17 Mayıs 2019 Cuma

Atatürk ve You Cant Win Em All (Hepsini Kazanamazsın) : Gözden Kaçan Önemli Detaylar..

                                        Charles Bronson,Tony Curtis,Fikret Hakan,Salih Güney (You Can't Win 'Em All (A1) ve Atatürk)

You Can't Win 'Em All - Her zaman(/hepsini) kazanamazsın  (Paralı Askerler) (1970)

                                                                You Can't Win 'Em All (A1) ve Atatürk

Bu film ismini herhalde duymuşsunuzdur..Geçenler de (09.2017) tv'i gezerken Türkiye'de yaşayan hiristiyanlara hitap eden, Türkçe yayın yapan sat7Turk kanalına rastladım..Aslında bu kanalı uzun zamandır biliyordum..Bazen arasıra da izliyom..Güzel programları olabiliyor..Bu kanalda sinema tanıtım kısmı da vardı. İsmini unuttum şimdi..Fikret Hakan'ı tanıtan kısmında ,Fikret Hakan ile ilgili daha önce duymadığım bir filmden bahsetmişlerdi..

1970 yılında Charles Bronson ve Tony Curtis gibi dönemin dev Hollywood yıldızları ile birlikte Fikret Hakan,Salih Güney gibi Yeşilçam'ın aktörlerinin birlikte oynadıkları ( You Can’t Win 'Em All -  Her zaman kazanamazsın. ) filminden kısaca bahsetmişlerdi..

İnternetten öğrendiğime göre filmin Türkiye'de Türkçe versiyonu daha çok "Paralı Askerler" diye geçmiş..Bir diğer adı da "Kaypak yurtseverler"miş.. :))

                                                       You Can't Win 'Em All dünyadaki diğer afisleri  (A2)

Ancak film daha piyasaya çıkmadan (Türkiye'de) hemen yasaklanıvermiş..Vs vs..Yani çok garip durumlar yaşanmış aslında..Yorumlardan öğrendiğime göre de aslında film dünyada,o dönemlerde bile pek rağbet falan görmemiş..

Bunun üzerine merakım iyice sır'ra kadem bastı.. :) İnternette bu film hakkında daha detaylı bilgi edinmek istedim. Ve bu konu hakkında wikipedi sayfalarının açıldığını gördüm..(Yani iyi ki Wikipedi var; ya olmasaydı nasıl öğrenecektik bu film hakkındaki önemli bilgileri..Di mi?)  :) Aslında Youtube'de de filmden kısa kısa alıntılar yapılmıştı..Bu bilgiler ne zaman piyasaya çıkmış,tam olarak bilmiyorum ama herhalde TRT'nin yasağı deldiği dönemlere denk geldiğini tahmin ediyorum..

                                "You Can't Win 'Em All" dünyadaki DVD kapak arkası afisi (A3)

Sanmıyorsam film TRT'de ilk defa 2011 yılında kısa alıntılarla  bir programda yayınlanmış..Yani TRT yasak masak dinlememiş,iyice efelenmiş.. :)) Tabii o da sansürlü olarak yayınlanmış sanmıyorsam.. "Film yasak" ya,herhalde korka korka yayınlamış olabilir.. 2013 yılında ise MovieSmart denen şifreli bir uydu kanalın da yayınlanmış film..Onda da sansür var mıydı,işte orasını bilemiyorum?

Peki neden yasaklanmıştı?

                                             "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Bu filmde benim dikkatimi çeken pek çok neden vardı..Bunlardan biri "filmin yasaklanmasının nedeniydi.." Neden yasaklanmıştı? Bu konuda çok farklı görüşler vardı..Daha doğrusu iki farklı görüş bulunuyordu;

1.si Fikret Hakan'a göre Haftasonu gazetesinde görev yapan kadın bir muhabirin Charles Bronson ve Fikret Hakan ile röportaj yapma isteğinin red edilmesi üzerine,film hakkında bir iftira kampanyasının başlatıldığı yönündeydi..vs vs..

2.si Salih Güney'e göre ise Saklambaç’ın Yazı İşleri Müdürü olan Irene Kanyon'un yönetmen Peter Collinson ile röportaj yapmak istemesi ama yapamaması üzerine film aleyhine kampanya başlatıldığı yönündeydi..Bir de sanmıyorsam tiyatrocu Engin Cezzar'dan da bahsediliyordu..vs vs..

Sebep; Kişisel /Siyasi çıkar savaşları olabilir mi?

                                               "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Yani o dönemlerde böyle önemsiz şeyler için kıyamet kopartılması durumu...Maalesef ülkemizde halen bile devam eden bir durum gibi geldi bana..Kıskançlık,çekememezlik, haset,kin,nefret,kişisel ve siyasi manevralar vs gibi kişisel /politik her türlü çıkar savaşları.. Günümüzde bile halen devam edegelen bir durum ; Kişisel ve politik çıkar savaşları..

Her şey olabilirdi..Kişisel çıkarların ön planda olduğu bir propaganda olabilirdi..Ama tabii ki Türkiye'nin lehine olabilecek bir film için kişisel çıkarlar için kıyametin kopartılması durumu pek normal bir davranış gibi değildi...Sanki bunun arkasında başka şeylerin,başka başka siyasi,politik çıkarların da olabileceği kanısına varmak pek zor değil gibi..

Türkiye'nin lehine olabilecek ve dünyaca tanınmış yıldızların dahi oynadığı bir filme karşı propaganda savaşı başlatılması için "kıskançlık,çekememezlik" vs gibi kişisel çıkarlar,yeterli mazeretler olmayabilirdi..Politik çıkarların da işin içinde olma olasılığını da düşünebiliriz herhalde..

Düşünsenize 1970'li yıllar..Film 1969-1970'de çevrilmiş..Ama daha film çevrilmeden 69'lı yıllarda film aleyhine yayınlar yapılmaya başlanmış.. İşte bir tanesi..1969 yılında manşet yapılan bir haber; "Türkiye aleyhinde olan sahneleri gizli çekilen Paralı Askerler adlı filmde ATATÜRK'ü kendisine hiç benzemeyen 5'inci derecede bir figüran canlandırıyor." (6)

Bu işte bir gariplik var sanki.. "Gazetecilerin çekememezliği!" sanki bir yem gibi olmuş.Evet,gazeteciler de belki bu işin içerisinde olabilir..Ama işin arkasında çok daha başka şeylerin olabileceğini tahmin etmek zor değil herhalde..Kişisel çıkarların çok ötesinde bir şey gibi..

Gizemli Ulusal ve Uluslararası Lobiciler Olabilir mi?

                                            "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Mesela ulusal ve ulusalararası lobi faaliyetleri gösteren "gizemli lobiciler" gibi..Bu gizemli lobicilerin içerisinde her şey olabilir..Ermeni,Yunan,Rus,Amerikan,Arap vs vs lobicileri gibi..Hatta ülkemizde yaşayıpta birtakım kişisel /politik çıkarlar nedeniyle lobicilik yapanlar da dahil olabilir bunlara..

Olmaz olmaz demeyin..Herşey olabilir..Mesela o dönemlerde özellikle de Ermeni terör örgütü ASALA'nın yaptıklarını (1973 ve sonrası) ve bunu destekleyen ABD ve Avrupa'daki Ermeni lobilerini bir hatırlayın..Neden olmasın ki? Tabii ki benimki bir düşünce..

Düşünün bir kere..Türkiye'nin lehine olacak olan bir film,birden garip bir kampanyanın kurbanı oluyor ve Türkiye'nin aleyhine dönüşüyor..Sadece dünya'da değil,ülkemizde de propagandalar almış başını gitmiş mesela..

Dünyada bu film ve ülkemiz hakkındaki o dönemlerde yaşanan propagandaları çok merak ediyorum doğrusu..Nasıl ve ne tür bir propaganda yürütülüyordu acaba? Belki de filmin Türkiye'de yasaklanmasından çok,"Türkleri dünyada tanıtacak ve sempati duyulmasını sağlayacak böyle bir filmin çekilmesinin yanlış olduğu" endişe ve eleştirileri yer alıyor olabilirdi,herhalde..

Yassaah! efenim yassaah! :) Adeta kendi kuyumuzu kazmışız gibi olmuş..

                                        "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Ama (Türkiye'de) bizler ne yapmışız, dünyadan bekleyeceğimiz propaganda sahnelerini ("bu filmin ülkemizi özellikle de Atatürk'ü kötülediği" yönünde ağır eleştiriler ile) kendimiz üretmişiz ve bu şekilde kendi kendimizi hırpalamaya çalışmışız.. :(( Trajikomik bir hikaye.. Adeta kendi kuyumuzu kazmışız gibi birşey olmuş bu..

Tartışmalar öyle alevlenmiş ki o dönemlerde,sonunda film yasaklanıvermiş..Hem de ne yasak?! O gün bugündür halen bile yasakmış..Şimdilerde TRT falan yasağı deldi deniliyor ama hepsi hikaye..Uydu kanallarında yayınlanmış..Peki normal karasal yayınlarda?! Bilemiyorum ama sanmıyorsam onlarda halen yasak devam ediyor gibi.. :((

Neyse..Şu lobiler Türkiye'de de var herhalde..Baksanıza kendi kendimizin gözünü oyup duruyoruz,bir hiç yüzünden..Gazetecileri suçlamıyorum.."Onlar da lobici" falan demiyorum..Belki onlar da duygusal davranmış olabilirlerdi..Yani memleket meseleleri.. :) Ama "kendi kendimizi yiyip bitirdiğimizi" açık bir şekilde görebiliyoruz,maalesef..Acaba onlar mı haklıydı yoksa kişisel/politik çıkarlar mı vardı ortada? Çok karışık bir durum..

Eğer lobicilerin bir faaliyeti ise bu durum..Aklıma şöyle düşünceler geliyor..Mesela şöyle düşünürdüm herhalde;

"Eğer bir Türk /Türkiye düşmanı biri olsaydım,kesin bu filmin yayınlanmaması için elimden gelen herşeyi yapardım.."

                                             "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Neden düşmanım olan Türkler,dünyaca sempati duyulan insanlar haline gelsin ki? Bu durum Türk düşmanlarının lehine olmaz tam tersine aleyhine olurdu..O nedenle yayınlanmamasını sağlardım.." Öyle değil mi? Siz ne düşünürdünüz?

Ama yani pıravo lobicileree demekten de geri kalamayacağım.. :)) Çünkü dünyadaki propagandalarını anlardım ama Türkiye'deki faaliyetlerinin bu denli güçlü olabileceğini hiç tahmin etmezdim herhalde..

Bir de şöyle birşey var; "Varsayılan bu lobiler ülkemizde bu kampanyayı para ile yapsalardı eğer,bu başarıyı bu kadar elde edemezlerdi,herhalde!" denecek türden bir propaganda malzemesi yaratmış benim ülkem..Hemi de kendi kendine.. :)

Film hakkındaki düşüncelerim..


                                                                      "Paralı Askerler" oyuncuları    Google Arama

Rahatsız olduğum detaylar vardı..

Herneyse,şimdi asıl konumuz bu değil..Asıl konumuz bu filmin yasaklanması ile ilgiliydi..Gerçi bu filmin yasaklanmasında en büyük payı olan bu medya sektörü idi..O nedenle medya sektörünü bu şekilde ele almak zorunda kalmıştım..

Bu filmin yasaklanmasına konu olan 2 şey vardı;

1.si Atatürk'e hakaret edildiği ve kötülendiği,
2.si ise ülkemizin kötülendiği yönünde idi..

Filmi baştan sona izledim..Ne yalan sölim "Atatürk'e hakaret",öyle söylenildiği gibi pek yoktu.. Doğrusu "Atatürk'ün kötülendiği" izlenimini de pek çıkaramadım.."Hakaret ve kötüleme" hangi amaçla /hangi bakış açısıyla bakılarak söylenmişti,tam olarak bilmiyorum ama izlediğim kadarı ile kasti olarak böyle bir şey pek bulamadım..

Yalnız filmde dikkat ettiğim bazı detaylardan rahatsız olduğumu söyleyebilirim..Belki bu detaylar izah edilemeye çalışılmış olabilir..Ama bu detaylar kendi haliyle değil de,direkt "Atatürk'e hakaret ve kötüleme" olarak ortaya atılması,belki de tartışmaların daha da alevlenmesini sağlamış olabilir..Bilemicem artık..Bir de siz izleyin derim..Kararı siz verin..

Benim filmden aldığım izlenimler şöyleydi;

A) Atatürk karakterini her "kugusal filmler"de oynatmak ne kadar doğru?

                                                  "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne : Atatürk karakteri

İlk edindiğim izlenim bu oldu. Bu film Atatürk döneminde yaşanmış bir olaydan mı senaryolaştırılıp filmleştirildi yoksa sadece kurgudan ibaret bir film yapımıydı? Benim en çok üzerinde durduğum konulardan biri buydu..Eğer Atatürk döneminde yaşanmış bir olaydan ele alınarak yapıldıysa o zaman bi rşey dememiz pek mümkün olmayabilirdi..Ama sadece kurguysa,işte o zaman insanın aklına başka şeyler gelmeye başlıyor..

Ama ben bu filmin kurgu olduğunu tahmin ediyorum.Eğer böyle bir vaka yaşanmış olsaydı büyük ihtimalle Atatürk,bu olayı kendi yazdığı "Nutuk" kitabında da açıklardı..Yada en azından bu tür bir vakanın yaşandığı bir bilgi, tarih kitaplarında yer alırdı diye düşünüyordum..Ama işte yoktu..

Olmadığı gibi internetten araştırdığım bilgilere göre de,bu filmin 1952 /1954 yapımı olan ve Garry Cooper ve Burt Lancester'in oynadığı "Vera Cruz - İstiklal Kahramanları" (19) adlı fimin başka bir versiyonu (yani kopyası) olduğunu söyleyen eleştiriler olduğunu farkettim..(18) Doğrusu buna hiç şaşırmadım..Bunun nedenini ilerde anlatıcam..

Atatürk gibi bir deha karakterini,öyle her kurgusal filmlerde oynatmak bana pek doğru gelmiyor..Tamam Atatürk'te bir insandı..Onun karakterini bir filmde oynatmak aslında güzel bir şey..Neden olmasın ki?

Ama ya Atatürk karakteri "Atatürk'ü yanlış algılamaya ve onu kötülemeye sebep olabilecek" çok absürük ve yalan dolan kurgusal filmlerde oynatılırsa,bu ne kadar doğru olabilirdi ki?

Örneğin Atatürk karakterinin porno filmlerinde yer almasını ister miydiniz? Çocuk sübyancısı gibi gösterilmesini..Yada Hitler ile birlikte anılmasını? Kötü ve azılı bir katil gibi gösterilmesini.. Daha bunlar gibi Atatürk'ü kötü gösterebilecek /en azından onu bu şekilde kötü bir lider olarak algılanmasına sebep olabilecek bir yönde yer almasını sağlayabilecek çok sayıda kurgusal düşüncelerin filmlere çevrilmesi de söz konusu da olabilir..

Atatürk'ü ve ülkesini seven bir insan böyle bir şeyi isteyebilir ve buna izin verebilir mi,dersiniz sizce? Tabii ki istemez ve yapılmasına da izin vereceğini de hiç sanmıyorum..

Peki kıstas ne olmalı?

                                                  "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Bu film, bildiğim kadarı ile bir denetimden geçmiş ve bu şekilde çekilmesine izin verilmiş..Buna rağmen film yasaklanmış..Denetimden geçen bir film nasıl ve neden yasaklanır ki? Eğer çekilmesine izin verdiyseniz ve film çekilmiş ise,bunu yasaklamanın mantığı ne olabilir? Atatürk'e madem bu kadar değer veriyordunuz,bunu baştan niye düşünmediniz? Atatürk hakkında bir kötüleme vs gördüyseniz eğer bu filmin çekilmesine neden izin verdiniz? Daha bunlar gibi çok sayıda kafa karıştırıcı sorular var..

Benim düşüncem,bir film senaryosu (bu Atatürk karakteri de olsa) eğer denetimden geçerek çekilmesine izin verildiyse,hele de çekilmiş ise bu filmin artık yasaklanmasının bir mantığının olmamasıdır..

Yani kısacası "Denetimden geçmiş ve hele de çekilmiş hiçbir film bence yasaklanmamalı.."

Haa şöyle birşey var mesela..Bazı yorumlarda "Türk yetkililere verilen senaryoda Atatürk ile ilgili bölümün olmadığı ancak Atatürk ksımının gizli bir şekilde çekildiği" bilgileri vardı..Yani,eğer "yetkililere verilen senaryodan farklı bir film çekilmişse," belki o zaman "film yasaklanabilir" diyorum..Ama o da belki..Çünkü,bir film çekilmiş,bitmiş..Siz film setlerine gidip denetim de yapmamışsınız..Sadece senaryoya bakıp OK demişsiniz..Film çekimi bittikten ve hatta (dünyada yayınlamaya başladıktan) sonra filmin yasaklamanın ne anlamı var ki?

Aslında "film senaryolarının bu şekilde sıkı takibe (denetime) alınması" taraftarı değilim ancak Atatürk karakteri için belki bu yönde bir düzenleme yapılabilir..Herhangi bir kurgusal filmde eğer Atatürk karakteri oynatılmak istenilirse, bence bunun bir kriteri olmalı diye düşünüyorum..

Atatürk'ün kişiliğine,karakterine,geçmişine,liderlik gibi ona özel vasıflarına göre bir kurgusal senaryolar hazırlanabilir ve Atatürk karakteri bu tür kurgusal filmlerde oynatılabilir..Tabii ki denetimlenmesi şartıyla..Benim görüşüm budur..

Gelelim asıl konumuza..Kaldığımız yerden devam edersek..

Bu filmde Atatürk'e kasti olarak bir "hakaret ve kötüleme" görmedim..Ancak dikkat ettiğim bazı yönler vardı..

1.Atatürk'ün sanki "kadın düşkünü bir general" gibi algılanmasına neden olunması..

                                                     "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Filmde 2 Amerikalı eski asker (/sivil paralı askerler) Atatürk'ün huzuruna çıkartılıyor..Bu kişiler Atatürk'ün huzuruna çıkartılmadan önce Atatürk'e bağlı çok sayıda Kuvayı Milliye (Türk) askerini çeşitli çatışmalarda öldürüyor..Dahası bu kişiler önce Kuvayı Milliye ile çarpışan Asi Milislerin;  daha sonra da  o dönemlerde düşman askerleri olarak gözüken Yunan kuvvetlerinin yanında yer alıyor..Yani ne yapacakları belli olmayan döneklere benziyorlardı..

Acaba Atatürk tüm bunları bilmiyor muydu? Buna rağmen Atatürk,bu iki kaçakçıyı sırf yanındaki kadının ricası üzerine affediyor!!

"Evet,aslında neden olmasın ki,Atatürk kadına değer veren bir liderdi..Ve barışcıl bir insandı..Yunan kuvvetleri başkomutanı Trikopis'i bile affetti..Onları neden afetmesin ki?"  gibi tatlı sözcükler insanın aklına gelebilir.. Evet,bunlar doğrudur..Ama filmin gerçekliği ile Kurtuluş savaşının gerçekliği birbirlerine hiç uymuyor ki..

Atatürk'ün kadına değer verdiği doğrudur..Ama bu filmde "Türk askerleri ile çatışıp,Türk askerlerini öldürmesine rağmen bu 2 kaçakçıyı Atatürk,bir kadının ricası üzerine affediyor.." görüntüsü, doğal olarak Atatürk'ün,"bir kadın yüzünden kendi askerlerini feda etti" düşüncesi ile birlikte "uçkurunu tutamayan,kadın düşkünü bir general" olarak algılanmasına sebebiyet verdiğini açıkça fark edebiliyorsunuz..Böyle bir algılamayı Atatürk'e yapıştırmak kimin haddine olabilir ki?

                                                      "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Filmdeki Atatürk sahnesinin bu kısmı, kadına verdiği değerden çok,Atatürk'ün "kendi askerlerini bir kadın için feda eden, kadın düşkünü olan bir general" olarak algılanmasına sebebiyet vermiş olabileceğini,düşünüyorum..Tabii sizler farklı düşünebilirsiniz..

Atatürk'ün kadına değer vermesi ile filmde yaşanan bu trajikomik sahne arasında Kurtuluş savaşı gerçeği nedeniyle çok ama çok farklı şeyler bulunuyor..Ayrıca Yunan kuvvetlerine komutanlık yapan Trikopis'i, bu iki serseri ile bir tutmak ne kadar doğru bir anlayış olabilir ki?

Gerçekte bu şekilde olur muydu sizce? Belki bunu bilerek yapmış olmayabilirler ama gözden kaçan kısımlardan biri buydu herhalde.. Kurtuluş savaşında olan bir ülkenin lideri tarafından (kendi askerlerini öldüren ve düşman askerlerinin yanında yer alan ve yer almaya devam edebilecek) 2 serserinin,(sırf bir kadının ricası üzerine) affedilmesi durumu;

-her şeye rağmen Atatürk'ün filmde bir kadın düşkünü gibi gösterilmesine en azından o şekilde algılanmasına neden olmuş olabileceğini bilmek gerekir..

2.Atatürk'ün tasvip dahi etmeyeceği kurgusal kelimeleri sanki Atatürk'ün ağzından çıkmış gibi gösterilmesi..

                                                      "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Filmdeki Atatürk sahnesinde,Atatürk'ün karşısında bulunan Charles Bronson ve Tony Curtis'in olağandışı tipik Amerikanvari davranışlar sergilemeleri bir yana; Atatürk'ün hiçbir zaman söylemeyeceği sözleri Atatürk'ün ağzından söylenmesinin sağlanılması da sanki Atatürk'ün kendisinin bu sözleri desteklediği yönünde bir izlenim bırakılmış gibiydi..

Bildiğimiz tanıdığımız Atatürk hiçbir zaman bu şekilde konuşmaz..Ve filmde geçen bu gerçekdışı ve kaba konuşmaları da tasvip edeceğini de hiç sanmıyorum..Film kurgusal yönden iyi olabilir ancak bu tür sözler Atatürk'ün kendi gerçekliğini de hiçe sayan bir yaklaşım olmaz mı?

NOT: Bu arada Atatürk karakterini oynayan kişinin,o dönemlerde çok eleştirilere neden olan İrlandalı ünlü aktör Patrick Magee olduğunu söyleyelim..

B) Film,Anadolu'nun Kurtuluş Savaşından çok Meksika'nın iç savaş sahnelerini aratmıyordu..

                                                 "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Dikkatimi çeken bir taraf da bu oldu.. Filmi izlediğimde ilk izlenim bu yöndeydi.."Sanki ben bu sahneleri daha önce görmüştüm!" dercesine,aynı sahnelerin (1860'lı yıllarda yaşanan ve Hollywood setlerinde çekilen filmlerdeki "Meksika kurtuluş /iç savaşı" sahneleri) ile benzerlik olduğunu o anda  aklıma gelerek hatırlayabilmiştim..

Yukarıda bu filmin 1952 /1954 yapımı olan ve Garry Cooper ve Burt Lancester'in oynadığı "Vera Cruz - İstiklal Kahramanları" (19)  adlı fimin başka bir versiyonu yani kopyası olduğunu söyleyen eleştiriler olduğunu fark ettiğimi söylemiştim..(18) Doğrusu buna hiç şaşırmamıştım..

Çünkü gerçekten de filmdeki Anadolu sahneleri diye tarif edilen sahneler,klasik tipik Meksika kurtuluş /iç savaş sahnelerini aratmıyordu..Sadece mekanlar da değildi..Özellikle de Türk askeri birlikleri (Kuvayı Milliye askerleri) de tipik Meksika askerine benzetilmiş gibiydi..Türkiye'deki Anadolu mekanları ve askeri birlikler,Meksika'nın kurtuluş savaşında verdiği iç savaşta (20; 20,1; 20,2) yaşanılan sahnelere birebir benzemesi de dikkat çekici idi..Filmdeki sahnelerde bu nedenle sanki "Anadolu'nun değil de Meksika'da kurtuluş savaşını yaşıyormuşuz" gibi bir hava oluşmuştu..Sizi bilemiyorum ama ben bu izlenimi aldım..Bu bilerek mi yapılmıştı? Bilinmez ancak bu çok dikkat çekici idi..

Aslında Vera Cruz (19) filmini izledim mi izlemedim mi pek hatırlayamıyorum..Eskiden beri Meksika kurtuluş /iç savaşıyla ilgili bu tür Hollywood (western türü) filmleri o kadar çok izledim ki,bunların hepsini hatırlamam şu an imkansız gibi..Ancak "her zaman kazanamazsın" filminin mekan sahneleri ile türk askerlerinin görüntülerinin ,bu bahsettiğim Meksika kurtuluş /iç savaşındaki mekan ve askeri birliklerine ne kadar çok benzediğini farkettiğimi söyleyebilirim..Sizleri bilmem ama bana bu şekilde geldi..

C) Türk askerinin "asi" ve  Osmanlının ise "eğlence ve kadın düşkünü bir imparatorluk" gibi gösteriliyor gibi olması..

                                            "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Dikkat ettiğim ve rahatsız olduğum sahnelerden üçü de bu olmuştu..Film'de Türk milislerini daha doğrusu Kuvayı Milliye güçlerini "asi" olarak tanımlamaları da dikkat çekici idi..Bu durum adeta Atatürk'ü de bu nedenle "asilerin lideri general Mustafa" olarak tanımlanma /algılanmasına da neden olmuştu.. Açık bir şekilde Atatürk için "asilerin lideri" yakıştırması yapılmasa da,Kuvayi milliye askerlerini "asi" olarak gösterilmesi,başlarında lider olarak gözüken Atatürk'e de (ister istemez) "asilerin lideri" sıfatını (gizli bir şekilde) yerleştirdiklerini anlayabiliyorsunuz..

Diğeri ise Osmanlı'nın eğlenceye ve kadına düşkün olarak gösterilmesiydi..Filmin bir sahnesinde Osmanlı sarayında vurdulu çalgılı bir eğlence düzenleniyor..Kadın göçekler göbek atıyor..Etrafta mezeler,erkekler kadınlar haşır neşir..  Ve bir kişi (sanmıyorsam sultan olarak lanse ediliyor) eğlencenin başmimarı.. Bildiğim kadarı ile saraya bağlı Türk milislerin yanında yeralan albay Ahmet Elçi ve iki eski Amerikalı  asker adamlarıyla birlikte o kişinin yanına gidiyor..Orada bir şeyler konuşuluyor..Ve sonrası malum..Vur patlasın çal oynasın eğlence.. :))

D) Filmdeki ABD uyruklu 2 eski paralı askerin, Kurtuluş Savaşında Türklerin yanında yer aldığı iddiası..

                                                "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Bu da çok saçma bir anlayış olmuş..Filmi baştan sonra izlerseniz böyle bir şeyin olmadığını anlarsınız..Bahsedilen bu paralı askerler,Kuvayı Milliye güçlerinin karşısında yeralan saraya bağlı milis güçlerin yanında bile yer almıyorlardı..Sadece gözleri para ve altın hırsı ile dolu olan bu serseri mayınlar (paralı askerler), :) altınlara sahip olabilmek için milis güçleri ile birlikte altınların peşine takılıyorlar..Daha sonra da Yunan kuvvetleri saldırıya geçiyor ve milisleri dağıtıyor..Serseri mayınlar ise hemen Yunanlıların tarafına geçiyor.. Bu durumda bu serseri mayınların "kurtuluş savaşında Türklerin yanında yer aldığını" nasıl söyleyebilirsiniz ki?

NOT 1: Filmden edindiğim izlenim ve gözden kaçan detaylar bunlar.. Eğer bu anlattıklarımda herhangi bir yanlışım varsa düzeltin lütfen ..Sonuçta yanlış algılamalara neden olmak istemem..Benim filmden aldığım izlenimler bunlar..Sizlerin de olabilir..Yada benim bu gözden kaçan detaylarımı eleştirebilir,düzeltebilir /katkılarda bulunabilirsiniz..

NOT 2: Bu filmi dikkatlice izlerseniz eğer,gerçekten de sahneler içerisinde Türkiye aleyhine olabilecek çok gizli mesajlarla dolu olduğunu farkedebiliyorsunuz..O dönemlerde bu tür detaylar, fark edilmiş miydi bilemiyorum..O dönemlerdeki alevli tartışmalara bakılırsa,belki de fark edilmiş olabilirdi,diye düşünüyorum..

Bu arada benim bu düşüncelerime katılmayabilirsiniz..Eğer aksi yönde bir düşünceniz varsa,lütfen bunu yorumda açıkça belirtin..Üşenmeyin..Ben şahsen katkıda bulunduğunuz ve yanlışları düzelttiğiniz için bundan çok memnun olurum.. :)

Şimdi de film hakkında kısa kısa bilgiler,yorumlar,linkler,video ve resimler vermek istiyorum..

Film hakkında kısa Bilgiler,Yorumlar,Videolar vs vs..

"Paralı Askerler (Birleşik Krallık filmi, 1970)

                                               "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne                        

"Paralı Askerler, 1970 İngiltere yapımı savaş-macera filmidir. Özgün adı You Can't Win 'Em All (Türkçe: Her Zaman Kazanamazsın) olan film, bazı Türk oyuncuların da katkısıyla Türkiye'de çekilmiş olmasına rağmen sansürlenip yasaklandığı için uzun süre Türkiye'de gösterilememiştir.

Ancak devlet televizyonu TRT 1, 2011 yılında, filmin oyuncularından birinin de katıldığı bir özel programda filmin bazı bölümlerini yayınlayarak yasağı delmiştir. Peter Collinson (1936-1980)'ın yönettiği filmin diğer adları ise The Dubious Patriots (Türkçe: Kaypak Yurtseverler) ve Soldiers of Fortune (Türkçe: Paralı Askerler)'dur.

                                                 "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Filmin senaryosunu, bir rolde de görünen Leo Gordon (1922-2000) yazmıştır. Film 1922 yılında, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye'de geçmektedir. Filmin başlıca rollerini Hollywood'un iki ünlü oyuncusu Tony Curtis ve Charles Bronson'un yanı sıra Fransız Michèle Mercier paylaşmışlardır. Türk oyunculardan Fikret Hakan filmde oldukça önemli bir rolde gözükürken Salih Güney'in nispeten daha küçük bir rolü vardır. Filmin diğer Türk oyuncuları arasında Erol Keskin, Yüksel Gözen, Bülent Gültekin, Mümtaz Alpaslan, Suna Keskin ve Kayhan Yıldızoğlu sayılabilir. Filmin çekimleri tamamıyla Türkiye'de gerçekleştirilmiştir.

Filmde Josh ve Adam adında iki paralı askerin silah satmak amacıyla Anadolu'ya gelmesi, daha sonra Türk Kurtuluş Savaşı'na Türklerin yanında katılması, milis güçler ve Kuva-yi Milliye arasındaki ilişkiler anlatılıyor. (...)" (1)

Türkiye'de filmin yasaklanması

                                               "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Filmde Türkiye ve Türkler aleyhinde herhangi bir şey olmamasına rağmen sansüre takılmış ve Türkiye'de gösterimi yasaklanmıştı. Bu sansürün oldukça sudan bir nedeni vardır. Filmin başrol oyuncusu Charles Bronson o tarihte bir gazetenin röportaj teklifini geri çevirmiş, buna kızan gazeteler de filmin aleyhinde bir kampanya başlatmışlardı.

Bu kampanya sansür kurulunu "Paralı Askerler"in Türkiye aleyhinde bir film olduğuna ikna etmişti. Oysa bu dev bütçeli film çekimler aşamasında Türkiye hükümeti tarafından oldukça sıkı bir şekilde denetlenmiş ve geniş çapta desteklenmişti. Film 2013' e kadar Türkiye'de ne sinemalarda ne de televizyonda gösterilmişti. 2013 yılında özel uydu kanalı olan Movie Smart'ta Türkçe dublajla yayınlandı.(...)

"Paralı askerler tam bir gemiye atlayıp kaçacaklarken Ulusal Güçler'in donanmasına ait bir gemi tarafından önleri kesilir. Tutuklanarak Kuva-yi Milliye karargahına getirilirler. Burada Atatürk olduğu varsayılan (ama açıkça belirtilmeyen) Türk General (Patrick Magee)'in huzuruna çıkartılırlar. (...)" (1)

Filmin yasaklanmasının kısa hikayeleri..

                                             "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Filmin yasaklanma serüvenini filmde rol alan Fikret Hakan şöyle anlatıyor:
“O zaman Haftasonu Gazetesi’nde gazetecilik yapan, sözü geçen bir kadın muhabir sete geliyor ve Charles Bronson ve Fikret Hakan’la görüşeceğim diyor. Bronson da ‘Bu ne laubalilik, öylece gelip röportaj yapamazsın. Menajerimle konuş öyle randevu al’ diyor. Bunun üzerine muhabir filmi kötülemeye başlıyor. ‘Vatanımızı kötüleyen, Yüce Önder Atatürk’ü yerden yere vuran filme kendi elimizle hizmet ediyoruz’ diye.” Ve film bu haberler üzerine Türkiye’de yasaklanıyor ve yasak o gün bugündür devam ediyor.(...) " (2)

"Salih Güney, o dönem Saklambaç Gazetesi Yazı İşleri Müdürü’nün yönetmen Collinson’la röportaj yapmak istemesi ve yapamaması sonucu film hakkında olumsuz haberler yaptığını iddia etti.  Film hakkında o dönem yapılan olumsuz haberlerin bir kaynağının da tiyatrocu Engin Cezzar olduğunu söyleyen Güney, o dönem kendisinin ve Fikret Hakan’ın vatan haini ilan edildiğini söyledi.(...)"  (3)

                                               "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Ne olmuştu da filmin buradaki gösterimi yasaklanmıştı?
Bildiğimiz kadarıyla, o zaman Saklambaç’ın Yazı İşleri Müdürü olan Irene Kanyon, Sait Ali Paşa Yalısı’ndaki sete geldi ve yönetmen Peter Collinson ile röportaj yapmak istedi. Aralarında ters konuşmalar geçmiş. Ertesi gün gazetede film aleyhine kampanya başlatıldı. Tüm basın bir anda aleyhimize döndü, bizi Atatürk düşmanı ilan etti. Adamlar şaşırdılar; “Sizi ve Türkiye’yi tanıtmaya çalışıyoruz. Siz bizi bu şekilde suçluyorsunuz, inanamıyoruz” dediler. Amerikan film şirketleri Columbia ve Universal birleştiler, bir daha Türkiye’de film çekmeme ortak kararı aldılar. Böylece, arka arkaya film anlaşmaları yapılırken o kaprisli gazeteci yüzünden Türkiye milyonlarca dolar paraya veda etti. (....)" (4)

"Güney, asıl sebebin; Saklambaç’ın o dönemki Yazı İşleri Müdürü İrene Kanyo’nun yönetmen Peter Collinson ile konuşmak isteyip konuşamaması olduğunu söylüyor. Güney’e göre, kendini küçük düşmüş hisseden Kanyo, filmi kötüleyen yazılar yazmaya başlıyor ve Haldun Simavi’nin sahip olduğu Günaydın, Saklambaç ve Tan gibi diğer yayın organları da filmi karalamaya başlıyor. “Bu haberlerin kaynağının bir kısmıysa aslında tiyatrocu olan Engin Cezzar’ın yönetmen Peter Collinson’ın işine karışması ve azarlanması” diyor Güney. “Tabii bir de o dönem basın gelip fotoğraf çekmek istemişti ama Amerikalılar öyle çalışmıyor. Direkt kendileri fotoğrafları servis ediyor.” (...) " (5)

Nostaljiler; Dönemin haberleri..

                                               "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Yasaklanan filmle ilgili o dönemlerde yapılan bir gazete eleştirisi..
"Atatürk bu mu?
Türkiye aleyhinde olan sahneleri gizli çekilen Paralı Askerler adlı filmde ATATÜRK'ü kendisine hiç benzemeyen 5'inci derecede bir figüran canlandırıyor. (...) "  10 Ağustos 1969 Günaydın " (6)

Fikret Hakan'ın Hollywood starı olmasına ramak kalmışken..
"Columbia film Şirketi Fikret Hakan'ı altı ay için kampa aldı
(1970) Birkaç ay önce "Paralı Askerler" filminin yapımcısı yönetmen Collinson'un davetine uyarak buraya gelen Fikret Hakan geçenlerde Columbia şirketi ile mukavele imzalamış ve şirket tarafından altı aylık bir kampa alınmıştır (...) "   05 Mart 1970 Saklambaç" (7)

"Columbia şirketi Fikret Hakan'la 5 yıllık anlaşma yaptı
(1970) Türkiye'de çevrilen "Paralı Askerler" filminde Tony Curtis, Charles Bronson ve Michele Mercier gibi şöhretli film yıldızlarıyla birlikte önemli rollerden birini oynayan Türk film yıldızı Fikret Hakan, Columbia Film Şirketi ile yaptığı 5 yıllık anla (...)  " 04 Ocak 1970 Günaydın" (8)

"Amerika'ya gittiler
(1971) Türk sinemasının ''5'' sanatçısı Bahar Erdeniz, Zeynep Aksu, Fikret Hakan, Feridun Karakaya ve Münir Özkul üç filmin dış sahnelerini çevirmek için dün Yeşilköy'den Amerika'ya hareket etmişlerdir. (...)  " 04 Kasım 1971 Günaydın" (9)

                                               "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Charles Bronson'un film setindeki endişeleri;
"Türkiye'de 200 derecelik bir dağlık alanda, İstanbul'dan 200 mil uzakta çekim yapıldı, Sen Çekemeyeceksin filme, fırın güneşi altında 120 dereceye kadar çıkan sıcaklıklarda sıklıkla çalışmak zorunda kalmış oyuncu için dayanıklılık testiydi. Charles Bronson'a göre "sette büyük bir gerginlik var" ve yönetmenin "herkesin herkesi çırpmasına kadar dolu bir atmosferde çalışabildiğini" söyledi; bu çok kötü, benim için yapımda çok kötü bir deneyim oldu Hepsini kazanamazsın." (18,10)

Tony Curtis,film setindeki Charles Bronson hakkındaki düşünceleri;
"Tony Curtis, otobiyografisinde, "The Night They Raided Minsky" (1968) adlı elle kullanılan komedi filmi "Elliott Gould" un yerini almasının geri çekildiğini ve alternatif bir proje bulması gerektiğini anladığını hatırlattı."Bir film oyuncusunun film yapması gerekiyor ve bunu yapmaya devam ettim" diye hatırlattı. "Her zaman kazanamazsın" Türk iç savaşıyla ilgili bir macera hikayesiydi bana ve şimdiye kadar tanıştığım en eğlendirici, içe kapanık adam olan Charles Bronson'a, çok sessiz ve mütevazi olmak dışında hiçbir şey yapmadı. .Charlie'den nasıl şekil alacağından çok şey öğrendim. Hiç kilo vermedi. Bagajın düşmesini önlemek için arabaya bağladığınız kalın kauçuk parçalardan birine sahipti ve her zaman üzerini çekiyordu. Kendini böyle tuttu. O güzel, sessiz, rahat bir adamdı ve eserini her zaman güzelce yapmıştı ve seninkini nasıl yaptığına karşı bir hassasiyet duygusu taşıyordu. " (18,10)

Hollywood raporter dergisinin filmdeki oyuncular hakkındaki yazısı;
"The Hollywood Reporter şunu belirtti:"Curtis ve Bronson birlikte ara sıra birkaç kıvılcım çıkarıyor ancak bir Amerikalı filmde zekâ için geçebilen en acımasız parçalardan bazılarına girmek zorunda kaldıklarında zor gidiyor."" (18,10)

Bu da Milliyet Gazetesi'nde "Paralı Askerler" arşiv araması..(10)

Film ile ilgili diğer haberler

                                               "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

Günümüz de film hakkında yazılan en anlamlı köşe yazısı;
"Josh Corey,Adam Dyer ve albay Ahmet - Yılmaz Özdil
Sene 1922…Anadolu işgal altında. Amerikan ordusunda görev yapmış maceraperest iki paralı asker, Adam Dyer ve Josh Corey, silah yüklü bir mavnayla İzmir'de kıyıya yanaşırlar. (...) " (11)

"Atatürk’ün ilk kez canlandırıldığı film 40 yıldır yasak
1970 yılında çekilen ve Atatürk’ün canlandırıldığı ilk film olan ‘You Can’t Win ‘Em All/ Paralı Askerler’ bir muhabirin yazısı nedeniyle hâlâ yasak... Filmin başrollerinde dönemin iki büyük yıldızı Tony Curtis ve Charles Bronson rol almış.(...)" (12)

"40 yıl sonra yayınlandı
Atatürk'ün ilk kez yabancı bir aktör tarafından canlandırıldığı ve 40 yıldır yasaklı olan 1970 İngiltere yapımı “Paralı Askerler” adlı filmin bir bölümü, TRT Haber'de yayınlandı.(...) " (13)

                                             "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"TRT, yasaklı filmi yayınladı
Atatürk’ün ilk kez yabancı bir aktör tarafından canlandırıldığı ve 40 yıldır yasaklı olan 1970 İngiltere yapımı "Paralı Askerler" adlı filmin bir bölümü, TRT Haber’de yayınlandı.(...) " (14)

"Paralı Askerler'in 43 yıllık sansürü sona erdi
Charles Bronson ve Tony Curtis’in de yer aldığı ‘Paralı Askerler’ ilk kez seyirciyle buluşuyor.Kurtuluş Savaşı dönemini yansıtan; macera ve para kazanmak için Türkiye'ye gelen iki Amerikalı eski askerin Türk tarafında yer almalarını anlatan 'Paralı Askerler' sansürlenmiş ve 43 yıldır Türk izleyicisi ile buluşmamıştı.(...) " (15)

                                             "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"'Charles Bronson kasıntı Tony Curtis sempatikti'
43 yıl sonra gün yüzüne çıkan 'yasaklı film'in oyuncuları; Fikret Hakan ve Salih Güney, Cumartesi Postası'na konuştu.(...) " (16)

"Atatürk’ün İlk Kez Canlandırıldığı Film Neden Yasaklandı?
1970 yılında çekilen ve Atatürk'ün canlandırıldığı ilk film olan Hollywood yapımı You Can't Win 'Em All, bir muhabirin yazısı nedeniyle hala yasak. ntvmsnbc.com’dan Hasan Cömert’in haberi, sözkonusu filmi ve onun Türkiye’de yasaklanma hikâyesini yeniden gündeme taşıdı.(...)" (17)

Film hakkında yapılan yabancı ve yerli yorumlar:

(18) You Can't Win 'Em All (1970) Bazı Yabancı Yorumlar..

                                          "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"1952'de Gary Cooper ve Burt Lancaster'la birlikte "Vera Cruz" ı yeniden tasarladı. Curtis'in karakteri Cooper'ınkinden daha etkileyicidir ve Bronson'un karakteri psikopat değildir. Her iki değişiklik de dramatik olmamasına rağmen izlemeyi kolaylaştırıyor. Her iki filmin anakronizmleri var, ancak sanırım "Her zaman kazanamazsın" başlıklı anakronizmlerin çoğu haince tanınmaktadır.

1867 Meksika ve 1922 Türkiye kaosu arasında kolay paralellikler var. Her ikisinde de İmparatorluk kuralının sonunda belirsiz sadakat vardı ve işsiz katillerin bulunduğu bir havuz bırakarak büyük bir çatışma sona erdi. Hem Eski Ahit'in yerini bir milliyetçi rejim, hem de Juarez ne de Attatark korosu seçkileri değildi. Ancak film ne tarih dersi, ne manevi polemik, neşeli bir macera hikayesi. " (18,1)

"Bu, herkesin, Tony Curtis ve Charles Bronson'un yetenekli bir macera filmi eşleştirmesi. Bu, Amerikalılar için belirsiz bir şey: Türkiye I. Dünya Savaşı'ndaki Osmanlı hanedanının yenilgisini ve çöküşünü takiben devrimci savaş günlerinde. Bronson ve onun meclis grubuna tommy silahları var ama bunları kadar kullanmamalıyız bekleyebilirsiniz. En iyisi listede yok, ama bu film olması gerekenden biraz daha iyi ve bir göz atmaya değer." (18,2)

                                                "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Pek çok kişi Hollywood oyuncusu Leo Gordon'un da dikkat çekici bir senarist olduğunu bilmiyor. Aslında, Bay Gordon, "Her zaman kazanamazsın" adlı bu filmin senaryosunu yazdı. İki aktarmalı paralı asker Adam Dyer'ın (Tony Curtis ve Josh Corey (Charles Bronson)) Türkiye'ye gelen hikayesini anlatıyor Bu çalkantılı bir dönemdi ve hükümet bir iç savaşın sisleri içindeydi. Kahramanlarımız gelir ve zengin olma, her tarafın ödeyeceği en yüksek payı kabul etme fırsatı hissettirir. Bu, kraliyet ailesinin üyeleri, altın çubuklar ve birkaç milyon dolar değerli mücevheri içeren değerli bir sevkıyatı korumak için işe alınmayı içerir.(...) Michèle Mercier, oyuna adanmış bir kadın olan Aila'yı oynuyor ve Patrick Magee tarafından oynanacak bir Türk generali için müttefik ve haklı bir düşman olduğunu ispatlıyor..(...) Filmin gişelerinde başarısızlığa uğramasına rağmen, kendi başına bir Klasik haline geldi. Tavsiye edilen. ** " (18,3)

"1922 ve Grek-Türk Savaşı sona yaklaşıyor ve iki servet askeri bir araya gelerek kendilerini zenginleştirecek, öldürülecek veya tamamen başka bir şey yapacak ölümcül bir görevde buluyorlar .." (18,4)

                                            "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Greek-Türk Savaşı'nın (1919-1922) zemini üzerine kurulan Fortune Askerleri, oportünist olan eski ABD Ordusu askerlerinin Adam Dyer (Tony Curtis) ve Josh Corey'nin (Charles Bronson) hikayesini anlatıyor. İkili, bir Osmanlı padişahının kızlarını ve altın taşıyan bir trenin korunması için bir grup Türk paralı askere katıldı. Sinematik tarihinde, modern Türkiye'nin kurucusu ve ilk başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ü (kısa bir süre Patrick Magee tarafından tasvir edilen) ilk film.

İster inan ister inanmayın, filmin yapımından sonra Türk gazetecilerinden birinin Charles Bronson ile röportaj yapmak istediğini söyleyen söylenti var, ancak Bronson tarafından şiddetle reddedildi. Bu yüzden, can sıkıcı gazeteci filmle ilgili olarak bir karalama kampanyası başlattı, bu yüzden film DVD'de hiç bulunmadı ve maalesef Türkiye'de bu filmi izleyebilmenin tek yolu bir korsan VHS kopyasını almak. " (18,5)

                                                            "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Burada Charles Bronson (Josh Corey) ve Tony Curtis (Adam Dyer), Bronson'un denize uzanan Curtis'i bulduktan sonra bir araya gelen iki askerini canlandırıyor ve kendilerini rakip gören birbirlerini çaprazlamaya çalışıyorlar.

Film, ülkenin içten devrim geçirmesi ve komşularıyla savaşması nedeniyle 1922 yılında Türkiye'de kuruldu ve iki önderlik, bunu para kazanmak için bir fırsat olarak görüyor. Birlikte bir araya gelerek üç kızı ve altın madeni yolda bir sürü dolandırıcılık yapan bir altın nakliyesi görevi için yerel bir vali tarafından işe alınırlar." (18,6)

                                                   "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Filmin başlangıcındaki barda erkekler arasındaki şaka kesinlikle önemli noktalardan biri. "Her zaman kazanamazsın" bir başyapıttan uzak ve gerçekte iyi bir film bile değil. Bununla birlikte, iki yıldızın hayranları büyük olasılıkla bunu kontrol etmek isteyecek, ancak diğerleri muhtemelen başından sonuna kadar izlemelerini sağlayacak çok şey bulamayacaklar." (18,7)

"Genel olarak, filmi beğendim; Ancak Charles Bronson'un adamlarının birçoğunun uzun saç gibi hippi çektiğini garip buluyorum. Bu, 1919'da 1970 değil, bir durumla ilgili bir film olması için varsayılmaktadır. Arabistan'ın Lawrence şehrinde kereste çırpıcısı veya benzeri gibi çok izole edilmiş bir kırsal alanda yaşamak zorunda kalmazsanız, o günlerdeki insanlar geri döndü; koyun, atlar , develer, vb. ve uygarlıktan çok uzaktınız ve su kaynağınızı tahsis etmeniz gerektiği için yüzünüzü traş edemediniz ve favorilerinizi kesemezdiniz." (18,8)

                                                "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"Peki, ne diyebilirim. "Fortune Askerleri" kesinlikle gördüğüm en kötü film.Baştan başlayalım: Uzun süredir bir salın üzerinde olduğu düşünülen bir adam nihayet Bronson tarafından kurtarıldı. Adam korkunç bir şekilde pantolon ve halen iyi durumda bir gömlek kırmıştı, ama kesici, hiçbir sakalı olmadığını söyledi. Hiçbir anız değil. Ve saçları tüysüz değildi ya da kirli değildi. Bu görünüşte kük ayrıntılar, bu filmin ne kadar kötü yapıldığı hakkında çok şey söylüyor." (18,9)

NOT: Kusura bakmayın çeviri,tahmin ettiğiniz gibi Google Çeviridir..Bir takım çeviri hataları olsa da ,yorumlarda ne anlatılmak istendiğini aşağı yukarı anlamış olmalısınız,diye düşünüyorum..

Türkiye'deki yansımaları: Ekşisözlük'deki bazı yorumlar..

                                                "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"simdi bu olayin sonuclarini incelersek
1 - yurtdisinda bazi malum turkiye dusmani cevreler bu filmde turkler "iyi adam" olarak gosterildigi icin protesto eder.

2 - ataturk filmlerde canlandirilamazmis. nitekim ataturk'un olumunden neredeyse yetmis yil gecmis olmasina ragmen bir-iki defa disinda ataturk'un bir oyuncu tarafindan canlandirildigi vaki degildir. yonetici mekanizmamizin bu konudaki zihniyeti hz muhammed in resmedilme yasagi ile paraleldir (demek ki en ataturkcu gecinen yoneticilerimiz ataturk'un sozlerini bir taraflariyla anlamislar). bu konuda ataturk u abartmak basligi altindaki bazi entrylerin incelenmesini oneririm.

3 - bati sinemasi icerisinde tony curtis ve charles bronson gibi iki agir top sayesinde onemli bir yer edinecek bir filmden ataturk'u sansurledik, adamlari neredeyse sinirdisi ettik, turkiye'de gosterimini bile yasakladik ve bu filmin yerine birkac yil sonra cekilen baska bir film turkiye'nin imajini neredeyse otuz yildir belirlemis oldu : alan parker'in midnight expressi !" (18,11)

                                                 "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"giovanni scognamillo ' nun batı sinemasında türkiye ve türkler adlı kitabında detaylı bir şekilde hikayesini anlattığı film. scognamillo filmde kurtuluş savaşının ayaklanma, kuvayi milliye' nin ise asiler olarak adlandırılmasına özellikle değiniyor. yapım asistanı kızın karavanda düşüp ölmesi, ekip arabasının iki çocuğu ezmesi, set ekibinden bir grubun bir bar kavgasına karışması gibi kriminal olaylar da yaşanmış çekimler esnasında. bir yandan da filmin uğradığı sansürler ve diğer ayrıntılar göz önüne alındığında, bu çekim hikayesinden adı geçen yapımı sollayacak bir film çıkaacağını düşünüyorum." (18,12)

"o dönem şehr-i'stanbul'da atlı polis olarak görev yapmakta olan dedemin figüran olarak katkıda bulunduğu film. bildiğim kadarıyla kullanılan atlı polisler için emniyet teşkilatına ciddi miktarda para ödenmiş, hatta bu paralarla araçlar alındığını, bando takımı kurulduğunu da duymuştum.

aynı zamanda bir de sessiz sedasız dedemin gençliğinde farkında olmadan bile olsa sinemayla ne kadar iç içe bir hayatı olduğunu öğrenmeme yol açan filmdir. söz konusu figüranlığın bahsinin geçtiği o muhabbette, zamanında çetin inanç'ın bizimkilerin eski ev sahibinin oğlu olduğunu ve görev icabı italya'ya giden dedemin çetin bey'e viski getirdiğini falan da öğrenmiş oldum.." (18,13)

"çekimleri tamamıyla türkiye'de gerçekleştirilen filmde, "josh" ve "adam' adında iki paralı askerin silah satmak amacıyla anadolu'ya gelmesini daha sonra kurtuluş savaşı'na türkler'in yanında katılmasını, milis güçler ve kuvayı milliye arasındaki ilişkileri anlatılıyor. (...)" (18,14)

                                             "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

'bir daha bu topraklara ayak basmayın'
filmde uzun maceralardan sonra iki silah kaçakçısı kuvay-i milliye birlikleri tarafından yakalanır ve atatürk'ün huzuruna getirilir. atatürk, "sizde bize lazım olan bir emanet var der. o emanet hz. osman'ın elyazması kuran-ı kerim'idir. hz. osman'ın okurken şehit edildiği kuran. curtis'in canlandırdığı karakter şaşırır biz bunu mu taşıdık der. atatürk de, bizim inancımıza göre, bu kuran kimdeyse savaşı o kazanacaktır. yavuz sultan selim'den beri kutsal emanetler türklerin elindedir. benim için taşıdığınız altınların hiçbir değeri yok. sizleri serbest bırakıyorum. ilk gemiyle göndereceğim sizi. aklınız varsa da bir daha bu topraklara ayak basmayın der." (18,14)

"yukarıdaki yazıda yanıltıcı çok bilgi var.
1. film kurtuluş savaşı sırasında geçiyor ama, amerikalılar (2 kişi değiller bu arada, 15-20 kişiler) padişahın askerlerine katılıyorlar.

2. mustafa kemal'in askerleri 3 yerde ortaya çıkıyor:
i - trene saldırı düzenliyorlar, amerikalıların teknolojik silahlarına karşı koyamıyorlar, kaçıyorlar.
ii - uçaklarla yunanları ve amerikalıları dere kenarında kıstırıp, bomba manyağı yapıyorlar. (yunanlar da kalleş gösterilmiş, teslim olan padişah askerlerini kurşuna diziyorlar, film yunanistan'da yasaklanmalı))
iii - amerikalılar gemiyle kaçmak üzereyken, izmir limanı'nda amerikalıları armut gibi avlıyorlar.(kuvay-i milliye birlikleri değil, düzenli türk ordusu, savaş bitmiştir çünkü, izmir geri alınmıştır.)

3. bronson final sahnesinde kuran-ı kerim'i aşağılar, "herşey bu kitap için mi" der, mustafa kemal'e "tarzını sevdim"* der . mustaf kemal, sultan osman'ın kuran-ı kerim'i milletim ve dinimiz için 1300 yıldır politik önemi vardır der. bu kitap bizdeyken, geri kalan müslümanlar bize karşı savaşmaz der.

4. fikret hakan ve salih güney * padişahın askerleridir. mücevherleri alıp kaçmaya çalışırlar. kayhan yıldızoğlu, mustafa kemal'in yaveri rolündedir, 15-20 saniye görünür.

5. mustafa kemal, yanındaki kadından emir alıyor görülür. kendim karar versem sizi kurşuna dizdirirdim, ama şimdi ülkemi terk edin ve bir daha geri dönmeyin der. kadın da mustafa kemal'i aldatıp, kanuni'nin mücevherlerini hiç etmiştir.

6. filmde patrick magee'nin canlandırdığı mustafa kemal'in 4 dakikalık bir rolü var." (18,15)

                                "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

"konusu
dönem 1920'li yılların başları... adam ve josh adlı amerikalı iki eski asker, yanlarında bir grup serüvenci ve içi ağzına kadar silah dolu bir gemiyle osmanlı devleti'nin ege kıyılarına demir atarlar. iki kafadarın başlangıçtaki tek derdi, uzak diyarlara açılıp oralarda bir 'savaş' bulmak ve ihtiyacı olanlara silah satmaktır. tam ortasına düştükleri türk kurtuluş savaşı da voliyi vurmak için gayet ideal bir pazar görünümündedir. fakat kahramanlarımızın kısa yoldan köşeyi dönme hesapları çok geçmeden çökecek ve bu savaşta onlar da adım adım birer 'taraf'a dönüşeceklerdir. önceleri, kendilerini koruma görevlisi olarak kiralayan egeli yerel lider osman bey'in milis kuvvetlerinde görev yapmaya başlayan amerikalı fedailer, bu kişinin başka bir kente nakledilen servetine gözcülük yaptıkları ilk görevleri sırasında nisbeten rahat ve eğlenceli günler yaşarlar. ancak sonradan işin içine anadolu'ya saldıran yunanlılar ve hem onlarla, hem de çökmekte olan istanbul yönetimiyle mücadele hâlindeki mustafa kemâl paşa'nın birlikleri girince, bu topraklarda işlerin o kadar da eğlenceli olmadığı anlaşılacaktır. ardarda bir sürü tehlike atlatıp heyecan dolu serüvenler yaşadıktan sonra kuvayi milliye askerleri tarafından tutuklanan josh ve adam, istanbul'a getirilerek direnişin lideri mustafa kemâl paşa'nın huzuruna çıkarılırlar. zaferin eşiğindeki mustafa kemâl'in, kendisinin karşısında son dualarını eden bu davetsiz konuklara yaptığı konuşma ise âdeta günümüze ışık tutar gibidir: "siz amerikalı serseriler, anadolu'ya ayak bastığınız andan itibaren ülkeme kargaşadan başka hiçbir şey getirmediniz. ama ben ikinizi de bir defaya mahsus olmak üzere bağışlayacağım. sizler de derhal defolup buradan gidecek ve bir daha türkiye'ye asla geri dönmeyeceksiniz!"... " (18,16)

"film hakkında bilgiler
aksiyon dergisinde filme dair ilginç bilgiler verilmiştir; tony curtis ve charles bronson'un başrolü paylaştıkları "dubious patriots" (paralı askerler) adlı 1969 yılında çekilen abd yapımı macera filmi, türk kurtuluş savaşı'na türklerin yanında katılan iki amerikalı maceraperestin başından geçenleri anlatır. filmin senaryosu, türk makamları tarafından iyice incelenip onaylanır. türkiye ve türkler aleyhine tek satır olmamasına dikkat edilir. aslında başta herşey yolunda gidiyordur; ancak bir anda ortalık karışır ve filmin son sahnesi krize yol açar. filmin final sahnesinde, atatürk, iki maceraperesti kabul edecek ve onları onurlandıracaktır. 10 saniyelik atatürk rolü için bir jön yerine bir karakter oyuncusu tercih edilmiştir. aslında türkiye'nin lehine olan film, bir anda skandala dönüşür. medya ve devlet yetkilileri olayı kınar, filmin türk oyuncuları da hadiseyi protesto ederler. sorun, son sahnedeki iki kahramanın atatürk'ün huzuruna değil de, başka bir türk komutanın (filmde mustafa hayyam ve muzaffer hayyam şeklinde -aslında kayyam da olabilir- iki farklı isim kullanılmaktadır) karşısına çıkarılmasıyla halledilir. işte o meşhur sahne budur; https://www.youtube.com/watch?v=52ilb8a9i3i   (18,16)

                                              "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne

İlginç Bir Düşüncem.. :)

Eli Wallac, Fikret Hakan ve Rıza Naci'nin birbirlerine benzemesi.. :)

                                 Fikret Hakan,Eli Wallach ve Rıza Naci

Fikret Hakan,"You Can't Win 'Em All" filmine neden seçilmişti?

Fikret Hakan'ın (iyi,kötü ve çirkin'deki) çirkin karakterini oynayan ünlü aktör  Eli Wallach 'a benzemesi..

Fikret Hakan'ın bu filme seçiliş hikayesine göre; "yabancılar gelmişler,elemeler yapmışlar ve Fikret Hakan'ı başarılı bulup seçmişler.." Acaba sadece bu etken yeterli olmuş olabilir mi?

Evet,olabilir..Ama bana öyle geliyor ki,Fikret Hakan'ın başarılı aktörlük performansının yanında ,(ne tesadüftür ki) bu filmden 3-4 yıl önce çekilen (1966) ve dünyada büyük ilgi gören "The Good The Bad The Uggly - İyi Kötü Çirkin" (21) adlı western kuşağı filminde "çirkin" rolüyle ünlenen Eli Wallac'a, Fikret Hakan'ın (birebir olmasa da onun karakter ve bazı hareketlerinin aşağı yukarı) çok benzemesi,bence en azından filmin yönetmeni /yapımcıları açısından dikkatlerinden kaçan bir özellik olmamıştır,diyebiliriz..

Düşünsenize bu filmden 3-4 yıl önce bir western filmi çevriliyor..Ve dünyada büyük ilgi görüyor.."Paralı askerler" filminin senaryo sahipleri /yapımcı ve yönetmenleri Türkiye'de çekilmesi planlanan bir film için (bu filmden 3-4 yıl sonra) Türkiye'ye geliyorlar..Ve "iyi kötü çirkin" filmin de "çirkin" rolüyle ünlenen Eli Wallac'a çok/yarı oranda benzeyen bir Türk aktörle karşılaşıyorlar.. Böyle bir aktör bulunmuş,böyle bir fırsat kaçırılır mı hiç o dönemlerde.. :)) Diye düşünmüş olamazlar mı,yani? Yoksa tesadüf mü,herşey?

Üstelik bunun kanııtı olarak "paralı askerler - You Can't Win 'Em All" filmini tekrar izlerseniz eğer,filmin yarı oranda bir western koktuğunu da az çok farkedebilirsiniz..Sanki bilinçli olarak "bu filmi western türüne benzetmek istemişler" gibi bir hava sezdim ben bu filmde..Herhalde kendilerinden 3-4 yıl önce çevrilen ve dünyada yankı uyandıran "iyi,kötü,çirkin" western filminin etkisi altında kaldıklarından dolayı,belki bu şekilde bir film yapma ihtiyacı hissetmiş olabilirler,diye düşünüyorum..

Belki Fikret Hakan ile ilgili olmayabilir ama yabancı bir blog sitesinde bu film için "iyi kötü çirkin" filmine benzer bir film olduğu yorumuna yer verilmiş.. (22)

Azeri uyruklu İranlı aktör Rıza Naci..


                                                  Azeri uyruklu İranlı aktör Rıza Naci.. (serçelerin şarkısı)

Bu arada madem Türk aktörümüz Fikret Hakan'ın "iyi kötü çirkin" filminde "çirkin" rolüyle oynayan "Eli Wallac"a benzemesinden bahsettik,öyleyse Eli Wallac'a benzeyen Azeri uyruklu İranlı aktör Rıza Naci'den (25) de bahsetmeden geçmeyelim.. :)

Rıza Naci'nin bir filmini tv,de izlemiştim..Sanmıyorsam program ismi "İran sineması kuşağı" falan olmalıydı..Filmin ismi "Serçelerin Şarkısı" (23) idi..Rıza Naci,bu filmde çok iyi bir performans gösteriyor..Ve bu film ile çok sayıda ödüllerin de sahibi oluyor.. (24)

Rıza Naci'yi ilk gördüğümde,onu izlerken aklıma ilk gelen şey tahmin ettiğiniz gibi ünlü aktör Eli Wallac'a çok benzemesi olmuştu..Filmi izlerken,"Bir insan ancak bu kadar benzerdi!" dercesine şaşkınlığımı giderememiştim..

Benzerlik Karşılaştırmalarım;
------------------------------------
Fikret Hakan ile Eli Wallac'ın gülümsemelerinde büyük benzerlik varken,burun ve yüz hatlarında benzerlik yarı orandaydı..Gülümsemelerde ön dişler ön plana çıkıyordu..Rıza Naci'nin gülümsemesinde ise ön dişlerle birlikte yan dişler de ön plandaydı..

Rıza Naci'nin ise Eli Wallac'ın burun ve yüz hatlarında büyük benzerlik varken,gülümsemesi yarı orandaydı..Her ikisinin burun ön uçları sivri gibi gözükürken,Fikret Hakan'ın hafif yuvarlak olduğunu fark edebiliyorsunuz..

NOT: Benzerlik aklıma gelmişken rahmetli Fikret Hakan'ın bu filmdeki silah tutma sahnesi,bana "Küçük Ağa" (26; 26,1) dizisindeki "Çolak Salih"in (27) silah tutuşundaki kareleri aklıma getirdiğini söylemeden edemeyeceğim.. :)

                          Fikret Hakan -Küçük Ağa (Çolak Salih) ve Paralı Askerler (Albay Ahmet Elçi)

Fikret Hakan,Tarık Buğra'nın "Küçük Ağa" eserinin filme alınmasında "Çolak Salih" rolüyle çok önemli bir kariyere imza atmıştı..(26; 26,1; 27)

"You Can't Win 'Em All" :  Videolar

Filmin tam sürüm orjinali (İngilizce);

You Can't Win 'Em All (1970) - Charles Bronson   ET: 03.09.2017
https://www.youtube.com/watch?v=jGj_W3g0iBw
NOT: Bu video adresinin hesabı,youtube tarafından feshedilmiş..Bu nedenle diğer videoyu izleyebilirsiniz..


                        You Can not Win 'Em All (1970) - Charles Bronson    ET: 13.11.2017

Atatürk sahnesi (Türkçe);
Atatürk'ün ilk Defa Canlandırıldığı Film ( 40 Yıldır yasaklı Olan Film) Holywood Filmi
(youtube. com)
ET: 03.09.2017

Atatürk sahnesi (altyazılı)
Yasaklı Atatürk Filmi - You Can’t Win 'Em All' 
(alkislarlayasiyorum. com)
ET: 03.09.2017

Fikret Hakan sahnesi (İngilizce);
Fikret Hakan Tony Curtis Salih Güney Charles Bronson
(alkislarlayasiyorum. com)
ET: 03.09.2017

Filmden kısa sahneler;
You Can't Win 'Em All / Paralı Askerler Filminde (1970) Yılı İstanbulu
(youtube. com)
ET: 03.09.2017

NOT: Efenim bu film hakkında yanlışıyla doğrusuyla düşüncelerim ve edindiğim izlenimlerim bunlardır..Bir hatamız yanlışımız olduysa affola..Daha önce de dediğim gibi film hakkında yaptığım değerlendirmeler,benim kişisel düşüncelerim..Sizler nasıl düşünürsünüz bilemem..Film hakkında yanlış değerlendirmelerim olmuş olabilir..Varsa eğer böyle birşey bunu yorumlarda belirtebilirsiniz..Sonuçta bir film değerlendirmesi yapmış oluyoruz.. Umarım iyi bir değerlendirme yapmışımdır..Haydi sağlıcakla kalın..E.Y.

KAYNAKLAR;
-------------------
(1) Paralı Askerler (Birleşik Krallık filmi, 1970)
https://tr.wikipedia.org/wiki/Paralı_Askerler_(Birleşik_Krallık_filmi,_1970)
ET: 03.09.2017

(2) Atatürk’ün ilk kez canlandırıldığı film 40 yıldır yasak
http://www.hurriyet.com.tr/ataturk-un-ilk-kez-canlandirildigi-film-40-yildir-yasak-16486814
ET: 03.09.2017

(3) Yasaklı film 43 yıl sonra ekranda
http://www.hurriyet.com.tr/yasakli-film-43-yil-sonra-ekranda-23319121
ET: 03.09.2017

(4) 'Charles Bronson kasıntı Tony Curtis sempatikti'
http://www.posta.com.tr/charles-bronson-kasinti-tony-curtis-sempatikti-haberi-181290
ET: 03.09.2017

(5) Kurtuluş Savaşı’nda geçen film neden 43 yıl bekledi?
http://www.aksam.com.tr/cumartesi/kurtulus-savasinda-gecen-film-neden-43-yil-bekledi/haber-211479
ET: 03.09.2017

(6) Atatürk bu mu?
http://www.gecmisgazete.com/haber/ataturk-bu-mu-12062
ET: 03.09.2017

(7) Columbia film Şirketi Fikret Hakan'ı altı ay için kampa aldı
http://www.gecmisgazete.com/haber/columbia-film-sirketi-fikret-hakan-i-alti-ay-icin-kampa-aldi
ET: 03.09.2017

(8) Columbia şirketi Fikret Hakan'la 5 yıllık anlaşma yaptı
http://www.gecmisgazete.com/haber/columbia-sirketi-fikret-hakan-la-5-yillik-anlasma-yapti
ET: 03.09.2017

(9) Amerika'ya gittiler
http://www.gecmisgazete.com/haber/amerika-ya-gittiler
ET: 03.09.2017

(10) Bu da Milliyet Gazetesi'nde "Paralı Askerler" arşiv araması..
http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Paralı%20Askerler/
ET: 03.09.2017

(11) Josh Corey,Adam Dyer ve albay Ahmet - Yılmaz Özdil, 13.07.2017
http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/josh-corey-adam-dyer-ve-albay-ahmet-1930325/
ET: 03.09.2017

(12) Atatürk’ün ilk kez canlandırıldığı film 40 yıldır yasak
http://www.hurriyet.com.tr/ataturk-un-ilk-kez-canlandirildigi-film-40-yildir-yasak-16486814
ET: 03.09.2017

(13) 40 yıl sonra yayınlandı
http://www.hurriyet.com.tr/40-yil-sonra-yayinlandi-16685348
ET: 03.09.2017

(14) TRT, yasaklı filmi yayınladı
http://www.milliyet.com.tr/trt--yasakli-filmi-yayinladi-gundem-1334845/
ET: 03.09.2017

(15) Paralı Askerler'in 43 yıllık sansürü sona erdi
http://www.ensonhaber.com/parali-askerlerin-43-yillik-sansuru-sona-erdi-2013-05-25.html
ET: 03.09.2017

(16) 'Charles Bronson kasıntı Tony Curtis sempatikti'
http://www.posta.com.tr/charles-bronson-kasinti-tony-curtis-sempatikti-haberi-181290
ET: 03.09.2017

(17) Atatürk’ün İlk Kez Canlandırıldığı Film Neden Yasaklandı?
http://www.hayalperdesi.net/haber/gundem/394-1-ataturkun-ilk-kez-canlandirildigi-film-neden-yasaklandi.aspx
ET: 03.09.2017

(18) You Can't Win 'Em All (1970) Bazı Yabancı ve Yerli Yorumlar..

(18,1) It could easily be worse
Author: bob_lyle from Dallas, Texas 19 March 2006
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=0
ET:05.09.2017

(18,2) Action Picture With Unusual Setting
Author: (mensa3@ earthlink. net) 17 April 2000
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=0
ET:07.09.2017

(18,3) " A Man who lies, cheats and steals can't be all bad "
Author: thinker1691 from USA 10 July 2012
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=0
ET:07.09.2017

(18,4) Well. You know what they say? It's a short life at best.
Author: Spikeopath from United Kingdom 18 April 2014
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=0
ET:07.09.2017

(18,5) If you like westerns and if Bronson and Curtis are your favorites...
Author: shutterbug_iconium from Türkiye 30 December 2010
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=0
ET:07.09.2017

(18,6) The Persuaders
Author: Prismark10 from United Kingdom 14 September 2015
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=0
ET:07.09.2017

(18,7) For Curtis and Bronson Fans
Author: Michael_Elliott from Louisville, KY 6 November 2010
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=10
ET:07.09.2017

(18,8) Strange Haircuts
Author: SipteaHighTea 22 July 2008
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=10
ET:07.09.2017

(18,9) Worst movie ever...
Author: lindajo5 from Lansing, Michigan 25 January 2004
http://www.imdb.com/title/tt0066593/reviews?start=10
ET:07.09.2017

(18,10) YOU CAN'T WİN 'EM ALL
http://www.tcm.com/this-month/article/199498%7C0/You-Can-t-Win-Em-All.html
ET:07.09.2017

(18,11) you can't win 'em all
09.02.2006 biberon
https://eksisozluk.com/you-cant-win-em-all--1173382
ET:07.09.2017

(18,12) you can't win 'em all
06.07.2010 sade
https://eksisozluk.com/you-cant-win-em-all--1173382
ET:07.09.2017

(18,13) you can't win 'em all
04.01.2011 ~ 02.05.2014 pink zeppelin
https://eksisozluk.com/you-cant-win-em-all--1173382
ET:07.09.2017

(18,14) you can't win 'em all
05.01.2011 asilcanarkadasbenim
https://eksisozluk.com/you-cant-win-em-all--1173382
ET:07.09.2017

(18,15) you can't win 'em all
26.01.2016 asi topraklarin asi cocugu
https://eksisozluk.com/you-cant-win-em-all--1173382
ET:07.09.2017

(18,16) you can't win 'em all
30.08.2017 31.08.2017 sanver
https://eksisozluk.com/you-cant-win-em-all--1173382?p=3
ET:07.09.2017

(19) Vera Cruz -  İstiklal kahramanları  ( 1954 )
http://www.imdb.com/title/tt0047647/
ET:05.09.2017

(20) Meksika'ya Fransız müdahalesi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Meksika%27ya_Fransız_müdahalesi
ET:05.09.2017

(20,1) I. Maximilian (Meksika imparatoru)
https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Maximilian_(Meksika_imparatoru)
ET:05.09.2017

(20,2) Birinci Meksika İmparatorluğu
https://tr.wikipedia.org/wiki/Birinci_Meksika_İmparatorluğu
ET:05.09.2017

(21) İyi, Kötü ve Çirkin, 
1966 yapımı Sergio Leone'nin yönettiği Spagetti Western filmidir. Başrollerini Clint Eastwood, Lee Van Cleef ve Eli Wallach paylaşmaktadır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/İyi,_Kötü_ve_Çirkin
ET:05.09.2017

(22) You Can't Win 'Em All
"Bu filmin olayları bir Lethal Weapon filmde görmeyi beklediğiniz birçok esprili ve mizahi alışverişi paylaşan Curtis & Bronson arasındaki ilişki etrafında ortalamak eğilimindedir. Ancak, fazladan bir dinamik karakterlerine asla tamamen 'İyi, Kötü ve Çirkin' Eli Wallach & Clint Eastwood'un ilişkisine çok benzer olan birbirimize güveneceğiz eklenir "
http://hisnamewasbronson.blogspot.com.tr/2012/02/you-cant-win-em-all.html
ET:05.09.2017

(23) SERÇELERİN ŞARKISI 
(Kerim karekteri)
https://www.youtube.com/watch?v=cJV_lpTqJpU
ET:05.09.2017

(24) Serçelerin Şarkısı, 
Serçelerin Şarkısı, yönetmenliğini Mecid Mecidi'nin yaptığı 2008 yapımı İran filmi.
Yayın tarihi: 1 Ekim 2008 (İran)
Yönetmen: Mecid Mecidi
Film müziğinin bestecisi: Hüseyin Alizade
Oyuncular: Rıza Naci, Maryam Akbari, Kamran Dehghan, DAHA FAZLA
Ödüller: Gümüş Ayı Ödülü En İyi Erkek Oyuncu, Asia Pacific Screen Award for Best Performance by an Actor
Diller: Farsça, Azerice
https://tr.wikipedia.org/wiki/Serçelerin_Şarkısı
ET:05.09.2017

(25) Rıza Naci 
Rıza Naci 26.12.1942 İranlı Azeri oyuncu ve İran sinemasının ikonik figürlerinden biridir. Rıza Naci gençken tiyatro kariyerine başladı. İran ordusunda askerlik görevini yaparken farklı rollerde oynamaya devam etti.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Rıza_Naci
ET:05.09.2017

(26) Küçük Ağa 
Küçük Ağa 1984 yılında TRT 1'de yayımlanmış Yücel Çakmaklı'nın yönetmenliğini üstlendiği Dram, Savaş, Tarih türündeki Türk televizyon dizisidir. Dizi yayımlandığı yıllarda çok büyük ilgi görmüştür.
İlk bölüm yayın tarihi: 1983
Dil: Türkçe
https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BC%C3%A7%C3%BCk_A%C4%9Fa_(dizi,_1983)
ET:08.09.2017

(26,1) Küçük Ağa-Bölüm 1-(58 Dakika-HD Ekran)
https://www.youtube.com/watch?v=7BT85BFg6yY
ET:08.09.2017

(27) Küçük Ağa -Çolak Salih
Çolak Salih'in Hikayesi - Küçük Ağa'dan
https://www.youtube.com/watch?v=28LIoHaU1jQ
ET:08.09.2017

RESİMLER;
----------------
(A1) You Can't Win 'Em All (A1) ve Atatürk
http://www.imdb.com/title/tt0066593/mediaviewer/rm610941440
ET:06.09.2017

(A2) You Can't Win 'Em All dünyadaki diğer afisleri;
afis1 (orjinal) : http://www.imdb.com/title/tt0066593/mediaviewer/rm610941440
afis2 (JP) : http://solomonscane.tumblr.com/post/21039943012
afis3 (Bajo cualquier Bandera ) : https://www.amazon.com/Soldiers-Fortune-Dubious-Patriots-Region/dp/B004ECLFUY
afis4 (soldiers of fortune ) : http://thelegendaryvhs.tumblr.com/post/41543701699/najemnicy-aka-soldiers-of-fortune-aka-you-cant
afis4 (soldiers of fortune2 ) : https://www.amazon.com/Soldiers-Fortune-VHS-Charles-Bronson/dp/6303241980

 (A3) It's Bedlam In Islam : http://www.imdb.com/title/tt0066593/mediaviewer/rm3612813568

NOT: "You Can't Win 'Em All" filminden bir sahne" diye çekilen resimler,filmden bizzat alınan resimlerdir..Alıntı falan değildir..

NOT:İlk yayınlanma tarihi :Eylül 2017

✔Researchs and Reviews Author by Ertuğrul Yıldırım 🙂💓

33 yorum:

  1. Çok şaşırdım, hiç bilmiyordum böyle bir film olduğunu, çok büyük emek vermiş, bir dolu kaynaktan araştırmış, linklerle desteklemişsin öncelikle emeğine sağlık. Atatürk rolündeki aktör hiç olmamış, Atatürk'le alakası yok. Henüz izlemeden yorum yapmak istemiyorum, izleyince tekrar yorum yazarım. Ancak konusu, anlattıkların, alıntılar biraz abuksabuk bir film olmuş, daha doğrusu Kurtuluş Savaşı değil yazdığın gibi Meksika iç savaşı gibi bir şey olmuş. :)

    TRT, KURTULUŞ gibi harika bir sanat eseri olan filmi AKP başa geldiğinden beri yayınlamaz,
    2002 öncesi, her 30 ağustos, 23 nisan vs. gibi ulusal günlerde KURTULUŞ filmi yayınlanırdı.
    Atatürk'ün kadın düşkünü gibi gösterildiği, abuksabuk bir filmi bayıla bayıla göstermişler demek.:)

    Çok teşekkürler çok ilginç ve çok emek sarfetmişsin, bir ara izleyeceğim filmi de.

    YanıtlaSil
  2. Bende bilmiyordum bu filimi.
    Geniş bir araştırma ve çok emek var yazınızda.
    İzlemek isterim mutlaka...
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Baya emek harcamış ve araştırmışsın.Tebrik ediyorum seni.Ayrıntılı ve açıklayıcı olmuş.Filmi ben de merak ettim.Atatürk'e de hiç benzetemedim oynayan aktörü :(

    YanıtlaSil
  4. Bu uzuuun araştırmalar sonucu yazdığın yine uzun yazıyı bir seferde okumam imkânsız Ertuğrul. Ama bugün gidip gelip okuyacağım. Paralı Askerler.. Duydum tabii ama hızlı yaşamım nedeniyle her şey gibi onu da kaçırdım.
    Şu cümlene bayıldım."Varsayılan bu lobiler ülkemizde bu kampanyayı para ile yapsalardı eğer,bu başarıyı bu kadar elde edemezlerdi,herhalde!" denecek türden bir propaganda malzemesi yaratmış benim ülkem..Hemi de kendi kendine.. :)" Gerçekten tesadüfler ülkesindeyiz. Yetkilerden programlı denebilecek ve sonucun menfaatimize olacağı hiçbir gayret yok görünürlerde. Atatürk'ün kadın düşkünü olması ya da olmaması zaten özel hayata girer ki. Halt etmektir. Diğer lobiler, falan dünyanın bu pis oyunlarını anlamak istemiyorum. Ama çok önemli tabii. Şimdi sorum şu, ben teknoloji özürlüyüm. Nereden seyrederim bu filmi? İnan sonuna kadar bakacağım ki hiç sevmem film seyretmeyi. Emeğine sağlık Ertuğrul, çok çaba var yayında, kutlarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Ertuğrul :)

      Sil
    2. dedemin babası sökede tatlıcıymış, baklava yaparmış hergün, gerçekten yanii. ondan şekerimi fazla kaçırmışlaar :) prenses olarak kalırım beeen :) ay iyi şiirimi de beğenmişsin demek ki herhaldeee, birini okumuşsun ama ikincisini de sevdin mi kiii acebaa :)

      Sil
    3. yook kraliçe olmam ben aslaaaa :) dememişsin yaa biri güzel demişsin kiii :)(

      Sil
    4. :) benim blogumda yazmadın yaaa sadece bir şiir demişsin ama şimdi bak burda senin blogda söledin tımıms okuduğunuu okeyis oleey :)

      Sil
    5. I love these types of movies :)

      Sil
    6. I love these types of movies :)

      Sil
  5. Merhaba Ertuğrul Bey.

    Ne yazık ki vakit bulamayacak kadar zaman yoksunu oldum. O sebeple gecikmeli olarak yazınız için söylemek istediğim, inanılmaz bir emek isteyen yazı hazırlamışsınız. Konu zaten tartışılmaz.. Emeğinize sağlık. Saygılarımla...

    YanıtlaSil
  6. geçen kış izlemiştim. fikret hakan ve salih güney iyiydi. film bana komik geldiydi :) bu filmi izlediğim site, türkçealtyazı.org çok iyi yaaa iyi ki var bu site :)

    YanıtlaSil
  7. Bende bilmiyordum bu filmi baya iyi bir araştırma olmuş emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. Filmi izlemedim,haberdar bile değildim ama yazınız kaynak yazısı olarak aramalara bile geçecek detaylıkta olmuş...

    YanıtlaSil
  9. Filmi de başta adı geçen kanalı da ilk defa duydum. Çok detaylı bir araştırma ürünü koymuşsunuz ortaya. Bu sebeple teşekkür ederiz. Film orta halli bir film gibi geldi bana. Bazı çarpıklıklar göze çarpıyor gibi filmde. Ben de izleyebilirim filmi.

    YanıtlaSil
  10. Filmi ilk kez duydum çok detaylı incelemişsin izlemeliyim mutlaka.

    YanıtlaSil
  11. çok emek harcamışsınız ertuğrul hocam ben filmi izledim geliyor ama tam emin olamadım daha fazla izlemek gerekiyor heralde hatırlamak için cem yılmazda bir yabancı filmde oynamıştı pek duyulmamıştı

    YanıtlaSil
  12. kaç defa izledim bu filmi yaaa, kötü film ama eğlenceliiii :) bi de ankara casusu var bak ilginç bi de istanbul var :)

    YanıtlaSil
  13. heeey son yazımdaki yorumun toptan yanlış ayolcuum. bi daha okusana yazımıııı :) bir, alıntı yok, iki, film değil kitap :) yine dikkatsiz anına gelmiş hihihi :)

    YanıtlaSil
  14. heey the secret, film değil yanii, dünyada en çok satılan bikaç kitaptan biri. diğerleri de incil ve garcia'ya mektup :) bi deee baksana ana sayfamda yanda yazıyoo. blogumda alıntı hiç yoktur yaa her şeyi kendim yazarıms :) alıntı bişi olma durumunda sölerim özellikle belirtirim yaniii ama alıntı yapmadığım için böle bişi yapmam gerekmedi hiiç :)

    YanıtlaSil
  15. şimdiiiii sakin sakiiiin yazıyı baştan sona yavaş yavaş okuyuuup yaptığın iki yanlışı da buluyon tamam mııı:) yanlışlarının biri fotoda bile belli zateeen :) diğeri de yazının sonuna kadar sabreet :) hihihi :) hep diyom sanaaa çok dikkatsizsin seeen :) sabahları uykulu oluyon herhaldeee :) akşamları oku sen blog kikiriki :)

    YanıtlaSil
  16. bu you cant win them all var bende. rus torrent sitelerinden indirdiim :) süper çözünürlük oluyo bu sitelerde, bütün filmler dün çekilmiş gibi sanki. vizyon sinema filmleri gibi. sonra da türkçe alytazı org sitesinden alıyon altyazısınııı :)

    YanıtlaSil
  17. ayolcum yorumlara cevap vermiyon demişsin. hangilerineee. hiç atladığım yorum yok kiiii. nerdeee yaa :)

    YanıtlaSil
  18. Ne detaylı bir araştırma olmuş, öncelikle tebrikler! Çok büyük emek var.
    Filmi hiç duymadım. Anlattığınız gibiyse izlememe gerek yok, çok kızdırır beni böyle durumlar. Anlayamadığım Salih Güney ve Fikret Hakan`ı nasıl ikna etmişle böyle bir senaryoya?

    YanıtlaSil
  19. Filmi hiç duymamiştım. Merak ettim ama gerçekten Atatürk her filmde olmasin. Unutulmayacak kalitede tek bir yapit cekilsin bence ve dünya çapinda insanlara yaptirilsin.

    YanıtlaSil
  20. heeey, müzik seçkisi 11'e yaptığın yorumu gördün müüüü hihihi, şaka yaptın de mi yineee, hanna, film seçkisi 6'da vardı, 1 mart'ta. bu sefer de şarkıya film demişsin kikiki :)

    YanıtlaSil
  21. Yazınızda oldukça fazla emek var ellerinize sağlık ben de bir başka özenle okuduğumu belirtmek isterim :)

    YanıtlaSil
  22. Çok ciddi bir araştırma ürünü olmuş yazınız. Emeğinize sağlık. Hele linkleri de veriyorsunuz hep. İsteyen rahatça ulaşacak bilgilerin kaynağına...
    Bu arada filmi hiç duymadım. Bulup izlemeli en kısa zamanda.

    YanıtlaSil
  23. İyi ki Vikipedi var ama o bile yasaklı bizim memlekette Ertuğrul Bey. Vikipedi den ne istedilerse artık. Bazen bir şey araştırıyorum ve açılmıyor DNS kullanmadan gel de delirme. Bu şartlarda filmin yasaklanması kadar doğal ne olabilir ki. 21. Yüzyılda yasaklarla boğuşuyoruz. Bu filmi sanki duydum ama detayı hakkında hiç bilgim yoktu. İzlemek lazım. Teşekkürler bilgi için.

    YanıtlaSil
  24. Bayram ziyaretine uğradım bu kez:) İyi bayramlar!

    YanıtlaSil
  25. kurgu yapılacaksa, içindekiler de kurgusal karakter olmalı. tarihi kurguda olay olduğunu gibi verilir sadece diyaloglar yazılır. o halde dediğiniz gibi atatürk'ü ayşegül okulda, ayşegül trende, ayşegül çayırda serisi gibi gezdirelim duralım.

    YanıtlaSil

YORUM UYARISI : Yorumlara link ve telefon numarası bırakmak,küfür,hakaret vb gibi suç unsuru olabilecek ve herhangi bir sorunda yasal soruşturma sözkonusu olabilecek bir isim vermek vb gibi yazılar yazmak yasaktır.Özellikle de bunları Unknow olarak yayınlayan yorumlar dikkate alınmayacaktır.Tespit edilirse yayınlanmaz yada silinir..