütler (International and secret organizations)
1) Gizli örgütler (İlaç-aşı lobisi ve Rothschild,Rockefeller vs)
Secret organizations (Drug-vaccine lobby and Rothschild, Rockefeller etc)
2) Uluslararası resmi örgütler (DSÖ,CDC,BM,AB,NATO vs)
International organizations (WHO,CDC,UN,NATO etc)
B) Medya ve Medya kuklaları (Media and Media Puppets)
1) Ana akım medya ve sosyal medya
Mainstream Media and social media
2) Kuklalar (Ünlüler,hekimler,sanatçılar,aydınlar,troller vs ve bunların peşinden gidenler.)
Puppets (Celebrities, doctors, artists, intellectuals, trolls etc and those who follow them.)
C) Devletler (States)
1)Devletler ve silahlı ve silahsız güçler (ülkeler,kolluk kuvvetleri (güvenlik),yargı,dernekler,örgütler,yasadışı yapılanmalar vs)
States and armed and unarmed forces (countries, law enforcement forces (security), judiciary, associations, organizations, illegal structures etc.)
ARAŞTIRMALAR,MAKALELER,HABERLER,BİLGİLER vs vs..
AŞILANMIŞ KİŞİLERİN VİRÜS YAYDIRMASI VE ÇIĞIR AÇAN ENFEKSİYON..
Dünya genelindeki aşıcı küreselci hekimler, ana akım medyayı kullanarak "Çığır açan enfeksiyon" terimini, aşılıların virüs yaydırmasını, işin içine aşısızları da katarak (bilinçli olarak,olay ve kavramları çarpıtarak,yanıltıcı bilgilerle) kullanıyorlar.. Viral yükler aşı sonrası aşılılarda oluştuğu için Çığır açan enfeksiyonun asıl açılımı, "aşılıların, etrafa ve aşısızlara virüsü bulaştırmasıdır.." aslında.. Bunun böyle olduğunu kanıtlayan çok sayıda bilgi,haber ve araştırmalar vardır.. En önemlisi de aşı sonrası artan covid vaka,varyant ve ölümleridir.. Bu gerçeği bilen aşıcı küreselci hekimler, kendi yalanlarının ortaya çıkması endişesiyle bunu kabul etmemekte ve bu nedenle dünya genelinde aşı sonrası giderek artan covid vaka,varyant ve ölümlerle ilgili (çığır açan enfeksiyon,aşısızlar pandemisi" vb gibi yeni yeni uyduruk terimler kullanarak, bu "aşılılardaki bulaşıcılık özelliğinin, aşısızlardan kaynaklandığı" izlenimini yaratarak, sanki "tüm bunların sorumlusunun aşısızlar olduğu" algısını yaratmaya çalışmaktadırlar.. Halbu ki yaşanan gerçekler hiç de öyle gözükmemektedir..
NOT : Yabancı sitelerden alınan haber,makale gibi yabancı dillerin Türkçe çevirilerinde hatalar olabilir. Gerçek çevirileri öğrenmek için kaynaklarına gidip okuyabilirsiniz..
BÖLÜMLER
1.BÖLÜM
AŞILANMIŞ İNSANLAR VİRAL YÜK TAŞIYOR VE YAYIYOR
** DOLAYLI YOLLARDAN VERİLEN HABER VE ARAŞTIRMALARDA BÜYÜK İTİRAFLAR
"Çalışma: Tam aşılı sağlık çalışanları 251 kat viral yük taşıyor, aşısız hastalara, iş arkadaşlarına tehdit oluşturuyor.
Prestijli Oxford Üniversitesi Klinik Araştırma Grubu'nun 10 Ağustos'ta The Lancet'te yayınlanan bir ön baskı raporu, aşılı bireylerin burun deliklerinde aşısızlara kıyasla 251 kat daha fazla COVID-19 virüsü taşıdığını buldu. Prestijli Oxford Üniversitesi Klinik Araştırma Grubu'nun 10 Ağustos'ta The Lancet'te yayınlanan çığır açan bir ön baskı makalesi, COVID aşısının piyasaya sürülmesi için yıkıcı olan endişe verici bulguları içeriyor. Çalışma, aşılı bireylerin burun deliklerinde aşısızlara kıyasla 251 kat daha fazla COVID-19 virüsü taşıdığını buldu. Enfeksiyon semptomlarını hafifletirken, aşılı bireylerin ilk başta hastalanmadan alışılmadık derecede yüksek viral yükleri taşımasına ve potansiyel olarak onları presemptomatik süper yayıcılara dönüştürmesine izin verir.
Bu fenomen, dünya çapında ağır aşılanmış popülasyonlarda aşılama sonrası şok edici dalgalanmaların kaynağı olabilir. Makalenin yazarları Chau ve diğerleri, Vietnam'ın Ho Chi Minh Şehrindeki bir hastane karantinasında sıkı kontrol edilen koşullar altında yaygın aşı başarısızlığı ve bulaşma olduğunu gösterdi. Bilim adamları, iki hafta boyunca hastaneden çıkamayan sağlık çalışanlarını inceledi. Veriler, Oxford/AstraZeneca COVID-19 aşısının (AZD1222) enjeksiyonundan yaklaşık iki ay sonra, tam olarak aşılanmış işçilerin Delta varyantını aşılanmış meslektaşlarına edindiğini, taşıdığını ve muhtemelen ilettiğini gösterdi. Neredeyse kesinlikle Delta enfeksiyonunu hastaları da dahil olmak üzere hassas aşılanmamış insanlara da geçirdiler. Suşların dizilimi, işçilerin SARS-CoV-2'yi birbirine bulaştırdığını doğruladı. Bu, ABD'de Farinholt ve meslektaşlarının gözlemleriyle tutarlıdır ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri direktörünün COVID-19 aşılarının SARS-CoV-2'nin bulaşmasını durdurmadığını kabul eden yorumları ile uyumludur.
11 Şubat'ta Dünya Sağlık Örgütü, semptomatik SARS-CoV-2 enfeksiyonu gelişimine karşı AZD1222 aşı etkinliğinin %63.09 olduğunu belirtti. Chau makalesinin sonuçları, önde gelen tıp uzmanlarının, kötü şöhretli üç COVID-19 aşısının kısmi, sterilize edici olmayan bağışıklığının, numunelere kıyasla SARS-CoV-2'nin viral yükünün 251 katı taşınmasına izin verdiğine dair uyarılarını destekliyor. 2020'deki aşı öncesi dönemden. Böylece, Delta salgınının neden bu kadar ürkütücü olduğunu açıklayan bulmacanın kilit bir parçasına sahibiz - tamamen aşılanmış kişiler COVID-19 hastaları olarak katılıyor ve enfeksiyonun güçlü Typhoid Mary tarzı süper yayıcıları olarak hareket ediyor.
Aşılanmış kişiler, topluluklarına yoğun viral patlamalar yayıyor ve yeni COVID dalgalanmalarını körüklüyor. Aşılanmış sağlık çalışanları neredeyse kesinlikle iş arkadaşlarına ve hastalarına bulaştırıyor ve korkunç teminat hasarına neden oluyor. Devam eden aşılama, özellikle savunmasız hastalara bakan ön saflardaki doktorlar ve hemşireler arasında bu sorunu daha da kötüleştirecektir. Sağlık sistemleri, aşı zorunluluklarını derhal kaldırmalı, Delta'ya karşı güçlü bir şekilde bağışıklığı olan COVID-19'dan iyileşen çalışanların envanterini almalı ve mevcut aşılanmış sağlık çalışanlarının sonuçlarını yüksek riskli hastalar ve iş arkadaşları için potansiyel tehditler olarak değerlendirmelidir." (19)
"CDC şefi, Covid-19 çığır açan bir enfeksiyona yakalanan tam aşılı kişilerin virüsü bulaştırabileceğini söylüyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri Direktörü Dr. Rochelle Walensky Perşembe günü yaptığı açıklamada, Kovid-19'da çığır açan bir enfeksiyon kapan tam aşılı kişilerin virüsü bulaştırabileceğini söyledi. Walensky, CNN'den Wolf Blitzer'e “Aşılarımız son derece iyi çalışıyor” dedi. "Ağır hastalık ve ölümle ilgili olarak Delta için iyi çalışmaya devam ediyorlar - bunu önlüyorlar. Ama artık yapamayacakları şey bulaşmayı engellemek." Walensky, bu nedenle CDC'nin geçen hafta kılavuzunu değiştirdiğini ve şimdi aşılı kişilerin bile içeride maske takmasını tavsiye ettiğini söyledi. Geçen hafta ajans, Delta varyantının aşılı ve aşısız kişilerde enfekte olmaları durumunda benzer miktarlarda virüs ürettiğini gösteren bir çalışma yayınladı; Yeni bir enfeksiyona yakalanan aşılı kişilerin aşılanmamış kişilerle benzer şekilde virüsü yayma eğilimine sahip olabileceğini düşündüren veriler.
Walensky, "eğer aşılanmamış birinin evine,aşı olmayan bağışıklığı baskılanmış veya biraz zayıf olabilecek birine, onları yüksek riske sokan komorbiditeleri olan birine gidiyorsanız, halka açık kapalı ortamlarda maske takmanızı öneririm" dedi. Walensky, tehlikeli Delta varyantı ülkedeki son Covid-19 vaka artışını körükledi ve daha fazla Amerikalı aşılanıp maskelenmezse, ülkenin yakında kış artışına benzer şekilde "günde birkaç yüz bin vaka" görebileceğini söyledi. . Walensky, Florida ve Louisiana da dahil olmak üzere güneydeki eyaletlerde vakalarda üstel artışlar görürken, henüz zirveye ulaşmadıklarını söyledi. 'Bir sonraki varyant hemen köşede'.. Uzmanlara göre, daha fazla insanı aşılatmak sadece bu dalgalanmayı ezmek için yardımcı olmayacak. Bu, gelecekte ortaya çıkacak diğer - potansiyel olarak daha da agresif - varyantların önlenmesine yardımcı olacaktır. Başkan Donald Trump yönetimindeki eski koronavirüs testi çarı Adm. Brett Giroir, CNN'den Chris Cuomo'ya verdiği demeçte, "Bir sonraki varyant, hepimiz aşı olmazsak, hemen köşede." dedi. (....)" (11)
"COVID-19 Aşısı Çığır Açan Vaka İncelemesi ve Raporlaması
Bu sayfa, halk sağlığı departmanlarının ve laboratuvarlarının COVID-19 aşısı atılım vakalarını araştırmalarına ve bildirmelerine yardımcı olacak bilgi ve kaynaklar sunmaktadır. Aşı atılımı vakaları bekleniyor. COVID-19 aşıları etkilidir ve salgını kontrol altına almak için kritik bir araçtır. Bununla birlikte, hiçbir aşı hastalığı önlemede % 100 etkili değildir. Bazı tam aşılı insanlar hastalanacak ve hatta bazıları COVID-19'dan hastaneye yatırılacak veya ölecek. Bununla birlikte, aşılamanın aşılanan ve hala hastalananlar için hastalığı daha az şiddetli hale getirebileceğine dair kanıtlar vardır. Aşılanmamış kişilere kıyasla aşılanmada enfeksiyon, hastaneye yatış ve ölüm riski çok daha düşüktür. Amerika Birleşik Devletleri'nde 16 Ağustos 2021 itibarıyla 168 milyondan fazla kişi tamamen aşılandı. Diğer aşılar gibi, aşılar beklendiği gibi çalışsa da aşı atılım vakaları ortaya çıkacaktır. Aşılanan insanlar arasında asemptomatik enfeksiyonlar da ortaya çıkacaktır. Mevcut veriler, ABD'de kullanım için yetkilendirilmiş COVID-19 aşılarının ABD'de dolaşan çoğu SARS-CoV-2 varyantlarına karşı koruma sunduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, varyantlar bazı aşı atılım vakalarına neden olacaktır. (....) COVID-19 aşıları etkilidir. Bugüne kadar, bildirilen aşı atılım enfeksiyonları olan insanlar arasında vaka demografisinde veya aşı özelliklerinde beklenmeyen bir kalıp tespit edilmiştir. COVID-19 aşıları etkilidir. CDC, 12 yaş ve üstü herkesin en kısa sürede COVID-19 aşısı yaptırmalarını öneriyor. Tamamen aşılanan ve enfekte olanlar için (yani "çığır açan enfeksiyonlar"), başkalarına bulaşma riski vardır. Bu nedenle, aşılanmış veya aşılanmamışsanız ve COVID-19'un önemli veya yüksek bulaşmasına sahip bir bölgede yaşıyorsanız, tamamen aşılanmış olsanız bile, kapalı kamusal alanlarda maske takarsanız daha iyi korunursunuz. İmmün sistemi baskılanmış kişiler tam aşılanmış olsalar bile korunmayabilir ve çığır açan bir enfeksiyona sahip olma olasılığı daha yüksek olabilir. Aşılanmamış kişiler için önerilen tüm önlemleri, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından aksi tavsiye edilene kadar almaya devam etmelidirler.(....)" (39)
"Çığır açan enfeksiyonları olan kişilerin Delta'yı kolayca yayabileceğine dair kanıtlar artıyor.
Yeni bir çalışma, bu baskın varyantın aşılı insanların burunlarında aşısız insanlarda olduğu kadar güçlü bir şekilde büyüyebileceğini buluyor. Bir ön çalışma, bir çığır açan enfeksiyon durumunda, Delta varyantının aşılanmış kişilerin burunlarında hiç aşılanmamışlar gibi aynı derecede büyüyebildiğini göstermiştir. Büyüyen virüs, aşılanmamış insanlarda olduğu kadar bulaşıcıdır, yani aşılı insanlar virüsü bulaştırabilir ve başkalarına bulaştırabilir. Hindistan'daki hastanelerde önceki çalışmalar; Eyalet Mahallesi, Massachusetts; ve Finlandiya ayrıca Delta ile aşı atılım enfeksiyonlarından sonra, aşılı olsun ya da olmasın insanların burnunda yüksek düzeyde virüs olabileceğini göstermiştir. Bir sonraki mantıklı adım, aşılanmış kişilerin bulaşıcı virüsü bulaştırıp bulaştıramayacağını belirlemekti. Birçok uzman, yaptıklarından şüpheleniyordu, ancak bu çalışmaya kadar laboratuvarda kanıtlanmamıştı. Çalışmanın yazarlarından biri olan Wisconsin Üniversitesi'nden bir virolog olan Kasen Riemersma, “Bildiğim kadarıyla, bulaşıcı virüsün tam aşılanmış enfeksiyonlardan kültürlenebileceğini ilk gösteren biziz” diyor. (....)" (22)
"Delta Varyantı: Aşılanmış Kişiler Tarafından COVID-19 Bulaşmasına İlişkin Yeni Veriler
Geçen hafta CDC tarafından delta varyantı ile enfekte olan aşılı kişilerin aşılanmamış kişilere benzer viral yükler taşıdığını gösteren yeni veriler yayınlandı." (2)
"Aşılı kişiler Delta'yı nasıl yayıyor? Bilim ne diyor.
Ortaya çıkan veriler, Delta'nın COVID-19'a karşı aşılanmış insanlar arasında diğer koronavirüs varyantlarından daha kolay yayılabileceğini göstermektedir. Ama önemli sorular hala devam ediyor. (...)medRxiv'de Ağustos 111'de yayınlanan bir ön baskı çalışmasında, araştırmacılar 29 Haziran ile 31 Temmuz arasında 719 kişinin Ct değerlerini karşılaştırdılar; bu sırada diziledikleri 122 koronavirüs örneğinin %90'ı Delta varyantıydı. Bu grupta SAR-CoV-2 için pozitif test edilen 311 aşılı kişiden çoğu, 25'in altında Ct değerlerine sahipti; bu, araştırmacıların bulaşıcı SARS-CoV-2'nin varlığını beklediği bir seviyedir. Bunu doğrulamak için ekip, aşılı ve aşısız insanlardan Ct değerleri 25'in altında olan 55 numuneyi kültürledi ve hemen hemen her birinde bulaşıcı virüs tespit etti. Çoğu aşılanmamış kişi de bu seviyenin altında Ct değerlerine sahipti. (....)Provincetown, Massachusetts'ten alınan veriler de benzer bulgulara işaret ediyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinden (CDC) Ağustos ayında yayınlanan bir rapor, sahil kasabasındaki büyük toplantıların ardından eyalette meydana gelen 469 yeni COVID-19 vakasının yaklaşık dörtte üçünün aşılı kişilerde olduğunu gösterdi. Hem aşılanmış hem de aşılanmamış kişiler, yüksek viral yükleri gösteren nispeten düşük Ct değerlerine sahipti ve dizilenen 133 örneğin %90'ı Delta olarak tanımlandı. Bulgular, CDC'yi 27 Temmuz'da kılavuzunu güncellemeye sevk etti ve bir kez daha bulaşmanın yüksek olduğu bölgelerdeki kişilerin kapalı mekanlarda maske takmasını tavsiye etti." (3)
"Çalışma: Aşılanmış insanlar diğerleri kadar virüs taşıyabilir
Massachusetts'te büyük bir COVID-19 salgınını inceleyen bilim adamları, ülkenin koronavirüse damgalama çabalarına yönelik bir başka moral bozucu gerilemede, sözde çığır açan enfeksiyonlara yakalanan aşılanmış kişilerin, koronavirüse yakalananlarla yaklaşık aynı miktarda taşıdığı sonucuna vardılar." (4)
"Haftalık COVID aşısı: aşılanmamış İngilizlerden daha fazla aşılanmış İngilizler şimdi koronavirüsten ölüyor.
Coronavirüs aşıları, COVID-19 kapma şansınızı azaltır ve ciddi hastalık geliştirme ve hastaneye kaldırılma riskini büyük ölçüde azaltır. Ancak aynı zamanda, İngiltere'deki COVID-19 ölümlerinin çoğu şu anda aşılananlar arasında. " (9)
"İngiltere'deki COVID ölümlerinin çoğu aşılı - işte bu yüzden sizi telaşlandırmamalı
İngiltere Halk Sağlığı'nın (PHE) yakın tarihli bir raporuna göre, aşılanmamış insanlardan daha fazla aşılanmış insan COVID'den ölüyor. Rapor, 1 Şubat-21 Haziran tarihleri arasında yapılan COVID testinin pozitif çıkmasının ardından 28 gün içinde delta varyantı nedeniyle ölen 257 kişiden 163'ünün (%63,4) en az bir doz aşı aldığını gösteriyor. İlk bakışta, bu endişe verici görünebilir, ancak tam olarak beklendiği gibi." (10)
"Tamamen aşılanmış insanlar hala Covid ile enfekte oluyor. Uzmanlar nedenini açıklıyor
Covid-19'a karşı tamamen aşılanan insanlar, virüsün neden olduğu ağır enfeksiyon, hastaneye yatış ve ölüme karşı oldukça korunuyor. Ancak tam aşılanmış - sözde "çığır açan" Covid vakaları - koronavirüs vakaları hala iki doz olanlar arasında görülüyor." (12)
"Delta Varyantı Yaygın Olduğunda Aşılamaya Rağmen Bulaşıcı SARS-CoV-2'nin Yayılması - Wisconsin, Temmuz 2021.
Soyut.. SARS-CoV-2 Delta varyantı ve alt soyları (B.1.617.2, AY.1, AY.2, AY.3;) yüksek viral yüklere neden olabilir, yüksek oranda bulaşıcıdır ve kısmi bağışıklık kaçışı sağlayan mutasyonlar içerir. Tek bir büyük sözleşmeli laboratuvardan alınan PCR eşik döngüsü (Ct) verilerini kullanarak, ABD, Wisconsin'deki bireylerin, Delta varyantının yüksek ve artan prevalansı döneminde, aşı durumundan bağımsız olarak burun sürüntülerinde benzer viral yüklere sahip olduğunu gösterdik. Enfeksiyöz SARS-CoV-2, hem aşılanmış hem de aşılanmamış kişilerden alınan Ct <25 olan 55 örneğin 51'inden (%93) izole edilmiştir; bu, Ct değerleri bu aralıkta olan çoğu kişinin (Wilson %95 CI %83-%97) saç döktüğünü gösterir. aşı durumundan bağımsız olarak bulaşıcı virüs. Özellikle, aşılamaya rağmen enfekte olan bireylerin %68'i, test sırasında asemptomatik olan en az 8 kişi dahil olmak üzere, Ct <25 ile pozitif olarak test edilmiştir. Verilerimiz, Delta varyantı ile enfekte olan aşılı bireylerin SARS-CoV-2'yi başkalarına bulaştırma potansiyeline sahip olabileceği fikrini doğrulamaktadır. Aşılanmış kişiler, COVID benzeri semptomlara maruz kalırlarsa veya yaşarlarsa SARS-CoV-2 için test edilirken kapalı mekanlarda ve toplu ortamlarda yüzlerini örtmeye devam etmelidir." (20)
"Tam aşılı kişiler virüsü yine de yayabilir mi?
Tam aşılanmış insanların virüsü hala yayıp yayamayacağını ve toplum yayılımı üzerindeki etkisini öğrenmeniz için cevaplar alıyoruz. UAB'nin Bulaşıcı Hastalık Uzmanı Dr. Michael Saag, tam aşılanmış kişilerin asemptotik olarak veya en az semptomlarla enfekte olabileceğini ve hala COVID-19'u başkalarına yayabileceğini söylüyor. Saag, New York Yankees'in durumunun aşılanan bir avuç oyuncunun hala başkalarına yaydığı iyi bir örnek olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, aşı insanların ağır hastalık geliştirmelerini ve hastanelik kalmalarını engeller. Saag, CDC'nin geçen hafta yeni maske rehberliği ile çıkmasının nedenlerinden birinin aşı olduktan sonra COVID yayma olasılığının düşük olması olduğunu söylüyor. Saag, "Aşılanmış bir kişide, enfekte olmaları durumunda dökülen virüs miktarı oldukça düşüktür ve bu nedenle salgının yaygın olarak yeniden alevlenmesi endişesinin çok düşük olduğu hissedilir" dedi.(.....)" (21)
"Daha önce enfeksiyonu veya aşısı olduğu belgelenmiş yeni enfekte olmuş kişilerden SARS-CoV-2 bulaşma riski.
Özet.. SARS-CoV-2 pandemisinin üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçti, 200'den fazla ülkede 120 milyondan fazla kişiye virüs bulaştı. Aynı veya yeni bir SARS CoV-2 varyantı ile doğal enfeksiyonların ardından yeniden enfeksiyonlar sporadik olarak rapor edilmiştir ve doğal enfeksiyonun ardından bağışıklığın süresi ve yeniden enfekte olmuş asemptomatik bireylerin virüsü bulaştırıp iletemeyeceği ile ilgili sorular devam etmektedir. COVID-19 aşıları, semptomatik COVID-19 enfeksiyonuna karşı etkinlikleri ve etkinlikleri ve mortalite dahil hafif, orta veya şiddetli COVID-19 hastalığını azaltma ve/veya önleme açısından değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, aşı denemeleri, enfekte aşılı bireylerden duyarlı temaslılara bulaşma riskindeki azalmayı ölçmek için tasarlanmamıştır. Bu bağlamda, önceki SARS-CoV-2 enfeksiyonunun veya COVID-19 aşısının, enfekte bireylerden duyarlı temaslara geçişi ne ölçüde önlediğine dair mevcut bilimsel kanıtları anlamak önemlidir. Bu nedenle ECDC, herhangi bir varyant nedeniyle doğal bir SARS-CoV-2 enfeksiyonunun ardından veya şu anda mevcut olan AB onaylı aşılardan herhangi biri ile COVID-19 aşılamasından sonra bağışıklığın süresi ve özellikleri hakkında yayınlanmış ve baskı öncesi literatürün bir incelemesini yapmıştır. (....)" (23)
"Aşılama sonrası COVID-19 Olasılığı: Çığır Açan Enfeksiyonlar
-Aşılanan ve hala enfekte olan insanlar için (yani "çığır açan enfeksiyonlar"), başkalarına bulaşma riski vardır.
-Bu nedenle, aşılanmış veya aşılanmamışsanız ve COVID-19'un önemli veya yüksek bulaşmasına sahip bir bölgede yaşıyorsanız veya çalışıyorsanız, kapalı kamusal alanlarda maske takarsanız, aileniz ve topluluğunuz daha iyi korunursunuz.
-İmmün sistemi baskılanmış kişiler, ilk 2 doz primer mRNA COVID-19 aşı serisinden sonra her zaman yeterli koruma seviyelerini oluşturamayabilirler. Aşılanmamış kişiler için önerilen tüm önlemleri, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından aksi tavsiye edilene kadar almaya devam etmelidirler. Ayrıca, CDC orta ila ciddi immün sistemi baskılanmış kişilerin ek bir doz almasını önerir.
COVID-19 aşıları enfeksiyonu, ciddi hastalıkları ve ölümü önlemede etkilidir. COVID-19'a yakalanan çoğu insan aşılanmamıştır. Bununla birlikte, aşılar enfeksiyonu önlemede% 100 etkili olmadığından, tamamen aşılanmış bazı insanlar hala COVID-19'a sahip olacaktır. Tam aşılanmış bir kişinin enfeksiyonu "çığır açan enfeksiyon" olarak adlandırılır. Aşı Atılımı Enfeksiyonları Hakkında Bildiklerimiz..
-Çığır açan enfeksiyonlar bekleniyor. COVID-19 aşıları çoğu enfeksiyonu önlemede etkilidir. Ancak, çoğu aşı gibi,% 100 etkili değildir.
-Çığır açan bir enfeksiyona sahip tam aşılı kişilerin, aşılanmamış ve COVID-19'a yakalananlara göre ciddi hastalık geliştirme olasılığı daha düşüktür.
-Tam aşılanmış insanlar semptomlar geliştirseler bile, aşılanmamış insanlara göre daha az şiddetli semptomlar olma eğilimindedirler. Bu, aşılanmamış insanlara göre hastaneye yatırılma veya ölme olasılıklarının çok daha az olduğu anlamına gelir.
-Aşı atılımı enfeksiyonları olan insanlar bulaşıcı olabilir. (...)" (24)
"Delta varyantı o kadar aktarılabilir ki 'savaş değişti', ABD CDC uyardı
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin iç belgesine göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde yükselen Delta koronavirüs varyantı daha ağır hastalığa neden oluyor ve suçiçeği kadar kolay yayılıyor gibi görünüyor. Bir slayt sunumu olan belgede, tamamen aşılanmış kişilerin Delta varyantını aşılanmamış kişilerle aynı oranda yayabileceğini gösteren yayınlanmamış veriler sıralanıyor. CDC Direktörü Dr. Rochelle Walensky, ilk olarak The Washington Posttarafından bildirilen belgenin gerçekliğini doğruladı. "Bence insanlar burada ağlayan kurt olmadığımızı anlamalı. Bu ciddi bir şey." dedi. "Bildiğimiz en aktarılabilir virüslerden biri. Kızamık, suçiçeği, bu. Hepsi yukarıda." CDC'nin Cuma günü Walensky'nin tamamen aşılanmış insanlar için rehberliği değiştirme yönündeki tartışmalı kararını destekleyecek verileri yayınlaması planlanıyor. Bakan Salı günü CDC' nin tam aşılı kişilerin bile virüsün bulaşmasının devam ettiği veya yüksek olduğu yerlerde kapalı alanlarda maske takmalarını tavsiye ettiğini söyledi.(....)" (25)
"Delta Varyantı Aşılanmış ve Aşılanmamış İnsanlar İçin Ne Anlama Geliyor?
COVID'IN DELTA VARYANTI IŞIĞINDA, DSÖ KISA BIR SÜRE ÖNCE TAMAMEN AŞILANMIŞ INSANLARIN MASKE TAKMAYA VE SOSYAL MESAFE UYGULAMAYA DEVAM ETMESINI ISTEYEN BIR AÇIKLAMA YAYINLADI. BU, AŞILARIN ÇOK ETKILI OLDUĞU BIRÇOK MESAJLAŞMAYA KARŞI ÇALIŞIYOR GIBI GÖRÜNÜYOR. BUNU NASIL DÜŞÜNEBILIRIZ?" (26)
"Çığır açan enfeksiyon nedir? Aşıdan sonra COVID-19'a yakalanma hakkında 6 soru yanıtlandı
COVID-19'a karşı tamamen aşılandıysanız, belki de artık koronavirüse yakalanma konusunda endişelenmenize gerek olmadığını düşündünüz. Ancak, küresel olarak artan yeni COVID-19 vakalarının sayısı ve delta varyantı gibi yüksek oranda aktarılabilir suşlarla ilgili artan endişenin yanı sıra, COVID-19 için pozitif test eden tamamen aşılanmış kişilerin raporları geliyor. New York Yankeesüyeleri, ABD Olimpik jimnastikçi Kara Eaker ve İngiltere sağlık sekreteri Sajid Javid, "çığır açan enfeksiyon" olarak adlandırılan enfeksiyon teşhisi konanlardan bazıları." (27)
"Son dakika... Koronavirüs aşısı olanlara uyarı: 2 kat fazla!
İngiltere'de yapılan son araştırmaya göre, Kovid-19'a yakalanan tam aşılı (En az çift doz) kişilerin hiçbir belirti göstermeme ihtimali, aşısı olmayanlara göre neredeyse iki kat daha fazla. Peki bu ne anlama geliyor? Araştırmada imzası olan King's College London'daki bilim insanlarına göre, tam aşılı kişiler virüse yakalandıkları zaman farkında bile olmadan çevrelerine virüsü taşıyabiliyor.(...)" (117)
"Mehmet Ceyhan: Aşılılar aşısızlara virüs bulaştırıyor!
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, virüsün AŞILI kişiden AŞISIZ kişilere bulaşarak hasta ettiğini söyledi. AŞILI insanların AŞISIZ insanları tehdit ettiğini söyleyen Ceyhan AŞILILARIN toplum için risk oluşturduğunu söyledi." (277)
"Virüsü aşı olanlar bulaştırıyor. Aşılı olanlar aşı olmayanların ölümüne neden olabilir."(278)
https://twitter.com/ErkanTrukten/status/1434491701452853248
"COVID-19 aşısı olduktan sonra bağış yapabilir miyim?
COVID-19 aşısı olduktan sonra ne zaman kan bağışında bulunabilirim? Kızıl Haç, COVID-19 aşısı alanlar için FDA kan bağışı uygunluk kılavuzunu takip ediyor. Bağışların erteleme süreleri, hangi aşı markasını aldığınıza bağlı olarak değişebilir. COVID-19 aşısı aldıysanız, bağış yapmaya geldiğinizde üretici adını vermeniz gerekir. Çoğu durumda, COVID-19 aşısı alan bireyler için semptomsuz oldukları ve bağış sırasında kendilerini iyi hissettikleri sürece erteleme süresi yoktur.(....) Aşıyı aldıysam COVID-19 iyileşen plazma bağışında bulunabilir miyim?
FDA, COVID-19 aşısı almış kişilerin, doğal enfeksiyondan elde edilen antikorların altı ay sonra azalabileceği verilerine dayanarak, virüsü enfeksiyonlarından sonraki altı ay içinde özel COVID-19 iyileşen plazma bağışı yapmalarına izin verir, ancak Kızıl Haç iyileşme plazma toplama programımızı durdurdu.(....) Hangi güvenlik önlemleri uygulanıyor? Kızıl Haç bağışçıların, personelin ve gönüllülerin güvenliğine kendini adamıştır. Sadece sağlıklı ve semptomsuz bağışçılardan kan topluyoruz. Hangi COVID-19 aşısını alırsanız alın, semptomsuz ve kendinizi iyi hissetmiyorsanız lütfen bağış yapmak için bulunmayın. Hafif yan etkiler, herhangi bir türdeki aşıların uygulamasından sonra ortaya çıkabilir, ancak genellikle birkaç gün içinde kaybolurlar. Herhangi bir yan etki yaşarsanız, lütfen kendinizi iyi hissedene kadar bağış yapmayı bekleyin.(....)" (29)
"Aşılamaya rağmen enfekte olan insanlarda #SARSCoV2 viral yükler üzerinde ön baskımızı güncelledik.
Örneği 291 kişiden 719 kişiye genişlettik ve @HalfmannPeter Ct < 25 ile örneklerde enfeksiyöz virüs aradı. (1/19) Bu çalışma, @KasenRiemersma ile @dho ve @PublicHealthMDC. Genişletilmiş analiz, Yoshi Kawaoka ile önemli ortaklıklarla mümkün olmaktadır. @uwvetmed, @DHSW , WI State Hijyen Laboratuvarı, Kesin Bilimler ve daha fazlası. (2/19) Aşılama, ağır hastalığa ve ölüme karşı güçlü bir koruma sağlar, ancak bazı insanlar aşılamaya rağmen Delta varyantı ile enfekte olur. Sorduk, bu tür insanlar Delta enfeksiyonunu başkalarına geçirebilir mi? (3/19) 29 Haziran - 31 Temmuz 2021 tarihleri arasında Wisconsin'de toplanan 719 örneğe baktık. Bu süre zarfında WI'de tahmini Delta prevalansı % 69-95'ten artmıştır. Bu örneklerden 122'sını sıraladık; 110 'ü (%90) Delta idi. (4/19) Bu örnekler tek bir büyük sözleşmeli laboratuvar tarafından test edildi. Pozitif PCR testleri, bir numunedeki #SARSCoV2 miktarı hakkında yarı nicel bilgi veren bir "Ct değeri" bildirir. Alt Ct = daha fazla virüs. (5/19) Cts hakkında daha fazla şey: Bu 719 örnekten 311'i aşı sonrası enfeksiyonu olan kişilerden, 408'i aşılanmamış kişilerdendi. Bu genişletilmiş örnekte, ct değerlerinde tamamen vaxed ve unvaxed arasında hiçbir fark yoktur, önceki bulgularımız ile tutarlı. (6/19)" (38)
"Birden fazla SARS-CoV-2 varyantı, aşı kaynaklı hümoral bağışıklık yoluyla nötralizasyondan kaçıyor.
ÖZET.. Aşılama, SARS-CoV-2'yi güçlü bir şekilde nötralize edebilen bağışıklık tepkilerini ortaya çıkarır. Bununla birlikte, devam eden sürveyans, nötralize edici antikorların ana hedefi olan spike mutasyonlarını barındıran varyantların ortaya çıktığını ortaya koydu. Bu varyantların etkisini anlamak için, küresel olarak dolaşan 10 SARS-CoV-2 suşunu temsil eden psödovirüslere karşı bir veya iki doz BNT162b2 veya mRNA-1273 aşısı alan 99 kişinin nötralizasyon potansiyelini değerlendirdik. K417N/T, E484K ve N501Y dahil olmak üzere reseptör bağlama alanı mutasyonlarını barındıran 10 psödovirüsten beşi, nötralizasyona karşı oldukça dirençliydi. B.1.351 varyantlarının çapraz nötralizasyonu, SARS-CoV ve yarasadan türetilmiş WIV1-CoV ile karşılaştırılabilirdi, bu da nispeten az sayıda mutasyonun aşı yanıtlarından güçlü bir kaçışa aracılık edebileceğini düşündürdü. Nötralizasyon direncinin klinik etkisi belirsizliğini korurken, bu sonuçlar varyantların hümoral bağışıklığı nötralize etmekten kaçma potansiyelini ve gelişen pandemiye karşı geniş çapta koruyucu müdahaleler geliştirme ihtiyacını vurgulamaktadır.(....)" (34)
"Dolaşımdaki şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2 (sars-cov-2) aşı antijeni, mrna-1273 aşı alıcılarının plazmasında tespit edildi.
şiddetli akut solunum sendromu coronavirus 2 (SARS-CoV-2) proteinleri, iki doz mRNA-1273 aşısı yapılan 13 katılımcıdan toplanan boyuna plazma örneklerinde ölçüldü. 13 katılımcıdan 11'i ilk aşı enjeksiyonundan sonra 1 gün kadar erken bir sürede sars-CoV-2 proteininin tespit edilebilir seviyelerini gösterdi. Saptırılabilir SARS-CoV-2 proteininin temizlenmesi immünoglobulin G (IgG) ve immünoglobulin A (IgA) üretimi ile ilişkilidir. Messenger RNA (mRNA) koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) aşıları Amerika Birleşik Devletleri'nde yaygın olarak tanımlanmıştır ve enfeksiyona ve ağır hastalığa karşı koruma oluşturmada oldukça etkilidir [1]. Aralık 2020'de, Gıda ve İlaç İdaresi mRNA-1273 aşısına (ModernaTX, Inc) 28 gün arayla iki adet 100-µg doz rejimi olarak acil kullanım yetkisi (EUA) verdi. mRNA-1273 şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs (SARS-CoV-2) spike antijenini transmembran çapası ve S1-S2 bölünme bölgesi ile kodlar [2]. Veriler, insanlarda mRNA-1273 aşısı tarafından spike proteinine karşı bağlanma ve nötralizasyon antikorlarının ortaya konması ve böylece spike proteininin üretildiğini ve bir bağışıklık yanıtına neden olduğunu göstermiştir [2-5]. Bununla birlikte, bu çalışmalarda mRNA-1273 aşısından çeviri yoluyla spike proteininin doğrudan üretimini gösteren kritik veriler eksiktir ve aşı mekanizmasının tam olarak anlaşılmasını önler. Burada mRNA-1273 aşısı ile aşılanan katılımcıların plazmasında dolaşımdaki SARS-CoV-2 proteinlerinin bulunduğuna dair kanıtlar sunuyoruz. Brigham ve Kadın Hastanesi'ndeki 13 sağlık çalışanında mRNA-1273 aşısının antijen ve serolojik verilerini rapor ediyoruz. SARS-CoV-2 antijen ani yükselişi (S1-S2 ünitesi), S1, ve nükleocapsid ve antikorlar immünoglobulin G (IgG), immünoglobulin A (IgA) ve immünoglobulin M (IgM) sars-CoV-2 başak, S1, reseptör bağlama etki alanı (RBD) ve nükleocapsid, daha önce açıklandığı gibi [6, 7]. Simoa tahlillerinin ultra düşük algılama sınırları, aşı sonrası erken aşamalarda antijen ve antikor üretiminin tespit edilmesini ve her iki aşı enjeksiyonu boyunca seviyelerdeki değişikliklerin ölçülmesini sağlar.(....)" (33)
"Yeni koronavirüsün başak proteini, hastalıkta ek bir anahtar rol oynuyor.
Salk araştırmacıları ve işbirlikçileri, proteinin hücrelere nasıl zarar verdiğini göstererek COVID-19'un esas olarak vasküler bir hastalık olduğunu doğruluyor. Bilim adamları bir süredir SARS-CoV-2'nin ayırt edici "spike" proteinlerinin virüsün sağlıklı hücrelere tutunarak konağını enfekte etmesine yardımcı olduğunu biliyor. Şimdi, büyük bir yeni çalışma, virüs spike proteinlerinin (aşılar tarafından güvenli bir şekilde kodlananlardan çok farklı davranan) hastalığın kendisinde de önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Kontrol-şekil:"SARS-CoV-2 Spike proteini (sağda) ile tedavi edilen vasküler endotel kontrol hücrelerinin (solda) ve hücrelerin temsili görüntüleri, spike proteininin vasküler hücrelerde mitokondriyal parçalanmanın artmasına neden olduğunu göstermektedir."
Circulation Research dergisinde 30 Nisan 2021'de yayınlanan makale, COVID-19'un bir damar hastalığı olduğunu kesin olarak göstererek SARS-CoV-2 virüsünün hücresel düzeyde damar sistemine tam olarak nasıl zarar verdiğini ve saldırdığını gösteriyor. Bulgular, COVID-19'un birbirine bağlı olmayan çok çeşitli komplikasyonlarını açıklamaya yardımcı oluyor ve daha etkili tedaviler için yeni araştırmalara kapı açabilir. Çalışmanın yardımcı kıdemli yazarı olan Yardımcı Araştırma Profesörü Uri Manor,"Birçok insan bunu bir solunum yolu hastalığı olarak düşünüyor, ancak bu gerçekten bir damar hastalığı" diyor. "Bu, bazı insanların neden felç geçirdiğini ve bazı insanların neden vücudun diğer bölgelerinde sorunlar olduğunu açıklayabilir. Aralarındaki ortak nokta, hepsinin damar temellerine sahip olmasıdır."
Salk araştırmacıları, kaliforniya San Diego Üniversitesi'ndeki bilim adamlarıyla, aralarında ilk yazar Jiao Zhang ve yardımcı kıdemli yazar John Shyy'nin de bulunduğu makale üzerinde işbirliği yaptı. Bulguların kendileri tamamen sürpriz olmasa da, makale proteinin damar hücrelerine ilk kez zarar verdiği mekanizmanın açık bir doğrulamasını ve ayrıntılı bir açıklamasını sağlar. SARS-CoV-2'nin damar sistemini etkilediğine dair giderek artan bir fikir birliği var, ancak tam olarak nasıl olduğu anlaşılamadı. Benzer şekilde, diğer koronavirüsleri inceleyen bilim adamları uzun zamandır spike proteininin vasküler endotel hücrelerine zarar vermeye katkıda bulunduğundan şüpheleniyorlar, ancak bu süreç ilk kez belgeleniyor.
Yeni çalışmada araştırmacılar, SARS-CoV-2 klasik başak proteinleri tacı ile çevrili, ancak gerçek bir virüs içermeyen bir "sözde virüs" yarattılar. Bu psödovirüse maruz kalmak, bir hayvan modelinin akciğerlerinde ve atardamarlarında hasara neden oldu ve spike proteininin tek başına hastalığa neden olmak için yeterli olduğunu kanıtladı. Doku örneklerinde pulmoner arter duvarlarını kaplayan endotel hücrelerinde iltihap saptandı. Ekip daha sonra bu süreci laboratuvarda çoğaltarak sağlıklı endotel hücrelerini (arterleri hangi çizgide) spike proteinine maruz kaldı. Spike proteininin ACE2'ye bağlanarak hücrelere zarar verdiğini gösterdiler. Bu bağlama, ACE2'nin mitokondrilere (hücreler için enerji üreten organeller) moleküler sinyalini bozarak mitokondrilerin hasar görmesine ve parçalanmasına neden oldu.
Önceki çalışmalar, hücreler SARS-CoV-2 virüsüne maruz kaldığında benzer bir etki göstermiştir, ancak bu, hücrelerin başak proteinine kendi başına maruz kaldıklarında hasarın meydana geldiğini gösteren ilk çalışmadır. Manor, "Virüsün çoğalma yeteneklerini kaldırırsanız, sadece COVID sayesinde şimdi ünlü olan bu ACE2 reseptörü olan S protein reseptörüne bağlanma yeteneği sayesinde damar hücreleri üzerinde hala büyük bir zarar verici etkiye sahiptir" diye açıklıyor. "Mutant spike proteinleri ile yapılacak diğer çalışmalar da mutant SARS CoV-2 virüslerinin enfektivitesi ve şiddeti hakkında yeni bir içgörü sağlayacaktır." Araştırmacılar daha sonra bozulan ACE2 proteininin mitokondrilere zarar verdiği ve şekil değiştirmelerine neden olduğu mekanizmaya daha yakından bakmayı umuyorlar.
Çalışmanın diğer yazarları Xi'an, Çin'deki Jiaotong Üniversitesi'nden Yuyang Lei ve Zu-Yi Yuan; Cara R. Schiavon, Leonardo Andrade ve Salk'lı Gerald S. Shadel; Ming He, Hui Shen, Yichi Zhang, Yoshitake Cho, Mark Hepokoski, Jason X.-J. Yuan, Atul Malhotra, Kaliforniya San Diego Üniversitesi'nden Jin Zhang; Çin'in Xi'an kentindeki Xi'an Jiatong Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi'nden Lili Chen, Qian Yin, Ting Lei, Hongliang Wang ve Shengpeng Wang. Araştırma, Ulusal Sağlık Enstitüleri, Çin Ulusal Doğa Bilimleri Vakfı, Shaanxi Doğa Bilimleri Fonu, Ulusal Anahtar Araştırma ve Geliştirme Programı, Xi'an Jiaotong Üniversitesi'nin İlk Bağlı Hastanesi tarafından desteklendi; ve Xi'an Jiaotong Üniversitesi. DOI: 10.1161/CIRCRESAHA.121.318902 (....)" (30)
"SARS-CoV-2 spike-protein D614G mutasyonu, virion spike yoğunluğunu ve bulaşıcılığı artırır.
Spike (S)-protein D614G mutasyonlarına sahip SARS-CoV-2 varyantları artık küresel olarak baskındır. Bu nedenle mutasyona uğramış S proteininin (SG614) özelliklerini orijinal (SD614) ile karşılaştırıyoruz. Burada SG614 taşıyan psödovirüslerin ACE2 eksprese eden hücrelere SD614'e sahip olanlardan daha verimli bir şekilde girdiğini bildiriyoruz. Bu artan giriş, daha az S1-alanı dökülmesi ve viriona daha yüksek S-protein katılımı ile ilişkilidir. SARS-CoV-2 M, N, E ve S proteinleri ile üretilen virüs benzeri parçacıklarla da benzer sonuçlar elde ediliyor. Ancak D614G, ACE2'ye S-protein bağlanmasını veya psödovirüslerin nötralizasyon hassasiyetini değiştirmez. Böylece D614G, virion içine daha fonksiyonel S proteini birleştirerek enfektiviteyi artırabilir. " (13)
"SARS-CoV-2 başak proteinindeki D614G mutasyonu, S1 saçılımını azaltır ve enfektiviteyi artırır.
Bu sonuçlar SG614'ün SD614'ten daha kararlı olduğunu göstermektedir, epidemiyolojik verilerle tutarlı olarak SG614'lü virüslerin daha verimli bulaştığını göstermektedir." (14)
"Daha güçlü ani artışlar, SARS-CoV-2 varyantlarının daha hızlı yayılmasını açıklayabilir." (15)
"SARS-CoV-2 Spike Proteini, ACE 2'nin Aşağı Regülasyonu Yoluyla Endotel Fonksiyonunu Bozuyor.
SARS-CoV-2 (şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2) enfeksiyonu, konakçı hücrelerde S proteininin (Spike glikoprotein) ACE'ye (anjiyotensin dönüştürücü enzim) bağlanmasına dayanır. Vasküler endotel, mitokondriyal reaktif oksijen türlerinin üretimini ve glikolitik kaymayı tetikleyen SARS-CoV-2 ile enfekte olabilir. Paradoksal olarak, ACE2 kardiyovasküler sistemde koruyucudur ve SARS-CoV-1 S proteini, enfekte akciğerlerdeki ACE2 seviyesini azaltarak akciğer hasarını destekler. Mevcut çalışmada, tek başına S proteininin ACE2'yi aşağı regüle ederek ve sonuç olarak mitokondriyal fonksiyonu inhibe ederek vasküler endotelyal hücrelere (EC'ler) zarar verebileceğini gösteriyoruz. Suriye hamsterlarına intratrakeal olarak S proteini (Pseu-Spike) eksprese eden bir psödovirüs uyguladık. Alveolar septanın kalınlaşması ve mononükleer hücrelerin artan infiltrasyonu ile ortaya çıkan, Pseu-Spike alan hayvanlarda akciğer hasarı belirgindi (Şekil [A]). AMPK (AMP ile aktive olan protein kinaz) ACE2 Ser-680'i fosforile eder, MDM2 (fare çift dakika 2) ACE2 Lys-788'i çoğaltır ve AMPK ile MDM2 arasındaki karışma ACE2 seviyesini belirler. Hasarlı akciğerlerde pAMPK (fosfo-AMPK), pACE2 (fosfo-ACE2) ve ACE2 seviyeleri azaldı, ancak MDM2 seviyeleri arttı (Şekil [B], i). Ayrıca, eNOS (endotelyal NO sentaz) Thr-494 ve Ser-1176'nın tamamlayıcı artan ve azalan fosforilasyonu, bozulmuş eNOS aktivitesini gösterdi. Endoteldeki pACE2, ACE2, MDM2 ekspresyonu ve AMPK aktivitesindeki bu değişiklikler, reaktif bir oksijen türü inhibitörü olan N-asetil-L-sistein ile tedavi edilerek kurtarılan Pseu-Spike ile enfekte pulmoner arter EC'leri kullanılarak in vitro deneylerle özetlenmiştir. Şekil [B], ii).(....)" (31)
"Spike Proteinini Anlama
Bilim adamları bir süredir SARS-CoV-2'nin kendine özgü "spike" proteinlerinin virüsün sağlıklı hücrelere tutunarak konağını enfekte etmesine yardımcı olduğunu biliyordu. Yardımcı Araştırma Profesörü Uri Manor ve UC San Diego tarafından ortaklaşa yürütülen yeni bir çalışma, proteinlerin hastalığın kendisinde de önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Çalışma, COVID-19'un bir vasküler hastalık olduğunu kesin olarak göstererek SARS-CoV-2 virüsünün hücresel düzeyde damar sistemine tam olarak nasıl zarar verdiğini ve saldırdığını göstermektedir. Bulgular, COVID-19'un birbirine bağlı olmayan çok çeşitli komplikasyonlarını açıklamaya yardımcı oluyor ve daha etkili tedaviler için yeni araştırmalara kapı açabilir." (32)
"Sentetik modifiye mRNA ile insan hücrelerinin pluripotens ve yönlendirilmiş farklılaşması için yüksek verimli yeniden programlama.
Soyut.. İndüklenmiş pluripotent kök hücrelerin (iPSC'ler) klinik uygulaması, iPSC türetme etkinliğinin düşük olması ve çoğu protokolün hücresel yeniden programlamayı etkilemek için genomu değiştirmesi gerçeğiyle sınırlıdır. Ayrıca, hastaya özgü iPSC'lerin kaderini klinik olarak yararlı hücre tiplerine yönlendirmenin güvenli ve etkili yolları yoktur. Burada, doğuştan gelen antiviral tepkilerin üstesinden gelmek için modifiye edilmiş sentetik mRNA'nın uygulanmasına dayalı hücre kaderini yeniden programlamak için basit, bütünleştirici olmayan bir strateji açıklıyoruz. Bu yaklaşımın, yerleşik protokolleri büyük ölçüde aşan verimliliklerle çoklu insan hücre tiplerini pluripotens için yeniden programlayabildiğini gösteriyoruz. Ayrıca, aynı teknolojinin RNA kaynaklı pluripotent kök hücrelerin (RiPSC'ler) terminal olarak farklılaşmış miyojenik hücrelere farklılaşmasını verimli bir şekilde yönlendirmek için kullanılabileceğini gösteriyoruz. Bu teknoloji, temel araştırma, hastalık modelleme ve rejeneratif tıp için geniş uygulanabilirliği olan, somatik hücre yeniden programlama ve hücre kaderini yönlendirme için güvenli, verimli bir stratejiyi temsil eder.(...)" (35)
"Domuzlarda Domuz Üreme ve Solunum Sendromu Virüsü (PRRSV) Enfeksiyonunun Antikora Bağlı Artışı (ADE).
Soyut.. Domuz üreme ve solunum sendromu virüsü (PRRSV) tarafından domuz alveolar makrofajlarının enfeksiyonu, PRRSV izolatı ISU-P'ye (p < 0.01) karşı oluşturulan antikor tarafından in vitro olarak önemli ölçüde arttırıldı. Artan verimler ve enfeksiyon oranları yüksek oranda ilişkiliydi (r = 0.95) ve verimin enfeksiyon oranına oranı 1.4'ten büyüktü, bu da artan enfeksiyondan birden fazla mekanizmanın sorumlu olduğunu düşündürdü. Enfeksiyonun antikora bağlı geliştirmesi (ADE), tamamen randomize bir blok tasarımı (n = 16) kullanılarak in vivo olarak da gösterildi. Ortalama viremi seviyesi ve süresi, normal IgG enjekte edilmiş kontrol domuzlarına kıyasla, virüs tehdidinden önce nötralize edici miktarlarda PRRSV-spesifik IgG enjekte edilen domuzlarda daha yüksekti (p < 0.05). Buna karşılık, virüs replikasyonu, 4 log2'lik nötralize edici antikor titrelerine sahip domuzlarda önemli ölçüde (p < 0.01) inhibe edildi. Nötralize edici antikor seviyelerinin devam edebileceği ve PRRSV enfeksiyonunun ADE'sine katkıda bulunabileceği süre, PRRSV'ye özgü IgG enjekte edilen 4 domuzda, 3.8 log2'lik bir başlangıç ??nötralize edici antikor titresi verecek şekilde tahmin edildi. Nötralize edici aktivite, enjeksiyondan sonraki 37. günde (PI) saptanamayan seviyelere düştü. ADE aktivitesi ilk olarak seyreltilmemiş serumda 20 PI gününde saptandı ve 62 PI günü boyunca devam etti. 37 ve 62 PI günleri arasında toplanan serumların Western immünoblot analizi, 15-kDa nükleokapsid ve 26-kDa glikosile edilmiş zarf proteinlerine özgü antikorları tespit etti. Bu sonuçlar, ADE'nin PRRSV enfeksiyonunun patogenezine katkıda bulunma potansiyeline sahip olduğunu ve 26-kDa zarf proteinine özgü antikorun aracılık ettiğini kuvvetle önerir." (36)
"Viral enfeksiyonların antikora bağlı olarak geliştirilmesinde Fc reseptörleri.
Özet.. İstilacı virüslere karşı hümoral bağışıklık tepkisinin hassaslaştırılması ve antiviral antikorların üretimi, konakçı antiviral repertuarının bir parçasını oluşturur. Paradoksal olarak, belirli koşullar altında bir dizi viral patojen için antikorlar, bir dizi hücre tipinde gelişmiş virüs girişi ve replikasyonu için çekici bir araç sağlar. Enfeksiyonun antikora bağlı geliştirmesi (ADE) olarak bilinen fenomen, virüs-antikor immünokompleksleri, tamamlayıcı veya Fc reseptörleri taşıyan hücrelerle etkileşime girerek, virüsün içselleştirilmesini teşvik ettiğinde ve enfeksiyonu arttırdığında ortaya çıkar. Sıklıkla viral hastalığın alevlenmesi ile ilişkili olan enfeksiyonun ADE'si, viral hastalığın aşılama yoluyla önlenmesinde büyük bir engel teşkil eder ve intravenöz immünoglobulinler gibi yeni antiviral terapötiklerin olumsuz etkilerinden kısmen sorumlu olduğu düşünülmektedir. Antiviral stratejilerin rasyonel tasarımına yardımcı olmak amacıyla, ADE'ye aracılık etmekten sorumlu hücre içi sinyal yollarını ve epitopları inceleyen, büyüyen bir çalışma grubu vardır. ADE'yi artan sayıda virüs için enfeksiyonun bir özelliği olarak doğrulayan in vitro çalışmalarla birlikte, ADE'nin çok katmanlı moleküler mekanizmalarını ve bunun viral patogenez üzerindeki etkisini anlamada zorluklar devam etmektedir. (....)" (37)
* Aşı ölümleri..
"Birleşik Krallık hastane verileri dünyayı şok ediyor: COVID ölümlerinin %80'i aşılananlar arasında… Aşı dalgasının ardından COVID ölümleri %3,000 arttı.
Bilim sahtekarlığı, kurumsal zorlama, rüşvet, Büyük Teknoloji sansürü, hükümet gücü ve medya propagandasının ölümcül bir bileşimi, dünyaya diz çöktürüyor. "Covid-19 aşılarının hastaneye yatış ve ölüm riskini azalttığını"gösteren gerçek dünya verisi YOKTUR. Şu anda, Birleşik Krallık'tan gelen hastane verileri dünyayı şok ediyor ve aşı başarısızlığı ve aşı kaynaklı ölüme dair ciddi kanıtlar sunuyor. Birleşik Krallık'ta, COVID ölümlerinin yüzde 80'e kadarı şu anda aşılanmış insanlardan geliyor. Birleşik Krallık genelinde COVID ölümleri artık nüfusun “aşılanmamış” olduğu bir yıl önce aynı zamana göre yüzde 3.000 daha sık. Piyasadaki tüm COVID aşıları için mutlak risk azalması yüzde ikiden az, anlamsız bir sayı olmasına rağmen, bir yıldan fazla bir süredir aşı etkinliği yorulmadan desteklendi. Daha da kötüsü, aşılar iyatrojenik ölüm oranını artırıyor ve daha fazla insanı ciddi solunum hastalığına duyarlı hale getirerek insan hücrelerini antikora bağlı geliştirme için hazırlıyor. İngiltere Halk Sağlığı ölüm verileri dünyayı şok ediyor.. Birleşik Krallık'ın bir aşı yaralanması ve tıbbi hata gözetim sistemi olan Sarı Kart Programı, aşı başarısızlığının açık bir modelini göstermektedir. COVID aşıları, sağlıklı ve VAX'sız hayatlarına kolayca devam edebilecek insanlar için hastaneye yatış ve ölümleri artırıyor. Riskli, bileşik aşı deneylerine zorlanmak yerine, binlerce hasta ve ölmekte olan insan potansiyel bir enfeksiyonla karşı karşıya kalabilir ve dayanıklı, doğal bağışıklıkla iyileşebilirdi. Birleşik Krallık hastane verileri, covid-19 ölümlerinin geçen yılın bu zamanına göre yüzde 3.000 daha yüksek olduğunu ve daha fazla sayıda ölenlerin "aşılanmamış" kişiler olmadığını gösteriyor.
Public Health England'ın en son verileri, aşıya tapınmanın ve zorlamanın ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. 1 Şubat 2021'den 12 Eylül 2021'e kadar aşısızlar covid ölümlerinin sadece yüzde 28'ini temsil ederken, aşılı olanlar ölümlerin yüzde 72'sini temsil ediyordu! Halk Sağlığı İskoçya, aynı aşı başarısızlığı modelini doğrulamaktadır. 14 Ağustos 2020'den 12 Eylül 2020'ye kadar İskoçya sadece yedi covid-19 ölümü kaydetti. Nüfusun büyük bir bölümünü covid aşılarını yaptırmaya zorlayan İskoçya, sadece bir yıl sonra, aynı dönemde 222 covid-19 ölümü kaydetti. Bu covid-19 ölüm artışı, toplu aşılama kampanyasından sonra %3.071,4 daha yüksek. Hepsinden daha şok edici: Bu ölümlerin yüzde 80'i aşılılarda meydana geliyor. (İlgili: "Tam aşılanmış" kişiler, yeni koronavirüs varyantlarına yeniden maruz kaldıklarında gelişmiş hastalık yaşayacaklardır.) Aşının sözde %95 etkinliği gerçek dünyada tam bir sahtekarlıktır, aslında ölüm riskini artırır.. Aşısızlar seyahat, eğitim ve iş için daha sık test yaptırmaya zorlansalar da sayıları hala “tam aşılı”lara benzer. Veriler, COVID vakalarının aşılı ve aşısızlar arasında nispeten eşit olduğunu göstermektedir. 21 Ağustos'tan 17 Eylül 2021'e kadar aşılanmamış nüfus arasında 69.639 pozitif vaka ve aşılanmış nüfus arasında 79.613 vaka kaydedildi ve bu vakaların 60.923'ü "tam aşılanmış" kişilerden kaynaklanıyor. Açıkçası, aşı COVID'yi önlemez ve hatta aşılanmamış kişilerde yeni enfeksiyonlar için itici bir güç olabilir. En şok edici, aşılı grupta ölüm oranı yüzde 95 daha düşük değil. 14 Ağustos - 10 Eylül 2021 tarihleri arasında İskoçya 208 covid-19 ölümü kaydetti. Aşısızlarda 41 ölüm, kısmen aşılanmışlarda 9 ölüm ve tam aşılılarda şok edici 158 ölüm vardı. Aşının yüzde 95 etkinliği gerçek olsaydı, ölümlerin yüzde 95'i aşısızlarda, sadece yüzde 5'i aşılılarda olacaktı. Ancak ölümlerin yüzde 80'i aşılılarda ve ölümlerin sadece yüzde 20'si aşısızlarda. Aşılar şu anda İngiltere'de ölüm riskini %400 ARTIRIYOR!" (....)" (445)
"Devlet liselerinde neredeyse tüm covid vakaları “tam aşılı” öğrencilerde ortaya çıkıyor.
Wuhan koronavirüsünü (Covid-19) uzak tutmak için ülkenin devlet okulu çocuklarına aşırı otoriter önlemlerin zorla uygulanması gerektiği söylenmeye devam ediyor. Ancak bunlardan biri, Fauci. Grip aşıları, öğrencileri hiç olmadığı kadar hasta ediyor. Illinois'den elde edilen en son verilere göre, yeni Çin Virüsü "vakalarının" ezici bir çoğunluğu, Gov. J.B. Pritzker ve Biden Beyaz Saray'a itaat etmek için kolları sıvayan "tamamen aşılanmış" öğrencilerde meydana geliyor. “Aşılanmamış” kişilerde yeni vakaların sadece küçük bir kısmı meydana geliyor. Yeni Wuhan Gribi vakalarının yüzde 82'si, üstleri ve hükümet tarafından enjekte edilmenin onları Çin Mikroplarının tehdidine karşı “güvende” tutacağı söylenen tam aşılı çocuklardır. Bu iddianın yalan olduğu ortaya çıktı. Vali Pritzker, daha önce, Illinois'deki tüm devlet okulu öğrencilerinin ve çalışanlarının, eğitim almaları ve çalışmaya devam etmeleri için tüm dozlarda Çin Gribi aşısı almalarını, yasa dışı bir "yetki" ile emretmişti. Birçoğu itaat etti, ancak bazıları uymadı. Hükümetin faşist emirlerine karşı gelenler şimdi gayet iyi durumdayken, itaatkar meslektaşları, şimdi görüldüğü gibi, onları enfeksiyona yatkın hale getiren bağışıklık sistemlerini yok etti. Illinois okulları artık “sürü bağışıklığı” elde etmek için “yüzde 90 veya daha yüksek” aşı uyumu çağrısında bulunuyor.. Artık “aşıların” bize yapacakları söylenen şeyi yapmadığı inkar edilemez bir şekilde açıkken, Illinois devlet okulları “Delta varyantının” suçlandığını iddia ederek ikiye katlanıyor. Bir okul, "Pandemide daha önce, sürü bağışıklığına yaklaşmak için genel hedef, nüfusumuzun yüzde 70'inin tamamen aşılanmış olmasıydı" dedi. “Ancak, Delta varyantı denklemi değiştirdi. En son rehberliğimize göre, yüzde 90'a yakın veya daha yüksek bir tam aşı oranını hedeflemeliyiz." Bu nedenle, Illinois devlet okullarına göre, jabların neden olduğu sorunları düzeltmek için daha fazla insanın söz konusu jabları alması gerekiyor. Bu devlet okulu “mantığı” millet.
Ne kadar çok insan aşılanırsa, hastalık o kadar çok yayılıyor. Yine de, Illinois devlet okulları, enjeksiyona yenik düşmeyen kalan tüm sağlıklı insanlara karşı çekimleri zorlayarak kabusu devam ettirmek istiyor. Çocuk Sağlığı Savunması (CHD), "dünyanın en kötü salgınlarının, iğnelerin en agresif şekilde bastırıldığı Illinois gibi bölgelerinde meydana geldiğini" dinleyecek herkesi uyararak rekoru kırmaya çalışıyor. CHD, "İngiltere dünyanın en yüksek aşılı ülkeleri arasında yer alıyor, ancak bildirildiğine göre büyük ölçüde virüsün Delta varyantının yayılmasından dolayı üçüncü bir koronavirüs enfeksiyonu dalgası yaşıyor" dedi. "İsrail gibi diğer yüksek oranda aşılanmış ülkeler de Delta varyantı nedeniyle yeni bir koronavirüs enfeksiyonu dalgası yaşıyor." İsrail'den bahsetmişken, yeni vakaların büyük çoğunluğu tıpkı Illinois devlet okullarında olduğu gibi “tam aşılanmış” durumda. İnsanlar iğnelerin hastalık olduğu gerçeğini nihayet ne zaman anlayacak? Bir tanesi, "Aşıdan önce çok az gencin hastalanması ve şimdi insanları bunu almaya zorladıkları için, WuFlu'nun okullarda her geçen gün artan sayıda aşı yaralanması ve ölümüyle birlikte koşması komik değil mi" diye sordu. LifeSiteNews'de yorumcu. “Dünya uyanmadan önce daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor?” Bir başkası, “Sürpriz, sürpriz, sürpriz: Gerçekten hepimizi öldürmeye çalışıyorlar” diye yazdı. Wuhan koronavirüs (Covid-19) manisi başlı başına bir salgın haline geldi.(....)" (448)
2.BÖLÜM
COVİD-19 AŞISI VİRAL DÖKÜLME VE DİĞER OLUMSUZLUKLARLA İLGİLİ ŞÜPHELER, ENDİŞELER,
NOT : Eğer covid aşıları hakkında yeterince gerçek bilgi sahibi olmak istiyorsanız, bu bölümdeki araştırma ve makalelerin hepsini okumanızda fayda vardır..Tabii araştırrsanız başka yerlerden de öğrenebilirsiniz..Gerçekten çok önemli bilgiler var..Çok sayıda işinin uzmanı, bu covid aşıları (özellikle de mRNA aşıları) konusunda, bu aşıları alan insanları "öldürmesi" de dahil,"aşıyı aldıktan sonra /gelecekte kendisi ve/veya gelecek nesilleri için nasıl olumsuz etkiler (kalıcı hasarlar,hastalıklar)3. bırakabileceğinden, (aşı döküntüsü olarak bilinen) aşılıların, aşıyı aldıktan sonra nefes,ter gibi dış temas ortamlarıyla viral bulaşı etraflarına nasıl salgılayabileceklerine kadar çok sayıda önemli bilgileri vermektedirler..Uzun makalelerde her biri farklı ilginç bilimsel veriler verilmiş..Okursanız bu gerçek bilgileri öğrenebilirsiniz..
* ARAŞTIRMALAR,MAKALELER,RAPORLAR,ENDİŞELER,HABER VE BİLGİLER
-----------------------------------------------------------------------
"Kovid aşılı hastanın ilk otopsisinde vücudunun her organı spike proteinlerle dolu olduğu bulundu.
COVID-19'a karşı aşılanmış bir hasta üzerinde yapılan ilk ölüm sonrası çalışma, "hastanın vücudunun her organında viral RNA bulunduğunu" ortaya çıkardı, bu da aşının etkisiz olduğu veya aşılı kişilerde koronavirüsün aslında daha hızlı yayıldığı anlamına geliyor. International Journal of Infectious Diseases tarafından Haziran ayında yayınlanan Almanya dışı bilimsel rapor, tek doz SARS-CoV-2 aşısı olan ancak 4 hafta sonra enfekte olduktan sonra ölen 86 yaşındaki bir adamın otopsisini inceledi. bir hastanede yakındaki bir hasta tarafından virüs. "SARS-CoV-2'ye karşı aşılanmış bir hastada ilk ölüm sonrası çalışma vakasından":
"SARS-CoV-2'ye karşı aşı almış bir huzurevinde ikamet eden 86 yaşında bir erkek hastayı rapor ediyoruz. Geçmiş tıbbi öykü, sistemik arteriyel hipertansiyon, kronik venöz yetmezlik, demans ve prostat karsinomasını içeriyordu. 9 Ocak 2021'de adam, 30 μg'lık bir dozda lipid nanoparçacık formüllü, nükleozid modifiyeli RNA aşısı BNT162b2 aldı. O gün ve takip eden 2 hafta içinde hiçbir klinik semptom göstermedi. 18. günde, ishalin kötüleşmesi nedeniyle hastaneye yatırıldı. Herhangi bir klinik COVID-19 belirtisi göstermediği için belirli bir ortamda izolasyon gerçekleşmedi. Laboratuvar testleri hipokromik anemi ve artmış kreatinin serum düzeylerini ortaya çıkardı. SARS-CoV-2 için antijen testi ve polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) negatifti. Ancak çalışma, 25. günde, aşılı hastanın muhtemelen hastane odasındaki yakındaki bir COVID-enfekte hastadan COVID-19 için pozitif test ettiğini ve ertesi gün böbrek ve solunum yetmezliğinden öldüğünü belirtiyor. SARS-CoV-2 spike proteinleri, aşılanmış hastaların neredeyse tüm organlarında mevcuttu. Özet olarak, mRNA aşısı olan bir hastada yaptığımız otopsi vaka çalışmamızın sonuçları, steril bağışıklık yeterince gelişmemişken SARS-CoV-2'ye karşı ilk aşı dozuyla aşılamanın zaten indüklenebileceği görüşünü doğrulamaktadır." Başka bir deyişle, COVID-19 aşısı vücutta bir bağışıklık tepkisini tetiklese de, virüsün yayılmasını ve dolayısıyla zararlı viral sivri proteinlerin vücutta yayılmasını durdurmuş gibi görünmüyordu." Bu, COVID-19 aşısının muhtemelen yarardan çok zarar verdiğine ve hatta koronavirüsün yayılmasını hızlandırabileceğine dair bomba gibi bir bilimsel kanıttır. Kullanılan aşı BNT162b2'dir. Bu, Pfizer BioNTech aşısıdır.(....)" (454)
"Covid aşılı hastanın ilk otopsisinde vücudunun her organında viral rna bulundu." (455)
"Salk Enstitüsü bilim makalesi, ölümcül kan pıhtılarına neden olan şeyin covid spike proteini olduğunu ortaya koyuyor… ve tüm covid aşılarında (tasarım gereği)
Aşı öncüsü Jonas Salk tarafından kurulan prestijli Salk Enstitüsü, SARS-CoV-2 spike proteininin covid hastalarında ve covid aşısı alıcılarında vasküler hasara neden olan, felçleri, kalp krizlerini teşvik eden şey olduğunu ortaya koyan bomba gibi bir bilimsel makale yazdı ve yayınladı. , Migren, kan pıhtıları ve binlerce Amerikalıyı öldüren diğer zararlı reaksiyonlar (kaynak: VAERS.hhs.gov). Kritik olarak, şu anda yaygın olarak kullanılan dört covid aşı markasının tümü ya hastalara spike protein enjekte ediyor ya da mRNA teknolojisi aracılığıyla hastanın kendi vücuduna spike proteinler üretmesini ve bunları kendi kanlarına salmasını söylüyor. Bu, hastanın vücudunu Salk Enstitüsü'nün artık vasküler hasarın ve ilgili olayların (aşı alan birçok insanı öldüren kan pıhtıları gibi) duman tabancası nedeni olarak tanımladığı çok sivri proteinle doldurur.
"Basitçe söylemek gerekirse, aşıların insanları öldüren unsuru içerecek şekilde tasarlandığı anlamına gelir. Aşı endüstrisinin ve onun propagandacılarının yanlış varsayımı, spike proteinin “atıl” ve zararsız olduğudur. Salk Enstitüsü bu varsayımın tehlikeli bir şekilde yanlış olduğunu kanıtlıyor."
Salk Enstitüsü: Spike proteini “hücrelere zarar verir” ve virüs olmasa bile “vasküler hastalığa” neden olur. Salk Enstitüsü, 30 Nisan 2021'de yayınlanan "Yeni koronavirüsün başak proteini hastalıkta ek anahtar rol oynuyor" başlıklı bir makalede, "Salk araştırmacıları ve işbirlikçileri, proteinin hücrelere nasıl zarar verdiğini göstererek COVID-19'u doğruladı" uyarısında bulunuyor. öncelikle vasküler bir hastalık.”(....)" (460)
"Covid aşısını alan hiç kimse ASLA tam bağışıklık kazanamaz - hükümet istatistikleri korkunç gerçeği ortaya koyuyor.
Birleşik Krallık hükümeti, Wuhan koronavirüsüne (Covid-19) karşı "aşı" olmanın asla tam doğal bağışıklığı yeniden kazanmayacağını açıkladı. 42. hafta COVID-19 aşı gözetim raporunda, Birleşik Krallık Sağlık Otoritesi 23. sayfada "İki doz aşıdan sonra enfekte olan kişilerde N antikor düzeylerinin daha düşük göründüğünü" kabul ediyor. Antikorlardaki bu düşüşün temelde kalıcı olduğunu söylemeye devam ediyor. "Bu ne anlama geliyor? Birkaç şey ve hepsi kötü ”diyor Alex Berenson. Aşıların virüsün bulaşmasını veya bulaşmasını önlemediğini biliyoruz (aslında rapor başka yerlerde aşılı yetişkinlerin aşılanmayanlara göre çok daha yüksek oranda enfekte olduğunu gösteriyor). (.....)" (470)
"Evet aşı övenler Çift ünlem işaretiSomurtan suratSomurtan suratÇift ünlem işaretiAşağıyı işaret etmek Covıd aşısını alan herkes bir daha asla tam bağışıklığa ulaşamazİngiliz Hükümeti, Vuhan Koronavirüsüne (Covıd-19) karşı bir "aşı" yapıldıktan sonra, bir daha asla tam bir doğal bağışıklık elde edemeyeceğinizi açıkladı.Çift ünlem işareti" (469)
"Bağışıklama uzmanı, aşılanmış kişilerin başkaları için “tehlikeli” gerçek tehdit olduğu konusunda uyarıyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Avrupa Bağışıklama Uzmanları Danışma Grubu'nun eski başkanı Prof. Christian Perronne, "şu anda belki de en büyük Wuhan koronavirüsü (Covid-19) tehdidinin "aşıları" alan insanlar olduğunu" söylüyor. Perronne yakın zamanda yaptığı bir konuşmada, "tam aşılı" insanların kış aylarında karantinaya almaları gerektiği, aksi takdirde bağışıklık sistemleri deneysel gen tedavisi ile kalıcı olarak değiştirildiği için ciddi şekilde hastalanma ve hatta ölme riskiyle karşı karşıya kalmaları gerektiği konusunda uyardı. Tropikal patolojiler ve yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar konusunda uzman olan Perronne, "dünyanın en yüksek aşılı ülkelerinden ikisi olan İsrail ve Birleşik Krallık'taki durumun hızla kötüye gittiğini" söylüyor. Aynı şeyin burada da Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleşmesi bekleniyor.
“Aşılanmamış insanlar tehlikeli değildir; Perronne, "aşılı insanlar başkaları için tehlikelidir” dedi.
“Şu anda İsrail'de kanıtlandı – İsrail'deki birçok doktorla iletişim halindeyim – büyük sorunlar yaşıyorlar, hastanelerdeki ağır vakalar aşılı insanlar arasında ve İngiltere'de de daha geniş aşı programına sahipsiniz ve ayrıca sorunlar var. ”
Fransa'daki bir çalışma grubunun durumla ilgili "tamamen paniğe kapıldığı" ve sorunu çözmek için ne yapması gerektiğinden emin olmadığı söyleniyor. Wuhan koronavirüsü (Covid-19) için "pozitif" test edildikten sonra hastalanan insanların çoğu, iğneyi alan kişilerdir ve bu, hepimize "Çarpma Hızı Operasyonu"nun bir parçası olarak olacağı söylenmeyen şeydi.
"Ağır hastaların yüzde 95'i aşı oluyor. Hastaneye yatışların %85-90'ını tam aşılı kişiler oluşturuyor” dedi. “Giderek daha fazla covid şubesi açıyoruz. Aşıların etkinliği azalıyor veya yok oluyor.”
Covid aşılarının etkinliği “kayboluyor”sa, neden daha fazlası için agresif baskı? ; Bunların hiçbiri son dakika haberi gibi değil. Aylardır, Fauci "Grip aşılarının varyantları durdurmadığı, yaydığı konusunda" uyarıda bulunuyoruz. O halde Biden rejimi neden Amerikalıları kollarını sıvamaları için tehdit ediyor? China Joe daha fazla insanın hastalanıp ölmesini mi istiyor, bu da daha fazla hastalık ve ölüme neden olacak başka bir atış turuna başlayacak mı? Bu noktada, anlatıda bir şeylerin gerçekten yanlış olduğu Branch Covidci retoriğine inananlar için bile acı verici bir şekilde açık olmalıdır. İmmünoloji uzmanları da aylardır "bir pandemi sırasında aşı yapmanın iyi niyetle bile olsa iyi bir fikir olmadığı" konusunda uyarıyorlar. Görünüşe göre amaç, belayı yok etmek değil, onu daha fazla enjeksiyonla beslemeye devam etmek gibi görünüyor. Bu arada, aşı kaynaklı hastalıkları olan hastalar, onlara gerçekten yardımcı olabilecek ivermektin gibi ilaçlara erişemezler. America's Frontline Doctors'ta (AFLDS) bir yorumcu,
"İvermektin stoklarsanız ve bağışıklık sisteminizi D vitamini ile güçlendirirseniz ve semptomlar ortaya çıktıktan hemen sonra (yani ateş) ivermektin almaya başlarsanız, hayatta kalma şansınız yüzde 100'e yaklaşır" diye yazdı.
“Nakliye dahil 170 dolara Hindistan'dan 100 12 mg ivermektin tableti aldım. Önerilen doz, beş gün boyunca veya ateş düşerse daha erken 24 mg'dır, bu nedenle yüzde 100'e ulaşma maliyetim 17 dolar. Ve güzellik şu ki: O 17 doların HİÇBİRİ Pfizer'a gitmiyor.” Bir başkası, "Afrika'da ve başka yerlerde verilen, istatistiksel olarak sıfır yan etkisi olan dört milyar doz ivermektin hakkında hiçbir şey söylememek bir travestidir" diye yazdı. “Biden et al. sosyopatlardır: eğer insanların sağlığına birazcık özen gösterselerdi, 'sağlığınız için en iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi uygun tavsiyeleri aldıktan sonra yaparsınız' derlerdi.” (....)" (394)
"Bir covid “varyantı” yakalayan birini tanıyor musunuz? Aşılananları suçlayın.
İnsanlar Wuhan koronavirüsü (Covid-19) için “aşılanmaya” devam ettikçe, Big Pharma'nın zaten “tedavi” olarak yeni “aşıları” piyasaya sürmeyi planladığı daha yeni “varyantlar” ortaya çıkıyor. Pfizer CEO'su Albert Bourla geçen gün Fox News'e yaptığı açıklamada, "şirketinin her 45 günde bir varyanta özgü yeni bir baskıyı tersine çevirebilen ve ilaç devi için sonsuz bir kar akışı yaratan bir sisteme sahip olduğunu" söyledi. Bourla, "Dünyada ne zaman bir varyant ortaya çıksa, bilim adamlarımız onun etrafında dolaşıyor" dedi. "Ve bu varyantın aşımızın korumasından kaçıp kaçamayacağını görmek için araştırma yapıyorlar." Bourla'ya göre, "delta" da dahil olmak üzere mevcut bilinen varyantların hiçbiri Pfizer aşısından kaçamaz (not: bu iddia herhangi bir bilim tarafından desteklenmemektedir). Bu arada uzmanlar, ortaya çıkan her yeni varyant için sürekli bir yeni enjeksiyon dalgasının yalnızca daha fazla varyant oluşturmaya devam edeceği konusunda uyarıyorlar. Bu tabii ki Big Pharma'ya para kazandırmak için harika ama “bilim” adına sistematik olarak yok edilen halk sağlığı için korkunç. Bir kişi "aşı babası" Trump'ın "Çarpma Hızı Operasyonu" enjeksiyonlarından biriyle her dürtüldüğünde, mutasyon oluşma olasılığı artar. Bu nedenle, özellikle en yüksek oranda aşılanmış ülkelerde şimdi başka bir enfeksiyon “dalgası” görüyoruz. “Aşıya başladığımızda ve nüfusun yüzde 25'inden fazlasını aşıladığımızda, aşıya dirençli olduğu için arka planda kalan varyantlardan birinin ortaya çıkmasına izin vereceğimizi gösteren açık bilgi kaynakları var” diye uyarıyor Dr.Peter. McCullough; dahiliye, kardiyovasküler hastalıklar ve klinik lipidoloji alanlarında kurul sertifikasına sahiptir. “Bu teori mantıklı. Tıpkı bir antibiyotik gibi, bir antibiyotik ile belirli bir kapsama yüzdesine ulaştığımızda, dirençli bir bakterinin ilerlemesine izin verir." Covid için “aşı olmak” toplumdaki diğer herkesi riske sokar.. McCullough, "gerçek “süper yayıcıların”, aşılanmış olanlar ve aşılanmamışlar da dahil olmak üzere temas ettikleri herkese Çin Mikropları bulaştıran hastalık fabrikalarında yürüyenler olduğu" konusunda uyarmaya devam ediyor. Başka bir deyişle;
"aşılanmış kişiler, ciddi bir halk sağlığı tehdididir ve artan aşı zorunlulukları arasında çok daha fazla ilgiyi hak eden bir tehdittir. En son bilime göre covid aşısı olmak, bir insanın yapabileceği en bencil ve sorumsuz şeylerden biri. Aşılar, antikora bağlı güçlendirmeye (ADE) neden olduğundan, hastaneleri hızla hasta ve ölmekte olan insanlarla dolduran yeni varyantların mutasyonunu körüklüyorlar. Hiç aşı olmasaydı, salgın çoktan bitmiş olurdu."
McCullough, "Altı ay önce zamanda geriye gidersek, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 14 veya daha fazla suşumuz vardı - hepsi nispeten küçük oranlarda" diyor. "Birleşik Krallık, Brezilya vardı ve bu arada her zaman bir Delta vardı - her zaman arka plandaydı. Ve Niessen ve Boston ve Rochester Minnesota'dan meslektaşları tarafından hazırlanan bir makale vardı, harika bir makale - bir milyondan fazla sıralı örnek. Her yerde aşı oranlarına ve değişken oranlara baktılar ve nüfusun %25'inden fazlasının aşılanmasıyla, baskın bir türü ilerlemeye teşvik edeceğiniz sonucuna vardılar." Toplu aşılama, esasen Çin Virüsünün süper baskın bir türünü yarattı ve aşıları alanlar, vücutlarını ve bağışıklık sistemlerini yalnız bırakanlardan daha da hassastır.(....)" (395)
"Yanlış COVID anlatısını örtmek(örtbas etmek) için tıbbi bilgiler gizleniyor.
Değerli Okurlar: Sahte Kovid ve aşı anlatılarını korumak için ünlü uzmanlar tarafından sağlanan bilimsel bilgilerin baskı altında tutulduğuna artık şüphe yok. (Paul Craig Roberts tarafından yazılan makale, PaulCraigRoberts.com'dan yeniden yayınlandı)
Tıbbi bürokratlar, politikacılar ve prestijler, "Covid aşısının yüksek düzeyde koruma sağladığını ve yeni vakaların veya “delta varyantının” aşılanmamışlar arasında olduğunu" söylüyor. Bu, dünyanın her yerinden gelen resmi raporlarla çelişen açık bir yalandır. "Yeni vakalar", "çığır açan vakalar", "delta varyantı" olarak adlandırılanların %75'inin tam aşılılardan olduğunu kesin olarak biliyoruz. Ayrıca aşı yan etkileri veritabanlarından, aşılarla ilişkili ölümlerin ve hastalıkların hızla arttığını görüyoruz. Çok sayıda güvenilir uzman, iddia edilen delta varyantının aslında aşının neden olduğu hastalıklar olduğunu söylüyor. Bir diğer rahatsız edici bilgi ise "halk sağlığını tehdit edenin aşısızlar değil, aşılı kişiler" olduğudur. Covid hastalarının virüsten patojenleri atması gibi, aşılanan da aşıdaki patojenleri saçar. ABD nüfusunun yarısı aşılanmışken, aşılı insanlar, sağlıklı nüfusa Covid hastalığı bulaştırıyor.
"Kanıtlar açıktır ki, Covid aşısı bir kaybet-kaybet oyunudur ve on milyonlarca aşılı Amerikalıyı, aşılı olanlar da dahil olmak üzere herkese tehdit haline getirmiştir."
Dünya tarihinde daha önce hiç bu kadar sorumsuzca tehlikeli bir deney tüm popülasyonlar üzerinde yapılmamıştı. Resmi EudraVigilance, MHRA ve VAERS veritabanlarına göre, 1 Ağustos 2021 itibariyle Covid aşısı Enjeksiyonları ile ilişkili 34.052 ölüm ve 5.460.000 sağlık yaralanması var. Aşı advers reaksiyonlarının yalnızca küçük bir yüzdesinin bildirildiği evrensel olarak kabul edildiğinden, gerçek rakamlar çok daha yüksektir. Bazı uzmanların endişeleri yerindeyse aşılar Covid'den daha fazla insanı öldürecek. (....)" (396)
-Delta Varyantı Korku Avcılarının Görmenizi İstemedikleri Üç Tablo (396.1)
-J'Suçlamak! Gen Temelli “Aşılar” İnsanları Öldürüyor. Dünya Çapında Hükümetler Size İnsanlara, Hizmet Ettikleri İddia Edilen Nüfuslara Yalan Söylemektedir (396.2)
-Hastalıktan Daha mı Kötü? mRNA Aşılarının COVID'e Karşı Bazı Olası İstenmeyen Sonuçlarının Gözden Geçirilmesi (396.3)"
"Bilim adamları, Üçüncü Atışı Desteklemek için "Zayıf Kanıt" Göstererek Güçlendiriciler İçin "Döküntü" İtişini Patlattı.
Tüm Amerikalılara güçlendirici atışlar sunulmasına karşı çıkan bilim adamları, federal sağlık yetkilileri tarafından sağlanan verilerin öneriyi destekleyecek kadar zorlayıcı olmadığını söyledi - bazıları güçlendiricilerin aşıya daha dayanıklı varyantlara yol açabileceğini savundu. (....)
Aşılar, korumadan kaçan sonsuz çeşitler yaratabilir.. BMJ'deki bir makaleye göre, Eylül 2020'den bu yana, Alpha, Beta, Gamma, Delta, Eta, Iota, Kappa ve Lambda dahil olmak üzere sekiz dikkate değer SARS-CoV-2 varyantı tespit edildi. Ön baskı sunucusu bioRxiv'de yayınlanan henüz hakemli olmayan yeni bir çalışma, Lambda varyantının, viral başak proteini üzerindeki epitopların kısaltılmasını ve ayrıca N olabilecek ek siteler edinmesini içeren vahşi türün üzerinde bağışıklık kaçırma yetenekleri kazandığını gösterdi. -glikosillenmiş. Yakın tarihli bir başka baskı öncesi çalışmasının yazarları da benzer bir sonuca vardı. Araştırmacılar, Lambda varyantının N-terminal alanında, Lambda varyantını antiviral bağışıklığa karşı dirençli hale getirebileceğini söyledikleri yedi kalıntının silindiğini gözlemlediler.
Nisan 2021'de Peru'daki yetkililer, ülkedeki COVID vakalarının %81'inin Lambda varyantı ile ilişkili olduğunu söyledi. Araştırmacılar, ikinci bioRxiv çalışmasında “Şili'deki aşılama oranının nispeten yüksek olduğunu; En az bir doz COVID-19 aşısı alan kişilerin yüzdesi [yaklaşık] %60 idi.” Ancak yazarlar, "yine de 2021 Baharında Şili'de büyük bir COVID-19 dalgalanması meydana geldi ve bu da Lambda varyantının aşılamanın yol açtığı antiviral bağışıklıktan kaçma konusunda yetkin olduğunu gösteriyor" diye uyardı.
Çocuk Sağlığı Savunma baş bilim sorumlusu ve Simpson Üniversitesi biyoloji profesörü Brian Hooker, Ph.D., P.E., “Gördüğümüz şey, virüs evrimi 101” dedi. Hooker, varyant aşı için kullanılan orijinal diziden ne kadar saparsa, aşının o varyant üzerinde o kadar az etkili olacağını söyledi. Hooker, bunun neden tamamen aşılanmış kişilerin Delta varyantı ile enfekte olduğunu açıklayabileceğini söyledi. Ancak bu, doğal bağışıklık için geçerli değil, diye açıkladı. Hooker dedi ki:
"Aşı, spike proteinine odaklanırken, doğal bağışıklık tüm virüse odaklanır. Daha çeşitli antikorlar ve T hücresi reseptörleri dizisine sahip doğal bağışıklık, virüse saldırmak için daha fazla hedefi olduğu için genel olarak daha iyi koruma sağlayacaktır, oysa aşıdan türetilen bağışıklık virüsün yalnızca bir kısmına odaklanır, bu durumda, başak proteini. Virüsün bu kısmı yeterince mutasyona uğradığında, aşı artık etkili olmaz.”
30 Temmuz'da Scientific Reports'ta yayınlanan araştırmaya göre; "aşılanmış kişiler, SARS-CoV-2 varyantlarının mevcut COVID aşılarından kaçanlara dönüşmesine yardımcı olmada önemli bir rol oynayabilir. Aşıya dirençli bir suşun ortaya çıkmasını ve kurulmasını destekleyen risk faktörlerini analiz eden araştırmacılar, dirençli bir suşun oluşması için en yüksek riskin, popülasyonun büyük bir kısmı zaten aşılanmışken, ancak bulaşma kontrol edilmediğinde meydana geldiğini buldu. Bilimsel Raporlarda verileri yayınlayan bilim insanlarından oluşan ekip, bulgularının, herhangi bir organizmayı evrimleşmeye iten güç olan seçici baskı olarak bilinen şeyi takip ettiğini söyledi."
Avusturya Bilim ve Teknoloji Enstitüsü'nden Fyodor Kondrashov, "Genel olarak, ne kadar çok insan enfekte olursa, aşı direncinin ortaya çıkma şansı o kadar artar" dedi. Kondrashov, "Yani Delta ne kadar bulaşıcıysa, o kadar endişe nedenidir" dedi. "Herkesi aşıladığınız bir duruma sahip olarak, aşıya dirençli bir mutant aslında seçici bir avantaj elde ediyor."
The Defender'ın 26 Mart'ta bildirdiği gibi, "yoğun küresel toplu aşılama programının neden olduğu virüs üzerindeki karantinalar ve aşırı seleksiyon baskısı, kısa vadede vakaların, hastaneye yatışların ve ölümlerin sayısını azaltabilir, ancak nihayetinde daha fazla mutant endişe verici." Bu, aşı uzmanı Geert Vanden Bossche'nin “bağışıklık kaçışı” olarak adlandırdığı şeyin sonucudur (yani, aşı uygulamasından sonra bile virüsün insan bağışıklık sistemi tarafından eksik sterilizasyonu). Bu, aşı şirketlerini, seçim baskısını azaltmayacak, artıracak ve daha da bulaşıcı ve potansiyel olarak ölümcül varyantlar üretecek aşıları daha da rafine etmeye teşvik edecektir.
Vanden Bossche, seçim baskısının, virüsün insan vücuduna girmek için kullandığı yol olan hava yollarımızın mukozal yüzeylerini parçalamaktan sorumlu olan virüsün kritik spike proteinini etkileyen mutasyonlarda daha fazla yakınlaşmaya neden olduğunu savundu. Virüs, dolaşımdaki varyantlara bağlı olarak, kullanılan ve ince ayar yapılan son derece spesifik antijen bazlı aşıları etkili bir şekilde geride bırakacak ve bu, ciddi ve potansiyel olarak ölümcül vakalarda hokey sopası benzeri bir artışa yol açabilir - aslında, pandemiyi kontrol et.(...)" (79)
"Patolog Tabu Covid Konularını Ele Alıyor: Aşılanan İnsanlar Tehlikeli mi? Mıknatıs Fenomeni Gerçek mi?
Gündemi olmayan gerçek araştırma, bu son derece partizan iklimde bir kayıptır. Tanınmış patolog Dr. Roger Hodkinson, Wuhan koronavirüsünün veya SARS-CoV-2'nin daha tartışmalı yönlerinden bazılarını tartışmak için ABD RAIR Vakfı'na katıldı. Bazı konular tabu olsa da, yine de kamusal alandalar ve ele alınmaları gerekiyor. Dr. Hodkinson'ın etkileyici referansları burada listelenmiştir. Aşı da dahil olmak üzere koronavirüsü engellemek için görünüşte alınan önlemleri sesli bir şekilde eleştirdi. Günümüzün aşırı propaganda ortamında, Hodkinson'ın bilgili sesi, dürüstlüğün nadir bir işareti olmuştur. Patolog, görüşme sırasında ele alınması gereken tabu konuların “çok tartışmalı iki konu” olduğunu ve “gülünç derecede aptalca olarak göz ardı edilmesi kolay” olduğunu açıklayarak başlar, ancak “her ikisinde de bir doğruluk çekirdeği vardır. ”
Aşılı Kişiler Aşısız Kişilere Zarar Verebilir mi? : Güçlü röportaj sırasında Dr. Hodkinson “bulaşıcı aşı” kavramını açıkladı. Bu tabir, "aşılanmış kişilerin çok yakın çevresinde aşılanmamış kişiler" için geçerlidir. Dr. Hodkinson, "Bulaşıcı aşı"nın büyük ölçüde "adet dönemlerinin değiştiğini iddia eden" kadınlar için geçerli olduğunu açıkladı. Benzer şekilde, menopozdaki kadınlar, döngülerinin yeniden başladığını söyleyebilirler. Sorun esas olarak kadınlar için geçerli olsa da, bazı erkekler patologun belirttiği gibi “testis ağrısı” olduğunu iddia ediyor. Bu röportaj boyunca her zaman olduğu gibi, Dr. Hodkinson gerçekleri kanıtlara dayalı olarak aktarmanın önemini vurguladı. “Bulaşıcı aşıyı” anlamak için aşıların kendilerinin nasıl çalıştığını ve bazı insanların bu aşılara nasıl tepki verdiğini anlamak gerekir. “Bu aşıların tüm amacının, kendi hücresel makinelerinizle vücutta üretmek olduğunu biliyoruz” dedi; Doktor, "Kovid-19 görüntülerini gördüğünüzde virüsten dışarı çıktığını gördüğünüz keskin şeyler olan 'başak proteini' denen bir şey" diye açıkladı. "Yani aşı, daha sonra tepki vermesi için bağışıklık sisteminize sunulan ve size gelecekteki enfeksiyonlara karşı bağışıklık kazandırmak için bir miktar başak proteini üretmeyi amaçlıyor." Çoğu biyolojik işlevin "çan şeklindeki eğriyi" takip ettiğini veya bazı insanların tedavileri iyi, bazılarının tedaviyi kötü ve çoğunun ortalarda bir yerde olduğu fikrini düşünün. Ne yazık ki, aşı durumunda olumsuz bir sonuç alacak olanlar tahmin edilemez. Bunu akılda tutarak, Dr. Hodkinson, çan eğrisinin zayıf ucundakilerin aşıyı nasıl olumsuz bir şekilde ele alacaklarını gösterdi:
"Bazı insanlar bu aralığın en uç noktasındadır ve tüm amaç olan çok lenfoid sistem tarafından silinemeyen muazzam miktarda başak proteini üretir. Çok fazla üretiliyor ve bu nedenle genel dolaşıma giriyor ve bu aslında kaçtığı ve tanımlandığı gerçeği olarak gösterildi. Trombozlar ve diğer sorunlarla ilgili tüm bu sorunlara girdiğiniz yer burasıdır.”
Şimdi, Dr. Hodkinson, Çin'in Wuhan şehrinde bulunan bilim adamları tarafından ironik bir şekilde yürütülen bir çalışmayı tanıtıyor. Bu çalışmada, araştırmacılar, "aşırı spike proteinin ter bezlerinde deriden kaçabileceğini ve soluma yoluyla aktarılabilen aerosol haline gelebileceğini buldular." Çalışmanın “aşı değil, enfeksiyonun kendisini” ele aldığını vurguluyor.
-Öyleyse varsayımsal olarak, aşılı kişilerde terleme bir aktarım yöntemi olabilir mi?
-Ve eğer öyleyse, buharlaşan ter spike proteinlerin aerosol haline gelmesine ve potansiyel olarak aşılanmamış insanlara bulaşmasına izin verebilir mi?
Dr. Hodkinson, bulaşıcı aşının nasıl işe yaradığını açıklamak için yalnızca bir “yol” aradığını vurguluyor. Patolog, "Durumun bu şekilde gösterilmediğini vurgulamak istiyorum" dedi. "Bu kanıtlanmadı, ancak burada bu etkilerin açıklanabileceği bir yol bulmaya çalışıyorum" diye devam etti. Dr. Hodkinson kesinlikle incelenmesi gereken olası bir senaryoyu ortaya koymakta. Ne yazık ki, gündemi olmayan gerçek araştırmalar, bu son derece partizan iklimde genellikle bir kayıptır.
Bu Magnet videolarının nesi var? ; Bir konunun araştırmaya değer olduğunun iyi bir göstergesi, ana akım medyanın onu bir "komplo teorisi" olarak adlandırıp adlandırmadığıdır. Koronavirüsün kökenine ilişkin Lab Sızıntısı teorisi bu fenomenin mükemmel bir örneğidir. Mıknatıs videoları söz konusu olduğunda, Dr. Roger Hodkinson ilk tepkisinin "Bu sahte olmalı" olduğunu söyledi. Ancak, aşıyı aldıktan sonra adet döngüleriyle ilgili endişelerini ifade eden kadınlarda olduğu gibi, görmezden gelinecek çok fazla kişisel referans var. Literatürü gözden geçirdikten sonra, Hodkinson, “uzun yıllardır manyetik partikülleri lipit zarflar içinde potansiyel terapötik ajanlarla birlikte onları bir kaynağa yönlendirmek için iletme girişiminin olduğu bir dağıtım teknolojisi" olduğu çok açık hale geliyor; söz konusu bölgeye harici bir manyetik alan uygulayarak onları konsantre etmek isteyebileceğiniz bir site.” Patolog, bunun “çok iyi tanımlanmış bir teknoloji” olduğunu söylemeye devam ediyor. "Aslında manyetik parçacıklara bir isim verildi: "süperparamanyetik demir oksit nanoparçacıkları (SPION'lar)". Bu "SPION" teknolojisinin mevcut aşılarla ilişkili olup olmadığı açık olmasa da, Dr. Hodkinson, sorunun bunun bir parçası olduğunu açıkça ortaya koyuyor. "Bu şeyin içinde ne olduğunu bilmiyoruz" dedi. “Çok gizliydiler” diye devam etti.
CDC'ye güvenilebilir mi? : Konuşma, 2014'te Hastalık Kontrol Merkezlerinin (CDC) otizmi siyah erkeklerde MMR aşısına bağlayan kanıtları yok ettiği iddia edilen şok edici bir hikayeye kısaca değindi. Soru elbette “bu krizin ortasında CDC'ye güvenebilir miyiz?” Hodkinson sordu.
Delta Varyantı : Dr. Hodkinson, Kanada'da devam eden kilitlenmeleri haklı çıkarmak için kullanılan Delta Varyantında, Ivor Cummings ile The Fat Emperor adlı bir podcast'i haykırdı. Hodkinson, Cummings'in "çok kapsamlı" olduğunu ve sözde "Delta Varyantı"nın aslında "sadece yeniden adlandırılan" "Hint Varyantı" olduğuna inandığını belirtti. Durum buysa, patolog devam etti, "korkuyu kasıtlı olarak yönlendirmenin, korkuyu yatıştırmak yerine korkuyu manipüle etmenin ve insanların tüm bunları anlamalarına yardımcı olmanın bir başka örneği. Bu iğrenç, bana göre."
Dünya Sağlık Örgütü'ne güvenilebilir mi? : Dr. Hodkinson, “güvenilemez” dediği Dünya Sağlık Örgütü'nü (WHO) küçümsediğini ifade etti. Dr. Hodkinson tarafından onaylandığı ve daha önce RAIR'de bildirildiği üzere, Çin Komünist Partisi'nden ajanlar DSÖ'de “ipleri elinde tutuyor”. Röportajın tamamını izleyin:" (41)
"MRNA teknolojisi öncüsü Luigi Warren, enjekte edilen insanların spike proteini dökebileceğini söylüyor.(Video)" (40)
"Dr Roger Hodkinson: Çocukların tüm mRNA aşılarını derhal sonlandırın.
COVID AŞıLARı. Patolojide tıp uzmanı olan Dr. Roger Hodkinson, çocukların ve gençlerin tüm mRNA aşılarının ciddi yan etkilere neden oldukları için derhal durması gerektiğini söylüyor. Toplu aşılamayı devlet onaylı çocuk istismarı olarak adlandırıyor." Dr. Roger Hodkinson başka bir röportajda şunları söyledi:
“Medya ve politikacılar tarafından yönlendirilen tamamen temelsiz bir kamu histerisi var. Bu, şüpheli olmayan bir halk üzerinde şimdiye kadar yapılmış en büyük aldatmacadır. Bu virüsü kontrol altına almak için yapılabilecek kesinlikle hiçbir şey yoktur. Bu kötü bir grip mevsiminden başka bir şey değil. Siyasete ilaç oynamaktır ve bu çok tehlikeli bir oyundur. Sonuç olarak basitçe şudur: Medya ve politikacılar tarafından yönlendirilen tamamen temelsiz bir kamu histerisi var. Bu çok çirkin. Bu, hiçbir şeyden şüphelenmeyen bir halk üzerinde şimdiye kadar yapılmış en büyük aldatmacadır. Bu virüsü kontrol altına almak için daha yaşlı ve daha savunmasız insanları korumak dışında kesinlikle yapılabilecek hiçbir şey yoktur. Kötü bir grip mevsiminden başka bir şey olarak düşünülmemelidir. Bu ebola değil; SARS değil. Siyasete ilaç oynamaktır ve bu çok tehlikeli bir oyundur." (...)" (42)
"BÜYÜK BIR HATA YAPTIK- ŞIMDIYE KADAR FARKINDA DEĞILDIK.
Viral İmmünoloji Profesörü Dr Byram Bridle: "Covid aşılarındaki spike proteini çok tehlikeli bir toksindir. Bu 7 dakikalık video hayatınızı, çocuklarınızın ve torunlarınızın hayatını kurtarabilir."(VİDEO)" (90)
"Dr Byram Bridle, Viral İmmünolog Profesörü: Kovid aşılarındaki spike proteini çok tehlikeli bir toksindir. Bu 7 dakikalık video sizin, çocuklarınızın ve torunlarınızın hayatını kurtarabilir." (91)
Dr. Byram Bridle (Aşı Bilimci) mRNA aşıları ve spike proteni" (92)
https://www.youtube.com/watch?v=vPRI5u29qPQ
"'Büyük Bir Hata Yaptık' - COVID Aşısı Spike Protein Enjeksiyon Bölgesinden Seyahat Ediyor, Organ Hasarına Neden Olabilir.
Bir grup bilim insanı tarafından elde edilen araştırmalar, COVID aşısı spike proteininin enjeksiyon bölgesinden hareket ederek dalak, kemik iliği, karaciğer, adrenal bezler dahil olmak üzere organ ve dokularda ve yumurtalıklarda “oldukça yüksek konsantrasyonlarda” birikebileceğini gösteriyor. COVID aşısı araştırmacıları daha önce mRNA COVID aşılarının geleneksel aşılar gibi davranacağını varsaymıştı. Aşının enfeksiyondan ve en şiddetli semptomlarından sorumlu spike proteini, çoğunlukla omuz kasındaki veya lokal lenf düğümlerindeki enjeksiyon bölgesinde kalır. Ancak Kanadalı bir kanser aşısı araştırmacısı geçen hafta yaptığı açıklamada, bir grup bilim insanı tarafından elde edilen yeni araştırmanın bu teoriyle çeliştiğini söyledi. "Büyük bir hata yaptık". Ontario Guelph Üniversitesi'nde viral immünolog ve doçent olan Byram Bridle,
"Şimdiye kadar bunu fark etmemiştik" dedi. "Spike proteinin harika bir hedef antijen olduğunu düşündük, spike proteinin kendisinin bir toksin olduğunu ve patojenik bir protein olduğunu asla bilmiyorduk. Bu yüzden insanları aşılayarak, istemeden onları bir toksinle aşılamış oluyoruz.”
Geçen yıl Kanada hükümeti tarafından COVID aşı geliştirme araştırmaları için 230.000 $ hibe alan Bridle, kendisi ve bir grup uluslararası bilim insanı, Pfizer'in "biyo-dağıtım çalışmasına" erişmek için Japon düzenleyici kurumundan bilgi talebinde bulunduğunu söyledi. Biyodağılım çalışmaları, "enjekte edilen bir bileşiğin vücutta nereye gittiğini ve hangi doku veya organlarda biriktiğini belirlemek" için kullanılır. Bridle, verileri ilk kez açıkladığı Alex Pierson ile yaptığı röportajda, “Bilim adamları, bu haberci RNA [mRNA] aşılarının aşılamadan sonra nereye gittiğini ilk kez görebildiler” dedi. “Omuz kasında kalması güvenli bir varsayım mı? Kısa cevap: kesinlikle hayır. Bu çok endişe verici."
Sars-CoV-2'nin yüzeyinde sivri bir protein bulunur. Bridle, bu sivri proteinin vücudumuza bulaşmasına izin verdiğini açıkladı. Bridle, "Bu yüzden aşılarımızda başak proteini kullanıyoruz" dedi. "Kullandığımız aşılar, bu proteini üretmek için vücudumuzdaki hücreleri alır. Bu proteine , karşı bir bağışıklık tepkisi oluşturabilirsek, teoride bu virüsün vücuda bulaşmasını önleyebiliriz. Aşının arkasındaki teori bu.” "Ancak, şiddetli COVID-19'u incelerken, kalp problemleri, kardiyovasküler sistemle ilgili birçok problem, kanama ve pıhtılaşma, hepsi COVID-19 ile ilişkilidir" diye ekledi. "Bu araştırmayı yaparken, bilim camiası tarafından keşfedilen şey, başak proteini dolaşıma girerse kardiyovasküler sisteme verilen zarardan neredeyse tamamen kendi başına sorumludur." Bridle, "saflaştırılmış başak proteini araştırma hayvanlarının kanına enjekte edildiğinde kardiyovasküler sisteme zarar verdiğini ve proteinin kan-beyin bariyerini geçip beyne zarar verebileceğini" açıkladı.
Bridle tarafından elde edilen biyolojik dağılım çalışması, COVID spike proteininin aşılamadan sonra birkaç gün boyunca kana karıştığını ve daha sonra dalak, kemik iliği, karaciğer, adrenal bezler dahil olmak üzere organ ve dokularda ve yumurtalıklarda "oldukça yüksek konsantrasyonlarda" biriktiğini gösteriyor. Bridle, "Spike proteinin patojenik bir protein olduğunu uzun zamandır biliyorduk", dedi. “Bu bir toksin. Dolaşıma girerse vücudumuza zarar verebilir.” Çok sayıda çalışma, COVID'e neden olan virüs olan SARS-CoV-2'nin kan pıhtılaşması ve kanama gibi en şiddetli etkilerinin, virüsün kendisinin spike proteininin etkilerinden kaynaklandığını göstermiştir.
Brigham ve Kadın Hastanesi ve Harvard Tıp Okulu'ndaki araştırmacılar tarafından yürütülen Klinik ve Bulaşıcı Hastalıklar üzerine yakın tarihli bir araştırma, Moderna aşısının 13 alıcısından ilk dozdan 1 ve 29 gün sonra ve ikinci dozdan 1-28 gün sonra toplanan uzunlamasına plazma örneklerini ölçtü. . "Bu bireylerden 11'inde, ilk aşı dozundan bir gün sonra bile kan plazmasında saptanabilir düzeyde SARS-CoV-2 proteini vardı; bunlardan üçünde saptanabilir düzeyde spike protein vardı. Spike proteinin bir parçası olan S1 adlı bir "alt birim" protein de tespit edildi. Spike proteini ilk enjeksiyondan ortalama 15 gün sonra tespit edildi ve bir hastada 29. günde - ikinci bir aşı dozundan bir gün sonra - tespit edilebilen spike proteini vardı ve bu iki gün sonra kayboldu."
"Sonuçlar, ilk aşılamadan sonra S1 antijen üretiminin birinci günde tespit edilebildiğini ve enjeksiyon bölgesinin ve ilgili bölgesel lenf düğümlerinin ötesinde mevcut olduğunu gösterdi. Ortalama yetişkin kan hacminin yaklaşık 5 litre olduğu varsayıldığında, bu, yalnızca zara bağlı antijeni eksprese etmek üzere tasarlanmış bir aşı için yaklaşık 0,3 mikrogram dolaşımdaki serbest antijenin tepe seviyelerine karşılık gelir."
Nature Neuroscience'da yayınlanan bir çalışmada, "kan dolaşımına saflaştırılmış başak proteini enjekte edilen laboratuar hayvanlarında kardiyovasküler problemler gelişti. Spike proteini ayrıca kan-beyin bariyerini geçti ve beyne zarar verdi." Bridle'a göre, "spike proteinin kan dolaşımına kaçmayacağına inanmak büyük bir hataydı." "Artık, deltoid kaslarımızdaki hücreleri oluşturan aşıların bu proteini ürettiğine - aşının kendisinin ve proteinin - kan dolaşımına girdiğine dair kesin kanıtlarımız var" dedi. Bridle, "bilim camiasının spike proteinin dolaşıma girmesi durumunda kardiyovasküler sistemdeki hasarın neredeyse tamamen tek başına sorumlu olduğunu keşfettiğini" söyledi.
Bridle, "dolaşıma girdikten sonra, spike proteinin kan trombositleri ve kan damarlarını oluşturan hücreler üzerindeki spesifik ACE2 reseptörlerine bağlanabileceğini söyledi. “Bu olduğunda, iki şeyden birini yapabilir. Ya trombositlerin kümelenmesine neden olabilir ve bu da pıhtılaşmaya yol açabilir - işte bu yüzden bu aşılarla ilişkili pıhtılaşma bozuklukları görüyoruz. Ayrıca kanamaya da yol açabilir” dedi. Hem pıhtılaşma hem de kanama, aşıya bağlı trombotik trombositopeni (VITT) ile ilişkilidir. Bridle ayrıca dolaşımdaki sivri proteinin aşılı gençlerde yakın zamanda bildirilen kalp problemlerini açıklayacağını söyledi.
Massachusetts Institute of Technology'de kıdemli araştırma bilimcisi olan Stephanie Seneff, "aşı içeriğinin yumurtalıklar ve böbrek üstü bezleri de dahil olmak üzere dalağa ve bezlere iletildiğinin ve besiyerine döküldüğünün ve sonunda kan dolaşımına ulaştığının artık net olduğunu" söyledi. sistemik hasara neden olur. “ACE2 reseptörleri kalpte ve beyinde yaygındır” diye ekledi. "Ve başak proteini kardiyovasküler ve bilişsel sorunlara bu şekilde neden olur."
Pediatrik romatolog Dr. J. Patrick Whelan, Aralık ayında ABD Gıda ve İlaç Dairesi'ni (FDA) mRNA aşılarının güvenlik denemelerinde değerlendirilmeyen şekillerde beyin, kalp, karaciğer ve böbreklerde mikrovasküler hasara neden olabileceği konusunda uyardı. Halka açık bir sunumda Whelan, FDA'yı SARS-CoV-2 spike proteinine karşı bağışıklık oluşturmak için tasarlanan aşıların bunun yerine yaralanmalara neden olma potansiyeli konusunda uyarmaya çalıştı. Whelan, Pfizer ve Moderna tarafından kullanılan mRNA aşı teknolojisinin "güvenlik denemelerinde değerlendirilmeyen şekillerde beyin, kalp, karaciğer ve böbreklerde mikrovasküler hasara (iltihap ve mikrotrombi adı verilen küçük kan pıhtıları) neden olma potansiyeline sahip olduğundan" endişe duyuyordu." (93)
"Aşılı kişiler tarafından salgılanan başak proteinleri doğaya ve çevreye uzun vadede ciddi zararlar verebilir mi?
Yeni aşılarda aşılananların nefes, tükürük ve idrar yoluyla spike proteinleri salgıladığı kanıtlandı. Federal Çevre Ajansı'na yaptığım soruşturmaya göre, bu salgıların uzun vadede nelere yol açabileceğine dair bir araştırma yok, örn. su döngüsü yoluyla, doğaya ve çevreye zarar vermek için - diğer ilaç kalıntılarından, özellikle doğum kontrol hapından iyi bilindiği gibi, kısmen balık ve amfibilerin kısırlığı. Yeni aşı ile küresel olarak bu kadar çok aşı yapılıyorsa, herhangi bir nedenle önceden araştırma yapılmadan doğaya ve çevreye uzun vadeli ciddi zarar verme riski tahmin edilebilir mi? z ne kadar sürer B. Vücudun dışındaki bu sivri proteinler ve neye dönüşüyorlar? Eva Dust,D. Knopf geologist Switzerland" (16)
"MIT Bilim İnsanı: Covid Aşıları '10 ila 15 Yıl İçinde Hastalıklara Neden Olabilir'
Dr. Stephanie Seneff, "Yolun aşağısında büyük bir sürprizle karşı karşıyayız", diye öngörüyor. RAIR Foundation USA, tanınmış bilim adamı Stephanie Seneff ile mRNA aşılarının etkisi hakkında özel bir röportaj sunmakktan onur duysa da. RAIR ayrıca, RAIR okuyucuları için röportaj hakkında yazmak için geçmişini nazikçe kullanan Bilim adamı Madeline Weld, Ph.D., Fizyoloji ve Biyoloji'ye sahiptir. Dr. Seneff, MIT'nin Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarı'nda Kıdemli araştırma bilimcisi olarak görev yapmaktadır ve Toksik Miras, Weedkiller Glifosat Sağlığımızı ve Çevremizi Nasıl Yok Ediyor kitabının yazarıdır. MIT bilim adamı, Dr. Greg Nigh ile birlikte bir araştırma makalesi yazdı: "Hastalıktan Daha mı Kötü? Uluslararası Aşı Teorisi, Uygulaması ve Araştırması Dergisi için mRNA Aşılarının COVID-19'a Karşı bazı olası istenmeyen sonuçlarının gözden geçirilmesi.
Dr. Weld şöyle açıklıyor:
"Dr. Seneff'in geçmişi, yoğun bir şekilde teşvik edilen Covid-19 aşıları hakkında endişeleri olmasına neden oldu. Bu aşılar yeni bir mRNA teknolojisi kullanır ve uzun vadeli etkileri bilinmemektedir. Bununla birlikte, bu aşıların şu anda sahip olduğu olumsuz etkilerin arkasındaki bazı mekanizmaları ve önümüzdeki yıllarda ve on yıllarda neden olabileceklerini açıklamak için yeterli yayınlanmış bilimsel bilgi vardır. Otoimmün ve nörodejeneratif hastalıklarda bir artış öngörüyor ve bu da kendini göstermesi 10 ila 15 yıl alıyor."
RAIR özel görüşmesinin önemli noktalarından bazıları:
- Dr. Seneff "aşıyla anında bağlantılı olmayacak uzun süreli hasar olacağını öngörüyor. Oto-immün ve nörodejeneratif hastalıklarda artış gibi gelişmeler kendini göstermeden önce 10 ila 15 yıl sürebilir." "Yolun aşağısında büyük bir sürprizle karşılıyoruz," diye öngörüyor.
- Dr. Seneff, aşının Parkinson'luların semptomlarını şiddetlendireceğine inanıyor.
- mRNA'nın DNA'yı etkilemeyeceğini iddia edenler "yanılıyor."
- Spike proteini "gerçekten virüsün en zehirli parçası haline geldi" ve Covid, gittiğinde var olmaya devam ediyor.
- "Öngördüğü olasılıklar arasında, deli dana hastalığıyla karşılaştırılabilir bir prion hastalığı (veya protein yanlış katlama hastalığı) olan Creutzfeldt-Jacob hastalığında (CJD) bir artış vardır."
- "İnsanların giderek daha genç yaşta elde ettiği bir Alzheimer hastalığı salgını var. Aşı dağıtımının pervasızca ve gelişigüzel uygulanması bu eğilime katkıda bulunacaktır."
Seneff, hakkında yeni bir kitap yazdığı glifosat üzerinde çalışıyor (Toksik Miras: Weedkiller Glifosat sağlığımızı ve çevremizi nasıl yok ediyor). Neredeyse 10 yıldır bu konuyu araştırıyor. Glifosatın bağışıklık sistemini zehirleyerek bağışıklık yetmezliğine ve Covid-19'un etkisini artıran otoimmün hastalığa yol açarak sitokin fırtınasına, sıvı ile dolu akciğerlere, kanamaya ve tromboza katkıda bulunduğuna inanıyor. Kitabında glifosat ve bağışıklık sistemi üzerine koca bir bölüm var.
Bu makale yoğun bir şekilde incelendi (6 gözden geçiren). Spike proteininin bir prion olma olasılığını okumuşlardı ama aslında çok spekülatif olduğu için makalelerinin dışında bırakmışlardı. Bununla birlikte, gözden geçirenlerden biri bu konuda bir tartışma içermelerini önerdi, bu konudaki araştırmalarını genişletmelerine ve çok fazla nokta bağladığını bulmalarına yol açtı. Birçok virüsün prion benzeri proteinleri vardır. İngiltere'de deli dana hastalığını magnezyum toksisitesine bağlayan organik bir çiftçiyi sırtına konan bir kimyasaldan öğrendi. Seneff, prion hastalıklarının toksik kimyasallarla bağlantılı olduğuna inanıyor çünkü proteinlerin yanlış bağlanmasına neden oluyorlar.
Prion proteinleri diğer ilgisiz proteinleri yanlış katlamak için tohumlayabilir. Yanlarında prion veya prion benzeri bir protein olduğunda "hastalığı yakalayacak" proteinlerin bir listesi vardır, bu da "beta-sheets" adı verilen karakteristik bir şekilde yanlış katlanır. Aynı hücredeki diğer proteinlerin de aynı şekilde yanlış bağlanmasına ve sonunda çökelten fibrillerde birbirine bağlanmasına neden olur. Alzheimer klasik prion benzeri bir hastalıktır. Amiloid beta plak Alzheimer ile bağlantılıdır. Amiloid beta plakları normalde alfa helis olarak katlanır, zara giren vidalar gibidir. Tüm prion proteinleri bu özelliğe sahiptir. Normalde bir zara girerler ve alfa sarmalı oluştururlar.
Prion proteinleri yanlış katlandığında ve sitoplazmada çok fazla aldığında yanlış katlandığında, örneğin çok fazla alfa-sinüklein amiloid-beta varsa, bu alfa-sinüklein amiloid-beta molekülleri oldukça çözünür olan bu beta yapraklarında birlikte glomming başlar, bu nedenle birçok amiloid beta olan beta tabakalarının çözünür kompleksleri ile sonuçlanırlar.
----
"Alfa-sinüklein yanlış foldlama Parkinson hastalığı
ile gider Amiloid-beta Alzheimer
ile gider TDP43 ALS ile gider"
-----
İneklerdeki deli olan klasik bir prion proteini vardır ve bu aynı zamanda insanlarda CJD'dir. Yani bireysel nörodejeneratif hastalıklarla bağlantılı bireysel proteinleriniz var ve bu proteinlerin her biri aynı şekilde karakteristiktir, alfa sarmal beta tabakasına girer ve sitoplazmada çözünür hale gelir ve soruna neden olur. Bu, birçok farklı zayıflatıcı hastalık için yaygın bir modeldir. Bu, sık sık dışarıdan gelen prion benzeri bir proteinin tetikleyicisi yoluyla olur. Parkinson bir örnektir. Prion benzeri bir protein olan E. coli tarafından üretilen bir proteinle başlayabilirsiniz. Çok fazla olursa, yanlış katlanmaya başlar, bağırsakta prion C oluşturmaya başlar. Ve sonra bağışıklık hücreleri o proteini alıp dalağa taşırlar. Dalakta prion proteinlerinin gerçekten gittiği germinal merkezler var. Onlardan kurtulmak için prion proteinleriyle başa çıkmaya çalışmak için özel bir fabrika gibi görünüyor. Dalaktaki germinal merkezlerde, bağışıklık hücreleri prion proteinlerini ekzozom olarak saldıkları küçük parçacıklara toplarlar.
Eksozomlar, bu aşılarla olacağını tahmin ettiğim hastalık sürecinin merkezinde yer alıyor. Parkinson, dalaktaki germinal merkezlerle başlar ve tehlikeli olan bir çeşit yanlış katlanmış protein içeren ekzozomları serbest bırakır. Hücreler onlardan kurtulup dağıtmaya çalışıyor. Ciğerlerinden öksürüp, derinden salabilirsin, muhtemelen anne sütüne girerler. Onlardan kurtulmak, onları dışarı dökmek için bu küçük ekzozomlar olarak ihraç edilirler. Ama aynı zamanda vagus siniri boyunca beyin sapına taşınırlar. İşte parkinson hastalığına bu şekilde bu şekilde yakalandın. Parkinson bağırsakla başlar, sonra dalak, vagus siniri ve son olarak beyin sapı çekirdeği.
- Yani aşı vücudunuzu proteini üreten bir fabrikaya mı dönüştürüyor?
Evet, bu doğru. Corona virüsü karanfille kaplı bir portakal olarak tanımlanabilir. Başak proteini virüsün en tehlikeli kısmıdır. Bu çok açık olmaya başladı. Birçok insan sadece spike proteinini kullandıkları ve beyin hasarı bulabilecekleri çalışmalar yapıyor. Greg ve ben gazetemizde atıfta bulunmayacağımız bu çalışmayı ortaya çıkardık. Belki çok yeni ama Hindistan'daki insanlar tarafından büyüleyici bir makale. Bu bir in vitro çalışma, eğer kültürdeki insan hücrelerini başak proteininden RNA'ya maruz bırakırsanız, spike proteini yapacaklarını, ekzozom halinde sevk ettiklerini gösteriyorlar. Ve sonra başka bir in vitro çalışmada beyindeki bağışıklık hücrelerini bu ekzomlara maruz bırakırsanız, nörodejeneratif hale gelir. Bu ekzomlar beyne doğru yol aldıklarında, beyindeki mikroglia adı verilen bağışıklık hücreleri onları alır ve beyin iltihabına, beyin hasarına, nörodejeneratif hastalıklara neden olur. Temel olarak beyni çok kötü incitmişler. Aşıların beyne doğrudan bir darbeye davetiye çıkarıyormuş gibi hissediyorum.
- Aşı olan herkesle konuştuğum herkesin en az bir hafta fazla zamanı var. Prion benzeri derken, prion ayrımı mı yapıyorsun?
Bu zor bir şey, çünkü prion proteini denilen bir protein var. İnsan prion proteini var, prion proteini var. Ve sonra prion benzeri proteinler olarak adlandırılan diğer proteinler de var, çünkü benzer özelliklere sahipler. Ve sonra amiloid beta, alfa-sinüklein ve spike proteini prion benzeri proteinlerdir çünkü benzer özelliklere sahiptirler. Özellikler proteinin kendisi açısından iyi tanımlanmıştır, çünkü glisin fermuarı adı verilen belirli bir desen vardır. GXXXG'nin bir deseni, iki glisin (amino asit), üç jokerle ayrılmış, herhangi bir amino asit olabilir. Proteinler, bir ip üzerindeki boncuklar gibi amino asitlerden üretilmiştir. Tüm proteinlerin çekirdeğini oluşturan 20 amino asitiniz var. Proteinin nasıl yapıldığını bildiren DNA koduna sahipsin. Bu GXXXG deseni glisin fermuar adı verilen karakteristik bir prion desenidir. Amiloid betada dört glisin fermuarı vardır. Ve spike proteininin beş tane var. Yani bir anlamda Alzheimer hastalığına neden olan protein olan amiloid betadan daha prion benzeri.
- Yani vücudu bir protein yapmak için bir fabrikaya dönüştürdük.
Evet ve daha da kötüsü, proteini normalde olduğundan daha prion benzeri hale getirmek için yeniden tasarladılar. Çünkü protein yapısını birbirine yakın bir çift proline vermek için karıştırdılar. İki satır çizgisi. Aşının ani protein tasarımını zara giremeyecek şekilde modifiye ettiler. Bu yüzden kalmasını istediler. Yani temel olarak protein bu hücreler tarafından aşının talimatıyla yapılır ve daha sonra serbest bırakılır ve zarlarına maruz kalır. ACE-2 reseptörlerine bağlanır. Ve sonra bağışıklık hücrelerine maruz kalmalı ki antikorlarını yapabilsinler. Bütün mesele, bu hücrelerin birbirleriyle işbirliği yapması ve bir hücrenin (proteini) açığa çıkarması, diğerinin antikorları yapmasıdır. Ve membrana girmesine izin vermemenin gerçekten iyi bir fikir olduğunu düşündüler, çünkü o zaman kendini açığa çıkaracaktı. Antikorların görmesini istediği kritik bir kısım var. Ve proteini parçaladılar, böylece yerine yapışıp zara giremez. Bu yüzden ACE-2 reseptörlerine yapışmaya devam ediyor, ki bence bu gerçekten çok kötü, çünkü onları bastırıyor. Birçok makale spike proteininin ACE-2 reseptörlerini baskıladığını göstermiştir. Ve bu gördüğümüz diğer semptomların çoğuna neden oluyor, kalp sorunları ve kan problemleri, tromboz, trombosit kaybı. Tüm bunlar ACE-2 reseptörünün kapatılmasına tepki olarak gerçekleşiyor.
- Seni dinlemek kötü niyetten ziyade beceriksizliğe eğilimli gibisin.
Bilmiyorum. Tüm bunları okumak ve bu şeyin gerçekten büyük bir sorun olduğunu görmek o kadar uzun sürmedi. Bunu neden fark edemediklerini bilmiyorum. Benim okuduğum şeyleri nasıl okuyup da aynı sonuçlara varamıyorlar anlamıyorum. Çok pervasız davranıyorlar. Bu işe karışan herkes dalaktaki germinal merkezler için endişelenmeli ve bu aşılar tam olarak bunu yapıyor. Gittikleri yerde izini sürdüler ve bu da ilginç bir hikaye. "Koldan enjekte edildiğini ve kolda kaldığını ve her şeyin kolda olduğunu" söylüyorlar. Ama bu hiç doğru değil.
"Bağışıklık hücreleri aşıları alır, kutuyu açarlar ve prion proteinleri yapmaya başlarlar ve gerçekten heyecanlanırlar ve endişelenirler çünkü burada neler olduğunu anlamazlar. Daha önce hiç böyle bir şey görmemişler. Bu son derece sıra dışı. Bu aşılarda her şey doğal değildir. Yani bağışıklık hücreleri gerçekten endişelenir ve koldan lenf sistemine girerler. Ve birçok kadın, meme kanserinin karakteristik bir özelliği olan kollarının altında şişmiş lenf düğümleri alıyor. Lenf düğümlerinden lenf sistemine girer ve dalağa doğru ilerler."
Greg ve ben, bu "mRNA teknolojisinin bağışıklık hücrelerinin dalaklara, germinal merkezlere gitmesine ve bu germinal merkezlerde öfkeyle spike proteini yapmaya başlamasına neden olduğunu" gösterdikleri çalışmalardan biri hakkında konuştuk. Bu sadece Parkinson için tam bir tuzak.
- Yani biri zaten Parkinson hastasıysa ve bu aşıyı yaptırmak içinse sence daha da kötüleştirir mi?
Kesinlikle öyle olmasını beklerdim. Böyle bir verinin ortaya çıktığını göreceğimizi umuyorum çünkü şimdi izlemek ve neler olacağını görmek bizim için çok önemli. Şu anda her şey tahmine dayalı ama arkasında beklediğiniz şeyin bu olduğunu gösterecek çok fazla bilim var. Bu eksozomları düşünmek beni rahatsız ediyor. Kritik olan şey, "germinal merkezlerin tüm bu ekzozomları yapıp dolaşıma salıyor olmaları. Bu ekzozomlar vücudu terk edebilir. Akciğerlerden çıkan nefeste eksozomların olduğu" gösterilmiştir.
Birkaç gün önce okuduğum makale, "eksozomların aşıdaki mRNA gibi bir şeye maruz kalan hücreler tarafından yapıldığını gösterdi. Eksozomları yaparlar ve bu ekzozomlar beyindeki bağışıklık hücreleri tarafından alınır. Beynin yanmasına neden olurlar. Beyinde beyin dokularına zarar veren enflamatuar bir yanıta neden olurlar." Greg ve ben bunu yazdıklarımız için tahmin ettik ama o zaman elimizde kesin bir kanıt yoktu. Bu çalışma tam olarak böyle olduğunu göstermektedir.
Ve böylece spike proteini, aşıyı alan, öfkeyle spike proteini yapan, kendilerini durduramayan bağışıklık hücreleri olan bu dendritik hücreler tarafından paketlenir, çünkü RNA çok sağlam olacak şekilde tasarlanmıştır. Normalde vücuda RNA enjekte edersen RNA parçalanır. Bu yüzden bu polietilen glikol, reaktif olması için yüzeyin etrafına bu katyonik lipit koydular ve sonra RNA'yı farklı bir RNA'ya dönüştürdüler, nükleotitlerden birini değiştirerek gerçekten sağlam hale getirebilirler, bu yüzden kolayca parçalanamaz. Bir sürü numara yaptılar. Bu korkunç çünkü bu hücreler kendilerini spike proteini yapmaktan alıkoyamıyorlar. Sitoplazmada çok fazla prion proteini elde ettiğinizde, diğer proteinlerin yanlış katlanmasıyla başınız derde girer. Ve bu bağışıklık hücreleri aslında strese yanıt olarak alfa-sinükleini yükseltir. Dalaktaki çim merkezlerindeki dendritik hücrelerde büyük bir stres var.
Bence aksiyonun büyük bir kısmı orada gerçekleşiyor. Ve RNA'yı takip eden çalışmalar dalakların en yüksek seviyeleri biriktiren organ olduğunu gösteriyor. Ama aynı zamanda karaciğer, yumurtalıklar ve böbrek üstü bezleri gibi diğer korkutucu yerlerde de birikti. Hepsi lenf sisteminden göç eden aşıdan bu yerlere gelen bir sürü mRNA ile ortaya çıktı. Dalaktan sonra iki numara olan yumurtalıklarda bulunması rahatsız edici. Ve sonra adrenal bezleri. Bunların hepsi gerçekten önemli organlar - hormonlu ve olmayan. Orada büyük bir karışıklık olacak.
- Yani diyorsun ki, vücudumuzun bu toksini üretmeyi durdurup kapatmayacağını bile bilmiyoruz.
Sağ. Bunun tam olarak ne kadar süreceği hakkında bilgi bulamadım. Altı ay kadar sürebileceğini söyleyen bir kağıt buldum. Dna'ya dönüştüğü vakada sonsuza kadar olabileceğini düşünüyorum ve bu da gazetemizde tartıştığımız başka bir şey. Tüm makineler spike proteini RNA'yı alıp DNA'ya dönüştürmek, DNA plazmidleri çıkarmak için oradalar. Küçük plazmidler bu DNA'yı içerir ve kendilerini yeniden üretebilme gücüne sahiplerdir. Ve sonra kemik iliğindeki hücreleri enfekte edin, öncü kök hücreleri. Onlara bunu bulaştırırsan, hayatının geri kalanında spike proteini yapabilirler. Bunu mümkün kılabilir bir mekanizma var. Zaten hasta olan biri için, örneğin kanser hücreleri RNA'yı DNA'ya dönüştürebilecek bu enzimin çoğunu üretir. Bağışıklık hücreleri de stres altında. Yani stres altındaki dalaktaki bağışıklık hücreleri RNA'yı DNA'ya dönüştüren enzimleri yükselttiklerini tahmin edebilir. DNA'yı alırsın ve sonra ekzozom gibi olan plazmidleri alırsın. DNA'ları paketleyen küçük lipid membranlı şeyler. Ama sonra plazmidler çekirdekteki DNA'ya da girebilir ve insan genomunun kalıcı bir parçası haline gelebilir. Bu olasılıklar aleminin ötesinde değil.
** Aşının orijinal satış sahalarından biri çekirdeğe nüfuz edemeyeceği ve DNA'nıza giremeyeceğiydi.
Yanılıyorlar. Size spermin "yabancı haberci RNA'yı aldığını, DNA'ya dönüştürdüğünü, plazmidlere koyduğunu, döllenmiş yumurtanın etrafındaki plazmidleri serbest bırakabileceğini" gösteren çalışmayı gösterebilirim. "Döllenmiş yumurta bu plazmidleri yukarı çıkarır ve o kişinin ömrü boyunca taşıyabilir ve bir sonraki nesle aktarabilir." Bütün bunlardan bahseden bir gazete var. Başak
proteininden bahsetmiyorum, o zaman var olmayan bu aşılardan bahsetmiyorum bile. Çok, çok kötü olabilir. Seni öldürebilir. Aslında, insanlar ölüyor. Gençler bile kalp yetmezliğinden ölüyor.
** Birkaç kez dökülmeden bahsetmişsiniz. Bunun çok önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Dr. Roger Hodkinson bir çan eğrisi olacağını söylüyordu. Çan eğrisinin ortasından sağ tarafa, sistemlerinin temizleyebileceğinden daha fazla spike proteini üretecek insanlar olurdu. Bu yüzden bu insanlar onu nefeslerinde ve terlerinde dökecek ve bu, yakınlardaki insanlar için uzun bir süre risk oluşturabilecektir. Bunun doğru olduğunu söyleyebilir misin?
Tamamen doğru olduğunu söyleyebilirim. Ve makul. Bununla ilgili bir şeyler yazdık. Üçüncü tur incelemede, prionlar hakkında konuşmayı öneren son yorumcu. İşte o zaman, bu eksozomların gerçekten çok önemli olduğunu anladık. Eksozomlar son zamanlarda büyük bir konu olmuştur. Biyoloji araştırmacılarının geçmişte bu kadar farkında olduğu bir şey değildi. Ama şu anda onlar için gerçekten heyecanlılar. Ve aslında eksozomlara dayalı Kovid-19 aşıları tasarlıyorlar. Eksozomları bir aşılama şekli olarak kullanmayı öneriyorlar. Bu inanılmaz çünkü bu bağışıklık hücrelerinde olan bitenin son aşaması.
"O dalağın içindeyken ve çılgınca başak proteini yaptıklarında, o hücre için çok toksiktir ve hayatta kalmaya çalışır, bu yüzden “Bu şeyden kurtulmam gerek” der ve tüm bunları zorlar. küçük topaklar dolaşıma girer. Ve vücudun her yerine giderler. Vagus siniri boyunca beyne kadar giderler ve orada her türlü belaya neden olurlar. Ama sonra doğrudan doğruya çıkıyorlar…. Sanırım anne sütüyle bitiyorlar. Aslında aşılanmış olan annesinden emzirmekten kaynaklanan trombozdan ölen bir bebek vardı. Şaşırdım ama mantıklı çünkü bu eksozomlar ciğerlerden, deriden ter yoluyla dışarı çıkacaktı. Vücutları, başa çıkmakta olduğu bu zehirli şeyden kurtulmaya çalışıyor. Ve bunu yapmanın yolu onu dökmektir. Böylece yakınlardaki biri deri teması yoluyla veya soluyarak alabilir. Sanırım kolayca alabilirler. İnsanların "Aşı olan büyükannemle takıldım ve hastalandım" dediğini duydum. "Adetlerim bozuldu ve aniden çok ağır bir dönem geçirdim. Her zaman çok düzenli oldum." Böyle hikayeler alıyordum. İlk başta bu gerçekten deliceydi ama bu eksozomlara dayanan mükemmel bir açıklama."
- Bunun küçük veya ince bir etki olmadığını söylüyorsunuz. Aşılı veya aşısız kişiler için ne tür temas veya temas güvenlidir?
Nereden biliyorsunuz? gerçekten söyleyemem. Gerçekten çok şaşırdım. Ve sadece bir veya iki kişi değil. Tabii ki izliyorum ama internette çok fazla hikaye görüyorum. Greg ve ben, aşılanmış kişilerle takılarak adet düzensizliği yaşayan iki veya üç kadınla konuştuk. Bu noktada en çok korktuğum şey, bu eksozomlara dayanan tamamen makul bir mekanizma. Spike proteini vücuda dağıtan kişi, onları başka bir yere götürmeye çalışıyor çünkü çok tehlikeliler ve bu da beyni bu şekilde etkiliyor ve aynı zamanda kanı da bozuyor. Bu sadece bir kabus.
O spike proteini gerçekten de virüsün en zehirli parçası haline geldi. Ve hatta Covid'den iyileşen ve birçok nörolojik semptomu ve birçok beyin problemi olan "uzun Covid" veya "uzun süreli Covid"i olan insanlar bile. Bununla ilgili kağıtlar artık enfekte olmadıklarını gösterdi. Virüs gitti. Ancak başak proteini hala oradadır ve hasara neden olan şey başak proteinidir.
- Bu mıknatıs şeyine dalmam gerek. Enjeksiyon bölgesinde travma olduğuna inanmıyorum çünkü kanda dik duran birinin koluna mıknatıs tutacak kadar demir yok. Çok eskiye dayanan bir sürü araştırma olduğunu gösteren bir sürü belge var. Manyetik nanopartiküller kullandıkları görülüyor.
Bir de ferritin var. Özel bir ferritin türü var. O literatürü tarıyorum. Oldukça şok edici. Aslında bu şeylerin etkisini arttırmak için bunu yapmakla ilgili bir literatür var. Ne yaptıklarını söylemeden bunu yaptıklarına inanamazsın. Her nasılsa, dünyadaki herkes pratikte dondurma külayısı ya da onun gibi bir şey için kendilerine zorla yeni bir teknolojiye sahip deneysel bir maddeye sahip olmaya zorlanıyor. Ve söz şu ki, eğer alırsan sana en temel özgürlüklerinden bazılarını geri vereceklerine söz verecekler. Sonra da sana verme. Yani bu mümkünse, her şey. Neden "ve sana vermiyorum" diyorsun?
Bunu anlayamıyorum. Çünkü bence ya BM başkanı ya da DSÖ başkanıydı, dün, "Her iki aşıya da sahip olman maske takmayı bırakabileceğin ya da sosyal mesafeyi bırakman ya da normal şekilde dışarı çıkabileceğin anlamına gelmez. Bu önlemlerin devam etmesi gerekiyor." dedi ve bu konuda çok açıktı. Sanırım bu virüsü sırtlarından atabilmek için aşıyı yapmaya hazırlanıyoruz böylece normal hayata geri dönebiliriz ve bu gerçekleşmez, değil mi? Böyle bir şey olmayacak.
Özellikle Kanada'da. Orada gerçekten kilit altındasınız.
- Evet, Kanada'da bugün çok garip bir şey oldu Nova Scotia eyaletinin baş tıp görevlisi açıkça insanların gruplar halinde toplanmasına izin verilmeyeceklerini çünkü bilginin yayılmasını kontrol etmek istediklerini söyledi. Aslında öyle dediler. Aslında öyle dediler. Şaşırtıcı. Ve tüm bu sansürler beni çok şok ediyor. İnanılmaz. The Facebook... Mercola'nın internetten tamamen kaybolması. Dr. Mercola benim arkadaşım ve harika işler yaptı. Bir makalesini ardı ardına...
- O videolardan bazılarını görmüştüm. Gerçekten çok iyiler. (Takip hakkında soru sorar).
Çok isterim. Bunu sonsuza dek konuşabilirim. Söylenecek çok şey var.
"Bence bireyler böyle bir enjeksiyonun kendilerine ne derece uzun süreli zarar verebileceğini bilmiyorlar. "Bu sadece bir aşı. Buna katlanacağım çünkü onlar da bunu yapmamı istiyor." Gerçekten istemeseler bile, sırf hükümet onlara baskı yapıyor diye. Bunu yapmamalılar. Gerçekten yerlerini sağlam durmalılar."
- Sana bir Hail Mary sorum var. Eğer bir kişi bu aşıları aldıysa, bunun etkilerini azaltmak için yapabileceği bir şey var mı?
Keşke bilseydim. Her durumda tavsiye edeceğim şeyi yapardım, bu da Covid-19'un etkilerini azaltmaktır çünkü kendinizi sağlıklı tutmak için yapabileceğiniz birçok şey vardır. Ve her şey bağışıklık sistemini sağlıklı tutmakla ilgili.
"Birincisi sertifikalı organik diyet yemek. Glifosat ile kontamine olmuş yiyecekleri yemeyi bırakın. Bu gerçekten merkezi bir şey. Çünkü vücudunuzda çok fazla glifosat dolaşmazsa, hem aşıya hem de hastalığa karşı çok daha sağlam olacaksınız. Ve sonra güneş ışığına çıkmak, bol miktarda D vitamininiz olduğundan emin olmak. Sadece temel olarak organik yumurtalar, otla beslenen sığır eti ve turpgiller gibi yüksek besin dene yiyecekleri yemek. Çok sayıda kükürt içeren yiyecek, deniz ürünleri gerçekten sağlıklı, istiridye ve istiridye ve yengeç ve taurin için balık. Bütün yiyecekleri yiyin, soya protein çubuğunu atın."
- Bilgin olsun diye söylüyorm, glifosat Roundup olarak bildiğimiz kimyasaldır.
Evet, yiyecek stoklarının her yerinde var. Havada, suda, yiyecek kaynağında. Hükümet tarafından tamamen güvenli olarak kabul edilir. Ama Amerikan hükümeti test etmeye bile tenezzlemiyor. Aslında Kanada'nın büyük bir inisiyatifi vardı ve hem Kanada hem de ithalat olmak üzere birçok farklı yiyeceği test ettiler ve bir arkadaşım, Tony Mitra, bundan bir kitap çıkardı. Bunu onlara yaptıran oydu. 8000'den fazla yiyeceği test ettiler. Tony'nin kitabı "Kuzey Amerika'nın Zehirli Gıdaları"'ydı. Tüm bu farklı yiyecekler hakkında birçok veri içeren kuru bir kitap. Ancak Kanada garbanzo fasulyesinde, nohutta, humus gibi, bu baklagillerde ve ayrıca buğday ve yulafta, kurabiyelerde, akvaryum balığı krakerlerinde çok yüksek seviyeler buldu. Ve Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nden gelen gıdalarda, Avrupa'ya çok daha çok benzeyen Meksika'ya kıyasla çok yüksek seviyeler. Avrupa genellikle Amerika'dan çok daha düşük seviyelere sahipti. Meksika glifosat yasaklamaya karar verdi, 2024'e kadar yok edecek. Abd hükümeti ve Monsanto geri adım atmaları için onları taciz ediyor. Şu ana kadar yapmadılar. Meksika ile gurur duyuyorum. Eğer Meksika glifosat yasaklarsa, Amerika Birleşik Devletleri'nin Meksika'nın bitişiği olması gerçek bir sorun olacak.
- Duyduğuma göre Meksika da Ivermectin ile Covid-19'u yenmeyi başarmış.
Evet, bu doğru. Ivermectin iyi biri. İnsanların ne kadar iyi çalıştığı konusunda ne kadar heyecanlı olduklarını çok okudum. Ve bence Covid'i tedavi etmeye çalışsaydık ölüm oranını çok azaltırdık. Ve bunu yaptıktan sonra, bu aşılarla ilgili olan her şeyin üstüne... Aşıların kırılmadığını bile biliyorsun. Sana yardım ettikleri kadar canını yakıyorlar. Sağlıklı kalmak Covid-19'u önlemenin anahtarıdır. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak.
- Bana öyle geliyor ki, bu formülün tersi hükümetin kullandığı şey. İnsanların Covid-19'u tedavi etmesine izin veremeyiz çünkü aşıyı yaptırmamız gerekiyor.
Biliyorum. Bunu görebiliyorum. İnanmak istemiyordum ama başından beri bunun bir gündem olduğu gittikçe daha da netleşti. Kapıdan çıkmak için bekleyen bir mRNA teknolojisi var. Bayıldılar. Cevaplarının bu olacağını düşünüyorlar çünkü dikkat çekiyorlar. Pharma şu anda çok zor zamanlar geçiriyor, etkili yeni ilaçlar bulamıyor. Bu haberci RNA teknolojisinin, dışarı itmeye başlayacakları yepyeni bir uyuşturucu paketi açtığını düşünüyorlar.
"Artık insanların buna alışmasını sağlamak için bu ilk engeli aştıklarına göre, bu şeyi vücuduna enjekte etmenin sorun olmadığını düşünecekler. Umarım çok büyük bir şey olur, çok belirgin hale gelir, böylece insanlar bu deliliği durdurur. İnsanlar uyanmadan önce bir sürü kötü şey olması çok üzücü. Araştırma literatüründe ne olduğunu zaten biliyor olmaları gerekirdi. Bunu yapmamaları gerektiğini bilmelilerdi."
SÖZLÜK:
--------
Proteinlerdeki alfa sarmal: proteinlerin yaygın bir yapısal motifi olan ? sarmal, sarmal dönüş başına 3,6 amino asit kalıntısı tekrar uzunluğuna sahip sağ elini kullanan bir sarmaldan oluşur. ? sarmal, bir amino asitin ortasındaki hidrojen ile dört amino asit uzaklıktaki karbonil oksijen arasındaki hidrojen bağları ile stabilize edilir.
Alfa-sinüklein: Alfa-sinüklein, insanlarda SNCA geni tarafından kodlanan bir proteindir. Alfa-sinüklein, sinaptik vezikül kaçakçılığını ve daha sonra nörotransmitter salınımını düzenleyen nöronal bir proteindir. Beyinde bol miktarda bulunurken, kalpte, kasta ve diğer dokularda daha küçük miktarlarda bulunur.
Dalaktaki germinal merkezler: Germinal merkezler, ikincil lenfoid organlarda (lenf düğümleri, dalak, Peyer'in ileumdaki yamalar), antikor salgılayan plazma hücreleri ve hafıza B hücreleri üreten özel mikro yapılardır.
Eksozom: Eksozomlar, çoğu ökaryotik hücrenin (ökaryotik: hücre çekirdeğinin içindeki genetik materyal) endosomal bölmesinde üretilen membran bağlı hücre dışı veziküllerdir (EV'ler). Nükleik asitler, proteinler, lipitler ve metabolitler taşırlar. Sağlık ve hastalıkta yakın ve uzun mesafeli hücreler arası iletişimin arabulucularıdır ve hücre biyolojisinin çeşitli yönlerini etkilerler.
Endozomlar: Endozomlar öncelikle hücre içi sıralama organelleridir. Salgı ve endosit (hücrelerin malzemeyi emdiği süreç) yolunun diğer hücre altı bölmeleri arasında protein ve lipit kaçakçılığını düzenlerler.
Dendritik hücreler, adaptif bağışıklık sisteminde önemli bir rol oluşturan bir tür antijen sunan hücredir (APC). Dendritik hücrelerin ana işlevi antijenleri (spike proteini gibi) sunmaktır ve bu nedenle hücreler bazen "profesyonel" APC'ler olarak adlandırılır.
Plazmid: Plazmid, bir hücrenin kromozomal DNA'sından farklı küçük, dairesel, çift iplikli bir DNA molekülüdür. Plazmidler doğal olarak bakteri hücrelerinde bulunurlar ve bazı ökaryotlarda da görülürler. Genellikle, plazmidlerde taşınan genler bakterilere antibiyotik direnci gibi genetik avantajlar sağlar.
Ferritin: Ferritin, demiri depolayan ve kontrollü bir şekilde serbest bırakan evrensel bir hücre içi proteindir. Protein, arkea, bakteri, alg, daha yüksek bitkiler ve hayvanlar da dahil olmak üzere hemen hemen tüm canlı organizmalar tarafından üretilir.
Taurin: Taurin veya 2-aminoethanesülsonik asit, hayvan dokularında yaygın olarak dağıtılan organik bir bileşiktir. Safranın önemli bir bileşenidir ve beyin, retina, kalp ve trombositlerde bulunabilir. Taurin sinir büyümesini destekler, kan basıncının düşmesini, sıvı birikmesinin olduğu yerlerde kalp fonksiyonunu iyileştirir ve hepatitli kişilerde karaciğer fonksiyonlarına yardımcı olur.
Glifosat: Ticari olarak Roundup olarak bilinen, yabani otları, özellikle de ekinlerle rekabet eden yıllık geniş yapraklı bitkileri ve otları öldürmek için kullanılan geniş spektrumlu bir herbisit ve bitki kurutucudur. Bitkinin üç esansiyel amino asit (tirozin, triptotan ve fenilalanin) yapmak için ihtiyaç duyduğu bir bitki enzimini (EPSP synthase) inhibe eder.
Bilim adamı Madeline Weld'ten önemli girdi:
* Dr. Seneff'in geçmişi, yoğun bir şekilde teşvik edilen Covid-19 aşıları hakkında endişeleri olmasına neden oldu. "Bu aşılar yeni bir mRNA teknolojisi kullanır ve uzun vadeli etkileri bilinmemektedir. Bununla birlikte, bu aşıların şu anda sahip olduğu olumsuz etkilerin arkasındaki bazı mekanizmaları ve önümüzdeki yıllarda ve on yıllarda neden olabileceklerini açıklamak için yeterli yayınlanmış bilimsel bilgi vardır. Otoimmün ve nörodejeneratif hastalıklarda bir artış öngörüyor, bu da kendini göstermesi 10 ila 15 yıl alıyor."
* Glifosat ile ilgili olarak (kitabında bütünbir bölüm var), Dr. Seneff bağışıklık sistemini bozduği, bağışıklık yetmezliğine ve otoimmün hastalığa yol açtığı sonucuna vardı. Akciğerlerdeki sıvı, kanama ve tromboza katkıda bulunarak Covid-19'un etkisini arttırır. (Ticari olarak Roundup olarak bilinen glifosat, ekinlerle rekabet eden yabancı otları öldürmek için kullanılan yaygın olarak kullanılan geniş spektrumlu bir herbisittir.)
* Corona virüsünün yüzeyindeki "sivri uçlar" bir "spike proteini"nden yapılmıştır. Başak proteini, bir konak hücrenin yüzeyindeki "ACE-2" reseptörlerine bağlanır, bu da virüsün RNA'sını o hücreye enjekte etmesini sağlar (daha sonra daha fazla virüs yapar). mRNA aşıları, koronavirüsün spike proteinini kodlayan mRNA içerir, böylece enjekte edilen kişinin hücreleri spike proteinini yapar ve buna karşı kendi bağışıklık sistemini aktive eder. Teorik olarak, bağışıklık sistemleri daha sonra maruz kalırlarsa virüsle savaşmaya hazır olacaktır.
* Ama Dr. Seneff spike proteininin prion benzeri bir protein olduğu sonucuna vardı. Prion benzeri proteinler, bazı normal proteinlerin yanlış katlanmasına neden olarak hastalıklara neden olur. Normalde vücutta bulunan ve bu prion benzeri proteinlerin varlığında yanlış katlamaya duyarlı proteinlerin bir listesi vardır. Parkinson hastalığı alfa-sinüklein proteininin yanlış katlanmasindan, Alzheimer amiloid betanın yanlış katlanarak ve ALS'nin TDP-43'ün yanlış katlaşarak neden olmasıdır. Deli dana hastalığının insan eşdeğeri olan Creutzfeldt-Jacob hastalığı (CJD) da bir prion hastalığıdır. Yanlış katlanmış proteinler hücrenin sitoplazmasında çok bollaştığında, Alzheimer'daki amiloid beta tabakaları gibi çözünür fibrillerde veya plaklarda bir araya gelmeye başlayabilir ve doku hasarı oluşturabilirler.
* Parkinson hastalığının normal ilerlemesi, spike proteininin hastalık üreten bir prion olarak nasıl etki edebileceğini gösterebilir. Parkinson hastalığında, bağırsakta E. coli tarafından üretilen bir amiloid proteini (curli olarak adlandırılır), bağışıklık hücreleri tarafından dalak nakledilür. Dalak germinal merkezlerinde (germinal merkezler, antikor üreten, çoğalan, farklılaşan ve mutasyona uğrayan olgun B hücrelerinin lenfoid dokudaki alanlardır), bağışıklık hücreleri prion proteinini membranla bağlı hücre dışı veziküller olan ekzozom olarak serbest bıraktıkları küçük parçacıklara toplarlar. Hücre bu tehlikeli, yanlış katlanmış proteinleri ekzozomlarda ihraç ederek kurtulmaya çalışıyor. Bu eksozomlar vagus siniri tarafından beyin sapına taşınır ve ayrıca öksürülebilir veya ter içinde dökülebilir ve hatta muhtemelen anne sütüne girebilir.
* Hindistan'da yapılan bir çalışma, insan hücrelerinin spike protein mRNA in vitro'ya maruz kaldıklarında, spike proteini yapacaklarını ve daha sonra ekzozom olarak sevk edeceklerini göstermiştir. Başka bir çalışmada, beyindeki mikroglia adı verilen bağışıklık hücreleri, bu ekzomlara maruz kaldıklarında nörodejeneratif hale geldi. Bu ekzomlar beyne gittiklerinde, mikroglia onları alır ve beyin iltihabına, beyin hasarına ve nörodejeneratif hastalıklara neden olur.
* Glisin fermuarı adı verilen ve prion benzeri proteinlerin karakteristiği olan belirli bir desen vardır. Diğer üç amino asit (GXXXG) ile ayrılmış iki glisinden (glisin bir amino asittir) oluşur. Alzheimer'a neden olan amiloid betada dört glisin fermuarı vardır. Başak proteininin beş tane var.
* Başak proteini, enjeksiyon yerindeki hücreler tarafından aşıdaki mRNA'nın talimatıyla yapılır, hücreden salınır ve hücre zarındaki bir ACE-2 reseptörüne bağlanır. Orada konağın bağışıklık hücrelerine maruz kalır, böylece antikorlarını yapabilirler. Ancak aşıdaki mRNA tarafından kodlanan spike proteini, virüs spike proteininin değiştirilmiş bir versiyonudur. Hücre zarına giremesin diye modifiye edilir, ancak bağışıklık sistemi hücrelerine maruz kaldığı ACE-2 reseptörüne sıkışarak kalır. Ancak ACE-2 reseptöründe takılı kalarak, modifiye spike proteini reseptörün çalışmasını önler. ACE-2 reseptörünün kapatılması kalp ve kan problemleri, tromboz ve trombosit kaybı gibi gördüğümüz bazı semptomlara neden olabilir.
* Kola enjekte edilen mRNA aşılarının içeriğinin kolda kalması gerekmesine rağmen, enjeksiyon bölgesinde yapılan spike proteini ile karşılaşan bağışıklık hücreleri bu bilinmeyen protein hakkında "heyecanlanır". Bu bağışıklık hücreleri koldan lenfatik sisteme girer. Aşılanmış birçok kadın, meme kanserinin özelliği olan kolun altında şişmiş lenf düğümleri alıyor. Lenf düğümlerinden, bağışıklık hücreleri lenfatik sisteme girer ve dalağa ve germinal merkezlere doğru çalışırlar. Ekstrip proteinini germinal merkezlerde yapmaya başlarlar ve ekzozom yoluyla dolaşıma salırlar. Bu Parkinson için tam bir tuzak. Aşılardaki mRNA'ya benzer bir şey tarafından yapılan ekzozomların beyindeki bağışıklık hücreleri tarafından alındığı ve beyin dokusuna zarar veren enflamatuar bir yanıta neden olduğu gösterilmiştir.
* Bağışıklık hücreleri spike proteinini yapmaya devam ediyor çünkü aşıdaki RNA çok sağlam olacak şekilde tasarlandı. Normal RNA vücuda enjekte edersen parçalanır. Ancak polietilen glikol eklediler ve aşı RNA'daki nükleotitlerden birini, diğer şeylerin yanı sıra, parçalanmaması için değiştirdiler. Bu, hücrelerin başak proteinini yapmalarına engel olamayız anlamına gelir. Sitoplazmada çok fazla prion proteini olduğunda yanlış katlanma tehlikesiyle karşı karşıyasınız.
* Ve bağışıklık hücreleri aslında strese yanıt olarak alfa-sinüklein üretimini (yanlış katlama Parkinson'a yol açar) yükseltir. Ve dalaktaki germinal merkezlerde bağışıklık hücrelerinde (dendritik hücreler) birçok hücre vardır. RNA'yı takip eden çalışmalar, dalakların en yüksek seviyeleri biriktiren organ olduğunu, ancak karaciğer, yumurtalıklar ve böbreküstü bezlerinde de bulunduğunu göstermektedir. Lenf sisteminden bu organlara ulaşır.
* Diğer bir olasılık ise RNA'nın hücrede DNA'ya dönüştürülerek DNA plazmidleri üretilebileceğidir. Bu plazmidler kendilerini yeniden üretip kemik iliğindeki öncü kök hücreleri enfekte edebilir. Plazmidlerin hücrenin çekirdeğindeki DNA'ya girmesi ve enjekte edilen kişinin genomunun kalıcı bir parçası haline gelmesi olasılık aleminin ötesinde değildir. Yüksek düzeyde spike proteini üreten bir kişi onu nefeste veya deriden döküyor olabilir." (17)
"Doktor Heinrich Fiechtner Uyardı: 'Bu Bir Katil Aşıdır'
Alman hükümetinin yasadışı bir şekilde güç kullanmasıyla, Dr. Fiechtner halka haklarını kullanmaları ve bu yasadışı hükümet dayatmalarına direnmeleri için yalvardı. Baden-Württemberg eyalet parlamentosu üyesi Dr. Heinrich Fiechtner, Alman hükümetini ve medyayı Çin koronavirüsüyle ilgili "bitmek bilmeyen propagandaları, yanlış bilgilendirmeleri ve sahte haberleri" nedeniyle kınadı. Dr. Fiechtner, Alman Parlamentosu'ndaki coşkulu bir konuşmada, halkı yeni “öldürücü aşılamanın” korkunç sonuçları konusunda uyardı ve halkı, hükümetin yasa dışı dayatmalarına direnmeye çağırdı. Lisanslı ve eğitimli bir hematolog ve onkolog olan Dr. Fiechtner, hastane yoğun bakım ünitelerinin (YBÜ'ler) koronavirüs kaynaklı kapasitesini anlatan ulusal bir televizyon raporunu izledikten dakikalar sonra eski hastane meslektaşlarını aradığını ve hastanenin bir yoğun bakım ünitesinde tek koronavirüs hastası yok. Bu sorumsuz ve siyasi güdümlü yalanlar ve abartılara öfkelenen Fiechnter, korku tellallığı yapan politikacılara ve onların medyadaki müttefiklerine tepki gösterdi.
"Hastanenin yoğun bakım ünitesini aradım ve görüştüğüm nöbetçi başhekim ile görüşmek istedim. Kendisine “Yoğun Bakım Ünitenize kaç COVID hastası yatırıldı?” diye sordum. "Bu yoğun bakım ünitesinde 19 yatak var ve dün itibariyle TEK HASTA YOKTUR!" Bu tür yarı gerçekler ve tam yalanlarla, yün gözlerimizin üzerine çekilmektedir. Sadece halk arasında panik ve korku yaratmak amacıyla bu gösterilere davet edilen bu propagandacılar." Buna ek olarak, Dr. Fiechtner, politikacıları ve medyayı, "pozitif olarak test edilen bireyleri pozitif testlerden ayırmayarak enfekte olmuş kişilerin sayısını birleştirmek" için uyardı. Daha spesifik olarak, "aynı kişi tıbbi bakımından üç pozitif test alırsa, üç farklı enfeksiyonla enfeksiyon oranını üç katına çıkardığını" pervasız medya bildiriyor. Ayrıca Dr. Fiechtner, enfeksiyon korkusunu artırmak için "aktif olmayan ve aktif koronavirüs pozitif sonuçlarını tek bir kovada gruplandırma uygulamasıyla" ilgili endişeleri dile getiriyor. Gerçekte, "pozitif test sonuçları, virüsün bulaşıcı bir formunu aktif olarak taşıyanların ve virüsten kurtulan aktif olmayan taşıyıcıların test sonuçları olarak kategorize edilmelidir." Dr. Fiechtner, koronavirüsün etkisinin, vatandaşları kısıtlayan birçok acımasız önlemi haklı çıkarmak ve hükümetin nüfusu aşılama çabalarını hızlandırmak için abartıldığına inanıyor.
"Bütün bir ülkeyi yok ediyorsunuz. İnsanları acıya, paniğe, yıkıma ve ölüme sürüklüyorsunuz! Bu noktada, bu noktada hayır, bu önlemleri, maskeleri, sosyal mesafeyi, karantinayı, sokağa çıkma yasağını bile haklı çıkaramazsınız."
Tıbbi eğitimli politikacı, bu yeni aşıların kadınlarda kısırlıktan ölümcül alerjik reaksiyonlara kadar uzanan birçok riskine dikkat çekiyor. Nüfusa ne kadar çok korku aşılanırsa, insanlar kendilerini kanıtlanmamış ve riskli bir aşı ile aşılamak için o kadar çok acele edeceklerdir. "Daha önce de söyledim: bu öldürücü bir aşıdır Toksikoloji raporu bile olmayan farmasötik bir üründür. Sadece insanlara verilecek. Kadınlarda kısırlığa, ciddi alerjik reaksiyonlara neden olma ihtimali var ve bu mantıksız dayatmayı vatandaşa uygulamak istiyorsunuz. Bu doğru ve yapacaksın çünkü onları önceden korkuttun. Vatandaşların hayatını riske atıyorsunuz. Varlıkları riske atıyorsun." Alman hükümetinin yasadışı bir şekilde güç kullanmasıyla, Dr. Fiechtner halka haklarını kullanmaları ve bu yasadışı hükümet dayatmalarına direnmeleri için yalvardı. "Vatandaşların hukukun üstünlüğüne uyması için vatandaşlık görevi artık çiğnenmiştir." RAIR Foundation USA tarafından özel olarak tercüme edilen Dr. Heinrich Fiechtner'in aşağıdaki güçlü konuşmasını izleyin..(...)" (417)
"Doktorlar artık COVID-19 aşısının ardından kalıcı hasar ve kardiyovasküler olaylar hakkında uyarıyor.
Daha fazla doktor yeni COVID-19 aşılarının zararları hakkında konuşuyor. Kardiyotorasik cerrah, Dr. Hooman Noorchashm, M.D., Ph.D. Onlardan biri. Dr.Noorchashm, "covid-19 aşılarının neredeyse kesin olarak antijene özgü bir bağışıklık tepkisine neden olacağını "söylüyor; bununla birlikte, "aşılama sırasında alıcıların dokularında viral antijenler mevcutsa, aşı ile güçlendirilmiş bağışıklık tepkisi, bağışıklık sistemini bu dokulara karşı çevirerek, kan pıhtısı oluşumuna yol açabilen iltihaplanmaya neden olur." Bu yıkıcı otoimmün etki, halihazırda "kardiyovasküler hastalığı olan yaşlı hastaların endotel hücrelerine önemli zararlar" verebilir. Norveç, Almanya, Birleşik Krallık, Cebelitarık ve Amerika Birleşik Devletleri'nde "covid-19 aşısının ardından açıklanamayan kardiyovasküler ölümlerle" ilgili çok sayıda rapor var.
"Aşı, yakın zamanda enfekte olmuş kişilerin otoimmün vasküler hasar yaşamasına neden olur."
Noorchashm'ın bulguları, Aralık 2020'nin başlarında FDA ile benzer endişeleri paylaşan Dr. J. Patrick Whelan, M.D., Ph.D.'nin araştırma bulgularıyla tutarlıdır. Whelan, "yakın zamanda enfekte olmuş ve covid-19 aşısına maruz kalan bir hastanın, kalpte bulunan ACE-2 reseptörleri boyunca ve beyin, karaciğer ve böbreğin mikrovaskülatüründe otoimmün ataklardan muzdarip olabileceği" konusunda uyardı. Risk iki katına çıkar çünkü iki atış gerekir. "Wuhan koronavirüsü SARS-CoV-2'nin vasküler endotel yoluyla insanları kolayca hedef aldığı" iyi belgelenmiş bir gerçektir. Virüsün, "endotel üzerindeki ACE-2 reseptörü yoluyla endotel hücrelerine girdiği" bilinmektedir. Bu eşsiz işlev kazanımı nedeniyle, covid-19 hastalarında meydana gelebilecek tıbbi acil durumlardan biri de tromboembolik komplikasyonlardır (kan damarı içinde kan pıhtısı oluşumu). Kan damarlarının endotel astarında viral antijenler mevcutsa, "aşı, bu değerli dokulara saldıran ve potansiyel olarak kardiyovasküler olaylara neden olan antijene özgü bir bağışıklık tepkisine" neden olacaktır. Araştırma, aşının özellikle yaşlılarda “vasküler endotelyuma zarar vereceği neredeyse kesin” olduğu konusunda uyarıyor. Bu aşının neden olduğu endotelyal enflamasyonun "bu tür hastaların bir alt grubunda majör tromboembolik komplikasyon potansiyeli olan kan pıhtısı oluşumuna neden olacağı kesindir" diye uyarıyor. Dr. Noorchashm şu sonuca varıyor: "Bu nedenle, FDA'nın Pfizer ve Moderna ile işbirliği içinde, klinisyenlere yakın zamanda nekahat dönemindeki herhangi bir hastada ve bilinen herhangi bir hastada bağışıklamayı geciktirmeleri konusunda derhal ve en azından net tavsiyelerde bulunmasını saygıyla rica ediyorum. semptomatik veya asemptomatik taşıyıcılar ve SARS-CoV-2 varlığını tespit etmek için, aşılamadan önce yüksek kardiyovasküler riski olan mümkün olduğunca çok sayıda hastayı aktif olarak taramak.”
FDA ve CDC, covid-19 aşılarının neden olduğu kardiyak olayları önlemek için şimdi harekete geçmeli.. Etik, hasta güvenliği ve kadın sağlığı savunucusu Dr. Noorchashm, endişelerini FDA'ya ve ilaç şirketleri Pfizer ve Moderna'ya yazdı. Sonunda aşı hasarını azaltmak için aşı alıcısı olmak için sıraya giren yakın zamanda enfekte olmuş bireylerin daha iyi taranması çağrısında bulunuyor. Kardiyovasküler sorunları olan yaşlı popülasyonlar, bu potansiyel olarak ölümcül aşı yaralanması için en büyük risk altındadır. Doktor, bu ciddi sağlık etkisi hakkında daha kapsamlı bilgilendirilmiş onam talep ediyor. Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), daha fazla insan zarar görmeden acil durum toplantıları düzenlemek ve aşı uygulaması için yeni kılavuzlar oluşturmak konusunda etik bir sorumluluğa sahiptir. Çocuk Sağlığı Savunması direktörü ve emekli başkanı Lyn Redwood, RN, MSN şunları yazdı: "Önde gelen doktorlardan gelen bu geçerli ve bilimsel olarak desteklenen uyarıları göz ardı etmek, yüz milyonlarca insanın potansiyel olarak ölümcül yaralanmalara veya aşılamanın ardından kalıcı hasarlara maruz kalmasına neden olabilir." FDA ve CDC, aşıların çoklu hastalık süreçlerinin patolojisinde oynadığı rolü görmezden gelmeye devam ettiği için halk aşıya olan güvenini kaybediyor.(.....)" (418)
"COVID-19 enjeksiyonu bir aşı DEĞİLDİR
"COVID-19 enjeksiyonu/aşısı bir aşı DEĞİLDİR: eğer size söyledilerse, size yalan söylediler." Paul Elias Alexander, PhD ve Howard Tenenbaum DDS, Dip. Süre., Doktora, FRCD(C)
Bir aşının kriterleri ; Bir aşı olmak için birkaç kriterin karşılanması gerekir:
-----------------
1) enjeksiyon size bir patojene (virüs veya bakteri) karşı antikor bağışıklığı sağlamalıdır
2) enjeksiyon sonrası üretilen antikorların, o virüs veya bakteriden koruma sağladığı gösterilmelidir.
3) enjeksiyon, hastaneye yatışları veya patojenden ölümleri azalttığını göstermelidir.
4) enjeksiyon, patojenin şiddetli semptomlarını azalttığını göstermelidir
5) enjeksiyon, patojeni taşımanızı engellediğini göstermelidir.
6) enjeksiyon, patojenin sizden başkalarına bulaşmasını durdurduğunu göstermelidir.
Bu kriterlerin incelenmesi ; Bunların bir "aşı" olarak karşılanıp karşılanmadığını tartışmak için bu kriterleri daha fazla inceleyelim:
-----------------
1) Şimdi, enjeksiyonun COVID-19 virüsüne (SARS-CoV-2) karşı antikor bağışıklığı sağlamadığını bulduk; hücrelerinizin oluşturduğu 'sentetik başak proteinine' karşı antikorları teşvik eder; bu spike proteini SARS-CoV-2 virüsüne özgü değil
2) Üretilen antikorlar size patojenden (SARS-CoV-2 virüsü) koruma sağlamalıdır; ancak bunu yaptığı hiçbir çalışmada gösterilmemiştir ve aşı geliştiricileri bunu açıkça belirtmişlerdir, enjeksiyonun koruma sağlayıp sağlamayacağını bilmiyorlar.
3) Enjeksiyon, hastaneye yatışları veya ölümleri azalttığını göstermek için çalışılmamıştır; yürütülen çalışmalar bunu değerlendirmek için tasarlanmamıştır ve değerlendirilmemiştir; bilmediklerini söylediler
4) Enjeksiyon, şiddetli semptomları azalttığını göstermek için çalışılmamıştır.
5) Enjeksiyon, patojeni taşımanızı durdurduğunu göstermek için çalışılmamıştır.
6) Enjeksiyon, bir kişiden diğerine bulaşmayı durdurduğunu göstermek için çalışılmamıştır.
Peki bu enjeksiyonlar aşı mı? : Sonuç bu nedenle HAYIR. COVID-19 için bu enjeksiyon bir aşı DEĞİLDİR ve enjeksiyon geliştiricileri tarafından bildirildiği üzere tüm gösterdiği, "hafif COVID-19 semptomlarını azaltma üzerindeki bir etkidir" (aşılar, enfeksiyonu, bulaşmayı, şiddetli COVID-19'u, hastaneye yatışı veya ölümü durdurmaz) ; en iyi şekilde bir gen dağıtım platformu olarak tanımlanır; ve enjeksiyon geliştiricileri tarafından yürütülen çalışmalar, yukarıda belirtilen "6 kriterden herhangi birini gösterecek şekilde kurulmamıştır"; COVID-19 için yapılan bu enjeksiyonlar, bulaşmayı engellemez ve "bunu yapmak için tasarlanmamıştır." Bize (geliştiricilerin) enjeksiyonun semptomları 'hafifletip hafifletmediğini' görmek için ölçüm yaptıkları söylendi. Yine, bu enjeksiyon, Delta varyantı da dahil olmak üzere bulaşmayı veya enfeksiyonu durdurmaz.
Bu enjeksiyonlar covid'e karşı bağışıklamada etkili mi? : Temmuz 2021'de büyük halka açık toplantılarla (Barnstable bounty, Massachusetts) ilişkili "COVID-19 aşısı çığır açan enfeksiyonlar da dahil olmak üzere SARS-CoV-2 enfeksiyonlarının patlak verdiğini" bildiren CDC'den bile net kanıtlarımız var. "469 COVID-19 vakası 3-17 Temmuz tarihleri arasında kasabaya seyahat eden Massachusetts sakinleri arasında tespit edildi; 346'sı (%74) tam aşılı kişilerde meydana geldi. Testler, 133 hastadan alınan örneklerin %90'ında Delta varyantını tanımladı. Siklus eşik değerleri, tam olarak aşılanmış ve olmayan hastalardan alınan örnekler arasında benzerdi”.
Gazit'in İsrail araştırması (25 Ağustos 2021'de bildirildi) tabuttaki çivi olabilir, çünkü “doğal bağışıklığın, SARS-CoV-2'nin Delta varyantının neden olduğu enfeksiyona, semptomatik hastalığa ve hastaneye yatışa karşı daha uzun süreli ve daha güçlü koruma sağladığını gösteriyor. BNT162b2 iki doz aşı kaynaklı bağışıklığa”. Bulgular, doğal enfeksiyonun, enjeksiyondan çok daha fazla bağışıklığa katkıda bulunduğunu göstermektedir. Buna ek olarak, Chau ve diğerleri tarafından 10 Ağustos 2021 LANCET dergi yayını. Vietnam'daki aşılı sağlık çalışanları arasında SARS-CoV-2 Delta varyantının bulaşmasına bakıldığında, COVID-19, enjeksiyon ortamını daha da yağmalıyor ve feci bulgular açısından onu kargaşaya atıyor. 69 sağlık çalışanının SARS-CoV-2 testi pozitif çıktı. 62 klinik çalışmaya katıldı. Araştırmacılar, “23 tam genom dizisinin elde edildiğini "bildirdi. Hepsi Delta varyantına aitti ve topluluk, bulaşma vakalarından elde edilen çağdaş Delta varyant dizilerinden filogenetik olarak farklıydı, bu da işçiler arasında devam eden aktarımı düşündürüyordu. Mart-Nisan 2020 arasında tespit edilen eski suşlarla enfekte olan vakaların viral yükleri, Delta varyant enfeksiyonu vakalarından 251 kat daha fazlaydı”.
İngiliz Halk Sağlığı Sistemi, İngiltere Halk Sağlığı (PHE), Delta varyantının yayılması ve analizine ilişkin en son yinelemesinde (rapor 21), ölümlerin yaklaşık %60'ının Delta varyantı sonrası olduğunu gösterdiğinde bu enjeksiyonu daha fazla kargaşaya sokar. enfeksiyon, çift aşılı kişilerde meydana gelmiştir. Hatta İsrail'de üçüncü güçlendirici atış alanların enfekte olduğuna dair raporlarımız bile var. Enjeksiyonlar çalışmıyor ve hatta bazıları başlangıçtan beri hiç çalışmadığını iddia ediyor. Ve siz neden şimdi 3. güçlendirici olduğu konusunda kafanızı karıştırmaya çalışırken, İsrail şimdi nüfusuna 4. güçlendiriciye hazırlanmalarını söylüyor.
"Ayrıca Cebelitarık ve İzlanda'nın nüfuslarının %90'ına enjekte edildiğini, ancak COVID-19 enfeksiyonlarında patlayıcı artışlar yaşadığını gördük."
Bu bulgular, enjeksiyon geliştiricileri için çok acil ve ciddi sorular ortaya çıkarmaktadır ve enjeksiyonların başarısız olduğunu açıkça göstermektedir. Kesinlikle baskın olan Delta varyantı için. COVID-19 enjeksiyon geliştirmesine dahil olan yetkililer, bunun 'semptomları azaltabileceğini' bile belirttiler; enfeksiyondan ölmenizi veya ciddi semptomları durdurmanızı vb. durduracağına dair hiçbir söz yoktur; asla sizi korumak için yapılmamıştır ve medya ve önde gelen halk sağlığı yetkilileri bu açıklamaları yaparken halka ikiyüzlülük ve aldatıcılık yapmaktadırlar; Enjeksiyonun kullanıma sunulmasından sonraki çalışmalar, "iletimi azalttığını (durdurduğunu)" öne sürüyor gibi görünüyor, bence yetersiz ve potansiyel olarak yanıltıcı; RT-PCR testinin, enjeksiyonun çalıştığını göstermek için gerektiğinde negatif bir test sağlamak için döngü sayısı eşiklerini (Ct) azaltmak için büyük olasılıkla manipüle edildiğini ve ayarlandığını savunuyorum; Pandeminin kötüleştiğini göstermek için enfeksiyon sayılarını artırmak için (büyük olasılıkla yanlış pozitif, %90-100) acil durum sırasında Ct'yi yüksek bir eşiğe ayarlarsınız ve enfeksiyonların azaldığını söylemek için düşürürsünüz. Aşı olmak için 6 kriterden herhangi birinin karşılandığına dair hiçbir kanıtımız yok. Bunlar aşı değil.. Bu bir aşı değildir ve aşı olduğu kanıtlanmamıştır ve olmasını dilemek ve ummak onu aşı yapamaz. Ayrıca, bu enjeksiyonlar, özellikle çalışmaların güvenlik kısmı ile ilgili olarak yetersiz çalışılmıştır. Güvenliği göstermek için uygun süre verisine sahip değiliz; bu enjeksiyon çalışmalarıyla “zararları dışlamadık”; güvenlik profilimiz yok; Orta ve uzun vadede ne olacağını bilmediğimiz için çocuklarımıza asla bunlar enjekte edilmemelidir ve çocuklarımızın istatistiksel olarak sıfıra yakın enfeksiyon, virüsü bulaştırma riski ve enfekte olursa ciddi sonuçları nedeniyle bu enjeksiyonlara gerek yoktur.
Anlamalısınız, mRNA teknolojisi, insanlarda bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığını azaltma kapasitesini göstermek için hiçbir zaman başarılı bir şekilde kullanılmadı, HİÇ! Bununla ilgili bir geçmişimiz yok ve lipid nano partikülleri (LNP) ve haberci RNA (mRNA) hücrelerinize/vücudunuza girdikten sonra ne olduğunu bilmiyoruz. mRNA'nın "kapatılıp kapatılmadığını" ve artık spike protein üretilmediğini vs. bilmiyoruz. Spike proteinin üretildikten sonra nereye ve ne kadar süreyle gittiğini bilmiyoruz. Uygun üreme toksisitesi çalışmaları, teratojenisite çalışmaları, farmakodinamik çalışmalar ve farmakokinetik çalışmalar vb. yapılmamıştır. Viral topun üzerindeki sivri(spike) protein, virüsün şiddetli COVID-19'dan kaynaklanan yıkıcı travmaya ve hastalığa neden olan kısmıdır. Bu sivri protein, sizi öldüren ve damar sisteminizi harap ederek damar sisteminin endotel tabakasını harap eden şeydir. Son dönem şiddetli COVID-19 hastalığı, kanın pıhtılaşmasını sağlayan bir damar hastalığıdır. Akciğerlerde virüs olduğu için son aşamadaki COVID-19'da akciğerleriniz iflas ettiğinde ölmezsiniz. Hayır, milyonlarca mikro trombüs (kan pıhtısı) yüzünden ölürsünüz. Hücrelerimizin enjeksiyon sonrası ürettiği spike proteini (viral top üzerindeki orijinal spike proteinine tam olarak benzemese de), patojenik ve toksiktir. Ölümcül.
Çözüm.. O zaman neden ciddi hastalığa neden olan (damar sistemimize zarar veren) bir şey enfekte olursa, şimdi ciddi hastalığı önlemek için aşılama/enjekte etme çabasının bir parçası olarak enjekte edelim? Bu kesinlikle mantıklı değil. Geliştiriciler, çok olgunlaşmamış bir bağışıklık kitaplığı ile çok dar bir "spike-spesifik" bağışıklık sağladığında, neden bağışıklık tepkisi için hedef olarak başak kullandılar? Bu acil durum için hiçbir zaman bir aşıya ihtiyaç duyulmadığını ve üretilenlerin, çift enjeksiyonlu kişilerin Delta varyantı ile enfekte olması, ciddi yan etkiler ve hatta ölümle sonuçlanmadığını göstererek kapatıyorum. Bu aşı dağıtımını frenlemeli ve durmalıyız. Bu zararların ve ölümlerin neden tahakkuk ettiğini anlayabilmemiz için bu enjeksiyon programı durdurulmalı ve yalnızca risk-fayda hesaplamasının enjeksiyona yönelik kararı çarpıttığı durumlarda en yüksek riskli kişileri hedef almalıdır; Bu enjeksiyon, çocuklar ve esas olarak risk altında olmayan 70 yaşın altındaki tüm kişiler için tamamen kontrendikedir. En azından enjeksiyon geliştiricileri, CDC ve FDA, veri güvenliği izlemesinin, etik inceleme kurullarının ve kritik olay inceleme kurullarının vs. derhal uygulanmasını sağlamalıdır. İdeal olarak, gördüklerimiz göz önüne alındığında enjeksiyon programı tamamen durdurulmalıdır. Bu enjeksiyonlar hamile kadınlara veya çocuk doğurma çağındaki kadınlara, genç çocuklara veya COVID ile iyileşen kişilere veya COVID ile iyileştiğinden şüphelenilen kişilere verilmemelidir. Hiçbir koşulda,çünkü bu enjeksiyonlardan kaynaklanan çok büyük bir tehlike vardır. (.....)" (419)
"ANALİZ: Aşılar kurtardığından çok daha fazla insanı öldürüyor.
Gezegendeki politikacılar ve sözde uzmanlar, sizi "tüm yaş gruplarında, kurtardığı hayatların en az iki katını ortadan kaldıran bir maddeyle" aşılanmaya zorlamak istiyor. Bunun kasıtlı mı yoksa tamamen beceriksizlik mi olduğu artık önemli değil, bunu tartışmak için zamanımız kalmadı. İnsanları öldürüyoruz. Milyonlarca insan. Sevdiklerimiz, ailemiz, arkadaşlarımız ve komşularımız. Durması gerekiyor. Şimdi. Çıldırdık. Belki Steve Kirsch'ün FDA'ya erişimi yardımcı olabilir. (Raúl Ilargi Meijer'in TheBurningPlatform.com'dan yeniden yayınlanan makalesi)
Steve, "aşıların, şimdiye kadar 200.000 Amerikalıyı öldürdüğünü ve 300.000'ini kalıcı olarak sakat bıraktığını" söylediğinde, bunun buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu unutmayın: etkilerin çoğu olmasa da çoğu ancak daha sonra ortaya çıkacaktır. Ve sonra Pfizer bugün eşyalarının "5 yaş ve üstü çocuklar için güvenli olduğunu" iddia ediyor. Aşılar tarafından öldürülen bağışıklık sistemleri nedeniyle enfekte olurlarsa % 99,9996 güvenlidirler. Ve aşılarla “kurtarılan” insanlar hakkında bazı sorularım olacaktı. Çünkü yakın tarihli bir İsrail araştırması, yalnızca “bir güçlendiricinin yaşlı yetişkinlerde korumayı birkaç hafta güçlendirebileceğini” öne sürüyor. Bir kaç hafta? Ve şimdi buna aşı mı diyoruz?
Yapma,Dur. Çıldırdık.. ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Pandora'nın Covid ile ilgili kutusunu açmış olabilir. Neden olduğundan emin değilim, ancak bir nedenden dolayı Steve Kirsch'i 17 Eylül'de FDA Aşı Danışma Komitesi, diğer adıyla Aşılar ve İlgili Biyolojik Ürünler Danışma Komitesi'nin sanal toplantısına davet ettiler. Aynı komite, tüm Amerikalılar için destekleyici aşı önermemeye karar verdi. . Kirsch, bilgi işlem alanında birkaç şirket kurmuş bir girişimcidir, örneğin Infoseek. Birkaç yüz milyon dolar değerinde. Ayrıca Covid için erken tedaviyi teşvik eden Treatearly. org'u kurdu. FDA'daki hiç kimse, Mart ayında Kirsch'ün fluvoksamin'in bir denemede 77 kişiyi kurtaran şey olmadığını kanıtlayan ve neyin kurtardığını belirleyen herkese 1 milyon dolar teklif ettiğini bilmiyor muydu? Ya da Covid üzerine bir saatlik bir tartışma için 10.000 dolar teklif ettiğini mi? Yoksa FDA'dan biri, Pandora'nın kutusunu bilerek mi açtı? Ve biliyorum, komite resmi olarak FDA'dan bağımsız ve 16-2'lik takviyelere karşı alınan kararda Kirsch'ün hangi rolü oynadığını bilmiyorum, ama belli ki orada mevcut aşıdan rahatsız olan bazı insanlar var. -maliyet yaklaşımı. Bunun bilerek yapıldığını göz ardı etmem. Ancak bilgi şu anda ortada ve YouTube ve Twitter FDA'yı yasaklamayacak veya gölge etmeyecek.
Kirsch hakkında Wikipedia eğlencelidir: "Nisan 2020'de, COVID-19 ilaç yeniden kullanım araştırmasını finanse etmek için 1 milyon dolarlık kişisel bağışla COVID-19 Erken Tedavi Fonu'nu (CETF) başlattı. Mayıs 2021'de Kirsch, çevrimiçi bir makale yayınladı ve "COVID-19 aşılarının doğurganlığı etkilediğine" dair asılsız bir iddiada bulunurken, aynı zamanda "aşıların hastalıkları ve ölümü önleme kabiliyetini" de hafife aldı. Ertesi ay Kirsch, COVID-19 aşılarını tartışmak için Bret Weinstein ve Robert W. Malone ile birlikte yayınlanan bir YouTube videosunda yer aldı. Videoda Kirsch, "COVID-19 aşılarında kullanılan spike proteinlerin “çok tehlikeli” olduğu" da dahil olmak üzere birçok yanlış iddiada bulunuyor." Ve YouTube ve Twitter'dan yasaklandı: İşte komiteye yaptığı sunumun bir kısmı.
"Aşılar, kurtardıklarının iki katı kadar insanı öldürüyor."
En son slayt destesinin bir bölümünü burada özetledim: Covid Aşı Güvenliği Hakkında Bilmeniz Gerekenler.. "Sansür gerekli gerçekle savaşmanın yolu yanlış bilgi, yıldırma, emir ve sansür kullanmaktır. Hükümetimiz erken tedavileri görmezden geliyor ve herkese erken tedavinin işe yaramadığını söylüyor. Hindistan tarafından COVID'siz olmak için kullanılan temel tedaviyi şeytanlaştırıyorlar. Gündemleri COVID'i tedavi etmek değil, aşıyı zorlamak. Sosyal medya şirketleri, doğruyu söylediğiniz için sizi sansürleyecek, paranızı şeytanlaştıracak ve/veya yasaklayacaktır. Eğer doktorsanız, "aşıların güvenli olmadığını" söylerseniz lisansınızın iptal edilmesini sağlayabilirsiniz.
"COVID aşıları, tüm yaş grupları için kaybettiklerinden daha fazla insanı öldürüyor. ABD'de ortalama olarak, COVID aşıları, 6 aylık bir süre içinde kurtardıkları her kişi için 2 kişiyi öldürüyor."
Bugüne kadar;
-200K (200.000) kişi öldürüldü
-300K (300.000) kişi kalıcı olarak devre dışı bırakıldı
Aşıların anlamsız olduğunu gösteren 2:1 oranını şu şekilde hesaplıyoruz.
V:C tanımlı
V:C, aşı tarafından 6 aylık bir süre içinde kurtarılabilecek tahmini COVID ölümlerinin (C) sayısına göre aşı kaynaklı ölümlerin (V) oranıdır. 2:1 gibi bir sayı, kurtardığımız her COVID ölümü için 2 kişiyi öldürdüğümüz anlamına gelir. Bu kötü. Bir COVID aşısının uygulanabilir olması için, x > 100 olduğunda V:C 1:x arıyorsunuz, yani riskin faydaya kıyasla çok küçük olmasını istiyorsunuz. 100.000'den fazla kişinin hayatını kurtarıyorsanız, bunu yapmak için 1.000'den fazla kişiyi öldürmek zorunda kalmazsınız. Bu, medeni bir toplumda tamamen kabul edilemez olurdu ve modern zamanlarda, özellikle de herhangi bir güvenlik sorunu olmayan, %99'un üzerinde risk azaltma ile çalışan erken tedavilerimiz olduğunda, benzeri görülmemiş olurdu. V:C, yere, zamana, yaşa göre değişir. V:C, aşı tipine, belirli bir zamanda topluluğunuzdaki COVID ölümlerinin oranına ve yaşınıza bağlıdır. Bu sunum için bunu ABD için ülke çapında bir ortalama olarak hesaplayacağız.
V belirleme: Genel olarak, ABD'deki üç aşı çok benzer bir süreçten geçiyor. Aşıların, aşılanan her 1000 kişi için 1'e yakın bir ölüm oranı olduğu tahmin edilmektedir. Burada, her yaş aralığı için (VAERS kullanarak) milyon doz başına bir ölüm hesaplıyoruz. Yaşa göre yapılan risk/ödül değerlendirmeleri için bu, en kesin rehberlik sağlar.
C belirleme: COVID kaynaklı ölüm riskini belirlemek için CDC'den alınan COVID ölüm verilerini kullanıyoruz
Aşı bazı yaş grupları için güvenli midir? Aşıların belirli bir demografik yapıdaki kişiler için olumlu bir risk/faydası olabilir. CDC ve FDA, "aşıların, tamamen güvenli olduğunu ve kimseyi öldürmediğini" düşünüyor, bu yüzden bu analizi hiç yapmadılar. Örneğin, VRBPAC 65 yaş üstü kişiler için oybirliğiyle onaylandı. Panel üyelerinden hiçbiri risk-fayda hesaplaması yapmadı. Tahmin ediyorlardı. Haklı mıydılar? Hayır. Hem bizim hesaplamalarımıza hem de gerçek dünyadaki kanıtlara göre tamamen yanıldılar. İşte detaylı hesaplamaların gösterdiği... ABD'de V:C herhangi bir yaş için uygun değildir. Tablo yaşa göre V:C sayılarını göstermektedir. Tüm bu sayıların nasıl hesaplandığını detaylandıran bu makaleyi okuyabilirsiniz. Yani çocuklar için, 1 çocuğu COVID ölümünden kurtarmak için 6'dan fazla çocuğu öldürüyoruz. Herkese, özellikle de okul çağındaki çocuklara aşı yapılmasını zorunlu kılmak, yozlaşmış bir toplumun kanıtıdır. Bu nedenle herhangi bir yaş grubuna aşı yaptırmak anlamsızdır. FDA VRBPAC komitesi, 65 yaş ve üstü için bir fayda olduğu sonucuna vardı, ancak neden olduğu ölüm oranını dikkate almayı reddetti. Tam sunum, tümü 8+ saat. Kirsch'ün geldiği noktadan başlayacak şekilde ayarladım, ama kendinizi nakavt edin. İşte Kirsch'ün daha önceki bazı şeyleri.
31 Ağustos'tan itibaren: CDC'ye Açık Mektup
"COVID-19 Erken Tedavi Fonu'nun (www.treatearly. org) kurucusuyum. COVID için erken tedavileri finanse etme çalışmalarımız 60 Dakikada yayınlandı. Ben aşı oldum ve tüm ailem aşılandı. Ancak aşıları tam olarak yapıldıktan kısa bir süre sonra arkadaşlarımdan çok rahatsız edici hikayeler duymaya başladım. Örneğin, bir arkadaşımın daha önce sağlıklı olan üç akrabası aşı olduktan sonra öldü. Başka bir arkadaş enjeksiyondan 2 dakika sonra kalp krizi geçirdi ve şimdi görünüşe göre ömür boyu sakat kaldı. Mevcut kanıtları araştırmak için bu yorumun sonunda listelenen 19'dan fazla doktor ve bilim adamından oluşan bir ekip oluşturdum. VAERS veritabanını ve ABD'deki ve dünyadaki (dünya nüfusunun %35'ini kapsayan) diğer resmi hükümet veri kaynaklarını kullanarak, mevcut aşıların önceden inanıldığından çok daha tehlikeli olduğunu açıkça gösteren kanıtlar bulduk."
En önemli bulgularımız şunları içerir:
1/ VAERS'tan alınan "gerçek dünya" ölüm verileri, 3. Aşama denemelerinden alınan ölüm verileriyle eşleşmiyor. Yakın bile değiller. Birden fazla bağımsız yöntem kullanarak, "150.000'den fazla Amerikalı'nın zaten öldürüldüğünü" tahmin ediyoruz. Gerçek dünya verilerinin doğru olduğuna ve aşıların derhal durdurulması gerektiğine kuvvetle inandığımız için bu tutarsızlığın mümkün olan en kısa sürede çözülmesi acildir.
2/ COVID aşılarının hiçbiri tüm nedenlere bağlı morbiditeyi azaltmaz. Tam tersi: hepsi, tüm nedenlere bağlı morbiditeyi başlangıçtaki 4,2 katına kadar önemli ölçüde artırır (p<=0,00001). CDC bunu bilmelidir, çünkü bu bilgi yayınlanmış literatürde açıkça gizlenmektedir. Erken tedavi gibi daha güvenli alternatifler mevcutken, tüm nedenlere bağlı morbiditeyi önemli ölçüde artıran isteğe bağlı bir tıbbi müdahale sunmanın amacı nedir?
3/ CDC tarafından kullanılan advers olay tespit formülünde, CDC'nin VAERS uzmanlarımız için bariz olan güvenlik sinyallerini görmesini engellemiş gibi görünen bir hata var.
4/ Erken tedavi ve profilaksi protokolleri, mevcut aşılara göre daha üstün bir seçenektir, ancak NIH tarafından açıklanamaz bir şekilde göz ardı edilmiştir:
• Daha yüksek göreceli risk azalması (%99'un üzerinde)
• Daha fazla güvenlik (küçük geçici yan etkiler, bilinen güvenlik profili)
– Hem tüm nedenlere bağlı mortaliteyi hem de tüm nedenlere bağlı morbiditeyi düşürürler
– Tüm varyantlarda eşit derecede iyi çalışırlar
– Kaçış varyantlarını teşvik etmezler
– Aşı ile geliştirilmiş enfektiviteye/replikasyona neden olmazlar.
– Prion hastalıklarına neden olmazlar.
– Uzun süreli COVID sendromunu neredeyse %100 oranında önlüyorlar
– İnsanların aşı kaynaklı bağışıklıktan hem 13 kat daha güçlü hem de daha dayanıklı olan iyileşmiş bağışıklık kazanmalarını sağlarlar.
Komitenin aşağıdaki önlemleri almasını öneriyoruz:
-------------------------------------
• Herhangi bir COVID19 aşısının ardından 4 hafta içinde tüm ölümler için otopsi yapılmasını zorunlu kılın, böylece gerçek tüm nedenlere bağlı ölüm tahminini hesaplamak için veriler elde edilebilir.
• Kamu denetimi için VAERS'daki 11.000 ölüm soruşturmasının analizini sağlayın. Halkın, CDC'nin neden tek bir ölümü aşıya bağlayamadığını anlaması önemlidir, oysa dünyanın önde gelen patologlarından biri "tüm ölümlerin en az %30'unu aşıya bağlamıştır."
• Aşılar tamamen güvenliyse ve ölüme neden olmuyorsa, "aşıdan sonraki ikinci günde neden bir ölüm zirvesi olduğunu" halka açıklayın.
• Şiddetli yan etkilerin neden doza bağımlı olduğunu halka açıklayın
• İstatistiksel olarak anlamlı tüm nedenlere bağlı morbidite azalması kanıtı olmadan, aşı talimatlarının verilmemesini tavsiye edin (ki bu durumda yoktur).
• Bir COVID aşısı durdurma koşulu tanımlayın, ardından bu aşı durdurma sorunları giderilene kadar durdurulmalıdır. 1976'da durma eşiği 35 ölümdü.
12 Haziran'dan itibaren: Aşı Olmalı mısınız?
-Aşıdan en az 6.000 ölüm. OpenVAERS ekibi, yetersiz raporlama nedeniyle 20.000'in üzerinde olduğunu düşünüyor.
-Biyolojik dağılım verileri, LNP'nin (yumurtalıklardaki hücrelere toksik sivri protein filizlenmesi talimatını veren) yumurtalıklarında büyük bir birikim olduğunu gösterir. Hay aksi. Bunun asla sızdırılmaması gerekiyordu. FOIA talebiyle aldık. CDC sana bundan hiç bahsetmedi, değil mi? Tabii ki değil!
-İlk 20 haftada %82 düşük oranı (%10 normal orandır). Durumun böyle olmadığı çok açıkken, CDC'nin aşının, hamile kadınlar için güvenli olduğunu söylemesi şaşırtıcı. Örneğin bir aile dostumuz bunun kurbanı. 25 haftada düşük yaptı ve 6/9/21'de kürtaj yapıyor. İlk aşısını 7 hafta önce, ikinci aşısını 4 hafta önce yaptı. Bebeğin ciddi beyin kanaması ve diğer şekil bozuklukları vardı. Jinekolog hayatında daha önce hiç böyle bir şey görmemişti. Muhtemelen genetik bir kusur olduğunu söyleyen bir uzmanı aradılar (çünkü herkes aşının güvenli olduğu anlatısını kabul ediyor, olası bir neden olarak her zaman ekarte ediliyor). VAERS raporu yok. CDC raporu yok. Yine de konuştuğum doktorlar bunun aşı olduğundan %99'un üzerinde emin olduğunu söylüyorlar. Aile, kızlarının aşı olduğunu öğreneceği korkusuyla otopsi istemiyor. Bu, bu korkunç yan etkilerin hiçbir yerde nasıl rapor edilmediğinin mükemmel bir örneğidir.
-Genç erkekler için 25 kat olasılığı (kalp yetmezliğine ve ölüme yol açabilir)
-Çocukların zaten doğal bağışıklığı var (Science Magazine makalesi), bu nedenle aşılamanın faydası yok, sadece risk var. CDC'nin risk/fayda analizini hiç gördünüz mü? Onay vermeden önce isteyin.
-COVID-19 olanlara aşı yapmanın anlamı yok: Cleveland Clinic araştırmasının bulguları. Fayda yok, sadece risk.
-Olumsuz olayları aşıya bağlayan doktorlar cezalandırılır (Dr. Hoffe gibi). Yani yetersiz raporlama teşvik edilir.
-CDC, kaç kişinin öldüğünü söylemeyi reddediyor ve neden olduğu açık olmasına rağmen (pıhtılaşma ve iltihaplanmaya neden olan serbest protein proteini) çocuklarda kalp hasarını “hala araştırıyor”. Tek "yeni" şey aşı olduğunda 25 kat artış, bunu anlamak zor değil. CDC'den nedene ilişkin mevcut en iyi 5 hipotezini isteyin. Ne dediklerini görmek çok eğlenceli olacak. Aşı değilse, kafalar yuvarlanmalı.
-CDC, Amerikan halkını kasıtlı olarak yanıltıyor. Yan etkiler sayfasına göz atın. Ölüm, sakatlık, aşırı düşük oranları, kalp krizi, felç, yürüyememe, konuşamama veya görememe, Bell's Palsy, kalıcı ağrı, Parkinson benzeri semptomlar, zona yeniden aktivasyonu, kan pıhtıları vs. hepsi eksiktir.
-Grip aşısından 500 kat daha ölümcül
-COVID aşıları, son 6 ayda, son 30 yıldaki 70 aşının tümünün toplamından daha fazla olumsuz rapor üretti. Bunu kaçırdılar.
-Arızalı virüs tasarımı (s1'in hiçbir zaman ücretsiz olmaması gerekiyordu, PEG'nin dahil edilmesi gereksizdi ve LNP'nin geniş çapta dağıtılmasına izin veriyor)
-Malone, Geert Vanden Bossche ve diğerleri gibi son derece güvenilir seslerin aşıya karşı güçlü muhalefeti
-NIAID (Cliff Lane), bu ilaçların işe yaramadığını göstermek için COVID Tedavi Kılavuzlarını uygunsuz bir şekilde manipüle ediyor ve böylece dünyaya, aşının kusurlu olsa bile tek çıkış yolu olduğu konusunda yanlış bir izlenim veriyor. İvermektin ve fluvoksamin, Faz 3 denemelerinde doğrulanmıştır. Ivermektin, Kanıta Dayalı Tıp alanında mümkün olan en yüksek seviye olan çok kaliteli bir sistematik incelemeye sahiptir. Yeniden tasarlanan ilaçlar, mevcut aşılardan daha güvenli ve daha etkilidir. Genel olarak, etkili protokollerle erken tedavi, ölüm riskinizi 100 kattan fazla azaltır, bu nedenle 600.000 ölüm yerine 6.000'den az ölümümüz olur. NOT: Aşı zaten 6.000'den fazla insanı öldürdü ve bu yalnızca aşıdan geliyor (ve herhangi bir çığır açan ölümleri saymıyor).
-Aşılar, piyasaya daha hızlı sunulabilmesi için uygun toksikoloji çalışmalarını atladı. Neyi bilmediğimizi bilmiyoruz.
-Bu aşının, aşılandıktan 48 saat sonra konuşamayan ve göremeyen 16 yaşındaki kız çocuğu gibi sağlıklı çocuklar üzerindeki öngörülemeyen ve korkunç yan etkileri..
-Zayıflatıcı yan etkiler herhangi bir zamanda olabilir çünkü aşı kurbanları COVID uzun nakliyecilerine çok benzer (Dr. Bruce Patterson bunu keşfetti) ve hepimiz biliyoruz ki uzun mesafeli taşıma her an başlayabilir (hastalık asemptomatik olsa bile) ve tedavi edilemez olabilir. .
-Aşı tamamen güvenli olmadığı için, hükümetin yasa gereği insanları "aşının neden olduğu ölüm ve sakatlık riskleri konusunda uyarması ve bilgilendirilmiş onam alması" gerekiyor. Her zaman en ciddi 50 yan etkiyi ve bunların ne sıklıkta olduğunu sorduğunuzdan emin olun. Ve aşıdan ömür boyu sakat kalırsanız sizi tazmin edip etmeyeceklerini öğrenin. Bu önemlidir çünkü kan pıhtıları bu çok güvenli olmayan [aşı] ile her yerde oluşabilir. Aşılar, kurtardıklarının en az iki katı kadar insanı öldürür. Ve onları almazsan, dışlanmış olacaksın. Acayip çıldırdık.(....)" (399)
"Küreselciler herkesin aşı olmasını istiyor çünkü Unvaxxed (aşılanmamışlar) suçlarının kanıtı olarak hizmet ediyor.
Aşama, kitlesel kısırlık olayı için hazırlanıyor ve deneysel aşılar yerine covid suçlanacak. Milyonlarca aşılanmamış insan yadsınamaz bir kontrol grubunu temsil etmektedir. Aşılanan grup hastalanırsa veya belirli koşullardan ölürse ve kontrol grubu aynı koşullara sahip değilse, bu aşı veya ilacın zehirli olduğunun bir işaretidir. Bunu fark eden tek kişi olduğumu sanmıyorum - Geçen ay ani bir covid aşı propagandası ve aşı pasaportu propagandası tufanı oldu, bu yılın başından beri gördüğümüzden daha fazla. Özellikle ABD'den bahsediyorum, ancak ABD'de kurulu düzenin hala umutsuzca çok daha yüksek bir aşılama oranı için yaygara kopardığını belirtmek önemlidir. Avrupa, İngiltere ve Avustralya gibi yerlerde aşı oranları daha yüksektir ve hükümetler gündemlerinin aşı pasaportu aşamasına geçmişlerdir. Çoğu ulusun covid emirleri ve kısıtlamaları söz konusu olduğunda hareket ettiği bariz kilit adım bazı insanların kafasını karıştırabilir. Gezegendeki neredeyse tüm hükümetlerin tıbbi totalitarizm konusunda hemfikir olması nasıl mümkün olabilir? Çoğunun pandemiyi tekrar tekrar “Büyük Sıfırlama” planlarını hayata geçirmek için “mükemmel bir fırsat” olarak nitelendiren Dünya Ekonomik Forumu gibi küresel kurumlar aracılığıyla birbirine bağlı olduğunu fark ettiğinizde anlamak oldukça kolay.
“Büyük Sıfırlama”, bireysel özgürlük ve serbest piyasa ekonomilerinden geriye kalanların uzun vadeli ideolojik bir gaspıdır ve hedefi, küresel bir sosyalist/komünist diktatörlüğün dayatılmasıdır. "
Küreselciler bu hedefleri kulağa hoş gelen sözlerle ve kulağa hoş gelen insani özlemlerle sarıyor, ancak temelde “Sıfırlama” bildiğimiz şekliyle özgürlüğün sonu ile ilgili. Bu bir abartı değil, gerçek bu; bu insanların her şeyden önce arzu ettikleri şey budur. Ama böyle bir hedefe nasıl ulaşılır? Eh, ilginç bir şekilde, WEF ve Bill And Melinda Gates Vakfı, Ekim 2019'da düzenledikleri “Event 201” adlı bir “simülasyon” sırasında bunu nasıl yapmayı planladıklarını tam olarak açıkladılar. Etkinlik sırasında, sözde hayvanlardan insanlara yayılan ve bireysel özgürlükler, ulusal ekonomiler, internet ve sosyal medya üzerindeki yaygın kısıtlamalara duyulan ihtiyacı kolaylaştıracak büyük bir koronavirüs pandemisi hayal ettiler. Bunların hepsinin bir tesadüf olduğuna eminim, ancak WEF'teki küreselcilerin Event 201 sırasında oynadığı senaryonun aynısı sadece iki ay sonra gerçek dünyada gerçekleşti. Her durumda, pandeminin kendisi küreselciler için bir nimet oldu. Avrupa'da Nasyonal Sosyalistlerin yükselişinden ve komünizmin Rusya ve Çin'de neredeyse bir asır önce yayılmasından bu yana, geniş kapsamlı bir hükümet gücü ve şirket iktidarı ele geçirme görmedik. Aslında, bir bütün olarak insanlığın bugün karşı karşıya olduğu şeyin, o sefil imparatorlukların üretebileceğinden çok daha kötü olduğunu söyleyebilirim.
Hiç şüphesiz; küreselci kurumlar ve onların hükümet “ortakları” covid krizinin en büyük faydalanıcılarıdır. Salgını sömürme gündemleri başarılı olursa, nihai sosyal ve politik güç kazanmaya devam ederler. Bununla birlikte, planlarında birkaç takılma var ve bu yüzden son haftalarda agresif bir propaganda baskısı gördüğümüze inanıyorum. Örneğin, 'Biden's Vaccine Strike Force Plan Stinks Of Desperation' başlıklı makalemde kapsamlı kanıtlarla ana hatlarıyla belirttiğim gibi, özellikle ABD'de aşılama oranının hiçbir yerde elitlerin istediği kadar yüksek olmadığı görülüyor. Biden İdaresi ve CDC, toplam aşılama oranının %67 olduğunu iddia ederken, Mayo Clinics eyalet haritası numaraları dahil olmak üzere çok sayıda başka istatistik, ABD'de yalnızca dört eyalette aşılama oranının %65'in üzerinde olduğunu (bir doz veya daha fazlası için) göstermektedir. ve eyaletlerin çoğu %50 veya daha az oranlara sahiptir. Kaliforniya ve New York gibi büyük nüfuslu mavi eyaletler bile %65'in üzerinde değil ve açıkçası, aşılar uçurumdan aşağı düşerken bu sayılar hiçbir yere gitmiyor. Birisi şimdiye kadar sıfır bekleme süresi ve her yerde bol doz ile başvurmadıysa, o zaman aşı olmaları pek olası değildir. Çelişkili istatistikler bana, Biden ve CDC'nin, Amerikalıların daha büyük bir çoğunluğunun aşıyı desteklediği yanılsamasını yaratmak için aşı sayılarını şişirdiğini gösteriyor. Ve eğer durum buysa, Biden, Fauci ve ana akım medyanın, gerçek bilimle tutarlı bir şekilde çelişen aşı yanlısı hype ile halkı neden zorla beslediğini açıklıyor. Umdukları korkuyu ve halkın rızasını alamıyorlar.
Ama neden %100 aşı istiyorlar? Neden dünyadaki her insanın mRNA aşısı alması için bu kadar çaresizler? Sonuçta, covid'in ortalama (IFR) ölüm oranı, enfekte olanların yalnızca %0.26'sıdır (bu, medyanın sürekli ve kasıtlı olarak halka bahsetmeyi reddettiği bir istatistiktir). Bu, aşılı olsun ya da olmasın halkın %99,7'sinin covid tehlikesi altında olmadığı anlamına gelir. Aşılar daha iyi oranlar sağlıyor mu? Pekala, Massachusetts'teki son istatistiklere göre, 5100'den fazla enfeksiyon ve tam aşılı hastaların 80 ölümünü rapor ettikleri için, zorunlu değil. Medya bize sadece aşısızların öldüğünü söyleyip duruyor, ama bu bir yalan, iş covid söz konusu olduğunda pazarladıkları diğer pek çok yalan gibi. Öyleyse, virüsün ölüm oranı bu kadar düşükse ve aşı sizi her zaman koruyamıyorsa deneysel bir aşı yaptırmanın anlamı nedir? Amacı yok. Bilim ve istatistikler bunu desteklemiyor. Aşılar, bu yıl enfeksiyon ve ölümlerdeki düşüşle bile ilişkilendirilemez; Ocak ayında rakamlar düştü – Şubat ayına kadar nüfusun sadece %5'i aşılandı. Bunun tek açıklaması, nüfusun sürü bağışıklığına aylar önce vurulmuş olmasıdır. Hükümetlerin, karantinaları ve emirleri durdurmak için %70 oranında sürü bağışıklığına veya aşıya ihtiyaç duyduklarını söylediğini hatırlıyor musunuz? Kale direkleri birkaç kez taşındı ve hükümet “bilimi” aylık olarak değişiyor. Şimdi sürü bağışıklığının önemli olmadığını iddia ediyorlar ve %100 aşı talep ediyorlar. Soruyu tekrar sormalıyız - Acımasız hükümet neden aşının tam doygunluğu için baskı yapıyor? Hayat kurtarmıyor ve yetkiler ne olursa olsun devam ediyor, öyleyse neden?
"Sadece eldeki kanıtlara dayalı teoriler öne sürebilirim, ancak çoğumuz için aşıların halk sağlığı ile ilgili DEĞİL ve hayat kurtarmakla ilgili olmadığı açıktır. Belli ki başka bir şeyle ilgililer…"
Geçen yıl boyunca çok sayıda viroloji ve aşı uzmanının uyardığı gibi, deneysel mRNA teknolojisi söz konusu olduğunda sağlığa zararlı yan etkiler açısından büyük bir risk vardır. mRNA aşılarının yaratıcılarından biri bile, bu gen manipülasyon kokteyllerini daha fazla test yapmadan yaymanın tehlikeleri olduğunu öne sürdü. Otoimmün bozukluklar ve infertilite gibi daha uzun vadeli bozukluklarla ilgili endişeler not edilmelidir. Ana akım medya ve küreselciler, mRNA aşılarının ölümcül yan etkilere veya kısırlığa neden olacağına dair “kanıt” olmadığını tartışacaklar. Güvenli olduklarına dair HİÇBİR KANIT OLMADIĞINI iddia ediyorum. Çoğu aşı, kullanıma sunulmadan önce 10-15 yıl boyunca test edilir. Kovid aşıları aylar içinde halka açıldı. Dürüst olmak gerekirse, denenmemiş bir aşı için kobay gibi davranmaya niyetim yok.
Peki ya seçkinler yan etkilerin tam olarak ne olacağını biliyorsa? Ya aşılar, "Büyük Sıfırlama"nın önemli bir parçasıysa? Özellikle kısırlık sorunu, kuruluştan en fazla ateşi çekiyor ve medyaya özellikle sinsi bir anlatı yerleştirildiğini belirtmek isterim. İnsanlar aşıların neden olduğu kısırlık olasılığını sorguladıklarında, bürokratlar ve medyanın konuşan kafaları saldırıya geçiyor ve sonra diyor ki; “Aşıların kısırlığa neden olduğuna dair bir kanıt yok, ancak Covid-19 buna neden olabilir…” Arkansas valisi tarafından yapılan ve aynı propagandayı yürüttüğü için öfkeli bir seyirci tarafından neredeyse podyumdan kaçan tıbbi uşağının bu son konuşmasını izleyin. İşte buyur. Benim görüşüme göre, kitlesel bir kısırlık olayı için sahne hazırlanıyor ve deneysel aşıların yerine covid suçlanacak. Bu nedenle kurumun %100 aşılama oranına ihtiyacı vardır; aşılanmamış insanlar suçlarının kanıtı olarak duracaktır. Açıklamama izin ver… Benim endişem, insan nüfusu kısa bir süre içinde (bir veya iki nesil) büyük ölçüde azaltılmadıkça, Klaus Schwab'ın sıfırlama gündeminin kalıcı bir şekilde uygulanmasının imkansız olmasıdır. Küreselciler sürekli olarak nüfus kontrolü ve azaltılmasından bahsediyorlar. Bill Gates gibi seçkinler bununla ünlüdür. Bunu kurmak için bir plan yapmaları şaşırtıcı mı?
Ya pek çok uzmanın önerdiği gibi, aşı yan etkileri bu azalan nüfus durumunu yaratıyorsa? Ya amaçlanmışlarsa? Otoimmün bozukluklar ve kısırlığın bir popülasyonda görünür hale gelmesi zaman aldığından, en azından birkaç yıl kesin olarak bilemeyeceğiz. Bir otoimmün bozukluğu gerçekten teşhis etmek için ortalama zaman çizelgesi 4,5 yıldır. Kısırlığın teşhis edilmesi altı aydan bir yıla kadar sürebilir.
"Önümüzdeki birkaç yıl içinde milyonlarca insandan oluşan büyük bir nüfus aşılanmamış kalırsa, bunlar oldukça büyük ve inkar edilemez bir kontrol grubunu temsil edeceklerdir. "
Kontrol grubu, bir ilaç veya aşı deneyi tarafından dokunulmamış saf bir örnek gibi davranan bir grup denektir. Aşılanan grup hastalanırsa veya belirli koşullardan ölürse ve kontrol grubu aynı koşullara sahip değilse, bu, aşınızın veya ilacınızın zehirli olduğuna dair oldukça iyi bir işarettir. Amerikalıların %50'si ve diğer ülkelerdeki daha küçük yüzdeler, deneysel aşılar için bir kontrol grubudur. Aşılarla ilgili bir şeyler ters giderse, bunun kanıtı biz olacağız. Elitlerin gerçekten korktuğu şeyin bu olduğundan şüpheleniyorum. Bizi de aşı olmaya zorlamak zorundalar – HEPİMİZ, böylece hiçbir kontrol grubu ve dolayısıyla yaptıklarına dair hiçbir kanıt kalmaz. Kitlesel sağlık bozukluklarını basitçe covid'in kendisine veya başka bir sahte suçluya suçlayabilirler.
"Aşılar yaygın hastalığa veya kısırlığa neden olan bir Truva atıysa ve küreselciler bir kontrol grubu olduğu için yakalanırsa, o zaman onlar için ipler ve elektrik direkleri ile birlikte düpedüz isyan anlamına gelir. “Büyük Sıfırlama”ları dağılacak."
Emin olmak için, bu yine de olabilir. Çoğu insan için aşı pasaportu tehlikede. Hatta İtalya, Fransa, Birleşik Krallık ve Avustralya gibi yerlerde acımasız pasaport programıyla ilgili kapsamlı protestolar ve ayaklanmalar görüyoruz. Ancak bence en büyük kavganın çıkacağı yer ABD. Silahlı bir nüfusumuz, milyonlarca eğitimli savaş gazisi ve sivili, yaklaşık %70'i muhafazakar ve bağımsızlardan oluşan bir ordumuz ve tarihi bir asimetrik savaş anlayışımız var. Afganistan gibi yerlerde gördüğümüz gibi, tanklar, jetler, füzeler ve insansız hava araçları, bir gerilla gücüne karşı zaferin garantisi değildir. Burada aşı pasaportu olmayacak. Sadece buna izin vermeyeceğiz. Küreselciler bir son oyunu harekete geçirdiler - Bu bizim için bir son oyun olabilir, ama aynı zamanda onlar için bir son oyun olabilir. Sıkı bir zaman çizelgesindeler. Önümüzdeki birkaç yıl içinde veya daha kısa sürede %100'e yakın aşı oranlarına ulaşmaları gerekiyor. Aşı pasaportlarını önümüzdeki birkaç yıl içinde veya daha kısa sürede almaları gerekiyor. Ve büyüyen muhalefeti bastırmak için yakın vadede kalıcı karantina koşulları getirmeleri gerekiyor. Şimdi, küreselcilerin gündemlerini mümkün olduğu kadar çabuk hayata geçirmeleri gereken, biz ise gerçek kitleler için aşikar hale gelene kadar onları tutmak ve tutmak zorunda olduğumuz bir tür yarışın içindeyiz; tecritlerin, zorunlulukların ve aşıların hiçbir zaman güvenlikle ilgili olmadığı ve her zaman sosyal kontrolden nüfus kontrolüne kadar kontrolle ilgili olduğu gerçeği." (57)
"Dr Mercola, Dr Bridle'ın Aşılardan Elde Edilen Spike Proteinleriyle İlgili Bomba Keşiflerini Açıklıyor
"Korumalı konuşma, bunu sansürlemek istiyorsan siktir git."
Önceki video, Dr Bridle'a karşı yürütülen sansür kampanyasıyla ilgili bir ektir ve CPAC üzerinden yapılan ve sansürden daha fazla koruma sağlayan basın toplantısıdır, sanki sansürlerler, bir "egemen"in siyasi oyununa doğrudan müdahale ederler. ulus. Bunu doğrudan makaleye ekledik çünkü bugüne kadarki ziyaretçilerin çoğu yalnızca bu sayfaya bakıyor ve kazmıyor. Yani, tadını çıkarın. İsterseniz bana bahşiş verebilirsiniz, ancak çoğunuz sadece Cucked Kanadalıları ağızlıklarıyla dolaşırken izlemenin eğlencesi için buradasınız.
BİR BAKIŞTA HİKAYE
*Kanadalı immünolog ve aşı araştırmacısı Byram Bridle, Ph.D., Japon düzenleyici kurumundan Pfizer'in biyolojik dağıtım çalışmasına erişim sağladı. Daha önce görülmeyen araştırma, tüm COVID-19 aşılarında büyük bir sorun olduğunu gösteriyor.
*Aşı geliştiricilerinin üzerinde çalıştığı varsayım, "aşılardaki mRNA'nın öncelikle aşı bölgesinin içinde ve çevresinde kalacağıdır." Bununla birlikte, Pfizer'in verileri, "mRNA'nın ve ardından gelen spike proteinin, vücutta saatler içinde geniş çapta dağıldığını" gösteriyor.
*Spike proteinin kardiyovasküler ve nörolojik hasara neden olduğu gösterilen bir toksin olduğu için bu ciddi bir problemdir. Ayrıca üreme toksisitesine sahiptir ve Pfizer'in biyolojik dağılım verileri kadınların yumurtalıklarında biriktiğini göstermektedir.
*Kan dolaşımınıza girdikten sonra, spike protein trombosit reseptörlerine ve kan damarlarınızı kaplayan hücrelere bağlanır. Bu olduğunda, trombositlerin bir araya toplanarak kanın pıhtılaşmasına ve/veya anormal kanamaya neden olabilir.
*Avrupa İlaç Ajansı'na sunulan Pfizer belgeleri, şirketin klinik öncesi toksikoloji çalışmaları sırasında endüstri standardı kalite yönetimi uygulamalarını takip etmediğini ve önemli çalışmaların iyi laboratuvar uygulama standartlarını karşılamadığını da gösteriyor.
İki hafta önce, The Liberty Daily'de Dr. Byram Bridle ile yapılan bir röportajla ilgili bomba bir haber yayınladık. Aşı yanlısı doktora, Pfizer ve Moderna aşıları tarafından üretilen veya Johnson & Johnson ve AstraZeneca aşılarının bir parçası olarak doğrudan enjekte edilen sivri (spike-başak) proteinler hakkında dışarı çıkması gereken şok edici uyarılar aldı. Kısacası, dikkat edin.
1 Haziran makalesinden:
"Sözde Covid-19 “aşıları” söz konusu olduğunda, şimdi farklı bir melodi söylüyor. Son araştırmalar, aşıların gerçekte ne yaptıklarına karşı ne yapması gerektiği konusunda ciddi bir uyarı vermek için onu yayınlara götürdü. En büyük endişesi, aşılar sonucunda vücudun ürettiği spike proteinlerin dağılımıdır. Teoride, aşı alıcılarının kollarına yapılan enjeksiyonlar, sivri proteinleri lokalize ederek vücudun Covid-19 ile savaşacak antikorlar üretmesine izin verecek. Ancak son zamanlardaki hakemli çalışmaların gösterdiği şey, spike proteinlerin amaçlandığı gibi lokalize kalmadığıdır. İlaçların Big Pharma distribütörleri tarafından beklenmeyen diğer yan etkilerin yanı sıra "pıhtılaşmaya neden olabilecekleri kan dolaşımına giriyorlar. Kan pıhtılarında, kalp iltihabında, aşıya bağlı Trombotik Trombositopenide (VITT) ve birisine enjekte edildikten kısa bir süre sonra ortaya çıkan ölüm dahil diğer rahatsızlıklarda böyle bir artış görmemizin nedeni" neredeyse kesinlikle budur. Durumu daha da kötüleştiren şey, spike proteinlerin koldaki dokudan ne zaman “çıkacağını” söylemenin bir yolu olmamasıdır. Yan etkilerin ortaya çıkması aşıyı aldıktan sonra günler, haftalar hatta aylar alabilir."
Şimdi, aşağıda Dr. Joseph Mercola'dan bu “aşılara” ne olduğu ve neden olduğu hakkında çok daha fazla ayrıntıya girdiği için bilgi aldık. Ama önce video:
Covid-19 Sempozyumu 2021: Dr Byram Bridle, Viral İmmünolog, Guelph Üniversitesi
Alex Pierson & Dr. Byram Bridle: Yeni Akran İncelemeli Çalışma / mRNA Enjeksiyonları Üzerine Bulgular Korkunç
COVID-19 aşıları hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek, o kadar kötü görünüyorlar. Alex Pierson ile yakın zamanda yapılan bir röportajda1 (yukarıda), Kanadalı immünolog ve aşı araştırmacısı Byram Bridle, Ph.D., Google tarafından sansürlenmesine rağmen hemen viral olan şok edici bir gerçek bombası attı. Ayrıca, COVID mRNA'yı etkinleştiren teknolojinin yaratılmasına yardımcı olmakla tanınan bir UPenn bilim adamı olan Dr. Drew Weissman ile röportaj yaptıktan sonra Bridle'ın bulgularını "yanlış" olarak telaffuz eden Poynter Enstitüsü'nün Politifact tarafından bir "gerçek" kontrolünde de yer aldı. işe yarayacak aşılar. Ancak aşağıda görebileceğiniz gibi, Bridle'ın aksine Politifact, aşının başarısında bu kadar büyük payı olan biriyle röportaj yapmanın ötesine geçmeyi ihmal etti. 2020'de Bridle, COVID aşı geliştirme araştırmaları için 230.000 ABD Doları tutarında bir devlet hibesi aldı. Bu araştırmanın bir parçası olarak, o ve uluslararası bilim adamlarından oluşan bir ekip, Japon düzenleyici kurumundan Pfizer'in biyolojik dağıtım çalışmasına bir Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası (FOIA) erişimi talep etti. 4,5 daha önce görülmeyen araştırma, tüm COVID-19 aşılarında büyük bir sorun olduğunu gösteriyor.
Bridle, "Büyük bir hata yaptık" diyor. “Spike proteinin harika bir hedef antijen olduğunu düşündük; spike proteinin kendisinin bir toksin ve patojenik bir protein olduğunu asla bilmiyorduk. Bu yüzden insanları aşılayarak, istemeden onları bir toksinle aşılamış oluyoruz.” Bridle, "bu toksinin kardiyovasküler hasara ve kısırlığa neden olabileceğini" belirtiyor - bu konular hakkında görüştüğüm Stephanie Seneff, Ph.D. ve Judy Mikovits, Ph.D. gibi araştırmacılar tarafından yinelenen bir iddia.
Pfizer, Endüstri Standardı Güvenlik Çalışmalarını İhmal Etti
Dahası, TrialSite News raporları, Avrupa İlaç Ajansı'na [EMA] sunulan Pfizer belgelerinin, şirketin “klinik öncesi toksikoloji çalışmaları sırasında endüstri standardı kalite yönetimi uygulamalarını takip etmediğini … çünkü temel çalışmalar iyi laboratuvar uygulamalarını (GLP) karşılamadığını” ortaya koyuyor. Her ikisi de insan kullanımı için yeni bir ilaç veya aşı geliştirirken kritik kabul edilen üreme toksisitesi veya genotoksisite (DNA mutasyonu) çalışmaları yapılmamıştır. Aşıların acil kullanım yetkilendirmesinin altında yatan risk-fayda analizini önemli ölçüde değiştirdikleri için, şu anda ortaya çıkan sorunlar büyük önem taşıyor. TrialSite News tarafından bildirildiği üzere:
“Son zamanlarda, COVID-19 mRNA aşılarıyla ilişkili potansiyel güvenlik sinyalleriyle ilgili spekülasyonlar yapıldı. Birçok farklı olağandışı, uzun süreli veya gecikmiş reaksiyon bildirilmiştir ve bunlar genellikle ikinci atıştan sonra daha belirgindir. Kadınlar, mRNA aşılarını aldıktan sonra menstrüasyonda değişiklikler bildirmiştir. COVID-19 hastalığı sırasında da yaygın olan kan pıhtılaşması (pıhtılaşma) ile ilgili sorunlar da bildirilmektedir. Pfizer COVID mRNA aşısı söz konusu olduğunda, yeni ortaya çıkan bu belgeler, bu ürünün hem genotoksisite hem de üreme toksisitesi riskleri hakkında ek sorular ortaya çıkarmaktadır. Bu riskleri değerlendirmek için tasarlanmış standart çalışmalar, kabul edilen deneysel araştırma standartlarına uygun olarak gerçekleştirilmemiştir. Ayrıca, aşının enjeksiyon bölgesinin yakınında kalıp kalmadığını veya vücutta dolaşıp dolaşmadığını test etmek için tasarlanan önemli çalışmalarda, Pfizer ticari aşıyı (BNT162b2) bile kullanmadı, bunun yerine lusiferaz proteinini üreten bir "vekil" mRNA'ya güvendi. Bu yeni açıklamalar, ABD'nin ve diğer hükümetlerin, tam olarak karakterize edilmemiş deneysel bir aşı ile büyük bir aşılama programı yürüttüğünü gösteriyor gibi görünüyor. Aşının acil kullanım yetkisi altında deneysel bir ürün olarak neden aceleyle kullanılmaya başlandığı kesinlikle anlaşılabilir, ancak bu yeni bulgular, kullanıma izin verme telaşında rutin kalite testi sorunlarının göz ardı edildiğini gösteriyor. İnsanlar şimdi hücrelerinde SARS-CoV-2 spike proteini üreten mRNA gen terapisine dayalı bir aşı ile enjeksiyon alıyorlar ve aşı ayrıca mRNA'yı iletiyor ve istenmeyen organ ve dokularda spike protein üretiyor olabilir (bunlar şunları içerebilir: yumurtalıklar).”
Toksik Spike Protein Kan Dolaşımına Giriyor
Aşı geliştiricilerinin üzerinde çalıştığı varsayım, "aşılardaki mRNA'nın (veya Johnson & Johnson ve AstraZeneca'nın aşıları durumunda DNA'nın) küçük bir miktarla öncelikle aşılama bölgesinde, yani deltoid kasınızın içinde ve çevresinde kalacağıdır. lokal lenf düğümlerine boşalma. Ancak Pfizer'in verileri durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Pfizer, "lusiferaz proteini üretmek üzere programlanmış mRNA'nın yanı sıra radyoaktif bir etiketle etiketlenmiş mRNA'yı kullanarak, mRNA'nın çoğunluğunun başlangıçta enjeksiyon bölgesinin yakınında kaldığını, ancak saatler içinde vücutta geniş çapta dağıldığını" gösterdi. Spike proteinin patojenik bir protein olduğunu uzun zamandır biliyorduk. Bu bir toksindir. Dolaşıma girerse vücudumuzda hasara neden olabilir. ~ Dr. Byram Bridle
"mRNA kan dolaşımınıza girer ve başta dalak, kemik iliği, karaciğer, böbrek üstü bezleri ve kadınlarda yumurtalıklar olmak üzere çeşitli organlarda birikir. Spike proteini ayrıca, bunun sonucunda kanama ve/veya kan pıhtılarının oluşabileceği kalbinize, beyninize ve akciğerlerinize gider ve anne sütüne geçer. Bu bir problemdir, çünkü kas hücrelerinize spike proteini (antikor üretimini tetikleyen antijen) üretme talimatı vermek yerine, spike proteini aslında kan damarı duvarlarınızda ve çeşitli organlarda üretilir ve burada çok fazla hasar verebilir. ."
"Bridle, Pierson'a, "Bilim adamları, bu haberci RNA [mRNA] aşılarının aşılamadan sonra nereye gittiğini ilk kez görebildiler" dedi. “Omuz kasında kalması güvenli bir varsayım mı? Kısa cevap: "kesinlikle hayır. Bu çok endişe verici… Spike proteinin patojenik bir protein olduğunu uzun zamandır biliyorduk. Bu bir toksindir. Dolaşıma girerse vücudumuzda hasara neden olabilir… Spike protein dolaşıma girerse kardiyovasküler sistemdeki hasarın neredeyse tamamından tek başına sorumludur.”"
Sorun Başak Proteinidir
Gerçekten de aylardır, şiddetli COVID-19'un en kötü semptomlarının, özellikle kan pıhtılaşma sorunlarının, virüsün spike proteininden kaynaklandığını biliyoruz. Bu nedenle, vücut hücrelerine ciddi sorunlara neden olan şeyi üretme talimatı vermek gerçekten riskli görünüyordu. Bridle, "doğrudan kan dolaşımına SARS-CoV-2'den saflaştırılmış başak proteini enjekte edilen laboratuvar hayvanlarının kardiyovasküler problemler ve beyin hasarı geliştirdiğini gösteren" araştırmalardan alıntı yapıyor. Japon verilerine aşının ve onun ürettiği spike proteinin kan dolaşımına girdiğine dair "kesin kanıt" diyen Bridle'a göre spike proteinin dolaşım sistemine girmeyeceğini varsaymak "büyük bir hata"ydı. hayati organlarda birikir.
Bridle ayrıca, başak proteininin insanların kan dolaşımında 29 gün boyunca kaldığını gösteren son araştırmalardan da alıntı yapıyor. "Kan dolaşımınıza girdikten sonra, spike proteini trombosit reseptörlerine ve kan damarlarınızı kaplayan hücrelere bağlanır. " Bridle tarafından açıklandığı gibi, bu olduğunda, birkaç şeyden biri meydana gelebilir:
1."Trombositlerin bir araya toplanmasına neden olabilir - Trombositler, yani trombositler, kanınızdaki kanamayı durduran özel hücrelerdir. Kan damarı hasarı olduğunda, bir kan pıhtısı oluşturmak için bir araya toplanırlar. Bu nedenle hem COVID-19 hem de aşılarla ilişkili pıhtılaşma bozuklukları görüyoruz.
2.Anormal kanamaya neden olabilir
3.Kalbinizde, kalp sorunlarına neden olabilir
4.Beyninizde nörolojik hasara neden olabilir
Daha da önemlisi, COVID-19'a karşı aşılanmış kişiler, hem aşının hem de spike proteinin nasıl aktarıldığını görerek kesinlikle kan bağışında bulunmamalıdır. Kan alan kırılgan hastalarda hasar ölümcül olabilir. Emziren kadınların hem aşının hem de spike proteinin anne sütüne geçtiğini ve bu durumun bebekleri için öldürücü olabileceğini bilmeleri gerekir. Antikor aktarmıyorsunuz. Çocuğunuzda kanamaya ve/veya kan pıhtılaşmasına neden olabilecek spike proteininin yanı sıra aşının kendisini de aktarıyorsunuz. Tüm bunlar, özellikle çocuklar ve gençler olmak üzere COVID-19 için düşük risk altındaki bireyler için bu aşıların risklerinin faydalarından çok daha ağır bastığını gösteriyor.
Spike Protein ve Kan Pıhtılaşması
İlgili bir haberde, Dr. Malcolm Kendrick 3 Haziran 2021'de web sitesinde SARS-CoV-2 spike proteini ile vücudunuzdaki iltihaplanmaya ("itis") atıfta bulunan tıbbi bir terim olan vaskülit arasındaki bağlantıları tartıştığı bir makale yayınladı. Kalbiniz ve kan damarlarınızdan oluşan damar sistemi. Kawasaki hastalığı, antifosfolipid sendromu, romatoid artrit, skleroderma ve Sjögren hastalığı dahil olmak üzere birçok farklı vaskülit türü vardır. Kendrick'e göre hepsinin ortak iki yanı var:
1. Vücudunuz bir nedenden dolayı kan damarlarınızın kaplamasına saldırmaya başlar, bu da hasara ve iltihaplanmaya neden olur — “Neden” bir vakadan diğerine farklılık gösterebilir, ancak her durumda, bağışıklık sisteminiz kan damarlarınızın zarında yabancı bir şey tespit eder. kan damarı, saldırmasına neden olur. Saldırı, astarda hasara neden olur ve bu da iltihaplanma ile sonuçlanır. Kan pıhtıları yaygın bir sonuçtur ve trombositlerin damar duvarı hasarına tepki olarak bir araya toplanması veya pıhtılaşmayı önleme mekanizmanızın tehlikeye girmesi nedeniyle oluşabilir. En güçlü pıhtılaşma önleyici sisteminiz, kan damarlarınızı kaplayan koruyucu glikoprotein tabakası olan glikokaliksinizdir. Diğer birçok şeyin yanı sıra, glikokaliks, doku faktörü inhibitörü, protein C, nitrik oksit ve antitrombin dahil olmak üzere çok çeşitli antikoagülan faktörleri içerir. Ayrıca trombositlerin endotelyuma yapışmasını da modüle eder. Kan pıhtıları bir kan damarını tamamen tıkadığında, felç veya kalp krizi geçirirsiniz. Trombositopeni olarak bilinen trombosit sayısındaki azalma, trombositler işlemde kullanıldığından, sisteminizde kan pıhtılarının oluştuğunun güvenilir bir işaretidir. Trombositopeni, tümü damar hasarına neden olan sivri proteinlere işaret eden kan pıhtıları, felçler ve ölümcül kalp krizleri gibi COVID-19 aşılarının yaygın olarak bildirilen bir yan etkisidir.
2.Ölüm riskinizi önemli ölçüde artırırlar, bazı durumlarda bu koşullara sahip olmayan kişilere kıyasla ölüm oranını 50 kat artırırlar. Kendrick'in eve götürdüğü mesaj şudur: "Kan damarı duvarlarının kaplamasına zarar verirseniz, kan pıhtılarının oluşması çok daha olasıdır. Çoğu zaman, hasar, bağışıklık sisteminin saldırıya geçmesi, kan damarı duvarlarına zarar vermesi ve pıhtılaşma önleyici mekanizmaların birçoğunun ortadan kaldırılmasından kaynaklanır. Sonuç ölümcül olabilir ve bu olaylar zinciri, tam olarak bu COVID-19 aşılarının harekete geçirdiği şeydir.
SARS-CoV-2 Spike Protein Mitokondriyal Fonksiyona Zarar Verebilir
Diğer araştırmalar, "SARS-CoV-2 başak proteininin iyi sağlık, doğuştan gelen bağışıklık ve her türlü hastalığın önlenmesi için zorunlu olan mitokondriyal işleviniz üzerinde ciddi bir etkisi olabileceğini" öne sürüyor. "Spike proteini, ACE2 reseptörü ile etkileşime girdiğinde, mitokondriyal sinyali bozabilir, böylece reaktif oksijen türlerinin ve oksidatif stresin üretimini indükleyebilir. Hasar yeterince ciddiyse, kontrolsüz hücre ölümü meydana gelebilir ve bu da mitokondriyal DNA'yı (mtDNA) kan dolaşımınıza sızdırır. Akut doku hasarı, kalp krizi ve sepsis gibi vakalarda tespit edilmesinin yanı sıra, serbestçe dolaşan mtDNA'nın sistemik inflamatuar yanıt sendromu veya SIRS, kalp hastalığı, karaciğer yetmezliği, HIV enfeksiyonu, romatoid gibi bir dizi kronik hastalığa da katkıda bulunduğu gösterilmiştir. artrit ve belirli kanserler. "COVID-19: A Mitokondriyal Perspektif" bölümünde açıklandığı gibi:
"“Enerji üretimindeki rolünün yanı sıra mitokondri, doğuştan gelen bağışıklık, reaktif oksijen türleri (ROS) üretimi ve apoptoz için çok önemlidir; bunların hepsi COVID-19 patogenezinde önemlidir. Disfonksiyonel mitokondri, oksidatif strese ve hücresel fonksiyon ve canlılık kaybına yatkınlık yaratır. Ek olarak, mitokondriyal hasar uygunsuz ve kalıcı iltihaplanmaya yol açar. .
SARS koronavirüs 2 (SARS-CoV-2) …hücre yüzeyindeki anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2) reseptörlerine bağlanarak hücreye girer… Enfeksiyonun ardından ACE2 reseptörlerinin içselleştirilmesi ve aşağı regülasyonu olur. Vasküler endotelde ACE2, anjiyotensin II'nin anjiyotensine dönüşümünü gerçekleştirir. Bu nedenle, SARS-CoV-2 enfeksiyonunu takiben düşük bir ACE2 aktivitesi, göreceli olarak fazla anjiyotensin II ile renin-anjiyotensin sisteminde dengesizliğe yol açar. Anjiyotensin II, tip 1 reseptörlerine bağlanarak proinflamatuar, vazokonstriktif ve protrombotik etkiler gösterirken, anjiyotensin zıt etkilere sahiptir… Ek olarak, anjiyotensin II sitoplazmik ve mitokondriyal ROS oluşumunu artırarak oksidatif strese yol açar. Artan oksidatif stres, endotelyal disfonksiyona yol açabilir ve sistemik ve lokal inflamasyonu şiddetlendirebilir, böylece ciddi COVID-19 hastalığında görülen akut akciğer hasarına, sitokin fırtınasına ve tromboza katkıda bulunabilir…"
Yakın tarihli bir algoritma, SARS-CoV-2 genomik ve yapısal RNA'larının çoğunun, mitokondriyal matrisi hedef aldığını gösterdi. Böylece, SARS-CoV-2'nin, mitokondriyal makineleri DMV biyogenezi de dahil olmak üzere kendi yararına ele geçirdiği görülüyor. Mitokondrinin virüs tarafından manipüle edilmesi, mitokondriyal disfonksiyona ve sonuçta mitokondriyal bütünlüğün kaybına ve hücre ölümüne yol açan artan oksidatif strese yol açabilir… Mitokondriyal fisyon, bir mitokondrinin hasarlı kısmının mitofaji (özel bir otofaji şekli) tarafından temizlenmesini sağlar. Metabolomik çalışmalar, SARS-CoV-2'nin mitofajiyi inhibe ettiğini göstermektedir. Böylece hasarlı ve işlevsiz mitokondri birikimi olur. Bu, yalnızca MAVS [mitokondriyal antiviral sinyalleşme] yanıtının bozulmasına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda inflamasyonu ve hücre ölümünü de şiddetlendirir.”"
Yazar Pankaj Prasun, virüsün mitokondri üzerindeki etkisinin, COVID-19'un yaşlı insanlar, obezler ve diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı olanlar için neden çok daha ölümcül olduğunu açıklamaya yardımcı olduğuna dikkat çekiyor. Tüm bu risk faktörlerinin ortak bir yanı vardır: Hepsi mitokondriyal disfonksiyon ile ilişkilidir. Mitokondriniz zaten işlevsizse, SARS-CoV-2 virüsü daha fazla mitokondriyi daha kolay nakavt ederek ciddi hastalık ve ölümle sonuçlanabilir.
Spike Protein Bir Biyolojik Silahtır
Seneff ve Mikovits ile yaptığım röportajda (önceki köprüye bakın), ikisi de hem COVID-19'da hem de aşılarda temel tehlikenin spike proteinin kendisi olduğunu vurguladılar. Bununla birlikte, virüste bulunan spike proteini kötü olsa da, vücudunuzun aşıya tepki olarak ürettiği spike proteini çok daha kötüdür. Niye? Çünkü "aşıdaki sentetik mRNA, hücrelerinize doğal olmayan, genetiğiyle oynanmış bir başak proteini üretme talimatı vermek üzere programlanmıştır." Spesifik değişiklikler onu virüsün kendisinde bulunandan çok daha toksik hale getirir. Mikovits, "doğuştan gelen bağışıklığı bozan ve doğal öldürücü (NK) hücrelerinizin hangi hücrelerin enfekte olup olmadığını belirleme yeteneğini tüketen hastalığa neden olan bir ajan olduğu için spike proteini bir biyolojik silah olarak adlandıracak kadar ileri gider. Kısacası, COVID-19 aşısını aldığınızda, vücudunuza biyolojik silahı kendi hücrelerinde üretmesi talimatını veren bir ajan enjekte ediliyorsunuz. Bu, alabildiğine şeytani."
Seneff, Uluslararası Aşı Teorisi, Uygulama ve Araştırma Dergisi'nde Dr. Greg Nigh ile işbirliği içinde yayınlanan "Hastalıktan Daha Kötü: mRNA Aşılarının COVID-19'a Karşı Bazı Olası İstenmeyen Sonuçlarını Gözden Geçirmek" başlıklı makalesinde Seneff,;
"doğal olmayan spike protein çok sorunlu. Özetle, normalde bir virüsün üzerindeki spike proteini kendi üzerine çökecek ve ACE2 reseptörüne bağlandıktan sonra hücreye düşecektir. Aşı kaynaklı spike protein bunu yapmaz. Bunun yerine açık kalır ve ACE2 reseptörüne bağlı kalır, böylece onu devre dışı bırakır ve kalp, akciğer ve bağışıklık bozukluğuna yol açan bir dizi soruna neden olur. Dahası, RNA kodu ekstra guaninler (Gs) ve sitozinler (Cs) ile zenginleştirildiği ve aşıdaki başak proteinin RNA dizisi olan bir polyA kuyruğu eklenerek protein yapmaya hazır bir insan haberci RNA molekülü gibi yapılandırıldığı için Aynı anda kısmen bakteri parça insan ve kısmen viral gibi görünüyor."
Ayrıca SARS-CoV-2 spike proteininin bir prion olabileceğini gösteren kanıtlar da var, bu da özellikle aşı kaynaklı spike protein ile ilgili olarak gerçekten kötü bir haberin başka bir parçası. Prionlar zar proteinleridir ve yanlış katlandıklarında, sitoplazmada kristaller oluşturarak prion hastalığına neden olurlar. Aşılardaki mRNA, çok yüksek miktarlarda spike protein (gerçek virüsünkinden çok daha fazla) püskürtecek şekilde modifiye edildiğinden, sitoplazmada aşırı birikim riski yüksektir. Ve başak proteini hücre zarına girmediği için, gerçekten de bir prion gibi çalışıyorsa problemli hale gelme riski yüksektir.
Unutmayın, bu makalenin başında Bridle tarafından alıntılanan araştırma, başak proteininin diğer yerlerin yanı sıra dalakta biriktiğini bulmuştur. Parkinson hastalığı, dalak kaynaklı prionlara kadar uzanan ve daha sonra vagus siniri yoluyla beyne giden bir prion hastalığıdır. Aynı şekilde, COVID-19 aşılarının Parkinson ve Alzheimer gibi diğer insan prion hastalıklarını teşvik etmesi oldukça olasıdır.
Çözümler Nelerdir? : Bütün bunlar son derece sorunlu olsa da, yardım var. Mikovits tarafından belirtildiği gibi, aşılama sonrası gelişebilecek hastalıklara çareler şunları içerir:
*Hidroksiklorokin ve ivermektin tedavileri. İvermektin, başak proteinine gerçekten bağlandığı için özellikle umut verici görünmektedir. Lütfen Brett Weinstein'ın Dr. Paul Marik'in işbirlikçilerinden biri olan Dr. Pierre Kory ile yaptığı röportajı dinleyin.
*Bağışıklık sisteminizi yeniden eğitmek için düşük doz antiretroviral tedavi
*Bağışıklık sisteminizi uyarmak için interferon araştırmacısı Dr. Joe Cummins tarafından geliştirilen Paximune gibi düşük doz interferonlar
*Peptid T (HIV zarf proteini gp120'den türetilen bir HIV giriş inhibitörü; hücreleri enfekte etmek için CCR5 reseptörünü kullanan virüslerin bağlanmasını ve enfeksiyonunu engeller)
*Esrar, Tip I interferon yollarını güçlendirmek için
*Metilasyonu arttırmak, böylece gizli virüsleri bastırmak için dimetilglisin veya betain (trimetilglisin)
*Karaciğerinizi temizlemeye yardımcı olmak için silimarin veya deve dikeni
Benim açımdan, yapabileceğiniz en iyi şeyin doğuştan gelen bağışıklık sisteminizi geliştirmek olduğuna inanıyorum. Bunu yapmak için metabolik olarak esnek olmanız ve diyetinizi optimize etmeniz gerekir. Ayrıca, ideal olarak güneşe maruz kalma yoluyla, D vitamini seviyenizin 60 ng/mL ile 80 ng/mL (100 nmol/L ila 150 nmol/L) arasında optimize edildiğinden emin olmak isteyeceksiniz. Güneş ışığının D vitamini yapmanın yanı sıra başka faydaları da vardır. Zaman kısıtlamalı yemek yemeyi kullanın ve gün boyunca tüm öğünlerinizi altı ila sekiz saatlik bir pencere içinde yiyin. Tüm bitkisel yağlardan ve işlenmiş gıdalardan kaçının. Glifosat maruziyetinizi en aza indirmek için sertifikalı organik gıdalara odaklanın ve mitokondri ve lizozomlarınızı sağlıklı tutmak için bol miktarda kükürt açısından zengin gıdalar ekleyin. Her ikisi de, bu sivri proteinler de dahil olmak üzere hücresel kalıntıların temizlenmesi için önemlidir. Epsom tuzu banyoları alarak da sülfatınızı artırabilirsiniz.
Spike proteinin toksisitesiyle mücadele etmek için, spike proteinlerin sindirilmesine ve çıkarılmasına yardımcı olabilecek otofajiyi optimize etmek isteyeceksiniz. Zaman kısıtlı yemek yeme otofajiyi düzenlerken, ısı şoku proteinlerini yeniden düzenleyen sauna tedavisi yanlış katlanmış proteinleri yeniden katlamaya yardımcı olacak ve ayrıca hasarlı proteinleri etiketleyecek ve onları uzaklaştırmak için hedefleyecektir. Saunanızın yeterince sıcak olması (yaklaşık 170 derece Fahrenheit) ve yüksek manyetik veya elektrik alanları olmaması önemlidir.
SARS-CoV-2'ye karşı aşı olan 86 yaşında bir huzurevinde ikamet eden bir erkek hakkında rapor veriyoruz.
"Geçmiş tıbbi öykü, sistemik arteriyel hipertansiyon, kronik venöz yetmezlik, demans ve prostat karsinomasını içeriyordu. 9 Ocak 2021'de adam, 30 mg'lık bir dozda lipid nanoparçacık formüllü, nükleozid modifiyeli RNA aşısı BNT162b2 aldı. O gün ve takip eden 2 hafta içinde hiçbir klinik semptom göstermedi (Tablo 1). 18. günde, ishalin kötüleşmesi nedeniyle hastaneye yatırıldı. Herhangi bir klinik COVID-19 belirtisi göstermediği için belirli bir ortamda izolasyon gerçekleşmedi. Laboratuvar testleri hipokromik anemi ve artmış kreatinin serum düzeylerini ortaya çıkardı. SARS-CoV-2 için antijen testi ve polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) negatifti. İshalin nedenini daha fazla araştırmak için gastroskopi ve kolonoskopi yapıldı. Özellikle kolonoskopi, histolojik olarak iskemik kolit olarak teşhis edilen sol kolon fleksüründe ülseratif bir lezyon gösterdi. Daha önce bildirilen bir yöntemi (Kaltschmidt ve diğerleri, 2021) takiben biyopsi numuneleri üzerinde PCR analizi, SARS-CoV-2 için negatifti. Tedavi mesalazin ve intravenöz demir ikamesi ile desteklendi. Daha sonra hastanın durumu böbrek yetmezliği gelişmesiyle kötüleşti. 24. günde, bizim vakamızla aynı hastane odasındaki bir hastada SARS-CoV-2 testi pozitif çıktı. 25. günde hastamız gerçek zamanlı PCR (RT-PCR) ile SARS-CoV-2 pozitif test etti ve düşük döngü eşiği (Ct) değeri yüksek virüs yükünü işaret etti. Swab örneğinin daha ileri analizinde, mutant SARS-CoV-2 varyantları B.1.1.7, B.1.351 veya B.1.1.28.1 için hiçbir kanıt yoktu. Birlikte ele alındığında, hasta, hastane odasındaki hastadan enfekte olmuş gibi görünüyor. Hastamız şimdi ateş ve solunum rahatsızlığı ile başvurdu ve akciğer oskültasyonunda raller görüldü. Oksijen desteği (dakikada 2 l) ve seftriakson ile antibiyotik tedavisine başlanmasına rağmen, hasta ertesi gün akut böbrek ve solunum yetmezliğinden öldü.
25. günde elde edilen serum örneklerinde spike protein (S1) antijen bağlayıcı immünoglobulin (Ig) G ölçülerek immünojenisite değerlendirmesi, antikor yanıtı gösterdi (8.7 U/ml, referans değeri <0.8–1.2 U/ml; Roche ECLIATM), ( nükleokapsid) NCP-IgG/IgM ortaya çıkmadı (<0.1 U/ml, referans değeri >1.0 U/ml; Roche ECLIATM). Bu sonuçlar, hastanın aşılama yoluyla ilgili immünojenisiteyi zaten geliştirdiğini göstermektedir. Postmortem çalışma, bazen bakteriyel koklarla çevrili apseli akut bilateral bronkopnömoniyi ortaya çıkardı (Şekil 1). COVID-19 ile ilişkili pnömoninin yaygın olarak tanımlanan belirtilerine ilişkin herhangi bir bulgu yoktu. Kalpte biventriküler hipertrofi (ağırlık 580 g) bulduk ve histolojik olarak iskemik kardiyomiyopati tanısı koyduk. Kalpte ve daha az oranda akciğerlerde transtiretin tipi amiloidoz saptadık. Böbrekler hem arterioskleroz hem de interstisyel fibroz ile kronik hasar ve hidropik tübüler dejenerasyon ile akut böbrek yetmezliği ortaya çıkardı. Beyin muayenesinde sol parietal psödokistik doku nekrozu saptandı ve buna eski enfarktüs alanı teşhisi konuldu.Daha önce tarif edildiği gibi formalinle sabitlenmiş parafine gömülü dokunun 9 farklı anatomik parçasının moleküler haritalamasını yaptık (Kaltschmidt ve diğerleri, 2021). RNA, Maxwell RSC (Promega, Madison, WI, ABD) kullanılarak parafin bölümlerinden ekstre edildi. Multipleks RT-PCR analizi, SARS-CoV-2-genomunun 2 bağımsız genini (Florotip SARS-CoV-2 plus Kit; HAIN/ Bruker, Nehren, Almanya) hedef aldı: RNA'ya bağımlı RNA polimeraz (Hedef 1) ve nükleopeptid (Hedef) 2). Negatif eşik değeri Ct >45 idi. İnsan vücudunda virüs yayılımının bilinen ve ilgili yolları için 9 farklı doku örneğini inceledik (Şekil 1). Çapraz kontaminasyonu önlemek için, her numune doğrudan ayrı doku kasetlerine gömüldü ve %4 fosfat tamponlu salin tamponlu formalinde ayrı olarak sabitlendi. Karaciğer ve olfaktör bulbus dışında incelenen hemen hemen tüm organlarda viral RNA gösterdik (Şekil 1).
Yazarların bilgisine göre, SARS-CoV-2'ye karşı aşılanmış ve aşılama sonrası SARS-CoV-2 testi pozitif olan bir hastanın moleküler virüs haritalamasını içeren ayrıntılı bir otopsi çalışması daha önce bildirilmemiştir. BNT162b2 RNA aşısı ile tek bir tedavinin, rapor edilen spike protein bazlı nötralize edici IgG serum değerlerinde yansıtıldığı gibi, önemli immünojenisite ortaya çıkardığını öneriyoruz. Aşılamadan önceki haftalardan aşılamaya (1. gün) ve ölümden kısa bir süre öncesine (24. gün) kadar hastada tipik olarak COVID-19'a atfedilen herhangi bir klinik semptom yoktu. Ayrıca, kan çalışması genellikle semptom başlangıcından 7-14 gün sonra gözlenen bir IgM titresi göstermedi (Kim ve ark., 2020). Ancak hasta SARS-CoV-2 pozitif test etti. Hem nazofaringeal sürüntüde ölçülen Ct değeri hem de formalinle sabitlenmiş parafine gömülü otopsi örneklerinde ölçülen değerler viral yükü gösterir ve bulaşabilirliği önerir. Hastamız ilk pozitif SARS-CoV-2 test sonucundan yaklaşık 2 gün sonra öldüğünden, moleküler haritalama verilerinin viral enfeksiyonun erken bir aşamasını yansıttığını varsayıyoruz. Enfeksiyonun erken evresi, koku soğancığı ve karaciğer gibi farklı bölgelerin (henüz) sistemik viral yayılmadan neden etkilenmediğini de açıklayabilir. Şimdiye kadar kapsamlı morfolojik otopsi çalışmalarında bildirilen COVID-19'un herhangi bir karakteristik morfolojik özelliğini gözlemlemedik (Schaller ve diğerleri, 2020; Edler ve diğerleri, 2020; Ackermann ve diğerleri, 2020). Akciğerlerde herhangi bir tipik yaygın alveoler hasar belirtisi bulamadık, ancak muhtemelen bakteriyel kaynaklı yaygın akut bronkopnömoni belirledik. Hastanın bronkopnömoni ve akut böbrek yetmezliğinden öldüğü sonucuna vardık.
Bulgularımız, aşılama yoluyla SARS-CoV-2'ye karşı bağışıklamanın, özellikle şiddetli akciğer hastalığına ilişkin olarak patogenezin şiddetini azalttığı, buna karşın viral RNA'nın nazal sürüntülerde kaldığına dair hayvan modellerinden elde edilen önceki kanıtlarla uyumludur (Van Doremalen ve ark. , 2020; Vogel ve diğerleri, 2021). Son zamanlarda, Amit ve ark. (2021), ilk aşı dozunun uygulanmasının ardından SARS-CoV-2 enfeksiyonunda ve semptomatik COVID-19 oranlarında erken dönemde önemli azalmalar gösteren, BNT162b2 aşısını kullanan sağlık çalışanları üzerinde bir klinik denemenin sonuçlarını yayınladı. SARS-CoV-2'ye karşı aşılanan hastalardaki majör yan etkilerle ilgili olarak, lokal etkiler baskındır ve ciddi sistemik reaksiyonlar nadiren tanımlanmıştır (Yuan ve ark., 2020). Bununla birlikte, Oxford-AstraZeneca aşısı (Mahase 2021) durumunda özellikle serebral venöz sinüs trombozu olmak üzere kan pıhtılaşması riskinin arttığına dair son raporlar, genel olarak COVID-19 aşısının güvenliği konusunda bir tartışma konusu gündeme getirdi. Ölümcül yan etkiler ve aşılamayla ilişkili ölümler hakkında daha ayrıntılı bilgi sağlamak için otopsi verilerinin kapsamlı analizi yapılmalıdır.
Özetle, mRNA aşısı olan bir hastadaki otopsi vaka çalışmamızın sonuçları, steril bağışıklık yeterince gelişmemişken SARS-CoV-2'ye karşı ilk aşılama dozuyla immünojenisitenin zaten indüklenebileceği görüşünü doğrulamaktadır."
-Çıkar çatışmaları,Yazarların herhangi bir ticari veya finansal çıkar çatışması yoktur. /Etik onay,Bu vaka çalışması, Westphalia-Lippe, Münster, Almanya Tabipler Birliği tarafından onaylanan (Ref. 2020- 575-bS) Alman ulusal “Yenilgi Pandemileri” projesi ortamında gerçekleştirilmiştir ve etik ilkelere uygun olarak yürütülmüştür. Helsinki Deklarasyonu. Yakın akraba tarafından bilgilendirilmiş onam mevcuttu. /Yatırım kaynağı,Herhangi bir kişi veya kuruluştan herhangi bir fon alınmamıştır." (83)
"Yapay Spike Proteinleri İnsan Sağlığının Sonu
Bir virüsün, enfekte olmuş bir kişinin genlerinde uzun vadeli değişikliklere neden olabileceğine inanmak zor ve kesinlikle yeni. SARS-CoV-2 başak proteininin, maruz kalma minimum olduğunda bile uzun vadeli gen ekspresyonu değişiklikleri meydana getirebileceğini gösteren yeni bir hücre çalışmasından elde edilen sonuçlar inanılmaz derecede korkutucu. Moderna'nın mRNA-1273'ü, vücuda koronavirüsün insan hücrelerine tutunmak için kullandığı dikenli proteini üretmesini söyleyen bir mRNA dizisinden oluşur. İp, bir fermuarın bir tarafı gibidir; "dişler", hücrelerin başak proteinini oluşturan 1.273 amino asidi üretmek için okuduğu bir dizi kimyasal harftir. Aşı amaçlandığı gibi çalışırsa, vücut enjeksiyondan hemen sonra proteinleri üretmeye başlayacaktır. Ne yanlış gidebilir?
Çok şey yanlış gidiyor. Yine de ana akım basın, Youtube, Facebook, Twitter, CDC, FDA, WHO, aşı şirketleri ve COVID aşılarını zorunlu kılan herkes, vurulduktan kısa bir süre sonra ölen binlerce insanı ve yüz binlerce yaralı, onlarca kişiyi görmezden geliyor. resmi aşı raporlama sistemleri tarafından Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde sayılan binlerce ciddi. Nasıl bu kadar ihanete uğrayabiliriz? İnsan kalbi olan biri, başkalarının ölümünü ve derin acısını nasıl inkar edebilir?
Virüsün kendisi değil, sivri(spike-başak) proteinlerle ilgili araştırma, neden bazı COVID-19 hastalarının (COVID uzun taşıyıcıları olarak anılır) enfeksiyonu temizledikten çok sonra nefes darlığı ve baş dönmesi gibi semptomlar yaşadığını açıklamaya başlıyor. Bulgular, bunun doğanın bir tesadüf olmadığı, en kötü türden bir genetik mühendisliğinin ürünü olduğu şüphesini güçlendiriyor. British Medical Journal'a göre, vücut tarafından üretilen sivri proteinler, aşı raporlama sistemlerine bildirilmeyen bu kadar çok kadının neden menstrüasyonda dramatik değişiklikler yaşadığını da açıklayabilir. Ayrıca, başak proteinleri, aşılı kadınlara maruz kalan aşılanmamış kadınların bile neden benzer sorunlar yaşadığını açıklayabilir.
Moderna'nın CEO'sunu dinleyin, rRNA çekimlerinin vücudun hücrelerini aşıları üretmesini nasıl sağladığını açıklayın.
"İnsanları aşıya dönüştürdüler, böylece aşılanmamışların aşıya ihtiyacı yok mu? Bugünün aşılarının kasıtlı olarak kendi kendini kopyalayan aşılar olarak işlev görecek şekilde tasarlandığını duymak en hafif tabirle biraz şok edici."
Kendi kendine yayılan veya kendi kendini kopyalayan aşılar gerçekten ciddi riskler içerebilir ve bunları kullanma olasılığı zorlu soruları gündeme getirir. Kendi kendine yayılan aşılar, esasen, bulaşıcı hastalıklarla aynı şekilde popülasyonlar arasında hareket etmek üzere tasarlanmış genetik olarak tasarlanmış virüslerdir, ancak hastalığa neden olmaktan ziyade koruma sağlamaları beklenir. Ancak bu, COVID aşılarının yaptığı gibi görünmüyor. VAERS Raporlama Sistemi: En Az 9.245 Amerikalı Aşılamadan Sonra COVID-19 Testi Pozitif Çıktı; 132 Ölü. COVID-19'a neden olan virüs olan SARS-CoV-2, küçük sivri proteinlerle kaplıdır. Enfeksiyon sırasında, sivri proteinler vücudumuzdaki hücrelerdeki reseptörlere bağlanır ve virüsün genetik materyalini sağlıklı hücrenin içine salmasına izin veren bir süreci başlatır. Spike proteini, virüsün sağlıklı hücrelere bağlanmak ve girmek için kullandığı kol benzeri bir aparattır. Spike proteinin ucunda RGD adı verilen üç amino asit dizisi bulunur. Bu yapı vücuttaki hücreleri birbirine bağlamasıyla bilinir.
Northeastern Üniversitesi'nden Dr. Lee Makowski, hipotezini Virüsler dergisinde yayınladı, virüsün yüzeyinde bulunan spike proteinin, kan damarlarını düzenleyen ve kan pıhtılarının oluşumunu kontrol eden proteinleri taklit edebileceğine inanıyor. COVID-19'un komplikasyonları. Erken otopsi raporları, COVID-19 hastalarının çok miktarda kalın, pıhtılaşmış kan ve işlevsiz kan damarlarından muzdarip olduğunu ortaya koydu. Spike proteinlerin uçları, solunum yolu hastalıklarının oldukça nadir yan etkilerine neden olarak onları onarmak yerine vücut dokusunu yırtıyor gibi görünüyor. Belki de biyolojik hasara yol açan virüsün kendisi değil, spike proteinin kendisidir.
Eğer doğruysa, başımız büyük belada çünkü sivri proteinler, COVID aşılarının vücuda çok sayıda üretmesini söylediği şey tam olarak bunlar. SARS-CoV-2 için, Pfizer/BioNTech ve Moderna tarafından üretilen aşılar, hücrelerimize, bağışıklamadan kısa bir süre sonra gerçekleşen başak proteininin kendi versiyonumuzu yapma talimatı verir. Ölüm sonrası kanıtlar ve “COVID ayak parmakları” adı verilen bir şeyle ilgili kendi deneyimi - bu, hastalığın ayak parmaklarında kan damarı oluşumuna neden olan ve onları parlak kırmızıya çeviren tuhaf bir yan etkisi - Makowski'nin virüsle ilgili bir şeyin anormalliğe neden olabileceği konusunda spekülasyon yapmasına neden oldu. kanla ilgili komplikasyonlar. COVID Aşıları, Proteini Artırmak, Yaralanmalara, Şiddetli Enfeksiyonlara ve Ölüme Neden Olmak İçin mi Bağışıklık Yaratmayı Amaçlıyor? SARS-CoV-2'nin hastalığa neden olmak için viral enfeksiyonu ve replikasyonu tamamlaması gerekmeyebilir. Sadece etrafta dolaşan spike proteini, damar kalınlaşması gibi biyolojik sorunları tetiklemek için yeterli olabilir. Evet, tüm virion veya genomu olmadan sadece başak proteini.
Araştırmacılar, düşük ve yüksek saflaştırılmış spike protein konsantrasyonlarına maruz bırakılan kültürlenmiş insan hava yolu hücrelerinin, hücreler maruz kaldıktan sonra bile kalan gen ifadesinde farklılıklar gösterdiğini buldular. En iyi genler, inflamatuar yanıtla ilgili olanları içeriyordu. Bu nedenle, Dr. Lee Merritt gibi iyi bir doktorun, aşılanmış insan hücrelerinden yapılan spike proteinlerinin bulaşıcı olduğuna inanmaya başlaması şaşırtıcı değildir.
Texas Tech Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi'nde yüksek lisans öğrencisi olan Nicholas Evans, "Hastalarda görülen semptomlar, başlangıçta hücrelerle doğrudan etkileşime giren spike proteinden kaynaklanabilir" dedi. Çıkarım, sivri(spike) uçların insan akciğer hücrelerinde uzun vadeli değişiklikler yaptığıdır, bu da doktorların daha önce karşılaşmadığı bir tıbbi felaketten bahseder. Tüm COVID aşıları, mRNA, DNA, viral vektörlü, rekombinant protein, viral benzeri parçacıklar ve peptit bazlı aşılar, koronavirüsün spike proteinini kullanır. CDC, "SARS-CoV-2'nin spike proteininin zararsız olduğunu ve bu da mevcut Covid-19 aşılarının güvenli olacağını garanti ettiğini " belirtmişti. Yanlış olabilirler mi?
"Sloan Kettering Enstitüsü'ndeki araştırmacılar, değişikliklerin tümör baskılayıcı proteinleri etkisiz hale getirebileceğini ve böylece kanseri teşvik edebileceğini bulmuşlardır. haberci RNA adı verilen bilgi taşıyan bir molekülde"
CDC, “COVID-19 mRNA aşıları, hücrelerimize 'spike protein' denilen şeyin zararsız bir parçasını yapma talimatı veriyor. Spike proteini, COVID-19'a neden olan virüsün yüzeyinde bulunur." Bu zararsız protein parçasının ölümcül olduğuna dair bir vaka henüz ortaya çıkmaya başladı. Bunların hepsi uzun süreli çalışmalar olmadan deneysel genetik enjeksiyonlar olduğundan, mRNA ile oynadığımızda insan sağlığı açısından ne anlama geldiğini sonunda öğreneceğiz. Haber yıkıcı olursa şaşırmayın.
Aşıların oluşturduğu başak proteini, virüsün yüzeyinde bulunan ve COVID-19'a neden olan proteinin aynısıdır. "Spike proteinin kendisi bir COVID enfeksiyonuna neden olamaz" veya en azından hakim düşünce bu, ancak yanıtlanması gereken soru şu: spike proteinin kendisi insan sefaletine ve ölümüne neden olabilir mi? COVID aşılarının tümü (Oxford/AstraZeneca, Pfizer/BioNTech ve Moderna'dan) hücrelerimizin virüs spike proteininin kopyalarını oluşturmasını sağlayarak çalışır. Oxford aşısı bunu, bir adenovirüs vektörü aracılığıyla spike protein genini sokarak başarır. Diğer iki aşı, spike protein genini doğrudan bir nanoparçacık içine sarılmış mRNA olarak verir. Hücrelerimiz başak proteini ürettiğinde, bağışıklık tepkimizin onu yabancı olarak tanıyacağına ve onu spesifik olarak hedef alan antikorlar ve T hücreleri yapmaya başlayacağına inanmamızı isterler. (Bu aşıların hiçbirinin geleneksel aşılar gibi olmadığının daha fazla farkında olmalıyız, yani bunlar aşı değil, genetik taşıyıcı cihazlardır.)
Sherri Tenpenny, bu farklı aşıların vücudu nasıl spike proteinleri farklı şekillerde yapmaya zorladığını ve bunu yapmanın tehlikelerini anlatıyor.
Mikrovasküler Yaralanmalara Neden Olan COVID Aşıları
Aralık 2020'de UCLA'dan Dr. J. Patrick Whelan FDA'ya bir uyarı gönderdi. "Önemli SARS-CoV-2 aşılarının hedefi olan viral başak proteininin aynı zamanda beyin, kalp, akciğer ve böbrek gibi uzak organlara zarar veren ana etkenlerden biri olduğu görülüyor."
"SARS-CoV-2 spike proteinine (Moderna ve Pfizer'in mRNA aşıları dahil) karşı bağışıklık oluşturmayı amaçlayan yeni aşıların beyin, kalp, karaciğer ve böbreklerde mikrovasküler hasara neden olma potansiyelinden endişe duyuyorum. Bu potansiyel ilaçların güvenlik denemelerinde şu anda değerlendirilmeyen bir şekilde.”
"California'dan 40 yaşındaki hamile bir doktor, bir hastanın ilk doz Pfizer aşısını, altı gün sonra bebeği ölü doğurmasına yol açan “fetüs için ölümcül bir olay” olarak tanımladı."
Whelan, hafif semptomlarla bile COVID-19'dan iyileşen kişilerin devam eden miyokardiyal (kalp) inflamasyon sorunları yaşayabileceğini açıkladı. Bu, virüsle veya hatta hastalıkla değil, kalpteki, beyindeki ve karaciğer ve böbrek gibi diğer organlardaki ACE-2 reseptörlerine bağlanabilen virüsün üzerindeki spike proteiniyle ilgilidir. en küçük damarlara kadar zarar vererek sağlık sorunlarına yol açmaya devam eder.
Louisiana Eyalet Üniversitesi Patoloji Bölümünde profesör olan ve COVID hastalarının otopsisini yapan Dr. Richard Vander Heide, 44 yaşında hastalıktan ölen bir adamın akciğerlerini incelerken, binlerce değilse yüzlerce, hastanın akciğerlerinde kan pıhtıları oluşmuştu.
Önceden Var Olan Enflamasyon Gerçek Bir Katildir
"Lipopolisakkarit (LPS; bir bakteriyel toksin) tedavisi ile farelerde iltihaplanma, başak proteinlerinin beyin alımını daha da arttırdı. Bunun nedeni, iltihabın kan-beyin bariyeri bütünlüğünü bozmuş ve onu yabancı istilacılara karşı daha geçirgen hale getirmiş olmasıdır.” Bu, yeni bir araştırmaya göre, aşırı kilolu kişilerin ciddi koronavirüs enfeksiyonlarından muzdarip olma olasılığının neden daha yüksek olduğunu açıklayabilir ve buna bağlı risk özellikle 40 yaşın altındakiler arasında yaygındır. Bir kişi ne kadar fazla kiloluysa, vücutta o kadar fazla kronik iltihap buluruz. Diş hekimleri, normalde sağlıklı olan hastalarında, vücutta sistemik iltihaplanmaya neden olan diş eti hastalığından şikayet ediyor.
Spike proteinin kendisinin COVID-19 ile ilişkili doku hasarına neden olması mümkün mü?
Meinhardt ve ark. (Nature Neuroscience 2020, baskıda) beyin endotel hücrelerindeki spike proteinin mikrotrombi oluşumu (pıhtılar) ile ilişkili olduğunu ve Magro ve ark. beyin endotelinde viral RNA bulmaz. Başka bir deyişle, viral proteinler, virüsü aktif olarak kopyalamadan doku hasarına neden oluyor gibi görünmektedir.
Whelan, FDA'ya aşıda kullanılan Covid-19 spike proteininin ciddi sorunlara yol açtığını söylüyor. Bu nedenle, bu SPIKE proteinini aşı yoluyla enjekte ederek, herhangi bir aşının güvenlik araştırmalarında dikkate alınmayan popülasyon problemlerinde bir dizi devam eden problem yaratabiliriz.
Çocuklar Üzerinde Deney Yapan Aşı Firmaları
Hepimiz Pfizer'in insani sınır tanımadığını dikkate almalıyız. Çocuklarla yapılan deneyler, artık VAERS aşı raporlama sistemine bildirilen iki yaşındaki bir çocuğun ilk aşı ölümüne tanık olmamızı sağlıyor. Çocuk ikinci (Doz 2) deneysel Pfizer mRNA aşısını 25 Şubat'ta aldı. Görünüşe göre 1 Mart'ta bir tür ciddi ters reaksiyon geliştirdi. Bebek 3 Mart'ta öldü.
Pandemi ve aşı felaketi uygarlığı daha da derinden ısırırken, genetik mühendisliğinin korkunç dünyasının mazeretlerini okumak gerekiyor. Genetik aşıların nasıl çalıştığına dair her yerde dersler alıyoruz. İnsan hücrelerini kendi başlarına minyatür aşı fabrikaları haline getirmek için kullanıyorlar. Aşılar, virüs proteinleri yerine, vücudun onları üretmesini sağlayan genetik talimatlar içerir. Bu talimatlar, haberci RNA veya mRNA aracılığıyla taşınır. Pasif transfeksiyon için solunan RNA'nın uygulanabilirliği çeşitli çalışmalarda kanıtlanmıştır. Pasif bağışıklama için bir araç olarak Messenger RNA (mRNA), yıllardır kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Solunan RNA, hücre transfeksiyon makinesi kullanılarak bulaşıcı olmayan sivri proteinlerin pasif sentezine yol açabilir.
Ne anlama geliyor? İnsan vücudunun aşı olduktan sonra ürettiği COVID spike proteininin solunum yoluyla kaçabileceği ve aşısız insanlara bulaşabileceği anlamına mı geliyor? Virüsü fonksiyon kazanımı deneyi yoluyla yaratan delilerin, sivri proteinleri insan popülasyonlarının daha derinlerine yaymak için aşılarını kullanacak olan ilaç sektöründeki benzer delilerle birlik içinde olmaları korkunç bir düşünce mi?" (86)
"Devam eden toplu aşılama deneyi neden SARS-CoV-2'nin hızlı bir evrimsel tepkisini tetikliyor?
Eleştirel görüş makalesi: Devam eden toplu aşılama deneyinin neden SARS-CoV-2'nin hızlı bir evrimsel tepkisine yol açtığına dair çıplak bilimsel gerçek. DSÖ, halk sağlığı kurumları ve hükümetler tarafından, bu pandeminin halihazırda feci olan küresel ve bireysel sonuçlarının nasıl hafifletileceğine dair bilime dayalı kanıtların süregelen inkarı akıllara durgunluk verecek düzeyde değil. Bazı tıp doktorları son derece başarılı erken çoklu ilaç tedavisini geniş çapta erişilebilir kılmak için ellerinden gelenin en iyisini yaparken, ben de devam eden toplu aşılama kampanyalarının epidemiyolojik ve sağlıkla ilgili sonuçlarının analizine katkıda bulunuyorum ve görüşlerimi tüm şeffaflık içinde paylaşıyorum. daha geniş halk.
Aşağıdaki eleştirel görüş makalesinden, bu pandeminin evrimsel biyolojisi ve genetik/moleküler epidemiyolojisi üzerinde çalışan birçok bilim insanının, bu pandeminin hiç bitmediğini ve varyantların oluşturduğu küresel sağlık riskinin çok iyi olduğunu çok iyi bildiği açıkça görülmektedir. varlıklı. Peki neden sessiz kalıyorlar? Bilim dilinin meslekten olmayanlar için kolay erişilebilir olmadığının farkındayım. Bununla birlikte, makaleyi yapılandırma şeklimin temel mesajı kavramalarına yardımcı olacağını umuyorum.(....) Özet.. Sars-CoV-2, son derece hassas bir insan popülasyonuna girdiğinden, başlangıçta hızla ve kontrol edilemez bir şekilde yayılmaya başladı. Bu, Sars-CoV-2'nin neden pandeminin ilk 10 ayında (yani Aralık 2019 ile Ekim 2020 arasında) meydana gelen önemli bir fitness arttırıcı mutasyon seçimi olmadan neden oldukça yavaş evrimleştiğini açıklıyor. Daha bulaşıcı 'endişe verici varyantlar' (VoC'ler, yani alfa [B.1.1.7], beta [B.1.351], gama [P.1]) 2020'nin sonlarından itibaren ortaya çıkmaya başladı ve vakalarda keskin bir artışa neden oldu. Dünya çapında.
Moleküler epidemiyologlar, bu ortaya çıkan, daha bulaşıcı soyların Sars-CoV-2 başak (S) proteinindeki mutasyonların aynı genetik bölgelere yakınlaştığını gözlemlediler; CoV-2 mutasyonları. Daha bulaşıcı dolaşımdaki Sars-CoV-2 varyantlarının önemli yakınsak evrimi, yalnızca artan viral replikasyon ve bulaşmadan kaynaklanan nötr, konakçıdan bağımsız evrimsel bir fenomen değildir, ancak doğal seçilim ve adaptasyonun güçlü bir şekilde düşündürdüğü, dramatik bir değişimin ardından doğal seçilim ve adaptasyondur. virüsün maruz kaldığı konak(ile) ortamı. Moleküler epidemiyologlar, pandeminin şu anda Sars-CoV-2 varyantlarını geliştiğini tamamen kabul ediyorlar ve "şu anda bildiğimiz herhangi bir varyanttan çok daha büyük bir sorun olabilir, bunlar artan geçirgenlik, değiştirilmiş virülans ve / veya nüfus bağışıklığından kaçma kapasitesinin artması". Bu, dolaşımdaki Sars-CoV-2 soyları üzerindeki filogenetik tabanlı doğal seleksiyon analizinin, spike (S) bazlı Covid-19 aşılarına dirençli viral varyantların şu anda yaygınlıkta genişlediğini ve küresel olarak gelecekteki salgın dalgalanmalarına neden olduğundan son derece şüpheli olduğunu güçlü bir şekilde gösterdiğini söylemektir. Mevcut Covid-19 aşılarının kitlesel aşılama kampanyalarında dağıtılması, Sars-CoV-2'nin devam eden yaygın dolaşımı ile birlikte sadece Sars-CoV-2 spike proteini üzerindeki bağışıklık seçici baskısını artırabilir ve bu nedenle aşı kaynaklı humoral bağışıklığı atlatmak için uyarlanabilir evrimini daha da artırabilir. Bu bağlamda, artan sayıda aşı uzmanı beklentisi, genomik epidemiyologlar tarafından S proteine yönlendirilmiş immün kaçış varyantlarının şu anda konuşlandırılmış ve gelecekteki ('2. nesil' olarak adlandırılır) Covid-19 aşılarına viral direncin oluşumunu daha da yayma ve hızlandırma olasılığı yüksek olduğu gözlemiyle eşleşmektedir. (....)" (87)
"Aşılanan insanlar biyolojik saatli bombalar üzerinde yürüyorlar ve topluma yönelik bir TEHDİT.
Kendi vücutlarında oldukça bulaşıcı süper suşların oluşumunu hızlandıran deneysel bir aşı enjekte edilecek kadar cahil insanlar, biyolojik saatli bombalarda yürüyorlar ve toplum için bir tehdit. Küreselciler bunu biliyorlar ve küresel kitlesel imha hedefleriyle tutarlı olarak, en tehlikeli ve en bulaşıcı insanlara “aşı pasaportları” veriyorlar, böylece toplumda özgürce dolaşıp süper tür virüslerini çok uzaklara yayabiliyorlar. Yine, bunların hepsi tasarım gereğidir.
"En güvenli insanlar, doğuştan gelen güçlü bağışıklık sistemlerine sahip olan ve herhangi bir tıbbi müdahaleye ihtiyaç duymadan koronavirüse karşı halihazırda antikorlar oluşturmuş kişilerdir."
Bu, çoğu insanda D vitamini, çinko, beslenme, dinlendirici uyku ve toksik yiyecek ve ilaçlardan kaçınma yardımı ile kolayca başarılır. Yine de "bilim" endüstrisinin tamamı, doğuştan gelen bağışıklık için herhangi bir rolü tanımayı reddediyor ve bireylerin kendi başlarına oluşturdukları antikorların herhangi bir işleve hizmet ettiği kabul edilmiyor.
Örneğin, Tanrı'nın verdiği bağışıklık sistemi sayesinde patojeni zaten yenmiş olsanız bile, kendi doğuştan gelen bağışıklığınızı göstererek bir "antikor pasaportu" alamazsınız. Modern "bilim" - buna cesaret edersek bile - bağışıklık sisteminizin olmadığına ve vücudunuzun işlev görmesi için mRNA aşıları tarafından ele geçirilmesi gerektiğine inanmanızı istiyor. Bu devasa, tehlikeli bir yalan ve dünyadaki hemen hemen her medya kuruluşu, tıp dergisi ve tıbbi “otorite” tarafından tekrarlanıyor (tabii ki çoğu ÇKP'nin Batı uluslarını yok etmesi için çalışıyor). Herhangi biri için kilitlenme, karantina ve maske gerekli olacaksa, aşılanmalıdır!
"Toplum için en tehlikeli olan ve mevcut aşılara karşı tam bağışıklık sergileyen süper suşları başkalarına bulaştırma olasılığı en yüksek olanlar aşılanmış kişilerdir. "
Başka bir deyişle, aşılar zaten büyük ölçüde modası geçmiş durumda. Hızlı mutasyonlarla başa çıkabilen ve aşı endüstrisinin başka bir "covid güçlendirici aşı" sunması için 10 aydan fazla beklemek yerine, onları birkaç saat içinde yenebilen, yalnızca doğuştan gelen insan bağışıklık sistemidir. Aşı endüstrisi, tıpkı antibiyotiklerin hastane ortamlarında sonsuza dek süper böcekleri kovaladığı gibi, bu varyantları ve mutant suşları sonsuza kadar kovalayacak. Yine de bugün, tüm dünya aşı / biyo-silah endüstrisi için süper güç fabrikası ve gerçekte burada çok daha kötü bir şey var.
" Fauci, NIH ve CCP, nihai soykırım biyolojik silahlarını hızlandırmak için milyarlarca insanın biyolojik silah fabrikaları olarak hizmet etmesine ihtiyaç duydu." Fauci, NIH ve CCP'nin insanlığı yok edecek ölümcül bir biyolojik silah inşa etmekte gerçekten başarılı olamadığı ortaya çıktı. Yaptıkları silah - SARS-COV-2 - sadece milyarlarca insanı kendi vücutlarını biyo-silah fabrikalarına dönüştürecek aşıları almaya ikna etmeyi amaçlıyordu, böylece mutasyon gelişimi küresel olarak ilerleyebilecekti. Bu şekilde, merkezi biyo-silah aşısı askeri kompleksi, biyolojik silah geliştirme programını vahşi doğada nispeten hafif bir tür salgılayarak ve onu süper tür adaptasyonlarını hızlandırmak için bir aşı ile takip ederek "merkezden uzaklaştırmayı" başardı. Aslında, aşıyı yaptıran her insan artık yürüyen bir biyo-silah fabrikasıdır, aşı pasaportlarının yardımıyla süper suşları çalkalayarak toplumun her yerine “saçar”. Kruvaziyer hatları, spor sahaları, havayolları, üniversiteler ve diğer kuruluşlar artık normal faaliyetlerine devam etmelerine izin verecekleri için "yalnızca aşılanmış" politikaları duyururken, bir sonraki küresel öldürücü viral suşu yaymak için "mükemmel fırtına" koşulları yaratıyorlar. Aşılanmış bir kişide rastgele mutasyonların sonucu, genetik laboratuvarda kasıtlı mühendislik değil. Aşının gerçek tıbbi amacı, daha az öldürücü olan türleri ortadan kaldırmak ve daha ölümcül türlerin oluşumunu hızlandıran viral adaptasyon baskıları sağlamaktır. Bunların hepsi tasarım gereğiydi.
Laboratuvarda mükemmel silahı tasarlayamayacaklarını biliyorlardı… İnsanları laboratuvar deneyleri olarak yürütmeleri için yerleştirmeleri gerekiyordu. Ve aşı tam olarak bunu başardı. Aşı olan kişilerin etrafta olması tehlikelidir.
"Şimdi, aşılananların bedenlerinde mutasyona uğrayan katil "süper gerilim" dalgasından kurtulmak isteyen herkes, aşılanmış insanlardan uzak durmanın bir ölüm kalım meselesi olabileceğini anlamalıdır. En tehlikeli olan ve bu nedenle topluma en çok erişim hakkı olan aşılananlardır. "
Bu gönüllü biyo-silah gönüllüleri, kendi bencillikleri ve bilimsel cehaletiyle, insanlığa karşı hayal edilebilecek en büyük suçu gerçekleştirmeye yardım ediyor: Milyarlarca gönüllü gönüllünün hizmet etmeye istekli olduğu, merkezi olmayan, hızlandırılmış, uyarlanabilir genetik şekillendirme yoluyla güçlenen küresel bir veba mutasyon laboratuarları olarak. Canlı insan denekler üzerindeki bu küresel tıbbi deneyin ölçeği, tüm Nazi rejimini utandırıyor. Bir sonraki ölüm dalgası geldiğinde, aşılanmayanların gittikçe artan bir şekilde hiçbir yere gitmesine izin verilmese de, medya elbette aşılanmamışları suçlayacak. Kendilerini ve başkalarını öldürecek olan aşı olanlardır, bu yüzden onların bir "aşı intihar kültünün" parçası olduklarını söylüyorum." " (89)
"Tavuk ve yumurta sorunu (hangisi önce geldi?)
Akıllı ve bilgili profesörlerin bazı yorumlarından alıntı yapan bir rapor okuyorum (yani, https:*****) ve sadece şunu düşünüyorum ' Aman Tanrım, bir insan nasıl bu kadar açık sözlü ve profesör olabilir ki?'
Açıkçası, bu adamlar, mevcut pandemi tarafından ortaya konan bu virüsün evrimsel dinamiklerini çok az anlıyor; mutasyonların yakınsak evrimi ve virüsün spike (S) proteinine karşı kitlesel olarak yükselen antikor titrelerine seçici adaptasyonu üzerindeki bağışıklık seçilim baskısının büyük etkisini görmezden geliyor gibi görünüyorlar. Moleküler epidemiyologlar tarafından açıkça belirtildiği gibi gelişen mutasyonların dinamiklerini ve manzarasını anlarlarsa, doğal seçilim güçlerinde gözlemlenen değişimin kitlesel aşılama tarafından yönlendirildiği sonucuna varmaktan başka seçenekleri kalmayacaktı.
Bu profesörlere, yakın zamanda yayınladığım ve web sitemde istişare için açık kalması gereken 'Devam eden toplu aşılama deneyi neden SARS-CoV-2'nin hızlı evrimsel yanıtını yönlendiriyor?' konulu eleştirel görüş makalemi okumalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Aşağıdaki yorumlarımdan da anlaşılacağı gibi, bu profesörlerin yaptığı açıklamalar hiçbir bilimsel gerekçeye dayanmamakta ve filogenetik temelli doğal seleksiyon analizinden elde edilen en son gözlemlerle çelişmektedir. Meslekten olmayanların artık büyük isimlere ve unvanlara güvenememeleri, ancak yaydıkları ucuz tek astarlar için sağlam bilimsel kanıtlar sunmayan profesörlerin ve uzmanların güvenilirliğini sorgulamaları talihsiz bir durumdur. Bunun nedeni, bazılarının artık gerçek uzmanlardan çok bürokrat olmaları mı yoksa ciddi çıkar çatışmaları mı yoksa her ikisi birden mi var? Bilmiyorum. Her neyse, insanların artık yerleşik bilimsel seçkinlerin - MSM'nin büyük yardımıyla - daha geniş kamuoyuna iletmeye çalıştığı mesajlar üzerinde daha fazla inceleme yapmaları gerekiyor. Tabii ki, bu aynı zamanda benim gibi bilim insanlarının paylaştığı analizler ve halkın şu anda bombardımana tutulduğu mantra ve dogmalara katılmayan diğerleri için de geçerlidir. Bu nedenle, farklı görüşlerin dile getirilebileceği, tartışılabileceği ve meydan okunabileceği, halka açık, şeffaf bir bilimsel tartışmaya ihtiyacımız var.
Bu kampanyaların paydaşları ve özellikle onları destekleyen danışman uzmanlar böyle bir tartışmaya girmeyi reddettikleri sürece, onların yorumlarına ve basite indirgenmiş cümlelere son derece dikkatle yaklaşılmalıdır. Hem sağlıklı aşılıları hem de aşılanmamış bireyleri varyantların yayılması için sistematik olarak test etme ve virüs dökülmesini karakterize etme ihtiyacını hissetmedikleri için açıklamaları daha da şüpheli hale geliyor (çünkü bu, konakçı ortamın türü hakkında açık bir şekilde bilgi verecektir). gelişen varyantların doğal seçilimini destekler!). Daha önce birçok kez bahsedildiği gibi, moleküler epidemiyologlar, popülasyon düzeyindeki S proteinine yönelik bağışıklık basıncının, S'ye özgü antikorlara direnç sağlayan (şimdi devam eden aşı kampanyaları tarafından büyük ölçüde indüklenen) giderek artan şekilde gelişen mutasyonlar olan varyantların yayılmasını sağladığını göstermiştir. ) Daha bulaşıcı varyantlar, hücresel Ace-2 reseptörüne gelişmiş bağlanma kuvvetiyle bağlandığından, Ace-2 reseptörü, bu varyantlara bağlanmak için S'ye özgü antikorları daha kolay rekabet eder. Sonuç olarak, bu varyantlar, özellikle S'ye özgü aşının doğrudan bağlanmasını önleyen ek mutasyonlar (RBD içinde) dahil edildiğinde, virüs üzerinde güçlü S-yönelimli bağışıklık baskısı uygulayan bireylerde (yani aşılarda!) antikorlar. S'ye özgü antikorlara karşı giderek daha dirençli hale gelen varyantlar (örneğin, delta ve delta artı varyant), yalnızca S'ye yönelik bağışıklık basıncının popülasyonda yaygın olması koşuluyla popülasyona uyum sağlayabilir. Bu, elbette, nüfusun daha büyük bir bölümünün aşılanması ve aşılananların enfeksiyon önleme önlemlerinin gevşetilmesi nedeniyle varyantı kolayca iletebilmesi durumunda geçerlidir.
Prensip olarak, fiziksel ve zihinsel sağlığı iyi olan aşılanmamış bireyler, bulaşıcı viral basıncın belirli bir eşiği aşmaması koşuluyla tüm varyantlarla başa çıkabilir. Bunun nedeni, doğuştan gelen antikorlarının virüs için nispeten daha düşük afiniteye sahip olmasıdır. Bununla birlikte, aşılarda daha bulaşıcı ve daha anti-S antikorlarına dirençli varyantların üremesi, aşılılarda viral replikasyonu ve bulaşabilirliği kaçınılmaz olarak artıracak, böylece bulaşıcı baskıyı artıracak ve aşılanmamış deneklerin doğal/doğal/ doğuştan gelen antikorlar (Ab'ler), kısa ömürlü S'ye özgü Ab'ler (önceki asemptomatik enfeksiyonun bir sonucu olarak ortaya çıkan) tarafından bastırılır. Yani, 'evet', bazı aşılanmamış insanlar hastalığa duyarlı hale gelecek ve daha sonra bu varyantların daha fazla yayılmasına katkıda bulunacaktır. Bununla birlikte, bunun virüsün gelişmiş evriminin kaynağı değil, bir sonucu olduğunu belirtmek önemlidir. Bu nedenle, aşılanmamış bireyler değil, aşılananlar artık Sars-CoV-2 evrimsel dinamiklerini harekete geçirmekten sorumludur.
Şunu da belirtmekte fayda var ki, aşılanmamış kişiler ya virüsü ortadan kaldıracak (doğal öldürücü hücrelerle sinerji içindeki doğuştan gelen antikorlar sayesinde) ya da doğuştan gelen hücrelerin baskılanması nedeniyle Covid-19 hastalığına duyarlı hale gelecekleri için doğal seçilime katkıda bulunmayacaklardır. bağışıklık savunması. Asemptomatik olarak enfekte olmuş, aşılanmamış kişiler tarafından düşük konsantrasyonlarda viral varyantların kısa süreli dökülmesi, toplu aşılamanın bir sonucu olarak giderek daha fazla devreye giren doğal bağışıklık seçilim güçlerinin değişmesinin doğrudan bir sonucudur. Bu, sonuçta aşılıları, aşılanmamışlardan çok daha kötü bir şekle sokacaktır, çünkü ikincisi hala doğuştan gelen Abs'lerine güvenebilecektir.
"Bu nedenle, aşılanmamış kişiler, asemptomatik olarak enfekte olmuş aşılardan daha fazla virüs bulaştırdıklarına veya daha uzun süre yaydıklarına dair hiçbir kanıt bulunmadığından, varyant fabrikaları olarak kabul edilmemelidir."
Yukarıda bahsedilen makalede açıklandığı gibi, aşılanmamış kişiler, bağışıklık kaçış varyantlarının seçilmesinden ve giderek artan bir şekilde anti-S Ab-dirençli varyantların adaptasyonunun sağlanmasından sorumlu değildir. Ancak aşılar, bu varyantlar için üreme alanı ve “pilot bitkiler” olarak görülmelidir.
Şimdi bu açık sözlü ifadelerden birkaçına yorum yapalım:
- “Aşılanmamış insanlar sadece kendi sağlıklarını riske atmaktan fazlasını yaparlar. Bulaşıcı hastalık uzmanları, koronavirüs ile enfekte olmaları durumunda da herkes için bir risk oluşturuyor” diyor.
Yorum: Doğru değil. Aşısız kişiler, tüm Sars-CoV-2 varyantlarıyla başa çıkabildikleri için daha güvenilir korumaya sahiptir. Korumaları, yalnızca, güçlü (ama yetersiz!) bağışıklık seçilim baskısı uygulayanlar, yani aşılar tarafından uyarlanması ve yayılması teşvik edilen daha bulaşıcı varyantların artan dolaşımı tarafından tehdit edilir. Aşılanmamış kişilerin enfeksiyon önleme önlemlerine daha fazla bağlı kalmaları ve -en azından- aşılananlarla yakın temastan kaçınmaları ölçüsünde, ciddi şekilde hastalanma olasılıkları oldukça düşük (ancak pandeminin ilk 10 ayında olduğu gibi açıkça daha yüksek) hiçbir varyantın dolaşımda olmadığı yerlerde). Bu özellikle sağlıklı çocuklar ve gençler için geçerlidir.
"Asemptomatik olarak enfekte olmuş, aşılanmamış kişiler tarafından viral bulaşma düşük ve kısa ömürlü olduğundan, başkaları için önemli bir risk teşkil eden bir varyant "fabrikasını" oluşturmazlar."
- "Çünkü yeni koronavirüs varyantlarının tek kaynağı enfekte bir kişinin vücudu."
Yorum: Aşılılar her zaman enfekte olurlar. Çok sayıda yayında ve çığır açan raporda gösterilen varyantları içeremezler. Bunlar yalnızca asemptomatik bulaşma kaynağı değil, hatta sürekli gelişen bağışıklık kaçış varyantları için bir üreme alanıdır.
- Vanderbilt Üniversitesi Tıp Merkezi'nde Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü'nde profesör olan Dr. William Schaffner, CNN Friday'e verdiği demeçte, "Aşılanmamış insanlar potansiyel değişken fabrikalardır" dedi.
Yorum: Bu hiçbir bilimsel anlam ifade etmiyor. Yukarıyı görmek. Bize verileri göstermeli ve aşılanmamış bireylere kıyasla aşılılar üzerinde karşılaştırmalı bir analiz yapmalıdırlar. Hangi grubun daha sorunlu varyantlar geliştirdiğini, aşılıları mı aşısızları mı bize göstermeliler.
- Schaffner, "Ne kadar aşısız insan varsa, virüsün çoğalması için o kadar fazla fırsat var" dedi. "Yaptığı zaman mutasyona uğrar ve yolun aşağısında daha da ciddi olan bir varyant mutasyonu fırlatabilir."
Yorum: Bu, WHO'nun gülünç mantrasıdır (daha önce bahsettiğim makaleye bakın). Bağışıklık kaçış varyantlarını sorunlu yapan şey, seçildikleri ve daha sonra popülasyona adapte olabildikleri zamandır. S-yönelimli immün kaçış varyantları, tercihen aşılılarda seçilir ve aşılama kapsama oranı ne kadar yüksek olursa, popülasyona o kadar hızlı ve kolay adapte olurlar ve baskın hale gelirler.
Sonuç: Bu profesörlerin açıklamaları sağlam bilimsel temellere dayanmamakta ve viral evrimsel dinamikleri yönlendiren doğal seçilim güçlerinin temel ilkelerini göz ardı etmektedir. Bunun yerine, daha geniş bir kitleye kolayca iletilebilen, ancak şu anda genomik epidemiyologlar tarafından antikorlara yönelik artan nüfus düzeyinde bağışıklık altında evrimleştiği görülen doğal olarak seçilmiş mutasyonların moleküler analiziyle eşleşmeyen basit mantralara dayanıyorlar. S proteininde.
İkincisi, aşılıların hedefi olur…. Öyleyse, toplu aşılamanın bu seçici bağışıklık basıncını yükseltmeye biraz yardımcı olabileceğini düşünmüyorlar mı?
Ayrımcılık değil dayanışma çağrısında bulunuyoruz. Tüm insanlar nihayetinde onları ciddi hastalıklardan ve uzun süreli Covid'den koruyabilecek bir tedaviyi hak eder. Bazı profesörlerin veya bu nedenle herhangi bir devlet kurumunun, insanları, hiç bitmeyen çelişkili mesajlar konusundaki en iyi anlayışlarına dayanarak almaları gereken kararlardan sorumlu tuttuğu bir toplumla sonuçlanmak istemiyoruz. Bu aşamada bilim ve sağduyu, insanların klinik belirti ve semptomların erken bir aşamasında tedavi edilmesi gerektiğini dikte eder. Bir 'enfeksiyon ve tedavi' yaklaşımı yalnızca çok güvenli olmakla kalmaz, aynı zamanda hem aşılı hem de aşısız kişilerde (geçmişte hastalığa yakalanmamış olsalar bile!) doğal olarak koruyucu bağışıklık mekanizmalarını mümkün kılar. Müteakip enfeksiyonu ve hafif hastalığı önlemeyebilir, ancak CoV'ye özgü sitotoksik T hücrelerinin hazırlanması sayesinde ciddi hastalıklara karşı açıkça koruma sağlamalıdır (tıpkı doğal hastalıktan iyileşme üzerine kazanılan bağışıklığın yaptığı kadar). Tedaviye yalnızca erken belirti ve semptomlar ortaya çıktığında başlanırsa, sağlığı iyi olan çocuklara ve gençlere, doğuştan gelen antikorları sayesinde virüsün enfeksiyonun erken bir aşamasında doğal olarak ortadan kaldırma fırsatı verilecektir." (88)
"Aşı Virüstür
SARS Coronavirüs Aşıları ile Bağışıklama, SARS Virüsüyle Mücadelede Pulmoner İmmünopatolojiye Yol Açıyor (Covid-19 Sempozyumu 2021: Dr Byram Bridle, Viral İmmünolog, Guelph Üniversitesi, Araştırmacılar; Chien-Te Tseng, Elena Sbrana, Naoko Iwata-Yoshikawa, Patrick C. Newman, Tania Garron, Robert L. Atmar, Clarence J. Peters, Robert B. Couch)
Arka plan: Şiddetli akut solunum sendromu (SARS) 2002 yılında Çin'de ortaya çıktı ve kontrol altına alınmadan önce diğer ülkelere yayıldı. SARS koronavirüsünün yeniden ortaya çıkması veya kasıtlı olarak serbest bırakılması endişesi nedeniyle aşı geliştirme başlatıldı. Gelinciklerde ve insan olmayan primatlarda inaktive edilmiş bir tam virüs aşısı ve farelerde virüs benzeri bir parçacık aşısı, enfeksiyona karşı koruma sağladı, ancak tehdit edilen hayvanlarda immünopatolojik tipte bir akciğer hastalığı sergilendi.
Tasarım: Şap adjuvanı olan veya olmayan insanlar için dört aday aşı, bir SARS fare modelinde, bir VLP aşısında, yaban gelinciğine verilen aşıda ve NHP'de, başka bir tam virüs aşısında ve rDNA tarafından üretilen bir S proteininde değerlendirildi. Balb/c veya C57BL/6 fareleri, 0 ve 28. günde IM aşılandı ve serum antikor ölçümleri için kurban edildi veya 56. günde canlı virüs ile tehdit edildi. 58. günde, tehdit edilen fareler kurban edildi ve virüs ve histopatoloji için akciğerler elde edildi.
Sonuçlar: Tüm aşılar artan dozlarda serum nötralize edici antikoru indükledi ve/veya alum yanıtları önemli ölçüde arttırdı. Tüm aşılar ve önceki canlı SARS-CoV için yüklemeden iki gün sonra SARS-CoV'de önemli düşüşler görüldü. Tüm fareler, aşılanmış (Balb/C ve C57BL/6) veya canlı virüs, grip aşısı veya PBS verilen tüm hayvanlar dahil olmak üzere, tehditten iki gün sonra akciğerlerinde histopatolojik değişiklikler sergiledi, bu da hepsinde enfeksiyonun meydana geldiğini düşündürdü. SARS-CoV aşılarından biri verilen hayvanlarda görülen histopatoloji, özel eozinofil lekeleriyle doğrulanmış, belirgin eozinofil infiltrasyonu olan Th2 tipi bir immünopatolojiydi. Tüm kontrol gruplarında görülen patolojik değişikliklerde eozinofil belirginliği yoktu.
Sonuçlar: Bu SARS-CoV aşılarının tümü, antikor ve SARS-CoV enfeksiyonuna karşı koruma sağladı. Bununla birlikte, herhangi bir aşı verilen farelere meydan okuma, SARS-CoV bileşenlerine karşı aşırı duyarlılığın indüklendiğini düşündüren Th2 tipi immünopatolojinin ortaya çıkmasına neden oldu. İnsanlarda bir SARS-CoV aşısının uygulanmasına devam ederken dikkatli olunması endikedir. (....)" (84)
"Covid-19 virüsünün varlığına dair hala bilimsel bir kanıt yok. İddia edilen virüs asla izole edilmedi, Koch'un varsayımlarını yerine getirmiyor"
"ABD sağlık yetkilileri: Covid-19 virüsünün varlığı bilimsel olarak kanıtlanmadı
Virüs mucizesi - Bilimsel kanıt olmadan bir virüsün sürekli olarak kapsanması.. ABD sağlık otoritesi şunu kabul ediyor: Covid-19 virüsü izole edilemedi - bu nedenle varlığı bilimsel olarak kanıtlanmadı. CDC (ABD Hastalık Kontrol Ajansı) kendi belgelerinden birinde çok net bir şekilde şunları belirtmektedir: "2019-nCoV'nin nicelleştirilmiş virüs izolatı şu anda mevcut olmadığından, yalnızca karakterize edilmiş in vitro kopyalanmış tam uzunlukta RNA stoklarıyla 2019-nCoV-RNA'nın tespiti için tanı testleri test edildi...".
"Eğer öyleyse, nicelenmiş virüs izolatlarının yokluğunda, tespit edilenin aslında COVID-19 olduğundan nasıl emin olunabilir?"
CDC (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri) web sitesindeki orijinal belgenin bağlantısı artık çalışmıyor! Arama motorları belgeyi bulabilir, ancak yine de FDA'nın (Gıda ve İlaç Dairesi) web sitesinde bulunur. Orijinal belgeyi de sizin için buraya kaydettik: (382.1)
CDC 2019-Yeni Koronavirüs (2019-nCoV) Gerçek Zamanlı RT-PCR Tanı Paneli.. "2019-nCoV'nin nicelleştirilmiş virüs izolatları şu anda mevcut olmadığından ..." kritik cümlesi, 39. sayfadaki belgenin çok gerilerinde, "Performans Özellikleri" başlıklı bölümde gizlenmiştir. Ancak var olan her nesne nicelendirilebilir, yani ölçülebilir. Bu cümlede "niceliklendirilmiş" teriminin kullanılması, CDC'de virüs bulunmadığı için saptanabilir miktarda virüs bulunmadığı anlamına gelir. Bir başka ipucu da "izole" kelimesinin kullanılmasıdır. Bu, izole edilmiş bir virüs olmadığı anlamına gelir.
-Başka bir deyişle: Pandemi bir aldatmacadır!
-Kimsede Covid-19 virüsünün izole bir örneği yok.
-Hiç kimse varlığını kanıtlayamadı!
Bu zaten bir vahiy değilmiş gibi, CDC virüsü tespit etmek için tanısal bir PCR testi (izole edilmemiş) olduğunu söylemeye devam ediyor ... ve test, virüsten olduğuna inanılan RNA'yı arıyor. varlığı kanıtlanamayan virüs. Ve bu testle, CDC ve dünyadaki diğer tüm sağlık kurumları, Covid vakalarını ve ölümlerini sayıyor ... ve hükümetler, bu vaka ve ölüm sayılarını gerekçe göstererek, buna dayalı olarak karantina ve ekonomik yıkım başlattı. Soru çok açık: Doktorlar, Covid-19 dedikleri hastalığa sahip olduklarını düşündükleri hastaları gerçekten tedavi ediyorsa, gerçekte neyi tedavi ediyorlar?
"İddiaları, tahminleri ve varsayımları bilimle karıştırmayın.. “Virüs var ama mevcut değil” veya “Virüs var ama başka bir materyale gömülü ve çıkarılmamış, saflaştırılmamış ve izole edilmemiş” diyen herkes, aşıların hastalığa karşı koruduğuna da inanıyor, ancak bu hiç olmadı. bilimsel olarak kanıtlanmış, hatta büyük WHO aşı çalışması tarafından reddedilmiştir."
"Bize düzenli olarak bilim diye satılan şeyler, çoğunlukla varsayımlara veya spekülasyonlara dayanır." Louis Pasteur'ün zaten iki günlüğü vardı: Princeton Üniversitesi'nden Prof. Geison'un bildirdiği gibi, birinde aşı deneylerinin sonuçlarını istediği gibi yazdı ve diğerinde gerçek sonuçları kaydetti.
Daha fazlasını buradan okuyun: Louis Pasteur bilim sahtekarlığı yaptı
Temmuz 2021 Güncellemesi: Covid-19 virüsünün varlığına dair hala bilimsel bir kanıt yok. İddia edilen virüs asla izole edilmedi, Koch'un varsayımlarını yerine getirmiyor. Covid-19'dan muzdarip olduğu iddia edilenlerin semptomları, muhtemelen, pandeminin başlamasından bu yana istatistiklerde birdenbire görünmeyen yaygın grip hastalığına kadar uzanabilir. Aşılananların semptomları, tek başına veya cep telefonu radyasyonu ile etkileşim halinde aşıların bileşenlerine kadar izlenebilir. Tüm Covid-19 aşıları nano teknolojiye dayanmaktadır. İspanyol araştırmacılara göre, aşılar %99'un üzerinde grafen oksitten oluşuyor. Bu nano parçacıklar vücut sıcaklığına ulaşır ulaşmaz manyetik hale gelir. Buzdolabında saklandıkları sürece manyetik değildirler. Bu çalışma, aşılananların çoğunda manyetizma olduğunu kanıtlıyor. Ayrıca kan-beyin bariyerini geçebileceğinden ve cep telefonu radyasyonunun belirli frekanslarıyla etkileşime girebileceğinden şüpheleniliyor. Turkey merkezli Nanografi adlı bir şirket, muhtemelen beyne kolayca ulaşmak için doğrudan buruna püskürtülen Kovid aşısının yeni burun versiyonunu üretiyor. Bağımsız uzman çevrelerde, aşılarda bulunan grafen oksit, semptomların, hastalıkların ve ölümlerin bir nedeni olarak giderek daha sık tartışılmaktadır. Diğer şeylerin yanı sıra, trombojeniteye neden olan güçlü bir toksindir, yani vücutta ölümcül trombozlara yol açabilen pıhtılaşmayı teşvik edici etkilere sahiptir. Ayrıca grafen oksit mitokondriyal hasara, postinflamatuar sendroma, pulmoner fibrozise neden olur ve bağışıklık sistemini etkiler. Uzman bir dergide buna süperiletken denir ve nöron hücreleri üzerindeki etkileri anlatılır. Grafen oksit, mukoza zarının iltihaplanmasına neden olur ve "Covid-19'u tespit etmek için en önemli semptomlardan" biri olan tat veya koku kaybına neden olabilir. Daha önce maskelerde ve test çubuklarında tespit edildiği söyleniyor.
Covid-19 tedavisi neden NAC ile çalışıyor? "Covid-19" hastaları, glutatyonun doğal antioksidan rezervlerinde ve sitotoksisiteye neden olan serbest radikallerde bir dengesizlik gösterir. Bu nedenle, glutatyonun bir öncüsü olan N-asetil-sistein (NAC) veya doğrudan hastaya uygulanan glutatyon ile tedavi işe yarar. Bir çalışma, vücuttaki metalleri detoksifiye etmenin yanı sıra, NAC'nin birçok durumda görülen anormal kan pıhtılaşmasıyla savaşabileceğini gösteriyor. Antioksidan, antienflamatuar ve bağışıklık güçlendirici özelliklere sahiptir.
Dr. Mercola raporları: Bilim adamları, NAC'nin C-19 semptomlarını tedavi etmek ve muhtemelen grafen oksit zehirlenmesini azaltmak için kullanılabileceğini keşfettiklerinden, ABD Gıda ve İlaç İdaresi aniden 57 yıl açık pazarda kaldıktan sonra, artık sadece reçeteyle temin edilmesi gerektiğine karar verdi. . Bu arada, Alzheimer ve Parkinson tedavisinde de önemli bir rol oynayabilen bir amino asittir.
ABD salgın koruma ajansı geçmişte manipüle edildi.. CDC, aşılar ile otizm oluşumu arasındaki olası bir bağlantıyı araştırdı. Çalışmanın istatistiksel verileri endişe verici sonuçlar gösterdiğinde, CDC aşıların zararsızlığını kanıtlamak için sayıları manipüle etti, çünkü muhbir Dr. Raporunu bu belgelerde bulacağınız William Thomson.
PCR testi bir virüs tespit edemiyor.. Avukat Dr. Reiner Füllmich, PCR testinin Dr. Drosten geliştirildi, bilimsel kriterleri karşılamıyor - yaptığı açıklamaya göre Drosten, PCR testini virüsü hiç görmeden bilgisayarda birleştirdi. Bununla birlikte, dünya çapındaki yıkıcı önlemler neredeyse tamamen Drosten tarafından pazarlanan PCR testine dayanmaktadır. Dr. Drosten, son yıllarda, o zamanlar hiç gerçekleşmeyen milyonlarca ölümlü salgın hastalık tahminleri nedeniyle tekrar tekrar düştü, ancak görünüşe göre, Alman hükümetinin daha sonra imha edilmesi gereken milyonlarca aşı satın almasına katkıda bulundu, çünkü bağımsız düşünen vatandaş sahtekarlığı kabul etti ve aşıları düzenli olarak reddetti. "Bu videoda Reiner Füllmich, CDU, aşı üreticileri, WHO, Bill & Melinda Gates Vakfı ve Dr. Drosten."
"Ana akım tıbbın tezleri ne kadar çok sorgulanırsa, antikor ve aşı teorisi ve aynı zamanda kolesterol efsanesi gibi "tanınmış" tezlerin çoğunun hiçbir zaman bilimsel olarak kanıtlanmadığı, çoğu zaman uzun süredir reddedildiği ortaya çıkıyor."
Kızamık virüsünün varlığı kanıtlanmadı.. Kızamık virüsünün varlığını bilimsel olarak kanıtlayabilen herkese 100.000 € teklif eden Dr. Stefan Lanka aleyhindeki kızamık davası ortalığı karıştırdı. Genç bir doktor, kızamık virüsünün varlığını kanıtlaması gereken çeşitli bilimsel belgeler topladı, ancak mahkemede bunların genellikle varsayımlara atıfta bulunduğu ve bilimsel standartlara göre önemli kontrollerin yapılmadığı ortaya çıktı. Bilirkişinin mahkemedeki ifadeleri, kızamık virüsünün varlığının kanıtlandığı izlenimini yaratmaya yönelikti, ancak bilimsel standartlara göre durumun böyle olmadığı ortaya çıktı. Ancak tanınmış medya, Dr. Lanka, yalnızca resmi bir hata nedeniyle başarısız oldu." (382)
"Virüsler ne kadar ölü zaten? - Virüsün varlığına dair tüm iddialar yalanlandı" Dr. Stefan Lanka, Moleküler ve deniz biyoloğu (....)
Kök: Çinli bilim adamları neden böyle olduğunu iddia ediyor? Çin-Korona-Virüs-2019 zehirli yılanlardan mı kaynaklanıyor? Her canlıda korona gen dizileri Stefan Lanka: Yılanlarda da korona modelinde görülen dizileri bulduğunuz için bunu iddia ediyorsunuz. Ancak sessiz kaldıkları şey, Corona ve diğer tüm viral genom zincirlerinin yalnızca düşüncede oluşturulduğu her canlıda aynı dizilimlerin ortaya çıkmasıdır. Bu, papayaların neden "pozitif" olduğunu da açıklar. Bu Corona'yla önemli bir mesajdır: Her şey ve herkes pozitiftir!" (383)
"mRNA teknolojisinin mucidi, tam aşılıların COVID 'süper yayıcılarıdır' diyor
“The Hidden Gateway” podcast'inin son bölümünde, sunucu Jesston Williams, mRNA aşılarının icat edilmesine yardımcı olan, uluslararası alanda tanınan bir tıp doktoru ve bilim adamı olan Dr. Robert Malone ile konuştu. (ÇocuklarHealthDefense.org'dan yeniden yayınlanan Jeremy Loffredo'nun makalesi) Geniş kapsamlı tartışma şunları içeriyordu:
-Malone'un yoğun bir şekilde dahil olduğu mRNA teknolojisinin icadı ve erken testi.
-Malone, hükümetlerin aşı alımını artırmak için nasıl farklı zorlama biçimlerini kullandığını, yasa dışı olduğuna inandığını söyledi.
-Halk sağlığı yetkilileri, küresel bir aşı kampanyası için normalde gerekli olan güvenlik ve etkinlik bilgisinden nasıl yoksundur?
-Hükümetler ve halk sağlığı yetkilileri “kendi iyilikleri için” halka nasıl yalan söylüyor?
Malone, vatandaşların “deneysel” aşı olarak adlandırdığı şeyi almaya “çekildiği” iki duruma atıfta bulundu. Malone, "Batı Virginia'nın insanlara aşı yaptırmaya çalıştığı bir dönem vardı" dedi. “Ve böylece bir av tüfeği piyangoları vardı. Ve Kanada'da, ebeveynlerinin onayı olmadan bile çocuklara iğneyi yaptırmaları için ücretsiz dondurma sunma politikası vardı. Yani bunlar, haksız zorlamanın özellikle açık iki örneği… Aslında yasal değil.” Malone, bugün COVID aşılarında olanları Nazi Almanyası tarafından yürütülen yasadışı tıbbi deneylere benzetti. Malone, "[İkinci Dünya Savaşı sırasında] Yahudiler ve diğer etnik gruplar korkunç deneysel tıbbi araştırmalara tabi tutuldu" dedi. “Ve bunun ortak iyilik için olduğunu söyleyerek haklı çıkardılar.” Malone, Batı Dünyasının “artık bunu yapmayacağımız konusunda hemfikir olduğunu” söyledi. Yine de zaman zaman unutuyor gibiyiz ve elbette Tuskegee bir örnek ve açıkçası bu başka bir örnek.”
Tıbbi kuruluştan gelen yanlış bilgileri temizlemek için Malone, tam olarak aşılanmış kişilerin COVID'i yayabileceğini söyledi. “Herkesin aşı olduğu bir iş yeriniz varsa virüs bulaşmayacağınız fikri tamamen yanlış. Tamamen yalan," dedi Malone. Malone, aşılananların aslında pandeminin başlangıcında herkesin bahsettiği “süper yayıcılar” olduğunu savundu. Dedi ki: “Aşılı insanların aşısızlara göre daha az semptomu olduğu, ancak yine de hastalığı kolayca yayabildiği bilimsel gerçeğini göz önünde bulundurursanız, aşısız oğlu hastalığı eve getirip ona bulaştıran aşılı işçi arkadaşınızı düşünün… Hiçbir semptomu olmayabilir… ama kesinlikle virüsü o üretiyor olacak. Ve diyecek ki, hey, bugün işe gidebilirim. Ama virüsü deli gibi yayacak."
Malone ayrıca “soylu yalan” fikrine de değindi: “Hükümet size [aşı] risklerinin ne olduğunu ifşa etmeyecekse ve haberleri kaldıramayacağını düşündükleri için gerçekte neler olduğunu ifşa etmeyecekler… asil yalan." Malone, “asil yalanı” “paternalist otoriterlik” olarak kınadı. Yalanla yönetişim fikrinin Platon'a ve "politikacılar ve otorite konumundaki kişilerin halka yalan söylemesinin sorun olmadığını çünkü özel bilgi ve şeyleri anlama yeteneklerine sahip olduklarını" savunan Antik Yunan felsefesine dayandığını söyledi.Genel halk bu bilgi düzeyiyle baş edemez. Ve bu yüzden onlara yalan söylemek sorun değil." Malone, “Bu düşünce tarzına gerçekten katılmıyorum” dedi. “Yine de Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünya çapında halk sağlığında çok uzun bir süredir kamu politikası olmuştur.” (...)" (458)
"Aşı yanılsaması - her 2,5 haftada bir aşı ölümü
-Kazançlı aşı işi - aşılar bulaşıcı hastalıkları ortadan kaldırdı mı?
-Aşı yanılsaması ve korku işi: Alman sağlık sigortacıları 2018'de aşılara 1,52 milyar harcadı
Bulaşıcı hastalıklar ve aşılar hakkında gizli gerçekler.. Aşıdan sorumlu olan Dr Klaus Hartmann, "Aşı üreticilerinin onay için gerçek bir etkinlik kanıtına veya fayda-yük analizine ihtiyacı yoktur (bu daha çok bir otorite dalgasıdır) - sadece anlamsız antikor reaksiyonları sunmaları gerekir" diyor. PEI, kitabında, doktor gelene kadar aşı yapmaktan sorumluydu. "İlaç endüstrisi aşılardan yılda 50 milyar dolar kazanıyor, ancak bu kronik hastalık salgınını tedavi etmek için gereken tüm ilaçları satarak yılda 500 milyar dolar kazanıyor. Diyabet, Artrit, Gıda Alerjileri için Epi-Pens, Astım İnhalerleri, Nöbet Bozuklukları için İlaçlar ve çok daha fazlası için İlaçlar. Ve sektör de bu pazardan vazgeçmek istemiyor." Robert F. Kennedy Jr.'ın Berlin'deki “Zorunlu aşıya hayır” gösterisinde yaptığı konuşma.
Aşı yanılsaması.. Dr. Suzanne Humphries, "Die Impf-Illusion" kitabında, aşılamanın neden olduğu hasarı takip ettiğinizde ve kazançlı aşı işini bozduğunuzda neler olduğunu bildiriyor. Ölümcül enfeksiyonların batı dünyasının dehşeti olduğu çok uzun zaman önce değildi. Bugün bize aşıların getirilmesinin yaşam beklentimizi artırdığı ve büyük ölümleri önlediği söyleniyor. Ama bu gerçekten doğrumu? İyice araştırılmış kitaplarında, Dr. Suzanne Humphries ve Roman Bystrianyk, hastalığın gerçek nedenlerini ve yaşam koşulları, diyet ve sağlık arasındaki ilişkiyi inceliyor. Uzun süredir göz ardı edilen veya göz ardı edilen tıp dergilerinden, kitaplardan, gazetelerden ve diğer kaynaklardan elde edilen gerçekleri ve istatistikleri kullanırlar ve bunlar bir araya getirildiğinde aşının bizi bulaşıcı hastalıklardan kurtardığı efsanesini yok eder. Buna ek olarak, aşıların, hala güçlükle anladığımız, ancak çocuklarımız ve gelecek nesiller için benzeri görülmemiş sonuçlara yol açabilecek çok sayıda yeni hastalık yaratmış olabileceği gibi ürkütücü bir gerçekle karşı karşıyayız. Neden aşı yanılsamasına inanıyoruz? Herkes buna inandığı için mi? Ailemiz ve yakın çevremiz buna inandığı için mi? Saygın veya güvenilir biri buna inanmamızı tavsiye ettiği için mi? Bize okula inanmamız öğretildi mi? Kitle medyası bunu defalarca bu şekilde mi bildirdi? Fikir bu kadar uzun süredir var olduğu için mi buna inanıyoruz? Hiçbir şeye inanma! Kendi sonuçlarınızı çizin. Bu kitap 20 yıllık bir araştırmanın sonucudur. Gerçekleri okuyun!
Aşılardan sonra ölümler - bildirilmeyen vakaların sayısı daha da yüksek
“Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası yürürlüğe girdiğinde, Paul Ehrlich Enstitüsü (PEI) de aşı komplikasyonlarıyla ilgili verilerini yayınlamak zorunda kaldı. Bu verilere göre, 2001 ve 2019 yılları arasında kayıtlı 45.379 aşı komplikasyonu vakası mevcut. Bu vakalar arasında 22.450 ciddi vaka ve hatta aşılama sonrası 391 ölüm sıralanıyor. Bu, her gün üç ciddi aşı olayının ve her 2.5 haftada bir aşılama nedeniyle bir ölümün kaydedildiği anlamına gelir. Bununla birlikte, PEI'nin bile tüm vakaların sadece %5'inin rapor edildiğini söylediği gibi, bunun buzdağının sadece görünen kısmı olduğu belirtilmelidir. Bununla birlikte, PEI aşıların güvenli olduğunu cesaretle garanti eder. Bir aşının güvenliğinin değerlendirilmesi ve aşının yapılıp yapılmaması, hastayla veya çocuklarla tüm gerçekler açıklandıktan sonra ebeveynlerin kararı olarak kalmalıdır. Çünkü aşının zarar görmesi durumunda sonuçlarına katlanmak zorundadırlar.
Alman Çevre ve İnsan Toksikolojisi Derneği (DGUHT) adına, Dr. Claus Scheingraber, kendi görüşüne göre vatandaşların iş göremezliğine yol açabilecek bir devlet aşı yükümlülüğüne karşıdır ve bunu aşağıdaki gibi gerekçelendirir: Devlet, vatandaşlarını kendileri ve aileleri için alabilecekleri yaşam risklerini değerlendiremeyecek durumda ilan ediyor. Herkes, etkileri ve yan etkileri hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatına sahiptir. Diğerlerinin yanı sıra aşağıdaki ciddi yan etkiler belgelenmiştir: otizm, grip, diyabet, kanser, sinir hasarı, felç, nörodermatit. 16 aşının gözden geçirilmesi, aşıların nikel, arsenik, alüminyum ve hatta uranyum içerdiğini buldu. DGUHT'nin açıklamaları, nüfusu korumak için zorunlu aşıların getirilmesine gerek olmadığını, bunun yerine Dr Scheingraber'e göre vatandaşların kendi kararlarını verebilmeleri için aşıların tehlikeleri hakkında gerçek bir eğitime ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Kendileri aşı olamayanları korumak için zorunlu kızamık aşısının getirilmesi gerektiği tartışılıyor. Bunlar, örneğin on bir aylık olduklarında ilk kez kızamık aşısı olan ve resmi görüşe göre ancak ikinci aşıdan sonra tam korumaya sahip olan bebeklerdir. Bununla birlikte, bebeklerin annelerinden miras aldıkları bir borç bağışıklığı vardır. Hastalık önleme için merkezi bir tesis olarak Robert Koch Enstitüsü, aşılanmış annelerin doğal enfeksiyonlardan daha düşük antikor seviyelerine sahip olduğunu söylüyor. Bebekler için bu, kızamık aşısı uygulanmaya başlandığından beri daha az borç bağışıklığına, yani bu hastalığa karşı korunmaya sahip oldukları anlamına gelir. Bu nedenle kızamık aşısı zorunluluğu, kızamık aşılarından kaynaklanan eksikliklere dayanmaktadır." Alıntı Dr. Reinhard Kobelt
Aşılar bulaşıcı hastalıkları yok etti mi? : “İnsanlar ne zaman aşıdan bahsetseler, bir tartışma vardır: "aşılar büyük salgınları ortadan kaldırdı." Ama bu gerçekten doğru mu? Wiesbaden'deki Federal İstatistik Ofisi tamamen farklı bir görüşe sahip! Büyük salgınların neden bu kadar radikal bir şekilde gerilediği, filmimde çok merkezi bir tema. Robert Koch Enstitüsü'nden Reinhard Burger gibi aşı görevlileri aşıların büyük salgınları yok ettiğini iddia etmeye devam etseler de: Bir dua çarkı gibi tekrarlanırsa yalan gerçek olmaz! Kendiniz için aşı istatistiklerini sayfa 6'da Aşı Gerçekleri'nde kontrol edin.
Aşı yanılsamasının bir parçası olarak antikor teorisi.. Bir röportajda, Dr. Johann Loibner, antikor teorisinin kökeni ve bunun hiçbir zaman bilimsel olarak kanıtlanmadığı hakkında konuştu. Günümüz tıbbının çoğu zaman kanıtlanmamış varsayımlara dayandığını söylüyor. Aşıdan bağımsız olarak, hepsi aynı teoriye dayanmaktadır: Zayıflamış "patojenler" veya "patojen parçaları" ile aşılamanın, iddiaya göre patojene özgü antikorlar ürettiği ve bunların sözde enfeksiyona karşı koruduğu iddia edilmektedir. Aşı üreticilerinin sadece aşının antikor ürettiğini göstermesi gerekiyor. Böyle bir kanıt mevcutsa, aşı “koruyucu” olarak kabul edilecek ve onaylanacaktır. Her doktor bunu bu şekilde öğrenir ve birçok doktor buna inanır. Bunun işe yaramadığı, Federal Sağlık Bakanlığı'ndaki (BMG) Alman Tıbbi Dokümantasyon ve Bilgi Enstitüsü'nün (DIMDI) 91 HTA raporunun 3. sayfasında Fayda Değerlendirmesinin Parametreleri Olarak Vekil Uç Noktalar başlığıyla okunabilir. Bilimde teori ve inanç yeterli değildir, bunun yerine kanıt sağlanmalıdır. Başka bir deyişle, antikorların gerçekten hastalığa karşı koruduğunun kanıtı. Bunu yapmak için, bir grubun aşılandığı ve diğerinin yapılmadığı çok sayıda denek ile bir çalışma yürütmelisiniz. Aşılanan grup çoğunlukla antikor geliştirir ve zamanla aşılanan hastalığın iki gruptan hangisinde daha sık görüldüğü gözlemlenebilir. Böyle bir çalışma aslında DSÖ tarafından yapılmıştır. Amaç, aşı teorisinin antikor teorisi temelinde işe yarayacağını tüm eleştirmenlere kanıtlamaktı. Tüberküloz aşısı (BCG) seçildi çünkü bu aşı o zamanlar en yaygın olanıydı ve doktorlar ve eczacılar tarafından en etkili aşı olarak lanse edildi.
En büyük WHO aşı çalışması aşı yanılsamasını ortaya koyuyor.. Bu büyük çalışma, aşı vaatlerinin maskesini o kadar düşüren tek seferlik bir olaydır ki, bugüne kadar tekrarlanmamıştır ve bu güne kadar akıllıca örtbas edilmiştir. İyi bir sebeple: Bu çalışmanın sonuçlarına bakarsanız ve bunu diğer aşılarla da denediyseniz, bu aşının sonu olurdu. Bu nedenle bu tür çalışmaların tekrarlanmamasına özen gösterilmesi anlaşılabilir bir durumdur. Daha fazla araştırma yapma konusundaki bu isteksizlik, bir grup çocuktan aşıyı esirgemenin etik olmadığı argümanıyla haklı çıkıyor! Ancak Hindistan'da aşılanmamış insanlar çok şanslı bir konumdaydı:
Aşı yanılsaması çürütüldü: Aşısızlar aşılılardan daha sağlıklıydı!.. Aşının tam etkililik derecesini belirlemek için DSÖ, Hindistan'da bugüne kadar kontrollü bir çift kör çalışma olarak en büyük saha denemesini gerçekleştirmeye karar verdi. Sadece bu saha çalışmasının nedenini göz önünde bulundurun: Bu aşı neredeyse 50 yıldır uygulanıyor olsa da, etkinliğini kontrol etme fikri ancak şimdi doğdu! Bu çalışmanın bir parçası olarak, 260.000'den fazla Madras Eyaleti vatandaşı aşılandı. Bir kısmı gerçek aşı (verum) ve diğer kısmı aktif madde içermeyen bir madde (plasebo) ile. Veruma karşı aşılananlar söz konusu olduğunda, BCG antikorları teoride ve onay prosedürlerinde amaçlandığı gibi oluştu ve bu nedenle "korumalı" olarak kabul edildi. "7 ½ yıl sonra, çalışma değerlendirildi ve veruma karşı aşılananlarda tüberkülozun plasebo ile aşılananlara göre daha sık meydana geldiği sonucu ile sonlandırıldı. Bu aşının yararsızlığının ve zararlılığının açık kanıtıydı ve hala öyle!"
Bu çalışma yıkıcı oldu. Aşılı bölgede, tamamen aşılanmamış alana göre çok daha fazla tüberküloz vakası olduğu bulundu. DSÖ ve onunla birlikte sağlık konusunda sorumlu olanların kendileri için şiddetli olan şoktan kurtulmaları için görünüşe göre birkaç yıla ihtiyacı vardı. Bu saha denemesinin Almanya'da ilk kez 1983'te, yani çalışmanın bitiminden sadece uzun yıllar sonra rapor edilmiş olması başka nasıl açıklanabilir? Federal Sağlık Gazetesi'nde deneyle ilgili diğer şeylerin yanı sıra şunları söyleyen üç sayfalık bir rapor vardı: "Çünkü optimal teknik koşullar altında yapılan saha çalışması, yedi buçuk yıllık gözlemden sonra aşının herhangi bir etkinliğini ortaya çıkarmadı!" Makalede koruyucu etki altında "%0"ın belirtildiği bir tablo gösterildi. İlaç endüstrisi şimdi bu Hint araştırmasını yalnızca BCG aşısının yararsızlığıyla ilişkilendirmeye ve antikor tezinin çürütüldüğü gerçeğini gizlemeye çalışıyor. O zamandan beri, gerçek anlamda büyük etkililik çalışmaları yapılmadı ve herhangi bir bilimsel temel olmaksızın, antikor oluşumunun aşının “koruyucu etkisini” doğrulayacağı iddia edilmeye devam ediyor. Koruyucu etkisi olmayan ve kanıtlanmış zararlılığına rağmen, Almanya ve İsviçre'de 1998 yılına kadar tüberküloz aşısı ve iki yıl sonra Avusturya'da da tüberküloz aşısı sonlandırılmadı. Ancak, Macaristan ve Polonya gibi bazı ülkelerde yeni doğanlar için zorunlu aşı olarak hala var!
"Başka bir çalışma, ABD'deki üç pediatrik uygulamadan 4821 aşılı ve aşısız çocuğun sağlığını karşılaştırdı ve aşı yanılsamasını çürüttü. Aşılanan çocuklar, diğer şeylerin yanı sıra, aşılanmamış çocuklara göre daha fazla gelişimsel gecikme, astım ve kulak enfeksiyonu gösterdi."
Louis Pasteur'ün bilim sahtekarlığı.. Ünlü "aşı papası" Louis Pasteur (1822-1895) yalan söyledi. Princeton Üniversitesi'nde tıp tarihçisi olan Prof. Gerald L. Geison, orijinal laboratuvar günlüklerini Pasteur'ün torunlarından birinin torunundan aldı, Pasteur bunların sonsuza kadar ailenin elinde kalması gerektiğine karar vermiş olsa da. Prof. Geison, kitabında Pasteur'ün bilimsel sahtekarlığını anlatıyor.
ABD hastalık kontrol ajansı sayıları manipüle ediyor.. Bilgi uçuran Dr. İçeriden biri olarak Amerikan sağlık otoritesi CDC'de bir skandalı ortaya çıkaran William Thompson. 2004 yılında, bu, çoklu aşılama ile otizmin gelişimi arasındaki olası bir bağlantıyı araştırdı. Çalışmanın istatistikleri endişe verici sonuçlar gösterdiğinde, CDC aşıların güvenli olduğunu kanıtlamak için sayıları manipüle etti.
Kürtajlı fetüsler aşı üretiminde kullanılıyor mu?.. Yeminli duruşmada Dr. Plotkin ayrıntılı olarak doğruladı. Birçok medya kuruluşu daha önce buna komplo teorisi olarak atıfta bulunmuştu.
1912 gibi erken bir tarihte bilinen 36.000 trajik aşı hasarı.. 1912 tarihli Impf-Friedhof kitabı, 36.000'den fazla trajik aşı hasarını belgeliyor ve aynı zamanda çok önemli acı hikayelerini anlatıyor. Geçen yüzyılın başında aşı yanılsaması gerçeklik tarafından çoktan aşılmış olsa da, kitle iletişim araçları aşıların koruyucu etkisine olan inancı nüfusun büyük bir bölümünde sürdürmeyi başardı." (384)
"Yeni aşılar daha da tehlikeli: yabancı DNA geri dönüşü olmayan hasara neden olabilir.
Örneğin alüminyum, cıva ve formaldehit gibi bileşenler yoluyla önceki aşıların neden olduğu aşı hasarı, homeopati ve diğer önlemleri kullanan deneyimli alternatif doktorlar tarafından sıklıkla ortadan kaldırılabilir veya hafifletilebilir. Bununla birlikte, gelecekteki koronavirüs aşısının yeni etki şekli nedeniyle, gelecekte bu tür iyileşme başarıları artık mümkün olmayacaktır. Çünkü son neslin sözde mRNA aşıları, aşılama tarihinde ilk kez insanların genetik materyaline doğrudan müdahale ediyor. Bunu yaparken, daha önce yasaklanmış, hatta suç niteliğindeki genetik manipülasyon anlamında bireysel genetik yapıyı değiştirirler. Bu müdahale, genetiği değiştirilmiş gıdalarla karşılaştırılabilir ve bu da çok tartışmalıdır. Medya ve siyaset bu konuda ne kadar küçümseyici konuşsa, hatta üzerinde düşünmeden böyle yeni bir aşı türünü talep etse de, böyle bir aşının sağlık, ahlaki-etik ve genetik açıdan zarar vermesi, verdiği zararın aksine daha da sorunludur. önceki aşılarla, artık geri alınamaz, geri döndürülemez ve onarılamaz olacaktır.
Nitelikli biyolog, immünolog, farmakolog, toksikolog ve Hamburg Eppendorf Üniversitesi Tıp Merkezi'nde Deneysel ve Klinik Toksikoloji Enstitüsü'nün eski başkanı olan Dr. Stephan Hockertz, diğer birçok uzman gibi, mRNA korona aşısının insan genomunu değiştiren bir genetik mühendislik müdahalesi olduğuna dikkat çekiyor. FRG hükümetinin ilaç şirketlerinden sipariş ettiği 80 milyon planlı aşı ile 4 milyon aşı zararı hesaba katılmalıdır. Hockertz, bir aşının yeterince test edilmediğini bilerek 4 milyon kez bedensel zarar, 4 milyon kez olduğunu söyledi. Bilinen aşı istatistiklerine göre, 4 milyon aşı hasarı için ölümlerin yaklaşık yüzde 0,1'i beklenebilir. Hockertz'a göre 80 milyon insan aşılanmışsa, bu 80.000 ölü anlamına gelir. 80.000 ölü Konstanz gibi bir şehirden siliniyor. Hockertz, bir aşının neredeyse hiç test edilmediğini ve zayıf bir şekilde onaylandığını bilerek bunu yaparsanız ve 80.000 kişinin öleceğini kabul ederseniz, bunun için hiçbir gerekçe yoktur, diyor Hockertz.
Prof. Hockertz'ın bahsettiği istatistikler geleneksel aşılardan geliyor. Yani zayıflatılmış veya öldürülmüş virüsleri kullanan aşılar. Bununla birlikte, vücuda yabancı genetik materyal sokan bir mRNA aşısının yan etkileri şu ana kadar tamamen bilinmemektedir. Tamamen yeni aşı ile ilgili 5-10 yıllık bir çalışma olmadığı için kimse böyle bir aşının ne gibi yan etkileri ve uzun vadeli etkileri olacağını tahmin edemez. En kötüsü beklenmektir. Birçok medya, "modern" aşıların insan fetüslerinden elde edilen materyalleri kullandığı gerçeğini de bildirmiyor. ABD Kongresi'ndeki bir duruşmada, bu, Dr. Plotkin onayladı.
Genetik kusur ömür boyu geri döndürülemez.. Dr. Christin Gramsch hastalarını uyarıyor: "Sevgili hastalarımız, böyle yeni bir mRNA aşısı türünden sonra, aşının semptomlarını gidermek için artık alternatif tedavi yöntemlerini kullanamayacaksınız. Sonuçlarla yaşamak zorunda kalacaksınız, çünkü tıpkı genetik kusuru olan bir kişiyi tedavi edemeyeceğiniz gibi (örneğin, trizomi 18 veya 21, Klinefelter sendromu, Turner sendromu) insan vücudundan toksinleri atarak daha önce olduğu gibi tedavi edilemezler. , genetik kalp hastalığı, hemofili, kistik fibroz, Rett sendromu, vb.), çünkü genetik kusur sonsuza kadar kalır! Sade bir dilde bu şu anlama gelmelidir: Bir mRNA aşısından sonra semptomlar geliştirirseniz, ne ben ne de başka bir terapist, nedene neden olmanıza yardımcı olamayız, çünkü aşı hasarı genetik olarak geri döndürülemez olacaktır.
"Bana göre bu yeni aşılar, tarihte bu kadar geniş bir biçimde daha önce hiç yaşanmamış bir insanlık suçunu temsil ediyor."
Dr. Deneyimli bir doktor olarak Wolfgang Wodarg şunları söyledi: "Gerçekte, insanların büyük çoğunluğu için bu" umut verici aşı "aslında yasaklanmış bir genetik manipülasyondur!" "(386)
""Dokuz ülkede ispatlandı" diyen Fransız profesörden çarpıcı sözler: Aşılılar karantinaya alınmalı
Bir televizyon programına katılan Fransız Profesör Christian Perronne, çarpıcı ifadelerde bulunarak, "Aşılananlar, yeni varyatlarla ilgili risk altındadır ve bunu yayarlar. Dokuz farklı ülkede ispatlanmıştır. Aşılanan insanların karantinaya alınması ve toplumdan ayrılması gerekir. Aşılanmayanlar değil, aşı yaptırmış insanlar toplum için tehlikelidir" dedi.(....)" (438)
"Pfizer, covid aşılı kişilerin sivri proteinleri 'dökebildiğini' ve aşılanmamış kişilere zarar verebileceğini doğruladı.
Yeni bir çalışma, COVID'ye karşı "aşılanmış kişilerin, Kan Beyin Bariyerini geçebilen ve beyinde onarılamaz hasara neden olan aşırı sivri proteinler ürettiğini" doğruladı ve Pfizer'in kendi belgeleri, "aşılı kişilerin bu aşırı sivri proteinleri aşısızlara koyarak gerçekten döktüğü" zarar riski konusunda uyarıyor:
America's Frontline Doctors (AFLDS) son sayı özetlerinde, deneysel COVID-19 gen tedavisi aşılarından kaynaklanan spike proteinlerin
1.) "kan-beyin bariyerini" geçerek nörolojik hasara neden olma,
2.) " aşılının, aşısız çocuk ve erişkinlerde hastalık yapmasına neden olur ve
3.) kadınlarda düzensiz vajinal kanamalara neden olur.
Geçen hafta yayınlanan ve “Aşı Sonrası Komplikasyonların ve Nedenlerinin Belirlenmesi: Covid-19 Hasta Verilerinin Analizi” başlıklı belgenin belirtilen amacı “ilgili vatandaşların sağlık uzmanlarına ek bilgi sağlamak ve; ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından şu anda EUA (acil kullanım izni) kapsamında uygulanan üç deneysel COVID-19 aşısından kaynaklanan olumsuz olaylar ve diğer aşılama sonrası sorunlar hakkında yapıcı politikalar. Kar amacı gütmeyen kuruluş, bu "aşılarla" ilgili ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) Aşı Olumsuz Olay Raporlama Sistemi (VAERS) tarafından yakalanan binlerce olumsuz olayı vurguladı. "Yine de bu komplikasyonlar J&J'nin kan pıhtılaşması tartışmasına gösterilen ilginin çok küçük bir kısmını aldı," diye üzülerek "Neden?" diye sordular. Bu verilere daha yakından bakıldığında, AFLDS “FDA veya CDC tarafından henüz kamuya açıklanmayan bazı ana endişe kategorileri” sunar ve bu düzenleyicilerin “bunları ve diğer tıbbi araştırma 'bilinen bilinmeyenleri' dikkate almamalarının temel bilgilerin ihmali olduğunu” iddia eder."
Genel endişe kategorilerini aşağıda gösterildiği gibi ayırırlar:
İlk olarak, yeni bir teknoloji kullanan ve FDA'nın tam onayı olmadan yalnızca deneysel olarak kalan bu yeni aşıların geniş dağıtımına ilişkin önemli korkular var. Bu deneysel ajanlar, geleneksel aşılarda olduğu gibi, zayıflatılmış bir antijen tepkisi kullanmak yerine, kişinin sistemine “spike protein” adı verilen bir şey sokar. AFLDS belgesi, "Yeni bir şeyin güvenli olduğundan emin olmak yıllar alır" diye onaylıyor. "Hiç kimse, özellikle gençler arasında, bu başak proteiniyle ilgili olarak vücut ve beyin için uzun vadeli sağlık etkilerini kesin olarak bilmiyor. Ek olarak, proteinle ilgili belgelenmiş sorunlar ortaya çıkarsa, halihazırda aşılanmış olanlarda olumsuz etkileri tersine çevirmenin hiçbir yolu asla olmayacaktır.”
İkincisi, geleneksel aşılardan farklı olarak, bu spike proteinler, “lipid nanopartikülleri” ile birlikte vücudun bu hassas bölgeleri için özel koruma sağlayan “kan-beyin bariyerini” geçme kapasitesine sahiptir. Belge, “Hangi beyin problemlerinin ve bundan ne sıklıkla bir beyin probleminin gelişeceğini bilmek için yeterli zaman olmadı” diye uyarıyor. Bu tür penetrasyondan kaynaklanan riskler arasında nörolojik sistemde titreme, kronik uyuşukluk, felç, Bell's Palsy ve ALS tipi semptomlara katkıda bulunan kronik inflamasyon ve tromboz (pıhtılaşma) yer alır. Lipid nanoparçacıkları potansiyel olarak beyin hücreleriyle kaynaşarak gecikmiş nörodejeneratif hastalığa neden olabilir. Ve mRNA ile indüklenen spike protein, orijinal virüsün (doğal olarak) bir parçası olan spike proteinlerden 10 ila 20 kat daha güçlü beyin dokusuna bağlanabilir.”
Üçüncüsü, bu deneysel aşılar alıcılarında, trilyonlarca dikenli protein ürettiğinden, bu aşılanmış bireyler “bu (spike protein) parçacıklarının bir kısmını yakın temaslara dökebilir”, bu da onlarda hastalığa neden olur. LifeSiteNews ile yaptığı bir e-posta yazışmasında, AFLDS'nin kurucusu Dr. Simone Gold, bu yazarı 29 Nisan'da bir tweet'e yönlendirdi ve burada "ilaç devi Pfizer'in potansiyel dökülmenin “bu mekanizmayı kabul ettiğini”" gösteren deneysel denemelerinden bir belge yayınladı", diye yazdı. .
Belgenin belirttiği gibi, bir kişi, çalışmaya dahil olan biriyle veya aynı şekilde maruz kalmış bir başkasıyla, "solunum veya cilt teması yoluyla" dahil olmak üzere "çevresel maruziyet nedeniyle çalışma müdahalesine maruz kalabilir". Ve AFLDS'ye göre bu tehlikeli olabilir. Sorunların özeti devam ederken, "spike proteinler, tıpkı tam virüs gibi patojeniktir. ("hastalığa neden olur")"
"Ayrıca, bu “sivri proteinler, tamamen bozulmamış virüsten daha sıkı bağlanır” ve bu nedenle dünyadaki "perikardit, zona, zatürree, ekstremitelerde ve beyinde kan pıhtıları, Bell's Palsy, vajinal kanama ve düşük" vakaları; aşılanmış kişilerin yakınında bulunan kişilerde bildirilmiştir."
Bu tür dökülme aynı zamanda "bazı kişilerde çok çeşitli otoimmün hastalıklara (vücudun kendi dokusuna saldırmasına) neden oluyor, gibi görünüyor." Ek olarak, bu “sivri proteinlerin, geleneksel aşıların aksine kan beyin bariyerini geçebilmesi” nedeniyle, aşısızlar için bile daha ciddi tehlikeler mümkündür.
Dördüncüsü, bu tür dökülme, çocukları bu deneysel aşıları almış olan ebeveynlere ve öğretmenlere yakın olduklarında savunmasız bırakır. COVID-19'un gençlere yönelik tehdidi, 20 yaşın altındakiler için %99,97'lik bir hayatta kalma oranı da dahil olmak üzere, haklı olarak "alakasız" olarak tanımlanırken, AFLDS, bazı çocukların, aşılananlara bu kadar yakınlık nedeniyle semptomatik hale gelebileceğinden endişe duymaktadır. Böyle bir noktada, “kamu sağlığı bürokratlarının” bu tür vakaları, aşılı yetişkinlerle temasın bir sonucu olduğunda “bir çocuğun hastalığının, bir SARS-CoV-2 “varyantı” ile ilişkili olduğunu tahmin etmek için kullanma tehlikesi vardır." "Diğer endişemiz, çocukların önlerinde yukarıda bahsedilen trilyonlarca başak proteini olması nedeniyle, onlarca yıl nörolojik problemler de dahil olmak üzere uzun süreli kronik otoimmün hastalık geliştirebilmeleridir."
Beşincisi, "AFLDS, COVID-19 aşısını takiben vajinal kanama, menopoz sonrası vajinal kanama ve düşükleri içeren binlerce raporun yanı sıra "aşılılarla yakın temasta olanlar arasında benzer advers olaylara" ilişkin anekdot raporlarının farkındadır." Bu noktada bağımsız hekimler örgütü, “dünya çapında, bununla ilgili raporlar duyduklarını” belirtmek dışında “yakın temaslar" hakkında kesin bir yorumda bulunamazken, bildirilen birçok aşı sonrası vajinal kanama vakası, aşı ile düzensiz kanama arasında açık bir “bağlantı” kurmaktadır. kanama." "Bu kesin kanıtlara rağmen, adet döngüsü değişiklikleri, FDA'nın üçüncü aşama klinik katılımcılarındaki ortak yan etkileri arasında listelenmedi. Kadınların üreme sağlığı, gündem odaklı halk sağlığı yetkilileri tarafından el sallamak yerine ciddiye alınmalı ”dedi.
Son olarak, gereksiz ve tehlikeli çocukluk çağı COVID aşıları, güçlendiriciler ve benzerlerini pazarlamak için "ilaç şirketleri arasında önlenemez ekonomik teşvik" olduğunu kabul eden AFLDS, "Halk sağlığı uzmanları, önce olası aşı yan etkileri ve ilgili aşı sonrası sorulara ilişkin verileri durdurmalı ve değerlendirmeli" konusunda ısrar ediyor. çok geç." Bu nedenle, Pfizer'in kendi dahili raporu (sayfa 69), "sağlık çalışanlarını, aşılanmış kişilere maruz kalma" konusunda uyarmaktadır - bu, "çoğu sağlık çalışanının, kendilerinin aşılanması gerektiği" düşünüldüğünde oldukça ironiktir.
Bir hastaneye veya doktor muayenehanesine giren herkes, neredeyse tüm çalışan personeli tarafından dökülen spike proteinlere maruz kalacaktır - ancak konsantrasyonlar, aşılananların kan akışlarında bulunanlara kıyasla düşük olacaktır. Tabii ki, gerçekten "soluyabileceğiniz sivri proteinlerin miktarı, bu aşıların, aşılı insanların vücutlarını 7/24 kesintisiz olarak "üretmeye programladığı" miktarla karşılaştırıldığında" çok küçük. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, "mRNA aşıları tarafından üretilen sivri proteinlerin, aşılananlarda sürekli birikerek ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini" doğrulamaktadır.
"Kelimenin tam anlamıyla trilyonlarca bu dikenli protein, birikip vücudunuzu bunalttıkça, iç organlarınız kapanmaya başlayacak ve beyniniz çalışmayı durduracak - bu nedenle bir Birleşik Krallık hükümetinin raporu, iki kez aşılanmış insanların büyük bir yüzdesinin öleceğini tahmin ediyor. Sahte pandeminin “Üçüncü Dalgası” geliyor."
Yaklaşan bu büyük ölü sayısı, elbette, yeni, egzotik sese sahip virüs “varyantı” – ya da daha iyisi, “korkutucular” – ve “bencil aşılanmamışlar” için suçlanacak. Söylemeye gerek yok, özellikle "kapalı alanlarda aşılılara uzun süre maruz kalmaktan kaçınmak, aşılanmamış herkesin görevi olacaktır." "Tüm dünya hiç bu kadar büyük bir ölçekte aldatılmamıştı." Görünüşe göre Şeytan gerçekten de zindanından kurtulmuş - ve yok edilmeden önce bu dünyaya hükmetmek için bu son hamleyi yapmak için zamanının az olduğunu biliyor. Vaat edilen sona mı tanık oluyoruz? (...)" (432)
"Pfizer belgeleri: aşılanmamış kişiler aşılı insanlardan deneysel mRNA'ya maruz bırakılabilir; ürkütücü advers reaksiyonlar.
Korkunç insan rahatsızlıklarının, özellikle de kadınların görüntüsünü kaldıramayanlar, şimdi okumayı bırakın. Görmek ve öğrenmek üzere olduğunuz şey korkutucu ve günlük yaşamınızı yaşama şeklinizi değiştirebilir.
Centner Academy, Miami, Florida'da bulunan özel bir K-8 okuludur. Geçen hafta, "aşılı öğretmenlerin, okul tarafından istihdam edilmeyeceğine" dair yeni politikasını bir e-postayla duyurduğunda manşetlere çıktı. Duyurudan önce deneysel mRNA ve viral vektör çekimleri alan mevcut öğretmenlerin işlerine devam etmelerine izin verilir. Ancak öğrencilerle (sosyal) mesafeyi korumak zorundadırlar. Ana akım medya, okuldaki tüm maske ve deneysel çekim severleri sahiplerini çöpe atmak için yerleştirdi. Hatta Tampa Bay Times'a çekimleri yasaklayan politikanın Engelli Amerikalılar Yasasını (ADA) ihlal edebileceğini söyleyen bir avukat Mark Richard'ı bile ortaya çıkardılar. Gazeteciler Colleen Wright ve Nicholas Nehamas, takip eden bariz soruyu sormayı başaramadılar - çekimleri engellemek ADA'yı ihlal ediyorsa, insanları kendi istekleri dışında deneysel çekimler yapmaya zorlamak da ADA'yı ihlal ediyor mu?
Bu yeni politikanın belirli bir kısmı ana akım medyayı kızdırdı. Eşiyle birlikte okulun kurucu ortağı Leila Centner, "aşılanmamış kadınların, deneysel mRNA ve viral vektörler enjekte edilmiş birinin yanında durarak, düşükler de dahil olmak üzere üreme sorunları yaşadıklarını" söyledi. Ana akım medya, iddiayı “biyolojik olarak imkansız” olarak nitelendirdi. Ancak Pfizer'in kendi literatürü aksini söylüyor.
Hamilelik sırasında maruz kalma.. Bu bilgilerin yeni olmadığını unutmayın. Aşağıdakilerin tümü, Pfizer'in kendi Faz 1/2/3 klinik araştırma verilerinin ve literatürünün Bölüm 8.3'ünden alınmıştır ve söz konusu çalışmalardan bazıları 2023 ve sonrasında devam etmektedir. Bu çekimleri seven ve özleyenler, “bu bilgi yanlış yorumlanıyor” savunmasına geçecektir. Bu nedenle, burada yer alan ilgili terimleri tanımlayacağız.
AE = olumsuz etki
SAE = şiddetli yan etki
Çalışma müdahalesi = Klinik bir çalışmanın odak noktası olan bir süreç veya eylem. Müdahaleler, araştırma aşamasında olan veya halihazırda mevcut olan ilaçları, tıbbi cihazları, prosedürleri, aşıları ve diğer ürünleri içerir. Müdahale grubu, deneysel ilacı alan kişilerdir. Bu durumda, deneysel mRNA çekimleri.
Pfizer klinik araştırma protokollerinin (sayfa 62) Bölüm 8.3.5.1 Hamilelik Sırasında Maruz Kalma (EDP) ile başlıyoruz. Odak, son üç madde işareti üzerindedir.
Pfizer verileri, hamile bir kadının “çevresel maruziyet nedeniyle çalışma müdahalesine” maruz kalabileceğini açıkça belirtmektedir. Çevresel maruziyet “soluma veya cilt teması” yoluyla gerçekleşebilir. Bu, iğneyi yaptıran biriyle, cinsel temas da dahil olmak üzere herhangi bir temasın, iğneyi almayanları “müdahaleye”, sentetik mRNA veya DNA'ya maruz bıraktığını açıkça söylüyor.
Emzirme sırasında maruz kalma,Bu Bölüm 8.3.5.2'dir (sayfa 64).
--
Emziren bir anne, aşıları, doğrudan aldıysa veya "inhalasyon veya cilt teması yoluyla çalışma müdahalesine maruz kaldıysa" deneysel mRNA'yı bebeğine geçirebilir. Bu, "aşılanmış iş arkadaşlarının, kocaların vb. deneysel mRNA'larını, emziren bir anneye nefes alarak veya dokunarak değiştirebilecekleri" anlamına gelir. Mart ayında Pfizer, "mRNA'ya maruz kaldıktan sonra ölen iki yaşındaki kız çocuğunun başına gelenin bu olduğu" netlik kazanıyor.
Mesleki maruziyet.. Bu belki de en korkutucu ve endişe verici olanı. Bölüm 8.3.5.3 de 64. sayfadadır.
--
CRF olgu bildirim formudur. Mesleki maruziyet “çalışma müdahalesiyle planlanmamış doğrudan temas”tır. Yine, bu, soluma veya cilt teması yoluyla maruz kalma anlamına gelir. Yukarıdakilerin tümü Pfizer'in kendi sözleridir. Bu nedenle, ana akım medyanın dediği gibi "mRNA dökülmesi ve bulaşması “biyolojik olarak imkansız”" ise, o zaman Pfizer ile röportaj yapabilir ve kendi sözleri için bazı konserve, gaz aydınlatıcı bahane bulabilirler. Ancak Pfizer'in kendi sözleri bu hikayenin en etkili kısmı değil. Özellikle kadınlarda, inhalasyon ve/veya cilt teması yoluyla kontaminasyonun gerçek yaşam olayları ve müteakip advers reaksiyonlardır.
Aşılanmamış kadınlar için rahatsız edici adet döngüleri
Yine rahatsız edici görüntüler görmek istemiyorsanız yazıyı hemen bırakın. Bu ilk görüntü, COVID Aşı Kurbanları sayfasından alınmıştır. Aşılanmamış kadın (ki bu anlaşılır bir şekilde kimliğini gizlemeyi seçmiştir) geçen ay yedi haftada düşük yaptı. İlk kanama, çoğu kadında zararsız olan subkoryonik kanama olarak yorumlandı. Ama düşük yapana kadar kanamaya devam etti. Fetüs çıktı, ama bundan önce geldi. Diğer birkaç aşılanmamış kadın, Telegram'da benzer adet kanaması fotoğrafları yayınladı.
"Bir kadın, bu olduğunda natüropatik doktorunu ziyaret ettiğini söyledi. Doktor rahim duvarı dökülmesi olduğunu tahmin etti, ancak kesin bir teşhis koyamadı. Yine, yukarıdakilerin tümü "aşılanmış insanlarla temas etmiş, aşılanmamış kadınlardan" gelmektedir. Ancak durum erkekler için de vahim ve hassastır. Anlaşılır şekilde kimliğinin açıklanmasını istemeyen iki adam, son 10 gün içinde The COVID Blog'a yazdı. Her ikisi de benzer sorunları açıkladı. "Eşleri ve kız arkadaşları sırasıyla Şubat ve Mart aylarında hem Pfizer hem de Moderna çekimlerini aldılar. Adamlar çekim yapmamayı seçti. Ama hanımlarıyla normal cinsel yaşamlarına devam ettiler. Şimdi her ikisi de birkaç hafta boyunca ereksiyon sağlayamadığını bildiriyor. Biri doktoruna gittiğini ve 100 mg'lık bir Sildenafil (Viagra) reçetesi aldığını söyledi. Ancak etkisiz olduğunu ve aşırı derecede endişeli ve depresif olduğunu" söyledi. Ama seks kadar ileri gitmesine bile gerek yok. Bir şekilde işveren ve okul görevlerinden muafiyet elde etseniz bile, yeni değiştirilmiş genlerini döken bir grup sentetik mRNA ve viral vektör taşıyıcısına dokunacak ve onların etrafında nefes alacaksınız. Yine, bunlar Pfizer'in sözleri, bizim değil."
Vaxxed (aşılılar) cüzzamlılar mı? Olanlara hazırlıklı değilseniz, bu dünya gezinmek için gittikçe zorlaşmaya devam edecek. Bu insanlar tüm insan ırkına, sentetik genler enjekte etmek için mümkün olan her şeyi yapıyorlar. İster inanın ister inanmayın, Bill ve Melinda Gates Vakfı, ABD ordusuyla birlikte, "radyasyonla zayıflatılmış Plasmodium falciparum sporozoitlerini" insanlara ileten ışınlanmış sivrisinekleri (viral vektörler) gözlemleyen bir klinik deney yaptı. Başka bir deyişle, insanlara, sivrisinek ısırığı yoluyla bir müdahale enjekte edildi. Şimdi Gates Vakfı tarafından finanse edilen Oxitec adlı bir şirket, Florida'da şu anda bir milyar genetiği değiştirilmiş sivrisinek salıyor. Alacakaranlık kuşağı gerçektir.
"Kelimenin tam anlamıyla savaştayız. Şebekeden bağımsız yaşamadığınız ve kendi yemeğinizi ve suyunuzu üretmediğiniz sürece, genetik modifikasyondan kaçınmak son derece zor olacaktır. Yapabileceğimiz tek şey iyi dövüşmek. Uyanık olun ve arkadaşlarınızı ve sevdiklerinizi koruyun." (....)" (433)
"Pfizer belgesi, 'Adet Döngüsü Bozulmasına' ve 'Düşük'ün 'ciltten tene temas' ve 'aynı havayı soluma' yoluyla mümkün olduğu 'Covid Aşı Dökülmesi'ni doğrulamaktadır.
Yüzlerce hatta binlerce kadın "mRNA Covid aşılarından birini aldıktan sonra düzensiz kanama/pıhtılaşma yaşadıklarını" bildirdi. Ne yazık ki yüzlerce kişi "doğmamış çocuğunun kaybını" bildirdi. Ancak şimdi, "doğmamış çocuğunu kaybettiklerini" veya "mRNA Covid aşılarından birini yaptıran diğerleriyle birlikte olduktan sonra düzensiz kanama/pıhtılaşma yaşadığını" söyleyen kadınların yüzlerce ifadesine de tanık oluyoruz. Kulağa inanılmaz geliyor değil mi? Ne yazık ki bir Pfizer belgesi, bu abartılı raporların tamamen mümkün olduğunu doğruluyor.
Amerikalı yazar ve gazeteci Dr Naomi Wolf, konuyla ilgili Twitter'da son derece vokal oldu ve 19 Nisan 2021'de burada bulunabilecek bir Facebook sayfasına bir bağlantı gönderdi. Sayfa, "Covid aşısı yaptırdıktan sonra veya Covid aşısı yaptıranların yanında bulunduktan sonra düzensiz kanama bildiren" kadınların yüzlerce hesabını içeriyor. ABC7 haber muhabiri Kate Larsen, ilgili kadınlardan binlerce yanıt alan sosyal medyada "Kovid aşılarının kadınların adet döngülerini nasıl etkilediğini" de sorguladı -
-"1. COVID-19 aşımı Ocak'ta, ardından 2. aşıyı Şubat'ta oldum ve o zamandan beri pıhtılarla hemorajik kanamam oldu. Bu Nisan ayı en ağırıydı."
-"Çıldırdığımı düşündüm ve hatta bir doktor muayenesi yapıp BC'mi değiştirecek kadar ileri gittim çünkü benimki şimdi çok ağır ve bir ay oldu"
-“Ocak ve Şubat aylarında Moderna aşısı oldum 3 ay adet olmadım, birden fazla kan testi, gebelik testi ve ultrason yaptılar ama her şey normale döndü. Sonunda 4 Nisan'da adet oldum ve son 22 gündür hiç durmadan çok ağırdı."
Ayrıca Birleşik Krallık Hükümetlerinin, MHRA Sarı Kart planına bildirilen Kovid aşılarına yönelik olumsuz reaksiyonlara ilişkin haftalık raporlarından, "kadınların, Covid aşılarından birine maruz kaldıktan sonra bebeklerini kaybettiğini" biliyoruz. 21 Nisan 2021'e kadar girilen verileri içeren 13. rapor, "Covid aşılarından birini yaptırdıktan sonra bebeğini kaybettiğini" bildiren kadın sayısı 100'ü geçtiği için üzücü bir dönüm noktası oldu.
Bunun gibi raporlar yapılırken, 'A FAZ 1/2/3, PLASEBO KONTROLLÜ, RANDOMİZE, GÖZLEMCİ-KÖR, GÜVENLİK, TOLERABİLİTE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN DOZ BULMA ÇALIŞMASI başlıklı bir Pfizer belgesinde saklı olduğunu bulmak son derece ilginç ve endişe vericidir. SARS-COV-2 RNA AŞISI ADAYLARININ SAĞLIKLI BİREYLERDE KOVİD-19'A KARŞI BAĞIŞIKLIĞI VE ETKİNLİĞİ', birinin yakınında bulunanlar için mümkün olan 'mRNA aşısı dökülmesi' olasılığını kapsayan bütün bir bölümdür. Pfizer mRNA aşısı olan ve ters reaksiyona maruz kalan.
Belgenin 8.3.5 bölümünde, "denemeler sırasında hamilelik veya emzirme sırasında Pfizer mRNA aşısına maruz kalmanın, araştırmacının farkında olmasından sonraki 24 saat içinde Pfizer Safety'ye nasıl bildirilmesi gerektiği" açıklanmaktadır. Bu garip çünkü hamile kadınlar / yeni anneler güvenlik denemelerinin bir parçasıydı ve değil. Peki nasıl maruz kalabilirler?
Well Pfizer, bir kadının hamile olduğu tespit edilirse ve hamilelik sırasında aşıya çevresel olarak maruz kalırsa, hamilelik sırasında maruziyetin oluşabileceğini onaylar. Belge,bir kadın hamile olduğunu bildirmesi durumunda hamilelik sırasında çevresel maruziyetin, kadın bir aile üyesi veya sağlık hizmeti sağlayıcısının, inhalasyon veya cilt teması yoluyla çalışma müdahalesine maruz kaldıktan sonra ortaya çıkabileceğini belirtmektedir. Veya solunum veya cilt teması yoluyla çalışma müdahalesine maruz kalan sağlık hizmeti sağlayıcısının erkek bir aile üyesi, kadın partnerini gebe kalmadan önce veya bu zamana yakın bir zamanda maruz bırakırsa.
"Pfizer, bu belgede, sadece aynı havayı soluyarak veya aşılanan kişinin cildine dokunarak, başka bir insanı mRNA Covid aşısına maruz bırakmanın mümkün olduğunu kabul ediyor."
Pfizer ayrıca, "anne Pfizer aşısı almamış olsa bile, emzirme yoluyla bir bebeği mRNA aşısına maruz bırakmanın mümkün olduğunu" doğrulamaktadır. Bunun, "annenin soluma veya cilt teması yoluyla çalışma müdahalesine maruz kaldıktan sonra bir bebeği emzirdiğinin tespit edildiği çevresel maruziyet yoluyla yine mümkün olduğunu" belirtiyorlar. Pfizer ayrıca belgenin 8.3.5.3 bölümünde "Mesleki Maruziyet" sonrasında advers reaksiyonların meydana gelebileceğini teyit eder. Belge, "mesleki maruziyetin, bir kişinin çalışma müdahalesi ile planlanmamış doğrudan temasa geçtiğinde meydana geldiğini" belirtir ve bunun “Olumsuz Bir Olay meydana gelmesine neden olabilir veya olmayabileceğini” söyler. Yetkililer ve Doğrulama Denetçileri, elbette, konuyu “aşı karşıtı” olarak tartışanları küçümsemeye çalışan ana akımda yer alan birkaç doğrulama makalesi ile kadınların binlerce ifadesini halının altına süpürmeye çalışmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu, neredeyse tamamen Facebook tarafından finanse edilen Full Fact'i içerir. Tüm bu doğrulama sitelerinin raporlarında yer vermediği tek şey, Pfizer'in belgelerinde siyah beyaz olarak "mRNA aşısının bulaşmasının, gerçek bir olasılık olduğunu" belirtmesi ve konu kadınlar ve hamilelik olduğunda bu konuda aşırı endişeleri olmasıdır.(...)" (434)
"Covid aşısı bileşenlerinde bulundu - olağandışı ve potansiyel ölümcül zehir.
Görünüşe göre Covid Aşısı İçindekiler ile ilgili bir gizem var. Şu soruyu sormalıyız… neden neredeyse hepimizi doktorların ve bilim adamlarının "Grafen Oksit" içerdiğini kanıtlamış olduğu, özellikle çok pahalı bir "parazit ve paslanmaz çelik" ile birlikte bir “aşı” almaya zorluyorlar? Bu, listelenen diğer bileşenler arasındadır. Aşıların insan sağlığına yardımcı olacak şekilde tasarlanması gerekiyor, peki neden son zamanlarda bulunan bu çok sıra dışı maddeler aşıların içinde olsun ki?
"Yani, eğer öyleyse, bu “aşılar” sağlık için değil, daha çok öldürmek için tasarlanmış bir biyolojik silahtır."
Bununla ilgiliyim. Dr. Jane Ruby'nin aşı şişelerinde bulunan bulguları kırmak için Stew Peters ile röportaj yaptığını görmek için bu videoyu izleyin. Bu gerçekten aşılamayı düşünen herkes için bir UYARI. Gerçekten garip bulduğum şey, nüfusun çoğunun tıp camiasına tam olarak inanmasıdır. Tıp camiasındaki 'kötü' (güzel söz) insanların cinayetten kurtulmasını sağlayan da bu kör inançtır. Demek istediğim, işte buradayız, kollarını sıvamaya ve hiçbirine tam olarak ne olduğu söylenmediğinde bir baskıyı kabul etmeye hazır uzun kuyruklar oluşturuyoruz. Benim için daha da ilginç olan şey, "inançlarının, otorite sahiplerinin kendilerine zarar vermek için her şeyi yapacaklarına inanamayacakları" şekilde olmasıdır.
Ben bir Vaxxer Karşıtı mıyım? Ne diyorum ben? Ben bir aşı karşıtı mıyım? İyi ki geçmişte kalmadım. Ben de doktorların bana söylediklerini yaptım, çünkü en iyisini bildikleri izlenimine kapıldım. Ama bu arada, sağlığıma bakacak, tek kişinin ben olduğumu anladım. Bunu yapmak için başka birine güvenemem. Gün boyu yüzümü abur cuburla beslemek istersem, bu benim ayrıcalığım. Evet, ağzıma girenler üzerinde tam kontrole sahibim. Benim Vücudum, Benim Seçimim! Şanslıyım ki, abur cubur yemiyorum ve ağzıma girenlere dikkat ediyorum çünkü biliyorum ki ben dikkat etmezsem, bu dünyada bunu yapacak başka kimse yok. Benim bedenim, benim seçimim! İyiliğimi doktorların veya eczacıların ellerine bırakamayacağımı bu süreçte öğrendim. Vücudumu hiçbir şeyden iyileştiremezler. Evet, semptomların kaybolmasına yardımcı olabilirler, ancak herhangi bir sorunun temel nedenine yardımcı olamazlar. Bunu yapmanın tek yolu kendinizi iyi beslemektir. Burada nicelikten bahsetmiyorum, nitelikten bahsediyorum. Her ağız dolusu önemlidir! Ya sağlığınızı inşa ediyor ya da sağlığınızı aşağı çekiyor. Senin seçimin! Kararları kontrol eden sizsiniz. Öyleyse, bir aşıyı vücudunuza kabul etmeye gelince, bunun işe yarayıp yaramadığını bilmek istemez miydiniz? İyi kalmana yardımcı olacak mı? Yoksa korkunç yan etkilere neden olur mu? Çok önemli sorular. Bunu bilmek için, aşının içindeki maddelerin ne olduğunu gerçekten bilmeniz gerekir. Yani, satın aldığınız gıdaların etiketlerini okumayı öğrendiyseniz, bir aşının içindekiler listesini görmek istemez miydiniz? Hala vücuduna giriyor! Doktorunuzun size bu bileşenlerin tam olarak ne olduğunu ve potansiyel olarak üzerinizde ne gibi etkileri olabileceğini açıklamasını istemez miydiniz? Burada çok derin bir şey söylemiyorum, değil mi? Tabii ki hayır, sadece mantıklı düşünmek, hepsi bu. Bu videoda Dr Robert Young'ın araştırma yaptığını ve keşfettiği şeyin rahatsız edici olmaktan da öte olduğunu görüyoruz… bu korkunç!
Covid Aşısı İçindekiler
------------
-Grafen oksit
-Ölümcül parazitler
-Paslanmaz çelik.. (..) Bu, içlerinde bulunanların içerik listesinin üzerindedir.(.....)" (435)
"COVID-19 Adet ve Anne Sütü Kesintileri, Düşükler, Kısırlık, Bulaşma (Dökülme)
(.....)
• mRNA COVID Aşılarının Sizi Öldürebileceği 8 Yol (Dr. Sherri Tenpenny)
----------------------------
1. Doğrudan akciğerlere saldırabilir
2. Sitokin fırtınaları üreten anti-inflamatuar makrofajları inhibe edebilir
3. Spike proteinlerin kontrolsüz bir şekilde kopyalanmasına neden olabilir
4. Kontrol edilemeyen titremelere ve titremelere neden olan motor nöronlara saldırabilir
5. Zayıflatıcı yorgunluğa neden olabilir (bir numaralı semptom)
6. İnsanların yürüyemediği sert insan sendromuna neden olabilir
7. Vücuttaki diğer doku ve organlara saldırabilir
8. Anafilaktik reaksiyona neden olabilir" (436.1)
• Sars-Cov-2 Aşıları ve Nörodejeneratif Hastalık (Stephanie Seneff)
---------------------
Son derece yetersiz bir değerlendirmeyle piyasaya sürülen ve büyük, geri döndürülemez olumsuz sonuçlar potansiyeli olan, bilgisiz bir halka agresif bir şekilde tanıtılan COVID-19 aşılarına karşı dikkatli olmak için birçok neden var. Potansiyel bir sonuç, yaşamın erken dönemlerinde "kemik iliğinde progenitör B hücrelerinin sınırlı kaynağının tüketilmesi ve bu da enfeksiyöz ajanlara karşı yeni antikorların monte edilememesine" neden olmasıdır. Daha da endişe verici bir olasılık, hem mRNA aşıları hem de DNA vektör aşıları olan bu aşıların gelecekte bir gün sakatlık hastalığına giden bir yol olabileceğidir. Spike proteinin prion benzeri etkisi sayesinde, Parkinson hastalığı, CKD, ALS ve Alzheimer dahil olmak üzere birçok önemli nörodejeneratif hastalıkta endişe verici bir artış göreceğiz ve bu hastalıklar, önümüzdeki yıllarda daha genç ve daha genç popülasyonlar arasında artan bir yaygınlık ile ortaya çıkacak. . Ne yazık ki, aşıların bu artışa neden olup olmadığını bilemeyeceğiz çünkü aşı olayı ile hastalık teşhisi arasında genellikle uzun bir zaman ayrımı olacaktır. Hem aşıların satışından hem de tüm bu zayıflatıcı hastalıkların tedavisinin yüksek tıbbi maliyetinden, talihsizliklerimizden büyük kârlar elde etmeye devam eden aşı üreticileri için çok uygun.
Tanımlanan Sorunlar:
• Spike Protein Zehirlidir
• Bell's Palsy, Otizm ve Parkinson Hastalığı
• Prion Hastalıkları
• Dalak
• Germinal Merkezler ve Parkinson Hastalığı
• Aşırı Aşılama Nedeniyle Bozulmuş Bağışıklık Tepkisi" (436.2)
• Aşılanmış Anneler Tarafından Beslenen Bebeklere Maruz Kalma Riski (HART – 06/10/21)
--------------------
Her zaman ihtiyatlı davranmamız gerekir: 'İlk olarak, Zarar Verme'. Etkinliğin yanı sıra sağlam güvenlik kanıtı olmayan deneysel müdahaleler yapılmamalıdır. İşte tam da bu nedenle, Nürnberg Kanunu'nun 3. Bu yapılmadı: insan deneyleri henüz tam bir yıla bile ulaşmadı, hamile veya emziren kadınları veya emziren bebekleri içermemeliydi. Sonuç olarak, hiçbir güvenlik tespit edilemez ve bu nedenle talep edilmelidir." (436.3)
• Dr. Roger Hodkinson (Günlük Teşhir – 05/23/21)
----------------------
Dr. Roger Hodkinson, plasenta ve testislerdeki spike protein ifadelerini göstermek için "literatürde yeterli kanıt" olduğunu ve mevcut gebeliklerde doğmamış bebekleri öldürebileceğini ve erkeklerin çocuk sahibi olmasını kalıcı olarak durdurabileceğini söylüyor." (436.4)
• Covid Aşıları Cinsiyetçi midir? (Luke Yamaguchi – 05/13/21)
---------------------
King's College'dan yapılan araştırma, kadınların Pfizer'ın Covid aşısından yan etkilere maruz kalma olasılığının erkeklerden iki kat daha fazla olduğunu ve AstraZeneca Covid aşısının yan etkilerinden muzdarip olma olasılığının yaklaşık% 50 daha fazla olduğunu buldu. Bu, erkeklerin COVID-19'un kendisinden kötü bir sonuç alma olasılığının daha yüksek olduğu ve yine de Covid aşılarının kadınlara orantısız bir şekilde zarar verdiği göz önüne alındığında ilginç bir bulgudur?" (436.5)
• Miami School'un öğretmenlerden COVID aşısı yaptırmamalarını istemek konusunda haklı olmasının 3 nedeni (The Defender – 04/30/21)
-----------------
Gerçek1: Aşılar, bazılarını hasta ediyor. Hasta insanların, başkalarının sağlığını tehlikeye atmaları daha olasıdır.
Gerçek2: Pfizer mRNA aşı klinik deney çalışması tasarımı, aşı katılımcıları ile aşılanmamışlar arasında olası bir zarar vektörü olarak yakınlığa (paylaşılan hava soluma veya cilt teması) karşı uyarır
Gerçek3: Biyolojide aşılananların, aşılanmamışların sağlık durumunu etkileyebileceği makul bir epigenetik moleküler mekanizma vardır." (436.6)
• Aşı Sonrası Komplikasyonların Belirlenmesi & Nedenleri: Covid-19 Hasta Verilerinin Analizi (Amerika'nın Ön Cephe Doktorları – 04/26/21)
------------------------
3. Aşılanmamış olan aşılananlarla temastan hastalanabilir mi?
Aşı, alıcıda trilyonlarca spike proteini parçacığı üretir. Aşılanan hastalar temasları kapatmak için bu (spike protein) parçacıklarından bazılarını dökebilirler. Parçacıklar bu temaslarda iltihap ve hastalık oluşturma yeteneğine sahiptir. Başka bir deyişle, spike proteinleri tam virüs gibi patojeniktir ("hastalığa neden olur"). En endişe verici olan şey, "bir insanın vücudunun aniden bu parçacıkların 13 trilyonla dolup taşmış olması ve başak proteinlerinin tamamen bozulmamış virüsten daha sıkı bağlanmasıdır. Başaktaki biyomimikri (benzerlik) nedeniyle, dökülme bazı kişilerde çok çeşitli otoimmün hastalığa (vücudun kendi dokusuna saldırmasına) neden olduğu görülmektedir. Dünya çapında perikardit, zona, zatürre, ekstremitelerde ve beyinde kan pıhtıları, Bell's Palsi, vajinal kanama ve düşük vakaları, aşılanan kişilerin yakınında olan kişilerde bildirilmiştir. Ek olarak, spike proteinlerinin geleneksel aşıların aksine kan beyin bariyerini geçebileceğini biliyoruz.
4. Aşılanmamış çocuklar ve aşılanmış yetişkinler arasındaki etkileşim ne olacak?
AFLDS, bazı çocukların ebeveynleri ve öğretmenleri aşılandıktan sonra COVID semptomatik hale gelmesinden endişe ediyor. Bu endişe enfeksiyon riski ile ilgili değildir. Gerçekten de, Amerikan Pediatri Akademisi ve Çocuk Hastaneleri Birliği'ne göre, yaklaşık olarak "bilinen bir COVID-19 vakası olan çocukların yaklaşık% 1.6'sı hastaneye yatırıldı ve% 0.01'i öldü." Bunun yerine, halk sağlığı bürokratları bu çığır açan bulaşma veya semptomlar vakalarını, bir çocuğun hastalığının bir SARS-CoV-2 "varyantı" ile ilgili olduğunu tahmin etmek için kullanabilir, gerçekte aşıya bir reaksiyon olduğunda. Diğer endişemiz, çocukların önlerinde onlarca yıl olması ve yukarıda belirtilen spike proteinlerinin trilyonlarca olması nedeniyle nörolojik problemler de dahil olmak üzere uzun süreli kronik otoimmün hastalık geliştirebilecekleridir.
5. Aşı sonrası adet kanaması riski var mı?
AFLDS, covid-19 aşısından sonra vajinal kanama, menopoz sonrası vajinal kanama ve düşükleri içeren binlerce raporun yanı sıra aşılananlarla yakın temasta olanlar arasında benzer olumsuz olayların anekdot raporlarından haberdardır. Dünya çapında bu konuda raporlar duyduğumuzdan başka, yakın temaslar hakkında henüz kesin bir yorum yapamayız. Ancak aşı sonrası vajinal kanama hakkında o kadar çok rapor var ki, aşı ile düzensiz kanama arasında bir bağlantı olduğu açıktır. Bu açık kanıtlara rağmen, adet döngüsü değişiklikleri FDA'nın faz-üç klinik katılımcılarında yaygın yan etkileri arasında listelenmemiştir. Kadınların üreme sağlığının gündem odaklı halk sağlığı yetkilileri tarafından el sallanması yerine ciddiye alınması gerekiyor." (436.7)
• COVID Aşısı ve Adet Arasındaki Bağlantıyı Araştıran Araştırmacılar (5 Chicago – 04/26/21)
-------------------------
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bilimleri Anabilim Dalı'nda doktora sonrası araştırma görevlisi olan Katherine Lee, “Normalde herhangi bir menstrüel semptomum olmadığında lekeleniyordum, çünkü Mirena RİA'm var” dedi. Louis. Lee, Illinois Üniversitesi'nde Antropoloji doçenti olan Kate Clancy'ye ulaştı ve daha sonra bunun hakkında tweet attı. Clancy, "Bu tweet 24 Şubat'ta gönderildi ve hala her dakika, iki ay sonra bu konu ile bir tür etkileşimi olan 20 ek bildirim alıyorum" dedi. Ezici yanıt, araştırmacıları sosyal medyada yayınladıkları bir anket oluşturmaya sevk etti. Toplamda 59.000 kişi ankete farklı deneyimler anlatarak başladı." (436.8)
• CP Fitness'tan Cyrus Patrick Aşılanmış Müşterileri Kabul Etmiyor (Facebook – 03/25/21)
-------------------------
"Lütfen dikkat: personelimizin ve mevcut müşterilerimizin güvenliğini sağlamak için CP Fitness, deneysel aşıyı almış yeni kişisel eğitim müşterilerini kabul etmeyecektir. Bu karar, sigorta şirketimiz ve sağlık profesyonelleri ile istişare edilerek alınmıştır. mRNA aşılarının bilinmeyen sağlık etkileri sorumluluğumuz kapsamında değildir ve ayrıca bildirilen viral bulaşma, nöbet ve ölüm gibi yan etkileri de dikkate almak zorunda kaldık. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz ve deneysel enjeksiyonun klinik denemeleri 2023'te tamamlandığında politikamızı yeniden değerlendireceğiz. Teşekkür ederiz." (436.9) (436)
"Rocky Business, COVID aşısı alanların tesislere girmesini yasaklıyor.
Yerel bir Rocky Mountain House işletmesi, uyguladıkları yeni bir politikayla sosyal medyada dalgalar yaratıyor. Metafizik bir tedarik mağazası olan Tea Rocks, Salı günü yeni bir politika yayınladı ve geçen ay içinde "COVID-19 aşısı olan hiçbir kişinin mağazalarına girmesine izin vermeyeceklerini" belirtti.
"Vermelerinin nedeni, hamile bir personelinin olması ve bunu kendisinin ve personelinin güvenliği için uygulamış olmalarıdır."
Mağaza, politikayı açıklayan Facebook gönderisinde, “İsterseniz bizden nefret edin, bu bizim duruşumuz ve yeni politikamız” dedi. Hareket, sosyal medyada dolaşan ve aşılanan kişilerin aşıdaki çivili patojenleri kadınlara “dökebileceğini” ve adet döngülerini veya doğurganlıklarını etkileyebileceğini iddia eden bir teoriden geliyor. Tea Rocks, “vaksın işe yaradığına ve dökülmediğine dair hiçbir kanıt olmadığını” söylüyor. Sahibi Christine Foesier, bu kararın tüm aşılar için olmadığını, yalnızca COVID-19 ve aşının etrafındaki tüm "Bilinmeyenler" için geçerli olduğunu kaydetti. Mağazanın Facebook sayfası, ülke ve dünyadan hem politika lehinde hem de aleyhinde yorum ve paylaşımlarla dolup taştı. Bir kullanıcı, "Artık BU, geride kalabileceğim bir iş uygulaması" yazdı. Bir diğeri, Tea Rocks'ın sadece kendilerini ve çalışanlarını korumaya çalıştıklarını söyleyerek yanıt verdiği sayfanın yanlış bilgi yayma olasılığı konusundaki endişelerini paylaştı. Bu, işletmenin halkın dikkatini çektiği tek zaman değil. Geçen Aralık ayında mağazanın, maske takma konusunda aldıkları gevşek tutum nedeniyle AHS'ye gönderilen isimsiz şikayetler vardı. Kısa bir süre sonra mağaza, insanların kitlesel olarak internette kötü yorumlar veren bir işletmeyi hedef aldığı bir inceleme bombasının hedefi olduklarını belirtti. M.Ö.'den bu yana sürekli insanlardan aramalar geldiği belirtildi. gönderi viral hale geldiğinden beri Nova Scotia'ya. Ayrıca Facebook'ta aldıkları destek için minnettar olduğunu da söyledi. Christine, görevlendirmeden bu yana çok fazla yerel destek gördüklerini belirtti. Ayrıca insanlardan “Sırf kendimize ve çalışanlarımıza bakmak istediğimiz için tacizi durdurun” diye soruyor. (....)" (437)
*Bazı covid aşı dökülmesi bilgi ve anlatıları
--------------------------
"Kocam aşı oldu ve 2 gün sonra, aşısından 3 gün önce sona erdikten sonra tekrar adet görmeye başladım ve tam bir ay sürdü. Ayrıca gece terlemeleri, titreme, vücut ağrıları, sürekli yorgunluk ve uykusuzluk yaşadım. Bu tam bir ay sürdü. Doktoruma haber vermeye çalıştım ama bunun aşı dökülmesi olabileceğini inkar ettiler. Aynı zamanda SY'de çalışan ve J&J aşısı olan bir iş arkadaşının kocası da benim gibi aynı etkiyi yaşadı." (427)
"Dökülme Deneyimi – Şimdilik Dikkat Edilmesi Gereken Belirtiler!
Okurlarımdan biri olan Danielle, hem kendisi hem de kızı, aşı alan kişilerle temasa geçtikten sonra dökülme deneyimiyle ilgili bilgileri benimle paylaştı. Üç kez, aynı şey. Bu bir tesadüften çok daha fazlası! Hikayesini paylaşayım… Hem Danielle hem de on bir yaşındaki kızı Kaye, çok düzenli adet döngüsü geçmişine sahiptir. Saat gibi 28 gün sonra geleceklerine güvenebilirlerdi.
Kişisel Dökülme Deneyimi..
İlk Olay.. Danielle'in ailesinin üyeleri, 4 Nisan 2021 Pazar günü Diriliş'i kutlamak için bir araya geldi. Hem Danielle hem de Kaye, diğer aile üyelerinden bazılarının zaten iğneyi aldığı şenliklere katıldı. Sadece üç gün sonra, ikisi de adet görmeye başladı, ama sorun şu ki, iki hafta erkendi! Bu aşamada Danielle bunun hakkında çok fazla düşünmedi.
İkinci Olay.. 19 Nisan 2021'de hem anne hem de kızı Danielle'in iğneyi yapan annesiyle öğle yemeğine çıktılar. Sonra bir kez daha, üç gün sonra, ikisi de adet görmeye başladı. Bu 21 Nisan 2021'di, Hmm… şimdi bu garip, diye düşünüyor Danielle! Burada neler oluyor? Biraz düşündükten sonra Danielle yapbozu birleştirmeye başladı.
Üçüncü Olay.. 16 Mayıs 2021'de Danielle'in annesinin evinde parti zamanı gelmişti. Aile bir kez daha şenlik için bir araya geldi. Tahmin et, ne oldu? Sadece 3 gün sonra, hem Danielle hem de Kaye beklenenden bir hafta önce adet görmeye başladı! Şimdi herhangi bir tesadüf düşüncesi kapıdan dışarı fırladı! Haydi! Üç kez iğneyi yapan aile üyeleriyle görüşme ve üç kez, tam olarak üç gün sonra… adet geliyor!
Ve bunun üzerine… Saç Dökülmesi!.. Danielle, diğerlerinin yaptığı gibi, saçını her fırçaladığında veya yıkadığında genellikle biraz saç kaybeder. Ama farklı bir şey oluyordu… fırçası bir sürü gevşek saçla dolmaya başladı! Alışılmadık adet döngüleri yaşadıkları aynı süre zarfında, Danielle'in saçı miktarın yaklaşık yarısı kadar azaldı! Güzel kalın saçları çiziklere dönüştü! İkinci resimde, çok cılız olduğu için uzunluğun bir kısmını zaten kesmişti. Şanslı bir nokta, bunun Kaye'in başına gelmemiş olmasıdır.
"Biliyorsunuz, aşılanmamış/aşılanmamış insanlar, aşılanmış insanlarla temasa geçtiğinde kesinlikle bir şeyler oluyor!"
Yani bu onun dökülme deneyiminin sonu mu? Hayır, Danielle'in başına gelen her şey belgelenmedi, bu yüzden kesin tarihleri yok. Alışverişe çıkarken arkadaşlarıyla sadece hızlı, sıradan karşılaşmalar yaptığı birkaç kez daha oldu. Bilirsiniz, adaları gezerken hızlı bir dostça sarılma ve kısa bir sohbet. Fark ettiği şey, üç gün sonra lekelenme yaşadığıydı. Döngünün hangi bölümünde olduğunu hatırlamıyor ama olayları iyi hatırlıyor. Bu noktada, 16 Mayıs'tan beri bir daha annesiyle birlikte olmadı, bu yüzden başka bir şey deneyimlemeye devam edip etmeyeceğinden tamamen habersiz. Danielle her gün oruç tuttuğunu ve organik bir diyet tükettiğini eklemek için acele ediyor. Kendine iyi bakıyor, ancak bu sivri proteinler hala hayatında bir fark yaratmayı başardı. Bana annesinin yanına gitmeden ya da dayak yediğini bildiği herhangi birinin yanına gitmeden önce ve olaydan sonra üç bardak çam iğnesi çayı içeceğini söyledi. Bir dahaki sefere sarılma olmayacağına çoktan karar verdi!
Bir dahaki sefere sarılmak yok! Üzücü değil mi? Herkes annesine ya da bu konuda başka birine sarılmakta özgür olmalı! Annesi 22 Mart'ta dürtüldü, ancak Danielle 16 Mayıs'a kadar istenmeyen semptomlar yaşadı, yani bu 8 hafta! Ve dediği gibi, bu noktada, o tarihten beri annesinin yanına geri dönmedi.
Dökülme ne kadar sürer? Okurlarım bana dürtülmüş olanlardan ne kadar uzak durmaları gerektiğini sordular. İki haftadan dört aya kadar duydum… bu yüzden insanların ne kadar süre dökülmeye devam ettiğinden emin değilim.
"Bazıları diyebilir… ama annemle (ya da her kimseyle) sıkıldıktan sonra birçok kez birlikte oldum ve bana böyle bir şey olmadı!"
Lütfen herkesin deneysel bir vax almadığını unutmayın. Başkan Trump, "şişelerin çoğunu salinle değiştirmek için orduyla anlaşmıştı!" Yani, herkes sahip olduğunu düşündüklerini almamıştır.
Ama anlatmak yok. Herkesin aşılanmışlardan uzak durmasını mı savunuyorum? Aslında, demek istediğim bu değil… ve nedenini biliyor musunuz? Çünkü zaman geçtikçe ve insanlar aşı için sıraya girdikçe, artık kimin sahip olduğu ve kimin olmadığı hakkında hiçbir fikrimiz yok. Yani, bize yaptırdıkları gibi sosyal mesafeye gitmedikçe, kimseyle temas kurmadan… bu mümkün değil. "Tanrı'nın yolu değil, aslında Tanrı'nın yolunun tam tersi!" Bağışıklık sisteminizi oluşturun. Burada bulunan bazı fikirleri takip ettiğinizden emin olun: .. Ve Tanrı'ya güven. (....)" (428)
"Dr. Sherri Tenpenny, covid enjeksiyonu 'dökülmesinin' neden bu kadar endişe verici olduğunu açıklıyor.
Dünyada aşı "dökülmesi" ile ilgili sorunlara Dr. Sherri Tenpenny kadar aşina olan çok az kişi var. Ancak Covid enjeksiyonlarında gördüğümüz şey, çoğunlukla bunların biçim veya işlev olarak "aşı" olmaması nedeniyle diğer dökülmelerden çok farklıdır. İnsanları bu tehlikeli yeni gelişmeden korumaya yardımcı olabilecek bazı şeyleri açıklıyor. (....)" (429)
"İnsanlarda paniğe neden olan aşı dökülmesinden nasıl korunuruz?
Dr Sherri Tenpenny, birçok insanın paniğe kapılmasına neden olan aşı dökülmesinden nasıl korunacağını paylaştığı aşağıdaki videoda görülüyor. Dr Tenpenny'nin listesi.. Bu, aşılanmamış kişilerin, kendilerini aşılanmış kişilerin "dökülmesinden" korumak için almalarını önerdiği alternatiflerin bir listesidir. Tüm listeyi tüketmenizi kastettiğini sanmıyorum, ancak hepsinin yardımcı olabileceğini önerdi:
-Hy/dr/ox/ych/lo/ro/qu/ine (Hydroxychloroquine)
-Iv/er/me/ct/in (Iverbenctin)
-Zinc (Çinko)
-Quercetin (kuersetin)
-Vitamin D (80-100) (D vitamini)
-Medicinal Mushrooms (Tıbbi Mantarlar )
Sizce de garip değil mi? Kendilerini ve başkalarını 'Covid virüsüne' yakalanmaktan korumak için sosyal mesafeyi ve maske takmayı tüm insanlara zorladılar, işe yarasa da çalışmasa da. Dr Fauci bilmiyor gibiydi. Önce bir şey söyledi, sonra başka bir şey… fikrini rüzgar gibi değiştirerek.
"İnananlar zaman zaman maske takmayanlara karşı oldukça sert davrandılar. Maskesiz insanların kendilerini riske attığına inanıyorlardı. Şimdi ise tam tersi. Vaxxed (aşı) olmayanlar, aşılanmış olanların yanına gitmek istemiyor! Ayrıca, anlatıyı devam ettirmek için bunu zorlamaya çalışıyorlar:"
Dr Tenpenny bunu şöyle görüyor: "Küresel bir felaket, dinmeyen, sayılamayan bir felaket!" Doktor Sherri Tenpenny.. Ne yazık ki, Kabal'ın istediği tam olarak bu… tam da onların yolu! Ama dinle, günleri sayılı… ve bunu biliyorlar. Sadece çıkarken mümkün olduğunca çok tahribat yaratmaya çalışıyorlar. Bağışıklık sisteminizi oluşturun ve güçlü tutun.. Elbette bir Beslenme Danışmanı olarak ağzınıza girenlere dikkat etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Web siteme çok iyi bir nedenle 'Ağız Dolu Maddeler' deniyor. Aldığınız her lokma önemlidir… ya sağlığınızı geliştirir ya da düşürür! Bu nedenle, yukarıdaki listeden herhangi birini veya tümünü alabiliyorsanız, bu iyidir, ancak aynı zamanda bağışıklık sisteminizi oluşturma ve koruma konusunda da bilinçli olmalısınız:
-Abur cuburları kesin
-Yan basamak yüksek oranda işlenmiş gıdalar
-Şekeri kes
-Bol miktarda saf su için
-Besin değeri yüksek bütün gıdalar tüketin
-Sıcak sıvı içeriğinizi çeşitli besleyici, sağlık geliştirici içecekler içerecek şekilde değiştirin
-Güneşe çıkın ve günlük egzersiz yapın
-Uçucu yağlar
-vesaire…
Sağlığınız için birkaç hap atmaya güvenemezsiniz. Elbette yardımcı olurlar, ancak tükettiğiniz yiyecek ve içecek sağlığınızı aşağı çekiyorsa, hapların yapabileceği en iyi şey sizi tekrar nötr duruma getirmek olabilir. Abur cubur, Bağışıklık Sistemimizin bizi koruma yeteneğini azaltır. Abur cubur ve yüksek oranda işlenmiş gıdaların sağlığımızın bozulmasına neden olduğunu anlamamızın zamanı geldi. Etrafta dolaşan patojenlerden sizi koruyamaz ve koruyamaz, aksine bu onlara açık bir davet vermek gibidir. Uçtan uca sağlık sadece gerçekleşmez… bunun üzerinde çalışmanız gerekir. Özellikle 'onların' yiyecek ve su kaynaklarımızı zehirlemek için ellerinden gelen her şeyi yaptıkları bu günlerde. Az söylemek korkunç! Dr Tenpenny'nin konuşmasını buradan izleyebilirsiniz: Dr Sherri Tenpenny gibi doktorlara ve konuşma konusundaki istekliliğine çok müteşekkiriz. Önerilen protokolün bir kısmını veya tamamını izleyin ve yemeden önce daima DÜŞÜNÜN! Kendinize sorun… bu beni daha iyi mi yoksa daha kötü mü yapacak?
"Ne yazık ki, insanlar kendi sağlıklarından korktukları için başkaları için anlatılmamış sorunlara neden oluyorlar."
Siz veya tanıdığınız biri bundan rahatsız oldu mu? Lütfen bizimle paylaşın. Bunun kendinizi aşı dökülmesinden korumanıza yardımcı olacağına inanıyorum.(...)" (430)
"Editoryal: “aşılanmış” insanlardan saçılma yoluyla spike proteinlerine potansiyel maruz kalma hikayem ve potansiyel suramin, şikimik asit, çam iğnesi çayı kürü ve profilaksi.
Bu sitede en çok okunan makalelerden biri, Pfizer'in "aşılanmamış kişilerin deneysel mRNA'ya ve onun spike proteinlerine yakın zamanda enjekte edilmiş birinin yakınında bulunarak kontamine olabileceğini (maruz kalabileceğini)" kabul etmesiyle ilgili. Bu yeni aşılanmış GDO'lu insan türü, başak proteinlerini döküyor ve kontamine genleriyle diğerlerini enfekte ediyor. En azından pek çok iyi, saygın, ödün vermeyen doktorun olduğuna inandığı şey bu. Aslında mRNA enjekte edilebilir teknolojinin mucitlerinden biri olan Luigi Warren, dökülmenin aslında gerçekleştiğini tweetledi. Ancak Twitter, "dezenformasyon yaydığı" için tweet'ini silmesini sağladı. Bunun bir saniyeliğine batmasına izin verin. Bu bulaşmanın aşı zamanından itibaren ne kadar sürdüğünü kimse bilmiyor.
Deneysel çekimlerden günler veya haftalar sonra beyinlerindeki kan pıhtıları nedeniyle şiddetli baş ağrıları çeken ve ölen insanlar hakkında yazıyorum. Bütün bu hikayeler birbirine çok benziyor - baş ağrısı, doktora şikayet, doktor onları eve gönderiyor, felçten, anevrizma yırtılmasından veya daha kötüsünden ölüyorlar. Bu nedenle, normal fizyolojik dengem iki haftadan fazla bir süredir bozulduğunda oldukça endişeli olmam şaşırtıcı olmamalı, bu yüzden bir süredir güncelleme yapmadık. Spike protein maruziyeti eve mi geliyor? Potansiyel olarak yaşamı tehdit eden deneyimim 7 Mayıs civarında başladı. O sabah daha önce hiç yaşamadığım bir baş ağrısıyla uyandım. Baş ağrısı dediğimde, zayıflatan, zonklayan baş ağrısını kastediyorum. Aslında bundan önce en son ne zaman başım ağrıyordu hatırlamıyorum. Unutmayın, onlara güvenmediğim için 2007'den beri bir doktorun ofisine adım atmadım. Baş ağrısı herkesin başına gelir. En azından arkadaşlarımdan ve tanıdıklarımdan duyduğum bu. Bu yüzden zamanla geçeceğini düşündüm. Üç gün sonra, kendimi kaybettim ve birkaç Tylenol aldım (muhtemelen 2008'den beri herhangi bir kimyasal/reçeteli ilaç da almamıştım). Ama baş ağrıları devam etti ve bu seğirmeli hisler başımın aynı sağ ön kısmında olmaya devam etti. Bir haftadan fazladır günde 14-15 saat uyuyordum. Bir şeyler yanlıştı, çok yanlıştı. Gerçeği kabul etmek.. Kendimi iyi durumda tutuyorum. Ben (oldum) sertifikalı bir kişisel antrenörüm. Kaslıyım ama şu anda biraz fazla kiloluyum (evet, 5'9, 175, bir erkek için beş kilo "fazla kilolu" olarak kabul edilir). Bunu paylaşmamın nedeni, çoğu iyi doktorun tüm bu çılgınlığa karşı en iyi savunmanın bedeninizi, zihninizi ve bağışıklık sisteminizi en iyi durumda tutmak olduğuna inanmasıdır. Ve on yıldan fazla bir süredir doktor muayenehanelerinden bu şekilde uzak durdum. Ayrıca, deneysel mRNA veya viral vektör çekimlerinden sonra kan pıhtıları geliştiren ve ölen tüm bu insanlar hakkında yazıyorum. Belirtileri benimkine çok benziyordu.
Ancak, aşılanmış insanlara yakın olduktan sonra bu semptomlarla aşağı inen birçok anekdot hikayesi duydum. Şimdi aklımdaki tek şey, dökülme yoluyla spike proteinlere potansiyel olarak maruz kalmamdı. Bu baş ağrılarına ve yorgunluğa neyin neden olabileceğini ve maruziyetin nerede olduğunu değerlendirmeye başladım. Aklıma önceki iki hafta içinde beş farklı uçak yolculuğu geldi. Herkes sardalye gibi toplanmıştı. O dönemde katıldığım iki büyük etkinlikte binlerce insan vardı. Hissettiğim, aşılanmış bazı kişi/kişiler spike proteinlerini bana ilettiler ve beynimdeki kan pıhtıları nedeniyle günlerim sayılıydı. Arka arkaya beşinci gün baş ağrıları ve yorgunluktan o kadar endişelendim ki, acil bakım merkezini aradım. Sağlık sigortam olmadığı için nakit ödeyip ödeyemeyeceğimi sordum. Şaka yapmıyorum - telefondaki kişi, "Elbette içeri gelin. İhtiyacınız olan çekimleri size sağlayabiliriz" dedi. Aşılar veya aşılar hakkında HİÇBİR ŞEY söylemedim. Belirtilerimi anlattıktan sonra öyle söyledi. Her zamanki gibi tek başımaydım. (.....)" (431)
"Seri: "Demo Berlin - Zorunlu Aşı Yok" Bölüm 5: Robert F. Kennedy Jr.'ın Konuşması
Bugün serinin sonuna geliyoruz: Demo Berlin - Zorunlu aşıya hayır. Ardından, eski Amerikan'ın yeğeni Robert F. Kennedy Jr.'ın Alman nüfusuna verdiği şaşırtıcı video mesajını izleyin. Başkan John F. Kennedy. Bu konuşma 14 Eylül 2019'da Berlin'de “Network Impfentscheid Deutschland” tarafından yayınlandı. "Benim adım Robert F. Kennedy Jr. Ve bugün sizinle Berlin'de olamadığım için çok üzgünüm. Ama size söz veriyorum, yakında Almanya'ya geleceğim çünkü Almanya, demokrasimizi baltalayan ilaç endüstrisinin küresel çılgınlığından dünyamızı kurtarma mücadelesinde siperdir. Size biraz Amerika'daki durumumuzdan bahsetmek istiyorum. Küçük bir çocukken 3 aşı oldum ve aşıları tamamen yapıldı. 6 çocuğum var ve çocuklarıma 18 yaşına gelmeden 72 doz aşı yapıldı ve hepsi zorunluydu. Ülkemizde yasa değişti ve büyük aşı ilerlemesi 1989'da başladı. ABD sağlık departmanı HHS, 1989'dan önce doğduysanız, kronik hastalık geliştirme riskinizin %12 olduğunu gösteren verilere sahiptir. Kronik hastalıklar, örneğin, diyabet, artrit veya lupus gibi otoimmün hastalıklar veya ADD, DEHB (ADHS), tikler, Tourette sendromu, konuşma gecikmeleri, narkolepsi ve otizm gibi nörolojik hastalıklar ve gıda alerjileri, anafilaksi, astım, egzama vb. 1989'dan sonra aşı üretimi ile kronik hastalık riski %12'den %54'e yükseldi. Ve bu hastalıkların aşılardan geldiğini biliyoruz.
Nasıl bilebiliriz? Çünkü tüm bu hastalıkların iki listesi var. Bunlardan biri de aşı neslinin salgın benzeri kronik hastalıklarının listesidir. Ve ikinci liste, üreticinin yan etkileri listelemek zorunda olduğu aşıların prospektüslerinde bulunabilir. İlaç endüstrisi aşılardan yılda 50 milyar dolar kazanıyor, ancak bu kronik hastalık salgınını tedavi etmek için gereken tüm ilaçları satarak yılda 500 milyar dolar kazanıyor. Diyabet, Artrit, Gıda Alerjileri için Epi-Pens, Astım İnhalerleri, Nöbet Bozuklukları için İlaçlar ve çok daha fazlası için İlaçlar. Ve sektör bu pazardan vazgeçmek istemiyor.
Bu amaçla çocuklarımızı metalaştırıyorlar ve hükümet ve düzenleyici kurumların, mahkemelerin ve kitle iletişim araçlarının kontrolünü gasp ettiler. Elimizde kalan tek şey demokratik gücümüzdür. Diğer insanlarla güçlerini birleştirme ve ilaç kartelinin bu uçurumuna düşmememizi talep etme gücü. Ve kaynama noktası, mızrağın ucu bugün Almanya. Almanya, zorlayıcı tıbbi önlemlere direnme konusunda uzun bir geçmişe sahiptir. Almanlar böyle bir şeyin faşizmle bağlantılı olduğunu biliyorlar, dolayısıyla büyük direniş. Ancak ilaç endüstrisi, evde eğitim gören çocuklar için bile herkes için zorunlu aşıları zorunlu kılmak için muazzam bir baskı uyguluyor. Bu nedenle, sizden ricam, bugün pozisyonunuzu korumanız ve bu muazzam ilaç saldırısına karşı kendinizi savunmanızdır. Bu, hepimizin birlikte savaştığı küresel bir savaş. Cesaretiniz, vizyonunuz ve idealizmin için teşekkür ederim. Ve yakında seninle barikatlarda olacağım." (385)
* Bazı psikolojik manipülasyonlar..
---------------------------------------------------
"Ana akım medya ve aşı lobisi hekimler, "Ters Psikoloji" ile insanları, tıbbi olan-olmayan yalan,yanlış ve yanıltıcı bilgilerle kandırıp-yanlış yönlendirerek, adeta istenmeyen ölümcül covid aşıları ile intihar etmelerine teşvik ediyor.."
*KİRLİ OYUNA BAKIN! : "Ana akım medya (AAM) istenmeyen ölümcül corona aşılarına sanki çok talep varmış gibi tiyatro oynayarak, istenmeyen ölümcül covid aşılarına daha fazla talep yaratmayı amaçlamış..(Ters Psikoloji) Zaten küresel elitlerin kontrolündeki WHO,CDC vb gibi küresel işbirlikçi sağlık birimleri de daha önceleri "zengin ülkelerin bu istenmeyen ölümcül covid aşlılarına sanki daha fazla talep ettiği, bu yüzden Afrika ülkelerine bu ölümcül corona aşılarının tedarikinde sıkıntı yaşandığı" yalanını,tiyatro oyununu oynamışlardı. Burada yapmak istedikleri asıl amaç ise "nüfus olarak hızla üreyen,çoğalan Afrika ülkelerinin nüfusunu covid aşıları yoluyla azaltmak" olduğu açık bir şekilde görülebiliyor. 3 ile 10 sene içerisinde Afrika nüfusunun korkunç bir oranda azalabileceğini tahmin edebiliriz.."
"Psikolojik manipülasyon: Medya, zenginlerin koronavirüs aşıları almak için önünüzü kestiğini söylüyor.
Başka bir rapor, "toplumun yüksek rollerinin (varlıklı elitlerin) herkesten önce Wuhan koronavirüsü (COVID-19) aşılarını almaya çalıştığını" öne sürmek için ortaya çıktı, fikir istenmeyen aşı için daha fazla talep yaratmaktı. En son olay, Bellevue, Wash.'daki Overlake Tıp Merkezi'nde meydana geldi ve görünüşe göre "hayırseverlerin 100'üne bir e-posta göndererek onlara hattın önünde aşı olmaları için özel bir "davet" teklif etti. Öncelikli kayıt için özel bir erişim kodu da içeren e-posta, "Overlake COVID-19 aşı kliniğinde 500 yeni açık randevumuz olduğunu paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz." Bir şekilde medya bu sızdırılmış e-postayı ele geçirdi ve şimdi kendi kendilerine düşünen insanları üzmek amacıyla bunu etrafa yayıyor: "Hey, bu hiç adil değil! Neden önce almalılar? Zengin oldukları ve ben olmadığım için mi? "
Bunu, ünlülerin özel doktorlarına Çin virüs aşılarına öncelikli erişim için pop başına 25.000 dolardan fazla ödediğini iddia eden Aralık ayındaki diğer raporlarda benzer şekilde kullanılan ters psikoloji gibi düşünebilirsiniz. Overlake Tıp Merkezi'ne göre, e-postasını alan 100 hayırseverin listesi "gönüllüler, emekli hemşireler ve doktorlar, tüm çalışanlar ve Vakıf veritabanımızdan yaklaşık 100 bağışçı" idi. Tesis yaptığı açıklamada, "Bağışçılarımızın bir alt grubunu dahil ederek ve bu randevuları doldurmak için daha geniş bir sosyal yardım stratejisi benimsemeyerek bir hata yaptığımızın farkındayız ve özür dileriz" dedi. Bu açıklama, hastanenin "niyeti ve taahhüdünün her zaman bize sunulan her aşıyı güvenli, uygun ve verimli bir şekilde uygulamak olduğunu" iddia ederek devam etti.
Gerçekte, hükümet muhtemelen kimsenin istemediği bir sürü koronavirüs aşısı üzerinde oturuyor.. Gov. Jay Inslee daha sonra ağırlığını koydu – çünkü neden olmasın? – öncelikli erişim listesinin “kasıtsız” olduğu ve gerçek politikadan çok bir hata olduğu önerisiyle. "Aslında VIP listelerini tercih ediyorlarsa, bunu yapmanın yolu bu değil." Inslee belirtti. "Bu bizim için kabul edilebilir bir şey değil. Herkese aşı konusunda adil bir şans vermeliyiz.” Yine, muhtemelen, sağdan soldan insanları öldüren ve hayatta kalanlarda gözle görülür bir fayda sağlamayan başarısız aşılara daha fazla ilgi çekmeye çalışmak için bir sürü ters psikolojinin söz konusu olduğunu söyleyebilirsiniz. Hedef direkleri hareket etmeye devam ediyor ve hükümetin kimsenin istemediği on milyonlarca Wuhan koronavirüsü (COVID-19) aşısı üzerinde oturması ihtimali var, bu yüzden bunun gibi raporlar yayınlanmaya devam ediyor. Overlake Tıp Merkezi davet listesi o zamandan beri iptal edildiğinden, uygun bir şekilde, listede muhtemelen ilk etapta aşıları istemeyenler şimdi serbest bırakılıyor.
Zero Hedge'deki yorumcular aynı şeyi hemen fark ettiler. "Beni de bir tane istediğime ikna etmeye çalışmaz mısın?" içlerinden biri sordu. "Aynen öyle" diye yanıtladı bir başkası. “Bu 500 jab randevusunu doldurdular mı? Belki de baskıyı bilen biri, onları dışladığı iddia edilen tek şey değildir?” Yine bir başkası, "bunun, zenginlerin ve ünlülerin bu şeyi muhtemelen hiç istemedikleri halde istiyormuş gibi davranmanın ardındaki psikoloji olmasaydı, başka türlü istemeyecekleri bir şeyi istemeleri için insanları kandırmak için "öjenist çorap kuklaları" tarafından denenen bir başka topal olduğunu yazdı,aslında yapıyorlar. "Klasik satış taktiği: 'elden alarak' ürüne yönelik arzuyu artırın," diye yanıtladı bunu olduğu gibi gören bir başkası. Wuhan koronavirüsü (COVID-19) ve hükümetin aşı talebini üretmek için kullandığı manevralar hakkında daha güncel haberler Pandemic.news'de bulunabilir. (....)" (404)
"Medya manipülasyonu
Medya manipülasyonu, medya organlarının bir düşünce, kişi veya grup lehine veya aleyhine imaj, algı ve argüman oluşturma eylemidir. Medya manipülasyonu safsatalar, psikolojik manipülasyonlar, dezenformasyonlar, propaganda yöntemleri, sansür veya dikkatleri başka yöne çekme şeklinde cereyan edebilir. Jacques Ellul, kamuoyunun basın-yayın yoluyla meydana geldiğini yazmıştır. Manipülasyon, halkla ilişkiler, propaganda, pazarlama ve benzeri birçok alanda kullanılmaktadır.(....)" (462)
"Tamamen dezenformasyondan oluşan imparatorluk, “Dezenformasyonla mücadele etmeliyiz” diyor.
Biden yönetiminin kendisini sosyal medyada “dezenformasyon” sansürüyle görevlendirmesiyle ilgili en tuhaf şey, Amerika Birleşik Devletleri'nin, dezenformasyon temeli üzerine inşa edilmiş, dezenformasyonla sürdürülen ve dezenformasyonla kolaylaştırılan, dünya çapında bir imparatorluğun merkezi olmasıdır. . ABD merkezli imparatorluğun propaganda motoru, halkı dünya hakkında aktif olarak aldatmayı bırakırsa, derhal çökerdi. Yurtiçinde ve yurtdışında kitlesel huzursuzluk olacak, statüko siyaseti terk edilecek, ittifaklar ve koalisyonlar parçalanacak, resmi ve gayri resmi liderler devrilecek ve ABD tek kutuplu hegemonyası sona erecekti.(....)" (58)
"Covid aşılarından ve medyadan ölen on binlerce insan bunu örtbas ediyor — Sunday Night Live
CDC, aşının tamamen güvenli ve etkili olduğu anlatısını sürdürmek için VAERS aşısı ölüm verilerini silerek yakalandı. Owen Shroyer, halihazırda on binlerce insanı öldüren deneysel COVID enjeksiyonunun yıkıcı olumsuz etkilerini örtbas etmek için medyanın nasıl fazla mesai yaptığını anlatıyor.(VİDEO)" (52)
"CDC,verileri tahrifat yaparken mi yakalandı? Del bigtree ile yüksek tel tarafından.(Video)" (80)
"CDC 'Unvaxxed' Anlatısının Pandemisini Oluşturmak İçin Verileri Nasıl Manipüle Etti?
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine (CDC) göre, aşılanmamış covid hastane yatışlarının% 95 ila% 99'unu oluşturmaktadır. Ancak Fox News sunucusu Laura Ingraham tarafından paylaşılan bir haber klibinde, CDC Direktörü Dr. Rochelle Walensky bu verilerin nasıl "son derece yanıltıcı" olduğunu ortaya koyuyor.
Bir bakışta hikaye:
-Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine, Beyaz Saray'a ve en yaygın medyaya göre, şu anda sahip olduğumuz şey, COVIDile ilgili hastaneye yatışların ve ölümlerin% 95 ila% 99'unun aşılanmamış olanlara atfedilmesiyle "aşılanmamışların pandemisi".
-Bu istatistiği elde etmek için CDC, Ocak ayından Haziran ayına kadar hastaneye yatış ve ölüm verilerini içeriyordu. Abd nüfusunun büyük çoğunluğu bu süre zarfında aşılanmamıştır.
-Ocak ayına gelindiğinde ABD nüfusunun sadece %0,5'i COVID iğnesi almıştı. Nisan ayı ortasına kadar, tahmini %31'i bir veya daha fazla aşı geçirmiş ve 15 Haziran itibarıyla %48,7'si tamamen "aşılanmıştır."
-Doğal bağışıklık tüm varyantlara karşı sağlam koruma sağlarken, aşı kaynaklı bağışıklık bunu yapamaz. Bunun nedeni, doğal enfeksiyondan kurtulduğunuzda, sadece spike proteininedeğil, virüsün tüm bölgelerine karşı hem antikorlara hem de T hücrelerine sahip olmasıdır.
-Dr. Anthony Fauci'ye göre "Delta varyantı hem orijinal virüse hem de önceki varyantlara göre daha fazla aktarılabilir ve daha tehlikelidir", ancak gerçek dünya verileri, daha kolay yayılmasına rağmen aslında daha zayıf ve çok daha az tehlikeli olduğunu göstermektedir.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine, Beyaz Saray'a ve en yaygın medyaya göre, şu anda sahip olduğumuz şey "aşılanmamışların pandemisi." Resmi anlatıya göre, COVID-19 ölümlerinin % 99'u ve COVID'e bağlı hastaneye yatışların% 95'i aşılanmamışlar arasında meydana gelir. 16 Temmuz'da Beyaz Saray basın brifinginde CDC direktörü Dr. Rochelle Walensky, "şu anda hastaneye giren insanların% 97'sinde aşılanmamış" iddiasında bulundu. Ancak Fox News spikeri Laura Ingraham'ın "The Ingraham Angle"da bildirdiği gibi, "bu istatistik son derece yanıltıcıdır", ve 5 Ağustos'taki bir video açıklamasında Walensky, istemeden bu % 95 ila % 99 istatistiğin nasıl oluşturulduğunu ortaya koydu.
Büyük ölçüde yanıltıcı veri manipülasyonu
Bu istatistiklere ulaşmak için CDC, Ocak-Haziran 2021 arasındaki hastaneye yatış ve ölüm verilerini içeriyordu. Delta varyantıile ilgili daha yeni veriler veya veriler içermez , şu anda dolaşımdaki en yaygın suş. Sorun şu ki, ABD nüfusunun büyük çoğunluğu bu süre zarfında aşılanmamıştı. 1 Ocak'a kadar, ABD nüfusunun sadece % 0.5'i COVID iğnesi almıştı. Nisan ayı ortasına kadar, tahmini %31'i bir veya daha fazla aşı geçirmiş ve 15 Haziran itibarıyla %48,7'si tamamen "aşılanmıştır." İlk atışınızdan altı hafta sonrasına kadar verilen ikinci dozunuzdan iki hafta sonrasına kadar (Pfizer veya Modernadurumunda) "tam olarak aşılı" olmadığınızı unutmayın. Bu CDC'ye göre. Bu nedenle, örneğin Haziran ayında ilk doz alanlar, sekiz hafta sonra, Temmuz veya Ağustos aylarında "tam olarak aşılanmayacak".
"CDC, ABD'nin bir bütün olarak büyük ölçüde aşılanmamış olduğu bir dönemdeki istatistikleri kullanarak, bu deneysel gen modifikasyon enjeksiyonu enjeksiyonu almayı hala kabul etmeyenleri şeytanlaştırmak için "aşılanmamış pandemi" içinde olduğumuzu iddia ediyor. " Seçici basınç yeni varyantların ortaya çıkmasını teşvik ediyor.
Kanadalı viral immünolog ve aşı araştırmacısı Dr. Byram Bridle'ın Ingraham'a, "aşılanmamış bir pandemi içinde olduğumuz ve aşılanmamışların tehlikeli varyantlar için sıcakta olduğu" iddiası hakkında söyledikleri:
"Kesinlikle, bunu aşılanmamışların pandemisi olarak adlandırmak doğru değil. Ve kesinlikle doğru değil ... aşılanmamış olanın bir şekilde yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olduğunu. Bu, anladığımız her bilimsel ilkeye aykırıdır."
"Gerçek şu ki, şu anda kullanmakta olduğumuz aşıların doğası ve bunları kullanıma sunulma şeklimiz, yeni varyantların ortaya çıkmasını teşvik etmek için bu virüse seçici baskı uygulayacak. Yine, bu sağlam ilkelere dayanmaktadır. Başka bir şeye bakmamak zorundayız... antibiyotik direncinin ortaya çıkması ... İlke şudur: Mutasyona eğilimli biyolojik bir varlığa sahipseniz - ve sars-CoV-2, tüm koronavirüsler gibi mutasyona eğilimliyse - ve ölümcül olmayan dar odaklı bir seçici basınç uygularsanız ve bunu uzun bir süre boyunca yaparsanız, bu yeni varyantların ortaya çıkmasını yönlendirmenin tarifidir. Yaptığımız şey tam olarak bu. Aşılarımız virüsün tek bir proteinine odaklanmıştır, bu yüzden virüsün sadece bir proteini değiştirmesi gerekiyor ve aşılar sterilizasyon bağışıklığı sağlamaya yaklaşmıyor.
"Aşılanan insanlar hala enfekte oluyorlar, sadece hastalığı köreltmede özellikle iyi görünüyor ve bu nedenle size insanların büyük çoğunluğundaki bu aşıların tek bir proteine dar bir şekilde odaklanan ölümcül olmayan bir basınç uyguladığı ve aşı dağıtımının uzun bir süre boyunca gerçekleştiğidir. Bu, sürüş varyantlarının tarifidir."
Doğal bağışıklık çok daha üstün koruma sağlar
Bridle ayrıca "doğal bağışıklığın neden tüm varyantlara karşı sağlam bir koruma sunduğunu, aşı kaynaklı bağışıklığın ise sunamadıklarını açıklar. Enfeksiyonu doğal olarak elde ettiğinizde, vücudunuz TÜM viral proteinlere karşı antikor geliştirirken, COVID atışları sadece birine, yani spike proteininekarşı antikorları tetikler. Yukarıda belirtildiği gibi, viral proteinlerden sadece birine karşı antikorlarınız olduğunda, virüsün bağışıklık sisteminizden kaçmak için sadece bir proteini mutasyona uğratması gerekir. Doğal bağışıklığa sahip olduğunuzda, diğer taraftan, antikorlarınız virüsün tüm kısımlarını tanıyacaktır, bu nedenle spike proteini mutasyona uğrasa bile, vücudunuz virüsün diğer kısımlarını tanıyacak ve bunlara karşı bir saldırı yapacaktır."
SARS-CoV-2'nin diğer virüslerle aynı şekilde çalışması, Ekim 2020'de yayınlanan Alessandro Sette ve Shane Crotty tarafından yapılan nature reviews immunology çalışmasında gösterildi. "SARS-CoV-2'ye Karşı Çapraz Reaktif Bellek T Hücreleri ve Sürü Bağışıklığı" adlı çalışmada, SARS-CoV-2'ye karşı doğal olarak elde edilen bağışıklığın güçlü, uzun ömürlü ve kapsamı çok geniş olduğu, çünkü hem antikorlar hem de virüsün sadece birini değil, birden fazla bileşenini hedefleyen T hücreleri geliştirdiğiniz savunulur. Eğer aşı kaynaklı bağışıklığa bağımlı olacaksak, halk sağlığı yetkililerinin bizi teşvik ettiği gibi, hiç bitmeyen bir destek koşu bandına sahip olacağız. Atış, virüsün tek bir proteinine karşı bu kadar dar bir koruma sunduğundan, güçlendiriciler kesinlikle gerekli olacaktır. Zaten, dünyadaki veriler yeni varyantlar karşısında aşı kaynaklı korumanın hızla azaldığını gösteriyor ve Moderna ek güçlendiricilere ihtiyaç olduğunu açıkça belirtti.
Delta varyantı ne kadar tehlikeli?
Dr. Anthony Fauci'ye göre, Delta varyantı hem daha aktarılabilir hem de orijinal virüs ve önceki varyantlardan daha tehlikelidir. 4 Temmuz 2021, NBC News'e şunları söyledi: "İnsandan insana bulaşma yeteneğinde daha etkili ve verimlidir. Ve diğer ülkelerde hakim olan varyantın nerede olduğunu gördüğümüz çalışmalar, daha ciddi anlamda daha ölümcül göründüğü açıktır - hastaneye yatmaya ve bazı durumlarda ölümlere yol açan daha ciddi hastalıklara sahip olmanızı sağlar."
29 Haziran'da verdiği bir röportajda Fauci, "Delta varyantını aşılanmamış insanlar için "oyun değiştirici" olarak nitelendirdi ve aşılanmış bireyler buna karşı korunurken aşılanmamış nüfusu harap edeceği" konusunda uyardı. Unutmayın, Fauci bir klinisyen değildir ve SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş birini hiç tedavi etmemiştir. COVID-19 hastalarını tedavi eden diğer sağlık uzmanları ve uygulama hekimleri, Fauci'nin iddialarına katılmıyor ve "delta varyantın sadece daha tehlikeli olmadığını, aşılanmamışlar için de kesinlikle daha tehlikeli olmadığını" savunuyorlar.
Ingraham tarafından Haziran 2021'de bildirildiği gibi (yukarıdaki video), Muller's Ratchet adlı evrimsel bir genetik teorisi var, "bir salgın ortaya çıkmaya başladıkça, virüsün daha aktarılabilir bir forma dönüşme eğiliminde olduğunu, ancak aynı zamanda daha zayıflayarak çok daha az ciddi enfeksiyona neden olduğunu" belirtiyor. Epidemiyolog ve kardiyolog Dr. Peter McCullough'a göre, gördüğümüz tam olarak bu. Ingraham'a dedi ki: "İyi haber 18 Haziran'da, Birleşik Krallık mutasyonlarla ilgili 16. Aslında, hem İngiltere [Alfa] hem de Güney Afrika [Beta] varyantlarından çok daha zayıf bir virüstür."
Ani mutasyonlar aşıları deltaya karşı savunmasız hale getirir
Daha da önemlisi, Delta varyantı, hepsi spike proteininde olmak üzere üç farklı mutasyon içerir. McCullough, "bu varyantın COVID iğneleri alanlarda bağışıklık tepkilerinden kaçınmasına izin verdiğini, ancak yine çok daha geniş olan doğal bağışıklığa sahip olanlarda olmadığını" açıklıyor. 30 Haziran'da Fox News'te yayınlanan mcCullough şunları söyledi: "18 Haziran'da yayınlanan İngiltere Teknik Brifing13'ten "aşının Delta varyantı karşısında hiçbir koruma sağlamadığı çok açık. Çok hafif bir varyant."
"Aşıyı yaptırsanız da almasanız da, hastalar soğuk algınlığı gibi çok hafif semptomlar alacaklar ve kolayca yönetilebilirler ... Ağır semptomları olan veya yüksek risk altında olan hastalar, evde basit ilaç kombinasyonlarını kullanabilir ve hastalığı atlatabiliriz. Bu yüzden, aşıları zorlamak için bir neden yok."
Çocuk Sağlığı Savunma baş bilimsel subayı Brian Hooker, Ph.D., McCullough'un duygularını tekrarladı. The Defender Hooker'dan alıntılar:
"Gördüğümüz şey virüs evrimi 101. Virüsler hayatta kalmak ister, bu yüzden konağı öldürmek (yani enfekte olan insan) amacı yener çünkü konağı öldürmek de virüsü öldürür. Bu nedenle, popülasyonda yaygın olarak dolaşan yeni virüs varyantları daha aktarıcı ancak daha az patojenik olma eğilimindedir. Başka bir deyişle, kişiden kişiye daha kolay yayılacaklar, ancak konakçıya daha az zarar verecekler."
Aşı spike proteini üzerinde odaklanırken, doğal bağışıklık tüm virüse odaklanır.
"Doğal bağışıklık - daha çeşitli antikorlar ve T hücre reseptörleri ile - virüse saldırmak için daha fazla hedefe sahip olduğu için genel olarak daha iyi koruma sağlayacaktır, oysa aşı türevi bağışıklık virüsün sadece bir kısmına odaklanır, bu durumda, başak proteini. Virüsün bu kısmı yeterince mutasyona uğradığında, aşı artık etkili değildir."
"Gerçek dünyadaki veriler, enfekte olanların çoğunun tamamen 'aşılı' olduğunu gösteriyor.."
COVID jab oranlarının yüksek olduğu bölgelerden elde edilen gerçek dünya verileri, medyanın, CDC'nin ve Beyaz Saray yetkililerinin bize söylediklerinin tam tersini göstermektedir. Yukarıda belirtilen 16 numaralı İngiliz Teknik Brifingineek olarak, İsrail, İskoçya, Massachusetts ve Cebelitarık'tan ek verilerimiz var:
-1 Ağustos 2021, İsrail Halk Sağlığı Hizmetleri Direktörü Dr. Sharon Alroy-Preis, tüm COVID-19 enfeksiyonlarının yarısının tamamen aşılananlar arasında olduğunu açıkladı. Bakan, özellikle 60 yaşın üzerindekilerde tam aşılılarda daha ciddi hastalık belirtilerinin de ortaya çıktığını söyledi.
Birkaç gün sonra, 5 Ağustos, Kudüs'teki Herzog Hastanesi'nin müdürü Dr. Kobi Haviv, Channel 13 News'e çıktı ve ağır hasta COVID-19 hastalarının % 95'inin tamamen aşılı olduğunu ve COVID ile ilgili hastane yatışlarının % 85 ila % 90'ını genel olarak yaptıklarını bildirdi. 2 Ağustos itibariyle, İsraillilerin % 66.9'u sadece İsrail'de kullanılan en az bir doz Pfizer enjeksiyonu almıştı; %62.2'si iki doz almıştı.
-İskoçya'da, hastaneye yatışlar ve ölümlerle ilgili resmi veriler, Temmuz ayı başlarında başlayan üçüncü dalgada COVID-19'dan ölenlerin% 87'sinin aşılandığını gösteriyor.
-Barnstable County, Massachusetts'te 6-25 Temmuz tarihleri arasında bir salgınla ilgili cdc soruşturması, COVID19 tanısı alanların % 74'ünün ve hastaneye yatışların % 80'inin tamamen aşılananlar arasında olduğunu buldu. Çoğu, ama hepsi değil, virüsün Delta varyantı vardı.
"CDC ayrıca, enfeksiyona yakalanan tam aşılı bireylerin burun pasajlarında enfekte olan aşılanmamış bireyler kadar yüksek bir viral yüke sahip olduğunu buldu. Bu, aşılananların aşılanmamışlar kadar bulaşıcı olduğu anlamına gelir."
-%99 COVID jaba (aşıya) uyum oranına sahip olan Cebelitarık'ta, COVID vakaları 1 Haziran'dan bu yana %2.500 arttı.
"Pandemiyi devam ettirmekten yararlananlar, Delta varyantı düşüncesiyle korkudan korkmanızı isteseler de, orijinalinden daha kötü olduğuna dair gerçekten hiçbir kanıt yok.. " Daha fazla aktarılabilir, evet, ama çok daha az tehlikeli, çünkü birincil belirtileri düzenli bir soğuk algınlığı. Harvard ve Stanford profesörlerine göre, COVID-19'dan ölen veya COVID-19 ile ölen Amerikalıların gerçek sayısı aslında tüm zamanların en düşük seviyesinde , bu yüzden alarmizm için yersiz.
"Ve doktorların ve hemşirelerin hastanelerin aşılanmamış COVID hastalarıyla dolup taştığını iddia eden viral sosyal medya paylaşımlarına gelince, bunlara inanmayın. Çoğu bot. Korku salmaların gerçek insanlar tarafından değil, yapay zeka tarafından yönetilen sahte hesaplar tarafından yayıldığına dair kanıtlar defalarca gördük. Buna mavi çek hesapları da dahildir." İşte herkesi korkutmaya çalışan son bot çiftliği tweet'lerinden bir örnek: (....)" (81)
"CDC Dogma: Devlet okulunda aşılanmak çocuklar için "güvenli"dir ancak başka bir şey yapmak koronavirüsü yayacaktır.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinden (CDC) yeni bir "çalışma", Wuhan koronavirüsü (COVID-19) nedeniyle çocukları yüz yüze eğitimden mahrum etmenin hem yanlış hem de bilim dışı olduğunu iddia ediyor. Çocukların sosyal yaşamalarına veya sınıf dışında başka bir şey yapmalarına izin vermek yine de çok tehlikelidir ve buna izin verilmemelidir. Çin virüsü bir şekilde devlet okullarında yayılmaz, federal kurum, 154'ü Çin mikropları için "pozitif" olarak test edilen Mississippi'den 18 yaşın altındaki 397 çocuğun "analizine" dayanarak ısrar ediyor. Sözde "enfekte" çocuklar, virüse öğretmenleri tarafından aşılanırken değil, öğretmenlerinden uzakta arkadaşlarıyla takılırken "yakalanır". Benzer "sonuçlar", Kuzey Karolina'daki toplu olarak 90.000 öğretmen ve öğrenciyi içeren 11 okul bölgesinde yapılan bir sınavdan elde edildi. "Bilim adamları", WuFlu için "pozitif" test eden bu bölgelerdeki 805 öğrenciden sadece 32 "vakanın" sınıfa kadar izlenebildiğini söylüyor. Diğer 773 “vaka”, “diğer topluluk kaynaklarında” meydana geldi. CDC'ye göre, çocuklar için artık güvenli olan tek şey, bir devlet okulunda oturmak ve öğretmenlerinin onlara söyledikleriyle kafalarını doldurmak. Diğer her şey çok tehlikeli çünkü daha "pozitif" test sonuçlarına yol açabilir ve bu gerçekten korkutucu olurdu. "Araştırmacılar, bu verilerin, öğretmenler ve öğretmen olmayanlar arasındaki enfeksiyon oranlarının genel olarak benzer olduğu gözlemiyle birlikte, okulların toplumdaki bulaşmayı hızlandırmakla ilişkili olmadığını gösterdiği sonucuna vardılar", "araştırmaya" dahil olanlar sonuçlandırdı.
Koronavirüs ile ilgili gerçek gündem daha açık olabilir mi? Bu uygun “bulgular”, Biden rejiminin K-8 düzeyindeki tüm devlet okullarını yaklaşık 100 gün içinde yeniden açmayı amaçlayan yeni yönergeleriyle tam olarak uyumludur. China Joe'nun, her ne olursa olsun, yeniden açılmayla ilgili maliyetlerin karşılanmasına yardımcı olmak için K-12 okulları için 130 milyar dolarlık yeni fon talep ettiği bildirildi. CDC'nin bu güzel çalışması sayesinde, çocuklarını devlet okullarına gönderen Amerikalılar, öğretmenlerinin gözetimi altında kaldıkları sürece, küçüklerin tamamen güvende olduklarını ve Çin virüsüne karşı korunduklarını bilerek rahatlayabilirler. Çocuklar, "arkadaşlarıyla asla konuşmamayı ve oyun alanına gitmekten veya öğretmenlerini maskeli ve kendi masalarında kapalıyken sessizce dinlemekten başka bir şey yapmaktan kaçınmayı öğrenebilirlerse", o zaman hepimiz “normale” dönebiliriz, diyor. HKM. “Okullarda önerilen tüm hafifletme önlemleri devam etmelidir: evrensel maske kullanımını zorunlu kılmak, [sic] sınıfları ve ortak alanları yoğunlaştırarak fiziksel mesafeyi artırmak, toplam temas sayısını sınırlamak ve kalabalığı önlemek için gerektiğinde hibrit katılım modellerini kullanmak, oda havalandırmasını artırmak, ve asemptomatik enfekte bireyleri hızlı bir şekilde belirlemek ve izole etmek için tarama testlerini genişletmek", çalışmanın yazarları eklediklerinden emin oldular.
Oh, ve CDC'nin bilmenizi istediği başka bir şey daha var: Spor hala çok tehlikeli ve izin verilemez çünkü orada çocuklarınıza beyinlerini aşılayacak öğretmenler yok. “Acil Kullanım Yetkileri kapsamında şu anda 2 aşı dağıtılıyor ve önümüzdeki aylarda daha fazla aşı seçeneği sunulması bekleniyor, 2021/22 öğretim yılında okullar ve okulla ilgili faaliyetler için daha güvenli bir ortam için ufukta çok fazla umut var, Rapor, aşının “normalliğe” dönüş bileti olarak sarktığını ekliyor. “Topluluklarda ve okullarda SARS-CoV-2 bulaşmasını önleyen politikalara bugünden bağlı kalmak, tüm öğrencilerin ve eğitimlerinin gelecekteki sosyal ve akademik refahını sağlamaya yardımcı olacaktır.” Hiç bitmeyen Wuhan koronavirüsü (COVID-19) pandemisiyle ilgili en son haberlerin daha fazlasını Pandemic.news adresinde bulabilirsiniz.(....)" (403)
"GİZLİ HOLOCAUST: Milyonlarca aşı kurbanı toplu mezarlarda mı kayboluyor?
Artık gerçek bir araştırmayı hak eden rahatsız edici yeni bir teori ortaya çıkıyor. Bunu, yakın tarihli bir makalede “Bütün İnsanlar Nereye Gitti?” diye soran The Economic Collapse Blog'dan Michael Snyder'a borçluyum. Snyder'ın işaret ettiği gibi, şu anda dünya çapında yaygın olarak rapor edilen küresel işçi sıkıntısı, ancak çok sayıda çalışma yaşındaki yetişkin artık aramızda değilse gerçekten açıklanabilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, ABD Yüksek Mahkemesi CDC'nin anayasaya aykırı tahliye moratoryumunu iptal ettiğinde, insanların kira ödemek için çalışması gerekiyor (ücretsiz kira durdu). Ve çoğu eyalette covid teşvik ödemeleri sona erdiğinde, insanlar evde kalarak ve çalışmayarak kendilerini destekleyemezler… özellikle gıda enflasyonu manav fiyatlarını tavana vururken. Snyder'ın işaret ettiği gibi: Yeterince fabrika işçisi yok, yeterli kamyon şoförü yok, yeterli liman işçisi yok, mağazalarımıza uygun şekilde personel sağlamak için yeterli çalışan yok ve doktor ve hemşire sıkıntısı bazı ülkelerde büyük bir kriz haline geliyor. alanlar. Normal zamanlarda, bize her zaman küresel ekonominin herkes için neredeyse yeterli iş üretmediği söylendi, ancak şimdi ilk kez dünya çapında muazzam bir işgücü sıkıntısıyla karşı karşıyayız. Sanki milyonlarca insan birdenbire sistemden kaybolmuş gibi. Bugünkü podcast'te (aşağıda) bu sorunun geri kalanını sordum:
"Hastanelerin, kitlesel covid aşısı ölümlerini örtbas etmek için sistematik olarak insanları öldürüp vücutlarını gizlice atmaları mümkün mü?"
Hastanelerin aşılı hastaların toplu ölümlerini örtbas etmekle meşgul olması artık inanılmaz değil.. Daha önceki herhangi bir yılda böyle bir fikrin çılgın bir komplo teorisi olduğunu düşünürdüm, ancak hastane yöneticileri ve pazarlamacıların yakın tarihli bir yakınlaştırma videosunu izledikten sonra, halkı "korkutmak" için hasta sayılarını değiştireceklerini kabul ettiler. Daha fazla aşı, artık hastanelerin doktor ve yönetici kılığında insan karşıtı deliler tarafından yönetilen cinayet fabrikaları olduğunu biliyorum. İnsanlara yardım etme veya ölümleri önleme konusunda sıfır ilgileri var. Bunun yerine, şimdi aşısızlar arasında hastaneye yatış ve ölüm sayılarını en üst düzeye çıkarmak için açıkça çalışıyorlar ve bunu başarmak için hiçbir şeyden vazgeçmeyecekler. Mantıken, aşılı hastaların ölümlerini örtbas etmek için de her şeyi yapacaklardı. Aşı ölümleriyle ilgili gerçeği halktan gizlemek için yalan söyleyip sağlık sahtekarlığı yapacaklarından şüpheniz var mı? Avustralya dışında yakın zamanda yayınlanan bir videoda, hastaneleri aşılanmış hastaları hayatlarını kurtarmak için ivermektinle tedavi etmekle suçlarken, aynı zamanda aşısız hastaları öldürmek ve “aşılanmamışlar” arasında ölümleri artırmak için ventilatöre bağlamakla suçlayan yerel bir adam yer alıyor. Buradan izleyin: Bu videoda öne sürülen iddiaların %100 doğru olduğuna dair elimizde kanıt yok ama size şu soruyu soruyorum: Öyle olsalar sizi şaşırtır mıydı? Artık çoğu insan için cevap, “Hayır, hiç de değil”. Doktorların, hemşirelerin ve hastane yöneticilerinin birçoğunun insan hayatını hiçe saydığı ve maliyeti ne olursa olsun sadece covid kült gündemlerini zorlamaya çalıştıkları artık aşikar… masum insanları öldürmek ve cesetlerini bir çöp kutusuna atmak anlamına gelse bile (veya bir yakma fırını) hastane otoparkında.
Big Tech, covid aşısı yaralanmalarından veya ölümlerinden bahseden herkesi susturur.. Big Tech, örtbas etmeyi daha da zorlamak için, aşılar tarafından yaralandığını veya öldürüldüğünü bildikleri birinden bahseden herkesi susturuyor ve hatta platformdan kaldırıyor. Böylece aşı ölümlerinin normalde paylaşılacağı kanal tamamen kapatılmış oldu. Covid aşıları hakkında sadece iyi şeyler söylemenize izin verilir, kritik şeyler değil. Bu nedenle, milyonlarca Amerikalı'nın covid aşılarından ölmüş olabileceği ve bunun kamuoyunda neredeyse hiç konuşulmayacağı tamamen akla yatkın. Medya tamamen Big Pharma tarafından kontrol ediliyor ve teknoloji devleri bu tür konuşmaları bastırıyor. Çoğu insanın bilgilerini almanın iki yolu bunlar. Bu arada, hastanelere ve ilçe yetkililerine, geçen yıl tüm sayıları uydurdukları ve herkesin covid'den öldüğünü iddia ettikleri gibi (tüm hastane yataklarının boş olduğunu iddia ederken) aynı şekilde, rakamları uydurmaları ve tüm covid aşısı ölümlerini örtbas etmeleri kolayca emredilebilirdi. dolu) böyle bir şey olmuyorken. Tam olarak kontrol etmedikleri bir alan, yayınlanan hikayeler için yorumlar bölümüdür.. Eğer bu "gizli soykırım" gerçekleşiyorsa, bunun kanıtını bir yerlerde, belki de internetin Big Pharma ve aşı uygulayıcıları tarafından tam olarak kontrol edilmeyen köşelerinde bulmalıyız. Yayınlanmış hikayeler için yorum bölümleri tam olarak böyle bir mekan sağlayabilir. Covid aşılarıyla ilgili hikayelerin yorumlarında ne görüyoruz? LifeSiteNews'in kısa süre önce bildirdiği gibi, "TV istasyonu aşılanmamış ölüm hikayeleri istiyor, ancak ölüm ve yaralanma hikayeleriyle dolup taşıyor." ABC News üyesi, covid'den ölen aşılanmamış insanlara dair bir anlatı oluşturmaya çalışırken, elde ettikleri şey, aşı yaralanmaları ve ölümleri hikayelerini paylaşan insanlardan şu anda rapor edilen 180.000'den fazla yorum oldu. Aşılardan kimse ölmüyorsa, bu nasıl mümkün olabilir? Hikayeden:
-Maximilien Robespierre adlı bir Facebook kullanıcısı, "Covid'den ölen kimseyi tanımıyorum ama 37 yaşında aşı olup beyin anevrizmasından 8 gün sonra ölen birini tanıyorum" diye yazdı.
-Hemen aşağıda, Richard Smother, "İş arkadaşlarımın kızım (12 yaşında) ikinci atışından bir saat sonra yere yığıldıktan sonra acil servise götürülmek zorunda kaldı" diye paylaştı.
-Krista Evans, “Tam olarak aşılandıktan kısa bir süre sonra ölen 3 kişiyi şahsen tanıyorum. Çin virüsüne yakalanmış tanıdığım tüm insanlar, çok hafif grip benzeri semptomlara sahipti, öyleyse neden birileri bu zehirle dürtsün ki?”
-Becky Burch, “Bir teyze vurulduktan bir hafta sonra öldü. Aile, çekimden sonra aynı 'garip' sorunla ailesinin ölmesine neden olan başka bir kuzeni ziyaret edene kadar bunu hiç düşünmedi… ayrıntılardan emin değilim. Şimdi, bunun atış olduğunu düşünüyorlar. ”
-"Ölümlerin yanı sıra, iğnenin yan etkilerine ilişkin tanıklıklar, kalp krizi ve kan pıhtılarından sindirim sorunlarına, görme ve hareket kaybına kadar çok çeşitli yaralanmaları ve semptomları kapsar."
-Jessica Mauldin“Annem ilk aşısını aldıktan 4 gün sonra kalp krizi geçirdi. Artık akciğerinde bir kan pıhtısı var," dedi .
-Juli Smith, “Komşum aşıdan öldü, cenaze gelecek hafta. Annem kollarını ve bacaklarını hissetmiyor. BFF'm, zayıflatıcı baş ağrıları ile birkaç kez ER'de bulundu. Annem ve BFF doktorları ikisini ilişkilendirmiyor ama zamanlama onu şüphelendiriyor. Kocamın doktoru covid antikorları test etmesine izin vermeyi reddetti. Bu doktorlar suç ortağı."
20 kişiden sadece 1'i zaten bir covid aşısından öldüyse, bu Amerika genelinde 16 milyondan fazla ölüme eşit olacaktır.. Kendi aile ve arkadaş çevrenizi kontrol edin: Covid aşısının ardından ölen en az bir kişinin farkında değil misiniz? Bugünkü podcast'te açıkladığım gibi, eğer 20 arkadaşınızdan sadece 1'i covid aşısını takiben ölseydi, bu, Amerika'da 16 milyondan fazla ölüm anlamına gelen nüfus genelinde %5'lik bir ölüm oranı anlamına geliyor. Covid aşısının 16 milyondan fazla insanı (henüz) öldürdüğünü iddia etmiyoruz, ancak neredeyse herkes aşıdan ölen birini tanıyorsa, gerçek sayı neredeyse kesinlikle milyonlarda. Hükümetle bağları olan bir finans kurumu, şu anda ölü olan aşı kurbanlarının daha önce işgal ettiği tüm evleri satın alsaydı, bu ölümlerin üstünü örtmek de çok kolay olurdu. NOQreport'un yazdığı gibi, BlackRock'un yaptığı tam olarak bu: " BlackRock ve diğer para kurumlarının mümkün olan en kısa sürede, ortalama bir ev alıcısının ödemeye hazır olduğundan daha yüksek oranlarda müstakil evleri satın almalarını anlatan bir Nisan WSJ makalesi. Onları bir prim karşılığında satın alıyorlar ve bu, bir ev satın almak için piyasada olsanız da olmasanız da herkesi ilgilendirmeli." Görünüşe göre BlackRock, birçok ev sahibi ölürken ve ortadan kaybolurken talebi yüksek tutmak için fazla ev envanterini satın alıyor. @CulturalHusbandry tarafından yazılan bir Twitter ileti dizisi şunları ekliyor: "Blackrock bulabildikleri her müstakil evi satın alıyor, soran fiyatın %20-50 üzerinde ödeme yapıyor ve normal ev alıcılarını geride bırakıyor. Şirketler, emeklilik fonları ve emlak yatırım grupları neden tüm mahalleleri orta sınıfın altından satın alıyor? Hadi bir bakalım. Evler MLS'de ortaya çıkıyor ve birkaç saat içinde sözleşmeye giriyor. Blackrock, diğerleri arasında, binlerce yeni ev ve tüm mahalleleri satın alıyor."
Cenaze direktörü John O'Looney, covid'den toplu ölümlerin haberini verdi.. Birleşik Krallık'taki Milton Keynes Aile Cenaze Hizmetleri'nden John O'Looney ile yapılan çok önemli bir röportaj, "net" genelinde orman yangını gibi yayılıyor. “Covid” adına hastaları topluca katleden hastaneler hakkında gerçekten şok edici, rahatsız edici bilgiler ortaya koyuyor ve cenaze hizmetlerine düzenli bir ceset akışı sağlıyor. Ve elbette, ağdaki video platformları, Amerika'nın çeşitli yerlerinde çok sayıda yığılmış FEMA tabutlarını ortaya çıkaran uzun süredir videolar taşıyor. İşte Brighteon.com aracılığıyla böyle bir video: FEMA'nın Teksas'taki toplu mezar alanları hakkında benzer bir video da Bitchute'ta mevcut. FEMA'nın toplu ölümler planladığı ve bu planlamanın uzun yıllardır devam ettiği oldukça açık. Dolayısıyla, Amerikan halkına karşı biyolojik savaş yürüten ABD hükümetinin gözetimi altında milyonlarca ölünün tabutlara ve toplu mezarlara gömülmesini sağlayacak bir altyapı zaten var. Bu, bu tür olayların gerçekleştiğinin kesin kanıtı değil, ancak bunların makul olduğunu ve altyapının zaten yerinde olduğunu gösteriyor. Bugünkü Durum Güncelleme podcast'inde, milyonlarca insanın ekonomimizden kayboluyor gibi göründüğünü, küçük işverenleri yüksek ve kuru bıraktığını ve şu anda 10 milyondan fazla iş ilanını dolduracak kimsenin kalmadığını tartışıyorum. Amerika'yı ayakta tutmak. Dinleyin ve yozlaşmış, hain bir hükümet her şeyi örtbas edip sesini duyurmaya çalışanları sustururken, covid aşılarının Amerika'da şimdiden milyonları öldürdüğünü düşünüyor musunuz, kendiniz karar verin. Ve kendinize şu önemli soruları sorun: Eğer covid aşıları tamamen güvenli ve etkili olsaydı, Big Tech neden aynı aşılar tarafından yaralanan veya öldürülen insanlara tanık olan bu kadar çok insanı sansürlemek zorunda kaldı?" (....)" (446)
"Küba, COVID-19 aşısı kurbanlarını toplu mezarlara atıyor.
Komünist ulus Küba'dan haber paylaşmak için çalışan bağımsız haber kuruluşları, Wuhan koronavirüsü (COVID-19) aşı kurbanlarını atmak için toplu mezarların kazıldığını bildirdi. Gazetecilere göre, cesetler Çin yapımı COVID-19 aşılarını almış olabilecek Kübalılara ait. Kurbanların çoğu vefat etmeden önce COVID-19 için pozitif test bile yapmadılar. Komünist parti her yerde toplu mezar kazıyor.. Adadaki en az bir büyük merkezi şehirde, sakinler bağımsız gazetecilere Küba Komünist Partisi (PCC) yetkililerinin atmaları gereken cesetlerin altında ezildiklerini söyledi. O kadar bunalmış durumdalar ki, yetkililer ya cesetleri herhangi bir yere atıyor ya da insanların avlularına, doğaçlama toplu mezarlara gömüyorlar. Bu toplu mezarlar, mülk sahiplerinin rızası olmadan kazılıyor. Diğer durumlarda, yerel PCC yetkilileri, halletmeleri gereken ölü sayısı yüzünden cesetlerini kaybediyorlar. Yetkililerin ailelere yakın zamanda ölen sevdiklerinin nereye gömüldüğü hakkında yanlış bilgi verdiğine dair haberler de var. Komünist parti, COVID-19 aşısı kurbanları için toplu mezarların varlığını resmen reddetti. Ancak bağımsız İspanyolca yayın yapan Diario De Cuba (DDC), internette dolaşan bir video aracılığıyla en az bir toplu mezarın varlığını doğruladı. Video, adanın doğusundaki Santiago de Cuba kentinden geliyor. Küba'nın ikinci büyük şehridir. Videoda, mezarlık çalışanları bir toplu mezarı birden fazla tabutla dolduruyor gibi görünüyor. Tabutların hiçbiri etiketli değil ve mezarlık çalışanlarının kimin hangi tabuta gömüldüğünü takip ettiğine dair bir işaret yok. DDC'nin Küba'daki kaynağı, mezarlığın güneydeki Santiago de Cuba semtindeki Juan Gonzalez Mezarlığı olduğunu doğruladı. Anonim kaynak ayrıca, Küba'da komünist rejimin toplu mezar kazdığı “sayısız yerlerden” sadece biri olduğunu da kaydetti. Başka bir DDC kaynağı, büyükannesinin Temmuz ayı sonlarında ölümünün ardından Juan Gonzalez Mezarlığı toplu mezarına gömüldüğünü doğruladı. Herhangi bir COVID-19 semptomu yoktu ve öldüğünde kendisine asla virüs teşhisi konmadı.(....)" (451)
"TOPLAM DOLANDIRICILIK: CDC, hastanelerin aşılanmış ölü insanları “aşılanmamış ölümler” olarak sınıflandırmasına izin verir
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), bulaşıcı hastalık ve ölümün sınıflandırılmasıyla ilgili bir dizi kural geliştirmiştir. Hastane ve laboratuvarların bu kurallara uyması ve resmi covid-19 verilerini bu kurallara göre raporlaması zorunludur. Bu kuralların aşılananlardaki covid vaka sayısını ve covid-19 aşılarının neden olduğu ölüm sayısını gizleyecek şekilde tasarlandığı görülüyor. Bu kurallar eş zamanlı olarak aşısızlardaki covid vakalarının sayısını şişiriyor ve hastanelerin ölü aşılı insanları “aşılanmamış” ölümler olarak sınıflandırmasına izin veriyor. Bu tıbbi sahtekarlık ve hastalıklı ihanet, CDC'nin, ulusun "aşılanmamış bir salgından" muzdarip olduğu şeklindeki yanlış anlatıya devam etmesine izin veriyor. Aşıdan ölen insanlar, bu ölümcül aşılardan daha fazlasına duyulan ihtiyacın yanlış bir şekilde reklamını yapmak için sahne olarak kullanılıyor.
Şüpheli CDC kuralları, hastane verilerini gizleyerek ülkeyi aldatıyor.. Bir kişi ilk doz covid-19 aşısını aldığında, aşıdan sonraki birkaç hafta boyunca hala "aşılanmamış" olarak sınıflandırılır. Enjeksiyonu takip eden ayda covid-19 testi pozitif çıkarsa, resmi olarak “aşılanmamış vaka” olarak kaydedilirler. Aşı, hastalığın fiziksel semptomlarını ortaya çıkarırsa (klinik çalışmalarda alıcıların yüzde 50'sinde bildirildiği gibi), bu hastalık aşıya karşı sağlıklı bir bağışıklık reaksiyonu olarak sınıflandırılır veya varsayımsal bir covid vakasına kıyasla daha hafif bir hastalık olarak ilan edilir. Bir aşı yaralanmasını varsayımsal, var olmayan bir hastalık vakasıyla karşılaştırmanın bir yolu olmasa da, aşılı hastalara bu varsayımı gerçek olarak kabul etmeleri söylenir. Hastanın aşıdan hastalandıktan sonra ağrıyı yönetmek için kaç ilaca ihtiyacı olduğu önemli değildir. Aşılı hastanın aşı olduktan sonra kaç kez doktora gitmesi veya acil servise gitmesi gerektiği önemli değildir. Aşılı hastaya bu sorunların potansiyel bir covid enfeksiyonundan çok daha iyi olduğu söylenir. Üç ila dört hafta sonra, aşılanmış bir hastaya ikinci bir doz için geri dönmesi talimatı verilir. İkinci dozu aldıktan sonra bile “tam aşılı” sayılmazlar. Çift aşılı hasta, ikinci dozdan sonraki iki hafta içinde aşıya tepki verirse veya covid-19 için pozitif testler yaparsa, yine de “aşılanmamış” olarak kabul edilir. CDC'nin kurallarına göre, Pfizer veya Moderna'nın mRNA aşısının ikinci enjeksiyonundan tam 14 gün veya Johnson & Johnson aşısının ilk dozunun üzerinden 14 gün geçmeden hiç kimse "tam aşılanmış" sayılmaz. Bu kural, aşılamadan sonra meydana gelen ölümlerin yüzde 80'ini rahatlıkla gizler ve bu ölümleri sinsice yanlış bir şekilde "aşılanmamış ölümler" olarak nitelendirir. Bu hileli kural aşısız ölü sayısını şişiriyor ve covid çekimlerinden kaynaklanan gerçek tıbbi sorunları gizliyor. Ölümlerin büyük çoğunluğu aşılamadan sonraki ilk iki hafta içinde meydana gelir, ancak tüm bu ölümler “aşılanmamış ölümler” olarak ilan edilir.
CDC'nin covid testi sahtekarlığı, aşılanmamış kişilerde bir salgın yanılsaması yaratıyor.. CDC'nin ölümle ilgili korkunç çarpıtması, verileri karıştıran ve ulusu aldatan tek süreç değil. CDC ayrıca aşılı ve aşısızlar için farklı bir dizi test kılavuzu tasarladı. CDC, birçok endüstriyi aşılanmamış kişileri iş ve eğitim yerlerinde cezalandırmaya zorlayarak, onları daha sık covid-19 test sürüntüleri ve burun sondaları almaya zorluyor. CDC kılavuzu, laboratuvarların aşılanmamışlar için 40 veya daha yüksek bir döngü eşiği (CT) kullanmasına izin verir. CDC, laboratuvarların aşılananlar için 28 veya daha düşük bir CT kullanmasını önerir. Bu farklı test kılavuzu, aşılananlar için yanlış pozitif riskini en aza indirir, ancak aşılanmamışlarda bir yanlış pozitifler salgını yaratmaya devam eder, yapay olarak aşılanmamış vakaların sayısını artırır. CDC, sağlıklı insanları yanlış kalibre edilmiş covid testleri yaptırmaya zorlayarak yanlış salgın raporlarına neden olur. Bu arada CDC, aşılananlarda sadece bu vakalar ikinci doz aşının üzerinden 15 gün geçmişse ve bu vakalar hastaneye yatış veya ölümle sonuçlanıyorsa rapor ediyor. Bu sahtekarlık, CDC'nin hastanelerin, ekarte edilemediğinde veya hastalığa neden olduğundan şüphelenildiğinde, hastaneye yatış veya ölüm nedeni olduğunu iddia etmelerine izin veren başka bir şövalye kuralıyla daha da kötüleşiyor. Covid-19, 2020'de bildirilen covid-19 ölümlerinin yalnızca yüzde altısı için tek ölüm nedeniydi ve yaygın tıbbi sahtekarlığı ortaya çıkardı. Eski CDC başkanı Robert Redfield, Coronavirüs Krizi üzerine House Oversight ve Reform Select Alt Komitesi tarafından yapılan bir duruşmada düdük çaldı. "Hastanelere aşısızlarda covid ölümlerini şişirmek için "sapkın bir ekonomik teşvik" verildiğini" söyledi. 2020'de yüz binlerce grip vakasının neredeyse tamamen ortadan kaldırılmasıyla kanıtlandığı gibi, hala covid-19 olarak rapor edilen yüzlerce yaygın enfeksiyon var. Tüm bu tıbbi sahtekarlık, güç ve aldatma, üzücü bir tablo çiziyor: CDC, VAX-all gündeminin bir parçası ve umutsuzca insanlığa karşı suçları örtbas etmeye çalışıyor. (...)" (447)
"Spike protein sendromu: WebMD Covid aşı şikayet panosu, toksik pıhtı atışlarından kaynaklanan sürekli kritik yaralanmaların korkunç açıklamalarıyla sıvandı.
Neredeyse her doğal sağlık savunucusu, sağlıkla ilgili soruların yanıtlarını WebMD'ye bakmadığınızı bilir; bununla birlikte, şu anda kirli, ölümcül Pfizer/BioNTech mRNA Covid aşısı için kullanıcı incelemelerinde olduğu gibi, zaman zaman kendi "ömür boyu müşteri" tepkileriyle kendilerini ayaklarından vuruyorlar. WebMD, bir laboratuvarda yapılan her şeyi her zaman "güvenli ve etkili" olarak zorlar ve doğal sağlık, doğal ilaçlar veya doğal bağışıklık hakkında hiçbir zaman olumlu bir şey yayınlamaz, çünkü bu onlara fazla para kazandırmaz. Spike Protein Sendromu tüm ülkeyi kasıp kavururken enjekte edilen koyunların korku içinde çığlıklarını dinleyin. Ve şimdi, işte geliyorlar, kan damarlarında dolaşan, kalbi, akciğerleri, beyni ve hayati temizleme organlarını kirleten milyarlarca toksik sivri proteinin korkunç, uzun süreli (belki bazıları için sonsuza kadar) "yan etkileri". Kan damarlarının iç duvarlarına yapışan, kalbin aşırı çalışmasına (dolayısıyla tüm miyokardit vakaları) ve merkezi sinir sisteminin tüm vücutta uyarı atışları yapmasına neden olan sivri proteinler (dolayısıyla tüm sinir ağrısı ve siyatik şikayetleri). Bunlar, kanser, diyabet, artrit ve demans dahil olmak üzere mevcut hastalıkları kötüleştiren şiddetli ve kronik inflamasyona neden olan virüs taklit eden spike proteinlerdir. Bu, her halükarda Covid'e yakalanan milyonlarca aşılanmış insan için hiçbir bağışıklık, bulaşıcılığa karşı hiçbir savunma ve Covid şiddetinde minimum azalma sunmayan Covid "aşısıdır". Bu, asla geri alınamayacak, insan kanını tıkayan milyarlarca toksik sivri proteindir.
Şu anda 200 milyon Amerikalı, kanlarını ve hayati organlarını tıkayan Covid aşısı toksik spike proteinlerinden bir düzeyde acı çekiyor.. İnsanların hangi zehirli iğneyi aldığı, mRNA veya tek bir protein yükü bıçağı olup olmadığı gerçekten önemli değil, siz bunu okurken milyarlarca toksik dikenli protein kanlarını ve hayati organlarını tıkamaktadır. Toksik iğneler, yaşınıza, ırkınıza veya fiziksel uygunluk seviyenize göre de ayrımcılık yapmaz. En iyi durumda bir asker veya bakımevinde birinin büyükannesi olabilirsiniz ve yine de ölümcül Covid aşısı, damar ve bağışıklık sistemlerinin yok edilmesi de dahil olmak üzere kabuslarını insan vücudunda çalıştıracaktır. Milyarlarca zehirli dikenli prion ile bıçaklandıktan birkaç hafta veya ay sonra, kâbus gibi "yan etkiler" ve şu anda devam eden olumsuz olaylarla ilgili, hepsi oldukça yeni olan bir avuç dolusu şikayete bir göz atın. Çin gribinin kötü bir vakasını önleyin (ki bu aşıların hiçbirinin henüz kanıtlanmadığı). WebMD, doğrudan aşıların neden olduğu tüm sağlık sorunları için Covid aşıları dışındaki her şeyi suçluyor.. WebMD'den, tüm bilgileri ilaç karlarına uyacak şekilde doktorluk yapan, insanları hasta eden ve daha fazla laboratuvar yapımı karışımlar için doktorlara ve diş hekimlerine iten internet “doktorları”ndan gelen sağlıkla ilgili daha kötü bir tavsiye olamaz. Bu, herhangi bir şeyden kurtulmanın meşru bir yolu değildir, ancak sorunların kökleri daha derine gömülü ve daha şiddetli hale gelirken, semptomları tolere edilebilir bir düzeye indirgemek yeterlidir. Aşı hasarı mağdurlarını bulmak artık kitle iletişim araçlarında bile çok kolay. Bu sana çok şey anlatıyor. Bu, hasarın çok yaygın olduğu ve buzdağının sadece görünen yüzünü gördüğünüz anlamına gelir. Büyük olasılıkla, bu şikayetler web sitesinden kaldırılacak, ancak şimdilik, dünyanın görebileceği şekilde, bu insanların sadece acı ve ıstırabın nasıl geçmesini dilediklerini anlatan açık bir şekilde oradalar. WebMD, çevrimiçi tıbbi tavsiye arayan insanları yanlış yöne yönlendirme geçmişine sahiptir. Tüm endüstri, civanın beyne ve merkezi sinir sistemine ne kadar zararlı olabileceğini bilmesine rağmen, yıllarca cıvalı diş dolgularını zorladılar. Belki de, kirli Covid aşılarından kaynaklanan korkunç sağlık zararları hakkında web sitelerinin her yerine sıvanmış bu şikayetlerden bir miktar iyilik çıkacaktır. Doğal bağışıklığı araştırın ve asla deneysel laboratuvar yapımı karışımlar almayın. SPS - Spike Protein Sendromu'ndan muzdarip misiniz veya tanıdığınız biri var mı? Kirli aşılara ve komünizme karşı savaş ve ailenizi nasıl mutlu, sağlıklı ve güvende tutacağınızla ilgili güncellemeler için gerçek haber kadranınızı Pandemic.news'e ayarlayın.(...)" (450)
"COVID Uyumsuzluğu Artık En İyi 'Terör Tehdidi' Olarak Etiketlendi
BIR BAKIŞTA HIKAYE
-COVID önlemlerine karşı çıkmak artık ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın potansiyel terör tehditleri listesinin başında yer alıyor.
-Kamu görevlileri ve medya uzmanları, COVID jab deneyine katılmamayı seçenlere karşı açıklanmış nefretin alevlerini kasıtlı olarak körüklemektedirler.
-Artık aşılanmamış insanlara atılan söylemler normal şartlar altında nefret söylemi olarak kabul edilecekti. Şimdi, erdemli olarak tanıtılırken, resmi anlatıya karşı çıkan bir istatistik veya tıbbi bulguyu rapor ederken nefret söylemi olarak kabul edilir.
-Pandemi endüstriyel kompleksi, aşılanmamış insanların hiç bitmeyen pandemiden sorumlu olduğuna herkesi ikna ederek, kitlelerin gerçek suçluları tespit etmesini ve üzerine dönmesini engeller.
Potansiyel terör tehditleri deyince aklınıza ne geliyor? Mantıksız ve/veya yasa dışı COVID önlemlerine karşı çıkmak listenizi yaptı mı? 11 Eylül'ün 20. Son 18 ay içinde, COVID karşı önlemleri giderek daha zorba hale geldi ve şimdi yeni bir yüksek seviyeye (veya bakış açınıza bağlı olarak düşük) ulaşmış görünüyoruz. ABD hükümeti aslında Anayasal haklarını kullanan vatandaşları yerli terörist, devlet düşmanı olarak görüyor.
Aşılanmamışlara Karşı İnsanlıktan Çıkarıcı Ayrımcılık
Daisy Luther'in Organik Prepper ile bildirdiği gibi "Aşılanmamışlara karşı şok edici ve insanlıktan çıkarıcı ayrımcılık hayatı ÇOK zorlaştırmak üzere." Tabii ki, medyaya ve hükümet anlatısına atıfta bulunarak; "eğer sars-cov-2 ile enfekte olan biri varsa, bu mikropla dolu bir hastalık yayan aşılanmamış kişinin suçudur. Kamu görevlileri ve medya uzmanları, dünyanın en büyük tıbbi deneyine katılmamayı seçenlere karşı açıklanmış nefret ateşini kasıtlı olarak körüklüyorlar ve vücudunuzu yıllarca tam sonuçları bilinmeyecek bir hastalık yaratan protein üretmeye programlayan yeni bir enjeksiyon yaptırıyor." Bize söylenene göre vurulmak vatani bir görevmiş ve bazılarına göre vazgeçmek haince bir eylemden başka bir şey değil. Bu tür bir anlatı son derece tehlikelidir, ancak kimse umursamıyor gibi görünüyor - burayı özgürlerin ülkesi tutmaktan sorumlu departmanlar bile.
Luther'in de belirttiği gibi, "aşılanmamış insanlara atılan söylem normal şartlar altında nefret söylemi olarak kabul edilecekti. Şimdi, erdemli olarak tanıtıldı ve maskelerin çalıştığı, kilitlenmelerin etkili olduğu ve COVID atışının güvenli ve etkili olduğu resmi anlatısına karşı çıkan bir istatistik veya yayınlanan tıbbi bulguyu bildirmek nefret söylemi olarak kabul edilir." (....)" (82)
"D.C. yetkilileri, teröristlerden daha tehlikeli olduklarını iddia ederek aşılanmamışları günah keçisi ilan etmeye başladı." (398)
https://vaccines.news/2021-09-21-dc-scapegoating-unvaccinated-more-dangerous-than-terrorists.html
"UYARI: Küreselciler Devlet Aşılarını ve Koronavirüs Anlatılarını Sorgulayan Doktorlara Savaş Başlattı
Giuseppe Delicati, önümüzdeki beş ay boyunca beşte bir maaş kesintisi ile cezalandırıldı ve aşağıdaki video için işini kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldı… Çin'deki koronavirüs "pandemisinin" ciddiyetini ve aşının etkinliğini sorgulayan İtalyan bir aile doktoru, önümüzdeki beş ay boyunca maaşında beşte bir kesinti ile cezalandırıldı. Ceza, doktorların iddialarının doğru olduğunu destekleyen kanıtlara rağmen, Torino'daki yerel sağlık servisi tarafından eski tıbbi Hava Kuvvetleri subayına verildi. Bu doktor, İtalya'daki on üç tıp doktorundan biri ve özgür dünyadaki kariyerleri devletin koronavirüs anlatısından sapma riski altında olan birçok tıp doktorundan biri.
"Benim adım Giuseppe Delicati. Hava Kuvvetleri'nde eski bir sağlık görevlisiyim ve şimdi bir aile hekimiyim ve hastane alanında da aktifim. Bu yüzden bir sonraki grip aşısı için sizden bir ricada bulunmak istedim. Dr. Tarro, Profesör [Giulio] Tarro, aslında, "anti-grip aşısı ile Covid-19 arasında bir etkileşimi ortaya çıkardığını" göz önünde bulundurarak, ASL'ye [Azienda Sanitaria Locale] bu etkileşim hakkında konuşabilmek için iki talepte bulundum. . ASL müdürü henüz bana cevap vermedi ve bir Pentagon web sitesinden "virüsün, Coronavirüsün, anti-grip aşısının etkisiyle bir aktivasyona uğradığı" kesin olarak biliniyor. Ve aslında, "geçen yıl Bergamo'daki ölümlerde herkesin grip önleyici aşı ile aşılandığı ve ayrıca pnömokok aşısı olduğu ortaya çıktı." Şimdi, bu eğilimi yapabilmek için ASL'ye iki istek gönderdiğime [anlaşılmaz] ve hiçbir yanıt almadığıma göre, bu videoyu herkesin farkındalığını artırmak için yapıyorum… bu aşı bu yıl kesinlikle talep edildi, kesinlikle harika Beklenti. Normalde aşı kampanyası 15 Kasım'da başlar ve "gribin Ocak, Ocak veya Şubat aylarında zirveye ulaştığı" düşünüldüğünde 31 Aralık'a kadar sürer. Dolayısıyla bu yıl 26 veya 27 Ekim'den itibaren aşı kampanyasının başlayabileceği tahmin ediliyordu. Bu şüphemi artırdı. Üstelik aynı zamanda Covid aşısı da önerildi. Şimdi kesin olarak biliniyor ki, Amerikalı araştırmacı Judy Mikovits'in" her şeyden önce, virüsün pratik olarak konuşursak, asla izole edilmediğini", bu durumda diyelim ki, Covid'in söz konusu olduğu bir aşı olmadığını gösterdi ve "aşılanmış virüs gripte olduğu gibi hafifletilir, ancak DNA'mızla birleşen RNA parçalarından, kendisini trans-genetik organizmalara dönüştürür ve aşılı deneklerde korkunç oto-bağışıklık hastalıkları tetikler."
Şimdi, Corona virüsünün aktivasyonu ve grip aşısı arasındaki bu etkileşimin ilk tartışmasına dönersek, size, meslektaşlarım, bizim elimizde [anlaşılmaz] olarak sahip olduğumuz bu aşıların bazı örneklerinin analizlerini önermek istedim. Dr. [Stefano] Montanari. Bu araştırmacının pnömokok aşılarında, örneğin abortlu fetüslerden alınan DNA'yı keşfettiğini göz önünde bulundurursak. Bir sonraki grip aşısında bu "safsızlıklar" alıntısını bulsaydık, bunun bizi bir suçtan, hastalarımıza yönelik bir yaralayıcı eylemden sorumlu tutacağı ve yasal olarak cezalandırılacağımız açıktır. O yüzden herkese açıklığa kavuşturmak istedim, birleştiğimizi ilan edelim ve tam olarak, [anlaşılmayan] her şeyi sorabilmek, bu örnekleri, bu aşı örneklerini inceleyebilmek için bu videoyu yaymak istedim. Bahsetmek istediğim başka bir şey de, ne yazık ki, bu… bu, buna şöyle diyelim… sözde salgın Corona… Covid, çünkü rakamlar 50 milyona neden olan İspanyol gribine kıyasla pandemi denilemez. 2 milyona neden olan Asya gribine kıyasla, bu pandemi - biz buna pandemi diyoruz - pilotlu, planlı pandemi, 400.000'den az ölüme neden oldu… ve sizi daha fazla düşündüren, sizi deli eden şey bu kadar çok …pratik olarak, "testi pozitif çıkan sürüntülerin verildiği denekleri enfekte olarak kabul edin. Şimdi, sürüntülerin %80'inden fazlası yanlış pozitif veren sürüntülerdir ve vakaların %15'inde yanlış negatif olan sonuçlardır." Bu nedenle, sürüntü “kampanyası”nın biraz ertelenmesi gerektiği ve sadece popülasyon içinde "kanıt sağlamak için, tarihsel verilerin kuruluşu kesin olarak belirlenemeyen RNA izlerinin varlığına dayanması gerektiği" açıktır. IgG-IgM antikorlarının tespiti için kan testi yaptırmanız daha iyi,tanı konabilmesi ve özellikle daha tarihlendirilebilir olması açısından daha önemli olacaktır. Tekrar iletişime geçeceğiz çünkü bu, yapmaya devam edeceğim bir dizi videonun sadece ilki olacak. İyi günler meslektaşlarım." Dr. Giuseppe Delicati, Çeviri için Gary Fouse'a çok teşekkürler:" (45)
"Bedensel Bütünlük Hakkı: COVID-19 Hesaplaşmasında Kimse Kazanamaz ve Hepimiz Kaybederiz
"Bireyin hakları ile sözde “acil durum” arasındaki bir hesaplaşmanın artı işaretlerine yakalandık. Zorunlu aşılar buzdağının sadece görünen kısmıdır. "
“Devlet aktörlerinin "makat ve vajinalara nüfuz edebildiği, hakimlerin zorla kateterizasyon emredebildiği, polis ve sağlık personelinin şüphelinin rızası olmadan tarama, lavman ve kolonoskopi yapabileceği" bir noktaya geldik. Ve bu prosedürler, kralları veya kartelleri yakalamak için değil, en kötü ihtimalle bir vücut boşluğuna sığabilecek miktarda uyuşturucu saklayan insanlar. Bu vakaların çoğunda, yalnızca bulundurma veya yutma şüphesi vardı. Birçoğu masumdu… Ama bu taktikler sokaktan uyuşturucu almakla ilgili değil. Bu taktikler, bunun yerine politikacıların ve kanun uygulayıcıların düşman olarak gördüğü bir insan sınıfını küçük düşürmek ve küçük düşürmekle ilgilidir.” Radley Balko, Washington Post.
Özgürlük asla bedava değildir.. Her zaman bir bedel vardır - her zaman bir fedakarlık - kişinin özgürlüklerini korumak için yapılması gerekir. Bu işlemin daha karmaşık hale geldiği yer, bireyin hakları ile topluluğun ihtiyaçları arasında denge kurulması gerektiğidir. Thomas Hobbes, John Locke ve Jean-Jacques Rousseau gibi filozoflar, birey ile bir ulusun yöneticileri arasındaki toplumsal sözleşmeyi bu dengeyi bulmanın bir yolu olarak tasavvur ettiler. Bununla birlikte, her zaman, iktidardakiler açgözlü hale gelir ve her iki tarafın da fayda sağladığı simbiyotik bir ilişki olması amaçlanan şey, kaçınılmaz olarak, net bir kazanan ve net bir kaybeden olan asalak bir ilişkiye dönüşür.(....)" (68)
"Madagaskar Devlet Başkanı WHO'yu ifşa etti: "DSÖ, Covid-19 ilacıma biraz toksik (zehir) koymam için bana 20 milyon dolar teklif etti"
Madagaskar Devlet Başkanı Andry Rajoelina'nın iddiaya göre, Dünya Sağlık Örgütü DSÖ, Avrupalılar çarelerine hackledikçe, koronavirüs için çarelerine (ilaçlarına) biraz toksik koyması için kendisine 20.000.000 dolar teklif etti. Andry Rajoelina, “İnsanlar uyanık olsun, bize yardımcı olacağını düşünerek katıldığımız Dünya Sağlık Örgütü, Afrikalıları öldürmek için orada” diyor. "Ülkem Madagaskar, koronavirüs için bir çare buldu ama Avrupalılar bana, onu kullanacak Afrikalı arkadaşlarımı öldürmek için bu ilaca toksinler koymam için 20.000.000 dolar önerildiğini söylediler. Bütün Afrikalılardan koronavirüs aşılarını kullanmamalarını rica ediyorum, çünkü öldürüyor, Madagaskar'a siz hasta olanlar gelsin, ülkem sizi şevkle karşılamaya hazır, bizim çaremiz sarı renkte, yeşilden bir tane almayın, yeşil renkten biri Avrupa'dan geliyor, Avrupalılar çaremizi hacklediler, protesto ettiğimiz aşılarla istedikleri gibi sadece Afrikalıları öldürmek için zehir koydular." ekledi “Lütfen bu mesajı paylaşın çünkü acil çünkü ilacımızı hacklediler, tüm Afrikalıların bilmesini istiyorum, lütfen bu mesajı sizinle birlikte saklamayın, paylaşın!” o sonuca vardı(....)" (401)
"Breaking: Madagaskar, covid-19 skandalı nedeniyle dünya sağlık örgütünden ayrıldı.
Madagaskar Devlet Başkanı Andry Ranoelina ülkesini Dünya Sağlık Örgütü'nden çıkardı. Öfkeyle dedi ki: “Avrupa, Afrikalıların kendilerine bağımlı kalma arzusuyla örgütler yarattı. Afrika, Corona virüsüne karşı bir ilaç buldu ancak Avrupa, istihbarat tekeline sahip olduklarını düşündüğü için bunu kabul etmeyi reddediyor. Bugünden itibaren Dünya Sağlık Örgütü üyesi değiliz.” Madagaskar Devlet Başkanı WHO'yu ifşa etti: "DSÖ, Covid-19 ilacıma biraz zehir koymam için bana 20 milyon dolar teklif etti" Madagaskar Devlet Başkanı Andry Rajoelina'nın iddiaya göre, Dünya Sağlık Örgütü DSÖ, Avrupalılar Çarelerini hackledikçe koronavirüs için çarelerine biraz toksik koyması için kendisine 20.000.000 dolar teklif etti. Andry Rajoelina, “İnsanlar uyanık olsun, bize yardımcı olacağını düşünerek katıldığımız Dünya Sağlık Örgütü, Afrikalıları öldürmek için orada” diyor. "Ülkem Madagaskar, koronavirüs için bir çare buldu ama Avrupalılar bana, onu kullanacak Afrikalı arkadaşlarımı öldürmek için bu ilaca toksinler koymam için 20.000.000 dolar önerildiğini söylediler. Bütün Afrikalılardan koronavirüs aşılarını kullanmamalarını rica ediyorum, çünkü öldürüyor, Madagaskar'a siz hasta olanlar gelsin, ülkem sizi şevkle karşılamaya hazır, bizim çaremiz sarı renkte, yeşilden bir tane almayın, yeşil renkten biri Avrupa'dan geliyor, Avrupalılar çaremizi hacklediler, protesto ettiğimiz aşılarla istedikleri gibi sadece Afrikalıları öldürmek için zehir koydular." (...)" (402)
"Gizem: 3 Başkan, Ülkelerinde COVID Aşılarının Dağıtımını Engelledikten Sonra Öldü
Ölümlerinden kısa bir süre sonra, aşılar ülkelerine girmeye başladı. Üç farklı ülkenin başkanları, deneysel COVID-19 atışının dağıtımını reddettikten kısa bir süre sonra öldüler. Ölümlerinden sonra, üç ülke de vatandaşlarına COVID iğneleri dağıtıyor. Son olarak haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise, geçen hafta Port-au-Prince'deki evinde bir grup paralı asker tarafından öldürüldü. Haiti, Avrupa'da bildirilen yaygın yan etkileri gerekçe göstererek Mayıs ayında Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Covax Tesisi'nden AstraZeneca aşısını reddetmişti.
Bu, Haiti'yi Batı Yarımküre'de COVID iğnesini kabul etmeyen tek ülke yaptı. Moise'nin öldürülmesinden günler sonra, Beyaz Saray basın sekreteri Jen Psaki, ABD'nin Haiti'ye COVID aşısı göndereceğini açıkladı - 5 milyon dolarlık yardım ve FBI ajanlarından oluşan bir ekibe ek olarak "gelecek hafta başında."
Burundi Cumhurbaşkanı Pierre Nkurunziza, Haziran ayında kalp krizinden ölen bir sonraki kişiydi. Burundi'nin sağlık bakanı Şubat ayında aşıları reddederek, Afrika ülkesinde "hastaların% 95'inden fazlasının iyileştiğini, aşıların henüz gerekli olmadığını tahmin ediyoruz" iddiasında bulundu.
Mart ayında Tanzanya Devlet Başkanı John Magufuli de "kalp rahatsızlığından" ölmüştü. Magufuli, ülkesindeki COVID aşısını reddedince tıp kurumunu çileden çıkardı ve bunun yerine vatandaşlara "koronavirüsü uzak bir şekilde dua etmeye" çağırdı. Magufuli ayrıca, "bir keçinin ve pençe pati meyvesinin her ikisinin de COVID-19 için nasıl pozitif test edildiğini göstererek",PCR testlerinin etkinliğiyle alay etti. Ölümünden aylar sonra Tanzanya, 60 milyon vatandaşı için COVID aşısı sevkiyatı için DSÖ'ye 470 dolarlık bir sipariş verdi. Bu sadece bir tesadüf mü, yoksa tüm bu yüksek profilli ölümler Big Pharma ve küreselciler için karlı bir sonuç mu gibi görünüyor?" (59)
"Google, Beğenilen Doktorun Etkili Covid İlaçları Hakkındaki Bulgularını Gizledi - Karşılık Verdi
Ünlü bir doktor, Google'ın etkili koronavirüs tedavileri üzerindeki çalışmalarını kasıtlı olarak bastırması üzerine mücadele ediyor. Google ve sol müttefikleri, Amerikalıların tüm bilgileri tartmasına ve kendi kararlarını vermesine izin vermek yerine, ilgili bilgileri seçkin doktorlardan ve saygın kaynaklardan gizlemeye çalışıyor. Federal hükümet, koronavirüs için bir aşıyı itmek için büyük kaynaklar akıttı ve belki de daha da fazlası, herkesi onu almaya ikna etmeye çalıştı. Alternatiflere yer yok. Aşağıdaki güçlü videoda, Dr. Peter McCullough, koronavirüsün erken tedavisinin etkinliğine ilişkin sağlam, hakemli bilimi baskılamakla Google'ı suçluyor. Dünyanın en çok yayınlanmış dahiliye uzmanı ve kardiyologu olan McCullough, işe yaradığı kanıtlanmış ve bu şekilde hakemli tıp dergilerinde yayınlanan mevcut, ucuz ve oldukça etkili ilaçları kullanmanın faydalarını net bir şekilde açıklıyor. Dr. McCullough, Hidroksiklorokin, Ivermektin, Kolşisin, monoklonal antikorlar ve kanıtlanmış diğer güvenli ve etkili tedaviler gibi çeşitli erken Covid tedavileri hakkında hakemli makalesinden üç slayt kullanarak bir YouTube videosu yaptığında, videosu YouTube'dan kaldırıldı. İzin verilen tıbbi bilgilerle ilgili platform politikasını ihlal etmek için birkaç gün.
Dr. McCullough, "kanıtlanmış ilaçların belirli bir şekilde reçete edildiğinde koronavirüs için uygulanabileceğini" net bir şekilde açıklıyor. Örneğin, "AIDS ve kanser ilaçları hiçbir zaman bir seferde bir bileşen test edilmedi ve daha sonra ilaçların bir kombinasyonunun işe yaradığı bilindiğinde etkisiz oldukları için reddedildi. Bilim her zaman bir tedavinin etkinliğini, kullanımının risklerine karşı tartmıştır. Bu koronavirüs için yapılmadı. Sanki bütün yollar aşıya çıkıyor. Ve daha önce insanlarda hiç kullanılmamış bir teknolojiyi kullanan biri."
Dr. Peter McCullough'un ifadesini paylaşmaya cesaret ederse aşağıdaki mesaj açılır: Facebook, okuyucuları AFP Fransa'da yayınlanan, Paris merkezli, 30 yaşındaki, doktor olmayan Rémi Banet'in AFP "Doğruluk Kontrolü" üyesi "ABD'li kardiyolog Covid-19 aşısı hakkında yanlış iddialarda bulunuyor" başlıklı bir makaleye yönlendiriyor. birim. Banet'e göre Dr. Peter McCullough'un araştırmasının yanlış olmasının nedeni, bulgularının ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), Health Canada veya Dünya Sağlık Örgütü'nün bulgularıyla aynı olmamasıdır. Bu mantıkla, başka bir çalışma ile çeliştiği sürece herhangi bir çalışmayı “çürütebilir”. Bu video, Batı tıp bilimi tarihinde benzeri görülmemiş bir şeyin gerçekleştiğini açıkça ortaya koyuyor. Etkili tıbbın uyumlu bir şekilde bastırılması olmasaydı, pandemi aylar veya daha fazla zaman önce olur muydu?" (47)
"Google'ın pandemiyi ve covid-19 aşı deneylerini zorlamak için mali çıkarı var.
Google'ın girişim sermayesi kolu olan Google Ventures, Oxford-AstraZeneca covid-19 aşısından kâr edebilecek konumda. Aşının geliştiricileri Adrian Hill ve Sarah Gilbert, yeni aşı projeleri için dış yatırımcıları çekmek için Vaccitech adlı bir şirket kurdular. Google'ın kurucu ortağı Larry Page ve eşi Lucy, "her kış insanları enfekte eden grip suşlarına ve doğada ortaya çıkabilecek grip türlerine karşı geniş çapta koruma sağlayacak bir grip aşısı tasarlamak için Bill ve Melinda Gates Vakfı ile zaten ortaklık kurdu. yıkıcı ve ölümcül bir salgın.” Google, Bill Gates'in küresel aşı programlarına yatırım yaptığından beri, Big Tech diktatörü aşı sansürüyle uğraşıyor, aşı yaralanması ve aşıyla güçlendirilmiş bağışıklık tepkilerinin kusurları hakkında her türlü bilimsel bilgiyi hedef alıyor ve kaldırıyor. Google, dünyayı covid-19 aşılarına her yıl ihtiyaç duyulduğuna ikna etmeye yardımcı olacak.. Google'ın yaygın olarak kullanılan video platformu YouTube, resmi covid-19 anlatısından sapan şüpheci bilimsel içeriği artık yasaklıyor. Canlı virüs aşılarından virüs bulaşmasıyla ilgili her türlü bilgi “yanlış bilgi” olarak kabul edilir. İnfluenza aşılarının koronavirüs enfeksiyonuna nasıl duyarlılığa neden olduğunu gösteren herhangi bir çalışma sansürlenir. Google ve YouTube, insanların beyinlerini yıkamak, salgın korkularını uzatmak ve aşı projelerine katılımı en üst düzeye çıkarmak için aktif olarak çalışıyor. Ama onların planı bundan daha büyük. Aşı satışından telif hakkı elde etmek için Vaccitech ve Oxford aşısının arkasındaki finansörlerin dünyayı bu covid-19 aşılarına her yıl düzenli aralıklarla ihtiyaç duyulduğuna ikna etmesi gerekecek. İlk iki aşamalı protokol, kaç kişinin uyacağını ve bu kişilerin aşıları ne kadar iyi tolere edeceğini görmek için bir deneydir. Bu süreçte aşı yaralanmaları normalleşiyor. Niyetleri belli. Oxford tıp profesörü John Bell, NBC News'e "dünyanın her yıl koronavirüse karşı düzenli aşılara ihtiyaç duyacağını" söyledi. Bell, Oxford-AstraZeneca ortaklığının “mimarıdır” ve aşıların yıllık dağıtımından finansal olarak faydalanmaya hazırdır. AstraZeneca CEO'su Pascal Soriot, covid-19'u düzenli aşılama gerektiren mevsimsel bir hastalık ilan etmeye hazır. Google'ın Vaccitech'e yaptığı yatırımdan para kazanmak için Dünya Sağlık Örgütü'nün pandemiyi "mevsimsel bir hastalık" ilan etmesine ihtiyacı var. WebMD zaten plana dahil.
Vaccitech CEO'su Bill Enright, Google'ın ve Vaccitech'in tüm yatırımcılarının, pandemi ilan edildiğinde ve aşılar mevsimsel olarak kullanıldığında “büyük bir telif ücreti” “aynı zamanda dönüm noktası ödemeleri” alacağını söyledi. Vaccitech, yatırımcıları dolandırıcılıktan süresiz olarak para kazanmaya hazırlanırken, ikinci nesil covid-19 aşılarını geliştirmek için şimdiden 2,3 milyon sterlinlik kamu fonu aldı. (İlgili: Oxford-AstraZeneca'nın COVID-19 aşı deneyi öjeni bağlantılı kurumlara bağlıdır.) Google, yatırım yaptıkları hatalı aşıları tanıtmak için gerçek halk sağlığı sorunlarının bastırılmasına yardımcı olacaktır.. Klinik deneylerde bilimle tutarlı olmak için, aşı alıcılarının her yıl altıdan fazla aşıya başvurması gerekecek ve bu da Google ve diğer finansörler için telif ücretini garanti edecek. Covid-19 aşıları, bozuk bir immünoloji sistemi için gelir üretirken gelecek yıllarda insan korkularından yararlanmak için tasarlanmış bir bağımlılık programıdır. Haber kaynakları şimdiden başka bir koronavirüs türünün korkusunu artırıyor ve dünyaya yeni bir covid koruma turunun yolda olduğundan emin olmak için aşılar geliştiriliyor. Aşılar, insanları, insanların komplikasyonlardan ve enfeksiyondan ölümden muzdarip olmasının iyi belgelenmiş nedeni olan kronik yetersiz beslenme durumundan korumaz. Aşılar, virüslerin vücuttan atılmasına yardımcı olmak için kişinin mikrobiyomunun veya mukoza zarının verimliliğini artırmaz. Aşılar, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları ve yiyecekleri bir kişinin yaşam tarzından çıkarmaz; bu, altta yatan koşulları olan kişilerin birden fazla komorbiditeden ölmesinin gerçek nedenleridir. Aşılar, tıbbi hatalara, hastane enfeksiyonlarına, ventilatörle ilişkili pnömoniye veya ventilatörlerden kaynaklanan ve en uygunsuz şekilde işletilen şehir içi hastanelerin bazılarında ölüm oranını artıran akciğer hasarına karşı koruma sağlamaz. Bunlar, gerçek halk sağlığı sorunlarından sadece birkaçı, ancak Google ve YouTube, yoğun yatırım yaptıkları aşıları zorlarken, sorunun kökenini bastırmaya devam edecek.(....)" (444)
** mRNA teknolojisinin öncüsü olan Luigi Warren, spike proteinin mRNA aşıları ile aşılanan insanlar tarafından dökülüp dökülmediği konusundaki görüşlerine değinince,twitter onun hesabını hemen askıya aldı..
"mRNA teknolojisi öncüsü, Covid-19 aşılı kişilerin spike protein dökebileceğini söylüyor, Twitter bunu sil diyor.
MRNA teknolojisinin öncülerinden Luigi Warren'ın Twitter hesabı şimdilik askıya alındı.Luigi Warren, mRNA tabanlı aşı ile aşılanan kişilerin spike proteinleri dökebileceğini tweetledi. Bu dökülmenin eksik miktarlarda olduğunu ve bu nedenle kimseye zarar veremeyeceğini de sözlerine ekledi.
Twitter, Twitter Kurallarını ihlal eden tweet'in hesaplarındaki hesabını askıya aldı.(....)" (100)
"Twitter, mRNA uzmanını sansürler ve kilitler
Twitter'ın "yanlış bilgilendirme" ile mücadelesi sürekli hatalar yapıyor. Kültürü iptal etmekten ve sansürden bıktıysanız, Reclaim The Net'e abone olun. Twitter, mRNA teknolojisinin öncülerinden birinin, bir aşı nedeniyle vücudun viral partikülleri serbest bırakma sürecine atıfta bulunan ve potansiyel olarak başkaları için enfeksiyon riskine neden olan bir kavram olan viral dökülme hakkındaki bir tweet'ini sildi. Platform, tweet'in silinmesi ve mRNA teknoloji uzmanının kısıtlanması için bir neden sunmadı. “Dökülme fikrinin, aşılanmış proteinin virüs değil, saç dökülmesi olduğuna inanıyorum. Ve mRNA aşıları ile aşılanan kişilerin spike proteini döktüğü kesinlikle doğru, ancak çok küçük miktarlarda, neredeyse kesinlikle başkalarında hastalığa/huzursuzluğa neden olamaz” diye yazdı Luigi Warren, 26 Mayıs'ta Twitter'da. (....)" (75)
"İrlanda Okullarda Maske Takmayı Reddetti: 'Çocuk İstismarıdır'
Ünlü spiker Tucker Carlson, 12 Nisan 2021'deki Fox News programında İrlanda'nın bazı maske bulgularını vurguladı. Haber gazetecisi, "küçük çocukları 'nemli kağıt burka giymeye' zorlamanın 'çocuk istismarı' olduğunu" açıkladı.(....) Yüz maskeleri 'anksiyete ve nefes alma sorunlarını daha da kötüleştirebilir.' Buna ek olarak, özellikle çok küçük çocuklarda iletişim ve dil becerilerinin gelişimini olumsuz yönde etkilerler. Carlson, daha önceki araştırmaların maskelerin özellikle çocuklarda vücuttaki yüksek karbondioksit seviyelerine katkıda bulunabileceğini gösterdiğine işaret etti. Ek olarak, yüz maskeleri genellikle tehlikeli bakteriler için bir üreme alanıdır. Ayrıca, çalışmaların yüz maskelerinin yüz gelişimini bile etkileyebileceğini gösterdiğini de sözlerine ekledi.(....)" (76)
"DR. SHERRI TENPENNY - PFIZER MUHBIRI CV19 ENJEKSIYON ÖLÜMLERININ GERÇEK SAYISININ 200.000 OLDUĞUNU SÖYLÜYOR!
Dr. Sherri Tenpenny, bir Pfizer muhbirinin, elinde CV19 enjeksiyon ölümlerinin gerçek sayısının 200.000'e yakın olduğunu gösteren belgelere sahip olduğunu bildirdiğini söyledi." (74)
"Robert Barnes: COVID-19 Aşısının FDA Onayı Bir Aldatmaca
https://vivabarneslaw.locals.com'dan Robert Barnes, COVID aşılarının son FDA onayının nasıl bir aldatmaca olduğunu ortaya çıkarmak için Alex Jones Show'a katılıyor. " (53)
"Asıl tehdit virüs değil, uygulanan “sağlık” sistemidir!
(...)“Virüsün şeması çıkarıldı” deniliyor ama ortaya çıkarılan virüs resmi bilgisayarda çizilmiş bir figürden ibaret! Üstelik virüs resmi diye çizilen bu figür, insan ve hayvan hücresinde bulunan eksozomlar ile aynı! En azından böyle bir iddia var! Yani bize virüs diye gösterilen resim, insan vücudunda doğal olarak bulunan, hücre içindeki bir maddenin resmi olabilir! Bu maddenin elektromanyetik dalga etkisiyle hücreyi patlatarak dışarı çıktığı ve kanı zehirlediği, önce akciğerleri etkilediği için solunum yoluyla temasta bulunulan diğer insanlara da bulaştığı belirtiliyor. İnsan metabolizmasını değiştiren ve doğal hücre ölümlerinin dışında hücre ölümüne yol açan bir dış etken var ama Türkiye’de şu günlerde bu konuları tartışan ve halkı bilgilendiren bir bilim adamı yok! (....) " (415)
- Covid-19 ölüm vakaları böyle mi şişiriliyor? Acaba olabilir mi?
-----------------------------------
Aşağıdaki haberde ilginç.. İngiltere'deki bir (özellikle de insanların "ölümleri" ile ilgili bir) uygulamada ""ölümden önce hastaDA COVID-19 enfeksiyonuna özgü semptomlar varsa, ancak test sonucu alınmamışsa, ölüm nedeni olarak 'COVID-19' vermek (...)" ve "Bu, bir ölümün COVID-19 olarak kaydedilmesi için pozitif bir COVID-19 test sonucunun gerekli olmadığı anlamına gelir. (...)" diye böyle garip bilgiler blunuyor. Yani,örnekte verilmiş yaşlı bir kadının "evde iskemik inme geçirmeden beş gün önce tipik COVID-19 semptomlarına sahip olduğu bildirildi. COVID-19 için test edilmemesine rağmen, adli tabip semptomları ve enfekte bir bireye maruz kalması göz önüne alındığında, muhtemel ölüm nedeninin COVID-19 olduğunu belirledi" diye de eklenmiş.. Eğer yanlış anlamadıysak, kim ölürse ölsün, ölen kişiler "adli tabip semptomları ve enfekte bir bireye maruz kalması" durumunda, test edilmeden ölüm kayıtlarına "covid ölümü" diye yazılıyor..Bu doğruysa (ve yanlış anlamadıysak tabii) şimdi "covid ölüm" vakalarının neden bu kadar şişirilmiş olduğunu anlayabiliyoruz..
"Koronavirüs (COVID-19) Ölümleri
COVID-19'dan ölümler: arka plan.. Doğrulanmış vakalar COVID-19 testinin pozitif laboratuvar onayına dayansa da, ölüm nedeni olarak listelenmesi için laboratuvar tanısı gerekmeyebilir. İngiltere kılavuzlarında, örneğin, uygulayıcıların ölüm belgelerini en iyi şekilde tamamlamaları gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır, "ölümden önce hastaDA COVID-19 enfeksiyonuna özgü semptomlar varsa, ancak test sonucu alınmamışsa, ölüm nedeni olarak 'COVID-19' vermek ve daha sonra kullanılabilir olduğunda test sonucunu paylaşmak tatmin edici olacaktır. Bez olmaması koşullarında klinik yargının uygulanması memnuniyettir." Bu, bir ölümün COVID-19 olarak kaydedilmesi için pozitif bir COVID-19 test sonucunun gerekli olmadığı anlamına gelir. Bazı durumlarda, ulusal yönergelere bağlı olarak, tıp uygulayıcıları, belirti ve semptomların alttaki neden olarak buna işaret ettiğini düşünürlerse COVID-19 ölümlerini kaydedebilirler.
ABD CDC yönergeleri de bunu bir örnekle açıkça ortaya koyuyor: 86 yaşındaki bir kadının doğrulanmamış bir COVID-19 vakasıyla ölümü. Kadının evde iskemik inme geçirmeden beş gün önce tipik COVID-19 semptomlarına sahip olduğu bildirildi. COVID-19 için test edilmemesine rağmen, adli tabip semptomları ve enfekte bir bireye maruz kalması göz önüne alındığında, muhtemel ölüm nedeninin COVID-19 olduğunu belirledi. (.....)
Gerçek ölüm rakamlarının doğrulanmış ölümlerden daha yüksek olması muhtemeldir.. Bildiğimiz şey, bugüne kadar COVID-19 nedeniyle doğrulanmış ölümlerin sayısıdır. Sınırlı test ve ölüm nedeninin atfedilmesindeki zorluklar, doğrulanmış ölüm sayısının COVID-19'dan gerçek ölüm sayısının doğru bir sayısı olmayabileceği anlamına gelir. Devam eden bir salgında, tüm vakalar için nihai sonuçlar - ölüm veya iyileşme - henüz bilinmemektedir. Semptom başlangıcından ölüme kadar geçen süre COVID-19 için 2 ila 8 hafta arasında değişmektedir.6 Bu, şu anda COVID-19 ile enfekte olan bazı kişilerin daha sonraki bir tarihte öleceği anlamına gelir. Mevcut ölüm sayısı ile mevcut vaka sayısı karşılaştırılırken bunun akılda tutulması gerekiyor. (...)" (302)
* Ve Digerleri..
---------------------
"Çocuklar üzerinde deney yapmak..
Spike proteinleri kalbi, üremeyi ve vücut sistemini etkiler. Araştırma şimdi enjeksiyonla yapılan spike proteinlerin sistematik olarak yayıldığını kanıtlıyor. Spike proteinleri dokuya zarar verir. Zararlı malzeme enjekte ediyoruz. Bilerek. Çocuklara. Mantık>Bilim" (85)
"Japonya'nın Okinawa bölgesinde, diğer aşı grubunun askıya alınmasından günler sonra, şişede bulunan "siyah maddeler" nedeniyle moderna aşıları durduruldu
Okinawa ili, ilacın bir flakonunda bilinmeyen maddeler bulunduktan sonra Moderna aşılarını durdurdu. Hareket, Japonya'nın kontaminasyon endişeleri nedeniyle farklı bir partiden 1,6 milyon Moderna dozu çekmesinden sonra geldi. Japonya'nın kamu yayıncısı NHK'ye göre, şırıngalarda ve bir şişede siyah maddeler bulunurken, Moderna aşı dozu olan farklı bir şırıngada tanımlanamayan pembe maddeler tespit edildi. Okinawa hükümeti Pazar günü yaptığı açıklamada, "bazılarında yabancı maddeler tespit edildikten" sonra Moderna aşılarının kullanımını askıya aldığını söyledi.(....)" (51)
"COVID-19 Kilitlenmelerinden Bir Yıl Sonra Okula Geri Dönmenin Tehlikeleri
Çocuklara artık sert suçlular gibi davranılıyor: kelepçeli, tutuklanmış, şoka uğramış, ele geçirilmiş ve Amerikan polis devletinde Anayasa'nın (özellikle Dördüncü Değişikliğin) pek bir şey ifade etmediği acı verici dersi öğrettiler. Draconian sıfır tolerans politikaları, gençleri düşünce, konuşma veya hareket özgürlüğünün olmadığı bir dünyaya alıştırıyor.
"Amerika Birleşik Devletleri'ndeki topluluklarda her gün, çocuklar ve ergenler uyanık oldukları saatlerin çoğunu, giderek daha çok öğrenim yerlerinden çok gözaltı yerlerine benzeyen okullarda geçiriyorlar." Araştırmacı gazeteci Annette Fuentes.
Bir zamanlar Amerika'da, ebeveynler, bir yaz tatilinden sonra çocukları okula geri döndüklerinde, günün büyük bir bölümünde çocuklarının zarar görmeden ve beladan kazançlı bir şekilde meşgul olacağı bilgisiyle rahat bir nefes aldılar. . Bunlar, COVID-19 pandemisi günlük yaşamımıza yepyeni bir Dadı Devleti otoriterliği getirmeden, toplulukları kilitlemeden, çocukları okuldan ve sanal sınıflara zorlamadan ve çok sayıda işgücünü bağımlı hale getirmeden önceki güzel günlerdi. diğer kesimleri evden çalışma modeline iterken ve genel olarak bizi hükümet tarafından özel hayatımıza giderek daha rahatsız edici bir düzeyde müdahaleye maruz bırakıyor. Şimdi, fiziksel bir sınıftan yaklaşık 18 ay sonra öğrenciler okula geri dönüyorlar. İşte bekleyebilecekleri şey.(....)" (55)
""Bilim gibi giyinmiş panik pornosu" - Delta varyantı hakkındaki gerçeği ortaya çıkarmak.
Amerika, Delta varyantı histerisinin kurbanı olan tek ülke değil. Hisse senedi vadeli kontratları, Dr. Anthony Fauci'nin Delta varyantı tarafından ortaya çıkan sözde "korkunç tehdit" hakkındaki uyarıları Amerikan medyası tarafından çarpıcı bir şekilde artmaya devam ederken kırmızı Çarşamba sabahı. Dün, ABD'de bildirilen günlük COVID vakaları pandeminin başlangıcından bu yana en düşük seviyelerine dokunduktan sonra daha yüksek seyrederken Delta varyantı konusunu ele aldık. Veriler, aşı yaptırmayı reddeden Amerikalıların nispeten büyük bir alanı hakkında başka bir uyarı turuna neden oldu. Çarşamba günü Bloomberg, aynı gerçekleri etkili bir şekilde yeniden belirten bir dizi hikayenin sonuncusunı yayınladı: bir avuç derin kırmızı eyaletteki aşılama oranı, ülkenin geri kalanındaki oranı önemli ölçüde geriletti. Çarşamba günkü hikayenin ana etkisi, en çok ve en az aşılanan eyaletler arasındaki uçurumun genişlemeye devam etmesiydi. Bloomberg bile "ulusal düzeyde, haberler iyi görünüyor... ülkenin aşı kampanyası dünyanın en başarılıları arasında..."
Bloomberg hikayesinde aktarılan bir akademisyen, Texas A&M'de kırsal sağlık okuyan Timothy Callaghan, "aşılamanın nadir olduğu ve sürü bağışıklığına yakın olmayan ilçelerimiz ve yüksek olduğu diğer ilçelerimiz olacak. Sahip alıp almadığımız bölünmüş bir ülkeye doğru gidiyor olabiliriz." Ayrıca, geçen hafta 700 ilçede COVID vakalarının analizinde, ilk olarak Hindistan'da tanımlanan yeni delta varyantının (Bloomberg'egöre "çok daha bulaşıcı" olan) daha az aşılanmış ABD ilçelerinde daha sık bulunduğu konusunda uyardılar. Ancak Delta varyantı sars-cov-2'nin önceki yinelemelerinden gerçekten "çok daha bulaşıcı" mı? Yazar Daniel Horowitz, Blazetarafından yayınlanan yeni bir yazısında, mevcut verilerin Delta'nın diğer suşlardan daha ölümcül veya daha bulaşıcı olmadığını gösterdiğini açıklıyor. Horowitz, Epidemiyologların ve Dr. Fauci gibi halk sağlığı bürokratlarının uyarılarını "bilim gibi giyinmiş panik pornosu" olarak tanımladı.(....)" (60)
"Dr. Peter Breggin Dünyayı Uyardı: COVID-19 Aşıları Bir Biyo-Silahtır
"https://wearetheprey.com'dan Dr. Peter R. Breggin, halkı COVID-19 aşı biyolojik silahının ölümcül tehlikeleri hakkında uyarmak için The Alex Jones Show'a katılıyor." (VİDEO)" (63)
"En iyi bilim adamları onaylıyor: Covid-19 batıyı devirmek için tasarlanmış küresel bir biyolojik silahtır
Özgür dünyanın, Great Rest'in ele geçirilmesini yenme ümidi varsa, onun gündemine tamamen uyanmalı ve hayatta kalmak için bir savaşta olduğumuzu anlamalıyız! Dünyanın en çok yasaklanan yayınının bu VITAL sürümünü izleyin ve paylaşın! (video)" (64)
"Tavuklardaki Marek hastalığı, covid enjeksiyonlarının gerçek tehlikelerini ortaya çıkarır.
American Journal'dan Harrison Smith, Marek Hastalığı'nın COVID Aşılarının tehlikelerini nasıl ortaya çıkardığını açıklamak için Alex Jones Show'a katılıyor ve alıcının ortadan kaldırmayı umdukları virüsün daha kötü versiyonlarını mutasyona uğratmasına ve aktarmasına izin veriyor. (video)" (65)
"Yeni çalışma maskesiz, unvaxxed(aşısız) çocuklar için korkunç bir resim çiziyor
Georgia Tech ve North Carolina Eyalet Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından COVID-19 bulaşması üzerine yapılan yeni bir araştırma, okula maskesiz ve aşısız giden öğrenciler için korkunç bir tablo çiziyor. Araştırmadan elde edilen model bulguları, 500 öğrencilik bir okulda, "maskesiz ilkokul öğrencilerinin ek %70'inin üç ay içinde COVID-19 ile enfekte olabileceğini" ve "maskeli ilkokul öğrencilerinin %40'ının üç ay içinde enfekte olabileceğini" buldu. Aşılı ortaokul ve liseler maskesiz %40 enfeksiyon riskiyle karşı karşıya. Georgia Tech Endüstri ve Sistem Mühendisliği Okulu başkanı ve profesörü Pınar Keskinocak, Yahoo Finance'e verdiği demeçte, "19 Ağustos'ta yaklaşık 160.000 yeni COVID vakası bildirildi. Dolayısıyla COVID bizim istediğimiz kadar bitmedi." . Maskeleme ve aşıların COVID-19'un okullarda yayılması üzerindeki etkileri hakkındaki son araştırmasını tartışmak için Yahoo Finance Live'a katıldı.(....)" (67)
"Ölüm ve Yıkım Pfizer COVID-19 Aşılarını Takip Etmeye Devam Ediyor - Şimdi FDA Tarafından Onaylandı
Dün, ABD Hükümeti'nin Aşı Olumsuz Olay Raporlama Sistemi'nde (VAERS) kaydedilen Pfizer COVID-19 aşılarının ardından 1.517.211 yaralanma ve 9.027 ölümle FDA'nın devam ettiğini ve yine de tam onay verdiğini bildirdik. Bugün, Pfizer atışlarından sonra bu ölümlerin ve yaralanmaların bazılarına bazı yüzler koyduk. Dün FDA duyurusu konusunda bazı karışıklıklar var gibi görünüyor, çünkü birkaç kişiye e-posta göndertdim ve FDA'nın Pfizer çekimlerini onaylamadığını, sadece acil kullanım yetkilerini (EUA) uzattığını belirtiyorum. FDA Pfizer/BioNTech çekimlerini onayladı, ancak görünüşe göre mevcut çekim dozlarında EUA'yı da genişlettiler. Şimdi görünüşe göre Pfizer/BioNTech tarafından üretilen iki farklı "aşı" var, biri EUA kapsamında, diğeri de dün FDA tarafından onaylandı.(...)" (77)
"Pandemi | Bakış Açıları "Kan Pıhtıları ve Ötesi"
Şubat 2021'de Profesör Sucharit Bhakdi, M.D. ve birkaç meslektaşı, Avrupa İlaç Ajansı'nı deneysel gen bazlı enjeksiyonlar alan milyonlarca insanda potansiyel kan pıhtılaşması ve serebral ven trombozu tehlikesi konusunda uyardı. O zamandan beri, dört enjeksiyondan ikisi, sadece bu nedenle Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde askıya alındı veya geri çağrıldı. Perspektifler'in bu bölümünde Profesör Bhakdi, sorunun arkasındaki bilimi, neden sadece halihazırda askıya alınan ürünlerle sınırlı olmadığını ve neden uzun vadede milyarlarca bilinçsiz denekte tehlikeli derecede aşırı aktif bağışıklık sistemleri yaratıyor olabileceğimizi açıklıyor." (99)
"Amerika'nın Aksine, Deneysel COVID Aşıları Komünist Çin ve Rusya'da Zorunlu Değİl
Amerika, halkı için deneysel COVID aşılarını zorunlu kılmayan Komünist Çin veya Rusya'dan bile daha yakın görünüyor. Amerika'da, Joe Biden geçenlerde tüm federal işçilerin ve AMERIKAN ordusunun deneysel mRNA enjeksiyonuna tabi tutulması gerektiğini açıkladı. Ayrıca, işletmelere, müşteriler için aşı pasaportu gerektiren çalışanlar ve şirketler üzerinde aşı zorunlulukları uyguladıklarından ötürü övgüde bulundu. Bununla birlikte, Komünist Çin'in Ulusal Sağlık Komisyonu altındaki hastalık kontrol ve önleme merkezi, Global Times'agöre, 1,4 milyar insanına atış yaptırmanın "bilgilendirilmiş, rızalı ve gönüllü" ilkelerinin önemini vurgulayarak vatandaşlar için zorunlu aşıları geçen ay reddetti.(....)" (56)
"Bir Miami Okulu Anti-Vaxxers için Nasıl Bir İşaret Oldu?
Centner Academy, koronavirüse karşı yeni aşılanan öğretmenlerin, öğrencilerin yakınında olmasını yasakladı. Bazı aileler çocuklarını geri çekmekle tehdit etti. Diğerleri kaydolmak için haykırdı. (...)Beşinci sınıf matematik ve fen bilgisi öğretmeni, Çarşamba günü Miami'deki özel bir okul olan Centner Academy'deki öğrencilere sahte bir komplo teorisi satarak, zararlı aşı dökülmesine maruz kalabilecekleri için koronavirüse karşı aşılanmış ebeveynlere beş saniyeden fazla sarılmamaları gerektiği konusunda uyardı." (6)
"Miami'deki özel bir okulda bir öğretmen, zararlı aşı dökülmesini önlemek için öğrencileri aşılı ebeveynlerine beş saniyeden fazla sarılmamaları konusunda yanlış bir şekilde uyardı. Okul ayrıca, okul yılı içinde aşı yaptıran öğretmenleri istihdam etmekle tehdit etti." (7)
"COVID-19 aşılarının hiçbirinde gerçek virüsün tamamı yoktur. Bu, viral dökülmeyi ve enfeksiyonu imkansız hale getirir. Aşıyla virüs bulaşması, araba kullanmaya çalışmak gibi ama sadece içi boş bir gövdeye sahip olmak, motor yok, direksiyon simidi veya fren yok, hatta akü bile yok." (8)
** Spike proteini hakkında kısa adı MHRA olan İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu ile Roland Gilmore adındaki bir vatandaş arasında geçen ilginç bir mesajlaşma içeriği..
"Aşılı kişiler tarafından aşılanmamış kişilere bulaşan SARS CoV 2 başak proteini dökülmesi.
"MHRA'nın araştırmayla ilgili yazılı bir kaydı olmadığını söyleyen bir yanıttan kaçınmak için (hem in vivo hem de in vitro testler gerçekleştirdi), bu, Tuz Enstitüsü basın bülteninin bağlantısıdır: - (101.1) ve bu yayınlanan makaleye bir bağlantıdır: -(101.2) Bu, spike proteinin tek başına hastalığa neden olmak için yeterli olduğunu kanıtlıyor. Basitçe söylemek gerekirse, aşıların insanları öldüren unsuru içerecek şekilde tasarlandığı anlamına gelir. Saygılarımla, Roland Gilmore"
--
"Sevgili Bay Gilmore, 24 Mayıs 2021 e-postanızla ilgili olarak, MHRA aşılanmamış insanlar için aşılanmış insanlar tarafından "spike protein dökülmesinden" kaynaklanan herhangi bir tehlike olduğunu düşünmüyor. Ayrıca, klinik çalışmalarda veya aşıların herhangi birinin yetkilendirilmesinden bu yana böyle bir etki gözlenmedi.Saygılarımızla"
--
"Sayın MHRA Müşteri Hizmetleri, Lütfen klinik araştırmalardaki spesifik kanıtları belirtin. MRNA öncüsü Luigi Warren, miktarın muhtemelen hastalığa neden olmak için çok küçük olduğunu söylese de sizinle aynı fikirde değil. Yine de; Yakın zamanda aşılanmış kadınlarla yakın kişisel temasta bulunan, ardından düzensiz adet döngüleri, kötü kramplar ve normalden daha ağır akıntı yaşayan aşılanmamış kadınlara ilişkin çok sayıda anekdot raporu vardır. Bir rapor, annesi aşılanmış, daha sonra erken, ağır bir dönem geçirmiş ve kurdeşen olan 14 yaşındaki bir kız çocuğudur. Unutulmamalıdır ki çoğu uzman, aşılar sonucunda üretilen spike proteinlerin delta kasında kalacağına inanmaktadır; artık vücuda yayıldıklarını biliyoruz. MHRA'nın sahip olduğu sorunun halkın güven eksikliği olduğuna inanıyorum. MHRA neden bu fenomen veya sarı kart sisteminizde bildirilen binlerce ciddi aşı yaralanması hakkında herhangi bir bağımsız klinik araştırma yapmıyor? Bu bilimsel titizlik eksikliği ve aşı üreticileri (hepsi de suçlardan suçlu bulunmuş ve yüz milyonlarca dolar para cezasına çarptırılmış) tarafından sağlanan bilgilere güvenmek, MHRA'nın çalışma şekline karşı kamuoyunda güven uyandırmaz. Bu aşıların piyasaya sürülmesinden bu yana bildirilen aşılama sonrası ölümlerin, son 30 yılda diğer tüm aşılardan bildirilen tüm ölümlerden daha fazla olduğu yaygın bir bilgidir. Rapor edilen zararlara ilişkin yayınlanmış bir kanıtları yoksa, soruşturmalar gereklidir. Saygılarımla, Roland Gilmore"
--
adawodd Roland Gilmore anodiad (Gorffennaf 16, 2021) MHRA görüşlerini ifade ediyor ve viral spike protein dökülmesine dair bir kanıt olmadığını söylüyor; spike proteinlerinin dökülmesini tanımlayan yayınlanmış makaleler vardır. Araştırmalar, spike proteinlerinin hastalığın bir göstergesi olan iltihaplanmaya neden olduğunu göstermiştir. Bu dökülmenin enfeksiyon veya aşılamadan sonra aylarca devam edebileceği görülmektedir.
--
"Sayın MHRA Müşteri Hizmetleri, MHRA, insanları COVID-19'a karşı korumada "aşıların faydalarının" herhangi bir yan etki veya potansiyel riskten daha ağır bastığını iddia ediyor. Eğer bu iddia doğruysa, neden hastaneye kaldırılanların sayısı artıyor ve NHS neden insanlara "güçlendirici aşılar" yapmayı planlıyor? Daha sonra, "orta ve uzun vadeli olası güvenlik sorunlarının derhal ve yeterli şekilde değerlendirildiğini" iddia ederler ancak; şu anda kısa vadedeyiz (1 yıldan az) ve orta ve uzun vadeli ölüm ve yaralanma tahminlerini yayınlamadık (belki de yapamayız). MHRA "ortaklarından" bahsettiğinde, buna "aşıların" tanıtımından finansal olarak yararlanan şirketler de dahildir. MHRA'nın ölüm ve yaralanmaları değerlendirme ve değerlendirme konusundaki konuşması, Sarı Kart sistemlerinde bugüne kadar bildirilen 1.440 ölüm ve 1.037.376 yaralanmaya ilişkin soruşturmaların sonuçlarını henüz yayınlamadı. Saygılarımla, Roland Gilmore (...)" (101)
"COVID aşılamasından sonra hücresel olarak üretilen SARS-CoV-2 başak proteininin biyolojik dağılımı, yarı ömrü ve bilinen toksisitesi.
Sayın İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu, Lütfen aşağıdakileri gösteren verileri sağlayabilir misiniz:
1) Aşılama ile üretilen başak proteini için dokular, organlar, hücreler ve insan vücudu organ sistemleri dahil olmak üzere biyolojik dağılım.
2) Bir bireyin aşılandığı noktadan bir spike protein konsantrasyonu-zaman grafiği sağlayabilir misiniz? Spike proteinin en yüksek konsantrasyonunun üretilmesinin ne kadar sürdüğü ve spike proteinin yarı ömrü ile özellikle ilgileniyorum.
3) LD50, LC50, TDLo gibi spike protein için bilinen toksikolojik veriler.. Saygılarımla, Dr Lee Proctor (....)" (102)
* Covid19 aşıları hakkında ingiltere diğer mhra sorulan sorular..(103)
"İstatistik ve Araştırma, Koronavirüs (COVID-19) Aşıları
Dünya nüfusunun %40,2'si en az bir doz COVID-19 aşısı almıştır. Dünya çapında 5,44 milyar doz uygulandı ve şu anda her gün 35,64 milyon doz uygulanıyor. Düşük gelirli ülkelerdeki insanların sadece %1,8'i en az bir doz almıştır." (276)
"EMA, AstraZeneca/Oxford corona virüs aşısının bir diğer yan etkisini açıkladı: Kaçış sendromu
Avrupa Birliği’nin (AB) ilaç düzenleyicisi Avrupa Birliği İlaç Ajansı (EMA), corona virüse karşı geliştiren AstraZeneca/Oxford aşısının kan pıhtılaşması dışında, "kaçış sendromu" olarak da bilinen “sistemik kılcal sızıntı sendromu”na da neden olabileceğini duyurdu. Şimdiye kadar 5 kişide tespit edilen ve oldukça nadir görülen durum, kılcal damarlardan kaslara ve vücut boşluklarına kan sızmasına neden olarak kan basıncında ani bir düşüşe ardından organ yetmezliğine ve ölüme yol açabiliyor." (28)
"Delilik aynı şeyi tekrar tekrar yapıyor, ama farklı sonuçlar bekliyor."
ADE böyle görünüyor. Ve mRNA aşılarının hayvan deneylerinde olduğunda, tüm hayvanlar öldü. (Video)" (69)
"Vaxxed (Aşılı ve Yitik) Fragmanı, Altyazılı (66)
https://www.youtube.com/watch?v=1t04s4vm6Hg
"KANIT: Aşı oluşturmada kürtaj yapılan birçok bebek kullanılmaktadır" (405)
https://vaccines.news/2021-02-03-aborted-babies-are-used-in-vaccine-creation.html#
"Pfizer'in Yahudi CEO'su milyarlarca insanı öldürmekten bahsederken neşesini ZORLA KONTROL EDİYOR.(Video) " (70)
"Emekli maaşları dünya çapında durdurulacak - Küreselciler aşılananların yakında ölmesini umuyorlar - test bölgesi Avustralya.(Video)" (71)
"SEAN BROOKS uyardı: "Aşılanan insanlar ölecek"(Video)" (72)
"PFIZER'IN COVID-19 AŞILARININ ARDINDAN MAHVOLMUŞ YAŞAMLARIN VE ÖLÜMÜN HIKAYELERI(Video)" (73)
* Prof. Luc Montagnier ve Prof. Dr. Sucharit Bhakdi..
NOT: Aşağıdaki bu haberi Montagnier,daha önce yalanlamıştı. "Böyle birşey(herkesin öleceğini) söylemediğini!" söylemişti. Bunu daha önce yayınlamıştık. Bu haberin bu şekilde verilme mantığını anlamak gerekiyor. Evet Montagnier böyle birşey söylememişti ama buna yakın bir imada bulunmuştu. Örneğin özellikle de mRNA aşıları için ,"antikora bağlı geliştirme(ADE)ye sebep olabileceği, aşı eğrisinin ölüm eğrisini izleyebileceği" vb yönündeki mrna aşı gerçeğini dile getirmişti. Sanmıyorsam bu ima nedeniyle çoğu kişi bu şekilde "aşı olan herkesin öleceği" yönünde yorumlamış olabilir. Montagnier, isteseydi öyle de söyleyebilirdi ama söylemedi,belki de insanları korkutmak istemedi,bilemicez. Ama bir gerçek var ki, Montagnier'in dediği o "ADE ve aşı eğrisini ölüm eğrisi izler" gibi bilimsel sözlerinin, bu zehirli covid aşısı olan insanlarda birebir yaşandığını görebiliyoruz. Aşı sonrası ölen insanlar, artan varyantlar ve vakalar..Tam da onun dolaylı yoldan ima ettiği gibi oluyor herşey..
"Fransız virolog, covid aşısı olan herkesin öleceğini söyledi.
Önde gelen Fransız virolog Luc Montagnier'e göre, "Wuhan koronavirüsü (Covid-19) enjeksiyonu alan herkesin uzun süreli hayatta kalma şansı yok." Aşağıda Brighteon.com'da izleyebileceğiniz yakın tarihli bir röportajda, "Çin Virüsü'ne yakalanan herkesin öleceğini" bildirdi. Montagnier, segment sırasında açıkça, “Zaten aşılanmış olanlar için hiçbir umut ve olası bir tedavi yok” dedi. "Cesetleri yakmaya hazır olmalıyız." Montagnier, "enjeksiyonların içerdiği bileşenleri ve ne yaptıklarını uzun uzun inceledikten sonra, iğneyi alan her bir kişinin eninde sonunda antikora bağlı geliştirme veya ADE nedeniyle öleceği" sonucuna vardı. "Söylenebileceklerin hepsi bu", diye ekledi. Bu arada, Montagnier, "geçen baharda Wuhan Gribinin otoimmün tetikleyici virüsten yapay olarak eklenmiş DNA içerdiği" konusunda uyararak HIV'i ilk keşfeden kişi olarak kabul ediliyor. Şimdi, aynı değişiklikler, insanların vücutlarını nihai ani ölüme hazırlayan Çin Virüsü “aşılarında” bulunabiliyor gibi görünüyor. Montagnier geçen yıl ayrıca “koronavirüs genomunda HIV unsurlarının ve sıtma mikroplarının varlığının son derece şüpheli olduğunu ve virüsün özelliklerinin doğal olarak ortaya çıkamayacağını” belirtti. Haklı olduğu ortaya çıktı.
Wuhan Grip aşıları, zaman gecikmeli ölüm yoluyla kitleleri “yavaş öldürmek” için tasarlandı. Genetiği değiştirilmiş (GDO) virüsün, kasıtlı olarak salıverilmesi bir şeydir, ancak tıbbi kurumun daha sonra iddia edilen bir “pandemi”nin tam ortasında ona bir enjeksiyon yapması tamamen farklı bir şeydir. Montagnier'in görüşüne göre, bu yaklaşım en iyi ihtimalle "kabul edilemez bir hatadır", çünkü yapacağı tek şey Çin Virüsünün daha fazla "varyantını" yaymak ve daha fazla insanı öldürmek - başından beri plan bu gibi görünüyor. Bu arada, bu kabus için Donald Trump'a ve onun "Operasyon Çarpıtma Hızı" planına teşekkür ediyoruz. Onun sadık destekçilerinden bazıları, enjeksiyonların doğası konusunda kabinesi tarafından basitçe “yanıltılmış” olduğu için Trump'ın suçlanmaması gerektiğinde ısrar ederken, Trump'ın kendisi, on binlerce bilinen vakaya rağmen agresif bir şekilde onları bugüne kadar bile zorluyor. yaralanma ve ölümden. Çin Virüsü enjeksiyonlarının birçokları için “yavaş” bir ölüm olacak şekilde tasarlandığına dair kanıtlar artmaya devam ediyor, yani zararlı etkilerinin ortaya çıkması biraz zaman alıyor. Ancak bazıları için, geç saatlerde manşetlerde gördüğümüz gibi, yaralanma ve ölüm hemen gelecek. Bütün bunlar, istenen hedefe ulaşmak için gerekli olan herhangi bir hile veya zorlama taktiği kullanarak insanları "warp hızında" aşılamak için çılgınca acele etmeyi açıklayacaktır. Yeterince aşılanmış insan ölmeye başladığında, kalan aşılanmamışlar büyük olasılıkla direnecektir, bu yüzden Biden rejimi, tercihen 4 Temmuz'dan önce mümkün olduğunca çok insana enjekte etmek için hızla hareket ediyor. Bir yorumcu, "Bir kişinin ölmesi için en iyi zamanı belirleyecek yapay bir zeka ile bir veri tabanındaki sürüntü testlerinden DNA'nıza sahip olacak güçler ve bu, inme veya kalp krizi gibi 'doğal' bir nedenle olacaktır" Disclose.tv'de aşı olması gerekmeyen ancak covid "testi" yapılmış kişiler hakkında yazdı. “Belirli bir frekans, yalnızca evinize en yakın hareketlilik kulesi tarafından hedefle rezonansa girecektir. Skynet droidler değil, frekanslar gönderiyor." (....)" (456)
"Nobel Ödülü Sahibi Açıkladı - Covid Aşısı 'Varyant Yaratıyor'
Prof. Luc Montagnier, epidemiyologların "Antikora Bağımlı Geliştirme" (ADE) olarak bilinen fenomen hakkında bildiklerini ancak "sessiz" olduklarını söyledi. Virüslerin mutasyona uğradığı ve varyantlara neden olduğu anlaşılsa da, Fransız Virolog ve Nobel Ödüllü Luc Montagnier "varyantları yaratanın aşı olduğunu" iddia ediyor. (.....) Önde gelen virolog, "aşı tarafından oluşturulan antikorlar olduğunu" ve virüsü "başka bir çözüm bulmaya" veya ölmeye zorladığını açıkladı. Varyantların oluşturulduğu yer burasıdır. "Bir üretim olan ve aşılamadan kaynaklanan" varyantlardır.
- DSÖ'nün eğrisine bakacak olursak, Ocak ayında aşılar başladığından beri ölümlerle birlikte yeni enfeksiyon (kontaminasyon) gösteren eğri de patlamış durumda. Özellikle gençler arasında.
-Evet. Trombozlar vb.
Toplu aşılama programını nasıl değerlendiriyorsunuz? İşe yarayan ve pahalı olmayan tedavilere kıyasla toplu aşılama.
"Bu çok büyük bir hata, değil mi? Bilimsel bir hata olduğu kadar tıbbi bir hata. Kabul edilemez bir hatadır. Tarih kitapları bunu gösterecek, çünkü varyantları yaratan aşıdır. Çin virüsü için aşının oluşturduğu antikorlar var. Virüs ne yapar? Ölüyor mu yoksa başka bir çözüm mü buluyor? Yeni varyantlar bir üretimdir ve aşılamanın sonucudur. Bunu her ülkede görüyorsunuz, aynı: aşı eğrisini ölüm eğrisi takip ediyor. Bunu yakından takip ediyorum ve Enstitü'de aşı olduktan sonra Corona'ya yakalanan hastalarla deneyler yapıyorum. Size aşıya dirençli varyantlar yarattıklarını göstereceğim."
Pandemi döneminde aşı yaptırmalı mıyız?
"Bu düşünülemez. Sessizler… Bunu birçok insan biliyor, epidemiyologlar biliyor. Bir enfeksiyonun güçlenmesini sağlayan, virüsün ürettiği antikorlardır. Bu, antikorların belirli bir enfeksiyonu desteklediği anlamına gelen Antikor Bağımlı Geliştirme dediğimiz şeydir. Antikor virüse yapışır, o andan itibaren alıcılara, antikorlara sahiptir, bizde onları makrofajda vb. Virüsü dürtüyor ve tesadüfen değil, antikorlarla bağlantılı oldukları gerçeğinden dolayı. Yeni varyantların, aşılama nedeniyle antikor aracılı seçimle oluşturulduğu açıktır. TAMAM?" Nobel ödül sahibi,virolog Prof.Luc Montagnier,Çeviri için HeHa ve Miss Piggy'ye çok teşekkürler!" (94)
"Nobel Ödüllü Luc Montagnier - Covid Aşısının 'Nörodejeneratif Hastalığa' Yol Açabileceği Konusunda Uyardı
(...) RAIR Foundation USA için özel olarak tercüme edilen röportajın bir klibinde yer alan bazı noktalar, Prof. Montagnier'in çocukların yaygın olarak aşılanmasının nesiller boyunca korkunç sonuçlara yol açabileceği konusunda “öfkeli” olduğunu ortaya koyuyor. “Nesiller Arası Epigenetik Kalıtım” olarak bilinen bir süreçte gelecek nesillere aktarılabilen herbisit glifosat örneğini veriyor. Prof. Montagnier, “Glifosat üzerine yapılan son çalışmalar epigenetik etkilerin olduğunu gösterdi” dedi. "Bu, diyetlerinde glifosat yiyen insanların gelecek nesilleri etkileyecek bir şey aktardığı anlamına geliyor. Çocukları, torunları ve torunlarının torunları acı çekecekler” dedi. Nobel Ödüllü, “Messenger RNA”nın uygun bir çalışma yapılmadan feci sonuçlara yol açabileceğini açıkladı. Dedi ki: "Bugün aşılara enjekte edilen bu Messenger RNA, eğer onları aramazsak, gelecek nesiller üzerinde tespit edilemeyen etkilere sahip olabilir." Montagnier'in dile getirdiği bir başka endişe de, aşıların "nörodejeneratif hastalık" ile ilgili "beş ila on yıl" içinde görülebilecek yan etkilerinin olma olasılığıdır.
Nörodejeneratif hastalık, "öncelikle insan beynindeki nöronları etkileyen bir dizi koşul için bir şemsiye terimdir" ve "sinir hücrelerinin ilerleyici dejenerasyonu ve/veya ölümüyle sonuçlanan tedavi edilemez ve zayıflatıcı koşullar" olarak tanımlanır. Montagnier, "koronavirüsün RNA'sındaki prion dizilerine benzeyen diziler olduğunu" ve bu nedenle "beyindeki doğal proteinleri bozarak onları prion yapmak üzere değiştirebileceğini" belirtiyor. "RNA düzenleme değişiklikleri, prion hastalıklarının tezahürünü tanımlar" başlıklı bir araştırma makalesi, "Prion hastalıkları, hızla ilerleyen demans ile karakterize ölümcül nörodejeneratif bozukluklardır" diye açıklıyor.
"Çocukları aşılamak istememiz beni öfkelendiriyor çünkü o zaman gelecek nesli gerçekten etkilemiş oluyoruz. Örneğin, glifosat almayı bilmemiz gerekiyor, değil mi? Glifosat üzerine yapılan son çalışmalar epigenetik etkilerin olduğunu göstermiştir. Bu, diyetlerinde glifosat yiyen insanların gelecek nesilleri etkileyecek bir şey aktardığı anlamına geliyor. Çocukları, torunları ve büyük torunları acı çekecekler. Şu anda, bu sadece sıçanlarda gösterilmiştir. Bunu insanlara tahmin edebilirsiniz. Epigenetik etkiler vardır. Bunu düşünmeli ve sadece kendi neslimizi değil, geleceği de düşünmeliyiz. Bugün aşılara enjekte edilen bu Messenger RNA, eğer biz onları araştırmazsak, gelecek nesiller üzerinde tespit edilemeyen etkilere sahip olabilir. Bu maddeyi gerçekten bilmeden, orta ve uzun vadeli sonuçlarını bilmeden enjekte edersek,bu böylece devam edecek. Kesinlikle.
Bilinmeyen bir bölgedeyiz ve herkes için zorunlu aşılar ilan ediyoruz. Bu delilik. Kesinlikle kınadığım aşı çılgınlığı. Şunu da söylemek istiyorum ki, asla ama asla herkesin aşıdan öleceğini söylemedim ama aşı yaptıranların belli bir kısmı bundan zarar görecek. Bu kabul edilemez. Henüz herhangi bir gözlem yapılmamış yan etkilerden veya önceki çalışmalardan elde edilen herhangi bir veriden muzdarip olacaklar çünkü henüz söylemek için çok erken. Aynen öyle. Belki gelecek nesilleri de etkileyen yan etkiler olabilir, ama büyük ihtimalle bizim neslimizden beş ila on yıl sonra. Bu kesinlikle mümkün. Özellikle, nörodejeneratif hastalık dediğimiz bir şey. Koronavirüsün RNA'sındaki prion dizilerine benzeyen diziler var. Bu prionlar, beyindeki doğal proteinleri bozarak onları prion yapmak üzere değiştirebilir." Nobel ödül sahibi,virolog Prof.Luc Montagnier,Çeviri için Bayan Piggy'ye çok teşekkürler!" (95)
"Virolog Sucharit Bhakdi: 'Sağlıklı İnsanlar Tehlikeli Değildir' Ama Aşı IS.
"Bu deliliğe karşı dur ve buna bir son ver." Tanınmış Alman virolog Dr. Sucharit Bhakdi, 31 Ocak'ta Avusturya'da düzenlenen büyük bir kilitlenme karşıtı gösteriye verdiği sanal bir konuşmada birkaçını vurgulayarak salgınla ilgili yalanları bir kez daha söylüyor. Başlıca üç mesajı, sağlıklı insanların koronavirüsyü yaymaması, aşıların "son derece tehlikeli" ve hatta ölümcül olması ve keyfi ve bilim dışı kilitlenmeleri durdurmak için gelen bir "kurtarıcı" olmadığıdır. (...) Viyana'daki "yasaklı" mitingde yer alamamalarına atıfta bulunan Dr. Bhakdi, "Birbirimizle iletişim kurmamızı engellemek amacıyla insanların bir araya toplanmasını yasaklamada çok verimliler." dedi. "Olup bitenler açıkça kasıtlı ve kasıtlıdır." diye devam etti.(...)
Dr. Bhakdi, asemptomatik insanların birbirleri için hala tehlikeli olduğu önermesinin "yanlış raporlama ve yanlış model hesaplamalarıyla yaratıldığını" ancak yalanın "hükümette ve medyada iktidardakilerden" sürdürülmeye devam ettiğini açıklıyor. Bu, bu noktada "kesin bir statü olmadığını, ancak çelişkili çalışmalar olduğunu" iddia eden bir "gerçek denetleyicisinin" derisinin altına girdi.(....) "COVID-19 hastalığından dolayı asemptomatik bir bulaşıcılık yok", ancak aşının "son derece tehlikeli" olduğunu söyleyen Yetkili, insanların bundan "çoktan öldüğünü" iddia etti. Şöyle devam ediyor: Gençler bu aşıdan öldü. Bu gizleniyor, örtbas ediliyor ve kimse bu konuda konuşmak istemiyor. Ben her zaman şeffaf olan biriyim. Söylemek zorunda kaldığım şeyi söyledim çünkü bilimsel olarak kanıtlandı.
"Sevgili hemşehrilerim, Bugün aranızda olmayı çok isterdim. memnuniyetle orada olurdum. Bununla birlikte, iktidardakiler seyahati kısıtlamada çok verimlidir. Birbirimizle iletişim kurmamızı engellemek için insanların bir araya gelmesini yasaklamakta çok başarılılar. Olanların hepsi açıkça kasıtlı ve kasıtlıdır. Umarım cesaretinizi hiç kaybetmezsiniz ve tüm bunlara rağmen bugün bu kadar çok sayıda bir araya gelmeniz bence çok iyi. Maskesiz, sosyal mesafesiz ve iktidardakilerin sizden, bizden talep ettiği tüm saçma sapan kısıtlamalar olmadan. Kısa ama çok olumlu bir mesajım var. Yani, hala bir pandemi olduğu doğru değil. Bu doğru değil. Bir COVID vakasının tanımının resmi olarak değil, gayri resmi olarak yaklaşık on bir gün önce değiştirildiğini bilmeniz gerekir. 20 Ocak'ta W.H.O. COVID-19'u teşhis etmek için bu çok sayıda PCR testinin kullanılmasının, semptomlar eşleşmeden teşhis sonuçları üretemeyeceğini tavsiye etti. HİÇBİR “sağlıklı” pozitif yoktur. Bu, sizi kötüye kullanmak için kullandıkları tüm bu sayıların bir kart evi gibi çöktüğü anlamına gelir.
İkinci mesajım inanılmaz heyecan verici. Artık iyi biliniyor ve muhtemelen W.H.O. bu öneriyi yaptı, çünkü bu bir kılavuz değil, iktidardakilere sağlıklı insanların tehlikeli olmadığını dikkate almalarını söylüyor. Tehlikeli değilsin. Bu yerleşik bir gerçektir. Tüm bu peri masalı olduğu oldukça açık - peki, bu bir peri masalı değil, bir kabus oldu. Sağlıklı insanların başkaları için tehlikeli olabileceği fikri, hatalı raporlama ve hatalı model hesaplamaları ile oluşturulmuştur. Her şeyden önce, hükümetteki ve medyadaki iktidardakilerden gelen yanlış haberler nedeniyle.
COVID-19 hastalığından asemptomatik bulaşma YOKTUR. Bu çok iyi bir haber. Pek iyi olmayan daha fazla haber var. Aşı programı başlatıldı ve şu anda dağıtılıyor. Viyana'da olmayı çok istememin belirleyici faktörü buydu. Size yalvarıyorum, lütfen kendinizi bilgilendirin. Bu aşı son derece tehlikelidir. İnsanlar zaten ondan öldü. Gençler bu aşıdan öldü. Bu gizleniyor, üzeri kapatılıyor ve kimse bunun hakkında konuşmak istemiyor. Ben her zaman şeffaf olan biriyim. Sadece bilimsel olarak kanıtlanmış olduğu için söylemek zorunda kaldığımı söyledim. Bu bağlamda sizinle siyasi saikleri olan biri olarak konuşmuyorum ve siyasi bir gündemim de yok. Ne soldayım ne sağda. Seninle duruyorum. Bu aşı o kadar tehlikeli ki, ona “Bağışıklık ve Bağışıklık” adı verilen bir bölüm ayırdık. Ve herkesin kullanımına sunuldu. Bu bölümü ücretsiz olarak yayıncının ana sayfası Goldegg-Verlag'dan indirebilirsiniz. (İngilizce-Çevrilmiş Kitaba buradan bakın) Sadece kitabımız için bir arama yapın, orada bir bağlantı bulacaksınız. Lütfen okumak için zaman ayırın. En fazla iki saat sürer. Bitirdiğinizde uzmanlardan, politikacılardan ve Bay Kurz'dan çok daha fazlasını bileceksiniz. Bilgilendirilmiyorlar. Bu yüzden yakında insanlığa karşı suç olarak ortaya çıkacak şeyleri işliyorlar. Birlik olun. Sayılarınızı artırın. Bu çılgınlığa karşı dur ve buna bir son ver. Bunu sadece sen yapabilirsin. Hiç kimse. Lütfen birinin kurtarıcı olmasını beklemeyin. Bir tane yok. Ya kendin yapacaksın, kendin için. En önemlisi bunu çocuklarınız ve onların çocukları için yapın." Virolog Prof.Dr. Sucharit Bhakdi,Transkript (Çeviri için Bayan Piggy'ye çok teşekkürler!):" (96)
"Korkunç Uyarı: Tanınmış Virolog Dr. Sucharit Bhakdi, Gen Değiştiren Aşının 'Büyük Risklerini' Ortaya Çıkardı (Video)
Dr. Sucharit Bhakdi, şu anda Amerika ve Birleşik Krallık'ta dağıtılan aşının “dört büyük riskini” özetliyor. Tanınmış Alman virolog Dr. Sucharit Bhakdi, Alman vatandaşlarını gen değiştiren Çin Coronavirüs aşısının zararlı etkileri konusunda uyarıyor. Dr. Sucharit Bhakdi, Alman dizisi “Corona Quartett”te yakın zamanda yayınlandığında, şu anda belirli yerlerde dağıtılmakta olan aşının “dört ana riskini” özetledi. Pfizer-BioNTech aşısı “Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık'ta zaten onaylanmış” iken, Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn 27 Aralık'ta Almanya'dan onay gelmesini bekliyor ve aynı gün büyük aşı çalışmalarına başlayacak. *Güncelleme: Pfizer-BioNTech aşısı yalnızca "Acil Kullanım İzni" almıştır ve "ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmamıştır veya lisans verilmemiştir."
1.) Yaşlı Vatandaşlar Risk Altında!
Dr. Bhakdi tarafından yapılan ilk çarpıcı gözlem, “ABD ilaç devi Pfizer ile ortaklaşa geliştirilen "aşının, koronavirüsten ölme olasılığı en yüksek olan bireyler üzerinde test edilmediğiydi: önceden mevcut koşullara sahip yaşlı insanlar." Aslında, Dr. Bhakdi, deneklerin “genç, sağlıklı insanlar” olduğuna özellikle dikkat çekiyor. Yine de, "yarısında ateş, titreme, kas ağrıları, ağrıyan uzuvlar, baş ağrıları vardı ve kendilerini hasta hissettiler" dedi doktor. Anlatıcı, Avusturyalı gazeteci Michael Fleischhacker inanamayarak, "Yani şu anda aşılananlara benzer koşullara sahip yeterli test deneği yok muydu?" diye sordu. “Hiçbiri” Dr. Bhakdi yanıtladı. "Deneklerin hiçbirinde önceden var olan koşullar yoktu" diye devam etti.
“Genç, sağlıklı insanlar” için belirgin yan etkiler varken, sağlığı tehlikeye atılmış bir nüfusa alelacele oluşturulmuş, gen değiştiren bir aşı uygulamanın aşırı tehlikesini düşünmek için bir roket bilimcisi gerektirmez." Yine de, Deutsche Welle (DW) “Berlin şehir yönetimi, bakım evlerinde yaşlılara öncelik verileceğini duyurdu” diyor.
2.) Gen Değiştirici Aşı (mRNA) Tehlikesi
Dr. Sucharit Bhakdi, ikinci “büyük riskin”, gen değiştirici Messenger RNA (mRNA) aşısının “çok ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabileceği” gerçeği olduğunu açıklıyor. mRNA, CDC'de "bulaşıcı hastalıklara karşı korunmak için yeni bir aşı türü" olarak tanımlanıyor ve Bhakdi, bu tür aşının "bilimsel ve tıbbi olarak hala bilinmediği" konusunda uyardı. Eylül ayında RAIR Vakfı, doktorun geliştirilmekte olan koronavirüs aşısının "normal bir geleneksel aşı olmadığını ve grip aşısı gibi olmadığını" söylediğini aktardı. Pek çok insanın “genetiği değiştirilmiş gıdaya” karşı olmasına rağmen, “insan vücudunu genetik olarak manipüle eden” bir aşının endişe uyandırmadığı ironisini gözlemledi. Grip aşısı, vücudun virüse karşı doğal bağışıklığını oluşturmaya yardımcı olmak için “vücudumuza zayıflamış veya etkisiz hale getirilmiş bir mikrop” sokmasıyla bilinir. CDC'ye göre, "COVID-19'a neden olan virüsün yüzeyinde bulunan" bir protein oluşturmak için mevcut hücreleri kullanan bir mRNA aşısında durum böyle değil. Bağışıklık tepkisi de virüse karşı koruma sağlayan “antikorlar üretir”. “Amerika Birleşik Devletleri'nde lisanslı mRNA aşıları” bulunmamakla birlikte, CDC Amerikalılara “araştırmacıların on yıllardır onlar üzerinde çalıştığı ve onları incelediği” konusunda güvence veriyor.
3.) Coronavirüs Aşısı 'Patlayıcı Bir Bağışıklık Aşırı Tepkisi'ne Neden Olabilir
Dr. Bhakdi, koronavirüs aşısının üçüncü riskinin, "sonraki doğal olarak oluşan enfeksiyonlara ters bir aşırı reaksiyona katkıda bulunabilmesi" olduğunu açıklıyor. Bhakdi, potansiyel aşırı tepkinin “diğer virüsleri” de etkileyebileceğini söylemeye devam ediyor. Bhakdi şöyle diyor: “…garip bir şekilde, bu aşı, sonraki doğal olarak oluşan enfeksiyonlara karşı ters bir aşırı reaksiyona katkıda bulunabilir. Ve sadece bu virüsle değil, grip virüsü gibi diğer virüslerle de. Patlayıcı bir bağışıklık tepkisine neden olur.” Virolog, hayvanlar üzerinde yapılan testlerin "bağışıklık sisteminin hastalığa karşı tepkisinin arttığını gösterdiğini" belirtti. Devam ediyor: “Aşı yapılan hayvanlar neredeyse ölüyordu. Bu çok büyük bir tehlike." Dr. Bhakdi, “Gen temelli bir aşı bir kez kolunuza enjekte edildiğinde, birkaç dakika içinde aşı (mRNA) tüm vücudunuza yayılır” diye açıklıyor.
4.) Otoimmün Hastalık Riski
Dr. Bhakdi'nin dördüncü “büyük riski”, burada ayrıntılı olarak açıkladığı otoimmün hastalık olasılığıdır. Doktor, otoimmün hastalığın bir "dalı"nın "aslında teorik olarak ölüme ve kadın kısırlığına neden olabilen embolimik rahatsızlık" olduğunu açıklıyor. Dr. Backdi tereddüt etmeden devam ediyor: “Bunlar zaten siyah beyaz yazılmış teorik şeyler.” Bu ayın başlarında, RAIR Foundation USA, Almanya'daki Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) muadili olan Robert Koch Enstitüsü'nün başkanının, vatandaşları aşının uygulanmasından sonra gerçekleşecek kaçınılmaz ölümlere hazırladığını bildirmişti. Prof. Lothar H. Wieler vatandaşlara “Almanya'da her gün ortalama 2.500 – 2.700 kişinin öldüğünü” ve bu nedenle insanların koronavirüs aşısına atfetmek isteyebilecekleri ölümlerin “önceden var olan başka bir hastalıktan” kaynaklanabileceği konusunda güvence verdi; çünkü “yaşlılara ve aşırı yaşlılara” uygulanacaktır." İroni, elbette, Alman hükümeti vatandaşları koronavirüs aşısından kaçınılmaz ölümlere hazırlarken, virüsün gerçek ölüm oranını bulmak zor. Dr. Bhakti, daha önce “[gerçek ölüm oranı] cevabını bulamayacaksınız çünkü sadece RKI [Robert Koch Enstitüsü] raporlarını araştırırsanız ve sayıyı kendiniz hesaplarsanız bir cevap alacaksınız” dedi. Özel olarak çevrilmiş videoyu buradan izleyin:" Çeviri için Bayan Piggy'ye çok teşekkürler!
"Dr. Bhakti: Bu aşının potansiyel olarak dört büyük riski vardır ve bunları burada ve şimdi tartışmazsak çok geç olacak. Her şeyden önce, bu gen temelli bir aşıdır. İngiltere'de onaylanan ve muhtemelen yakında Avrupa'da onaylanacak olanın dört büyük riski var. İlk olarak, aşı tek başına çok ciddi yan etkilere neden olur. Onlar [denekler] genç, sağlıklı insanlardı ve yarısında ateş, titreme, kas ağrıları, ağrıyan uzuvlar, baş ağrıları vardı ve kendilerini hasta hissettiler. Şimdi, gidip bunu önceden mevcut koşullara sahip yaşlılara, bu tür bir aşıya verirseniz, onlara ne olacağını hayal etmek istemiyorum.
- Yani şu anda aşı olanlarla benzer koşullara sahip yeterli sayıda denek yok muydu?
Hiçbiri! Test deneklerinin hiçbiri önceden mevcut koşullara sahip değildi. İkinci risk: Bu aşının birkaç bileşeni vardır. Onu içine alan madde (mRNA) çok ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Üçüncüsü, garip bir şekilde, bu aşı, sonraki doğal olarak oluşan enfeksiyonlara karşı ters bir aşırı reaksiyona katkıda bulunabilir. Ve sadece bu virüsle değil, grip virüsü gibi diğer virüslerle de. Patlayıcı bir bağışıklık tepkisine neden olur. SARS-COV-1 için hayvanlar üzerinde yapılan testler, hastalığa karşı bağışıklık sisteminin tepkisinde artış olduğunu gösterdi. Aşılanan hayvanlar neredeyse ölüyordu. Bu çok büyük bir tehlike. Kolunuza gen temelli bir aşı enjekte edildiğinde, birkaç dakika içinde aşı (mRNA) tüm vücudunuza yayılır. Ayrıca normalde enfekte olmayacak hücrelere de girer. Orada bu virüs proteininin üretimine başlar. Hücrelerinde. Hücreleriniz bir fabrika olur. Sana bir şey söyleyeyim…
- Kısaca bize dördüncü riski anlatır mısınız? Dörtten bahsettin.
Dördüncü risk otoimmün hastalıktır ve bunun bir dalı aslında teorik olarak ölüme ve kadın kısırlığına neden olabilen embolimik rahatsızlıktır. Bunlar zaten siyah beyaz yazılmış teorik şeyler. Bitirmeme izin ver. Biontech'in aşı prospektüsünde, hamile kadınların aşı olmasına izin verilmediği bile yazıyor, çünkü aşı yaralanması göz ardı edilemez. Ve genç bir kadın aşı olmaya karar verirse, iki ay boyunca hamile kalmaktan kaçınmalıdır. Zaten öyle diyor. Asla deneylerde test edilmedi ve olması gerekiyordu. Bunun uzun zaman önce araştırılması gerekiyordu." (97)
"Virolog Sucharit Bhakdi Ebeveynleri Uyardı: 'O Vuruşu Çocuğunuza Verirseniz Suç İşlersiniz' (Video)
"İğneyi aldığınızda, vücudunuzda potansiyel olarak ölümcül olan bir reaksiyonu tetiklersiniz." – Dr. Sucharit Bhakdi Tanınmış Alman virolog Dr. Sucharit Bhakdi, halka potansiyel olarak “ölümcül” Çin koronavirüsü “aşılarını” almamalarını tavsiye ediyor. Saygıdeğer doktor, ebeveynleri “savunmasız” çocuklarına aşı yaptıranların “suç işledikleri” konusunda uyarıyor. Dr. Bhakdi tarafından yayınlanan kısa bir videoda, koronavirüs aşısı olarak bilinen deneysel gen değiştirici mRNA enjeksiyonunun tüm markalarının, bağışıklık sisteminin "virüsle savaşmak için harekete geçmesine" neden olduğunu açıklıyor. Bağışıklık sisteminin tepkisi, ölümcül olabilen trombüs oluşumunu tetikler. Dr. Bhakdi, "Bu patlamanın, damarlarınızda kan pıhtılarının oluşmasına yol açan zincirleme reaksiyonlarla, kimsenin göremediği, ancak beyninizde pıhtı oluşursa hissedebilecekleri pıhtılar tarafından oluşturulacağı konusunda her zaman derin bir endişemiz vardı." açıkladı. Ünlü doktor, aşılı kişilerde kan pıhtısı ve serebral ven trombozu yaşarsa ekledi; “Bölünmüş baş ağrıları, mide bulantısı, kusma, felç, pek çok insanın bildirdiği pek çok şeye sahip olacaklar.” Dr. Bhakdi, aşılı bir kişinin vücudunda bir yerde kan pıhtılaşması olup olmadığını tespit etmek için D-dimer laboratuvar testi yaptırabileceğini belirtti.
"Şimdi bir dizi Alman doktor, semptomlardan bağımsız olarak aşılamadan önce ve aşılardan günler sonra hastaların kanındaki D-dimerlerini ölçüyor. Pıhtı oluşumunu tetiklemenin tüm aşılarda çok yaygın bir olay olduğunu yeni öğrendiler” diye uyardı Bhakdi. Korkunç Uyarı.. Doktor, aşıyı alanlara endişe verici bir uyarı gönderiyor: "Bu aşıyı yaptığınızda, vücudunuza potansiyel olarak ölümcül bir reaksiyonu tetiklemiş oluyorsunuz." Yetişkinlere aşı yaptırmamaları için yalvarıyor, “Bu nedenle insanlara aşı olmamalarını şiddetle tavsiye ediyorum, eğer bir yetişkin olarak istiyorsanız yapabilirsiniz, ancak bir tehdit altında olduğunuzu anlamalısınız.” Videonun son anlarında Doktor, ebeveynlere koronavirüs aşısıyla ilgili en ciddi mesajını verdi,
"Çocuklara atışı (iğneyi) yapmayın çünkü kesinlikle kendilerini savunma ihtimalleri yok, çocuğunuza o iğneyi yaparsanız suç işlemiş olursunuz."" (98)
* Dünyaca ünlü bilim adamlarının, biyolojik silahlar covid aşılarına karşı birleşmesi..
---------------------------------------------------
"'Korkudan hareket etmeyin … kendi araştırmanızı yapın': panelistler 'vaxxed ii' ile ilgili soruları yanıtlıyor
Çocuk Sağlığı Savunması geçen hafta, bir panelist ekibinin “VAXXED II: Halkın Gerçeği” izleyicilerinden gelen soruları yanıtladığı canlı bir Soru-Cevap oturumuna ev sahipliği yaptı.
-Anne babalar çocuklarına aşı yaptırmaları için doktorlardan, okullardan ve diğerlerinden gelen baskılara nasıl karşı koyabilir?
-Yetişkinler eyalet ve yerel yönetimler ve işverenler tarafından yayınlanan COVID aşısı yönergelerine nasıl meydan okuyabilir?
“Fakat COVID aşılarının faydaları risklerinden daha ağır basıyor” diyen insanlara nasıl yanıt veriyorsunuz?
Çocuk Sağlığı Savunması (CHD) geçen hafta, bir panelist ekibinin “VAXXED II: Halkın Gerçeği” izleyicilerinin bu ve diğer sorularına yanıt verdiği canlı bir Soru-Cevap oturumuna ev sahipliği yaptı. Burada hala ücretsiz olarak canlı yayınlanabilen film, aşılı çocuklar arasındaki inkar edilemez kronik sağlık durumlarını kabul eden doktorlarla röportajlar içeriyor ve Tıp fakültesinde sadece Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinin tavsiye edilen programına göre aşıların uygulanmasına odaklanan bir aşı eğitimine işaret etmek.
Hepsi “VAXXED II”de yer alan Soru-Cevap panelistleri şunları içeriyor:
-Polly Tommey, “VAXXED II” yapımcısı ve moderatörü.
-Brian Hooker, Ph.D., P.E., CHD baş bilim görevlisi, Simpson Üniversitesi'nde biyoloji profesörü.
-Kari Bundy, CHD çeviri koordinatörü ve aşılandıktan birkaç gün sonra ölen 4 aylık anne.
-Paul Thomas, MD, çocuk doktoru ve aşılı çocuklarla aşısız çocukların sağlığını karşılaştıran bir çalışmanın yazarı.
-Nico La Hood, aşıdan yaralanan iki çocuğun avukatı ve ebeveyni.
Panelistler, COVID aşısı olan kişilerin aşıyı döküp-dökmeyeceği ve aşıları alan kişilerin onlardan detoks için neler yapabileceği hakkında sorular da dahil olmak üzere çok çeşitli soruları yanıtladı. Panelistler ayrıca izleyicilere her birinin kurallara uyduğunu hatırlattı. Çocuklarını aşıladılar ve çocukları yaralandı. Bugün COVID aşısını edinme baskısına gelince, panelistler izleyicileri "kendi içgüdülerinize güvenin, kendi araştırmanızı yapmaya" çağırdılar. Oğlu Mason, 4 aylık aşılarının ardından 2011'de hayatını kaybeden Bundy, “Haberleri kapatın. Korku, onların yapmanı istedikleri seçimi yapmanı sağlamak için oradadır. Korku dolu bir yerden operasyon yapmayın.” (...)" (78)
"Doktorlardan ve Bilim Adamlarından Avrupa İlaç Ajansına COVID-19 Aşı Güvenliği Endişelerine İlişkin Acil Açık Mektup. 28 Şubat 2021
Doktorlar, bilim adamları, avukatlar ve müttefik disiplinlerdeki meslektaşlar, adlarını, niteliklerini, uzmanlık alanlarını ve uygulama ülkelerini şu adrese göndererek açık mektubu imzalayabilirler: Doctors4CovidEthics@ protonmail. com, web doğrulaması ile (ör. işyeri veya kayıt bağlantısı, yayın için değil ). (...)" (43)
"Doktorlar ve Bilim Adamlarından Avrupa İlaç Ajansı'na COVID-19 aşı güvenliği endişeleriyle ilgili açık mektup.
Sayın İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu, Bu talebi ilk başta Public Health England'a gönderdim. Sorulan soruları cevaplayamadılar, ancak yapabileceğinizi önerdiler. Avrupa İlaç Ajansı'na gönderilen aşağıdaki açık mektupta yer alan soruları yanıtlamanızı rica edebilir miyim? Dünyada aşı uygulamasını onaylayan ilk ülke olarak, bu soruların kolayca yanıtlanabileceğini varsayıyorum. Emer Cooke, İcra Direktörü, Avrupa İlaç Ajansı, Amsterdam, Hollanda, 28 Şubat 2021,Sayın Baylar/Bayanlar,
AVRUPA İLAÇLAR AJANSI GENEL MÜDÜRÜ EMER COOKE'NİN ACİL KİŞİSEL DİKKATİNE
Hekimler ve bilim adamları olarak, hastadan bilgilendirilmiş onam alarak uygun şekilde geliştirilen ve uygulanan yeni tıbbi müdahalelerin kullanılmasını ilke olarak destekliyoruz. Bu duruş, terapötikler gibi aşıları da kapsar. Daha önce sağlıklı olan genç bireylerin gen bazlı COVID-19 aşılarıyla aşılanmasının ardından çok çeşitli yan etkilerin rapor edildiğini not ediyoruz. Ayrıca, dünyanın dört bir yanından, sakinlerin aşılandığı günlerde COVID-19'un bakım evlerini vurduğuna dair çok sayıda medya raporu var. Bu olayların, her birinin talihsiz tesadüfler olabileceğini kabul etmekle birlikte, bu koşullar altında ve özellikle de bu koşullar altında ve özellikle de bu durumun yokluğunda, olası hastalık veya ölüm nedenlerinin yetersiz bir şekilde incelenmesinden endişe duyuyoruz. otopsi incelemeleri. Özellikle, Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanmadan önce aşıların güvenliğine ilişkin temel konuların yeterince ele alınıp alınmadığını sorguluyoruz. Çok acil bir konu olarak, EMA'nın bize aşağıdaki konulara yanıt vermesini rica ediyoruz:
1. Kas içi enjeksiyonu takiben gen bazlı aşıların kan dolaşımına ulaşması ve tüm vücuda yayılması beklenmelidir. EMA tarafından insanlarda kullanım için onaylanmadan önce her üç aşının da bulunduğu klinik öncesi hayvan modellerinde bu olasılığın hariç tutulduğuna dair kanıt talep ediyoruz.
2. Böyle bir kanıt yoksa aşıların dolaşımda kalması ve endotel hücreleri tarafından alınması beklenmelidir. Bunun özellikle kan akışının yavaş olduğu yerlerde, yani küçük damarlarda ve kılcal damarlarda meydana geleceğini varsaymak için sebepler vardır. Bu olasılığın, EMA tarafından insanlarda kullanım için onaylanmasından önce üç aşının tümüne sahip klinik öncesi hayvan modellerinde hariç tutulduğuna dair kanıt talep ediyoruz.
3. Böyle bir kanıt mevcut değilse, aşıların nükleik asitlerinin ekspresyonu sırasında spike proteinden türetilen peptitlerin, hücrelerin luminal yüzeyindeki MHC I yolu yoluyla sunulması beklenmelidir. Birçok sağlıklı bireyde bu tür peptitleri tanıyan CD8 lenfositleri bulunur; bu, önceki COVID enfeksiyonuna ve ayrıca diğer Coronavirüs türleri ile çapraz reaksiyonlara bağlı olabilir. Bu lenfositlerin ilgili hücrelere bir saldırı başlatacağını varsaymalıyız. Bu olasılığın, EMA tarafından insanlarda kullanım için onaylanmasından önce üç aşının tümüne sahip klinik öncesi hayvan modellerinde hariç tutulduğuna dair kanıt talep ediyoruz.
4. Böyle bir kanıt mevcut değilse, trombosit aktivasyonu yoluyla kan pıhtılaşmasının müteakip tetiklenmesiyle birlikte endotel hasarının vücutta sayısız bölgede ortaya çıkması beklenmelidir. Bu olasılığın, EMA tarafından insanlarda kullanım için onaylanmasından önce üç aşının tümüne sahip klinik öncesi hayvan modellerinde hariç tutulduğuna dair kanıt talep ediyoruz.
5. Böyle bir kanıt mevcut değilse, bunun trombosit sayılarında düşüşe, kanda D-dimerlerin ortaya çıkmasına ve beyin, omurilik ve kalp dahil olmak üzere vücutta sayısız iskemik lezyona yol açması beklenmelidir. . Bu yeni tip DIC sendromunun ardından, diğer olasılıkların yanı sıra aşırı kanamalar ve hemorajik inme dahil olmak üzere kanama bozuklukları meydana gelebilir. EMA tarafından insanlarda kullanım için onaylanmadan önce üç aşının tümü ile klinik öncesi hayvan modellerinde tüm bu olasılıkların hariç tutulduğuna dair kanıt talep ediyoruz.
6. SARS-CoV-2 spike proteini, trombositlerdeki ACE2 reseptörüne bağlanır ve bu onların aktivasyonuyla sonuçlanır. Şiddetli SARS-CoV-2 enfeksiyonu vakalarında trombositopeni bildirilmiştir. Aşılı kişilerde trombositopeni de bildirilmiştir. Ayrıca yaygın damar içi pıhtılaşmaya (DIC) yol açabilecek potansiyel trombosit aktivasyon tehlikesinin, EMA tarafından insanlarda kullanım için onaylanmalarından önce üç aşının hepsinde hariç tutulduğuna dair kanıt talep ediyoruz.
7. SARS-CoV-2'nin dünya çapında yayılması, birçok ölümle bağlantılı bir hastalık salgını yarattı. Bununla birlikte, aşıların onaylanması için düşünüldüğünde, çoğu ülkenin sağlık sistemleri, dünyanın giderek artan bir kısmı zaten enfekte olduğundan ve pandeminin en kötüsü zaten azaldığından, bunalmış olma tehdidi altında değildi.
Sonuç olarak, EMA'nın, sözde böyle bir acil durum nedeniyle insanlarda kullanım için onaylarını doğrulamak için, üç aşının da üreticilerine Şartlı Pazarlama İzni verdiği sırada EMA'nın gerçek bir acil durum olduğuna dair kesin kanıt talep ediyoruz. Tüm bu tür kanıtların mevcut olmaması halinde, EMA tarafından gerekli özenin gösterilmesiyle yukarıdaki tüm konular düzgün bir şekilde ele alınana kadar gen bazlı aşıların kullanımına ilişkin onayın geri çekilmesini talep ediyoruz. COVID-19 aşılarının EMA tarafından onaylanmasının erken ve pervasız olduğu ve aşıların uygulanmasının geçmişte ve hala olan “insan deneyi” oluşturduğu ve hala teşkil ettiği konusunda yukarıda belirtilenler dahil ancak bunlarla sınırlı olmayan ciddi endişeler vardır. Nürnberg Yasasına aykırı. Durumun aciliyeti nedeniyle, bu e-postayı yedi gün içinde yanıtlamanızı ve tüm endişelerimizi esaslı bir şekilde ele almanızı rica ediyoruz. Bu makul talebe uymamayı seçerseniz, bu mektubu kamuya açıklayacağız.
Bu e-posta şu adrese kopyalanır:
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen
Doktorlar ve bilim adamları, isimlerini, niteliklerini, uzmanlık alanlarını, ülkelerini ve belirtmek istedikleri herhangi bir üyeliğini [e-posta adresi] adresine e-posta ile göndererek açık mektubu imzalayabilirler. (....)" (44)
'Artık Sessiz Değiliz': Cesur Liderler Covid Aşısını Durdurmak İçin Güçlerini Birleştirdi
* Dr. Peter McCullough, Amerikalılara Covid aşıları hakkında henüz bir güvenlik brifingi verilmediğini vurguladı. Dr. McCullough, bu hafta başında RAIR Foundation USA ile yaptığı bir röportajda da bu gerçeği vurguladı.(46.1)
* Papaz Stephen Broden, kiliselerin "Medicine and Ministry United" inisiyatifiyle gerçeği cemaatlere uyarmak için Truth for Health Foundation ile işbirliği içinde olacaklarını belirtti.(46.2)
* Eski Pfizer Başkan Yardımcısı çocuk doğurdulu kadınları uyardı: 'Bu aşıları kabul etmeyin' (46.3)
* Eski Pfizer Başkan Yardımcısı Dr. Michael Yeadon, mRNA aşısının kadınlarda doğurganlık üzerindeki potansiyel etkileri hakkında güçlü açıklamalarda bulundu. "Yetkililer bize bu ürünlerin riskleri hakkında tam bilgi vermiyor." (46.4)
* Amerika'nın Frontline Doktorlarıile çalışan Avukat Thomas Renz, sözde "çığır açan vakaların" (aşıyı aldıktan sonra Covid teşhisi konanlar) "[hastane] kabullerinin yüzde 40'ını veya daha fazlasını" oluşturduğunu iddia ediyor.
* Dr. Elizabeth Lee Vliet, "Artık sessiz değiliz" diyerek programı başlattı.
* Aynı zamanda aile hekimliği ve genel cerrahi alanında kurul sertifikalı olan Rahibe Deidre Byrne, vatandaşlar tedavi edilebilir bir virüsü ele almak için "çocuklarda ve sağlıklı yetişkinlerde sıfıra yakın bir ölüm oranı" ile bir aşı almaya zorlanmaktadır.
* Alman immünolog Dr. Sucharit Bhakdi, koronavirüsün "mevsimsel gripten daha az tehlikeli" olduğunu söyledi."" (46)
"Maruz: Çalışanlar için Covid Aşısını Zorunlu Kılmaya Çalışan Tehlikeli Tıp Dernekleri Listesi (Harekete Geçin)
Cevaplar talep edin! Doktorunuz, solcu radikal Ezekiel Emanuel tarafından kontrol edilen bu tıbbi kuruluşlara mı ait? Çok sayıda tıp derneği, sağlık çalışanlarının istihdam koşulu olarak koronavirüs aşısını almaya zorlanmasını talep eden bir bildiriye imza attı. Mektubun yayınlanmasından kısa bir süre sonra, Gazi İşleri Bakanlığı (VA), “ön cephe çalışanları” için aşıları zorunlu kılacaklarını duyurdu. Koronavirüs aşısı zorunluluklarına yönelik bu “dönüşü” durduracak tek şey, Amerikalıların yüksek direnci olacak. Doktorunuz herhangi bir imza kuruluşuna üye mi? Doktorunuz, istihdam koşulu olarak insanları aşı yaptırmaya zorlamayı kabul ediyor mu?(....) İmzacılardan biri olan Amerikan Tabipler Birliği (AMA) 240.000'den fazla üyeye sahiptir. Ne yazık ki, tam anlamıyla uyanarak tüm güvenilirliklerini kaybettiler. Ciddi hekimler, sağlık çalışanlarına aşıları zorlamak için bildiriyi imzalayanların yanı sıra bu aşağılık örgütten de vazgeçmeli.(....)" (48)
"Güçlü: Anlatı çöküyor! Covid-1984'e karşı direnin! Çevredeki uzmanlardan harekete geçirici mesaj.
Dünyanın dört bir yanından bir dizi uzman ve profesyonelden harekete geçirme çağrısı. Özellikler: Dr. Robert Malone, Dr. Sucharit Bhakdi, Dr. Peter McCullough, Dr. Ryan Cole, Dr. Kary Mullis, Dr. Michael Yeadon, Dr. D… (video)" (49)
'Oğlumu özledim': Chicago annesi, hakimin Covid-19'a karşı aşılanmadığını öğrendikten sonra ebeveynlik haklarını elinden aldığını söyledi
Chicago'lu bir hakimin, bir annenin ebeveynlik haklarını kısıtladığı ve 11 yaşındaki oğlunu bizzat görmek istiyorsa Covid-19'a karşı aşı olmasını gerektirdiği bildirildi. Kadın karara itiraz etmeyi planladığını söyledi. Olağandışı karar, Zoom üzerinden 10 Ağustos'ta yapılan bir çocuk destek duruşması sırasında gerçekleşti. Yedi yıldır boşanan Firlit, oğlunun velayetini eski kocasıyla paylaşıyor. Mahkeme süreci, Yargıç James Shapiro'nun kendisine Covid-19 yumruğu alıp almadığını sorması üzerine beklenmedik bir hal aldı.(....)" (54)
"Göndermeyin. Birleşin.
"Biyolojik silaha direnin, tıbbi apartheid'den kurtulun, yırtıcıları avlayın." Dr. Trozzi'den bir mesaj.. Sevgili arkadaşlar. Birleşmeliyiz. Yalnızca Kanada'da, dayatılan biyolojik silah enjeksiyonlarına direnen yaklaşık dört milyon yetişkin dahil yaklaşık sekiz milyon insan var. Dünyada şu ana kadar iğneyle tecavüze uğramamış altı milyar insan var. Küresel yırtıcılar birçok hükümete ve kuruma sızdı. Kanada da dahil olmak üzere birçok yerde, artık bunları teslim etmeyenlere tıbbi apartheid veya “vaxports” empoze etmek için kullanıyorlar. Teslim olmamalıyız. Her zaman Tanrı'nın verdiği haklarımızı tanımalıyız. Bu yeni tıbbi apartheid ile nasıl yüzleşeceğiz? Bir yandan: empoze etmeyi reddedin. "Belgelerini göstermelerini" ve Bill Gates gibi enjeksiyon avcılarına boyun eğdiklerini kanıtlamalarını talep ederek başkalarının mahremiyetini ve bedensel egemenliğini ihlal etmeyin. İşiniz insanlara bu istilacı soruları sormakla görevlendirmiş olsa bile, "hayır teşekkür ederim, hangi ilaçları veya deneysel enjeksiyonları aldığımı tartışmak istemiyorum" deme hakkını kabul etmelisiniz. Öte yandan: "kişisel tıbbi bilgilerinizi kimseye ifşa etmek zorunda olmadığınızı" bilin. İşvereniniz, Üniversiteniz, restoranınız veya spor salonunuz “aşı” denen evraklarınızı görmek isterse, kibarca reddedin. Herhangi bir deneysel genetik enjeksiyon yapıp yapmadığınız da dahil olmak üzere kişisel tıbbi geçmişinizi tartışmak istemediğinizi belirtin. Sonra devam et. Hak ve özgürlükler beyannameniz.. İş yerinizde, okulunuzda veya gidebileceğiniz başka herhangi bir normal yerde sözleşme haklarınızı ve özgürlüklerinizi tanıyın. Biri size enjeksiyon belgelerinizi ibraz etmediğiniz için özgürce hareket edemeyebileceğinizi söylerse, savaşmayın, ancak onları kabul etmeyin veya onlara itaat etmeyin. Sen işine bak. Size tanınan özgürlükleri ve hakları kullanın. Sakin ol. Sizi bloke ederler veya iterlerse, hatta üniformalı biri sizi iter veya çekerse, kavga etmeyin, kaydedin. Bu olayları videoya alın veya bir arkadaşınızın videoya almasını sağlayın. Mümkün olduğunda, isimleri alın ve tarihleri ve saatleri kaydedin.
“Bana saldırma, bana saldırmayı bırak, bana saldırıyorsun, haklarımı ihlal ediyorsun, haklarımı ihlal etmeyi bırak” gibi net açıklamalar yapın. Bu senaryoda ayrılmanız çok iyi olabilir, ancak daha sonra davalarda kullanacağımız saldırı ve hak ihlali kanıtı ile ayrılacaksınız. Nasıl hayatta kalabiliriz.. Sonra, hayatta kalmalıyız. Muhtemelen ileride zayıf zamanlarla karşı karşıya kalacağız. Manipülatif küresel yırtıcılar ve hükümetteki kuklaları, karantinaları, zorla yüzlerini kapatmaları ve enjekte edilmeyenlere karşı nefret söylemleriyle bizi izole etmek için çok çalıştılar; eski "böl ve yönet" yöntemidir. O halde, birleşin! Bu apartheid döneminde hayatta kalmak için birbirimize yardım etmeliyiz. Bu, ölçeğin küçültülmesi, bir evi paylaşan iki veya üç aile, yemek, ulaşım veya barınma paylaşımı anlamına gelebilir. "İyi geçinme, birlikte çalışma, daha büyük gruplar halinde yaşama, yiyecek, barınma ve diğer kaynakları paylaşma" konusunda çok iyi olmamız gerekecek. Birbirimizi sevmeliyiz. Birçoğumuz Gates ve Fauci'nin biyolojik silah enjeksiyonlarını reddettiğimiz için yakında işlerimizden kilitlenebiliriz. Hala eski usul para kazanabilenler bunu paylaşmak zorunda kalacaklar. Ama hepimiz birbirimiz için çalışabiliriz. Para kazanamayanlar, kazananlara başka şekillerde destek olabilir. İnşa edin, onarın, temizleyin, yiyecek yetiştirin ve birçok yönden birbirinize yardım edin veya hizmet edin. Bazı yönlerden daha azıyla yaşayabiliriz, ancak birbirimiz için sağladığımız ve yaptığımız şeylerle zengin olacağız. İyi kültürün temellerine geri dönelim: birbirinizi sevin ve Altın Kuralı izleyin.
"Birbirinizi sevin, birbiriniz için çalışın, kemerlerimizi sıkın ve küresel yırtıcılara karşı harekete geçmek için mümkün olduğunca çok zaman ve enerji harcayın."
Küresel yırtıcıları avlamanın zamanı geldi.. Evet, küresel yırtıcıları ve onların tüm kölelerini avlamamız gerekiyor. Bu kötüler özel jetleriyle ortalıkta dolanıp dünyayı manipüle ettikleri sürece asla güvenli ve nazik bir dünyaya sahip olamayız. Büyük bir temizlik işimiz var! Uyanan devde, yani en iyi şekilde insanlık olan herkesin oynayacağı bir rol vardır. Bir kriz içindeyiz: gerçekten bir savaş. Hepimiz tacize uğradık ve beynimiz yıkandı. Birçoğu boyun eğdi ve beyin yıkamaya inanıyor. Yenilmemiş veya yenilip uyanmış olan bizler, şimdi çok yaratıcı ve organize olmalıyız. Enjeksiyon mağduru olup da başlarına gelen aldatma ve ihlali fark edenler var. Aramızdaki bu tür mağdurlar, failleri avlama konusunda da çok motive olabilir. Birleşmek Zorundayız.. Birleşmeli, birbirimizi sevmeli, hayatta kalmak için birbirimize yardım etmeli ve küresel yırtıcıları avlamak için güçlerimizi birleştirmeliyiz. İnsanlar ve kuruluşlar bu yırtıcılarla savaşmak ve özgür ve adil toplumu yeniden kurmak için bir araya geliyor. Bu nedenle, benzer düşünen insanlarla bir araya gelin ve benzer düşüncedeki organizasyonlara katılın. Bu tür kuruluşlar burada bulunabilir: https://freedomrising.info/join-the-alliance/ Biz yalnız değiliz. Kanada'da, sınırı tutan ve tehlikeli zorunlu enjeksiyonları reddeden yaklaşık sekiz milyon Kanadalı var. Enjeksiyonların kurbanı olan, yardımımıza ihtiyacı olan ve aynı zamanda adalet ve özgürlük için savaşmaya hazır olan daha birçok insan var. "Covidin tedavisi birlik, beraberlik, adalet ve sevgidir." Mark Trozzi, MD. "İnsanlar zorbalara karşı birleşince böyle oluyor" (416)
"'This Has Gotta Stop': Rock Efsanesi Eric Clapton, Zorunlu COVID Enjeksiyonlarını Eleştiren Yeni Bir Şarkı Yayınladı
Gitarist ve şarkıcının AstraZeneca yumruğundan ciddi yan etkilere maruz kaldığını iddia etmesinden sonra geliyor ve bu da kariyeri neredeyse raydan çıkarmıştı. İngiliz rock ikonu Eric Clapton, "This Has Gotta Stop" adlı zorunlu COVID enjeksiyonlarını eleştiren yeni bir single yayınladı. Clapton, Haziran ayındaki bir röportajda COVID yumruğunun müzik kariyerini neredeyse nasıl sonlandırdığını açıklayarak, kilitlenmeleri ve aşı zorunluluklarını sesli bir şekilde eleştirdi. Şarkıda Clapton, bu yılın başlarında AstraZeneca yumruğunu almadaki korkutucu deneyimini anlatıyor, burada enjeksiyon ikinci çekimden sonra ellerini geçici olarak felç etti.
"Bir şeylerin ters gittiğini biliyordum.
Kanunları yıkmaya başladığında.
Ellerimi hareket ettiremiyorum, ter içinde dışarı çıkıyorum.
Ağlamak istiyorum, daha fazla dayanamıyorum."
Nakaratta şöyle söylüyor: "Bu artık durmalı/Yeter artık/Bu BS'yi daha fazla kaldıramam." Klipte, kuklaya dönüştürülen veya telefonlarına boş boş bakan insanların görüntüleri, ellerinde "Özgürlük" ve "Yeter Artık" yazılı pankartlar olduğu görülüyor. Bu, Clapton'ın aşı pasaportlarının gerekli olduğu hiçbir yerde oynamayacağını açıklamasından bir ay sonra geliyor. "Ayrım yapan bir seyircinin olduğu hiçbir sahnede sahne almayacağımı söylemek dilerim. Tüm insanların katılması için bir hüküm yapılmadıkça, gösteriyi iptal etme hakkımı saklı tutuyorum." "Layla" şarkıcısı ayrıca Aralık 2020'de İrlandalı şarkıcı Van Morrison ile "Stand and Deliver" adlı bir anti-lockdown şarkısı yayınladı." (61)
* Dr.Vernon Coleman köşesi..
"Covid-19 Aşıları Kitle İmha Silahlarıdır ve İnsan Irkını Yok Edebilir.
Yazılarımı bir süredir okuyorsanız asla abartmadığımı bilirsiniz. Ayrıca bileceksiniz ki geçen yıl için tahminlerim, değerlendirmelerim ve yorumlarımın kesinlikle doğru çıktı. Şimdi, yardımına her zamankinden daha çok ihtiyacım var. Birlikte çalışmadığımız sürece mahvoluruz. Yardımınıza ihtiyacım var çünkü bu yazı ile milyonlara ulaşmamız gerekiyor. Ve büyük platformlar ve ana akım medya beni yasaklamışken o milyonlara sensiz ulaşamam. Okuyacağınız en önemli makalenin bu olduğuna inanıyorum. Paylaşmalısın. Önümüzdeki birkaç gün için hiçbir şey yapmamanız, ancak bu makaleyi e-posta adresi olan tanıdığınız veya tanımadığınız herkese göndermeniz gerekiyor. Ve e-posta adresini bulabileceğiniz her gazeteciye gönderin. www.vernoncoleman.org adresinden kolayca gönderebilirsiniz. Bill ve Melinda Gates'in bir sonraki pandeminin insanları nasıl oturtup dikkat çekmesini sağlayacağı hakkında konuşurken oturup sırıttıkları videoyu hatırlıyor musunuz? Pekala, sanırım ne olacağını biliyorum. Kötü seçkinlerin, Gündem 21 ve Büyük Sıfırlama organizatörlerinin baştan beri dünya nüfusunun %90 ila %95'ini öldürmeyi amaçladıklarını biliyoruz.
Ne yazık ki, aşı olan birçok kişiyi kurtarmak için muhtemelen çok geç olduğundan korkuyorum. Milyonlarca insan ölüme mahkûm ve korkarım ki birçoğu koronavirüs ile bir sonraki temasa geçtiğinde ölecek. Ancak seçkinlerin planlarında bir şeyler ciddi şekilde ters gitti. Ve sonuç şu ki, aşıyı yaptırmamış olanlarımız da ciddi tehlike altında görünüyor. Akıllıca beslenerek ve D vitamini takviyesi alarak bağışıklık sistemimizi en iyi durumda tutmalıyız. Ve bir noktada aşı olanlardan uzak durmamız gerekebilir. Onlar, inanıyorum ki, artık insan türünün hayatta kalması için çok gerçek bir tehlikedir.
Düşünmeyi sevdiğimden daha uzun süredir, covid-19 aşılarının tehlikeleri hakkında uyarılarda bulunuyorum. Onlara gerçekten aşı denmemesi gerektiğini biliyorum (her ne kadar resmi bir tanım onları barındırmak için değiştirilmiş olsa da) ama onlara gen tedavisi dersem, o zaman ulaşmaya çalıştığımız, aşı oldukları söylenen insanlar kazandı. neden bahsettiğimi bilmiyorum. Neredeyse tam bir yıl önce, koronavirüs riskinin abartılmasının sebebinin kısmen zorunlu aşı programı oluşturmak olduğu konusunda uyarmıştım. Kovid-19 sahte pandemi, kısmen, aşının covid-19'un oluşturduğu iddia edilen tehdide bir çözüm olarak oluşturulmasından ziyade, aşılar için bir bahane bulmak için yaratıldı. Aylardır deneysel aşıların tehlikeli olduğu ve birçok potansiyel olarak ölümcül yan etki ürettiği konusunda uyarıda bulunuyorum. Ünlüler ve birçok doktor güvence vermekte yanılıyor. Aşıların covid-19'dan daha fazla insanı öldürebileceğini önermekte haklıydım.
Ancak şimdi aşıların, aşılanmamış yüz milyonlarca kişinin ölümünden sorumlu olması muhtemel görünüyor. Uzun vadeli düşüncem her zaman covid-19 sahtekarlığının bir amaçla planlandığı olmuştur: mümkün olduğunca çok sayıda yaşlıyı ve güçsüzü öldürmek ve zorunlu aşıları başlatmak. Mart 2020'nin ortasındaki ilk videomda söylediğim buydu. Elbette, Gündem 21'in ve Büyük Sıfırlama'nın gereksinimlerini karşılamak için ekonomiyi yok etme ve ardından yeniden icat etme planı da vardı. O videonun ilk ortaya çıkışından günler sonra internette şiddetli bir saldırıya uğradım. Wikipedia girişim önemli ölçüde değişti. Tüm kitaplarımın, dizilerimin ve köşe yazılarımın detayları kaldırıldı. Ben itibarsız bir komplo teorisyeni olarak tanımlandım. Vikipedi girişinin şeytanlaştırmak ve itibarsızlaştırmak için nasıl değiştirildiğini açıklayan bir video yaptım. Covid-19 ile ilgili resmi çizgiyi sorgulayan pek çok kişi de aynı şekilde acı çekti. Ve elbette BBC ve ulusal basın, kabul edilemez gerçekleri yayınlayarak resmi çizgiyi sorgulamaya cüret edenlere saldırarak katıldı.
Ama şimdi, bu sahtekarlığı planlayan Apocalypse'in atlıları olan soykırım delilerinin bizi Armagedon'a götürmesinden korkuyorum. Uzun zamandır sahtekarlığın mimarlarının milyonlarca kişinin öleceğini beklediğine inandım. Ancak şimdi, bu sahtekarlığı yaratan şeytani zihinlerin, büyük bir şiddetle teşvik ettikleri deneysel aşıların tehlikesini önemli ölçüde hafife aldıklarına inanıyorum. Covid-19 aşılarından birini alan milyonlarca kişi bu aşılar sonucunda ölebilir. Nasıl ve neden birazdan açıklayacağım. Dolandırıcılık, elbette, Imperial College'dan Ferguson tarafından yapılan çılgın tahminlerle başladı. Ferguson, korkunç bir sicile sahip matematiksel bir modelleyicidir. Dolandırıcılığı planlayanlar, Ferguson'un tahminlerinin saçma olduğunu biliyorlardı. Ferguson'un sicilinin utanç verici derecede kötü olduğunu biliyor olmalılar. Ancak yine de onun tahminleri, sokağa çıkma yasağı, sosyal mesafe, maskeler, okulların ve hastane bölümlerinin kapatılması için bahane olarak kullanıldı. Bunların hepsi tam bir çılgınlıktı. Yapılması gereken mantıklı şey, enfeksiyona yakalanmış bireyleri izole etmekti - aynı şekilde gripli kişilere evde kalmaları söylendi - ve en savunmasız insanları, çoğunlukla kalp veya göğüs rahatsızlığı olan yaşlıları korumak. Ancak politikacılar ve danışmanlar her şeyi yanlış yaptılar. Ve neler olduğunu sorgulayanlar şeytanlaştırıldı ve susturuldu.
Gerçek şu ki, sağlıklı insanların bağışıklık sistemleri, başkalarıyla etkileşimler yoluyla güçlendirilir. Sağlıklı çocuklar ve genç yetişkinlerin çok güçlü bağışıklık sistemleri vardır. Yeni bir virüs tarafından tehdit edilme olasılığı en yüksek olanlar gerçekten sadece yaşlılardır. Yine de dünyanın politikacıları ve danışmanları bizi kasten toplu bir aşı programına yönlendirdi. Başlangıçta halka, ancak büyük bir aşılama programıyla, kaybettikleri özgürlüklerin bir kısmını geri kazanabilecekleri konusunda güvence verildi. Bu her zaman tehlikeli bir saçmalıktı. Ancak, bu kadar çabuk onaylanan deneysel aşılar, insanlara yapacakları söylenenleri asla yapamayacaktı. Enfeksiyon veya bulaşmayı önlemek için tasarlanmamışlardır. Aşılar, insanların covid-19 kapmasını engellemiyor ve kaparlarsa bulaştırmalarını da engellemiyor. Aşılar, yalnızca enjekte edilenlerin bazıları için semptomların ciddiyetini sınırlamaya yardımcı olur. Çoğu insanın inandığı şey bu değil elbette. Aşılanan kişilerin büyük çoğunluğu enfeksiyona karşı korunduklarına inanmaktadır. Başka bir dolandırıcılıktı.
İnsanların düşündüklerini yapmamaları oldukça önemli bir gerçeğin yanı sıra, aşılarla ilgili üç büyük sorun var. İlk sorun, elbette, bu deneysel aşıların zaten çok tehlikeli olduklarını kanıtlamış olmalarıdır - zaten birçok insanı öldürüyor ve daha birçoklarında ciddi olumsuz olaylara neden oluyor. Bu özel sorunun boyutu, yetkililerin bile aşıya bağlı ölümlerin ve ciddi yaralanmaların muhtemelen yalnızca 100'de 1'inin rapor edileceğini kabul etmesiyle değerlendirilebilir. Kaç kişinin alerji, kalp rahatsızlığı, felç, nörolojik sorunlardan öleceğini veya kaçının kör veya felç olacağını tahmin etmek imkansızdır. Web sitemde aşı tarafından yaralandığı veya öldürüldüğü bilinen kişilerin bir listesi var ve bu, okunması ürkütücü bir liste. Ölü sayısı ürkütücü ama çoğu otorite bunların hepsinin tesadüf olduğu konusunda ısrar ediyor. Bir kişi pozitif bir covid-19 testinin ardından 60 veya 28 gün içinde öldüğünde - test sonucu yanlış olsa bile - sayıları artırmak için otomatik olarak covid-19 ölümü olarak kabul edildi. Ancak sağlıklı genç insanlar aşı olduktan birkaç saat sonra öldüğünde, bu ölümler tesadüf olarak algılanır. Ne çok trajik tesadüfler oldu.
İkinci sorun, patojenik hazırlama veya sitokin fırtınası olarak bilinen bağışıklık sistemi sorunudur. Olan şudur ki, aşılanan kişinin bağışıklık sistemi, bu kişi gelecekte virüsle temas ederse, çok dramatik bir şekilde tepki vermeye hazır olacaktır. Sonuç felaket olabilir ve sonbaharda ve önümüzdeki kış aylarında olacağından korktuğum şey bu. Aşı olan insanlar, bir sonraki koronavirüs ile temas ettiklerinde başları gerçekten belada olacak. Bağışıklık sistemleri aşırı tepki gösterecek ve bu muhtemelen çok sayıda ölümün olacağı zaman olacaktır. Kanıtlar Ekim 2020 için International Journal of Clinical Practice'de yayınlanmasına rağmen hastalar bu sorun hakkında resmi olarak uyarılmadı. Makalenin başlığı 'Kovid-19 aşılarının klinik hastalığı kötüleştirme riski olan aşı denemesi deneklerine bilgilendirilmiş rıza beyanı'. Ancak hastalar için bilgilendirilmiş bir onay yok ve çoğu doktorun risklerden habersiz kaldığından şüpheleniyorum. Yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar özellikle öldürülüyor. Ve size zayıf bir bağışıklık sistemi ne verecek? Maske takmak, diğer insanlardan izole olmak ve yeterince güneş ışığı almamak üç belirgin nedendir. Ev hapsindeyken çok fazla alkol almak ve çok fazla tütün içmek yardımcı olmuyor. Fazladan ölümler muhtemelen aşılanmış kişilerin virüse maruz kalma olasılığının en yüksek olduğu sonbaharda gerçekleşecek. Koronavirüs en hızlı sonbahar ve kış aylarında yayılıyor. Gerçekleşecek hastalık ve ölüm salgınının bir sonucu olarak, Hükümetler bir sonraki aşı turunu teşvik etmeye başlayacak. Mutasyonlardan elbette çok söz edilecek ve alelacele hazırlanan yeni aşılar, ilaç ve aşı hakkında hiçbir şey bilmeyen ünlüler tarafından üretilecek ve yoğun bir şekilde tanıtılacak. Tehlikeleri anlayan ve aşılar hakkında şüpheleri olan doktorlar her zamanki gibi susturulacak.
Şaşırtıcı bir şekilde, bu sahtekarlığın arkasındaki kişilerin bunun olacağının farkında olduklarına inanıyorum. Bu onların şeytani planlarının bir parçasıydı. Sonbaharda ve gelecek kışta ölümlerin artacağını biliyorlardı. Her zaman ölümleri, sonbaharda ortaya çıkacak binlerce mutasyondan biri olan yeni bir covid-19 versiyonuna yüklemeyi planladılar. Eninde sonunda aşıları birkaç ayda bir – hatta daha sık olarak – teşvik edeceklerinden uzun zamandır şüpheleniyordum; her ay ya da öylesine. Aldatmaca kelimesini orijinal kullanımım, grip benzeri bir viral enfeksiyona verilen yanıtı eleştirmeyi amaçlıyordu. Yanıt çılgınca abartılı oldu.
Bill ve Melinda Gates'in ilk pandemiyi ciddiye almayabileceğimizi - ancak bir sonraki pandemiyi çok daha ciddiye alacağımızı ima ettiklerinde sırıtarak yaptıkları şeyin bu olduğundan şüpheleniyorum. Ve inanıyorum ki onlar ve bu sahtekarlığa karışan diğer herkes, aşıları olmadığı için tamamen güvende olacaklarını varsaydılar. Seçkinlerin çoğuna ve daha önemli ünlülere deneysel aşılardan biri yerine plasebo verildiğinden şüpheleniyorum. Hiçbir zaman aşı tarafından öldürülme, aşı tarafından ciddi şekilde yaralanma veya patojenik priming geliştirme riski altında olmadılar ve daha sonra virüs enfeksiyonuyla bir sonraki temaslarında inanılmaz derecede savunmasız hale geldiler. Bence seçkinler güvende olduklarını düşündüler. Milyonlarca ölümle sonuçlanacak ama kendilerine zarar vermeyecek bir plan yaptıklarını düşünüyorum. Ama çok büyük, çok önemli bir hata yaptıklarına inanıyorum. Bu da bizi üçüncü soruna getiriyor – beklediklerini sanmadığım bir sorun.
Bu sorun, çok ünlü bir aşı uzmanı olan Dr Geert Vanden Bossche tarafından henüz özetlenmiştir. Aslında, Dr Bossche daha önce GAVI ve Gates Vakfı ile çalıştığı için söyledikleri konusunda başlangıçta şüpheliydim. Dünyada aşıya karşı olarak tanımlanabilecek son kişidir. Dr Bossche, "şu anda kullanılmakta olan aşıların bu virüs enfeksiyonuna karşı savaşta kullanılacak yanlış silahlar olduğuna" dikkat çekti. Felaket bir şekilde, "milyonlarca kişiye aşı vererek virüse nasıl mutasyona uğrayacağını, daha güçlü ve daha ölümcül hale gelmesini" öğretiyoruz. Yeni mutasyonlar için yeni aşılar tasarlamaya çalışmak işleri daha da kötüleştirir çünkü bilim adamları muhtemelen mutasyona uğramış virüslerin önüne geçemezler. Ve aşı olan insanlar artık mutasyona uğramış virüsleri, etraflarındakilerle paylaşıyorlar. Mutasyonlar daha güçlü ve daha ölümcül hale geliyor. Tecritlerin sona ermesi, covid-19 virüsünün yeni mutasyonlarının çok geniş bir alana yayılmasını sağlamak için mükemmel bir şekilde zamanlanacaktır.
İlişkili başka bir sorun daha var. Normalde vücudumuz, enfeksiyonları yenmemize yardımcı olan beyaz kan hücreleri içerir. NK hücreleri olarak adlandırılan hücreler – "NK, doğal öldürücüler" anlamına gelir – istilacı kötü hücrelerin öldürülmesine yardımcı olur. NK hücreleri işlerini bitirdikten sonra antikorlarımız ortaya çıkar ve pisliği temizler. Ancak Dr Bossche, "covid-19 aşılarının, aşıları olan bireylerin doğal savunmalarıyla rekabet eden çok spesifik antikorların üretimini tetiklediğini"açıklıyor. Aşı tarafından üretilen spesifik antikorlar yeni görevi devraldığı için aşılanmış kişilerin doğal savunma sistemlerini baskılanmaktadır. Ve aşıların ürettiği bu spesifik antikorlar kalıcıdır. Aşılananların bedenlerinde sonsuza kadar oradalar. Feci sonuç, aşıları olan on veya yüz milyonlarca insanın doğal bağışıklık sistemlerinin etkili bir şekilde yok edilmesidir. Bağışıklık sistemleri, vücutlarında gelişen virüsün mutasyona uğramış herhangi bir çeşidiyle savaşamaz. Ve bu mutasyona uğramış virüsler, topluluğa yayılabilir. Aşının birçok insana verildiği bölgelerde yeni virüs çeşitlerinin ortaya çıkmasının nedeninin bu olduğuna inanıyorum.
Sonuç olarak, aşıların verilmesi, virüse sonsuz derecede daha tehlikeli hale gelme fırsatı verecektir. Aşılanan her birey, vücutları ölümcül virüsler üreten laboratuvarlara dönüştüğü için toplu katil olma potansiyeline sahiptir. Ve daha da kötüsü, aşılanmış kişilerden bazıları asemptomatik taşıyıcılar haline gelebilir ve etraflarına ölümcül virüsler yayabilir. Ve aşı olan insanlar, mutasyonlara cevap veremeyecektir çünkü bağışıklık sistemleri, kendilerine aşı tarafından verilen ve covid-19'un orijinal formuyla savaşmak için tasarlanmış yapay bir savunma sistemi tarafından ele geçirilmiştir,virüs. Yeni mutasyonlar yayılmaya başladığında aşılanmış bireyler çok fazla risk altında olacaklardır. Vücutları, sürekli ve özel olarak, hızla güncelliğini yitiren bir virüs türüne karşı savunmaya yöneliktir. Mutasyona uğramış virüs savunmasız olmayacağı için yeni aşılar vermek yardımcı olmaz. Aşı yapan bilim adamları mutasyona uğrayan virüsün önüne geçemeyecekler. Bu öngörülmeliydi. Grip aşılarının çoğu zaman işe yaramamasının nedeni budur. Politikacılar ve danışmanları yalan söyleyecek ve yeni mutasyonların gelişmesi ve meydana gelecek ölümlerdeki artış için aşısı olmayanları suçlayacak.
Ama eğer Dr Bossche haklıysa ve ben öyle olduğuna inanıyorum, o zaman insanlığı tehdit edecek olanlar aşılanmış bireylerdir. Aşı olan herkes için büyük bir tehdit olacaklardır. Ancak aşısızlar için de büyük bir tehdit olacaklar çünkü yaydıkları virüsler orijinalinden daha tehlikeli. Çok tehlikeli bir bölgedeyiz. Bu aşı programını şimdi durdurmazsak, insanlığın geleceğinin risk altında olduğunu söylemek abartı olmaz. Bize Büyük Sıfırlama'yı satmaya çalışanların aklından geçen bu muydu? Bilmiyorum. Belki de baştan beri amaçları hepimizi öldürmekti. Ya da belki şeytani planları kontrolden çıkmıştır. Birleşik Krallık'ta Ferguson, Hancock, Whitty ve Vallance bana her zaman ulusun tepkisine liderlik edecek tamamen yanlış insanlar gibi görünmüştür. ABD'de Dr Fauci'nin yanlış kişi olduğuna inanıyorum. Baştan beri yanlış insanlar oldukları için seçildiklerinden korktum. Yaptıkları her şey bizim için yanlıştı ama onlar ve Gündem 21'i ve Büyük Sıfırlama'yı teşvik eden şeytani kabal için doğruydu. Özgür tartışmayı bastırma ısrarı bizi doğrudan bu uçuruma sürükledi. Bu insanların hiçbirinin hayatımız üzerinde böyle bir kontrole sahip olmasına izin verilmemeliydi, ancak tüm sorgulayıcı muhalefeti daha önce hiç olmadığı şekilde bastırarak ve ana akım medyanın ve internet devlerinin işleri daha da kötüleştirdiği gerçekleri bastırarak. Güvende olacaklarını mı sanıyorlar?
Şeytani seçkinlerin başlangıçta arzu ettiği gibi, sadece %90-95'i öldürmek yerine, yanlışlıkla herkesi öldürmeleri gibi gerçek bir risk vardır; insanlığı yok edebilirler. Kendimizi kurtarmak için çok az zamanımız var. Bağışıklık sistemlerimizi güçlendirmeliyiz ve ironik bir şekilde aşılanmış insanlardan uzak durmamız gerekebilir. Önümüzdeki haftalarda bağışıklık sisteminizi nasıl güçlendirebileceğinize dair bir makale yazacağım. Şimdi bunun neden covid-19 hakkında yazdığım en önemli makale olduğunu ve şimdiye kadar gördüğünüz en önemli makale olduğunu anlıyor musunuz? Gerçeği örtbas eden, her türlü tartışmayı ve tartışmayı reddeden ana akım medyaya ulaşamıyorum. Örneğin YouTube, şeytani düzen tarafından tanıtılan herhangi bir şeyi sorgulayan videoları çekmeyecektir.
Bu yüzden bu makaleyi doktorlara ve gazetecilere, arkadaşlarınıza ve akrabalarınıza gönderin. Paylaşın, paylaşın, paylaşın. Belki de iktidardaki insanları önlerindeki felaketten bağışık olmadıklarına ikna edebiliriz. www.vernoncoleman.org adresinden kolayca paylaşabilirsiniz. Umarım Dr Bossche yanılıyordur. umarım yanılıyorumdur. Ancak bu makaledeki her şeyin araştırılması gerekiyor. Ve eğer bu korkular kamuoyuna duyurulmaz ve araştırılmazsa, planın mümkün olduğunca çoğumuzu öldürmek olduğundan kesinlikle emin olacağız. Başka bir sonuç olamaz." (....)" (443)
"BBC'deki yalanlar çocukların ölmesine neden olacak.
Bildiğiniz gibi BBC, dünya tarihindeki en dürüst olmayan, itibarsız, güvenilmez medya kuruluşudur. Yaşçı, cinsiyetçi, bağnaz, vatansız ve ataç kadar bükülmüş. Geçen yıl boyunca hatalarını ve bozulmalarını ayrıntılı olarak açıklayan bir dizi video kaydettim. Bir BBC sunucusu, BBC'nin aşılar hakkında gerçeği söylemeyeceğiyle bile övündü - aşılar ve aşı hakkında doğruyu söyleyenleri kasıtlı olarak bastırıyorlar. Ve bunu gerçeği bastırdıklarını bildiklerinde bile yaparlar. BBC'nin gerçeği neden sakladığına dair bir sır yok. BBC'nin ilaç endüstrisiyle, çarpık, yozlaşmış aşı üreticileriyle yakın bağlantıları var ve elbette hükümete yalakalık yaparak lisans ücretini korumak için umutsuz. Görünüşe göre yetişkinleri kandırmak yeterli değil. BBC şimdi çocuklara kasten yalan söylüyor.
8 Haziran'da BBC bir maddeyi yayınladı. Çocuklar için Pfizer aşısı – sorularınız yanıtlandı. BBC, Edinburgh Üniversitesi'nde Küresel Halk Sağlığı adlı bir şeyin başkanı olan Profesör Devi Sridhar adlı birine sorular yöneltti. Küresel kelimesini bu işe vermek zorundalar, değil mi? Muhtemelen, Gündem 21'e olan coşkularını göstermek için. Orada da sürdürülebilir kelimesinin olmamasına şaşırdım. Amerikalı akademisyen Profesör Sridhar şöyle diyor:
"Aşı yaptırmanın faydası, Covid-19 hakkında endişelenmenize gerek kalmamadır. Bu, ailenize, birlikte yaşadığınız insanlara ve öğretmenlerinize bulaştırmamanız anlamına gelir." Profesör Devi Sridhar
Cehennemde kesinlikle yanacak olan bu sefil kadın Sridhar, aşının çocuklar için % 100 güvenli olduğunu iddia ediyor. Ve yan etkileri konusunda gerçekten güven verici.
"Bazı çocuklar yetişkinlere benzer yan etkiler yaşar - bunlar yorgunluk, baş ağrısı, genellikle iyi hissetmeme, ancak bunlar bir veya iki gün içinde temizlenmiştir. Ve gerçek hastalıktan korunmak için ödenmesi gereken küçük bir bedel gibi görünüyor." Profesör Devi Sridhar
O zaman bu üç ifadeyi alıp analiz edelim. İlk olarak, eğer aşınız varsa ailenize, birlikte yaşadığınız insanlara ve öğretmenlerinize bulaştırma olasılığınız olmayacağını söylüyor. Bunu nereden aldı? Tıbbi danışmanı kim? Kraliçe mi? Dolly Parton mı? Dermot O'Leary mi? NHS'in dediği gibi değil. NHS diyor ki:
"bir aşınız olsa bile Covid-19'a sahip olabilir veya yayabilirsiniz." NHS
Başka bir deyişle aşı, kaparsanız covid olmanızı veya yaymanızı engellemez. İddiaya göre yaptığı şey, alabileceğiniz semptomları azaltmaktır. Bu çok farklı. Sridhar, hakkında hiçbir şey bilmediği ve açıkça anlamadığı bir şey hakkında ahkam kesmek için ne kadar da inanılmaz kibirli ve aptal bir kadındır. İkincisi, Sridhar, sadece geçici bir onayı olan bu deneysel aşının çocuklar için %100 güvenli olduğunu söylüyor. Ve bu düpedüz, %100, som altın bir yalandır. Ve bunun için bu kanlı kadın asılmalı, dörde bölünmeli, yağda kaynatılmalı, katranlı ve tüylü olmalıdır. Sridhar, bir yıl boyunca aralıksız propagandadan korkan ve savunmasız olan çocuklara yalan söylüyor.
Peki, gerçek nedir?
Gerçek şu ki, Amerika'da 28 Mayıs 2021'e kadar 12 ila 17 yaşındakiler için veriler, 117'si ciddi olarak derecelendirilen ve dördü bildirilen ölüm dahil olmak üzere toplam 4.740 advers olay olduğunu gösteriyor. 15 yaşında iki kişi öldü, biri 16 yaşında diğeri 17 yaşında. Bunlar doğrulanmış ölümler. Henüz teyit edilmemiş başkaları da var.
Ve Edinburgh Üniversitesi'nden bu sırıtan, cahil Profesör Devi Sridhar güvenli olduğunu söylüyor. Pekala, seni korkunç kadın, ölüm güvenli değil. Ölüm nihaidir. Her şey bitti demektir. Ve bu deneysel baskı, bir otobüs tarafından ezilmek gibi güvenlidir. Bu yılki yeniden pazarlanan gripten hiçbir sağlıklı çocuk ölmedi. Çocuklar covid-19'dan çok az ciddi semptom alırlar. Ancak ABD'de, deneysel aşıdan en az dört çocuk öldü.
Üçüncüsü, adı Myra Hindley ve Rose West ile birlikte ölümsüzleştirilmesi gereken aptal, aptal, aptal Sridhar, yan etkiler konusunda güven veriyor. Sadece biraz yorgunluk ve baş ağrısı. Bu başka bir mutlak kanlı yalan.
12 ila 17 yaşındakiler arasında %97'si Pfizer aşısına atfedilen 635 anafilaksi raporu vardı. Ve Pfizer aşısı nedeniyle 40 miyokardit ve perikardit raporu vardı. Ve 16 adet kan pıhtılaşma bozukluğu raporu. Peki ya patojenik hazırlama? Ve adet ve doğurganlık sorunlarının gerçek riski. Ve tüm bunlar, esas olarak başka bir şeyden ölmekte olan 80 yaşın üzerindeki insanları öldüren bir hastalık olan yeniden markalı grip (covid-19) kaynaklı semptomları azaltmayı amaçlayan deneysel bir aşı için hatırlayalım.
Sridhar bundan sonra ne yapacak? Çocuklara ölümcül itüzümü meyveleri yemelerini veya güzel renkli mantarları toplayıp yemelerini mi söylüyorsunuz? Hata yapma, bu Devi Sridhar çocuklar için bir tehdit. Onun tavsiyesi milyonlarca çocuğun ölmesine neden olabilir. Tıbbi kayıttan silinmeli. O olamaz hariç. Çünkü o bir doktor değil. O bir doktor değil. Muhtemelen BBC bu zehirli iğneyi övecek uygun bir tıp doktoru bulamadı. Böylece Devi Sridhar'ı kazdılar. Hiç kulağını şırınga etmemiş, apandisit çıkarmamış, reçete yazmamış ya da teşhis koymamış. O bir tıp doktoru değil. NS. O değil. Ve inan bana bu kadın ne dediğini bilmiyor. Bana göre BBC'nin ifşa etmesi gereken türden bir şarlatan. Gazeteler onu parçalamalı. Ama yapmayacaklar. Çünkü hepsi de satın alındı. Ve böylece bu cahil, kibirli kadın ölüme, acıya ve ıstıraba yol açacak yalanları yaymaya devam edecektir.
Birleşik Krallık Hükümeti'nden alınan son rakamlar, Birleşik Krallık'ta bu aşı ile ilgili yan etkilerin ciddi nörolojik problemler, kalp krizleri, felçler, körlük ve diğer birçok ciddi rahatsızlığı içerdiğini göstermektedir. Yan etkilerinin hafif olduğunu söylemenin zarar görmüş hastalara hakaret olduğunu düşünüyorum.
Daha küçük, daha savunmasız bedenleri olan çocuklara yetişkinlerle aynı zehirli çöpler veriliyor, ancak Mayıs 2021'in sonuna kadar bu iğneler ABD'de 4.406 ölümden ve İngiltere'de 1.213 ölümden sorumluydu. ABD ölümleri için VAERS rakamı şu anda 5.165 ve hızla yükseliyor. Bunlar resmi hükümet rakamlarıdır ve düşüktür çünkü ABD'de 100 advers olaydan 1'inden azı rapor edilmiştir ve Birleşik Krallık'ta muhtemelen 1 ila %10 arasındadır.
Birçok ölüm, tesadüfi olarak görmezden gelindi veya reddedildi. Bir tesadüfler salgını var. ABD'de 1.214 anafilaksi vakası olmuştu. Korkunç bir şekilde, 14.986'sının hastaneye kaldırılması gerekiyordu ve 34.474 acil sağlık sorunu vardı. Birleşik Krallık'ta, iğnelerin neden olduğu 1.213 ölüm ve toplam 859.481 advers reaksiyon meydana geldi. Birçok insan kör oldu.
Bunların hepsi resmi hükümet rakamları Bayan Sridhar. Gerçek şu ki, bu kahrolası darbeler tarafından öldürülen ve yaralananların toplamı, verdiğim rakamlardan çok daha yüksek olacak. Avrupa ve dünyanın geri kalanı için rakamlar aynı derecede korkutucu. Gittikçe daha fazla insana bu zehirli madde enjekte edildiğinden, tüm dünyada haftalık ölümler arttı. Her yerde kadınlar aylık döngülerinde değişiklikler fark ediyor. Ve bu çok önemli.
Doktorların yarısından fazlası toksik aşıya sahip olmayacaklarını söyledi. Birleşik Krallık'ta Hükümet, NHS personelini (hastane doktorları, hemşireler, hamallar ve bürokratlar) baskı altına almasına rağmen en az %20'sinin dayak yemeyi reddettiğini kabul etti. Kusursuz sağlıklı çocuklar, yıldırım tarafından öldürülmekten daha fazla covid-19'dan ölme riski altında değiller mi? İngiltere'de daha önce sağlıklı olan 15 yaşın altındaki hiçbir çocuk covid-19'dan ölmedi. Çoğu çocuk, covid-19'a yakalanırsa neredeyse hiç semptom göstermez. Bu kadar alakasız bir şeye neden karşı çıkasın ki?
Neler oluyor? BBC'nin Bill ve Melinda Gates Vakfı aracılığıyla ilaç şirketleriyle bağlantılı olduğunu biliyoruz, peki ya bu acınası biçimde patronluk taslayan Sridhar kadınına ne demeli? Pekala, favori arama motorunuza 'Bill ve Melinda Gates Vakfı (Bill and Melinda Gates Foundation)' ve 'Edinburgh Üniversitesi (Edinburgh University)' yazmanız yeterli. Veya sadece Devi Sridhar ve Bill Gates yazın. Veya Devi Sridhar ve Wellcome Trust'a bir göz atın.
Aynı sefil küçük BBC programı - bana şu anda okullarda BBC'nin bir yayıncı olduğuna ve uyuşturucu endüstrisi için satın alınan ve ödenen bir propaganda birimi olmadığına inanan salak öğretmenler tarafından gösterildiği söyleniyor, ayrıca BBC'nin ücretli yanlış bilgisinden bir alıntı da içeriyor. Uzman, aynı derecede sefil ve iğrenç Marianna Spring, tüm bildiğim kadarıyla, nitelikleri, yerel bilimde bir O'Level ve atlama, atlama ve atlama için bir bronz madalyadan oluşuyor. Bayan Bahar diyor ki:
"Vax karşıtı iddialarda bulunanların genellikle bilimsel veya tıbbi bir geçmişi yoktur." Marianna Bahar, BBC
Şimdi bu garip çünkü BBC'nin tanımına göre aşı karşıtı olan birçok tıp doktoru tanıyorum. Aslında, bu zehirli aşının çocuklara verilmesine karşı çıkan doktorların, onun veya BBC'nin çocuklara vermeyi desteklediğinden daha fazla bulabilirim. Bayan Spring, BBC'ye sunduğum diğer meydan okumalara ek olarak, sizin için başka bir küçük meydan okuma daha var - bunların hepsi reddedildi.
Bakın kaç doktor – gerçek tıp doktoru – çocuklara covid-19 aşısı yaptırmanın iyi bir fikir olduğunu düşünenleri bulabilirsiniz ve ben de bunun tehlikeli bir çılgınlık olduğunu bilen daha fazlasını bulacağım. Ve bu muhtemelen, çocuklara yalan söylemek için bir doktor, hastane danışmanı veya steteskoplu başka bir doktor bulmak yerine neden bu Sridhar'ı muhtemelen yaşadığı mağaradan çıkardıklarını açıklıyor.
BBC uzun zamandır bize ihanet etti. Ama bu yeni bir düşüş. Mümkün olduğu kadar çok çocuğu kasten öldürmeye mi çalışıyorlar? Bana öyle geliyor. BBC hakkında, Bayan Spring hakkında ve gerçek, düzgün tıp doktorları olan ancak halkı yanlış yönlendiren ve yalan söyleyen medya doktorları hakkında başka bir video yapacağım. Mart 2020'de, bir yıldan uzun bir süre önce, tüm bunların aşıları halka yaymakla ilgili olacağı konusunda uyarmıştım. İnsanlar güldü ve alay etti. Ama olan şey tam olarak bu.
Çocuklara böyle yalan söylemenin hiçbir mazereti olamaz. Ölüm cezasına inanmıyorum. Ama bu ikisi için geri getirirdim. Bunun kopyalarını Edinburgh Üniversitesi'ne, BBC'ye ve her yerdeki medyaya gönderin. Eşim 300'den fazla e-posta gönderdi. Bunu izleyen herkes bunun aynısını ya da yarısını ya da çeyreğini yaparsa onları yeneriz. Gerçeği inkar edenler gerçeklerden o kadar korkuyorlar ki yaptığım her şeyi engelliyorlar, bu yüzden insanları doğrudan www.vernoncoleman.org'a gönderiyorlar.
BİLGİ : Vernon Coleman'ın aşıyla ilgili kitabının adı, Size aşıların güvenli ve etkili olduğunu söyleyen herkes yalan söylüyor - işte kanıtı ve Amazon'da mevcut. Aşıların ve aşıların tarihçesi ile ilgilidir ve tıbbın bu alanıyla ilgilenen herkes için çok önemlidir, bazen şok edici bir okumadır. Neredeyse kesinlikle sizi şaşırtacak." (234)
"Aşıların güvenli ve etkili olduğunu söyleyen herkes yalan söylüyor.
Aşılama ile ilgili gerçekler - böylece kendi kararınızı verebilirsiniz. Dr Vernon Coleman MB ChB DSc FRSA 50 yıldır aşılar hakkında araştırma yapıyor ve yazıyor. Bu konuda doktorlara ve hemşirelere ders verdi. Eskiden televizyonda ve radyoda aşıyı tartışırdı, ancak her kamuoyu tartışmasını kazandı ve bugünlerde aşı destekçileri artık onunla tartışmayacak." (235)
"Tıpta Cehalet ve Önyargı
Yıllar geçtikçe tıp kurumu, iyi keşifleri görmezden geldiği (insan sağlığı için dramatik bir fark yaratacak) ve onları terk etmeleri gerektiğinden çok daha uzun süre sonra işe yaramaz uygulamalarla (yarardan çok zarar veren) devam ettiği için hak edilmiş bir üne kavuştu. Tıp mesleği, daha doğrusu belki de söylemeliyim ki 'tıp kurumu' her zaman yeni fikirleri kabul etmek ve özümsemek için yavaş olmuştur - ve bariz olanı görmekte yavaştır.(....) Sonuç olarak, mezun olduktan sonra çoğu doktorun söylendiği gibi yapmaya devam etmesi şaşırtıcı değildir. Ortalama bir doktor garip bir şekilde eleştirel düşünemez. Maruz kaldıkları indoctrination göz önüne alındığında, doktorların ilaç şirketleri tarafından söylenen her şeyi (az ya da çok lisansüstü eğitimi kontrol eden) kolayca kabul etmeleri ve alternatif tıbbı eşit derecede reddetmeleri şaşırtıcı değildir - bu da lisans müfredatında asla çok fazla görünmeyen bir şeydir.(....) 1867'de Joseph Lister, The Lancet'te 'Tıp Pratiğinde Antiseptik İlke Üzerine' başlıklı bir makale yayınladı. Lister, ameliyat sonrası enfeksiyon sorununa bir çözüm bulmuştu. Ama tıp kurumu değişimi sevmez, hastaları hayatta tutmak anlamına gelse bile. Lister kendini kanıtları görmezden gelen ama yeni tekniklerini onaylayan doktorların saldırısına uğramış olarak buldu. 'Antiseptik ilke' kabul edilmeden on yıllar önceydi.
Günümüzde hastane enfeksiyonlarının bu kadar yaygın olmasının nedenlerinden biri, doktorların ve hemşirelerin ellerini yıkamak yerine antibiyotik kullanabileceklerine inanmalarıdır. Beceriksizlik, dikkatsizlik ve cehalet, ortalama modern hastanedeki temizlik kalitesinin Orta Çağ'daki bir hastanede olduğundan biraz daha iyi olduğu anlamına gelir. Şaşırtıcı bir şekilde yakın zamana kadar, bebeklerin ağrı hissetmekten aciz olduğu gerekçesiyle anestezi olmadan yapılması bebek cerrahisi rutindi. Bu iddia için hiçbir kanıt yoktu (herhangi bir annenin anekdot kanıtı varsa güvenilir bir şekilde karşı çıkabileceği bir kanıt) ancak anestezistlere bebeklerin olgunlaşmamış sinir sistemlerine sahip olduğu ve bu nedenle ağrı kesiciye ihtiyaç duymadıkları öğretildi. Yukarıda, tıp kurumunun son yıllarda ilaç endüstrisiyle müttefik olarak, her zaman orijinal düşünceye karşı olduğunu ve hastalar üzerindeki etkisinden bağımsız olarak statükoyu nasıl koruduğunu göstermek için verebileceğim yüzlerce (muhtemelen binlerce) örneklerden sadece birkaçını açıkladım. Tıp kurumu mesleğin çıkarları doğrultusunda ancak hastaların çıkarlarına aykırı davranmıştır ve düşünceli ve yaratıcı bireyler her zaman zor zamanlar geçirmiştir. Serendipity'nin değeri de göz ardı edildi elbette. Hem penisilin hem de röntgenler serendipity sonucu ortaya çıkan bir şey.
Asıl trajedi, hiçbir şeyin iyiyeye değişmemiş olması. Gerçekten de, işler tartışmasız daha da kötüleşti. Tıp kurumu, işe yaramayan ve hiç işe yaramayan (ve hastaları büyük risklere maruz bırakan) tıbbi prosedürlerin korunmasından ve teşvik edilmesinin yanı aynı zamanda işe yarayan ve işe yaradığı kanıtlanan tedavilere karşı çıkmaktan ve bastırmaktan sorumludur. Bugün, tıp mesleğinde, tıp kurumunun özel gereksinimlerine uymayan düşünceler veya uyarılar sunmaya cesaret eden herkes Semmelweiss tedavisini alacaktır. Onlar güldürülecek ve bastırılacaklardır. Hiçbir şey değişmedi. Benim ve diğerlerinin de keşfettiği gibi." BİLGİ : Uyarlanmış Doktorunuzun sizi öldürmesini nasıl durdurabilirsiniz? Vernon Coleman tarafından. Tıbbi geçmiş hakkında daha fazla şey var Tıbbın Hikayesi Vernon Coleman tarafından. Her iki kitap da Amazon'da mevcuttur" (236)
"Doktorunuzun Sizi Öldürmesini Nasıl Durdurabilirsiniz?
Hastanedeki her altı hastadan biri oradadır, çünkü bir doktor tarafından hasta edilmiştir ve ilaç verilen her beş hastadan ikisi yan etkilere maruz kalmaktadır - genellikle ciddi, bazen ölümcül. Doktorlar, kanser, felç ve kalp hastalıkları ile birlikte artık İngiltere'deki başlıca ölüm nedenlerinden biri.
"... hızlı düzyazı ve tartışma ustalıkla yetkili gerçeklerle harmanlanmıştır. Dr. Coleman'ın kitabı yine bir başka kazanan... her zaman cevaplanması gereken sorularla keşfetmeye hayran olduğumuz eklektik bir gerçekler karışımı." The Good Book Guide
"Bu kadar rahatsız edici olan, çoğunun doğru olması." M.T., Yorkshire
"Sizin ve okuyucularınızın şunu bilmesini isterim ki, burada sizinle kesinlikle aynı fikirde olan bir doktor var, özellikle de doktorlar ve ilaçlar hakkında. Kitaplarınız bir vahiy ve onları hastalara, arkadaşlara ve akrabalara tavsiye ettim." Dr B.R. (hospital consultant)
"Bu kitap, doktorlarımızdan korunması gereken uygulayıcılar, doktorlar ve tüm talihsiz hastalar için okunmalıdır." Dr S.G., `Positive Health' magazine
"Kitap bir bütün olarak çok ilginç ve yararlıdır ve çok ihtiyaç duyulan bilgileri okuyan birçok kişiye, geleneksel tıp uzmanlarıyla etkileşimde bulunurken ne yapılması ve desteklenmesi gerektiği konusunda yararlı tavsiyeler verecektir." The Fulcrum" (237)
"Singapur Hükümeti Covid-19 Jab'den Zarar Gören Kişilere Büyük Para Ödüyor
Singapur Hükümeti, Covid-19 jab yan etkisine maruz kalan 144 kişiye tazminat ödedi. Ödemeler, ilk covid-19 aşısı dozundan altı gün sonra kalp krizi geçiren 16 yaşındaki bir çocuğa 225.000 Singapur dolarını (yaklaşık 1.396.120,20 Türk Lirası) içeriyor. Çocuğun şu anda iyi bir ilerleme kaydettiği, ancak okula dönmeden önce bir süre rehabilitasyona ihtiyacı olduğu söyleniyor. Hükümet, aşı olan herkese, her dozun ardından bir hafta boyunca yorucu fiziksel aktiviteden kaçınmalarını tavsiye etti. İlk dozdan sonra miyokardit gelişenlere başka bir doz verilmemelidir." (242)
"İnterneti Ne Zaman Kapatacaklar?
Dünyayı ele geçiren komplocular, ana akım medyanın ve internetin büyük bölümünün kontrolünü satın aldılar. Ancak internetin kontrolünü tamamen ele almadılar. Her yerdeki diktatörlüklere özgü saldırgan davranışlara rağmen, Brand New Tube gibi bağımsız platformlar ve bunun gibi bağımsız olarak kontrol edilen web siteleri, artık dünyayı kontrol etmeye kararlı kabalanın kontrolü dışında kalıyor. Kontrolsüz web siteleri ve bağımsız platformlar, yeni dünya düzeni için kalan tek tehdittir ve şüphesiz ciddi bir tahriştir. Komplocular, gerçeği paylaşanların bağımsız seslerini bastırmakta zorlanıyorlar.
Kendi web sitelerimin her biri her ay 1.750 ila 2.000 kasıtlı hack girişimi alıyor. Bunlar web sitelerini çökertmek için ciddi girişimlerdir. Hack girişimlerinin ABD ve İngiltere hükümetlerinden kaynaklandığı görülüyor. Covid-19 ile ilgili iki kitabım defalarca yasaklandı. (Her ikisi de bu web sitesinde ücretsiz PDF indirmeleri ve bu iki kitap aylardır düzenli olarak haftada üç bin kez indirilmiştir - her biri.) Önceki videolarda anlattığım gibi, beni susturmak için akla gelebilecek her şeyi yaptılar - hükümetler beni itibarsızlaştırmaya çalışmak için yalanlar ve iftiralar kullanıyorlar. Son zamanlarda gizemli bir şekilde çalışmayı durduran e-posta hesaplarım oldu. Ve iki yeni cihaz aniden sebepsiz yere öldü. Yumruk bile atmamışlardı. Videolarımı bulmak genellikle alışılmadık derecede zordur - tüm videolarımın transkriptlerinin bu web sitesinde bulunmasının nedenlerinden biri budur.(....)" (244)
Ve diğer yazıları..
-------------------
-Yakında çocuklar için çok geç olacak" (241)
-Büyükanneyi Öldürdüler - Şimdi De Çocukları Öldürecekler" (243)
-Doktorlar hastalarına neden ve nasıl ihanet etti?" (224)
-Neden hiçbir 'uygun' ülke covid 19 aşısını zorunlu kılamaz?" (225)
-Hindistan'ın kara mantar korkusuna maske takmak neden oluyor." (229)
-Maske takanların çoğu on yıl içinde ölecek veya delirecek." (230)
-Dr Vernon Coleman: "Aşılanan tüm insanlar sonbaharda ölmeye başlayacak" (Makale)" (231)
-Aşılar Kaç Kişiyi Öldürüyor?" (232)
-Bu hangi Gezegen? (Makale)" (233)
-Bastırılmış, Ezilmiş, Yasaklanmış ve Gizli." (226)
(vernon coleman bazı videolarının izlenmesini ve yazılarının okunmasını CIA'nın önlemeye ve kendisine ait web sitelerinin defalarca hacklanmaye çalışıldığını söylüyor..)
-Covid-19 aşılarının artık durdurulması gerektiğinin kanıtı." (227)
(CIA'nın en çokda bu videonun izlenmesini engellemeye çalıştığı söylüyor..)
-Vernon Coleman'ın kitabı, Size aşıların güvenli ve etkili olduğunu söyleyen herkes yalan söylüyor: İşte kanıtı Amazon'da bir e-kitap ve ciltsiz olarak mevcut."(228)
"Güncellendi: Aşılar Kaç Kişiyi Öldürüyor?
Basında AstraZeneca aşısının kan pıhtılarına neden olduğuna dair haberler çıktı. Bu doğrudur, ancak iddiaya göre Covid-19'u önlemek için verilen TÜM deneysel aşılar da öyle. Yalnızca Birleşik Krallık'ta 1.000'den fazla ölüm ve çok sayıda olumsuz olay meydana geldi. Sağlıklı insanlara verilmekte olan bu deneysel aşıların covid-19'u önlemediğini veya bulaşmasını durdurmadığını ve genç, sağlıklı bir yetişkinin covid-19'dan ölme riskinin son derece düşük olduğunu hatırlamak önemlidir.
- Oğulları J&J covid aşısını almaktan öldükten sonra ebeveynler konuşuyor ( video - bitchute )
- 'Eğlenceyi seven' anne 34, kalbi kırık koca haraç öderken AstraZeneca aşısı yaptırdıktan sonra öldü ( makale - incelemerlive.co.uk )
- Ahmed, covid aşısı sonrası miyokardit geliştirdi ( video - bitchute )
- Covid aşıları sonrası gençlerde miyokardit raporlarını tartışmak için CDC acil toplantısı ( makale -childshealthdefense.org )
- ABD MSM Talk Toxic Covid aşıları ( video - brandnewtube.com )
- 10.570 ölü, 405.259 yaralanma: covid-19 "aşıları" için Avrupa advers ilaç reaksiyonları veritabanı ( makale - aşı impact.com )
- En son VAERS verileri şunu gösteriyor: Kovid aşılarının ardından 5.165 ölüm bildirildi ( makale - kidsshealthdefense.org ) (.....)" (232)
"Erken aşı olan kaç kişi önümüzdeki Noel hala hayatta olacak?
(...)2020 baharından beri söylediğim gibi, kilitlenmeler covid-19'dan daha fazla insanı öldürecek. Ancak sonbaharda ölüm toplamları arttığında, dünyanın dört bir yanındaki yetkililer yeni koronavirüs türlerini suçlayacaklar. (...) Sağlıklı insanlar aşıdan birkaç dakika sonra ölür ve bu her zaman bir tesadüftür. Ancak ölümcül hastalar pozitif ancak güvenilmez bir testten sonra 28 veya 60 gün içinde ölürlerse, hastalıklarından değil evrensel covid-19'dan öldüler. Önümüzdeki sonbahar ve kış aylarında ölümler arttığında, yarı zeki ve titreyen kişilere daha fazla iğne yapmaları ve daha fazla maske takmaları gerektiğini söyleyecekler. Ve insanların yapacakları da bu: itaatkar, uyumlu ve kendisi gezegendeki en tehlikeli hastalık haline gelen profesyonel kaynaklı korku tarafından yıkılmış. İddiaya göre covid-19'dan ölüm toplamları toplanıyor. Önümüzdeki on yıl içinde dünyanın yarısı covid yüzünden ölecek. Ancak artık kimsenin grip, kanser veya kalp hastalığından ölmediğini kimse fark etmeyecek. Elbette bunların hiçbiri medyada yer almıyor.(...)" (426)
* KARŞI GÖRÜŞLER
-------------------------------------------
"İmmünologlar, Guelph profesörünün U'nun COVID-19 aşı güvenliği hakkındaki görüşleri hakkında endişelerini dile getiriyorlar.
Guelph Üniversitesi'nden bir profesör, federal hükümete güvenlik endişeleri nedeniyle çocukları COVID-19'a karşı aşılamayı durdurması çağrısında bulunuyor; Ancak diğer immünologlar, yorumlarının yanlış yorumlanan çalışmalara dayandığını ve potansiyel olarak tehlikeli olduğunu söylüyorlar. Mayıs ayı sonlarında AM640 için bir röportaj için Alex Pierson ile konuşan ve üniversite e-posta adresi üzerinden gönderilen bir belgede, Guelph Üniversitesi Ontario Veteriner Koleji'nden viral immünolog Dr. Byram Bridle, son bilimsel çalışmaların COVID-19 aşılarının neden olduğu potansiyel zararlara işaret ettiğini ve daha fazla çalışma yapılmadan önce federal hükümetin çocuklara iğne yapmayı bırakması gerektiğini söyledi.(....) Spike proteinleri.. 27 Mayıs'ta Pierson ile yaptığı röportajda Bridle, yakın tarihli bir çalışmanın COVID-19 aşıları tarafından oluşturulan spike proteinin "kana karıştığını, aşılamadan birkaç gün sonra bireylerde kanda dolaştığını" gösterdiğini söyledi. Oradan, başak proteininin yumurtalıklara, kemik iliğine, karaciğere ve dalağa işaret ederek "birkaç dokuda biriktiğini" söyledi. Bu başak proteini, "bir toksindir. Dolaşıma girerse vücudumuzda hasara neden olabilir”, diğer çalışmalara işaret ederek hücrelere bağlanıp etkileşime girebileceğini, potansiyel olarak doku ve organlara zarar verebileceğini buldu.
Bridle ayrıca bir Boston hastanesinde test edilen 13 sağlık çalışanından 11'inin ilk atışlarından sonra plazma örneklerinde aşı tarafından oluşturulan spike proteinlere sahip olduğunu gösteren başka bir araştırmaya da işaret etti. Mercury Tribune ile temasa geçen araştırmacılar ve bilimsel enstitüler, onun değerlendirmesiyle ilgili olarak, başta aşı tarafından oluşturulan spike proteinin virüsün oluşturduğu ile aynı olmadığı ve Boston plazmasında tespit edilen spike proteinlerin seviyesi olmak üzere çeşitli sorunlara dikkat çekti. örnekler zaten herhangi bir soruna neden olacak olanların çok altındaydı. Nisan ayında "Circulation Research" dergisinde yayınlanan bir araştırma, virüsün spike proteininin SARS-CoV-2'den hastalananlarda önemli bir rol oynadığını buldu; ancak, çalışmanın yürütülmesine yardımcı olan bir enstitüden gelen bir e-posta, bunun aşı karşıtı savunucular tarafından yanlış yorumlandığını belirtiyor. Çalışmayı California San Diego Üniversitesi'nden (UCSD) araştırmacılarla birlikte yürüten Salk Enstitüsü sözcüsü, "Koronavirüsteki (ve Salk çalışmasındaki) spike protein, aşılardaki spike proteinden farklı davranıyor" dedi. "Aşı spike proteini vücutta dolaşmayacak ve enjeksiyon bölgesinde (enjekte edildiği kas hücrelerine "bağlı") kalacak şekilde tasarlanmıştır ve yalnızca kısa bir süre devam eder." Boston araştırmasında bulunan sivri proteinlere gelince, ortalama zirve seviyeleri, mililitre plazma başına 68 pikogram (bir gramın trilyonda biri) idi.
Salk-UCSD çalışması, başak proteininin mililitre başına 4 mikrogram (gramın milyonda biri) veya Boston araştırmasında bulunandan 55.000 kat daha fazla bir konsantrasyonda toksik olduğunu buldu. British Columbia Üniversitesi ve B.C. ile birlikte çalışan bir immünolog ve bağımsız danışman olan Dr. Yanet Valdez Tejeira. Çocuk Hastanesi Araştırma Enstitüsü, spike protein seviyeleri daha yüksek bir konsantrasyonda olsa bile, vücut üzerindeki etkilerinin SARS-CoV-2 ile karşılaştırılamayacağını söyledi. "Virüs hücreye giriyor, hücre patlıyor ve şimdi virüs her yerde dolaşıyor" dedi. "Karşılaştırma değil." Çocuklar üzerindeki etkisi.. Bridle, gençlik aşılarının durdurulması çağrısında bulunan belgede, virüsten ciddi şekilde etkilenen Kanadalı çocukların sayısının düşük olduğundan bahsediyor. Federal hükümete göre, Kanada'da 19 yaşının altındaki 266.852 kişiye 11 Haziran itibarıyla doğrulanmış COVID-19 teşhisi veya toplam vakaların yüzde 19,1'i uygulandı. Bunlardan 1.317'si hastaneye kaldırıldı, 162'si yoğun bakım ünitesine kaldırıldı ve 13'ü öldü." (104)
"Prof. Danilovski: Aşıdan sonraki spike proteini, koronavirüs spike proteini ile aynı değil.
Diğer birçok profesör ve doktor tarafından sunulan tamamen farklı sayıda faktör dikkate alınmadan, yalnızca bir immünologun sunumunu kullanarak, fiili yanlış ve gerçek olmayan bilgiler yayınlanmıştır. "Truthometer" için ve bu incelemenin ihtiyaçları için Profesör Dr. Dragan Danilovski tarafından onaylandı. Kanadalı bir profesör olan Dr. Biriam Bridle'ın, insanlar mRNA aşısı ile aşılandığında, vücutlarında korona virüsünün bir sivri ucunun yaratıldığını ve vücutta kalan bir korona virüsünün oluştuğunu söylediği bir videoyu aktaran bir Facebook gönderisini inceliyoruz. günlerle ve hasara neden olur. Sahibi, Facebook profilindeki bir gönderide şunları yazdı: "Dr. Biram Breedl, Viroloji / İmmünoloji Profesörü: Covid "aşılarında" Spike proteini ÇOK TEHLİKELİ BİR ZEHİRDİR. Bu 7 dakikalık video sizin hayatınızı, çocuklarınızın ve torunlarınızın hayatını kurtarabilir."
Videoda immünolog, aşılamadan sonra oluşan spike proteinin bir zehir, aşılının kan dolaşımına giren ve ardından kan pıhtıları oluşturan ve ondan kanama yapan bir toksin olduğunu iddia ediyor. Bu iddiayı doğrulamamız, bunun yanlış bilgi olduğunu gösterdi. Kısa videodaki sunumun tamamı şöyle; "Bahsedeceğim bilim ve söylediğim her şey hakemli bilimsel yayınlarla destekleniyor. Koronavirüsün yüzeyinde sivri bir protein var. Bu başak proteini vücudunuza bulaşmasına izin verir. Bu nedenle bu spike proteini aşılarda da kullanılmaktadır. Yani işlevi, vücudumuzdaki hücrelerin o spike proteini üretmesini sağlamaktır. O proteine ??karşı bir bağışıklık tepkisi sağlayabilirsek, virüsün vücuda bulaşmasını engelleyebiliriz. Bu aşının arkasındaki teoridir. Spike proteinin kendisi, kan dolaşımına ve dolaşıma girerse, kardiyovasküler sistemdeki hasardan tek başına sorumludur. Test hayvanlarına spike protein enjekte ettiğinizde, komplikasyonlar ve problemler yaşarlar ve bu protein beyne nüfuz edebilir ve ona zarar verebilir. Bu hiç bir problem gibi gözükmüyor çünkü aşıyı omuz kasına enjekte ediyoruz. Şimdiye kadarki varsayım, bu aşıların diğer geleneksel aşılar gibi davrandığı yönündeydi. Hiçbir yere gitmezler ve omuzda kalırlar ve proteinin bir kısmı bağışıklık sistemini harekete geçirmek için lenf düğümlerine gider. Burası korkutucu hale geliyor. Japon düzenleyici kurumundan bilgi talep ederek bir biyolojik dağıtım çalışmasına erişim sağladık. Bilim adamları ilk kez aşılamadan sonra mRNA aşılarının nereye gittiğini gördüler.
Omuz kasında kaldığını varsaymak güvenli midir? Kısa cevap - hayır. Spike protein aşılamadan birkaç gün sonra bireylerin kanında dolaşır, dolaşıma ulaştığında dalak, kemik iliği, karaciğer gibi daha fazla dokuda, yüksek konsantrasyonlarda yumurtalıklarda birikir. Henüz yayına kabul edilen bir yayın, Moderna ile aşılanmış 13 genç sağlık profesyonelinin kanlarında ve dolaşımlarında spike protein bulduğunu söylüyor. Spike proteinin zararlı ve dolaşıma girerse zarar verebilecek bir toksin olduğunu uzun zamandır biliyorduk. Artık vücudumuzun spike protein üretmesini sağlayan aşıların yani aşının ve proteinin daha sonra dolaşıma girdiğine dair kanıtlarımız var. "Bu sivri protein daha sonra hücrelere bağlanır ve kan pıhtılarına veya kanamaya neden olabilir." " Prof. Danilovski: Aşıdaki başak proteini sadece virüstekine benziyor.. Ancak bu yanlış bir bilgidir. Tıp Fakültesi profesörü Dr. Dragan Danilovski, "Vistinomer" için aşının hiçbir şekilde maddesel bir varlığa, yani vücuttaki bir spike proteinine girmediğini açıkladı. MRNA formundaki üretimi için talimat, hücrelerimizin çekirdeğinde değil, yalnızca sitoplazmada veya ribozomda gelir. Ve hücrenin üreteceği o sivri uçlu protein (protein fabrikası olarak adlandırılan ribozom), virüsle hiçbir şekilde aynı değildir. Orijinal başak proteininin özelliklerine de otomatik olarak sahip değildir. Sadece orijinal gibi "görünür" ve yalnızca antijenik özelliklere sahiptir - bir bağışıklık tepkisini tetiklemek için. Profesör Danilovski, orijinal spike protein ile tamamen aynı olsa bile (ve öyle değil), aşı verilerek üretilenin, virüsün kendisinin ürettiğinden 100.000 kat daha düşük konsantrasyonda olduğunu ve zarar vermesi gerektiğini açıkladı. (....)" (105)
"Şaşırtıcı Pfizer Aşı Alıcıları COVID-19'u Diğer Kullanıcılara Yayabilir, Gerçekten mi?
Son zamanlarda, netizenler Facebook hesabı @Lynn Agno'nun yüklenmesiyle şaşırdılar. Yükleyicinin video eşliğinde yaptığı anlatımda, Pfizer gibi mRNA tabanlı aşıların viral dökülmeye neden olduğu belirtiliyor. Viral bulaşma, vücudun viral partikülleri içerdiği ve daha sonra çevreye yayılan ve öksürme, hapşırma, konuşma, yemek yeme ve nefes verme yoluyla başkalarına bulaştırma sürecidir. Ayrıca Agno'ya göre, 28 Temmuz Çarşamba günü turnbackhoaks'tan alıntılandığı gibi, virüsün aşılanmamış kişilere bulaşmasının nedeni Pfizer'e karşı aşılanan kişilerdi. Bu nedenle halkı aşılanmış kişilerin yanına yaklaşmamaya çağırdı. "Ayrıca Agno, iddiasının Amerikan Ön Cephe Doktorları Derneği tarafından desteklendiğini de belirtti," diye yazdı geri dönüşler. Yukarıdaki görseldeki anlatımın çevirisi: SON HABER!!! P/F/I3ER mRNA AŞI DENEY DOKÜMANTASYONU'na göre, AMERICAN FRONTLINE DOKTOR ve mRNA teknolojisinin kurucu ortağı LUIGI WARREN, "viral bulaşma oluyor! Bu, aşılı kişilerin vücutlarından bir miktar protein partikülünün salınacağı ve aşısızlara “cilt teması” ve “solunum” yoluyla otoimmün hastalıklara yol açabilecek şekilde aktarılacağı anlamına gelir. Dikkatli olun ve aşılanmış insanlardan kaçının!" Bu iddia doğru mu? Hadi kontrol edelim! Gerçeği bulduktan sonra, Agno Lynn'in iddiası bir aldatmacaydı. Pfizer-BioNTech aşı sözcüsü, Pfizer aşısı herhangi bir virüs partikülü içermez. Böylece aşı yapıldığında vücuda giren virüs salınımı olmaz ve virüsü başkalarına bulaştırmaz. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), hala bir geri dönüşten, aşılarda viral bulaşma ancak aşı zayıflatılmış virüsler içeriyorsa gerçekleşir. Pfizer aşısı, COVID-19'a neden olan ve COVID-19'a neden olan canlı virüsü içermez. Böylece virüsü başkalarına bulaştıramazsınız.(...)" (106)
"COVID-19 aşısı, soluma veya cilt teması ile yayılmaz.
İDDİA: Pfizer, COVID-19 klinik deney protokolü belgesinde, aşılı kişilerin aşıyı "dökebileceğini" ve aşılanmamış kişilere soluma veya cilt teması yoluyla yayılabilen materyaller yayabileceğini kabul ediyor. AP'NİN DEĞERLENDİRMESİ: Yanlış. Pfizer aşısı da dahil olmak üzere kullanımda olan COVID-19 aşıları insanlar arasında yayılamaz. Yanlış iddiada bulunan gönderiler, hamile kadınları korumayı ve klinik araştırmalar sırasında potansiyel maruziyetlerini izlemeyi amaçlayan protokol belgesinde standart dili yanlış sunuyor.(....)" (107)
"Aşılanan insanlar COVID-19'u spike proteini yoluyla yaydılar
İddia: Aşılanan kişiler, aşılar nedeniyle bağışıklık sistemlerinin oluşturmakte olduğu spike proteinlerini iletirler. Aşılı kişilere maruz kalmak riski artırıyor... Rappler analizi: Yanlış (1. GÜNCELLEME) Spike proteini, virüsün diğer kısımlarının yokluğunda, canlı bir SARS-CoV-2 gibi işlev görmek ve size veya diğer insanlara bulaştırmak için yeterli değildir. Bir bakışta.. İddia: COVID-19'a karşı aşılanmış kişiler, bağışıklık sistemlerinin aşılar sayesinde oluşturduğu spike proteinleri iletirler. Aşılı kişilere maruz kalmak, enfeksiyon kapma, kan pıhtılaşması, baş ağrısı ve grip semptomları geliştirme riskini artırır. Değerlendirme: YANLIŞ Gerçekler: Virüsün diğer kısımlarının yokluğunda spike proteini, canlı bir SARS-CoV-2 gibi işlev görmek ve size veya diğer insanlara bulaştırmak için yeterli değildir. Spike proteinin tek başına vücuda zarar verebileceğine dair bir kanıt yoktur. Ayrıca aşı olduktan sonra başak proteinini önemli miktarlarda dökeceğinize dair hiçbir kanıt yoktur. (....)" (108)
"COVID aşısının başkalarına bulaşmasından sonra 'viral bulaşma' olabilir mi? Bu büyük bir "hayır"." (109)
"Aşılanmış kişiler sivri proteinleri döker mi yoksa virüs başkalarına zararlı olabilir mi?
Kısa cevap: hayır. Kullanım için onaylanan COVID-19 aşıları canlı virüs içermez ve bu nedenle herhangi bir "viral dökülme" meydana gelmesi mümkün değildir. Viral dökülme teorik olarak sadece zayıflamış bir canlı virüs içeren aşılar için mümkündür, ancak bunun başka birine bu virüsü bulaştırması son derece nadirdir. COVID-19 aşıları herhangi bir canlı virüs içermez ve bu nedenle aşı başkalarına bulaşabilecek veya zarar verebilecek herhangi bir şeyin dökülmesine neden olamaz.(...)" (110)
"COVID-19 AşıYla Üretilen Spike Proteini Viral İddiaların Aksine Güvenlidir
Kanadalı bir virüs immünolojisti yakın zamanda aşının spike proteininin kan dolaşımına giren "patojenik bir protein", "toksin" olduğunu, daha sonra anne sütünde ve "bir dizi dokuda" biriktiğini ve yetişkinlerde, çocuklarda ve bebeklerde kardiyovasküler ve nörolojik hasara yol açabileceğini iddia etti. Guelph Üniversitesi Ontario VeterinerLik Koleji'nde viral immünolog ve doçent olan Byram Bridle,27 Mayıs'ta Kanadalı radyo kişiliği Alex Pierson ile yaptığı röportajda, "Büyük bir hata yaptık" dedi. "Spike proteininin büyük bir hedef antijen olduğunu düşündük, spike proteininin kendisinin bir toksin olduğunu ve patojenik bir protein olduğunu asla bilmiyorduk. Bu yüzden insanları aşılayarak istemeden bir toksin aşılıyoruz."" (111)
"İmmünologlar U of Guelph prof'un COVID-19 aşı güvenliği hakkındaki görüşleri hakkında endişelerini dile getiriyor
Mayıs ayı sonlarında AM640 için bir röportaj için Alex Pierson ile konuşan ve üniversite e-posta adresi üzerinden gönderilen bir belgede, Guelph Üniversitesi Ontario Veteriner Koleji'nden viral immünolog Dr. Byram Bridle, son bilimsel çalışmaların COVID-19 aşılarının neden olduğu potansiyel zararlara işaret ettiğini ve daha fazla çalışma yapılmadan önce federal hükümetin çocuklara iğne yapmayı bırakması gerektiğini söyledi.(...) Spike proteinleri.. 27 Mayıs'ta Pierson ile yaptığı röportajda Bridle, yeni bir çalışmanın COVID-19 aşılarının yarattığı spike proteininin "kana girdiğini, birkaç gün boyunca bireylerde kanda dolaştığını" gösterdiğini söyledi. Oradan, başak proteininin yumurtalıkları, kemik iliğini, karaciğeri ve dalağını işaret ederek "bir dizi dokuda biriktiğini" söyledi. O spike proteini, "bir toksin. Dolaşıma girerse vücudumuzda hasara neden olabilir" diyerek hücrelere bağlanıp etkileşime girebileceğini, doku ve organlara zarar verebileceğini tespit eden diğer çalışmalara işaret etti.
Bridle ayrıca, Boston'daki bir hastanede test edilen 13 sağlık çalışanından 11'inin ilk atışlarından sonra plazma örneklerinde aşı tarafından oluşturulan spike proteinlerine sahip olduğunu gösteren başka bir çalışmaya da işaret etti. Merkür Tribune tarafından temasa geçen araştırmacılar ve bilimsel enstitüler, öncelikle aşının yarattığı spike proteininin virüsün yarattığıyla aynı olmadığını ve Boston plazma örneklerinde tespit edilen spike proteinlerinin seviyesinin zaten herhangi bir soruna neden olacakların çok altında olduğunu, değerlendirmesiyle ilgili çeşitli konulara işaret etti. Nisan ayında "Circulation Research" dergisinde yayınlanan bir çalışmada, virüsün spike proteininin SARS-CoV-2'den hastalananlarda önemli bir rol oynadığı; bununla birlikte, çalışmanın yürütülmesine yardımcı olan bir enstitüden gelen bir e-posta, aşı karşıtı savunucular tarafından yanlış yorumlandığını belirtiyor. Çalışmayı Kaliforniya San Diego Üniversitesi'nden (UCSD) araştırmacılarla birlikte yürüten Salk Enstitüsü sözcüsü, "Koronavirüsteki (ve Salk çalışmasındaki) spike proteini, aşılardaki spike proteininden farklı davranıyor" dedi. Aşı spike proteini vücutta dolaşıma girmemek ve enjeksiyon bölgesinde kalmak için tasarlanmıştır ("enjekte edildiği kas hücrelerine tutturulmuş") ve sadece kısa bir süre devam eder. Boston çalışmasında bulunan spike proteinlerine gelince, ortalama tepe seviyeleri mililitre plazma başına 68 pikogram - gramın trilyonda biri - oldu. Salk-UCSD çalışması, spike proteininin mililitre başına 4 mikrogram - gramın milyonda biri - konsantrasyonunda veya Boston çalışmasında bulunandan 55.000 kat daha fazla toksik olduğunu buldu. British Columbia Üniversitesi ve B.C. Çocuk Hastanesi Araştırma Enstitüsü ile çalışmış bir immünolog ve bağımsız danışman olan Dr. Yanet Valdez Tejeira, ani protein seviyeleri daha yüksek konsantrasyonda olsa bile, vücut üzerindeki etkilerinin SARS-CoV-2 ile karşılaştırılmayacağını söyledi. "Virüs hücreye giriyor, hücre patlıyor ve şimdi virüs her yerde dolaşıyor", dedi. "Kıyaslanamaz bile."
Çocuklar üzerindeki etkisi.. Bridle, gençlerin aşılarının duraklatılması çağrısında bulunulan belgede, virüsten ciddi etkileri olan Kanadalı çocukların sayısının düşüklüğüne işaret ediyor. Federal hükümete göre, Kanada'da 19 yaşın altındaki 266.852 kişide 11 Haziran itibarıyla COVID-19 tanısı doğrulandı, yani toplam vakaların yüzde 19,1'i. Bunlardan 1.317'si hastaneye kaldırıldı, 162'si yoğun bakıma alındı ve 13'ü hayatını kaybetmişti. Bridle'ın belgesinde mevsimsel gribin gençlerde ağır hastalığa yol açma olasılığının daha yüksektir." (112)
"Aşı ile üretilen spike proteini toksik değil
İddİa: COVID-19 aşıları, insanların toksin olan ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilen ve organlara zarar verebilen bir spike proteini üretmesini sağlar. AP'NIN DEĞERLendİrMESİ: Yanlış. COVID-19 aşıları vücuda bağışıklık sistemine koronavirüs üzerindeki ani artışlarla mücadele etmeyi öğreten spike proteinleri üretme talimatı veriyor ve uzmanlar bu proteinlerin toksik olmadığını söylüyor." (113)
"Covid aşısı spike proteinlerinin zararlı olduğu iddiaları
İDDIA EDILENLER.. Bir Covid-19 aşısı tarafından üretilen spike proteini enjeksiyon bölgesinden ayrılabilir ve kan dolaşımına girebilir, bu da muhtemelen ölümlere ve aşı yaralanmalarına neden olabilir. Moderna Covid-19 aşısı tarafından üretilen spike proteinlerinin enjeksiyon alanını terk ettiğine dair bazı kanıtlar vardır. Gerçek virüs üzerindeki spike proteininin kan damarlarını hizalayan hücrelere zarar verebileceğine dair kanıtlar da vardır. Bununla birlikte, iki farklı spike proteini vücutta çok farklı davranır ve bu nedenle aşı tarafından üretilen spike proteinlerinin kan dolaşımındaki hücrelere de zarar verebileceği varsayımı hafifletilmemiştir." (114)
"COVID aşısından sonra 'viral dökülme' başkalarına bulaşabilir mi? Bu büyük bir "hayır".
COVID aşısından sonra "viral dökülme" korkusu ve diğer endişeler, bazı işletmelerin aşılanan müşterileri tesislerden yasaklamasına neden oldu ve aşılamanın diğerleri için sağlık riski oluşturduğuna inanıyor. (...) Amerika Birleşik Devletleri'nde bir öğretmen, öğrencilerini aşılanmış ebeveynlerine aynı nedenle sarılmamaları konusunda uyardı." (5)
3.BÖLÜM
AŞILILARIN VE AŞISIZLARIN KORONAYA YAKALANMASINDAKİ (ANA AKIM MEDYADAKİ) PSİKOLOJİK MANİPÜLASYONLAR VE DİĞER OLASI GELİŞMELER..
*Aşı olmalarına rağmen coronaya yakalananlar ile..
*Bir de aşı olmadığı için koronaya yakalananlarla ilgili çok sayıda haberler de var. Peki işin gerçeği ne? Bu tür haberlerin perde arkasında neler var?
-DOLAYLI YOLLARDAN ANLATILAN GERÇEKLERİN ÖĞRENİLMESİ
----------------------------------
Yanıltıcı bilgilerle verilen covid vaka,varyant ve ölümlerle ilgili haberlerin perde arkasındaki gerçeklerin öğrenilmesi.. Dikkat edilirse, aşısızların coronaya yakalanması ile ilgili haberlerde de tıpkı aşılılarda olduğu gibi hep "başka yerlere,kişilere" bağlanıyor.. Aşısız kişilerin, coronaya yakalanmasının arkasında "aşılılarla temas ettikleri" bilgileri hiç yer almıyor. Tabii daha sonraki "aşılıların, aşısızları tehtid ettiği" haberlerini saymazsak.. :)
"Yukarıda da anlattığımız gibi aşılı ve aşısızların koranaya yakalanması (viral bulaşmanın) temel kaynağı, covid aşıları olabilir. Ama buna rağmen bu tür haberler kasıtlı/kasıtsız olarak yanıltıcı bir şekilde "aşılar masum gösterilerek, başka nedenlerin üzerine atılarak" veriliyor, gibi görülüyor.."
Dikkat edilirse hem aşılıların hem aşısızların, semptom göstermesi (coronaya yakalanması), hep başka nedenlere bağlanıyor. Düğün,dernek,cenaze,avm gibi kalabalıkların olduğu yerlerin yanısıra "aşısızların salgını yaydığı" şeklinde aşısızlardan da kaynaklandığını söyleyen haberlerde bulunuyordu.. Halbu ki kalabalıkların olduğu ortamlardaki viral bulaşın (viral virüsün) kaynağı ile aşısızlarda bulunan viral bulaşın kaynağı hep aynı kaynak tabanlıdır.
"Birbirini izleyen zincirleme kaza gibi, viral bulaşa neden olabilecek covid aşılarını alan aşılılardan, (aşılı insanların vücutlarında üretilen/çoğalan) bulaşıcı ve hatta öldürücü (spike vb gibi) proteinlerinin, nefes,ter,tükürük vb gibi dış ortamlarla dışarıya salgılanması ile (aşılılarla yakın temas halinde olan) aşısızlara aktarılması (viral bulaşması) ve bunların da, silsile yolu ile başka başka aşısızlara viral bulaştırabimesi" mantığı bize kalabalık ortamlardaki viral virüsün kanyağının ne olabileceğine dair iyi bir fikir verebilir.."
Ama buna rağmen viral bulaşmanın "aşı kaynaklı" olabileceğine dair bir tek haber dahi yok, ne yerli ne de yabancı medyada. "Aşı olduktan hemen sonra coronaya yakalanan insanlar vardı" ama buna rağmen onlar için bile, (özellikle de coronaya daha sonra yakalananlar için) "coronayı başka yerlerden,kişilerden kaptığı" aldatıcı bilgisini bir algı operasyonu şekilde kamuoyuna servis edilebiliniyor..Tabii haberi yapan yerli-yabancı medya kuruluşlarının, büyük olasılıkla küresel aşı yanlısı hekimlerin hem uluslararası sağlıkta hem de ana akım medyada hakim olan "covid aşı taraftarı aldatıcı ve yanlı tek görüş politikasının" bir gereği olarak kabul ettikleri bu haberleri bu şekilde verdiklerini tahmin ediyoruz.. Bunun başka mantıklı açıklamasının olduğunu, kendi kafalarına göre bu tür haberleri yapabileceklerini pek sanmıyoruz. Tam tersi haber yapsalardı, büyük olasılıkla başları belaya girerdi herhalde.. Neyse, işten bunlardan bazılarını verelim,belki ne demek istediğimizi anlayabilirsiniz..
* AŞILILARIN CORONAYA YAKALANMASI
----------------------------------------------
"Kamera karşısında aşı olan oyuncu, 2 gün sonra yaşamını yitirdi: Sebebi kalp krizi
Hindistan'ın ünlü oyuncularından 59 yaşındaki Tamil Vivek, geçtiğimiz perşembe günü halkın ön yargısını kırmak için kameralar önünde korona aşısı oldu. 2 gün sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan aktör hayatını kaybetti. Vivek'in ölüm sebebinin kalp krizi olduğu açıklandı.(...)" (118)
"14 gün arayla Covid'e yenildiler... Ölmeden son isteği 'Çocuklarım aşılansın' oldu
Dünyanın dört bir yanından Covid-19 aşısını reddeden ve ardından trajik bir biçimde yaşamını yitiren insanların haberleri gelmeye devam ediyor. Bu kez virüs bir ailenin hem annesini hem babasını iki hafta arayla hayattan kopardı. Annenin ölüm döşeğindeki son dileği dört çocuğunun aşılanmasıydı...(....)" (119)
"İki doz aşı olmasına rağmen koronavirüse yakalanan Dr. Yenal Karakoç: “Aşı olmak tam olarak korumuyor ama sağlık çalışanlarının virüse yakalanma ve ölüm oranlarını ciddi oranda düşürüyor, sırası gelenin tereddüt etmeden aşısını olması gerekir” (120)
"İki doz aşı olan hemşire mutant virüse yakalandı
Mutant virüs tehlikesi giderek büyüyor... Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Profesör Doktor Mehmet Ceyhan'dan, mutant virüsün en çok 0-9 yaş arası çocukları etkilediğini söyledi. Ankara'da bir hemşire de iki doz aşı olmasına rağmen, mutant virüse yakalandı(....)" (121)
"Çin aşısı yaptıran köşe yazarı coronaya yakalandı
Fox TV'de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programına telefon bağlantısı gerçekleştiren Habertürk yazarı Kemal Öztürk corona virüse yakalandığını duyurdu. 17 Aralık'ta yapılan PCR testi negatif çıkan Öztürk, 19 Aralık'ta Çin'li şirket Sinovac'ın geliştirdiği CoronaVac aşısını yaptırmıştı.(....)" (122)
"Aşı olduktan sonra coronaya yakalanan CHP’li vekilden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya dikkat çeken çağrı
Yaklaşık 4 ay önce Sinovac aşısı olan CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın'ın 11 gün önce Covid-19 testi pozitif çıkmıştı. Tedavi gördüğü hastaneden dün taburcu edilen Aydın, Sağlık Bakanlığı’na seslenerek, "20., 30. günde pozitif olup virüsü yaymaya devam ettiğini gösteren vakalar var. Karantinası bitenlere mutlaka test yapılmalı" dedi.(....)" (123)
"45 gün önce aşı olan doktor coronadan hayatını kaybetti
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ali Rıza Şahap Barlas, corona virüsü nedeniyle yaşamını yitirdi. Barlas'ın 45 gün önce COVID-19 aşısı yaptırdığı öğrenildi.(....)" (124)
"Aşıdan sonra ölen üç Michiganlı aslında daha erken COVID'e sahipti
Tamamen aşılandıktan sonra COVID-19 için pozitif test eden ve daha sonra ölen üç Michigan sakini, aslında aşılarından önce virüs tarafından enfekte edildi. Üç ölüm, başlangıçta nadir görülen “atılım enfeksiyonları” vakaları arasında gösterildi; yani, kendilerini virüsten koruma amaçlı aşıları bitirdikten sonra COVID-19 ile enfekte olan insanların küçük bir kısmı.(....)" (125)
"Tam aşılı insanlar neden hala COVID-19'a yakalanmaktadır?
Zengin ülkelerde giderek artan sayıda insan tamamen aşılanırken, bazılarının neden hala koronavirüs ile enfekte olduğu, hatta bazı durumlarda COVID-19ile hastaneye kaldırıldığı hakkında sorular soruluyor. Bu tür "çığır açan enfeksiyonlar" beklenebilir, ancak ne kadar yaygındır ve SARS-CoV-2'nin tamamen aşılanmış olması için pozitif test ederseniz ne beklemelisiniz?(....)" (126)
"İkinci kez koronavirüse yakalanmada mutasyon iddiası
Türkiye Mart ayı itibarıyla salgında kademeli normalleşme sürecine giderken vatandaşlar tedbirlere de bir yandan dikkat ediyor. Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu'nun bir yıl aradan sonra koronavirüse yakalanmasının ardından 'ikinci kez' hastalığa yakalanmanın nedeni merak edilen başlıklar arasında yer aldı. Uzman Doktor Cengiz Uzun konu ile ilgili olarak, “Bir kişi aşı oldu ya da koronavirüsü atlattıysa ve buna rağmen tekrar hastalığa yakalanıyorsa nedeni mutasyon olabilir" ifadelerini kullandı.(....)" (127)
" ‘Aşı olan kişi coronaya yakalanırsa bu mutasyonlu virüs olabilir’
Prof. Dr. Yeşim Taşova, halk arasında 'aşının tutmadığı' söyleminin, vücudun düşük yanıt verdiği bir grupta görülebileceğini belirterek, aşı olan kişilerin korunmaya devam etmesi gerektiğinin altını çizdi. Taşova, aşılamadan sonra corona virüsüne yakalanılıyorsa bunun mutasyonlu bir virüs olabileceğini kaydetti.(....)" (128)
"Aşı olanların koronavirüse yakalanma oranı belli oldu
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüs aşısı olan 1 milyon 300 bin kişiden 852'sinin koronavirüse yakalandığını ve 5 kişinin yoğun bakımda tedavi gördüğünü açıkladı.(.....)" (129)
* AŞISIZLARIN CORONAYA YAKALANMASI
"Evinin önüne 3 kez gelen aşı ekibini reddeden genç kız, koronavirüsten hayatını kaybetti
Anne ve babası ile birlikte gittikleri cenazede koronavirüse yakalandığı öğrenilen genç kız, durumu ağırlaşınca Bafra Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada yoğun bakımda tedavi gören genç kız müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hayatını kaybeden genç kız Bafra Altınay Mahallesi’nde bulunan mahalle mezarlığına defnedildi. Anne ve baba aşı oldu, genç kız olmayı reddetti. Yetkililerden alınan bilgilere göre, hayatını kaybeden Lale Duran’ın evinin önüne 3 kez aşı aracı geldi. Anne ve babası aşı olmayı tercih ederken, genç kız ise Kovid-19 aşısı olmadı. Anne ve babasının koronavirüsü yendiği, sağlık durumlarının iyi olduğu bilgisine ulaşıldı."(...)" (130)
"Aşı olmadı iki kez virüse yakalandı
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli bir hemşirenin hikayesi aşının önemini bir kez daha kanıtladı. Ocak ayında başlayan aşılamaya katılmayan 23 yaşındaki hemşire, üst üste iki kez Covid-19'a yakalandı. İkinci hastalığında 7 gün yoğun bakımda kaldı. Hastalığı yenmeyi başaran hemşire, şimdi zamanı geldiğinde aşı olmak istiyor." (131)
"Aşı olmayan genç ve sağlıklı baba COVID’den öldü
Sağlıklı ve 30’lu yaşlarında olan Christina ve Josh Tidmore, COVID-19 için düşük riskli olduklarını düşündüler. Sosyal medya hesaplarında aşı olup olmama konusunda emin olamadıklarını belirten çift beklemeye karar verdi. 20 Temmuz’da Josh, başlangıçta sinüs sorunu olduğu düşünülen hafif bir öksürükle işten eve geldi. 11 Ağustos’ta ise eşinin gözü önünde Kuzey Alabama Hastanesinde COVID-19’dan öldü.(....)" (132)
"Aşı olmayan iki doktor corona virüs kurbanı
Corona virüs tedavisi gören Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı İlhami Atılgan ile Patoloji Uzmanı Murat Tad kurtarılamadı. İki doktorun ortak özelliği ise corona virüs aşısı olmamalarıydı.(....)" (133)
"Aşı olmayan TikTok fenomeni, Koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi
ABD'li TikTok fenomeni Alexandra Blankenbiller, Koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Blankenbiller, son anlarını çektiği video ile hesabından paylaştı, takipçilerini 'aşı olmaya' çağırdı. (....) Blankenbiller, ‘Aşı olmadım. Aşı karşıtı değilim. Sadece korkuyordum ve bu konuda kendi araştırmamı yapmak istemiştim. Bunun bir hata olduğunu anlıyorum. Beklememeliydim. Eğer aşı konusunda yüzde 70 bile eminseniz gidip hemen aşı olun. Çünkü bu sayede benim gibi sonunuz hastane olmayacak.’ dedi.(....)" (376)
"TikTok fenomeni aşı yaptırmadığı için öldü
TikTok fenomeni Alexandra Blankenbiller, aşı yaptırmadığı için ağır geçirdiği koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Genç kadın son anlarını çektiği video ile hesabından paylaştı, takipçilerini ‘aşı olmaya’ çağırdı.(...) Blankenbiller, ‘Aşı olmadım. Aşı karşıtı değilim. Sadece korkuyordum vebu konuda kendi araştırmamı yapmak istemiştim. Bunun bir hata olduğunu anlıyorum. Beklememeliydim. Eğer aşı konusunda yüzde 70 bile eminseniz gidip hemen aşı olun. Çünkü bu sayede benim gibi sonunuz hastane olmayacak.’ dedi.(....)" (377)
"Aşı yaptırmayan hasta çok pişman: Bu işin genci yaşlısı yok
Bayram ziyareti için gittiği Bingöl'de COVID-19'a yakalanan ve günlerce yoğun bakımda mücadele veren Şerif Akcan, aşı yaptırmadığı için çok pişman. Yaşadığı zorlu süreci TRT Haber'e anlatan Akçan, "Aşınızı yaptırın. Bu işin genci yaşlısı yok" dedi.(...)" (134)
"Yoğun bakımlardaki hastaların çoğu aşısız
Aşı olmayanların ya da aşılarını tamamlamayanların salgını sürüyor. Hastanelerden gelen bilgiler de bunu gösteriyor. İstanbul, Konya ve Tokat'taki hastanelerde yatan hastaların büyük bölümü aşı yaptırmama pişmanlığı yaşayan kişilerden oluşuyor.(....)" (135)
* "AŞISIZLAR PANDEMİSİ, SALGINI AŞISIZLAR YAYIYOR!!"
---------------------------------
"Fauci'den Delta uyarısı: Salgını aşısızlar yayıyor
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, ülkedeki Covid salgınını aşısızların yaydığını söyleyerek "Onları ikna etmeliyiz" dedi. ABD'de korona virüsü vakaları Delta varyantı nedeniyle yeniden artışa geçerken, ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci'den aşısızlara uyarı geldi. Fauci, salgını aşısızların yaydığını söyledi.(....)" (115)
"Dr. Fauci’den Delta varyantı uyarısı: Daha da kötüleşecek… Salgını aşı olmayanlar yayıyor
ABD Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, Delta varyantına ilişkin uyarılarda bulundu. Durumun daha da kötüleşeceğini öne süren Dr. Fauci, "Aşı olmayanları salgını onların yaydığı konusunda ikna etmeliyiz. Bu insanların fikirlerini değiştirmeliyiz" dedi.(....)" (116)
"Aşısızların pandemisi geliyor: Aşı, ağır hasta olmaktan koruyacak
Salgın aşısızlar arasında hızla yayılmaya devam ediyor. Bakan Koca, ilk doz aşısını yaptırmayanların sayısının 22 milyon 344 bin 407’ye indiğini duyurdu. Uzmanlar, vatandaşlara aşı çağrılarını yineliyor.(....)" (136)
"'Aşısızların pandemisi başladı''
Salgının bu süreci 'aşısızların pandemisi' olarak tanımlanıyor. Hastalığa yakalananların büyük bir bölümünü aşı olmayanlar oluşturuyor. Yoğun bakımlardaki durum da farksız. Yoğun Bakım Derneği eski başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, "Yoğun bakımdaki 20 hastanın 19'u aşısız" dedi. (.....)" (137)
"Bilim Kurulu üyesi: Pandemi, ‘aşısızların pandemisi’ne döndü
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, "Bulaşıcılığı ve öldürücülüğü çok yüksek varyantla karşılaşabiliriz. Pandemi şu anda 'aşısızların pandemisi'ne döndü. Aşısız toplumlarda yeni varyant çıkma olasılığı var" dedi.(....)" (138)
"Aşısızların pandemisi
Birleşik Krallık, İsrail, Amerika Birleşik Devletleri gibi bölgelerde vaka sayıları Delta varyantı nedeniyle artsa da bu sayılar ölümlere önceki dalgalardaki oranlarda yansımıyor. Bunda aşılamanın başarısı var.(....)" (139)
"Aşısızlar salgını yayıyor!
Yoğun bakımlar aşısını yaptırmayan hastalarla dolu.(...)" (140)
"İngiltere'de Covid araştırması: Salgın ülkede özellikle gençlerin henüz aşı olmaması nedeniyle yayılıyor
İngiltere'de Imperial College London tarafından yapılan bir araştırma, ülkede ülkede Covid salgının özellikle gençlerin henüz aşı olmaması nedeniyle yayıldığını ortaya koydu. Araştırmacılar, salgının daha fazla yayılmasını önlemek için gençlere aşı yapılmasının kritik olduğunu söylüyor.(....)" (141)
"Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gündüz: Virüs artık aşısızlar arasında yayılıyor
Prof. Dr. Gündüz, yeni tip koronavirüsün aşsızlar arasında yayıldığını belirterek, "Önümüzdeki zamanlarda hastalık toplumda yayılmaya devam ederse yeni varyantların da olması çok da şaşırtıcı olmayacak." dedi.(...)" (279)
"‘‘Aşılılar Aşı Olmayanları da Koruyor’’
Delta varyantı aşı olanları da hasta edebiliyor. Amerika Salgın Hastalık Topluluğu’ndan Doktor Ricardo Franco, Delta vakalarının Alabama Üniversite Hastanesi’ndeki yeni vakaların yüzde 89’unu oluşturduğunu söyledi ve hastaneye kaldırılanların yüzde 97’sinin aşısız olduğuna dikkat çekti. Franco ayrıca Delta varyantının bulaşıcılığının orijinal virüsün iki katı olduğunu belirtti. Franco, ‘‘Enfeksiyonların büyük çoğunluğu aşısızlar arasında görülüyor. COVID izleme verilerine göre aşılı bir kişinin Delta varyantına yakalanma oranı aşısızlara göre sekiz kat az, hastaneye yatma oranı 25 kat az ve eğer hastaneye yatarsa Corona virüsünden ölme oranı da 25 kat daha az’’ dedi. ‘‘Bu verilerden varılan sonuç aşının Delta dalgasına karşı etkili olduğu’’ diyen Franco, ‘‘Daha önemlisi aşılamanın yoğun olduğu yerlerde aşılı olanların oluşturduğu sürü bağışıklığı aşı olmayanları da koruyor’’ diye konuştu.(....)" (142)
"Hiç aşılıyla aşısız bir olur mu! Ayrım keskinleşiyor
Türkiye'de son 24 saatte 246 bin 37 Kovid-19 testi yapıldı, 25 bin 100 kişinin testi pozitif çıktı, 112 kişi hayatını kaybetti. Salgın yeniden tırmanışa geçerken uzmanlar artık hastanelerde yatanların çoğunun aşısız kişiler olduğunu vurguluyor. Sürecin başından beri en ön safta yer alan hekimler, hastalığın aşılı ve aşısız kişilerde nasıl farklı seyrettiğini anlattı. Songül Hatısaru'nun yazısı(....)" (143)
* Bunlar da diğerleri
-------------------------------
"Erken aşı olmayanlara uyarı: Geç kalınmış aşının faydası yok
Diyarbakır’da vaka sayıları 2 bini aştı, vatandaşlar aşıya rağbet gösterirken aşı yapmayan vatandaşlar uzmanlar tarafından antikor oluşum sürecinin 15 gün olduğu yönünde uyarıldı. Diyarbakır'da vatandaşlar aşı olmak için sıraya girdi. Birçok vatandaş ise henüz randevusunu almadı. Bununla beraber aşıyı geciktiren vatandaşlar korona virüse yakalanırken, erken aşı olan vatandaşlar ise antikor oluşumu sayesinde corona virüsüne karşı korumaya geçti.(....)" (144)
"Bilim Kurulu üyesi rakamları açıkladı: Türkiye’de aşılanan kaç kişi Covid oldu?
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, iki doz corona aşısı yaptıranlarla ilgili rakamları açıkladı. 1 milyon 300 bin kişiden 852'si corona virüsü yakalandı. 53'ü hastanede yatıyor, beş kişi ise yoğun bakımda tedavi görüyor. İlhan, "Entübe olan ya da hayatını kaybeden yok. Demek ki aşı gerçekten çok etkili oluyor. Zaten aşıda da amaç insanların ağır hastalık geçirmesini engellemek" dedi.(....)" (145)
"CHP, çift doz aşı olmayanların toplu alanlara girmesinin kısıtlanması için kanun teklifi verdi
CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin, aşı olmayan yurttaşların toplu alanlara girmelerinin kısıtlanması için harekete geçti.(...)" (146)
"DHA: Bilim Kurulu, aşı olmayanların kalabalık ve kapalı ortamlardaki etkinliklere alınmamasını önerdi
DHA'nın haberine göre, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, maç, tiyatro, sinema, alışveriş merkezi, kalabalık ve kapalı ortamlarda yapılan etkinliklere aşı olmayanların alınmamasını önerdi.(....)Koronavirüs salgınından hayatını kaybedenlerin büyük bölümünün aşısızlar olduğunu hatırlatan Fikret Şahin, “Pandemiye karşı tek silahımız aşı, toplumsal aşılama olmadan pandeminin üstesinden gelmek mümkün değil” dedi. (....)" (147)
"Aşılarını yaptıranlarda hastaneye gitme oranı yüzde 93 azalıyor’
Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, coronavirüs aşısı yaptıranların rehavete kapılmaması gerektiğini belirterek, "Aşıların hiçbirisi virüsü engellemeye yönelik dizayn edilmedi. Aşılar; ölümü engellemeye, ağır enfeksiyonu önlemeye göre dizayn edildi Dolayısıyla net olarak bildiğimiz bir şey var ki tam aşılarını yaptırmış olan kişilerde hastaneye gitme yüzde 93 oranında azalıyor. Ölüm ise neredeyse yüzde 100 oranında önlenmiş oluyor" dedi. (....)" (148)
"Covid geçirenler 2. doz aşı olacak mı? Koronavirüs kapanlar aşı olabilir mi?
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu'nun aldığı karar ile aşı uygulamasında yeni bir yönteme geçildi. Buna göre, koronavirüs geçirip, ilk doz aşısını BioNTech yaptıranlara 2'nci doz aşı uygulanmayacak. Hastalığın ardından BioNTech aşısı yaptıran kişilerin 2'nci doz aşısı yapılmış kabul edilerek, sistem üzerinde aşı kartları oluşturuluyor. Ayrıca, ilk doz aşısını yaptıran ve 2'nci doz aşı için randevu alanların e-Nabız uygulamasında 2'nci doz aşıları 'yapıldı' olarak ekrana yansıyor.(....)" (149)
"Araştırma: İki doz aşı olan yetişkinlerin Covid-19'a yakalanma riski yüzde 91 daha az
ABD’de yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, iki doz corona virüs aşısı olmuş kişilerin yeniden enfekte olma riskinin düşük olduğu belirtildi. Ülkede kullanılan mRNA aşıları Pfizer-BioNTech ve Moderna üzerine yapılan çalışmada, iki doz aşı olmuş kişilerin hastalığa yakalanma riskinin yüzde 91 daha az olduğu tespit edildi.(....)" (150)
"Nilgün Belgün'ün 'Antikor düzeyi yüksek olanlar aşı olmalı mı?' sorusuna Bakan Koca'dan yanıt
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sanatçı Nilgün Belgün'ün sorusu üzerine, dünyada yaygın uygulamaya göre, Covid-19 geçirip, antikor düzeyi yüksek olanların da aşı olması gerektiğini ifade etti.(....)" (151)
"COVID-19’u geçirenlerin aşı yaptırmasına gerek yok
Sağlık Bakanlığının planlaması doğrultusunda risk faktörleri göz önüne alınarak, aşamalar halinde aşılama yapılacak. Bu süreçte merak edilenlerden biri de COVID-19'u atlatanların aşı yaptırmasının ne kadar doğru olduğu sorusu. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertek, “Hastalığı geçirenlerin tekrar aşılanmasına gerek yok” diyor ve bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Antikor seviyesi düşse de bu hastalık tekrar geçirilecek diye bir şeyi söylemek mümkün değil. En güçlü bağışıklık -insani olmamakla ve tıbbi olarak tercih edilmemekle birlikte- hastalığı geçirerek oluşuyor. Dolayısıyla antikorlar düştüğü için vatandaşlarımızı aşılamamız gerektiği konusunda şu anda elimizde bilimsel bir veri yok.” (.....)" (152)
"Covid: Yanıltıcı stat daha fazla aşılanmış insanın öldüğünü iddia ediyor
Aşı karşıtı bir gündemi çevrimiçi olarak zorlayanlar da dahil olmak üzere bazı insanlar, koronavirüsün Delta varyantı ile ölenlerin büyük bir kısmının aşılandığını gösteren rakamları yanlış yorumluyor.(....)" (153)
"CDC verilerine göre, tam aşılanmış Amerikalıların yaklaşık %99,999'unun ölümcül bir Covid-19 atılım vakasına sahip olmadığı görülüyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin son verilerine göre, Covid-19'a karşı tamamen aşılanmış kişilerin %99,99'undan fazlasında hastaneye yatış veya ölümle sonuçlanan çığır açan bir vakaya rastlanmamıştır. Veriler, ülkenin önde gelen sağlık uzmanlarının aylardır vurguladığı şeyi vurguluyor: Covid-19 aşıları, Covid-19'dan kaynaklanan ciddi hastalık ve ölümü önlemede çok etkilidir ve ülkenin salgını yavaşlatma ve daha fazla acı çekmeme konusunda en iyi şansıdır.(....)" (154)
"Mehmet Ceyhan tepki çeken açıklamalarını sürdürüyor: PCR testleri aşılılara da yapılsın
Koronavirüs salgınının başından beri yaptığı açıklamalarla halka korku salan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, yine tepkileri üzerine çekti. Bugünden itibaren aşısızlara uygulanmaya başlanan PCR testi zorunluluğuna ilişkin konuşan Ceyhan, testlerin aşılılara da yapılması gerektiğini söyledi.(....)" (281)
"Bilim Kurulu üyesi İlhan: PCR zorunluluğu aşılanma hızını arttırabilir
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüs tedbirleri kapsamında aşısızlara yönelik PCR testi yaptırma zorunluluğunun başladığı ilk gün kendi hastanelerinde yoğunluk yaşandığını söyledi. İlhan, "PCR zorunluluğu olması aşılanma hızını arttırabilir. Bu dönemde, eylül ayında özellikle aşılanmanın daha hızlanacağına inanıyorum" dedi.(....)" (282)
"Mehmet Ceyhan: Aşılılar aşısızlara virüs bulaştırıyor!
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, virüsün AŞILI kişiden AŞISIZ kişilere bulaşarak hasta ettiğini söyledi. AŞILI insanların AŞISIZ insanları tehdit ettiğini söyleyen Ceyhan AŞILILARIN toplum için risk oluşturduğunu söyledi." (277)
"Virüsü aşı olanlar bulaştırıyor. Aşılı olanlar aşı olmayanların ölümüne neden olabilir."(278)
"Uzmanlar uyardı: Bu yıl grip vakalarında artış olabilir
Sonbaharda her yıl görülen mevsimsel hastalıkların başında gelen grip, Covid-19 salgını nedeniyle kullanılan maske, mesafe gibi önlemlerle geçen yıl neredeyse hiç görülmedi. Ancak uzmanlar,bu yıl gripte artış öngörüyor. Prof. Dr. Kurugöl, “Havaların soğumasıyla kasım, aralık itibariyle grip vakalarında artış olmasını bekliyorum” dedi.(.....)" (374)
"Covid-19 aşısı olmayanların hastalanma riski 4,5, ölüm riski 11 kat yüksek
ABD'de yapılan araştırmada, yeni tip Corona virüs (Covid-19) aşısı olmayanların, olanlara göre hastalanma riskinin 4,5, ölüm riskinin ise yaklaşık 11 kat yüksek olduğu bildirildi." (375)
** Aşılanmamışlarla ilgili yapılan bir araştırmada, aşılanmamışlar arasında "Bekle ve Gör" ile "Kesinlikle Hayır" adında iki grubun olduğu ortaya çıkmış. Ayrıca araştırma da, aşı olan ve olmayan beyaz-siyah tenli ve diğer etnik grupların sayıları ve nedenleri de eklenmiş..
"KFF COVID-19 Aşı Monitörü: Aşılanmamış profili
KFF COVID-19 Aşı Monitörü, halkın COVID-19 aşılarıyla ilgili tutum ve deneyimlerini izleyen devam eden bir araştırma projesidir. Anketler ve nitel araştırmaların bir kombinasyonunu kullanan bu proje, aşı güveni ve kabulü, bilgi ihtiyaçları, güvenilir haberciler ve mesajların yanı sıra halkın aşı ile ilgili deneyimleri dahil olmak üzere aşı geliştirme ve dağıtımının ortaya çıkmasıyla kamuoyunun dinamik doğasını izler. Aşısızlar kimlerdir? Mayıs 2021 sonu itibariyle, ABD'li yetişkinlerin çoğu bir COVID-19 aşısı aldı ve yetişkinlerin %62'si KFF COVID-19 Aşı Monitörü'ne göre en az bir doz aldığını bildirdi. Hala aşılanmamış ve çoğu aşı olmayı planlamayan yetişkin nüfusun önemli bir kısmı var. KFF COVID-19 Aşı Monitöründen alınan verilere dayanan bu analiz, şu anda aşılanmamış nüfusun demografisine ve genel olarak aşılara ve daha geniş anlamda salgına ilişkin görüşleri hakkında bazı bilgiler sağlar.(....) “KESİNLİKLE DEĞİL” GRUBU, “BEKLE VE GÖR” GRUBUNA GÖRE .. KFF, son altı aydır aşı niyetlerini takip ediyor ve aşılanmış yetişkinler ile aşılanmamış yetişkinler arasında açık demografik farklılıklar olsa da, aşılanmamış nüfus içinde, aşı yaptırmaya hala açık olup olmadıklarına bağlı olarak da farklılıklar var. Spesifik olarak, aşılanmadan önce “diğer insanlar için nasıl çalıştığını görmek için bir süre uygun olana kadar beklemek” istediklerini söyleyenler, bekle ve gör grubu (tüm yetişkinlerin % 12'si) en çok diğerlerinden belirgin şekilde farklı görünüyor. aşıya dirençli grup, COVID-19 aşısını “kesinlikle almayacaklarını” söyleyenler (kesinlikle yapılmayan grup ABD'li yetişkinlerin yaklaşık %13'ünü temsil ediyor). Kendilerini “bekle ve gör” olarak tanımlayan ABD yetişkin nüfusunun payı, on milyonlarca ABD'li yetişkinin aşı olması ve çok az kişinin aşıdan ciddi yan etkiler yaşaması nedeniyle son birkaç ayda azalırken, pay “Kesinlikle hayır” grubundaki halkın yüzdesi son altı ayda önemli ölçüde değişmedi.(.....)" (288)
"COVID-19 Karantina ve İzolasyon
Tamamen aşılanmış ve COVID-19 belirtisi göstermemiş biri. Bununla birlikte, tam aşılı kişiler maruz kaldıklarından 3-5 gün sonra test yaptırmalı, hatta semptomları yoktur ve maruziyeti takip eden 14 gün boyunca veya test sonucu negatif olana kadar kapalı alanda maske takmalıdır.(...)" (155)
"Tam Aşılı Kişiler İçin Geçici Halk Sağlığı Önerileri.
-Tam aşılı kişilerin, önemli veya yüksek bulaşma alanlarında halka açık kapalı ortamlarda maske takmaları için bir öneri eklendi.
-Tam olarak aşılanmış kişilerin, özellikle bağışıklığı baskılanmış veya COVID-19'dan kaynaklanan ciddi hastalık riski yüksekse, bulaşma seviyesinden bağımsız olarak maske takmayı seçebilecekleri bilgisi eklendi; veya evlerinde bağışıklığı baskılanmış, ciddi hastalık riski yüksek veya tam aşılanmamış biri varsa.
-Şüpheli veya şüphesi olan biriyle yakın temasta bulunan tam aşılı kişiler için bir öneri eklendi; COVID-19'a maruz kaldıktan 3-5 gün sonra test edilecekleri ve 14 gün boyunca veya negatif bir test sonucu alana kadar halka açık kapalı ortamlarda maske takmaları doğrulandı.
-CDC, aşı durumundan bağımsız olarak tüm öğretmenler, personel, öğrenciler ve okul ziyaretçileri için evrensel kapalı maskelemeyi önerir. (...)
COVID-19'dan şüphelenilen veya teyit edilen birine maruz kaldıktan sonra COVID benzeri semptomları olmayan tam aşılı kişiler, COVID-19'lu biriyle yakın temasta bulunan tam aşılı kişiler, maruz kaldıkları tarihten 3-5 gün sonra test edilmeli ve 14 gün boyunca veya negatif bir test sonucu alana kadar halka açık kapalı ortamlarda maske takmalıdır. Pozitif test ederlerse izole etmelidirler. Ağır hastalık riskinin yüksek olduğu, bağışıklığı baskılanmış biriyle aynı evde yaşayan tam aşılı kişiler; veya aşılanmamış (<12 yaşındaki çocuklar dahil) bilinen bir maruziyetten sonra veya negatif bir test sonucu alana kadar 14 gün boyunca evde maskelemeyi düşünebilir. COVID benzeri semptomları olmayan tam aşılı kişilerin çoğunun, yukarıdaki test ve maskeleme tavsiyelerine uymaları durumunda, COVID-19 şüphesi olan veya doğrulanmış bir kişiye maruz kaldıktan sonra karantinaya alınması veya işten kısıtlanması gerekmez. Tam aşılı kişiler, maruziyetten sonraki 14 gün boyunca COVID-19 semptomlarını izlemelidir.(...)" (156)
"Karantina süresi uzatıldı, aşı olanlar da karantinaya girecek
Sağlık Bakanlığı, varyant virüslerin yayılımının önüne geçilmesi gerekçesiyle 'Temaslı Takibi Rehberi'ni güncelledi. Bir önceki rehberde yakın temaslılar için, 10 gün olan karantina süresi 14 güne uzatıldı. Bu kişilerin karantinası daha önce 7. günde yapılan test sonucu negatif çıkarsa bitiyordu. Yeni rehberde test için bekleme süresi de 10 güne uzatıldı. Varyant tespit edildiğinde de karantina süresi 14 gün. Aşı olanlara daha önce temas durumunda karantina gerekmiyordu, yeni rehbere göre ise yakın temaslı olurlarsa onlar da 14 gün karantinaya alınacak." (157)
"Covid-19 temaslıların karantina süresi 14 güne çıkarıldı
Sağlık Bakanlığı "Temaslı Takibi Rehberi"nde yaptığı güncelleme ile, Covid-19 hastaları ile yakın temasta bulunmuş olan kişilerin karantina süresini 10 günden 14 güne çıkardı. Rehberin "Sağlık çalışanları haricinde temaslı takibi" bölümünde "Yakın temaslı olarak değerlendirilen kişiler son temaslarından sonraki 14 gün boyunca karantinaya alınmalıdır" ifadesi yer aldı. Bu süre daha önce 10 gündü.(...)" (158)
"Aşı olduktan sonra Covid-19 bulaştırılabilir mi? Koronavirüs aşısı olanlar karantinaya girmeli mi? Kritik açıklamalar...
AŞI OLANLAR KARANTİNAYA GİRMELİ Mİ? ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), kriterleri karşılayan Covid-19'a karşı tamamen aşılanmış kişilerin koronavirüse maruz kalmaları halinde karantinaya girmelerine gerek olmadığını belirtti.(....)" (159)
"COVID-19 aşıları üzerine yapılan yeni hakemli çalışma, kalp iltihabı, kan pıhtıları ve diğer tehlikeli yan etkilerin neden oluştuğunu ortaya koyuyor.
Alex, Guelph Üniversitesi'nde Viral İmmünoloji alanında Doçent olan Dr. Byram Bridle ile, kalp iltihabı VITT gibi yan etkilerin korkunç nedenleri olabileceğini ve aşılanmış kişilerde diğer ciddi sorunların ortaya çıkabileceğini düşündüren yeni hakemli çalışmalar hakkında konuşuyor. . Guelph Üniversitesi Ontario VeterinerLik Koleji'nde viral immünolog ve doçent olan Byram Bridle,27 Mayıs'ta Kanadalı radyo kişiliği Alex Pierson ile yaptığı röportajda, "Büyük bir hata yaptık" dedi. "Spike proteininin büyük bir hedef antijen olduğunu düşündük, spike proteininin kendisinin bir toksin olduğunu ve patojenik bir protein olduğunu asla bilmiyorduk. Bu yüzden insanları aşılayarak istemeden bir toksin aşılıyoruz.(....)" (160)
"Ölüm dahil bilinmeyen riskleri önlemek için mRNA bazlı aşıları kullanırken dikkatli olunması gerekir.
Uzmanlar, Pfizer ve Moderna tarafından üretilenler de dahil olmak üzere mRNA tabanlı COVID-19 aşılarının büyük ölçekli kullanımının bilinmeyen riskler içerebileceği konusunda uyardı ve ABD'de bir hastanın ölümünün ardından bu tür aşıların dikkatli kullanılması çağrısında bulundu.(..)" (161)
"İsviçre'de 16 ölümden sonra mRNA aşılarının yaşlılar için tehlikesi mercek altında.
İsviçre'de Pfizer ve Moderna COVID-19 aşılarıyla aşılandıktan sonra 16 yaşlının hayatını kaybetmesinin, mRNA aşılarının yaş grubu için potansiyel tehlikenin altını çizdiğini belirten aşı uzmanları, daha fazla dikkatli olunması çağrısında bulundu.(...)" (162)
"Eski FDA Komiseri Dr. Scott Gottlieb, bağışıklık eksikliği nedeniyle grip mevsiminin "boş(luk)" olacağını ve COVID-19'un kalıcı olması nedeniyle virüsle mücadelenin artık daha karmaşık olacağını söyledi.
-Dr. Scott Gottlieb, COVID-19 pandemisinin endemik hale geleceğini ve grip bağışıklığı eksikliği nedeniyle önümüzdeki grip mevsiminde 'büyük bir şoka gireceğimizi' söyledi.
-Gottlieb, COVID-19'un muhtemelen bir pandemiden endemik hale geleceğini söyledi.
-Bu, sürekli olarak mevcut olan ancak belirli bir bölgeyle sınırlı olan bir hastalık salgınıdır.
-Gottlieb, Delta dalgalanmasının büyük COVID-19 dalgalanmalarının sonuncusu olduğuna ve daha fazla değişken olsa bile bunların Delta'dan türetileceğine inandığını söyledi.
-Gottlieb, grip aşısı ile dolaşımdaki grip türü arasında bir uyumsuzluk olması durumunda bu yıl veya önümüzdeki yıl 'gerçekten kötü bir grip mevsimi' potansiyeli olduğunu da söyledi.
Eski FDA Komiseri Dr. Scott Gottlieb, "önümüzdeki bu grip mevsiminin, Amerikalıların bağışıklık eksikliği ve devam eden COVID varlığı nedeniyle yoğun ve daha karmaşık olacağını" söylüyor. Gottlieb CNBC ile konuştu ve işçilerin COVID-19 pandemisinin endemik bir düzeye düşmesini nasıl beklemeleri gerektiğini tartıştı.
Yaklaşan grip mevsimi hakkında 'Bir boşluk içindeyiz' dedi. 'Çünkü en az bir ya da iki yıldır topluma bağışıklığımızı sokmadık. Grip geri geldiğinde ve geri geldiğinde, çok agresif bir şekilde geri dönecek çünkü birkaç yıldır grip bağışıklığı pek olmayan bir nüfusa sahip olacaksınız, bu yüzden buna dikkat etmemiz gerekiyor. ' dedi. Grip aşısı ile dolaşımdaki grip türü arasında bir uyumsuzluk varsa, bu yıl veya gelecek yıl 'gerçekten kötü bir grip mevsimi' potansiyeli olduğunu söyledi. Grip aşılarının yaklaşık yüzde 67 doğru olduğu tahmin edilmektedir. Vücudu, immünologların dolaşımda buldukları "çeşitli grip türlerine karşı savunabileceklerini umdukları antikorları geliştirmeye teşvik ederek" çalışırlar.
- Dr. Scott Gottlieb (resimde CNBC'ye "COVID-19 pandemisinin endemik hale geleceğini ve grip bağışıklığı eksikliği nedeniyle bir sonraki grip mevsiminde 'büyük bir patlamaya hazır olduğumuzu' söyledi. 'Çok kötü olabilir ve bunun üzerine COVID'iniz olacak' diye ekledi. Gottlieb, "COVID-19'un kalıcı olduğunu ve muhtemelen yakında bir pandemiden endemik hale geçeceğini" söyledi. Bu, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre "sürekli olarak mevcut olan ancak belirli bir bölgeyle sınırlı olan ve hastalık yayılımını ve oranlarını tahmin edilebilir kılan bir hastalık salgınıdır." 'Bu virüsün, pandemi aşamasından daha endemik bir aşamaya geçiyorduk, bunun anlamı "bunun kalıcı bir risk olacağı, grip gibi her yıl dolaşan kalıcı bir virüs olacağı ve bu iki uygunluk durumunu ayıran net bir çizgi olmadığı", dedi Gottlieb. “Dağınık olacak ve pandemiden ne zaman çıktığı belli olmayacak ve bu daha çok endemik bir virüs, bundan birkaç yıl sonra geriye baktığımızda bir şey bilecekler” diye ekledi. Gottlieb, "Delta dalgalanmasının büyük COVID-19 dalgalanmalarının sonuncusu olduğuna" inandığını söyledi. Varyantlar olsa bile Delta soyundan ortaya çıkacaklarını ve gelecekte buna karşı aşıların mevcut olacağını da sözlerine ekledi. COVID-19'dan korunmak için uygulanan sosyal mesafe ve maske zorunlulukları nedeniyle pandemi sırasında grip vakaları düşse de, eski FDA Komiseri insanların yeni virüs nedeniyle daha karmaşık bir grip mevsimine hazırlanmaları gerektiğini söyledi.
-Geçen yıl boyunca, tıbbi kaynaklar Covid'in izlenmesine devredildiği için grip suşlarının gözetimi normal seviyelerin bir kısmına düştü.
-2020-21 grip sezonunda yetişkinler arasında 2019-2020 sezonuna kıyasla Influenza A, Influenza B ve RSV pozitif testleri neredeyse yok denecek kadar azdı.
Sağlık yetkilileri, koronavirüs pandemisi nedeniyle grip aşısının bu kış normalden daha az etkili olabileceğini tahmin ediyor. Dünyada dolaşan virüsün çeşitli suşlarına karşı koruma sağlamak için her yıl yeni bir grip aşısı geliştirilmektedir. Ancak geçen yıl boyunca, tıbbi kaynaklar Covid'in izlenmesine devredildiği için grip suşlarının gözetimi normal seviyelerin bir kısmına düştü. Ayrıca, gözetimi de azaltan dünya çapındaki karantinalar nedeniyle grip enfeksiyonu eksikliği yaşandı. Grip aşılarının etkinliği bir mevsimden diğerine değişmekle birlikte yüzde 30 ila 60 arasında olduğu tahmin edilmektedir.(...)" (424)
"Son dakika: İngiliz Profesör açıkladı... Koronavirüste semptomlar değişti! Bu belirtilere dikkat!
(...) FDA'yı Donald Trump döneminde yöneten ve Pfizer'in yönetim kurulunda görev yapan Gottlieb CNBC'ye verdiği röportajda şu ifadelere yer verdi; 'Geçen yıl bir grip mevsimi görmedik. En az bir ve belki de şimdi iki yıldır nüfusa bağışıklık kazandırmadığımız için tam bir felaket ile karşı karşıyayız. Grip çok agresif bir şekilde geri dönecek.' İki salgın ile aynı anda karşılaşacağımızın altını çizen bilim insanları en iyi savunma yolunun koronavirüs aşısı ile birlikte grip aşısı da olmak olduğunun altını çiziyor. Geçtiğimiz yıl da benzer endişeler dile getirilmiş, iki virüsün salgının daha ağır geçmesine neden olabileceği uyarısı yapılmıştı. Ancak korkulan olmamış, dünya genlinde ciddi bir artışa rastlanmamıştı. Uzmanlar bu yıl da 'çift pandemi' dönemini hasarsız atlatabilmek adına 'aşı olun' çağrılarını sıklaştırdı. Uzmanlar Grip (influenza) genellikle yıl içerisinde Ekim ayından başlayarak Mart sonu Nisan başına kadar olan dönemde sık görülen oldukça bulaşıcı bir solunum yolu hastalığı olduğunun altını çiziyor.(...)" (425)
"Uzmanlar, sürü bağışıklığının, önceden enfeksiyon veya aşılama yoluyla COVID-19 bağışıklığına sahip olmak için nüfusun yaklaşık% 80-90'ını gerektireceğini tahmin ediyor." (380)
"Covid-19'un Yayılmasının Yavaşlatıcılığında Maskeler Kilit Rol Oynuyor
Son derece bulaşıcı Delta varyantı nedeniyle, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri herkese, hatta aşılanmış insanlara, bulaşın yüksek olduğu bölgelerdeki kamusal kapalı alanlarda maske takmalarını önerir." (381)
"Covid-19: Kediler ve köpekler de hastalığa yakalanabiliyor
Araştırmacılar Covid-19'a yakalanan kişilerin kedi ve köpeklerinde de bu hastalığın yaygın bir şekilde görüldüğünü buldu. 196 hanede 310 hayvandan alınan örneklerin incelenmesi sonucunda altı kedi ve yedi köpeğin PCR testi pozitif çıktı. 54 hayvanda ise hastalığı önceden geçirmiş olduklarını gösteren virüs antikorları tespit edildi. Araştırmayı yapan ekipte yer alan Utrecht Üniversitesi'nden Dr. Els Broens "Covid geçiriyorsanız diğer insanlarla etkileşimden kaçınmanız gerektiği gibi hayvanlarınızdan da kaçınınız" dedi ve ekledi: "Burada esas çekince hayvanların sağlığı değil, hayvanların bir virüs rezervuarı rolüyle virüsleri tekrar insanlara bulaştırması." Araştırmacılar bugüne kadar hayvandan insana geçen bir virüs vakasının kayıt altına alınmadığını fakat virüs insanlar arasında böylesine kolay yayılırken hayvandan yaşanacak bir bulaşmanın tespit edilmesinin de zor olduğunu belirtti. Evcil hayvanların büyük bir kısmının asemptomatik veya hafif semptomlarla hastalığı atlattığı aktarıldı. Araştırmacılar Hollanda genelinde son 200 gün içinde test sonucu pozitif çıkmış kişilerin evine mobil veteriner gönderdi ve evcil hayvanlardan kan ile sürüntü örneği aldı. Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıklar Kongresi'nde sunulan araştırmaya göre evcil hayvanların yüzde 4,2'sinde mevcut enfeksiyon, yüzde 17,4'ünde ise geçmiş enfeksiyon belirtisi görüldü.
Uzmanlar bulaşma yönünün muhtemelen insandan hayvana doğru olduğunu, hayvandan insana bulaşmanın daha düşük ihtimal olduğunu söyledi. Mikrobiyolojik Veterinerlik Tespit Merkezi'nden Dr. Broens yine de "Evcil hayvandan Covid-19 kapma ihtimalinin sıfır olduğunu söyleyemeyiz" dedi ve ekledi: "Şu anda pandemi insandan insana bulaşmayla yayılıyor ve bizim evcil hayvan kaynaklı bulaşmaları tespit etmemiz mümkün değil." Rusya'da bazı veterinerler evcil hayvanlara da aşı yapmaya başladı. Fakat Dr. Borens bu uygulamayı destekleyecek bir bilimsel kanıt görmediğini söylüyor: "Evcil hayvanların pandemide bir rolü olması düşük ihtimal." Kanada'daki Guelph Üniversitesi tarafından yapılan başka bir araştırma, sahiplerinin yataklarında yatan kedilerin enfeksiyon riskinin daha fazla olduğunu ortaya koydu. 77 hanede 48 kedi ve 54 köpek ile yapılan araştırmada hayvanlara antikor testi yapıldı ve sahiplerine de hayvanlarıyla ilişkileri soruldu. Evcil kedilerin yüzde 67'sinde ve köpeklerin yüzde 43'ünde antikora rastlanırken bu oran barınaklardaki hayvanlarda yüzde 9, sokak kedilerinde ise yüzde 3 olarak görüldü. Hayvanların çeyreğinde iştah kaybı ve solunum zorluğu gibi semptomlar görüldü. Vakaların çoğu hafif olsa da üçü ciddiydi. Araştırmacılar kedilerin biyolojik yapısının onları Covid-19'a daha açık hale getirmiş olabileceğini belirti. Kediler genellikle köpeklere kıyasla sahiplerinin yüzlerine daha yakın bir pozisyonda uyuyor. Bu da onların virüs kapma ihtimalini artırıyor. Prof. Wood: Sağlam bir araştırma.. Cambridge Üniversitesi Veterinerlik Bölümü Başkanı Prof. James Wood, bugüne kadar elde edilen kanıtların üstüne bu iki araştırma da eklendiğinde kedi ve köpeklerin önemli bir kısmının sahiplerinden virüs kapma ihtimalinin bulunduğunu belirtti. Wood "Hollanda'daki kapsamlı bir araştırma ve virüse maruz kalan evcil hayvanların yüzde 20'sine yakının hastalanabildiğini ortaya koyuyor. Sonra da insanlarda olduğu gibi iyileşiyorlar" dedi ve ekledi: "Çoğu vaka asemptomatik olarak görülüyor. "Virüs köpek ve kedilerden diğer hayvanlara ve sahiplerine bulaşmıyor gibi gözüküyor." (393)
İlginç uyarılar..
"Tarihe not düşmek için yazıyorum…Bu kış AŞI’sızlar için çok zor geçecek…Yol yakınken vaz geçin bu inattan…Ağustos 2021." (466)
"3) 3. dozunu olmayanlar (sanirim 6 milyon insan) mutlaka 3. dozlarini olmali, asilar, ozellikle Sinovac, koruyuculugunu kaybediyor, 2. dozunu olmayan milyonlarca insan 2. dozla asisini tamamlamali, tek doz korumuyor. Asi olmayanlar icin bu kis cok agir gececek, tekrar uyariyorum!" (467)
İlginç bir haber..Havalar 10 derece birden düşecek..Orman yangınlarının tesiri olabilir mi?
"Soğuk hava geliyor! Sıcaklık 10 derece düşecek
Meteoroloji Genel Müdürlüğünden yapılan duyuruya göre, mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının, pazar gününden başlayarak kuzey ve iç kesimlerde 6 ila 10 derece düşmesi, gelecek hafta ortasına kadar da mevsim normallerinin 4 ila 6 derece altında seyretmesi bekleniyor.(...)" (468)
* mRNA aşılarının programlanabildiğini aşı üreticileri kabul ediyor. AIDS çalışmaları..
"BioNTech'in COVID-19 aşısının arkasındaki çift, yorumlara Asturias Prensesi Ödülü Erişimi kazandı.
BioNTech kurucuları Uğur Şahin ve Özlem Türeci, dünyanın ilk etkili COVID-19 aşısını geliştirdi. Şimdi bilim ve teknolojiye hizmetlerinden dolayı İspanya'nın en yüksek onuru olan Asturias Prensesi Ödülü'nü aldılar. Euronews, başarılarını tartışmak, 'bilimsel süper gruplar' oluşturmak ve dünyayı değiştirmek için bir sonraki adımda ne yapmayı planladıklarını tartışmak için çiftle görüştü.
Bu ödülü kazandığınız için tebrikler. Onun hakkında nasıl hissediyorsun?
Özlem Türeci: Bu çok alçakgönüllü ve onurlu ve mutlu hissediyoruz çünkü çok prestijli bir ödül ve daha da önemlisi insanlığa hizmet eden her şeyi kutluyor” dedi.
Hala bu aşıyı yaptırmakta tereddüt eden insanlara ne diyorsunuz?
Uğur Şahin: "Bence bir tarafta endişeleri dinlemeliyiz çünkü çok fazla yanlış bilgi yayılıyor ve insanlar kime güveneceklerini bilemedikleri için endişeleniyorlar. Bu nedenle bilgilendirmek bizim görevimizdir. İletişimi sürdürmek toplumdaki herkesin toplumun görevidir. Aşıyı alan ve buna tolerans gösteren herkesin bunu iletmesinin gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum. Bir toplum olarak bir araya gelmeli ve farklı gerçekliklere sahip farklı baloncuklara düşmekten kaçınmalıyız."
Bir yıldan fazla bir süre önce ilk duyduğumuz şey, bu kadar rekor sürede bir aşı yaratmanın imkansız olduğuydu ve siz bunu yaptınız. Peki onların korkularını ve isteksizliklerini anlayabiliyor musunuz?
Özlem Türeci: "Evet, kesinlikle. Bunu anlayabiliyoruz. Bu, bu aşıya özgü değil. Bu, genel ve çok doğal bir tepki, insanların önce neler olup bittiğini anlamak istedikleri, çünkü çok fazla bilgi var, sıralamak daha zor. Bizler eğitimle doktoruz.Örneğin kanser hastalarını tedavi ettik ve tedavi ettiğimiz her vakada aynı soruları aldık.Bu tedavi benim için ne anlama geliyor?Zararlı mı?İnsanlar bilgilendirilmek istiyor. onlara ve bedenlerine ne olacağı hakkında. Yani bu çok doğal."
Uğur Şahin: "Aşının bir yılda geliştirilmediğini de anlamak önemlidir. Aşı, otuz yıllık bir araştırmayla geliştirildi. Bu olay için eğitilmiş ve mümkün olan en kısa sürede tamamen eğitimli ve hazır bir sprinter gibi. zaman ve bu pandemiye karşı yarışı kazanın. Bunu anlamak da önemlidir, aşının arkasındaki bilim bizi 30 yıl aldı."
Haberci RNA hakkında derinlemesine konuşalım. Başka nereye öncülük ettiğini görüyorsun?
Özlem Türeci: "Messenger RNA'nın dönüşüm potansiyeli var. mRNA, deyim yerindeyse doğa tarafından icat edilen en eski bilgi teknolojisidir. Böylece hücrelere bilgi aktarabilirsiniz. Bir vücudun farklı hücrelerine ne yapacaklarını söyleyebilirsiniz, bu da prensipte onu evrensel olarak kullanabileceğiniz anlamına gelir. Belirli bir hastalık veya belirli bir mekanizma için ihtiyacınız olanı bir araya getirebileceğiniz bir alet kutusudur. Tek sınırlayıcı şey hastalığı anlamak ve ne tür bilgiler iletmek istediğimizi anlamaktır. Bunu öğrendikten sonra MRNA'yı kansere karşı, otoimmün hastalıklara karşı, alerjilere karşı ve rejenerasyon için kullanabilirsiniz ve tüm bu endikasyonlar ve ötesinde çalışıyoruz."
Bundan sonra gözünü neye dikiyorsun? Sıtma tedavisi mi, yoksa kanser tedavisi mi?
Uğur Şahin: "Artık farklı hastalıklar üzerinde çalışma imkanına sahibiz. Bir yandan MRNA teknolojimizi, yüz yılı aşkın süredir insanlığın mücadelesi olan tüberküloz gibi hastalıklarla mücadelede kullanmak istiyoruz. sıtma. Ama aynı zamanda HIV gibi tedavisi olmayan hastalıklar için de. Yani bu bir kutu ve buna karşı aşı geliştirmek için şimdiden programlara başladık. Öte yandan kanser aşıları geliştirmek, hastanın bağışıklık sistemini kanserle savaşacak şekilde eğitmek için kanserle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
Bundan sonra gözünü neye dikiyorsun? Sıtma tedavisi mi, yoksa kanser tedavisi mi?
Uğur Şahin: Artık farklı hastalıklar üzerinde çalışma imkanımız var. Bir yandan MRNA teknolojimizi yüz yılı aşkın bir süredir insanlık için bir meydan okuma olan hastalıklarla savaşmak için kullanmak istiyoruz; tüberküloz, sıtma gibi. Ama aynı zamanda HIV gibi tedavisi olmayan hastalıklar için de. Yani bu bir kutu ve buna karşı aşı geliştirmek için şimdiden programlara başladık. Öte yandan, kanserle mücadele için hastanın bağışıklık sistemini eğitmek için kanser aşıları geliştirmek için kanserle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz.(....) " (471)
4.BÖLÜM
BİLİMSEL ARAŞTIRMALARDA VE TIP DERGİLERİNDE SAHTEKARLIKLAR,HİLELER,ALDATMALAR,DOLANDIRICILIKLAR VE NÜFUS AZALTMA
"Covid-19 ve aşıları konusunda yapılan bilimsel araştırmalara ve bunların yayınlandığı dünyaca ünlü tıp dergilerine neden güvenilmemelidir?"
Önce size bilimsel araştırmalar ve tıp dergilerinde, sahtekarlıklar nasıl yapılıyor, bunu önceki olaylardan ve bilimsel analiz ve anlatımlarla anlatarak verelim.. Daha sonra da "nüfus azaltma proje ve uygulamalarını" ele alacağız.. Umarız sahtekarlıkların diz boyu olduğu "bilimsel araştırmalar ile nüfus azaltma arasındaki bağlantıyı(ilişkiyi)"de çözmüş olursunuz.. Gerçekten çok korkunç gelişmeler yaşanıyor..
** Bilimsel araştırmalar ve Tıp dergilerinde sahtekarlık, dolandırıcılık, aldatma ve hileler..
----------------------------------------------------------
"Tıp dergileriyle ilgili sorun
Birçoğunun telefon rehberleri kadar sıkıcı ve iki kat daha karanlık olduğunu hayal ettiği tıp dergileri, herkesin hayatını etkiler - ve her zaman daha iyisi için değil. Sadece doktorların hastaları nasıl tedavi ettiğini ve halk sağlığı yetkililerinin eylemlerini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda doğum, ölüm, ağrı ve hastalık hakkındaki düşüncelerimizi de etkiler. Bu nedenle, düşünceli ama mutlaka uzman olmayan okuyucular için tıp dergilerinin yöntemlerine, özellikle de bu yolların çoğu eksik olduğundan ve reforma ihtiyaç duyduğundan, dikkat etmeniz mantıklı olabilir. Bu makale dizisinin tezi budur.(...)
(TIP DERGILERININ KÖTÜ BILIMI.) Yine de tıp dergileri genellikle kötü bilim içerir. Biyoloji ve kimya alanında çalışan temel bilim adamları, tıp dergilerinde ortaya çıkan çoğunlukla uygulamalı bilimi düzenli olarak küçümsemektedir. Örneğin, dergiler, tek vakalara ve bir dizi vakaya uygulanan ve kontrollerin olmaması nedeniyle nadiren kendinden emin sonuçlara izin veren birçok tedavi raporu yayınladı. Dergiler ayrıca anatomik, fizyolojik veya biyokimyasal anlamda görünen tedavileri pratikte doğru bir şekilde değerlendirilmelerinde ısrar etmeden teşvik etmek için 'bilim dışı' bir yöntemin bir parçası olmuştur. Tıbbın tarihi, mantıklı görünen ancak sonuçta yarardan çok zarar veren tedavilerle doludur. George Bernard Shaw'un The Doctor's Dilemma adlı adlı ikileminde acımasızca parodilenen Sir Arbuthnot Lane, yüksek ücretlerini karşılayacak kadar yorgun ve zengin olan Londralıların kolonlarını çıkardı. Operasyonun toksinleri temizlerken olduğu sanıldı. Hastalarının onda biri ameliyatla öldürüldü. Bademciklerini hiçbir fayda sağlamadan aldırmış bir nesile üyeyim. Eşim, 1982'de ilk çocuğumuzu doğurırken, bir enema verildi ve kasık kıllarını tıraş etti - hoş olmayan ve hiçbir faydası olmayan prosedürler. Tıbbın kendisi muhtemelen bilim dışı davranışları nedeniyle en çok eleştiriyi hak ediyor, ancak dergiler bilim ve uygulama arasındaki en büyük bağlantıdır. Son yıllarda, dergiler bilimsel olarak zayıf (sonuçlarının yöntemleri ve verileri tarafından desteklenmemesi nedeniyle) ve uygulayıcılarla (ve benzeri hastalarla) ilgisiz çalışmaları yayınladıkları için ciddi şekilde eleştirildi.(....)
TIP DERGILERI ILAÇ ŞIRKETLERINE ÇOK YAKIN.. Çoğu dergi, ilaç şirketleriyle bu kadar yakından ilişkili olma konusunda etik bir sorunla da karşı karşıyadır. Bu şirketler, tıbbı dönüştüren son 50 yılın neredeyse tüm yeni ilaçlarının kendileri tarafından keşfedilmiş veya geliştirilmiş olması açısından önemlidir. Ancak ilaç şirketlerinin ve doktorların, hastaların ve dolayısıyla günlüklerin (doktorları ve hastaları ön planda kılmalıdır) ilgi alanları her zaman aynı değildir. Bir şirket, başka bir ilaç daha iyi olsa bile hastaların ilacını almasını isteyebilir. Şirketler, diyabet gibi birçok durum için ilaç dışı tedaviler genellikle daha önemli olsa da, ilaç dışı tedaviler yerine ilacı zorlayacaktır. Bazı dergiler ilaç şirketleri tarafından ele geçirildi, çünkü onlara bağımlı hale geldiler. En prestijli dergilerden bazıları da dahil olmak üzere birçoğu, çoğunlukla sektör tarafından finanse edilen denemeler yayınlamaktadır. Bu denemelerin sonuçları şirketler için nadiren olumsuzdur. Dergiler, reklam ve yeniden baskı satışlarından elde edilen gelire bağlıdır (bir şirket, ilk etapta finanse ettiği bir çalışmanın yeniden baskıları için 1 milyon doların üzerinde ödeme yapabilir). Dergiler kendilerini ilaç şirketlerinden ayırmaya çalışmamalı, ancak ilişki etik açıdan daha sağlam olmalıdır. (....)
Araştırma Sahtekarlığı(/Dolandırıcılığı).. Bazen dergiler, özellikle de sahte araştırma yayınlamış oldukları ortaya çıktıklarında, onları kıvrandıran medyada yer alır. Bilimde sahtekarlık, bilimin kendisi kadar eskidir - çünkü bilim bir insan etkinliğidir. Ancak dolandırıcılık yaklaşık 20 yıl öncesine kadar kimsenin gündeminde değildi. Daha 5 yıl kadar önce, Kraliyet Cemiyeti'nden bir üyenin, sahtekarlığın son derece nadir olduğunu, "doğru bilim adamları" ile gerçekleşmediğini, hiç kimseye zarar vermediğini ve bilimin kendi kendini düzelttiği için önemli olmadığını iddia ettiğini duydum. Artan sayıda dolandırıcılık örneği olduğu için bu pozisyonu kamuya açıklamak artık imkansız. Aralık 2002'deki bir telefon görüşmemde, Lancet'in editörüne, yayınladığı iki büyük denemenin sahte olduğuna dair ikna edici kanıtlara sahip olduğumu söylemek zorunda kaldım. Bazı ülkeler, özellikle ABD ve Kuzey ülkeleri, bilimsel sahtekarlığa karşı tutarlı bir yanıt verdi; ancak İngiltere dahil çoğu ülke buna sahip değil. Britanya'daki tıp editörleri, sahtekarlığa yanıt vermek için bir tür kendi kendine yardım grubu olan Yayın Etiği Komitesi'ni kurdular - ya da daha iyi 'araştırma suistimali' olarak adlandırılır. (Dolandırıcılık, yaygın görünen ve mali dolandırıcılık çağrışımları olan nispeten küçük suistimal biçimlerinin çoğu için kullanılabilecek ciddi bir kelimedir.) COPE 1997'de başladı ve şu anda yaklaşık 250 vakayla ilgilendi. Bazıları için suistimalle nasıl başa çıktıklarında bir dönüşüme neden oldu. Editörler başka yöne bakma eğilimindeyken (özellikle sorunların çoğu yayınlamayı düşünmedikleri çalışmalarda ortaya çıktığı için), çoğu şimdi harekete geçme zorunluluğu hissediyor. Bu dönüşüm, düzenleyici kurumların klinik, araştırma veya mali suistimal sinyallerine göre hareket etmeyen doktorları disipline edeceği tıpta yaşananlara benzer. Ancak yine de editörlerin araştırma suistimaline yanıt verme sürecinin başlangıcında olduklarını hissediyorum. Bazı editörler soruna duyarlı değil. COPE vakalarının çoğu birkaç dergiden geliyor ve bu dergilerin pek çok sorunu varken diğerlerinde hiç sorun olmadığına inanmak imkansız. Editörler sorunlara yanıt vermeleri gerektiğine karar verdiklerinde bile, genellikle ne yapacakları konusunda net değildirler. Üniversiteleri veya diğer işverenleri suistimal olasılığına karşı uyarsalar bile, bu kuruluşlar harekete geçmeyecek veya harekete geçemeyeceklerdir. Dergilerin görevi kötüye kullanma nedeniyle kirletilmesinden ve editörlerin yeterince yanıt vermediğinden endişeleniyorum.(....)
Dergiler akademisyenleri soyuyor.. Tıp dergilerinin sorunlarının çoğu tıp sorunlarıdır, ancak yazarları soyma sorunu tamamen dergilerde yatmaktadır. BMA'nın kütüphanecisi, dünyanın en kârlı bilim yayıncısı Reed-Elsevier'e katılmak için ayrılmadan önce şakasına ironik bir dönüş yaparak, "Bütün yayıncılık hırsızlıktır" diye şaka yapardı. Yayıncılıkla uğraşan biri olarak bu cümleyi ilk duyduğumda gücenmiştim. Ama daha çok anlayamadım. Şimdi yapıyorum. Çoğu tıp dergisi neredeyse tamamen araştırma makalelerinden oluşur. Bu makaleler araştırmacılar tarafından yazılır ve dergilere ücretsiz olarak gönderilir. Bir tıp dergisinde yayınlanan büyük bir araştırmadaki değeri düşünün. Bu tür denemelerin yapılması milyonlarca sterline mal olabilir. Değerin neredeyse tamamı denemenin kendisinde. ("Değer" derken, müşterilerin ödemeye hazır oldukları benzersiz katkıyı kastediyorum.) Bu denemelerin çoğu akademisyenler tarafından yürütülüyor ve birçoğu kamu parasıyla finanse ediliyor. Dergiler akran(hakem) değerlendirmesi yapıyor, ancak bunun çok az değer katan bir süreç olduğunu zaten savundum. Dahası, akran değerlendirmesi genellikle akademisyenler tarafından ücretsiz olarak yapılır. Gerçekten de, birçok dergi ücretsiz akademisyenler tarafından düzenlenmektedir. Çalışmaları yayınlanmadan önce düzenleyenler genellikle yine ücretsiz akademisyenlerdir. Dergiler daha sonra akademik kütüphanelere satılmaktadır ve genellikle çok yüksek fiyatlara satılmaktadır. Bazı dergilere yıllık abonelik 20 000 doların üzerinde olabilir. Yayıncılar - bazen ticari şirketler, çoğu zaman tıbbi veya bilimsel kuruluşlar olsa da - önemli karlar elde ederler, ancak çok fazla değer katmazlar. Gerçekten de, yayıncılar bilimsel literatürü Balkanlaştırarak, erişilebilirliği ciddi şekilde sınırlayarak değeri çıkarabilirler. Çalışanlarının emeklilik fonunu çalmakla ünlenen gazete ve dergi yayıncısı Robert Maxwell, bilimsel dergiler yayınlayarak zengin oldu. Bilimsel yayıncılık işinin etiği oldukça şüphelidir.(.....)" (346)
"Kaç bilim adamı araştırma üretip tahrif ediyor? Anket verilerinin sistematik bir incelemesi ve meta-analizi.
Soyut.. Bilim adamlarının verileri üretme ve tahrif etme veya diğer bilimsel suistimal biçimlerini işleme sıklığı tartışmalı bir konudur. Birçok anket, bilim adamlarına, araştırmayı suistimal eden bir meslektaşını suçlayıp işlemediklerini doğrudan sordu, ancak sonuçlarını karşılaştırmak ve sentezlemek zor görünüyordu. Bu, bu anketlerin ilk meta analizidir. Sonuçları standardize etmek için, her soru için en az bir suistimal olayını hatırlayan katılımcı sayısı hesaplandı ve analiz, bilimsel bilgiyi çarpıtan davranışlarla sınırlıydı: üretim, tahrif etme, verilerin “pişirilmesi” vb. İntihal ve diğer mesleki suistimal biçimlerine ilişkin anket soruları hariç tutulmuştur. Nihai örneklem, sistematik incelemeye dahil edilen 21 ve meta-analizde yer alan 18 anketten oluşuyordu. En az bir kez (herhangi bir standarda göre ciddi bir suistimal biçimi) veri veya sonuçların üretildiğini, tahrif edildiğini veya değiştirildiğini kabul eden bilim adamlarının %1,97'lik bir havuzlanmış ağırlıklı ortalaması (N= 7, %95 CI: 0,86-4,45) ve en fazla 33,7 %'si diğer şüpheli araştırma uygulamalarını kabul etti. Meslektaşların davranışlarını soran anketlerde, kabul oranları tahrif için %14.12 (N= 12, %95 GA: 9.91–19.72) ve diğer şüpheli araştırma uygulamaları için %72'ye kadar çıkmıştır. Meta-regresyon, kendi kendini rapor eden anketlerin, "sahte" veya "fabrikasyon" kelimelerini kullanan anketlerin ve postayla gönderilen anketlerin daha düşük suistimal yüzdeleri sağladığını gösterdi. Bu faktörler kontrol edildiğinde, suistimal tıbbi/farmakolojik araştırmacılar tarafından diğerlerinden daha sık rapor edildi. Bu anketlerin hassas sorular sorduğu ve başka sınırlamaları olduğu göz önüne alındığında, bunun bilimsel suistimalin gerçek yaygınlığına ilişkin muhafazakar bir tahmin olması muhtemel görünüyor.
Tanıtım.. Bilim adamlarının gerçeğin nesnel arayışındaki imajı, büyük bir bilimsel sahtekarlığın keşfiyle periyodik olarak tehlikeye girer. Hwang Woo-Suk'un sahte kök hücre dizileri veya Jan Hendrik Schön'ün çoğaltılmış grafikleri gibi son skandallar, bir bilim insanının en prestijli dergilerde uydurma verileri yayınlamasının ne kadar kolay olabileceğini ve bunun nasıl finansal ve insan kaynakları israfına yol açabileceğini ve bunun ne kadar önemli olduğunu gösterdi. insan sağlığı için risk oluşturmaktadır. Bilimsel sahtekarlıklar ne sıklıkta görülür? Soru açıkça çok önemlidir, ancak cevap büyük bir tartışma konusudur. Medya ve birçok bilim insanı (örneğin) tarafından yayılan popüler bir görüş, dolandırıcıları sadece “birkaç çürük elma” olarak görmektedir. Bu saf bilim imajı, bilim camiasının, suistimalle bağdaşmayan çıkarsızlık ve organize şüphecilik gibi normlar tarafından yönlendirildiği teorisine dayanmaktadır. Ancak artan kanıtlar, bilinen dolandırıcılıkların sadece “buzdağının görünen kısmı” olduğunu ve birçok vakanın asla keşfedilmediğini gösteriyor. Bu nedenle tartışma, bilimsel suistimalin biçimlerini, nedenlerini ve sıklığını tanımlamaya devam etti.(....)" (347)
"Yayınlanan araştırma bulgularının çoğu neden yanlış?
Özet.. En güncel yayınlanmış araştırma bulgularının yanlış olduğuna dair artan bir endişe var. Bir araştırma iddiasının doğru olma olasılığı, çalışmanın gücüne ve yanlılığına, aynı soru üzerindeki diğer çalışmaların sayısına ve daha da önemlisi, her bir bilimsel alanda incelenen ilişkiler arasındaki doğru ile sıfır ilişkisi oranına bağlı olabilir. Bu çerçevede, bir alanda yapılan çalışmalar daha küçük olduğunda bir araştırma bulgusunun doğru olma olasılığı daha düşüktür; efekt boyutları daha küçük olduğunda; daha fazla sayıda ve daha az test edilmiş ilişki ön seçimi olduğunda; tasarımlarda, tanımlarda, sonuçlarda ve analitik modlarda daha fazla esnekliğin olduğu yerlerde; daha fazla finansal ve diğer çıkar ve önyargı olduğunda; ve istatistiksel önemi olan bir bilimsel alanda daha fazla ekip yer aldığında. Simülasyonlar, çoğu çalışma tasarımı ve ortamı için, bir araştırma iddiasının doğru olmaktan çok yanlış olduğunu göstermektedir. Ayrıca, birçok güncel bilimsel alan için, iddia edilen araştırma bulguları genellikle hakim önyargının doğru ölçümleri olabilir. Bu yazıda, bu problemlerin araştırmanın yürütülmesi ve yorumlanması üzerindeki etkilerini tartışıyorum. Yayınlanmış araştırma bulguları bazen daha sonraki kanıtlarla çürütülür ve ardından kafa karışıklığı ve hayal kırıklığı oluşur. Klinik deneyler ve geleneksel epidemiyolojik çalışmalardan en modern moleküler araştırmalara kadar çeşitli araştırma tasarımlarında çürütme ve tartışma görülmektedir. Modern araştırmalarda, yanlış bulguların, yayınlanan araştırma iddialarının çoğunluğu veya hatta büyük çoğunluğunda olabileceğine dair artan bir endişe var. Ancak, bu şaşırtıcı olmamalıdır. İddia edilen araştırma bulgularının çoğunun yanlış olduğu kanıtlanabilir. Burada bu sorunu etkileyen temel faktörleri ve bunun bazı sonuçlarını inceleyeceğim.
Yanlış Pozitif Bulgular Çerçevesinin Modellenmesi.. Birkaç metodoloji uzmanı, araştırma keşiflerinin yüksek oranda tekrarlanmamasının (teyit eksikliğinin), yalnızca resmi istatistiksel anlamlılıkla değerlendirilen tek bir çalışma temelinde kesin araştırma bulgularını iddia etmenin uygun, ancak temelsiz stratejisinin bir sonucu olduğuna dikkat çekti. tipik olarak 0,05'ten küçük bir p değeri için. Araştırma, p değerleri ile en uygun şekilde temsil edilmez ve özetlenmez, ancak ne yazık ki, tıbbi araştırma makalelerinin yalnızca p değerlerine dayalı olarak yorumlanması gerektiğine dair yaygın bir fikir vardır. Araştırma bulguları burada, örneğin etkili müdahaleler, bilgilendirici öngörücüler, risk faktörleri veya ilişkiler gibi resmi istatistiksel öneme ulaşan herhangi bir ilişki olarak tanımlanır. “Olumsuz” araştırma da çok faydalıdır. “Olumsuz” aslında bir yanlış adlandırmadır ve yanlış yorumlama yaygındır. Ancak burada, boş bulgular yerine araştırmacıların var olduğunu iddia ettiği ilişkileri hedefleyeceğiz.
İddia edilen araştırma bulgularının çoğunun yanlış olduğu kanıtlanabilir.. Daha önce gösterildiği gibi, bir araştırma bulgusunun gerçekten doğru olma olasılığı, önceden doğru olma olasılığına (çalışma yapılmadan önce), çalışmanın istatistiksel gücüne ve istatistiksel anlamlılık düzeyine bağlıdır. Bilimsel bir alandaki gerçek ilişkilerin altın standardına karşı araştırma bulgularının karşılaştırıldığı 2x2'lik bir tablo düşünün. Bir araştırma alanında, ilişkilerin varlığı hakkında hem doğru hem de yanlış hipotezler yapılabilir. R, sahada test edilenler arasındaki "doğru ilişkiler" sayısının "ilişki yok" sayısına oranı olsun. R, alanın karakteristiğidir ve alanın yüksek olasılıklı ilişkileri hedefleyip hedeflemediğine veya varsayılabilecek binlerce ve milyonlarca hipotez arasında yalnızca bir veya birkaç doğru ilişkiyi aramasına bağlı olarak çok değişebilir. Hesaplamada basitlik için, ya sadece bir gerçek ilişkinin olduğu (birçokları arasında hipotez kurulabilecek) ya da gücün mevcut birkaç gerçek ilişkiden herhangi birini bulmaya benzer olduğu sınırlandırılmış alanları da göz önünde bulunduralım. Bir ilişkinin doğru olma ön çalışma olasılığı R/(R + 1)'dir. Bir çalışmanın gerçek bir ilişki bulma olasılığı 1 - β gücünü yansıtır (bir eksi Tip II hata oranı). Hiçbiri gerçekten var olmadığında bir ilişki olduğunu iddia etme olasılığı, Tip I hata oranını, α'yı yansıtır. Alanda c ilişkinin araştırıldığı varsayılarak, 2×2 tablosunun beklenen değerleri Tablo 1'de verilmiştir. Resmi istatistiksel anlamlılığın elde edilmesine dayalı olarak bir araştırma bulgusu iddia edildikten sonra, çalışma sonrası bunun doğru olma olasılığı şu şekildedir: pozitif tahmin değeri, PPV. PPV aynı zamanda Wacholder ve ark. yanlış pozitif rapor olasılığını aradık. 2 × 2 tablosuna göre, kişi PPV = (1 - β)R/(R - βR + α) elde eder. Bu nedenle, eğer (1 - β)R > α ise bir araştırma bulgusunun doğru olma olasılığı yanlıştır. Genellikle araştırmacıların büyük çoğunluğu a = 0,05'e bağlı olduğundan, bu, eğer (1 - β)R > 0.05 ise bir araştırma bulgusunun yanlıştan çok doğru olduğu anlamına gelir. (.....)" (348)
"Bilimsel araştırmalardaki sahtekarlıklar ve bunların üstesinden nasıl gelineceği.
Soyut.. Dolandırıcılık ve suistimal bilim tarihinde yaygın olmuştur. COVID-19 pandemisiyle bağlantılı son olaylar, bunun risklerinin ve sonuçlarının artık kabul edilemez olduğunu vurguladı. COVID-19 tedavisini ele alan iki makale, en prestijli tıp dergilerinden ikisinde yayınlandı; yazarlar, görünüşe göre yüzlerce hastaneden gelen on binlerce hastanın verilerini toplayan özel bir şirkete ait elektronik sağlık kayıtlarını analiz ettiklerini beyan ettiler. Her iki gazete de birkaç hafta sonra geri çekildi. Bu tür olaylar meydana geldiğinde, nüfusun bilimsel araştırmalara olan güveninin zayıflaması muhtemeldir. Bu makale, mevcut sistemin bilimsel araştırmanın güvenilirliğini nasıl tehlikeye attığını ve modern sağlık hizmetinin dayandığı güven sisteminin temellerini vurgulamaktadır. Uygun izleme olmaksızın bir sistemin tehlikelerine ışık tutan önerilen analiz, mevcut dergi politikalarını güçlendirmeyi ve kamu yetkililerinin kontrol faaliyetlerini destekleyen yeni teknolojileri kullanarak araştırma sürecini iyileştirmeyi önermektedir. Bu çözümler arasında, yakın ve geçmiş araştırma tarihi ile bağlantılı hataların tekrarını önlemek için umut verici bir çözüm gibi görünen blok zinciri teknolojisinin umut verici yönlerinden bahsediyoruz.
Tanıtım.. Bilim tarihinde dolandırıcılık ve suistimaller yaygın olmuştur. COVID-19 pandemisiyle bağlantılı son olaylar, özellikle küresel bir sağlık acil durumu sırasında bunun risklerinin ve sonuçlarının artık kabul edilemez olduğunu vurguladı. Tüm editoryal politika sistemini, özellikle kanıt oluşturma sürecini gözden geçirmenin zamanı geldi. Bu makalenin amacı, mevcut sistemin bilimsel araştırmanın güvenilirliğini ve modern sağlık hizmetinin dayandığı güven sisteminin temellerini nasıl tehlikeye attığını vurgulamaktır. Hem bilim camiası hem de bir bütün olarak toplum için uygun izleme yapılmayan bir sistemin tehlikelerine ışık tutarak, kamu otoritelerinin kontrol faaliyetlerini destekleyen yeni teknolojileri kullanarak mevcut dergi politikalarını güçlendirmeyi ve araştırma sürecini iyileştirmeyi öneriyoruz. Bu çözümler arasında, yakın ve geçmiş araştırma tarihi ile bağlantılı hataların tekrarını önlemek için umut verici bir çözüm gibi görünen blok zinciri teknolojisinin umut verici yönlerinden bahsediyoruz.
Aşırı miktarda bilimsel literatür, araştırmanın genel kalitesini düşürebilir.. COVID-19 hakkında yayınlanan makalelerin sayısı onbinlere ulaştı ve artmaya devam ediyor. Bilim adamları, politika yapıcılar ve doktorlar, sağlanan bilimsel kanıtların kalitesini değerlendirirken, faaliyetleriyle ilgili makaleler bulmakta giderek daha fazla zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. COVID-19 salgını bize bilimsel araştırmaların gelecekte nasıl gelişebileceğine dair bir fikir veriyor: Araştırmacılar, akranları tarafından anında geri bildirim ve takdir almak için çalışmalarını hızlı, açık erişimli bir şekilde paylaşmak istiyor. Ön baskı sunucuları, artan popülaritelerinin gösterdiği gibi, bunu yapmalarına izin veriyor: Haziran 2020 itibariyle yalnızca medRxiv'e yaklaşık 4000 COVID-19 makalesi gönderildi. Bu "ön baskı akışı" kesinlikle COVID-19 "edebiyat denizinin" seviyesini yükseltmeye katkıda bulunurken, ana akış hakemli dergilerde yayınlanan makaleler tarafından temsil edilmektedir. Hakem değerlendirme süreci, yayınlanmayı hak eden araştırmaları belirlemeli; ancak bilimsel dergiler, COVID-19 ile ilgili tüm potansiyel keşiflerin zamanında açıklanması için bir şans verilmesini sağlamalıdır. Ezici başvuru miktarıyla başa çıkabilmek için birçok dergi, bir makaleyi değerlendirmek ve yayınlamak için gereken süreyi azaltmak zorunda kaldı. Yakın tarihli bir çalışma -ironik olarak, bir önbaskı- 14 tıp dergisinin akran değerlendirmesi için gereken gün sayısını azaltarak bir COVID-19 makalesini yayınlamak için ortalama olarak gereken süreyi neredeyse %50 oranında azalttığını gösteriyor. Bu sorunlar, sözde 'infodemi'nin temellerini oluşturan COVID-19 yayınlarının kalitesi, yanlış bilgilerin yayılması ve bilimsel bütünlük eksikliği ile ilgili endişeleri artırdı.
Son olaylara kısa bir giriş: Surgisphere skandalı.. Son olaylar bize sektörlerinde her zaman en iyiler arasında sayılan dergilerin bile COVID-19 infodemisine karşı bağışık olmadığını gösteriyor. En prestijli tıp dergilerinden ikisinde yakın zamanda iki makale yayınlandı, ancak birkaç hafta sonra geri çekildi. 1 Mayıs 2020'de The New England Journal of Medicine'de (NEJM) yayınlanan ilki, COVID-194 hastalarında ACE inhibitörlerinin ve anjiyotensin reseptör blokerlerinin zararlı etkilerinin olmamasına değindi; 22 Mayıs 2020'de Lancet'te yayınlanan diğeri ise COVID-19 tedavisi olarak hidroksiklorokin (HCQ) veya klorokin kullanmanın potansiyel risklerine odaklandı. Bu iki makale, üç yazarı (Profesör Mandeep R Mehra, Dr Sepan S Desai ve Dr Amit N Patel)4,5 ve ayrıca analiz edilen verilerin kaynağını paylaşmaktadır: Surgisphere, 2007 yılında Dr Desai tarafından kurulmuş bir veri analizi şirketidir. Her iki çalışma da, altı kıtaya kadar yüzlerce hastaneden gelen on binlerce hastanın verilerini toplayan Surgisphere elektronik sağlık kayıtları (EHR) verilerine dayanmaktadır. (.....)" (349)
"Tıbbi araştırmalarda dolandırıcılık ve aldatma
Soyut.. Tıbbi araştırmaların yayınlanması, dünya nüfusunun sağlığı üzerinde önemli etkilerle sonuçlanan tıbbi bilginin yayılması ve yayılması için temel taşıdır. Bununla birlikte, kişisel hırsları ilerletmek için tıbbi araştırmaların üzerine inşa edildiği dürüstlük ve bütünlük ahlakını altüst eden kişi ve kurumların örnekleri iyi belgelenmiştir. Bu etik olmayan davranışı tanımlayan birçok tanım öne sürülmüştür, ancak en açıklayıcı olanı Amerika Birleşik Devletleri Araştırma Dürüstlüğü Ofisi tarafından ortaya konan “FFP” (fabrikasyon, tahrif ve intihal) modelidir. Araştırmanın suistimali, dünya medyasının göstermeye çok hevesli olduğu birçok sonuca sahiptir. Dünya çapında birçok yüksek profilli vaka, tıbbi araştırmalar yaparken bu etik eksikliğini göstermiştir. Pek çok saygın profesyonel ve saygın dünya kurumu, kişisel çıkarları için kendi ideallerinin peşinde etik olmayan davranan birkaç kişinin hırslarına yenik düştü. Her ne kadar kurumlar bu sorunlarla doğrudan yüzleşmek için kurulmuş olsa da, bu davranış kalıbıyla mücadele etmek için dergiler ve editörleri adına hala çok daha fazlasına ihtiyaç var gibi görünüyor. Tıbbi araştırmalarda çok küçük pozisyonlarda başlayan bireylere, tıbbi araştırma etiğinin temelleri öğretilmelidir, böylece toplumlar, ihtiyaç duyduklarında yardım için başvurdukları insanlar tarafından başarısızlığa uğramazlar. Bu makale, araştırmadaki suistimalle ilgili birçok konunun gözden geçirilmesini sağlar ve okuyucunun kendi araştırma deneyimlerini yansıtmasını ve düşünmesini sağlar. Bu, umarız, bireylerin tıbbi araştırmalarda sıklıkla, kötü tartışılan bir konu hakkında sorular sormaya başlamalarını sağlayacaktır.
GİRİŞ.. Tıbbi araştırma, bilimsel araştırmanın temel taşıdır. Daha iyi bir fiziksel ve psikolojik sağlık durumu oluşturma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, tıbbi araştırmaların gerçek ve önyargısız olması zorunludur. Tıbbi araştırmalar yapılırken, 1947'de Nürnberg Yasası ve müteakip 1964 Helsinki Bildirgesi'nde (ve daha sonra 2002'de revize edilmiş) ana hatlarıyla belirtilen etik ve ahlaki yükümlülüklere uyulmalıdır. . Bununla birlikte, tıbbi araştırmaların temelini oluşturan ahlaka rağmen, bilimsel araştırmalar uzun bir sahtekarlık ve aldatma geçmişine sahiptir ve bu davranışla araştırmacıların yardım etmeye çalıştıkları yaşamları olumsuz yönde etkiler. Ek olarak, biyolojik bilimlerde - bireyin fiziksel ve psikolojik sağlığını doğrudan etkileyen bilim - sahtekarlığın ciddiyeti de kabul edilmelidir. Tespit politikalarının uygulanması ve suiistimal vakalarının, suistimal vakalarında eşi görülmemiş bir artış gören düzenleyici kurumlar tarafından yönetilmesinin bir sonucu olarak, araştırma çevrelerinde dolandırıcılık ve aldatmanın yaygınlığı giderek daha fazla belgelenmiştir. Durumun ciddiyetinin farkında olarak, sorunla başa çıkmak için birden fazla kuruluş oluşturuldu. Bununla birlikte, vakaların medyada ve dünyadaki düzenleyici yönetim kurumlarının çalışma oturumlarında yayınlanmasına rağmen, tıbbi araştırmalarda sahtekarlık ve aldatma genellikle az bildirilmiştir. Bunun bir nedeni, bilimsel aldatmacayı neyin oluşturduğuna dair standart bir tanım olmaması olabilir, vakaların tanımlanmasını ve devam etmesini önlemeyi daha zor hale getirir. Bunu tam olarak anlamak için, elimizdeki tanımları tartışmalıyız.(.....)
Tıbbi araştırmalarda sahtekarlık ve aldatma siyah beyaz mıdır?.. "Aldatma" ve "sahtekarlık(hile)" tanımları düşünüldüğünde, daha az ciddi vakalar üzerinde çok az anlaşma vardır. İkili yayınların (aynı anda birden fazla dergiye gönderme) veya katkıları minimum olduğunda (hediye/hayalet yazarlık) bir yayının yazar listesine bir bireyin adını koymanın, veri fabrikasyonu ile aynı düzeyde suistimal anlamına gelip gelmediği tartışmalıdır. ve bunun suistimal anlamına gelip gelmediği. Ayrıca, araştırma için mevcut finansman eksikliğinin potansiyel olarak birçok kişiyi hedeflerine ulaşmak için “aldatma” yapmaya itebileceği tartışılabilir. Bununla birlikte, bazıları bu tür küçük kararsızlıkların daha ciddi araştırma yürütme ihlallerine yol açabileceğini iddia edebilir. Ek olarak, kıdemli yazarların çalışmayı denetleyememeleri, onların bu düşüncesizliklerden de aynı derecede suçlu olmalarına neden olur. Sismondo et al. ve diğerleri, finansal güçlerini araştırma ve yayının önemli adımlarını “kontrol etme” ve “şekillendirme” konusunda kullanan ilaç şirketlerinin hayalet yazarlığının ulus sağlığı üzerindeki etkilerini tanımlıyor ve ilaç endüstrisinin “literatürünü kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde şekillendirmesine izin veriyor ” Buradaki önemli soru, araştırmalardaki bu aldatmacayı nasıl durdurabileceğimiz ve bu amaca kimlerin yardım edebileceğidir. (.....)" (350)
"Tıbbi araştırmalarda aldatma(hile) ve dolandırıcılık
Soyut.. Tıbbi araştırmalarda aldatma ve sahtekarlık, yayınlanmış literatürün güvenilirliği için ciddi bir sorundur. Prevalansını tahmin etmek zor olsa da, bildirilen vakalar endişe vericidir. Sorunun yelpazesi, oldukça zararsız görünen hediye yazarlığından verinin toptan üretimine kadar uzanmaktadır. Dolandırıcılığı ve aldatmayı teşvik etmiş olabilecek potansiyel faktörler arasında finansal kazanç, kişisel ün, rekabetçi bilimsel ortam ve bilimsel kibir sayılabilir. Dolandırıcılık ve aldatmanın tespit edilmesi zordur ve genellikle ihbarcılar tarafından ön plana çıkarılır. Çoğu vaka kurumsal düzeyde ele alınabilmesine rağmen, Yayın Etiği Komitesi (COPE) ve Tıbbi Araştırma Etik Komitesi (MREC) gibi düzenleyici kuruluşlar sorunu izlemek ve çözmeye çalışmak için kurulmuştur.
Giriş.. Tıbbi araştırmalarda sahtekarlık ve hile bilimsel kayıtları bozarak yanlış sonuçlara yol açar. Halkın tıbbi araştırmalara ve doktorlara olan güveninin kaybolmasına yol açar. Tıbbi araştırmalardaki sahtekarlık araştırmacının tüm notlarını etkiler. İngiltere'deki belki de en ünlü vaka, St George's Hastanesi Tıp Fakültesi'nde kıdemli öğretim görevlisi olan Malcolm Pearce ve Profesör ve bölüm başkanı Geoffrey Chamberlain'inkiydi. 11994'te İngiliz Kadın Hastalıkları ve Doğum Dergisi'nde Pearce'ın editör yardımcısı ve Chamberlain editörü olduğu bir makale yayınladılar. Gazete ektopik bir hamileliğin yeniden yerleştirilmesinde başarılı olduğunu iddia etti. Aynı sayı, Pearce randomize kontrollü bir deneme yayınlamıştı. Birkaç ay sonra, bölümlerindeki küçük bir araştırmacı, yeniden implantasyon vakasının bir kurgu eseri olduğu ve denemede randomize edilen hastaların mevcut olmadığı konusunda yetkilileri uyardı. Bu ilişki Chamberlain'in istifa etmesine ve Pearce'ın sağlık sicilinden düşürülmesine yol açtı. Haber, Daily Mail gazetesinde ön sayfaya ilgiyi garantiledi. Bu oldukça sansasyonel bir vaka olmasına rağmen, tıbbi araştırmalarda sahtekarlık ve aldatma bir 'patogenez' vardır ve kendini çeşitli şekillerde gösterir. Bu yazıda tıbbi araştırmalarda sahtekarlık ve aldatmanın niteliği ve nedenleri ve soruna potansiyel çözümler incelenmiştir.
Sahtekarlık ve hata tanımları.. Kamu Etiği Komitesi (COPE), suistimalin altında kalan ilkenin, başkalarının doğru olmayanı doğru olarak kabul etmesine neden olma niyeti olduğunu kabul eder. Bu nedenle, suistimal sadece belirli bir eylemi veya ihmali değil, aynı zamanda ilgili araştırmacı, yazar, editör, hakem veya yayıncının niyetini de içerir. Dürüst bir hata kasıtlı dolandırıcılıktan çok farklı olsa da, araştırma dahil tüm insan faaliyetlerinin hataya eğilimli olduğunu söylemek yeterli değildir. Bilimsel kayıt, kasıtlı dolandırıcılıktan olduğu gibi dürüst hatalardan da eşit derecede risk altındadır. Bu nedenle, çalışmalarını kontrol etmek ve doğruluğu sağlamak yazarların sorumluluğundadır.(....)" (351)
"Tıbbi ve bilimsel araştırmalarda sahtekarlığın etkileri.
Soyut.. Dolandırıcılık, hasta bakımını olumsuz etkileme potansiyeli nedeniyle hem bilimsel hem de klinik alandaki araştırmaları etkileyen önemli bir konudur. Dolandırıcılık, her biri değişen yaygınlık ve sonuçlara sahip birçok biçim alabilir. Bu yanlış uygulamayı araştırmak ve düzenlemek için bir dizi etik kurum oluşturulmuştur. Vaka örnekleri kullanarak, çeşitli dolandırıcılık biçimlerini ve bunların olası sonuçlarını açıklıyoruz. Editoryal sorumluluğun artan önemi vurgulanmakta ve tartışılmaktadır. Son olarak, bu uygulamanın nasıl etkin bir şekilde düzenleneceğine ve ortadan kaldırılacağına dair çözümler öneriyoruz. 2006 yılında bir araştırma komisyonu, Jon Sudbø (Diş hekimi, danışman onkolog ve The Radium Hospital, Oslo'da eski tıp araştırmacısı ve doçent, Oslo Üniversitesi, Norveç) tarafından The Lancet'te yayınlanan 2005 tarihli yayının, "nonsteroid antiinflamatuar ibuprofen gibi ilaçlar (NASID'ler) sigara içenlerde ağız kanseri riskini azaltır", henüz açılmamış bir kanser hasta veri tabanından alınan tamamen hayali 908 hastaya dayanıyordu. Soruşturma komisyonu daha sonra Sudbø'nun 1993'ten beri yayınladığı 38 makaleden 15'inin, doktora tezi de dahil olmak üzere hileli olduğuna karar verdi (Nylenna ve Horton, 2006 ; Slesser ve Qureshi, 2009 ). Sudbø, Darsee, Long, Pearce, Slutsky ve Soman dışında, kariyerlerinin başlarında görevi kötüye kullanmaktan suçlu olan diğer bilim insanları arasında 1977'de Nature dergisine siklik guanozin konsantrasyonu üzerine yayınlanmış çalışmasının yayınlandığını kabul eden Almanya'dan doktora sonrası biyokimyacı Robert Gullis de var. nöroblastom hücrelerindeki monofosfat, deneylere değil, onun fikirlerine olan güçlü inançları tarafından yönlendirilen hayal gücünün hayallerine dayanıyordu (Hamblin, 1981; Lock, 1988). ..(.....)" (352)
"Pandemi yeni kurbanlar talep ediyor: Prestijli tıp dergileri.
Bir ay içinde iki büyük çalışma geri çekilmesi, araştırmacıları akran (hakem) değerlendirme sürecinin bozulup bozulmadığını merak etmeye bıraktı. Son zamanlarda iki yayın, koronavirüs pandemisine yönelik araştırmaların gidişatını değiştiren iki koronavirüs çalışmasını geri çekti. Bir çalışma, popüler tansiyon ilaçlarının koronavirüs bulaşmış insanlar için güvenli olduğunu vaat etti. Başka bir makale, Başkan Trump tarafından onaylanan sıtma önleyici ilaçların aslında bu hastalar için tehlikeli olduğu konusunda uyardı.
New England Journal of Medicine ve The Lancet'te yayınlanan çalışmalar, yayınlandıktan kısa bir süre sonra, bariz kusurlar gören araştırmacıların tepkisi üzerine geri çekildi. Bu ayın aynı gününde aceleyle yapılan geri çekilmeler, dünya çapındaki bilim insanlarını koronavirüs üzerine araştırma acelesinin akran değerlendirme sürecini alt ettiğinden ve en çok ihtiyaç duyulduğu anda saygın tıp dergilerinin güvenilirliğini tehdit eden sahtekarlığa kapı açtığından korkan dünya çapındaki bilim insanlarını alarma geçirdi.. Akran(hakem) değerlendirmesinin bilimsel araştırmanın kalitesini koruması gerekiyor. Bir dergi bir makale aldığında, editörler bu alandaki üç veya daha fazla uzmandan yorum ister. Hakemlerin yazılı değerlendirmeleri, bir makaledeki revizyonları zorlayabilir veya derginin çalışmayı tamamen reddetmesine neden olabilir. 20. yüzyılın ortalarında tıp dergileri tarafından yaygın olarak benimsenen sistem, dünya çapında bilimsel söylemin temelini oluşturmaktadır. Mayıs başında geri çekilen makalelerden birini yayınlayan New England Journal of Medicine'nin eski genel yayın yönetmeni Dr. Jerome Kassirer, "Güvenle ilgili sorun, kaybetmenin çok kolay ve geri almanın çok zor olmasıdır" dedi. "Bunlar büyük hatalar." Bakan, "dışarıdan bilim adamlarının hakemlerin tespit edemediği sorunları tespit ettiyse, dergilerin başarısız olduğunu" söyledi. Diğer yüzlerce araştırmacı gibi Dr. Kassirer de editörleri neler olduğuna dair tam açıklamalar yayınlamaya çağırdı. The New York Times ile yaptığı röportajlarda, The Lancet'in genel yayın yönetmeni Dr. Richard Horton ve NEJM'in genel yayın yönetmeni Dr. Eric Rubin, "çalışmaların dergilerinde asla yer almaması gerektiğini" söylediler, ancak bu incelemenin dergide yayımlanmasında ısrar ettiler. süreç hala çalışıyordu. Dr. Rubin, N.E.J.M. dergisinde çıkan çalışma hakkında “Bunu yayınlamamalıydık” dedi. "Sorunu fark edecek eleştirmenlerimiz olmalıydı." Dr. Horton, günlüğünün geri çektiği makaleyi “uydurma” ve “anıtsal bir sahtekarlık” olarak nitelendirdi. Ancak meslektaş incelemesi hiçbir zaman doğrudan aldatmayı tespit etmeyi amaçlamamıştı ve bunun aksini düşünen herkesin “akran değerlendirmesinin ne olduğu konusunda temel bir yanlış anlamış” olduğunu söyledi. “Kasten yanlış yönlendirmeye çalışan bir yazarınız varsa, bunu yapması şaşırtıcı derecede kolaydır” dedi. (....)" (356)
"Veriler yalan söylemez, değil mi?
Yayınlananların doğruluğu sorgulandığında, bir kurumun araştırma sahtekarlığı müfettişlerinin devreye girmesi gerekebilir. 1980'lerin sonlarında bir konferansta gösterilen slayt yan yana, önde gelen bir bilimsel dergideki bir makaledeki bir rakama benziyordu, ancak kesinlikle aynı değildi. Ancak makalenin yazarı tarafından yöneltilen suçlama, fakülte ve araştırma bütünlüğü için eski dekan Margaret Dale'i hatırlatıyor, ardından Okulun fakülte işleri grubunun bir kısmı, slaydın yayınlanmış çalışmasındaki bir kopyanın kopyası olduğunu iddia etti. İddia, Okulun akademik ve araştırma dürüstlüğü konusundaki yetkili kişisi Mortimer Litt için bir dava haline geldi. HMS Akademik ve Araştırma Bütünlüğü Ofisi'nin baş bilimsel araştırmacısı Litt, iki slaydı dikkatle inceledi. Litt, araştırma bütünlüğü alanında öncü olarak yaklaşık otuz yılda imzası haline gelen bir tarzda, gerçeği bulmanın yolunu açtı: Resimlerdeki benzerlikleri veya belirgin farklılıkları ayırt etmek için fotoğrafları büyütmek yerine, hazırlık sırasında her slaytta istemeden biriken mikroskobik parçacıklara baktı. Litt, slaytların aynı olduğunu gösteren, her slaydı benekleyen belirgin, kesin enkaz desenleri buldu. İntihal iddiaları doğruydu. "Kanıtlamak çok zor olurdu, ama Mort iddiayı araştırmak için yaratıcı bir yol buldu ve ardından bulgularını herkesin açıkça görebileceği ve anlayabileceği bir şekilde sundu" diyor Dale, eski meslektaşının ciltleri sıralama yeteneğine hâlâ hayret ediyor. Görünüşte çözülemeyen soruların cevaplarını bulmak için karmaşık bilgiler. 90 yaşındaki Litt, tıpkı 1980'lerin sonundan beri yaptığı gibi, gerçeği bulma işini yapmak için her sabah küçük, güneşli ofisine geliyor. Okulun akademik ve araştırma bütünlüğü grubundaki Litt ve meslektaşları, araştırma bütünlüğü araştırmalarının yalnızca HMS'de değil, aynı zamanda federal düzeyde de nasıl ele alındığını şekillendirdi.
Hazırlanan Zihin.. Litt'in derli toplu masasının sağındaki kitaplıkta, her birinin HMS'deki araştırma laboratuvarlarında görevi kötüye kullanma, uydurma veya intihal iddialarıyla ilgili olarak yürüttüğü bir soruşturmanın ayrıntılı bir raporunu içerdiği tahminine göre, yetmiş kadar manila dosyası yığını var ve on beş bağlı kuruluşu. Nasıl "araştırma sahtekarlığı araştırmacısı" haline geldiği başlı başına bir hikaye, Litt'in "deneyimler ve şans" olarak tanımladığı şeyle işaretlenmiş bir hikaye. Brooklyn'deki bir devlet lisesinden, Columbia Üniversitesi'ne kaydoldu ve burada felsefe eğitimine başladı, ancak hazır olarak sona erdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya'daki bir ABD Ordusu hastanesinde bir sağlık ekibinden sorumlu olmasını şans eseri, diyor, tıpta bir kariyer olasılığına olan ilgisini güçlendiren bir tesadüf. Savaştan eve döndükten ve Columbia'dan mezun olduktan sonra on iki tıp fakültesine başvurdu, ancak hiçbirinde görüşmeye davet edilmedi. Bir kez daha şans araya girdi. Profesörlerinden biri ona Princeton, New Jersey'deki Rockefeller Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nün önde gelen araştırma laboratuvarında “rutin işler yapma” şansı verdi. Orada, Litt, bir tıbbi laboratuvarda çalışmanın neler sunabileceğine dair bir fikir edindiğini ve enstitüdeki denetçilerinin tavsiyeleriyle Rochester Üniversitesi'ndeki tıp fakültesine kabul edildiğini söylüyor.
Kanıt Ağırlığı.. Litt, ayrıntılı laboratuvar notlarında, "fotoğraflarda, karmaşık hesaplamalarda, tekniklerde ve araştırma topluluğunun hiyerarşisinde yukarı ve aşağı bilim adamları tarafından kullanılan kelimelerde yer alan sırları açığa çıkarma" dürtüsünü açıklarken yumuşak, odaklanmış ve tutkulu. "Bizim işimiz gerçeği bulmak", diyor. Söz konusu olan sadece itibar değil, aynı zamanda Ulusal Bilim Vakfı Genel Müfettişlik Ofisi'nin 2015 yarı yıllık raporunda belirtildiği gibi bilimin bütünlüğü de söz konusudur. Belgede, araştırma suistimalinin "bilimsel girişime zarar verdiği, kamu fonlarının potansiyel bir şekilde kötüye kullanıldığı ve vatandaşların devlet tarafından finanse edilen araştırmalara olan güvenini sarstığı" belirtiliyor. Aynı rapor, 2011 mali yılında NSF tarafından verilen 8.000'den fazla teklifte intihal kanıtı arayan bir analizin bulgularını özetlemektedir. Ofis, ticari intihal tespit yazılımı kullanarak, her bir teklifin metninin ne kadarının kopyalanmış gibi göründüğünü değerlendirdi. Birçok öneri bazı kopyalanmış metinler içermesine rağmen, diğerlerinde bulunan kopyalama miktarı otuz dört intihal soruşturmasına yol açtı. Bunlardan 10'u, rapor sırasında federal fonlarda 357.602 doların geri kazanılmasına yol açan araştırma suistimal bulgularına yol açtı. (.....)" (357)
"Bilimsel suistimal olaylarının listesi
Bilimsel suistimal, profesyonel bilimsel araştırmaların yayınlanmasında standart bilimsel davranış ve etik davranış kurallarının ihlalidir. İskandinav ülkelerinde Bilimsel Suistimallerin Ele Alınması üzerine bir Lancet incelemesi, politika tanımlarına örnekler verdi. Danimarka'da bilimsel suistimal, "bilimsel mesajın üretilmesine veya bir bilim insanına verilen yanlış bir krediye veya vurguya yol açan kasıtlı veya ağır ihmal" olarak ve İsveç'te "veri, metin, hipotez üreterek araştırma sürecinin kasıtlı olarak çarpıtılması" olarak tanımlanmaktadır. veya başka "bir araştırmacının el yazması biçimindeki yöntemler veya araştırma sürecinin başka şekillerde yayınlanması veya çarpıtılması." Anket verilerinin 2009 sistematik bir incelemesi ve meta-analizi, bilim adamlarının yaklaşık %2'sinin verileri en az bir kez tahrif ettiğini, ürettiğini veya değiştirdiğini kabul etti. Bu dinamik bir listedir ve eksiksizlik için belirli standartları asla karşılayamayabilir. Eksik öğeleri güvenilir kaynaklarla ekleyerek yardımcı olabilirsiniz.
Biyomedikal bilimler
-----------------------------
-Eski bir tıp araştırmacısı olan Anna Ahimastos-Lamberti (Avustralya), çok sayıda uluslararası tıp dergisinde yayınlanan bilimsel sonuçları uydurdum. 2020 itibariyle Ahimastos-Lamberti dokuz araştırma yayınını geri çekti.
-Texas Üniversitesi MD AndersonKanser Merkezi'nde eski bir Ransom Horne, Jr. Seçkin Kanser Araştırmaları Profesörü olan Bharat Aggarwal (ABD), kanser tedavisi olarak curcumin alanında yayınladığı 65 makalelerde sahtekarlık keşfedildikten sonra görevinden istifa etti. 2020 itibariyle Aggarwal araştırma makalelerinden 29'unu geri çekti, on kişi daha endişe ifadesi aldı ve 17'si düzeltildi.
-Elias Alsabti (Irak, ABD), biyomedikal araştırmacı kılığına giren bir tıp pratisyeniydi. Kanser araştırmaları alanında 60 kadar makaleyi intihal etti, çoğu var olmayan ortak yazarlarla.
-Piero Anversa (ABD, İtalya) ve Annarosa Leri (ABD, İtalya), harvard Üniversitesi'ndeki işbirlikçileri ve eski araştırmacılar , 2014 yılındaki bir soruşturmada, endojen kardiyak kök hücrelerüzerine yaptıkları araştırmalarda verileri "manipüle ettikleri ve tahrif ettikleri" ve hibe başvurularına "yanlış bilimsel bilgiler" dahil ettikleri; bu olaylar, Partners HealthCare ve Brigham ve Women's Hospital'ın ABD hükümetine 10 milyon dolarlık bir uzlaşma ödemesi ve Anversa ve Leri'nin çalışmalarına dayanan bir klinik çalışmayı duraklatmasıyla sonuçlandı. Ekim 2018'de, çalışmalarının birçok başarısız replikasyonunun ardından, Harvard Üniversitesi ve Brigham ve Kadın Hastanesi, Anversa/Leri araştırma grubundan 31 yayının geri çekilmesi çağrısında bulundu. 2020 itibariyle, Anversa ve Leri 19 araştırma yayınını geri çekti, 17 kişi daha endişe ifadesi aldı ve 11'i düzeltildi. Anversa ve Leri, Harvard'a karşı açtıkları ve 2014 soruşturmasının itibarlarını zedelediğini iddia eden bir davayı kaybettiler.
-Edward aw ve yüksek lisans öğrencisi David Anderson (ABD), daha önce Oregon Üniversitesi'nde,veri üretimi nedeniyle dokuz yayınını geri çekti. Bu geri çekilmeler, The Scientist (dergi) tarafından 2015'in En İyi 10 Geri Çekilmesi olarak tanımlanan bir eylemi içerir.
-Werner Bezwoda (Güney Afrika), eski Witwatersrand Üniversitesi, meme kanseri üzerinde yüksek doz kemoterapi denemelerinde bilimsel suistimal itiraf etti " bilimsel dürüstlük ve bütünlüğün ciddi bir ihlalini yaptığını" belirterek. (.....)" (358)
"Geri Çekme İzle
Retraction Watch, bilimsel makalelerin geri çekilmesi ve ilgili konular hakkında rapor veren bir blogdur.Blog Ağustos 2010'da piyasaya sürüldü ve bilim yazarları Ivan Oransky (Başkan Yardımcısı, Editoryal Medscape) ve Adam Marcus (Gastroenteroloji ve Endoskopi Haberlerieditörü) tarafından üretildi. Ana kuruluşu Bilimsel Bütünlük Merkezi'dir.(....) SİTE : https://retractionwatch.com/ " (359)
"Asil(soylu) yalan
Politikada, asil bir yalan, sosyal uyumu korumak veya bir gündemi ilerletmek için bir seçkinler tarafından bilerek yayılan dini bir doğaya sahip, ancak her zaman değil, bir mit veya gerçek dışıdır. Soylu yalan, Devlet'te anlatıldığı gibi Platon tarafından ortaya atılan bir kavramdır. Dinde, dindar bir kurgu, yazar tarafından doğru olarak sunulan ancak başkaları tarafından fedakar bir motivasyonla üretilmiş olsa da kurgu olarak kabul edilen bir anlatıdır. Terim bazen anlatının yazarının bencil veya aldatıcı nedenlerle kasıtlı olarak okuyucuları yanılttığını öne sürmek için aşağılayıcı bir şekilde kullanılır. Terim genellikle dini bağlamlarda kullanılır, bazen dini metinlerdeki pasajlara atıfta bulunur.
Platon'un Cumhuriyeti.. Platon asil yalanı, III. kitapta metallerin miti veya meseli olarak bilinen kurgusal masalda sunmuştur. İçinde Sokrates, Platon tarafından önerilen cumhuriyeti oluşturan üç sosyal sınıfın kökenini sağlar; Sokrates, toplumsal olarak tabakalaşmış bir toplumdan, halkın "bir tür Fenike masalı"nın anlatıldığı ruh için bir metafor olarak bahseder:
"...toprak onları anneleri olarak teslim etti ve şimdi sanki toprakları anneleri ve dadılarıymış gibi onun için düşünmeli ve onu herhangi bir saldırıya karşı savunmalı ve diğer vatandaşları kardeşleri olarak görmeliler. ve aynı yeryüzünün çocukları...Hepiniz kentte kardeşsiniz, diyeceğiz ki masalımızda, yine de tanrı, içinizden hüküm sürmeye lâyık olanları biçimlendirirken, nesillerinde altını karıştırdı. , bu nedenle en değerlidirler - ama yardımcılarda, gümüşte, demirde ve pirinçte çiftçilerde ve diğer zanaatkarlarda. Ve hepiniz akraba olduğunuz için, çoğu zaman kendi türünüze göre yetiştirecek olsanız da, bazen altın bir babanın gümüş bir oğul doğuracağı ve gümüş bir babadan altın bir yavrunun çıkacağı ve geri kalanın aynı şekilde birbirlerinden doğacaklardı. Öyle ki, tanrının yöneticilere verdiği ilk ve en önemli emir, onların bu kadar dikkatli koruyucular olmaları ve çocuklarının ruhlarındaki bu metallerin karışımını ve eğer oğullar doğarsa, bu metallerin birbirine karışmasını o kadar dikkatle gözlemlemeleri gerektiğidir. onlara pirinç veya demir karışımı ile muamelede asla merhamete yer vermeyecekler, ancak her birine doğası gereği statüler verecek ve onları zanaatkarlar veya çiftçiler arasına atacaklar. Ve yine, bunlardan beklenmedik bir şekilde altın veya gümüş olan bir oğul doğarsa, onları onurlandıracaklar ve daha yükseğe çıkmalarını, bazılarının vasilik makamına, bazılarının asistanlığa gitmelerini isteyecekler ve bir kehanet olduğunu iddia edecekler. demir veya pirinçten bir adam onun koruyucusu olduğunda, şehir yıkılacaktır."
"Sokrates, eğer insanlar bu mite inanırlarsa, "bu efsanenin iyi bir etkisi olacağını, onları devlete ve birbirlerine daha fazla özen göstermeye meyilli hale getireceğini" öne sürer ve iddia eder. Bu onun asil yalanıdır: "Az önce sözünü ettiğimiz, ihtiyaç anında ortaya çıkan o yalanlardan birinin uydurması, asil bir yalan..."
Modern görünümler (GÖRÜŞLER)
Karl Popper.. "Karl Popper, Platon'u dini de asil bir yalana dayandırmaya çalışmakla suçladı. Açık Toplum ve Düşmanları'nda Popper şöyle der: Sofistler ve nihai olarak dine dayalı bir manevi natüralizm kurmak için, onu bir sözleşmeyi veya daha doğrusu bir buluşu dinin nihai temeli haline getirdiği için kınamakta başarısız olurlar." Platon için din asil bir yalandır, en azından Platon'un tüm bunları alaycı bir şekilde değil, içtenlikle söylediğini varsayarsak. Popper, Platon'un din anlayışının sonraki düşüncede çok etkili olduğunu bulur."
Leo Strauss.. "Strauss, Platon'a kadar uzanan birinci sınıf düşünürlerin, iyi ve etkili politikacıların tamamen dürüst olup olamayacakları ve yine de toplumlarının gerekli amaçlarına ulaşıp ulaşamayacakları sorununu gündeme getirdiklerine dikkat çekti. Strauss, dolaylı olarak, okuyucularından, polisi birleştirmede ve yönlendirmede asil yalanların hiçbir rolü olmadığının doğru olup olmadığını düşünmelerini ister. İnsanlara anlam ve amaç vermek ve istikrarlı bir toplum sağlamak için mitlere ihtiyaç var mı? Yoksa Nietzsche'nin dilinde bu "ölümcül gerçekleri" durmaksızın incelemeye kendini adamış insanlar özgürce gelişebilir mi? Dolayısıyla, politik olanın bir sınırı var mıdır ve mutlak olarak ne bilinebilir? Şehir ve İnsan'da Strauss, Platon'un Devlet'inde özetlenen ve tüm hükümetler için gerekli olan mitleri tartışır. Bunlar arasında, muhtemelen gayrimeşru bir şekilde elde edilmiş olsa bile, devletin topraklarının kendisine ait olduğu ve vatandaşlığın doğum kazalarından daha fazla bir şeye dayandığı inancı yer alıyor. Seymour Hersh ayrıca Strauss'un asil yalanları desteklediğini iddia ediyor: uyumlu bir toplumu sürdürmek isteyen siyasi liderler tarafından kullanılan mitler. Belgesel film yapımcısı Adam Curtis, The Power of Nightmares'da şu görüştedir: "Strauss, politikacıların herkesin inanabileceği güçlü ve ilham verici mitler ileri sürmesinin gerektiğine inanıyordu. Doğru olmayabilirler ama gerekli yanılsamalardı. Bunlardan biri dindi; diğeri ulusun efsanesiydi." "
Desmond Lee.. "Platon, Temel Efsanesi için sanki hesaplanmış bir yalanmış gibi eleştirildi. Bunun nedeni kısmen burada 'muhteşem mit' olarak tercüme edilen ifadenin (s.414b) geleneksel olarak 'soylu yalan' olarak yanlış çevrilmiş olmasıdır; ve bu, bunu desteklemek için kullanılmıştır. Platon'un propaganda yoluyla manipülasyonu desteklediği suçlaması. Ancak bu efsane, Muhafızlar da dahil olmak üzere üç sınıf tarafından da kabul ediliyor. Herhangi bir topluluğun sahip olduğu, gerçek meseleleri ifade etmekten ziyade, ne tür bir topluluk olduğunu veya olmak istediği ideallerini ifade etmeyi amaçlayan ulusal geleneklerin yerini alması amaçlanmaktadır.” "
Alan Bloom.. "Çevirmen Allan Bloom, Platon'un ifadesinin gerçek bir çevirisini ve yorumlanmasını savundu: Kitap III 414'te Sokrates, kendisinin ve arkadaşlarının (konuşmada) kurdukları şehre inanmak için "soylu bir yalana" ihtiyaç olduğunu söyler. Cornford buna "cesur bir buluş uçuşu" diyor ve aşağıdaki notu ekliyor: "Bu ifade, genellikle, Platon'un zararsız alegorisi için bir Yeni Ahit meselinden veya Pilgrim'in İlerlemesinden daha fazla geçerli olmayan kendi içinde çelişkili bir ifade olan 'asil yalan' olarak çevrilir ve yalanları, çoğunlukla rezilce kabul edeceğini öne sürmeye eğilimlidir. , şimdi propaganda denir..." (ibid., s. 106). Ama Sokrates buna yalan diyor. Bir mesel ile bu hikaye arasındaki fark, bir mesel duyan kişinin, onun gerçekliği harfi harfine ifade edilmeyen bir icat olduğunun bilincinde olması, buna karşın Sokrates'in şehrinin sakinlerinin gerçek olmayan hikayenin doğru olduğuna inanmasıdır. . Muhatapları bu fikir karşısında şok oldular, ancak - Cornford'a göre - bunun zararsız olduğuna inanmalıyız çünkü hoş olmayan çağrışımlar uyandırabilir.
Bütün bu yalan sorunu, eski Cephalus'la (331 b-c) tartışmadan başlayarak, en baştan Platon tarafından dikkatle hazırlanmıştır. Şairlerin yalanlarına (377 d) ve tanrıların yalan söyleyemeyeceğine (381 e-382 e) ve hükümdarların yalan söyleyebileceğine (380 b-c) ilişkin olarak tekrar tekrar ortaya çıkar. Şimdi, nihayet, gerçekten adil olan tek sivil toplumun bir yalan üzerine kurulması gerektiği açıkça ifade ediliyor. Sokrates, meseleye açıklıkla yaklaşmayı tercih eder. İyi bir rejim aydınlanma üzerine kurulamaz; yalan yoksa, aralarında özel mülkiyetin de bulunduğu bir dizi taviz verilmeli ve bu nedenle yalnızca geleneksel eşitsizlikler kabul edilmelidir. Bu, doğruluk ve adalet arasındaki ilişki hakkında, bilgeliğin yalnızca yanlışın egemen olduğu bir unsurda hüküm sürebileceği paradoksuna yol açan radikal bir ifadedir. En kaba yanlış anlamalardan kaçınmak için bu konuyu karartmaya değmez. Ve belki de, propagandanın kendine özgü modern fenomeni, kendisinin Platoncu analiz tarafından sorgulanan belirli bir aydınlanma mitine bir şekilde bağlı olduğunu gören kişi için daha açık hale gelebilir.""
Dindar kurgu,Örnekler,Dini bağlam
---------------------------------
-İbranice İncil'in ana akım tarihsel yorumları (yani Tanah veya Protestan Eski Ahit), genellikle -Tanah/Yahudi İncil'inin çoğunu, Yeşu'nun fetihleri ve Pentateuch'un tarihleri gibi dindar bir kurgu olarak kabul eder.
-Daniel Kitabı da Yahudileri cesaretlendirmek amacıyla dindar bir kurgu olarak tanımlanmıştır.
-Ana akım tarihsel-eleştirel yaklaşımlar genellikle Yeni Ahit'teki Bakire Doğum, Magi'nin İsa'yı Ziyareti ve diğerleri gibi hikayeleri dindar kurgular olarak görür.
-Son Zaman Azizleri Hareketi'nin Standart Eserlerinden biri olan Mormon Kitabı, bir aldatmaca veya dindar kurgu olarak tanımlanmıştır ve Son Gün Azizi hareketinin dışındakiler tarafından ilahi vahiy içerdiği kabul edilmemektedir.
-İslam'ın kutsal metni olan Kuran, birçok yazar tarafından dindar bir kurgu olarak tanımlanmıştır. Hadis, aynı şekilde, çeşitli yazarlar tarafından çeşitli dindar kurguların bir koleksiyonu olarak tanımlanmıştır.
-Dale Eickelman, Müslüman hukukçuların, İslam hukukunun değişmez olduğunu, aslında değişmeye açık olduğunu iddia ettiklerinde, dindar bir kurgu kullandıklarını yazıyor.
-Modern Noel kutlaması ile İsa'nın tarihsel doğumu arasındaki ilişki de bu şekilde tanımlanmıştır.
Diğer bağlamlar.. "Fredrick Pike, Büyük Buhran sırasında moral yükselten bazı çabaları dindar kurgular olarak tanımlıyor." (....)" (459)
"Tıp dergileri, ilaç bazlı tıbbın gelişmiş ülkelerde önde gelen ölüm ve yaralanma nedenlerinden biri olduğunu bildirmektedir.
Bu makaleler, kurban olmaktan kaçınabilmeniz için açıklanmaktadır.
- İlaçla Ölüm - bilimsel araştırmalar, tıbbi tedavinin önde gelen ölüm nedeni olabileceğini gösteriyor.
"Tıbbi hakemli dergilerin ve hükümet sağlık istatistiklerinin kesin bir incelemesi ve yakından okunması şunu gösteriyor ... Toplam iyatrojenik ölüm sayısı [yani tıbbi tedaviden kaynaklanan ölümler anlamına geliyor] ... 783.936 [yılda]. Açıkça görülüyor. Amerikan tıp sisteminin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ölüm ve yaralanmaların önde gelen nedeni olduğunu." (....)" (464.1)
- Farmasötik İlaçlar Neden Milyonlarca İnsanı Yaralıyor ve Öldürüyor? Biz Gerçek "Kobaylar" mıyız? . . .
Tıp dergileri, farmasötik ilaçların her yıl milyonlarca insanı yaraladığını ve yüz binlerce insanı öldürdüğünü bildirmektedir. Bu makale ilaç şirketlerinin: i) ürünlerinin "güvenli" görünmesini sağlamak için esnek, bilimsel olmayan testleri nasıl kullandıklarını; ii) cezadan kaçınmak için bu esnek testleri yasal savunma olarak kullanabilir. (....)" (464.2)
-Modern Tıbbın Mitleri: Tıp Nedeniyle İnsan Ömrünün Uzaması mı, Politik Sosyal Reformlar mı?
Bu makale, gelişmiş dünyada (19. ve 20. yüzyıllarda) insan ömründeki büyük artışın, daha iyi sanitasyon sistemleri, iyileştirilmiş hijyen ve beslenme gibi politik sosyal reformlardan kaynaklandığını açıklıyor. Farmasötik ilaçlar veya diğer tıbbi müdahaleler nedeniyle değildi. (....)" (464.3)
-Batı Tıbbı, Tıbbi Gelişmeler ve İlerleme Tarihi: tıp tarihçisi Hans Ruesch'in kitabından alıntılar.
Antik çağlardan modern zamanlara, insan tıbbındaki büyük ilerlemelerin insanların bilimsel, klinik ve etik çalışmaları yoluyla nasıl geldiğinin bir açıklaması. Ayrıca, bilimsel olmayan araştırma yöntemlerinin yanıltıcı sonuçları nedeniyle tıbbi ilerlemenin sıklıkla nasıl durdurulduğu ve yanlış yönlendirildiği; sahte bilim. (....)" (464.4) (....)" (464)
"Tıptan Ölüm
Gary Null, Ph.D., PhD; Carolyn Dean MD, ND; Martin Feldman, MD; Doktor Debora Rasio; ve Dorothy Smith, Doktora
ÖZ.. Tıbbi hakemli dergilerin ve hükümet sağlık istatistiklerinin kesin bir incelemesi ve yakından okunması, Amerikan tıbbının sıklıkla yarardan çok zarara neden olduğunu göstermektedir. Hastanede reçeteli ilaca bağlı advers ilaç reaksiyonu (ADR) yaşayan kişi sayısı 2,2 milyondur. CDC'den Dr. Richard Besser, 1995 yılında viral enfeksiyonlar için yılda reçete edilen gereksiz antibiyotik sayısının 20 milyon olduğunu söyledi. Dr. Besser, 2003 yılında, şimdi on milyonlarca gereksiz antibiyotiğe atıfta bulunuyor. Yılda yapılan gereksiz tıbbi ve cerrahi işlem sayısı 7,5 milyondur.3 Yılda gereksiz yere yatışa maruz kalan kişi sayısı 8,9 milyondur. Aşağıdaki tabloda gösterilen toplam iyatrojenik ölüm sayısı 783.936'dır. Amerikan tıbbi sisteminin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ölüm ve yaralanmaların önde gelen nedeni olduğu açıktır. 2001 kalp hastalığı yıllık ölüm oranı 699.697'dir; yıllık kanser ölüm oranı, 553.251,5 (...)" (465)
"Hayvanlar Üzerinde Yapılan Araştırma Deneylerine Karşı Doktorlar
Viviseksiyon Bilimsel Sahtekarlıktır Viviseksiyon Hayvan Araştırma Deneylerine Karşı Doktorlar. Bu Site, Hayvanlar ve İnsanlar Üzerindeki Canlı Canlı Kesim Deneylerinin Bilimsel Sahtekarlığını Sorgulayan ve Ortadan Kaldıran Tıp Doktorları ve Bilim Adamlarının Alıntılarından Video Klipler ve Memler içerir. Hayvan deneylerinden para kazananların bu konuda doğruyu söylemediklerini açıklıyorlar; hayvanlar üzerinde yapılan güvenilmez testlerin insan tıbbını karıştırdığını ve yanlış yönlendirdiğini; insan sağlığının ilerlemesini durdurduklarını; hayvan testlerinin sahte biliminin, güvenli olmayan tıbbi ilaçların ve milyonlarca insanı yaralayan ve öldüren prosedürlerin pazarlanmasına yol açtığını; ve hayvan deneyleri, akademik kariyerleri sürdürmek de dahil olmak üzere ticari nedenlerle var olan milyarlarca dolarlık bir iştir.
1. Youtube'daki Bazı Oynatma Listeleri:
Doctors Against Vivissection'ı içeren youtube kliplerinin oynatma listesi - hayvanlar üzerinde yapılan testlerin bilimsel standartlarda başarısız olduğunu ve bunun ticari nedenlerle yapıldığını açıklıyorlar. (....)" (463)
** İstatistik ve diğer bilimsel verilerle nasıl yalan söylenir; nasıl sahtekarlık,dolandırıcılık,aldatma ve hileler yapılır? Bilimsel açıdan bir bakış..
----------------------------------------------------------
"İstatistiklerle Nasıl Yalan Söylenir? (Kitap)
"İstatistikle Nasıl Yalan Söylenir", Darrell Huff tarafından 1954'te yazılan ve genel okuyucu için istatistiklere bir giriş sunan bir kitaptır. Bir istatistikçi olmayan Huff, serbest çalışan olarak birçok "nasıl yapılır" makalesi yazan bir gazeteciydi. Kitap, istatistiklerin yanlış kullanımını ve istatistiklerin yorumlanmasındaki hataları ve bu hataların nasıl yanlış sonuçlara yol açabileceğini özetleyen kısa, havadar resimli bir cilttir. 1960'larda ve 1970'lerde, birçok üniversite öğrencisi için istatistik konusuna standart bir ders kitabı girişi oldu. İngilizce baskısında satılan bir buçuk milyondan fazla kopya ile tarihin en çok satan istatistik kitaplarından biri haline geldi. Aynı zamanda geniş çapta tercüme edilmiştir. Kitabın temaları arasında "Korelasyon nedensellik anlamına gelmez" ve "Rastgele örnekleme kullanma" yer almaktadır. Ayrıca istatistiksel grafiklerin gerçeği çarpıtmak için nasıl kullanılabileceğini gösterir, örneğin bir çizginin veya çubuk grafiğin altını keserek, böylece farklılıklar olduğundan daha büyük görünür veya bir piktogramda tek boyutlu miktarları iki veya üç olarak temsil ederek. -boyutlu nesneler boyutlarını karşılaştırır, böylece okuyucu görüntülerin niceliklerle aynı şekilde ölçeklenmediğini unutur. Orijinal baskı, sanatçı Irving Geis'in çizimlerini içeriyordu. Bir İngiltere baskısında, bunlar Mel Calman'ın karikatürleriyle değiştirildi. "Son elli yılda, İstatistiklerle Nasıl Yalan Söylensin, diğer istatistiksel metinlerden daha fazla kopya sattı." J.M Steele." (360)
"İstatistiklerle Yalan Söylemenin 3 Yolu
İstatistiklerin nasıl kötüye kullanılabileceğini anlamak için bu noktaları anlamanız gerekir. İnsanlar her zaman istatistiklerle yalan söylemekten bahseder. İnsanlar yalanlar, kahrolası yalanlar ve istatistikler hakkında konuşurlar. Bütün bu konuşmalar öyle bir hale getiriyor ki, pek çok insan istatistiğe hemen güvenmiyor. 1996'dan beri düzenli olarak istatistik öğreten biri olarak (yutkunma!), "istatistiklerle yalan söylemenin" gerçekte ne anlama geldiğine dair açık ve özlü bir ifade vermenin faydalı olacağını düşündüm. Ve böyle bir "yalan" gerçekleştiğinde nasıl tespit edebiliriz. Buna bir yüz vermek için, şu senaryoyu ele alalım: "Jersey Mike's kasabasında aile için akşam yemeği almak için sırada beklerken bir iblis gibi Facebook beslemenizde geziniyorsunuz. Şu manşete rastlıyorsunuz: "Bilim adamları balık yemenin sizi gerçekten daha zeki yaptığını kanıtlıyor!" Hmm, sizce bu ilginç. Ve tam orada Facebook akışınızda, bu yüzden doğru olmalı, değil mi? İstatistiksel Bulgu Önemli mi? Sorulması Gereken İki Kritik Soru.. Doğrudan İstatistikler (Straightforward Statistics) adlı kitabımızda, Sara Hall ve ben, bazı araştırma bulgularının önemli olması durumunda istatistiksel olarak anlayabileceğimiz iki temel yolu tartışarak istatistik kavramını tanıtıyoruz. (....)" (361)
"'İstatistiklerle Nasıl Yalan Söylenir' Bill Gates'in beğenisini topladı.
Bu bizim favori kitaplarımızdan biri. Günümüzde, televizyon medya kuruluşlarından, sosyal medyadan, yazılı basından, politikacılardan, şirketlerden ve hatta topluluktan ağızdan ağza yayılan sürekli bir bilgi akışıyla dolup taşıyoruz. Çoğu zaman, tüm bunlara ek olarak, bir istatistik selidir. Ve düzenli olarak tekrarlanan atasözünün dediği gibi, "Rakamlar yalan söylemez." NS. Ancak “insanlar” sayılarla yalan söyleyebilir. “İstatistiklerle Nasıl Yalan Söylenir”, Darrell Huff tarafından yazılmış ve Irving Geis'in dokunaklı çizimleriyle nesiller boyu okunan kısa bir kitap. Aslında, Bill Gates, Atlantic dergisi ve The New York Times bile, içerdiği basit ama derin gerçek bilgeliği övdü. Ve onu okumak için ne bir yıl. Yaklaşan 2020 cumhurbaşkanlığı seçimleri ve görünüşte bitmeyen COVID-19 pandemisi eşzamanlı olarak gerçekleşirken, her zaman yolumuza çıkan sayıların ve yüzdelerin bize sağlam, yorulmak bilmez “bilimsel olarak türetilmiş” iddiasıyla sunulduğunu duyuyoruz. Örneğin, “%30 işsizlik” ile “1.800.000 yeni iş eklendi” nasıl uzlaştırılır? Kim doğruyu söylüyor? Hangi sayılar bize gösterilmiyor? Hangi veriler veya girdiler kullanıldı? İnsan nasıl bilmeye başlar? Huff, bir şeyin aynı anda nasıl "sayısal olarak doğru" ve "olgusal olarak yanlış" olabileceğine dair birçok eğlenceli örneğe sahiptir; buna, kurulumlarında görsel grafiklerin (daha iyi bir etki yaratmak için sıklıkla kullanılan) nasıl sunulabileceği ve çarpıtılabileceği de dahildir. niyetin ne olduğuna bağlı olarak bazı şeyleri daha büyük veya daha küçük göstermek için. Grafiğin sonundaki o sivri uç? Bu kitaptan sonra bir daha asla aynı bakamayacaksınız. “İstatistiklerle Nasıl Yalan Söylenir” dürüstçe her okulda okunması gerektiğini düşündüğümüz bir kitap. Bir istatistiği bir daha asla hafife almamanıza neden olacaktır. Şüphecilik garantilidir.(....)" (362)
"....sahte istatistiksel bilgiler, yeterince sık tekrarlanırsa, sonunda doğru olarak kabul edilir" (363)
"Yanıltıcı grafik
İstatistikte, çarpık grafik olarak da bilinen yanıltıcı bir grafik, verileri yanlış temsil eden, istatistiğin yanlış kullanımını oluşturan ve bundan yanlış bir sonuç çıkarılabilecek bir grafiktir. Grafikler, aşırı karmaşık veya kötü yapılandırılmış olması nedeniyle yanıltıcı olabilir. Grafikler, verilerinin özelliklerini doğru bir şekilde gösterecek şekilde oluşturulduğunda bile farklı yorumlara tabi olabilir veya istenmeyen türden veriler görünüşte ve sonuçta hatalı olarak türetilebilir. Yanıltıcı grafikler, verilerin doğru yorumlanmasını engellemek için kasıtlı olarak veya grafik yazılımına aşina olmama, verilerin yanlış yorumlanması veya verilerin doğru bir şekilde aktarılamaması nedeniyle yanlışlıkla oluşturulabilir. Yanıltıcı grafikler genellikle yanlış reklamlarda kullanılır. Yanıltıcı grafikler hakkında yazan ilk yazarlardan biri, 1954 tarihli İstatistikle Nasıl Yalan Söylenir kitabının yayıncısı Darrell Huff'dı. Veri görselleştirme alanı, yanıltıcı grafikler oluşturmaktan kaçınan bilgileri sunmanın yollarını tanımlar.(.....)" (364)
"Örnekleme önyargısı (yanlılığı)
İstatistikte, örnekleme önyargısı, bir örneğin hedeflenen popülasyonun bazı üyelerinin diğerlerinden daha düşük veya daha yüksek örnekleme olasılığına sahip olacak şekilde toplandığı bir önyargıdır. Tüm bireylerin veya örneklerin seçilme olasılığının eşit olmadığı bir popülasyonun (veya insan dışı faktörlerin) önyargılı bir örneğiyle sonuçlanır. Bu hesaba katılmazsa, sonuçlar hatalı bir şekilde örnekleme yönteminden ziyade incelenen olguya atfedilebilir. Tıbbi kaynaklar bazen örnekleme önyargısına saptama önyargısı olarak atıfta bulunur. Tespit önyargısı temelde aynı tanıma sahiptir ancak yine de bazen ayrı bir önyargı türü olarak sınıflandırılır.
Seçim yanlılığı(önyargısı)ndan ayrım.. Örnekleme yanlılığı genellikle, bazen özel olarak örnekleme seçim yanlılığı olarak adlandırılan bir seçim yanlılığı alt türü olarak sınıflandırılır, ancak bazıları bunu ayrı bir yanlılık türü olarak sınıflandırır. Örnekleme yanlılığının evrensel olarak kabul edilmemesine rağmen bir ayrım, seçim yanlılığı esas olarak eldeki örnekte bulunan farklılıklar veya benzerlikler için iç geçerliliği ele alırken bir testin dış geçerliliğini (sonuçlarının tüm popülasyona genellenebilme kabiliyetini) baltalamasıdır. Bu anlamda örnekleme veya kohort toplama sürecinde meydana gelen hatalar örnekleme yanlılığına neden olurken, bundan sonraki herhangi bir süreçteki hatalar seçim yanlılığına neden olur. Bununla birlikte, seçim yanlılığı ve örnekleme yanlılığı genellikle eşanlamlı olarak kullanılır. (.....)
Örnekleme yanlılığından kaynaklanan sorunlar.. Örnekleme yanlılığı sorunludur çünkü örneğin hesaplanan bir istatistiğin sistematik olarak hatalı olması mümkündür. Örnekleme yanlılığı, popülasyondaki karşılık gelen parametrenin sistematik olarak gereğinden fazla veya eksik tahmin edilmesine yol açabilir. Örneklemede mükemmel rastgeleliği sağlamak pratikte imkansız olduğundan, örnekleme yanlılığı pratikte ortaya çıkar. Yanlış temsil derecesi küçükse, örnek rastgele bir örneğe makul bir yaklaşım olarak ele alınabilir. Ayrıca, numune ölçülmekte olan miktarda belirgin bir farklılık göstermiyorsa, o zaman taraflı bir numune yine de makul bir tahmin olabilir. Önyargı kelimesinin güçlü bir olumsuz çağrışımı vardır.
"Gerçekten de, önyargılar bazen kasıtlı olarak yanıltma niyetinden veya diğer bilimsel sahtekarlıklardan gelir."
İstatistiksel kullanımda, önyargı, kasıtlı veya bilinçsiz ya da gözlem için kullanılan araçlardaki kusurlardan kaynaklansın, yalnızca matematiksel bir özelliği temsil eder. Bazı kişiler yanıltıcı sonuçlar üretmek için kasıtlı olarak önyargılı bir örnek kullanabilirken, daha sıklıkla taraflı bir örnek, gerçekten temsili bir örnek almanın zorluğunun bir yansımasıdır veya ölçüm veya analiz süreçlerinde önyargının cehaletidir. Bir önyargının nasıl var olabileceğine dair bir örnek, biyolojideki bir fark ölçüsü olarak bir oranın (kat değişimi olarak da bilinir) yaygın olarak kullanılmasıdır. Belirli bir farka sahip iki küçük sayı ile büyük bir oran elde etmek daha kolay ve daha büyük bir farka sahip iki büyük sayı ile büyük bir oran elde etmek nispeten daha zor olduğu için, nispeten büyük sayısal ölçümler karşılaştırılırken büyük anlamlı farklar gözden kaçabilir. Bazıları bunu 'sınırlandırma yanlılığı' olarak adlandırdı çünkü fark (çıkarma) yerine oran (bölme) kullanılması, analizin sonuçlarını bilimden sözde bilime çıkarır (Bkz. Sınırlama Problemi). Bazı örnekler, yine de parametrelerin tahminine izin veren yanlı bir istatistiksel tasarım kullanır. Örneğin, ABD Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi, bu gruplar içindeki tahminler için yeterli kesinlik elde etmek için ülke çapındaki anketlerinin çoğunda kasıtlı olarak azınlık popülasyonlarından aşırı örnekler almaktadır. Bu anketler, tüm etnik gruplar arasında uygun tahminler üretmek için örnek ağırlıklarının (ileriye bakınız) kullanılmasını gerektirir. Belirli koşulların karşılanması koşuluyla (esas olarak ağırlıkların doğru hesaplanması ve kullanılması), bu örnekler popülasyon parametrelerinin doğru tahminine izin verir. (.....)" (365)
"Yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler
"Yalanlar, kahrolası (lanetli) yalanlar ve istatistikler", sayıların ikna edici gücünü, özellikle de zayıf argümanları desteklemek için istatistiklerin kullanımını tanımlayan bir deyimdir. Aynı zamanda bazen bir rakibin amacını kanıtlamak için kullanılan istatistiklerden şüphe etmek için de kullanılır. Bu ifade, "Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, kahrolası yalanlar ve istatistikler" cümlesinin tamamından türetilmiştir; Amerika Birleşik Devletleri'nde Mark Twain ve yanlışlıkla onu İngiliz başbakanı Benjamin Disraeli'ye bağlayan diğerleri tarafından popülerleştirildi. Bu ifade Disraeli'nin hiçbir eserinde bulunmaz ve bilinen en eski görünümler ölümünden yıllar sonradır. Bu ifade, 1891'in ortalarında ve daha sonra o yıl Sir Charles Dilke'ye anonim bir yazara atfedildi, ancak Twain'in kendisine sık sık hatalı atıflar da dahil olmak üzere, alıntının yaratıcıları olarak birkaç kişi listelendi.
Tarih.. Mark Twain, 1907'de North American Review'da yayınlanan Chapters from My Autobiography(Otobiyografimden Bölümler)'de bu sözü popüler hale getirdi. "Rakamlar çoğu zaman beni kandırıyor" diye yazmıştı "özellikle düzenlemelerini kendim yaptığım zaman; bu durumda Disraeli'ye atfedilen söz çoğu zaman adalet ve kuvvetle geçerli olacaktır: 'Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, kahrolası yalanlar ve istatistikler. '" Sözün niteliği, muhtemelen, yalancılar, lanet olası yalancılar ve uzmanlarla ilgili biçimler aldığı yasal tanıkla ilgili daha önceki ifadelerden kaynaklanmaktadır:
- Bu ifade, Kasım 1885'te Nature bilim dergisinde bulunur: "Tanınmış bir avukat, şimdi bir yargıç, bir zamanlar tanıkları üç sınıfa ayırıyordu: basit yalancılar, lanet olası yalancılar ve uzmanlar. Bilirkişinin doğru olmadığını bildiği şeyleri söylediğini değil, yaptığı vurguyla söylediğini kastetmişti. Bazı ifadeler üzerinde ve son derece gelişmiş bir kaçınma yeteneği olarak tanımlanan şeyle, etki aslında "yargıca atıfta bulunulan Baron Bramwell'e ait olabileceğinden" daha kötüydü.
- X Club'ın 5 Aralık 1885'te yaptığı bir toplantıda T.H. Huxley konuşmayı şöyle tanımladı: "Konuşan siyaset, skandal ve üç sınıf tanık - yalancılar, yalancılar ve uzmanlar."
Basılı olarak istatistiklere atıfta bulunan ifadenin en eski örneği, 8 Haziran 1891'de İngiliz National Observer gazetesinde yazılan ve 13 Haziran 1891'de yayınlanan bir mektuba dayanmaktadır: "Efendim, —Üç çeşit yalan olduğu zekice söylenmiştir: birincisi yalandır, ikincisi düpedüz yalandır ve üçüncüsü ve en ağırı istatistiktir. İstatistikler ve istatistiklerin yokluğu üzerinedir; ulusal emekli maaşlarının savunucusunun güvendiği şey."
Aynı yılın 10 Ekim'inde Notes and Queries'de yer alan bir soruda, "St Swithin" olarak imzalayan takma adlı bir katılımcı, ifadenin yaratıcısını sordu. Bir W.D.'nin "Yanlışlığın üç derecesi vardır: 'birincisi uydurma, ikincisi yalan ve sonra istatistik gelir'". Gainsford, Lincoln's Inn'deki bir yargıçtan kaynaklandığı için ("istatistik" ifadesini "uzman tanık" ifadesi ile bağdaştırarak) yanıtladı ve o tarihte bile yaygın kullanımı düşündürdü. "Aziz Swithin" takma adı, folklorcu ve yazar Eliza Gutch ile ilişkilendirilmiştir. American Dialect Society liste arşivleri ve rahmetli Profesör Peter M. Lee'nin özeti, Stephen Goranson'dan, yukarıdakilerden hemen sonra kullanımlara yönelik araştırmalardan alıntı yapan bilgileri içerir. Bunlar arasında, Ekim 1891'de bu ifadeyi başkalarına atfetmeden iki kez kullandığı bildirilen Sir Charles Wentworth Dilke (1843–1911) vardır (Lee, Dilke'nin yaratıcısı olduğu sonucuna varmasına yol açar):
-"Sir Charles Dilke. Geçen gün yanlış beyanların derecelerine göre üç başlık, uydurmalar, yalanlar ve istatistikler altında düzenlenebileceğini söylüyordu." (Bristol Mercury ve Daily Post, 19 Ekim Pazartesi)."
-"Festiniog'un [Galler] arduvaz taş ocağı işçilerinin kitlesel bir toplantısı, taş ocaklarından birinden bazı işten çıkarmaları protesto etmek için [14 Ekim] Çarşamba gecesi yapıldı." [Dilke], Piskoposların devlet düzenini bozma sorunuyla ilgili konuşmalarının kendisine üç derece gerçek dışı olduğunu hatırlattığını gözlemledi: uydurma, yalan ve istatistik (Gülüşmeler)." (The Derby Mercury, 21 Ekim Çarşamba)"
Dilke, 1894'te Elgin Gould tarafından ifade için tekrar alıntılanmıştır. İfadenin alternatif nitelikleri arasında, Walter Bagehot ve Arthur James Balfour da dahil olmak üzere, radikal İngiliz gazeteci ve politikacı Henry Du Pré Labouchère, Jervoise Athelstane Baines ve İngiliz politikacı ve edebiyat adamı Leonard H. Courtney yer alıyor. 1895 ve iki yıl sonra Kraliyet İstatistik Kurumu'nun başkanı oldu. Courtney, Baines tarafından ifadeyi "bilge bir devlet adamına" atfederek alıntı yapıyor. Bu ifade aynı zamanda 1. Wellington Dükü Arthur Wellesley'e de atfedilmiştir. Walter Bagehot'un The Economist'te editör yardımcısı ve 1882'den 1884'e kadar İstatistik Topluluğunun Başkanı olan Robert Giffen (1837–1910), istatistikle ilgili ifadeyi uzmanlarla ilgili ifadeyle ilişkilendiren bir başka erken yazardı. 1892'de Ekonomi Dergisi'nde yazan şunları söyledi:
"Eski bir şaka, yalancılar arasında üç derece karşılaştırma olduğu sonucuna varır. Yalancılar var, çirkin yalancılar var ve bilimsel uzmanlar var. Bu, son zamanlarda istatistiklere çamur atmak için uyarlandı. Yalan söylemede üç derece karşılaştırma olduğu söylenir. Yalanlar var, çirkin yalanlar var ve istatistikler var."
Kitaplar.. Bu ifade, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi popüler sergide kullanılmıştır:
-Michael Wheeler'ın Yalanları, Lanetlenmiş Yalanlar ve İstatistikler: Amerika'da Kamuoyu Manipülasyonu "Michael Wheeler's Lies, Damned Lies, and Statistics: The Manipulation of Public Opinion in America"; (WW Norton & Co. 1976; Dell ciltsiz kitap 1978).
-John Bibby'nin Alıntıları, Lanetlenmiş Alıntılar "John Bibby's Quotes, Damned Quotes"; Bazıları İstatistikle Yapılır (1985), bu alıntının tarihini çözmeye çalışan bir çalışma.
-Joel Best'in Lanetlenmiş Yalanları ve İstatistikleri "Joel Best's Damned Lies and Statistics": Medyadan, Politikacılardan ve Aktivistlerden Çözülen Rakamlar (2001, Delaware Üniversitesi'nden bir sosyolog tarafından).
Diğer medya.. Stephen Jay Gould'un ilk kez Discover Magazine'de yayınlanan 1985 tarihli "Medyan Mesaj Değildir" makalesi bu alıntıyı tekrarlayarak başlar. Gould, Temmuz 1982'de teşhis edildiği kanser türü olan peritoneal mezotelyoma istatistiğinin, bu verilerin dağılımı ve bireysel prognozu ile ilgili veriler göz önüne alındığında "ortanca sağkalım süresi sekiz ay" olduğu istatistiğinin nasıl yanıltıcı olduğunu açıklıyor.
Popüler kültür.. "Yalan, Lanet Yalanlar ve İstatistik",NBC draması The West Wing'in ilk sezonunun 21. bölümünün adıdır." (366)
"Korelasyon (Bağımlılık) nedenselliği ifade etmez.
"Korelasyon nedensellik anlamına gelmez" ifadesi, yalnızca aralarında gözlemlenen bir ilişki veya korelasyon temelinde iki olay veya değişken arasındaki bir neden-sonuç ilişkisini meşru bir şekilde çıkaramamayı ifade eder. "Korelasyon nedenselliği ima eder" fikri, birlikte meydana gelen iki olayın bir sebep-sonuç ilişkisi kurmuş olarak alındığı şüpheli bir neden mantıksal yanılgısının bir örneğidir. Bu yanılgı, Latince cum hoc ergo propter hoc ('bununla, dolayısıyla bundan dolayı') tabiriyle de bilinir. Bu, post hoc ergo propter hoc ("bundan sonra, dolayısıyla bundan dolayı") olarak bilinen ve bir diğerini izleyen bir olayın önceki olayın zorunlu bir sonucu olarak görüldüğü yanılgıdan ve iki olayın hatalı bir şekilde birleştirilmesinden oluşan birleştirmeden farklıdır. , fikirler, veritabanları vb. bir arada. Herhangi bir mantık hatasında olduğu gibi, bir argümanın arkasındaki mantığın kusurlu olduğunu belirlemek, sonuçta ortaya çıkan sonucun mutlaka yanlış olduğu anlamına gelmez. Granger nedensellik testi ve yakınsak çapraz haritalama dahil olmak üzere nedensellik için hipotez testleri için temel olarak korelasyon kullanan istatistiksel yöntemler önerilmiştir.
Kullanım.. Mantıkta, "ima eder (implies)" kelimesinin teknik kullanımı "için yeterli bir koşuldur" anlamına gelir. İstatistikçilerin nedenselliğin kesin olmadığını söylerken kast ettikleri anlam budur. Gerçekten de, p, q'nin maddi koşullu teknik anlama sahip olduğunu ima eder: eğer p,q'den sonra ise p → q olarak sembolize edilir. Yani "p koşulu doğruysa, o zaman q gelir." Bu anlamda "Korelasyon nedensellik anlamına gelmez" demek her zaman doğrudur. Gündelik kullanımda, "ima eder" kelimesi, gevşek bir şekilde, gerektirmekten ziyade önermek anlamına gelir. Nedenselliğin olduğu yerde korelasyon vardır, ama aynı zamanda nedenden sonuca, makul bir mekanizma ve bazen ortak ve ara nedenler arasında bir zaman sırası vardır. Korelasyon, gerekli bir koşul olduğu için nedensellik çıkarımı yapılırken sıklıkla kullanılırken, yeterli bir koşul değildir.
Bu istatistiksel yanılgı olasılığının nedene karar vermede oluşturduğu zorluklara ilişkin geniş çapta incelenen bir örnekte, çok sayıda epidemiyolojik çalışma, kombine hormon replasman tedavisi (HRT) alan kadınların aynı zamanda ortalamanın altında koroner kalp hastalığı (KKH) insidansına sahip olduğunu göstermiştir, önde gelen doktorlar HRT'nin KKH'ye karşı koruyucu olduğunu öne sürüyorlar. Ancak daha sonraki randomize kontrollü çalışmalar, HRT kullanımının KKH riskinde küçük ama istatistiksel olarak anlamlı bir artışa yol açtığını gösterdi. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen verilerin yeniden analizi, HRT yapan kadınların ortalamadan daha iyi diyet ve egzersiz rejimleri ile daha yüksek sosyoekonomik gruplardan (ABC1) olma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, HRT kullanımı ve koroner kalp hastalığı insidansının azalması, sanıldığı gibi birinin diğerinin doğrudan nedeni olmaktan ziyade, ortak bir nedenin (yani daha yüksek sosyoekonomik durumla ilişkili yararların) çakışan etkileriydi. RKÇ'lerin gözlemsel çalışmalardan daha güçlü nedensel kanıtlar sağladığına dair yaygın (ama yanlış) inanç; ikincisi tutarlı bir şekilde fayda göstermeye devam etti ve müteakip analizler ve takip çalışmaları, menopoz başlangıcından hemen sonra östrojen tedavisine başlayan sağlıklı kadınlarda KKH riski için önemli bir fayda gösterdi.
Nedensel analiz.. Nedensel analiz, neden-sonuç belirlemeye ilişkin deneysel tasarım ve istatistik alanıdır. Herhangi iki ilişkili olay, A ve B için olası ilişkileri şunları içerir:
-A, B'ye neden olur (doğrudan nedensellik);
-B, A'ya neden olur (ters nedensellik);
-A ve B'nin her ikisi de C'den kaynaklanır
-A, B'ye neden olur ve B, A'ya neden olur (çift yönlü veya döngüsel nedensellik);
-A ve B arasında bağlantı yoktur; korelasyon bir tesadüftür.
Dolayısıyla, yalnızca A ve B'nin bağıntılı olmasından hareketle, bir neden-sonuç ilişkisinin varlığına veya yönüne ilişkin bir sonuca varılamaz. Gerçek bir neden-sonuç ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi, A ve B arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı olduğunda, büyük bir etki büyüklüğü gözlemlendiğinde veya varyansın büyük bir kısmı açıklandığında bile daha fazla araştırma gerektirir. (.....)
Korelasyondan mantıksız bir nedensellik çıkarımı örnekleri
B, A'ya neden olur (ters nedensellik veya tersten nedensellik)
Ters nedensellik veya tersten nedensellik veya yanlış yön, neden ve sonucun tersine çevrildiği, şüpheli bir nedenin gayri resmi bir yanılgıdır. Nedenin sonuç olduğu söylenir ve bunun tersi de geçerlidir.
örnek 1
-"Yel değirmenlerinin ne kadar hızlı döndüğü gözlenirse, o kadar fazla rüzgar gözlenir. Bu nedenle rüzgar, yel değirmenlerinin dönmesinden kaynaklanır. (Ya da basitçe söylemek gerekirse: yel değirmenleri, adından da anlaşılacağı gibi, rüzgar üretmek için kullanılan makinelerdir.)"
Bu örnekte, yel değirmeni aktivitesi ile rüzgar hızı arasındaki korelasyon (eşzamanlılık), rüzgarın yel değirmenlerinden kaynaklandığı anlamına gelmez. Rüzgarın var olmak için yel değirmenlerine ihtiyaç duymadığı, yel değirmenlerinin ise dönmesi için rüzgara ihtiyaç duyduğu gerçeğinin önerdiği gibi, tam tersidir. Rüzgar, yel değirmenlerinin veya dönmeyen yel değirmenlerinin olmadığı yerlerde gözlemlenebilir ve rüzgarın yel değirmenlerinin icadından önce var olduğuna inanmak için iyi nedenler vardır.
Örnek 2
Diğer durumlarda, hangisinin neden, hangisinin sonuç olduğu belirsiz olabilir. Örneğin:
-"Çok fazla televizyon izleyen çocuklar en şiddetli olanlardır. Açıkçası, TV çocukları daha şiddetli hale getiriyor."
Bu kolayca tam tersi olabilir; yani, şiddet içeren çocuklar, daha az şiddet içeren çocuklara göre daha çok TV izlemeyi severler.
Örnek 3
-"Keyif amaçlı uyuşturucu kullanımı ile psikiyatrik bozukluklar arasında bir ilişki olabilir: belki uyuşturucular bu bozukluklara neden olur ya da belki insanlar önceden var olan koşullar için kendi kendine ilaç tedavisi için uyuşturucu kullanırlar."
Ağ geçidi uyuşturucu teorisi, esrar kullanımının daha sert uyuşturucuların kullanımına yol açtığını iddia edebilir, ancak ağır uyuşturucu kullanımı esrar kullanımına yol açabilir. Gerçekten de, kontrollü deneylerin genellikle nedenselliğin yönünü ayırt etmek için kullanılamadığı sosyal bilimlerde, bu yanılgı, uzun süredir devam eden bilimsel argümanları körükleyebilir. Böyle bir örnek, eğitim ekonomisinde, tarama/sinyalleme ve insan sermayesi modelleri arasında bulunabilir: doğuştan gelen yeteneğe sahip olmak kişinin bir eğitimi tamamlamasını sağlayabilir ya da bir eğitimi tamamlamanın kişinin yeteneğini geliştirmesi olabilir.
Örnek 4
-"Bunun tarihsel bir örneği, Orta Çağ'da Avrupalıların, hasta insanlarda nadiren bit olacağından, bitlerin sağlığınıza faydalı olduğuna inanmalarıdır. Bunun nedeni, bitler gittiği için insanların hastalanmasıydı."
Ancak asıl sebep, bitlerin vücut ısısına aşırı derecede duyarlı olmalarıdır. Ateş gibi vücut sıcaklığındaki küçük bir artış, bitlerin başka bir konakçı aramasına neden olur." Tıbbi termometre henüz icat edilmemişti, bu nedenle sıcaklıktaki bu artış nadiren fark edildi. Fark edilebilir semptomlar daha sonra ortaya çıktı ve bitlerin kişi hastalanmadan önce bıraktığı izlenimini verdi. Diğer durumlarda, iki olgunun her biri diğerinin kısmi nedeni olabilir; Yoksulluğu ve eğitimsizliği ya da ertelemeyi ve özgüven eksikliğini düşünün. Bununla birlikte, bu iki fenomene dayalı bir tartışma yapan kişi, döngüsel neden ve sonuç yanılgısından kaçınmaya dikkat etmelidir. Yoksulluk, eğitim eksikliğinin bir nedenidir, ancak tek neden değildir ve bunun tersi de geçerlidir.
Üçüncü faktör C (ortak nedensel değişken) hem A hem de B'ye neden olur.
Üçüncü neden yanılgısı (ortak bir nedeni veya şüpheli bir nedeni yok saymak olarak da bilinir), sahte bir ilişkinin nedensellikle karıştırıldığı mantıksal bir yanılgıdır. Gerçekte X ve Y'nin her ikisinin de Z'den kaynaklandığı durumlarda X'in Y'ye neden olduğunu iddia eder. Bu, post hoc ergo propter hoc yanlışlığının bir varyasyonu ve şüpheli nedenler grubunun bir üyesidir. Bu örneklerin tümü, korelasyonun her iki nedenini de etkileyen gizli bir üçüncü değişken olan gizlenen bir değişkenle ilgilidir. Üçüncü faktörün, A ve B'den temelde farklı olmasına rağmen, A ve/veya B ile karıştırılacak kadar yakından ilişkili olduğu veya bilimsel olarak onlardan ayrılmasının çok zor olduğu durumlarda da sıklıkla bir zorluk ortaya çıkar (bkz. Örnek 4).
örnek 1
-"Ayakkabılarla uyumak, baş ağrısıyla uyanmakla güçlü bir şekilde ilişkilidir. Bu nedenle ayakkabıyla uyumak baş ağrısına neden olur."
Yukarıdaki örnek, kişinin ayakkabılarıyla uyumasının baş ağrısına neden olduğu sonucuna erken vardığı için, korelasyon-ima eder-nedensellik yanılgısını işliyor. Daha makul bir açıklama, her ikisinin de üçüncü bir faktörden kaynaklanmasıdır, bu durumda sarhoş olmak, bu nedenle bir korelasyona yol açar. Dolayısıyla sonuç yanlıştır.
Örnek 2
-"Işık açıkken uyuyan küçük çocukların sonraki yaşamlarında miyopi geliştirme olasılığı çok daha yüksektir. Bu nedenle ışık açık uyumak miyopiye neden olur."
Bu, Pennsylvania Üniversitesi Tıp Merkezi'nde yapılan bir araştırmadan elde edilen bilimsel bir örnektir. Nature dergisinin 13 Mayıs 1999 tarihli sayısında yayınlanan çalışma, o sırada popüler basında geniş yer buldu. Ancak, Ohio State Üniversitesi'nde daha sonra yapılan bir çalışmada, ışık açıkken uyuyan bebeklerin miyopi gelişimine neden olduğu bulunamadı. Ebeveyn miyopisi ile çocuk miyopisinin gelişimi arasında güçlü bir bağlantı buldu ve ayrıca miyop ebeveynlerin çocuklarının yatak odasında ışık bırakma olasılığının daha yüksek olduğuna dikkat çekti. Bu durumda, her iki durumun nedeni ebeveyn miyopisidir ve yukarıda belirtilen sonuç yanlıştır.
Örnek 3
-"Dondurma satışları arttıkça boğulma ölümleri hızla artıyor. Bu nedenle dondurma tüketimi boğulmalara neden olur."
Bu örnek, dondurma satışlarında yılın zamanının ve sıcaklığın önemini anlamamaktadır. Dondurma, sıcak yaz aylarında, daha soğuk zamanlara göre çok daha fazla satılmaktadır ve bu sıcak yaz aylarında, insanların yüzme gibi su içeren aktivitelere katılma olasılıkları daha yüksektir. Artan boğulma ölümleri, dondurmadan değil, su bazlı faaliyetlere daha fazla maruz kalmaktan kaynaklanmaktadır. Belirtilen sonuç yanlıştır.
Örnek 4
-"Varsayımsal bir çalışma, +.59 istatistiksel r değeri (korelasyon gücü) ile sınav kaygısı puanları ile utangaçlık puanları arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, basitçe, utangaçlığın bir şekilde sınav kaygısını nedensel olarak etkilediği sonucuna varılabilir."
Ancak pek çok psikoloji çalışmasında olduğu gibi, utangaçlık ile daha keskin bir korelasyona (+.73) sahip olan bir başka değişken olan "öz-bilinç puanı" keşfedilmiştir. Bu, olası bir "üçüncü değişken" sorununa işaret eder, ancak, bu tür yakından ilişkili üç önlem bulunduğunda, her birinin, her biri bir dereceye kadar birbirini etkileyen bir korelasyonlu değerler kümesi olarak iki yönlü eğilimlere sahip olabileceğini (yukarıdaki "çift yönlü değişken"e bakın) daha da ileri sürer. . Bu nedenle, yukarıdaki basit sonuç yanlış olabilir.
Örnek 5
-"1950'lerden beri hem atmosferik CO2 seviyesi hem de obezite seviyeleri keskin bir şekilde arttı. Bu nedenle, atmosferik CO2 obeziteye neden olur."
Daha zengin popülasyonlar daha fazla yemek yeme ve daha fazla CO2 üretme eğilimindedir.
Örnek 6
-"HDL ("iyi") kolesterol, kalp krizi insidansı ile negatif ilişkilidir. Bu nedenle, HDL'yi yükseltmek için ilaç almak kalp krizi geçirme şansını azaltır."
Daha fazla araştırma bu sonucu sorguya çekti. Bunun yerine, genler, diyet ve egzersiz gibi altta yatan diğer faktörlerin hem HDL düzeylerini hem de kalp krizi geçirme olasılığını etkiliyor olabilir; ilaçların, kalp krizi olasılığını etkilemeden doğrudan ölçülebilir faktör olan HDL düzeylerini etkilemesi mümkündür.
Çift yönlü nedensellik: A, B'ye ve B, A'ya neden olur
Nedensellik mutlaka tek yönlü değildir; [şüpheli - tartışın] bir avcı-av ilişkisinde, avcı sayıları av sayılarını etkiler, ancak av sayıları, yani yiyecek arzı da avcı sayılarını etkiler. Bir başka iyi bilinen örnek, bisikletçilerin, bisiklete binmeyen kişilere göre daha düşük bir Vücut Kitle İndeksine (VKİ) sahip olmasıdır. Bu genellikle bisikletin fiziksel aktivite seviyelerini arttırdığı ve dolayısıyla VKİ'yi azalttığı varsayılarak açıklanır. Bisiklet kullanımını artıran kişiler üzerinde yapılan ileriye dönük çalışmaların sonuçları, VKİ üzerinde kesitsel çalışmalara göre daha küçük bir etki gösterdiğinden, bazı ters nedensellik de olabilir (yani, daha düşük VKİ'ye sahip kişilerin bisiklet sürmesi daha olasıdır).
A ve B arasındaki ilişki tesadüfidir ; Ana madde: Sahte ilişki
İki değişken hiçbir şekilde ilişkili değildir, ancak tesadüfen ilişkilidir. Ne kadar çok şey incelenirse, ilişkisiz iki değişkenin ilişkili görünmesi o kadar olasıdır. Örneğin:
-Washington Redskins'in cumhurbaşkanlığı seçiminden önceki son iç saha maçının sonucu, futbol oyunlarının sonuçlarının halk seçimlerinin sonucuyla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, 1936'dan 2000'e kadar her başkanlık seçiminin sonucunu öngördü. Bu çizgi nihayet 2004'te (veya orijinal kuralın alternatif bir formülasyonu kullanılarak 2012'de) kırıldı.
-Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin halk oylamasındaki payını Batı Almanya'daki ham çelik üretiminin büyüklüğü ile ilişkilendiren Mierscheid yasası.
-Değişen kel-kıllı Rus liderleri: Rusya'nın kel (veya açıkça kel) bir devlet lideri, yaklaşık 200 yıldır kel olmayan ("kıllı") bir liderin yerini aldı ve bunun tersi de geçerli.
-İncil kodu, Tevrat'ta saklı olduğu varsayılan tarihi olayları öngören İbranice kelimeler: Harflerin çok sayıda kombinasyonu, herhangi bir kelimenin yeterince uzun metinde istatistiksel olarak önemsiz görünmesini sağlar.
Bilimsel kanıt olarak korelasyon kullanımı.. Bilimsel kanıtların çoğu, değişkenlerin korelasyonuna dayanır - birlikte meydana geldikleri gözlemlenir. Bilim adamları, korelasyonun mutlaka nedensellik anlamına gelmediğine dikkat çekiyor. A'nın B'ye neden olduğu varsayımı, A'nın B ile bağıntılı olması nedeniyle genellikle meşru bir argüman biçimi olarak kabul edilmez. Bununla birlikte, bazen insanlar tam tersi bir yanılgıya düşerler - korelasyonu tamamen reddederler. Bu, önemli bilimsel kanıtların büyük bir bölümünü reddeder. Kontrollü çift kör çalışmaları yürütmek zor veya etik olarak imkansız olabileceğinden, nedensellik için kanıt sağlayamasa da, birkaç farklı açıdan korelasyonel kanıt, tahmin için faydalı olabilir.
Örneğin, sosyal hizmet uzmanları, çocuk istismarının akademik performansla nasıl ilişkili olduğunu bilmekle ilgilenebilirler. Çocukların istismara uğramak veya uğramamak için rastgele atandığı bir deney yapmak etik olmasa da, araştırmacılar deneysel olmayan korelasyonel bir tasarım kullanarak mevcut gruplara bakabilirler. Aslında istismar ve akademik performans arasında negatif bir korelasyon varsa, araştırmacılar, çalışma istismarın akademik performansı düşürdüğüne dair nedensel kanıtlar sağlayamasa da, çalışma dışında istismara maruz kalan çocuklar hakkında tahminlerde bulunmak için bu istatistiksel korelasyon bilgisini potansiyel olarak kullanabilirler. Sınırlı mevcut metodolojilerin, korelasyon yanılgısını reddetme ile kombinasyonu, zaman zaman bilimsel bir bulguya karşı çıkmak için kullanılmıştır.
Örneğin, biyolog ve istatistikçi Ronald Fisher'ın [liste 1] kendi adına sıklıkla yaptığı gibi, tütün endüstrisi tarihsel olarak tütün ve akciğer kanseri arasındaki bir bağlantıyı reddetmek için korelasyonel kanıtların reddedilmesine dayanmıştır. Korelasyon, tıp, psikoloji ve sosyoloji gibi alanlarda değerli bir bilimsel kanıt türüdür. Korelasyonlar önce gerçek olarak onaylanmalı, ardından her olası nedensel ilişki sistematik olarak araştırılmalıdır. Sonuçta korelasyon tek başına bir tedavi ile fayda, bir risk faktörü ile bir hastalık veya bir sosyal veya ekonomik faktör ile çeşitli sonuçlar arasındaki sebep-sonuç ilişkisinin kanıtı olarak kullanılamaz. En çok suistimal edilen kanıt türlerinden biridir, çünkü bir bağıntının ilk görünümüne dayanarak erken sonuçlara varmak kolay ve hatta cezbedicidir." (367)
"Post hoc ergo propter hoc
Post hoc ergo propter hoc ('bundan sonra, dolayısıyla bundan dolayı') gayri resmi bir yanılgıdır: "Y olayı X olayını takip ettiğinden, Y olayına X olayı neden olmuş olmalıdır." Genellikle sadece hoc yanılgı sonrası için kısaltılır. Şüpheli neden çeşitliliğinin mantıksal bir yanılgısı, iki olayın aynı anda meydana geldiği veya kronolojik sıralamanın önemsiz veya bilinmediği cum hoc ergo propter hoc ('bununla, dolayısıyla bundan dolayı') yanılgısından kurnazca farklıdır. Post hoc, özellikle cezbedici bir hatadır, çünkü korelasyon nedensellik öneriyor gibi görünmektedir. Yanlışlık, bağlantıyı ekarte edebilecek sonuçtan potansiyel olarak sorumlu olan diğer faktörleri hesaba katmaktan ziyade, yalnızca olayların sırasına dayanan bir sonuca dayanır. Basit bir örnek, "horoz güneş doğmadan hemen önce öter; bu nedenle horoz güneşin doğmasına neden olur.
Desen
-----
Post hoc yanılgının biçimi şu şekilde ifade edilir:
-A meydana geldi, sonra B meydana geldi.
-Bu nedenle, A, B'ye neden oldu.
-B istenmeyen olduğunda, bu kalıp, mantıksal tersinin geçerli olduğunu varsayarak, öncülü reddetmenin biçimsel yanılgısı ile birleştirilir: A'dan kaçınmak B'yi önleyecektir.
Örnekler
-------
-"Bir kiracı bir daireye taşınır ve binanın fırınında bir arıza meydana gelir. Yönetici arızadan kiracının gelişini sorumlu tutar. Nedensellik yokluğunda, bir olay diğerini izledi."
-"Brezilyalı futbolcu Pelé'nin oyun performansındaki düşüşü bir taraftara belirli bir forma vermekle suçladığı söyleniyor; gömleği geri aldıktan sonra performansı düzeldi." Düşmesinin nedeni olarak gömleğin kaybı, iyileşmesinin nedeni olarak da gömleğin geri dönüşü gösterildi. Ancak daha sonra iade edilen gömleğin orijinal gömlek olmadığı anlaşıldı.
-"İnsanların, aşıları aldıktan kısa bir süre sonra hastalık teşhisi konduğunu gördüğü ve aşının hastalığa neden olduğunu varsaydığı aşı tereddütü."
-"Plasebo etkisi, insanların tıbbi bir tedavinin bilimsel olarak sahip olamayacağı bir etkiye neden olduğunu algılaması.(.....)" (368)
"Post hoc ergo propter hoc
Post hoc ergo propter hoc veya kısaca post hoc bir safsata çeşididir. Bu Latince ifade Türkçeye "bundan sonra, demek ki bundan dolayı" şeklinde çevrilebilir. Post hoc safsatası "peşpeşe gerçekleşen iki olaydan daha önce gelen daha sonra gelenin sebebi olmak zorundadır" şeklinde geçersiz bir akıl yürütmeye dayanır. Post hoc kaçınılması son derece zor bir safsata türüdür çünkü insan beyni birbirini izleyen olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurma yönünde güçlü bir eğilim sergiler. Buradaki sorun, sebep-sonuç ilişkisi kurulurken sadece ve sadece olayların sırasına bakılması, diğer tüm faktörlerin göz ardı edilmesidir. Birbirini izleyen iki olay arasında hiçbir ilişki bulunmayabileceği gibi, bu iki olay bambaşka bir üçüncü olaydan kaynaklanmış da olabilir. (....)" (369)
"Post hoc (bundan sonra) analiz
Bilimsel bir çalışmada post hoc analiz (Latince post hoc, "bundan sonra"), veriler görüldükten sonra belirtilen istatistiksel analizlerden oluşur. Her potansiyel analiz etkili bir şekilde istatistiksel bir test olduğundan, bu tipik olarak çoklu bir test sorunu yaratır. Telafi etmek için bazen birden fazla test prosedürü kullanılır, ancak bunu tam olarak yapmak genellikle zordur veya imkansızdır. Bu sorun yeterince dikkate alınmadan yürütülen ve yorumlanan post hoc analize bazen eleştirmenler tarafından veri tarama denir, çünkü bulduğu istatistiksel ilişkiler genellikle sahtedir.
nedenler.. Bazen post hoc analize girme isteği, olumlu sonuçlar üretme veya bir projeyi başarılı görme arzusuyla motive edilir. Farmasötik araştırma durumunda, ABD Gıda ve İlaç İdaresi post hoc analizi kabul etmese de, başarısız bir denemenin önemli mali sonuçları olabilir. Bazı durumlarda, bilimsel meslektaşlar veya akademik dergilerin editörleri tarafından ek alt grup analizi talep edilebilir. Böyle bir olayda dergi editörleri, istatistikçi Richard Peto'dan kalp krizi geçirmiş kişiler için ikincil koruma olarak aspirin kullanımına yönelik alt grupların post hoc analizini sağlamasını talep etti. Talebi istatistiksel olarak sağlam olmadığı ve saçma sonuçlara yol açması muhtemel olduğu için reddetti. Devam ettiklerinde, editörlere, hastaların astrolojik işaretlerine dayalı olarak varsayılan yanıtı değerlendiren bir alt grup analizi sağladı.(.....)" (370)
"Veriler tarafından önerilen hipotezlerin test edilmesi.
İstatistikte, belirli bir veri kümesi tarafından önerilen hipotezler, onları öneren aynı veri kümesiyle test edildiğinde, doğru olmasalar bile kabul edilmeleri muhtemeldir. Bunun nedeni, döngüsel akıl yürütmenin (çift daldırma) dahil olmasıdır: sınırlı veri setinde bir şeyler doğru görünüyor; bu nedenle genel olarak doğru olduğunu varsayıyoruz; bu nedenle (yanlış) aynı sınırlı veri seti üzerinde test ediyoruz, bu da bunun doğru olduğunu onaylıyor gibi görünüyor. Halihazırda gözlemlenen verilere dayalı hipotezler üretmek, onları yeni veriler üzerinde test etmeksizin, post hoc teorileştirme olarak adlandırılır (Latince post hoc, "bundan sonra"). Doğru prosedür, hipotezi oluşturmak için kullanılmayan bir veri seti üzerindeki herhangi bir hipotezi test etmektir.
Genel sorun.. Veriler tarafından önerilen bir hipotezi test etmek çok kolay bir şekilde yanlış pozitiflere (tip I hatalar) neden olabilir. Yeterince uzun ve yeterince farklı yerlerde görünüyorsa, sonunda herhangi bir hipotezi destekleyecek veriler bulunabilir. Ancak bu olumlu veriler tek başına hipotezin doğru olduğuna dair kanıt oluşturmaz. Dışarı atılan negatif test verileri de aynı derecede önemlidir, çünkü pozitif sonuçların şansa kıyasla ne kadar yaygın olduğuna dair bir fikir verirler. Bir deney yürütmek, verilerde bir model görmek, bu modelden bir hipotez önermek ve ardından aynı deneysel verileri yeni hipotez için kanıt olarak kullanmak son derece şüphelidir; çünkü tamamlanmış veya potansiyel tüm diğer deneylerden elde edilen veriler, yalnızca yeni hipotezi ilk etapta öneren deneylere bakmayı seçerek esasen "atılmıştır". Yukarıda açıklandığı gibi geniş bir test seti, hipotez için en uygun olan veriler hariç tümü atıldığından, tip I hata olasılığını büyük ölçüde artırır. Bu, yalnızca hipotez testinde değil, verilerin aranmasında ve atılmasında izlenen süreci doğru bir şekilde tanımlamak genellikle sorunlu olduğundan, tüm istatistiksel çıkarımlarda bir risktir. Başka bir deyişle, kişi tüm verileri (hipotezi destekleme veya reddetme eğiliminde olup olmadığına bakılmaksızın) "iyi testlerden" tutmak ister, ancak bazen "iyi bir testin" ne olduğunu anlamak zordur. Bir sonucu yayınlamadan önce birçok farklı modelin deneme yanılma yoluyla reddedildiği istatistiksel modellemede özel bir sorundur (ayrıca bkz. fazla uydurma, yayın yanlılığı). Hata, özellikle veri madenciliği ve makine öğreniminde yaygındır. Aynı zamanda, olumsuz değil, yalnızca olumlu sonuçların kabul edilme eğiliminde olduğu ve yayın yanlılığı olarak bilinen etkiyle sonuçlanan akademik yayıncılıkta yaygın olarak görülür.
Doğru prosedürler.. Veriler tarafından önerilen hipotezlerin sağlam bir şekilde test edilmesine yönelik tüm stratejiler, yeni hipotezi doğrulamak veya çürütmek amacıyla daha geniş bir test yelpazesini dahil etmeyi içerir. Bunlar şunları içerir:
-Onay numunelerinin toplanması
-Çapraz doğrulama
-Çoklu karşılaştırmalar için telafi yöntemleri
-Gerçekte dahil olan çoklu testin yeterli temsilini içeren simülasyon çalışmaları
-Henry Scheffé'nin çoklu karşılaştırma problemlerinde tüm karşıtlıkları eşzamanlı testi, varyans analizi durumunda en iyi bilinen çözümdür. Yukarıda açıklanan yanılgılardan kaçınırken, verilerin önerdiği hipotezleri test etmek için tasarlanmış bir yöntemdir. (....)" (371)
"Dairesel analiz
İstatistikte döngüsel analiz, analiz edilen verileri kullanarak bir veri analizinin ayrıntılarının seçilmesidir. Aynı veriyi iki kez kullandığından, genellikle çift daldırma olarak adlandırılır. Dairesel analiz, rapor edilen herhangi bir sonucun, görünür istatistiksel gücünü haksız bir şekilde şişirir ve en uç durumda, yalnızca gürültüden oluşan verilerde görünürde anlamlı sonucun bulunmasına yol açabilir. Özellikle, varsayılan bir etkiyi incelemek için bir deneyin uygulandığında, incelenen etkilerle uyumlu şekillerde bir veri alt kümesi seçerek, başlangıçta tüm veri kümesini azaltmak, istatistiğin yanlış kullanımıdır. İkinci bir yanlış kullanım, uygun bir modelin veya sınıflandırma kuralının performansının, model seçiminin etkilerine ve analiz edilen verilere dayalı parametrelerin ayarlanmasına izin vermeden, ham bir sonuç olarak rapor edildiği durumlarda meydana gelir.
Örnekler.. En basit haliyle, bir deneyin analizinin geliştirilmesine yardımcı olabileceğini fark ettikten sonra, aykırı değerleri kaldırma kararını içerebilir. Etkisi daha ince olabilir. Örneğin, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) verilerinde, genellikle önemli miktarda ön işlemeye ihtiyaç duyulur. Bunlar, analiz "çalışana" kadar aşamalı olarak uygulanabilir. Benzer şekilde, fMRI verilerinin multivoksel model analizinde kullanılan sınıflandırıcılar, sınıflandırma doğruluğunu en üst düzeye çıkarmak için ayarlanabilen parametreler gerektirir. Jeolojide dairesel analiz potansiyeli, jeolojik fayların haritaları durumunda, bunların faylar olduğu varsayımına dayanarak çizilebileceği not edilmiştir, belirli bir şekilde gelişir ve yayılır, bu haritalar daha sonra hataların aslında bu şekilde geliştiğinin kanıtı olarak kullanılır.
Çözümler.. Verileri toplamadan önce gerçekleştirmeyi planladığımız analizin dikkatli tasarımı, analiz seçiminin toplanan verilerden etkilenmediği anlamına gelir. Alternatif olarak, bir veya iki katılımcı üzerinde sınıflandırmayı mükemmelleştirmeye karar verebilir ve ardından kalan katılımcı verileri üzerinde analizi kullanabilir. Sınıflandırma parametrelerinin seçimi ile ilgili olarak, yaygın bir yöntem, verileri iki kümeye bölerek bir kümeyi kullanarak optimum parametreyi bulmak ve ardından ikinci kümede bu parametre değerini kullanarak test etmektir. Bu, Princeton MVPA sınıflandırma kitaplığı tarafından kullanılan (örneğin) standart bir tekniktir. (.....)" (373)
"Tahmine dayalı analitik
Tahmine dayalı analitik, gelecekteki veya bilinmeyen olaylar hakkında tahminlerde bulunmak için mevcut ve geçmiş gerçekleri analiz eden veri madenciliği, tahmine dayalı modelleme ve makine öğreniminden çeşitli istatistiksel teknikleri kapsar. İş dünyasında, tahmine dayalı modeller, riskleri ve fırsatları belirlemek için geçmiş ve işlemsel verilerde bulunan kalıplardan yararlanır. Modeller, belirli bir dizi koşulla ilişkili risk veya potansiyelin değerlendirilmesine izin vermek için birçok faktör arasındaki ilişkileri yakalar ve aday işlemler için karar vermeye rehberlik eder. Bu teknik yaklaşımların tanımlayıcı işlevsel etkisi, tahmine dayalı analitiklerin her bir birey (müşteri, çalışan, sağlık hastası, ürün SKU'su, araç, bileşen, makine veya diğer organizasyonel birim) için tahmine dayalı bir puan (olasılık) sağlamasıdır. ; veya pazarlama, kredi riski değerlendirmesi, dolandırıcılık tespiti, üretim, sağlık ve kanun yaptırımı da dahil olmak üzere devlet operasyonları gibi çok sayıda bireyi ilgilendiren kurumsal süreçleri etkileyebilir. Tahmine dayalı analitik, aktüerya bilimi, pazarlama, işletme yönetimi, spor/fantezi sporları, sigorta, polislik, telekomünikasyon, perakende, seyahat, mobilite, sağlık, çocuk koruma, ilaç, kapasite planlama, sosyal ağ oluşturma ve diğer alanlarda kullanılır. En iyi bilinen uygulamalardan biri, işletme yönetimi boyunca kullanılan kredi puanlamadır. Puanlama modelleri, bireyleri gelecekteki kredi ödemelerini zamanında yapma olasılıklarına göre sıralamak için müşterinin kredi geçmişini, kredi başvurusunu, müşteri verilerini vb. işler.
Tanım..Tahmine dayalı analitik, verilerden bilgi çıkarmak ve eğilimleri ve davranış kalıplarını tahmin etmek için kullanmakla ilgilenen bir istatistik alanıdır. Tahmine dayalı web analitiğinin geliştirilmesi, çevrimiçi olarak gelecekteki olayların istatistiksel olasılıklarını hesaplar. Tahmine dayalı analitik istatistiksel teknikler arasında veri modelleme, makine öğrenimi, yapay zeka, derin öğrenme algoritmaları ve veri madenciliği yer alır. İlgi konusu bilinmeyen olay genellikle gelecektedir, ancak tahmine dayalı analitik, geçmişte, şimdi veya gelecekte her tür bilinmeyene uygulanabilir. Örneğin, bir suç işlendikten sonra şüphelileri tespit etmek veya gerçekleştikçe kredi kartı sahtekarlığı. Tahmine dayalı analitiğin özü, açıklayıcı değişkenler ile geçmiş olaylardan tahmin edilen değişkenler arasındaki ilişkileri yakalamaya ve bilinmeyen sonucu tahmin etmek için bunlardan yararlanmaya dayanır. Bununla birlikte, sonuçların doğruluğu ve kullanılabilirliğinin büyük ölçüde veri analizi düzeyine ve varsayımların kalitesine bağlı olacağını belirtmek önemlidir. Tahmine dayalı analitik, genellikle daha ayrıntılı bir ayrıntı düzeyinde tahmin yapmak, yani her bir bireysel organizasyon öğesi için tahmine dayalı puanlar (olasılıklar) üretmek olarak tanımlanır. Bu onu tahminden ayırır. Örneğin, "Öngörücü analitik-Daha iyi kararlar almak için bireylerin gelecekteki davranışlarını tahmin etmek için deneyimden (verilerden) öğrenen teknoloji." Gelecekteki endüstriyel sistemlerde, tahmine dayalı analitiklerin değeri, sıfıra yakın arıza elde etmek için olası sorunları tahmin etmek ve önlemek ve karar optimizasyonu için kuralcı analitiklere daha fazla entegre olmak olacaktır. (.....)" (372)
**Aşı şirketleri ve bilimsel tıp dergileri ile ilgili sorunlar ve bunlara karşı açılan davalar..
-----------------------------------------
"Pfizer mrna aşı testi sahtekarlığı: İngiliz tıp dergisi editörü ve uzman analist dr. Peter Doshi'nin "daha fazla ayrıntı ve ham veri" çağrısı.
4 Ocak 2021'de British Medical Journal'ın (“BMJ”) onurlu editörü Peter Doshi, Pfizer ve Moderna şirketlerinin etkinliği belirlemek için COVID-19 aşı test protokolüyle ilgili birçok endişesini dile getirdi. Kamuoyunun “daha fazla ayrıntı ve ham veri” gerektirdiğini en emin biçimde sonuçlandırdı. Dr. Doshi, “aşı deneme protokollerinin kamuoyuna açıklanmasının peşine düşme” konusundaki kişisel çıkarlarını ve “covid-19 aşı ile ilgili karar vermede bağımsızlık ve şeffaflık çağrısında bulunan ortak imzalı açık mektuplarını” reddetti. Bunu, şüphecilere ve eleştirmenlere yanıt olarak 5 Şubat 2021 tarihli “Açıklama” takibinde yineledi. Medical Veritas International, Inc.'in çevrimiçi dergisinin Genel Yayın Yönetmeni olarak, aynı şeyi defalarca yaptım. Bu anlık analiz ve yorumda, Pfizer ve Moderna şirketlerini bu tür "dolandırıcılık amaçlı gizleme" ve acilen ihtiyaç duyulan ifşaatlar için dava eden "benzer durumdaki" tek davacı olarak dile getirdiğim tıbbi-hukuki endişeleri tamamlıyorum. Horowitz v. Pfizer et. al., (2:20cv00955). Orada ben de Pfizer aşısı genetik-güvenlik-test-protokolünün yokluğu uyarınca “covid-19 aşısı ile ilgili karar vermede şeffaflık” için yalvarıyorum.
72. sayfada yazılan Pfizer protokolünde şöyle deniyordu: "Genetik (belirtilen analizler) bu çalışmada değerlendirilmemiştir." Moderna'nın protokolü benzer şekilde genetik güvenlik testini atlar. Tartışmalı olarak, bu dışlamalar en makul şekilde pervasız, ihmalkar, hatta kötü niyetli olarak yorumlanabilir. Varsayalım ki çok az sayıda yetkili, söz konusu virüsün muhtemelen bu şirketlerin eylemlerinden kaynaklanan yeni suşlarının ortaya çıkacağını tahmin ettiğimde, doğru bir şekilde tahmin ettiğimde ve geniş çapta önceden uyardığımda dinledi. İlk hiper-bulaşıcı "varyant", İngiltere'de Pfizer aşısı uygulamasının başlamasından birkaç hafta sonra İngiltere'de ortaya çıktı. Bu trajedi şimdi uluslararası çapta çoğalıyor. Dikkatsizce ihmalkar yetkililer şimdi, bu yeni “yeniden sınıflandırmaların” doğal olarak meydana geldiğini, mRNA aşısı (S-protein) “antijen” dağılımının oluşturduğu risklere karşı kasten kör olduğunu iddia ederek savunuyorlar.
Ortaya çıkan bu virüsler daha bulaşıcı, patojenik ve insanlığı tehdit eden başlık haberleri cesurca ilan ediyor. Bütün bunlar, Big Pharma'nın sansürünün (yani, "KÜLTÜRÜ İptal Et"), sosyal koşullandırmanın ve uygarlığın duyarsızlaştırmasının etkisi altında ortaya çıkıyor. Bu endişeleri göz ardı eden Davalılar Pfizer ve Moderna, genetik olarak tasarlanmış ürünlerini kaprisli bir şekilde “güvenli” olduklarını iddia ederek üretiyor, reklamını yapıyor ve dağıtıyor. Aslında insanları 'GDO'lara' dönüştüren bu eylemler, henüz keşfedilmemiş bazı aktörler tarafından yetkilendirildi. Dr. Doshi'nin ısrar ettiği gibi, “covid-19 aşısı ile ilgili karar vermede bağımsızlık ve şeffaflık” eksikliği herkesi tehdit ediyor.
İtiraz Etme Etkililik ve Yanlış Beyanlar
Dr. Doshi'nin şüphecileri ve eleştirmenleri, kurumsal şeffaflıktan yoksun ve gizli veri keşfinden kaynaklanan zararla birlikte analizini reddetti. BMJ editor'un aşı etkinliği hesaplaması "%19 ve %29", bu şirketler ve onların "PharmaMedia" tarafından abartılan %90'dan fazla etkinlikle karşılaştırıldığında sönük kaldı. Eleştirmenler, yanlış pozitif testlerin güvenilmez olduğu ve etkinlik analistlerini ve reklamları karıştırdığı yönündeki gözlemlere itiraz etti. Pfizer çalışma popülasyonunun test edilmesi, sonuçları yanlış etkinlik beyanları lehine çarpıttı. Dr. Doshi'nin analizi ayrıca FDA'nın Pfizer ve Moderna aşılarının Acil Kullanım Yetkisini (“EUA”) onaylamadı, çünkü “pozitif PCR testi sonucu olsun ya da olmasın, gelişen covid-19 semptomlarına karşı aşı etkinliğinin kaba bir tahmini " göreli bir risk azalması olacaktır.. %19 ve %29.. düzenleyiciler tarafından belirlenen yetkilendirme için %50 etkinlik eşiğinin çok altında.” Plaseboların etkinliği genellikle %30'u aşar ve şeker hapları insan RNA'sını mutasyona uğratmaz ve DNA'yı bozmaz.
Dr. Doshi, "Daha fazla veriye ihtiyaç duymamızın bir başka nedeni de FDA'nın Pfizer aşısına ilişkin inceleme tablosunda bulunan açıklanamayan bir ayrıntıyı analiz etmektir" dedi. "371 kişi '2.Dozdan sonraki 7 gün içinde veya öncesinde önemli protokol sapmaları" nedeniyle etkinlik analizinden çıkarıldı. aşı grubundan 311'e karşı plaseboda 60. (Bunun aksine, Moderna'nın deneyinde, "büyük protokol sapması" için etkinlik analizinin dışında tutulan yalnızca 36 katılımcı vardı—12 aşı grubu ve 24 plasebo grubu.) "Pfizer'in çalışmasındaki bu protokol sapmaları nelerdi ve aşı grubunda neden beş kat daha fazla katılımcı hariç tutuldu? FDA raporu öyle demiyor ve bu istisnaları Pfizer'in raporunda ve dergi yayınında bile tespit etmek zor.. "Bu soruları yanıtlamak için net bir veriye ihtiyaç var, ancak Pfizer'in 92 sayfalık raporu 3410 'şüpheli covid-19' vakasından bahsetmedi. New England Journal of Medicine'de de yayımlanmadı. Moderna'nın aşısıyla ilgili raporların hiçbiri de yoktu. Bunu bildirmiş gibi görünen tek kaynak FDA'nın Pfizer'in aşısını incelemesidir..
"Doğrulanmış covid-19'dan 20 kat daha fazla şüphelenilen covid-19 ve aşıların viral iletimi kesip kesemeyeceğini değerlendirmek için tasarlanmayan denemeler, ciddi bir hastalık analizi.. garantili görünüyor ve aşıların pandemiden kurtulma konusundaki gerçek yeteneğini değerlendirmenin tek yolu bu.” (Vurgu eklenmiştir.) Başka bir deyişle, aşı kaynaklı genetik mutasyonlar yoluyla göz ardı edilen viral bulaşmalar, bir nüfus azaltma hilesi olarak suçlama ve sorumluluktan büyük bir günah keçisi olsa da, medeniyet için felaket olabilir.
İtiraz Edilen Güvenlik ve Kurumsal Yanlış Beyanlar
Dr. Doshi'nin cesur gözlemi, bu yazarın Pfizer ve Moderna, et. al. Tekrarlamak gerekirse, Pfizer güvenlik testi protokolünün 72. sayfasında şöyle denmektedir: "Genetik (belirtilen analizler) bu çalışmada değerlendirilmemiştir." Dolayısıyla, bu aşıların söz konusu patojendeki, diğer dolaşımdaki virüslerdeki ve hatta insan hücrelerindeki genetik veya fiziksel değişiklikler nedeniyle viral iletimi daha iyi veya daha kötü yönde değiştirip değiştirmediği bilinmemektedir, ancak yine de endişe vericidir. Bu aşıları satın almak, dağıtmak ve yönetmek için harcanan milyarlarca dolar, bildiğimiz her şey için “sürü bağışıklığı” değil, küresel nüfus azalması, “nihai çözüm” hatta medeniyetin yok oluşu için satın alıyor olabilir. Genetik güvenlik çalışmalarının ve iç içe geçmiş viral mutasyonların/iletimlerin analizinin olmaması, dolaşımdaki virüslerde veya aşılamanın hemen ardından veya daha sonra zamanla konak hücrelerde tehdit edici genotipik ve fenotipik değişiklikleri gizleyebilir.
Bu "genetik terapi", FDA tarafından bir "ilaç" ve bir "aşı" olarak sınıflandırılırken, inanılırlığı artırıyor. Tıp biliminde bildirilen bu "atılım", aslında, artan bulaşıcılık ve patojenite sergileyen, beklenen, önceden uyarılan, şimdi ortaya çıkan "viral varyantlara" neden olmuş olabilir. Pfizer ve Moderna'nın yetkilileri, FDA komisyon üyelerinin çoğu gibi, mutajenezi öngören bu bilimi ihmal ettiler. Bu gerçekler halk sağlığı ve güvenliğini riske atıyor ve eyleme geçirilebilir. İhmal dava edilebilir. Bu yazarın davası bu tür bir eylemi modeller. Bu tehlikeli, zarar verici ve aldatıcı mRNA aşı ticaretinden ihtiyati tedbir alınması için mahkemeye dilekçe veriyorum. İnsanları yeterli bilgilendirilmiş onam olmadan aşı olmaya teşvik etmek için yapılan ihmaller ve yanlış beyanlar etik değildir ve bu durumda vicdansızdır. Sonuçta, rahatsız edici SARS-CoV-2 virüsü, HIV/AIDS gibi bir RNA "retrovirüsü"dür. Her iki virüs de çoğalmak için ters transkriptaz (RT) enzimi kullanır. RT, daha fazla viryon üretmek için normal DNA'yı (ve insan genomunu) birleştiren (ve muhtemelen bozan) yeni DNA üretir. Muhtemelen, insanlar GDO'ya dönüşür. Bu sonuçta bağışıklığı baskılanmış insanları öldürür. Büyük ölçüde endişe verici, "Ters transkriptazların hedef dizileri karıştırdığı ve eşleştirdiği bilinmektedir." Sonuç olarak, "[c]belirli RNA virüsleri hem homolog hem de homolog olmayan RNA rekombinantları üretebilir."
Bujarski, bu sürecin modellenmesini tanımladı ve Viroloji Ansiklopedisi'nde “Virüslerin Rekombinasyonu”nu açıkladı. Bu bilgin, “yerel RNA-RNA heteroduplekslerinin oluşumunu” belirtti. . . "RNA çapraz geçişlerinin hedeflenmesinden sorumlu" aşağıdakilerin bir sonucu olarak ortaya çıkar: " RNA substratlarını yakın bir yere getirmek; ve yaklaşan replikaz enzim kompleksini yavaşlatmak veya durdurmak." Başka bir deyişle, uygarlığı tehdit eden Pfizer/Moderna mRNA aşılarından elde edilen risklerle ilgili olarak, spike protein (“S proteini”) antijenleri aracılığıyla insan DNA'sını hedefleyen 'yük' RNA'sının alımı, “RNA substratlarını birbirine yaklaştırıyor. Hücrelerde RNA ile yakınlığın yanı sıra "RNA çapraz geçişleri" ile mutasyonlara duyarlı RNA virüsleri. Bu sözde pervasız yanlış uygulamaya, "normal hücresel RNA'nın aşırı derecede değişebileceği, hatta 'yavaşlatabileceği' veya 'durabileceği', RT kompleksini tamamen devre dışı bırakabileceği ve/veya hücreler içinde belirli normal RT işlevlerinin yerine getirilebileceği olasılığını" da ekleyin ve öngörülebilir, beklenen, muhtemelen planlanmış, biyolojik kıyamet gelişiyor.
Çözüm.. İhmal edilen Pfizer ve Moderna “mRNA aşısı” genetik güvenlik çalışmalarıyla ilgili yukarıda bahsedilen endişeler, British Medical Journal'da Dr. Doshi tarafından ihtiyatlı bir şekilde analiz edilen ve yayınlanan kusurlu etkinlik bildirilerini tamamlamaktadır. Pfizer ve Moderna'nın COVID için "yeni" mRNA aşılarının Acil Kullanım İznine (“EUA”) karşı çıkan FDA uzman komisyon üyelerinin yüzde yirmi dörtünün (yani, yüzde 23,5) az bilinen aşıları yetkin bir şekilde ayırt edip etmediğini belirlemek için acilen daha fazla keşif yapılması gerekiyor. ancak bu AIDS bilimine dayalı biyoteknolojinin önemli (hatta ölümcül) genetik riskleri.
Bu yazarın ve davacının iddiası, bu mRNA'yı bozan müdahalelerin risklerinin (Moderna'nın SEC 8k İzahnamesi'nde tüketici reklamlarına karşı belirtildiği gibi), bu ürünlerin geniş çapta duyurulan faydalarından daha ağır bastığı yönündedir. Ayrıca, EUA'lar, acil durumla güvenli ve etkili bir şekilde mücadele etmek için "Alternatif Yok" un bulunmasını gerektirir.
Özel izin, “hastalığı veya durumu teşhis etmek, önlemek veya tedavi etmek için aday ürüne yeterli, onaylanmış ve mevcut bir alternatif olmamasını” gerektirir. Haklı bir şekilde öfkeli bir halk sağlığı uzmanı, yeni ortaya çıkan virüsler uzmanı, federal mahkeme sisteminde kayıtlı tıbbi/hukuk uzmanı tanık ve uluslararası alanda saygın bir tüketici savunucusu olarak bu yazar, yetkilileri ve hükümetleri dünya çapında bu istihbaratı dikkatlice değerlendirmeye teşvik ediyor; ve bu riskli genetik tedavilere daha güvenli ve daha etkili alternatifler adapte edin.
"En umut verici doğal antioksidanlar ve fotodinamik (yani frekansa dayalı) tedaviler dizisidir."
Ayrıca, bu şikayetçinin iddiası, ilaç şirketlerinin eylemlerinin halkı dolandırmak ve sağlık hizmetlerini tekelleştirmek amacıyla işlenen 'haksız ve aldatıcı ticaret' teşkil ettiği yönündedir - burada düzenleyici kurum 'yakalama' dahil olmak üzere bu tür alternatif COVID çarelerini mümkün olan her şekilde bastırarak. "Bu şekilde şirketler, bu vebaya karşı tek geçerli savunmayı sağlayarak kendilerini dünyaya tanıtıyorlar, böylece EUA'yı ve bu endüstri üzerinde karlı bir tekel oluşturuyorlar. Bastırılmış bilgi ve alternatif ilaçlar bağlamında ve yukarıda bahsedilen tekelci ve zarar verici yanlış davranışa yardım ve yataklık eden kamu yolsuzluğuna karşı bu yazar, bu alanda en çok satan kitabı kaleme alarak çatışan çıkarlarını gururla ifşa etmektedir." Bu yazar, Pfizer ve Moderna aşılarının "doğal alternatiflerini", özellikle de düşük maliyetli, risksiz çok çeşitli antioksidanları yürekten desteklemektedir. Bu önerilen önleyiciler arasında C, D, E, Çinko ve klorofil vitaminleri bulunur. Bu doğal ilaçlar, sert bir şekilde kınanmış hidroksiklorokin ile antioksidan aktiviteyi paylaşır. Nemlendirici, alkalize edici ve oksijenlendirici ürünler ve hizmetler bu yazar tarafından teşvik edilmektedir; foto-dinamik, biyo-akustik ve biyo-elektrik terapiler gibi. Yukarıdakilerin tümü, doğal bağışıklıktan yararlanan hastalara enerji verici elektronlar ve "iyi titreşimler" sağlar.
Bu çatışan çıkarlar bağlamında, bu yazar ayrıca, COVID ve diğer bulaşıcı veya diğer bulaşıcı hastalıklar için daha güvenli ve daha etkili bir alternatif çare olduğunu iddia ettiği OxySilver™ etiketli benzersiz oligo-dinamik kovalent olarak bağlı gümüş hidrosol anti-oksidanı tamamlayarak ve markalaştırarak NASA bilimini gururla ilerletmiştir. kronik hastalıklar. Hidroksiklorokin gibi, OxySilverTM de Pfizer'in kitle aracılı girişimi tarafından iftiraya uğradı ve yakalanan FDA tarafından rakip (muhtemelen suç ortağı) ilaç şirketleri lehine reddedildi. OxySilver'ın antioksidan aktivitesi, "528 Hz frekans dalgası" ve 528 nm foto-dinamik klorofil renkli ışıkla geliştirilmiştir. Birçok insanı her zaman kandırabilirsiniz ama bu uzman analisti asla. Bu yazar, kötü adamların sertifikalı mRNA zehirlerini abartmak ve satmak için kullandıkları erken ve yanlış sonuçları bozan yanlış beyanlar ve tehlikeli ihmaller konusundaki ciddi şüphelerini ifade ederken Dr. Doshi'ye katılıyor. -Son- teşekkür. Bu çalışma, Medical Veritas International, Inc.'den bir hibe ile nezaketle finanse edildi." (353)
"Aşı şirketleri, mRNA genetik güvenlik bilimini tüketicilerden ve düzenleyicilerden gizliyor.
Pfizer ve Moderna şirketleri ile aşı distribütörü Henry Schein Inc., ihbarcı ve eski AIDS bilimi Schein danışmanı Dr.Leonard G. Horowitz tarafından açılan federal bir davaya göre, devlet satışlarında yapılan milyarlarca dolar lehine mRNA genetik güvenlik risklerinin keşfini gizlemek için başvuruda bulundular. . Horowitz, şirketlerin "aşı kaynaklı viral mutasyonlar yoluyla medeniyetin yok olma riskini taşıyan haksız rekabet ve aldatıcı reklamlardan suçlu olduğunu" iddia ediyor. Sanıkların “yeni” mRNA aşılarının ardından doktorun doğru bir şekilde tahmin ettiği gibi, küresel olarak birden fazla mutant ortaya çıkıyor. İlk mutantlar, Pfizer'in Birleşik Krallık'ta toplu aşılama kampanyasının başlamasından iki haftadan kısa bir süre sonra rapor edildi.
Doktorun davası, bu "genetik terapilerin", AIDS bilimi tarafından keşfedilen çok sayıda başak proteinini çoğaltarak "yüklerini" sağladığını açıklıyor. Üretilen “antijenler”, DNA işlevine açılan kapının kilidini açan anahtarlar gibi insan hücrelerine bağlanır. Bozulmuş DNA daha sonra aynı anahtar giriş proteinlerinden daha fazlasını yapar. AIDS virüsü genleri taşıdığı kanıtlanan bu sivri uçlu protein zehirleri, şimdi iddiaya göre koruyucu antikorlar ve 'sürü bağışıklığı' üretmek için popülasyonlara yayılıyor. Ama aynı zamanda "aşılı insanlardan yayılan genetik zehirler, içlerindeki diğer bulaşıcı virüslerle birleşiyor ve bu tür eylemler yoluyla pandemiyi mutasyona uğratma ve çoğaltma risklerini kötüleştirmesi" bekleniyor. 21 Şubat 2021'de Rusya'da koronavirüsü, kuş gribi H5N8 ile birleştiren yeni bir mutantın ortaya çıktığı bildirildi. Horowitz, "Bu, medeniyet riskinin hızla arttığını gösteriyor" dedi. "Aşılanmış insanlar havadaki viral antijenleri döktükçe veya yaydıkça, bu genetik riskler herpes, H5N1 ve hatta Ebola gibi diğer virüslerle birleşecektir. Bu, giderek artan sayıda daha ölümcül türü "hiper-silah haline getirecek"." Güney Afrika suşu tam da böyle bir başak proteini içerir. Bu mutasyonun daha ölümcül olduğu bildirildi.
Bu arada doktor, şirketlerin yalnızca "önemli genetik güvenlik çalışmalarını ihmal etmekle ve aşılarını "güvenli" olarak yanlış bir şekilde ilan etmekle" kalmadıklarını, aynı zamanda Pfizer ve Moderna'nın "bu tür keşfi tamamen engellemek için federal mahkemeye başvurduklarını" iddia ediyor. Dr. Horowitz, "Aşı tereddütü" aslında kurumsal kaynaklı bu tür insanlığa yönelik riskleri engelliyor olabilir, dedi. "Bu şirketler servet harcadıkça, keşifleri geciktirdikçe, riskleri gizledikçe ve burada ve başka yerlerde önemli bilimi ihmal ettikçe, aşı tereddütü yetkililerin niyetlerinin aksine artıyor." Horowitz tarafından dile getirilen genetik güvenlik endişelerinin yanı sıra, Pfizer ve Moderna'nın mRNA ürünlerinin etkinliği, British Medical Journal'ın yardımcı editörü Peter Doshi tarafından hararetle tartışılan iki makalede kesin olarak çürütüldü.
Amazon ve Wikipedia'ya göre, Horowitz, AIDS ve bulaşıcı hastalıklar alanında en çok satan kitabı yazan Harvard eğitimli bir halk sağlığı uzmanıdır, Gelişen Virüsler: AIDS ve Ebola—Doğa, Kaza mı, Kasıt mı? Aynı zamanda ödüllü bir film yapımcısı ve rakip anti-viral ve aşı alternatifi markalı OxySilverTM'in öncüsüdür - bir NASA bilim ilerlemesi. Daha sonra karalanmış, sansürlenmiş ve mesleki eğitim ve insani tıp alanındaki kariyerinden mahrum bırakılmıştır. İlaç endüstrisi rakibi olarak görülen Dr. Horowitz, sanıkların pandemiden kâr elde etmeyi planladığını keşfettikten sonra bu davayı açtı. Daha sonra, genetik riskleri göz ardı ederek ve bilerek gizlerken, aşılarının “güvenli” olarak ortak reklamını yaptılar. Horowitz onlara tavsiyede bulunduğunda Schein benzer şekilde AIDS bilimini gizlemişti. Yetkililerinin iddia edilen örtbas etmelerine itiraz etti ve kovuldu. Uzman komisyon üyelerinin %23'ünün sertifikalandırmaya karşı oy kullanmasına rağmen, şüpheli mRNA aşıları FDA tarafından onaylandı. Bir aşı risk analisti ve endüstri rakibi olarak doktor, FDA'nın Acil Kullanım İzni ("EUA") gerekliliklerini ve halkın güvenini ihlal ettiğini savunuyor. "Hızlı takip edilen aşılar EUA'yı ihlal etti, çünkü OxySilverTM dahil olmak üzere antioksidanlar gibi alternatifler mevcuttu ancak bilerek reddedildi. Hidroksiklorokin gibi, OxySilverTM ihmal edildi veya haksız yere reddedildi ve kötü niyetli bir şekilde kötülendi” dedi doktor. Horowitz, "Bunlar tekelci uygulamalar" dedi. “Onlar yasa dışı. Bu ilaç şirketleri tarafından 'düzenleyici yakalama', FDA'nın görevi kötüye kullanmasını en iyi şekilde açıklıyor. Sanıklar Pfizer, Moderna ve Schein, federal dava sulh hakimi Nicholas P. Mizell'e, Horowitz tarafından talep edilen genetik biliminin keşfini durdurmak için önerge sunmak niyetinde olduklarını ve delilleri ve sorumluluklarını sonsuza kadar gizlemek için davayı reddetmek için bir harekette bulunmayı düşündüklerini bildirdiler. İşletmenin talepleri kabul edilirse, acil bilgiler gizli kalacak ve Dr. Horowitz'in şikayetine göre topluma onarılamaz zararlar katlanacak." (....)" (354)
"Lancet Coronavirus bilim sahtekarlığı, biyoterörizmi ortaya koyuyor.
Coronavirus Bilim Sahtekarlığı: Lancet, BiyoTerörizm için Biyolojik Silah Dağıtımının Kanıtını Gizliyor..
Lancet, "dünyanın önde gelen bağımsız genel tıp dergisi" olarak tanıtılıyor. Yine de koronavirüs kapsamı bu 'bağımsızlığa' meydan okuyor. Lancet'in editörleri ve katkıda bulunanlar, "yeni 2019 koronavirüs hastalığı"nın laboratuvarda oluşturulmasına ilişkin "komplo teorilerini" şiddetle kınayarak bağımsız düşünceye karşı tavır aldılar. Sözde bağımsız ve onurlu bir tıp dergisi olmayan The Lancet'in burada incelenen makalesi, laboratuvar virüsünün kökenine dair kanıtları ve bu biyoterörize edici casusluktan sorumlu olanların sahip olduğu güdüleri ve araçları gizleyerek koronavirüs bilimsel sahtekarlığını modelliyor. Bu makale, The Lancet'in bilimsel sahtekarlık modelini ve uygulamasını kanıtlayan bariz eksiklikleri, yanlış beyanları ve çelişkilerini ele almaktadır. Lancet burada, şu anda biyoterörizm için kullanılan koronavirüs biyolojik silahının kökenini ve amacını gizlemek için psikolojik savaş propagandası yürütürken suç ortağı olarak gösteriliyor. Bu makale aynı zamanda The Lancet'in bu "sözde bilim" örneğini yayınlamasıyla çatışan çıkarlarını da ele almaktadır. Burada ve başka yerlerde sunulan açık ve inandırıcı kanıtlar, Derin Devlet 'işletmesindeki' yetkililerin 2019 yeni koronavirüs acil durumunu, ekonomik etkilerini ve jeopolitik sonuçlarını öngördüğünü, planladığını ve yönettiğini, bunların hepsinin bu biyoterörizm ve iddia edilen “komplo teorisiyle bağlantılı olduğunu ve beklediğini kanıtlıyor. ”
(.....) (2) Salgında kullanılan "araçlar", virüsün doğal evrimini değil, laboratuvar biyoteknolojisini kanıtlar.. Aşağıda ayrıntılı olarak açıklandığı gibi, bilimsel raporlar ve kamuoyu bilgisi, 2019 yeni koronavirüsünün bir mutajen olduğunu kanıtlayan genetik belirteçlerin kanıtıdır. Yani virüs genomu, daha ölümcül bir mikrop haline dönüşebilen bir laboratuvarda yaratılan mutasyona uğramış bir biyolojik silahla tutarlı. 2019 yeni suşu, AIDS virüsünün (HIV-1, gag, gp120 spike protein) eklerinin yanı sıra SARS gen dizilerini içerir. Yetkililerin genellikle reddettiği HIV ve SARS genleri olan bu "sigara silahları" genlerinin dahil edilmesi, doğal olmayan virüsü inceler ve zararlı genetik kodunu konakçı hücrelere (yani insan kurbanlar) enjekte etmesini sağlar. Ayrıca, bireylerin bu vebadan muzdarip olduğu şiddetli psikososyal stres ve kişisel sıkıntıyı morbidite ve mortaliteyi artırmanın bir yolu olarak düşünün. Bu faktörler viral enfeksiyonlara duyarlılığı ve bunların DNA, kanser gelişimi (yani karsinojenez) ve gecikmiş iyileşmeler üzerindeki zararlı etkilerini arttırır.
Tanıtım.. 19 Şubat 2020'de The Lancet, salgınla ilgili "komplo teorilerini" kınayan yirmi yedi yazardan eşi görülmemiş bir "yazışma" yayınladı. Bu muhabirler şunları yazdı: “Bu salgınla ilgili verilerin hızlı, açık ve şeffaf paylaşımı, şimdi kökenleri hakkındaki söylentiler ve yanlış bilgilerle tehdit ediliyor. COVID-19'un doğal bir kökeni olmadığını öne süren komplo teorilerini şiddetle kınamak için bir aradayız. Birden fazla ülkeden bilim adamları, neden olan ajan olan şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2'nin (SARS-CoV-2) genomlarını yayınladı ve analiz etti." Ayrıca, Lancet muhabirleri şu iddialarını desteklemek için “ABD Ulusal Bilim, Mühendislik ve Tıp Akademileri başkanlarından ve temsil ettikleri bilimsel topluluklardan gelen bir mektuptan” alıntı yaptılar: “Komplo teorileri, bu virüse karşı mücadelede küresel işbirliğimizi tehlikeye atan korku, söylentiler ve önyargı yaratmaktan başka bir şey yapmıyor. DSÖ Genel Direktörünün yanlış bilgi ve varsayımlar üzerinde bilimsel kanıtları ve birliği teşvik etme çağrısını destekliyoruz.”
The Lancet bu kınamayı yayınlarken, bir komployu kanıtlayan önemli bilimsel kanıtları pervasızca ihmal etti, çünkü:
(a) "yeni" 2019 koronavirüsü (COVID-19), HIV-1'in yanı sıra SARS'tan gelen gen dizilerini içerir ve bu önemli gerçeklerin gizlenmesi, acil bilimi sansürlemek için bilimsel sahtekarlık ve komplo olduğunu kanıtlar; ve
(b) Tüm gerçekler bir arada düşünüldüğünde biyoterörizm için komplo unsurlarının yerine getirilmesi.
Kanıtlarda yer alan mahkum edici gerçekler şunları içerir:
-(i) salgın için jeopolitik ve ekonomik değerler, güdüler ve teşvikler;
-(ii) mantıksız ve pervasız ihmaller, yanlış beyanlar ve çelişkilerle dolu medyanın genel tepkisi; ve
-(iii) Derin Devletin pandemi öncesindeki güdüleri ve öngörücü programlaması.
Lancet muhabirleri, COVID-19'un doğal olmayan laboratuvar kaynağına göre oldukça kararsız olan bir "mutajenik" "rekombinant" virüs olduğunu kanıtlayan tüm yukarıdakileri ihmal etti. (Bu nedenlerle, söz konusu virüs daha tam olarak n-2019 CoV/SARS/HIV-1 biyolojik silahı olarak adlandırılabilir.) Moleküler biyoloji ve virolojide, birbirine eklenmiş "yeni" laboratuvar virüslerinin, bin yılda gelişen virüslere kıyasla önemli ölçüde daha kararsız olduğu yaygın olarak bilinmektedir. Yeni mikroplar, kabul edilen zoonotik bilime göre türleri daha kolay atlayabilen daha ölümcül suşlara daha kolay mutasyona uğrar.
Wimmer et. al. on yıl önce, insan endojen retrovirüs HIV cpz [AIDS virüsü öncüsü] ve SARS benzeri koronavirüsü içeren RNA virüslerinin artan risklerle "kimyasal olarak sentezlendiği" "Sentetik virüsler: viral hastalığı anlamak ve önlemek için yeni bir fırsat" başlıklı makalede yayınlandı. Biyoteknolojiyi geliştirmedeki ticari çıkarları nedeniyle reddedildi. Akademik ve finansal ödüller için halk sağlığı ve güvenliğini hiçe sayan bu bilim adamlarından alıntı yaparak: "Çeşitli hücre tiplerinde atadan kalma retrovirüsün bulaşıcılığı. . . son derece düşüktü, bu da bir dereceye kadar eski bir insan bulaşıcı virüsünü canlandırmanın doğası gereği riskli olduğu endişelerini ortadan kaldırdı.”
"Yirmi yıl önce, SARS'ın çapraz enfektivitesini yöneten kesin moleküler biyolojiyi ve insan bulaşmalarını ve mutajenik koronavirüs biyolojik silah işlevlerine duyarlılığı sağlayan AIDS virüsü bağlanma mekanizmalarını izole etmek için çalışmalar devam ediyordu."
Coronavirus Laboratuvar Mutasyonları: Genetik Olarak Tasarlanmış Bir Biyolojik Silahın Gizli Kanıtı..
Pradhan et. al. başlangıçta bilim insanlarına n2019-CoV ile mücadelede yardımcı olmak için çevrimiçi olarak yayınlandı, daha sonra şüpheli bir şekilde sansürlendi. Çalışmaları, “2019-nCoV spike proteinindeki benzersiz eklerin HIV-1 gp120 ve Gag ile esrarengiz benzerliğini” gösteriyordu. Bu belirlemenin Pradhan ve diğerleri tarafından sansürü. al. SARS koronavirüsüne bağlı kesin AIDS virüsü zarf geninin dolaşımda olduğunu kanıtlıyor, aynen Wimmer et. al. “İkili kullanım” kârı ve bilim için “kimyasal olarak sentezlendiğinin” müjdelenmesi, ticari/endüstriyel/Derin Devlet biyoterörizminin güçlü bir kanıtıdır. Bu gerçekler, bilim camiasına, sabotajcıların bu doğal olmayan salgını başlattığına dair bir "suçluluk karinesi" ile birlikte bir kamu görevi yüklemektedir. “Çıkımın temelini oluşturan davranış delildir. Sessizlik genellikle en ikna edici karakterin kanıtıdır” diye yazdı Yüksek Mahkeme Yargıcı Louis Brandeis, Birleşik Devletler ex rel. Bilokumsky - Tod, 263 ABD 149 – Yüksek Mahkeme 1923. Lancet'in bahsi geçen sansürü ve "sessizliği", ayrıca Pradhan et. al. Çalışma, 'sahte haber' medya ve bilim dergilerinde biyoterörizm için bir biyolojik silah üretmek, dağıtmak ve tanıtmak için bir komplo olduğunu kanıtlıyor. Bu sağduyu sonucunu ihmal etmek, başlı başına “en ikna edici karakterin” kanıtıdır. Pradhan et. al.'ın IBM'e bağlı dokuz bilim insanından oluşan grubu, yeni koronavirüsün türleri, özellikle CD4 beyaz kan hücresi zarı reseptörleri yoluyla insanlara atlamasına olanak tanıyan bağlantı aparatının reddedilemez olduğunu kaydetti. Hindistan merkezli bilim adamları şu sonuca varmışlardır:
"2019-nCoV'de, tümü HIV-1'in temel yapısal proteinlerindeki amino asit kalıntılarına özdeşlik/benzerlik gösteren 4 benzersiz ekin bulunması, doğada tesadüfi olması muhtemel değildir."
Başka bir deyişle, COVID-19 şüphesiz bir laboratuvar virüsüdür ve ana akım medyanın bu gerçeği gizlemesi, biyoterörizmi yönetmek için kötüye kullanılan bir “psikolojik operasyon”dur (yani PSİKOP). Saygın bilim adamları tarafından yayınlanan yukarıda belirtilen gerçekler, COVID-19'un biyoterörizm için serbest bırakılan laboratuvar virüsü kaynaklı oldukça dengesiz bir mutajen olduğu varsayımını desteklemektedir. Eldeki kanıtlar göz önüne alındığında, başka hiçbir makul varsayımda bulunulamaz veya bir sonuca varılamaz. 'Ayırıcı tanı', Derin Devlet küreselci komplosunu içeriyor. Ayrıca, Derin Devletin küresel nüfus azalmasını destekleyen değeri ve hedefleri göz önüne alındığında, bu pandemi sahte de olsa parlak bir mazeret sunuyor. Aldatma ajanları, biyoterörizmi kanıtlayan hayati gerçekleri hileli bir şekilde gizleyerek aklanır. Biyolojik suçlarını, suçu doğaya yükleyebilecek ve kötüleşen (daha ölümcül) bir salgına dönüşebilecek, oldukça dengesiz mutasyona uğramış bir virüs kullanarak gerçekleştirirler. Nüfusun azalması hedefine uygun olarak, virüsün H5N1 – “Çin kuş gribi” gibi daha ölümcül dolaşımdaki virüslerden diğer gen dizilerini alması muhtemeldir. Bu biyosuç, Prof Roujian Lu et. al., ayrıca 30 Ocak 2020'de The Lancet'te yayınlandı. Bu Çinli yetkililer, "2019-nCoV'nin, 2018'de Zhoushan'da toplanan, yarasa kaynaklı ciddi akut solunum sendromu (SARS) benzeri iki koronavirüs, bat-SL-CoVZC45 ve bat-SL-CoVZXC21 ile yakından ilişkili (%88 özdeşlik ile) olduğunu tespit etti". , doğu Çin.” Başka bir deyişle, COVID-19, daha şiddetli solunum yolu patolojisini almak ve oluşturmak için bir mutajen olarak tasarlanmıştır."
n-2019 CoV/SARS/HIV-1 içinde SARS homolojisini kanıtlayan bu bulgular, Hou et. al., 2010 yılında Archives of Virology'de yayınlandı. Bu araştırma ve hatta Li et. al., 2003 yılında Nature'da bildirilen, “anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2 molekülleri)” olarak adlandırılan molekülün, insanlara bulaşabilen “SARS-CoV için fonksiyonel bir reseptör” olduğunu göstermiştir. Bu ACE2, bazı yarasaların, M. daubentoni ve R. sinicus'un kanında bulundu ve insanlara "SARS-CoV bulaşmasına duyarlı olması muhtemel" ve "SARS-CoV progenitörünün doğal konağı olmaya aday olabilir" virüsler." Başka bir deyişle, yaklaşık yirmi yıl önce, "SARS'ın çapraz enfektivitesini yöneten kesin moleküler biyolojiyi ve insan bulaşmalarını ve mutajenik koronavirüs biyolojik silah işlevlerine duyarlılığı sağlayan AIDS virüsü bağlanma mekanizmalarını izole etmek için çalışmalar yapılıyordu." En önemlisi, The Lancet muhabirlerinin 27 ortak yazarın yanlışlıkla 2019-nCoV'nin laboratuvar kaynaklı bir "doğal" olduğunu varsaydığı "komplo teorilerine" muhalefeti, Prof Roujian Lu ve diğerleri tarafından güncellenen bu önceki çalışmalar. al., The Lancet'te "yarasaların bu virüsün orijinal konakçısı olabileceğine" dair kanıtlar var, ancak yarasa virüsü daha zararlı hale gelmek için bir laboratuarda mutasyona uğradı. Bu yazar tarafından daha önce yayınlandığı gibi, HIV/AIDS ve Ebola virüsleri için bu tür biyolojik silah mutasyonu araştırma ve geliştirme için emsal mevcuttur.
Adli Epidemiyoloji: Biyosuçları Doğrulayan Kanıtlar..
Wuhan BSL4 biyolojik silah laboratuvarının deniz ürünleri pazarının varsayılan salgın noktasına 20 mil yakınlığı makul endişeleri ve varsayımları artırdı. Kasıtlı salıvermenin komplo teorisini doğrulayan Lu et. al., salgının "doğal" kaynağının Wuhan BSL4 biyolojik silah laboratuvarı değil, Wuhan deniz ürünleri pazarı olsa bile, "deniz ürünleri pazarında satılan bir hayvan . . . doğal bir rezervuar türü değil, bir ara konakçıyı temsil edebilir. Bu da teşhisi zorlaştırıyor ve piyasada yalnızca yarasalardan 'kaynaklanmış' olabilecek veya olmayabilecek bir laboratuvar mutantının kanıtlarını birleştiriyor." Bir yarasa koronavirüsü, Wuhan'ın tesisinden başka bir laboratuvarda tasarlanmış olabilir. Böyle bir virüs, Wuhan BSL4 laboratuvarına teslim edilmiş olabilir veya basitçe piyasaya sürülebilirdi. Çinliler daha sonra siyasi etki için her iki şekilde de suçlanabilir. Çeşitli türlerin yer aldığı gıda pazarı, virüsün gerçek kaynağı hakkında kafa karışıklığı ve dezenformasyon oluşturmak için de ideal bir yer. Bu karışıklık, biyoterörizmin hedeflerini arttırır ve biyolojik silahı, insanlar ve evcil hayvanları gibi çeşitli konakçıları enfekte etmek için daha mutajenik hale getirmekle tutarlıdır.
Lancet'in Çatışan Çıkarları..
Toplum ve bilim dünyası, The Lancet'in gelişen koronavirüs pandemisinde biyoterörizmin makul komplo teorisini kınamasını en iyi nasıl açıklayabilir? Sahiplerinin ve işletmecilerinin çatışan çıkarlarına göre. Bahsedildiği gibi, tüm biyoterörizm eylemlerinin altında ticari ve siyasi saiklerin yattığı yaygın olarak bilinmektedir. Ve bu gerçek, ana akım medyanın devam eden koronavirüs pandemisine ilişkin kapsamıyla iyi bir şekilde temsil edilmekte ve sağlam bir şekilde kanıtlanmaktadır. Bu tür bir kapsama, ihmaller, yanlış beyanlar ve sapmalar tarafından rahatsız edilmektedir. Lancet de benzer şekilde, "COVID-19'un doğal bir kökeni olmadığını öne süren komplo teorilerini şiddetle kınayarak" kendi çatışan çıkarlarından uzaklaştı. Lancet, muhabirlerin birincil amacının uluslararası bilim camiasının yararına "şeffaf" bir şekilde veri paylaşmak olduğunu yanlış bir şekilde belirtti. Aksine The Lancet, bilerek ve pervasızca derginin kendi çatışan çıkarlarını gizledi; ve komploda suç ortaklığı. Hukukta, bu kasıtlı gizlemeye "bilim adamı" denir - suç niyetini tesis eden bilme eylemi. Lancet'in siyasi ve ekonomik bağlantıları, derginin bilimini ve itibarını lekeliyor. Lancet, kendisini “bağımsız bir dergi” olarak tanıtmıştır. Yine de, RELX plc'ye ("Rel-ex" olarak telaffuz edilir) ait ana şirketler olan Elsevier Reed International PLC tarafından yönetilmektedir. Bu gerçek, The Lancet'in "bağımsız" olduğu iddiasına karşı çıkmaktadır. "Neyden bağımsız? Kesinlikle kurumsal etki veya yayın önyargısı değil.
Lancet, ortaya çıkan, planlanan ve öngörülen pandeminin jeopolitik ve ekonomik sonuçlarından yararlanmak için konumlanmış şirketler ve endüstrilerdeki çok uluslu kurumsal hissedarlar ve yatırımcılar tarafından ezici bir şekilde etkileniyor. Bu nedenle, Lancet'in genetiği hileli bir şekilde gizlemesi ve kendi çatışan çıkarları, koronavirüs komplo teorisyenlerini mahkum ederken, COVID-19-SARS/HIV-1 Wuhan 'Olay 201'de “kriz kapitalizmi” ve suç ortaklığı görünümü veriyor. biyosuç. Bilim adamları, tıp uzmanları ve akademisyenler, BlackRock Investment Management, Capital Research & Management, Goldman Sachs ve Lancet'i kontrol eden ve pandemiden finansal olarak yararlanan diğer birçok kapitalist şirketlerin bariz etkisini görmezden mi gelecekler? Lancet'in patlayan sağlık maliyetlerinden, enfeksiyon kontrol endüstrisi faydalarından ve genişleyen karantinalarla bağlantılı askeri dayatmalardan açıkça kazanç sağlayan özel çıkarlar koalisyonunu görmezden mi geleceğiz? Hava yolculuğu ve turizm endüstrilerine verilen zararın biyoteknoloji, ilaç, askeri savunma, iletişim endüstrileri ve diğer fayda sağlayan sektörlerdeki kazanımların gölgesinde kalmadığını mı varsaymalıyız? Lancet'in çatışan çıkarlarının esaslı bir şekilde gizlenmesinin ötesinde, bu gerçekleri göz ardı etmek herhangi biri için sorumsuzca sorumsuzluk olur. Bu önyargıyı daha ayrıntılı olarak inceleyen The Lancet, örneğin RELX'in önde gelen yatırımcısı Capital Research and Management Company tarafından finanse edilmektedir. Bu, Morgan Stanley satış literatürüne göre, bir Delaware şirketi olan Capital Group Companies, Inc.'in tamamına sahip olduğu bir yan kuruluştur. Capital Group, "yönetimi altındaki 2 trilyon doları aşan varlıkla dünyanın en eski ve en büyük yatırım yönetimi organizasyonları arasında yer alıyor." Capital Group'un reklamlarına göre, ABD, Avrupa ve Asya'da yerleşik dünyanın en büyük şirketlerinden bazıları da dahil olmak üzere "şirketin 450 ortağı", her biri sağlık ve hastalık müdahalesine yoğun bir şekilde yatırım yaptı.
Bu nedenle, Lancet'in COVID-19-SARS/HIV-1 pandemisinde çatışan çıkarları ve ticari ve siyasi etkisi varsayılmalıdır. Başka bir şey varsaymak mantıksız ve sorumsuz olurdu. Bu salgının, büyük ölçüde Çin'in dünya piyasaları üzerindeki etkisine atfedilebilen, başarısız bir küresel ekonominin ortasında, Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) “küresel, bölgesel ve endüstri gündemlerini şekillendirmedeki” çıkarlarını desteklemek için mükemmel bir zamanlama olmadan tesadüfen meydana geldiğini kabul edelim mi? ? Lancet'in çatışan çıkarlarının bu kanıtına süper güçlerin zayıf Doğu-Batı siyasi ilişkilerini ekleyin. Daha önce de belirtildiği gibi, insanları Çin hükümetine karşı biyolojik olarak terörize etmenin altında siyasi ve finansal nedenler var. Lancet'in mali ve siyasi çatışan çıkarları, bu ekonomik casusluk ve biyosuçtan yararlananlarla bağlantılıdır. 18 Ekim 2019'da düzenlenen "Event 201" koronavirüs hazırlık konferansının sponsorları, The Lancet ve muhabirleri ile ittifak halindedir. Bu benzeri görülmemiş “Event 201”, Dünya Ekonomik Forumu, Bill & Melinda Gates Vakfı ve Johns Hopkins Üniversitesi tarafından ortaklaşa desteklendi. Bu Olaydan birkaç hafta önce, Wuhan BSL4'ün önde gelen Çin biyolojik silah laboratuvarı yakınında şüpheli bir şekilde ortaya çıkan ilk COVID-19-SARS/HIV-1 vakaları yaşandı. Daha sonra Çinli taşıyıcılarla bilinen herhangi bir teması olmadan koronavirüs hastalığına “yakalanan” İranlı yetkililer de siyasi niyet, biyoterörizm ve biyosuç olduğunu kanıtlıyor. "Koronavirüs, 80 milyonluk ülke, en azından kısmen İran'ın petrol satma ve uluslararası bankacılık yapma kabiliyetini boğan Amerikan yaptırımlarına atfedilebilecek en ciddi ekonomik sorunlarından muzdarip olduğu için İran'ı vurdu." Yukarıda bahsedilen gerçekler, büyük ölçüde ortak bir medya tarafından yönetilen evrensel olarak kabul edilen biyoterörizm hedefleriyle tutarlıdır.
Lancet İkna: Coronavirüs Laboratuvarı Rezervuarını İhmal Eden ve Yanlış Tanıtan "Bilim" Kültü.
Lancet ayrıca, “derginin kapsamının uluslararası odaklı olduğunu ve insan sağlığının tüm yönlerini kapsadığını” ilan eder. Ancak psikolojik savaşın toplum üzerindeki etkileri The Lancet'in pervasız haberlerinde eksik görünüyor. The Lancet muhabirleri, “Biz 2019 yeni koronavirüs hastalığının (COVID-19) ortaya çıkışını yakından takip eden ve bunun küresel sağlık ve esenlik üzerindeki etkisinden derin endişe duyan halk sağlığı bilimcileriyiz” diye yazdı. “Özellikle Çin'deki bilim adamları, halk sağlığı uzmanları ve tıp uzmanlarının bu salgının arkasındaki patojeni hızla belirlemek için özenle ve etkili bir şekilde çalıştıklarını, etkisini azaltmak için önemli önlemler aldıklarını ve sonuçlarını şeffaf bir şekilde paylaştıklarını izledik. küresel sağlık topluluğu ile Bu çaba takdire şayan.” Aksine, Lancet'in kült benzeri propagandası, yıllar içinde The Lancet'e yayınlanmamış yorumlar sunan bu yazar veya şeffaf olduğu için kovuşturulan ve kovuşturulan Çin'deki Dr. Li Wenliang gibi kült olmayan üyelerin yaygın sansürünü ihmal eder. küresel sağlık topluluğu ile Lancet'in 27 muhabiri, Çin hükümet yetkilileri tarafından haksız yere tutuklandıktan sonra muhtemelen koronavirüs enfeksiyonundan ölen Dr. Li Wenliang'ın kahramanlığını ihmal etti. Wenliang, “30 Aralık 2019'da WeChat grubu Wuhan Üniversitesi klinik '04'ündeki Huanan meyve ve deniz ürünleri pazarındaki 7 SARS vakasını” tespit eden ilk doktordu. The Guardian, bu yazar gibi Dr. Wenliang'ın da “muhalefeti susturmak veya ezmek için tasarlanmış bir sistemde hükümeti ele geçirmeye istekli olduğunu” belirtti. Pandeminin komplocu ortaya çıkışını siyasi, ekonomik ve genetik gerçekliklerin en makul ve en iyi bilinen bağlamında cesurca ve görev bilinciyle gören halk sağlığı bilimci dostlarını karalayan Lancet kült muhabirleri ne kadar farklı? The Lancet'in sahte bilim kültünün bu duyarlı kınamasını destekleyecek başka birçok gerçek var. Örneğin, deniz ürünleri pazarının Çin'deki BSL 4 laboratuvarından 20 mil uzakta olduğu 11 milyonluk bir şehirde, salgın meydana gelirse, Li Wenliang dışındaki doktorların Wuhan laboratuvarına daha yakın çalışan doktorların benzer vakalar görmediklerini varsaymak mantıksızdır. laboratuvardan. The Lancet kült muhabirlerinin iddia ettiği bu "özenli" ve "şeffaf" raporlar nerede? İhmal edilmiş.
Biyosuç İşlemini Sağlayan Bir İhmal Modeli ve Uygulaması
Zeki bilim adamları, bir biyolojik suçun bariz kanıtlarını ihmal etmezler. Burada, örneğin, Wuhan laboratuvarına daha yakın diğer doktorlar sansürlendiyse veya yeni solunum yolu hastalığını bildirmekten korktuysa, bu, pazarda veya çevresinde bildirilen 7 vaka kümesini hesaba katmaz. Bir kişiden diğerine yayılan enfeksiyonun 2 haftalık kuluçka süresi, bir Wuhan laboratuvar salgınına meydan okuyor. Başka bir deyişle, virüs Aralık 2019'un başında şüphelenildiği gibi Wuhan laboratuvarından çıkmış olsaydı, diğer kümeler Çinli doktorlar ve bilim adamları tarafından "çalışkan" ve "şeffaf" raporlarla bilinir hale getirilecekti. Lancet'in 27 muhabiri, Wuhan laboratuvarından bağımsız olarak piyasada meydana gelen 2019 nCOV biyolojik silahının en olası salınımını ihmal etti. Lancet muhabirleri, Batı medyasının pandemiyi siyasallaştırmasını ve Çinli yetkilileri vebadaki rolleri nedeniyle kınamasını da ihmal etti. Lancet'in muhabirleri, biyolojik silahın piyasada serbest bırakıldığı, ancak Çin hükümeti tarafından kendi dezavantajına ve ekonomik zararına değil, sağduyulu sonucu ihmal ettiler. Lancet muhabirleri, "radikal sağ"ın Derin Devletin çok uluslu şirket çıkarlarını temsil eden "sahte haber" medyası olarak adlandırdığı şeyi suçlayan yaygın uluslararası medya sansürünü ihmal ettiler. Bu gerçekler, koronavirüs biliminin ve sağduyunun bastırılmasını destekler. Aşı risklerinde olduğu gibi, sansür, ticari ve politik avantaj için halkın sağlık ve güvenliğini göz ardı etme modelinin ve uygulamasının bir parçasıdır. Bu motifler, laboratuvar araçları, bilimsel kanıtlar üzerinde oynama ve medya sansürü, 27 muhabir tarafından ihmal edilen 2019 koronavirüs biyoterörizmini karakterize ediyor. The Lancet muhabirleri, şu anda laboratuvar virüsü salgınından ortaya çıkan bilimsel, politik ve ekonomik gerçekleri yansıtan Event 201 koronavirüs 'tahmini programlama' konferansını miyop bir şekilde göz ardı ettiler.
Lancet muhabirleri davranış bilimini de ihmal ettiler, özellikle komplonun psiko-sosyal etkilerini. Daha fazla ikiyüzlülüğü kanıtlayan The Lancet, 2017'de Alexander MacFarland tarafından, savaşın psikolojik etkilerinin (örneğin biyolojik savaşın) dikkate alındığı bir makale yayınladı. MacFarland şöyle yazdı: “Çatışmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan psikolojik yaralanmaların kapsamlı belgeleri. . . bu morbiditenin nasıl en aza indirilebileceğini ve önlenebileceğini belirlemeye yönelik hayati ihtiyacı vurgulamaktadır.” The Lancet'e katkıda bulunanlar, 2019 CoV biyoterörizmini en aza indirmek ve önlemek yerine, Derin Devlet komplosundan kaynaklanan artan hastalık ve ölüm oranlarına kasten körlük veya pervasız ihmal yoluyla yardım ve yataklık ediyor. “Bu bildiriyi, COVID-19 salgınının meydan okuması sırasında hayat kurtarmaya ve küresel sağlığı korumaya devam eden Çin'deki tüm bilim adamları ve sağlık profesyonelleriyle dayanışma içinde imzalıyoruz. Bu yeni viral tehdide karşı Çinli meslektaşlarımız en önde olmak üzere bu işte hep birlikteyiz.”
Gösterişli hokkabazlık. Böyle bir "sözde bilim" The Lancet'i gözden düşürür ve tüm bilimi utandırır.
Çin'deki Salgın Misilleme Biyoterörizmi miydi? Yukarıda belirtilen veriler ve endişeler göz önüne alındığında, Wuhan'daki kasıtlı salıverme komplo teorisi en makul ve sorumlu olanıdır, çünkü “12 Aralık 2019'da başlayan salgın”, Çinli yetkililerin “en dikkate değer . . . ilaç sektörüyle ilgili sosyal kaygıları takiben Çin'in ilaç değerlendirme ve onay sisteminde reformlar. ” Wuhan koronavirüs salgınının misilleme olarak göründüğü Çin hükümet reformları, yeni bir "Yeni İlaç İdaresi Yasası'nın bir parçası olan Aşı İdaresi Yasası, "pazarlama izni sahiplerinin" (MAH'ler) "ilacın ömrü boyunca güvenliğini ve etkinliğini sağlamasını" ve "başkalarını aşı üretmeye emanet etmemesini" gerektiren daha katı düzenlemeler getiriyor. Ticari danışmanlara göre, “Yeni Kanun, ilaç endüstrisinde köklü bir değişikliği işaret ediyor. Yeni sistemler”, Big Pharma'nın “ilaç pazarlama ruhsat sahibi sistemi, ilaç izlenebilirlik sistemi, ilk hesap verebilirlik sistemi, değerlendirme ve onay sisteminin yeniliği, ilaç perakende franchise operasyonu için birleşik kalite yönetim sistemi ve çevrimiçi ilaç satışı düzenlemelerine [ve aşı endüstrisi prosedürleri] vb.” Ek olarak, yeni yasa MAH'lara bir “ulusal izlenebilirlik platformu . . . aşı üretme, taşıma, depolama ve kullanma sürecinin tamamının izlenebilir olmasını sağlamak; “aşılara yönelik klinik deneyler, ilgili makam tarafından açıkça onaylanmalıdır (düzenli ilaç klinik deneyleri için önerilen zımni izinle karşılaştırıldığında) ve bebekler ve küçük çocuklar klinik deneylere tabi tutulmamalıdır; ve “her bir aşı partisi, satıştan önce ilgili makam tarafından incelenmeli ve onaylanmalıdır”; “aşı MAH'ları zorunlu sorumluluk sigortası satın almalıdır”; ve Batılı hükümetlerin izin verdiği diğer zarar verici programların aksine, aşı yaralanmaları için zarar gören vatandaşlara ödeme yapmak için katı bir tazminat programının MAH'lar tarafından sigortalanması.
Lancet Bilimi Yanlış Tanıtıyor, Sahte Bilim Yayınlıyor ve Morbidite ve Mortaliteyi Artırıyor.
The Lancet muhabirleri tarafından “komplo teorisyenlerini” karalamak için yanlış tanıtılan diğer bilim örnekleri arasında aşağıdaki yanlış beyanlar, ihmaller ve yanılgılar yer alır:
1) The Lancet'in 27 muhabiri Gorbalenya et. al.’nin “Şiddetli akut solunum sendromu ile ilişkili koronavirüs: Türler ve virüsleri – Coronavirüs Çalışma Grubunun bir beyanı” başlıklı yayını. Lancet muhabirleri, bu ilk alıntının “komplo teorilerini” itibarsızlaştırdığı, aslında “pratikte koronavirüslerin türlere nasıl atandığının” “bu kavramın virolojiye genişletilmesinde” “henüz geliştirilmediğini ve kapsamlı bir şekilde test edilmediğini” belirterek komplo teorilerini desteklediğini çıkardı. ”
2) Lancet'in 27 muhabiri, Zhou ve arkadaşlarının Nature'daki "Muhtemel yarasa kaynaklı yeni bir koronavirüs ile ilişkili bir pnömoni salgını" başlıklı yayınını yanlış tanıttı. Burada, yazarlar, 2019 koronavirüsünün belirli bir bölgede varsayılan SARS koronavirüsü orijininden (yani SARSr-CoV'ler) %4 "farklı" olduğunu ve gen ile tutarlı AIDS virüsü eki "spike proteininin" eklenmesini kuvvetle öneriyor. ekleme. Zhou et al. bu yazarın ana endişesini doğru bir şekilde doğruladı. “Virüs insandan insana [ve] arasında daha fazla bulaşıcı hale geliyor gibi görünüyor. . . daha öldürücü olmak için gelişiyor.”
3) Lancet'in 27 muhabiri Lu et. al. The Lancet'te (30 Ocak 2020'de çevrimiçi yayınlandı) 2019 yeni koronavirüsün genomik karakterizasyonu ve epidemiyolojisi: virüs kökenleri ve reseptör bağlanması için çıkarımlar başlıklı yayın. Burada muhabirler, basitçe “2019-nCoV'nin SARS-CoV'den genetik olarak farklı olduğunu ortaya çıkaran” “filogenetik analize” dayanan siyasi, ekonomik, biyoterörizm komplo teorilerini anlamsızca saptırdı ve yanlış bir şekilde reddetti.
Buradaki en dikkat çekici şey, The Lancet editörlerinin HIV-1 ve Ebola virüsü spike proteinlerini laboratuvar mutasyonlu yarasa kaynaklı koronavirüse bağlayan bağlantı aparatındaki “anahtar kalıntıları” sansürlemeyi dayatmasıdır. "Özellikle, homoloji modellemesi, 2019-nCoV'nin, bazı önemli kalıntılardaki amino asit varyasyonuna rağmen, SARS-CoV'ninkine benzer bir reseptör bağlayıcı alan yapısına sahip olduğunu ortaya çıkardı." (Vurgu eklenmiştir.) Burada en dikkat çekici olanı, The Lancet editörlerinin ek a4) “anahtar kalıntıları” sansürlemeyi dayattığı gerçeğidir. al.'nin New England Journal of Medicine yayını "Çin'de Pnömonili Hastalardan Gelen Yeni Bir Coronavirüs, 2019". Bu yayın, bariz laboratuvar virüsü komplo teorisini ele almakta başarısız oldu, ancak basitçe "nCoV, insanları enfekte eden koronavirüsler ailesinin yedinci üyesidir" sonucuna vardı: "koronavirüslerin yüksek prevalansı ve geniş dağılımı, geniş genetik çeşitliliği ve genomlarının sık sık rekombinasyonu ve insan-hayvan arayüz aktivitelerini arttırmak.” Bu nedenle, "yeni koronavirüslerin sık türler arası enfeksiyonlar ve ara sıra yayılma olayları nedeniyle insanlarda periyodik olarak ortaya çıkması muhtemeldir." Bir "yayılma olayı", insanları enfekte etmek ve yayılmakta olan biyoterörizmi oluşturmak için Wuhan pazarında piyasaya sürülen, mutasyona uğramış 2019 nCoV/SARS/HIV-1 biyolojik silahı olan, yarasadan türetilen virüsün yüksek konsantrasyonlu bir şişesini içerebilir. HIV-1 ve Ebola'yı bağlayan paratus virüs spike proteinleri laboratuvarda mutasyona uğramış yarasadan türetilen koronavirüse. "Özellikle, homoloji modellemesi, 2019-nCoV'nin, bazı önemli kalıntılardaki amino asit varyasyonuna rağmen, SARS-CoV'ninkine benzer bir reseptör bağlayıcı alan yapısına sahip olduğunu ortaya çıkardı." (Vurgu eklenmiştir.)
5) Lancet'in 27 muhabiri Ren et. al.’nin “İnsanlarda ciddi pnömoniye neden olan yeni bir koronavirüsün belirlenmesi: tanımlayıcı bir çalışma” başlıklı makalesi. 11 Şubat 2020'de çevrimiçi olarak yayınlanan Chinese Medical Journal'da yayınlandı. Bu rapor, varsayılan koronavirüs biyoterörizmiyle ilgili herhangi bir komplo teorisini reddetmek için hiçbir şey yapmadı. Ren et. al., sadece yukarıda bahsedilen Zhou ve arkadaşlarının Nature'daki yayınını doğruladı. Ren et. al., "geçici reseptör bağlama alanının amino asit dizisinin SARS-CoV'ninkine benzediğini ve bu virüslerin aynı [genelde gizli HIV-1 spike proteini] reseptörünü kullanabileceğini gösterdiğini" buldu.
6) Lancet'in 27 muhabiri Paraskevis D et. al.'nin Infect Genet Evol.2020'deki yayını; (The Lancet'in yayıncısı Elsevier tarafından 29 Ocak'ta çevrimiçi yayınlandı) başlıklı, "Yeni korona virüsünün (2019-nCoV) tam genomlu evrimsel analizi, yakın zamanda gerçekleşen bir rekombinasyon olayının sonucu olarak ortaya çıkma hipotezini reddediyor." Lancet muhabirleri, bu grubun filogenetik kanıtların "insanlarda salgına neden olan kesin varyantı sağlamadığı" yönündeki kararlılığını ihmal ettiler. Bu "varyant", en makul şekilde bir laboratuvar birleştirme prosedürünün sonucudur. Paraskevis et. al. Orijinal yarasa virüsünün laboratuvar mutasyonuna/rekombinasyonuna rağmen, basitçe "2019-nCoV'nin yarasalardan kaynaklandığı hipotezinin çok muhtemel olduğunu" belirledi.
Daha fazla soyulma Paraskevis et. al.'nin güvenilirliği, grubun kendi makalelerinin başlığında, ayrımcı önyargılarını değil, genetik analizlerini ima eden kendi yanlış beyanıdır, "yakın zamanda gerçekleşen bir rekombinasyon olayının bir sonucu olarak ortaya çıkma hipotezini reddeder." Aksine, Paraskevis et. al. “[o]kodon kullanım analizlerine dayanan önceki bir çalışmada [o] 2019-nCoV spike proteininin rekombinasyon yoluyla henüz bilinmeyen bir örneklenmemiş koronavirüsten kaynaklanmış olabileceğini öne süren laboratuvar mutasyonlarının yukarıda belirtilen kanıtlarına meydan okuyan bu önyargılı sonuca dayandırılmıştır. Ji ve diğerleri, 2020). Bu grubun son derece spekülatif tespiti ve HIV-1 başak ek protein geninin dahil edilmesini ihmal etmesi dikkat çekicidir. Bu ihmal, aynı zamanda bu grubun verilerini önyargılı ve yanıltıcı yorumlarının da belirtisidir. Bu gerçekler ve itirazlar, grubun belirlenen farklılıkla ilgili kendi sonucuyla desteklenmektedir: "Bu genomik kısım, virüsün konakçı hücrelere girişinden de sorumlu olan çok işlevli bir proteini kodlayan başak bölgesinin yarısını içerir (Babcock ve diğerleri, 2004; Li ve diğerleri. , 2005b).”
HIV-1 ve AIDS ile ilişkili "sigara tabancası" başak proteininin diğer yarısı ne olacak?
Bu araştırmacılar basitçe şu sonuca vardılar: "2019-nCoV'nin benzersiz genetik özellikleri ve bunların insanlarda virüs özellikleri ve virülansı ile olan potansiyel ilişkisi henüz açıklığa kavuşturulmamıştır." Sonuç olarak, 2019 nCOV/SARS/HIV-1'in laboratuvar virüsünün kökenini yalanlayan hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Wuhan salgınına, yeni biyolojik silahı konuşlandırarak biyoterörizm işlemek için araçlara ve güdülere sahip sabotajcıların neden olduğuna dair komplo teorisini çürüten herhangi bir bilimsel kanıt da yok. Lancet muhabirlerinin ek alıntıları da benzer şekilde bu yazarın "komplo teorisi" ile çelişen herhangi bir kanıt sağlamada kusurludur.
Lancet'in Kült Zihniyeti
Rousselet ve arkadaşlarına göre kültler, “amacı, psikolojik manipülasyon ve baskı stratejileri kullanarak kült üyelerine hükmetmek olan” organize bir grup olarak görülebilir. al., Psikiyatri Araştırması'ndaki “Kült üyeliği: Katılmaya veya ayrılmaya hangi faktörler katkıda bulunur?” başlıklı 2017 raporlarından. Rousselet et. al., “narsisistik baştan çıkarma, Fournier ve Monroy tarafından 1999 yılında tanımlanmıştır (Fournier ve Monroy, 1999). Bu sürecin birçok unsuru vardır: konunun kırılganlığı, grup etkileri, duyguların kullanımı, dış etkilerden kopma, doktrinel öğretimde ilerleme, terfiler ve sorumlulukların atanması.” Bu "birçok unsur", The Lancet'in liderliğinden ve 27 üyenin koronavirüs "komplo teorilerine" karşı çıkan yazışmalarından memnun. Rousselet ve arkadaşlarına göre, pervasız ve zarar verici olsa da, tıbbi-bilimsel bir külte aşılanma süreci. al., “uzun zaman alır, çünkü kendini pekiştirme amacıyla derinlemesine ve çok boyutlu bir çalışma izlenmezse, tam ve anlık bir bağlılığın kalıcı olma şansı zayıftır (Miviludes, 2006). Zaman içinde bu pekiştirme unsuru, koşulları empoze eden özel çıkarların ve eğitimsel/doktrinel mesajların neden olduğu "grup düşüncesinin" yanlış anlamalarını ve inançlarını ve tutumlarını etkin bir şekilde kurumsallaştıran "akademik izleme" ile sağlanır. Tarikat üyelerinin deneyimlerini ve tutumlarını yansıtan, “Mezhep pratiğinin dışındaki boşluk hissi, döngüyü yaratır, ama aynı zamanda onun sonucudur (Duretete ve diğerleri, 2008). Böylece, kişinin hayatını dengeleme yeteneği imkansız hale gelir ve üyeler seçme yeteneklerini kaybeder.” Mevcut kült zihniyeti ve üyeliği vakasını teşhis eden Lancet'in 27 muhabiri, hayatlarını, paralarını ve profesyonel kariyerlerini kültlerine yatırmış, kör grup düşüncesinin ötesinde düşünme yeteneklerini kaybetmiş görünüyorlar. Muhabirler, somut gerçekler, bilimsel kanıtlar ve gerçeklerle birlikte koronavirüsün “doğal” kökenini ihmal ederken, ihmal ederken, hatta yanlış tanıtırken, “akılcılık, kamu görevi ve benlik ve toplum için sorumluluk” sergiliyorlar. Rousselet et. al. uyardı. Koşullanma, insanların neden “fiziksel ve psikolojik bütünlüklerine yönelik tehditlere rağmen” bu tıbbi-bilimsel kültte kaldıklarını en iyi şekilde açıklar (Garand, 2013). Buradaki The Lancet gibi medya, finansal seçkinler veya şirket tarafından kontrol edilen "gölge yöneticiler" için propaganda yürütür. Bu kışkırtıcılar, akademik izleme, hibe finansmanı ve gizli operasyon istihbarat operasyonlarını etkiler. Bu ajanların ve ajansların biyolojik silahla uğraşma geçmişi var. Bunlara takip edilen liderliği sağlayan CIA, NSA ve DARPA dahildir. Aslında, The Lancet'in 27 yorumcusunun tıbbi psikopatolojide "bakım standardını" takip ettiği makul bir şekilde varsayılabilir; SARS için bağışıklığı baskılayan steroidler ve hatta Johnson & Johnson tarafından üretilen ve kültün ticaretiyle uyum sağlamak için bebek pudrasına kanserojen asbest ekleyen 'hızlı izlenen' (kötü test edilmiş) aşılar gibi farmasötik uzmanları tarafından onaylandığı gibi kendilerini topluca zehirlemek . Bu bariz ölümcül risklere ve ahlaki hakaretlere rağmen, “kültün tutuşunun büyüklüğü ve kısıtlamaları göz önüne alındığında”, üyeleri, bilişsel, ayrıştırıcı, uyumsuz, hatta ölümcül sanrılarını sürdürmek için üye olmayanları pervasızca sansürler ve kötüler. Bu amaçla, koşullandırmayı güçlendirmek için The Lancet, "The Lancet dergilerindeki en yeni 2019 yeni koronavirüs hastalığı (COVID-19) içeriğine" erişim sağlayan COVID-19 Kaynak Merkezine bir bağlantı sağlar.
Çözüm..
"İlginç bir hikaye anlatma arayışlarında, bilim adamları sıklıkla verileri tercih ettikleri dünya teorisine uyacak şekilde şekillendirirler. Veya hipotezleri verilerine uyacak şekilde güçlendiriyorlar. Dergi editörleri de adil bir eleştiri payını hak ediyor. The Lancet'in Editörü Richard Horton, 2015'te The Lancet'te, en kötü davranışlara yardım ve yataklık ediyoruz” diye yazmıştı. Garip bir şekilde, Dr. Horton, "kötü araştırma davranışının görünürdeki yaygınlığı [ki bu] endişe vericidir" konusunda oldukça eleştireldir. Belki de Dr. Horton, bu raporda incelenen ve eleştirilen 27 “bilim” akademisyeni tarafından yayınlanan konu koronavirüs yazışmalarını okumadı veya onaylamadı. Olsaydı, belki de Dr. Horton özür dilemeli ya da emekli olmalı. Biyoterörizm ve biyosuçları tanımlayarak, tüm unsurlarının yukarıda belirtilen gerçeklerle tatmin edildiğine dair kaya gibi sağlam kanıtlar sunarak; ve The Lancet'in önde gelen tıbbi sahte bilim ve karşı istihbarat kaynağı olarak Derin Devletle olan gizli çelişkili çıkarlarını ve bağlarını inceledikten sonra, 2019 yeni koronavirüs/SARS/HIV-1 biyolojik silahının bu şantaj girişiminden siyasi amaçlarla çıktığı sonucuna varmak mantıklıdır. , finansal ve ideolojik güdüler. Manşet haberlerin, Wall Street'in hüzünlerinin ve Bill Gates'in nüfusun azalmasına yaptığı yatırımların aksine, 2019 n-COV salgını, Anglo-Amerikan statükosunu ve küresel yöneticileri zenginleştiriyor ve güvence altına alıyor.
Bu makale, The Lancet ve “komplo teorileri”ni ve teorisyenlerini eleştiren 27 tıp bilimi muhabiri tarafından işlenen önemli bilimsel sahtekarlıkları, ihmalleri, yanlış beyanları ve saptırmaları gözden geçirmektedir. Bu eleştirmenler birlikte, hassas, kötü bilgilendirilmiş halka psikososyal manipülasyonlar için zarar verici aldatmacalar empoze eden kült benzeri bir girişime katkıda bulunurken yakalandılar. Bu koronavirüs "karşı istihbarat" kaynaklarının gerçekleri kurgu, kulaktan dolma ve sahte bilimle karıştırdığı gösterildi. Bunu yaparak, bu kötü adamlar, koronavirüs biyoterörizmi yoluyla kârlı küresel nüfus azalmasına yardım ve yataklık ettiler. "Event 201" tahmine dayalı programlamalarını gerçekleştiren, kurumsal yönetici seçkinleri güvence altına alan ve sürdüren The Lancet ve 27 tıp bilimi muhabiri burada birlikte koronavirüs soykırımı, biyoterörizm ve biyosuçun jeopolitiği ve ekonomisine hizmet ederken gösteriliyor. Bu “komplo teorisi”, rakip düşünürleri küçümsemek, görevden almak ve mahrum bırakmak için yayın yapan bir tarikata sahiptir. Biyosuç ve terörizmdeki suç ortakları, yanlış sundukları bilimsel kayıtlarla kanıtlanmıştır.
ABD Hastalık Kontrol Merkezlerine (CDC) göre, teröristler propagandacıları ve biyo-teröristleri içerebilir. “Suçlu eylemlerde bulunuyorlar. . . sorunlara, nedenlere ve ideolojilere dikkat çekmek.” Bu somut olayda, Derin Devlet'in tıp tarikatı, koronavirüs biyoterörizmi ve biyosuçlarına karşı makul ve sorumlu muhalefeti reddetmek için mülkiyetini (The Lancet ve 27 tıp tarikatı muhabiri) kullanıyor. Aslında “komplo teorileri”ni kendi başlarına ele almıyorlar, sadece sert gerçekleri ifşa edenleri ihbarcı olarak yanlış tanıtıyor ve karalıyorlar. Meşru koronavirüs muhbirlerini “komplo teorisyenleri” olarak etkisiz hale getirmeye yönelik bu kampanya, insanları yanılsamalarla ortadan kaldıran bir sihirbaz gibi işlev görüyor. CDC'ye göre, biyoterörize edici saldırganlar, amaçları için tanıtım arar ve üretir. “Daha büyük sembolik anlam ve şok değeri olan hedeflere odaklanmaları muhtemel veya yaygın bir bozulma yaratmaları planlanıyor.” Burada The Lancet, biyosuçta Derin Devlet kohortlarını güvence altına almak ve gizlemek için bilim, viroloji, genetik mühendisliği ve gerçeklik kontrolünde küçük düşürücü muhbirleri hedef aldı. Biyoterörizmdeki bu ortak komplocular, ilerleyen pandemi ve onun sosyal, politik ve finansal etkilerinin kanıtladığı gibi, yaygın bir aksama yaratıyor. CDC, “Teröristler genellikle ulaşım, iletişim, gıda üretimi veya ekonomik kurumları hedef alıyor” dedi. “Terör eylemleri aynı zamanda hükümet de dahil olmak üzere kurumlara olan inancı ve güveni sarsmak için tasarlanmıştır.” Bu unsurların her biri, virüs yanlış "doğal" olarak tanıtılırken, anlık koronavirüs biyoterörizm kampanyasından da memnun. The Lancet muhabirlerine göre, okuyucuların COVID-19-SARS/HIV-1'in "doğadan" geldiğini iddia eden Batılı tıbbi bilim kurumlarına inanmaları gerekiyor. Laboratuvar virüsünün kökenini ve 'yarasa virüsü' salgınının şüpheli 'evrimini' kanıtlayan bilim adamlarını küçümsememiz gerekiyor. Burada incelenen gerçeklere ve tıp bilimine dayanarak, Lancet muhabirleri tıp biliminin bütünlüğüne olan inancı ve güveni kesinlikle baltalamaktadır ve CDC gibi devlet kurumları bu biyosuçta suç ortaklığı yapmaktadır. (....)" (355)
* Dünya nüfusunu azaltma projeleri..
* Dünya nüfusu gerçekten azaltılıyor mu? Covid aşılarının bundaki rolü ne?
Devletler, covid aşılarını "nüfus planlaması" vb olarak bilerek/bilmeden kullanı(lı)yor olabilir mi?
** 1994 yılında yayınlanan bir araştırmada (Dünya nüfusunun geleceği) makalede, bir Ekolojist'in, "doğa ile dengede olmak ve yüksek yaşam kalitesini sürdürmek için" (dünya nüfusundan) 1-2 milyar insanın azaltılmasını savunduğu" dile getiriliyordu. Acaba bu öngörü günümüz için mi yoksa 2100 için mi? Çünkü,2100 için yapılan bir öngörüde de dünya nüfusunun en az 2 milyar azalacağına dair araştırma da yapılmıştı.. Hatta öyle ki yine 90'lı yıllarda yapılan bir araştırmada da "dünya nüfusunun azaltılması" için "nüfus planlaması" adı altında "doğrum kontrol aşısı"nın da ufukta olduğu dile getiriliyordu..Acaba "bu aşı,covid aşısı olabilir mi? Kimseye çaktırmadan.." :) Araştırdıkça herşey garipleşmeye ve tüm taşlar gediğine oturmaya başlıyor..
Kişisel tahminim, özellikle de günümüzde (yani 1994-2023/2025) arası için olabilir..Çünkü,covid denen bir salgın ile birlikte aşıları da türedi ve her ikisinden de çok sayıda insanlar ölmeye başladı..Ve salgın ve aşılamalar devam ettiği için de, tahminimize göre "2023 /2025 yılına kadar dünya nüfusu en azından 1 milyar azalabilir" diye düşünüyoruz..Hatta azalmış bile olabilir,çünkü bu konuda hemen herşey, tüm gerçekler gizleniyor,saklanılıyor.. Aşı sonrası ölüm ve yaralanmalarla ilgili bilgiler gizlendiği gibi aşılara da hiç toz kondurtmuyorlar.. Aşıları kurtarıcı olarak gösteriyorlar ama yaşananlara bakılırsa,bu aşılar kurtarıcılıktan daha çok "öldürücü ve yok edici" bir özelliğe sahip olduğu görülüyor.. Ve konuyla ilgili diğer araştırma ve haber ve makaleleri de okuyabilirsiniz..
"Dünya nüfusunun geleceği.
Soyut.. PIP: Gelecekteki nüfus eğilimlerinin analizi, demografik faktörler ve insan haklarına, sosyo-ekonomik kalkınmaya ve küresel karşılıklı bağımlılığa verilen öncelik hakkındaki temel varsayımlara bağlı olarak, bölgesel bir sürekli büyüme modelini ortaya koymaktadır. Gelişmekte olan ülkeler dünya nüfus artışının %85-87'sini oluşturacak ve en hızlı artış Afrika'da gerçekleşecek. Optimum nüfus büyüklüğü tartışmalıdır. Ekolojist, doğa ile dengede olmak ve yüksek yaşam kalitesini sürdürmek için 1-2 milyar insanın azaltılmasını savunuyor. Hızlı ancak makul bir doğurganlık düşüşü, 2070 yılına kadar 10 milyarlık bir nüfusla sonuçlanacaktır. Mümkün olan en düşük BM projeksiyonu 8 milyardır.
1-2 milyarlık bir dünya nüfusu, şiddetli ölüm artışları ve doğurganlık düşüşleri olmadan mümkün olmazdı. Nüfus kontrolü oldukça yüklü ve karmaşık bir konudur; feministler çevresel bozulmanın sorumluluğunu kadınların aşırı doğurganlığına yüklemek üzere değiller. BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ruhu, kadınların toplum hakları için baskıya maruz kalmaktansa, aile büyüklüğünü kişisel bütünlük ve özgürlükle belirleme hakkına sahip olmalarıdır. Aile planlaması, istenen aile büyüklüğü hedefine ulaşmak için gerekli bir bileşendir. Sosyoekonomik kalkınma ve küresel karşılıklı bağımlılıklar dikkate alınmadan, insan hakları savunularak yaşam kalitesi zayıflayabilir. Küresel ekonomik koşullar, siyasi krizler ve çevresel bozulma, en iyi ulusal kalkınma çabalarını bile baltalayabilir. Önümüzdeki en zor görev, öncelikleri belirlemek ve bir fikir birliği oluşturmaktır. İnsan hakları, sosyo-ekonomik koşullar ve küresel karşılıklı bağımlılıklar, karşılıklı yarar sağlayacak şekilde yerine getirilmelidir. Ulusal ve küresel hedefler çatıştığında, bir uzlaşmaya varılmalıdır. Birçok bilinmeyen var. Buradaki zorluk, "dünya iklim koşullarını stabilize edecek, ekonomik kalkınmayı teşvik edecek, yaşam kalitesini artıracak ve insan haklarına saygı gösterecek bir dizi politika belirlemek"tir. Eğitim ve sağlık gibi insan sermayesine yatırım, kadınların istenmeyen gebeliklerden kaçınmasına yardımcı olacaktır. Kadınların statüsünü iyileştirmek, sosyoekonomik kalkınma, insan hakları ve küresel karşılıklı bağımlılıkların anahtarıdır. (....)" (289)
"Dünya ve BM nüfus artışını azaltmalıdır.
Birleşmiş Milletler'in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi, SKH hedeflerinin çoğunu baltalayan ciddi bir sorun olmasına rağmen, artık küresel nüfus artışını azaltmaya gerek olmadığını ima ediyor. Dünya, nüfus artışını yavaşlatmayı amaçlayan bir SDG daha ekleyerek, BM'nin 2030 Gündemini henüz kurtarabilir. Population Matters Direktörü Robin Maynard ve The Overpopulation Project'ten Frank Götmark tarafından ortaklaşa yazılan bu yorum, ilk olarak 10 Eylül 2019'da Project Syndicate tarafından yayınlandı ve onların izniyle burada çoğaltıldı.(.... 1960 ve 2000 yılları arasında dünya nüfusu ikiye katlanarak üç milyardan altı milyara ulaştı. Bu büyüme, arazilerin, göllerin, nehirlerin ve okyanusların daha fazla kirlenmesinin yanı sıra kentsel aşırı kalabalık ve tarım arazileri ve tatlı sulara daha yüksek talep (buna karşılık doğal ekosistemlere tecavüz) katkıda bulunmuştur. Tarımdaki önemli teknik gelişmelere rağmen, kıtlık bu 40 yıllık dönemde milyonlarca insanı öldürdü. Ve gelişmekte olan ülkelerde, hızlı nüfus artışı yoksul insanları kirlilik, seller, kuraklıklar ve diğer felaketlerden kaynaklanan ölüm, yaralanma ve hastalık riskiyle karşı karşıya bıraktı. Şu anda dünyada 7.7 milyar insan var. BM, bu rakamın 2100 yılına kadar 11 milyara yükseleceğini tahmin ediyor (ve bu eğilime direnme eğiliminde olan birçok ülkede istikrarlı doğurganlık düşüşleri olduğunu varsayıyor). Bu ölçekteki bir nüfus artışı daha fazla kirlilik yaratacak, zor koşullar altında (iklim bozulması dahil) küresel gıda üretiminin iki katına çıkarılmasını gerektirecek ve çatışmalar ve kıtlıklar sırasında daha fazla insanın acı çekmesine neden olacaktır.(.....)" (290)
"Aile planlaması için ufukta bir doğum kontrol aşısı var.
Soyut.. Doğurganlığın kontrolüne yönelik aşıların aile planlaması yöntemleri üzerinde önemli bir etkisi olması muhtemeldir. Dahili bir fizyolojik sürecin harekete geçirilmesiyle hareket edecek şekilde tasarlanmıştır ve sürekli olarak harici ilaç gerektirmezler. Bir dizi doğum kontrol aşısı farklı gelişim aşamalarındadır, en gelişmişi insan koryonik gonadotropinine (hCG) karşı antikorları indükleyen bir aşıdır. Bu aşı, taşıyıcı olarak tetanoz toksoidi (TT) veya difteri toksoidi (DT) ile bağlantılı bir heterotür dimerinden (HSD, koyun luteinize edici hormonun alfa alt birimi ile ilişkili beta hCG, beta hCG:alfa oLH) oluşur. Aşı yakın zamanda önemli bir dönüm noktasını geçti; Faz II etkinlik denemelerinin ilk ayağını tamamladı. Aktif cinsel yaşam sürdüğü kanıtlanmış doğurganlığa sahip kadınlar, ml başına > veya = 50 ng hCG biyonötralizasyon kapasitesi antikor titrelerinde hamile kalmaktan korunmuştur. Bu aşının etkisinin tersine çevrilebilir olduğu daha önce gösterilmişti. Endokrin, kardiyovasküler ve diğer vücut fonksiyonları üzerinde kayda değer herhangi bir yan etki içermez. Yumurtlama bozulmamış ve adet düzeni korunmuştur. Mevcut aşının lojistik bir dezavantajı, çoklu enjeksiyonlar gerektirmesidir. Bunun üstesinden, bir yıldan fazla süren sürekli antikor titreleri için tek bir temas noktasında verilebilecek biyolojik olarak parçalanabilen mikrokürelerde aşının gerekli dozlarının kapsüllenmesiyle aşılması beklenmektedir. Birincil bağışıklamayı takiben yaklaşık 2 yıl boyunca maymunlarda yüksek anti-hCG titreleri ve 8-9 ayda bir güçlendirici ortaya çıkaran canlı bir rekombinant aşı da yapılmıştır." (291)
"2017 yılında nüfus planlaması yapıyorlar. 2017 yılında 81 milyon olan (bugün 84 milyon) Türk nüfusu, 2025 yılına gelindiğinde 72 milyona düşüyor. Entegre etmeye çalıştıkları Suriyeli ve Afganlılar hariç tabi bu planlamada. Devam ediyor !" (292)
"Nüfus Düşüşü 2015-2050
"Bu yüzyılın ikinci yarısında dünya nüfusunun hızlı artışı nihayet sona erecek." Hans Rosling
2050 yılında dünya nüfusunun 9,8 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Hindistan o zaman nüfus bakımından en büyük ülke (1,7 milyar), ardından Çin (1,4 milyar) olacak. ABD artık dünyanın üçüncü büyük ülkesi olmayacak. Bu pozisyon daha sonra 411 milyon nüfuslu Nijerya tarafından alınacaktır. 2015 ve 2050 arasındaki en büyük mutlak nüfus düşüşü Çin'de, ardından Japonya ve Rusya'da gerçekleşecek. Göreceli nüfus düşüşü söz konusu olduğunda Avrupa ülkeleri başı çekiyor: Önce Bulgaristan, ardından Letonya, Moldova, Ukrayna, Hırvatistan ve Litvanya. Avrupa dışında ilk sırada yer alan ülke ise 12. sırada yer alan Amerika Birleşik Devletleri. 2100 yılında dünya nüfusunun 11,2 milyara ulaştığı tahmin edilmektedir. Afrika kıtasının dünya nüfusu içindeki payı, yüzyılın sonunda, 2018'de yüzde 16'dan yüzde 49'a yükselmiş olacak. Aynı zamanda, küresel nüfusun neredeyse küresel nüfusa sahip olması bekleniyor. bu da 2100 yılının, dünya nüfusunun azalmasının beklendiği en yoğun nüfus yılı olabileceği anlamına geliyor." (293)
"Bir nüfus çöküşü geliyor.
Nüfus azalması, genel olarak dünyanın ve özel olarak daha zengin ülkelerinin tartışmayı bile başaramadığı, çok daha az ele aldığı büyük bir sorundur. Küresel nüfus azalması konusunda ne kadar endişelenmeliyiz? Bazı Doğu Asya ülkelerinde doğurganlık oranları 1.0'a yakın veya hatta altındayken, Avrupa'nın çekirdek nüfusunun çoğu küçülüyor. ABD'de doğurganlık oranları ikame oranlarının altına düşerek 2019'da tarihi düşük olan 1,7'ye ulaştı ve kısmen Covid nedeniyle 2020'de muhtemelen daha da düşecek. Dünyanın daha yoksul ülkelerinin çoğu, doğum oranlarının eşi görülmemiş oranlarda düştüğünü görüyor. 2100 yılına kadar, bir projeksiyona göre, dünya nüfus artışı neredeyse sıfır olacak. (.....)" (294)
"Yüzyılın sonuna kadar dünya nüfusunun büyümesinin neredeyse durması bekleniyor
Pew Araştırma Merkezi tarafından Birleşmiş Milletler'den alınan yeni verilerin analizine göre, modern tarihte ilk kez, dünya nüfusunun büyük ölçüde düşen küresel doğurganlık oranları nedeniyle, bu yüzyılın sonuna kadar neredeyse durması bekleniyor. 2100 yılına kadar, dünya nüfusunun yıllık %0,1'in altında bir büyüme ile yaklaşık 10,9 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor - bu, mevcut orandan keskin bir düşüş. 1950 ile bugün arasında, dünya nüfusu her yıl %1 ila %2 arasında büyüdü ve insan sayısı 2,5 milyardan 7,7 milyara çıktı.(....)" (295)
"Dünya nüfusunun yüzyılın ortalarından sonra küçülmesi muhtemel, bu da küresel nüfusta ve ekonomik güçte büyük değişimler öngörüyor.
Yeni bir araştırmaya göre, doğurganlıkta yaygın, sürekli düşüşlerle, dünya nüfusu muhtemelen 2064'te 9,7 milyar civarında zirveye ulaşacak ve ardından 2100'de yaklaşık 8,8 milyara düşecek - yeni bir araştırmaya göre, önceki bazı tahminlerden yaklaşık 2 milyar daha düşük. Modern kontrasepsiyona erişimde ve kız çocukları ile kadınların eğitiminde sağlanan gelişmeler, doğurganlıkta yaygın ve sürekli düşüşlere neden oluyor ve dünya nüfusu muhtemelen 2064'te 9,7 milyar civarında zirve yapacak ve daha sonra 2100'e kadar yaklaşık 8,8 milyara düşecek - yaklaşık 2 milyar daha azalacak. The Lancet'te yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, önceki bazı tahminlerden daha fazla.(....)" (296)
"Nüfus artışı bağışıklama hedeflerini değiştirir.
Soyut.. PIP: Gelişmekte olan ülkelerde nüfus artış hızı ne kadar hızlı olursa, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşısına yönelik mevcut protokollerin bu çocukluk hastalıklarını ortadan kaldırma olasılığı o kadar düşüktür. Standart protokoller (zamanlama, aşılanacak çocukların yüzdesi) gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı nüfus artış oranlarını (Sahra altı Afrika'da yılda ortalama %3.0 ve Latin Amerika'da Afrika'nın geri kalanında %2.0) hesaba katmaz. , ve Asya'da, Çin hariç). Bu alandaki çoğu halk sağlığı planlama modeli, statik bebek popülasyonlarına dayalı olarak oluşturulmuştur. Dünya Sağlık Örgütü, 6 ila 9 aylık çocukların en az %85'inin aşılanmasını, anne antikorlarının düşük olduğu (aşılamanın sürdüğü) ve sürü bağışıklığının yüksek olduğu (bir çocuğun virüsle karşılaşma olasılığının yüksek olduğu) 3 aylık bir aşılama dönemi önermektedir. Çoğu çocuk aşılandığı için hastalık düşüktür). Uygulamada, gelişmekte olan ülkelerde bağışıklama penceresi 1 yıl veya daha fazladır. Modellerin varsaydığından daha duyarlı çocuklar mevcuttur. Hızlı nüfus artışı sırasında her yıl daha fazla sayıda duyarlı bebek eklenir. Bağışıklama için yaş aralığı genişledikçe, hastalığın eradike edilmesi için çocukların daha yüksek bir yüzdesinin aşılanması gerekmektedir (tablo). Nüfus artış hızı arttıkça aşılanması gereken her doğum kohortunun oranı da artar. Sıfır nüfus artışında, %94'ü aşılanmalıdır; %3'ün üzerindeki nüfus artış oranlarında, %98'i aşılanmalıdır. (...)" (297)
"Nüfus artışını yavaşlatmak için yeni stratejiler.
Soyut.. PIP: Önümüzdeki 100 yıl içinde, 2100 yılına kadar dünya nüfusunun büyümesi, tahminen 11.5 milyar insan üretecek. Geçmişte, yalnızca aile planlaması yoluyla hızlı nüfus artışını azaltmaya yönelik odaklanma yeterli olmamıştır. Nüfus politikasının sağlık, eğitim ve yoksulluğun azaltılmasını içerecek şekilde genişletilmesi gerekiyor. Nüfus Konseyi Başkan Yardımcısı John Bongaarts ve Kıdemli Yardımcı Judith Bruce'un nüfus politikası tavsiyeleri, üreme seçimini ve daha iyi sağlığı teşvik eden hizmetleri genişleterek istenmeyen gebelikleri azaltmak, küçük aileler için uygun koşullar yaratarak büyük ailelere olan talebi azaltmak ve gençlere yatırım yapmak. Nüfus Konseyi 1994 yayını "Nüfus Artışı ve Bakım Kapasitemiz" bu konuları özetledi. John Bongaarts'ın benzer bir makalesi 1994 yılında "Science" dergisinde yayınlandı. Çin hariç gelişmekte olan ülkelerde tüm doğumların yaklaşık %25'i istenmeyen doğumlardır; İstenmeyen gebelikler için 25 milyon kürtaj yapılıyor. Kapsamlı aile planlaması programlarının sağlanması, istenmeyen gebeliklerin azaltılmasına yönelik uzun bir yol kat edecektir. Ek olarak, erkeklerin kadın cinselliği ve doğurganlığı üzerindeki kontrolünde ve kontrasepsiyon kullanımına engel olan kültürel inançlarda değişikliklere ihtiyaç vardır. Küçük aileler için bir istek olmadıkça, aile başına 2 çocukta nüfus istikrarı gerçekleşmeyecektir. Çoğu az gelişmiş ülkede, geniş aile büyüklükleri tercih edilmektedir. Hükümetler, küçük ailelere sahip olmanın ekonomik ve sosyal risklerini azaltan politikalar benimseme fırsatına sahiptir. Bu, çocukların yaygın eğitimi, bebek ve çocuk ölümlerinin azaltılması, kadınların ekonomik, sosyal ve yasal statüsünün iyileştirilmesi ve evlilik ve çocuk yetiştirmede eşitlikçi cinsiyet ilişkilerinin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir. Çocukların aranma, planlanma ve yeterli bakıma alınma hakları desteklenmelidir. Yukarıda belirtilen bu önlemler doğurganlığı azaltmaya, küçük ailelere destek sağlamaya ve sosyal kalkınmaya yatırımı haklı çıkarmaya yardımcı olacaktır. Nüfus momentumu, ikame düzeyi doğurganlıkla bile nüfusun bir süre daha büyümesini sürdürecektir. Benlik saygısının arttırılması ve daha sonraki çocuk doğurmanın teşvik edilmesi yoluyla ergenlere yatırım, nesiller arasındaki süreyi uzatabilir ve nüfus ivmesini yavaşlatabilir. Nüfus politikaları insan hakları korunduğunda daha etkili olacaktır.(...)" (298)
"Nüfus azalmasının nedenleri ve etkileri.
İnsanlar köylerden uzaklaştıkça işyerleri, okullar, dükkanlar ve diğer tesisler de ortadan kalkıyor. Hükümetin, örneğin inşa edilen yeni evlerin sayısını azaltarak, nüfus azalmasının nedenlerini ve sonuçlarını ele alması gerekiyor. Nüfus azalmasının nedenleri. Nüfusun büyüklüğü ve demografisi şu durumlarda değişir:
-daha az çocuk doğar;
-çocuklu aileler daha büyük kasaba ve şehirlere taşınır;
-genç ve daha iyi eğitimli insanlar daha büyük kasaba ve şehirlere taşınıyor.
-Mevcut ve öngörülen nüfus düşüşü
-Nüfus düşüşünün en yüksek olduğu bölgeler Zeeland Flanders, güney Limburg ve kuzey ve doğu -Groningen'dir. Burada, nüfusun 2040 yılına kadar %16 oranında düşeceği tahmin ediliyor. Ülkenin diğer bazı bölgelerinde nüfus azalması bekleniyor ancak henüz fiilen başlamadı. Bu bölgelerde, nüfusun 2040 yılına kadar %4 oranında düşeceği tahmin edilmektedir. Hollanda'nın geri kalanında, aynı dönemde %11'lik bir nüfus artışı bekleniyor.
Nüfus azalmasının etkileri.. Gençler daha büyük kasaba ve şehirlere taşındıklarında, geride bıraktıkları yerdeki nüfusun yaş ortalaması otomatik olarak artıyor. Daha yüksek oranda yaşlı nüfusa sahip bir topluluk, işletmeler için daha az çekici olabilir ve bu da yerel olarak uygun personel bulmakta zorluk çekebilir. Nüfus azalmasının diğer etkileri şunlardır:
-daha az çocuk olduğu için daha az okul;
-daha fazla ev boş olduğu için ev fiyatlarında düşüş;
-daha az yeni ev inşa ediliyor;
-kiralık konaklama için daha az talep;
-daha az bakım tesisi;
-esnaf ve işletmeler için daha az ciro;
-daha az spor tesisi;
-tiyatroya, sinemaya veya konserlere daha az insan gidiyor, bu yüzden bu tesisler sonunda kesiliyor;
-toplu taşıma ile seyahat eden daha az insan, bu nedenle koşmak daha maliyetli;
-yerel sakinler istedikleri tesislere ulaşmak için daha fazla seyahat etmek zorunda kalıyor.
İl ve belediye sorumluluğu.. Hükümet, nüfusun azaldığı veya düşüşün tahmin edildiği bölgelerin yaşanabilirliğini korumak istiyor. Nüfus azalması ve demografik yaşlanmanın sonuçlarıyla mücadelede birincil sorumluluk il ve belediye yetkililerine aittir. Çabaları merkezi hükümet tarafından destekleniyor. Ancak yetkililer sorunu tek başlarına çözemezler. Konut dernekleri, bakım kurumları, toplumun aktif üyeleri ve işletmelerle birlikte çalışmaları gerekiyor.
Nüfus azalmasıyla yaşamak.. Yerel paydaşlar ve yetkililer birlikte çalışarak nüfus azalmasının etkileriyle başa çıkmanın yollarını geliştirebilirler. Örneğin, öğretecek daha az öğrenci olduğu için okullar birleşebilir. Spor kulüpleri tesisleri paylaşabilir. Yerel makamlar, mağazaların belirli alanlarda yoğunlaşması konusunda perakendeci dernekleri ile anlaşmalar yapabilir. Düşüşün en yüksek olduğu bölgelerde, yaşlıların oranı diğer yerlere göre daha yüksek ve bu da yerel bakım hizmetleri üzerindeki baskıyı artırıyor. Buradaki zorluk, yaşlıların mümkün olduğunca uzun süre evde yaşamalarını sağlamak ve bunu yapmak için hangi hükümlere ihtiyaç duyduklarını belirlemektir. Yerel yetkililer, örneğin yerel bir minibüs hizmeti kurarak erişilebilirliği iyileştirmeye çalışabilir. Mevcut ve öngörülen nüfus düşüşü alanları Şekil, mevcut (pembe) ve öngörülen (turuncu) nüfus düşüş alanlarını göstermektedir." (300)
* Covid aşılarından ölümler başladı mı? Kimler, insan nüfusunun azaltılmasını istiyor?
"Araştırmacı gazeteci tahmin ediyor: "Covid aşısından milyonlarca insan ölecek" (50)
"Elitler Tarafından Öldürülecek 6 Milyar İnsan"
"Gerçek: İstatistiklere göre, Dünya nüfusunun %27,1'i Covid aşısı oldu, bu da 10 yıl içinde 2,1 milyar kişinin ölebileceği anlamına geliyor."
Bu yıl dünya nüfusu: 7.874.965,825. (7,8 Milyar) Araştırmacılar, dünya nüfusunun %27,1'inin halihazırda Covid 19 aşısı olduğunu iddia ediyor. Bu istatistikler doğruysa, bu 2,1 milyar kişinin zaten Covid 19 aşısını aldığı anlamına gelir. Ve diğer araştırmacılara göre, "bağışıklık sisteminin kendi kendine savaşması ve hastalıklara neden olması" nedeniyle, sonunda vax'tan ölecek olanların tahmininin 3-10 yıl içinde bunu yapacağını söylüyorlar. (bazıları daha erken diyor) Eğer bu doğruysa, 10 yıl içinde 2,1 milyar insan Covid 19 aşılarından ölebilir. Bu da dünya nüfusunu yaklaşık %25 oranında azaltacaktır. Bu, doğurganlığın azalmasının yan etkilerini ve dünya çapında kısırlığa neden olan aşı nedeniyle çok daha düşük doğum oranını hesaba katmaz.
Seçkinler tarafından öldürülecek 6 milyar insan – NWO nüfus azaltma gündemi ; Gizemli bir şekilde ölen bütünsel (holistic) doktorlar, aşıların ve kanser tedavilerinin tehlikelerini ortaya çıkardı. 2015 yılında, aşıların, birçok ölümcül tehlikesini ve austim ile korelasyonu ortaya çıkaran bütünsel doktorların şüpheli ölümlerine ilişkin raporlar başladı. Bütünsel doktorların gizemli ölümleri, ölümlerin çoğunun, tüm kitle iletişim araçları manipülasyonunun ve aldatmasının en üst yüzü olan “makul inkar edilebilirlik” olduğu için herhangi bir ana akım medya raporu olmadan devam ediyor. 2015 yılından bu yana, tüm bu ölümlerin “komplo teorileri” olduğunu çürütmek için büyük bir kampanya yürütülüyor. O zamanlar bu bütüncül doktorların aşıların tehlikeleri ve otizmin artan yükselişiyle ilgili seslerini susturmak için öldürüldüğünü biliyordum. Ama başka bir nedeni de olabilirdi. COVID-19 “dolandırıcılığı” başlatıldığında, bu doktorlar seslerinin zirvesinde çığlık atarlardı. Hayatta kalan birçok doktor, Dr. Joseph Mercola ve Dr. Sherri Tenpenny gibi COVID-19 mRNA enjeksiyonlarının tehlikeleri hakkında çığlık attı. Bu doktorların büyük bir takipçi kitlesi var. "Gizemli bir şekilde" ölen doktorlar neredeyse o kadar iyi bilinmiyorlardı, ancak hepsinin etkisi vardı ve büyük bir koro oluşturarak mRNA aşılarının tehlikelerini ilan ederdi. Birkaç kısa yıl boyunca gizemli bütünsel doktor ölümlerinin bir baraj olmasının nedeni bu olabilir mi? Çok mümkün. Birçok kez belirttiğim gibi, dünya, 1954'ten beri küresel seçkinlerin sessiz silahlarla yürüttüğü sessiz bir savaşa giriyor. COVID-19 dolandırıcılığı, seçkinlerin dünya nüfusunu 500.000.000'a düşürmeye yönelik 63 yıllık planının doruk noktasıdır. Herkesin görmesi, okuması ve duyması için apaçık ortada olan gizli nüfus azaltma gündemlerinin "son aşamasında"yız. Seçkinler bunun hakkında konuşuyor ve onlar hakkında yazıyorlar. Bu gerçekler inkar edilemez. (....)" (420)
" Gizemli bir şekilde ölen bütünsel(holistic) doktorlar, aşıların ve kanser tedavilerinin tehlikelerini ortaya çıkarmıştı.
"6 milyar insan elitler(seçkinler) tarafından öldürülecek - NWO nüfus azalması gündemi."
2015 yılında, aşıların birçok ölümcül tehlikesini ve austim ile korelasyonu ortaya çıkaran bütünsel doktorların şüpheli ölümlerine ilişkin raporlar başladı. Bütüncül doktorların gizemli ölümleri, herhangi bir ana akım medya haberi olmadan devam ediyor, çünkü ölümlerin çoğu, tüm kitle iletişim araçları manipülasyonunun ve aldatmasının en üst yüzü olan “makul inkar edilebilirliğe” sahip. 2015 yılından bu yana, tüm bu ölümlerin “komplo teorileri” olduğunu çürütmek için büyük bir kampanya yürütülüyor. O zamanlar bu bütüncül doktorların aşıların tehlikeleri ve otizmin artan yükselişiyle ilgili seslerini susturmak için öldürüldüğünü biliyordum. Ama başka bir nedeni de olabilirdi. COVID-19 “dolandırıcılığı” başlatıldığında, bu doktorlar seslerinin zirvesinde çığlık atarlardı. Hayatta kalan birçok doktor, Dr. Joseph Mercola ve Dr. Sherri Tenpenny gibi COVID-19 mRNA enjeksiyonlarının tehlikeleri hakkında çığlık attı. Bu doktorların büyük bir takipçi kitlesi var. "Gizemli bir şekilde" ölen doktorlar neredeyse o kadar iyi bilinmiyorlardı, ancak hepsinin etkisi vardı ve büyük bir koro oluşturarak mRNA aşılarının tehlikelerini ilan edeceklerdi. Birkaç kısa yıl boyunca gizemli bütünsel doktor ölümlerinin bir baraj olmasının nedeni bu olabilir mi? Çok mümkün. Birçok kez belirttiğim gibi, dünya, 1954'ten beri küresel seçkinlerin sessiz silahlarla yürüttüğü sessiz bir savaşa giriyor. COVID-19 dolandırıcılığı, seçkinlerin dünya nüfusunu 500.000.000'a düşürmeye yönelik 63 yıllık planının doruk noktasıdır. Herkesin görmesi, okuması ve duyması için apaçık ortada olan gizli nüfus azaltma gündemlerinin "son aşamasında"yız. Seçkinler bunun hakkında konuşuyor ve onlar hakkında yazıyorlar. Bu gerçekler inkar edilemez.
Seçkinlerin, insanların yeryüzünde bir veba olduğuna gerçekten inandığını gösteren 30 nüfus kontrolü alıntısı.. Aşağıdakiler, seçkinlerin, insanların yeryüzünde bir veba olduğuna ve büyük bir itlafın gerekli olduğuna gerçekten inandığını gösteren 30 nüfus kontrol alıntısıdır…
1. Birleşik Krallık Televizyon Sunucusu Sir David Attenborough:
“Biz yeryüzünde bir vebayız. Önümüzdeki 50 yıl boyunca tünemek için eve geliyor. Bu sadece iklim değişikliği değil; Bu muazzam kalabalık için yiyecek yetiştirilecek yerler, saf alan. Ya biz nüfus artışımızı sınırlandırırız ya da doğal dünya bunu bizim için yapar ve doğal dünya bunu şu anda bizim için yapıyor.”
2. Başkan George W. Bush'un eski bir bilim danışmanı ve “Nüfus Bombası”nın yazarı Paul Ehrlich:
“Zihnimize göre, insan girişiminin ölçeğini (nüfusun büyüklüğü de dahil olmak üzere) toplam tüketimini Dünya'nın taşıma kapasitesi içinde tutmak için küçültmenin temel tedavisi açıktır, ancak çok fazla ihmal edilmiş veya reddedilmiştir.”
3. Paul Ehrlich, bu sefer ailelerin büyüklüğü üzerine:
“Bence ikinci hamilelik ikiz olmadıkça kimsenin 12 hatta üç çocuk sahibi olmaya hakkı yok”
4. Earth First'ün kurucu ortağı Dave Foreman:
"Biz insanlar bir hastalık haline geldik, Humanpox."
5. CNN Kurucusu Ted Turner:
"250-300 milyonluk toplam dünya nüfusu, mevcut seviyelere göre %95 düşüş ideal olurdu."
6. Japonya Başbakan Yardımcısı Taro Aso, ciddi hastalıkları olan tıbbi hastalar hakkında:
“Hepsinin devlet tarafından ödendiğini düşündüğünüzde rahat uyuyamazsınız. Acele edip ölmelerine izin vermedikçe bu çözülmeyecek.”
7. David Rockefeller:
"Nüfus artışının tüm gezegen ekosistemlerimiz üzerindeki olumsuz etkisi korkunç bir şekilde belirgin hale geliyor."
8. Çevre aktivisti Roger Martin:
“Sonlu bir gezegende, herkes için en iyi yaşam kalitesini sağlayan optimum nüfus, açıkça hayatta kalmaya izin veren maksimumdan çok daha küçüktür. Ne kadar çoksak, her biri için o kadar az; daha az insan daha iyi hayatlar demektir.”
9. HBO kişiliği Bill Maher:
"Ben seçim taraftarıyım, yardımlı intihardan yanayım, düzenli intihardan yanayım, otoyolda hareket eden her şeyden yanayım - işte bunun için varım. Çok kalabalık, gezegen çok kalabalık ve ölümü teşvik etmemiz gerekiyor."
10. MIT profesörü Penny Chisholm:
“Gerçek numara, 9 milyardan daha düşük bir yerde dengeyi sağlamaya çalışmak açısından, gelişmekte olan ülkelerdeki doğum oranlarını olabildiğince hızlı düşürmektir. Ve bu, insanların yeryüzünde hangi seviyede duracağını belirleyecek.”
11. Julia Whitty, Mother Jones'un köşe yazarı:
"Ekolojik aşım için bilinen tek çözüm, nüfus artışımızı şu anda yavaşladığından daha hızlı yavaşlatmak ve sonunda tersine çevirmek - aynı zamanda gezegenin kaynaklarını tüketme hızımızı yavaşlatır ve sonunda tersine çeviririz. Bu ikiz çabalardaki başarı, en acil küresel sorunlarımızı çözecek: iklim değişikliği, gıda kıtlığı, su kaynakları, göç, sağlık hizmetleri, biyolojik çeşitlilik kaybı, hatta savaş. Bir cephede, 1950'de kadın başına ortalama 4,92 çocuk olan küresel doğurganlığı bugün 2,56'ya düşürerek eşi görülmemiş adımlar attık, bir deneme başarısı ve bazen vahşice zorlayıcı hatalar, aynı zamanda bir kadının her seferinde kendi bireysel seçimlerini yapmasının bir sonucu. Bu çocuk doğurma devriminin hızı, biyolojik programlamaya karşı sert bir şekilde yüzüyor, belki de bugüne kadarki en büyük ortak başarımız olarak değerlendiriliyor.”
12. Colorado Eyalet Üniversitesi Profesörü Philip Cafaro, “İklim Etiği ve Nüfus Politikası” başlıklı bir makalede:
“İnsan nüfus artışını sona erdirmek, felakete yol açan küresel iklim değişikliğini önlemek için neredeyse kesinlikle gerekli (ama yeterli değil) bir koşuldur. Gerçekten de, bunu yapabilmek için mevcut insan sayısını önemli ölçüde azaltmak gerekebilir.”
13. Austin Eric R. Pianka'daki Texas Üniversitesi'nde Biyoloji Profesörü:
“İnsanlara karşı kötü niyetim yok. Ancak, tüm insanlık da dahil olmak üzere dünyanın pek çoğumuz olmadan çok daha iyi bir durumda olacağına ikna oldum.”
14. Detroit Haber Köşe Yazarı Nolan Finley:
"Ulusal ilgi doğum kontrolü üzerinde olduğu için, işte benim fikrim: Yoksullukla mücadele etmek, şiddet suçlarını azaltmak ve utanç verici okul terk oranımızı düşürmek istiyorsak, Michigan'ın içme suyundaki florür için doğum kontrol haplarını değiştirmeliyiz. Michigan'da bir bebek sorunumuz var. Çok fazla bebek, onları yetiştirme becerisine sahip olmayan olgunlaşmamış ebeveynlere doğar, çok fazla bebek, onları karşılayamayan yoksul kadınlar tarafından teslim edilir ve; pek çoğunun babası, tohumlarını karahindiba gibi yayan ve sonra sonuçlardan uzaklaşan üzgün serserilerin babasıdır."
15. University College London'da aile planlaması profesörü John Guillebaud:
"Bir çocuğa daha az sahip olmanın gezegen üzerindeki etkisi, ışıkları kapatmak gibi yapabileceğimiz tüm diğer şeylerden çok daha büyük bir mertebedir. Fazladan bir çocuk, gezegendeki birçok uçuşa eşdeğerdir.”
16. Demokrat stratejist Steven Rattner:
“Ölüm panellerine ihtiyacımız var. Pekala, belki tam olarak ölüm panelleri değil, ancak sağlık hizmetlerini daha ihtiyatlı bir şekilde tahsis etmeye başlamazsak - uygun adıyla karneye - Medicare'in patlayan maliyeti federal bütçeyi boğacaktır. ”
17. Slate'in iş ve ekonomi muhabiri Matthew Yglesias, "Ölüm Panelleri Örneği, Tek Grafikte" başlıklı bir makalede:
"Fakat federal bütçede yaşlılara yapılan bu sağlık harcamaları sadece ana konu olmakla kalmıyor, aynı zamanda yaşlılara orantısız sağlık harcamaları tahsis etmemiz kesinlikle Amerikan sağlık sisteminin belirgin maliyet etkinliğinin dikkate değer eksikliğini açıklıyor. Hasta zaten 80'in üzerindeyken, meselenin basit gerçeği, hiçbir tedavinin yaşam beklentisi veya yaşam kalitesi açısından mucizeler yaratmayacağıdır.”
18. Planlı Ebeveynlik Kurucusu Margaret Sanger:
“Bütün sorunlarımız işçi sınıfı arasındaki aşırı üremenin sonucudur”
19. ABD Yüksek Mahkemesi Yargıcı Ruth Bader Ginsburg:
"Açıkçası Roe karar verildiğinde, nüfus artışı ve özellikle de çok fazla olmasını istemediğimiz nüfus artışı konusunda endişeler olduğunu düşünmüştüm."
"Vahiy ve İncil Kehaneti: Uyandığında 290 Milyon Amerikalıyı Ölü Bırakabilecek Bir Olay!"
20. Planlı Ebeveynlik Kurucusu Margaret Sanger:
"Geniş ailenin bebek üyelerinden birine yaptığı en merhametli şey onu öldürmektir."
21. Salon köşe yazarı Mary Elizabeth Williams, “Ya Kürtaj Ömrü Bitirirse?” başlıklı bir makalesinde:
“Bütün yaşam eşit değildir. Ölüm panelini seven, büyükanneni ve değerli bebeğini öldüren fırtına askerleri gibi görünmeyelim diye, bu benim gibi liberaller için hakkında konuşmak zor bir şey. Ancak bir fetüs, içinde bulunduğu kadınla aynı haklara sahip olmadan da bir insan hayatı olabilir.”
22. Melbourne, Avustralya'daki Monash Üniversitesi'nden Alberto Giubilini ve Melbourne Üniversitesi'nden Francesca Minerva, Journal of Medical Ethics'te yayınlanan bir makalede:
“Doğumdan sonra, kürtajı haklı çıkaracak durumlar ortaya çıktığında, doğum sonrası kürtaj dediğimiz şeye izin verilmelidir. … Öldürülen bireyin ahlaki statüsünün bir çocuktan ziyade bir fetüsünkiyle karşılaştırılabilir olduğunu vurgulamak için bu uygulamaya “bebek öldürme” yerine “doğum sonrası kürtaj” adını vermeyi öneriyoruz. Bu nedenle, kürtajın olacağı her durumda yeni doğmuş bir bebeği öldürmenin etik olarak caiz olabileceğini iddia ediyoruz. Bu tür durumlar, yenidoğanın (en azından) kabul edilebilir bir yaşama sahip olma potansiyeline sahip olduğu, ancak ailenin refahının risk altında olduğu durumları içerir.”
23. Hillary Clinton'ın kilit danışmanlarından Nina Fedoroff:
“Küresel nüfusun büyüme hızını düşürmeye devam etmemiz gerekiyor; gezegen daha fazla insanı destekleyemez.”
24. Barack Obama'nın birincil bilim danışmanı John P. Holdren:
“Ameliyatın vazektomiden daha zor olmasına rağmen, ikinci veya üçüncü çocuklarından sonra kadınları kısırlaştırma programı, erkekleri kısırlaştırmaya çalışmaktan daha kolay olabilir. Deri altına yerleştirilebilen ve hamilelik istendiğinde çıkarılabilen uzun süreli sterilize edici bir kapsülün geliştirilmesi, zorlayıcı doğurganlık kontrolü için ek olanaklar sunar. Kapsül ergenlik döneminde implante edilebilir ve sınırlı sayıda doğum için resmi izinle çıkarılabilir olabilir.”
25. Sierra Club'ın ilk İcra Direktörü David Brower:
“Ebeveynlerin devlet lisansına sahip olmadığı sürece, çocuk doğurmak topluma karşı cezalandırılabilir bir suç [olmalıdır]… Tüm potansiyel ebeveynlerin doğum kontrol kimyasalları kullanması [gereklidir], hükümet çocuk doğurmak için seçilen vatandaşlara panzehirler verir.”
26. Thomas Ferguson, ABD Dışişleri Bakanlığı Nüfus İşleri Dairesi eski yetkilisi:
"Tüm çalışmalarımızın arkasında tek bir tema var - nüfus seviyelerini azaltmalıyız. Ya hükümetler bunu bizim yolumuzla, güzel ve temiz yöntemlerle yapacaklar ya da El Salvador'da, İran'da veya Beyrut'ta sahip olduğumuz karmaşayı elde edecekler. Nüfus siyasi bir sorundur. Nüfus kontrolden çıktıktan sonra, onu azaltmak için otoriter hükümet, hatta faşizm gerekir…”
27. Mihail Gorbaçov:
“Cinsellik, doğum kontrolü, kürtaj hakkında, nüfusu kontrol eden değerler hakkında daha net konuşmalıyız, çünkü ekolojik kriz, kısaca nüfus krizidir. Nüfusu %90 oranında azaltın ve büyük miktarda ekolojik zarar verecek kadar insan kalmadı.”
28. Jacques Costeau:
“Dünya nüfusunu istikrara kavuşturmak için günde 350.000 kişiyi ortadan kaldırmalıyız. Söylemesi korkunç bir şey ama söylememek de bir o kadar kötü.”
29. Finli çevreci Pentti Linkola:
“Basabileceğim bir düğme olsaydı, milyonlarca insanın öleceği anlamına gelse tereddüt etmeden kendimi feda ederdim”
30. Kraliçe II. Elizabeth'in kocası ve Dünya Yaban Hayatı Fonu'nun kurucu ortağı Prens Philip:
"Reenkarne olmam durumunda, aşırı nüfusu çözecek bir şeye katkıda bulunmak için ölümcül bir virüs olarak geri dönmek istiyorum."
Bütün bunlar hakkında söylenebilecek daha çok şey var. Peki tüm bunlar hakkında ne düşünüyorsun? Küresel seçkinlerin hasta nüfus kontrolü gündemine katılıyor musunuz yoksa katılmıyor musunuz? Lütfen düşüncelerinizi aşağıya yorum olarak bırakmaktan çekinmeyin… (...)" (421)
"NWO Nüfus Azaltma Gündemi: Kabalistler “İnsan Irkının Çoğunluğunu Öldürmeyi Planlıyor”
Gezegenin nüfusu, ölümcül olması olağandışı olmayan, muhtemelen kısmen icat edilmiş bir virüs yüzünden cehennemin kapılarından geçiriliyor. Bu "aşıların" hiçbir zaman uygun olmadığına katılıyorum ve aşının acil kullanım izni için erkenden değerlendirilmesinden çok önce korkuyla küresel dolandırıcılık olduğuna dair yeterli kanıt vardı. Dr Peter Doshi'nin BMJ'deki blog yazısını yeniden okuyarak, Pfizer'in FDA'ya düzenleyici sunumuna atıfta bulunarak, bazı çarpıcı gözlemlerde bulundu. Spesifik olarak, araştırmanın aşı kolundan BİNLERCE şüpheli 'vakanın' nasıl "belirtilmemiş protokol sapmaları" nedeniyle "istatistiksel analizden çıkarıldığına" dikkat çekti. Doshi, verileri dahil edilen tüm deneklerle yeniden analiz ettiğinde, 'etkililik' %19'a düştü (ve önemli değil). Klinik deneyler ve bildirilmemiş çıkar çatışmaları taşımamanızı sağlayan birçok sözleşme hakkında yeterince bilgim var. Bu duruşmada yapılanlar açıkça uygunsuzdu. Gerçekte, Pfizer / BioNTech ürünü, yakından kontrol edilen denemede hiç çalışmadı. Ben de virüs olduğunu düşünüyorum. Artık tarif edildiği gibi olduğuna ikna olmadım, ancak birkaç farklı kaynaktan gelen genetik materyalin bir karışımı.
Üç anahtar soru:
1. Bu aşılar işe yarıyor mu?
Hiçbirinin yapmadığından şüpheleniyorum. Paul & Howard bazı kanıtları ortaya koydu.
2. Bu aşılar güvenli midir?
Kesinlikle güvenli değiller. ABD, İngiltere ve Avrupa'daki halka açık aşı güvenliği izleme sistemlerinin incelemesine dayanarak, tamamen eşi görülmemiş sayılarda çok sayıda korkunç yaralanma ve ölümden sorumludurlar.
3. Bu aşılar gerekli mi?
Hayır, hiç de değil. Bir şey olursa, veriler incelenecek kadar iyi olduğunda, hemen hemen her yerde toplu aşılama başladıktan hemen sonra ölümler artıyor. Tıbbi defterin diğer tarafında mükemmel tedaviler tanımlanmış ve kullanılmış, ciddi hastalık ve ölümlerin %85-90'ı önlenmiştir. Bunların aşı olmadığı, aşı olarak işe yaramadığı, kabul edilebilir herhangi bir güvenlik profilinden çok uzak olduğu ve "düşük maliyetli, iyi anlaşılmış ilaç tedavileri olduğu" göz önüne alındığında, neden birinin iğne batırmasına izin veriyorsunuz? senin kolun?
Yalvarırım: Eğer aşı olmadıysan, şimdi teslim olma. Aşı olduysanız, bazı özgürlükler bankanızın rüşvetini reddedin (diğer adıyla aşı pasaportu). Zorbalığa teslim olmak her zaman daha fazla zorbalığa yol açar. Kendi tuzağımızla işbirliği yapmamalıyız. Birçok ülkeyi yakından takip ediyorum. Hedeflerden birinin hepimizi bir VaxPass veritabanına çekmek olduğu açıktır. O zaman yiyecek almak için göstermemiz gerekecek. Şimdi itiraz edemezsiniz, yoksa aç kalırsınız. Sonuç olarak, kötü faillerin insan ırkının çoğunluğunu öldürmek için zalim güçlerini kullanacakları sonucuna varıyorum. Böyle bir şey yaklaşık 40 yıldır planlanıyor. Georgia Kılavuz Taşlarına Bakın. Lütfen bunu paylaşın ve lütfen bu şeytani suçu önlemek için sadece yurttaşlarınızla işbirliği yapmaya karar verin.(...)" (422)
"Aşısuikastı: Küreselciler MİLYONLARCA insanı “aşı” olarak sunulan biyolojik silahlarla kendilerini yok etmeye nasıl ikna ettiler?
Her şey şimdi inanılmaz derecede açık. Son 20 ayda izlediğimiz her şey, milyarlarca insanı farkında olmadan kendilerini yok etmeye ikna etmek için küresel öncülüğünde yürütülen bir çabaydı. Bakın, insanlığa karşı açık bir kinetik savaş yürütmek anında direnişle karşılaşacaktır. İnsanlar saldırıya uğradıklarında ve kurşun ve bombalarla katledildiklerinde karşılık verme eğilimindedirler. Dolayısıyla küreselciler, kitleleri ne yaptıkları konusunda uyarmadan gezegen çapında toplu katliam yapmanın bir yolunu bulmak zorundaydılar. Bu çok zor bir görev, ancak birkaç basit adımda bunu nasıl başaracaklarını buldular:
-İlk olarak, zehirli bir nanoparçacık silah sistemi (spike protein) oluşturun ve bunu Çin ve ABD ordusu tarafından işletilen laboratuvarlarda seri olarak üretin.
-Çin'de sahte bir salgının yanı sıra Çinlilerin "virüs"ü soluduktan birkaç saniye sonra ölüp düştüğünü gösteren "sızdırılmış" korkunç videolar. Cue medya çılgınlığı.
-Bir "viral salgını" simüle etmek için NYC'ye (ve Kuzey İtalya'ya) toksik nanoparçacıkları bırakın ve yalnızca toksik nanoparçacıkların varlığını tespit eden PCR testleri aracılığıyla insanları "covid" ile teşhis edin.
-"Herkesin aşı olmazsa öleceğini" iddia ederek kitle iletişim araçları propagandası yapın.
-Aşıları, ilk etapta New York City'ye bıraktığınız aynı toksik nanopartiküllerle doldurun.
-Sahte olarak "aşılar" olarak etiketlenmiş spike protein biyolojik silahlarıyla popülasyonun toplu enjeksiyonlarını serbest bırakın.
-İnsanlara biyolojik silahlar enjekte edildikçe, toksik nanoparçacıkları saçarak etraflarındaki diğer insanları hasta etmeye başlıyorlar. Bunu daha fazla korku yaymak ve daha fazla insanı spike protein enjeksiyonlarına yönlendirmek için “kötüleşen bir salgın” olarak çerçeveleyin.
-Aşı yaralanmaları veya ölümlerinden bahseden herkesi sansürleyin. Dolandırıcılığın devam etmesi için hastane yöneticilerine covid sayılarını çılgınca abartmaları için ödeme yapın.
Özetle böyle yaptılar. Dikkat edin, onu çıkarmak için gerekli bir virüs yoktur. Tek ihtiyaçları olan, medya gizli anlaşmaları ve Big Tech sansürüyle birleştirilmiş bir spike protein nanoparçacık silah sistemiydi. Küreselci bakış açısından, tüm bunlardaki gerçek deha, insanları kendilerine ölüm aşıları için yalvartmayı nasıl başardıklarıdır. İnsanlık tarihinde daha önce hiç kitleler sıraya girip kendi ölümlerini talep etmeye yönlendirilmemişti. Aşı soykırımı mermi, bomba veya füze gerektirmeyen gizli bir operasyondur. Sadece sansür, gazeteci-terörizm ve suçlu CDC tarafından yetkilendirilmiş sahte bir PCR protokolü ile birleştirilmiş toksik bir nanoparçacık biyolojik silaha ihtiyacı var. Artık gerçek amacın insan ırkının toplu imhası olduğu tamamen açık. Küreselcilerin insan ırkını yok etmeye çalışmadığı aklı başında bir dünyada, ivermektin güvenli, etkili, düşük maliyetli bir tıbbi müdahale olarak kutlanacaktı. D vitamini hemen hemen herkes için tavsiye edilir. Fauci ve diğer biyolojik silah suçluları, insanlığa karşı suç işlemekle suçlanacak ve yargılanacak. Ve bilim dergileri komünist Çin tarafından yönetilmez. Ama dünyamız sağlıklı değil. İnsan ırkını tamamen yok etmeye çalışan tamamen çılgın bir küresel ölüm tarikatı tarafından yönetiliyor. Bu nedenle, amacın gerçekten nüfus azaltma / insanlığa karşı soykırım olduğunu anlamadığınız sürece, ortaya çıktığını gördüğünüz her şeyin bir anlamı yoktur. Bu bağlamda, aniden her şey mantıklı geliyor: İşlev kazanımı araştırmaları, medyanın psikolojik operasyonları, halkı “korkutmak” için covid numaralarını taklit eden hastaneler, ivermektine saldırmak ve spike proteinin kökenlerini gizlemek için plan yapan bilim dergileri, covid aşısı zorunluluklarının aralıksız zorlaması, hayatları yok eden ekonomik tecritler vs. Hedefin tamamen ölüm ve yıkım olduğunu anladığınızda, aniden her şey anlam kazanır.
İskoçya'da covid ölümlerinin %80'i şu anda aşılananlar arasında meydana geliyor. İsrail ve Singapur gibi aşılama oranı yüksek ülkelerde hastaneye yatışlar ve ölümler hızla artıyor. Elbette sürpriz olmamalı, çünkü birçok insana biyolojik silah enjekte ettiğinizde birçoğu hastalanıyor ve ölüyor. 1 + 1 = 2. Doğrudan sebep ve sonuç. Küreselciler dünyamıza yaklaşan çok daha büyük bir şeyin farkındalar… KOZMİK ölçekte bir şey. Daha önce de açıkladığım gibi, küreselcilerin insan ırkını yok etmek için çılgınca koşuşturmalarındaki toplam panik, gerçekten şaşırtıcı bir şeyi ortaya koyuyor: Kendileri gelmekte olan şeyden korkuyorlar… kozmik bir şey, herhangi bir pandemi veya herhangi bir savaştan daha büyük bir şey. Bildikleri yaklaşan bir tehdit var ve bu olayın bildiğimiz kadarıyla insan uygarlığını çökerteceğine inanıyorlar… bu nedenle kaosun bir şekilde kontrol altına alınabilmesi için gezegeni hızla insanlardan temizleme ihtiyacı duyuyorlar. (Milyarlarca insanın neler olup bittiğini anlamasını ve ardından sokaklarda paniğe kapılarak küreselcilerin hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu tüm kaynakların peşinden gitmesini istemiyorlar.) Sanki bu anti-insan küreselciler, yaklaşan bir süpervolkan olayının veya gezegenle çarpışacak bir asteroitin veya bir uzaylı istilasının (veya belki de sahte bir istilanın) veya dünyanın sonunu getiren başka bir benzer olayın olduğunu kesin olarak biliyorlar gibi. yakın. Bu yüzden, olay yaklaşmadan önce mümkün olduğunca çok kişiyi yok etmek için çılgın bir acele içindeler. (Gezegen X olabilir mi?)
"Bu nedenle, şu anda aşı ölüm gündemi agresif bir şekilde, umutsuzca hızlandığından, bu yaklaşan olayın muhtemelen 2022'de ortaya çıkması beklendiği konusunda bilinçli bir tahminde bulunabiliriz."
Önümüzdeki kış, küreselcilerin ikili biyolojik silahlarının ikinci yarısını serbest bırakmaları için hedef pencere olacak ve yeni salınan patojenlere veya partiküllere karşı hiperinflamasyon reaksiyonları yoluyla aşılananlar arasında kitlesel kayıplara neden olacak. Bu, teorik olarak 2022'nin ortaları geldiğinde milyarlarca insanı öldürebilir. Bunun ne olabileceği hakkında daha fazla ayrıntı için Steve Quayle ile yaptığım son video röportajına bakın, çünkü dünyamızın büyük bir çöküş yaşanmadan 2022 ara seçimlerine gelemeyeceği konusunda uyarıyor: Ayrıca, küreselcilerin aşı reaksiyonlarından kaynaklanan ölümleri vurgulamak için önümüzdeki aylarda diğer tasarlanmış çöküş olaylarını açığa çıkaracakları da neredeyse kesin. Bu nedenle, dünya çapında ölümleri en üst düzeye çıkarmak için yıkım ve kaos katmanları olarak tasarlanmış gıda kıtlıkları, borç bombası patlamaları, büyük ölçekli derin devlet terörizmi (sahte bayrak olayları) ve hatta kasıtlı jeopolitik savaş başlatmalarının gerçekleşmesini bekleyebiliriz. Dünya hükümetleri cani rejimler haline geldi.. Şüphesiz, dünya hükümetleri artık cani rejimlerdir. Hastaneler cinayet fabrikalarıdır ve doktorlar seri katillerdir. Belki de bu yüzden Randi Pinkerton, AmericanThinker.com'da "Başka bir doktora asla güvenmem" diye öfkeleniyor. Bu sonuçta yalnız olmadığından şüphem yok. "Hiçbir ana akım doktor veya sağlık çalışanına bir daha asla güvenilemez." Ve sadece bu noktayı kanıtlamak için, Project Veritas az önce "bakım evlerinin kimyasal kısıtlamaları kullanarak yaşlıları "grip aşısı" olduklarını iddia ederek yalan söyleyerek covid çekimi yapmaları için kandırmak için nasıl kullandıklarını gösteren" yeni ihbar videoları yayınladı. Gerçekle yüzleş. Artık doktorların katil olduğu bir dünyada yaşıyorsunuz. Hastane yöneticileri, halkı korkutmak için covid sayılarını aldattıklarını açıkça itiraf eden Zoom videolarına yakalandı. Hükümetler, kendi insanlarının ölümlerini en üst düzeye çıkarmanın yollarını arıyorlar. “Bilim” dergileri, bilimin temel direklerine karşı planlar yapıyor ve medya propagandacıları, siyasi kontrol aracı olarak korku yayma güçlerinin keyfini çıkararak tam anlamıyla psikolojik teröristler olarak işlev görüyor. Habersiz kitleler daha uzun süre habersiz kalmayacak. Kitlesel uyanış hemen köşede ve ivme kazandığında, Tanrı bu kozmik ölçekli aldatmaca yoluyla insanlığı yok etmeye çalışan hükümet, bilim ve tıptakilere yardım etsin. Bir milyar insanı (hatta daha fazlasını) öldürebilirler ama hepimizi öldürmeyi başaramazlarsa insanlık onlar için geliyor… ve bu hiç hoş olmayacak. Tüm bunlar hakkında, akılsız aşı fanatikleri haline gelen arkadaşlarınız ve aile üyelerinizle nasıl başa çıkacağınız konusunda pratik bilgiler veren, günümüzün zorlu Durum Güncelleme podcast'inde daha fazla ayrıntıya sahibim.(....)" (449)
Ölümcül kara kışta gribin geri dönmesi.. Covid aşılarının burada yeri ne?
"Covid'in “üçüncü dalgası” AŞILANMIŞLAR arasında toplu ölüm görecek.
Vuhan koronavirüsünün (Covid-19) bir "üçüncü dalgası" yolumuza devam ediyor. Ve bundan etkilenenler, DNA'larını sonsuza dek değiştiren ve onları hastalığa ve ölüme daha duyarlı hale getiren deneysel gen terapisi kokteylleri enjekte etmeyi kabul eden "aşılanmış" kişiler olacak. Bilimsel Pandemik Grip Grubu Modelleme (SPI-M) tarafından derlenen bir raporda gömülü olarak, üçüncü dalga olarak adlandırılan süreçte ölecek olan insanların çoğunun zaten Çin virüsü için tamamen enjekte edilmiş olacağı kabul ediliyor. Raporda, "Hem hastaneye yatışlarda hem de ölümlerde yeniden canlanma, dalganın sırasıyla yaklaşık yüzde 60'ını ve yüzde 70'ini oluşturan iki doz aşı alanlar tarafından domine ediliyor."
“Bu, en riskli yaş grubundaki yüksek alım seviyelerine bağlanabilir” diye açıklıyor.. Grubun mantığı, aşılanmış 50 yaş üstü kişilerin yaklaşık yüzde 10'unun aşıdan herhangi bir koruma sağlayamayacağıdır, bu yüzde 90'lık bir "etkililik" oranına dayanmaktadır. Bu yüzde 10, yaklaşık 2,9 milyon kişiye tekabül ediyor. Bir analist yaklaşık 40.000 ölüm öngörürken, bir diğeri 60.000'e yakın ölüm olacağını söylüyor. Her iki durumda da, bu, Çin virüsünün kendisinin bile o kadar yüksek riskli olmadığı gerçeğine dayanarak, kendi başına tamamen gereksiz olan bir “aşı” tarafından neden olunan çok sayıda ölümdür. “Birinci dalga” sırasında 200 kişiden birinin öldüğü söylenirken – ki bunun aşırı şişirildiğini biliyoruz – üçüncü dalga sırasında 70 kişiden birinin öleceğini tahmin ediyor, uzmanlar, bunların hepsinin aşı sayesinde olacağını tahmin ediyor.
Yaz mevsimi, yönetim kurulu genelinde daha az enfeksiyon görür, ancak sonbahar ve kışa kadar bekleyin.. Bazı modelciler, sözde fazla "karamsar" oldukları için eleştirilere maruz kaldıktan sonra, aşı olan herkesin nasıl iyi olacağına dair daha pembe bir tablo çizdiler. Bu, insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlar ve bu nedenle muhtemelen ileriye doğru devam eden anlatı olacaktır. Bununla birlikte, insanlar ölmeye başladığında, aşılarla bağlantı kuracaklar mı, yoksa aşılanmamış olanlar mı suçlanacak? Tıp kurumu her zaman gerçek nedenden başka bir şeyi suçlamanın bir yolunu bulmuş gibi görünüyor. Yine de, tüm kaynaklar aşılananlar için güzel sonuçlar öngörmüyor. Bir analist, tartışmalı AstraZeneca aşısının iki dozdan sonra “enfeksiyonları” yalnızca yüzde 31 oranında azaltacağını söylüyor. Diğerleri, çekimlerin yüzde 63-65 civarında biraz daha iyi performans gösterebileceğini söylüyor. Bu arada AstraZeneca, enjeksiyonun neden olduğu kan pıhtılarından ölen jab alıcılarının ordularını görmezden gelerek yüzde 94'lük bir etkinlik oranı talep ediyor. Mevsimsellik yönü de güneş ışığına daha fazla maruz kalma olarak düşünülmelidir ve diğer faktörler daha sıcak aylarda daha az hastalık anlamına gelme eğilimindedir. Yine de, mevsimsel hastalık "yayılmaya" başladığında ve vücudu patojenik maruziyete doğal olmayan bir şekilde tepki vermeye hazır olan her aşılı kişi, bağışıklık sisteminin aşırı hızlanmaya başladığını gören sonbahar ve kışa kadar bekleyin. Düşünün sitokin, bu dünyanın daha önce görmediği benzerlerini fırtınalar savurarak kitlesel hastalık ve ölümle sonuçlanır.
Sıkıntıyı atla ve sadece hayatını yaşa.. Rapor ayrıca, Wuhan koronavirüsünün (Covid-19) üreme hızında veya “R” sayısında bir artış olduğunu ve onu tüm bu şeyin başlangıcında varsayılan değere geri getireceğini, hatta ondan daha yükseğe çıkacağını öngörüyor. Model, R-oranının 17 Mayıs'a kadar 2,2'ye yükseleceğini öne sürüyor; bu, Birleşik Krallık genelinde uygulanan önceki İkinci Kademe kısıtlamaları sırasındaki rakamdı. Aşılamayı destekleyen satış noktaları bile, insanların doğal bağışıklık tepkisinin, aşılar olmasa bile azalan enfeksiyon oranlarına atfedilebileceğini kabul etmeye başlıyor. Aynı zamanda, birçok kişinin toplu enjeksiyon kampanyaları nedeniyle yükselmesini beklemesine rağmen, R oranını sözde düşük tutmanın bir yolu olarak onları zorluyorlar. Aksi takdirde aşılamayı destekliyor gibi görünen bir kaynağa işaret ederek, "aşılanmamış bu kişilerin önemli bir bölümünün önceden bir enfeksiyondan bağışıklığa veya en azından diğer koronavirüsten bir miktar doğal bağışıklığa sahip olacağını akılda tutmakta fayda var." Öte yandan, aşıların daha fazla ölüme neden olacağını kabul eden korkunç modeller, aynı zamanda, yukarıda alıntılanan kaynağın durumun böyle olmaması gerektiğine işaret ettiği, karantina ve kısıtlamaların devam etmesi gerektiğini önermek için kullanılıyor. Politikayı, sunuldukları zaman modası geçmiş modellere dayandırmaya devam etmek, ulusun özgürlüğü hakkında kararlar almak için mantıklı bir yol olamaz” diyor. "Tarihlere değil verilere ve kesinlikle modellere dayalı kısıtlamaların serbest bırakılmasıyla - temkinli ama kararlı bir şekilde - ilerlemenin zamanı geldi." Analizin tamamını bu linkten okuyabilirsiniz. (...)" (439)
"Karanlık kış ölümleri başlıyor: Toplu aşı ölümleri, tasarlanmış açlık ve gaz ve enerjinin çöküşüyle çarpışıyor.
Sözde Karanlık Kış, aslında insanlığı yok etmeye yönelik bir ölüm planıdır ve insanlara yönelik saldırı vektörleri arasında toplu aşılama soykırımı, mühendislik ürünü gıda arzı çöküşü (kitlesel açlığa yol açan), finans sektöründeki aksaklıklar ve artan arz çöküşü yer alır. Evleri ısıtmak, gübre yapmak ve enerji taşımacılığı yapmak için gereken enerji (benzin, doğal gaz). Ayrıca, bu hızlanan çöküşün, yetkin işçi eksikliği nedeniyle büyük hizmetleri askıya almanın eşiğinde olan nakliye ve dağıtım şirketlerine (Fedex gibi) kan kaybetmesini de dehşet içinde izliyoruz. Bu arada, Newsom gibi suçlu valiler, limanları umutsuzca ihtiyaç duyulan işçilerden mahrum bırakan anlamsız covid karantinaları uygulayarak tedarik hattı kısıtlamalarını kasıtlı olarak kötüleştirdiği için, 70'den fazla konteyner gemisi Los Angeles limanının dışında istifleniyor. Sorumlu hainler, insanoğlunu yaşatan altyapının tüm kilit noktalarını sıkıştırıyor. Başarırlarsa, Amerika'yı (ve diğer ulusları) hızla üçüncü dünya kitlesel kıtlık, yoksulluk, evsizlik, şiddet ve umutsuzluk koşullarına sokacaklar. Ve bunların ne kadar çabuk gerçekleştiğini fark ettiniz mi?
Bunların hepsi tasarım gereği ve gün geçtikçe hızlanıyor.. Muhtemelen Kuzey Amerika'da hızla yayılan bakkal kıtlığını zaten fark ediyorsunuz. Genellikle büyük miktarlarda gıda tedariki sipariş eden bakkallar, okul bölgeleri ve gıda üreticileri, siparişlerinin fiili teslimat açısından %50'ye varan oranda azaldığını görüyor. Ticari düzeyde, başka bir deyişle, gıda arzı zaten yaklaşık %50 oranında düştü. Bu, bakkalların boş rafları umutsuzca bir şeyle - herhangi bir şeyle - doldurmaya çalıştığı, sadece stokta kalmamış gibi görünmekten kaçınmak için gıda endüstrisinin perakende sektörüne damlamaya başlıyor. Biden ve covid tiranları altında Amerika hızla Venezuela'ya dönüşüyor. Bu bir tesadüf değil. Yine de birçok Amerikalı hala inkarda kalmış durumda, yeteri kadar insan ölümcül protein enjeksiyonları yaparsa her şey “normale dönecek” gibi davranmak.
Bugün Joe Biden, "normale dönmeden önce Amerikalıların %98'inin aşı olması gerektiğini" iddia etti. Bu %98 hedefine ulaşmak için silah zoruyla aşı emirlerini uygulamaya hazırlandıkları açık, bu noktada elbette %98'lik kesimdeki tüm aşı sonrası yaralanmalar ve ölümler için kalan %2'yi suçlayacaklar. Hedefin sadece %70 olduğu zamanı hatırlıyor musunuz? "İnsanların çoğuna aşı yaptırabilirsek “sürü bağışıklığının” bizi koruyacağı söylendiği" zamanı hatırlıyor musunuz? Şimdi bu, çılgın sol medyanın şimdi “tehlikeli bir teori” olarak adlandırdığı doğal bağışıklık kavramıyla birlikte pencereden atıldı. Bu hemşireyi dinleyin, güçlendiricilerin, bağışıklık tepkinizi yok etmek için nasıl tasarlandığını açıklıyor:
"Her güçlendirici atış (aşı), elbette, bağışıklık sisteminizin tepki kapasitesinin (çoğunlukla beyaz kan hücreleri) bir başka %25'ini yok etmek için tasarlanmıştır."
Bu kış, kitlesel bir ölüme ulaşmak için tüm faktörler bir araya geliyor.. İnsan karşıtı küreselciler planlarını gerçekleştirebilirlerse, yalnızca önümüzdeki altı ay içinde milyonlarca Amerikalının öldüğünü göreceğiz. Bu saldırıya karşı potansiyel savunmalar arasında ivermektin, gıda hazırlığı, kendine güven vb. yer alır, bu nedenle hayat kurtarmaya yardımcı olmak için bu önemli gerçekler hakkında bilgi verin. Çok fazla koyun hala aşı zorunlulukları ve maske gereklilikleri ile birlikte giderken, küreselcilerin şimdi doğruladığı şey, insanlığın %90'ını öldürmenin onlar için inanılmaz derecede kolay olduğudur. Çoğu insan sıfır yedek yiyecek kaynağına, yedek su deposuna, kendi yiyeceklerini üretme becerisine, kendini savunma araçlarına, yedek iletişimlere vb. sahip değildir. Bunu bugün kısa bir podcast güncellemesinde ele alacağım (bu ana podcast değil) , tam hali aşağıda. Bu nedenle, gıda, yakıt, enerji ve bankacılık işlemlerini yalnızca 90 gün boyunca kesen küreselciler, büyük bir olasılıkla büyük bir ölüme yol açacaktır - kitleler en temel hayatta kalma becerilerinden bile tamamen habersiz olduğundan, belki de nüfusun %70'i kadar. Fark edeceğiniz gibi, gıda arzı şu anda kesiliyor. Çin'de elektrik şebekesi kapatılıyor. İngiltere'de akaryakıt stokları tükeniyor. Hastaneler, dayak yemeyi reddettikleri için işten atılan sağlık çalışanlarının yerine Ulusal Muhafız birliklerinin görevlendirildiği noktaya kadar çöküyor. (We Are Change hakkındaki bu videoyu izleyin.) New York Eyaleti'nin bu hastane personeli sıkıntısı nedeniyle olağanüstü hal ilan etmesi bekleniyor - bunların hepsine hükümetin kendisi neden oldu! Bu arada, Çin'deki Evergrande Ponzi planı, diğer emlak geliştiricilerine bir bulaşma gibi yayılırken, Çin dışındaki tahvil sahiplerine borçlu oldukları parayı asla almayacakları söylendi. Finansal sektör aracılığıyla bulaşma hızlanacak. Bu, Lehman Brothers'tan daha büyük. Bu, 2008'deki birinci sınıf konut balonu çöküşünden çok daha büyük. Bu mühendislik ürünü çöküş katmanlarını birleştirmeye başladığınızda: Gıda, enerji, finans, tıp vb. Bu, önümüzdeki birkaç ay boyunca medeniyeti nereye götürür? Hemen uçuruma. Toplu bir ölüm bekliyoruz. Aslında, solcu medyanın 2021'de tüm nedenlere bağlı ölümlerde bir artış olduğunu kabul etmesi, ancak bunun muhtemelen covid aşılarıyla ilgili olamayacağında ısrar etmesiyle çoktan başladı. Milyonlarca ölü varken bunu nasıl açıklamaya çalışacaklar? Bugünün Durum Güncellemesi podcast'i, elektrik olmadan çalışan kendi gıda yetiştirme sisteminizi nasıl oluşturacağınıza dair kritik bir mesajla (en başta) daha fazla yanıt ve tartışma sağlar. Hawaii'den "Kratky" makalesine dayanan bu sistemin bağlantısı şu bağlantıda bulunur: Adı “Yapraklı, Marul ve Yarı Başlı Marulun Ticari Üretimi için Askıya Alınmış Net-Pot, Dolaşımsız Hidroponik Yöntem”. Bugünkü podcast'in ilk 10 dakikasında daha fazlasını ele alıyorum.(....)" (440)
"Çalışma: Coronavirüs sosyal mesafe önlemleri önümüzdeki kış bir grip artışını tetikleyecek.
Wuhan koronavirüsünün (COVID-19) bu yıl yayılmasını yavaşlatmayı amaçlayan sosyal mesafe ve diğer önlemler, gelecek yıl grip vakalarında artışa neden olabilir. Bu, Princeton Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre. Araştırmacılara göre, sosyal mesafe ve diğer sözde ilaç dışı müdahaleler (NPI'ler), COVID-19'u yavaşlatmanın yanı sıra diğer hastalıklar için enfeksiyon oranlarını düşürmeye yardımcı oldu. Bununla birlikte, NPI'ler artık hassas insan havuzunu artırdığından, bu bonusun önümüzdeki yıllarda zincirleme bir etkisi olacağı konusunda uyarıyorlar. Ayrıca, devam eden COVID-19 pandemisi nedeniyle NPI'lerin birkaç ay boyunca yerinde kalması beklendiğinden, bu hastalıklar için risk altındaki bireylerin sayısının daha da artması bekleniyor. Grip ve RSV vakaları önceki yıllara göre azaldı.. Princeton araştırmacıları, mevsimsel grip ve respiratuar sinsityal virüs (RSV) gibi hastalıklar için bu yılki verileri önceki yıllardaki verilerle karşılaştırdı. Bu bulaşıcı hastalıkların 2020'de önceki yıllardaki ortalama enfekte insan sayısından beşte bir daha az kişiyi etkilediğini buldular. RSV, bir kişiden diğerine geçen bir solunum virüsüdür. Son derece yaygındır ve çoğu çocuk iki yaşına geldiklerinde onu yakalar. Hastalığın bebeklerde, yaşlı erişkinlerde ve kalp ve akciğer hastalığı olan kişilerde ciddi enfeksiyona neden olduğu bilinmektedir. Amerika'da sosyal mesafe uygulanıp yüz maskeleri ve seyahat yasakları hayatın bir parçası haline geldiğinden, bir yan etki RSV bulaşında yüzde 20'lik bir düşüş oldu.Grip virüsünün ise mutasyona bağlı olarak hızla değiştiği bilinmektedir. Bu nedenle aşılar buna karşı sadece kısmen etkilidir, bu nedenle her yıl yenisinin yapılması gerekir. Bu yıl, NPI'lar sayesinde grip vakaları da azaldı. Bununla birlikte, bu yıl bu hastalıkların daha düşük vakaları, özellikle sosyal mesafe ve maske takma emirleri kaldırıldıktan sonra, gelecek yıl daha fazla insanın onlara karşı savunmasız olacağı anlamına geliyor. Normal şartlar altında endemik hastalıklara yakalanan kişilerde bunlara karşı antikor gelişir ve bu hastalığa karşı sürü bağışıklığının oluşmasına yardımcı olur. Ancak insanlar bu hastalıklara yakalanmadan ve onlara karşı antikor geliştirmeden, bu patojenlerin yayılması daha kolay olacaktır.
Araştırmacılar, 2021 baharında grip ve RSV vakalarında bir artış görmeyi beklediklerini söylediler. Ancak, solunum hastalıkları ve virüsler her zaman en soğuk aylarda geliştiği için en büyük artışın kış aylarında gerçekleşmesini bekliyorlar. Araştırmacılar raporlarında, "Gelecek yıllarda önemli miktarda RSV salgınlarının meydana gelebileceğini ve en yüksek salgınların 2021-2022 kışında meydana gelebileceğini gördük" dedi. “Grip sonuçları genel olarak bu tabloyu yansıtıyor, ancak daha belirsiz; Gelecekteki salgınlar muhtemelen dolaşımdaki suşların bulaşıcılığına ve evrimsel dinamiklerine bağlıdır.” Grip ve RSV vakalarındaki artış, gelecek yıl sağlık sistemlerini zorlayabilir.. Önümüzdeki yıldan itibaren grip ve RSV vakalarında bir artış, Amerika'nın zaten yük olan sağlık sistemine ek bir yük getirebilir. Devam eden COVID-19 salgını, yaz aylarında yeniden açıldıktan sonra çoğu yoğun bakım yatağının bitmesiyle birçok eyaletin sağlık sistemlerini uçurumun kenarına itti. Hem sağlık profesyonellerinin hem de hükümet yetkililerinin karşılaştığı en büyük sorulardan biri, NPI'leri zorunlu kılan ekonomileri daha fazla açmaya ve rahatlatıcı önlemlere ne zaman başlanacağıdır. Birçoğu, mevcut yönetimin “Operasyon Warpspeed” tarafından desteklenen COVID-19 aşılarının geliştirilmesine güveniyor. (İlgili: Uzmanlar, bir aşı işe yarasa bile koronavirüsün sorun olmaya devam edeceğini tahmin ediyor.) Bununla birlikte, tüm bunlar, çabalar ve fonlar COVID-19'a akıtıldığından ve onlardan uzak tutulduğundan, insanları diğer hastalıkların olası tehdidine karşı kör bırakmış olabilir. Bu, COVID-19'a karşı antikorların uzun sürmeyebileceğini düşündüren araştırma bulgularıyla da karmaşık hale gelebilir. Durum gerçekten böyleyse, COVID-19 muhtemelen sağlık sistemlerinin grip ve RSV'nin üzerinde uğraşması gereken başka bir mevsimsel hastalığa dönüşecektir.(...)" (441)
"CHA-CHING! Big Pharma şimdi covid, influenza için mevsimlik 2'si 1 arada "aşı" geliştiriyor ve bu, ASLA SONLANMAYAN spike protein enjeksiyonları için açık bir plan olduğunu gösteriyor.
Ülkenin yaklaşık yarısının Wuhan koronavirüsü (Covid-19) için “tamamen aşılandığı”na göre, Big Pharma'nın pandeminin bir sonraki aşaması, her iki Çin Mikrobu için yeni bir 2'si 1 arada “aşı” geliştirmeyi içeriyor. ve mevsimsel grip. Maryland merkezli biyoteknoloji şirketi Novavax, 8 Eylül'de, Fauci Gribinin ve düzenli olarak uygulanabilen düzenli grip enjeksiyonunun etkilerini incelemek için klinik bir deneme başlattığını ve sonsuz bir kâr sağladığını duyurdu. Erken aşama 1/2 çalışması, ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nden (FDA) onay almayan şirket tarafından üretilen deneysel enjeksiyonları değerlendirecek. Başarılı olursa Novavax, Donald Trump'ın "Çarpma Hızı Operasyonu" ve Çin Virüsü enjeksiyonları ile yaptığı gibi, atışı "warp hızında" kullanmaya acele etmesi için bir politikacıyı etkilemeye çalışabilir. Novavax denemesi için, kurumsal dev, 50 ile 70 yaşları arasındaki 640 sağlıklı gönüllüye gizemli kokteyli deneysel olarak enjekte edecek. Bu duruşmanın, Çin Mikropları nedeniyle tamamen kilitlenmiş ve toplam tıbbi sıkıyönetim kapsamında olan Avustralya'da gerçekleştirileceği bildiriliyor. Novavax'ın başkanı Gregory M. Glenn, “Bu çalışma, aşının, Matrix-M adjuvanımız tarafından aynı anda iki yaşamı tehdit eden hastalığa karşı güçlendirilmiş güçlü bir bağışıklık tepkisi oluşturma potansiyelini değerlendiren türünün ilk örneğidir” dedi. araştırma ve geliştirme, bir açıklamada. Olumlu güvenlik ve tolere edilebilirlik profilleri ile bireysel olarak olağanüstü sonuçlar veren bu iki aşının kombinasyonu, sağlık sistemi için daha fazla verimlilik sağlayabilir ve tek bir rejimle COVID-19 ve influenzaya karşı yüksek düzeyde koruma sağlayabilir.”
Covid ilaçları Wall Street'in altın buzağı haline geldi.. Moderna da benzer şekilde yeni 2'si 1 arada enjeksiyonu "warp hızında" yapmaya çalışıyor. Şirket, Wuhan Gribi için mevcut mRNA enjeksiyonunun ve şu anda geliştirilmekte olan başka bir gizemli grip aşısının bir kombinasyonunu içeren versiyonunu "mRNA-1073" olarak adlandırıyor. Moderna'nın duyurusundan sonra Wall Street, Amerika'nın zaten büyük olan balon pazarında fiyatını artıran Federal Rezerv fiat "para" enjeksiyonlarıyla hisse senedini doldurdu. Moderna CEO'su Stéphane Bancel, "Bugün, COVID-19'a karşı bir güçlendirici ile gribe karşı bir güçlendiriciyi birleştiren tek dozluk bir aşının geliştirilmesiyle yeni solunum aşısı programımızın ilk adımını duyuruyoruz" dedi. devasa bir yem ve anahtar, pompala ve boşalt stok planının bir parçası. "Nadir hastalık programlarımıza hasta kaydetme konusunda ilerleme kaydediyoruz ve kişiselleştirilmiş kanser aşısı denememize tam olarak kaydolduk. Bunun, bilgiye dayalı ilaçlarda yeni bir çağın sadece başlangıcı olduğuna inanıyoruz.” Piyasalar tam bir çöküşün eşiğine geldiğinden, Moderna ve Novavax gibi ilaç devleri, bir "pandemi" kisvesi altında, sistem çökmeden önce alabildikleri her son kuruşta sıyırmak için çabalıyorlar. The Epoch Times'ta bir yorumcu, "Onaylanmamış bir grip aşısı, vücuduma Tanrı'nın yapmak için tasarladığı şeyi yapmayı öğreten yeni bir teknolojiyle birleştirildi" diye yazdı. “Yine, hayır teşekkür ederim.” "Çocuk felcinin geri dönüşü veya çiçek hastalığı olması umurumda değil: Asla başka bir aşı almayacağım," diye yazdı bir başkası, daha fazla enjeksiyon yapmasının hiçbir yolu olmadığını yazdı. “Bu noktada hükümetimize kim güvenebilir? Neden bu kadar zorluyorlar? Masken ve aşın seni koruyorsa beni merak etme. Engeli seçmemenin sonuçlarını (iyi ya da kötü) kabul etmeye hazırım.” (...)" (442)
"HIV / AIDS = Fauci'nin İlk Sahtekarlığı | Sessiz Savaşlar için Sessiz Silahlar
Küresel elitin şeytani nüfus azaltma gündemini anlamak için ekmek kırıntıları yolunu takip etmeniz yeterlidir: “Bir dereceye kadar Sağın Komünistlerin hareket ettiğine inandığı şekilde işleyen uluslararası bir Anglofil ağı vardır ve bir nesildir de var olmuştur. Aslında Yuvarlak Masa Grupları olarak tanımlayabileceğimiz bu ağın ne Komünistlerle, ne de başka herhangi bir grupla işbirliği yapmaktan çekinmediği ve sıklıkla yaptığı görülmektedir. "..Bu ağın işleyişini biliyorum çünkü onu yirmi yıl inceledim ve 1960'ların başında iki yıl boyunca belgelerini ve gizli kayıtlarını incelememe izin verildi. Ona ya da amaçlarının çoğuna karşı hiçbir nefretim yok ve hayatımın büyük bir bölümünde ona ve birçok aracına yakın oldum. Hem geçmişte hem de yakın zamanda, birkaç politikasına (özellikle İngiltere'nin bir Avrupa Gücünden ziyade bir Atlantik olduğu ve Birleşik Devletler ile müttefik olması, hatta federe olması ve Avrupa'dan izole kalması gerektiği inancına) itiraz ettim, ama genel olarak benim temel fikir ayrılığım, onun bilinmez kalmak istemesi ve tarihteki rolünün bilinmesi için yeterince önemli olduğuna inanıyorum.” Carroll Quigley, Trajedi ve Umut: Zamanımızda Dünyanın Tarihi (1966) Sayfa 950.
"ABD Savunma Bakanlığı, 1970 yılında, "insan bağışıklık sistemine saldıran bir biyolojik silahın yaratılmasını" finanse etmek için yetkilendirme yasası çıkardı. "
-"2001 yılında George Soros, Bill Gates Sr., David Rockefeller ve diğer Malthusçu seçkinlerle Dr. Fauci “Hayırsever” Öğle Yemeği."
-"Teknolojinin Geleceği ve Uluslararası Kalkınma için Senaryolar 2010: OPERASYON KİLİT ADIMI."
-"Kendinizi eğitin: 1918 Grip Salgını'nda Kullanılan Otlar Bugün Nasıl Etkili Olabilir ."
Dr. Deception Anthony Fauci, bir Cizvit Yeni Dünya Düzeni hilesidir. Yukarıdaki 2017 makalesi, medyanın kabul tohumlarını ekmek için tahmine dayalı programlamayı nasıl kullandığını ve Fauci gibi ajanları, insanları yalanlara inandırmak için nasıl yücelttiğini vurguluyor. Seçkinler bu dolandırıcılığı uzun zaman önce planladı. Bu el yazması ofisimize kimliği belirsiz bir kişi tarafından teslim edildi. Belgeyi çalmadık, Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti'nden herhangi bir hırsızlığa karışmadık ve belgeyi dürüst olmayan yöntemlerle almadık. Bu belgeyi çoğaltarak “Milli Güvenliği” tehlikeye atmadığımızı hissediyoruz, tam tersine; doğrulandı ve sadece yayınlama hakkımız dahilinde değil, ahlaki olarak da bunu yapmak zorunda olduğumuzu hissediyoruz. Eğitim kılavuzuyla ilgili olarak, CIA'deki seçilmiş kişi tarafından yapılan marjinal notları bloke etmemiz gerektiğini tespit etmiş olabilirsiniz. Eğitim Merkezi, ama sizi temin ederim ki el kitabı orijinaldir ve seçileni komployla tanıştırmak amacıyla basılmıştır.
Bu el kitabının dünya çapında dağıtılmasını çok isteyen biri yeni emekli olmuş askeri istihbarat için dört farklı teknik yazar tarafından doğrulandı; ve federal hükümet tarafından halen elektronik mühendisi olarak istihdam edilen ve tüm eğitim kılavuzlarına erişimi olan biri. Biri Hawaii'de konuşlanmış ve Deniz İstihbaratında en yüksek güvenlik yetkisine sahipken, diğeri ise şu anda bir üniversitede ders vermekte ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı ile birkaç yıldır çalışıyor ve balta, komploculara düşmeden önce çıkmak istiyor. Tüm dünyanın bu plandan haberdar olması gerektiğine inandık ve bu yüzden 100 kadar elyazmasını uluslararası olarak dağıttık, üst düzeydeki kişilere fikirlerini sorduk. Konsensüs, bunu, sadece kendilerine karşı “Savaş” ilan edildiğini anlamakla kalmayıp, insanlığın gerçek düşmanını doğru bir şekilde tespit edebilecekleri şekilde, bunu isteyen herkese dağıtmaktı.
--
"ÇOK GİZLİ
-Sessiz Savaşlar için Sessiz Silahlar Yöneylem Araştırması Teknik Kılavuzu TM-SW7905.1
-Bu yayın, öznel biyolojik savaş kullanılarak “sessiz silahlarla” yürütülen “Sessiz Savaş” olarak adlandırılan Üçüncü Dünya Savaşı'nın 25. yıldönümünü kutlamaktadır.
-Bu kitap, bu savaşın, stratejilerinin ve silahlarının giriş niteliğinde bir tanımını içerir.
Mayıs 1979 #74-1120
--
Güvenlik.. Sosyal mühendisliği veya bir toplumun otomasyonunu, (yani sosyal otomasyon sistemlerinin (sessiz silahların) mühendisliğini), ulusal veya dünya çapında bir ölçekte, kapsamlı sosyal kontrol ve insan yaşamının yok edilmesi, (yani kölelik ve soykırım). Bu kılavuz kendi içinde analog bir niyet beyanıdır. Böyle bir yazı, kamu incelemesinden korunmalıdır. Aksi takdirde, teknik olarak resmi bir iç savaş ilanı olarak kabul edilebilir. Ayrıca, büyük güç konumunda olan ve halkın tam bilgisi ve rızası olmadan herhangi bir kişi veya grup, bu bilgi ve metodolojileri ekonomik fetih için kullandığında, bu kişi veya grup arasında bir iç savaş halinin var olduğu anlaşılmalıdır. kişilerin ve halkın. Günümüz sorunlarının çözümü, dini, ahlaki ve kültürel değerler üzerinde taviz vermeyen, acımasızca samimi bir yaklaşımı gerektirmektedir. İnsan toplumuna soğuk bir tarafsızlıkla bakma ve yine de gözlemlerinizi ve sonuçlarınızı benzer entelektüel kapasiteye sahip diğer kişilerle sağduyu veya alçakgönüllülük kaybı olmadan analiz etme ve tartışma yeteneğiniz nedeniyle bu projeye hak kazandınız. Bu tür erdemler, kendi çıkarınız için uygulanır. Onlardan sapma.
Tarihsel Giriş.. Sessiz silah teknolojisi, II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de Askeri Yönetim altında geliştirilen stratejik ve taktik bir metodoloji olan Yöneylem Araştırması'ndan (O.R.) evrimleşmiştir. Yöneylem Araştırmasının asıl amacı, "sınırlı askeri kaynakların yabancı düşmanlara (yani lojistik) karşı etkin kullanımı amacıyla hava ve kara savunmasının stratejik ve taktik sorunlarını incelemekti."
"Aynı yöntemlerin bir toplumu tamamen kontrol etmek için yararlı olabileceği, güçlü konumdakiler tarafından çok geçmeden anlaşıldı. Ancak daha iyi araçlar gerekliydi."
Sosyal mühendislik (bir toplumun analizi ve otomasyonu), büyük miktarlarda sürekli değişen ekonomik bilgilerin (verilerin) korelasyonunu gerektirir; bu nedenle, "toplumun önüne geçebilecek ve toplumun ne zaman teslim olmaya geleceğini (kapitülasyonu) tahmin edebilecek" yüksek hızlı bilgisayarlı bir veri işleme sistemi gerekliydi. Röle bilgisayarlar yavaşlayacaktı, ancak 1946'da J. Presper Eckert ve John W. Mauchly tarafından icat edilen elektronik bilgisayar faturayı doldurdu. Bir sonraki atılım, 1947'de matematikçi George B. Dantzig tarafından tek yönlü doğrusal programlama yönteminin geliştirilmesiydi. Daha sonra 1948'de J. Bardeen, W.H. Brattain ve W. Shockley, alan ve güç gereksinimlerini azaltarak bilgisayar alanında büyük bir genişleme sözü verdi. Yönleri altındaki bu üç buluşla, güçlü konumlarda olanlar, bir düğmeye basarak tüm dünyayı kontrol etmelerinin mümkün olduğundan şiddetle şüpheleniyorlardı.
Hemen, Rockefeller Vakfı, Harvard College'a dört yıllık bir hibe vererek zemin kata girdi ve Amerikan Ekonomisinin yapısının incelenmesi için Harvard Ekonomik Araştırma Projesi'ni finanse etti. Bir yıl sonra, 1949'da Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri katıldı. 1952'de hibe dönemi sona erdi ve sosyal yöneylem araştırmasının bir sonraki aşamasını belirlemek için Elit'in üst düzey bir toplantısı yapıldı. Harvard projesi, 1953'te ekonomik (sosyal) mühendisliğin fizibilitesini öneren bazı sonuçlarının yayınlanmasından da anlaşılacağı gibi, çok verimli olmuştu. (Studies in the Structure of the American Economy – Telif hakkı 1953, Wassily Leontief, International Science Press Inc., White Plains, New York). 1940'ların on yılının son yarısında tasarlanan yeni Quiet War (sessiz savaş) makinesi, tabiri caizse 1954'te showroom zemininde pırıl pırıl altın kaplama donanımda duruyordu. 1954'te Maser'in yaratılmasıyla, "deniz suyundaki ağır hidrojenden sınırsız füzyon atom enerjisi kaynaklarının kilidini açma" vaadi ve bunun sonucunda sınırsız sosyal gücün mevcudiyeti sadece on yıllar sonra bir olasılıktı. (......)
Saptırma, Birincil Strateji..
--------------------------
-Tecrübe, sessiz bir silahı güvence altına almanın ve halkın kontrolünü ele geçirmenin en basit yönteminin, bir yandan halkı, disiplinsiz ve temel sistem ilkelerinden habersiz tutarken, diğer yandan da kafalarını karışık, düzensiz ve gerçek olmayan konularla dikkatlerini dağıtmak olmasını engellemiştir. Öte yandan önem. Bu şu şekilde sağlanır:
-Akıllarını devre dışı bırakmak (zihinsel faaliyetlerini sabote etmek); matematik, mantık, sistem tasarımı ve ekonomi alanlarında düşük kaliteli bir halk eğitimi programı sağlamak; ve bu teknik yaratıcılığın cesaretini kırıyor.
-Duygularını harekete geçirerek, kendilerine düşkünlüklerini ve duygusal ve fiziksel faaliyetlere düşkünlüklerini artırarak:
-Medyada - özellikle TV ve gazetelerde - sürekli seks, şiddet ve savaş yağmuru yoluyla amansız duygusal hakaretler ve saldırılar (zihinsel ve duygusal tecavüz).
-Onlara istediklerini – fazlasıyla – “düşünce için abur cubur” vermek ve onları gerçekten ihtiyaç duydukları şeylerden mahrum etmek.
-Tarihi ve hukuku yeniden yazmak ve halkı, sapkın yaratıma tabi kılmak, böylece düşüncelerini kişisel ihtiyaçlardan (yüksek oranda imal edilmiş) dış önceliklere kaydırabilmek.
Bunlar,(insanların) sosyal otomasyon teknolojisinin sessiz silahlarına ilgi duymalarını ve keşfetmelerini engeller. Genel kural şudur ki, "kafa karışıklığında bir kazanç vardır; ne kadar karışıklık, o kadar kazanç." Bu nedenle, en iyi yaklaşım "sorun yaratmak ve ardından çözümler sunmaktır."
Yönlendirme Özeti..
---------------------
Medya: Yetişkinlerin dikkatini gerçek sosyal sorunlardan uzaklaştırın ve gerçek önemi olmayan meselelerle büyüleyin.
Okullar: Gençleri gerçek matematikten, gerçek ekonomiden, gerçek hukuktan ve gerçek tarihten habersiz tutun.
Eğlence: Halka, açık eğlenceyi altıncı sınıf seviyesinin altında tutun.
Çalışma(İş): Halkı, meşgul, meşgul, meşgul, düşünmeye vakti olmadan; diğer hayvanlarla çiftliğe geri dönün.
Rıza, Birincil Zafer.. Sessiz bir silah sistemi, uysal bir halktan yasal (ancak her zaman yasal olmayan) güçle elde edilen veriler üzerinde çalışır. İç Gelir Servisi aracılığıyla sessiz silah sistemleri programcılarına birçok bilgi sunulur. (Bir I.R.S. kaynak listesi için Amerikan Ekonomisinin Yapısındaki Çalışmalara bakınız.) Bu bilgiler, vergi mükellefleri ve işverenler tarafından sağlanan köle işçi tarafından toplanan, bir araya getirilen ve sunulan federal ve eyalet vergi formlarında yer alan iyi organize edilmiş verilerin zorunlu olarak teslim edilmesinden oluşur. Ayrıca, I.R.S.'ye sunulan bu tür formların sayısı. stratejik karar vermede önemli bir faktör olan kamu rızasının yararlı bir göstergesidir. Diğer veri kaynakları, Kısa Girdi Listesinde verilmiştir. Onay Katsayıları – zafer durumunu gösteren sayısal geri bildirim. Psikolojik temel: Hükümetin adil bir tazminat ödemeden vergi toplayabilmesi ve özel mülkiyete el koyabilmesi, halkın, teslim olmaya hazır olduğunun ve köleleştirmeye ve yasal tecavüze rıza gösterdiğinin bir göstergesidir. Hasat zamanının iyi ve kolayca ölçülebilen bir göstergesi, hükümetten bariz bir şekilde karşılıklı veya dürüst hizmet almamasına rağmen gelir vergisi ödeyen kamu vatandaşlarının sayısıdır. (.....)" (423)
"İran Komutanı, Yabancı Aşıların Dünya Nüfusunun Beşte Birini Öldürmek Olduğunu Söyledi.
İran Devrim Muhafızları Koordinatör Yardımcısı (IRGC), Kovid-19 aşısı üreten şirketlerin dünyanın aşırı nüfuslu olduğuna inandıklarını ve dünya nüfusunu yüzde 20 azaltmak istediklerine dair kanıtlar olduğunu söyledi. "Koronavirüs aşısını üreten şirketlerin sahibi aynı kişiler, dünyanın aşırı nüfuslu olduğuna ve dünya nüfusunun yüzde 20 azaltılması gerektiğine inanıyor. Bu azalma ancak ölümlerin artmasıyla mümkün. Bu şirketlerin aşıyı manipüle ettiğine dair kanıtlar var. İranlı Öğrenciler Haber Ajansı tarafından Cuma günü aktarılan sözlerinde Tuğgeneral Muhammed Reza Naghdi, bu tür durumlarda onlara nasıl güvenebiliriz” dedi. (.....)" (301)
** ŞAKA GİBİ FACT CHECK HABERİ.. Artık ne yapacaklarını iyice şaşırdılar?! :)
Aşağıdaki haberde Bill Gates'in "aşı ve nüfus azaltma" ile ilgili sözüne aften Routers'in (factCheck) olarak verdiği bir haberde ilginç olan birşey var..Routers,Bill Gates'in "Şimdi, yeni aşılar, sağlık hizmetleri, üreme sağlığı hizmetleri konusunda gerçekten harika bir iş çıkarırsak, bunu belki yüzde 10 veya 15 oranında azaltabiliriz.(...)" sözünü çarpıtmaya çalışanlara cevap vermek için, ""aşıları kullanarak halk sağlığını iyileştirmenin gelecekte sürdürülebilir olmayan nüfus artışını azaltabileceğini (....)" diye söylüyor.. Yani aslında Bill'in kullandığı "aşı ve nüfus azaltma" sözlerini yine aynı şekilde kullanarak cevap veriyor.. :) Sanki eleştiriyormuş gibi görülüyor ama aslında, o da aynı şekilde "aşı ve nüfus azaltma"yı vurguluyor..Demek ki, neymiş,Bill Gates, onlara göre bile "aşı ve nüfus azaltma" işindeymiş gibi görülüyor.. Artık ne yapacaklarını şaşırdılar.. :))
"Bill Gates'in aşılar ve nüfus artışıyla ilgili sözleri yine bağlamın dışına çıkarıldı.
Sosyal medyada bir kişi şöyle bir soru sordu: “Sen bana diyorsun ki,“ dünyadaki insan sayısını aşılarla azaltabiliriz” diyen adam şimdi bir aşı yapıyor ve insanlar bekleyemiyor enjekte etmek için…..” Yanlış yorumlar, Gates'in 2010'daki bir TED konuşması sırasında dünyanın karbon emisyonlarını sıfıra indirme yöntemleri hakkında yaptığı bir yorumdan kaynaklanıyor (burada). En önemlisi, karbon emisyonlarını sürdürülemez bir düzeye iten faktörlerden biri nüfus artışıdır. Fikirleri yaymaya adamış, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan TED tarafından düzenlenen konuşmada, "Önce, nüfusumuz var," dedi. “Bugün dünyada 6,8 milyar insan var. Bu, yaklaşık dokuz milyara kadar çıkıyor. Şimdi, yeni aşılar, sağlık hizmetleri, üreme sağlığı hizmetleri konusunda gerçekten harika bir iş çıkarırsak, bunu belki yüzde 10 veya 15 oranında azaltabiliriz. Ancak orada yaklaşık 1,3'lük bir artış görüyoruz.” Ancak Gates, küresel nüfusun aşılar kullanılarak öldürülmesi gerektiğini öne sürmüyordu. Bunun yerine "aşıları kullanarak halk sağlığını iyileştirmenin gelecekte sürdürülebilir olmayan nüfus artışını azaltabileceğini ve bununla birlikte karbon emisyonlarını azaltabileceğini" söylüyor. (....)" (299)
* Nüfuz azaltmada bazı örnek kanıtlar (olabilir mi?) : mRNA aşılarının gıdalara eklenmesi ve insanlara bulaştırılsın diye lab.virüsler elde edilmesi..
--------------------------------------------------------------
"Şimdi aşıyı zorlayan bilim adamları, GIDALARINIZI mRNA aşılarına dönüştürmek istiyor.
Her erkeği, kadını ve çocuğu aşılamak için küresel gündem doğrudan yemek tabağınıza geliyor. Riverside, California Üniversitesi'nden bir bilim insanı ekibi, GIDALARINIZI mRNA aşılarına dönüştürmenin yollarını araştırıyor. Nüfustaki "aşı tereddütü" ile mücadele etmek için bu bilim adamları, gıda arzı boyunca koronavirüs spike proteinlerini dağıtmak istiyorlar. Bu deney, popülasyonu daha fazla kan pıhtılaşması spike proteini ile doldurmak için gıdaları genetik olarak değiştirmeye giriştiklerinden, Big Pharma'ya gıda arzı üzerinde tam kontrol sağlayan yeni bir aşılama paradigmasına yol açabilir.
-GDO/aşı yatırımcısı Bill Gates'in Birleşik Devletler genelinde tarım arazileri satın almasının nedeni bu mu?
-Mevcut tüm aşılar ve gelecekteki yüzlerce aşı deneyi, gıda tedariki yoluyla mı gerçekleştirilecek?
Gıda arzının genetik modifikasyonu, yakında popülasyonu aşılamak için kullanılabilir.. Biyo-savaşın ve insan deneylerinin geleceği muhtemelen gıda tedariki yoluyla gerçekleştirilecek ve güvenli olarak ilan edilecek. Bilim adamları, "yenilebilir bitkilerin sitoplazmasını değiştirerek, yabancı spike protein toksinlerini yemeğinize sokmayı" umuyorlar. Bu aşı pezevenkliği yapan bilim adamları, insanları daha sık ve daha az istilacı bir şekilde aşılayabilecek yeni bir yeşillik türü geliştirmek için marul ve ıspanak bitkileri üzerinde deneyler yapıyorlar. Bu yeni tasarımcı yeşillikleri evde de yetiştirilebilir. Bilim adamları, bitkinin mevcut aşı tedariğinden daha iyi performans gösterecek kadar mRNA kopyalayabildiğini gösterirken, bitki başına doğru spike protein dozajını ölçmek için bir yol üzerinde çalışıyorlar. UCR'nin Botanik ve Bitki Bilimleri Bölümü'nde araştırmacı ve doçent olan Juan Pablo Giraldo, "İdeal olarak, tek bir bitki, tek bir kişiyi aşılamaya yetecek kadar mRNA üretecektir." "Bu yaklaşımı ıspanak ve marulla test ediyoruz ve insanların kendi bahçelerinde yetiştirme konusunda uzun vadeli hedeflerimiz var" diye ekledi. "Çiftçiler sonunda tüm tarlalarında yetiştirebilirler."
Giraldo, mRNA aşılarını içeren DNA'nın bitki hücrelerine başarılı bir şekilde entegre edilebileceğini göstermeye çalışıyor. Bunu yapmak için araştırmacılar bitki hücresinin kloroplastını değiştirmeyi planlıyorlar. Kloroplast güneş enerjisini alır ve onu şekere ve bitkinin büyümesi için ihtiyaç duyduğu diğer moleküllere dönüştürür. Bilim adamları, bu doğal sürece müdahale etmek ve sitoplazmaya, insanlara antijen olarak sokulabilecek spike proteinleri ve diğer yabancı molekülleri üretmesi talimatını vermek istiyorlar. Giraldo ve ekibi, kloroplastın, bitkinin doğal tasarımının bir parçası olmayan yabancı genleri ifade etme yeteneğine sahip olduğunu zaten göstermişti. Bu genetik modifikasyon, yabancı genetik materyalin koruyucu bir kılıfa yerleştirilmesi ve ardından bitkinin hücrelerine yerleştirilmesiyle gerçekleştirildi. Amaç, bu GDO'ları insanlara tanıtmaktır, böylece bağışıklık sistemleri, bilim adamlarının önceden seçip tasarladığı antijenler ve viral dizilerle savaşmak üzere programlanabilir.
Yeni bir gıda bazlı aşı paradigması mı geliyor?.. UC San Diego'da Nicole Steinmetz, genetik materyali bitkilerin kloroplastına iletebilen nanoteknolojiler geliştirmiştir. Steinmetz, bitki virüsü nanoparçacıklarını kurcalıyor ve onları yabancı genleri bitki hücrelerine vermek için yeniden kullanıyor. Bu, şu anda devam eden tek yenilebilir aşı deneyi değil. Ottawa Üniversitesi'nden bilim adamları, bir yıldan fazla bir süredir koronavirüsler için yenilebilir bir aşı üzerinde çalışıyorlar. Ottawa Hastanesi zaten ilk prototipi test ediyor. Bu yenilebilir aşı, marul ve ıspanak bitkilerinin içindeki viral antijenleri ifade eder. Amaçları, insan hücrelerinin protein sentezini değiştirmeden spike proteinleri insan vücuduna iletmektir. Mevcut aşı tedariki, aşırı düşük sıcaklıklarda buzdolabında saklanmalıdır. Bu araştırma çabası, gıda arzı boyunca başak proteinlerinin dağıtımını gösterebilirse, mevcut aşı arzı, yeni bir gıda bazlı aşılama paradigması lehine hurdaya çıkarılabilir. Bu deney, gıda arzını sonsuza dek değiştirebilir, sağlıklı, şifalı yiyecekleri küreselcilerin insan ırkını sömürmek için kullanabilecekleri biyolojik savaş oyun alanlarına dönüştürebilir.(...)" (397)
"Wuhan bilim adamları,'cilde nüfuz eden nanopartiküller' kullanarak yarasa popülasyonlarına 'kimerik covid spike proteinleri' salmayı planladılar.
The Telegraph'a göre, 2018'den sızan hibe tekliflerine atıfta bulunarak, Çin'in Vuhan kentindeki bilim adamları, "pandemiden 18 ay önce, onları insanlara sıçrayabilecek hastalıklara karşı aşılamak amacıyla gelişmiş havadaki koronavirüsleri vahşi doğaya salmak" için bir teklif sundular. Yeni belgeler, ilk Covid-19 vakalarının ortaya çıkmasından sadece 18 ay önce, araştırmacıların, yarasa koronavirüslerinin "yeni kimerik başak proteinlerini" içeren cilde nüfuz eden nanoparçacıkları Çin'in Yunnan kentindeki mağara yarasalarına salmak için planlar sunduğunu gösteriyor.
Ayrıca, insanları daha kolay enfekte etmek için genetik olarak geliştirilmiş kimerik virüsler yaratmayı planladılar ve çalışmayı finanse etmek için Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı'ndan (Darpa) 14 milyon dolar talep ettiler. Teklif, "virüsün, insan hücrelerine girmesini kolaylaştıracak bir yöntem olan "insana özgü bölünme bölgelerini" yarasa Covid'e döşemek için genetik mühendisliği "kullanmayı uman ABD merkezli EcoHealth Alliance'dan zoolog Peter Daszak tarafından sunuldu. Bu, SARS-CoV-2'nin insanlara nasıl bu kadar bulaşıcı hale geldiğine dair bilim camiasında uzun süredir devam eden bir soruyu tesadüfen cevaplayacaktır. Daszak'ın önerisi ayrıca "yüksek riskli doğal koronavirüs suşlarını daha bulaşıcı, ancak daha az ölümcül versiyonlarla birleştirme" planlarını da içeriyordu. Araştırmacılardan oluşan "yarasa ekibi", Wuhan Viroloji Enstitüsü'nden Dr. Shi Zhengli'nin yanı sıra Kuzey Carolina Üniversitesi'nden ABD'li araştırmacılar ve ABD Jeolojik Araştırma Ulusal Yaban Hayatı Sağlık Merkezi'nden oluşuyordu. Darpa, “Peter Daszak tarafından yönetilen önerilen projenin yerel toplulukları riske atabileceği açıktır” diyerek sözleşmeyi reddetti ve Daszak'ın "havaya aşı bırakarak veya işlev kazanımı araştırması yoluyla virüsün güçlendirilmesiyle ilgili tehlikeleri tam olarak düşünmediği konusunda" uyardı.
"Hibe belgeleri, ekibin aşı programı hakkında da bazı endişeleri olduğunu ve “eğitim amaçlı yardım yürüteceklerini… böylece ne yaptığımıza ve bunu neden yaptığımıza dair kamuoyunun bir anlayışa sahip olacağını, özellikle de savaş pratiğinden dolayı” gösterdiğini gösteriyor. Bölgede tüketim”. Londra Üniversitesi, St Georges'ta Onkoloji Profesörü Angus Dalgleish, Wuhan Viroloji Enstitüsü'nün (WIV) pandemiden yıllar önce “işlev kazanımı” çalışması yürüttüğünü gösteren çalışmayı yayınlamak için mücadele etti, araştırmanın önemli olabileceğini söyledi. fon olmadan bile devam etti. "Bu, açıkça bir işlev kazanımı, bölünme bölgesini tasarlamak ve birden fazla hücre hattında insan hücresi bulaşıcılığını artırmak için yeni virüsleri cilalamak" dedi. -Telgraf" Telegraph'ın uygun bir şekilde belirttiği gibi (ve Maddow, Lemon veya Hayes'den asla haber alamayacaksınız), Daszak, geçen yıl The Lancet'te yayınlanan ve laboratuvar sızıntısı hipotezini reddeden ve kökenleri hakkındaki tartışmaları geçici olarak boğan bir mektubun arkasındaki kişidir. Kovid-19'un kökeni hakkında yakında çıkacak bir kitabın yazarlarından biri olan ve defalarca Lordlar Kamarası'nı araştırmaları için yalvaran Viscount Ridley, "Bir yıldan fazla bir süredir Peter Daszak'a defalarca soru sormaya çalıştım, yanıt alamadım" dedi. pandeminin kökenlerine daha derinden inmek. “Şimdi, Wuhan'daki virüs çalışmaları hakkında bu hayati bilgiyi yazdığı, ancak dünyayla paylaşmayı reddettiği ortaya çıktı. Öfkeliyim. Dünya da öyle olmalı” diye ekledi. "Peter Daszak ve EcoHealth Alliance (EHA), Wuhan Viroloji Enstitüsü tarafından toplanan ölümcül kimerik yarasa koronavirüslerinin insanlaştırılmış ve 'kötüleştirilmiş' farelere enjekte edilmesini ve çok daha fazlasını önerdi."
'Drastic Research' olarak bilinen uluslararası bir bilim adamları konsorsiyumu tarafından yayınlanan belgeler, eski bir Trump yönetim yetkilisi tarafından doğrulandı. Gruba göre, “Gerçek DEFUSE Teklif Belgeleri zamanı gelince yayınlanacaktır.” Drastic yaptığı açıklamada, "Bu teklifte, insana özgü bölünme bölgelerinin planlı tanıtımına ilişkin bir tartışma bulduğumuz göz önüne alındığında, daha geniş bilimsel topluluk tarafından yapay yerleştirmenin akla yatkınlığına ilişkin bir inceleme garanti edilmektedir." dedi. Gelişmiş MERS? Anonim bir Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bilim adamı The Telegraph'a Daszak'ın hibe teklifinin şok edici bir şekilde daha ölümcül MERS'i (Orta Doğu Solunum Sendromu) geliştirmeye yönelik planlar önerdiğini söyledi. "Korkunç kısım, bulaşıcı kimerik Mers virüsleri yapıyorlardı" diyen kaynak, "Bu virüslerin ölüm oranı yüzde 30'un üzerinde, bu da Sars-CoV-2'den en az bir büyüklük sırası daha ölümcül." "Reseptör değiştirmelerinden biri Mers'in ölümcüllüğünü korurken, benzer şekilde yayılmasını sağlarsa, bu salgın neredeyse kıyamet olurdu." Unutmayın, ilk kapak hikayesi 'yarasa çorbası' ile başladı.(....)" (400)
"Bilim adamları, kasıtlı olarak insanları enfekte etmek için bir laboratuvarda Delta Covid varyantını büyütüyorlar.
Bilim adamları, gönüllülere kasıtlı olarak bulaştırmak amacıyla şu anda laboratuvarlarda Delta Covid varyantını büyütüyorlar. İngiliz araştırmacılar, katılımcıların katılım için 4,500 sterline kadar ödediği denemelerde kullanılacak örnekleri geliştiriyor. Imperial College London ve Oxford Üniversitesi tarafından yeni aşılar ve tedaviler geliştirmek amacıyla Mart ayında Londra'da iki deneme başlatıldı. Kırk sağlıklı genç gönüllü, dikkatli gözetim altında orijinal Wuhan türüne maruz bırakıldı. Ancak denemelerin bir sonraki aşaması, şu anda Birleşik Krallık'ta baskın olan daha bulaşıcı tür olan Delta'yı katılımcılara bulaştıracak. Şirketin baş bilim sorumlusu Andrew Catchpole'a göre, deneme denemesi ortağı hVivo ve Hollanda'daki meslektaşları varyantı büyütüyor. Bir virolog olan Bay Catchpole, orijinal bir insan örneğinden yetiştirilen varyantın geliştirilmesinin orijinal Wuhan türünden daha zor olduğunu kanıtladı." (62)
"Tahmin: Sinsi COVID-19 aşısı size yeni bir COVID-21 salgınının patlak vermesine yol açacak bir virüs bulaştıracak.
Virüslerin birbirine bulaşabileceğini biliyor muydunuz? Evet, çünkü parazitler. Aslında bilinen en büyük virüs olan Sputnik'in, Fransız araştırmacılar tarafından farklı bir virüse bulaşma yeteneğine sahip olduğu keşfedildi. Virüsler ayrıca başka bir organizmanın DNA'sını korsan olarak kullanarak kendilerini klonlayabilirler. Bu, ana akım bilimin onlarca yıldır iddia ettiği şeye rağmen, virüslerin başka bir virüsü (veya bakteriyi) ele geçirirken kendilerini klonlayabileceği ve canlı olduklarını kanıtlayabildikleri anlamına gelir. Bu, bu tür bir virüsün yaşayan bir organizma olduğunu kanıtlayan eski “bilim yerleşti” atasözü karşısında uçuyor. Peki ya sürekli değişen COVID-19? Mikroskobik olarak yakın gibi, çok, çok daha yakından bakalım. Genetiği değiştirilmiş virüsler, istila ettikleri hücrelerin içinde kendilerini klonlayabilir ve enfeksiyon yoluyla verdikleri hasarı hızlandırabilirler. Bazı virüsler, istila ettikleri ve enfekte oldukları hücrelere kendi genlerini dikebilir. Bu doğru. Bu insanlarda da olabilir, bu yüzden sadece laboratuvarlarda gerçekleştiğini iddia ederek bu bilimi reddetmeye kalkışmayın. Bu, herpes, mono, HIV ve Ebola dahil olmak üzere birçok farklı virüs türünde de olabilir. Genomlarınızda neler var? Yeni koronavirüs gibi modern virüsler, Doğa Ana'da değil, bir laboratuarda ortaya çıktıklarını kanıtlayan farklı kaynaklardan oluşan bir yama işidir. Bu, psikotik milyarder “hayırsever” Bill Gates'in yeni bir enfeksiyon için aşılanmış koyunları (beyni yıkanmış, aç ve korkmuş insanlar) kuran araştırmayı finansal olarak destekleyebileceğini tahmin etmenin yolunu veriyor. Evet, yeni aşı tıpkı grip aşısı gibi olabilir, aslında enjekte edildiğinizin yeni, değiştirilmiş veya çarpık bir versiyonuna bulaşmaya DAHA duyarlısınız. Ardından takip edileceksiniz, bir CDC swat ekibi tarafından yakalanacaksınız ve son derece kısaltılmış hayatınızın geri kalanında karantinaya alınacaksınız (ya da sadece yeni virüsten öleceksiniz). COVID-19 aşısı nihai Truva atıdır ve 200 milyon Amerikalı bunun için yalvarabilir. Bill Gates büyük olasılıkla sinsi aşı endüstrisinin COVID-19 aşısında gömülü olan mutasyona uğramış virüsü arayan bulaşıcı bir organizma inşa etmesini sağlıyor.
Ebola, HIV, Kızamık ve Coronavirüs insan türünü enfekte etme yeteneğini ne zaman geliştirdi? Ne zaman ortaya çıktıklarını asla bilemeyebiliriz, ancak geçen yüzyılda olduğu gibi yakın tarihe kadar insanları enfekte etmeye başlamadıklarını biliyoruz. Yine de, çocuk felci tesisattaki gelişmeler ve iyi hijyenin ilerlemesiyle neredeyse tamamen ortadan kaldırılırken, CDC neredeyse her Amerikalıyı çocuk felci aşısının gerçekten işe yaradığına inandırdı, çocuk felci aşısı tam bir başarısızlık ve bir aldatmaca olmasına rağmen. Bu nedenle, COVID-19 aşısı çıktığında güvenlik, etkinlik ve hatta çapraz enfeksiyon için hiçbir klinik çalışma olmayacak, çünkü hiçbir şeyi önlemeye yönelik değil. Amaç tam tersi - bir gelecek ve ölümcül viral enfeksiyon için mümkün olduğunca çok Amerikalı kurmak. Bu kötü Truva atını tapınağınıza (vücudunuza) kabul edecek misiniz? Bir şeyden daha az korkmak için tüm insan haklarınızdan feragat edecek misiniz, ancak daha sonra sadece korkudan değil de gerçek virüsle enfekte olduğunuzu öğrenecek misiniz? Küreselciler ve çaresiz Demokratlar, 2020 cumhurbaşkanlığı seçiminin komünist bir devralma için sabitlenmiş bir posta felaketi haline gelmesini sağlamak için herkese COVID-21 ile aşılanana kadar karantinanın devam etmesini istiyor. Organik yiyecekleri saklamaya devam edin ve silahlarınızı ve cephanenizi güvenli bir yerde saklayın. Bir sonraki sivil olmayan savaş geliyor ve ruhunuzu istila etmeye çalışan bir parazit ordusu var. Sadece aşılara ve devam eden karantinalara hayır deyin. Karantinada ne kadar uzun yaşarsanız, vücudunuzun antikor oluşturduğu mikroplara maruz kalmayarak bağışıklık sisteminizin o kadar ZAYIFLADIĞINI fark edin. Anla? Grip aşısı gibi aşıların bir sonraki yıl grip virüsü kapmaya nasıl hazırlandığına ilişkin güncellemeler için internet aramanızı Vaccines.news olarak ayarlayın. Bu hastalıklı bir şaka ve haberdar olmazsanız ölümünüz can alıcı noktadır. Muhtemelen İtalya'nın yaşlılarına, biri H1N1 olan 4 farklı virüs içeren yeni bir grip aşısı türü verildiğini bilmiyordunuz, bu yüzden vücutlarını koronavirüse DAHA duyarlı hale getirdi (sitokin fırtınasına neden oldu). Şimdi bunu Bilim Adamı Judy Mikovits olarak izleyin, PhD, Anthony “Sahtekarlık” Fauci'yi ve aşı yolsuzluk planını tamamen ifşa ediyor. (....)" (453)
* BAZI TIBBİ SÖZLÜK BİLGİLERİ
-------------------------------------
"Prion
Prion kelimesi proteinaceous ve infectious kelimelerinin ilk hecelerinden oluşmuştur. Viral hastalıklarda toksin üretiminden sorumlu, kendi kendini eşleyebilen ve enfekte proteinlerin yapımını sağlayan izole bir proteindir. Prion, kısaca protein içeren ve bulaştırılabilen (enfeksiyöz) karakterde çok küçük partiküllerdir. Prionlar enfeksiyon hastalıklarına yol açan mikroorganizmalara, yani bakteriler ve virüslere benzemez. Çünkü insan ve hayvanlarda olduğu gibi, bakteri ve virüslerde de proteinlerin, enzimlerin yapısını belirleyen, böylelikle şekil ve gelişmeyi tayin eden DNA prionlarda yoktur. Nükleik asitlerden (DNA, RNA) yoksun olan prionlar en küçük virüslerden bile en az 100 kat daha küçüktür. Ne virüs, ne bakteri olan, sinir sistemi hücrelerinde doğal olarak üretilen normal proteinlerin, değişerek oluşturduğu, izole, bulaşıcı, patojen ve infekte etme yetisine sahip proteinlerdir. Sığırlarda görülen deli dana hastalığı, koyunlarda görülen Scrapie gibi dejeneratif sinir sistemi hastalıklarına neden olur. İnsanlarda ise Creutzfeldt-Jakob hastalığı, Gerstmann-Straussman-Scheinker hastalığı, kuru, Ölümcül ailesel uykusuzluk hastalığı gibi sinir sistemini etkileyen klinik tablolara neden olur. (...)" (406)
SORU ; "Tüm insanlarda prion var mı?"
"Prionların yapıldığı protein (PrP) , sağlıklı insanlarda ve hayvanlarda bile vücutta bulunur . Bununla birlikte, bulaşıcı materyalde bulunan PrP farklı bir yapıya sahiptir ve vücutta normalde proteinleri parçalayabilen enzimler olan proteazlara karşı dirençlidir." (407)
"Prion
Prionlar, yanlış katlanmış şekillerini aynı proteinin normal varyantlarına iletme yeteneğine sahip yanlış katlanmış proteinlerdir. İnsanlarda ve diğer birçok hayvanda birkaç ölümcül ve bulaşıcı nörodejeneratif hastalığı karakterize ederler. Normal proteinin yanlış katlanmasına neyin neden olduğu bilinmiyor, ancak anormal üç boyutlu yapının bulaşıcı özellikler kazandırdığından ve yakındaki protein moleküllerini aynı şekle soktuğundan şüpheleniliyor. Prion kelimesi "proteinli bulaşıcı parçacık" kelimesinden türetilmiştir. Enfeksiyöz bir ajan olarak bir proteinin varsayılan rolü, tümü nükleik asitler (DNA, RNA veya her ikisi) içeren viroidler, virüsler, bakteriler, mantarlar ve parazitler gibi bilinen tüm diğer enfeksiyöz ajanların aksine durur. Spesifik işlevi belirsiz olan prion proteininin (PrP) prion izoformları, koyunlarda scrapie, geyiklerde kronik zayıflama hastalığı (CWD), sığırlarda sığır süngerimsi ensefalopati (BSE) dahil olmak üzere bulaşıcı süngerimsi ensefalopatilerin (TSE'ler) nedeni olarak varsayılmaktadır. sığır (genellikle "deli dana hastalığı" olarak bilinir) ve insanlarda Creutzfeldt-Jakob hastalığı (CJD). Memelilerde bilinen tüm prion hastalıkları, beynin veya diğer nöral dokuların yapısını etkiler; hepsi ilerleyicidir, bilinen etkili bir tedavisi yoktur ve her zaman ölümcüldür.
2015 yılına kadar, bilinen tüm memeli prion hastalıklarının prion proteininin (PrP) neden olduğu düşünülüyordu; ancak 2015'te çoklu sistem atrofisinin (MSA), bir prion alfa-sinüklein formunun neden olduğu varsayıldı. Prionlar, enfekte dokuda biriken ve doku hasarı ve hücre ölümü ile ilişkili olan amiloid adı verilen anormal protein kümeleri oluşturur. Amiloidler ayrıca Alzheimer hastalığı ve Parkinson hastalığı gibi diğer bazı nörodejeneratif hastalıklardan da sorumludur. Prion agregaları stabildir ve bu yapısal stabilite, prionların kimyasal ve fiziksel ajanlar tarafından denatürasyona dirençli olduğu anlamına gelir: sıradan dezenfeksiyon veya pişirme ile yok edilemezler. Bu, bu parçacıkların bertaraf edilmesini ve muhafaza edilmesini zorlaştırır. Bir prion hastalığı, bir tür proteopati veya yapısal olarak anormal proteinlerin hastalığıdır. İnsanlarda, prionların Creutzfeldt-Jakob hastalığının (CJD), onun varyantının (vCJD), Gerstmann-Sträussler-Scheinker sendromunun (GSS), ölümcül ailesel uykusuzluğun (FFI) ve kurunun nedeni olduğuna inanılmaktadır. Ayrıca prionların Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı ve amyotrofik lateral skleroz (ALS) sürecinde rol oynayabileceğini gösteren kanıtlar da vardır; bunlar prion benzeri hastalıklar olarak adlandırılmıştır Bazı maya proteinlerinin de prionojenik özelliklere sahip olduğu tespit edilmiştir. Prion replikasyonu, tıpkı diğer replikasyon formlarında olduğu gibi epimutasyona ve doğal seçilime tabidir ve yapıları türler arasında biraz farklılık gösterir.
Etimoloji ve telaffuz ; 1982 yılında Stanley B. Prusiner tarafından türetilen prion kelimesi, protein ve enfeksiyondan, dolayısıyla priondan türetilmiştir ve kendi kendine çoğalma ve konformasyonunu diğer proteinlere iletme kabiliyetine atıfta bulunarak "proteinli bulaşıcı parçacık"ın kısaltmasıdır. Ana telaffuzu /ˈpriːɒn/ (Bu soundlisten hakkında), /ˈpraɪɒn/, kuşun homografik adı (prionlar veya balina kuşları) olarak telaffuz edilse de, duyulur. Terimi tanıtan 1982 tarihli makalesinde Prusiner, "pree-on olarak telaffuz edildiğini" belirtti.
Yapı (Bknz;PRNP § Yapısı) ; Prionların yapıldığı protein (PrP), sağlıklı insanlarda ve hayvanlarda bile vücudun her yerinde bulunur. Bununla birlikte, bulaşıcı materyalde bulunan PrP farklı bir yapıya sahiptir ve vücutta normalde proteinleri parçalayabilen enzimler olan proteazlara karşı dirençlidir. Proteinin normal formuna PrPC adı verilirken, enfeksiyöz forma PrPSc adı verilir - C, 'hücresel' PrP'ye atıfta bulunurken, Sc, koyunlarda meydana gelen prototipik prion hastalığı olan 'scrapie'yi ifade eder. PrPC yapısal olarak iyi tanımlanmış olsa da, PrPSc kesinlikle çoklu dağılır ve nispeten zayıf bir seviyede tanımlanır. PrP, in vitro olarak az çok iyi tanımlanmış diğer izoformlara katlanmaya indüklenebilir ve bunların in vivo patojenik olan form(lar)la ilişkileri henüz net değildir. (.....)" (407)
"Prion Hastalıkları
Prion hastalıkları veya bulaşıcı süngerimsi ensefalopatiler (TSE'ler), hem insanları hem de hayvanları etkileyen nadir görülen ilerleyici nörodejeneratif bozuklukların bir ailesidir. Uzun inkübasyon periyotları, nöronal kayıpla ilişkili karakteristik süngerimsi değişiklikler ve inflamatuar yanıtı indüklemedeki başarısızlık ile ayırt edilirler. TSE'lerin etken maddelerinin prionlar olduğuna inanılmaktadır. "Prionlar" terimi, bulaşıcı olan ve beyinde en bol bulunan prion proteinleri adı verilen spesifik normal hücresel proteinlerin anormal katlanmasını indükleyebilen anormal, patojenik ajanları ifade eder. Bu normal prion proteinlerinin işlevleri hala tam olarak anlaşılamamıştır. Prion proteinlerinin anormal katlanması, beyin hasarına ve hastalığın karakteristik belirti ve semptomlarına yol açar. Prion hastalıkları genellikle hızla ilerler ve her zaman ölümcüldür.
Tanımlanmış Prion Hastalıkları.. Aşağıda bugüne kadar tanımlanmış prion hastalıkları listelenmiştir. CDC şu anda aşağıda listelenen her prion hastalığı hakkında bilgi sunmamaktadır.
İnsan Prion Hastalıkları
---------------------------
-Creutzfeldt-Jakob Hastalığı (CJD) ; "Klasik CJD bir insan prion hastalığıdır. Karakteristik klinik ve tanısal özellikleri olan nörodejeneratif bir hastalıktır. Bu hastalık hızla ilerler ve her zaman ölümcüldür. Bu hastalıkla enfeksiyon, genellikle hastalığın başlangıcından itibaren 1 yıl içinde ölüme yol açar.(....)" (408.1)
-Varyant Creutzfeldt-Jakob Hastalığı (vCJD) ; "vCJD, klasik CJD'den farklı klinik ve patolojik özelliklere sahiptir. Her hastalık ayrıca prion protein geninin belirli bir genetik profiline sahiptir." CDC "Varyant Creutzfeldt-Jakob hastalığı (vCJD), ilk olarak 1996 yılında Birleşik Krallık'ta tanımlanan bir prion hastalığıdır . İneklerde prion hastalığının, sığırların süngerimsi ensefalopatisinin (BSE veya 'deli dana' hastalığı) patlak vermesinden sorumlu ajanın, insanlarda vCJD'nin patlak vermesinden sorumlu ajanla aynı olduğuna dair güçlü bilimsel kanıtlar vardır ." (408.2)
-Gerstmann-Straussler-Scheinker Sendromu
-Ölümcül Ailesel Uykusuzluk
-Kuru (Kuru) ; "Kuru (hastalık),tedavisi olmayan, Papua Yeni Gine'nin kabile bölgelerine endemik bir dejeneratif nörolojik bozukluktur. İnsanlarda bulunan bir priondan kaynaklanan bir tür bulaşıcı süngerimsi ensefalopatidir." (408.3)
Hayvan Prion Hastalıkları
--------------------------
-Sığır Süngerimsi Ensefalopatisi (BSE) : "Deli Dana Hastalığı olarak da bilinen BSE, prion adı verilen olağandışı bulaşıcı bir ajanın neden olduğu enfeksiyondan kaynaklanan, sığırların ilerleyici bir nörolojik bozukluğudur.(....)"
-Kronik Zayıflık Hastalığı (CWD) ; "CWD, Kuzey Amerika, Güney Kore ve Norveç'in bazı bölgelerinde geyik, geyik ve geyiği etkileyen bir prion hastalığıdır. Kuzey Amerika'da hem serbest dolaşan hem de esir geyik popülasyonlarında bulunmuştur.(....)"
-Karalama (scrapie) ; "Etkilenen hayvanların destek için ağaçlara ve diğer nesnelere sürtmesine neden olan koordinasyon eksikliği ile karakterize edilen ve prion gibi virüs benzeri bir ajanın neden olduğu düşünülen, merkezi sinir sistemini ilgilendiren bir koyun hastalığı." (GoogleTranslate) "Scrapie,koyun ve keçilerin sinir sistemlerini etkileyen ölümcül, dejeneratif bir hastalıktır. Birkaç bulaşıcı spongiform ensefalopatiden (TSE) biridir ve bu nedenle priondan kaynaklandığı düşünülmektedir." (408.4)
-Bulaşıcı vizon ensefalopatisi
-Kedi süngerimsi ensefalopati
-Ungulat süngerimsi ensefalopati (....)" (408)
"Prion Hastalıkları
Prion hastalıkları nelerdir? ; Prion hastalıkları birkaç koşul içerir. Prion, beyindeki normal proteinlerin anormal şekilde katlanmasını tetikleyebilen bir protein türüdür. Prion hastalıkları hem insanları hem de hayvanları etkileyebilir ve bazen enfekte et ürünleri yoluyla insanlara yayılır. İnsanları etkileyen en yaygın prion hastalığı türü Creutzfeldt-Jakob hastalığıdır (CJD). Prion hastalıkları nadirdir. ABD'de her yıl yaklaşık 300 vaka bildirilmektedir. Prion hastalıklarının türleri şunları içerir: (....)" (409)
"Prionlar
Prion, beyindeki normal olarak sağlıklı proteinlerin anormal şekilde katlanmasını tetikleyerek hayvanlarda ve insanlarda hastalığa neden olabilen bir protein türüdür. Prion etki şekli, herhangi bir genetik materyalden yoksun, basit proteinler oldukları için bakteri ve virüslerden çok farklıdır. Yanlış katlanmış bir prion, sağlıklı bir kişiye -potansiyel olarak enfekte yiyecekleri yiyerek- girdiğinde, doğru katlanmış proteinleri hastalıkla ilişkili forma dönüştürür. Bugüne kadar kimse bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyor. "Deli dana" beynindeki prionlar. BSE (Bovine Spongiform Encephalopathy) veya "deli dana" hastalığı ile enfekte olmuş bir ineğin beynindeki prion fibrillerinin renkli transmisyon elektron mikrografı (TEM). Prionlar, bir prion proteininden oluşan virüs benzeri organizmalardır. Bu uzatılmış fibrillerin (yeşil), bulaşıcı prionu oluşturan proteinin kümeleri olduğuna inanılmaktadır. Prionlar, nörodejeneratif beyin hastalığı üreten sinir hücrelerine saldırır. "Deli inek" belirtileri arasında donuk gözler ve kontrol edilemeyen vücut titremesi yer alır. Prionlar sığırlarda BSE'ye neden olur; koyun ve keçilerde scrapie; ve insanlarda Creutzfeldt-Jakob hastalığı. (....)" (410)
"Prion Nedir?
Prionların moleküler yapısı ve Creutzfeldt-Jakob hastalığı gibi enfeksiyonlara nasıl neden oldukları. Susan Lindquist, Chicago Üniversitesi'nde moleküler genetik ve hücre biyolojisi bölümünde bulunan Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde araştırmacıdır. Cevap veriyor: "'Prion', insanlarda Creutzfeldt-Jakob hastalığı (CJD) dahil olmak üzere memelilerde bulunan çeşitli nörodejeneratif hastalıklardan sorumlu olan gizemli bulaşıcı ajanı tanımlamak için ilk kez kullanılan bir terimdir. Kelimenin kendisi 'proteinli bulaşıcı parçacık' kelimesinden türemiştir; bu hastalıklara neden olan enfeksiyöz ajanın nükleik asit genomu olmayan sadece proteinden oluştuğuna dair başlangıçtaki sapkın hipoteze atıfta bulunur. (Bakteriler ve virüsler gibi önceden bilinen tüm patojenler, çoğalmalarını sağlayan nükleik asitler içerir.) Prion hipotezi, gizemli bulaşıcı ajanın neden nükleik asitleri parçalayan ultraviyole radyasyona dirençli olduğunu, ancak proteinleri bozan maddelere karşı duyarlı olduğunu açıkladı.
"Araştırmacılar, bulaşıcı ajanın esas olarak normal hücrelerin zarlarında bulunan bir proteinden oluştuğunu keşfettiklerinde büyük bir atılım gerçekleşti, ancak bu durumda proteinin şekli veya yapısı değişmiştir. Bazı bilim adamları, bozulmuş proteinin aynı tipteki diğer proteinlere bağlanabileceğini ve onları konformasyonlarını değiştirmeye teşvik ederek, hastalığı yayan ve yeni bulaşıcı materyal üreten bir zincirleme reaksiyon üretebileceğini varsaydılar. O zamandan beri, bu proteinin geni başarıyla klonlandı ve transgenik farelerin kullanıldığı çalışmalar prion hipotezini destekledi. Hipotezi destekleyen kanıtlar artık çok güçlü, ancak tartışılmaz değil. (.....) "Prionlar nereden geliyor? ; "Bazı araştırmacılar, prionların, PrP'nin yabancı bir patojenik nükleik asit ile birleştiği zaman oluştuğuna inanırlar . Buna virino hipotezi denir. (Virüsler, virüs genomu tarafından belirtilen proteinler ve nükleik asitlerden oluşur" (....) " (411)
"Eksozom (vezikül)
Eksozomlar, çoğu ökaryotik hücrenin endozomal bölmesinde üretilen zara bağlı hücre dışı keseciklerdir (EV'ler). Multiveziküler gövde (MVB), endozomal lümen içine doğru tomurcuklanan intraluminal veziküller (ILV'ler) tarafından tanımlanan bir endozomdur. MVB hücre yüzeyiyle (plazma zarı) birleşirse, bu ILV'ler eksozomlar olarak salınır. Çok hücreli organizmalarda, kan, idrar ve beyin omurilik sıvısı dahil biyolojik sıvılarda eksozomlar ve diğer EV'ler keşfedildi. Önemli olarak, eksozomlar, Matrix-Bound Nanovesicles (MBV) olarak adlandırılan doku matrisi içinde de tanımlandı. Ayrıca kültürlenmiş hücreler tarafından in vitro olarak büyüme ortamlarına salınırlar. Eksozomların boyutu ana MVB'ninkiyle sınırlı olduğundan, eksozomların genellikle diğer birçok EV'den daha küçük olduğu, yaklaşık 30 ila 150 nanometre (nm) çapında olduğu düşünülmektedir: yaklaşık olarak birçok lipoprotein ile aynı boyutta ancak hücrelerden çok daha küçüktür. . Genel olarak EV'lerle karşılaştırıldığında, eksozomların benzersiz özelliklere veya işlevlere sahip olup olmadığı veya diğer EV'lerden etkili bir şekilde ayrılıp ayrılamayacağı belirsizdir. Eksozomlar da dahil olmak üzere EV'ler, menşe hücrelerinin belirteçlerini taşır ve pıhtılaşma ve hücreler arası sinyalleşmeden atık yönetimine kadar fizyolojik süreçlerde özel işlevlere sahiptir. Sonuç olarak, EV'lerin hem biyobelirteçler hem de terapiler olarak klinik uygulamalarına artan bir ilgi vardır, bu da Uluslararası Hücre Dışı Veziküller Derneği'nin (ISEV) ve EV'lere ayrılmış bilimsel bir dergi olan Ekstrasellüler Veziküller Dergisi'nin kurulmasına yol açmıştır. (.....)" (412)
"Eksozom kompleksi
Eksozom kompleksi veya eksozom molekülü çeşitli RNA'ların ayrıştırılmasında görev alan çoklu protein yapıda bir komplekstir. Bakterilerde degradozom olarak adlandırılan daha basit bir kompleks benzer işlevleri yerine getirir iken eksozom kompleksleri, ökaryotik hücrelerde ve arkelerin her ikisinde de bulunurlar. Eksozomun çekirdeği başka proteinlerin bağlı olduğu altı elemanlı halka yapısını içerir. Hücre kompartımanlarına özgü substratlar için kompleksin RNA bozunması faaliyetini düzenleyen kompartımanlarda farklı proteinlerin eksozom kompleksiyle etkileşmesine karşın ökaryot hücrelerde eksozom kompleksi sitoplazmada, çekirdekte ve özellikle çekirdekçikte bulunmaktadır. Eksozomun substratlarını haberci RNA, ribozomal RNA, ve küçük RNA'ların birçok türü teşkil eder. (....)" (413)
"Vezikül
Hücre biyolojisi'nde vezikül, maddeleri depolayan veya taşıyan kapalı zardan oluşan, görece küçük hücre içi bir kesedir. Vezikülü sitozolden ayıran en az bir çift katlı lipit katmanı ile ayrılır. Eğer tek bir adet çift katlı lipit katmanı varsa unilamel vezikül bir taneden fazla ise multilamel vezikül olarak adlandırılmaktadır. Veziküller depolar, taşır veya hücre ürünlerini sindirir ve boşaltır. (....)" (414)
"mRNA aşılarının karışık tarihi.
Yüzlerce bilim insanı, koronavirüs pandemisi bir atılım getirmeden önce onlarca yıldır mRNA aşıları üzerinde çalışmıştı. 1987 sonlarında, Robert Malone bir dönüm noktası deneyi gerçekleştirdi. Bir tür moleküler güveç oluşturmak için haberci RNA ipliklerini yağ damlacıklarıyla karıştırdı. Bu genetik bamyayla yıkanan insan hücreleri mRNA'yı emdi ve ondan proteinler üretmeye başladı. Kaliforniya, La Jolla'daki Salk Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü'nde yüksek lisans öğrencisi olan Malone, bu keşfin tıpta geniş kapsamlı bir potansiyele sahip olabileceğini fark ederek, daha sonra imzalayıp tarih attığı bazı notlar aldı. Hücreler kendilerine verilen mRNA'dan proteinler üretebilseydi, 11 Ocak 1988'de "RNA'yı bir ilaç olarak tedavi etmek" mümkün olabilirdi. Salk laboratuvarının bir başka üyesi de gelecek nesiller için notları imzaladı. O yılın ilerleyen saatlerinde Malone'un deneyleri, kurbağa embriyolarının bu tür mRNA2'yi emdiğini gösterdi. İlk defa biri, mRNA'nın canlı bir organizmaya geçişini kolaylaştırmak için yağ damlacıklarını kullanmıştı. (....)" (387)
BİLGİ : Dang humması aşısı konusunda ilginç bilgiler de var..Bu "aşının sadece enfekte olan kişilere yapılması, enfekte olmayan kişilere yapılmaması (yapılması halinde, dang hummasına yakalanabilecekleri) konusunda uyarılarda bulunulmuş. Bu,bize corona aşısının da aynı özelliklere sahip olabileceğini gösterebiliyor ki, artan vaka,varyant ve ölümlerden bunun böyle olabildiğini anlayabiliyoruz..
"Dang aşısı
Dang aşısı, insanlarda dang hummasını önlemek için kullanılan bir aşıdır. Dang humması aşılarının geliştirilmesi 1920'lerde başladı, ancak dört dang serotipine karşı bağışıklık oluşturma ihtiyacı nedeniyle engellendi. 2021 itibariyle, CYD-TDV olarak bilinen ve Dengvaxia markası altında satılan bir versiyon ticari olarak mevcuttur. Aşı yalnızca daha önce dang humması olan veya çoğu insanın daha önce enfekte olduğu popülasyonlarda önerilir. Aşının değeri, daha önce enfekte olmamış kişilerde şiddetli dang humması riskini artırabileceği gerçeğiyle sınırlıdır. 2017'de 733.000'den fazla çocuk ve 50.000'den fazla yetişkin gönüllü, serostatustan bağımsız olarak CYD-TDV ile aşılandı ve bu da 2017-18 Filipin dang humması aşılama tartışmasına yol açtı. Mart 2021'de Avrupa İlaç Ajansı, daha önce enfekte olmamış kişiler için belirlenen aşı adayı TAK-003 için dosyalama paketini kabul etti. (...) Dengvaxia, ABD'de daha önce herhangi bir dang virüsü serotipinin bulaşmadığı veya bu bilgilerin bilinmediği bireylerde kullanılmak üzere onaylanmamıştır. (...) Kanıtlar, CYD-TDV(Dengvaxia aşısı)nin enfeksiyonu önlemede kısmen etkili olduğunu, ancak daha önce enfekte olmamış ve daha sonra hastalığa yakalanmaya devam edenlerde daha yüksek bir ağır hastalık riskine yol açabileceğini göstermektedir. Aşılanmış seronegatif popülasyonun neden daha ciddi olumsuz sonuçlara sahip olduğu açık değildir. Makul bir hipotez antikora bağımlı geliştirme (ADE) olgusudur. Amerikalı virolog Scott Halstead, ADE fenomenini tanımlayan ilk araştırmacılardan biriydi.
Dr. Halstead ve meslektaşı Dr. Phillip Russell, aşının sadece antikor testinden sonra, dang maruziyetini ekarte etmek ve sero negatif bireylerin aşılanmasına karşı kaçınmak için kullanılmasını önerdi. (....) 2017'de üretici, aşının yalnızca daha önce dang enfeksiyonu geçirmiş kişilerde kullanılmasını tavsiye etti, çünkü daha önce enfekte olmamış kişilerde sonuçlar daha da kötüleşebilir. Bu, serostatusa bakılmaksızın 733.000'den fazla çocuğun ve 50.000'den fazla yetişkin gönüllünün aşılandığı 2017-18 Filipin Dang humması aşılama tartışmasına yol açtı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ülkelerin, yalnızca seronegatif bireylerde şiddetli dang humması riskinin, aşılama öncesi tarama veya bölgedeki yüksek seroprevalans oranlarının yakın tarihli dokümantasyonu yoluyla en aza indirilebiliyorsa, dang aşısı CYD-TDV ile aşılamayı düşünmelerini tavsiye etmektedir ( dokuz yaşına kadar en az %80). DSÖ, Eylül 2018'de Dengvaxia'nın kullanımına ilişkin tavsiyelerini, seronegatif aşı alıcılarının aşılanmamış seronegatif bireylere kıyasla aşırı şiddetli dang humması riskine sahip olduğuna dair kanıtlara dayanarak güncelledi. 2017'de üretici, aşının yalnızca daha önce dang enfeksiyonu geçirmiş kişilerde kullanılmasını tavsiye etti, aksi takdirde sonraki enfeksiyonları kötüleştirebileceğine dair kanıtlar vardı. İlk protokol, daha önce maruz kalmamış katılımcılarda artan şiddetli dang humması riskinin anlaşılmasını sağlamak için aşılamadan önce temel kan örnekleri gerektirmedi. Kasım 2017'de Sanofi, bazı katılımcıların önceden enfeksiyona maruz kalmamaları halinde ciddi dang humması riski altında olduğunu kabul etti; ardından Filipin hükümeti, güvenlik verilerinin gözden geçirilmesine başlayan DSÖ'nün desteğiyle toplu bağışıklama programını askıya aldı. (....)
Filipinler'deki 2017 dang aşısı tartışmaları, Filipinler Sağlık Bakanlığı (DOH) tarafından yürütülen bir aşı programını içeriyordu. DOH, okul çocuklarını Sanofi Pasteur'ün CYD-TDV (Dengvaxia) dang aşısı ile aşıladı. Aşı yapılan çocuklardan bazılarına daha önce dang virüsü bulaşmamıştı. Sanofi Pasteur hükümete aşının daha önce enfekte olmayan insanları şiddetli bir dang humması vakası riskiyle biraz daha yüksek bir riske sokabileceğini tavsiye ettiğinde program durduruldu. Programın yeterli özenle yürütülüp yürütülmediği ve aşılanan çocuklara zarar verdiği iddiasıyla kimin sorumlu tutulması gerektiği konusunda siyasi bir tartışma patlak verdi." (163)
"Aşı dökülmesi
Aşıyla indüklenen viral bulaşma (hatalı olarak aşı dökülmesi olarak adlandırılır), atenüe bir aşının ("canlı virüs aşısı" olarak da bilinir) uygulanmasını takiben sıradan viral bulaşmadır. canlı bir virüs formu. Ancak aşıların ezici çoğunluğu zayıflatılmış (canlı virüs) aşılar değildir ve bu nedenle aşının neden olduğu viral saçılmaya neden olamaz. Hatalı ve belirsiz "aşı atma" teriminin özel kullanımı (hatalı çünkü aşının kendisi dökülmez, saçılan virüslerdir) son zamanlarda COVID-19 ile ilgili yanlış bilgilerle bağlantılı aşı karşıtı aktivistlerin genel tabiri haline geldi. dünya çapında geliştirilen birçok COVID-19 aşısının hiçbiri canlı virüs aşısı teknolojisini kullanmıyor. Buna rağmen, bir COVID-19 “aşı atma” komplo teorisi, COVID-19 komplo teorisyenleri tarafından itilen ve bazı insanlar arasında aşı tereddütüne yol açan birçok COVID-19 yanlış bilgisinden biri olarak ortaya çıktı. 2000 yılında ABD'de durdurulan oral çocuk felci aşısı (OPV) dışında, atenüe (canlı virüs) bir aşı ile aşılanmış bir kişinin temas ettiği kişileri enfekte eden, belgelenmiş az sayıda aşı kaynaklı viral bulaşma vakası vardır. Aşı ile indüklenen viral saçılma, normal virüs bulaşma mekanizmasının bir parçası olan bir virüsle düzenli enfeksiyon sırasında sıradan viral saçılmadan farklı değildir. Dökülme yalnızca zayıflatılmış bir aşı (canlı virüs aşısı) ile mümkündür, ancak yine de olası değildir ve inaktive aşı (öldürülmüş virüs aşıları), viral vektör aşısı, RNA aşıları veya alt birim aşıları gibi diğer aşı teknolojileriyle imkansızdır ( bir virüsün yalnızca izole edilmiş proteinlerini kullanan bir aşı teknolojisi). Sadece az sayıda aşı, teorik olarak diğerlerini enfekte edebilen canlı virüs içeren teknolojiyi kullanır. Yine de, tüm patojenler dökülmez; dökülme, iletime eşit değildir; ve bulaşma her zaman hastalığa neden olmaz.(....)" (18)
"Aşı Çeşitleri
-mRNA aşıları, hücrelerimize virüse özgü zararsız bir proteinin nasıl yapılacağına dair talimatlar veren COVID-19'a neden olan virüsten materyal içerir.
-Protein alt birim aşıları, tüm mikrop yerine COVID-19'a neden olan virüsün zararsız parçalarını (proteinlerini) içerir.
-Vektör aşıları, COVID-19'a neden olandan farklı bir virüsün değiştirilmiş bir versiyonunu içerir. Modifiye edilmiş virüsün kabuğunun içinde, COVID-19'a neden olan virüsten materyal var." (1)
"Dang (humması) Aşısı
Küresel Dang (humması) Aşısı.. Dang hummasını önlemeye yönelik bir aşı (Dengvaxia®) lisanslıdır ve bazı ülkelerde 9 ila 45 yaş arasındaki kişiler için mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü, aşının yalnızca daha önce dang virüsü enfeksiyonu olduğu doğrulanmış kişilere verilmesini önermektedir. Aşı üreticisi Sanofi Pasteur, 2017 yılında, aşıyı alan ve daha önce bir dang virüsü ile enfekte olmamış kişilerin, aşılandıktan sonra dang hummasına yakalanmaları durumunda ciddi dang hummasına yakalanma riski altında olabileceğini duyurdu.(...)" (164)
"İmmünoglobülin G (Immunoglobulin G)
Protein, İmmünoglobulin G, bir tür antikordur. İnsanlarda serum antikorlarının yaklaşık% 75'ini temsil eden IgG, kan dolaşımında bulunan en yaygın antikor türüdür. IgG molekülleri, plazma B hücreleri tarafından oluşturulur ve salınır. Her IgG antikorunun iki paratopu vardır. (...)" (165)
"Epidemiyoloji
Epidemiyoloji, toplumdaki hastalık, kaza ve sağlıkla ilgili durumların dağılımını, görülme sıklıklarını ve bunları etkileyen belirteçleri inceleyen bir tıp bilimi dalıdır. Sağlığı geliştirmek ve hastalıkları azaltmak için sağlık bilgilerini toplamak, yorumlamak ve kullanmak bu bilim dalının amaçlarındandır. (...)" (166)
"Epidemiology
Epidemiyoloji, tanımlanmış popülasyonlardaki sağlık ve hastalık koşullarının dağılımının (kim, ne zaman ve nerede), kalıplarının ve belirleyicilerinin incelenmesi ve analizidir. Halk sağlığının temel taşıdır ve hastalık için risk faktörlerini ve önleyici sağlık hizmetleri hedeflerini belirleyerek politika kararlarını ve kanıta dayalı uygulamayı şekillendirir. Epidemiyologlar, çalışmanın tasarımına, verilerin toplanmasına ve istatistiksel analizine, sonuçların yorumlanmasına ve dağıtılmasına yardımcı olur (akran değerlendirmesi ve ara sıra sistematik inceleme dahil). Epidemiyoloji, klinik araştırmalarda, halk sağlığı araştırmalarında ve daha az ölçüde biyolojik bilimlerdeki temel araştırmalarda kullanılan metodolojinin geliştirilmesine yardımcı olmuştur. (...) Epidemiyoloji terimi artık sadece salgın, bulaşıcı hastalık değil, genel olarak ilgili koşullar da dahil olmak üzere hastalığın tanımını ve nedenlerini kapsayacak şekilde yaygın olarak uygulanmaktadır. Epidemiyoloji ile incelenen konulara bazı örnekler arasında yüksek tansiyon, akıl hastalığı ve obezite. Bu nedenle, bu epidemiyoloji, hastalığın düzeninin insanoğlunun işlevinde nasıl değişime neden olduğuna dayanmaktadır.(....)" (167)
"Antikor bağımlı geliştirme
Bazen daha az kesin olarak bağışıklık geliştirme veya hastalık geliştirme olarak adlandırılan antikora bağlı geliştirme (ADE), bir virüsün optimal olmayan antikorlara bağlanmasının, konakçı hücrelere girişini arttırdığı ve ardından replikasyonunun takip ettiği bir olgudur. Optimal olmayan antikorlar, doğal enfeksiyondan veya aşılamadan kaynaklanabilir. ADE, solunum yolunda monositik infiltrasyon ve aşırı eozinofil semptomları ile solunum virüsü enfeksiyonundan (ERD) sonra gelişmiş solunum yolu hastalığına ve akut akciğer hasarına neden olabilir. ADE ile birlikte tip 2 T yardımcı hücreye bağımlı mekanizmalar, solunum yolu hastalığı ile sınırlı olmayan aşıyla ilişkili hastalık geliştirmenin (VADE) gelişimine katkıda bulunabilir. Koronavirüsleri, RSV virüsünü ve Dang virüsünü hedef alan bazı aşı adayları VADE'yi ortaya çıkardı ve daha fazla geliştirmeden çıkarıldı veya yalnızca daha önce bu virüslere sahip olan hastalarda kullanım için onaylandı. (...)" (168)
"ADE araştırmaları,makaleleri (169)
"Aşı Hasar Ödemesi
İngiltere'de 1979'dan beri devam eden ve aşı sonrası zarar görenlere "Vaccine Damage Payment-Aşı Hasar Ödemesi" adı altında yapılan tazminat ödemelerine covid-19 aşılarıda dahil edildi.Buna göre aşıdan ciddi zarar görenlere bir kereye mahsup 120.000 £ (~~1.426.041,60 Lira) ödeme yapılıyor.(...)" (170)
** KISA KISA
---------------------
** ABD'de Nancy Pelosi başta olmak üzere pekçok ünlününde destek verdiği #GetVaccinated etiketi başlatıldı.Ancak covid aşılarına hayır diyen ABD nüfusunun yarısından fazlasının bu mesajlara aldırış etmeyebileceğini tahmin etmek zor değil.
"Sydney yerlileri, yeni test kuralları yürürlüğe girerken COVID testleri için 8 saate kadar sıraya girdi ve tüm temel işçilerin artık her 3 günde bir test yaptırmaları ve olumsuz bir sonuç aldıklarını kanıtlamaları gerekiyor. İlk 3 gün bittiğinde, sıraya girip hepsini tekrar yapmaları gerekecek." (175)
"Aşı karşıtı protestocular Lady Gaga ve Tony Bennett'in bu akşam New York'taki Radio City'de verecekleri konserin önünde toplanıyorlar. Gaga'yı protesto ediyorlar çünkü tüm katılımcıların aşı kanıtı göstermesini gerektiriyor." (176)
"ABD'de covid aşılarına direnen ünlülerde yerini almaya başladı.Rob Schneider;"Sadece hayır deyin.Ve hayır deyip duruyor.ABD nüfusunun yarısından fazlası bu onaylanmamış deneysel gen tedavisine hayır demeye devam ediyor! "Bedenim, benim seçimim!" " (173)
"Rob Schneider;Ve bu pislikler "Deneysel gen tedavisini kimin istemediğini takip etmek için..." Unutmayın, vatandaş olduğundan korkan bir hükümet daha iyi bir hükümettir." (174)
"'This Has Gotta Stop': Rock Efsanesi Eric Clapton, Zorunlu COVID Enjeksiyonlarını Eleştiren Yeni Bir Şarkı Yayınladı
Gitarist ve şarkıcının AstraZeneca yumruğundan ciddi yan etkilere maruz kaldığını iddia etmesinden sonra geliyor ve bu da kariyeri neredeyse raydan çıkarmıştı. İngiliz rock ikonu Eric Clapton, "This Has Gotta Stop" adlı zorunlu COVID enjeksiyonlarını eleştiren yeni bir single yayınladı. Clapton, Haziran ayındaki bir röportajda COVID yumruğunun müzik kariyerini neredeyse nasıl sonlandırdığını açıklayarak, kilitlenmeleri ve aşı zorunluluklarını sesli bir şekilde eleştirdi. Şarkıda Clapton, bu yılın başlarında AstraZeneca yumruğunu almadaki korkutucu deneyimini anlatıyor, burada enjeksiyon ikinci çekimden sonra ellerini geçici olarak felç etti." (61)
"Eric Clapton - This Has Gotta Stop (BU SONA ERMELI!) (Official Music Video) (280)
https://www.youtube.com/watch?v=dNt4NIQ7FTA
https://www.bitchute.com/video/BId51ChHpkwV/
"G7, en az yarısı 2021 sonuna kadar teslim edilecek 870 milyon COVID-19 aşı dozu taahhüdünü açıkladı." (171)
'Pandemi sırasında 10 erkeğin servet artışı herkese aşı alabilir' (172)
"Diyanet: Aşı yaptırmamak kul hakkına girer" (177)
** Covid Varyant Adları
----------------------------
"İşte ortaya çıkabilecek yeni varyantların isim listesi.Sıradaki covid varyant adları.Yunan alfabesine çok aşina olmayan ve COVID türevlerinizin adlarını düz tutmak isteyenler için."(178)
"WHO, SARS-CoV-2 İlgi ve Endişe Varyantları için basit, söylemesi kolay etiketleri duyurdu" (179)
"Türkiye'nin Bilim Kurulu olurda,WHO'nun olmaz mı? WHO,ortaya çıkabilecek yeni varyantlara isim verebilmek için özel olarak oluşturulmuş bir bilim kurulu oluşturduğunu itiraf etti.İşte WHO'nun SARS-CoV-2 varyantlarını izleme kurulu.."(180)
BİLGİ : "Ana akım medyanın önde gelen isimlerinden biri olan doğruluk kontrolcü Reuters,Fransız virolog Luc Montagnier'in "aşılar,varyant yaratıyor" açıklamasına,ekrana çıkartılmasına izin verilen şöhretli hekimlerin tek yanlı çalışmalarına ve cdc,dsö gibi güvenirliliği yitirmiş kurumların yanıltıcı bilgilerine dayanarak cevap vermeye çalışıyor.."
"Aşılama çabasının yeni COVID-19 varyantlarına neden olduğuna dair kanıt yok."(181)
** VİDEOLAR
------------------------
"Kanıta Dayalı Tıp Yanılsaması
Dünyanın çoğu, hafifçe test edilmiş bir farmasötik ürün almak için acele ederken, (çok) büyük tıp işine tekrar bakmanın zamanının geldiğini düşündük. Doktora Leemon McHenry, bizi hayalet yazıyla yazılan çalışmaların, yakalanan yasa koyucuların, döner kapılı düzenleyici kurumların, ödemeli tıp dergilerinin ve akademik kimliklerini dev şirketlere ödünç veren "kilit kanaat önderlerinin" sahte özüne yönlendiriyor... bir fiyat için. Sürecin her aşaması görünüşte yolsuzluk için yapılandırıldığından, Profesör McHenry ile birlikte sadece şunu merak edebiliriz: "Bilimsel dürüstlüğe kim bakıyor?" Perspectives'in bu bölümünü bitirdiğinizde, yeniden düşünmek için kolunuzu sıvamış olabilirsiniz." (182)
"Antikorlar ruhu ve hafızayı nasıl bozabilir?
Otoantikorlar (otoantikorlar, kişinin kendi organlarına veya dokusuna karşı yönlendirilen bağışıklık sistemi tarafından oluşturulan antikorlardır) oluşumu da dahil olmak üzere, kendi bağışıklık sistemimizin vücuda nasıl saldırabileceğini henüz yeni anlamaya başlıyoruz. Bunlar beyne girebilir, sinir hücrelerine yerleşebilir ve böylece beyin iltihabı, epilepsi, psikoz veya bunamaya yol açabilir. Prof. Harald Prüß, son birkaç yıldaki bu bilimsel gelişmeyi özetliyor, bu da daha önce belirsiz semptomların atanmasını ve bunları yeni terapilerle başarılı bir şekilde tedavi etmeyi mümkün kılıyor. Derste ayrıca otoantikorların hasara neden olduğu mekanizmalar ve tümörler ve belirli viral hastalıklar gibi gelişimlerini neyin tetikleyebileceği tartışılıyor. Yeni teknikler, laboratuvarda insan antikorlarını yeniden üretmeyi ve böylece nasıl çalıştıklarını anlamayı mümkün kılıyor. Bu arada, bir anti-viral ilaç olarak kullanılabilecek Covid-19'a karşı koruyucu antikorlar bile elde edildi. Ders korona aşılarını ele almasa bile, tam aşının tehlikeli virüs kaynaklı otoantikorların oluşumuna karşı en iyi koruma olduğu varsayılabilir." (183)
-COVID mRNA Aşılarının Yapılması Neden 50 Yıl Sürdü?" (184)
-Torontolu kadın COVID aşısından sonra Bell felci geliştirdi" (185)
-CA kişisi COVID-19 aşısını aldıktan saatler sonra öldü" (186)
-Bir doktor aşıdan 2 hafta sonra öldü - Nedensellik vs Tesadüf?" (187)
-Kadın COVID 19 Aşısı Yaptıktan 4 Gün Sonra Öldü | Aşı Sonrası Ölümler" (188)
-Spike proteini çok tehlikelidir, sitotoksiktir (Robert Malone, Steve Kirsch, Bret Weinstein)" (189)
-Spike proteini hücre hasarına neden olur (Livestream #79'dan)" (190)
-FDA, mRNA aşılarına kalp riski uyarısı ekleyecek" (191)
-COVID aşılarının potansiyel uzun vadeli tehlikeleri (Livestream #58'den)" (192)
-Bilim İnsanları Sadece Covid-19'dan Değil, Gelecekteki Coronavirüslerden Korunmak İçin 'Süper Aşı' Geliştiriyor" (193)
-Gravitas: Pfizer'ın kötü niyetli aşı anlaşmaları" (194)
-Gravitas: Wuhan Laboratuvarı neden "22.000 virüs örneği" veritabanını çevrimdışına aldı?" (195)
-Gravitas: Avrupalılar yataklara ve aşılara rüşvet verdi" (196)
-İsrail: Pfizer aşısı aldıktan sonra 12.000'den fazla kişinin COVID-19 testi pozitif çıktı." (197)
-'Aşılar işe yaramaz': ABD'li virolog COVID-19'u yıktı, yayılmayı nasıl frenleyip engelleyeceğiz" (198)
-Virolog Kekulé, aşılarla ilgili bir "dünya deneyi"nden bahsediyor ve çocuklar için aşıları sorguluyor" (199)
-Sucharit Bhakdi: Corona ve Grip arasındaki fark üzerine" (200)
-Nobel ödüllü yazar, Covid'e karşı mRNA tabanlı aşıya karşı uyardı" (201)
-COVID-19 HAKKINDA HERKESİN BİLMESİ GEREKENLER | Noam Chomsky" (202)
-Filipinler Devlet Başkanı Duterte: 'Aşı olun yoksa hapse girerim'" (203)
-Abbott, Teksas'ta COVID-19 Aşı Pasaportlarını Yasakladı" (204)
-Neden Bazı Hastane Çalışanları COVID Aşılarını Hala Reddediyor?" (205)
-'Aşı yerine Corona'dan ölmeyi tercih ederim'— MP'nin Panna'sında köyler Covid jab'ı reddetti" (206)
-Hemşire aşı yaptırmamak için işini kaybetmeye razıdır. neden duyun" (207)
-COVID-19 aşısını reddeden bazı cephe çalışanları: Rapor" (208)
-(Askeri) Birliklerin yaklaşık üçte biri COVID aşısından vazgeçiyor." (209)
-Milyonlarca Amerikalı COVID-19 Aşısını Enjekte Ettiğinde Hükümet RFID Çiplerini Nasıl Kullanabilir?" (210)
-Önceden Doldurulmuş COVID-19 Aşı Şırıngalarında RFID Çipi Olabilir." (211)
-COVID-19 Aşı Çeşitliliği Serisi: Aşılama sırasında bir tık sesi duydum. Mikroçip takılmış mıydım?" (212)
-VİDEO: Gerçek veya Kurgu - Aşı geliştirme, izleme çipini içerir" (213)
-Doktor, moderna'nın onu felç etmesinin ardından kadına "engelli olmaya alışsın" diyor." (214)
-Anne, 12 yaşındaki kızını pfizer covid-19 "aşı" denemesine koyduğuna pişman oldu." (215)
-Benjamin Goodman'ın ebeveynleri, onun j&j biyolojik silah atışıyla öldürülmesi hakkında konuşuyor." (216)
-Eczacı, Covid-19 aşısı olan insanları öldürmeyi reddettiği için CV'den ayrılıyor ve muhbir oluyor." (217)
-Eczacı, Covid-19 aşısı olan insanları öldürmeyi reddettiği için CV'den ayrılıyor ve muhbir oluyor." (218)
-Delta varyantı covid dolandırıcılığı ortaya çıktı." (219)
-Doktor Michael Yeadon, covid-19 varyantlarının neden zararsız olduğuna dair." (220)
-MRNA 'mucize' aşısı, amaçlanan etkisinin tam tersini sağlıyor, şekil gittikçe.."(221)
-PİLOTLAR aşılamadan sonra ölüyor, ancak havayolları ÖLÜMCÜL covid aşısı almaları konusunda ısrar etmeye devam ediyor.."(222)
-CDC ilan etti... Aşıların en büyük yan etkilerinden biri psikolojik bunalım ve saldırganlaşmadır..."(223)
** DİĞER GELİŞMELER
--------------------------------
"Çin Komünist Partisinin Küresel Kilitleme Dolandırıcılığı.
COVID-19 halk sağlığı politikalarında bilimsel sahtekarlığa yönelik hızlandırılmış federal soruşturma talebi. Bu mektubu, COVID-19 krizi sırasında önemli politika kararlarına ilişkin bilimsel tartışmalarla ilgili olarak federal bir soruşturma başlatılmasını ve/veya hızlandırılmasını talep etmek için yazıyoruz. Çalışmamız sırasında, potansiyel olarak suç niteliğinde olan sorunları belirledik ve bu soruşturmanın, belirli pandemi politikalarını destekleyenler tarafından halkın çıkarlarının uygun şekilde temsil edilmesini sağlamak için gerekli olduğuna inanıyoruz. Kriz zamanlarında vatandaşlar doğal olarak uzman olarak algıladıkları kişilerin tavsiyelerine başvururlar. 2020'nin başlarında halk, bariz bir viral salgınla karşı karşıya kaldığında bilimsel otoritelerin tavsiyelerine başvurdu. Kısa bir süre sonra, çoğu ülke önde gelen bilim adamlarının tavsiyelerine uydu ve yaygın olarak "tecrit" olarak adlandırılan kısıtlamalar uygulamaya başladı. Politikalar yargı yetkisine göre değişiklik gösterse de, genel olarak Hubei Eyaletindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından dayatılanlardan esinlenerek toplantı ve hareketlere ve okulların, işletmelerin ve halka açık yerlerin kapatılmasına kısıtlamalar getiriyordu. Bu karantina politikalarını destekleyenlerin bunu iyi niyetle yapmalarını sağlamak için federal yetkililerin polis gücüyle müdahale etmesi gerekebilir. Bu mektup, Avustralya, Kanada, Almanya, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ("Uluslar") federal yetkililerin dikkatini tecritlerin kökeni ve tarihsel emsalleri hakkında birden fazla kanıt noktasına çekmek içindir; arkasındaki bilimsel literatür ve tartışmalar; baskın COVID-19 test protokolleri ve modellerinin kaynağı ve kalitesi; belli başlı kilitlenme destekçilerinin motivasyonları, önyargıları ve nitelikleri; ve bu politikaları çevreleyen halka açık iletişimlerin kaynağı.
Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri Xi Jinping'in Emriyle Başlatılan ve Dünya Sağlık Örgütü Tarafından Çok Az Analiz veya Mantıkla Küresel Politikaya Yayılan Tecritler.. Tecrit savunucuları, politikalarını, bir asır önce İspanyol gribi salgınıyla mücadele etmek için alınan önlemlerle karşılaştırarak sık sık haklı çıkardılar. Ancak İspanyol gribine yanıt olarak hafifletme çabalarının gerçekçi bir incelemesi, karantinaya uzaktan yakından yaklaşan hiçbir şeyin uygulanmadığını ortaya koyuyor. Cnty'de hüküm süren Yargıç William S. Stickman'ın sözleriyle. Butler v. Wolf'un önde gelen tarihçilerin çalışmalarına atıfta bulunarak: Bu ulus [Birleşik Devletler] birçok salgın ve salgın hastalıkla karşı karşıya kalmasına ve eyalet ve yerel yönetimler yanıt olarak çeşitli müdahalelerde bulunmasına rağmen, daha önce hiçbir zaman tüm nüfus için sokağa çıkma yasağı uygulanmadı - çok daha azı uzun ve belirsiz süreler için… Kuşkusuz, eyaletler ve yerel yönetimler İspanyol Gribini hafifletmek için belirli faaliyetleri sınırlı bir süre için kısıtladılar, tarihimizde bu hastalığa veya başka herhangi bir hastalığa yanıt olarak herhangi bir nüfus kısıtlaması uygulamasına dair herhangi bir kayıt yoktur. Karantinalar yalnızca Amerikan tarihindeki herhangi bir önceki salgın veya pandemiye yanıt olarak tarihsel olarak eşi görülmemiş olmakla kalmıyor, aynı zamanda ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (“CDC”) tarafından sunulan son kılavuzda bahsedildiği kadar da değil. Yargıç Stickman devam ediyor: "Gerçekten de, (İspanyol Gribi ile karşılaştırılabilir olarak tanımlanan) "Çok Yüksek Şiddetli" bir pandemi için bile, kılavuzlar yalnızca "CDC, hasta kişilerin gönüllü olarak evde tecrit edilmesini önerir" ve 'CDC, yeni influenzanın dolaştığı bölgelerde maruz kalan hane üyelerinin gönüllü evde karantinaya alınmasını önerebilir.'İD. 32'de, Tablo 10 (vurgu eklenmiştir). Bu, eyalet çapında bir kilitlenmeden çok çok uzak… Gerçek şu ki, COVID-19 pandemisine yanıt olarak 2020'nin başlarında Amerika Birleşik Devletleri genelinde uygulanan kilitlenmeler, Commonwealth ve Ülkemiz tarihinde benzeri görülmemiştir. Tarihimizde başka hiçbir hastalığa yanıt olarak kullanılmamışlardır. Bunlar CDC tarafından yapılan öneriler değildi. Sadece bu yıla kadar bu milletin insanları tarafından duyulmamışlardı. Vuhan'da ve Çin'in diğer bölgelerinde – sivil özgürlükler ve anayasal normlarla ilgili kaygılarla kısıtlanmayan bir ulus – sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulanması, bir ülkenin ve devletin, birbiri ardına vatandaşlarına acımasız ve şimdiye kadar denenmemiş önlemleri dayattığı bir domino etkisi başlatmış gibi görünüyor. . (vurgu eklenmiştir) Yargıç Stickman'ın tecritlerin gerçek tarihiyle ilgili sezgisi, önde gelen bulaşıcı hastalık bilim adamlarının görüşleri ile uyumludur. Çiçek hastalığını ortadan kaldırma konusunda geniş ölçüde itibar sahibi olan Donald Henderson, 2006'da şöyle yazmıştı: "Deneyimler göstermiştir ki, salgın hastalıklar veya diğer olumsuz olaylarla karşı karşıya kalan topluluklar, toplumun normal sosyal işleyişi en az bozulduğunda en iyi ve en az kaygıyla tepki verir." Bildiğimiz kadarıyla hiçbir bilim insanı, Çin Komünist Partisi (ÇKP) Genel Sekreteri Xi Jinping, “Wuhan ve diğer şehirlerin 23 Ocak'tan itibaren benzeri görülmemiş bir şekilde kilitlenmesine” kişisel olarak izin verene kadar, sokağa çıkma yasağı uygulanmasını kamuoyu önünde desteklemedi.(.....)" (245)
** Covid-19'dan önce yayınlanan bir video..
----------------------------
"İçinizdeki Nano Robotlar
İçinizde her zaman, etrafta dolaşan, çöpleri çıkaran ve DNA ipliklerini paketleyen trilyonlarca doğal nano robot var. Canlı bir organizmanın sakin, düzenli dış görünüşünün altında, kendilerinden daha büyük bir şey yaratmak için birlikte çalışan karmaşık bir moleküler makineler koleksiyonu bulunur. Fizikçi ve "Life's Ratchet" kitabının yazarı Peter Hoffmann bize yüzeyin altındaki küçük şehri gösteriyor." (246)
"BBC Muhabiri Macar Üst Düzey Diplomatla Mücadele Etti: Çocukların Cinsel Eğitiminin Kontrolünü Talep Ediyor
Sol görüşlü muhabir Stephen Sackur, “çocuklarının cinsel eğitimine karar verme” yetkisini okullara veya sol örgütlere değil, ebeveynlere tek başına veren bir Macar yasasına öfkeli. Dünya çapındaki sol medya, Hristiyan Macaristan'a, Başbakanları Viktor Orbán'a ve kabinesinden hükümetin milliyetçi politikalarını savunmaya cüret eden herkese saldırmak için toplu bir girişimde birleşti. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjártó, kendisini rutin olarak küresel bürokratların ve medyalarının saldırılarını savuştururken bulduğu için ülkesinin en yetenekli ve en sadık savunucularından biridir. Yakın tarihli bir röportajda, BBC Network ve Stephen Sackur, Szijjártó'nun Macaristan yasalarında çocukları koruyan yeni değişiklikler hakkında soru sorma konusundaki önyargılarını sergilediler. Değişiklikler, Macar ebeveynlere, okullara veya sol örgütlere değil, “çocuklarının cinsel eğitimine karar verme” yetkisi veriyor. Ayrıca pedofillere yönelik cezaları da güçlendiriyor. (...)" (247)
"Nanoteknoloji mRNA Covid-19 aşılarının çalışmasına nasıl yardımcı olur? (248)
“ Muhafazakarlar ocasio cortez'e tuhaf belediye binası konuşmacısı üzerine saldırdı, şimdi profesyonel koz grubu dublör planladıklarını söylüyor.
Operation Chaos ” adlı kitabıyla grubun karmaşık tarihini inceleyen Matthew Sweet , The Washington Post'a “Bunu 70'lerden beri yapıyorlar” dedi. "Taktik, siyasi bir toplantıya gidiyorsunuz ve toplantıyı bozan ve daha da önemlisi bir tür kaos yaratan bir rahatsızlık yaratıyorsunuz." (249)
"Aşı karşıtı protestocular Lady Gaga ve Tony Bennett'in bu akşam New York'taki Radio City'de verecekleri konserin önünde toplanıyorlar. Gaga'yı protesto ediyorlar çünkü tüm katılımcıların aşı kanıtı göstermesini gerektiriyor." (250)
"Siz en büyük ahmaklarsınız ve söyledikleriniz yüzünden insanlar hayatlarını kaybediyor" (251) Çok bilmişler,ülkemizde de var..
** "Aşı aşı" diye direten aşı yanlıların foyaları ortaya çıkmaya başladı. Youtube,Tiktok gibi sosyal medya platformlarında covid-19 aşısını tanıtan 5.000 ile 100.000 takipçisi olan kişilere ayda 1.000 dolara kadar para verildiği ortaya çıktı."
" Yetkililer Aşı Yalanlarıyla Mücadele Etmek İçin Bir 'Etkileyen Ordu' Kuruyor
(...) Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre,18 ila 39 yaş arası tüm Amerikalıların yarısından azı, 50 yaşın üzerindekilerin üçte ikisinden fazlası ile karşılaştırıldığında tamamen aşılanmıştır. Ve 12-17 yaş arasında olanların yaklaşık yüzde 58'i henüz hiç bir şans alamadı. Bu gençlere ulaşmak için Beyaz Saray, 50'den fazla Twitch yayıncısı, YouTuber, TikToker ve 18 yaşındaki pop yıldızı Olivia Rodrigo'danoluşan eklektik bir orduya kaydoldu . Eyalet ve yerel yönetimler benzer kampanyalara başladı, bazı durumlarda "yerel mikro etkileyicilere" - 5.000 ila 100.000 takipçisi olanlara - Covid-19 aşılarını hayranlarına tanıtmak için ayda 1.000 dolara kadar ödeme yaptı..(....)" (252)
"Covid-19 Aşısı: Tedavi mi, Lanet mi?" (457)
** "AŞI OLDUK!" HİLELERİ Mİ? (Videolar)
------------------------------------
"Sahte Aşı Video Viral | Sadece İğne ile Enjekte Edildi, Covid Aşısı Olmadı
Karnataka'daki Tumkur'daki yetkililerin Kovid-19 aşısı yaptırıyormuş gibi yaparak kameralara sahtecilik yaptıkları iddiasıyla bir erkek ve bir kadının aşı fotoğrafları için poz verdiği görüntü sosyal medyada dolaşıyor. 43 saniyelik videoda ayrıca ikiliye enjeksiyon yapıyormuş gibi poz veren bir hemşire görülüyor. “Tumkur İlçesinde görevliler kamera önünde taklit ediyor, Kovid aşısı yaptırıyormuş gibi yapıyorlar, bu sahte tanıtım neden? BJP'nin olduğu yerde Dolandırıcılık vardır", videoyla birlikte böyle bir başlık yazıyor. India Today Sahte Haber Karşıtı Haber Savaş Odası (AFWA) iddiayı yanıltıcı buldu. Videodaki yetkililer Tumakuru ilçe sağlık görevlisi (DHO) Nagendrappa ve ilçe sağlık koçluk merkezi müdürü Dr Rajani M. Yetkililer, medyanın talebi üzerine poz verdi. Tumakaru bölge sulh hakimi, daha sonra aynı gün aşılandıklarını doğruladı." (260)
"Kamala Harris, Moderna COVID-19 aşısını aldı (253) Comment : ("Kamala Haris'in covid aşısı olma hilesi.Hemşirenin elindeki şırıngaya dikkatlice bakın,aşıyı yaptıktan sonra şırınganın açılmamış ama yamulmuş ucunu koltuğa değdirerek düzeltmeye çalışıyor.Eminim buna benzer aşı tiyatrolarını diğer dünya liderleri de yapmıştır.Ekrandaki şöhretli hekimlerde dahil.")
"Başkan Yardımcısı Kamala Harris ikinci koronavirüs aşısını vurdu (254) Comment : ("Buradada bir gariplik.Hemşire covid şisesinden bir aşı almıyor,daha önceden şırıngaya konulan ve Haris'in gelmesini bekleyen bir aşıyı yapıyor.Yada bu boş/plasebo bir aşı mı,oldu belli değil.Şırıngaya aşı,Haris gelmeden kaç saat önce konuldu?Aşının bozulma ihtimali olmaz mı?")
"Başkan seçilen Joe Biden, COVID-19 aşısını aldı (255) Comment : ("Buradaki gariplik,hemşirenin şırıngaya çektiği şişenin ne şişesi olduğunun pek anlaşılmaması,hemşire şişeyi kutu arkasına koyduğunda,kamera hemen yakın çekim yapıyor ama şırıngaya doldurulurken bu yakın çekimi yapmıyor.Şırınga boş/plasebo muydu?")
"Başkan Yardımcısı canlı yayında COVID-19 aşısını aldı l ABC News (256) Comment : ("Burada inanılmaz bir el çabukluğu var gibi gözüküyor.Kameralar uzak çekimde,hemşirenin elindeki şırınga iğnesinin ucunda pamuğa benzer bir cisim var,batırır gibi yapıyor ve sonra şırıngayı ittiriyor.2. ve 3. aşılamada ise el çabukluğu var,iğnenin nereye yapıldığı tam net değil,ne olduğu belli değil.Açıkçası hiç de inandırıcı değiller.")
"Medya için: Mercy'de COVID-19 Aşı Videosu (257) Comment : ("Yapılan aşıları dikkatlice izleyin,iğneyle ilgili bir tuhaflık var gibi görülüyor,iğneyi çekince,kolda iğne izinden eser bile yok,bu çok garip değil mi?")
"COVID-19 aşı kliniğinde yaşlı kadına boş şırınga enjekte edildi. (258)
"Bu Adam Neden SAHTE COVID-19 Aşı Enjeksiyonu Yaptı!(259)
"Gerçek Kontrolü: Covid-19 Aşısı İçin Poz Veren Bu Yetkililer | Göründüğü Gibi Değil Hindistan Bugün (261)
"Çinli adam ilk enjeksiyonundan korktu (262)
- Bidenin aşı tiyatrosu..
"Bitiş zamanı komedisi: Sahte başkan Biden, Beyaz Saray'a aşı fotoğrafı çektirirken, New York Valisi Hochul, aşıları Tanrı'nın yarattığını ve yeni kurtarıcılarımız olarak Big Pharma'ya ibadet etmemiz gerektiğini söylüyor
Bugünün Durum Güncelleme podcast'i (aşağıya bakın), kapsadığı tüm delilik göz önüne alındığında gerçekten bir End Times komedi saatidir. Büyük hikayelerden biri, NY Valisi Hochul'un şimdi "Tanrı'nın aşıları yarattığını" iddia etmesi ve "herkese aşıların enjekte edilmesini" istemesidir. Vali kılığına giren şeytanın musallat olduğu açıkça belli olan cadı, "aşı yaptırmayanların Tanrı'yı dinlemediğini" iddia ediyor. Ancak eğlence elbette burada bitmiyor. Sahte başkan Biden kısa süre önce arkasında sahte bir Oval Ofis seti ile sağlam bir sahnede otururken sahte bir aşı güçlendirici çekimi aldı ve şu soruya başladı: Sahte bir aşı güçlendirici fotoğrafı için Beyaz Saray'ı neden taklit etmeleri gerekiyor? sahte salgın? Olay yerinden bazı fotoğraflara göz atın, her şeyin sahte pencerelerle ve her şeyle sahnelendiğini ortaya koyuyor: Şu soruyu soruyor: Eğer Joe Biden (o bile o mu?) Beyaz Saray'a gerçekten erişebiliyorsa, neden daha fazla aşı propagandası yapmak için sahte bir tane inşa etmek zorunda olsunlar? Şeytan cadı Hochul, "TANRI'nın, iptal edilen insan cenin dokusu üzerinde yapılan araştırmalardan oluşturulan aşıları almanızı istediğini" iddia ediyor. Michigan Valisi Whitmer'a "karanlık lord istilası altın madalyası" kategorisinde parası için koşan, geçen hafta sonu bir kilisede podyuma çıkan ve devam eden NY Valisi Hochul olarak bilinen iblis istilasına uğramış cadıya geri dönersek "aşı yaptırmayanların “Allah’ı ve Allah’ın istediğini dinlemediğini” iddia ederken, "aşıların Allah'ın insanlığa hediyesi olduğunu" ilan etmek. Information Liberation'ın izniyle, ağzı açık bırakan konuşmasından kesitler şöyle:
"Tanrı bu salgında hayatta kalmanıza izin verdi çünkü bir gün harika şeyler yapmanızı istiyor. Pek çok insan yaşamazken o senin bunu yaşamana izin verdi ve bu da senin sorumluluğunda… Tanrı dualarımıza cevap verdi. En zeki kadın ve erkekleri, bilim adamlarını, doktorları, araştırmacıları yarattı - onlara bir aşı buldu. Bu bize Allah'tandır ve biz de, şükürler olsun, Allah'ım demeliyiz. Teşekkürler. Ve aşı olduğumu söylemek için her zaman 'aşı' kolyemi takıyorum. Hepiniz, evet, aşı olduğunuzu biliyorum, zeki olanlar sizlersiniz, ama biliyorsunuz ki dışarıda Tanrı'yı ve Tanrı'nın istediğini dinlemeyen insanlar var... Havarilerim olmanıza ihtiyacım var. Dışarı çıkıp bunun hakkında konuşmanı ve bunu birbirimize borçluyuz demeni istiyorum. Birbirimizi seviyoruz. İsa bize birbirimizi sevmeyi öğretti ve bu sevgiyi nasıl gösterirsiniz, ancak birbirinizi yeterince önemseyin, lütfen aşı olun..." Sadece vay. Yani aşılar yeni tanrınız olmalı ve Hochul sizin İsa'nız! Aşı ölüm kültünün gerçekten bir kült olup olmadığını hiç merak ettiyseniz, şimdi kesin olarak biliyorsunuz. Alberta'da tüm covid testlerini kaldırdılar ve şimdi evde hasta olan herkesi "covid pozitif" ilan ediyorlar. Bugünün son komedi sahnesinde, Alberta'nın Sağlık Baş Sorumlusu (buraya kahkaha ekleyin) şimdi herhangi bir şeyden hastalanan ve henüz covid testi yapılmamış herkesin covid pozitif ilan edileceğini açıkladı. Neden olmasın? Zaten hepsi uydurma bir kurgu. PCR testi başından beri tam bir sahtekarlıktı, o halde neden en başta bir PCR testi varmış gibi davranma zahmetine giresiniz ki? Deena Hinshaw'ın yakında "İnsanlara sadece onlara bakarak kirli olduklarını söyleyebiliriz" gibi bir açıklama yapmasını bekleyemem. Bu muhtemelen yaklaşık iki hafta içinde yeni "uzlaşma bilimi" olacak ve YouTube bu tür iddialara katılmayan tüm videoları yasaklayacak. Gezegeni kurtarmak için sığır poposu tıkaçları… şenlik asla bitmez. Aşağıda, Bugünkü Durum Güncellemesi size daha da fazla neşe getiriyor; bize gezegeni yok ettiği söylenen tüm inek osuruklarını durdurmak için sığır kıçı olarak hizmet ederek gezegeni kurtaran Solcular da dahil. Kirli bir iş, ama birinin yapması gerekiyor… Ayrıca bugün: Belki de tüm bunların çözümü Biz İnsanlar için TEREYAĞI yeniden inşa etmek ve çok fazla margarin yemeyi bırakmaktır. Podcast'i duyduktan sonra daha anlamlı olacak… South Park'taki Gov. Hochul izlenimim de dahil olmak üzere bugünün komedisinin tam dozunu almak istiyorsanız, bugünün podcast'ini bir dinleyin.(...)" (452)
** mRNA vaccine ve 5G
-----------------------------
"Oxford Üniversitesi Fizikçisi Dr.Katherine Horton, 5G teknolojisini düşmanı yenmek için askeri bir silah olarak listeliyor.
5G teknolojisi, düşmanı yenmek için askeri bir silah olarak kullanılabilir. Fizikçi Dr. Katherine Horton, 5G'nin sadece sağlığınız için toksik olmadığına değil, aynı zamanda istenmeyen muhalifleri iz bırakmadan öldürmek için kullanılabilecek yüksek teknolojili bir kitle imha silahı olduğuna inanıyor. Horton, Oxford Üniversitesi'nden parçacık fiziği alanında doktora derecesine sahiptir ve Genova İsviçre'deki ünlü Hadron Çarpıştırıcısı (CERN) ve daha az bilinen Electronsyncrotron (DESY) dahil olmak üzere dünyanın en ilginç ve tehlikeli projelerinden bazıları üzerinde çalışmıştır. Hamburg, Almanya. Oxford'dayken aynı zamanda St. Johns College'da araştırma görevlisi olarak çalıştı ve burada ekonomi, hukuk ve suç üzerine sistem analizi araştırmaları da dahil olmak üzere tıbbi fizik ve insan sistemleri okudu. Toplumsal kontrol teknolojilerine bakış açısı, 5G'nin kullanıma sunulmasıyla ilgili küresel konuşma için son derece değerlidir." (263)
"Oxford Üniversitesi Fizik doktoru Dr.Katherine Horton, 5G teknolojisini düşmanı yenmek için askeri bir silah olarak listeliyor.
Dr.Katherine Horton raporunda, 5G teknolojisinin toksik ve insan sağlığına ve çevreye zararlı olduğunu doğruluyor. Ayrıca, istenmeyen muhalifleri iz bırakmadan yok etmek için kullanılabilecek yüksek teknolojili bir kitle imha silahı olduğunu düşünüyor. Hem toplu hem de bireysel olarak." (263)
"Katherine Horton: AI Yapay Zeka için kitlesel bir DEW Terraforming platformu olarak 5G'yi yenmek. (264)
"Parçacık Fizikçisi: 5G Nihai Yönlendirilmiş Enerji Silah Sistemidir (265)
"Uzaylı Koronavirüsü: Dr. Katherine Horton, 5G'nin yapay zeka gündemi için silahlandığını iddia ediyor
Oxford Üniversitesi eğitimli parçacık fizikçisi Dr. Katherine Horton, araştırmalarına ve kişisel deneyimlerine dayanarak, 5G ağının küresel elitin insanlığı köleleştirme hedefleriyle uyumlu bir "Yönlendirilmiş Enerji Silahı" sistemi olarak tasarlandığını savunuyor. Yukarıdaki videoda Alfred Lambremont Webre ile röportaj yapıyor. Bu röportajda 5G, insanları "virüs" kapma korkusundan sonra kendilerini robotlaştırmaya teşvik etmek için kullanmaya çalışan manipülatif uzaylıların kontrolü altında teknolojik bir cihaz olarak temsil edilmektedir, böylece insanlar daha sonra bir Derin Devlet tarafından totaliter bir gündemi desteklerken şeytani uzaylılar tarafından bir "kaynak" olarak kullanılabilir." (266)
"ABD ve Çin için bir savaş alanı olan 5G neden aynı zamanda askeri üstünlük için bir savaştır?
-Yeni nesil ağlar gelecekteki askeri operasyonlar için hayati öneme sahip olacak ve teknolojiyi geliştirenler arasındaki riskleri artıracak
-5G'yi hacklemenin daha kolay olabileceğini, ancak uzmanlara göre ABD'nin endişelerinin arkasında stratejik motivasyonlar da var."(267)
"5G ne zaman tanıtıldı?
3 Nisan 2019'da Chicago ve Minneapolis'in bazı bölgelerinde 5G mobil hizmetini tanıttık. Bu şehirlerdeki müşteriler, dünyada 5G ağına bağlı 5G özellikli bir akıllı telefona sahip ilk kişilerdi." (268)
"5G'nin lansmanı hangi ülkelere geldi?
Güney Kore, Çin ve ABD, 5G teknolojisinin inşası ve konuşlandırılmasında dünyaya öncülük eden ülkelerdir. AT&T Inc., KT Corp ve China Mobile dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki telekomünikasyon operatörleri, beşinci nesil kablosuz teknolojiyi (5G) oluşturmak için yarışıyor." (269)
"10G dünyanın neresinde?
Kore, Ağustos 2005'te UCLP özellikli saniyede 10 Gigabit (10G) Kore-Kuzey Amerika ve Kore-Çin ağ devrelerini başlattı ve kuzey yarımküre etrafındaki 10G GLORIAD ağ halkasına doğru ilk büyük adımı attı." (270)
"5G'yi kim icat etti?
Düşük bantlı 5G, 4G cep telefonlarına benzer bir frekans aralığı kullanır, 600-850 MHz, indirme hızlarını 4G'den biraz daha yüksek verir: saniyede 30-250 megabit (Mbit/s).
...
3GPP'nin 5G logosu..
Tarafından geliştirildi : 3GPP
Tanıttı : Temmuz 2016
endüstri : Telekomünikasyon" (271)
"5G
Telekomünikasyonda, 5G, cep telefonu şirketlerinin 2019'da dünya çapında uygulamaya başladığı geniş bant hücresel ağlar için beşinci nesil teknoloji standardıdır ve mevcut cep telefonlarının çoğuna bağlantı sağlayan 4G ağlarının planlanan halefidir. GSM Birliği'ne göre, 5G ağlarının 2025 yılına kadar dünya çapında 1,7 milyardan fazla aboneye sahip olması bekleniyor." (271)
BİLGİ : "5G, ABD'de Aralık 2018'de ilk denemesi yapıldı,Nisan 2019'da denemenin 2.aşamasına geçildi ve Aralık 2019'da Covid pandemisi ile birlikte yayılmaya başlandı. Ve şu an dünyanın pek çok ülkesinde kullanılıyor.Özellikle de varyantların çok olduğu ülkeler dikkat çekici.Araştırılmalı. Eğer Elon Musk,uyduların 5G teknolojisini aktif ederse(ki 1 Ağustos'da aktifleşeceği söyleniyor),ileride çeşitli türdeki varyantları görmekde olası olabilir.Daha şimdiden İsrail'in bu tarihten itibaren aşılıları ülkeye almaması dikkat çekici.."
**İLGİNÇ : mRNA aşıları ile erkeklerin kız gibi olma, kızların da erkek gibi olma istekleri mi kamçılanıyor?
"Küçük Erkekler Neden Kız Olmak İstiyor?
KÜÇÜK ERKEKLER NEDEN KIZ OLMAK İSTİYOR?.....ÇÜNKÜ ONLAR! Hepinize bir şey açıklayayım: WI-38, aşılarda kullanılan virüsleri yetiştirmek için kullanılan, KADIN kürtajlı bir fetüsün hücre hatlarıdır. Bir DİŞİ'den (iki X kromozomu taşıyan) bir ERKEK'e (zaten bir X kromozomu ve daha zayıf bir Y kromozomu taşıyan) DNA'yı enjekte ettiğinizde, artık X kromozomunda aşırı yüke sahip olursunuz. Şimdi KIZ olmaları gerektiğini düşünen bir ERKEK saldırısı var. Aşılarda erkek DNA'sı var mı? EVET! MRC-5, aşı viral bileşenlerini yetiştirmek için de kullanılan fetal hücre hattına verilen koddur ve ERKEK tarafından abortlanmış bir fetüsten gelir. Erkek olduğunu düşünen kızlarımız var mı? EVET! Kız olmak isteyen erkekler kadar belirgin mi? NUMARA! Niye ya? Çünkü kızlarda iki baskın X kromozomu vardır. MRC-5 içeren bir aşı enjekte edildiklerinde, sadece bir Y kromozomu değil, zaten sahip oldukları iki kromozomun üzerine başka bir baskın X kromozomu da alıyorlar. Bu yüzden erkek olmak isteyen pek çok kız görmüyorsunuz, tam tersi. Baphomet yarı erkek, yarı kadın, çizgileri bulanıklaştırıyor. Aşıları zorunlu kılanlardan o sorumlu... onlar toplumumuzu ya öldürüyor, sakatlıyor ya da kafasını karıştırıyor. Çocuklarımızı etkileyen hiçbir şey bizim suçumuz değildir. Bunların hepsi, kaybetmekte olduğumuz ruhsal bir savaştan kaynaklanan hasarlar. Elimizde 50 yıl önce 3, bugün 72 iğne vurulmuştu. Toplum cinsiyeti ne zaman karıştırdı? Bunu düşün.(....)" (461)
** ABD'de covid kısıtlamalarına karşı silahlanma yarışı mı? Bir iç savaş mı bekleniyor? Amerikalılar neden silahlanmaya başladı?
-------------------------------------------
"Covid-19 karantinaları altında ezilen işletmeler silahlı direnişe yöneliyor.
Silahlı milis tarzı protestocular, Teksas'taki işletmelerin koronavirüs kilitlenmelerine karşı çıkmasına ve yeniden açılmasına yardımcı oldu. Protestocular Anayasa'yı uyguladıklarını söylüyorlar." (272)
"Koronavirüs ABD silah satışlarında şimdiye kadarki en yüksek artışa nasıl yol açtı?
Hızla yayılan koronavirüsle boğuşan Amerikalılar, geçen ay FBI'ın 20 yılı aşkın bir süre önce veri toplamaya başlamasından bu yana hiç olmadığı kadar fazla silah satın aldı. Niye? (...) Satışlar neden tavan yapıyor? ABD silah endüstrisi uzmanı Georgia State Üniversitesi hukuk fakültesi profesörü Timothy Lytton'a göre, yeni silah satışlarının çoğu koronavirüs krizinin yol açtığı iki faktör tarafından motive ediliyor. Bunlardan ilki, sivil toplumun - itfaiye, polis ve sağlık hizmetleri - bir gün ciddi şekilde "erozyona uğrayabileceği" ve bunun da yasa ve düzende bir bozulmaya yol açabileceği endişesidir. Böyle bir durumda, bir silahın "kendi kendine yardım" hayatta kalma aracı olarak görülebileceğini söylüyor. İkinci neden, sözde büyük hükümetin ABD anayasasında yer alan silah sahipliği gibi Amerikan özgürlüklerini ihlal etme endişeleridir.
Bay Lytton, "Yerinde barınma, halkların hareketlerini kısıtlama, insanların satın alabileceklerini kısıtlama gibi halk sağlığı önlemlerinin çoğu, hükümetin yönetimi ele geçirme ve zorbalık potansiyeline sahip birçok grup arasında korkuları artırıyor" diyor. BBC News'e verdiği demeçte, bazı yönlerden bu iki nedenin birbirine karşı olduğunu söylüyor. "Bazı insanlar hükümetin parçalanması ve onları korumamasından endişe ediyor ve diğer insanlar hükümetin çok güçlenmesinden ve özgürlüklerini sınırlayacak olmasından endişe ediyor." (...)" (273)
"Marketteki kuyrukların uzun olduğunu düşündüyseniz... Los Angeles'tan günaydın." (274)
RESİM:ABD SİLAH SATIS
"BU Tarihçisi Cevapları: Başka bir iç savaşa mı gidiyoruz?
Mueller raporunda Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında kan davası var - ne kadar kötüye gidebilir ki? Yakın tarihli bir Washington Post manşeti şöyle diyor: “Amerika'da konuşma 150 yıldır konuşulmayan bir şeye dönüşüyor: İç savaş.” Hikaye, diğerlerinin yanı sıra, geçen yaz National Review makalesinde soran Stanford Üniversitesi tarihçisi Victor Davis Hanson'a atıfta bulunuyor: “ABD şimdi nasıl, ne zaman ve neden gerçek bir iç savaşın eşiğine geldi?” Bir başka Washington Post hikayesi, Iowa Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Steve King'in kısa süre önce bir iç savaş durumunda kırmızı eyaletlerin “8 trilyon mermisi” olduğuna dair bir meme uyarısı yayınladığını bildirdi. Rasmussen Reports tarafından geçen Haziran ayında yapılan bir ankette, ankete katılan muhtemel ABD seçmenlerinin yüzde 31'inin “ABD'nin önümüzdeki beş yıl içinde ikinci bir iç savaş yaşayacağına” inandığını ortaya koydu." (275)
References (Sources)
---------------------
(1) Understanding How COVID-19 Vaccines Work
cdc,May 27, 2021
https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov/vaccines/different-vaccines/how-they-work.html
ET:15-27.08.2021
(2) New Data on COVID-19 Transmission by Vaccinated Individuals
AMESH ADALJA,August 02, 2021
https://www.jhsph.edu/covid-19/articles/new-data-on-covid-19-transmission-by-vaccinated-individuals.html
ET:15-27.08.2021
(3) How do vaccinated people spread Delta? What the science says
Nidhi Subbaraman,12 August 2021
https://www.nature.com/articles/d41586-021-02187-1
ET:15-27.08.2021
(4) Study: Vaccinated people can carry as much virus as others
LINDSEY TANNER, MIKE STOBBE and PHILIP MARCELO,July 31, 2021
https://apnews.com/article/science-health-coronavirus-pandemic-d9504519a8ae081f785ca012b5ef84d1
ET:15-27.08.2021
(5) Can ‘viral shedding’ after the COVID vaccine infect others? That’s a big ‘no’
Peter Wark,July 15, 2021
https://theconversation.com/can-viral-shedding-after-the-covid-vaccine-infect-others-thats-a-big-no-162940
ET:15.08.2021
(6) How a Miami School Became a Beacon for Anti-Vaxxers
Patricia Mazzei,May 2-6 2021
https://www.nytimes.com/2021/05/02/us/miami-centner-academy-coronavirus-vaccine.html?smtyp=cur&smid=tw-nytimes
ET:15-27.08.2021
(7) NYT,3 May 2021 https://twitter.com/nytimes/status/1389208150008635394
(8) cHLOE tHONUS,29 Nis 2021 https://twitter.com/chlonus_thonus/status/1387528608063922178
ET:15-27.08.2021
(9) COVID vaccine weekly: more vaccinated than unvaccinated Britons are now dying from the coronavirus
Rob Reddick,July 15, 2021
https://theconversation.com/covid-vaccine-weekly-more-vaccinated-than-unvaccinated-britons-are-now-dying-from-the-coronavirus-164526
ET:15-27.08.2021
(10) Most COVID deaths in England now are in the vaccinated – here’s why that shouldn’t alarm you
Christian Yates,July 14, 2021
https://theconversation.com/most-covid-deaths-in-england-now-are-in-the-vaccinated-heres-why-that-shouldnt-alarm-you-163671
ET:15-27.08.2021
(11) Fully vaccinated people who get a Covid-19 breakthrough infection can transmit the virus, CDC chief says
Madeline Holcombe ve Christina Maxouris,Ağustos 6, 202
https://edition.cnn.com/2021/08/05/health/us-coronavirus-thursday/index.html
ET:15-27.08.2021
(12) Fully vaccinated people are still getting infected with Covid. Experts explain why
Holly Ellyatt,AUG 10 2021
https://www.cnbc.com/2021/08/10/breakthrough-covid-cases-why-fully-vaccinated-people-can-get-covid.html
ET:15-27.08.2021
(13)SARS-CoV-2 spike-protein D614G mutation increases virion spike density and infectivity
Lizhou Zhang, Cody B. Jackson, Huihui Mou, Amrita Ojha,vs.,26 November 2020
https://www.nature.com/articles/s41467-020-19808-4
ET:15-27.08.2021
(14)The D614G mutation in the SARS-CoV-2 spike protein reduces S1 shedding and increases infectivity
Lizhou Zhang, Cody B Jackson, Huihui Mou, Amrita Ojha,vs.,2020 Jun 12.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7310631/
ET:15-27.08.2021
(15)Sturdier spikes may explain SARS-CoV-2 variants’ faster spread
Nancy Fliesler,March 23, 2021
https://answers.childrenshospital.org/sars-cov-2-variants-spike/
ET:15-27.08.2021
(16) Can the spike proteins excreted by vaccinated people cause serious long-term damage to nature and the environment
Eva Dust,D. Knopf geologist Switzerland,3rd Jul, 2021
https://www.researchgate.net/post/Can_the_spike_proteins_excreted_by_vaccinated_people_cause_serious_long-term_damage_to_nature_and_the_environment
ET:15-27.08.2021
(17) MIT Scientist: Covid Vaccines May Cause Diseases in '10 to 15 years' (Exclusive Video)
RAIR Foundation,July 2, 2021
https://rairfoundation.com/mit-scientist-covid-vaccines-may-cause-diseases-in-10-to-15-years-exclusive-video/
ET:15-27.08.2021
(18) Vaccine shedding
wikipedi,19 August 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Vaccine_shedding
ET:15-27.08.2021
(19) Study: Fully Vaccinated Healthcare Workers Carry 251 Times Viral Load, Pose Threat to Unvaccinated Patients, Co-Workers
Peter A. McCullough, M.D., MPH,08/23/21
https://childrenshealthdefense.org/defender/vaccinated-healthcare-workers-threat-unvaccinated-patients-co-workers/
ET:25.08.2021
(20) Shedding of Infectious SARS-CoV-2 Despite Vaccination when the Delta Variant is Prevalent - Wisconsin, July 2021
2021.07.31
https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2021.07.31.21261387v3
ET:25.08.2021
(21) Can fully vaccinated people still spread the virus?
May. 19, 2021
https://www.wsfa.com/2021/05/19/can-fully-vaccinated-people-still-spread-virus/
ET:25.08.2021
(22) Evidence mounts that people with breakthrough infections can spread Delta easily.
AUGUST 20, 2021
https://www.nationalgeographic.com/science/article/evidence-mounts-that-people-with-breakthrough-infections-can-spread-delta-easily
ET:25.08.2021
(23) Risk of SARS-CoV-2 transmission from newlySTXinfected individuals with documented previous infection or vaccination.
29 March 2021
https://www.ecdc.europa.eu/sites/default/files/documents/Risk-of-transmission-and-reinfection-of-SARS-CoV-2-following-vaccination.pdf
ET:25.08.2021
(24) The Possibility of COVID-19 after Vaccination: Breakthrough Infections
CDC,Aug. 23, 2021
https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov/vaccines/effectiveness/why-measure-effectiveness/breakthrough-cases.html
ET:25.08.2021
(25) Delta variant is so transmissible 'the war has changed,' U.S. CDC warns
ctvnews,July 30, 2021
https://www.ctvnews.ca/health/coronavirus/delta-variant-is-so-transmissible-the-war-has-changed-u-s-cdc-warns-1.5529230
ET:25.08.2021
(26) What the Delta Variant Means for Vaccinated and Unvaccinated People
July 08, 2021
https://publichealth.jhu.edu/2021/what-the-delta-variant-means-for-vaccinated-and-unvaccinated-people
ET:25.08.2021
(27) What is a breakthrough infection? 6 questions answered about catching COVID-19 after vaccination
July 28, 2021
https://theconversation.com/what-is-a-breakthrough-infection-6-questions-answered-about-catching-covid-19-after-vaccination-164909
ET:25.08.2021
(28) EMA, AstraZeneca/Oxford corona virüs aşısının bir diğer yan etkisini açıkladı: Kaçış sendromu
ntv,12.04.2021
https://www.ntv.com.tr/saglik/ema-astrazeneca-oxford-corona-virus-asisinin-bir-diger-yan-etkisini-acikladi-kacis-sendromu,h10pR4v4BkKJmv5LL4xPXQ
ET:25.08.2021
(29) Can I donate after receiving a COVID-19 vaccine?
February 24, 2021
https://www.redcrossblood.org/local-homepage/news/article/covid-19-vaccination-guide-blood-donation.html
ET:25.08.2021
(30) THE NOVEL CORONAVIRUS’ SPIKE PROTEIN PLAYS ADDITIONAL KEY ROLE IN ILLNESS
April 30, 2021
https://www.salk.edu/news-release/the-novel-coronavirus-spike-protein-plays-additional-key-role-in-illness/
ET:15.08.2021
(31) SARS-CoV-2 Spike Protein Impairs Endothelial Function via Downregulation of ACE 2
31 MAR 2021
https://www.biorxiv.org/content/biorxiv/early/2020/12/04/2020.12.04.409144.full.pdf
https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/CIRCRESAHA.121.318902
ET:25.08.2021
(32) coronavirus-research
https://www.salk.edu/science/research/coronavirus-research/
ET:25.08.2021
(33) Circulating Severe Acute Respiratory Syndrome Coronavirus 2 (SARS-CoV-2) Vaccine Antigen Detected in the Plasma of mRNA-1273 Vaccine Recipients
20 May 2021
https://academic.oup.com/cid/advance-article/doi/10.1093/cid/ciab465/6279075
ET:25.08.2021
(34) Multiple SARS-CoV-2 variants escape neutralization by vaccine-induced humoral immunity
2021 Şub 18
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7899476/
ET:25.08.2021
(35) Highly efficient reprogramming to pluripotency and directed differentiation of human cells with synthetic modified mRNA.
30 Sep 2010
https://europepmc.org/article/med/20888316
ET:25.08.2021
(36) Antibody-Dependent Enhancement (ADE) of Porcine Reproductive and Respiratory Syndrome Virus (PRRSV) Infection in Pigs
KYOUNG-JIN YOON, LIE-LING WU, JEFFREY J. ZIMMERMAN, HOWARD T. HILL, and KENNETH B. PLATT,13 Mar 2009
https://www.liebertpub.com/doi/abs/10.1089/vim.1996.9.51
ET:27.08.2021
(37) Fc receptors in antibody-dependent enhancement of viral infections
Adam Taylor, Suan-Sin Foo, Roberto Bruzzone, Luan Vu Dinh vs. ,26 October 2015
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1111/imr.12367
ET:27.08.2021
(38) https://mobile.twitter.com/tcfriedrich/status/1425937423155015681?lang=ar-x-fm
ET:25.08.2021
(39) COVID-19 Vaccine Breakthrough Case Investigation and Reporting
cdc,last comments 23 Ağustos 2021
https://www.cdc.gov/vaccines/covid-19/health-departments/breakthrough-cases.html
ET:25.08.2021
(40) MRNA TECHNOLOGY PIONEER LUIGI WARREN SAYS INJECTED PEOPLE CAN SHED SPIKE PROTEIN
June 15th, 2021.
https://www.bitchute.com/video/i9yRAaQZHNg6/
ET:25.08.2021
(41) Pathologist Tackles Taboo Covid Topics: Are Vaccinated People Dangerous? Is Magnet Phenomenon Real? (Video)
Renee NalJune 26, 2021
https://rairfoundation.com/pathologist-tackles-taboo-covid-topics-are-vaccinated-people-dangerous-is-magnet-phenomenon-real-video/
ET:25.08.2021
(42) Dr Roger Hodkinson: End all mRNA vaccinations of children immediately
NewsVoice -4 augusti 2021
https://newsvoice.se/2021/08/dr-roger-hodkinson-end-all-mrna-vaccinations/
ET:30.08.2021
(43) Urgent Open Letter from Doctors and Scientists to the European Medicines Agency regarding COVID-19 Vaccine Safety Concerns
Doctors for Covid Ethics, Mar 10 2021
https://doctors4covidethics.medium.com/urgent-open-letter-from-doctors-and-scientists-to-the-european-medicines-agency-regarding-covid-19-f6e17c311595
ET:30.08.2021
(44) Open letter from Doctors and Scientists to the European Medicines Agency regarding COVID-19 vaccine safety concerns
Craig Allen Ebrill 14, 2021
https://www.whatdotheyknow.com/cy/request/open_letter_from_doctors_and_sci_2#incoming-1857809
ET:25.08.2021
(45) WARNING: Globalists Launch War on Doctors Who Question State Vaccination and Coronavirus Narratives (Video)
Amy MekJanuary 5, 2021
https://rairfoundation.com/warning-globalists-launch-war-on-doctors-who-question-state-vaccination-and-coronavirus-narratives-video/
ET:30.08.2021
(46) 'We Are Silent No More': Brave Leaders Join Forces to Halt the Covid Vaccine (Video)
Renee NalAugust 6, 2021
https://rairfoundation.com/we-are-silent-no-more-brave-leaders-join-forces-to-halt-the-covid-vaccine-video/
(46.1) https://rairfoundation.com/renowned-cardiologist-dr-peter-mccullough-natural-immunity-is-effective-covid-vaccines-are-not-video/
(46.3) https://www.lifesitenews.com/news/735931/
(46.4) https://www.lifesitenews.com/news/735931/
(46.2) https://www.truthforhealth.org/medicineministry/
ET:30.08.2021
(47) Google Conceals Acclaimed Doctor's Findings on Effective Covid Medications - He Fights Back (Watch)
RAIR FoundationApril 21, 2021
https://rairfoundation.com/google-conceals-acclaimed-doctors-findings-on-effective-covid-medications-he-fights-back-watch/
ET:30.08.2021
(48) Exposed: List of Dangerous Medical Associations Fighting to Mandate Covid Vaccine for Employees (Take Action)
Renee NalJuly 28, 2021
https://rairfoundation.com/exposed-list-of-dangerous-medical-associations-fighting-to-mandate-covid-vaccine-for-employees-take-action/
ET:30.08.2021
(49) POWERFUL: THE NARRATIVE IS CRUMBLING! RESIST COVID-1984! A CALL TO ACTION FROM EXPERTS FROM AROUND
August 20th, 2021.
https://www.bitchute.com/video/Oj2ycI2uUUtz/
ET:25.08.2021
(50) INVESTIGATIVE JOURNALIST PREDICTS: "MILLIONS OF PEOPLE WILL DIE FROM COVID VACCINE"
August 30th, 2021.
https://www.bitchute.com/video/FMec8YdbhlmM/
ET:30.08.2021
(51) Moderna vaccinations halted in Japan’s Okinawa after ‘black substances’ found in vial, days after other batch of jab was suspended
RT,August 29th 2021,
https://www.infowars.com/posts/moderna-vaccinations-halted-in-japans-okinawa-after-black-substances-found-in-vial-days-after-other-batch-of-jab-was-suspended/
ET:30.08.2021
(52) Tens of Thousands Dying From COVID Vaccines and Media Is Covering It Up — Sunday Night Live
Sunday Night Live,August 29th 2021,
https://www.infowars.com/posts/tens-of-thousands-dying-from-covid-vaccines-and-media-is-covering-it-up-sunday-night-live/
ET:30.08.2021
(53) Robert Barnes: FDA Approval of COVID-19 Vaccine Is A Scam
The Alex Jones Show,Aug 27, 2021
https://freeworldnews.tv/watch?id=612801e527d8fc6ed4dc2e07
ET:30.08.2021
(54) ‘I miss my son’: Chicago mother says judge stripped her of parental rights after learning she wasn’t vaccinated against Covid-19
by RT,August 28th 2021,
https://www.infowars.com/posts/i-miss-my-son-chicago-mother-says-judge-stripped-her-of-parental-rights-after-learning-she-wasnt-vaccinated-against-covid-19/
ET:30.08.2021
(55) The Dangers of Going Back to School After a Year of COVID-19 Lockdowns
John W. Whitehead & Nisha Whitehead | The Rutherford Institute,August 24th 2021
https://www.infowars.com/posts/the-dangers-of-going-back-to-school-after-a-year-of-covid-19-lockdowns/
ET:30.08.2021
(56) Unlike America, Experimental COVID Vaccines NOT Mandated in Communist China & Russia
Infowars.com,August 14th 2021,
https://www.infowars.com/posts/unlike-america-experimental-covid-vaccines-not-mandated-in-communist-china-russia/
ET:30.08.2021
(57) Globalists Want Everyone Vaccinated Because Unvaxxed Serve As Evidence of Their Crimes
Brandon Smith | Alt-Market.us,July 29th 2021
https://www.infowars.com/posts/globalists-want-everyone-vaccinated-because-unvaxxed-serve-as-evidence-of-their-crimes/
ET:30.08.2021
(58) “We’ve Got To Fight Disinformation”, Says Empire Made Entirely Of Disinformation
by Caitlin Johnstone,July 21st 2021
https://www.infowars.com/posts/weve-got-to-fight-disinformation-says-empire-made-entirely-of-disinformation/
ET:30.08.2021
(59) Mystery: 3 Presidents All Died After Blocking Distribution of COVID Vaccines In Their Countries
Jamie White,July 12th 2021
https://www.infowars.com/posts/mystery-3-presidents-all-died-after-blocking-distribution-of-covid-vaccines-in-their-countries/
ET:30.08.2021
(60) “Panic Porn Dressed Up As Science” – Exposing The Truth About The Delta Variant
Zero Hedge,June 30th 2021
https://www.infowars.com/posts/panic-porn-dressed-up-as-science-exposing-the-truth-about-the-delta-variant/
ET:30.08.2021
(61) ‘This Has Gotta Stop’: Rock Legend Eric Clapton Releases New Song Slamming Mandatory COVID Injections
Jamie White,August 28th 2021,
https://www.infowars.com/posts/this-has-gotta-stop-rock-legend-eric-clapton-releases-new-song-slamming-mandatory-covid-injections/
ET:30.08.2021
(62) Scientists are growing Delta Covid variant in a lab to purposely infect humans
Daily Mail,August 28th 2021,
https://www.infowars.com/posts/scientists-are-growing-delta-covid-variant-in-a-lab-to-purposely-infect-humans/
ET:30.08.2021
(63) Dr. Peter Breggin Warns the World: COVID-19 Vaccines are a Bioweapon
The Alex Jones Show,Aug 28, 2021
https://freeworldnews.tv/watch?id=6129789606e1ac73023522f8
ET:30.08.2021
(64) Top Scientists Confirm: Covid-19 Is A Globalist Bioweapon Designed To Take Down The West – FULL SHOW 8/26/21
The Alex Jones Show,Aug 27, 2021
https://freeworldnews.tv/watch?id=6128106ff531326fd5efd2c3
ET:30.08.2021
(65) MAREK'S DISEASE IN CHICKENS EXPOSES TRUE DANGERS OF COVID INJECTIONS
The Red Pill Channel,August 30th, 2021.
https://www.bitchute.com/video/hL5uic3Y5Rpz/
ET:30.08.2021
(66) Vaxxed (Aşılı ve Yitik) Fragmanı, Altyazılı
https://www.youtube.com/watch?v=1t04s4vm6Hg
4 Mar 2020
ET:30.08.2021
(67) New study paints dire picture for unmasked, unvaxxed kids
Reggie Wade·Writer,Mon, August 23, 2021
https://finance.yahoo.com/news/new-study-paints-dire-picture-for-unmasked-unvaxxed-students-134456316.html
ET:30.08.2021
(68) The Right to Bodily Integrity: Nobody Wins & We All Lose in the COVID-19 Showdown
by John W. Whitehead & Nisha Whitehead | The Rutherford Institute,August 18th 2021,
https://www.infowars.com/posts/the-right-to-bodily-integrity-nobody-wins-we-all-lose-in-the-covid-19-showdown/
ET:30.08.2021
(69) “INSANITY IS DOING THE SAME THING OVER AND OVER AGAIN, BUT EXPECTING DIFFERENT RESULTS.”
August 24th, 2021
https://www.bitchute.com/video/nWppSl1WRqtx/
ET:25.08.2021
(70) PFIZER'S JEWISH CEO BARELY CONTAINS HIS GLEE WHILE TALKING ABOUT KILLING BILLIONS OF HUMAN BEINGS
August 25th, 2021.
https://www.bitchute.com/video/mzgbkKkeUqwP/
ET:25.08.2021
(71) PENSIONS TO STOP WORLDWIDE - GLOBALISTS HOPE VACCINATED DIE SOON - TESTING ZONE IS AUSTRALIA
August 24th, 2021.
https://www.bitchute.com/video/zBWYUZlgFEmc/
ET:25.08.2021
(72) DR. SEAN BROOKS WARNS: "VACCINATED PEOPLE WILL DIE"
August 23rd, 2021.
https://www.bitchute.com/video/ROoWWFm8HMn3/
ET:25.08.2021
(73) STORIES OF RUINED LIVES AND DEATH FOLLOWING PFIZER'S COVID-19 VACCINES
August 24th, 2021.
https://www.bitchute.com/video/BlWOA1Q9lJsj/
ET:25.08.2021
(74) DR. SHERRI TENPENNY - PFIZER WHISTLEBLOWER SAYS TRUE NUMBER OF CV19 INJECTIONS DEATHS IS 200,000!
August 24th, 2021.
https://www.bitchute.com/video/0HQ6OkkuVAN7/
ET:25.08.2021
(75) Twitter censors and locks out mRNA expert
By Cindy Harper,June 2, 2021
https://reclaimthenet.org/twitter-censors-and-locks-out-mrna-expert/
ET:25.08.2021
(76) Ireland Refuses to Mandate Masks in Schools: 'It Is Child Abuse' (Video)
Amy Mek,August 14, 2021
https://rairfoundation.com/ireland-refuses-to-mandate-masks-in-schools-it-is-child-abuse-video/
ET:30.08.2021
(77) Death and Destruction Continue to Follow Pfizer COVID-19 Vaccines – Now Approved by the FDA
Brian Shilhavy,August 24, 2021
https://healthimpactnews.com/2021/death-and-destruction-continue-to-follow-pfizer-covid-19-vaccines-now-approved-by-the-fda/
ET:25.08.2021
(78) ‘Don’t Operate From a Place of Fear … Do Your Own Research’: Panelists Respond to Questions About ‘VAXXED II’
Children's Health Defense Team,08/23/21
https://childrenshealthdefense.org/defender/childrens-health-defense-panel-discussion-vaxxed-2/
ET:25.08.2021
(79) Scientists Blast ‘Rash’ Push for Boosters, Citing ‘Weak Evidence’ to Support Third Shot
Megan Redshaw,08/20/21
https://childrenshealthdefense.org/defender/scientists-booster-shots-weak-evidence-vaccine-resistant-variants/
ET:25.08.2021
(80) CDC CAUGHT FALSIFYING DATA? BY THE HIGHWIRE WITH DEL BIGTREE
August 24th, 2021
https://www.bitchute.com/video/YhrngxFV7VQP/
ET:25.08.2021
(81) How CDC Manipulated Data to Create ‘Pandemic of the Unvaxxed’ Narrative
Dr. Joseph Mercola,08/16/21
https://childrenshealthdefense.org/defender/cdc-manipulated-data-create-pandemic-unvaxxed-narrative/
ET:25.08.2021
(82) COVID Noncompliance Now Labeled Top ‘Terror Threat’
Dr. Joseph Mercola,August 25, 2021
https://articles.mercola.com/sites/articles/archive/2021/08/25/noncompliance-designated-terrorism.aspx
ET:25.08.2021
(83) Dr Mercola Explains Dr Bridle’s Bombshell Revelations Regarding Spike Proteins from Vaccines
DR JOSEPH MERCOLA, 23 JUNE, 2021
https://covfefebakery.org/articles/2021/06/23/dr-mercola-explains-dr-bridles-bombshell-revelations-regarding-spike-proteins
ET:30.08.2021
(84) The vaccine is the virus
Dr. Peter Munchausen, Ped, 09 MAY, 2021
https://covfefebakery.org/notes/2021/05/09/the-vaccine-is-the-virus
ET:30.08.2021
(85) Dr. Brad Campbell, DC, DABCI
28 May 2021
https://twitter.com/DrBradCampbell/status/1398264567881519107
ET:30.08.2021
(86) Artificial Spike Proteins Are The End to Human Health
Dr. Mark Sircus, Ac., OMD, DM (P),05 MAY, 2021
https://covfefebakery.org/articles/2021/05/05/artificial-spike-proteins-and-end-to-human-health
ET:30.08.2021
(87) Why the ongoing mass vaccination experiment drives a rapid evolutionary response of SARS-CoV-2.
Geert Vanden Bossche (DVM, PhD),Jun 21 2021
https://www.geertvandenbossche.org/post/why-the-ongoing-mass-vaccination-experiment-drives-a-rapid-evolutionary-response-of-sars-cov-2
ET:25.08.2021
(88) The chicken-and-egg problem (which came first?)
Geert Vanden Bossche (DVM, PhD),Jul 5 2021
https://www.geertvandenbossche.org/post/the-chicken-and-egg-problem-which-came-first
ET:25.08.2021
(89) Vaccinated people are walking biological time bombs and a THREAT to society
Foreign Affairs Intelligence Council,April 8, 2021
https://foreignaffairsintelligencecouncil.wordpress.com/2021/04/08/vaccinated-people-are-walking-biological-time-bombs-and-a-threat-to-society/
ET:01.05.2021
(90) WE MADE A BIG MISTAKE - WE DIDN’T REALISE IT UNTIL NOW
May 31st, 2021.
https://www.bitchute.com/video/nuM0G6PqgwIK/?fbclid=IwAR0WYJbKE2a-3a7b4oCOq7QyPnqUqFa-E1dnpLQWwjnW9xX7rDwo9IJcBMI
ET:25.08.2021
(91) https://twitter.com/ossitiihonen/status/1399619963166539783
ET:25.08.2021
(92) Dr. Byram Bridle (Aşı Bilimci) mRNA aşıları ve spike proteni
27 Haz 2021
https://www.youtube.com/watch?v=vPRI5u29qPQ
ET:25.08.2021
(93) ‘We Made a Big Mistake’ — COVID Vaccine Spike Protein Travels From Injection Site, Can Cause Organ Damage
Megan Redshaw,06/03/21
https://childrenshealthdefense.org/defender/covid-vaccine-spike-protein-travels-from-injection-site-organ-damage/
ET:25.08.2021
(94) Bombshell: Nobel Prize Winner Reveals - Covid Vaccine is 'Creating Variants'
Renee NalMay 18, 2021
https://rairfoundation.com/bombshell-nobel-prize-winner-reveals-covid-vaccine-is-creating-variants/
ET:30.08.2021
(95) Nobel Laureate Luc Montagnier - Warns Covid Vaccine May Lead to 'Neurodegenerative Illness' (Video)
Renee NalMay 29, 2021
https://rairfoundation.com/nobel-laureate-luc-montagnier-warns-covid-vaccine-may-lead-to-neurodegenerative-illness-video/
ET:30.08.2021
(96) Virologist Sucharit Bhakdi: 'Healthy People Aren't Dangerous' but the Vaccine IS (Video)
Renee Nal,February 14, 2021
https://rairfoundation.com/virologist-sucharit-bhakdi-healthy-people-arent-dangerous-but-the-vaccine-is-video/
ET:30.08.2021
(97) Dire Warning: Prominent Virologist Dr. Sucharit Bhakdi Exposes 'Major Risks' of Gene-Altering Vaccine (Video)
Renee Nal,December 19, 2020
https://rairfoundation.com/dire-warning-prominent-virologist-dr-sucharit-bhakdi-exposes-major-risks-of-gene-altering-vaccine-video/
ET:27.08.2021
(98) Virologist Sucharit Bhakdi Warns Parents: 'If You Give That Jab to Your Child You Are Committing a Crime' (Video)
Amy MekJune 9, 2021
https://rairfoundation.com/virologist-sucharit-bhakdi-warns-parents-if-you-give-that-jab-to-your-child-you-are-committing-a-crime-video/
ET:30.08.2021
(99) Perspectives on the Pandemic | "Blood Clots and Beyond" | Episode 15
16 Nis 2021
https://www.youtube.com/watch?v=pyPjAfNNA-U
ET:30.08.2021
(100) mRNA technology pioneer says Covid-19 vaccinated people can shed spike protein, Twitter says delete this
Sarthak Dogra,Noida,May 31, 2021
https://www.indiatoday.in/technology/news/story/mrna-technology-pioneer-says-covid-19-vaccinated-people-can-shed-spike-protein-twitter-says-delete-this-1809062-2021-05-31
ET:25.08.2021
(101) SARS CoV 2 spike protein shedding by vaccinated people infecting unvaccinated people
Mai 24, 2021
https://www.whatdotheyknow.com/cy/request/sars_cov_2_spike_protein_sheddin
ET:25.08.2021
(101.1) https://www.salk.edu/news-release/the-novel-coronavirus-spike-protein-plays-additional-key-role-in-illness/
(101.2) https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/CIRCRESAHA.121.318902
ET:25.08.2021
(102) Biodistribution, half-life and known toxicity of SARS-CoV-2 spike protein produced cellularly after COVID vaccination
14, 2021
https://www.whatdotheyknow.com/cy/request/biodistribution_half_life_and_kn#incoming-1854746
ET:25.08.2021
(103) https://www.whatdotheyknow.com/cy/body/mhra?page=1
(104) Immunologists raise concerns on U of Guelph prof's views on COVID-19 vaccine safety
June 21, 2021
https://www.thestar.com/local-guelph/news/2021/06/21/immunologists-raise-concerns-on-u-of-guelph-prof-s-views-on-covid-19-vaccine-safety.html
ET:25.08.2021
(105) Prof. Danilovski: Spike protein after vaccine is not the same as coronavirus spike proteinJun 4, 2021
Проф. Даниловски: Спајк протеинот по вакцината не е ист како спајк протеинот на коронавирусот, On Jun 4, 2021
https://vistinomer.mk/prof-danilovski-spa%d1%98k-proteinot-po-vakcinata-ne-e-ist-kako-spa%d1%98k-proteinot-na-koronavirusot/
ET:25.08.2021
(106) Surprising Pfizer Vaccine Recipients Can Spread COVID-19 To Other Users, Really?
28 Jul 2021
https://voi.id/en/news/71058/surprising-pfizer-vaccine-recipients-can-spread-covid-19-to-other-users-really
ET:25.08.2021
(107) COVID-19 vaccine does not spread by inhalation or skin contact
ARIJETA LAJKAMay 6, 202
https://apnews.com/article/fact-checking-225957174726
ET:25.08.2021
(108) FALSE: Vaccinated people spread COVID-19 through spike protein
AUG 2, 2021
https://www.rappler.com/newsbreak/fact-check/vaccinated-individuals-become-spreaders-covid-19
ET:25.08.2021
(109) Can ‘viral shedding’ after the COVID vaccine infect others? That’s a big ‘no’
July 15, 2021
https://theconversation.com/can-viral-shedding-after-the-covid-vaccine-infect-others-thats-a-big-no-162940
ET:25.08.2021
(110) Do vaccinated people shed spike proteins or the virus could be harmful to others?
https://www.manitobavaccine.ca/answers/do-vaccinated-people-shed-spike-proteins-or-the-virus-could-be-harmful-to-others/
ET:25.08.2021
(111) COVID-19 Vaccine-Generated Spike Protein is Safe, Contrary to Viral Claims
By Catalina Jaramillo,July 1, 2021
https://www.factcheck.org/2021/07/scicheck-covid-19-vaccine-generated-spike-protein-is-safe-contrary-to-viral-claims/
ET:30.08.2021
(112) Immunologists raise concerns on U of Guelph prof's views on COVID-19 vaccine safety
Graeme McNaughton,Guelph Mercury Tribune,Jun. 24, 2021
https://www.thestar.com/local-guelph/news/2021/06/21/immunologists-raise-concerns-on-u-of-guelph-prof-s-views-on-covid-19-vaccine-safety.html
ET:30.08.2021
(113) Spike protein produced by vaccine not toxic
By BEATRICE DUPUY,June 10, 2021
https://apnews.com/article/fact-checking-377989296609
ET:30.08.2021
(114) Claims that Covid vaccine spike proteins are harmful are unevidenced
fullfact,17 JUNE 2021
https://fullfact.org/online/conservative-woman-vaccine-scientist-spike-protein/
ET:30.08.2021
(115) Fauci'den Delta uyarısı: Salgını aşısızlar yayıyor
gazeteduvar,02 Ağustos Pazartesi 2021
https://www.gazeteduvar.com.tr/fauciden-delta-uyarisi-salgini-asisizlar-yayiyor-haber-1530334
ET:31.08.2021
(116) Dr. Fauci’den Delta varyantı uyarısı: Daha da kötüleşecek… Salgını aşı olmayanlar yayıyor
sozcu,02 Ağustos 2021
https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/dr-fauciden-delta-varyanti-uyarisi-daha-da-kotulesecek-salgini-asi-olmayanlar-yayiyor-6569682/
ET:31.08.2021
(117) Son dakika... Koronavirüs aşısı olanlara uyarı: 2 kat fazla!
HÜRRİYET,03 Eylül 2021
https://www.hurriyet.com.tr/galeri-son-dakika-koronavirus-asisi-olanlara-uyari-2-kat-fazla-41886750/6
ET:03.09.2021
(118) Kamera karşısında aşı olan oyuncu, 2 gün sonra yaşamını yitirdi: Sebebi kalp krizi
CUMHURİYET,27 Nisan 2021
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/halki-ikna-etmek-icin-kamera-karsisinda-asi-olan-oyuncu-2-gun-sonra-yasamini-yitirdi-1831505
ET:31.08.2021
(119) 14 gün arayla Covid'e yenildiler... Ölmeden son isteği 'Çocuklarım aşılansın' oldu
hürriyet, 21.08.2021
https://www.hurriyet.com.tr/dunya/dogum-gunune-iki-gun-kala-hayata-veda-etti-son-istegi-cocuklarim-asilansin-oldu-41876683
ET:31.08.2021
(120) İki doz aşı olmasına rağmen koronavirüse yakalanan Dr. Yenal Karakoç:
Ferit Aslan,13 Nisan 2021
https://medyascope.tv/2021/04/13/iki-doz-asi-olmasina-ragmen-koronaviruse-yakalanan-dr-yenal-karakoc-asi-olmak-tam-olarak-korumuyor-ama-saglik-calisanlarinin-viruse-yakalanma-ve-olum-oranlarini-ciddi-oranda-dusuruyor-sirasi-gele/
ET:03.09.2021
(121) İki doz aşı olan hemşire mutant virüse yakalandı
ntv,28.03.2021
https://www.ntv.com.tr/video/saglik/iki-doz-asi-olan-hemsire-mutant-virus-yakalandi,0VVjMbDIC0qJzLnEq-FrHg
ET:31.08.2021
(122) Çin aşısı yaptıran köşe yazarı coronaya yakalandı
sozcu,23 Aralık 2020
https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/cin-asisi-yaptiran-kose-yazari-coronaya-yakalandi-6179477/
ET:31.08.2021
(123) Aşı olduktan sonra coronaya yakalanan CHP’li vekilden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya dikkat çeken çağrı
sozcu,15 Mayıs 2021
https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/asi-olduktan-sonra-coronaya-yakalanan-chpli-vekilden-saglik-bakani-fahrettin-kocaya-dikkat-ceken-cagri-6432751/
ET:31.08.2021
(124) 45 gün önce aşı olan doktor coronadan hayatını kaybetti
sozcu,02 Mart 2021
https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/45-gun-once-asi-olan-doktor-coronadan-hayatini-kaybetti-6291269/
ET:31.08.2021
(125) Three Michigan people who died after vaccine actually had earlier COVID
Robin Erb,Michigan Health Watch,April 15, 2021
https://www.bridgemi.com/michigan-health-watch/three-michigan-people-who-died-after-vaccine-actually-had-earlier-covid
ET:31.08.2021
(126) Why are fully-vaccinated people still catching COVID-19?
Linda Geddes,12 August 2021
https://www.gavi.org/vaccineswork/why-are-fully-vaccinated-people-still-catching-covid-19
ET:31.08.2021
(127) İkinci kez koronavirüse yakalanmada mutasyon iddiası
HÜRRİYET,05.03.2021
https://www.hurriyet.com.tr/video/ikinci-kez-koronaviruse-yakalanmada-mutasyon-iddiasi-41756077
ET:31.08.2021
(128) ‘Aşı olan kişi coronaya yakalanırsa bu mutasyonlu virüs olabilir’
sozcu,01 Şubat 2021
https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/asi-olan-kisi-coronaya-yakalanirsa-bu-mutasyonlu-virus-olabilir-6237923/
ET:31.08.2021
(129) Aşı olanların koronavirüse yakalanma oranı belli oldu
posta,12 Mart 2021
https://www.posta.com.tr/asi-olanlarin-koronaviruse-yakalanma-orani-belli-oldu-2309324
ET:31.08.2021
(130) Evinin önüne 3 kez gelen aşı ekibini reddeden genç kız, koronavirüsten hayatını kaybetti
SPUTNİKNEWS,13.08.2021
https://tr.sputniknews.com/20210813/evinin-onune-3-kez-gelen-asi-ekibini-reddeden-genc-kiz-koronavirusten-hayatini-kaybetti-1048008287.html
ET:31.08.2021
(131) Aşı olmadı iki kez virüse yakalandı
NTV Haber 26.06.2021
https://www.ntv.com.tr/video/turkiye/asi-olmadi-iki-kez-viruse-yakalandi,MDjz2OkOm0-NpY-UjQyXCQ
ET:31.08.2021
(132) Aşı olmayan genç ve sağlıklı baba COVID’den öldü
The Anatolia Post ,24 Ağustos 2021
https://theanatoliapost.com/asi-olmayan-genc-ve-saglikli-baba-covidden-oldu/
ET:31.08.2021
(133) Aşı olmayan iki doktor corona virüs kurbanı
ntv,25/08/2021
https://www.ntv.com.tr/turkiye/asi-olmayan-iki-doktor-corona-virus-kurbani,8BMQHLla902Bw8QyJwqziA
ET:31.08.2021
(134) Aşı yaptırmayan hasta çok pişman: Bu işin genci yaşlısı yok
trt hber,8 Ağustos 2021
https://www.trthaber.com/haber/gundem/asi-yaptirmayan-hasta-cok-pisman-bu-isin-genci-yaslisi-yok-600594.html
ET:31.08.2021
(135) Yoğun bakımlardaki hastaların çoğu aşısız
trthaber,24 Ağustos 2021
https://www.trthaber.com/haber/saglik/yogun-bakimlardaki-hastalarin-cogu-asisiz-603944.html
ET:31.08.2021
(136) Aşısızların pandemisi geliyor: Aşı, ağır hasta olmaktan koruyacak
trthaber,27 Temmuz 2021
https://www.trthaber.com/haber/gundem/asisizlarin-pandemisi-geliyor-asi-agir-hasta-olmaktan-koruyacak-597931.html
ET:31.08.2021
(137) 'Aşısızların pandemisi başladı''
Melike Şahin,ntv,27.07.2021
https://www.ntv.com.tr/video/saglik/asisizlarin-pandemisi-basladi,gWib7PRSv0KS_QSTA5vnVQ?fbclid=IwAR3JKvz78y3cwPYZgJ35SLgAaAQF-IGBXcYISOKBguJW6gR6nI9xB8omvgE
ET:31.08.2021
(138) Bilim Kurulu üyesi: Pandemi, ‘aşısızların pandemisi’ne döndü
sozcu,11 Ağustos 2021
https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/bilim-kurulu-uyesi-pandemi-asisizlarin-pandemisine-dondu-6587492/
ET:31.08.2021
(139) Aşısızların pandemisi
ÇAĞHAN KIZIL,2021.07.25
https://www.birgun.net/haber/asisizlarin-pandemisi-352804
ET:31.08.2021
(140) Aşısızlar salgını yayıyor!
ülketv,1 gün önce (30.08.2021)
https://www.facebook.com/ulketv/videos/a%C5%9F%C4%B1s%C4%B1zlar-salg%C4%B1n%C4%B1-yay%C4%B1yor/353547969780685/?__so__=permalink&__rv__=related_videos
ET:31.08.2021
(141) İngiltere'de Covid araştırması: Salgın ülkede özellikle gençlerin henüz aşı olmaması nedeniyle yayılıyor
17 Haziran 2021
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57511689
ET:31.08.2021
(142) ‘‘Aşılılar Aşı Olmayanları da Koruyor’’
amerikanınsesi,04 Ağustos 2021
https://www.amerikaninsesi.com/a/asililar-asi-olmayanlari-da-koruyor/5990441.html
ET:31.08.2021
(143) Hiç aşılıyla aşısız bir olur mu! Ayrım keskinleşiyor
milliyet,08 Ağustos 2021
https://www.milliyet.com.tr/galeri/hic-asiliyla-asisiz-bir-olur-mu-ayrim-keskinlesiyor-6569512
ET:31.08.2021
(144) Erken aşı olmayanlara uyarı: Geç kalınmış aşının faydası yok
sozcu,09 Ağustos 2021
https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/erken-asi-olmayanlara-uyari-gec-kalinmis-asinin-faydasi-yok-6583318/
ET:31.08.2021
(145) Bilim Kurulu üyesi rakamları açıkladı: Türkiye’de aşılanan kaç kişi Covid oldu?
sozcu, 12 Mart 2021
https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/bilim-kurulu-uyesi-rakamlari-acikladi-turkiyede-asi-olan-kac-kisi-covid-oldu-6309587/
ET:31.08.2021
(146) CHP, çift doz aşı olmayanların toplu alanlara girmesinin kısıtlanması için kanun teklifi verdi
Sibel Bahçetepe,27 Ağustos 2021
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/chp-cift-doz-asi-olmayanlarin-toplu-alanlara-kisitlama-getirilmesi-icin-kanun-teklifi-verdi-1863861
ET:31.08.2021
(147) DHA: Bilim Kurulu, aşı olmayanların kalabalık ve kapalı ortamlardaki etkinliklere alınmamasını önerdi
BBCTURKCE,17 Temmuz 2021
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-57875268
ET:27.08.2021
(148) Aşılarını yaptıranlarda hastaneye gitme oranı yüzde 93 azalıyor’
sozcu,31 Ağustos 2021
https://www.sozcu.com.tr/2021/saglik/asilarini-yaptiranlarda-hastaneye-gitme-orani-yuzde-93-azaliyor-6622808/?utm_source=haber_detay&utm_medium=free&utm_campaign=textlink
ET:31.08.2021
(149) Covid geçirenler 2. doz aşı olacak mı? Koronavirüs kapanlar aşı olabilir mi?
haberturk,04.07.2021
https://www.haberturk.com/covid-gecirenler-2-doz-asi-olacak-mi-koronavirus-kapanlar-asi-olabilir-mi-3122599
ET:31.08.2021
(150) Araştırma: İki doz aşı olan yetişkinlerin Covid-19'a yakalanma riski yüzde 91 daha az
ntv,08.06.2021
https://www.ntv.com.tr/saglik/arastirma-iki-doz-asi-olan-yetiskinlerin-covid-19a-yakalanma-riski-yuzde-91daha-az,ig6puqnuGEGDIaa3DPTXKA
ET:31.08.2021
(151) Nilgün Belgün'ün 'Antikor düzeyi yüksek olanlar aşı olmalı mı?' sorusuna Bakan Koca'dan yanıt
ntv,Anadolu Ajansı 29.08.2021
https://www.ntv.com.tr/saglik/nilgun-belgunun-antikor-duzeyi-yuksek-olanlar-asi-olmali-mi-sorusuna-bakan-kocadan-yanit,y9BPe2Qna0i9cR_rQMgDqw
ET:31.08.2021
(152) COVID-19’u geçirenlerin aşı yaptırmasına gerek yok
trthaber,Mine Yagıcı Çiftçi,10 Aralık 2020
https://www.trthaber.com/haber/koronavirus/covid-19u-gecirenlerin-asi-yaptirmasina-gerek-yok-537436.html
ET:31.08.2021
(153) Covid: Misleading stat claims more vaccinated people die
By Rachel Schraer,1 July 2021
https://www.bbc.com/news/health-57610998
ET:31.08.2021
(154) About 99.999% of fully vaccinated Americans have not had a deadly Covid-19 breakthrough case, CDC data shows
By Deidre McPhillips and Christina Maxouris, CNN,August 2, 2021
https://edition.cnn.com/2021/07/31/health/fully-vaccinated-people-breakthrough-hospitalization-death/index.html
ET:31.08.2021
(155) Quarantine and Isolation
cdc,July 29, 2021
https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov/your-health/quarantine-isolation.html#:~:text=Someone%20who%20has%20been%20fully,their%20test%20result%20is%20negative.
ET:31.08.2021
(156) Interim Public Health Recommendations for Fully Vaccinated People
cdc,Ağustos 19, 2021
https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov/vaccines/fully-vaccinated-guidance.html
ET:31.08.2021
(157) Karantina süresi uzatıldı, aşı olanlar da karantinaya girecek
habersol,29.05.2021
https://haber.sol.org.tr/haber/karantina-suresi-uzatildi-asi-olanlar-da-karantinaya-girecek-305938
ET:31.08.2021
(158) Covid-19 temaslıların karantina süresi 14 güne çıkarıldı
bbcturkçe,29 Mayıs 2021
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-57291987
ET:31.08.2021
(159) Aşı olduktan sonra Covid-19 bulaştırılabilir mi? Koronavirüs aşısı olanlar karantinaya girmeli mi? Kritik açıklamalar...
sabah,14.2.2021
https://www.sabah.com.tr/dunya/2021/02/14/son-dakika-asi-olduktan-sonra-covid-19-bulastirilabilir-mi-koronavirus-asisi-olanlar-karantinaya-girmeli-mi-kritik-aciklamalar
ET:31.08.2021
(160) New peer reviewed study on COVID-19 vaccines suggests why heart inflammation, blood clots and other dangerous side effects occur
May 28, 2021
https://omny.fm/shows/on-point-with-alex-pierson/new-peer-reviewed-study-on-covid-19-vaccines-sugge
https://omny.fm/shows/on-point-with-alex-pierson/playlists/podcast/embed?style=artwork
ET:30.08.2021
(161) Ölüm dahil bilinmeyen riskleri önlemek için mRNA bazlı aşıları kullanırken dikkatli olunması gerekir.
globaltimes,01.2021
https://www.globaltimes.cn/page/202101/1213842.shtml
ET:30.08.2021
(162) İsviçre'de 16 ölümden sonra mRNA aşılarının yaşlılar için tehlikesi mercek altında.
globaltimes,02.2021
https://www.globaltimes.cn/page/202102/1216777.shtml
ET:30.08.2021
(163) Dengue vaccine
wikipedi,11 July 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Dengue_vaccine
ET:27.08.2021
(164) Dengue Vaccine
cdc,last comment page: 25 Haziran 2021
https://www.cdc.gov/dengue/prevention/dengue-vaccine.html
ET:27.08.2021
(165) İmmünglobulin G
wikipedi,3 Temmuz 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Immunoglobulin_G
ET:27.08.2021
(166) Epidemiyoloji
wikipedi,, 9 Ekim 2020
https://tr.wikipedia.org/wiki/Epidemiyoloji
ET:27.08.2021
(167) Epidemiology
wikipedi,, 2 Ağustos 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Epidemiology
ET:27.08.2021
(168) Antibody-dependent enhancement
wikipedi,24 August 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Antibody-dependent_enhancement
ET:27.08.2021
(169) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/?term=ADE&page=2
https://scholar.google.com.tr/scholar?q=antibody+dependent+enhancement+%E2%80%93+ade&hl=tr&as_sdt=0&as_vis=1&oi=scholart
ET:27.08.2021
(170) Vaccine_Damage_Payment
vikipedi,gov-uk
https://en.wikipedia.org/wiki/Vaccine_Damage_Payment
https://www.gov.uk/vaccine-damage-payment
ET:27.08.2021
(171) G7 ANNOUNCES PLEDGES OF 870 MILLION COVID 19 VACCINE DOSES OF WHICH AT LEAST HALF TO BE DELIVERED BY THE END OF 2021
who,13-06-2021
https://www.who.int/news/item/13-06-2021-g7-announces-pledges-of-870-million-covid-19-vaccine-doses-of-which-at-least-half-to-be-delivered-by-the-end-of-2021
ET:27.08.2021
(172) https://www.bbc.com/news/world-55793575
(173) https://twitter.com/RobSchneider/status/1413884214726971394
(174) https://twitter.com/RobSchneider/status/1413892842515169284
(175) https://twitter.com/jhnhellstrom/status/1415066546712584192
https://twitter.com/MehmetMentes3/status/1422661986656137220
https://twitter.com/juanmelli/status/1422970876262326280
(176) https://twitter.com/RonFilipkowski/status/1422697716661030915
(177) https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/diyanet-asi-yaptirmamak-kul-hakkina-girer-6457562/
ET:01.06.2021
(178) https://twitter.com/MichaelMelosh/status/1412564206382063618
(179) https://www.who.int/news/item/31-05-2021-who-announces-simple-easy-to-say-labels-for-sars-cov-2-variants-of-interest-and-concern
(180) https://www.who.int/en/activities/tracking-SARS-CoV-2-variants/
(181) https://www.reuters.com/article/factcheck-vaccine-variants-idUSL2N2NL1M2
(182) Pandemi Üzerine Perspektifler | "Kanıta Dayalı Tıp Yanılsaması" | 13. Bölüm Yeniden Düzenlendi
https://www.youtube.com/watch?v=UAEAWyfuEWY
ET:27.08.2021
(183) Antikorlar ruhu ve hafızayı nasıl bozabilir?
https://www.youtube.com/watch?v=OHQCUkAtcLU
ET:27.08.2021
(184) https://www.youtube.com/watch?v=XPeeCyJReZw
(185) https://www.youtube.com/watch?v=J03kE18zUhs
(186) https://www.youtube.com/watch?v=D1YbH2lCRwY
(187) https://www.youtube.com/watch?v=Jswg2XES9VE
(188) https://www.youtube.com/watch?v=wosyaWiDR2U
(189) https://www.youtube.com/watch?v=Du2wm5nhTXY
(190) https://www.youtube.com/watch?v=fMjPtDK8evg
(191) https://www.youtube.com/watch?v=BezpjfN6crg
(192) https://www.youtube.com/watch?v=JIcV3rmk9hM
(193) https://www.youtube.com/watch?v=uleC6BY86qU
(194) https://www.youtube.com/watch?v=2zoSSHx9QtA
(195) https://www.youtube.com/watch?v=qB7d70_hWRQ
(196) https://www.youtube.com/watch?v=9h4olFA7K74
(197) https://www.youtube.com/watch?v=fo9htB_kXxA
(198) https://www.youtube.com/watch?v=LVBc7-Te_yA
(199) https://www.youtube.com/watch?v=pORGEUlJMDo
(200) https://www.youtube.com/watch?v=xDYUPjqNerU
(201) https://www.youtube.com/watch?v=s4Wfq0bQdJA
(202) https://www.youtube.com/watch?v=ASPTDg_3ADE
(203) https://www.youtube.com/watch?v=T6DCuND1RR0
(204) https://www.youtube.com/watch?v=LPz94jMgqMs
(205) https://www.youtube.com/watch?v=fSLxZnXzN5I
(206) https://www.youtube.com/watch?v=Y_c9i61PdO8
(207) https://www.youtube.com/watch?v=EJhR5YuJbtQ
(208) https://www.youtube.com/watch?v=nlmy_Pghobo
(209) https://www.youtube.com/watch?v=QYC9jH959a0
(210) https://www.youtube.com/watch?v=WllUZVwQBZ8
(211) https://www.youtube.com/watch?v=r0fW8hzmwkc
(212) https://www.youtube.com/watch?v=jC6oGmKuhk4
(213) https://www.youtube.com/watch?v=EEzpIW4Rq1o
(214) https://www.bitchute.com/video/KYuxAfzxzAlm/
(215) https://www.bitchute.com/video/eyW9k7B3aplm/
(216) https://www.bitchute.com/video/bXhKfkpxHUT6/
(217) https://www.bitchute.com/video/CmkTy8cH7cb6/
(218) https://www.bitchute.com/video/UAtSYQEvP1VO/
(219) https://www.bitchute.com/video/BTO6kWGzmK8l/
(220) https://www.bitchute.com/video/W53WpM0oafak/
https://www.bitchute.com/video/SdR4RZ1oHPzt/
(221)The mRNA ‘miracle’ jab is delivering the opposite of its intended effect, go figure...
https://brandnewtube.com/watch/the-mrna-miracle-jab-is-delivering-the-opposite-of-its-intended-effect-go-figure_IvRmPwNotgoiZCe.html
(222) PILOTS dying after vaccination, but airlines continue to insist they get DEADLY covid jab
https://brandnewtube.com/watch/pilots-dying-after-vaccination-but-airlines-continue-to-insist-they-get-deadly-covid-jab_kFx5b4C2zMC4Rc9.html
https://brandnewtube.com/watch/pilots-dying-after-vaccination-but-airlines-continue-to-insist-they-get-deadly-covid-jab_kFx5b4C2zMC4Rc9.html
(223) https://twitter.com/NevaCiftcioglu/status/1404976003420655617
(224) Why and How Doctors have Betrayed Patients
https://vernoncoleman.org/videos/why-and-how-doctors-have-betrayed-patients
(225) Why No ‘Proper’ Country Can Make the Covid 19 Vaccination Mandatory
https://vernoncoleman.org/articles/why-no-proper-country-can-make-covid-19-vaccination-mandatory
(226) Suppressed, Oppressed, Banned and Hidden
https://vernoncoleman.org/articles/suppressed-oppressed-banned-and-hidden
(227) Proof the Covid-19 Jabs Should be Stopped Now
https://vernoncoleman.org/videos/proof-covid-19-jabs-should-be-stopped-now
(228) Anyone who tells you vaccines are safe and effective lying
https://vernoncoleman.org/books/anyone-who-tells-you-vaccines-are-safe-and-effective-lying
(229) India's Black Fungus Scare is caused by Mask Wearing
https://vernoncoleman.org/articles/indias-black-fungus-scare-caused-mask-wearing
(230) Most Mask Wearers will be Dead or Demented in Ten Years
https://vernoncoleman.org/videos/most-mask-wearers-will-be-dead-or-demented-ten-years
(231) Dr vernon coleman tous les vaccines commenceront a mourir a lautomne
https://cogiito.com/a-la-une/dr-vernon-coleman-tous-les-vaccines-commenceront-a-mourir-a-lautomne/
(232) How many people are vaccines killing
https://www.vernoncoleman.com/vaccineskilling9.htm
UPDATED: How Many People Are the Vaccines Killing?
https://vernoncoleman.org/articles/how-many-people-are-vaccines-killing
(233) what planet
https://vernoncoleman.org/articles/what-planet
ET:04.09.2021
(234) Lies on the BBC will Result in Children Dying
vernoncoleman,9 Haziran 2021
https://vernoncoleman.org/videos/lies-bbc-will-result-children-dying
ET:04.09.2021
(235) Anyone who tells you vaccines are safe and effective is lying
vernoncoleman,
https://vernoncoleman.org/books/anyone-who-tells-you-vaccines-are-safe-and-effective-lying
ET:04.09.2021
(236) Ignorance and Prejudice in Medicine
vernoncoleman,10th June 2021
https://vernoncoleman.org/videos/ignorance-and-prejudice-medicine
ET:04.09.2021
(237) How To Stop Your Doctor Killing You
vernoncoleman,
https://vernoncoleman.org/books/how-stop-your-doctor-killing-you
ET:04.09.2021
(238) Switzerland warns of terror attacks on Covid-19 vaccine sites
straitstimes,AUG 29, 2021
https://www.straitstimes.com/world/europe/switzerland-warns-of-terror-attacks-on-covid-19-vaccine-sites
ET:04.09.2021
(239) James Corbett | Red Alert: False Flag Incoming September 2, 2021
Kristall,02 Sep 2021
https://brandnewtube.com/watch/james-corbett-red-alert-false-flag-incoming-september-2-2021_lWXpOaewoxTRTe3.html
ET:04.09.2021
(240) Red Alert: False Flag Incoming!
Corbett • 09/02/2021
https://www.corbettreport.com/redalert-falseflag/
ET:04.09.2021
(241) It will soon be too late for the children
Vernon Coleman August 2021
https://www.vernoncoleman.com/toolate.htm
ET:04.09.2021
(242) Singapore Government Pays Big Money to People Damaged by Covid-19 Jab
Vernon Coleman Ağustos 2021
https://www.vernoncoleman.com/singaporegovernment.htm
ET:04.09.2021
(243)They Killed Granny - Now They’re Going to Kill the Kids
https://www.vernoncoleman.com/killedgranny.htm
ET:04.09.2021
(244) When Will They Shut Down the Internet?
vernoncoleman,30th June 2021
https://vernoncoleman.org/videos/when-will-they-shut-down-internet
ET:04.09.2021
(245) The Chinese Communist Party’s Global Lockdown Fraud
The CCP's Global Lockdown Fraud,Jan 10
https://ccpgloballockdownfraud.medium.com/the-chinese-communist-partys-global-lockdown-fraud-88e1a7286c2b
https://twitter.com/MichaelPSenger/status/1348324838167908352
ET:13.08.2021
(246) https://www.youtube.com/watch?v=YdjERhTczAs
(247) BBC Reporter Fights Hungarian Top Diplomat: Demands Control of Children's Sexual Education (Video)
Amy Mek,July 29, 2021
https://rairfoundation.com/bbc-reporter-fights-hungarian-top-diplomat-demands-contol-of-childrens-sexual-education-video/
ET:30.08.2021
(248) How nanotechnology helps mrna covid19 vaccines work
https://www.statnews.com/2020/12/01/how-nanotechnology-helps-mrna-covid19-vaccines-work/
ET:30.08.2021
(249) Conservatives attacked ocasio cortez over bizarre town hall speaker now pro trump fringe group says they planned stunt.
https://www.washingtonpost.com/nation/2019/10/04/conservatives-attacked-ocasio-cortez-over-bizarre-town-hall-speaker-now-pro-trump-fringe-group-says-they-planned-stunt/
ET:30.08.2021
(250) https://twitter.com/RonFilipkowski/status/1422697716661030915
(251) https://twitter.com/juanmelli/status/1422970876262326280
(252) To Fight Vaccine Lies, Authorities Recruit an ‘Influencer Army’
Taylor Lorenz,Aug. 1, 2021
https://www.nytimes.com/2021/08/01/technology/vaccine-lies-influencer-army.html
ET:04.09.2021
(253) https://www.youtube.com/watch?v=zhr956rFF64
(254) https://www.youtube.com/watch?v=obbwCC-d2lY
(255) https://www.youtube.com/watch?v=3eG95joMkr0
(256) https://www.youtube.com/watch?v=wmVg_8wUS9s
(257) https://www.youtube.com/watch?v=LKlKISrMD0Y
(258) https://www.youtube.com/watch?v=W0xa_zUo49A
(259) https://www.youtube.com/watch?v=Xk4hfwBh_W8
(260) https://www.youtube.com/watch?v=zEVpO9jSVUw
(261) https://www.youtube.com/watch?v=uDfv_BT6aIg
(262) https://www.youtube.com/watch?v=McKzipKTuX4
(263)Oxford University Physicist Dr.Katherine Horton lists 5G technology as a military weapon to defeat the enemy.
https://www.facebook.com/5GFreeNewZealand/posts/physicist-dr-katherine-horton-believes-that-not-only-is-5g-toxic-to-your-health-/3005277726206285/
https://twitter.com/haber_okuyorum1/status/1416674981325549572/photo/1
(264) Dr. Katherine Horton : Defeating 5G as a mass DEW terraforming platform for AI artificial intelligence.
https://www.youtube.com/watch?v=zvQ3Eb2j2jw
(265) Particle physicist 5g is ultimate directed energy weapon system
https://principia-scientific.com/particle-physicist-5g-is-ultimate-directed-energy-weapon-system/
(266) Alien coronavirus dr katherine horton alleges 5g has been weaponized for ai agenda
https://www.agoracosmopolitan.com/news/ufo_extraterrestrials/2020/04/12/14222-alien-coronavirus-dr-katherine-horton-alleges-5g-has-been-weaponized-for-ai-agenda.html
(267) Why 5G, a battleground for US and China, is also a fight for military supremacy
https://www.scmp.com/news/china/military/article/2184493/why-5g-battleground-us-and-china-also-fight-military-supremacy
(268) https://www.verizon.com/about/our-company/5g/when-was-5g-introduced
(269) https://www.investopedia.com/articles/markets-economy/090916/5g-technology-which-country-will-be-first-adapt.asp
(270) https://www.icair.org/news/2005/New-Korea-North-America--Korea-China-10G-circuits-launch-in-August-Opening-ceremony-planned-for-September-5---September-6,-2005-in-Seoul-.html
(271) https://en.wikipedia.org/wiki/5G
(272) Coronavirus businesses lockdown guns
https://www.nytimes.com/2020/05/13/us/coronavirus-businesses-lockdown-guns.html
May 13, 2020
(273) How the coronavirus led to the highest-ever spike in US gun sales
Max Matza,BBC News, Washington,6 April 2020
https://www.bbc.com/news/world-us-canada-52189349
ET:04.09.2021
(274) https://twitter.com/cjjohnsonjr/status/1238868541689880576
(275) BU Historian Answers: Are We Headed for Another Civil War?
March 27, 2019 BU Today staff
https://www.bu.edu/articles/2019/are-we-headed-for-another-civil-war/
ET:22.07.2021
(276) Statistics and Research, Coronavirus (COVID-19) Vaccinations
https://ourworldindata.org/covid-vaccinations?country=OWID_WRL
ET:05.09.2021
(277) Mehmet Ceyhan: Aşılılar aşısızlara virüs bulaştırıyor!
5 Eyl 2021
https://www.youtube.com/watch?v=zq86P-lOj0s
ET:06.09.2021
(278) "Virüsü aşı olanlar bulaştırıyor. Aşılı olanlar aşı olmayanların ölümüne neden olabilir."
https://twitter.com/ErkanTrukten/status/1434491701452853248
ET:06.09.2021
(279) Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gündüz: Virüs artık aşısızlar arasında yayılıyor
Eren Bozkurt,29.08.2021
https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/koronavirus-bilim-kurulu-uyesi-prof-dr-gunduz-virus-artik-asisizlar-arasinda-yayiliyor/2349505
ET:31.08.2021
(280)"Eric Clapton - This Has Gotta Stop (BU SONA ERMELI!) (Official Music Video)
https://www.youtube.com/watch?v=dNt4NIQ7FTA
https://www.bitchute.com/video/BId51ChHpkwV/
ET:31.08.2021
(281)Mehmet Ceyhan tepki çeken açıklamalarını sürdürüyor: PCR testleri aşılılara da yapılsın
yenisafak, 06 Eylül 2021
https://www.yenisafak.com/koronavirus/mehmet-ceyhan-tepki-ceken-aciklamalarini-surduruyor-pcr-testleri-asililara-da-yapilsin-3691089
ET:07.09.2021
(282) Bilim Kurulu üyesi İlhan: PCR zorunluluğu aşılanma hızını arttırabilir
yenisafak,07 Eylül 2021
https://www.yenisafak.com/koronavirus/bilim-kurulu-uyesi-ilhan-pcr-zorunlulugu-asilanma-hizini-arttirabilir-3691163
ET:07.09.2021
(283) orman-yanginlari-ayni-anda-nasil-basladi
https://www.ntv.com.tr/turkiye/orman-yanginlari-ayni-anda-nasil-basladi,7K4F-IgXlEaEHB7Gf6zsG
(284)factcheck-california-wildfires-lasers
https://www.reuters.com/article/uk-factcheck-california-wildfires-lasers-idUSKBN25R1VH
https://gizmodo.com/qanon-congresswoman-also-believes-a-space-laser-sparked-1846152493
(285) http://www.abdullahbaba.com/soruDetay.asp?sorularID=199#yorumSonuc
(286) https://www.facebook.com/gencmuslumaniz/posts/754313741328903:0
(287)https://kuranfihristi.net/fihrist/hastal%C4%B1k
(288) KFF COVID-19 Vaccine Monitor: Profile Of The Unvaccinated
Grace Sparks, Ashley Kirzinger and Mollyann Brodie,Jun 11, 2021
https://www.kff.org/coronavirus-covid-19/poll-finding/kff-covid-19-vaccine-monitor-profile-of-the-unvaccinated/
ET:10.09.2021
(289) The future of world population
W Lutz,1994 Jun;49
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12319513/
ET:10.09.2021
(290) THE WORLD AND THE UN MUST REDUCE POPULATION GROWTH
12 SEPTEMBER 2019
https://populationmatters.org/news/2019/09/world-and-un-must-reduce-population-growth
ET:10.09.2021
(291) A birth control vaccine is on the horizon for family planning
1993 Apr;25
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/7683889/
ET:10.09.2021
(292) https://twitter.com/VarolEsen/status/1436030185887997960
(293) Population Decline 2015-2050
worldmapper,2018.Marc
https://worldmapper.org/maps/population-decline-2015-2050/
ET:09.09.2021
(294) A population crash is coming
Tyler Cowen, Bloomberg,29 Mar 2021
https://www.livemint.com/opinion/columns/a-population-crash-is-coming-11616987679167.html
ET:10.09.2021
(295) World’s population is projected to nearly stop growing by the end of the century
ANTHONY CILLUFFO AND NEIL G. RUIZ,JUNE 17, 2019
https://www.pewresearch.org/fact-tank/2019/06/17/worlds-population-is-projected-to-nearly-stop-growing-by-the-end-of-the-century/
ET:10.09.2021
(296) World population likely to shrink after mid-century, forecasting major shifts in global population and economic power
The Lancet,July 15, 2020
https://www.sciencedaily.com/releases/2020/07/200715150444.htm
ET:10.09.2021
(297) Population growth changes targets for immunization
S Tuljapurkar, A M John,1995 Jan;23
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12319060/
ET:10.09.2021
(298) New strategies for slowing population growth
Popul Briefs,1995 Jan;1
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12288914/
ET:10.09.2021
(299) Fact Check-Bill Gates quote about vaccines and population growth has been taken out of context again
By Reuters Fact Check,APRIL 22, 202
https://www.reuters.com/article/factcheck-gates-vaccine-idUSL1N2MF1L8
ET:10.09.2021
(300) Causes and effects of population decline
https://www.government.nl/topics/population-decline/causes-and-effects-of-population-decline
ET:09.09.2021
(301) Foreign Vaccines Meant To Kill One-Fifth Of World Population, Iran Commander Says
Maryam Sinaiee,01 Jan 2021
https://iranintl.com/en/world/foreign-vaccines-meant-kill-one-fifth-world-population-iran-commander-says
ET:10.09.2021
(302) Koronavirüs (COVID-19) Ölümleri
İstatistik ve Araştırma
https://ourworldindata.org/covid-deaths
ET:10.09.2021
(303) https://twitter.com/ErkanTrukten/status/1434491701452853248
(304) https://twitter.com/ProfSFindik/status/1436182673978953730
(305) https://twitter.com/drumitaktas/status/1434889906443128838
(306) 16 yaşındaki Efe Asaf, sınıfta kalp krizi geçirip, öldü
milliyet,08.09.2021
https://www.milliyet.com.tr/gundem/16-yasindaki-efe-asaf-sinifta-kalp-krizi-gecirip-oldu-6593000
ET:10.09.2021
(307) https://twitter.com/OnceSorgula/status/1435638321594740739
(308) https://twitter.com/ErkanTrukten/status/1435669747752919043
(309) https://twitter.com/ProfSFindik/status/1435643126803222538
(310) https://twitter.com/sgoksell1983/status/1435490307169157122
(311) https://twitter.com/KubraTHP/status/1435966664181366790
(312) https://twitter.com/OpDrBilgehan/status/1435241830229098497
(313) https://twitter.com/NevaCiftcioglu/status/1435796207230664708
(314) https://twitter.com/ErkanTrukten/status/1435762552991059973
(315) https://twitter.com/KubraTHP/status/1435719631235391488
(316) https://twitter.com/secondvirus/status/1436116307133468677
(317) https://twitter.com/maranki/status/1436080911997616131
(318) https://twitter.com/maranki/status/1436167344506744834
(319) https://twitter.com/onurcavsoglu/status/1436077767402139648
(320) https://twitter.com/ekonomibursa/status/1436062535166406656
(321) https://twitter.com/akadirkaraduman/status/1436054678903611401
(322) https://twitter.com/vatandasUGUR/status/1436067272213377025
(323) https://twitter.com/emine_urun/status/1436086130743578628
(324) https://twitter.com/pirireisbudak11/status/1436084937636069378
(325) https://twitter.com/drumitaktas/status/1436041573435908100
(326) https://twitter.com/maranki/status/1435727009628446725
(327) https://twitter.com/HaberVakti/status/1435337925869375491
(328) https://twitter.com/HasmetBABA/status/1435871708846731264
(329) https://twitter.com/mutlumesut4141/status/1436062157028855820
(330) https://twitter.com/Av_MesutErdogan/status/1435939669707997187
(331) https://twitter.com/FatihACanli/status/1435876663716466689
(332) https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1435449809306017793
(333) https://twitter.com/lkgl54282523/status/1435458190561488902
(334) https://twitter.com/Osmanunsal58/status/1434803030650757123
(335) https://twitter.com/CemilCan5834/status/1435348037619040258
(336) https://twitter.com/CemilCan5834/status/1436053941784088578
(337) https://twitter.com/opdrokanozdemir/status/1435374805713313795
(338) https://twitter.com/MaltepeMiting/status/1436054694623907849
(339) https://twitter.com/MutlubasSema/status/1435292261298819072
(340) https://twitter.com/ErkanTrukten/status/1432633285566517251
(341) https://twitter.com/a_hatunoglu/status/1436078620015988740
(342) https://twitter.com/search?q=%23B%C3%BCy%C3%BCkUyan%C4%B1%C5%9FBildirisi&src=trend_click&vertical=trends
(343) https://twitter.com/search?q=%23CocuklarimizaAsiyaHayir&src=trend_click&vertical=trends
(344) https://twitter.com/hilti_guclu/status/1435688614860627969
(345) https://twitter.com/ErkanTrukten/status/1435991763450273803
ET:10.09.2021
(346) The trouble with medical journals
Richard Smith,J R Soc Med. 2006 Mar; 99(3)
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1383755/
ET:11.09.2021
(347) How Many Scientists Fabricate and Falsify Research? A Systematic Review and Meta-Analysis of Survey Data
Daniele Fanelli ,May 29, 2009
https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0005738
ET:11.09.2021
(348) Why Most Published Research Findings Are False
John P. A. Ioannidis,August 30, 2005
https://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.0020124
ET:11.09.2021
(349) Frauds in scientific research and how to possibly overcome them.
Erik Boetto,Davide Golinelli,Gherardo Carullo,Maria Pia Fantini,2020-106639
https://jme.bmj.com/content/early/2020/10/06/medethics-2020-106639
ET:11.09.2021
(350) Fraud and deceit in medical research
Umran Sarwar and Marios Nicolaou,J Res Med Sci. 2012 Nov; 17
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3702092/
ET:11.09.2021
(351) Deceit and fraud in medical research
UsmanJaffer,Alan E.P.Cameron,.2006.02.004
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1743919106000471
ET:11.09.2021
(352) The Implications of Fraud in Medical and Scientific Research
Alistair A P Slesser,Yassar Qureshi,September 2009
https://www.researchgate.net/publication/26761959_The_Implications_of_Fraud_in_Medical_and_Scientific_Research
ET:11.09.2021
(353) PFIZER MRNA VACCINE TESTING FRAUD: BRITISH MEDICAL JOURNALEDITOR AND EXPERT ANALYST DR. PETER DOSHI’S CALL FOR “MORE DETAILS AND THE RAW DATA”
Leonard G. Horowitz, DMD, MA, MPH, DNM (hon.), DMM (hon.),February 19, 2021 (3 Mart 2021)
https://wekeyleaks.com/2021/03/05/11964/
https://medicalveritas.org/vaccine-testing-fraud/
ET:11.09.2021
(354) Vaccine Companies Conceal mRNA Genetic Safety Science from Consumers and Regulators
MedicalVeritas,February 22, 2021
https://medicalveritas.org/mrna-genetic-safety-science-censored/
ET:11.09.2021
(355) The Lancet Coronavirus Science Fraud Reveals Bioterrorism
LEONARD G. HOROWITZ,March 1, 2020-Feb 23, 2020
https://medicalveritas.org/coronavirus-science-fraud/
ET:11.09.2021
(356) The Pandemic Claims New Victims: Prestigious Medical Journals
Roni Caryn Rabin,June 14, 2020
https://www.nytimes.com/2020/06/14/health/virus-journals.html
ET:11.09.2021
(357) Data Don't Lie, Do They?
Ellen Ishkanian, Massachusetts merkezli serbest yazar.,
https://hms.harvard.edu/magazine/surgery/data-dont-lie-do-they
ET:11.09.2021
(358) List of scientific misconduct incidents
Wikipedia,11 September 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_scientific_misconduct_incidents
ET:11.09.2021
(359) Retraction Watch
Wikipedia,5 March 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Retraction_Watch
ET:11.09.2021
(360) How to Lie with Statistics
Wikipedia,6 February 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/How_to_Lie_with_Statistics
ET:11.09.2021
(361) 3 Ways to Lie with Statistics
Glenn Geher Ph.D.,January 31, 2021
https://www.psychologytoday.com/us/blog/darwins-subterranean-world/202101/3-ways-lie-statistics
ET:11.09.2021
(362) ‘How To Lie With Statistics’ gets Bill Gates’ thumbs up
Yuriko and Ed Justus Special to The Garden Island,August 21, 2020,
https://www.thegardenisland.com/2020/08/21/hawaii-news/how-to-lie-with-statistics-gets-bill-gates-thumbs-up/
ET:11.09.2021
(363) Statistics can be manipulated to prove anything
ROBERT RECTOR,24 Mayıs 2014
https://www.pasadenastarnews.com/2014/05/24/statistics-can-be-manipulated-to-prove-anything/
ET:11.09.2021
(364) Misleading graph
Wikipedia,23 June 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Misleading_graph
ET:11.09.2021
(365) Sampling bias
Wikipedia,13 July 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Sampling_bias
ET:11.09.2021
(366) Lies, damned lies, and statistics
Wikipedia,4 June 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Lies,_damned_lies,_and_statistics
ET:11.09.2021
(367) Correlation does not imply causation
Wikipedia,8 September 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Correlation_does_not_imply_causation
ET:11.09.2021
(368) Post hoc ergo propter hoc
Wikipedia,28 August 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Post_hoc_ergo_propter_hoc
ET:11.09.2021
(369) Post hoc ergo propter hoc
Wikipedia,2 Ekim 2016
https://tr.wikipedia.org/wiki/Post_hoc_ergo_propter_hoc
ET:11.09.2021
(370) Post hoc analysis
Wikipedia,24 June 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Post_hoc_analysis
ET:11.09.2021
(371) Testing hypotheses suggested by the data
Wikipedia,7 July 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Testing_hypotheses_suggested_by_the_data
ET:11.09.2021
(372) Predictive analytics
Wikipedia, 6 July 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Predictive_analytics
ET:11.09.2021
(373) Circular analysis
Wikipedia,15 December 2020
https://en.wikipedia.org/wiki/Circular_analysis
ET:11.09.2021
(374) Uzmanlar uyardı: Bu yıl grip vakalarında artış olabilir
msn,ntv,11.09.2021
https://www.msn.com/tr-tr/haber/diger/uzmanlar-uyard%C4%B1-bu-y%C4%B1l-grip-vakalar%C4%B1nda-art%C4%B1%C5%9F-olabilir/ar-AAOk2o3?ocid=msedgdhp&pc=U531
https://www.ntv.com.tr/saglik/uzmanlar-uyardi-bu-yil-grip-vakalarinda-artis-olabilir,y4Szj9bIVUmHxU0dWutquw
ET:11.09.2021
(375) Covid-19 aşısı olmayanların hastalanma riski 4,5, ölüm riski 11 kat yüksek
ntv,10.09.202
https://www.ntv.com.tr/saglik/covid-19-asisi-olmayanlarin-hastalanma-riski-4-5-olum-riski-11-kat-yuksek,xhoLgOiuckWfGniOAh3plQ
ET:11.09.2021
(376) Aşı olmayan TikTok fenomeni, Koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi
t24,10 Eylül 2021
https://t24.com.tr/haber/asi-olmayan-tik-tok-fenomeni-koronavirus-nedeniyle-yasamini-yitirdi,978055
ET:10.09.2021
(377) TikTok fenomeni aşı yaptırmadığı için öldü
tele1,10 Eylül 2021
https://tele1.com.tr/tiktok-fenomeni-asi-yaptirmadigi-icin-oldu-467689/
ET:10.09.2021
(378) https://twitter.com/prensisam/status/1437318019991080960
(379) https://twitter.com/ErkanTrukten/status/1437518355846602753
(380) COVID-19 Vaccine Key to Reaching ‘Herd Immunity’
muhealth
https://www.muhealth.org/our-stories/covid-19-vaccine-key-reaching-herd-immunity
ET:19.09.2021
(381) Masks Play Key Role in Slowing Spread of COVID-19
muhealth
https://www.muhealth.org/our-stories/masks-play-key-role-slowing-spread-covid-19
ET:19.09.2021
(382) Gesundheitsbehörde der USA: Existenz des Covid-19-Virus wissenschaftlich nicht belegt
body-effects,
https://body-effects.com/gesundheitsbehoerde-der-usa:-existenz-des-covid-19-virus-wissenschaftlich-nicht-belegt/
(382.1) https://www.fda.gov/media/134922/download
ET:18.09.2021
(383) Wie tot sind Viren überhaupt?
Ausgabe Nr. 02/2020
https://body-effects.com/wp-content/uploads/2021/09/Lanka_Interview_Juli_2020.pdf
ET:18.09.2021
(384) Die Impf-Illusion – Ein Impftoter alle 2,5 Wochen
body-effects
https://body-effects.com/die-impf-illusion/
ET:18.09.2021
(385)Sendereihe: „Demo Berlin – Nein zum Impfzwang“ Teil 5: Rede von Robert F. Kennedy Jr.
kla.tv,26.10.2019
https://www.kla.tv/15116?fbclid=IwAR1ynT72ilx4Bp0vhC5ApoETuxQOz6t8bDfO8FUPXu0wwnEiBWoO7Lc4fR8
ET:18.09.2021
(386) Neue Impfstoffe noch gefährlicher: Fremd-DNA kann irreversible Schäden verursachen
body-effects
https://body-effects.com/neue-impfstoffe-noch-gefaehrlicher/
ET:18.09.2021
(387) The tangled history of mRNA vaccines
Elie Dolgin,14 September 2021
https://www.nature.com/articles/d41586-021-02483-w
ET:19.09.2021
(388) https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Alak-suresi/6107/1-5-ayet-tefsiri
https://www.kuranvemeali.com/alak-suresi/1-ayeti-meali
https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=96&ayet=2
(389) https://acikkuran.com/30/30
(390) https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nis%C3%A2-suresi/611/118-121-ayet-tefsiri
(391) https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Enf%C3%A2l-suresi/1190/30-ayet-tefsiri
https://acikkuran.com/8/30
(392) https://www.kuranayetleri.net/mumin-suresi/ayet-16
(393) Covid-19: Kediler ve köpekler de hastalığa yakalanabiliyor
Jim Reed,Sağlık Muhabiri,2 Temmuz 2021
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57688199
ET:22.09.2021
(394) Immunization expert warns that vaccinated people are the real threat, “dangerous” to others
By Ethan Huff,09/22/2021
https://vaccines.news/2021-09-22-immunization-expert-warns-vaccinated-people-threat-dangerous.html
ET:23.09.2021
(395) Know someone who caught a covid “variant?” Blame the vaccinated
By Ethan Huf,08/30/2021
https://www.vaccines.news/2021-08-30-know-someone-caught-covid-variant-blame-vaccinated.html
ET:23.09.2021
(396) Medical information is being suppressed to provide cover for the false COVID narrative
By News Editors,08/30/2021 /
https://www.vaccines.news/2021-08-30-cover-up-for-the-false-covid-narrative.html
(396.1) https://www.lewrockwell.com/2021/08/no_author/ Three-charts-the-delta-variant-scaremongers-dont-want-you-to-see/
(396.2) https://www.globalresearch.ca/jaccuse-governments-worldwide-are-lying-to-you-the-people-to-the-populations-they-purportedly-serve/5750650
(396.3) https://ijvtpr.com/index.php/IJVTPR/article/view/23/51
ET:23.09.2021
(397) Now vaccine-pushing scientists want to turn your GROCERIES into mRNA vaccines
By Lance D Johnson,09/22/2021
https://vaccines.news/2021-09-22-vaccine-scientists-want-your-groceries-mrna-vaccines.html
ET:23.09.2021
(398) D.C. officials begin scapegoating the unvaccinated, claiming they’re more dangerous than terrorists
https://vaccines.news/2021-09-21-dc-scapegoating-unvaccinated-more-dangerous-than-terrorists.html
Ethan Huff,21.09.2021
ET:23.09.2021
(399) ANALYSIS: The vaccines kill many more people than they save
By News Editors,09/21/2021
https://vaccines.news/2021-09-21-vaccines-kill-more-people-than-they-save.html
https://www.theburningplatform.com/2021/09/20/the-vaccines-kill-many-more-people-than-they-save/
ET:23.09.2021
(400) Wuhan Scientists Planned To Release ‘Chimeric Covid Spike Proteins’ Into Bat Populations Using ‘Skin-Penetrating Nanoparticles’
Via ZeroHedge,September 22, 2021
https://www.theburningplatform.com/2021/09/22/wuhan-scientists-planned-to-release-chimeric-covid-spike-proteins-into-bat-populations-using-skin-penetrating-nanoparticles/#more-249368
ET:23.09.2021
(401) “WHO offered me 20million dollars to put a little toxic in my Covid-19 remedy” – Madagascar President exposes WHO
by Obrempong-Nana Kwaku Ampomah,15/05/2020
https://aobrempongnana.wordpress.com/2020/05/15/who-offered-me-20million-dollars-to-put-a-little-toxic-in-my-covid-19-remedy-madagascar-president-exposes-who/
https://foreignaffairsintelligencecouncil.wordpress.com/2021/02/10/who-offered-me-20million-dollars-to-put-a-little-toxic-in-my-covid-19-remedy-madagascar-president-exposes-who/
ET:23.09.2021
(402) BREAKING: MADAGASCAR QUITS WORLD HEALTH ORGANISATION OVER COVID-19 SCANDAL
Femi Olugbemi,December 27, 2020
https://democracynewsline.com/breaking-madagascar-quits-world-health-organisation-over-covid-19-scandal/
ET:23.09.2021
(403) CDC DOGMA: Being indoctrinated at public school is “safe” for children, but doing anything else will spread coronavirus
By Ethan Huff,01/30/2021
https://vaccines.news/2021-01-30-cdc-indoctrinated-public-school-safe-children-coronavirus.html
ET:23.09.2021
(404) Psychological manipulation: Media says rich people are cutting ahead of you to get coronavirus vaccines
By Ethan Huff,02/02/2021
https://vaccines.news/2021-02-02-psychological-manipulation-media-rich-people-coronavirus-vaccines.html
ET:23.09.2021
(405) THE PROOF: Many aborted babies are used in vaccine creation
https://vaccines.news/2021-02-03-aborted-babies-are-used-in-vaccine-creation.html#
ET:23.09.2021
(406) Prion
wikipedia,11 Mart 2021
https://tr.wikipedia.org/wiki/Prion
ET:22.09.2021
(407) Prion
wikipedia,21 September 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Prion
ET:22.09.2021
(408) Prion Diseases
cdc,October 9, 2018
https://www.cdc.gov/prions/index.html
(408.1) https://www.cdc.gov/prions/cjd/index.html
(408.2) https://www.cdc.gov/prions/vcjd/index.html
(408.3) https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuru_(hastal%C4%B1k)
(408.4) https://tr.wikipedia.org/wiki/Scrapie
ET:22.09.2021
(409) Prion Diseases
hopkinsmedicine,
https://www.hopkinsmedicine.org/health/conditions-and-diseases/prion-diseases
ET:22.09.2021
(410) PRIONS
microbiologysociety,
https://microbiologysociety.org/why-microbiology-matters/what-is-microbiology/prions.html
ET:22.09.2021
(411) What Is a Prion?
Susan Lindquist,October 21, 1999
https://www.scientificamerican.com/article/what-is-a-prion-specifica/
ET:22.09.2021
(412) Exosome (vesicle)
wikipedia,30 Ağustos 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Exosome_(vesicle)
ET:22.09.2021
(413) Eksozom kompleksi
wikipedia,3 Aralık 2020
https://tr.wikipedia.org/wiki/Eksozom_kompleksi
ET:22.09.2021
(414) Vezikül
wikipedia,16 Şubat 2021
https://tr.wikipedia.org/wiki/Vezik%C3%BCl
ET:22.09.2021
(415) Asıl tehdit virüs değil, uygulanan “sağlık” sistemidir!
Arslan BULUT,26 Mayıs 2020
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/asil-tehdit-virus-degil-uygulanan-saglik-sistemidir-55829yy.htm
ET:22.09.2021
(416) Do Not Submit. Unite.
TROZZI SUPPORT TEAM SEPTEMBER 7, 2021
https://drtrozzi.com/2021/09/do-not-submit-unite/
ET:23.09.2021
(417) URGENT ALERT: Doctor Heinrich Fiechtner Warns: 'It's a Killer Vaccination' (Must Watch)
Amy MekDecember 27, 2020
https://rairfoundation.com/urgent-alert-mep-dr-heinrich-fiechtner-warns-its-a-killer-vaccination-must-watch/
ET:23.09.2021
(418) Doctors now warn about permanent damage and cardiovascular events following COVID-19 vaccination
By Lance D Johnson,02/03/2021
https://vaccines.news/2021-02-03-doctors-warn-about-permanent-damage-covid-19-vaccination.html
ET:23.09.2021
(419) The COVID-19 injection is NOT a vaccine
TROZZI SUPPORT TEAM, SEPTEMBER 8, 2021
https://drtrozzi.com/2021/09/the-covid-19-injection-is-not-a-vaccine/
ET:23.09.2021
(420) Fact: 27.1% of the World population have received the Covid shot – cccording to statistics – which means 2.1 billion could die within 10 years
By Medeea Greere,July 24, 2021
https://amg-news.com/archives/13891
https://foreignaffairsintelligencecouncil.wordpress.com/2021/07/25/fact-27-1-of-the-world-population-have-received-the-covid-shot-cccording-to-statistics-which-means-2-1-billion-could-die-within-10-years/
ET:23.09.2021
(421) 6 Billion People Humans To Be Killed By The Elite – NWO Depopulation Agenda – Holistic Doctors Who Died Mysteriously Exposed The Dangers of Vaccines and Cures For Cancer
Medeea Greere,June 27, 2021
https://amg-news.com/archives/13481
ET:23.09.2021
(422) NWO Depopulation Agenda: Cabalists “Plan to Kill off the Majority of the Human Race”
Medeea Greere,September 16, 2021
https://amg-news.com/archives/14394
ET:23.09.2021
(423) HIV / AIDS = Fauci’s First Fraud | Silent Weapons for Quiet Wars (video)
Medeea Greere,June 26, 2021
https://amg-news.com/archives/13421
ET:23.09.2021
(424) FDA Commissioner Dr. Scott Gottlieb says flu season will be a 'whopper' due to lack of immunity and that battling virus will be more complicated now that COVID-19 is here to stay
GINA MARTINEZ FOR DAILYMAIL.COM,22 September 2021
https://www.dailymail.co.uk/news/article-10017531/Former-FDA-Commissioner-Dr-Scott-Gottlieb-says-flu-season-complicated-now.html
ET:24.09.2021
(425) Son dakika: İngiliz Profesör açıkladı... Koronavirüste semptomlar değişti! Bu belirtilere dikkat!
msn,hürriyet,24 Eylül 2021
https://www.msn.com/tr-tr/haber/dunya/son-dakika-%C4%B0ngiliz-profes%C3%B6r-a%C3%A7%C4%B1klad%C4%B1-koronavir%C3%BCste-semptomlar-de%C4%9Fi%C5%9Fti-bu-belirtilere-dikkat/ss-AAOLwap?ocid=msedgdhp&pc=U531#image=12
https://www.hurriyet.com.tr/galeri-son-dakika-ingiliz-profesor-acikladi-koronaviruste-semptomlar-degisti-bu-belirtilere-dikkat-41901829/1
ET:24.09.2021
(426) How Many Who’ve Had the Covid Jab Will Still Be Alive Next Christmas?
Dr Vernon Coleman MB ChB DSc
http://www.vernoncoleman.com/alivenextchristmas.htm
ET:02.05.2021
(427)openvaers
https://openvaers.com/openvaers/1708052
https://openvaers.com/openvaers
ET:01.10.2021
(428) Shedding Experience – Symptoms To Watch Out For Now!
Marilyn Williams,September 23, 2021
https://marilynjwilliams.com/shedding-experience-symptoms-to-watch-out-for-now/
ET:01.10.2021
(429) Dr. Sherri Tenpenny Explains Why Covid Injection 'Shedding' is So Concerning
NOQ Report,May 21, 2021
https://rumble.com/vhfhqp-dr.-sherri-tenpenny-explains-why-covid-injection-shedding-is-so-concerning.html
ET:01.10.2021
(430) How To Protect From Vaccination Shedding Causing People Panic
Marilyn Williams,May 24, 2021
https://marilynjwilliams.com/how-to-protect-from-vaccination-shedding-causing-people-panic/
ET:01.10.2021
(431) Editorial: my story of potential exposure to spike proteins via shedding from “vaccinated” people, and the potential suramin, shikimic acid, pine needle tea cure and prophylaxis
Brian A. Wilkins,June 7, 2021
https://thecovidblog.com/2021/06/08/editorial-my-story-of-potential-exposure-to-spike-protein-via-shedding-from-vaccinated-people-and-the-potential-suramin-shikimic-acid-pine-needle-tea-cure-and-prophylaxis/
ET:01.10.2021
(432) Pfizer Confirms COVID-Vaccinated People Can ‘Shed’ Spike Proteins And Harm The Unvaccinated
CFT Team,May 4, 2021
https://christiansfortruth.com/confirmed-covid-vaccinated-people-can-shed-spike-proteins-and-harm-the-unvaccinated/
ET:01.10.2021
(433) Pfizer documents: unvaccinated people can be exposed to experimental mRNA from vaccinated people; frightening adverse reactions
TheCOVIDBlog.com,May 7, 2021
https://thecovidblog.com/2021/05/07/pfizer-documents-unvaccinated-people-can-be-exposed-to-experimental-mrna-from-vaccinated-people-frightening-adverse-reactions/
ET:01.10.2021
(434) Pfizer document confirms ‘Covid Vaccine Shedding’ leading to ‘Menstrual Cycle Disruption’ and ‘Miscarriage’ is possible via ‘skin-to-skin contact’ and ‘breathing the same air’
DAILY EXPOSE,MAY 4, 2021
https://theexpose.uk/2021/05/04/pfizer-confirms-covid-vaccine-shedding-leading-to-menstrual-cycle-disruption-is-possible/
ET:01.10.2021
(435) Covid Vaccine Ingredients Found – Unusual And Potential Deadly Poison
Marilyn Williams,September 1, 2021
https://marilynjwilliams.com/covid-vaccine-ingredients-found-unusual-and-potential-deadly-poison/
ET:01.10.2021
(436) COVID-19 Menstrual & Breast Milk Disruptions, Miscarriages, Infertility, Transmission (Shedding)
David Sunfellow | Sep 22, 2021
https://sunfellow.com/covid-19-menstrual-breast-milk-disruptions-miscarriages-infertility-transmission-shedding/
(436.1)https://rumble.com/vg2ppz-8-ways-mrna-covid-vaccines-can-kill-dr.-sherri-tenpenny.html
(436.2)https://stephanieseneff.net/sars-cov-2-vaccines-and-neurodegenerative-disease/
(436.3)https://www.hartgroup.org/risk-to-babies-vaccinated-mothers/
(436.4)https://dailyexpose.co.uk/2021/05/23/an-exclusive-interview-with-dr-roger-hodkinson-when-the-history-of-this-madness-is-written-reputations-will-be-slaughtered-and-there-will-be-blood-in-the-gutter/
(436.5) https://www.darksidevaccines.com/are-covid-vaccines-sexist/
(436.6)https://childrenshealthdefense.org/defender/miami-school-might-be-right-asking-teachers-not-get-covid-vaccine/
(436.7)https://www.americasfrontlinedoctors.org/action-alerts/identifying-post-vaccination-complications-their-causes-an-analysis-of-covid-19-patient-data
(436.8)https://www.nbcchicago.com/news/local/researchers-looking-into-link-between-covid-vaccine-and-menstruation/2495593/
(436.9)https://www.facebook.com/cyrus.patrick.1088/posts/743439576369277
ET:01.10.2021
(437) Rocky business bans COVID vaccine recipients from entering premises
Apr 21, 2021
https://rdnewsnow.com/2021/04/21/rocky-business-bans-covid-vaccine-recipients-from-entering-premesis/
ET:01.10.2021
(438) Dokuz ülkede ispatlandı" diyen Fransız profesörden çarpıcı sözler: Aşılılar karantinaya alınmalı
yeniakit,2021-10-02
https://www.yeniakit.com.tr/haber/dokuz-ulkede-ispatlandi-diyen-fransiz-profesorden-carpici-sozler-asililar-karantinaya-alinmali-1581252.html
ET:03.10.2021
(439) Covid’s “third wave” will see mass death among the VACCINATED
Ethan Huff,April 08, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-04-08-covid-third-wave-mass-death-among-vaccinated.html
ET:04.10.2021
(440) The Dark Winter DIE-OFF begins: Mass vaccination deaths collide with engineered starvation and the collapse of gas and energy
Mike Adams,September 27, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-27-the-dark-winter-die-off-begins-mass-vaccination-deaths-engineered-starvation.html
ET:04.10.2021
(441) Study: Coronavirus social distancing measures will trigger a flu surge next winter
Franz Walker,November 13, 2020
https://www.naturalnews.com/2020-11-13-coronavirus-social-distancing-measures-will-trigger-flu-surge.html
ET:04.10.2021
(442) CHA-CHING! Big Pharma now developing seasonal 2-in-1 “vaccine” for covid, influenza, indicating obvious plan for NEVER-ENDING spike protein injections
Ethan Huff,September 13, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-13-big-pharma-developing-2-in-1-vaccine-covid-influenza-shot.html
ET:04.10.2021
(443) Covid-19 Vaccines Are Weapons of Mass Destruction - and Could Wipe out the Human Race
dr.vernon coleman,13th March 2021
https://vernoncoleman.org/videos/covid-19-vaccines-are-weapons-mass-destruction-and-could-wipe-out-human-race
ET:04.10.2021
(444) Google has a financial interest to push the pandemic and the covid-19 vaccine experiments
Lance D Johnson,January 01, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-01-01-google-financial-interest-push-pandemic-vaccine-experiments.html
ET:04.10.2021
(445) UK hospital data shocks the world: 80% of COVID deaths are among the vaccinated… COVID deaths up 3,000% after vaccine wave
Lance D Johnson,September 28, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-28-covid-deaths-in-vaccinated-3000-higher.html
ET:04.10.2021
(446) SECRET HOLOCAUST: Are millions of vaccine victims disappearing into mass graves?
Mike Adams,September 16, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-16-secret-holocaust-are-millions-of-vaccine-victims-disappearing-into-mass-graves.html
ET:04.10.2021
(447) TOTAL FRAUD: CDC allows hospitals to classify dead vaccinated people as “unvaccinated deaths”
Friday, September 17, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-17-cdc-hospitals-classify-dead-vaccinated-as-unvaccinated.html
ET:04.10.2021
(448) Nearly all covid cases at public high schools occurring in “fully vaccinated” students
Ethan Huff,September 17, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-17-covid-cases-public-schools-fully-vaccinated.html
ET:04.10.2021
(449) VAXSSASSINATION: How globalists convinced BILLIONS of people to exterminate themselves with biological weapons presented as “vaccines”
Mike Adams,September 14, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-14-vaxssassination-how-globalists-convinced-billions-of-people-to-exterminate-themselves-with-biological-weapons-presented-as-vaccines.html
ET:04.10.2021
(450) SPIKE PROTEIN SYNDROME: WebMD Covid vaccine complaint board plastered with horrific descriptions of sustained critical injuries from toxic clot shots
S.D. Wells,September 16, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-16-webmd-covid-vaccine-complaint-board-horrific-critical-injuries.html
ET:04.10.2021
(451) Cuba dumping COVID-19 vaccine victims in mass graves
Arsenio Toledo,August 06, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-08-06-cuba-dumping-covid-vaccine-victims-mass-graves.html
ET:04.10.2021
(452) END TIMES COMEDY: Fake president Biden FAKES White House vaccine photo-op while NY Gov. Hochul says God created vaccines and we must worship Big Pharma as our new saviors
Mike Adams,September 29, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-09-29-end-times-comedy-fake-president-biden-fakes-white-house-vaccine-photo-op.html
ET:04.10.2021
(453) Prediction: The insidious COVID-19 vaccine will infect you with a virus that will lead to an outbreak of a new COVID-21 pandemic
S.D. Wells,May 14, 2020
https://www.naturalnews.com/2020-05-14-prediction-covid19-vaccine-will-infect-you-cause-covid21.html
ET:04.10.2021
(454) First Autopsy of COVID Vaccinated Patient Finds Every Organ of Body Infested with Spike Proteins
EU Times,Jun 14th, 2021
https://www.eutimes.net/2021/06/first-autopsy-of-covid-vaccinated-patient-finds-every-organ-of-body-infested-with-spike-proteins/
ET:04.10.2021
(455) First Autopsy of COVID Vaccinated Patient Found Viral RNA In Every Organ of Body
Jamie White,June 14th 2021
https://www.infowars.com/posts/first-autopsy-of-covid-vaccinated-patient-found-spike-proteins-in-every-organ-of-body/
ET:04.10.2021
(456) Everyone vaccinated for covid will DIE, warns French virologist
Ethan Huff,May 25, 2021(
https://www.naturalnews.com/2021-05-25-everyone-vaccinated-will-die-within-two-years.html
ET:04.10.2021
(457) https://healthtruth.info/covid-vaccine/
(458) Fully vaccinated are COVID ‘super-spreaders,’ says inventor of mRNA technology
News Editors,10/19/2021
https://vaccines.news/2021-10-19-fully-vaccinated-are-covid-super-spreaders.html
ET:20.10.2021
(459) Noble lie
wikipedia,10 September 2021
https://en.wikipedia.org/wiki/Noble_lie
ET:21.10.2021
(460) Bombshell Salk Institute science paper reveals the covid spike protein is what’s causing deadly blood clots… and it’s in all the covid vaccines (by design)
Mike Adam,May 07, 2021
https://www.naturalnews.com/2021-05-07-salk-institute-reveals-the-covid-spike-protein-causing-deadly-blood-clots.html
ET:22.10.2021
(461) Vaccinations & Autism
-Why Little Boys Want To Be Girls
Amy Jo Matlock,September 2
http://ernestlmartin.com/vaccinationsautism2.htm
ET:22.10.2021
(462) Medya manipülasyonu
wikipedia,13 Eylül 2021
https://tr.wikipedia.org/wiki/Medya_manip%C3%BClasyonu
ET:22.10.2021
(463) Doctors Against Animal Research Experiments
Vivisection is Scientific Fraud
https://doctorsagainstvivisection.wordpress.com/
ET:22.10.2021
(464) Medical journals report that pharmaceutical-based medicine is one of the leading causes of death & injury in developed countries.
http://www.medicinekillsmillions.com/
(464.1) http://www.medicinekillsmillions.com/articles/death-by-medicine-is-leading-cause-of-death.html
(464.2) http://www.medicinekillsmillions.com/articles/pharmaceutical-drugs-injure-kill-millions-of-people.html
(464.3) http://www.medicinekillsmillions.com/articles/medical_history_truth_about_human_lifespan_increase.htm
(464.4) http://www.medicinekillsmillions.com/articles/history-of-medicine-medical-progress.html
ET:22.10.2021
(465) Death by Medicine
http://www.medicinekillsmillions.com/articles/death-by-medicine-is-leading-cause-of-death.html
ET:22.10.2021
(466) https://twitter.com/dralpersener/status/1426986500403630087
ET:26.10.2021
(467) https://twitter.com/Emrah_Altindis/status/1449439720619003911
ET:26.10.2021
(468) Soğuk hava geliyor! Sıcaklık 10 derece düşecek
https://www.msn.com/tr-tr/haber/gundem/so%C4%9Fuk-hava-geliyor-s%C4%B1cakl%C4%B1k-10-derece-d%C3%BC%C5%9Fecek/ar-AAPPjc6
ET:26.10.2021
(469) https://twitter.com/CemilCan5834/status/1452658848523771912
ET:27.10.2021
(470) Wer den Covid-Impfstoff erhält, kann NIEMALS mehr die volle Immunität erreichen – Regierungsstatistiken enthüllen die erschreckende Wahrheit
uncut-news.ch,Oktober 25, 2021
https://uncutnews.ch/wer-den-covid-impfstoff-erhaelt-kann-niemals-mehr-die-volle-immunitaet-erreichen-regierungsstatistiken-enthuellen-die-erschreckende-wahrheit/
ET:27.10.2021
(471) The couple behind BioNTech’s COVID-19 vaccine win a Princess of Asturias Award Access to the comments
Tokunbo Salako,26/10/2021
https://www.euronews.com/2021/10/26/the-couple-behind-biontech-s-covid-19-vaccine-win-a-princess-of-asturias-award
ET:27.10.2021
Pics;
-----------
(P1)https://twitter.com/search?q=%23enjoyiamvaccinated
(P2)https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Preparing_Scientific_Equipment_(9955409933).jpg
(P3)https://www.bbc.com/news/world-asia-56425115
http://www.influenzareport.com/ir/overview.htm
(P4)https://www.srf.ch/sendungen/school/medien-und-informatik/fake-news-quiz
https://twitter.com/cartoonmovement/status/1234110412502769664
https://www.culturematters.org.uk/index.php/culture/tv/item/2808-the-media-manipulation-and-democratic-cultural-policies
(P5)https://vaccines.news/2021-10-19-top-scientists-warn-against-covid-vaccines.html
https://www.researchgate.net/publication/271002387_Combating_Fraud_in_Medical_Research_Research_Validation_Standards_Utilized_by_the_Journal_of_Surgical_Radiology
https://news.stanford.edu/2015/11/16/fraud-science-papers-111615/
(P6)https://vaccines.news/2021-10-19-uk-pfizer-report-shocking-vaccine-injuries-covid-jab.html
https://www.naturalnews.com/2021-05-06-vaers-data-show-increase-in-vaccine-deaths-2021.html
(P7)https://en.wikipedia.org/wiki/Vernon_Coleman
UYARILAR :
1) Unutmayın, bu sayfadaki tüm bilgiler sizlere sadece bilgi vermek amacıyladır.. Burada verilen (ve medyada yeralan) konu ve virüs hakkındaki bazı bilgi,haber ve makalelerin ve tıbbi bilimsel çalışmaların doğru ve bilimsel geçerliliği olup-olmadığını da bilmiyoruz..Bu teorilerin,bilgilerin gerçek olup-olmadığını yada ilerde gerçekleşip-gerçekleşmeyeceğini bilemiyoruz.. Bizim yaptığımız sadece bilgi vermektir..Tıbbi olan/olmayan tüm bilgiler,hiç bir şekilde tavsiye niteliğinde ve herhangi bir sağlık yönlendirmesi amacıyla verilmemiştir.. "Aşılıların, aşısızlardan ve aşısızların da aşılılardan uzak durması" tavsiyesi, "aşısızların hastalanmasına, aşılıların sebep olduğu" haber ve bilimsel kanıt nedeniyle yapılmıştır.. Buradaki bilgilerde, size aşınızı olup /olmama konusunda herhangi bir yönlendirme sunulmamaktadır. Çünkü neyin, ne olduğunu bizlerde tam olarak bilmiyoruz. Covid aşıları konusunda endişeliyiz ve bizim bildiklerimiz,yukarıdaki öğrendiklerimizle sınırlı olan bilgiledir.. Bu bilgileri sizleri uyarmak ve bilgilendirmek için verdik. Her zamanki gibi aşı olup-olmama hakkınız size aittir. BURADAKİ genel uyarı kısmınıda okuyabilirsiniz..
2) Yukarıda özellikle de "ön giriş,önsöz ve giriş" kısmında üretilen teoriler,olasılıklar ve tahminler, elimizde bu yöndeki araştırma,bilgi ve belgelere dayanarak "gelecekteki veya bilinmeyen olaylar hakkında tahminlerde bulunmak için mevcut ve geçmiş gerçekleri analiz eden" tahmine dayalı analitik öngörülerimizdir. Varsayımda diyebilirsiniz..Elinizdeki belgelerle/gerçekleşmiş olaylarla "geçmişte ne olmuş ve gelecekte neler olabileceğine" dair teoriler,varsayımlar ve öngörüler oluşturabilirsiniz.. Bu üretilen teoriler,öngörüler, kanıtlara dayalı oluşturulan teoriler,öngörülerdir.. Yani teromiz, tamamen hayal ürünü de değil, bilgi ve belgeye dayalı bir teoridir..Bir olasılık..Bir tahmin..Ama gereçeğe yakın bir olasılık..Okuduğunuzda siz de büyük olasılıkla hak vereceksinizdir.. Bu teoriden ve diğer düşüncelerimizden sonra da araştırma yazısına konu olan gerçek bilgi,belge,araştırma ve haberlerden,bilgilerden oluşan kaynaklarımızı ekledik,onları da okuyup-inceleyerek birşeyler öğrenebilirsiniz..
3) Hiç bir şekilde insanlara "aşı olun /aşı olmayın" diye birşey söylemiyoruz. Biz, sadece bu covid aşılarının ne kadar tehlikeli aşılar olduğunu ortaya koymak için bilgi,belge,araştırma vs bilgilere dayalı kendi görüşlerimizi,teori,öngörü ve tahminlerimizi açıklıyoruz.Bu yönde yapılan teori,öngörü ve tahminler, aşı kampanyasının başladığı zamandan beri yaşanan aşı sonrası gelişen yaralanma ve ölümlerde dahil,aşılarla ilgili çok ciddi tehlikeli sorunların olabileceğine dair edindiğimiz bilgi ve araştırmalara bakarak, ele alınan teori,öngörü ve tahminlerdir. Her ne kadar biz, covid aşılarının ne kadar ölümcül ve tehlikeli olduğunu bilsek de, kimseye "aşı olun/olmayın" diye birşey söyleyemiyoruz..Bunun nedenini çok farklı sebeplerle açıklayabiliriz.. İnsanların kendi hür iradesinden , bir takım kimselerin bunu yanlış algılayıp,bizleri suçlama olasılıklarına kadar her türlü nedenleri sıralayabiliriz.. Gönül isterdi ki, "Bu ölümcül aşıları lütfen olmayın. Bu aşıları olarak hem kendinizi hem de başkalarının hayatlarını tehlikeye atmayın!" diye sizlere bir uyarı vermek isterdik ama maalsef bunu yap(a)mıyoruz. Çünkü biliyorsunuz her insan bir değil,bazı kara cahil diyebileceğimiz paranoyak aklıevvel kişiler;
"Sizin uyarınızı dikkate aldık,aşıyı olmadık ama hastalandık,coronaya yakalandık,bunların hepsi sizin yüzünüzden. / Bir yakınım aşı olacaktı ama sizin uyarınızı gördü,aşı olmadı ama sonra covide yakalandı ve sonra da öldü,bunların hepsi sizin yüzünüzden,sizi mahkemeye vereceğiz." gibi (araştırma yazısını dahi doğru bir şekilde okuyup-anlamadan) hemen bizi hedef gösterip,şikayet edebilirlerdi. Şikayetlerden korktuğumuz falan yok, bu tür zırdeli kara cahil insanlarla ve bunların yüzünden mahkemelerle uğraşmak istemediğimiz için bu tavsiyeleri veremiyoruz. Zaten bu tür insanların yüzünden, gerçekleri bilen insanlar, gerçekleri açıklayamıyorlar, çünkü açıklasalar,başları belaya girecek,bu kara cahil insanların yüzünden,o yüzden korkuyorlar. Neden? Çünkü, maalesef sadece ülkemizde değil dünyada da artık insanları suçlamak gerçekten çok sıradan basit hale geldi.. En ufak bir düşünceye dahi tahammül edemiyorlar ve maalesef hukuk sistemleri de bunların peşinden gidebilecek bir seviyeye gelmiş durumda. Halbuki dış dünyada özellikle de batı dünyasında (özellikle de ABD ve AB üllkelerinde), gerçekleri anlatanlar saygıyla karşılanılıyor. Ülkemizde ise tam tersi, gerçekleri açıklayan insanlar için "hemen cezalandırılsınlar" yaftalamarı yapıyorlar. Hem de bunu yapanlar biride prof ünvanlı kişiler. En son bunların söylemesi gerekirken bir bakıyorsunuz, onlar ilk önce bunları söyleyebiliyorlar. Bu da onların aaslında suçlu konumunda olabileceklerini bize gösteriyor. Yaptıkları bir nevi "Suç işle, bu suçu başklarının üzerine at" taktiği,bu özellikle de sağlıkçıların en çok uyguladıkları yöntemlerden biri. Bunu gören gören kara cahil insanlar da, hemen buna balıklama atlıyorlar ve ne yaptıkalrını dahi bilmeden, doğruları,gerçekleri söyleyen insanlara karşı nefret söylemleri de dahil olmak üzere, "aşı karşıtlarına idam!" dercesine hareket içerisinde olabiliyorlar..Maalesef ne yazık ki,durum bu..Ve işin üzücü tarafı ise bu kara cahil insanların yüzünden aşı sonrası yüz binlerce insan, gerçekleri öğrenemedikleri için pat pat diye ölmeye başlamasıdır.. Dünyadan gelen veriler bize bunu gösteriyor..
Bunun haricinde bu covid aşılarının ne kadar ölümcül olduğuna dair araştırmalar,belgeler,haberler vs gibi bilgilerle destekleyici UYARILARI yapmaya devam edeceğiz..Ve öyle bir zaman geliyor ki, aşı sonrası insanların öldüklerini görünce (ve gerçekten de ölüyorlar maalesef ama bu ölümler gizleniyor), "keşke bu uyarıyı yapsaydım da,ben hapse girseydim de bu insanlar ölmeseydi!" diye içimden geçmiyorda değil.. Geçenlerde öğrendik, birkaç gün önce bu "lanet covid aşısını olan küçük bir öğrenci kalp krizi falan geçirmiş sonra vefat etmiş." Ardından başka bir haber, "birkaç saat önce aşı olan bir yetişkin, evine/işyerine giderken yolda yürüken o da aynı şekilde yere yığılıp ölüyor." Ve bunlar daha yeni gördüğümüz vakalar. Ya görmediğimiz, bize söylenmeyenler.. Allah aşkına bunlar yaşanırken, biz bu lanet aşılarla ilgili gerçekleri öğrendiğimiz halde nasıl bunları sizlerle paylaşamayız? Paylaşacağız,herkes öğrenecek bu lanet ve ölümcül covid aşılarının ne olduğunu? İşte bu nedenle bu gerçekleri söylememiz lazımdı,söylemezseydik, bunun vebali bizim üzerimizde olurdu. Yani size veya sevdiklerinize bu lanet aşılardan birşey olduğu taktirde ve biz bu gerçekleri öğrendiğimiz halde bunu söylemeseydik, bu vebal elbetteki bizlerin üzerine olurdu.
Allah(cc) insanlara akıl vermiş,aklını kullansın diye..O aklı kullanmıyorsa biz ne yapalım? "İnsanlar aşı olmadı diye covide yakalanıyor ve bu nedenle ölüyorsa..", işte bu araştırma yazısı, bunun nedenlerini ve gerçekleri açıklamak için ele alınmıştır.. Umarım anlamışsınızdır. Hadi sağlıcakla kalın..
VE SON SÖZ : Her ne kadar zehirli ve ölümcül covid aşıları hakkında çok şüphe verici şeyler olsa da,yine de kimseye birşey olmasını istemeyiz. Umarız,bu şüphelerin tam aksine, İnşAllah bu covid aşıları başta Müslüman ve Türk alemi olmak üzere tüm insanlığa şifa olur. Aksini düşünmek dahi istemiyoruz. Biz, bize düşen görevi yaptık,insanları uyarmaya çalıştık,gerisi Yüce Allah(cc)a kalmış.
DUA; Bismillahirrahmanirrahim.. Ey yeri göğü yaratan yüce büyük Allah(cc)'ım. Bu covid-19 ve aşıları hakkında, bizlere bu araştırma ve gerçekleri gösterme ilhamı verdiğin için sana hamdü-senalar olsun. Teşekkür ediyoruz Allahım. Sana ne kadar hamdü senalar etsek yine de azdır. Bizleri,devletimizi,milletimizi,tüm islam alemini ve tüm insanlığı bu büyük covid-19 belasından ve bu işin arkasındaki kötü niyetli insanlardan koru. Amin..🙏
Ben aşı oldum ve uyarını dikkate alarak okumadım. Moralim bozulmasın diye :)
YanıtlaSiloo etulu bey yine müthiş bi araştırma çıkamışsınız,arastımayı hepsini okuyamadım cok uzun,goz gecirdim ama ilginç bi arastırma olmuş,bizde açıkçası covid asılarında şüpheleniyoduk,aşılananlar nasıl oluyoda virüs taşıyo anlamıyoz tvdeki uzmanlarda sölüyo madem aşı korumuyo ne diye aşı oluyolar,dış ülkelerden haberler gelyo aşılanaların olduğu yerlede vaka,varyant sayıları artıyo diye, bir gariplik var gibi bu aşılarda bence de..emeğinize dağlık etulu bey son derec faydalı bir arastrma olmus allah razı olzun..
YanıtlaSilÇok çok çok uzun bir yazı olsun keşke bölüm bölüm yayına alınsaydı büyük punto başlıklarla daha çekici hale getirilseydi çünkü çok çok emek var ve çok sarsıcı uzunluğundan dolayı okunmayacak bilgiler içeriyor.
YanıtlaSilAşıya karşı ben de güvenemiyorum yakınlarımdan bazıları aşıyı oldu olmayın dedim ben ama dinleyen olmuyor eninde sonunda mecbur edecekler nasılsa diyorlar kısaca ben faz çalışmaları tamamlanmamış ondan evvel izole edilmemiş bir virüse karşı aşı olmak istemiyorum.
Tek ama tek sıkıntı küçük çocukların hep bu testleri dayatıyor okul kimsenin gıkı çıkmıyor kimseye şikayet edemiyorsun çoğunluk aynı fikre sahip güvenemiyorum inanamıyorum çocuklarıma da kıyamıyorum(kendimi boş ver).
Allahu alem diyanet bile fetva verdi bana onu söyleyenler var,ol aşını diyenler var bir garip bakışlar bir itici homurdanmalar hayır aklım almıyor büyük günah olan kürtaj için bedenime dokunamazsın diyorlar ama aşıya gelince aynı tepki ve savunmaya yer yok.
Faydamıza olan bir şeyse neden zorunlu oluyor anlamıyorum.
Bırak vücudumuza girecek şeye biz karar verelim öbür dünyada gürenden çıkandan hesap verecek olan onlar olmayacak biz olacağız.
Doğrusunu Allah bilir.
Ben iş hayatında olduğum için aşımı oldum. Hakkımızda hayırlısı.
YanıtlaSilAşının üstüne bir de hacamat oldum ki içeride kalan zararlı madde varsa dışarı atılsın diye.
SilErtuğrul Bey sitelerde, bloglarda genelde sayfanın başına dön tuşu konulur, siz bence sayfanın sonuna git tuşu koymalısınız. :)
SilBu güzel araştırmanızı elimden geldiğince okudum Ertuğrul Bey :) Çok emek harcamışsınız vallahi emeğinize sağlık gerçekten.
YanıtlaSilYani öyle bir dönemden geçiyoruz ki sanırım sonuçları olayların arka perdesini ileride anlayacağız gibi geliyor bana..
Allah aşı olan olmayan herkesi korusun inşallah..
Good points❤
YanıtlaSilTam Ertuğrul Bey nerelerde diyordum ki kapsamlı bir yazıyla dönmüşsünüz:) gerçekten çok şüpheli bir konu Allah yardımcımız olsun, elinize sağlık...
YanıtlaSilAşı olanların koronayı daha hafif geçirdikleri vakalara rastladım.10 yıl sonra bu salgınla ilgili tüm gerçekler ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.Kapsamlı yazı için teşekkürler :)
YanıtlaSilBen de 2 aşımı oldum, Allah'ım hepimizi korusun 🤲💖
YanıtlaSilÖncelikle emeğinize sağlık Ertuğrul bey. Elbette fazlasıyla kuşkularım var.. ancak bu çarkın içindeyiz. Dolayısıyla da aşı olmamak elde değil. Tarih her şeyi yazacak... saygılarımla.
YanıtlaSilYeni bir yazı var mı diye uğramıştım 😊🙋♀️
YanıtlaSilHave a great weekend ❤
YanıtlaSilHappy Tuesday ❤
SilYeni bir yazı var mı diye bir baktım buralara :)
YanıtlaSil